BÖLÜM 8.4. Fiziksel Özellikler - Denizel



Benzer belgeler
İÇİNDEKİLER. ĠÇĠNDEKĠLER... i. KISALTMALAR... ii 12. SONUÇ Projenin Ana Hatları

BÖLÜM 8.5. Biyolojik Özellikler - Denizel

Marmara Kıyıları Hassas Alan Yönetimi

BÖLÜM 11 KÜMÜLATİF ETKİLERİN DEĞERLENDIRILMESI

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) El Kitabı Projelerin Çevresel Değerlendirmesi

ULUSAL SU VE SAĞLIK KONGRESİ

BÖLÜM 8.3 Sosyal Özellikler Karasal

BÖLÜM 7. MEVCUT ÇEVRESEL ÖZELLİKLER. BÖLÜM 7.1. Giriş. BÖLÜM 7.2. Çalışma Alanı

SU KİRLİLİĞİ KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ İDARİ USULLER TEBLİĞİ

ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI İZLEME VE SU BİLGİ SİSTEMİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

İŞLETMENİN ADI (İŞLETMENİN ADRESİ)

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Alanında Kapasitesinin Güçlendirilmesi için Teknik Yardım Projesi

ŞEKİL LİSTESİ... ix TABLO LİSTESİ... xxxi MEVCUT TESİSLERİN İNCELENMESİ (İP 1)... 1

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26894

BİTKİSEL ATIK YAĞLARIN KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ

BÖLÜM IV PROJENİN ÖNEMLİ ÇEVRESEL ETKİLERİ VE ALINACAK ÖNLEMLER

AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU ¹ ²

TEBLĐĞ Çevre ve Orman Bakanlığından: KENTSEL ATIKSU ARITIMI YÖNETMELĐĞĐ HASSAS VE AZ HASSAS SU ALANLARI TEBLĐĞĐ ĐKĐNCĐ BÖLÜM

EGE ÜNİVERSİTESİ TEHLİKELİ ATIK YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

SU KİRLİLİĞİ KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ İDARİ USULLER TEBLİĞİ

İÇİNDEKİLER SI BASKISI İÇİN ÖN SÖZ. xvi. xxi ÇEVİRİ EDİTÖRÜNDEN. BÖLÜM BİR Çevresel Problemlerin Belirlenmesi ve Çözülmesi 3

ENDÜSTRİYEL ATIK YÖNETİM PLANI

Öğretim Üyeleri İçin Ön Söz Öğrenciler İçin Ön Söz Teşekkürler Yazar Hakkında Çevirenler Çeviri Editöründen

Kirlenmiş Saha Temizleme ve İzleme Teknik Rehberi Prof. Dr. Kahraman Ünlü O.D.T.Ü. Çevre Mühendisliği Bölümü

Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü

Güney Akım Açık Deniz Boru Hattı Türkiye Bölümü

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu. Hazırlayanlar

Elazığ Ġl Çevre ve Orman Müdürlüğü 2009 ÇED Planlama ġube Müdürlüğü Ġzleme Kontrol Neden Yapılır.

DOĞU KARADENĠZDE HEYELAN SORUNUNUN ÇÖZÜMÜNE ĠLĠġKĠN DÜġÜNCELER

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü MADEN ARAMA PROJELERİNE YÖNELİK UYGULAMA TALİMATI

HAVA KĠRLĠLĠĞĠ KONTROLÜ

TOPRAK KİRLİLİĞİNDE SANAYİ UYGULAMALARI VE SAHAYA ÖZGÜ RİSK ANALİZİ

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YER SEVİYESİ OZON KİRLİLİĞİ BİLGİ NOTU

ÇEVRE MÜHENDĠSLĠĞĠNE GĠRĠġ (ÇMG) DERSĠ

TEHLİKELİ ATIK ÖN İŞLEM TESİSLERİ

Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü. Su ve Toprak Yönetimi Dairesi Başkanlığı. AB Çevre Müktesebatının Yerel Yönetimlere Uygulanması

BÖLÜM 8 PROJE KAPSAMINDAKĠ FAALĠYETLERĠN ETKĠ DEĞERLENDĠRMESĠ VE ALINACAK ÖNLEMLER

SU KALİTE ÖZELLİKLERİ

Elçin GÜNEŞ, Ezgi AYDOĞAR

TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ

ÜRETĠM TESĠSLERĠ BÖLGESEL BAĞLANTI KAPASĠTE RAPORU

TR 2008 IB EN 04 MADEN ATIKLARININ YÖNETİMİ PROJESİ

Minamata Sözleşmesi Türkiye de Ön Değerlendirme Projesi. Bursev DOĞAN ARTUKOĞLU Ankara

2016 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ KURUMSAL MALĠ DURUM VE BEKLENTĠLER RAPORU

DENĠZ VE KIYI SULARI KALĠTE DURUMLARININ BELĠRLENMESĠ VE SINIFLANDIRILMASI PROJESĠ BOŞLUKLAR VE ÖNERİLEN ÇALIŞMA KONULARI

POYRAZ HES CEVRE YONETIM PLANI (ENVIRONMENTAL MANAGEMENT PLAN)

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Alanında Kapasitesinin Güçlendirilmesi için Teknik Yardım Projesi

Katı Atık Yönetiminde Arıtma Çamuru. Enes KELEŞ Kasım / 2014

T.C. ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü

Dip Tarama Malzemesinin Yönetimi ve Boşaltım Alanlarında Potansiyel Etkilerin Değerlendirilmesi

T.C. Tekirdağ Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü. 07 Haziran 2010 TEKĠRDAĞ

ATIKLARIN DÜZENLİ DEPOLANMASINA DAİR YÖNETMELİK

Tehlikeli Kimyasal Nedir Tehlikeli Kimyasalların Sucul Çevre Açısından Önemi ve Kontrolü Çevresel Kalite Standartları Yasal Dayanak Yürütülen

ERGENE HAVZASI SU KALİTESİ İZLEME RAPORU İlkbahar Dönemi 2014 Evsel ve Endüstriyel Kirlilik İzleme Programı

T.C. ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü

Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ RĠSK DEĞERLENDĠRMESĠ YÖNETMELĠĞĠ

Atık Yakma ve Beraber Yakma Tesislerinin İzin Lisans Süreci

KANLIĞI ÇEVRE. Tamamlanması ERHAN SARIOĞLU ANTALYA 05-07/10/2010 ÇEVRE İZNİ / ÇEVRE İZİN VE LİSANSI

HAVA KALİTESİ YÖNETİMİ A. TEOMAN SANALAN

Çevre İçin Tehlikeler

1 Giriş. GOSB Atıksu Arıtma Tesisi Proses Özeti

Proje Bilgilendirme Dokümanı İskenderun Limanı Kapasite Artışı Projesi

TÜRKİYE ÇEVRE POLİTİKASINA ÖNEMLİ BİR DESTEK: AVRUPA BİRLİĞİ DESTEKLİ PROJELER

BAZI TEHLĠKESĠZ ATIKLARIN GERĠ KAZANIMI TEBLĠĞĠ UYGULAMALARI

AVRUPA BİRLİĞİ TARAFINDAN FİNANSE EDİLEN PROJE LİSTESİ

Enerji Yatırımları Fizibilite Raporu Hazırlanması Semineri Enerji Yatırımlarının Çevresel ve Sosyal Etkilerinin Değerlendirilmesi 29 Mart 2012

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KURAKLIK ANALİZİ. Bülent YAĞCI Araştırma ve Bilgi İşlem Dairesi Başkanı

Çevre Mühendisliğine GiriĢ Dersi Ders Notları HAVA KĠRLĠLĠĞĠ

ÇEVRE YÖNETİMİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ATIKSU YÖNETİMİ

YETERLİK BELGESİ TEBLİĞİ

Fıçı, Varil, IBC ve Tanklardan Atık Yağ Numunelerinin Alınması, Atık Yağ Analizleri ve Yaşanan Sorunlar. Erkan BAYSAL İZAYDAŞ Laboratuvar Şefi

İlimizdeki Sanayi Kuruluşu Sayısı

BÖLÜM Fiziksel Çevrenin Değerlendirilmesi-Denizel

SÜRDÜRÜLEBİLİR İŞLETME

3-TEHLĠKELĠ SAHA Patlayıcı hava, gaz buhar ve toz karıģımının bulunduğu ve bulunma olasılığının olduğu yerlerdir.

AVRUPA BİRLİĞİ ÇEVRE FASLI MÜZAKERE SÜRECİ

KTU MADEN MÜHENDĠSLĠĞĠ BÖLÜMÜ MADEN ĠġLETME LABORATUVARI ArĢ. Gör. ġener ALĠYAZICIOĞLU AGREGA DARBE DAYANIMI DENEYİ

GİRİŞ VE EÇİ PROJESİ TANITIM (EÇİ AB MEVZUATI VE ÜLKEMİZDEKİ DURUM) Yrd. Doç. Dr. AHMET AYGÜN /09 /2016 ANKARA

MARİNALARDA ÇEVRE YÖNETİMİ OYA KOÇ ÇEVRE MÜHENDİSİ. Sonraki. Önceki

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat EKONOMĠ TEHLĠKELĠ ATIKLARIN YÖNETĠMĠ. Dünyamız küresel ısınma ve çevre sorunları nedeniyle tehdit altında.

İlimizde özellikle 1993 yılında zaman zaman ciddi boyutlara ulaşan hava kirliliği nedeniyle bir dizi önlemler alınmıştır. Bu çalışmaların başında;

Maxion İnci (Çelik) Çevre Yönetim Sistemi. Dış İletişim Konuları

ENTEGRE ÇEVRE ĠZNĠ YÖNETMELĠK TASLAĞINA ĠLĠġKĠN GÖRÜġ BĠLDĠRĠM FORMU

SANAYİ KİRLİLİK KONTROLÜ TÜZÜĞÜ TASLAĞI. İbrahim ALKAN ÇEVRE KORUMA DAİRESİ

TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İZMİR ŞUBESİ YENİ FOÇA ATIKSU ARITMA TESİSİ ATIKSU DEŞARJI DEĞERLENDİRME RAPORU

Metalurji Mühendisliğine Giriş. Yrd. Doç. Dr. Rıdvan YAMANOĞLU

SU KİRLİLİĞİ KONTROLÜ YÖNETMELİĞİ İDARİ USULLER TEBLİĞİ

ÜRÜN GÜVENLİK BİLGİ FORMU

ÖRNEK SAYILARININ BELİRLENMESİNDE SEKTÖR VE SAHALARA GÖRE FARKLI YAKLAŞIMLAR

YATAY (1) NO. MEVZUAT NO MEVZUAT ADI Aarhus Sözleşmesi Espoo Sözleşmesi

BuNLarI BiLiYOr muyuz?

BÖLÜM 11 ÇEVRESEL VE SOSYAL YÖNETİM

Yıllar PROJE ADIMI - FAALİYET. Sorumlu Kurumlar. ÇOB, İÇOM, DSİ, TİM, Valilikler, Belediyeler ÇOB, İÇOM, Valilikler

4. ÜNĠTE : SES. Ses, bir noktadan baģka bir noktaya doğru dalgalar halinde yayılır. Bu dalgalar titreģimler sonucunda meydana gelir.

LİMAN İŞLETMECİLİĞİNDE ATIK ALIM FAALİYETLERİ:

KATI ATIK DEPOLAMA SAHALARININ GEOTEKNİK TASARIM İLKELERİ HAZIRLAYANLAR MUHAMMED DUMAN MUHAMMET TEZCAN AHMET ARAS

Çevre Biyolojisi

Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği 25 Kasım 2014 tarihli ve sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Enerji Kaynaklarının ve Enerjinin Kullanımında Verimliliğin Artırılmasına Dair Yönetmelik

Transkript:

BÖLÜM 8.4 Fiziksel Özellikler - Denizel

İÇİNDEKİLER Sayfa No ĠÇĠNDEKĠLER... i TABLOLAR... i ġekġller... i KISALTMALAR... ii 8.4. Fiziksel Özellikler - Denizel... 8.4-1 TABLOLAR Sayfa No Tablo 8.4-1. Deniz Suyu: ĠnĢaat AĢamasında Etki Faktörleri Yoğunluğu... 8.4-6 ŞEKİLLER Sayfa No ġekil 8.4-1. Dip Morfolojisi: ĠnĢaat AĢamasındaki Etkilerin Coğrafi Dağılımı... 8.4-3 ġekil 8.4-2. Deniz suyu: inģaat aģamasındaki etkilerin coğrafi dağılımı... 8.4-7 ġekil 8.4-3. Deniz Suyu: ĠĢletme AĢamasındaki Etkilerin Coğrafi Dağılımı... 8.4-9 ġekil 8.4-4. Deniz Sedimanı: ĠnĢaat Sırasındaki Etkilerin Coğrafi Dağılımı... 8.4-12 ġekil 8.4-5. Denizel Gürültü: Etkilerin Coğrafi Dağılımı... 8.4-15 i

KISALTMALAR ACCOBAMS Karadeniz, Akdeniz ve Mücavir Atlantik Bölgesi nde YaĢayan Denizel Memeli Türlerinin Korunması AnlaĢması ÇED Çevresel Etki Değerlendirmesi KK Katodik Koruma PEL Muhtemel Etki Seviyesi TANAP Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı TÜBĠTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik AraĢtırma Kurumu ii

8.4. Fiziksel Özellikler - Denizel Bölüm 8.4 te, özellikle de kapsam belirleme aģamasında tanımlanmıģ olan denizel fiziksel bileģenler üzerindeki olası etkilerin analizi sunulmaktadır. Bu etkiler aģağıda verilmiģtir: Deniz dibi morfolojisi, Deniz suyu, Deniz sedimanları, Denizel gürültü. Bölüm 2 de anlatıldığı gibi, denizel boru hattı, balık avlama ve deniz kazaları nedeniyle oluģabilecek darbe ve olası zararları önlemek için Marmara deniz geçiģinin Anadolu yakasında 200 m ve Avrupa yakasında 500 m boyunca gömülecektir. Boru hattı bu çekme zinciri karaya yaklaģım noktaları haricinde deniz tabanı yüzeyine yerleģtirilecektir. Buna göre denizel boru hattı ve boru hattı döģenmesi olmak üzere iki belirgin proje bileģeni tanımlanmıģtır. BileĢenin duyarlılığı özel çalıģmalar ya da mühendislik çalıģmaları sırasında toplanan mevcut durum verilerinden belirlenmiģ olup, etki faktörleri ise geçmiģte yapılmıģ çalıģmalardan veya benzer projelerden elde edilen proje tanımına dayanarak tanımlanmıģtır. 8.4.1. Dip Morfolojisi Bu bölüm, TANAP Projesinin inģaat, iģletme ve iģletmeye kapatma aģamalarındaki deniz dibi morfolojisindeki Proje faaliyetlerinin olası etkilerini ele almaktadır. Değerlendirme sürecine rehberlik eden parametre, yerel (deniz tabanı) morfolojisindeki değiģim olarak tanımlanmıģtır. Morfolojideki değiģiklikler deniz tabanı morfolojisindeki çeģitliliği azalttığında olumsuz etki; morfolojik çeģitliliği arttırdığında ise olumlu bir etki olarak görülebilir. KarmaĢık morfolojik özellikler, özellikle de sert alt katmanlı olanları, monoton yumuģak sedimanlı deniz tabanından daha fazla biyoçeģitliliğin artmasını destekler. Proje koridorundaki deniz dibi morfolojisine ait veriler (yandan taramalı sonar, batimetri ve sediman özellikleri), mevcut durum tespit çalıģmaları sırasında toplanmıģtır. Tüm koridor nerdeyse eģit oranda, çok sınırlı sert zeminli yumuģak sedimanlarla (kum ve çamur) kaplanmıģ ve yalnızca iki alan homojen olmayan morfolojik özellikler göstermektedir. Dolayısıyla, alan özellikle zengin ve çeģitliliğe sahip ekosistemleri desteklemeye uygun görülmemektedir. Etki değerlendirme, ağırlıklı olarak Bölüm 3.6 da sunulan etki faktörlerinin tanımına dayanmaktadır. Bileşenin duyarlılığı Yerel morfolojideki değiģiklikler, özellikle kıyı yaklaģımlarında borunun gömülmesi, boru hattının döģeme ve geri dolgu aģamalarında deniz tabanında ortaya çıkması beklenmektedir. Temel değiģiklikler, engebeli yumuģak zeminin düzleģmesini içerebilir. BileĢenin duyarlılığı, morfolojik özelliklerin varlığıyla (örneğin basamaklar, yüzey altı sığlıkları, çukurlar, batık külçeler arasında kalmıģ kanallar ve eğimler) tanımlanmakta olup, yüksek morfolojik çeģitliliğe sahip alanlar daha duyarlı sayılmaktadır. Duyarlılık seviyeleri, uygun morfolojik veriler analiz edilerek ve yukarıda belirtilen özelliklerin varlığı, yaygınlığı ve karmaģıklığı dikkate alınarak tanımlanmıģtır. 8.4-1

Projenin etki alanı, aģağıda verilen ilgili etki faktörlerine göre tanımlanmaktadır: Yerel morfolojideki değiģim: Projenin ayakizi, Askıda sediman: proje sınırlarından itibaren 1.000 m. Yerel morfolojideki değiģim, bileģen üzerinde daha doğrudan bir etkiye sahipken, askıda sediman dolaylı bir etkiye sahiptir, çünkü genellikle sert alt tabakanın yumuģak sedimanlarla kaplanması sediman birikmesine ve dolayısıyla dip morfolojisinin sadeleģmesine sebep olabilir. Jeomorfolojik verilere göre, denizel Proje koridoru boyunca iki duyarlılık düzeyi tanımlanmıģtır. Morfolojik özelliklerin nadiren görüldüğü monoton ve düz sedimanlar (kum ya da çamurlu), düģük duyarlılığa sahip olan alanlar olarak düģünülmektedir. Buna karģılık, orta derece duyarlılık seviyesine giren iki karmaģık alan aģağıdaki Ģekilde tanımlanmıģtır: Anadolu kıyısı deniz tabanı, yüzeyden yaklaģık 45 m derinliğe kadar oldukça dik bir eğime sahiptir. Birkaç sert alt katman bölgesi de bulunmaktadır. Avrupa kıyısı tarafında, muhtemelen akıntılardan dolayı karmaģık morfolojik özellikler içeren, yumuģak zeminin son derece engebeli göründüğü yaklaģık 1 km lik bir Ģerit bulunmaktadır. 8.4.1.1. İnşaat Aşamasındaki Etkiler Etki faktörleri ĠnĢaat aģamasında, hendeklerin kazılması sebebiyle kıyıya yaklaģım alanlarında ve deniz tabanına boru hattının döģenmesi sebebiyle denizel alanlarda, yerel morfolojide değiģiklikler meydana gelmesi beklenmektedir. Ġki denizel Proje bileģeni olan boru hattı döģenmesi (kıyıya yaklaģım alanlarına boru hattı döģenmesi) ve denizel boru hattı için, inģaat sırasında yerel morfolojideki değiģime iliģkin etki faktörlerinin 1 yoğunlukları sırasıyla yüksek ve ortadır. Boru hattı döģenmesi bileģeni için askıda sediman etki faktörünün yoğunluğu yüksektir. ÇeĢitli proje bileģenleri için iģletme sırasındaki etki faktörlerinin yoğunluğu D=DüĢük, O=Orta, Y=Yüksek olup, etki Ģiddetinin hesaplanmasına dair detaylar Ek 4.5 te verilmektedir. Boru hattı döģenmesine iliģkin etki faktörü yoğunluğunun daha yüksek olması beklenmektedir, çünkü deniz kısmından farklı olarak bu alanda kıyı boru döģemesi ve diğer saha hazırlık çalıģmaları gerçekleģtirilecektir. Anadolu yakasında boru hattı döģenen alan (sahil çizgisinden yaklaģık 200 m) duyarlılığın orta düzeyde olduğu düģünülen alanla çakıģmaktadır. Buna karģılık, Avrupa yakasında boru hattının karaya çıkarıldığı alan (sahil çizgisinden yaklaģık 500 m), düģük seviyede duyarlılık bölgesi ile çakıģmamaktadır. Etki değerlendirme ĠnĢaat faaliyetleri, yerel deniz tabanı morfolojisini özellikle kıyı yaklaģımı boru döģeme aģamasında boru hattının döģeme faaliyetlerinde, askıda sediman faktörü olarak etkilemesi öngörülmektedir. Buna ek olarak, muhtemelen boru hattının deniz tabanı verilmektedir. 1 Etki faktörlerinin yoğunluk değerleri 6 ile 28 arasında değiģmekte olup, metodolojinin detayları Bölüm 3.6 da 8.4-2

üzerinde döģeneceği tüm alan boyunca boruların altına deniz tabanını düzenli hale getirmek için boģaltılan çakıllar, yerel deniz tabanı morfolojisini değiģtirmeye neden olacaktır. Tüm bu faaliyetler morfolojik olarak karmaģık bir alanda gerçekleģtirildiğinde, morfoloji homojenleģip ve sadeleģebilir. Bunun sonucu olarak söz konusu alan olumsuz etkiye maruz kalması beklenmektedir. Buna karģılık, düz ve monoton bir dip tabanına döģenmiģ boruların varlığı, dip morfolojisinin engebesini arttırarak sınırlı bir olumlu etkiye sebep olması öngörülmektedir. Farklı etki seviye kategorilerindeki alanlar ve reseptörlerin coğrafi dağılımı ġekil 8.4-1 de gösterilmiģtir. Şekil 8.4-1. Dip Morfolojisi: İnşaat Aşamasındaki Etkilerin Coğrafi Dağılımı ĠnĢaat aģamasında dip morfolojisi üzerinde fazla bir etki olması beklenmemektedir. Proje koridorunun biri Anadolu yakasına, diğeri Avrupa yakasına yakın olan iki bölümünde, orta düzeyde bir olası etkinin meydana geleceği tahmin edilmektedir. Her iki alan da orta düzeyde karmaģık morfolojik özelliklere sahip olup, olası etki, kıyıdaki boru döģeme ve hazırlık çalıģmaları sırasında bu karmaģıklığın azaltılma riskinden kaynaklanmaktadır. Dip morfolojisi üzerindeki etkinin doğru bir Ģekilde değerlendirilmesi için aģağıdaki unsurlar dikkate alınmalıdır: - Toplanan jeomorfolojik verilere göre, hem yumuģak hem de sert deniz tabanında ilgili morfolojik özelliklerin varlığı oldukça sınırlıdır, - Alanın büyük bir kısmı monoton, düz ve yumuģak sedimanlarla kaplıdır, - Boru hattı güzergâhı boyunca düz alt kısımla sınırlı, ancak olumlu bir etki beklenmektedir: Boru hattı deniz tabanına döģenecek olup, ileride (sert alt 8.4-3

katman gibi davranmak suretiyle) deniz tabanı morfolojisinde çeģitliliğin artmasına neden olacaktır. Sonuç olarak, Projenin dip morfolojisi üzerindeki olumsuz etkileri çok azdır ve her durumda, düz deniz tabanı olarak nitelendirilen alanlarda iki borunun varlığı sebebiyle meydana gelecek olumlu etkiler, bu olumsuz etkileri dengeleyecektir. Ortaya çıkması muhtemel olumsuz etkilere karģı alınacak önlemlerin detayları ĠnĢaat Etkileri Yönetim Planı, Atık Yönetim Planı, Kirlilik Önleme Planı (Bkz. Bölüm 11 ve Ek-5) ve Taahhüt Kayıtları nda (Bkz. Ek 4.7) verilmiģtir. Sahaya özel ilave etki azaltma önlemleri gerekli görülmemektedir. 8.4.1.2. İşletme Aşamasındaki Etkiler ĠĢletme aģamasında dip morfolojisinde önemli değiģiklikler olmayacaktır ve bu yüzden kıyıya yaklaģım alanlarında bir etki beklenmemektedir. Düz deniz tabanındaki boruların varlığı sebebiyle dip morfolojisindeki artıģtan kaynaklı olumlu etki ise inģaat aģamasında değerlendirilmiģtir. 8.4.1.3. İşletmeye Kapatma Aşamasındaki Etkiler ĠĢletmeye kapatma sırasında denizel boru hattı yerinde bırakılacağından, bu aģama için hiçbir faaliyet planlanmamıģtır ve dip morfolojisindeki değiģimden dolayı herhangi bir etkinin meydana gelmesi de beklenmemektedir. 8.4.2. Deniz Suyu Bu bölümde, TANAP Projesinin deniz suyu üzerinde öngörülen etkilerin değerlendirilmesi, Projenin inģaat, iģletme ve iģletmeye kapatma aģamalarına iliģkin olarak analiz edilmekte ve tartıģılmaktadır. Deniz suyu kalitesinin düģmesi, bu değerlendirme sürecine rehberlik eden parametredir. Etki değerlendirme, özellikle Bölüm 3.6 da sunulan etki faktörlerinin tanımına dayanmaktadır. Çanakkale Boğazı nda dâhil olmak üzere Marmara Denizi nin özellikleri aģağıda verilmiģtir: Ege Denizi ve Karadeniz arasındaki birleģtirici rolü sebebiyle iki tabakalı bir yapı, Hem Karadeniz den, hem de Ege Denizi nden gelen suların transferi sebebiyle oluģan kütle dağılım ve sirkülâsyonu, Marmara Denizi nin orta ve dip tabakalarındaki oksijen yetersizliği, Evsel ve endüstriyel katı ve sıvı atıkların deģarjı ve diğer insan faaliyetleri sebebiyle ortaya çıkan önemli miktardaki kirleticiler. Literatür verileri, deniz suyu analizleri, mevcut önlemler ve denizel Proje koridorundaki su sütunu profilleriyle bir araya getirilmiģtir. Bileşenin duyarlılığı Deniz suyu kalitesinin düģmesi, denizde yaģayan canlılar ve insan sağlığı için istenmeyen sonuçlar doğurarak ekosistemde değiģikliklere yol açması beklenmektedir. 8.4-4

Duyarlılık, hem sudaki kirlilik düzeyiyle, hem de suyun geri dönüģümü kapasitesiyle tanımlanmaktadır. Deniz suyu kirliliğinin değerlendirilmesinde referans olarak Avrupa kılavuz ilkeleri kullanılmıģtır 2. Su sirkülasyon modelleri ve bunun sonucunda da suyun geri dönüģüm kapasitesinin belirlenmesi için kıyı morfolojisi ve akıntı özellikleri kullanılmıģtır. Ayrıca, etki faktörlerinden birinin askıda sediman olduğu dikkate alınarak, sediman kalitesi aynı zamanda da su sütununun olası kirliliğe karģı duyarlılığını belirlemek için de kullanılır. Projenin etki alanı, ilgili etki faktörlerinin coğrafi boyutuna göre aģağıda tanımlanmaktadır: Yerel morfolojideki değiģimler: Projenin ayakizi, Atık su deģarjı: Proje sınırlarından itibaren 1.000 m ye kadar, Askıda sediman: Proje sınırlarından itibaren 1.000 m ye kadar, Katodik korumadan kaynaklı ortaya çıkabilecek kirleticiler: Proje sınırlarından itibaren 10 m ye kadar. Denizel koridor ve kıyı yaklaģımlarında yeterli tampon bölgede iki duyarlılık düzeyi tanımlanmıģtır. Anadolu kıyısına yakın olan deniz alanı orta düzeyde bir duyarlılık göstermektedir, çünkü burası kıyının düzensiz morfolojisi ve dolayısıyla da zayıf su sirkülâsyonuna bağlı korunaklı bölgelerin olası varlığı ile nitelenmektedir. Önemli derecede su sirkülâsyonuna tabi olan, ancak yine de yarı kapalı bir denizde yer alan güzergâhın geri kalan kısmı düģük duyarlılık göstermektedir. Atıksu deģarjı ve askıda sediman etki faktörlerinin geniģ etki alanı dikkate alındığında, hattın her iki kıyıya yaklaģım alanından yaklaģık 500 m mesafeye kadar olan tampon bölgesi etkilere karģı hassas olarak değerlendirilmiģtir. 8.4.2.1. İnşaat Aşamasındaki Etkiler Etki faktörleri Kıyıya yaklaģım alanlarındaki boru döģeme veya boru hattı döģenmesi ve denizel boru hattı için gerçekleģtirilen diğer hazırlık çalıģmalarından kaynaklı askıda sediman, atık su deģarjı ve gemi ve araçlardan kazayla dökülen kirleticilerin deniz suyu kalitesini etkilemesi beklenmektedir. Proje analizine göre, aģağıdaki etki faktörleri, inģaat dönemi sırasında deniz suyu üzerinde olası etkiye sebep olacağı düģünülen temel faaliyetleri içermektedir: Yerel morfolojideki değiģimler, Atık su deģarjı, Askıda sediman. Ġlgili Proje bileģenleri için inģaat aģamasındaki etki faktörleri yoğunlukları 3 (D=DüĢük, O=Orta, Y=Yüksek), aģağıdaki tabloda sunulmaktadır. Etki Ģiddetinin hesaplanmasına iliģkin ayrıntılar ise Ek 4.5 te verilmektedir. 2 Su Çerçeve Direktifi (Direktif 2000/60/CE); TaĢkın Direktifi (2007/60/EC); Deniz Stratejisi Çerçeve Direktifi (2008/56/EC). 3 Etki faktörlerinin yoğunluk değerleri 6 ile 28 arasında değiģmekte olup, metodolojinin detayları Bölüm 3.6 da verilmektedir. 8.4-5

Tablo 8.4-1. Deniz Suyu: İnşaat Aşamasında Etki Faktörleri Yoğunluğu Proje bileşenleri Yerel morfolojideki değişimler Atık su deşarjı Askıda sediman Denizel boru hattı D O - Boru hattı döģenmesi O O Y Etki değerlendirme ĠnĢaat faaliyetleri, özellikle askıda sediman oluģumu ve atık su deģarjı ile deniz suyu kalitesini etkilemesi öngörülmektedir. Sediman kalitesine ait mevcut durum tespiti verilerine göre, askıda sediman ile ilgili temel risk, çalıģma alanındaki deniz sedimanında tespit edilen yüksek düzeydeki cıva konsantrasyonundan ve buna bağlı olarak suyun kirlenme ve besin zincirinde kirleticilerin birikme riskinden kaynaklanmaktadır. Boru hattı bütünlüğünü teyit etmek amacıyla, tüm boru hattı üzerinde kapsamlı bir hidrostatik test gerçekleģtirilecektir. Atıksu deģarjına iliģkin temel olası etkiler, boruların hidrotest sırasında, yıkama ve kurutmaya tabi tutulmasını içeren ve boru bütünlüğünü teyit etmek amacıyla uygulanan hidrostatik test aģaması ile ilgilidir. Deniz suyuna yönelik temel etki, test tamamlandığında, test suyuna eklenen yosunlanmayı ve korozyonu önleyici maddelerin deģarjından kaynaklanması beklenmektedir. BaĢka bir etki de, proje alanında faaliyet gösteren gemi ve ekipmanlardan kazayla dökülen kirleticiler (yakıt, mineral yağ) ve atıksuyun kazara deģarjıdır. Bunun dıģında Türk boğazlarındaki araç trafiği yaklaģık 50.000 araç/yıl 4 olup, projeden inģaat faaliyetlerinden kaynaklı olarak ortaya çıkacak deniz trafiği mevcut trafik yükü ile kıyaslandığında ihmal edilebilir düzeyde olacaktır. Etki hesaplamalarının ayrıntıları Ek 4.5 te verilmiģtir. Farklı etki seviye kategorilerinde bulunan alanların ve reseptörlerin coğrafi dağılımı ise ġekil 8.4-2 de gösterilmiģtir. 4 Oral N., Ozturk B., 2006. Türk Boğazları, deniz güvenliği, hukuksal ve çevresel yönleri. 8.4-6

Şekil 8.4-2. Deniz suyu: inşaat aşamasındaki etkilerin coğrafi dağılımı Etki analizlerine göre, Anadolu yakasına yakın küçük bir bölümde (1 km 2 den az) orta düzeyde olası bir etki meydana gelmesi beklenmekte olup, etki alanının tüm diğer bölümünde sadece olası düģük bir etki meydana gelmesi beklenmektedir. Proje etki alanında yüksek düzeyde bir etkinin meydana gelmesi beklenmemektedir. Denizel boru inģaatı çalıģmaları sırasında deniz dibi taraması yapılmayacaktır. Ancak, detay çalıģmalardan sonra dip taraması gerekmesi durumunda, inģaat iģleri baģlamadan önce, dip taraması temsili numuneleri alınacak ve Yeterlilik/Ön-Yeterlilik Belgesine sahip laboratuvarlar tarafından 05.07.2008 tarih ve 26927 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Atık Yönetimi Genel Esaslarına ĠliĢkin Yönetmelik Ek-3B de yer alan kriterlere göre analizler gerçekleģtirilecektir. Dip tarama temsili numunelerinin Atık Yönetimi Genel Esaslarına ĠliĢkin Yönetmelik Ek-3B analizine göre tehlikeli çıkması durumunda Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği hükümlerince geri kazanım/bertarafı yapılacaktır. Dip tarama temsili numunelerinin Atık Yönetimi Genel Esaslarına ĠliĢkin Yönetmelik Ek-3B analiz sonucunun tehlikesiz çıkması durumunda uygulanacak iģlemler için Atık Yönetimi Genel Esaslarına ĠliĢkin Yönetmelik ve 17.06.2011 tarih ve 27967 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Bazı Tehlikesiz Atıkların Geri Kazanımı Tebliği hükümleri uygulanacaktır. Bertaraf Yöntemi olarak düzenli depolama planlanması halinde 26.03.2010 tarih ve 27533 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Atıkların Düzenli 8.4-7

Depolanmasına Dair Yönetmeliğin Ek-2 sinde yer alan kriterler doğrultusunda analiz yapılarak sonuca göre bertaraf edilecektir. Deniz alanının büyük bölümünde düģük seviyede olası etkilerin meydana gelmesi beklense de, deniz suyu bileģeninin önemi ve deniz suyu kalitesinin düģmesi halinde deniz sedimanları ve deniz yaģamı üzerindeki önemli etkisi dikkate alındığında aģağıdaki etki azaltma önlemlerinin alınması uygun olacaktır: Denizde dolgu iģlemi yapılmayacaktır; Denize sıvı ya da katı maddeler boģaltılmayacaktır; ĠnĢaat atıklarının denize düģmemesi için gerekli önlemler alınacaktır. Genel olarak hidrotest su kalitesinin iyileģtirilmesi gerekmediği sürece hidrotest faaliyetlerinde kimyasalların kullanılmayacaktır. Kullanılmasının ihtiyaç duyulması halinde, çevre dostu, toksik olmayan ve biyolojik olarak parçalanabilen kimyasallar kullanılacaktır. Ayrıca, hidrotest tamamlandıktan sonra oluģan atık su, ön arıtım yapılmadan denize boģaltılmayacaktır. Askıda sedimanı önlemek için, kıyı yaklaģımlarındaki boru döģeme faaliyetleri askıda sediman oluģumu ile ilgili olası teknik etki azaltma önlemleri uygulanarak gerçekleģtirilecektir. Denizde yapılacak inģaat sırasında kullanılacak olan deniz araçlarının atıkları, 18.03.2010 tarih ve 27525 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Gemilerden Atık Alınması ve Atıkların Kontrolü Yönetmeliği nde DeğiĢiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile değiģik 26.12.2004 tarih ve 25682 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe giren Gemilerden Atık Alınması ve Atıkların Kontrolü Yönetmeliği hükümleri gereğince lisanslı atık kabul tesislerine/atık alma gemilerine, anlaģma yapılarak ve ilgili Çevre ve ġehircilik Ġl Müdürlüğünden izin alınarak verilecektir. Alınacak etki azaltıcı önlemlere ait detaylı bilgiler ĠnĢaat Etkileri Yönetim Planı, Atık Yönetim Planı, Kirlilik Önleme Planı (Bkz. Bölüm 11 ve Ek-5) ve Etki Kayıtları nda (Bkz. Ek 4-5) verilmiģtir. 8.4.2.2. İşletme Aşamasındaki Etkiler Etki Faktörleri ĠĢletme aģamasında Katodik Koruma dan (KK) kaynaklı olarak kirleticilerin açığa çıkması, deniz suyu kalitesini etkilemesi beklenmektedir. Bu kirleticiler çoğunlukla alüminyum iyonları ve klor olup, oluģacak etkinin metal oksitlenmesinden ve oksijen ile klor yayılımından kaynaklanması beklenmektedir. Denizel boru hattı kısmına iliģkin KK sistemi, boru hattı boyunca yaklaģık 300 m lik aralıkla yerleģtirilecek alüminyum alaģımlı kelepçe anotlardan oluģacaktır. Denizel boru hattı ve boru hattı döģenmesi Proje bileģenleri iģletme sırasındaki etki faktörü yoğunluğu ortadır. Etki değerlendirme ĠĢletme aģamasında KK sisteminden açığa çıkan kirleticilerin, deniz suyu kalitesini etkilemesi öngörülmektedir. Genel olarak Galvanik KK Sistemi (zamanla malzemesini kaybeden anot) ve Sıkıştırılmış Akım Yöntemiyle Katodik Koruma Sistemi olmak üzere iki farklı tür KK 8.4-8

sistemi kullanılmaktadır. Anotun zamanla malzemesini aģınması ve açığa çıkan metal(ler)in ortamdaki suya karıģması nedeniyle, galvanik sistem genellikle anotun metal yapısına da bağlı olarak ortam üzerinde daha büyük bir etkiye sahip olmaktadır. SıkıĢtırılmıĢ akım yöntemiyle katodik koruma sistemi, galvanik sisteme kıyasla, sınırlı bir etkiye sahip gibi görünmektedir. Ancak metal oksidasyonu, oksijen ve klor değiģimi nedenleriyle, bu sistemin de bazı olası etkileri tanımlanmıģtır. Bununla birlikte, sıkıģtırılmıģ akım yöntemiyle katodik koruma sistemiyle ortaya çıkan sedimandaki klor ve çözünür metal iyonlarının taģınması yalnızca anotun bulunduğu yerle sınırlıymıģ gibi görünmektedir. Proje kapsamında Galvanik KK Sistem yerine SıkıĢtırılmıĢ Akım Yöntemiyle Katodik Koruma Sistemi kullanılmasının tercih edilmesi, standart bir Proje etki azaltma önlemi olarak değerlendirilebilir. ĠĢletme sırasında boru hattının gaz taģımasından kaynaklı olası bir kaza durumunda ortaya çıkabilecek gaz sızıntıları suda dağılacağından ortaya çıkacak etkinin oldukça düģük olacağı tahmin edilmektedir. Ayrıca denizel boru hattı periyodik olarak izlenecek olup, herhangi bir sızıntı durumunda acil durum müdahaleleri dikkate alınarak daha fazla olası bir etki sınırlandırılacaktır. Etki hesaplamalarının ayrıntıları Ek 4.5 te bulunabilir. Farklı etki seviye kategorilerinde bulunan alanların ve reseptörlerin coğrafi dağılımı ise ġekil 8.4-3 te gösterilmiģtir. Şekil 8.4-3. Deniz Suyu: İşletme Aşamasındaki Etkilerin Coğrafi Dağılımı SıkıĢtırılmıĢ akım yöntemiyle katodik koruma sisteminden kaynaklanabilecek olası etki, tüm koridor boyunca ihmal edilebilir düzeydedir. Sadece Anadolu yakası yakınlarında 8.4-9

koridorun diğer bölümlerine kıyasla su sirkülâsyonu sınırlı olduğundan buradaki küçük bir alanda deniz suyu kalitesine dair olası etkinin düģük olması beklenmektedir. Her durumda, katodik korumadan kaynaklı kirleticilerin açığa çıkması, çok küçük bir alanla sınırlı olup, yalnızca boru hattına yakın alanları etkilemektedir. Ġlave etki azaltma önlemlerinin uygulanması gerekli görülmemektedir. 8.4.2.3. İşletmeye Kapatma Aşamasındaki Etkiler ĠĢletmeye kapatma aģamasında denizel boru hattı yerinde bırakılacak ve katodik korumanın bağlantısı kesileceğinden bu aģama için hiçbir faaliyet planlanmamakta ve hiçbir etki beklenmemektedir. 8.4.3. Deniz Sedimanları Bu bölümde, TANAP Projesinin inģaat, iģletme ve iģletmeye kapatma aģamalarında deniz sedimanları üzerinde meydana gelmesi öngörülen etkilere iliģkin değerlendirmeler sunulmaktadır. Değerlendirme kriteri, ince veya kirlenmiģ sedimanların yeniden askıya alınması dır. Su kalitesi üzerindeki olası etkileri anlatan bölümde de belirtildiği gibi, deniz suyu ve sedimanlar üzerindeki etkilerin değerlendirmesi arasında açıkça karģılıklı bir iliģki vardır. Kıyıya yaklaģım alanlarında gerçekleģtirilen boru döģeme ve hazırlık çalıģmaları sırasında meydana gelecek denizel sediman hareketliliği, sedimanların yapay ve derin katmanlı karıģımına sebep olarak su bulanıklığında artıģa, hassas habitatların kaplanmasına ve sedimanda birikmiģ olan kirliliğin su ve besin zinciri içerisinde yayılmasına neden olabilecektir. Proje kapsamında kullanılan mevcut durum verileri, boru hattı koridoru boyunca numuneleri alınan sedimanın fiziko-kimyasal analizini içermektedir. Bileşenin duyarlılığı BileĢenin duyarlılığı Sediman katmanlarının karıģımı ve daha sonra deniz sedimanlarının askıda kalması ve onların su kolonundaki dağılımları ile ilgilidir. Duyarlılık, ince taneli sediman varlığıyla ve/veya sedimandaki kirleticilerin varlığıyla tanımlanmaktadır. Ġnce taneli sedimanlar daha yavaģ su akıntıları olan bölgelerde birikme eğiliminde olduklarından genelde kirleticileri biriktirmeye daha yatkın olurlar; askıda kalmaları halinse ise suda bulanıklığa sebep olabilirler ve bu durumda, deniz bitki örtüsü ve deniz suyunu süzerek beslenen deniz türleri üzerinde bazı olumsuz etkilere neden olabilir. Kontamine olmuģ sedimanlar temiz sedimanlarla bir araya geldiğinde, kirlenmiģ sedimanların karıģımı denizde yaģayan bazı canlı türlerini, özellikle de kazıcı türleri etkileyebilir ve genellikle biyoçeģitlilik üzerinde negatif yönde etkiye sebep olabilir. Proje etki alanı, aģağıdaki etki faktörleri göz önüne alınarak tanımlanmıģtır: Yerel morfolojideki değiģimler: projenin ayakizi, Askıda sediman 5 : Projenin sınırlarından itibaren 1.000 m ye kadar. 5 Yerel akıntı üzerine mevcut bilgi bulunmadığından olası Etki Alanı olarak tampon alanın her iki yönde olduğu göz önüne alınmıģtır. 8.4-10

Yerel morfolojideki değiģimin etki faktörü, askıda sediman ile kesinlikle iliģkili olduğu için değerlendirmeye alınmıģtır. Ġnce taneli sedimanlar, Proje koridoru boyunca dağılmıģtır. Proje koridoru boyunca toplanan sediman numunelerinde gerçekleģtirilen laboratuvar analizlerine göre sedimanlar, yüksek düzeyde metal konsantrasyonu içermektedir. Özellikle, cıva dikkate alındığında kalite kriterlerine 6 göre kalite sınır değerleri aģılmaktadır ve altı noktada PEL in (Muhtemel Etki Seviyesi) 7 eģik değerleri aģılmıģtır. Proje koridorunda iki duyarlılık seviyesi tanımlanmıģtır. Proje koridorunda yer alan beģ alan, ağırlıklı olarak kontamine sedimanların varlığı sebebiyle, daha yüksek seviyede duyarlılık göstermektedir. Koridorun kalan kısmı ise, hem ince taneli sedimanların varlığı, hem de bazı kalite parametrelerini aģan sedimanların varlığı sebebiyle orta düzeyde bir duyarlılık göstermektedir. 8.4.3.1. İnşaat Aşamasındaki Etkiler Etki Faktörleri Deniz sedimanı üzerindeki etkilerin, farklı sediman katmanlarının karıģımı ve ince taneli veya kontamine olmuģ askıda sedimanlarla ilgili olduğu değerlendirilmiģtir. ĠnĢaat faaliyetleri sırasında deniz suyuna kirleticilerin salınmasından (örn: hidrotest, atıksu deģarjı, vb.) kaynaklı olası etkiler ve bunun sonucunda meydana gelen sediman kontaminasyonu deniz suyu alt bölümlerinde ele alındığından bu bölümde değerlendirilmemiģtir. Proje analizine göre, inģaat döneminde aģağıdaki etki faktörlerinin deniz sedimanı üzerinde potansiyel bir etkiye sebep olacağı düģünülmektedir: Yerel morfolojideki değiģimler, Askıda sediman. Boru hattı döģenmesi denizel Proje bileģeni için inģaat sırasında meydana gelecek etki faktörleri yoğunluğu, askıda sediman ve yerel morfolojideki değiģimler için yüksektir. Etki Ģiddetinin hesaplanmasına dair ayrıntılar Ek 4.5 te verilmektedir. Etki değerlendirme Deniz sedimanları için dikkate alınan etki değerlendirme unsuru, ince taneli veya kontamine sedimanların yeniden askıya alınmasıdır. Potansiyel etkiler ağırlıklı olarak kıyıya yaklaģım alanlarında hendek kazma faaliyetleri ve sığ suda çalıģan iskele ve gemi pervanelerin çalıģmasının sebep olduğu ince taneli ve/veya kontamine sedimanların hareketidir. Etki hesaplamalarının ayrıntıları Ek 4.5 te verilmiģtir. Farklı etki seviye kategorilerinde bulunan alanların coğrafi dağılımı ise ġekil 8.4-4 te gösterilmiģtir. 6 Türkiye ye de ve Avrupa da yasal bir çerçeve bulunmadığından genel prosedür olarak sektörde lider olan ülkelerce benimsenen referansları/iyi uygulamaların kullanılması tercih edilmiģtir. Bu sebeple sucul hayatın korunmasına iliģkin Kanada Çevresel Kılavuz Ġlkeleri kullanılmıģ olup, belirlenen cıva sınır değerleri: Kalite Sınır Değeri 130 μg/kg kuru ağırlık ve Muhtemel Etki Seviyesi (PEL) 700 μg/kg kuru ağırlık. 7 Genellikle ya da her zaman olumsuz biyolojik etkiler ile iliģkilendirilen kimyasal konsantrasyonların aralığının alt sınırı değeri. 8.4-11

Şekil 8.4-4. Deniz Sedimanı: İnşaat Sırasındaki Etkilerin Coğrafi Dağılımı Proje koridorunun büyük bir kısmında inģaat faaliyetleri nedeniyle ince veya kontamine sedimanların yeniden askıya alınmasından kaynaklanan etki orta seviyededir. Özelikle Anadolu yakasında, kıyıya yaklaģım alanlarında küçük alanda (toplam olarak yaklaģık 0,4 km 2 ) potansiyel etki yüksektir. Bunun temel sebebi, cıva ile kontamine olmuģ sedimanların varlığı, ince sedimanların çokluğudur. Ġnce taneli sediman varlığının sınırlı olması nedeniyle birkaç bölgedeki etki düģük seviyededir. Ġnce taneli veya kontamine olmuģ sedimanların yeniden askıya alınması ile ilgili etkinin doğru bir Ģekilde değerlendirilmesi için aģağıdaki unsurlar dikkate alınmıģtır: Bulanıklığın artıģıyla ilgili olarak denizde yaģayan canlı türleri üzerindeki etki, etkilenen alanlardaki hassas türlerin varlığı ile iliģkilidir. Özellikle, bazı deniz flora türleri ve deniz suyunu süzerek beslenen bazı deniz canlıları türleri, ince taneli askıda sedimandan ve bunun sonucu olarak suyun bulanıklığının artmasından dolayı zarar görebilir. Daha dayanıklı diğer türler, su bulanıklığının ve ince sediman yayılımının fazla olduğu bölgelerde yaģamaya uyum sağlayabilir. Sedimanda kirleticilerin varlığı ise bir diğer sorundur. Sedimandaki cıva biyoelveriģliliğine bağlı olarak az ya da çok etki yaratabilir. BiyoelveriĢlilik, metal formunu da içeren (örneğin; metil cıva, merkürik sülfit vb.) çevresel fizikokimyasal özellikler de dâhil olmak üzere, çeģitli faktörlerle ilgili olup, civanın varlığı kirleticilerin balıklar da dâhil olmak üzere deniz canlılarında biyolojik birikime neden olması olası risklerdendir. 8.4-12

Etki azaltma önlemlerinden biri özellikle sediman hareketlerinin dolayısıyla inģaat çalıģmalarının sınırlanması olsa da Proje tercihi olarak denizdeki her iki boru için sadece bir kanala borunun döģenmesi yöntemi etki azaltma önlemi olarak düģünülmüģtür. Ayrıca, çıkarılan tüm sediman yerinde kullanılacağı için depolama faaliyeti planlanmamaktadır.ayrıca aģağıda verilen ilave etki azaltma önlemleri uygulanacaktır: Daha önce deniz suyu ile ilgili alt bölümlerde de önerildiği gibi, kıyıya yaklaģım alanlarında boru döģeme faaliyetlerinin, sedimanların dağılımını ve yayılmasını önlemek için olası tüm teknik önlemlerin alınarak gerçekleģtirilmesi, Proje koridoru içerisinde bulunan ve araģtırma yapılan altı istasyonda ölçülen yüksek cıva düzeyi dikkate alınarak, inģaat öncesinde ihtiyaç duyulması halinde tespit edilen kritik bölgelerde, önerilen ayrıntılı bir sediman tanımlamasının yapılması, Bahsi geçen kritik bölgelerde yüksek cıva varlığı doğrulanırsa, mevcuttaki kirliliğin boru hattının gelecekteki varlığıyla iliģkilendirilme riskini önlemek için konunun yerel makama bildirilmesi. Ortaya çıkması muhtemel olumsuz etkilere karģı alınacak önlemler ve yönetim planları ĠnĢaat Etkileri Yönetim Planı, Atık Yönetim Planı, Kirlilik Önleme Planı (Bkz. Bölüm 11 ve Ek-5) ve Taahhüt Kayıtları nda (Bkz. Ek 4.7) verilmiģtir. 8.4.3.2. İşletme Aşamasındaki Etkiler ĠĢletme sırasında yerel morfoloji ve askıda sedimanda önemli bir değiģiklik meydana gelmeyeceği öngörüldüğünden herhangi bir etki beklenmemektedir. Katodik korumadan kaynaklı kirleticilerin deniz suyuna salınımı ve bunun sonucunda ortaya çıkan sediman kontaminasyonu riski, daha önce deniz suyu ile ilgili bölümlerde ele alındığından bu bölümde bahsedilmemiģtir. Sızıntılar nedeniyle ortaya çıkacak etkinin deniz suyu üzerindeki etkiden daha düģük olarak ihmal edilebilir düzeyde olacağı beklenmektedir 8.4.3.3. İşletmeye kapatma aşamasındaki etkiler ĠĢletmeye kapatma sırasında denizel boru hattı yerinde bırakılacağı için bu aģama için hiçbir faaliyet planlanmadığından sedimanlar üzerinde hiçbir etki beklenmemektedir. 8.4.4. Denizel Gürültü Bu bölümde, TANAP Projesi nin inģaat, iģletme ve iģletmeye kapatma aģamalarında Proje faaliyetlerinden kaynaklı gürültünün sebep olabileceği etkiler analiz edilmiģtir. Su altı gürültü seviyesinin artması değerlendirme sürecine rehberlik eden parametreyi göstermektedir. Etki değerlendirmesi, Bölüm 3 de sunulan etki faktörlerinin tanımına dayanmaktadır. Proje alanı kapsamında sualtı gürültüsüne ait mevcut durum verisi bulunmamaktadır. Ancak, bölgede halihazırda gemi trafiği (yılda yaklaģık 50.000 gemi 8 ) ve balıkçılık 8 Oral N., Ozturk B., 2006. Türk Boğazları, deniz güvenliği, hukuksal ve çevresel yönleri. 8.4-13

faaliyetleri de dâhil olmak üzere insani faaliyetler yaygın olduğundan sualtı gürültüsünün önemli bir seviyede olması beklenmektedir. Bileşenin duyarlılığı Su altı gürültü düzeyinin artıģı, memeli deniz hayvanlarının dalıģ ve yüzeye çıkma alıģkanlıklarında değiģikliklere ve balıkların geçici olarak bulundukları alanı terk etmelerine sebep olabilir. Ġlgili bilimsel literatür su altı gürültü düzeyindeki artıģın deniz memelileri için bir endiģe oluģturduğunu doğrulamaktadır. Duyarlılık seviyelerini tanımlamak için memelilerin arasıra ya da sıklıkla bulundukları alanlar ve potansiyel balıkçılık alanları kullanılmıģtır. Denizel gürültü emisyonu için etki faktörlerinin etki alanı 10 km dir. Deniz memelileri su altı gürültüsünü uzak mesafelerden algılayabildiklerinden etki alanı özellikle geniģletilmiģtir. Denizel inģaat koridorunda ve geniģ bir tampon bölgede üç adet duyarlılık seviyesi tanımlanmıģtır. Karadeniz, Akdeniz ve Mücavir Atlantik Bölgesi nde YaĢayan Denizel Memeli Türlerinin Korunması AnlaĢması (ACCOBAMS) 9 verilerine ve balıkçılarla yapılan görüģmelere göre, söz konusu alanda deniz memelisi Tursiops truncatus (ĢiĢe burunlu yunus) yaģamaktadır ve bu türün Anadolu yakasının kıyıya yaklaģım alanlarında daha fazla olduğu görülmektedir. Ayrıca, yerel artizanal balıkçılığın yapıldığı balıkçılık bölgeleri de bu alan içerisinde yer almaktadır. Yukarıda bahsedilen verilere göre, Anadolu yakasına yakın olan alanlar yüksek seviyede duyarlılık göstermektedir. Avrupa yakasına yakın kıyı alanı ise deniz tabanının yaklaģık 50 m ye kadar orta seviyede bir hassasiyet sergilemektedir. Yukarıda sözü edilen iki bölge arasındaki açık denizalanı, düģük bir seviyede olsa bile tüm Marmara Denizi nin tamamında ĢiĢe burunlu yunusların potansiyel varlığı sebebiyle, su altı gürültü seviyesindeki artıģa karģı hassas olarak değerlendirilmiģtir. Etki faktörlerinin geniģ etki alanı dikkate alındığında, deniz koridorunun her iki tarafına yaklaģık 10 ar km uzaklıktaki bir tampon bölge de, gürültü artıģına karģı hassas olarak değerlendirilmiģtir. 8.4.4.1. İnşaat Aşamasındaki Etkiler Etki faktörleri Denizel gürültünün, boru hattının taģınması ve döģenmesi için kullanılan gemi ve mavnaların pervaneleri tarafından ve kıyı kesiminde gerçekleģtirilen arazinin hazırlık ve inģaat çalıģmaları sebebiyle oluģması beklenmektedir. Ġki denizel Proje bileģeni, Denizel boru hattı / boru hattı döģenmesi için inģaat sırasında gürültü emisyonu etki faktörü yoğunluğu sırasıyla düģük ve ortadır. Etki Ģiddetinin hesaplanmasına dair ayrıntılar ise Ek 4.5 de verilmektedir. Boru hattının karasal kesiminde yoğunluk daha fazladır çünkü bu Proje bileģeni, kıyıdaki boru döģeme faaliyetlerini ve saha hazırlığı ile ilgili bazı kıyı çalıģmalarını içermektedir. Arazinin hazırlanması da dâhil, kıyısal çalıģmalar yaklaģık 8-10 hafta kadar 9 Karadeniz, Akdeniz ve Mücavir Atlantik Bölgesi nde YaĢayan Denizel Memeli Türlerinin Korunması AnlaĢması - Karar 3.22, Kasım 2010, Bölge 16 8.4-14

sürecektir. Ġki kıyıdaki boru hattı döģenmesi uzunlukları Anadolu yakasında 200 m ve Avrupa yakasında da 500 m dir. Etki değerlendirme ĠnĢaat faaliyetleri sırasında gemi pervaneleri, geminin rıhtıma yanaģması, deniz tabanına çakıl taģı döģenmesi ve S tipi boru hattı döģeme metodolojisine göre suya indirme için boruların hazırlanmasına yönelik güverte faaliyetleri nedeniyle denizel gürültü oluģacaktır. Farklı etki seviyesi kategorilerinde bulunan alanların ve reseptörlerin coğrafi dağılımı ġekil 8.4-5 te gösterilmiģtir. Şekil 8.4-5. Denizel Gürültü: Etkilerin Coğrafi Dağılımı Toplamda yaklaģık 360 km 2 lik bir alan, inģaat sırasında ortaya çıkabilecek denizel gürültüden etkilenmesi beklenmektedir. Bu alanın ana kısmında (yaklaģık 240 km 2 ), olası etki oluģumu düģük olarak değerlendirilmiģtir. Tanıma göre düģük etki Ģu anlama gelmektedir: alanda bulunan mevcut gürültü kaynaklarına (örneğin: gemi motoru) benzer gürültü kaynaklarının getirilmesi Etkilenen alanda deniz memelilerinin ve balıkçılık alanlarının varlığının sınırlı olması ve gürültü artışının da fazla olmaması sebebiyle deniz memelilerinde ve/veya balıkçılık faaliyetlerinde rahatsızlık yaşanma riski sınırlıdır ve gürültüde tolere edilebilir bir artış söz konusudur. Avrupa tarafına yakın olan kıyı bölgesinde olası etki orta seviyededir. Ancak, Anadolu kıyısı yanındaki yaklaģık 36 km 2 lik alandaki (toplam etkilenen alanın %10 u) olası etki ise yüksektir. 8.4-15

Sonuçların doğru bir Ģekilde değerlendirilmesi için aģağıdaki unsurlar dikkate alınmıģtır: Mevcut verilere göre, koridor alanında sert zeminin varlığı çok sınırlı olduğundan kıyı bölgesinde kazı faaliyetleri sırasında meydana gelecek gürültü sadece yumuģak sedimanların bulunduğu bölge ile ilgili olup, yüksek seviyede olması beklenmemektedir. Proje kapsamında yüksek seviyede su altı gürültü emisyonlarına sebep olan faaliyetler (örneğin: kazık çakma, sismik araģtırma) gerçekleģtirilmeyecektir. Alanda, her yıl Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı ndan yaklaģık 50.000 geminin geçiģi sebebiyle trafik yoğun olduğundan halihazırda gemi pervanelerinin sebep olduğu gürültü bölgede mevcut olup geniģ bir alana yayılmıģtır. Bu sebeple bölgede bulunan deniz memelileri mevcut gürültü seviyesine halihazırda maruz kalmaktadır. Özellikle deniz memelileri üzerindeki etkiler, canlıların yoğunluğu, alanın canlılar için önemi, gürültü iletim karakteristikleri ve canlıların inģaat faaliyetleri sırasında diğer alanlara geçici olarak kaçma olasılıkları gibi bir dizi yerel faktörlere bağlı olacaktır. Kıyı hazırlık çalıģmaları, kıyıya yakın bir alanda bulunan balıklar için sınırlı ve kısmi bir rahatsızlığa sebep olabilir ve bunun sonucunda kıyıdaki artizanal balıkçılık üzerinde de olası etkilere yol açabilir. Ancak bu etki, her iki kıyıda yaklaģık birer ay sürecek olan kıyı çalıģmalarının tamamlanma süresi ile sınırlı olacaktır. Yukarıda bahsedilen hususlara göre, denizel gürültü artıģından kaynaklanan etki kritik bir düzeyde gerçekleģmeyecek olup, bununla beraber özellikle ĢiĢe burunlu yunuslara bulunduğu alanlarda mevcut gürültü seviyesindeki artıģın sınırlı düzeyde olmasına dikkat edilecektir. ĠnĢaat aģamasında ihtiyaç duyulması halinde denizel gürültüyü azaltmaya yönelik alınacak ilave etki azaltma önlemi olarak inģaat sahasının etrafında deniz memelileri tespit edilirse yüksek seviyede su altı gürültüsüne sebep olan inģaat faaliyetlerinden (örneğin: kıyı sularında, eğer varsa, sert alt tabakayla ilgili hazırlık faaliyetleri) kaçınılacaktır. 8.4.4.2. İşletme Aşamasındaki Etkiler ĠĢletme aģamasında önemli derecede denizel gürültü emisyonu olması öngörülmediğinden gürültü emisyonu kaynaklı herhangi bir etki beklenmemektedir. 8.4.4.3. İşletmeye Kapatma Sırasındaki Etkiler ĠĢletmeye kapatma aģamasında denizel boru hattı yerinde bırakılacağından, bu aģama için hiçbir faaliyet planlanmamıģ olup, gürültü emisyonu kaynaklı herhangi bir etki meydana gelmeyecektir. 8.4-16