Konversiyon Bozukluğunda Sosyodemografik ve Klinik Özellikler



Benzer belgeler
YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

Depresyon 1. Depresyon nedir? 2. Depresyon (çökkünlük) sanıldığı kadar sık mı? 3. Depresif belirtiler ile depresyon farklı mıdır?

Bir üniversite hastanesi psikiyatri polikliniğine başvuran konversiyon bozukluklu hastaların sosyodemografik ve klinik özellikleri 1

RUH SAĞLIĞI VE PSİKİYATRİ HEMŞİRELİĞİ EĞİTİM VE UYGULAMASI ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU ERZURUM

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

Test Geliştirme. Testin Amacı. Ölçülecek Özelliğin Belirlenmesi Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onuncu kez gerçekleştirilmiştir.

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

TNSA-2003 BÖLGE TOPLANTISI-V ANNE VE ÇOCUK SAĞLIĞI

Soma Belediye Başkanlığı. Birleşme Raporu

SANAYİNİN KÂRLILIK ORANLARI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALDI

Görsel Tasarım İlkelerinin BÖTE Bölümü Öğrencileri Tarafından Değerlendirilmesi

UMU ETKİLEYEN ETKİLEYEN ETMENLER ETMENL

MESS ALTIN ELDİVEN İSG YARIŞMASI BAŞVURU VE DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

Topluma Hizmet Uygulamaları ve Altındağ Belediyesi İş Birliği Örneği

Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 19, Sayı 2, 2010, Sayfa Doç. Dr. Songül TÜMKAYA İlknur ÇAVUŞOĞLU

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

Gaziantep Üniversitesi Mediko-Sosyal Merkezi nde psikiyatrik açıdan incelenen öğrencilerin klinik ve sosyo-demografik özellikleri

Daha Ne Kadar Sessiz Kalacaksınız?

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

GİRİŞ İki uçlu bozukluk: Manik episod Depresif episod Ötimi (iyilik hali) Kronik gidişli Kesin ilaç tedavisi gerektirir (akut episod ve koruyucu

ST HDAM. HANEHALKI figücü ANKET SONUÇLARI. Erkek

hükümet tabibi olarak görev yaptıktan sonra, 1988 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi nde başladığım

Bir Üniversite Hastanesi Psikiyatri Polikliniğine Başvuran Hastaların Sosyodemografik Özellikleri ile Tanı Grupları Arasındaki İlişki

ERGENLERDE BAĞIMLILIK VE ÖZKIYIM. Dr. Zehra Arıkan

Tablo 5 Hukuk Temel Alanı

Alkol tanısı almış ve tedavi alan hastaların hastalıklarını etkileyen faktörlerin belirlenmesi*

Kursların Genel Görünümü

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

Depresyon Yayg nl ğ ve Risk Etkenleri: Huzurevinde ve Evde Yaşayan Yaşl larda Karş laşt rmal Bir Çal şma

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

Adiposit

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Yazma Becerileri 2 YDA

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

Yönetici tarafından yazıldı Perşembe, 05 Kasım :07 - Son Güncelleme Perşembe, 05 Kasım :29

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU

Faaliyet Alanları. 22 Aralık Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

Proje konularından istediğiniz bir konuyu seçip, hazırlamalısınız.

İÇİNDEKİLER. Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanımı 2

AFET YÖNETİMİ. Harita 13 - Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası. Kaynak: AFAD, Deprem Dairesi Başkanlığı. AFYONKARAHİSAR 2015

Tablo 2 Fen Bilimleri ve Matematik Temel Alanı

Amaç Günümüzde birçok alanda kullanılmakta olan belirtisiz (Fuzzy) kümelerin ve belirtisiz istatistiğin matematik kaygısı ve tutumun belirlenmesinde k

: Tuncay SONGÖR (İkinci Başkan) : Prof.Dr. Nurettin KALDIRIMCI, M.Sıraç ASLAN, Süreyya ÇAKIN, Mehmet Akif ERSİN

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

PS K YATR DE KULLANILAN KL N K ÖLÇEKLER

TARİH ÖĞRETMENİ TANIM. Çalıştığı eğitim kurumunda, öğrencilere, tarih ile ilgili eğitim veren kişidir. A- GÖREVLER

Fon Bülteni Haziran Önce Sen

Rapor Hataları. Dr.Nihat Alpay. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Klinik Şefi ve Adli Tıp Gözlem İhtisas Dairesi Kurul Üyesi

Şenay Yanık Zuhur 1, Leman Kutlu 2, Tülay Tokgöz 1

İhtiyacınız, tüm sisteminizin kurumsallaşmasını sağlayacak bir kalite modeli ise

TEMEL İSTATİSTİK KAVRAMLAR

Dr. Mustafa Melih Çulha

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

KATEGORİSEL VERİ ANALİZİ (χ 2 testi)

PSİKİYATRİ HEMŞİRELİĞİ-INTERN HEM 407. Teorik: 4 s/hafta Uygulama: 16 s/hafta. e-posta:


Acil Serviste Konversiyon Reaksiyonu Tan s Alan

Hayata Dokunan Bir El: YEDAM (Yeşilay Danışma Merkezi)

REHBERLĠK HĠZMETLERĠ NEDĠR?

AC L PS K YATR K BAfiVURULARIN VE AC L PS K YATR K H ZMETLER N DE ERLEND R LMES

T.C. İSTANBUL MEDİPOL ÜNİVERSİTESİ YATAY GEÇİŞ YÖNERGESİ* BİRİNCİ BÖLÜM

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM V PSİKİYATRİ STAJ DERS PROGRAMI

EK-2 CUMHURĠYET ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ ADLĠ TIP BÖLÜMÜ DERS BĠLGĠLERĠ FORMU

GÖRÜfiLER. Uzm. Dr. Özlem Erman

ĐHRACAT AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Metin Taş

PROF. DR.SEDAT ÖZKAN

Acil Servis Çalışanlarına Karşı Şiddet. Keziban Uçar Karabulut

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

ENGELLİ ÇOCUĞU OLAN ANNE BABALARIN PSİKOPATOLOJİK SEMPTOMLARININ BELİRLENMESİNE YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA(AMASYA İLİ ÖRNEĞİ)

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Polikliniðine Baþvuran Hastalarda Belirtiler, Tanýlar ve Tanýya Yönelik Ýncelemeler

Depremin Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Polikliniği ne başvuru profili üzerine etkisi

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Depresif rahatsızlık nedir?

Samsun da altı yıllık bir psikiyatri muayenehane çalışmasının değerlendirilmesi. Evaluation of psychiatric office studies for six years in Samsun

Onkoloji Bölümünde Çal şan Sağl k Personelinde Tükenmişlik ve Depresyon Düzeylerinin Sosyodemografik Özelliklerle İlişkisi

İşverenler, işyerinde işçi çalışmaya başladığı anda tarih, sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 6331 Sayılı İş

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör;

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

KANSER HASTALARINDA PALYATİF BAKIM VE DESTEK SERVİSİNDE NARKOTİK ANALJEZİK KULLANIMI

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

İlkadım Birey Tanıma Envanteri

Sürdürülebilir sosyal güvenli in önündeki zorluklar

GEBELİKTE AKILCI İLAÇ KULLANIMI

KONYA TİCARET ODASI İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

İŞLEVSEL DÜZENLEMELERİN, ENGELLİ HASTA MEMNUNİYETİNE OLAN YANSIMASI ERCİYES TIP ÖRNEĞİ

Neden Ekspertiz Yaptırmalısınız?

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

ÖZGEÇMİŞ 1. ADI SOYADI: NESLİM GÜVENDEĞER DOKSAT 2. DOĞUM TARİHİ: UNVANI: ÇOCUK PSİKİYATRİSİ UZMANI 4.

Cinsiyet Eşitliği MALTA, PORTEKİZ VE TÜRKİYE DE İSTİHDAM ALANINDA CİNSİYET EŞİTLİĞİ İLE İLGİLİ GÖSTERGELER. Avrupa Birliği

Tarifname ANKSİYETE TÜREVLERİNİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR FORMÜLASYON. Buluş, anksiyete türevlerinin tedavisine yönelik bir formülasyon ile ilgilidir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 4 Mart 2008

Dünyada ve Ülkemizde Meslek hastalıkları

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

SAKARYA ÜNİVERSİTESİ ÜNİVERSİTE SENATOSU TOPLANTI TUTANAĞI

2014 EYLÜL AYI ENFLASYON RAPORU

İZMİR İLİ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARI İSTATİSTİKLERİ VE İŞ GÜVENLİĞİNİNKENT YAŞAMINA ETKİLERİ. Aykut AKDEMİR Maden Mühendisi

Transkript:

Türk Psikiyatri Dergisi 2003; 14(1):51-58 Konversiyon Bozukluğunda Sosyodemografik ve Klinik Özellikler Dr. Şükrü UĞUZ 1, Dr. Fevziye TOROS 2 ÖZET Amaç: Bu çal flman n amac konversiyon bozuklu u olan olgular n sosyodemografik, klinik özelliklerinin, ektan s kl n n, hastal k süresi ile ektan s kl ve kiflilik özellikleri iliflkisinin incelenmesidir. Yöntem: Çal flmaya DSM-IV tan ölçütlerine göre konversiyon bozuklu u tan s konan, yafllar 15-48 aras nda de iflen toplam 72 olgu al nd. Tüm hastalara Hacettepe Kiflilik Envanteri uyguland. Hastalar 4 y ldan daha k sa (Grup 1) ve uzun (Grup 2) yak nmas olanlar diye iki gruba ayr ld. Bulgular: Hastalar n 63 ü kad n, 9 u erkekti. Hastal n bafllama yafl ortalamas 25.97.5 idi. Çal flmaya al nan olgular n %97.2 si en fazla 11 y l e itim alm flt. Olgular n %40.3 ü kat lma ya da konvülsiyonlar, %40.3 ü duyu belirtisi ya da kayb, %5 i motor belirti ya da kayb, %12.6 s kar fl k görünüm sergileyen belirtilerle baflvurmufltu. Ortalama yak nma süresi 4.21.4 y l (min= 1, mak= 20) olarak belirlendi. Olgular n, %59.7 sinde ataklardan önce belirgin stres etkeni vard. Grup 1 de 12 (%28.6), Grup 2 de 17 (%56.7) hastada ektan vard (p=.01). Ortalama nevrotik e ilimler puanlar Grup 2 de (6.14.1) Grup 1 e (3.13) göre (p=.03) daha yüksekti. Grup 2 de ortalama duygusal kararl l k puan (4.23.5) Grup 1 e (7.13.3) göre anlaml düzeyde daha düflüktü (p=.03). Sonuç: Konversiyon bozuklu u s kl kla genç eriflkin yaflta bafllamakta, genellikle bir stres etkeninin ard ndan ortaya ç kmakta, hastal k süresi uzad kça efllik eden ruhsal bozukluk s kl artmakta; en s k olarak da depresyon ektan olarak bulunmaktayd. Anahtar Sözcükler: Konversiyon bozuklu u, sosyodemografik bulgular, ektan, kiflilik özellikleri SUMMARY: Sociodemographic and Clinical Characteristics of Patients with Conversion Disorder Objective: To determine the sociodemograhic, and clinical characteristics, and comorbid diagnosis of patients with conversion disorder, and also to evaluate the relationship between the duration of conversion and comorbid diagnosis and personality factors. Method: Seventy-two patients who were diagnosed with conversion disorder according to DSM-IV criteria, were included in this study. The Hacettepe Personality Inventor, was administered to all patients, and they were divided into two groups. The first group had conversion symptoms for four years (Group 1), while the other group had conversion symptoms more than four years (Group 2). Results: Sixty-three of patients were female, 9 were males. The average onset age of the disorder was 25.97.5. Seventy patients (97,2%) had received a maxium of 11 years of education. 40.3% of patients sought treatment because of seizures or convulsions, 40,3% because of sensory symptoms or deficits, 5% because of motor symptoms or deficits, and 12,6% because of mixed presentations. The mean duration of complaints was 4.21.4 years (min= 1, max= 20). 59.7% of the patients had prominent stress before the onset of the conversion symptoms. There were 12 (28.6%) comorbid psychiatric disorders in Group 1, and 17 (56,7%) in Group 2. Although the mean neurotic trend scores in Group 2 (6.14.1) were higher than Group 1 (3.13) (p=.03). The mean emotional resolution scores were lower in Group 2 (4.23.5) than in Group 1 (7.13.3) (P=.03). Conclusion: Conversion disoder tends to start in early adulthood, and usually follows a stress factor. As the duration of the disorder increases, comorbid psychopathologies, and the level of anxiety, and especially the prevalance of depression increase. Key Words: Conversion disorder, sociodemographic characteristics, comorbid diagnosis, personality factors 1Yrd. Doç., Çukurova Ü. T p Fak., Psikiyatri AD. Adana. 2 Yrd. Doç., Mersin Ü. T p Fak., Psikiyatri AD. Mersin. 51

GİRİŞ Psikolojik etkenlerin neden olduğu ve fiziksel bir bozukluğu düşündürecek biçimde bedensel işlevsellikte değişme ya da kay plarla giden bir bozukluk olarak tan mlanan konversiyon bozukluğu (KB) Bat ülkelerinde giderek azalma gösterdiğinin bildirilmesine rağmen ülkemizde hala s k karş laş lan bir bozukluktur (Alk n ve Tunca 1997, Gülseren ve ark. 1993, Hodgman 1995, Tasman ve ark.1997). DSM-IV de somatoform bozukluklar grubu içinde KB bir alt başl k olarak yer almaktad r (Amerikan Psikiyatri Birliği 1994). ICD-10' da "disosiyatif" terimi alt nda hareket ve duyular n disosiyatif bozukluğu, disosiyatif motor bozukluklar olarak adland r lm şt r (Dünya Sağl k Örgütü, 1992). KB erken çocukluktan 90 l yaşlara kadar her yaşta görülebilmesine rağmen en s k 15-35 yaş aras nda görüldüğü bildirilmektedir (Chandraselearon ve ark. 1994). Genellikle gelişmemiş ülkelerde %1-3, gelişmekte olan ülkelerde %10 oran nda görülmektedir (Kaplan ve ark. 1994). Ülkemizde psikiyatri polikliniğine veya sağl k ocağ na başvuran erişkin hastalarda yap lan çal şmalarda konversiyon bozukluğu oranlar %4.5-32 olarak bulunmuştur (Candansayar 1994, Gülseren ve ark. 1993, Sağduyu ve ark. 1997). KB ergenlik döneminden önce k z erkek aras nda eşit oranlarda görülür iken ergenlikten sonra k zlarda 2-19 kat daha s k görülmeye başlamaktad r (Bhatia ve Vaid 2000, Gülseren ve ark. 1993, Krahn ve ark. 1995). Araşt rmalar sonucunda k rsal kesimde yaşama, düşük sosyoekonomik koşullar, düşük eğitim düzeyi, yetersiz iç görü ve düşük zeka düzeyi konversiyon bozukluğu s kl ğ n artt ran risk etmenleri olarak bildirilmiştir (Alk n ve Tunca 1997, Bhatia ve Vaid 2000, Hodgman 1995, Tasman ve ark. 1997). Türkiye de yap lan araşt rmalarda konversiyon öncesi stres etmenlerinin %17-45 oranlar nda görülebileceği belirtilmiştir (Özen ve ark. 2000, Kayg s z ve Alk n 1999, Kaptanoğlu ve ark. 1993). Konversiyonun etiyolojisinde çeşitli psikodinamik görüşler, nörobiyolojik ve genetik etmenler, sosyo-kültürel görüşler üzerinde durulmuş; ancak çal şmalar sonucunda genellikle çok etkenli bir bozukluk olduğu bildirilmiştir (Ford ve Folks 1985, Iş k 1996, Öztürk 1997). Klinik belirti olarak; uyuşma, duyu azalmas gibi çeşitli duyu belirtileri astazi, abazi gibi motor belirtiler, kat lmalar ya da konvülsiyonlar, globus histerikus, aerofaji gibi nörovejetatif belirtiler varsan, sanr gibi diğer belirtiler görülebilir (Krahn ve ark. 1995, Lesser 1996, Nakoya 1995, Şenol ve ark. 1994). Özen ve arkadaşlar (2000) konversiyon bozukluğu tan s konan 86 olgunun %52.3 ünde bay lma, %22.1 inde nefes darl ğ, %18.6 s nda da paralizi belirtileri olduğunu bildirmişlerdir. Konversiyon bozukluğuna diğer bir ruhsal bozukluğun eşlik etmesi oldukça s k görülen bir durumdur. Kat lmalar ya da konvülsiyonlar şeklinde görülen konversiyon bozukluğuna duygudurum bozukluklar %45-85 oranlar nda eşlik etmektedir. Eşlik eden duygudurum bozukluklar ndan en s k görülen majör depresif bozukluktur (%17-29) (Alk n ve Tunca 1997, Gülseren ve ark. 1993). Bowman ve Markand (1996) taraf ndan yap lan bir çal şmada konversiyon bozukluğuna %88 oran nda depresif bozukluğun eşlik edebileceği ve konversiyon belirtilerinin huzursuzluğun bir habercisi olabileceği bildirilmiştir. Konversiyon bozukluğunun kat lmalar ya da konvülsiyonlar gösteren alt tipinde s kl kla görülebilen diğer ruhsal bozukluklar; panik bozukluk, disosiyatif bozukluklar, posttravmatik stres bozukluğu, somatoform bozukluklar, şizofreni, alkol ve madde bağ ml l ğ d r. Konversiyon bozukluğunun kat lmalar ya da konvülsiyonlar gösteren alt tipinde diğer konversiyon belirtilerinin görülme oran da %82 olarak bildirilmiştir. Disosiyatif bozukluk-konversiyon bozukluğu birlikteliği, çocukluk çağ kötüye kullan m öyküsü olan hastalarda daha s k olarak saptanm şt r (Bowman ve Markand 1996, Lesser 1996). Bhatia ve Vaid (2000) konversiyon belirtisi olarak afonisi olan 25 olgunun %80 inde diğer bir ruhsal bozukluğun ektan olarak bulunduğunu, en s k görülen ektan lar n ise anksiyete ve depresif bozukluklar olduğunu bildirmişlerdir. Pehlivantürk ve Ünal (2000) konversiyon bozukluğu olan 51 çocuk ve ergen üzerinde yapt klar araşt rmada olgular n %15.7 sinde depresif bozukluk, %37.2 sinde anksiyete bozukluğunun ektan olarak bulunduğunu, Özen ve arkadaşlar (2000) da olgularda en s k majör depresif bozukluğun ektan olarak görüldüğünü saptam şlard r. Tan sal sorunlar n yaşanmad ğ konversiyon bozukluğunda, izleme çal şmalar olgular n %75-52

TABLO 1. Olgular n Sosyodemografik Özellikleri. Cinsiyet Yaş Medeni durum Eğitim durumu Mesleği Yerleşim yeri N % Kad n 63 87.5 Erkek 9 12.5 15-24 18 25 25-39 47 65.2 40-üzeri 7 9.8 Evli 50 69.4 Bekar 17 23.6 Resmen boşanm ş 2 2.7 Eşler ayr evlerde yaş yor ancak resmen boşanmam ş 3 4.2 Yok 7 9.7 İlköğretim 38 52.8 Lise 25 34.7 Yüksekokul 2 2.7 Ev han m 45 62.5 Memur 15 20.8 Öğrenci 8 11.1 İşçi 2 2.7 Düzensiz bir işte çal ş yor 2 2.7 Köy 11 15.3 İlçe 14 19.4 Kent 47 65.3 100 ünün iyileşmiş olduğunu ortaya koymuştur. Hastal ğ n başlang c n n akut olmas, başlang çta belirgin bir stres etkeninin olmas, konversiyon belirtileriyle tedavinin başlang c aras ndaki sürenin k sa olmas, eşlik eden başka ruhsal ya da t bbi bozukluğun olmamas, ortalaman n üzerinde zeka düzeyinin olmas durumunda konversiyon bozukluğunun gidişi daha iyi olmaktad r (Bowman ve Markand 1996, Kaplan ve ark. 1994). Bu çal şmada polikliniğimize başvuran konversiyon bozukluğu olan olgular n; 1. Sosyodemografik özelliklerinin, 2. Klinik özelliklerinin, 3. Ektan s kl ğ n n araşt r lmas, 4. Çal şmada belirlenen ortalama hastal k süresi göz önüne al narak hastalar n 4 y l alt (Grup 1) ve 4 y l üstü (Grup 2) olarak iki gruba ayr larak sosyodemografik, klinik özelliklerin, ektan s kl ğ n n ve Hacettepe Kişilik Envanteri ortalama puanlar n n karş laşt r lmas amaçlanm şt r. GEREÇ VE YÖNTEM Çukurova Üniversitesi T p Fakültesi (ÇÜTF) Balcal Hastanesinde 15 yaş alt ndaki çocuk ve ergenler çocuk psikiyatrisi polikliniğinde muayene edildiği için çal şmaya 1997-1998 y l içinde ÇÜTF Balcal Hastanesi psikiyatri polikliniğine başvuran, DSM-IV tan ölçütlerine göre konversiyon bozukluğu tan s konan, okuma yazmas olmayan hastalar için çal şmada kullan lan testi okunduğu zaman anlayacak düzeyde mental gelişimi olan, 15 yaş ve üzerindeki olgular çal şmaya al nm şt r (Amerikan Psikiyatri Birliği 1994). Yak nma süreleri yap lan görüşmeler s ras nda al nan öyküye göre saptand. Olgulardan sadece iki tanesi ilk nöbet ile baş vurmuştu. Diğer olgular ya ÇÜTF Hastanesi psikiyatri polikliniğinde ya da başka poliklinikler taraf ndan daha önce tan s konmuş ve tedavi alt na al nm ş olgulard. Hastalar n çal şmaya al nma ölçütleri; DSM-IV tan ölçütlerine göre konversiyon bozukluğu tan - s konmuş olmas, nörolojik muayene ve EEG incelemelerinin normal olmas, ağ r sistemik hastal ğ n olmamas, alkol ya da madde bağ ml l ğ - n n olmamas olarak belirlendi. Konversiyon bozukluğuna eşlik eden diğer ruhsal bozukluklar klinik görüşme sonucunda DSM-IV tan ölçütlerine göre belirlendi (Amerikan Psikiyatri Birliği 1994). Olgular n hepsine Hacettepe Kişilik Envanteri uyguland. Bireylerde kişilik özelliklerini ölçmek için en yayg n olarak kullan lan testlerden birisi olan Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanterinin (MÇYKE) grup ve k salt lm ş olmak üzere iki formu vard r. Grup formu 16 yaş ve üzerinde, en az orta eğitim düzeyindeki bireylere; k salt lm ş formu ise lise öğrencilerine uygulanabilmektedir. 16 yaş ve üzerine uygulanabilen Grup formunda 566 madde, 10 klinik (hipokondri, depresyon, histeri, psikopatik sapma, maskülinite-feminite, paranoya, psikasteni, şizofreni, hipomani, sosyal içe dönüklük) ve 3 geçerlilik testi vard r (Savaş r 1978, Iş k 1989). Bu çal şmada kullan lmas tercih edilen HKE ise okuma yazmas olan veya okunan anlayabilen tüm erişkinlere uygulanabilmektedir. Bu en- 53

TABLO 2. Hastalar n Konversiyon Belirtileri, Belirtilerinin Görülme S kl ğ ve Klinik Özellikleri. Belirtilerin dağ l m N % Kat lmalar ya da konvülsiyonlar gösteren 29 40.3 Duyu belirtisi ya da kayb gösteren 29 40.3 Motor belirtisi ya da kayb gösteren 5 6.9 Kar ş k görünüm sergileyen 9 12.5 vanter kişisel ve sosyal uyum ile ilgili 20 şer maddelik 8 alt testten (kendini gerçekleştirme, duygusal kararl l k, nevrotik eğilimler, psikotik belirtiler, sosyal uyum alt testleri, sosyal ilişkiler, sosyal normlar, antisosyal eğilimler) ve 8 kontrol ve geçerlik maddesi olan toplam 168 maddeden oluşur. Bu çal şmada HKE konversiyon bozukluğu olan bireylerde önemli olabilecek kişisel ve sosyal uyum düzeyleri hakk nda daha çok bilgi vermesi ve testin daha k sa sürede uygulanabilmesi nedeniyle tercih edilmiştir. İstatistiksel Analizler Verilerin analizi SPSS-PC paket program yard m yla yap ld. BULGULAR Çal şmaya 9 u erkek, 63 ü kad n toplam 72 olgu al nd. Tablo 1 de olgular n medeni, eğitim ve mesleki durumlar, yerleşim yerleri, nöbetlerden önce stres etkeni ve birinci derece akrabalarda konversiyon bozukluğu s kl ğ özetlenmiştir. Olgulardaki konversiyon belirtileri, belirtilerin görülme s kl ğ Tablo 2 de gösterilmiştir. 72 olgunun ortalama yak nma süresi 4.21.4 y l (min= 1, mak= 20) idi (Tablo 3). 29(%40.1) hastada konversiyon bozukluğuna eşlik eden başka bir ruhsal bozukluk saptand (Tablo 4). Çal şmada belirlenen ortalama hastal k süresi göz önüne al narak hastalar 4 y l alt (Grup 1) ve 4 y l üstü (Grup 2) olarak iki gruba ayr ld ğ nda; Grup 2 deki hastalar n yaş ortalamas istatistiksel olarak anlaml düzeyde daha yüksekti (p<.05). Grup 2 de konversiyon bozukluğuna eşlik eden diğer ruhsal bozukluk Grup 1 dekilere göre anlaml düzeyde daha s kt (p=.01). Ancak Grup 1 ve 2 aras nda cinsiyet, medeni durum ve eğitim düzeyi aç s ndan da anlaml düzeyde fark saptanamad. Hacettepe Kişilik Envanterinin (HKE) değerlendirilmesi; a) Kendini Gerçekleştirme (KG): (Kendine güvenme, kendi kendine kararlar verebilme, kendini ifade edebilme özelliklerini yans t r.) Ortalama KG puanlar nda Grup 1 ve 2 aras nda anlaml farkl l k yoktu. (p>.5). b) Duygusal Kararl l k (DK): Duygusal kararl l k puan n n yüksek olmas (11 puan ve üzeri), bireyin duygusal yönden kararl olduğunu gösterir. Bu kişiler, kendine güvenen, sakin ve huzurlu bireyler izlenimini verirler. Grup 2 de ortalama DK puan Grup 1 e göre anlaml düzeyde daha düşüktü (p<.05). c) Nevrotik Eğilimler (NE): Ortalama NE puanlar Grup 2 de Grup 1 e göre daha yüksekti (p<.05). d) Psikotik Belirtiler (PB): Ortalama PB puan aç s ndan Grup 1 ve 2 aras nda anlaml fark saptanmad. e) Aile İlişkileri (Aİ): Hastalar n Aİ puan ortalamas nda gruplar aras nda anlaml fark yoktu. f) Sosyal İlişkiler (Sİ): Grup 1 ve 2 aras nda ortalama Sİ puanlar aç s ndan anlaml farkl l k yoktu. g) Sosyal Normlar (SN): Uyulmas zorunlu yasal durumlara olduğu kadar, dikkate al nmas gereken sosyal kural ve toplum değerlerine, başkalar n n hakk na sayg l olma, bunun yan s ra, kendi istek ve gereksinimlerini de toplumla uzlaşarak belli ölçülerde bağ ms z olarak karş lama gibi davran şlar ölçer. Grup 1 ve 2 de ortalama SN puan aç s ndan anlaml farkl l k yoktu. h) Antisosyal Eğilimler (AE): Grup 1 ve 2 de ortalama AE puan aç s ndan anlaml farkl - l k saptanmad. i) Kişisel uyum (KU): Kendini gerçekleştirme, duygusal kararl l k, nevrotik eğilimler, psikotik belirtiler alt ölçeklerinin toplam ndan oluşmaktad r. Ortalama KU puan nda Grup 1 ve 2 aras nda anlaml farkl l k yoktu. j) Sosyal Uyum (SU): Aile ilişkileri, sosyal ilişkiler, sosyal normlar, antisosyal eğilimler alt ölçeklerinin toplam ndan oluşur. Ortalama SU aç s ndan gruplar aras anlaml farkl l k yoktu. k) Genel Uyum (GU): Tüm alt ölçeklerin toplam ndan oluşmaktad r. Bunun ortalamas nda da 54

TABLO 3. Olgular n Yak nma Sürelerine Göre Dağ l m. Yak nma Süresi N % 0-1 y l 20 27.8 2 y l 13 18.1 3 y l 9 12.5 4 y l 11 15.3 5 y l 5 6.9 6-8 y l 7 9.8 8 y l üzeri 7 9.8 Toplam 72 100 TABLO 4. Konversiyon Bozukluğuna Eşlik Eden Diğer Ruhsal Bozukluklar. Eşlik eden ruhsal sorunlar N % Yok 43 59.7 Majör depresif bozukluk 17 23.6 Distimik bozukluk 3 4.2 Sosyal Fobi 1 1.2 Obsesif kompulsif bozukluk 4 5.5 Panik bozukluğu (agorofobi ile birlikte) 2 2.7 Posttravmatik stres bozukluğu 2 2.7 Toplam 72 100 iki grup aras nda anlaml düzeyde farkl l k saptanmad (Tablo 5). TARTIŞMA Yetmiş iki olgunun ele al nd ğ bu çal şman n sonuçlar ; olgular n çoğunda belirtilerin 20-30 yaşlar nda başlamas, kad nlarda daha s k görülmesi, görülen konversiyon belirtileri ve en s k eşlik eden ruhsal bozukluğun depresyon olmas gibi özellikleri nedeniyle diğer çal şma sonuçlar ile benzerlik göstermekteydi (Kaplan ve ark. 1994, Tomasson ve ark. 1991). Bu çal şmada 1/7 olarak bulunan erkek/kad n oran ; konversiyon bozukluğu olan olgularda yap lan diğer araşt rmalar n sonuçlar ile benzerlikler göstermekteydi. (Kaplan ve ark. 1994, Mai 1995, Özen ve ark. 2000). 51 konversiyon bozukluğu olan olguyu 2 y l süreyle izleyen Tomasson ve arkadaşlar (1991) olgular n başvuru yaş ortalamas n 373.4, ilk belirtinin ortaya ç kt ğ yaş ortalamas n ise 302.7 olarak saptam şlard r. Benzer şekilde 5 y ll k bir izlem çal şmas nda ise 38 olgunun 35 inin 30 yaş n alt nda olduğu belirlenmiştir (Chandraselearon ve ark. 1994). Ülkemizde Gülseren ve arkadaşlar (1993) taraf ndan yap lan çal şmada başvuru yaş ortalama 30.29.7, belirtilerin başlama yaş ortalamas 24.110 olarak bulunmuştur. Özen ve arkadaşlar (2000) da 86 konversiyon bozukluğu olgusunda yapt klar çal şmada kad n olgular n yaş ortalamas n 26.99.8, erkek olgular n yaş ortalamas n ise 29.49.4 olarak bulmuşlard r. Bizim çal şmam zda konversiyon bozukluğunun başlama yaş ortalamas 25.97.5 idi. Ortalama başvuru yaş ise 30.28.3 olarak saptand. Olgular n %65.2 si 25-39 yaş grubu içinde genç erişkinlik dönemindeydi. Gerek ülkemizde, gerekse yurt d ş nda yap lan çal şmalarda konversiyon bozukluğunun genellikle ergenlik ve genç erişkinlik döneminde başlad ğ bildirilmektedir (Chandraselearon ve ark. 1994, Tomasson ve ark. 1991, Gülseren ve ark. 1993). 72 olgunun %69.5'i evli, %30.5'i bekar ya da duldu. Ülkemizde yap lan diğer bir çal şmada kad n olgular n %79.1 i, erkek olgular n %80 inin evli olduğu belirlenmiştir (Gülseren ve ark. 1993). Özen ve arkadaşlar n n (2000) yapt ğ çal şmada da olgular n %58 inin evli olduğu bulunmuştur. Yurt d ş kaynakl çal şmalarda ise evlilik oranlar %40.6-60 olarak bildirilmiştir (Chandraselearon ve ark. 1994, Kent ve ark. 1995, Tomasson ve ark. 1991). Olgular n mesleklerine bakt ğ m zda çoğunun evhan m, çal şanlar n ise çoğunun devlet memuru olduğunu görmekteyiz. Eğitim düzeylerine bakt ğ m zda ise olgular n çoğunun eğitim düzeyinin düşük olduğunu görmekteyiz. Bu da yap - lan diğer çal şmalarla uyumluluk göstermekteydi (Chandraselearon ve ark. 1994, Özen ve ark. 2000, Gülseren ve ark. 1993, Tomasson ve ark. 1991). Olgular n %15.3'ü köy, %19.4'ü ilçe, %65.3'ü kentte yaşamaktayd. Olgular n halen oturmakta olduğu yerler bak m ndan çal şmam zda elde edilen il merkezli yerleşim ağ rl ğ, İzmir de yap lan konversiyon bozukluğu tan s alm ş olgularda belirti dağ l m n ve sosyodemografik özellikleri araşt ran başka bir çal şmayla da uyumlu bulundu (Gülseren ve ark. 1993). Bu bulgu konversiyon bozukluğundaki sosyoekonomik düzeyi düşük, k rsal alanda yaşayan kişilerde daha s k görüldüğü görüşü ile uyumsuzluk göstermektedir. Ancak bizim ülkemizde şehirde yaşamak tek baş na sos- 55

TABLO 5. Konversiyon Semptomlar 4 Y ldan Daha K sa (Grup 1) ve Daha Uzun (Grup 2) Süren Hastalarda Hacettepe Kişilik Envanteri Alt Ölçek Puan Ortalamalar. HKE Kişisel Uyum (KU) Kendini Gerçekleştirme (KG) Duygusal Kararl l k (DK) Nevrotik Eğilimler (NE) Psikotik Belirtiler (PB) Sosyal Uyum (SU) Aile İlişkileri (Aİ) Sosyal İlişkiler (Sİ) Sosyal Normlar (SN) Antisosyal Eğilimler (AE) Genel Uyum (GU) (GU=KU+SU) *= p<.05 31.4 11.0 4.2 3.1 7.5 43.3 12.9 8.3 11.7 10.3 77.3 Grup 1 Grup 2 yoekonomik düzeyin yüksek olabileceğini düşündürmez. Diğer yandan üniversite hastanesine ulaşma imkan olan olgular n çal şmaya al nd ğ düşünülürse çoğunluğun il merkezi ağ rl kl olmas daha kolay aç klanabilir. Chandraselearon ve arkadaşlar (1994) yapt klar 5 y ll k bir izlem çal şmas nda olgular n %50 sinde hastal ğ tetikleyen bir stres etkeni olduğunu belirtmişlerdir. Tomasson ve arkadaşlar (1991) yapt klar çal şmada da 250 olgunun %56 s nda nöbetler öncesinde stres etkeni olduğunu ve bunlar n da ağ rl kl olarak evlilik sorunlar ndan oluştuğunu bildirmişlerdir. Ersoy (1995) da konversiyon bozukluğunun emosyonel streslerle tetiklenebileceğini bildirmiştir. Çal şmam zdaki olgular n 43 ünde (%59.7) nöbetlerden önce nöbetleri tetikleyici stres etkeni tan mlan yordu. Stres etkeni s kl ğ literatürde bildirilene benzerdi (Tablo 2). Olgular n soygeçmişleri incelendiğinde %20.8'inin birinci derece akrabas nda konversiyon bozukluğu olduğu öğrenildi. Ülkemizde yap lan konversiyon bozukluğunu inceleyen bir tez çal şmas nda bu oran %28 olarak bulunmuştur (Candansayar 1994). Ülkemizde konversiyon bozukluğu tan s konanlarda yap lan bir çal şmada; olgular n %66.3 ünde kat lmalar ya da konvülsiyonlar, %36.9 unda duyu belirtisi ya da kayb, %41.1 inde motor belirtisi ya da kayb olduğu bildirilmiştir (Gülseren ve ark. 1993). Ülkemizde yap lan diğer bir çal şmada ise olgular n 12.3 2.5 3.5 3 3.6 1.2 3.5 3.9 4.3 2.4 20.6 32.5 10.3 7.1 6.1 7.4 44.8 13 10.7 13.8 10.6 76,4 13.5 3.5 3.3 4.1 3.9 11.2 2.6 3.8 3.8 3.2 17,3 %74 ünde kat lmalar ya da konvülsiyonlar, %10 unda globus histerikus, %6.9 unda paralizi, %6.9 konuşamama, %3.4 körlük olduğu bulunmuştur (Avc ve Aslan 1995). Tomasson ve arkadaşlar (1991), konversiyon bozukluğu olan olgularla yapt klar çal şmada olgular n %71 inin, 62 olgunun 52 sinin psödonörolojik kay plar şeklinde konversiyon belirtisi gösterdiğini bildirmişlerdir. 72 olgunun ele al nd ğ bu çal şmada %40.3 oran nda kat lmalar ya da konvülsiyonlar; %40.3 ünde de duyu belirtisi ya da kayb vard. Körlük ya da afoni gibi belirtilerin Bat ülkelerinde seyrek görüldüğü belirtilirken gelişmekte olan ülkelerde bu belirtilerin hala s k görülmeye devam ettiği bildirilmektedir (Kent ve ark. 1995, Sağduyu ve ark. 1997, Tomasson ve ark. 1991). Bizim çal şmam zda afoni %2.8 oran ndayd. Konversiyon bozukluğunda boğazda yumru hissi, kusma, öksürük, h çk r k, geğirmeler, öğürme, diyare gibi motor belirtisi ya da kayb görülebileceği bildirilmiştir (Öztürk 1997). Çal şmaya al nan olgular m z n %6.9'unda boğazda yumru hissi vard. Hastal k süresi uzad kça eşlik eden diğer ruhsal bozukluk s kl klar n n anlaml düzeyde art ş gösterdiği ve bunun istatistiksel olarak anlaml olduğu belirlendi. Bu art şlar olas l kla; konversiyonu çözüm olarak kullanan kişilerde stres faktörlerinin sürmesi durumunda konversiyon belirtilerinin yetersiz kalmas ndan dolay, ek olarak duygudurum ya da anksiyete bozukluğunun gelişmesinden kaynaklan yor olabilir. Konversiyon bozukluğuna s kl kla diğer bir ruhsal bozukluk eşlik etmektedir. Herhangi bir duygudurum bozukluğunun, kat lmalar ya da konvülsiyonlar gösteren konversiyon bozukluğu ile birliktelik oran %45-85 aras nda değişmektedir (Lesser 1996, Tomasson ve ark. 1991). Birlikte görülen duygudurum bozukluğunun çoğunluğunu majör depresyon oluşturmaktad r (Özen ve Ar c oğullar 2000). Kat lmalar ya da konvülsiyonlar gösteren konversiyon bozukluğu olan olgular n %70 inde panik bozukluk, %35-91 inde disosiyatif bozukluklar, %33-49 unda posttravmatik stres bozukluğu, %15-20 sinde alkol ve madde bağ ml l ğ olduğu bildirilmiştir. Kat lmalar ya da konvülsiyonlar gösteren konversiyon bozukluğu olan olgularda diğer konversiyon belirtilerinin görülme oran %82 olarak bulunmuştur (Lesser 1996, Tomasson ve ark. 1991). 56

Kent ve arkadaşlar (1995) 51 konversiyon bozukluğu olan olgunun %18 inde major depresyon, %18 inde alkol kötüye kullan m n n ek tan olarak bulunduğunu bildirmişlerdir. Bowman ve Markand (1996) kat lmalar ya da konvülzyonlar gösteren konversiyon bozukluğu olan 45 olgunun %64 ünde duygudurum bozukluğu, %11 inde anksiyete bozukluğu olduğunu belirtmişlerdir. Kurumholz ve Niedermeyer (1983) kat lmalar ya da konvülzyonlar olan 41 olgunun %44 ünde depresyon görüldüğünü bildirmişlerdir. DSM-IV tan ölçütlerine göre çal şmam za al nan olgular değerlendirdiğimizde; %23.6's nda majör depresif bozukluk, %4.2'sinde distimik bozukluk, %5.5 inde obsesif kompulsif bozukluk, %2.7 sinde panik bozukluk, %2.7 sinde posttravmatik stres bozukluğu, %1.2'sinde sosyal fobi olduğu saptand (Tablo 4). Bu sonuçlar da daha önce yap lm ş diğer araşt rmalar n bulgular yla uyumludur. Ülkemizde yap lan bir çal şmada hastal ğ n genç erişkin yaşta başlay p kronikleşme eğilimi taş d ğ belirtilmektedir (Gülseren ve ark. 1993). 1992 y l nda bir çal şmada 51 konversiyon bozukluğu tan s konmuş hasta incelenmiş, hastal k başlama yaş ile başvuru yaş aras nda ortalama 7 y ll k bir süre olduğu bildirilmiştir (Tomasson ve ark. 1991). Çal şmam zda ortalama hastal k süresi 4.2 y l olarak belirlendi. Seçilmiş hasta grubunun çoğunluğunun poliklinikte izleme gruplar ndan al nm ş olmas, bu grubun muhtemelen bütün konversiyon grubu içindeki kronikleşmiş hastalar n yoğun bulunduğu bölgeden seçilmiş olabileceğinden dolay ortalama hastal k süresinin uzun olduğu düşünüldü. Çal şmada belirlenen ortalama hastal k süresi göz önüne al narak hastalar 4 y l alt (Grup 1) ve 4 y l üstü (Grup 2) olarak iki gruba ayr ld ğ nda; Grup 2 de konversiyon bozukluğuna eşlik eden diğer ruhsal bozukluklar Grup 1 dekilere göre anlaml düzeyde daha s kt (p=.01). Bu art şlar olas l kla; konversiyonun, çözüm olarak kullan ld ğ kişilerde, ortaya ç kar c şartlar n sürmesi durumunda, yetersiz kalmas ndan kaynaklanmaktad r. Benzer s k nt lar süren kişi başa ç kma mekanizmalar n n yetersiz kald ğ durumlarda depresyon ya da anksiyete belirtileri gösterebilmektedir. Hacettepe Kişilik Envanterinde (HKE), DK n Grup 2 de Grup 1 den düşük olmas ; daha uzun süre konversiyon bozukluğu yak nmas olan hastalar n daha gergin, kayg l, karş laşt klar yeni durumlarda ise daha korkak ve çekingen tutum izleyebileceklerini düşündürmektedir. Ortalama NE puan n n Grup 2 de Grup 1 den, daha yüksek olmas kronik yorgunluk, baş ağr s, uykusuzluk, görme güçlükleri, iştahs zl k gibi bedensel yak nmalar n hastal k süresi uzam ş hastalarda daha s k olabileceğini ve genellikle ruhsal çat şmalar n daha çok fiziksel yolla ifade edildiğini düşündürmektedir. Bu bulgu da konversiyon bozukluğu için yap lan psikodinamik yorumlar destekler niteliktedir. Ortalama Aİ puan n n evlilerde bekar ve dul olanlara göre, erkeklerde de kad nlara göre daha yüksek olmas kad nlar n, bekar ve dullar n aile içi ilişkilerde daha çok güçlükler yaşad ğ n, kad nlar n aile içi beklentilerinin daha yüksek olduğunu, beklentilerinin gerçekleşmemesi durumunda daha s k hayal k r kl ğ na uğrad klar n ve güçlükler karş s nda konversiyon belirtilerinin daha s k ortaya ç kabildiğini düşündürmektedir. Erkeklerin Sİ puan n n kad nlar nkinden anlaml düzeyde daha yüksek olmas nedeniyle erkeklerin daha uyumlu ve sosyal becerilerinin daha yüksek düzeyde olduğu, bunun da konversiyon belirtilerinin daha az ortaya ç kmas na katk - da bulunabileceği düşünülmektedir. SONUÇ Çal şmam zdan elde ettiğimiz tüm bulgular bir arada değerlendirildiğinde, olgular n sosyodemografik ve klinik özelliklerinin diğer çal şmalarla benzerlik gösterdiğini görmekteyiz. Konversiyonun bilinç d ş çat şman n ortaya ç kard ğ kayg y çözücü özelliğinin zaman içinde azalmas ve sonuçta başka ruhsal bozukluklar n ortaya ç kma olas l ğ n n artmas nedeniyle konversiyon bozukluğu tan s konduktan sonra tedavi yaklaş mlar n n hemen ve özenle yap lmas gerektiği, özellikle belirtilerin uzun süredir devam ediyor olmas durumunda hastalarda nevrotik özelliklerin, gerginlik, kayg ve duygusal karars zl klar n tabloda belirgin hale gelişinin hastal ğ n gidişinde önemli etkenler olduğu kanaatindeyiz. 57

KAYNAKLAR Alk n T, Tunca Z (1997) Konversiyon bozukluğu. Psikiyatri Temel Kitab, C Güleç, E Köroğlu (Ed). Ankara. Hekimler Yay n Birliği, s. 537-544. Amerikan Psikiyatri Birliği (1994) Mental Bozukluklar n Tan - sal ve Say msal El Kitab, 4. bask (DSM-IV ) (Çev. Ed.: E Köroğlu) Ankara, Hekimler Yay n Birliği, 1995. Avc A, Aslan H (1995) Çocuklarda obsesif kompulsif bozukluk ve konversiyon bozukluğu: karş laşt rmal bir klinik çal şma. Türk Psikiyatri Dergisi, 6: 49-53. Bhatia MS, Vaid L (2000) Hysterical aphonia-an analysis of 25 cases. Indian J Med Sci, 54: 335-338. Bowman ES, Markand NO (1996) Psychodynamics and psychiatric diagnoses of 33 pseudoseizures subjects. Am J Psychiatry, 153: 57-63. Candansayar S (1994) Somatizasyon ve konversiyon bozukluğu olan bir grup hastada tan s n rlar ve psikososyal özelliklerin değerlendirilmesi. Yay nlanmam ş uzmanl k tezi, Gazi Üniversitesi T p Fak. Psikiyatri AD., Ankara. Chandraselearon R, Goshami UV, Sivakuner ve ark. (1994) Hysterical neurosis: a follow up study. Acta Psychiatr Scand, 89: 78-80. Dünya Sağl k Örgütü (1992) ICD-10 Ruhsal ve Davran şsal Bozukluklar S n fland r lmas. (Çev Ed.: MO Öztürk, B Uluğ, Çev.: F. Çuhadaroğlu, İ. Kaplan, G. Özgen, MO Öztürk, M Rezaki, B Uluğ). Türkiye Sinir ve Ruh Sağl ğ Derneği Yay n, Ankara, 1993. Ersoy MA (1995) Şüpheli bir konversiyon bozukluğu olgusu: konversiyon bozukluğunun psikiyatrik olmayan diğer t bbi durumlarda ilişkisi. Psychomed, 1: 111-114. Ford CV, Folks DG (1985) Conversion disorders: an overview. Psychosomatics, 26: 371-383. Gülseren Ş, Özmen E, Önal C ve ark (1993) Konversiyon bozukluklu hastalarda belirti dağ l m ve sosyodemografik özellikler. İzmir Devlet Hastanesi T p Dergisi. 31: 373-77. Hodgman CH (1995) Conversion and somatization in pediatrics. Ped Rev, 16: 29-34. Iş k E (1996) Nevrozlar. Ankara, Kent Matbaas, s. 299-312. Iş k S (1981) Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri Elkitab (Türk standardizasyonu). Ankara, Sevinç Matbaas. Kaplan HI, Sadock BJ, Grebb JA (1994) Synopsis of Psychiatry. 7. Bask. Baltimore, Williams and Wilkins, s. 617-632. Kaptanoğlu C, Aksaray G, Önen R ve ark. (1993) Konversiyon bozukluğunda semptom dağ l m, sosyo-kültürel özellikler, yaşam olaylar ve depresyon. Nöropsikiyatri Arşivi, 30: 381-384. Kayg s z A, Alk n T (1999) Konversiyon bozukluğundaki ruhsal bozukluk eştan lar n n sosyodemografik değişkenlerle ilişkisi. Türk Psikiyatri Dergisi, 10: 40-49. Kent DA, Tomasson K, Coryell W (1995) Course and outcome of conversion and somatization disorders. A four year follow up. Psychosomatics, 36: 138-144. Krahn LE, Rummans TA, Shorbrouph FW ve ark (1995) Pseudoseizures after eplepsia surgery. Psychosomatics, 36: 487-493. Kurumholz A, Niedermeyer E (1983) Psychogenic seizures: a clinical study with follow up data. Neurology, 33: 498-492. Lesser RP (1996) Psychogenic seizures. Neurology, 46: 1499-1407. Mai MF (1995) Hysteria in clinical neurology. Can J Neurol Sci, 22: 101-110. Nakoya M (1995) True auditory hallucinations as conversion symptoms, Psychopathology, 28: 214-219. Pehlivantürk B, Ünal F (2000) Conversion disorder in children and adolescents: clinical features and comorbidity with depressive and anxiety disorders. Turk J Pediatr, 42: 132-137. Özen Ş, Özbulut Ö, Alt ndağ A ve ark. (2000) Acil serviste konversiyon bozukluğu tan s konan hastalar n sosyodemografik özellikleri, stres faktörleri, I. Ve II. eksen eştan lar. Türkiye de Psikiyatri, 2: 87-96. Özen Ş, Ar c oğullar Z (2000) Konversiyon bozukluğu zemininde gelişen nöroleptiğe bağl faringeal distoni: bir olgu sunumu. Klinik Psikofarmakoloji Bülteni, 10: 228-232. Öztürk O (1997) Ruh Sağl ğ ve Bozukluklar. Bask Ankara Hekimler Yay n Birliği, s. 293-318. Sağduyu A, Rezaki M, Kaplan İ ve ark. (1997) Sağl k ocağ na başvuran hastalarda disosiyatif (konversiyon) belirtiler. Türk Psikiyatri Dergisi, 8: 161-169. Savaş r I (1978) Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanterinin Türkçeye uyarlan ş ve standardizasyon projesi. Psikoloji Dergisi, 1: 18-25. Şenol S, Önder M, Özalp E (1994) Konversiyon belirtisi olarak körlük: bir olgu sunumu. Türk Psikiyatri Dergisi, 5: 291-294. Tasman A, Kay J, Lieberman LR ve ark. (1997) Psychiatry. Philadelphia, WB Saunder Company, s. 1119-1155. Tomasson K, Kent D, Coryell W (1991) Somatization and conversion disorders: comorbidity and demographics of presentation. Acta Psychiatr Scand, 84: 288-29. 58