ĐKĐNCĐ DAĐRE KABUL EDĐLEBĐLĐRLĐK HAKKINDA KARAR. Başvuru no: 43036/08 Eyüp GÜVENÇ ve diğerleri v. Türkiye



Benzer belgeler
ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no /11)

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Đclal KARAKOCA ve Hüseyin KARAKOCA v. TÜRKĐYE (Başvuru no /11)

ĐKĐNCĐ DAĐRE KABUL EDĐLEBĐLĐRLĐK KARARI. Başvuru No. 3757/09 Alaettin ALP ve Necla ALP v. Türkiye

AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No /07) KARAR STRAZBURG. 24 Eylül 2013

Başvuru no: 74161/11 Ümit GÜL v. Türkiye

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Başvuru no /11. Mansour Edin KESHMIRI. v. Türkiye

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. Başvuru no: 32697/10 Mehmet EZER v. TÜRKĐYE

ĐKĐNCĐ DAĐRE. Başvuru no: 3270/09

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru no. 7971/07) KARAR STRAZBURG. 28 Mayıs 2013

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Başvuru n o 43627/09 Misak HAÇĐKOĞLU/TÜRKĐYE STRAZBURG

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ BÖLÜM. (Başvuru No /03) KARAR. (Adil tazmin) STRAZBURG. 24 Eylül 2013

ĐKĐNCĐ DAĐRE. Başvuru no: 51770/07 Şefik DEMĐR v. Türkiye

İKİNCİ DAİRE BAYAR / TÜRKİYE (NO.5) KARAR STRAZBURG. 25 Mart 2014

ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru n o 46766/13 Yılser GÜNGÖR ve diğerleri / Türkiye

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İKİNCİ BÖLÜM. Mübeyen POLAT / TÜRKĠYE DAVASI. (Başvuru no. 3143/12) KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

ĐKĐNCĐ DAĐRE. MEHMET MANSUR DEMĐR v. TÜRKĐYE. (Başvuru No /07) KARAR STRASBOURG. 24 Temmuz 2012

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Başvuru no: 10987/10. 3 Temmuz 2012

ĐKĐNCĐ DAĐRE KABUL EDĐLEBĐLĐRLĐK HAKKINDA KARAR. Başvuru no: 32212/11 Turaboğlu USTA v. Türkiye

KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İKİNCİ DAİRE BİL BELGİN İNŞAAT ŞTİ / TÜRKİYE. (Başvuru no /03) KARAR STRAZBURG. 1 Ekim 2013

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Başvuru No /11 ve 35798/11. FINDIK v. Türkiye ve. KARTAL v. Türkiye

ĐKĐNCĐ DAĐRE. GÜDENOĞLU VE DĐĞERLERĐ v. TÜRKĐYE

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No. 4062/07) KARAR STRASBOURG. 28 Ağustos 2012

UNION EUROPEENNE DES DROITS DE L HOMME

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE NİN SARAR / TÜRKİYE KARARI * ** (Başvuru no. 1947/09, Karar Tarihi: 27 Mart 2012)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. GEÇGEL ve ÇELİK/TÜRKİYE (Başvuru no. 8747/02 ve 34509/03) KARAR STRAZBURG.

A V R U P A K O N S E Y Đ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. MUSTAFA TAŞTAN v. TÜRKĐYE (Başvuru No /05) KARAR. STRASBOURG 26 Haziran 2012

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM MELDA AKPINAR VE DĠĞERLERĠ / TÜRKĠYE DAVASI. (Başvuru No /06) KARAR STRAZBURG.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Başvuru No /06 Nurettin DEMĐR ve Çiçek Demir v. Türkiye

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. ZEYTİNLİ/TÜRKİYE (Başvuru no /04) KARAR STRAZBURG. 26 Ocak 2010

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Başvuru no: 8354/04. ESKĐ v. Türkiye. 5 Haziran 2012

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. Şerif GECEKUŞU/TÜRKİYE (Başvuru no /05)

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ. MEHMET MÜBAREK KÜÇÜK - TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no:7035/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRASBOURG.

18 Temmuz 1995 te, TRT bu talebi 2954 sayılı yasanın 27. Maddesine uygun olmadığı gerekçesiyle reddetmiştir.

ĐKĐNCĐ DAĐRE. Başvuru no /07

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KANĐOĞLU VE DĐĞERLERĐ - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:44766/98, 44771/98 VE 44772/98)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI / MALATYA

CON S EI L D E KONSEYĐ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru no /11) KARAR STRAZBURG 12 HAZĐRAN 2013

Bağdat Cad. No:108/B D:26 Fenerbahçe Kadıköy İSTANBUL. : Bilirkişi 2. Ek Rapor ve Ayrık 2. Ek Rapora Karşı Beyanlarımızdan İbarettir.

ĐKĐNCĐ DAĐRE. MEKĐYE DEMĐRCĐ v. TÜRKĐYE (Başvuru no /02) KARAR STRAZBURG. 23 Nisan 2013

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

A V R U P A K O N S E Y Đ OF EUROPE AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ÜÇÜNCÜ DAĐRE. Remzi BALCI/TÜRKĐYE (Başvuru no /01)

A V R U P A K O N S E Y Đ OF EUROPE AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ DÖRDÜNCÜ DAĐRE. (Başvuru no /99) KARAR STRAZBURG.

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

CONSEIL DE L EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ ĐKĐNCĐ DAĐRE ADNAN ÖZDEMĐR -TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no:4574/06)

CON S EI L D E KONSEYĐ

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

ĐKĐNCĐ DAĐRE. Başvuru no: 42936/07. Mehmet ALTUNAY v. Türkiye

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM DÜRRÜ MAZHAR ÇEVİK VE ASUMAN MÜNİRE ÇEVİK DAĞDELEN / TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru No. 2705/05) KARAR (esas)

ĐKĐNCĐ DAĐRE EYÜP KAYA TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 17582/04) STRAZBURG. 23 Eylül 2008

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ABDURRAHİM DEMİR - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 41213/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE GÜNGİL TÜRKİYE. (Başvuru no /03 ) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG. 10 Mart 2009

AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR. Başvuru No: 19628/05. Gülbahar GÜNDÜZ v. Türkiye

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

ĐKĐNCĐ BÖLÜM. (Başvuru no /09) KARAR (Esas) STRAZBURG. 1 Ekim 2013

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

1 ( TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR BURAK EDİŞ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/11177)

CEZA MUHAKEMESİNDE KATILAN

ĐKĐNCĐ DAĐRE KARAR STRAZBURG. 10 Nisan 2012

ĐKĐNCĐ DAĐRE FETHULLAH AKPULAT - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 22077/03) KARAR STRAZBURG. 15 Şubat 2011

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ERHUN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru numaraları: 4818/03 ve 53842/07) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG

Dr. Ayşe KÖME AKPULAT İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı İŞ MAHKEMELERİNDE YARGILAMANIN ÖZELLİKLERİ

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru no /10) KARAR STRASBOURG. 5 Mart 2013

ĐKĐNCĐ DAĐRE. Başvuru no: 58646/10. Nazım KIZMAZ vd. / TÜRKĐYE

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. KESHMIRI/TÜRKİYE (Başvuru no /08) KARAR STRAZBURG. 13 Nisan 2010

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE. Nezir KÜNKÜL/TÜRKİYE (Başvuru no /00) KARAR STRAZBURG

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGININ GÖREV ALANI

(Başvuru no /09) KARAR STRASBOURG. 12 Şubat 2013

Transkript:

ĐKĐNCĐ DAĐRE KABUL EDĐLEBĐLĐRLĐK HAKKINDA KARAR Başvuru no: 43036/08 Eyüp GÜVENÇ ve diğerleri v. Türkiye 1

21 Mayıs 2013 tarihinde, Başkan Guido Raimondi, Yargıçlar Danute Jociene, Dragoljub Popovic, Andras Sajo, Işıl Karakaş, Paulo Pinto de Albuquerque, Helen Keller, ve Daire Yazı Đşleri Müdürü Stanley Naismith in katımıyla oluşturulan Avrupa Đnsan Hakları Mahkemesi (Đkinci Dairesi), 5 Eylül 2008 tarihli yukarıda belirtilen başvuruyu ve davalı Hükümet tarafından sunulan görüşler ile başvuranlarca cevaben sunulan görüşleri dikkate alarak yapılan müzakereler sonrasında aşağıdaki kararı vermiştir: OLAY VE OLGULAR 1. Başvuranlar, Kanber Güvenç, Eyüp Güvenç ve Firdevs Güvenç, T.C. vatandaşları olup sırasıyla 1953, 1981 ve 1963 doğumludurlar. Başvuranlar, Balıkesir de ikamet etmektedirler. Avrupa Đnsan Hakları Mahkemesi önünde Balıkesir de görev yapan avukat C. Aydın tarafından temsil edilmişlerdir. Türk Hükümeti ( Hükümet ) ise kendi görevlisi tarafından temsil edilmiştir. 2. Kanber Güvenç ve Firdevs Güvenç, müteveffa Ercan Güvenç in sırasıyla babası ve annesidirler. Eyüp Güvenç ise erkek kardeşidir. 3. 16 yaşındaki Ercan Güvenç, 14 Haziran 2001 tarihinde saat 21.45 e doğru Zağnos Paşa Camisi nin bahçesindeki havuzun kenarında oynarken havuza düşmüştür. 4. Havuzdaki su motorunda meydana gelen elektrik kaçağı nedeniyle elektrik çarpmasına bağlı olarak hayatını kaybetmiştir. 5. Bunun üzerine derhal ceza soruşturması açılmıştır. 6. Cumhuriyet savcısının refakatinde olay yeri tespit tutanağı düzenlenmiştir. 7. Olay yeri krokisi çizilmiştir. 8. Olay yeri fotoğrafları çekilmiştir. 9. Harici ölü muayenesi yapılmıştır. 2

10. Adli Tıp Kurumu nda klasik otopsi işlemi yapılmıştır. Bu işlem, Ercan ın elektrik çarpması sonucu hayatını kaybettiğinin tespit edilmesine imkân vermiştir. 11. Pek çok kişinin tanık olarak ifadesi alınmıştır. Bu kişiler, Ercan ın dengesini kaybederek havuza düştüğünü ve akabinde elektrik çarpması sonucu yaşamını yitirdiğini ileri sürmüşlerdir. 12. Olay yerinin bakım işlerinden sorumlu kişiler ile bu sektörde çalışan Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi teknisyenleri ve Belediye tarafından görevlendirilen teknisyenlerin de ifadeleri dinlenmiştir. 13. Balıkesir Cumhuriyet Savcılığı nın bilgi talebine cevaben Balıkesir Belediyesi, 11 Ekim 2001 tarihinde; Belediye Park ve Bahçeler Müdürlüğü nün Zağnos Paşa Camisi nin bahçesinde bulunan havuzun temizliğinden sorumlu olduğunu, havuzlardaki su motorlarının bakımının tek bir kişi tarafından üstlenilmediğini, orada görevli elektrik teknisyenlerinden herhangi birinin de motorların bakımıyla ilgilendiğini belirtmiştir. 14. Balıkesir Cumhuriyet Savcılığı, 9 Kasım 2001 tarihinde, Balıkesir Belediyesi ne bağlı olarak çalışan elektrik teknisyeni E.A. yı tedbirsizlik ve dikkatsizlik nedeniyle ölüme sebebiyet vermekle suçlamıştır. Savcılık, havuzdaki su motorundaki kabloların bakımının doğru biçimde yapılmamasından ve buna bağlı olarak Ercan Güvenç in ölümüne neden olan elektrik kaçağının meydana gelmesinden teknisyeni suçlamıştır. 15. Başvuranlar, davaya müdahil taraf olarak katılmışlardır. 16. Balıkesir Asliye Ceza Mahkemesi, havuzda elektrik kaçağı bulunup bulunmadığının belirlenmesi amacıyla bilirkişi raporu düzenlenmesine karar vermiştir. 17. Yerel bilirkişiler, 17 Ekim 2002 tarihli bilirkişi raporuyla, havuzda elektrik kaçağının bulunmadığı sonucuna varmışlardır. 18. Başvuranlar, bu bilirkişi raporunda belirtilen görüşlere avukatları aracılığıyla itiraz etmişlerdir. 19. Asliye Ceza Mahkemesi, 26 Aralık 2002 tarihinde, özellikle 17 Ekim 2002 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen görüşlere dayanarak, davaya özgü koşullarda ceza sorumluluğunun atfedilemeyeceği gerekçesiyle sanığın beraatına karar vermiştir. 20. Yargıtay, 15 Şubat 2005 tarihinde, ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur. Yargıtay, Ercan ın ölüm nedeninin açıkça belirlenemediği ve davanın esasına ilişkin karar vermeden önce Adli Tıp Kurumu ndan bilirkişi görüşü istenmesi gerektiği kanaatine varmıştır. 3

21. Adli Tıp Kurumu Birinci Đhtisas Dairesi, 13 Temmuz 2005 tarihinde, Ercan ın elektrik çarpmasına bağlı olarak solunumunun durması neticesinde hayatını kaybettiği sonucuna varmıştır. 22. Asliye Ceza Mahkemesi, teknik bilirkişi raporunun düzenlenmesine karar vermiştir. 23. Yerel bilirkişiler, 17 Aralık 2006 tarihinde raporlarını tanzim etmişlerdir. Müteveffanın, kazada kendi kusurunun bulunmadığı kanısına varmışlardır. Ölüm hadisesine ilişkin sorumlulukları aşağıdaki şekilde tespit etmişlerdir: - Balıkesir Belediyesi ne bağlı çalışan elektrik teknisyeni sanık E.A. nın kusur oranı: 2/8 oranında - Đhtilaf konusu su motorunun kablolarını kontrol eden elektrik mühendisi M.K. nın kusuru : 3/8 oranında - Belediye Park ve Bahçeler Müdürü T.K. nın kusuru ise: 3/8 oranında 24. Asliye Ceza Mahkemesi, 13 Mart 2007 tarihinde sanık hakkında beraat kararı vermiştir. Delil unsurlarını göz önünde bulunduran Mahkeme, havuzdaki elektrik tesisatı ekipmanlarının bakım ve kontrolünün sorumluluğunun ismen belirtilen kişiye ait olmadığının tespit edildiğini değerlendirmiştir. E.A., havuzun bakımından sorumlu olan tek kişi değildir. Belediye nin 11 Ekim 2011 tarihli cevabı bu tespiti açıkça desteklemiştir. Bu doğrultuda da teknik bilirkişi raporunda belirtilen görüşler ile olayın meydana gelmesinde sanığın cezai sorumluluğunun bulunduğunu kabul etmek mümkün değildir. 25. Yargıtay, 30 Ocak 2008 tarihinde, kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi gerektiği kanısına varmıştır. 26. Bu karar, 13 Mart 2008 tarihinde, Balıkesir Asliye Ceza Mahkemesi kaleminde bulunan dava dosyasına eklenmiştir. ŞĐKÂYETLER 27. Başvuranlar, yakınları Ercan ın ölümüne sebebiyet veren olaylar nedeniyle Sözleşme nin 2. maddesinin ihlal edildiğini iddia etmektedirler. 28. Başvuranlar, Sözleşme nin 6. maddesine dayanarak, ceza yargılamasının süresinden de şikâyet etmektedirler. 4

HUKUKĐ DEĞERLENDĐRME 29. Başvuranlar, Sözleşme nin 2. maddesine dayanarak yakınlarının ölümünden ve bu ölümün sorumlusunun belirlenememesinden şikâyetçi olmaktadırlar. 30. Sözleşme nin 6. maddesi anlamında ceza yargılaması süresinin de aşırı uzun olduğu kanaatindedirler. 31. Hükümet bu iddiaları kabul etmemektedir. 32. AĐHM, Sözleşme nin 35. maddesinin 1. fıkrası uyarınca yalnızca iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra kendisine başvurulabileceğini hatırlatmaktadır. 33. AĐHM, Sözleşme nin 2. maddesi bağlamında, ölüm olayının kasten ya da saldırı veya kötü muameleler sonucu meydana geldiği davalar ile taksirle (ihmal sonucu) ölüm olayının meydana geldiği davalar arasında bir ayrım yapılması gerektiğini hatırlatmaktadır. 34. Sözleşme nin bu hükmü gereğince, Sözleşmeci devletler ölümcül saldırı durumunda sorumluların tespitine ve cezalandırılmalarına imkân verebilecek nitelikte soruşturmalar yürütmekle yükümlüdürler (Tanrıkulu v. Türkiye, [BD], n 23763/94, 79, AĐHM 1999-IV). Ancak, bu tür davalarda sadece tazminat ödenmesi, Sözleşme nin 2. maddesi bağlamındaki ihlali gidermek ve mağdur sıfatını ortadan kaldırmak için yeterli olmamaktadır. Esasen, devlet görevlilerince mağdurun ölümüne sebebiyet verecek şekilde kasten kötü muamele uygulandığı durumlarda, yetkililerin olaya ilişkin sorumluları kovuşturmaksızın ve cezalandırmaksızın sadece tazminat ödemekle sınırlı kalması halinde; bu görevliler bazı durumlarda cezalandırılmayarak fiilen kendi kontrollerine tabi kişilerin haklarını ihlal edebileceklerdir. Aynı zamanda işkence ile insanlık dışı veya aşağılayıcı muamelelerin yasal olarak yasaklanması da özel önemine rağmen bütün anlamını kaybedecektir (Nikolova ve Velitchkova v. Bulgaristan, no. 7888/03, 55, 20 Aralık 2007, Yaşa v. Türkiye, 2 Eylül 1998, 74, Karar ve hükümler derlemesi 1998-VI, Kaya v. Türkiye, 19 Şubat 1998, 105, Derleme 1998-I, Velikova v. Bulgaristan, no. 41488/98, 89, AĐHM 2000-VI, Salman v. Türkiye [BD], no. 21986/93, 83, AĐHM 2000-VII, Gül v. Türkiye, no. 22676/93, 57, 14 Aralık 2000, Kelly ve diğerleri v. Birleşik Krallık, no. 30054/96, 105, 4 Mayıs 2001 ve Avşar v. Türkiye [BD], no. 25657/94, 377, AĐHM 2001-VII). 35. AĐHM, ihmalkârlık nedeniyle meydana gelen ölüm vakalarına ilişkin davalar hakkındaki yaklaşımın farklı olduğunu hatırlatmaktadır. Yaşam hakkının veya beden bütünlüğünün ihlaline kasten sebebiyet verilmemiş ise, Sözleşme nin 2. maddesinden ileri gelen, etkili bir yargısal sistem kurma şeklindeki pozitif yükümlülük, her olayda, ceza hukuku yollarının bulunmasını zorunlu kılmamaktadır. Örneğin, sorumlulukların belirlenmesi ve 5

gerektiğinde tazminat ödenmesi gibi uygun olan her türlü hukuki yaptırımın uygulanması amacıyla, söz konusu hukuki sistem ile ilgililere yalnızca hukuk mahkemelerine başvurma imkânı ya da bununla birlikte ceza mahkemelerine başvurma imkânı da sunulduğu takdirde, özellikle tıbbi ihmaller konusunda, benzer yükümlülük yerine getirilebilmektedir (Vo v. Fransa [BD], n 53924/00, 90, AĐHM 2004-VIII ve Calvelli ve Ciglio v. Đtalya [BD], n 32967/96, 51, AĐHM 2002-I). 36. Tıbbi ihmallerle ilgili davalar çerçevesinde geliştirilen bu yaklaşım aynı zamanda diğer davalar için de benimsenmiştir (Mastromatteo v. Đtalya [BD], no. 37703/97, 90, 94, 95 AĐHM 2002-VIII). 37. Spor sahası üzerine kötü biçimde sabitlenen kale çerçevesinin düşmesi sonucu 15 yaşındaki bir çocuğun hayatını kaybetmesiyle ilgili olan Molie v. Romanya davasında ((kabul edilebilirlik kararı), n 13754/02, 1 Eylül 2009, 33), AĐHM, tazminat elde edilmesine imkân veren hukuk davasının, spor ekipmanlarının kullanımı ve kalelerin sabitlenmesine ilişkin eksiklikler hakkında soruşturma yapılmamasına ilişkin olarak başvuranın oğlunun ölümünde idarenin hangi ölçüde sorumlu olduğunu belirlemek amacıyla Sözleşme nin 2. maddesinden ileri gelen pozitif yükümlülükleri yerine getirebilecek nitelikte olduğu kanısına varmıştır. 38. Fırının temizlenmesi sırasında döküm işiyle uğraşan personelin yaşamını yitirmesi ile ilgili olan Draganschi v. Romanya davasında ((kabul edilebilirlik hakkında karar), no. 40890/04, 18 Mayıs 2010), AĐHM, işverenin ihmali nedeniyle açılan ceza soruşturmasında savcılık tarafından takipsizlik kararı verilmesine rağmen, döküm işiyle uğraşan personelin karısının öncelikle Strazburg Mahkemesi ne başvurmadan önce eşinin işverenine karşı tazminat davası açarak iç hukukta sunulan başvuru yolunu kullanması gerektiği kanaatine varmıştır. 39. AĐHM, somut olayda, başvuranların tazminat talebiyle Đdare Mahkemeleri ne başvurmadıklarını gözlemlemektedir. Oysa bu hukuk yolu, yetkililere özellikle idarenin altyapılarının bakım ve kontrolünde ağır ihmalinin bulunduğunu ve bu durumun da başvuranların yakınının ölümüne yol açtığını kabul ederek iç hukuk düzeninde iddia edilen şikâyetleri düzeltme imkânı tanımıştır. 40. Bu bağlamda, somut olayda ceza yargılamasının sonucunun hukuki nitelikli/medeni hak için belirleyici olmadığının altını çizmek de uygun olacaktır. 41. Esasen, Perez davasında (Perez v. Fransa [BD], no. 47287/99, 24-25, AĐHM 2004- I), incelenen ve ceza davasının hukuk mahkemesi açısından bekletici mesele yapıldığını ve ceza mahkemesinin verdiği kesinleşmiş kararın hukuk mahkemeleri için bağlayıcı olduğunu belirten ilkenin benimsendiği Fransa hukuk sisteminden farklı olarak Türk hukuku, 6

mağdurlara aynı zamanda şikâyetlerini sunma, hatta daha sonra hukuk veya idari mahkemeler önünde tazminat davası açma imkânı vermektedir. 42. Đdari yargı veya hukuk hâkimi, eylemin failinin sorumluluğu hakkında karar verirken ceza hukukuna ilişkin değerlendirmelere bağlı kalmamaktadır. Hâkim, gerek ceza hukuku kurallarına, gerekse hukuk davasıyla ilgili olması nedeniyle ceza mahkemesince kişinin beraatına ilişkin verilen karara uymakla yükümlü değildir. Aynı zamanda söz konusu kusurun bulunmaması veya önemi konusunda hukuk davasında varılan sonuçlara uyması da gerekmemektedir (Beyazgül v. Türkiye, no. 27849/03, 40, 22 Eylül 2009). Bununla birlikte ceza hâkiminin olay ve olgulara ilişkin hukuki değerlendirmesine bağlı olarak verdiği hüküm, hukuk hâkimi için bağlayıcıdır. 43. AĐHM, bu konuya ilişkin ulusal kararların somut bir örneği olarak, Yaşaroğlu v. Türkiye kararına (no. 45900/99, 17, 29, 30-32 ve 33-38, 20 Haziran 2006) atıfta bulunmaktadır. Bu kararda, adam öldürme suçuyla itham edilen polis memurunun lehine verilen takipsizlik kararına karşın, Đdare Mahkemesi; idarenin objektif sorumluluğunu düzenleyen ilkelere dayanarak ilgili tarafından talep edilen tazminat miktarlarının tamamının ödenmesine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde ise ceza yargılamasında hakkında beraat kararı verilen polis memurunun somut olayda görevini yerine getirirken herhangi bir kusuru bulunmamasına rağmen, Anayasa nın 125. maddesi bağlamında idarenin objektif sorumluluğu gereğince sebep olunan zararı tazmin etmekle yükümlü olduğu hususuna dayanmıştır. Zira somut olayda bir kaza söz konusu olsa bile, ölüm hadisesi ile sağlanan kamu hizmeti - düzenin korunması - arasında bir nedensellik bağı bulunmaktadır. 44. Mevcut davada, başvuranların tazminat talebiyle idare mahkemelerine başvurmaları durumunda, bu mahkemelerin ceza hukukuna ilişkin unsurlara değil idarenin sorumluluğunu düzenleyen idare hukuku ilkelerine dayanmaları gerekmektedir. 45. Daha önce belirtilenler ışığında, AĐHM, başvuranlarca Sözleşme nin 2. maddesi bağlamında dile getirilen şikâyetlerin iç hukuk yollarının tüketilmediği gerekçesiyle kabul edilemez olduğu kanısına varmaktadır. 46. Belediye bünyesinde çalışan elektrik teknisyeni E.A. hakkında Balıkesir Asliye Ceza Mahkemesi önünde yürütülen ceza yargılamasının iddia edildiği üzere makul olmayan süresine ilişkin olarak, AĐHM öncelikle Sözleşme nin üçüncü kişiler hakkında dava açılmasına veya bu kişilerin mahkûm ettirilmelerine hak tanımadığını hatırlatmaktadır. Bu hakkın, Sözleşme kapsamında değerlendirilmesi için en azından sembolik bir tazminatın elde edilmesi veya hukuki nitelikli/medeni bir hakkın korunması amacıyla ulusal mevzuatın hukuki anlamda öngördüğü dava açma hakkının mağdur tarafından kullanılmasını zorunlu 7

kılmaktadır (Perez, yukarıda anılan, 66-71 ve Gorou v. Yunanistan (no.2) [BD], no. 12686/03, 24-25, 20 Mart 2009). 47. AĐHM, herhangi bir suça bağlı olarak mağdur olduğunu iddia eden şahsın şikâyetçi olduğu kişi ya da kişilerin cezai sorumluluklarının ceza mahkemelerince tespit edilmesi amacıyla savcılık tarafından yürütülen kamu davasına müdahil olarak katılmaları gerektiğini kaydetmektedir. 48. Türk hukukunda, 1 Haziran 2005 tarihine kadar yürürlükte olan eski Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu kapsamında, müdahil taraf olmak aynı zamanda tazminat hakkını ileri sürmek için bir araçtır. Bununla birlikte, tazminat talebinin, müdahil tarafı teşkil etmekle ilişkili olmaması sebebiyle açıkça ceza mahkemesi önünde sunulması gerekmektedir. Benzer başvuru, yargılamanın her aşamasında, birinci derece mahkemesindeki yargılamanın sona ermesinden önce yapılmalıdır. 49. Bununla birlikte, Yeni Ceza Muhakemesi Kanunu ile şahsi davacı olma imkânı ortadan kaldırılmıştır. 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren mağdur taraf, maruz kaldığı zararın tazmini için sadece hukuki veya idari başvuru yollarına sahiptir. 50. Mevcut davada, başvuranlar davaya müdahil olmalarına rağmen, miktar belirterek tazminat taleplerini hiçbir şekilde sunmamışlar ve hatta ceza yargılama makamları önünde zararlarının tazmin edilmesini açıkça talep de etmemişlerdir. Bir başka ifadeyle, ilgililer yalnızca sorumluların cezai anlamda mahkûm edilmeleri için baskı oluşturmak amacıyla davaya müdahil olmuşlardır. Dolayısıyla ihtilaf konusu ceza yargılamasında başvuranların müdahil tarafı teşkil etmesi Sözleşme nin 6. maddesinin uygulama alanına girmemektedir. Başvurunun bu kısmının Sözleşme nin 35. maddesinin 3. ve 4. fıkraları uyarınca Sözleşme ile ratione materie bakımından bağdaşmadığından dolayı kabul edilemez olduğu belirtilmelidir (daha önce anılan Perez kararı, 56, Nusrettin Türk v. Türkiye (kabul edilebilirlik kararı), no. 7961/02, 5 Haziran 2007, Abdurrahman Kılınç, Mennune Kılınç ve Şule Özsoy v. Türkiye (kabul edilebilirlik kararı), no. 40145/98, 10 Eylül 2002, anılan Beyazgül kararı, 43-44 ve Öztürk v. Türkiye (kabul edilebilirlik kararı, no. 34644/07, 30, 2 Ekim 2012). 51. Sonuç olarak, Sözleşme nin 35. maddesinin 1, 3 ve 4. fıkraları uyarınca başvurunun reddedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu gerekçelerle, AĐHM, oy birliğiyle, Başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. 8

Stanley Naismith Yazı Đşleri Müdürü Guido Raimondi Başkan *Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış Đlişkiler Genel Müdürlüğü Đnsan Hakları Daire Başkanlığı tarafından Türkçe'ye çevrilmiş olup, gayrı resmi tercümedir. 9