KADIN İŞGÜCÜNÜN MESLEKİ EĞİTİMİ. Prof.Dr. Mehmet TAŞPINAR Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi mehmettaspinar@hotmail.com



Benzer belgeler
Cinsiyet Eşitliği MALTA, PORTEKİZ VE TÜRKİYE DE İSTİHDAM ALANINDA CİNSİYET EŞİTLİĞİ İLE İLGİLİ GÖSTERGELER. Avrupa Birliği

Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 19, Sayı 2, 2010, Sayfa Doç. Dr. Songül TÜMKAYA İlknur ÇAVUŞOĞLU

Cumhuriyet Halk Partisi

KADIN ERKEK EŞİTLİĞİ YÖNETİM KOMİTESİ (CDEG) Avrupa Konseyi Kadın Erkek Eşitliğinden Sorumlu. 7. Bakanlar Konferansı TASLAK EYLEM PLANI

EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-6

AR& GE BÜLTEN ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ HAZİRAN. Turizm Sektörü Genel Değerlendirmesi ve Sektörde Çalışanların İş Tatmini

ANKARA İLİ BASIM SEKTÖRÜ ELEMAN İHTİYACI

Dünya Nüfus Günü, 2016

2016 Ocak SEKTÖREL GÜVEN ENDEKSLERİ 25 Ocak 2016

TRAKYA BÖLGESİ NİN İŞGÜCÜ PİYASASI ANALİZİ

GİRESUN KOBİ LERİNİN İHRACAT EĞİTİM İHTİYACI ARAŞTIRMA RAPORU

T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ STRATEJİ GELİŞTİRME DAİRE BAŞKANLIĞI Yılı Sunulan Hizmeti Değerlendirme Anket Raporu

ÜNİTE:1. Sosyal Politikaya İlişkin Genel Bilgiler ve Sosyal Politikanın. Araçları ÜNİTE:2. Sosyal Politikanın Tarihsel Gelişimi ÜNİTE:3

SINIF ÖĞRETMENLİĞİ ÖĞRENCİLERİNİN FEN BİLGİSİ LABORATUVARI UYGULAMALARI VE LABORATUVAR ŞARTLARINA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

Türkiye'de çocuk bakım hizmetleri ve erken çocukluk eğitimi ve gelişimi programları

ATAERKİL KAPİTALİST İLİŞKİLER ALTINDA ÜCRETLİ KADIN EMEĞİ: VAN ÖRNEĞİ

Bölüm 10 Teknolojik Yenilik ve Ekonomik Performans

Stratejik Planlama ve Performans Yönetimi, Finlandiya Örneği. AB Eşleştirme Projesi, Ankara 5. Eğitim Haftası Klaus Halla

TASLAK NİHAİ BİLDİRİ

Günümüzde ise, göç olgusu farklı bir anlam kazanarak iç göç ve dış göç olarak değerlendirilmeye başlanmıştır.

SEKÜLER TREND BARıŞ ÖLMEZ. İNSANDA SEKÜLER DEĞİŞİM Türkiye de Seküler Değişim

İş kazalarında yaşamını yitiren binlerce işçinin anısına...

İNSAN KIYMETLERİ YÖNETİMİ 4

SİGORTACILIK VE BİREYSEL EMEKLİLİK SEKTÖRLERİ 2010 YILI FAALİYET RAPORU YAYIMLANDI

Yard. Doç. Dr. Necmettin ÖZEL Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğr. Grv. İbrahim KARAGÖZ Abant İzzet Baysal Üniversitesi

Türkiye İnsani Gelişme Raporu kapsamında İGE değerleri ve sıralamalarındaki değişiklikler

T.C. İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI TİCARET BÖLÜMÜ MEZUNLARI İKÜ ULUSLARARASI TİCARET EĞİTİMİNİ DEĞERLENDİRME ANKETİ RAPORU

TÜRK SANAYĠSĠNĠN KALBĠ TEKSTĠL VE HAZIR GĠYĠM SEKTÖRÜNDEKĠ GELĠġMELER

İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

tepav türkiye ekonomi politikaları araştırma vakfı

GAZİ ÜNİVERSİTESİ KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMÜ STRATEJİK PLANI

HABER BÜLTENİ xx Sayı 18

KİMYA MÜHENDİSLERİ ÇALIŞMA KOŞULLARI ANKET SONUÇLARI

Koruma Önleminin Uzatılmasına İlişkin Görüşlerimiz. 22 Kasım 2011

ÇALIŞAN BAĞLILIĞINA İTEN UNSURLAR NEDİR VE NEDEN ÖNEMLİDİR?

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM ORTAK SINAVI TEST VE MADDE İSTATİSTİKLERİ

Yrd. Doç. Dr. Mustafa Fedai ÇAVUŞ. Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölüm Başkanı 02/12/2011 OSMANİYE

GERMENCİK KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL ETKİ ANALİZİ PROJESİ ARAŞTIRMA RAPORU

HABER BÜLTENİ xx Sayı 17

METALİK OLMAYAN DİĞER MİNERAL ÜRÜNLERİN İMALATI Hazırlayan Filiz KESKİN Kıdemli Uzman

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN FAKÜLTESİ MATEMATİK BÖLÜMÜ ÖĞRETİM DEĞERLENDİRME ANKETİ

EKONOMİK GELİŞMELER Aralık 2015

Özel sektör tasarrufları Hanehalkı Şirketler kesimi Kamu sektörü tasarrufları

Avrupa ve Türkiye de Aktif Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi

İLKÖĞRETİM MÜZİK DERSLERİNDE KULLANILAN REPERTUVARIN GELENEKSEL MÜZİK BOYUTU

İLK ÖĞRETİM MÜFREDATINDA DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ

FEN BİLGİSİ ÖĞRETMENİ

Türkiye: Gelecek Nesiller İçin Fırsatların Çoğaltılması. Erken Çocukluk Gelişimi Konferansı Ekim 2010

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2012, No: 39

TÜRK ELEKTRONİK SANAYİİ

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim 2012

TÜTÜN ÜRÜNLERİ İMALATI SEKTÖRÜ

İSTE DE KADININ AKADEMİK VE İŞ HAYATINDAKİ YERİ KONUŞULDU

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

FOTOĞRAFÇILIK ALANI KALFALIK ÇERÇEVE ÖĞRETİM PROGRAMI

ECZACILIK SEKTÖRÜ T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI RİSK YÖNETİMİ VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMİK ANALİZ VE DEĞERLENDİRME DAİRESİ

ÇİFT HANEYE ÇIKAN İŞSİZLİK, EKONOMİK KRİZ SİNYALİ VERİYOR.

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

SANAYİNİN KÂRLILIK ORANLARI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALDI

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Türkiye, Rusya ve Kafkasya İlişkileri SPRI

LİDERLİK TEKSTİL VE OTOMOTİVDE... Dr. Can Fuat GÜRLESEL

HABER BÜLTENİ xx Sayı 16

MESLEK KOMİTELERİ ORTAK TOPLANTISI 11 Eylül 2015

4.5G için 450 bin km alt yapı gerekiyor

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ DEKORATİF AHŞAP SÜSLEME MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

KONYA TİCARET ODASI İSTİHDAM İZLEME BÜLTENİ

Cumhuriyet Halk Partisi

KADININ ÇALIŞMA HAYATINA GİRMESİ VE TOPLUMSAL ROL ÇATIŞMALARI NESRİN GÖKTAŞ

Yaratıcılık. Yağ nereye gidiyor?

MALZEMELERİN GERİ DÖNÜŞÜMÜ. Prof.Dr. Kenan YILDIZ

Türkiye de tarımda enerji tüketimi 25/01/2013

MATEMATİK DERSİNİN İLKÖĞRETİM PROGRAMLARI VE LİSELERE GİRİŞ SINAVLARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Dünya Gençlik Kongresi

SANAYİ, HİZMETLER VE TARIM KOMİSYONU

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Sektör eşleştirmeleri

Faaliyet 1.8. Eğiticilerin Eğitimi Esnaf ve Sanatkarlara Sunulan Eğitim ve Danışmanlık Hizmetleri «Bütüncül Hizmet Modeli»


Çocuklarımızın etraflarındaki dünyayı keşfedebilmeleri için eğitim ortamımızı, canlı, renkli ve bütün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarladık.

BOSSA DIŞ GİYİM İŞLETMESİNDE FASON İPLİK İMALATI TERMİN SÜRELERİNE ALTI SIGMA ARAÇLARI İLE İSTATİSTİKSEL YAKLAŞIM

Meslek Yüksekokullarına Sınavsız Gelen Öğrencilerin Bilgisayar Okur Yazarlığı Düzeylerinin Belirlenmesi

LİTVANYA ÜLKE RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül 2013

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

DEVLET KEMER TAKIYOR. Kamu Aracı Kullanan Sürücüler ve Kurum Yöneticileri için Emniyet Kemeri Kullanımı Farkındalık Projesi. Doç. Dr.

Çocuk, Ergen ve Genç Yetişkinler İçin Kariyer Rehberliği Programları Dizisi

SANAT VE TASARIM ALANI TEZHİP MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

2015 EYLÜL KISA VADELİ DIŞ BORÇ İSTATİSTİKLERİ GELİŞMELERİ

TARIMSAL EMTİA PİYASALARINDA FİYAT OYNAKLIKLARI

Avrupa da UEA Üyesi Ülkelerin Mesken Elektrik Fiyatlarının Vergisel Açıdan İncelenmesi

TÜRKİYE DE VE BÖLGELER DE GİRİŞİMCİLİK

KAMU KESİMİ HARCAMALARININ TESPİT VE ANALİZİNDE YAŞANAN SORUNLAR

ÖZET BULGULAR. gece o hanede kalmış olan kadınlar araştırma kapsamında görüşme için uygun kadın olarak kabul edilmişlerdir.

HUKUK TEMEL ALAN KODU: 38

SİGARA İLE SAVAŞTA BİR DENEYİM ÖRNEĞİ GRAMMER KOLTUK SİSTEMLERİ A.Ş. DR.YÜCEL BENDER İŞYERİ HEKİMİ

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Kasım 2013, No: 78

Çocukluk Çağında Diyabet: Sorunlar/ Öneriler

TUROB İSTANBUL 3. BÖLGE (İSTANBUL ANADOLU YAKASI) ÜYELER TOPLANTISI SUADİYE HOTEL İSTANBUL 08 TEMMUZ 2008

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

GİRİŞ. Eğitimdir ki, bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde yaşatır veya bir milleti kölelik ve yoksulluğa terk eder.

Transkript:

KADIN İŞGÜCÜNÜN MESLEKİ EĞİTİMİ Prof.Dr. Mehmet TAŞPINAR Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi mehmettaspinar@hotmail.com Özet Kadın eğitimi tüm Dünyanın öncelikli sorunlarından biridir. Genel olarak bakıldığında kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği, temel insan haklarına sahip olma, eğitim olanaklarından eşit biçimde yararlanma, işgücüne katılım, sosyal güvenceye sahip olma, eşit ücret alma vb. pek çok sorunlarla karşı karşıya oldukları söylenebilir. Gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye de benzer sorunlarla karşı karşıyadır. Kadının eğitim almasına ve iş yaşamına katılmasına yönelik olarak - etkisi giderek azalmakla birlikte - bazı ön yargılar ve olumsuz bakış açıları olduğu söylenebilir. Eğitim düzeyi düşük ve çoğunlukla vasıfsız işgücü özellikleri taşıyan kadınların toplumsal cinsiyet eşitliği kapsamında bazı olumsuzluklarla karşı karşıya kaldıkları bir gerçektir. İşgücüne katılım düzeyi gerek Dünya ölçeğinde, gerekse AB ölçeğinde düşük olan kadınlarımızın küçük yaşlardan itibaren gerek genel eğitim, gerekse mesleki eğitim açısından gereken özenle yetiştirilmeleri toplumsal geleceğin planlanmasında öncelikli konulardan biri olmalıdır. Anahtar kelimeler: Kadın eğitimi, kadın işgücü, mesleki eğitim, kız çocuklarının eğitimi Giriş Kadın eğitimine yapılan yatırım toplumsal geleceğin bir anlamda garanti altına alınması anlamına gelmektedir. Bu nedenle kız çocuklarının eğitimi tüm Dünya da olduğu gibi ülkemizin de üzerinde titizlikle durduğu bir konu olmuştur. Eğitim düzeyi düşük özgüveni yetersiz, birey olabilme niteliklerinden yoksun kadının geleceğin neslini bir anne olarak yetiştirme konusunda da zafiyetler gösterebileceği söylenebilir. Bu açıdan bakıldığında öncelikle kız çocuklarının eğitiminden başlayarak, genel anlamda kadının eğitimine ve meslek sahibi olarak toplumsal işbölümüne katılmasını sağlamaya çalışmak öncelikli olarak ele alınması gereken bir konudur. Bu açıdan öncelikle kadına yönelik mevcut durumu ortaya koyacak genel verileri incelemekte yarar vardır. Kadına yönelik genel veriler Kadına yönelik genel verilere bakıldığında önemli sorunlar olduğu görülmektedir. Buna göre temel bulgular şöyle özetlenebilir (ILO, 2010; Külahçı, 1984; Sattar, 2011). Ø Okuma yazma bilmeyen her üç kişiden ikisi kadındır Ø Afrika ve Asya da kadınların % 80 i okuma yazma bilmemektedir. Ø Dünya da işgücünün 1/3 ünü kadınlar oluşturmaktadır. Ø Gelişmekte olan ülkelerde köy kadınları yiyecek üretiminin % 50 sini karşılamaktadır. Ø Kadınlar erkeklerden %40-60 daha az kazanmaktadırlar. Ø Kadınlar Dünya daki gelirin ancak 1/10 unu alabilmektedir. Ø Kadınların sahip oldukları mal varlığı 1/100 oranındadır. Ø Dünya nüfusunun yaklaşık yarısını kadınlar oluşturmaktadır. Ø Kadınlar yaşlılık dönemlerinde yoksulluk riskini erkeklere göre daha fazla yaşamaktadırlar Ø Türkiye de çalışan kadınların % 60 ı sosyal güvenlik kapsamı dışında (Erkekler % 39) çalışmaktadır.

Görüldüğü gibi her şeyden önce kadınların insancıl değerler adına önemli sorunlarla karşı karşıya oldukları ortadadır. Öncelikle temel insan hakkı olan eğitim olanaklarından yeterince yararlanamamaktadırlar. İşgücüne katılım oranları da düşük olan kadınların daha çok tarım sektöründe çalıştıkları görülmekte, emeklerinin karşılığı olan ekonomik gelirleri elde edemedikleri, sosyal güvencelerinin yeterince sağlanmadığı da ortadadır. Bütün bunlar tüm Dünya da kadınların önemli bir cinsiyet ayrımcılığı sorunu ile yüzyüze olduğu gerçeğini ortaya koymakta ve ilk olarak kadınlara yönelik cinsiyet eşitliğini sağlayıcı sosyal politikaların, özetle temel insan hakları bağlamında düzenlemelerin yapılması gerektiğini göstermektedir. Bu düzenlemeler kadının sosyal yaşama ve dolayısıyla işgücüne katılım oranını da artıracaktır. Kadının işgücüne katılımı Kadınların işgücüne katılım oranlarının düşük olduğunu gösteren uluslar arası karşılaştırmalar ülkemizin bu açıdan hiç de iyi bir durumda olmadığını göstermektedir. Bu konudaki bulgular Şekil 1 de görülmektedir. Figure 1: Employment rates by sex, (2011) Şekilde görüldüğü gibi 2011 yılı verilerine göre karşılaştırılan ülkeler arasında AB ülkelerinde erkekler % 70, kadınlar % 60 dolayında işgücüne katılmaktadır. Erkeklerde en yüksek işgücüne katılım oranı % 80 e yakın bir oranla İsviçre de görülürken, kadınlarda en yüksek oran % 75 ile İzlanda da görülmektedir. Ülkemiz ise karşılaştırılan ülkeler içinde kadınların işgücüne katılım oranı açısından % 25 dolayında bir oranla son sırada yer almaktadır (EUROSTAT, 2012). Son iki yılda bu oran bir ölçüde artmış, Ocak 2013 verilerine göre % 29.13 e ulaşmıştır (TÜİK, 2013). Ancak yine de uluslar arası karşılaştırmalar açısından düşük durumdadır Ülkemizde hane haklı işgücü araştırması verileri incelendiğinde kadının iş yaşamına ilişkin dikkatle incelenmesi gereken bulgular ortaya çıkmaktadır. Örneğin TÜİK tarafından yapılan araştırmaya göre (2009) aktif işgücüne katılmayan kadınların % 62,3 ü ev işleriyle uğraştıklarını ifade etmekte, başka bir deyişle yaklaşık 12 milyon kadın ev hanımı olduğunu ifade etmektedir. Bu durum ev hanımlığı olgusunun bir çalışan kadın algısı oluşturmadığı biçiminde yorumlanabilir. Buna karşın çalışma çağındaki her 4 kadından ancak biri iş yaşamına katılmakta olup, bunların yaklaşık yarısı da tarım sektöründe çalışmaktadır.

Örgün eğitim sisteminde okullaşma oranları açısından kadınlar ve erkekler karşılaştırıldığında fazla bir olumsuzluk olmadığı söylenebilir. Tablo 1 de eğitim kademelerine göre net okullaşma oranları görülmektedir. Table 1: National Education Indicators (2011 2012 Educational Year) Educational Level Males Females Primary Education % 98,77 % 98,56 Secondary Education % 68,53 % 66,14 Higher Education % 35,59 % 35,42 Vocational Secondary Education 1.151,197 students 939,023 students (MEB, 2013). Görüldüğü gibi ilköğretim orta öğretim ve yüksek öğretimde birbirine yakın oranda okullaşma düzeylerine ulaşılmıştır. Diğer yandan cinsiyet eşitliği anlamında esas sorunun iş yaşamına katılım boyutunda olduğu söylenebilir. İş yaşamındaki kadınların eğitim durumları incelendiğinde ise yaygın bir şekilde ilköğretim düzeyi ön plana çıkmaktadır. Bu durum çalışan kadının eğitim düzeyinin oldukça düşük olduğunu göstermektedir. Bulgulara göre okuryazar olmayan kadınların % 17 sinin, yüksek öğretim mezunu kadınların % 71 i iş yaşamına katıldığı dikkate alınırsa kadın eğitiminin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Diğer yandan okuryazar olmayan kadınların % 2,1 inin, yüksek öğretim mezunu kadınların % 19,9 unun iş aradıkları belirlenmiştir (TÜİK, 2009). Bu durum ise eğitim düzeyi arttıkça iş gücüne katılma isteğinin, başka bir deyişle farkındalığın arttığı biçiminde yorumlanabilir. Kadın için çalışmanın ne anlam ifade ettiği konusunda yapılan bir araştırmada da eğitimin önemini ortaya koyan sonuçlar elde edilmiştir. Aşağıda bu konuda ILO tarafından Ankara, Gaziantep ve Konya da yapılan yapılmış bir araştırmanın nitel bulgularından bazıları sunulmuştur (ILO, 2010). Kadının Bakış Açısı Türkiye de kadınlar için insana yakışır iş imkânları sağlanması yoluyla toplumsal cinsiyet eşitliğinin gerçekleştirilmesine yönelik aktif işgücü piyasası politikaları konulu ILO İŞKUR projesi kapsamında kadınların görüşleri nitel verilerle toplanmıştır. Bu araştırmada üç kesimden veri toplanmış ve (a) mesleksiz ev kadını olmak, (b) belirgin bir mesleği olmadan çalışan kadın olmak ve (c) meslek sahibi kadın olmak ne anlama gelmektedir? biçiminde yöneltilen sorulara araştırmaya katılan kadınlar yanıtlar vermişlerdir. Bunlardan dört tanesi aşağıda sunulmuştur (ILO, 2010). Mesleksiz ev kadını olmak anlamı Kayınvalidem veya kocam sen eğitim almadın, hiçbir yeteneğin yok, dışarıda ne yapabilirsin ki? Nasıl para kazanabilirsin diyerek beni küçük görüyor. Bu durum beni çok üzüyor ve özgüvenimi azaltıyor. Meslek sahibi olmadan çalışan kadın anlamı Çalışıyorsunuz ama parayı kendinize ayıramıyorsunuz. Kocanız parayı alıyor. Siz çalıştığınızla kalıyorsunuz, karşılığında elinizde hiçbir şey olmuyor. Bu durum insanı yoruyor (DPT, 2009).

Meslek sahibi bir kadın olmak anlamı Daha iyi bir kariyere sahip olmak için kendini geliştirmeye çalışır. Herkes ona saygı duyar. Kocanın karşısında daha güçlü olur. Kendini iyi savunabilir. Hayatının her günü bir önceki günden farklıdır. Dinamik ve canlı bir hayatı vardır. (DPT, 2009). Bu araştırmada kadınları toplumsal yaşama katmak, onu bir özne olarak görmek ve güçlendirmek için yapılması gerekenleri de araştırmaya yer alan bir kadın katılımcı şöyle açıklamıştır. Kadınlara özgüven ve farkındalık eğitimleri verilmeli. Ancak toplumsal cinsiyet eşitliğiyle ilgili toplumda da duyarlılık yaratılmalı. Katılımcılık önemli, kadın istihdamıyla ilgili kadınların görüşleri sorulmalı, bu çıkan önerileri arz boyutunda değerlendirmek gerekli ve bu değerlendirme sonrasında mesleki eğitimler planlanmalı. Arz talep eşleştirmesi önemli. Kadınların sesleri, nitelikleri mutlaka göz önünde bulundurulmalı Bu görüşlerden yola çıkarak bir değerlendirme yapmak gerekirse, eğitim düzeyi düşük olan kadın birey olabilme, kendini ifade edebilme, toplumsal işbölümüne katılabilme vb. açılardan da önemli sorunlar yaşayabilmektedir. Daha girişimci, toplumsal yaşamın bir parçası olabilmek, ekonomik özgürlüğünü kazanabilmek adına kadınların eğitiminin ve özellikle de mesleki eğitiminin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Ancak bu konuda aşılması gereken engeller olduğu da bir gerçektir. Bunlardan biri yetersiz katılım çıkmazı diye bilinen bir hipotezdir. Yetersiz Katılım Çıkmazı Hipotezi: Kadınların genel eğitim ya da mesleki almalarının önündeki engel olacak durumlardan biri yetersiz katılım hipotezi olarak açıklanabilen bir düşüncedir. Bu hipotezin temel gerekçesi kadının eğitimine yatırım yapmanın gerekli olmadığı gibi bir düşünceye dayanmaktadır (DPT, 2009). Buna düşünceye göre kentte düşük eğitim düzeyine sahip kadınların büyük ölçüde düşük ücretli ve çoğu zaman da kayıt dışı işlerde çalışabilmektedir. Bu kadınların işgücüne katılımlarını engelleyen sosyo-kültürel gerekçeler de vardır. Yetersiz ücretlerle, uzun çalışma saatleri boyunca ve sosyal güvenceden yoksun çalışan bu kadınların bulundukları sosyal çevredeki algı görüldüğü gibi düşük ücretlerle ve uygun olmayan koşullarda iş ortamı vardır, bu nedenle kız çocukları büyüdüklerinde bu tür bir ortamla karşılaşacakları için eğitim için yatırım yapmaya da gerek yoktur biçiminde oluşabilmektedir. Oysa yapılan araştırmalar özellikle genç kızlar olmak üzere kadınların mesleki eğitimine yapılan yatırımların onların işgücü piyasasına katılımlarını artırdığı gibi aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğine katkıda bulunduğunu da ortaya koymaktadır (DPT, 2009). Bu nedenle yetersiz katılım çıkmazı algısının önüne geçilmesi ve kentin varoşlarındaki kız çocuklarının eğitimine önem verilmesi, özellikle de mesleki eğitime yönelik çalışmaların yapılması bir zorunluluktur. Kadının Mesleki Eğitimi Bilimsel ve teknolojik gelişmeler üretim süreçlerinde hızlı bir değişimi gündeme getirmekte, sektörel değişimler işgücü piyasasında yer alacak bireylerin yetiştirilmesinde de bu değişime uygun politikalar izlenmelidir. Dünya piyasalarında var olabilme teknolojik gelişmelerle uyumlu, emek üretkenliği ve verimliliğe dayalı bir sektörel gelişmeyi sağlamayı ve buna uygun insan gücü yetiştirmeyi gerektirmektedir. Özellikle kilit sektörlerdeki meslekler daha

fazla bilgi temelli olup, yaratıcı düşünme, problem çözme becerileri gelişmiş bireylerin istihdam edilebileceği bir gelişim göstermektedir. Bu nedenle öncelikle iyi bir temel eğitim almış olma gereği vardır. Başka bir deyişle daha donanımlı, daha üretken, düşünme becerileri gelişmiş bireylerin mesleki eğitime yönlendirilmesi gereği vardır. Ülkemizde ise bunun tam tersi bir gelişim gözlenmiştir. Son yıllarda olumlu gelişmeler olmakla beraber mesleki eğitime yöneltme açısından bir bakıma son çare algısı içinde değerlendirilmektedir. Bu durum elbette ki kadınların mesleki eğitime yönlendirilmesini de olumsuz etkilemektedir. Ülkemizde kadın eğitimi ve istihdamı açısından önemli bir unsur olan kırsal kesimden kente göç olgusu dikkate alındığında önümüzdeki dönemde kente göç eden nüfus içindeki kadınları bekleyen önemli sorun işgücüne katılım güçlüğüdür. Çünkü eğitim düzeyi düşük kadınlar kırsal kesimde ev işleri ve tarım sektöründe aile işçisi olarak çalışırken, kentte buna uygun bir yapı bulunmadığı için çalışma yaşamına katılımları güç olacaktır. Söz konusu kesim kentte yine vasıfsız işgücünün talip olduğu ve çoğu sosyal güvencesi olmayan düşük ücretli işlere talip olacaklar ve bu durum hem toplumsal cinsiyet eşitliği, hem de işgücü piyasasında kadın emeğinin sömürülmesi gibi bir olumsuzluğun sürmesi anlamına gelmektedir. Öksüz ün belirttiği gibi (2007) kentteki kadının erkeklere oranla daha fazla işsizlik riski ile karşı karşıya kalmasının temel nedeni eğitim düzeylerinin daha düşük olması ve işgücü piyasasının gerektirdiği niteliklere sahip olmamalarıdır. Kentte yaşayan kadınların eğitim düzeyleri arttıkça ve gerekli nitelikleri kazandıkça işgücüne katılım oranlarının hızla arttığı da gözlenmektedir. Bu durum kadın eğitimine ve sektörel ihtiyaçlara dönük mesleki eğitime önem verilmesi gerektiğinin bir göstergesidir. Kadının istihdam edilebilirliğinin önündeki engellerden biri - giderek etkisi her ne kadar azalsa da hala etkili olduğu bilinen - sosyo kültürel değerlerdir. Özellikle eğitim düzeyi düşük kadınların ev dışında iş yaşamına katılmaları olumlu karşılanmamaktadır. Eğitim düzeyi düşük olan kadın, düşük ücretli, sosyal güvencesi olmayan işlere talip olmakta ya da ev hanımı olmayı tercih edebilmektedirler. Oysa eğitim düzeyi arttıkça daha bağımsız kararlar alabilme gücüne sahip olan kadın, yukarıda nitel bulgularda da belirtildiği gibi birey olabilme, özgüven kazanma açısından gelişim göstermekte ve iş yaşamına daha kolay katılabilmektedir. Bu durum kırdan kente göç eden kadınların eğitimine önem verilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Konunun önemli bir boyutu da geleceğin anneleri olacak kız çocuklarının eğitimine önem verilmesi gereğidir. Çünkü geleceğin anneleri olacak kız çocukları yeterince eğitim alamazlar ise yukarıda sözü edilen tüm gerçeklerle karşı karşıya kalmaya adaydırlar. Eğer yeterli eğitimi ve mesleki eğitimi almazlar ise onlar da büyüdüklerinde vasıfsız işgücü içinde yer alacaklar, emek sömürüsü ile karşı karşıya kalacaklar, birey olabilmeyi başaramayacaklardır. Bunun sonucu olarak toplumsal cinsiyet ayrımcılığını bütün yönleriyle yaşayabilecekler, iş yaşamına katılmakta zorlandıkları için yetersiz katılım çıkmazı hipotezinin gereği olarak onlar da kendi kız çocuklarının eğitimine yatırım yapmanın gereği ve getirisi olmadığını düşünerek kısır bir döngünün mimarı olacaklardır.

Sonuç ve Öneriler Kız çocuklarının eğitimi toplumsal geleceğin önemli unsurlarından biridir. Kadının toplumsal yaşamda cinsiyet ayrımcılığı ile karşı karşıya kalmadan yaşaması ve kendini ifade edebilmesi isteniliyorsa öncelikle kız çocuklarının eğitimine önem verilmelidir. Daha önceki yıllarda düzenlenen Haydi Kızlar Okula gibi uygulamalar olumlu sonuçlar vermiştir. Aynı şekilde Meslek Lisesi Memleket meselesi gibi uygulamalarda olduğu gibi kızlara ve kadınlara toplumsal iş bölümüne katılımlarını kolaylaştırıcı mesleki eğitim verilmesi de yararlı sonuçlar vermiştir. Bunun gibi uygulamalar yaygınlaştırılarak devam etmelidir. Kısa vadede alınması gereken acil önlemlerin başında gerek kırsal kesimde gerekse kentte kız çocuklarının genel eğitimine özel önem verilmesi olmalıdır. Bunun için tüm toplum kesimlerinin desteği alınmalı, medya etkin bir şekilde rol almalı, kamu spotları hazırlanmalı, bilinçlendirme etkinliklerine önem verilmeli kısacası kız çocuklarının eğitime katılmalarını engelleyici unsurlarla etkin mücadele edilmelidir. Okul çağı dışındaki kızların ve kadınların toplumsal yaşamın eşit bir bireyi olabilmeleri için özellikle yaygın eğitim ve mesleki eğitime önem verilmesi gereklidir. Kırsal kesimde ya da kentte iş gücüne katılmayan kadınların sektörel gelişmeler de dikkate alınarak iş bölümüne katılmalarını sağlayabilecek mesleki yaygın eğitime katılmalarını sağlayıcı stratejiler geliştirilmelidir. Bu kapsamda bölgesel sektörel gelişim, kadınların çalışabilecekleri öncelikli alanlar açısından araştırmalara dayalı stratejiler izlenmeli ve uygun mesleki eğitim programları uygulanmalıdır. İşgücü piyasası içinde yer alan ve eğitim düzeyi düşük olduğu için pek çok olumsuzluk yaşayan kadınlara yönelik ise yaşam boyu eğitim yaklaşımı kapsamında gerek kişisel gelişim, gerekse iş başı eğitim uygulamaları ile niteliklerinin geliştirilmesi gereklidir. Bu amaçla yukarıda da belirtildiği gibi ihtiyaç analizine dayalı olarak işgücü piyasasının beklentileri ile örtüşen programlara ağırlık verilmelidir. İŞKUR un uyguladığı işgücü yetiştirme programları kapsamında kadın işgücünün yetiştirilmesi önceliği vazgeçilmeksizin sürdürülmelidir. Bu kapsamda kadına yönelik girişimcilik eğitimlerine özel önem verilmeli ve kendi işini kurmalarına teşvikler artırılarak devam ettirilmelidir. Kadının toplumsal cinsiyet eşitsizliğine maruz kalmasının önemli bir nedeni de erkeklerin bu konudaki bilinç düzeyinin yetersiz olmasıdır. Bu nedenle erkeklere yönelik de kadının toplumdaki yeri bağlamında toplumsal farkındalık oluşturacak eğitimler verilmelidir. Bu doğrultuda hızlı yol alabilmenin yolu örgün eğitim programlarında yer vermenin yanı sıra sosyal medyanın etkin kullanılmasından geçmektedir. Kullanılacak kamu spotları küçümsenmeyecek olumlu etkilere yol açabilir.

KAYNAKLAR DPT. (2009). Türkiye de Kadınların İşgücüne Katılımı: Eğilimler, Belirleyici Faktörler ve Politika Çerçevesi. (Rapor No 48508-TR). Ankara: DPT Yayını. EUROSTAT. (2012). Employment Statistics. Retrieved from: http://epp.eurostat.ec.europa.eu/statistics_explained/index.php/employment_statistics #Employment_rates_by_gender.2C_age_and_educational_attainment ILO. (2010). Kadınların işgücüne katılımını belirleyen etmenler ve il istihdam ve meslek kurulları için öneriler: Ankara, Gaziantep ve Konya. (Hazırlayanlar: Hakan ERCAN, Ayşe GÜNDÜZ HOŞGÖR ve Özlem YILMAZ). Ankara: Uluslararası Çalışma Örgütü Ankara Ofisi Maliye Bakanlığı. (2011). Türkiye de işgücü piyasası sorunları ve çözüm önerileri: Ankara: Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı MEB. (2013). National Education Statistics. Retrieved from: http://sgb.meb.gov.tr/istatistik/meb_istatistikleri_orgun_egitim_2012_2013.pdf Külahçı, G. Şadiye. (1984). Kadın işgücünün mesleki eğitimi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, 17(1). 431 444. Retrieved from: http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/40/517/6466.pdf Öksüz, Nazan. (2007). Mesleki Egitim Kurslarının Kadınların İstihdam Edilebilirligine Katkısı ve İşkur un Üstlenebilecegi Roller. Ankara: Türkiye İş Kurumu Uzmanlık Tezi. Sattar, Sarosh. (2011). Avrupa ve Orta Asya nın Gelişmekte Olan Ülkelerinde Erkekler ve Kadınlar İçin Fırsatlar. Dünya Bankası yayını: Uluslar arası İmar ve Kalkınma Bankası TÜİK. (2013). Türkiye İşgücüne Katılım Oranı. Retrieved from: http://www.tuik.gov.tr/gosterge.do?id=3570&metod=ilgiligosterge