ADÖLESAN YAŞ GRUBUNDAKİ OLGULARDA SKLEROTERAPİ DENEYİMİMİZ OUR SCLEROTHERAPY EXPERIENCE IN ADOLESCENT AGE GROUP



Benzer belgeler
Endovenöz Lazer ve Eşzamanlı Köpük Skleroterapisi: 5,5 Yıllık Deneyimimiz Saim Yılmaz, Kağan Çeken, Kamil Çıra, Emel Alimoğlu, Timur Sindel

Endovenöz Lazerde Ultrason Kılavuzluğunda Femoral ve Siyatik Sinir Blokajları Saim Yılmaz, Kağan Çeken, Mustafa Çetin, Emel Alimoğlu, Timur Sindel

VARİS TEDAVİSİNDE KONFORUN YENİ ADI. Endovenöz Radyofrekans Ablasyon

BÜYÜK SAFEN VEN YETMEZLİĞİNDE ENDOVENÖZ LAZER ABLASYON TEDAVİSİ TECRÜBELERİMİZ

YENİ KURULAN BOZOK ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ KALP VE DAMAR CERRAHİSİ MERKEZİ OLARAK RADYOFREKANS ABLASYON TEDAVİSİ SONUÇLARIMIZ

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI

Alt Ekstremite Venöz Yetmezliği Tedavisinde Endovenöz Lazer Ablasyon: İki Yıllık Deneyimlerimiz

Endovenöz LASER ve Eksternal LASER Uygulamaları. Dr. Kıvanç METİN Ege Sağlık Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği İzmir

Venöz Yetmezlik ve Varis Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar

Alt Ekstremite Varis Tedavisi

Kronik venöz yetersizliğin aynı seansta büyük safen ven endovenöz radyofrekans ablasyon ve miniflebektomi ile tedavisi

Kronik Venöz Yetersizlik

Variköz ven cerrahisinde 980 nm dalga boyu endovenöz lazer ablasyon ve radyofrekans ablasyonun orta dönem sonuçlarının karşılaştırılması

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

Alt Ekstremite Varisleri: Doppler US / Endovenoz Tedaviler. Prof Dr Saim Yılmaz Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı-Antalya

Hisar Intercontinental Hospital

Endovenöz Lazer Ablasyonda Kullanılan 1470 ve 980 Nanometre Dalga Boylarının Yan Etki ve Rekanalizasyon Açısından Karşılaştırılması

Cerrahi sonrası nüks variköz venler: 247 hastanın analizi

Kronik venöz yetersizlik olgularında eksternal banding uygulamalarımız

İZOLE VENA SAFENA PARVA STRİPİNGİ SONRASINDA KOMPRESYON ÇORAPLARININ ETKİNLİĞİ: RETROSPEKTİF ÇALIŞMA

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2012;4 (1):48-52

Perforan Ven Yetmezliğinde; Küçük Kesi ile Ligasyon, Lazer Ablasyon ve Siyanoakrilat ile Embolizasyon Tekniklerinin Karşılaştırılması

Kronik Venöz Yetmezlik. Venöz Yetmezlik. Alt ekstremiteden kanın yetersiz dönüşünün neden olduğu sendrom. Kronik Venöz Yetmezlik Önemi

Tedavi. Tedavi hedefleri;

ALT EKSTREMİTE VARİKÖZ VENLERİNDE ENDOVENÖZ LAZER ABLASYON TEDAVİSİ ENDOVENOUS LASER ABLATION TREATMENT OF LOWER EXTREMITY VARICOSE VEINS

.Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri. Sempozyum Dizisi No: 56 Nisan 2007; s Prof. Dr.

Endovenöz Ablasyon Uyguladığımız 120 Hastamızın Derin Ven Trombozu ve Klinik İyileşme Açısından Erken-Orta Dönem Sonuçları

Endovenöz Lazer Ablasyon ile Semptomatik Varislerin Tedavisi Sonrası Hasta Memnuniyetinin Vizüel Analog Skala ile Değerlendirilmesi: Olgu Serisi

BOTOKS VE DOLGU UYGULAMALARI

T.C. PAMUKKALE ÜNIVERSITESI TIP FAKÜLTESİ RADYOLOJİ ANABİLİM DALI

Düşüğe Neden Olan Bir Hipertansif Fibromusküler Displazi Vakası. A Case of Hypertensive Fibromuscular Dysplasia Leading To Abortus

Kalp ve Damar Cerrahisi. Anabilim Dalı

İZOLE SAFENOFEMORAL BİLEŞKE YETMEZLİĞİNDE EKSTERNAL VALVÜLER STENT KULLANIMI: ÜÇ OLGU SUNUMU. Sami KARAPOLAT, Coşkun ÖZDEMİR

Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografik Koroner Anjiyografi Sonrası Uzun Dönem Kalıcı Böbrek Hasarı Sıklığı ve Sağkalım ile İlişkisi

MEZOTERAPİ NEDİR? Dr.Sedat YILDIZ. Dr.Sedat Yıldız Tamamlayıcı ve İntegratif Sağlık Akademisi

Konjenital Kalp Cerrahisinde Periferik Venöz Basınç Santral Venöz Basınca Alterna=f Olabilir Mi?

Rejyonel Anestezi Sonrası Düşük Ayak

Periferik Vasküler Hastalıklarda Kanıta Dayalı Yaklaşım

Endovenöz Ablasyon Uygulanan 585 Hastamızın Erken ve Orta Dönem Sonuçları

Aort Koarktasyonunun Stent Implantasyonu ile Tedavisini Takiben Gelişen Alt Ekstremite Arteryel Trombotik Oklüzyonu Thrombotic Occlusion Of Lower

Periferik arter hastalıklarının tanısını ve yaklaşım stratejilerini öğrenecek.

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

ÖZET CEVAP: Oosit retrivalin hemen ardından intrauterin hcg uygulaması implantasyon oranlarını, kimyasal ve klinik gebelik oranlarını artırmaktadır.

ENDOVENÖZ LAZER TEDAV S

Redo subfasyal endoskopik perforan ven cerrahisi: Gerektiğinde yapılmalı mı?

RDUS ile hem anatomik detay hem de kan ak m ndaki hemodinamik de ifliklikler de erlendirilir. Safenofemoral bileflke yetersizli i var m d r (Resim 1)

Tiroidektomi Sonrası Hipokalsemi Gelişiminde İnsidental Paratiroidektominin, Hastaya Ait Özelliklerin ve Cerrahi Yöntemin Etkilerinin İncelenmesi

İki bin yılı aşkın süreden beri bilinmekte olan kronik venöz yetmezlik

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

ALT EKSTREM TE VAR SLER NDE SKLEROTERAP SCLEROTHERAPY FOR LOWER LIMB VARICES

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ

Dr Talip Asil Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı

İatrojenik Bilateral İliak Arter Komplikasyonunda Başarılı Hibrit Tedavi

Travmada tüm vücut BT. kadar gerekli? ÇKBT ve Travma Yüksek hızla giden bir aracın takla atması ile başvuran olgu

ALT EKSTREMĐTEDE KRO ĐK SAFE VE PERFORA VE YETMEZLĐĞĐ BULU A HASTALARDA E DOVE ÖZ LAZER TEDAVĐSĐ Đ ETKĐ LĐĞĐ Đ DEĞERLE DĐRĐLMESĐ

ÇOCUK YOĞUN BAKIMDA ULTRASONOGRAFİ EŞLİĞİNDE SANTRAL KATETER UYGULAMALARI

Alt ekstremite venöz yetmezliğini belirlemek için noninvazif bir

Kalp ve Damar Cerrahı Gözüyle. Op.Dr. Mesut KÖSEM Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Acıbadem International Hastanesi

Perforan venöz yetmezlikte miniflebektomi ile ligasyon

Kronik Venöz Yetmezlik Tedavisi

BAġKENT ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ RADYOLOJĠ ANABĠLĠM DALI

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

Giriş Güncel cerrahide tanı ve tedavi planlamalarında ultrasonografinin önemli bir yeri bulunmaktadır. Ultrasonografinin cerrah tarafından gerçekleşti

Kronik Hepatit B li Hastalarda Oral Antiviral Tedavilerin Değerlendirilmesi

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

HIGH SCHOOL BASKETBALL

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

KOLOREKTAL KARSİNOMLARDA VENÖZ İNVAZYON SAPTANMASINDA MORFOLOJİK BULGULARIN ve EVG nin ROLÜ

14. Kongresi. Türk Kalp ve Damar Cerrahisi Derneği TASLAK BİLİMSEL PROGRAM. Titanic Deluxe Otel Belek, Antalya 3-6 Kasım 2016 KURSLAR

Behçet Hastalığı Son II Yıl Damar Tutulumu ve Tedavisi

BİRİNCİ BASAMAKTA DİYABETİK AYAK İNFEKSİYONLARI EPİDEMİYOLOJİSİ VE ÖNEMİ. Doç. Dr. Serap Çifçili Marmara Üniversitesi Aile Hekimliği Anabilim Dalı

A Rare Late Complication of Port Catheter Implantation: Embolization of the catheter

GİRİŞ-AMAÇ YÖNTEM-GEREÇLER

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLİNİĞİ

Yaşlılarda ven hastalıklarına yaklaşım

İntraoperatif Sinir Monitorizasyonunun Bir Cerrahi Kliniğe Katkısı

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ


TÜRKİYE DEKİ ÜÇ TIP FAKÜLTESİNİN SON ÜÇ YILDAKİ YAYIN ORANLARI THE THREE-YEAR PUBLICATION RATIO OF THREE MEDICAL FACULTIES IN TURKEY

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması

HATHA YOGANIN VE KALiSTENiK EGZERSiZLERiN STATiK DE GE ÜZERiNDEKi ETKiLERi

ÖZGEÇMİŞ. Yabancı Dil: İngilizce. Uluslararası dergilerde yayınlanan makaleler

ENDOVENÖZ LAZER ABLASYON (EVLA) TEDAVİSİNİN VENÖZ GERİ DOLUM ZAMANI ÜZERİNE ETKİSİNİN FOTOPLETİSMOGRAFİK OLARAK BELİRLENMESİ

Selülit ile mücadelede son nokta. Cellulaze.

24. ULUSAL TÜRK OTORİNOLARENGOLOJİ & BAŞ - BOYUN CERRAHİSİ KONGRESİ

Prof. Dr. Ufuk Demirk l ç, Dr. Suat Do anc. .Ü. Cerrahpafla T p Fakültesi Sürekli T p E itimi Etkinlikleri

Kronik Venöz Yetersizlik Tedavisi

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

HASTANESİ KARDİYOLOJİ KLİNİĞİ PIHTI KAPLI YAPAY KALP KAPAKLARININ PIHTI ERİTİCİ İLAÇ İLE TEDAVİSİ İÇİN HASTANIN BİLGİLENDİRİLMİŞ ONAM (RIZA) BELGESİ

Uterus Myomu Tarafından Basıya Uğrayan Sol iliac Venin Neden Olduğu Derin Ven Trombozunda Venöz Stent Uygulaması

ÖZET ve niteliktedir. rme. saatlerinin ilk saatlerinde, üretim hatt. 1, Mehmet Dokur 2, Nurhan Bayraktar 1,

Yüz Tanımaya Dayalı Uygulamalar. (Özet)

JİNEKOLOJİDE SİNGLE PORT OPERASYONLAR. Doç Dr Ahmet Kale. Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği

Tam revaskülarizasyonda CABG standart tedavidir

Acil Serviste En Sık Neler Şikayet Ediliyor? Doç. Dr. Selahattin KIYAN Ege ÜTFH Acil Tıp AD ATOK «Acilde Adli Tıp»

Olgu Sunumu. Olgu yaşında erkek hasta Sağ ayak 1. parmak gangrenöz görünümde

Tiroid nodüllerinde TİRADS skorlamasının güvenirliliği

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

T. C. İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

Transkript:

İzmir Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıp Dergisi,2014;18:1-6 ARAŞTIRMA MAKALESİ ADÖLESAN YAŞ GRUBUNDAKİ OLGULARDA SKLEROTERAPİ DENEYİMİMİZ OUR SCLEROTHERAPY EXPERIENCE IN ADOLESCENT AGE GROUP Köksal Dönmez 1, Ufuk Yetkin 1, Mert Kestelli 1, Hasan İner 1, Tayfun Göktoğan 1 Didem Avcı Dönmez 2, Serdar Bayrak 3,Ali Gürbüz 1 1 İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği 2 İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Servis Kliniği 3 İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hasatanesi, KDC Bölümü ÖZET Genel popülasyonda ileri yaşla birlikte daha sık bulgulanan alt ekstremite varisleri adölesan dönemde nadir gözlenmekte ve tedavi yaklaşımı da özellik arz edebilmektedir. dönem kendine has problemleri de içeren son derece hassas bir periyottur. Kliniğimizde 2013 yılının son altı aylık peryodu içerisinde alt ekstremite varislerine yönelik skleroterapi yöntemiyle tedavi görmüş olan erken ve geç adölesan hastaları retrospektif olarak değerlendirerek sunmayı amaçladık. Haziran-Aralık 2013 tarihleri arasında polikliniğimizde skleroterapi işlemi uygulanmış olan 13-21 yaş arası toplam yirmiiki hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların daha objektif değerlendirilebilmesi açısından 13-18 yaş arası hastalar erken(genç) adölesan, 19-21 yaş arası hastalar ise geç(erişkin) adölesan olarak gruplandırıldı. Çalışmaya alınan hastaların 5 tanesi erkek (4 genç adölesan, 1 erişkin adölesan) ve 17 tanesi kadındı (6 genç adölesan, 11 erişkin adölesan). Bu hastaların demografik ve radyolojik özellikleri belgelendi. Yaygın olarak kabul görmüş olan CEAP sınıflandırmasına göre ekstremitelerin dağılımı işlem öncesi gerçekleştirildi. ---------------------------------------------------------------------------------------------- Yazar Adresi Doç. Dr. Ufuk YETKİN 1379 Sok. No: 9,Burç Apt. D: 13 35220, Alsancak İZMİR / TURKEY Tel: +90 538 4859292 - Fax: +90 232 2434848 e-mail: ufuk_yetkin@yahoo.fr 1

Çalışmaya alınan bütün hastalara poliklinik şartlarında damar çapına uygun olarak 26, 30 veya 32 G enjektör uçları ile saf veya köpük şeklinde Na-tetradecyl sulphate ile skleroterapi yapıldı. Anerjik-allerjik reaksiyon riski minimal subkütan doz uygulaması yapılarak 2. ve 24. saatlerde kontrol edildi. Na-tetradecyl sulphate, farklı konsantrasyon seçenekleri nedeni ile sklerozan ajan olarak tercih edildi. Uygulanan seans sayısına bakıldığında 12 hastada tek seans skleroterapi uygulaması yeterli olurken, 5 hastada iki, 2 hastada üç ve 3 hastada dört seans uygulama gerçekleştirilmiştir (Kliniğimizde her bir seansta ortalama 5 ile 15 ayrı enjeksiyon uygulanmaktadır). Sonuç: Venöz hastalıkların takip ve tedavisi hakkında çok sayıda literatür bilgisi bulunmasına karşın, özellik arz eden adölesan dönem hakkında yeterli bilgi bulunmamaktadır. Çalışmamızın, adölesan dönem üzerindeki tetkik ve tedaviler hakkında farklı bir bakış açısı oluşturacağını düşünmekteyiz. Ayrıca özellikle genç olgularda skleroterapinin ciddi bir komplikasyon oluşturmadan, varikozitelerin ortadan kaldırılmasında etkili olduğu, maliyetinin daha ucuz olmasının yanı sıra hastanın günlük aktivitelerini kısıtlamayan ve en iyi kozmetik sonucu veren yöntem olduğu düşüncesindeyiz. Anahtar Kelimeler:, skleroterapi, variköz ven. ABSTRACT Lower extremity varicosities are more commonly observed with aging in general population. Although it is rare in adolescence, treatment in adolescent term has specific issues. Adolescence is a very sensitive period with its very own problems. We aimed to represent retrospective examination of young and mature adolescent patients treated with sclerotherapy in last six months of 2013. Twenty two adolescent patients (ages between 13 and 21), treated with sclerotherapy between June and December 2013 were included in this study. For obtaining more objective point of view, patients were divided into two groups: patients between ages 13 and 18 as young adolescent group and patients between 19 and 21 as mature adolescent group. Five of the patients were male (4 in young adolescent group and 1 in mature adolescent group) and seventeen were female (6 in young adolescent group and 11 in mature adolescent group). Demographic and radiologic specifications of these patients were achieved. Extremities distribution according to widely accepted CEAP classification was performed before treatment. We treated all patients with Na-tetradecyl sulphate liquid or foam sclerotherapy by using 26 G, 30 G or 32 G cannulas appropriately selected for vein diameter in our outpatient clinic. For reducing anergic-allergic reaction risk, after injection of minimal subcutaneous dose, patient was checked at 2 nd and 24 th hours. Na-tetradecyl sulphate is preferred as sclerosant agent because of its various concentrations in the market. If we consider session counts; twelve patients were treated in single session, five patients in two sessions, two patients in three sessions and three patients were treated in four sessions (in our clinical practice five to fifteen injections are performed in a session). There are numerous studies about treatment and follow-up of venousdiseases, but there is not enough data about adolescent term which has its specific issues. We believe that, our study will provide a different point of view for diagnostic and treatment procedures of adolescent term. Sclerotherapy may be preferred in treatment of varicosities in young patients without serious complication and with better cost effectiveness. Also, sclerotherapy hast the best cosmetic results without restricting daily activities of these patients. Key Words: Adolescent, sclerotherapy, varicose veins. 2

GİRİŞ Venöz hastalıklar ileri yaştaki hastaların %60 ında izlenmektedir. Sıklıkla tedavileri hastalar tarafından ek patolojilere yol açmadıkça ihmal edilmektedir. Günümüzde medikal tedavi seçeneklerine ek olarak ortaya çıkan çeşitli invazif metotlar uygun hastalarda cerrahiye alternatif oluşturabilmektedir. Bu metotlar arasında en sık kulanı lanlardan bir tanesi şüphesiz skleroterapi tekniğidir. Son yirmi yılda giderek daha fazla popüler hale gelen bu teknik aslında 150 yıllık bir geçmişe sahip olup kimyasal flebit yaratarak etkisini göster mektedir. Saf veya köpük skleroterapi şeklinde, tek başına veya diğer tedavileri tamamlayıcı olarak kullanılabilmesi, uygulama için ek donanım veya ameli yathane şartına ihtiyaç duymaması ve düşük komplikasyon oranları ile güvenle uygulanabiliyor olması önemli avantajları arasında sayılabilir. dönem kendine has problemleri de içeren son derece hassas bir periyottur. Bu dönem esnasında kişi fiziki görüntüsü ile ilgili sıkıntılar yaşaya bilmektedir. Kliniğimizde 2013 yılının son altı aylık peryodu içerisinde tedavi görmüş olan erken adölesan ve geç adölesan hastaları retrospektif olarak değerlendirmeyi amaçladık. YÖNTEM Haziran-Aralık 2013 tarihleri arasında polikliniğimizde skleroterapi işlemi uygulanmış olan 13-21 yaş arası toplam yirmiiki hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların daha objektif değerlen dirilebilmesi açısından 13-18 yaş arası hastalar erken(genç) adölesan, 19-21 yaş arası hastalar ise geç(erişkin) adölesan olarak gruplandırıldı. Çalışmaya alınan hastaların 5 tanesi erkek (4 genç adölesan, 1 erişkin adölesan) ve 17 tanesi kadındı (6 genç adölesan, 11 erişkin adölesan). Bu hastaların demog rafik ve radyolojik özellikleri belgelendi (Tablo 1-2). Çalışmaya alınan bütün hastalara poliklinik şartlarında damar çapına uygun olarak 26, 30 veya 32 G enjektör uçları ile saf veya köpük şeklinde Na-tetradecyl sulphate ile skleroterapi yapıldı. Anerjik-allerjik reaksiyon riski minimal subkütan doz Genç (n=10) Erişkin (n=12) Yaş Kadın Erkek n 13 0 1 1 14 0 0 0 15 0 1 1 16 1 0 1 17 3 0 3 18 2 2 4 19 3 0 3 20 4 0 4 21 4 1 5 Toplam 17 5 22 Tablo 1. Olgularımızın demografik özellikleri. uygulaması yapılarak 2. ve 24. saatlerde kontrol edildi. Na-tetradecyl sulphate, farklı konsantrasyon seçenekleri nedeni ile sklerozan ajan olarak tercih edildi. Ven çaplarına göre; 1 milimetreden düşük çaplı damarlarda %0.5, 1-3 mm arasındakilerde %1 ve 3-6 mm arasın dakilerde %2 lik konsantrasyon kulla nıldı. Mevcut hasta popülasyonunun özelliği nedeni ile ciltte lekelenme ihtima line karşı hiçbirinde %3 konsantrasyon tercih edilmedi. Turnike yardımıyla dilate edilen pakelere ponksiyon yapılarak ilaç enjekte edildi. Ardından elastik bandaj ve pedler yardımıyla lokal kompresyon sağlandı. Genç Erişkin VSM VSM SFB SFB VSP VSP SPB SPB 1 1 2 3 1 0 0 0 2 2 3 3 0 0 0 1 Toplam 3 3 5 6 1 0 0 1 Tablo 2. Olgularımızın alt ekstremite renkli Doppler USG değerlendirim parametreleri Açıklamalar:SFB:Safenofemoral bileşke, SPB:Safenopopliteal bileşke, VSM:Büyük safen veni, VSP:Küçük safen veni. 3

alt ekstremite alt ekstremite Seans sayısı 1 2 3 4 Genç Erişkin CEA CEAP CEAP CEAP CEAP CEAP P 0 1 2 0 1 2 3 5 2 2 4 4 4 5 3 1 7 4 Genç 6 1 1 2 Erişkin 6 4 1 1 Toplam 12 5 2 3 Toplam 7 10 5 3 11 8 Tablo 3. Olgularımızın CEAP sınıflamasına göre lezyonlarının sınıflandırımı. BULGULAR Kliniğimize 2013 yılının son altı aylık peryodu içinde varis yakınması ile başvurmuş olan 21 yaş ve altı hastalar retrospektif olarak taranarak skleroterapi tedavisi uyguladığımız hastalar tespit edildi. Hastaların 19 tanesine işlem önce si Renkli doppler ultrasonografi (RDUSG) yaptırılarak venöz sistem özellikleri değerlendirilmişti. alt ekstremite venöz sistemi 15, sol alt ekstremite venöz sistemi ise 16 hastada değer lendirilmişti. Vena saphena parva; bu hastalardan 12 tanesinde sağ RDUSG de, 13 tanesinde ise sol RDUSG de değerlendirilmişti. Safenofemoral bileşke de reflü izlenen ekstremite sayısı sağ tarafta 5, sol tarafta ise 6 idi. Hastaların sadece 1 tanesinde sol tarafta derin venöz yetmezlik mevcuttu. Yine sadece 1 hastada sol safenopopliteal bileşkede reflü izlenmekteydi. Hastaların hiçbirinde gerek radyolojik gerekse de klinik olarak perforan ven yetersizliği bulgusu yoktu. Bir erkek hastada ek olarak venografi yapılmış olup venöz malformasyon lehine değerlendirilmiştir. Yaygın olarak kabul görmüş olan CEAP sınıflandırmasına göre ekstremitelerin dağılımı Tablo 3 te belirtilmiştir. Üç hastamızda radyolojik olarak variköz yapılar sağ safen ven ile ilişkiliyken dört hastamızda sol bacakta safen ven ile ilişki saptanmıştır. Safena parva ile her iki ekstremite için birer hasta ilişkili tespit edilmiştir. Hiçbir ekstremitede Tablo 4. Olgularımızda gerçekleştirilen skleroterapi seans sayısı. venöz ödem izlenmemiştir. Uygulanan seans sayısına bakıldığında 12 hastada tek seans skleroterapi uygula ması yeterli olurken, 5 hastada iki, 2 hastada üç ve 3 hastada dört seans uygulama gerçekleştirilmiştir (Kliniğimiz de her bir seansta ortalama 5 ile 15 ayrı enjeksiyon uygulanmaktadır) (Tablo 4). TARTIŞMA Bu çalışma, kliniğimize 2013 yılının son altı ayı içinde ardışık olarak başvurmuş olan 22 adölesan hastanın retrospektif olarak değerlendirilmesiyle hazırlanmıştır. yaş grubundaki bu hastaların daha sağlıklı bir şekilde değerlendirilebilmesi, ihtiyaç ve isteklerinin belirlenebilmesi amacıyla hastalar erken(genç) adölesan ve geç(erişkin) adölesan olmak üzere iki grupta sınıflandırılmıştır. Genç adölesan grubun polikliniğimize başvurusundaki en önemli nedenlerden biri fiziki görünüm olarak gözlemlendi. Gelişmekte olan beden yapısının, özsaygı üzerindeki etkisi şüphesiz son derece önemlidir. Dışarıdan bakıldığında küçük veya nispeten önemsiz sayılabilecek telenjektatik venler dahi son derece ciddi bir sorun olarak değerlendirilebilmektedir. Vasilenko ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada fiziki görünümün den memnun olan adölesanların daha az depresyona meyilli oldukları ve öz saygılarının daha yüksek olduğu bildiril miştir(1). Tedavi ettiğimiz genç adölesan hastaların %25 inin CEAP 0 olması bu şekilde rahatlıkla açıklanabilir. Aynı oran erişkin adölesan hastalarda %16.67 olarak değerlendirilmiştir. Bu durum tek 4

bir seans ile tedavi edilen hasta sayısının göreceli olarak daha yüksek olması ile desteklenmektedir (genç adölesan grup: %60, erişkin adölesan grup: %50). Elbette ki erişkin adölesan olarak belirgin bir yaş grubunu değerlendirmeye almış olmamıza rağmen hastalar arasında bu derece kesin bir ayrışma olmamaktadır. Murray ve arkadaşları yaptıkları bir çalışmada adölesan stresi ve vücut imgesini değerlendirmişlerdir. Bu çalış maya katılan kadın hastalar, erkek hastalara göre vücut görünümlerinden memnun olmadıklarını iki kat daha fazla bildirmişlerdir (2). Yine genç adölesan hasta grubundaki 10 hastadan dördünün erkek olmasına karşılık, erişkin adölesan grubundaki 12 hastadan sadece bir tanesinin erkek olması fiziki yapı ile özsaygı ilişkisi arasında değerlen dirilmelidir. Erişkin adölesan gruptaki 12 hastadan 11 tanesi kadındır. Kozmetik kaygıların daha ön plana çıktığı bu dönemde kadın hasta oranının yüksekliği belirgindir ( erişkin adölesan grupta:%91.67, genç adölesan grupta: %60). Darvall ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada katılımcıların %90 dan fazlası tedavi sonrası bacak larının görüntüsünde iyileşme bekledik lerini belirtmiştir (3). Yine aynı çalışmada tedavinin bir sonucu olarak hastalar sosyal hayatlarında ve eğlence faaliyet lerinde farklı kıyafetler tercih edebilme avantıjının öneminden bahsetmişlerdir. Skleroterapi tekniğinin şüphesiz en önemli avantajlarından biri hızlı ve erken ambulasyondur. Önemli bir kısmı öğrenci olan, bir kısmı da çalışma hayatının başlangıcında bulunan hastalarımızın hızlı bir şekilde poliklinikte tedavi edilerek taburcu edilmeleri, hastanede kaybedilen zamanı önemli miktarda azaltmaktadır. Mobilite kaybı olmaması, aynı zamanda hastalık psikolojisi içine sürüklenmeden tedavi yapılmasını mümkün kılmaktadır. Kullanılan sargı tekniğinin kaba olmaması sebebi ile kolayca kıyafetler içinde gizlenebilmekte ve hastaların ergenlik dönemi içerisindeki hassasi yetleri korunabilmektedir. Kalp Damar cerrahisinin en önem verdiği nokta ise safen venin tedavi protokolü esnasında korunmasıdır. Hastaların gelecekte geçirmeleri muhtemel damar yaralanmaları ve koroner arter hastalığı nedenli koroner arter bypass operasyonlarında, hızlı ve kolay bir şekilde çıkarılabilen ve son derece yaygın şekilde kullanılan bu greftin korunmasına ciddiyetle dikkat edilmelidir. Bu tekniğin de kendine ait dezavantajları bulunmaktadır. Bunlar arasında, özellikle bu gruplarda tedavi amacımıza tezat oluşturabilecek ülserasyon ve pigmen tasyon önem arz etmektedir. Mlosek ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada sklero terapi sonrası hastaların %15-20 sinde hiperpigmentasyon geliştiği ve bu duru mun hastaların %10 unda kalıcı olduğu belirtilmektedir (4). Damar çapına uygun olan sklerozan ajan konsantrasyonunun seçilmesi son derece önemlidir. Genel olarak güvenle kullanılabilen sıvı ve köpük skleroterapinin en önemli yan etkilerinden bir tanesi de derin venöz trombozdur. Kulkarni ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada yüzeyel venöz reflüsü olan ve ultrason aracılı köpük skleroterapi uygulanmış olan 1000 ekstremite değerlendirilimiştir. Hastaların sadece %1.5 inde DVT izlenmiştir. Yüksek hacimlerde köpük kullanılması (>10 ml) bu durumun en büyük sebebi olarak değerlendirilmiştir (5). Özellikle geniş variköz venlere veya safen vene yapılacak uygulamalarda bu hususa dikkat edilmesi gerekir. Çalışmamızda değerlendirdiğimiz hastaların hiçbirinde DVT bulgulamadık. Sıvı veya köpük skleroterapi tedavisinin safen veni oklüde etmek için kullanılması oldukça yaygındır. Fakat safen vendeki reflü nedeni ile yapılan bu tedavi sonrası rekanalizasyon izlenebilir. Tabii ki bu tedavinin tekrar edilebilir olması önemli bir avantajıdır. Ancak ciddi reflü olan ve bununla ilişkili variköziteler yaşayan genç hastalarda daha düşük rekanalizasyon ihtimali olan teknikler veya stripping tercih edilebilir. Rasmussen ve arkadaş larının yaptığı bir çalışmada farklı metot lar ile tedavi edilmiş hastalar karşılaş tırılmıştır. Aynı şekilde köpük sklerote rapi sonrası rekanalizasyon ihtimali diğer tekniklere göre daha fazla olarak değerlendirilmiştir (6). Ciddi varikozite izlenen adölesan hastalarda vasküler malformasyon ihtima li daima akılda tutulmalıdır. Blaise ve arkadaşları polidokanol skleroterapisi ile tedavi ettikleri 24 hastalık bir seri bildirmişlerdir (7). Nitekim, bizim hasta grubumuzda 15 yaşındaki bir erkek 5

hastamızda vasküler malformasyon tespit edildi. Venografi sonrası dört seans skleroterapi uygulanan hasta başarı ile tedavi edildi. Tedavi maliyetleri açısından değerlen dirildiğinde, skleroterapi tekniğinin diğer yüzeyel ve endovenöz tekniklere çok daha düşük maliyetler ile yapılabilmesi önemlidir. Lattimer ve arkadaşlarının yaptığı bir çalışmada endovenöz lazer ve flebektomi tedavisi, köpük skleroterapi ile karşılaştırılmış ve neredeyse 3.15 kat daha pahalı bulunmuştur (8). Göreceli olarak küçük bir hasta grubu içermesi ve bu nedenle istatistiki değer lendirme yapılamamış olması bu çalışmanın en önemli kısıtlayıcısıdır. dönemdeki variköz ven tedavilerine yönelik, çok merkezli geniş hasta grupları ile veya ulusal veri taban ları oluşturmak suretiyle yapılacak çalış maların ciddi bir katkı sağlayacağı kanaatindeyiz. Sonuç olarak; skleroterapi venöz hasta lıkların tedavisinde düşük maliyetle ve etkili bir şekilde yapılabilir. Venöz hastalıkların takip ve tedavisi hakkında çok sayıda yayın bulunmasına karşın, özellik arz eden adölesan dönem hakkın da yeterli bilgi bulunmamaktadır. Çalışmamızın, adölesan dönem üzerin deki tetkik ve tedaviler hakkında farklı bir bakış açısı oluşturacağını düşünmek teyiz. KAYNAKLAR 1) Vasilenko SA, Ram N, Lefkowitz ES. Body image and first sexual intercourse in late adolescence. Journal of Adolescence 2011;34: 327 35. 2) Murray KM, Byrne DG, Rieger E. Investigating adolescent stres and body image. Journal of Adolescence 2011;34: 269 78. 3) Darvall KAL, Bate GR, Sam RC, Adam DJ, Silverman SH, Bradbury AW. Patients Expectations before and Satisfaction after Ultrasound Guided Foam Sclerotherapy for VaricoseVeins. Eur J Vasc Endovasc Surg 2009;38:642-7. 4) Mlosek RK, Wozniak W, Malinowska S, Migda B, Serafin-Król M, MilekT. The Removal of Post-sclerotherapy Pigmentation following Sclerotherapy Aloneor in Combination with Crossectomy. Eur J Vasc Endovasc Surg 2012;43:100-5. 5) Kulkarni SR, Messenger DE, Slim FJA, Emerson LG, Bulbulia RA, Whyman MR, Poskitt KR. The incidence and characterization of deep vein thrombosis following ultrasound-guided foam sclerotherapy in 1000 legs with superficial venous reflux. J Vasc Surg& Venous and Lym Dis 2013;1:231-8. 6) Rasmussen L, Lawaetz M, Serup J, Bjoern L, Vennits B, Blemings A, Eklof B. Randomized clinical trial comparing endovenous laser ablation, radiofrequency ablation, foam sclerotherapy, and surgical stripping for great saphenous varicose veins with 3-year follow-up.j VascSurg& Venous and Lym Dis 2013;1:349-56. 7) Blaise S, Charavin-Cocuzza M, Riom H, Brix M, Seinturier C, Diamand JM, Gachet G, Carpentier PH. Treatment of Low-flow Vascular Malformations by Ultrasound-guided Sclerotherapy with Polidocanol Foam: 24 Cases and Literature Review. Eur J Vasc Endovasc Surg 2011;41:412-7. 8) Lattimer CR, Azzam M, Kalodiki E, Shawish E, Trueman P, Geroulakos G. Cost and Effectiveness of Laser with Phlebectomies Compared with Foam Sclerotherapy in Superficial Venous Insufficiency. Early Resultsof a Randomised Controlled Trial. Eur J Vasc Endovasc Surg 2012; 43:594-600. Yazının alınma tarihi:06.01.2014 Kabül tarihi:03.02.2014 Online basım:15.02.2014 6