Ý Ç Ý N D E K Ý L E R



Benzer belgeler
Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

ünite1 Sosyal Bilgiler

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)


Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak


Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Kanguru Matematik Türkiye 2017


17 ÞUBAT kontrol

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3


TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

HAZÝRAN 2014 Sayý: 546 Fiyat: 7 TL. Yeniçað Üzerindeki Gizem Perdesinin Kaldýrýlmasý ÇIKAR YOL. ÝBLÝS ve ÝLK PEYGAMBER Hz. ÂDEM

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

Uður Tok ÇOK SEVMÝÞSÝN. Sen onu çok sevmiþsin, Daha da seveceksin, Sen onunla aðlayýp, (sen onunla var olup,) Onunla güleceksin. (Onunla öleceksin.

İletişim ve İnsan İlişkileri Kitle İletişim Araçları Atatürk ve İletişim


Kanguru Matematik Türkiye 2017

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Kanguru Matematik Türkiye 2015

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn


Üzülme Tuna, annem yakýnda gelecek, biliyorum ben. Nereden biliyorsun? Mektup mu geldi? Hayýr, ama biliyorum iþte. Postacýya telefon edip not


2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE

Kanguru Matematik Türkiye 2015

KÝPAÞ 2016 KATALOG HAVALANDIRMA.

Kanguru Matematik Türkiye 2018

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

Arkamdan yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Yanýmda yürü, böylece ikimiz eþit oluruz. (Ute Kabilesi Atasözü) BÜRO

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

17 ÞUBAT kontrol

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Simge Özer Pýnarbaþý

düþürücü kullanmamak c-duruma uygun ilaç kullanmamak Ateþ Durumunda Mutlaka Hekime Götürülmesi Gereken Haller:


PARK YAZ OKULUNDA YAÞATIN

Bazen tam da yeni keþfettiðiniz, yeni tanýdýðýnýz zamanda yitirirsiniz güzellikleri.

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

FSAYT ÇORUM GAZETESÝ NÝN KATKISIZ ORGANÝK SPOR-MAGAZÝN-MÝZAH EKÝDÝR. Flaþ... Flaþ...Flaþ... Görülmemiþ kampanya Yýlýn Adamý olmak çok ucuz

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI


ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu.

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

ÇOK DÝLLÝ ÇOCUÐUN KONUÞMASI VE DÝLÝNÝN GELÝÞMESÝ NASIL DESTEKLENMELÝ

HER ÝNSAN BÝRBÝRÝ ÝLE AYNI MIDIR?

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

Azıcık şundan, azıcık bundan, Azıcık yumurta kabuğundan; Bir çanak yaptım a dostlar Ne bulgur kazanı ne hamsi tavası, Görenler sanır bülbül yuvası.


1. Merkezi ve çevresel sinir sistemini oluþturan sinir hücrelerine ne ad verilir?

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7


Nejat Yavaþoðullar. Ankara Sokaklarý. Söz - Müzik: Nejat Yavaþoðullarý. Yürüyordum. Yürüyordum ay ýþýðýnda. Adým seslerim.

Soðaným da kar gibi Elma gibi, nar gibi Kim demiþ acý diye, Cücüðü var bal gibi

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

Üçgenler Geometrik Cisimler Dönüþüm Geometrisi Örüntü ve Süslemeler Ýz Düþümü


ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

m3/saat AISI

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.


BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI


Ebru Yiðit x. Hala üye olmamýþsýnýz..! Üye olun yolumuza devam edelim...! SEN BÝR GÜNAH ÝÞLEDÝN. Tek aþkýn bendim senin. Senin en çok sevenim

MAYIS 2014 Sayý: 545 Fiyat: 7 TL BÝRLÝKTEN KUVVET DOÐAR ÖZGÜR OLMAK BÝR OLMAKTIR KALPTEN YAÞAMAYA BAÞLAMALIYIZ

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.


1. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

Ý Ç Ý N D E K Ý L E R

Aile Hekimliðinde Genogram

Geometriye Y olculuk. E Kare, Dikdörtgen ve Üçgen E Açýlar E Açýlarý Ölçme E E E E E. Çevremizdeki Geometri. Geometrik Þekilleri Ýnceleyelim

17a EK 17-A ÖYKÜ KONTROL LÝSTESÝ. ² Rahim Ýçi Araçlar - Ek 17-A²

Transkript:

Ý Ç Ý N D E K Ý L E R Aylýk Kültürel ve Siyasi Dergi Cilt: 35 Aðustos 2003 Sayý: 416 SEVGÝ YAYINLARI TÝC. LTD. ÞTÝ. adýna Sahibi ve Genel Yayýn Müdürü Dr. Refet Kayserilioðlu Yazý Ýþleri Müdürü: Güngör Özyiðit Yayýn Kurulu: Güngör Özyiðit Nelda Bayraktar Özenç Kayserilioðlu Hale Ürkmezgil Haberleþme Sorumlusu: Kazým Erdemoðlu 212-250 42 42 Okur - Abone Ýliþkileri: Kazým Erdemoðlu 212-252 85 85 Yönetim Yeri: Aydede Caddesi Kývýlcým Apt. No.4/5 34437 Taksim, ÝSTANBUL 212-250 42 42 Yazýþma Adresi: SEVGÝ DÜNYASI P.K.471-Beyoðlu, 34437 ÝSTANBUL Mizampaj ve Teknik Danýþman: Hale Ürkmezgil Dizgi: Özenç Dizgi Baský: Anka Basým 212-629 01 83 Fiyatý: 2.500.000 TL. Yýllýk Abone: 30.000.000 Yurt Dýþý: 35.000.000 TL. Sevgili Dostlar Dr. Refet Kayserilioðlu... 1 Deðerini Bilmek Dr. Refet Kayserilioðlu... 2 Çýkar Yol Güngör Özyiðit... 5 Esinler Olgay Göksel... 12 Musiki - Ses ve Renk ile Tedavi Yavuz Yektay... 13 Sorularla Ruhsal Olaylar Özenç Kayserilioðlu... 18 Kendime Mektuplar Nelda Bayraktar... 20 O Aþkýn Adamýydý Nadide Kýlýç... 22 Ýnternetten... 25 Ýki Yaþam Arasýnda Çev: Arýn Ýnan... 26 El Deyip Geçmeyelim Uður Uzunhekim... 29 Özgürlüðün Bedeli Süveyda Bayraktar... 33 Iþýðýn Hazinesi Çeviren: Nelda Bayraktar... 34 Bir Ýstanbul Klasiði Güngör Özyiðit... 38 Ýnsanlarý ve Hayvanlarý Birleþtiren Gizemli Psiþik Bað (3) Belgin Tanaltay... 43 Dedikodulu Sohbet Zehra Ýskender... 47

Sevgili Dostlar Sevgi Dünyasý 1 Kendinizi baþkalarýna sevdirmeye çalýþýrken çok dikkat edeceðiniz bir husus var. O da kendi deðerinizi bilmeniz, kendinizi beðenmeniz ve kendinizi sevmenizdir. Siz kendinizi beðenmez ve sevmezseniz, baþkalarýna kendinizi sevdirmeniz çok zordur. Önce siz kendi deðerlerinizi, kendi kiþiliðinizi görecek, kendinizi seveceksiniz. Ancak o zaman sevdiðiniz yönlerinizi baþkalarýnýn beðenisine sunabilir ve onlarýn ilgisini çekebilirsiniz. Kendinizden çok üstün gördüðünüz bir kiþinin karþýsýnda ezilip büzülerek, kiþiliðinizden fedakârlýk ederek, ona gereðinden fazla þeyleri vererek kendinizi sevdirebileceðinizi sanýyorsanýz çok yanýlýyorsunuz. O sizin verdiklerinizi hoþlanarak, rahatlýkla alacak, sizin gönlünüzü hoþ etmek için belki sýrtýnýzý sývazlayacak, ama sizi sevgisine layýk, kendisine denk bir kiþi olarak hiçbir zaman göremeyecektir. Her zaman kendisini sizden üstün görecektir. Ayný durum devletlerin ve milletlerin iliþkilerinde de vardýr. Türk Milleti ve Türk Devleti, ABD ye ve Avrupa devletlerine kendini beðendirmek için onlarýn önünde küçüldükçe ve ezildikçe, onlara gereðinden fazla tavizler verdikçe, karþýlýðýný almadan aþýrý fedakârlýklar yaptýkça, kendini asla sevdiremeyecek ve saydýramayacaktýr. Onlarýn, kendi çýkarlarýný saðlamak için yaptýklarý övgüleri, alkýþlarý gerçek sevgi saymak safdillik olur ancak. Onlarýn karþýsýna eþ deðerlerle çýkmak, kendi kýymetimizi, sanatta, bilimde, ekonomide, ticarette ve politikada yeteneklerimizi mertçe ortaya koyarak çýkmak gerekir. Bu da elbette her yönde kendi deðerlerimizi geliþtirmekle ve þuurlu olarak düzenle çalýþmakla mümkündür. Bunu yapmak içinde öncelikle kendimizi ve biri birimizi kötülemeleri býrakýp, diðer insanlardan hiçbir farkýmýzýn olmadýðýný idrak etmek þarttýr. Yalaný, iki yüzlülüðü, çýkarcýlýðý en doðal davranýþ olarak gören günümüz dünyasýnda, kiþilerin ve milletlerin kendilerini sevdireceðiz derken, ezilmelerini ve sömürülmelerini önlemenin yolu, kendi deðerlerine inanmaktan geçer. Her insan Yaratanýn sevgisinden varolduðu için eþittir ve herkeste deðiþik yönlerde, deðiþik deðerler vardýr. Önemli olan, o deðerleri görmek ve var gücüyle onlarý geliþtirmeye çalýþýp, kiþilikli bir þekilde insanlarýn yararlanmasýna sunmaktýr. En Derin Sevgilerimle Dr. REFET KAYSERÝLÝOÐLU

2 Sevgi Dünyasý Deðerini Bilmek Dr. Refet KAYSERÝLÝOÐLU Vaktiyle ergin bir þeyh; yýllarca yanýnda yetiþtirdiði müridini imtihan etmek ister. Onun eline iri bir pýrlanta verip: "Oðlum" der "Bunu al, önüne gelen esnafa göster, kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster. Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarýný ve ne dediklerini öðren, gel bana bildir." Mürit elinde pýrlanta bir bakkal dükkanýna girer ve: Þunu alýr mýsýnýz?" diye sorar. Bakkal parlak bir boncuða benzettiði mücevheri alýr; elinde evirir çevirir; sonra: "Buna bir tek lira verelim. Bizim çocuk oynasýn" der. Mürit teþekkür edip çýkar. Bir manifaturacýya gider. O da parlak bir taþa benzettiði

Sevgi Dünyasý 3 mücevhere ancak bir beþ lira vermeye razý olur. Üçüncü olarak semerciye gider: "Buna ne verirsiniz?" diye sorar. Semerci þöyle bir bakar, "Bu" der "benim semerlere iyi süs olur. Bundan 'Kaþ' dediðimiz süslerden yaparým. Buna bir on lira verelim." Mürit en son olarak kuyumcuya gider. Kuyumcu mücevheri görünce yerinden fýrlar. "Bu kadar büyük pýrlantayý nereden buldun?!" diye hayretle baðýrýr ve hemen ilâve eder: "Buna kaç lira istiyorsun?" Mürit sorar: "Siz ne veriyorsunuz?" "Ne istiyorsan veririm. Mürit "Hayýr veremem." diye taþý almak için uzanýnca kuyumcu yalvarmaya baþlar: "Ne olur bunu bana sat. Dükkânýmý içindeki bütün altýnlarý ve mücevherleriyle, evimi; hatta arsalarýmý da vereyim. Mürit emanet olduðunu, satmaya yetkili olmadýðýný, ancak fiyat öðrenmesini istediklerini anlatýncaya kadar bir hayli dil döker. Þeyhinin yanýna dönen mürit büyük bir þaþkýnlýk içinde macerasýný anlatýr. Þeyh sorar: "Bundan ne anladýn?" Müridin verdiði cevap çok doðrudur: "Bir þey ancak deðerini bilenin yanýnda kýymetlidir." Þeyh ilâve eder: "Ýþte oðlum sen de sana verdiklerimi bildirdiklerimi ve öðrettiklerimi onun kýymetini bilmeyenlere verme. Eðer bir kimseye mutlaka vermek istiyorsan önce vereceklerinin kýymetini tanýt, onlara saygýyý öðret, sonra ver." Niceleri vardýr ki, nadide güllerden meydana gelen þahâne gül bahçesini, dikenli otlardan meydana gelmiþ otlak sanýr da çiðner geçerler. BÝZDE OLANLARIN DEÐERÝNÝ BÝLMEK Ýçinde bulunduðumuz þartlar bize birçok imkânlar saðlamaktadýr: Bir vahþi kabilenin arasýnda deðil de medenî bir toplum içinde yaþamamýz ne büyük bir lütuftur. Birçok aksaklýklarýna raðmen içinde yaþadýðýmýz demokratik þartlar þüphesiz büyük bir nimettir. Memleketimizdeki hür fikir ortamýný ne sol ne sað dikta rejimlerinin hüküm sürdüðü ülkelerde bulamayýz. Öyle ülkelerde insanlýðý yüceltecek, daha üstün þartlara götürecek büyük fikir akýmlarý geliþemezler. En doðru ve en üstün fikirleri, nedenleri ile ortaya koyabilmek ve bunlarý açýk açýk savunabilmek elbette büyük bir nimettir. Her çeþit imkân olsa fakat yeni ve üstün yollarý görecek üst bilgilerden mahrum olsak, ne yapabiliriz? Ýyi niyetle birçok þey yapmak istesek, ama bütün insanlýðý bir araya getirecek formüllerden yoksun olduðumuz için yine bir neticeye varamayýz. Öyleyse o bilgilere ve o formüllere, onlarýn arkasýndaki büyük ilâhî yardýmlara sahip olmamýz da büyük bir nimettir. Onlara çok sýký sarýlmamýz gerekir. Saðlýðýmýz, saðlýk içinde yaþayýp düþünebilmemiz ne büyük nimettir. Yolunuz bir akýl hastanesine düþmüþse oradakilerin acýnacak durumu, çeþitli sapýklýklar içinde bocalayýþlarý size aklýnýzýn ne büyük bir nimet olduðunu açýkça gösterecektir. Eðer bir gece uykusuz kalýp sabahlamýþsanýz, rahatça uyku uyumanýn ne büyük nimet olduðunu çok iyi anlamýþsýnýzdýr. Eðer rahatça yemeðinizi yiyip yediklerinizi kolaylýkla hazmedebiliyorsanýz lokmasýný yutamayanlar, yutup da mide sancýsýndan kývrananlara, ülser aðrýsý korkusuyla birçok þeyi yiyemeyenlere sorun ne büyük nimet içinde olduðunuza þükredin. Eðer bir astým krizi içinde nefes alamayan, bir lokma hava için pencerelere koþan bir hasta görmüþseniz, o zaman kolaylýkla içinize çektiðiniz havanýn aslýnda ne büyük nimet

4 Sevgi Dünyasý olduðunu anlar da þükredersiniz halinize. Þüphesiz birçok meziyetleriniz vardýr. Akýllýsýnýz, okuduðunuzu anlýyorsunuz; iyi kalplisiniz, insanlarý seviyorsunuz ve çevrenizde sizi sevenler var. Kötü biri olsanýz ve kötülüðünüz sizi tanýyanlarca söylense veya bakýþlarý ile ifade edilse o zaman ne kadar huzursuz olursunuz. Sevmenin ve sevilmenin ne büyük nimet olduðunu o zaman anlarsýnýz. Bir insana yardým edebilmenin, el uzatabilmenin ne büyük bir lütuf ve imkân olduðunu yardýma muhtaç olup da onu bulamayanlara sorunuz. Onlar size yardým ve hizmet etmenin ne büyük bir insanlýk olduðunu ifade edecekler ve bunu gördükleri kimseleri nasýl öve öve göklere çýkaracaklardýr. Siz sýkýntýdan bunalmýþ bir adama el uzattýðýnýz zaman onun gözlerindeki sevinci ve teþekkürü hiç gördünüz mü? Gördünüzse bilirsiniz ki, insaný ondan daha çok mutlu edecek bir hediye yoktur dünyada. Bazen çok sevdiðiniz bir yakýnýnýz bir acýdan kývranýr, geceler boyu inler ve sýzlar da ona bir þey yapamazsanýz, onun sýkýntýsý karþýsýnda âciz, eli kolu baðlý kalýrsanýz bunun ne büyük bir azap olduðunu anlarsýnýz. O esnada hastanýzýn yardýmýna koþan doktor ne üstün bir kurtarýcý, ne deðerli bir insandýr. Aksine kendi rahatýndan veya eðlencesinden fedakârlýk edip yardýma koþmayan doktor ne vicdansýz bir insandýr. Bunu o zaman daha iyi anlarsýnýz. Ýþte böylece biz bir þeyin deðerini onun yokluðu ile karþýlaþtýðýmýz zaman daha iyi anlarýz. Ama her þeyin deðerini anlayabilmek için mutlaka onlarýn yokluðu ile mi karþýlaþmamýz gerekir? Ýþte aklýnýn deðerini bilen herkes için bu gerekmemelidir: Aklý olan ve iyiyi kötüden ayýrt edebilen bir kimse düþünceleriyle sahip olduðu imkânlarýn deðerini bulabilmeli ve onlara þükredebilmelidir. DEÐERÝNÝ BÝLMEK NASIL OLUR? Bizde bulunan imkânlarýn deðerini bilmek, onlarý düþünüp "Oh! çok þükür!" demekle olup biter mi? Hayýr asla!.. Ýmkanlarýnýzýn deðerini bilmeyi, ancak onlarý daha çok geliþtirmek için çalýþmakla göstermiþ olursunuz. Bilgisini artýrmayan, zekâsýný geliþtirmeyen, çevresinin kendisine saðladýðý yardým ve imkânlardan en iyi bir þekilde faydalanmayan ve o imkânlardan faydalanarak tekâmül edemeyen, olgunlaþmayan, kendini arýtamayan bir insan deðer bilmiyor demektir. Elinizdeki imkânlarý geliþtirmek en büyük þükürdür. Ýkinci olarak o imkânlardan, insanlarý faydalandýrmaya sýra gelir. Siz bir yandan kendi imkânlarýnýzý geliþtirip kendinizi yükseltirken bir yandan da yakýn ve uzak bütün insan kardeþlerinizin yardýmýna koþacaksýnýz. Ýþte en büyük ve en gerçek þükrü bizi sevgisinden Varedene karþý ancak o zaman yapmýþ olursunuz. Aldýðýmýz her rahat nefesin, bütün organlarýmýzýn saðlýklý ve düzenli çalýþmasýnýn elbette bir borcu var. Aklýmýzýn bilgilerle geliþecek yetenekte oluþunun da bir borcu var. O borçlarý, zamaný boþa harcamayarak, aklýmýzý geliþtirerek, gönlümüzü arýtýp yücelterek, insanlara gerçekleri öðreterek, örnek olacak seviyeye gelerek ödeyebiliriz. Sahip olduðumuz her çeþit imkânýn (olanaðýn) deðerini bilmek ve þükrünü yapmak onlardan en geniþ þekilde yararlanarak ve kardeþlerimizi de yararlandýrarak gösterilmiþ olunur.

Sevgi Dünyasý 5 ÇIKAR YOL Psikolog Güngör Özyiðit Ýnsanlar sevmeyi benimseyip, baþkalarý için yaþamaya alýþmadýklarý ve yaratýcý sencilliðe varmadýklarý takdirde, insanlýðý hiçbir þeyin kurtaramayacaðý kanýsýna vardým. Sorokin

6 Sevgi Dünyasý Ýnsanoðlu kendi yarattýðý dev sorunlarla baþa çýkabilecek mi? Ýþte günümüzün en ilginç ve trajikomik sorusu bu! Trajik; çünkü sorunlarýn üstesinden gelemediðimizde yeryüzünden top yekûn silmeyebiliriz. Komik; çünkü bu deyi biz doðurduk. Kendi gücümüzün veya yanlýþ bir güç anlayýþýn tutsaðý olduk bir yerde. Nükleer savaþ olasýlýðý; tersine dönen silâhýmýz. Nüfus patlamasý; dizginsiz keyfimiz. Sýnýrsýz sanayileþme; tüketim ve sömürünün iflâhý. Kaynaklarýn tükeniþi; hesapsýzlýðýmýzýn sýnýr taþý. Enflâsyon; ektiðimizi biçme ve yalanla þiþirilen balonun sönmüþü. Açlýk; bencilliðimizin somut belirtisi. Ve çevre kirlenmesi; doðaya saygýsýzlýðýmýzýn yüzümüzde þaklayan þamarý. DAÐCILAR GÝBÝ Þimdi önümüze dað gibi dikilen bu sorunlarýn yamacýndan doruða doðru birlikte týrmanýyoruz. Her birimiz, istesek de istemesek de ayýn kader ipiyle bellerimizden birbirimize sýmsýký baðlýyýz, týpký daðcýlar gibi... Ya hep birlikte, birbirimize destek olarak, el ve gönül vererek daðý aþacaðýz. Ya da böyle kardeþçe bir iþbirliðini beceremeyerek, bir uçurumdan aþaðýya yuvarlanacaðýz. Herhalde baþarý; ayný yöne birlikte bakmak, tek yürek, tek kafa ve tek kol gibi hareket edebilmektedir. Öyle yapýlýrsa görülür ki, felâketler bile bir yerde saadete açýlan kapý olur. Sýkýntýlarý birlikte göðüslemeyi öðrenen insanlýk, bakarsýnýz yarýn mutluluklarý da kardeþçe bölüþmeyi baþarýr. Istýrabýn arýtýcý gözyaþlarý yerini sevincin saf, sade ve ýþýltýlý mutluluðuna býrakýr. Ve zaten, gidiþ de ona doðrudur gerçekten. Sorunlar ne denli büyük, dað ne kadar aþýlmaz gibi görünürse görünsün, biz, karamsar deðiliz. Her zaman, en karanlýk anlarda bile bir umut penceresi hep açýktýr içimizde. Devâ bulmaz bir iyimseriz. Çünkü inanýyoruz. Ve çünkü sevginin gücünü az çok biliyoruz. Ýyimserliðimiz gerçekleri görmemekten deðil, belki iyi görmekten geliyor. Pembe gözlükle deðil, sevgi gözüyle bakýyoruz. Sevgiyle bakmaksa, nesnel olmanýn ve özü sevgi olan gerçeði çarpýtmadan görebilmenin tek koþuludur. REÝSLÝK BÝLGÝDEDÝR Her devirde olduðu gibi, çaðýmýzda da insanlarý bunalýmdan kurtarmak ve ayný yöne birlikte yürütmek, bir otoritenin varlýðýný gerektirmektedir. Zaten bugün bunalýmýn baþ nedenlerinden biri, yönetenlerin artýk yönetemez ve yönetilenlerin yönetilemez duruma gelmiþ olmasýdýr. Yani bir otorite boþluðu ve yetkenin (otorite) yitiriliþi söz konusudur. Baþýn bedeni yönettiði gibi, böyle bir otoritenin önderlik görevini mutlaka yüklenmesi gerekli. Bu da bir bilgi iþi olup, çaðýn ihtiyaç duyduðu deðerleri ortaya koyarak ancak kendini kabul ettirebilir. Zira reislik bilgidedir. Günümüzde kim veya hangi kurum bu tarihsel görevi omuzlayabilir ve insanlýk bedenini doðru bir yöne doðru peþinden götürebilir. SÝYASAL OTORÝTE OLARAK DEVLET Tarih boyunca devlet, insanlar üzerinde baþlýca otoritelerden biri olagelmiþtir. Halkýn gönencini (refahýn) ve mutluluðunu saðlama savýyla (iddiasýyla) yönetimi türlü biçimlerde ele geçiren ve böylece devleti oluþturan kiþiler, çok geçmeden halka yabancýlaþmýþ, kendi veya dayandýðý

Sevgi Dünyasý 7 sýnýfýn çýkarýný gözeten bir baský düzenini halklar üzerine egemen kýlmýþtýr. Çaðýmýzda ise bilim ve tekniðin geliþmesi ve yönetimin hizmetine girmesi sonucu, devletin etkinliði daha da artarak insaný kaygýlandýracak bir düzeye varmýþtýr. Oysa yöneticilerin ruhsal olgunluklarý, ellerindeki maddi güçlerle doðru orantýlý olarak geliþmemiþtir. Bugün uluslarýn Çoðu on ruh yaþýndaki devlet adamlarý tarafýndan yönetilmektedir. Ve siyasal kadrolar halkýn, özellikle yeni yetiþen kuþaðýn en az yirmi yýl gerisinde kalmýþtýr. Öyleyse bugünkü durumuyla devlet mekanizmasý, insanlarý saðlýklý ve mutlu yarýnlara ulaþtýrmak görevini yüklenmek yönünden en azýndan yetersiz görünmektedir. Kimi düþünür ve devlet adamlarý, devletin tek baþýna, kendine özgü yetkinliðine inanýrlar ve devleti Tanrýsal gücün en yetkin (tam) belirtisi sayarlar. Onlarca devlet, yurttaþlarýnýn mutluluðu için bir araç olmaktan çýkmýþ, kendisi amaç olmuþtur. Ýnsandan böylesine soyutlanmýþ bir devlet düþüncesi, akla da mantýða da aykýrýdýr. Gerçekçi bir görüþle devlet, ellerinde diðer insanlardan daha çok güç ve yetki bulunan belirli kiþiler topluluðudur. Ve devletin politikasý, onu oluþturan kiþilerin görüþlerini yansýtýr. Bu nedenle devletin gözde büyütülmesi aslýnda yönetici azýnlýðýn deðerinin ve öneminin abartýlmasýdýr. Ve onlarýn yapabilecekleri yanlýþlara peþinen göz yumulmasýdýr. Hitler ve Mussolini böyle yanlýþ bir devlet anlayýþýnýn kurbanlarýdýr. Ne var ki özgür ve demokratik düþünüþlü kimseler bu haksýz kuramý asla hoþ görmez ve devletin toplum içindeki diðer etkin güçlerle, baský gruplarýyla denetlenmesini, güçler arasýnda karþýlýklý bir denge ve uyum saðlanmasýný öngörürler. Bugün dünya iki politik inancýn, kapitalizm ve komünizmin kurbaný olmuþtur. Ýkisi de pratikte doðrulanmamýþ, dogmatik inançlardýr. Biri, kapitalizm, küçük bir azýnlýðýn özgürce giriþimde bulunmasýna olanak tanýr. Ama onlarýn bu olanaðý kötüye kullanmasýna, halký sömürmesine ses çýkarmaz. Býrakýnýz yapsýn, býrakýnýz geçsin görüþündedir. Diðeri, sermayenin emeði sömürmesine karþý çýkan komünizm ise, herkese kölecesine bir güvenlik saðlar, üretim araçlarýný kendi ellerinde toplayan yönetici sýnýf, bir çeþit devlet kapitalizmini doðurur. Halkýnýn bir ölçüde karnýný doyurur ama, düþünce özgürlüðüne de kilidi vurur. Ve insanýn en insanca hakký olan kiþiliðini serbestçe oluþturmasýna izin vermez. Aslýnda kapitalizm olsun, komünizm olsun, insaný tam kavrayamayan, eksik, yetersiz ve yarým kalmýþ sistemlerdir. Ýkisi de temelde maddecidir ve maddi gücü putlaþtýrmýþtýr. Ve deðiþik þekillerde bile olsa, her ikisinin de tutunmak için yalana ve kaba kuvvete baþvuruþlarý, gerçekte bu büyük boþluðu kapatma gayretinden ileri gelmektedir. OTORÝTE OLARAK DÝN Din de, baþlangýçtan bugüne insanlar üzerinde sürekli bir otorite kaynaðý olmuþtur. Tanrýsal kaynaklý olduðu ve insanýn ruhsal yönünü de kuþattýðý için etkisi daha da büyük, derin ve sürekli olmuþtur. Tarihteki birçok güçlü imparatorluklarýn bugün yerlerinde yeller estiði, Cengiz in, Atillâ nýn tarih kitaplarýnýn dýþýnda adlarý anýlmadýðý halde, Ýsa nýn, Musa nýn, Muhammed in, hatta Mevlânâ ve

8 Sevgi Dünyasý Yunus un otoritesi bugün de insanlar üzerinde etkisini sürdürmektedir. Dinin özü, Tanrýsal erdemleri kendi kiþiliðinde çiçeklendirmek ve diðer insanlarý bu güzelliklere özendirmektir. Bu nedenle dinde zorlama yoktur. Çünkü dinin kendisi güzel, çekici ve çaðýrýcýdýr. Bir gülyüzlüyü örnek alarak, ona benzemeye, ondaki güzel huylarla bezenmeye çalýþmaktýr. Baþlangýçta, gülyüzlüler ve yakýnlarý döneminde din, gerçekten bu hoþ, bahar havasýný esmesini, güzel çiçekler açmasýný ve olgun meyveler vermesini saðlamýþtýr. Ne var ki, sonralarý din örgütü yetersiz ve yeteneksiz kiþilerin elinde bozulmaya baþlamýþtýr. Bozuldukça, çekici ve çaðýrýcý niteliðini yitirmiþ, bu kere baskýya yönelerek, olmadýk iþkenceler uygulayarak zorla insanlara boyun eðdirme yolunu benimsemiþtir. Özünü yitirmenin doðal sonucu olarak da; þekil ve merasimler üzerinde gereðinden çok durulmuþ, türlü hüner ve çýkarla din, tanýnmaz hale getirilmiþtir. Uzlaþtýrýcý ve birleþtirici olmasý gerekirken, ayný din içinde bile ayrýlýklar yaratan, düþmanlýklarý besleyen ve kinleri körükleyen bir bozguncu (fesat) yuvasý olmuþtur. Bugün dünyada belli baþlý dinsel örgütler, ne yazýk ki egemen güçlerle çýkar ortaklýðý içinde elele vermiþ, yalnýz kendi çýkarýný düþünen, halký safsatalarla uyutup kandýran çaðdýþý bir kurum görünümündedir. Ve uyanan, çaðýný az çok kavrayan insanlar indinde örgüt olarak otoritesini çoktan yitirmiþ durumdadýr. Bazý aydýnlarý dinden soðutan da bunlardýr. Ve bu yöndeki otorite boþluðu, deðerler sisteminde bir anarþinin doðmasýna yol açmýþtýr. OTORÝTE OLARAK BÝLÝM Uygarlýðýmýzý diðer uygarlýklardan ayýran en önemli taraf, bilim ve tekniðin birinci sýrada yer almasý ve bu yüzden öneminin biraz abartýlmasýdýr. Her þeyi bilimden bekler olduk. Bugün, bunca çýkmazýn içinde, yine bilimden medet ummaktayýz. Yönetici kadrolara bile, uzman bilim adamlarýný, teknokratlarý kaydýrmaya doðru bir yöneliþ var. Politikacýlarýn karýþtýrýp, arapsaçýna döndürdüðü iþleri, onlarýn sihirli elleriyle düzeltmesini umuyoruz. Oysa bilim, adamý aðaca bakmaktan, ormaný kaybetmiþ durumdadýr. Aþýrý uzmanlaþma sonucu parça-buçuk bilgiyle kalmýþ, bütünü görme yetisini yitirmiþtir. Daha acýsý ise, bilim ve tekniðin saðladýðý olanaklarýn, yöneticilerin elinde yanlýþ yolda ve insana karþý kullanýlmasýdýr. Makineler içinde katýlaþan, bilgisayarlar üreten bilim adamý, bir umursamazlýk içinde, insaný unutmuþ görünmekte ve insan soyunu kurutacak etkinlikte güçleri çýlgýn yöneticilerin eline teslim etmektedir. Sadece madde ile: haþýr neþir olan bilim adamý kendine de yabancýlaþmýþ ve giderek insanlýktan kopmuþtur. Bilgisayarlara programlanmýþ akýl enjekte etmiþtir ama, ona bir de yürek takmayý unutmuþtur. Oysa bilmeliydi ki sevgisiz bilgi, kanat takmýþ kaplan kadar korkunçtur. Ýnsandan yola çýkan bilimin yine insana varmasý, insaný ezecek yerde, yüceltmesi gerekirdi. Laboratuarlardaki deney tüpleri içinde belki önemli þeyler bulduk ama, asýl önemli olaný, insaný yitirdik galiba. Hani Ýranlý bir hükümdar varmýþ. Günün birinde çok sevdiði kraliçesini yitirmiþ. Ve sevgili eþinin ölümünü

Sevgi Dünyasý 9 ölümsüzleþtirmek için, bütün varlýðýný, görülmemiþ büyüklükte ve güzellikte bir türbenin yapýmýna adamýþ. Dünyanýn en büyük mimarlarýný, en ünlü ustalarýný tutarak, Ýran ýn en güzel mermer ve mozaikleriyle mezarý çevreleyecek bir türbenin yapýlmasýný buyurmuþ. Aylar aylarý, yýllar yýllarý kovalamýþ. Türbe biçimiyle, iþçiliði, yüksek kuleleri ve minareleriyle gitgide görkemli bir görünüm kazanmýþ. Hükümdar öylesine vermiþ ki kendini türbenin yapýmýna, artýk baþka þey düþünemez olmuþ. Ancak, türbenin bitimine yakýn, her þeyin çok güzel olmasýna karþýn, hükümdar, küçük bir þeyin genel uyumdaki kusursuzluðu bozduðunu düþünür dururmuþ. Ama bunun ne olduðunu da net olarak bilemezmiþ. Nihayet bir gün hükümdar anýtýn tepesinde, iç avluya açýlan balkondan aþaðýlara bakarken birden kafasýnda þimþekler çakmýþ ve uyumu neyin bozduðunu anlar gibi olmuþ. Derhal mimarbaþýný çaðýrtarak, artýk aþaðýda nokta gibi duran bir þeyi göstererek; Kaldýrýn, atýn þunu oradan! demiþ. O nokta gibi duran þey ise, türbenin yapýlmasýnýn asýl nedeni olan sevgili kraliçesinin mezarý imiþ!.. Bilimin duygusuz elektronik beyni, kendini yapan insana karþý biraz böyle, hükümdarca bir tavýr takýnmýyor mu?!. YENÝ SÖZCÜKLER GEREKLÝ Yetke (otorite), yetkinlikten gelir. Otorite olmak, ortaya koyduðu yetkin (yeterli, mükemmel) deðerlerden dolayý insanlarýn sevgisini, saygýsýný ve hayranlýðým kazanmaktýr. Bu da güvenilir, sözü dinlenir ve gösterdiði yoldan gidilir olmakla kendini belirtir. Gördük ki devlet, din ve bilim bugünkü haliyle çaðý kavrayan, zamanýn gereklerini getiren, bünyesinde sorunlarý çözecek ipuçlarýný taþýyan yetkin bir görüþten yoksundur. Öyleyse onlarýn yerini baþka otoritelerin, yeni çað sözcülerinin veya öncülerinin almasý gerekli. Yeni çað, her þeyden önce iyi niyete dayalý uluslararasý bir iþbirliðini zorunlu kýlmaktadýr. Çaðýmýzýn, olaylara kuþbakýþý bakmasýný bilen bir büyük düþünürü, Russell, þöyle diyor: Uygarlýðýn geliþmesinde sonsuz önemi olan uluslararasý iþbirliði içinde bilimin yeterli bir yeri yoktur. Bütün ekonomik sorunlarýmýz, bütün emekçi haklarýný saðlama sorunlarýmýz, yurtta özgürlük ve dünyada insanlýk umutlarýmýz, hep uluslararasý iyi niyetin yaratýlmasýna baðlýdýr. Bunun yolu dinlerin öðrettiði Kardeþlik ruhunu yeniden yaratmaktýr. Bu iþ için yola çýkan insanlardan, Bertrand Russell ý dinleyelim: Ýsa nýn öðrettiði ve Kliselerin unutmuþ olduklarý kardeþlik ruhunun, insan faaliyetlerindeki baþarýsýný elde etmede yardýmcý olmasýný isteyecektir. Bu ruhta yalnýzca en yüksek ahlâklýlýðýn deðil, fakat en gerçek mantýðýn da bulunduðunu ve bunun bilimsel çýlgýnlýðýn açtýðý yaralarla kanayan uluslarýn geliþmesi yolu olduðunu; uydurma ve yapmacýk görevlere çaðýrýlmanýn insan hayatýný zehir etmesinden kurtuluþ yolu olduðunu görecektir. Nefretin esinlediði iþler ne kadar acý, ne kadar kendi kendini feda ile dolu olursa olsun, hiçbir zaman görev deðildir. Hayat ve dünya için umut, ancak sevgi ile yapýlan iþlerdedir. Clive Bell Uygarlýk yapýtýnda þu yargýya yarýyor: Bir uygarlýk isteði Seylan ýn Veddha larý ve Altýn Sahil in Mege leri arasýnda bir gün uyanabilir. Ama Borsada ve Ticaret Birliði

10 Sevgi Dünyasý Kongresinde bunun esintilerine bile rastlanamaz. Galiba önce adam baþýna düþen ulusal geliri artýrmayý deðil de kiþi baþýna düþen mutluluðu çoðaltmayý düþünen, bunun yolunu da sevgi ile bir olmakta gören bir hayat görüþünün insanlarca benimsenmesi gerekiyor. Ünlü çevrebilimci Mansholt yarýna umutla bakmamýzý öneriyor: Her þeyi deðiþtirmek için o kadar geç kalmýþ sayýlmayýz daha. Elimize geçecek boþ zamanlarda mutluluðu düþünelim. Elle tutulur, gözle görülür nesne tüketimi yerine, zihinsel ürün tüketimini arttýralým. Ayný anda yaratmayý, hem de yeniden ikinci kez yaratmayý düþünelim. Dengesini bozduðumuz doðayý onarmaya, korumaya çalýþalým. Evet, iyimserim, çünkü henüz her þey olabilir; gerçek bir dünya dengesi çaðýna girilebilir, hattâ, kim bilir, belki mutluluða bile kavuþulabilir. Bir baþka çevrebilimci, Goldsmith, yeni bir insanlýk dini yaratmanýn zamaný geldiðine deðinerek, bilimin yetersizliðini belirtip, insan iliþkilerine yatýrým yapmamýzý, dostluða, sevgiye aðýrlýk tanýmamýzý öneriyor: Bilime inanmak, bunalýmla dikkat çanlarý çalarak savaþmaya benziyor biraz! Bilimin bize önerdiði yöntemler hastalýðý deðil, belirtileri yok ediyor. Hastalýðýn köküne el atma, yeni bir insan dini yaratma zamaný gelmiþtir. Bir örnek alalým: Bugün herkesin bir buzdolabý var. Korkunç enerji tüketen bu güzel aletler, çok çok alýnan besinleri saklamaya yarýyor. Peki, bir zebra öldüren, yani tüketebileceðinden fazla besin saðlayan ilkel insan ne yapýyor? Dostlarýný yemeðe çaðýrýyor, baþka bir sefer de onlar kendisini çaðýracaklardýr. Eti, dostlarýnýn karnýnda saklýyor. Baþka bir deyiþle, bireysel tüketim mallarýna deðil, insani iliþkilere yatýrým yapýyor. Hele birlikte yenen yemeðin tadýný ve neþesini de düþünürsek, ne kârlý ticaret! Ve kaynaþýp bir olmada ne güzel bir pratik. ÞÝMDÝ ÝNSAN ÝNSAN OLMA YOLUNDA John V. Nef Sanayileþmenin Kültür Temelleri isimli kitabýnda ayný konuya þöyle yaklaþýyor: Ýlmin, Teknolojinin ve iktisadýn metotlarý Tanrýsallýða götürecek hiçbir anahtar vermiyor. Sanayi adamý, para babasý Tanrý deðildir; onun felaketi henüz insan bile olmayýþýdýr. Ýnsaný yeniden bulmamýz gerekir; onu Tanrý ya ancak böylece ulaþtýrmayý ümit edebiliriz. Ýsa nýn bize gösterdiði manevi kaynaklara dayanacak bir insanlýk toplumunu kurmaya baþlama gereði iþte bu yüzden duyuluyor. Gayet sýký bir disiplin içinde, kendimizi ahlâk ve adalet kadar, güzellik ve hakikate, hepten verici bir sevgiye adamamýz gerekiyor. Ve nihayet Rus asýllý ünlü Amerikan sosyologu Sorokin sorunu þöylece noktalýyor: Ýnsanlar sevmeyi benimseyip, baþkalarý için yaþamaya alýþmadýklarý ve yaratýcý özgeciliðe varmadýklarý takdirde, insanlýðý hiçbir þeyin kurtaramayacaðý kanýsýna vardým. ÖZETÝN ÖZETÝ Deðerlerin tehlikeye düþtüðü nazik, kritik dönemlerde daima din duygusu doruða yükselmiþ ve diðer otoriteleri de kendinde toplayan bir kutup olmuþtur. Günümüzde de buna benzer bir durum içinde bulunmaktayýz. Ve yarýna dönük þöyle bir durum deðerlendirmesi yapabiliriz belki. Ýlkin, deðerlerin yeniden yerli yerine

Sevgi Dünyasý 11 oturmasý ve çaðdaþ boyutlar kazanmasý için, dinlerin ve mezheplerin üzerinde, fakat hepsini kuþatan, Tanrýsal kaynaklý yeni bir göksel bildirinin çeþitli kanallardan insanlara ulaþmasý gerekli. Bu otoriteye yardýmcý olarak devlet mekanizmasýnda da kaliteli devlet adamlarý yönünde olumlu bir deðiþme beklenmelidir. Herhalde iyice þartlanmýþ iki politik sistemin belli baþlý üyelerinden çok, tarafsýz ve bloksuz üçüncü dünya ülkelerinden bu yolda bir çiçeklenme beklenebilir. Böyle bir ülkenin, her iki politik ve ekonomik sistemin yararlý yanlarýný alýp, buna ruhsal ve Tanrýsal görüþü de ekleyerek üçlü bir sentezi baþarmasý gerek. Kanýmýzca Türkiye bu üçlü sentezi baþarmaya en yatkýn ülke olarak görülmektedir. Bilim de yeni bilgilerden esinlenerek, kendine çeki düzen vermek, durumunu yeniden ayarlamak ve eksik olan manevi tarafýný, o yöndeki araþtýrmalarla gidermek yolunu tutacaktýr. Buna þimdiden baþlamýþtýr bile. Demir Perde Gerisindeki Ruhsal araþtýrmalar bunun en belirgin örneðidir. Ýnsanlarýn sevgi ile bilinçli birliðe varmasýný amaçlayan yeni çaðda, herhalde sanata; özellikle müziðe ve edebiyata, tiyatro ve sinemaya, büyük iþ düþecektir. Ýnsanlarý birbirine kaynaþtýrmakta, ortak sevgilerde buluþturmakta ve gönülleri birbirine dokumada en önemli rollerden birini oynayacaktýr. Ve bütün bu soylu, insanca çabalar Tanrý nýn ve yüce âlemin desteðiyle, kuþkusuz yakýn yarýnlarda dünyaya bir bahar çaðý getirecektir. Bir sanatçý, soylu bir sanat yapýtýnýn oluþumunu þöyle anlatýr: Ýnsanýn bütün gücüyle, hummalý bir þekilde en büyük güzelliðe, Tanrý ya yaklaþmaya çabalamasý... Ve Tanrý nýn eðilip onu alnýndan öpmesi. Ýþte insanlýk þimdi en büyük sanat eserini yaratmanýn arifesinde. Yarýn kabile ulaþmanýn, sevgiyle bir olmanýn bayramýna erecek, ki o gün, alnýna deðen Tanrý busesi ile ödüllenecek..

12 Sevgi Dünyasý e s i n l e r Kendini tanýyan özündeki tohumu yeþertir, Öylece içindeki Tanrý ile yüz yüze gelir. * * * Büyük insanlar, insana insan olmanýn onurunu tattýrýr, Ve size, sizin de gerçekte büyük olduðunuzu anýmsatýr. * * * En büyük hazinenin beynin olduðunu düþün bir daha, Zira, herkesin yararýna açýk bir zenginliktir deha. * * * Önce kendini bil ve kendin ol, Bilgelik esenliðe götüren bir yol. * * * Ýnsan oyun oynar gibi yaþamalý, Oyundaki coþkuyu yaþama taþýmalý. * * * Doðruluk, güzellik ve iyilik, Ýþte insaný insan yapan üç nitelik. * * * Sana yapýlan kötülüðe iyice bir bak, Ýþte sana baðýþlamayý öðrenmen için bir fýrsat. olgay göksel

Sevgi Dünyasý 13 MUSÝKÝ - SES VE RENK ile TEDAVÝ (4) Bulabildiklerimiz ve Bilebildiklerimiz (1) YAVUZ YEKTAY Ressam IÞIL ERDEM Girgin Piyano ve Sanat Galerisi 14.10-9.11.2002 Resim Sergisi Þimdi bahçe yeþerdi, güller beyaz açacak. Toprak her þeyi vermek için hazýr Ve ayaklar altýnda ezilmeye. Su taþýyor yalnýz O ndan hayýr, Hem içilmeye, hem yýkanmaya... Beyaz güller açacak, Ve aralarýnda bir kýrmýzý gül olsun diye... Açan her yeni beyaz gül, bir gülyüzlüyü anýmsatmakta (Hâfýz Þîrazî) Her yeni ölü, bir eski ölüye selâmdýr, yaþayanlardan... (Ayhan Ünalp) Her yeni doðum, tüm yaþayan bedenlilere selâmdýr, Berzah da doðma sýrasýný sessizce bekleyenlerden... (Yavuz Yektâ) (19.07.1994)

14 Sevgi Dünyasý O açýlan beyaz güllerin, þu anda biz yaþayanlar ve yeniden bedenlenerek, üzerinde rahatça dolaþtýðýmýz dünyaya gelmekte olan insan kardeþlerimiz olduðunu hayal ediyorum ve inanýyorum. Yaratýldýðýmdan beri aldýðým bilgilere göre olgunlaþtýkça, kemâle erdikçe ve realitemiz yükseldikçe ve gönlümüz arýndýkça: Gözlerimizde, þimdi göremediðimiz yedi rengin parýltýsý var aslýnda. Gözlerimizde göremediðimiz yedi renk, biliyorum ki, birbirimizi uzaktan görmemiz için bize yardým edecek. Sesimizde, þimdi kulaðýmýzla duymadýðýmýz bir de yedi ses var ayrýca... Biliyorum ki, iþte o, her þeyimize ön olacak ve birbirimizi uzaktan onunla duyacaðýz... Bizi Sevgisinden Yaratanýmýzýn emri ve izni ile... Ve üstün insan olarak insan-üstüne varmak için... * * * Kulak-ses iliþkileri ve Etnik kulak konusu üzerine çalýþan dünya çapýnda bir araþtýrmacý var: Dr. Alfred TOMATIS. (2), Psikolinguistik (Dilbilim Psikolojisi) uzmaný. Tedavi ettiði (Tedavide Mozart Musikisini de kullanýyor) ODILE isminde spastik bir çocuk. Odile baþlangýçta hiç konuþamýyor. Tedavi sonucu konuþmaya baþlýyor ama ana dili olan Fransýzca yý deðil daha çok Ýngilizce konuþmayý tercih ediyor. Çünkü annesi Odil e hamile iken sadece Ýngilizce konuþulan bir þirkette çalýþýyormuþ! Anne karnýndaki çocuk 4,5 aylýk iken kulaðý tam manasý ile geliþir. Ve dýþarýdan sesleri iþitebilir, iletiþim kurar, reaksiyon verir. Annesinin dinlediði ve kendisine dinlettiði tüm musikiyi ve her türlü sesi duyar. Dinletilen musiki güzellik, neþe, sevgi, huzur vs. gibi olumlu duygular verebiliyorsa, çocuk o yönde geliþir ve dünya hayatýnda, mutluluða daha çok yakýndýr. (3) Annenin hamilelik döneminde dinletilen soft musiki zeki ve yaþama uyumlu çocuklar için gerekli. Dr. TOMATIS kulaklarý, sesleri bozuk ve/veya saðlýksýz olan hastalarýna aynen anne karnýndaki çocuklara yaptýðý gibi musiki ile, Beethoven ile ve bilhassa Mozart ile antrenman yaptýrýyor. Baþarý oraný yüksek, hele Mozart musikisinin etkisi tartýþýlamaz. Ayný yöntem kulak ve duyma sistemleri bozulan tüm uçak pilotlarýnda baþarý ile kullanýlýyor. Kulaðýn düþünmemize, %90 oranýnda destek olduðunu biliyor muydunuz? Þöyle: Beynin çalýþabilmesi için kan vasýtasýyla, þeker ve oksijen beyne gelir. Düþünebilmek için kulak desteðinin olmasý lâzýmdýr mutlaka! Kulak, sesle beyni besler. Böylece musiki, saðlýk, yaratýcýlýk, zekâ ve hattâ türlü hastalýklara karþý baðýþýklýk verir! Üstün insanýn beyin geliþimi musiki ile oluþur! Çocuklarýmýza anne rahmindeki yaþantýsýndan sonra küçücük yaþlardan itibaren bütün yaþamlarý boyunca musiki eðitimi vermek ve onlara sevebilecekleri bir enstrüman öðretmek üstün zekâlý nesiller yetiþtirmemiz için ELZEM dir. (Elzem = Olmazsa olmaz manasýna) Bu satýrlarýn yazarý âcizane ilk

Sevgi Dünyasý 15 öðretim okullarýnda ve üniversitelerde NEY dersi veriyorum. Ne zaman bir genç Ben ney üflemeyi öðrenmek istiyorum diye bana baþvursa, daha kendisine cevap vermeden önce, içimden sessizce þöyle diyorum: Bir genç daha kurtarýlabilir, Yüce Yarataným sana sonsuz þükrederim! Baþýmdan geçmiþ, olmuþ bir olayý anlatmak isterim: Caným kýzým Sanem Türeyen, torunumuz bir üstün insan adayý (günümüzün ismi ile Ýndigo veya Kristal çocuk) Erce Türeyen e anne karnýnda iken, bir deneme olsun diye, Vivaldi musikisi dinlettik defalarca. Erce 4 yaþlarýnda iken, bir gün evimizde oyuncaklar ile oynuyor, ama çok konsantre olmuþ, dalgýn... o sýrada televizyonda bir Vivaldi çalmaya baþladý. Erce, o kadar dalgýn olduðu halde, baþýný kaldýrdý, ayaða kalktý, televizyonun önüne kadar gitti, Vivaldi bitinceye kadar dinledi, sonra oyununa döndü ve oyununa devam etti. Erce þimdi 14 yaþlarýnda, üstün kaliteli resim yapýyor. 5-6 yaþlarýnda iken çocuk yuvasýnda yapýlan bir resim sergisine katýlmýþtý. Resimlerinin (bir tanesi hariç) hepsi çalýndý, inanýyorum ki, bir gün bir resim müzayedesinde veya bir evde (imzasý deðiþtirilmiþ olarak) rastlayacaðýz... * * * Bu ay yine Gurur ve Kibir temizlemek üzerine iki adet Hicaz tablet ile sizlere hizmet etmeye karar verdim.... Biz þimdiden birçok þeyimizden vazgeçip, þimdi bize ters olan bazý þeyleri de kabul etmeyi bilmeliyiz...

16 Sevgi Dünyasý ÝNSANLARI KARDEÞ SAYDIN YANDIN, PÝÞTÝN HAK YOLUNDA GÖNÜLLERE SEVGÝ SALDIN CAN ARITTIN BEÞ HAYIRLA UMUTSUZA EL UZATTIN YIKANDIN HEP AÞK SUYUNDA SAYGIM SANA DOST MEVLÂNA ÖVGÜM SANA DOST MEVLÂNA Dr. Refet Kayserilioðlu (SEVELÝM, SEVELÝM, BÝRLEÞELÝM, BÝR OLALIM.) (Not: Güftenin dört kýt asý var. Prozodi bakýmýndan, her kýt a için musikide uyarlama deðiþiklikleri yapýlmalýdýr, CD yapýlýrsa düzenlenecektir.) AÞKIN ALDI BENDEN BENÝ BANA SENÝ GEREK SENÝ BEN YANARIM DÜN-Ü-GÜNÜ BANA GEREK, GEREK SENÝ (Yunus Emre) (SEVELÝM, SEVELÝM, BÝRLEÞELÝM, BÝR OLALIM.)

Sevgi Dünyasý 17 Bugünkü halimiz, MAÐLUBÝYET i istemez, GURUR umuzdan hiç fedakârlýk yapmaz haldedir, Halbuki tolerans bu ikisini gerektirir. Demek ki, MAÐLUP olduðumuzda, aynen zafer kazanmýþ GALÝP gibi sevinmemiz, yeni þeyler öðrendiðimiz için þükretmemiz gerekmekte. Demek ki, GURUR umuzdan fedakârlýk etmemiz lâzým geldiðinde tüm gururumuzu silmemiz ve ayaklar altýna almamýz, karþýmýzdakinden özür dilememiz, ayrýca kendisine teþekkür etmemiz gerekir. Ve Bizi Sevgisinden Yaratanýmýza þükretmeliyiz. Demek ki, Tolerans dan baþlayýp, Hoþgörü ve Baðýþlayýcýlýðý, kendimize doðal âdet haline getirmeliyiz. Kibir ve Gurur urlarýndan arýnmak için devamlý Hicaz makamýnda verdiðimiz musiki tabletlerini dinlemek, dinleyerek arýnmak, arýnmanýn lüzumuna inanmak, Yüce Yaratan a inanmak ve boyun eðmek, tüm insanlara ve tüm varlýklara saygý ile dolu olmak, alçak gönüllü olup sevgi alýp sevgi vermek þiarýmýz olmalý! Kibir ve Gurur u silemezsek ruhumuzdan, inanýn, kemâle eremeyiz, olgunlaþamayýz, bir türlü realitelerimiz yükselmez! * * * Bu ay verdiðimiz birinci tablet, bestesi geçen yýl aramýzdan ayrýlan Can dostumuz Sayýn Acar Doðangün e, sözleri Sayýn Dr. Refet Kayserilioðlu na ait bir Hicaz ilâhi ve ona eklenen bize ait sözlü bir ara naðmedir. Ýkinci tablet musikinin bestesi yine bize ve sözleri Yüce insan Yunus Emre ye ait bir Hicaz ilâhidir. Lütfen ezberleyiniz, yolda, sabah erken kalktýðýnýzda ve boþ zamanlarýnýzda söyleyiniz. Sevgi Dünyasý dergisi, belki hepsini bir CD içinde toplar ve derginizle daðýtýr inþallah. Baktýðýnýzda içinizde mutluluk ve huzuru hissetmeniz için, Lösemili çocuklarýn gönüllü annesi, ýþýl ýþýl bir Can dostu olan üstat ressam Iþýl Erdem in bir el ve gönül emeði resim çalýþmasýný yazýmýzýn baþýna, hediye olarak tab ettik, kendisine teþekkür ederiz. Güzellikleri, dostluðu, birliði, sevgiyi, barýþý yaþamak ve paylaþmak için saðlýk dolu yýllar el ele olsun... Not: Varsa sorularýnýzý ve isteklerinizi bekleriz. Dip notlar: 1. Bir yazý dizisi halinde yayýnlanacaktýr. 2. Sevgi Dünyasý dergisi yayýn kurulu üyesi Sayýn Nelda Bayraktar ýn derginin Nisan 1990, Sayý: 256, Sayfa: 18 de çýkan Dr. TOMATIS ile ilgili ilginç araþtýrma yazýsý için kendisine teþekkür ederim. Musiki ile tedavi çalýþmalarýmda bana yeni ufuklar açtý. 3. Bu yazýmdaki bazý bilgiler için Takvim gazetesi saðlýk sayfasý editörü Sayýn Jale Talay dan çok faydalandým. (18.06.2003 tarihli Takvim gazetesi)

18 Sevgi Dünyasý SORULARLA Derleyen: Özenç Kayserilioðlu Ruhlarla irtibata geçilebilir mi? Spiritüalizm ekolünden olan kiþiler, dünyada yaþayan insanlarýn, ölmüþ insanlarýn ruhlarýyla irtibata geçebileceðine inanýrlar. Bu inanç, mantýki, akli ve bilimsel temeller üzerine bina edilmiþtir. Spiritüalizmanýn baþlangýç tarihi olarak kabul edilen 19. yüzyýlýn ortalarýna kadar, insanlar ruhlarla temas ve ruhsal olaylarla açýkça ilgilenmek cesaretini bulamamýþlardý. Bunun baþlýca nedeni din kitaplarýnda bu konu ile ilgilenmeyi yasaklayan bölümlerin olmasý idi. Aslýnda iþin daha özüne inmek için araþtýrýldýðýnda görülür ki, yasaklardan maksat, vahyin geldiði zaman bölümünde, ortada Tanrý sözü varken, insanýn onu býrakýp da, baþka