Oda BaĢkanımızın 13.12.2006 Günü Atatürk Kültür Merkezinde Düzenlenen SMMMO-YMMO MüĢterek Semineri AçıĢ KonuĢmasıdır:



Benzer belgeler
1896 Askeri Rüştüye'de Mustafa adlı ğretmeninin kendisine Kemal adını verdiği Mustafa Kemal, Manastır Askeri İdadisi (Lisesi)'ne geçti.

Sözkonusu Maddede; yurtdışındaki kıymetlerin beyanına imkan sağlanmış, yurtiçindeki varlıklarla ilgili bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

SĠRKÜLER (2019/39) Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK nun 516,518,565 ve 610.ncu maddeleri hükümlerine göre;

SİRKÜLER. KONU : KDV Uygulama Genel Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ( Seri No 1) Yayımlandı.

BİLGİ NOTU / Bu bilgi notumuzda anılan kanunun vergi alacakları ile ilgili düzenlemelerine yer verilecektir.

Sirküler Tarihi : Sirküler No : 2011/18 : Kesin Mizan Bilgilerinin Elektronik Ortamda Gönderilmesi Hk.

YURTDIŞINDA MUKİM KURUMLARIN TÜRKİYE DEKİ TAŞINMAZ SATIŞLARININ VERGİLENDİRİLMESİ

YANIT SORU - YANIT??? SORU

KONU : Sermaye Piyasası Kurulu nun Seri : VIII, No:39 Sayılı Tebliği uyarınca yapılan açıklamadır.

HİSSE SENEDİ SATIŞLARINDAN DOĞAN KAZANÇLARIN VERGİLENDİRİLMESİ

MENKUL KIYMET SATIŞ KAZANCININ TESPİTİNDE ENDEKSLEME SONUCU OLUŞAN ZARARLARIN MAHSUBU MÜMKÜN MÜDÜR?

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER TARAFINDAN DÜZENLENMESİ GEREKEN SERBEST BÖLGE FAALİYET TASDİK RAPORU NA İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI

Zorunlu çağrıyı doğuran pay edinimlerinden önceki ortaklık yapısı Adı Soyadı/Ticaret Unvanı. Sermaye Tutarı (TL)

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2011/17

Dilediğiniz gibi bir bayram olması dileği ile iyi bayramlar

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

1881: Selanik te doğdu.

2010/1.DÖNEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK MAZERET SINAVLARI SORU VE CEVAPLARI GELİR ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLER 23 Temmuz 2010-Cuma 16:00

KÂR DAĞITIMI VE KÂR DAĞITIMINA BAĞLI STOPAJ VERGİLENDİRİLMELERİNE YÖNELİK ÖRNEK BİR ÇALIŞMA

VAKIF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. 01/01/ /06/2009 FAALİYET RAPORU

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

VERGĠ AFFI/MATRAH ARTIRIMI

Serbest Bölgelere Yönelik Gümrük MüĢavirliği Hizmetlerinin Katma Değer Vergisi Açısından Durumu

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2013/76

VAKIF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. 01/01/ /12/2010 FAALİYET RAPORU

SİRKÜLER İstanbul,

Sirküler Rapor Mevzuat /128-2 SERMAYE ŞİRKETLERİNDE SERMAYE ÜZERİNDEN HESAPLANAN FAİZİN VERGİ MATRAHINDAN İNDİRİMİNE İLİŞKİN BKK YAYIMLANDI

YENİ TÜRK TİCARET KANUNU VE VERGİ MEVZUATI AÇISINDAN LİMİTED ŞİRKET HİSSE DEVİRLERİ

SİNERJİ SİRKÜLER RAPOR

MEHMET KAYA YEMĠNLĠ MALĠ MÜġAVĠR BAĞIMSIZ DENETÇI LİMİTED ŞİRKET Mİ, ANONİM ŞİRKET Mİ?

I. STOPAJ YÖNTEMĠNE TABĠ MENKUL SERMAYE GELĠRLERĠ VE DEĞER ARTIġ KAZANÇLARI

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

Muhasebe Müdürlüğü ne Tarih : SİRKÜ /12

42 Sıra No.lu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2010/01

Bu hüküm, sadece bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükelleflerini kapsamaktadır.

Muhasebe Müdürlüğü ne

HSBC Portföy Yönetimi A.Ş YILI FAALİYET RAPORU

5746 SAYILI ARAġTIRMA, GELĠġTĠRME VE TASARIM FAALĠYETLERĠNĠN DESTEKLENMESĠ HAKKINDA KANUN GENEL TEBLĠĞĠ (SERĠ NO: 5)

01 OCAK EYLÜL 2011 DÖNEMİNE AİT YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU. I. Giriş. 1- Raporlama Dönemi :

Arkan & Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

Matrah Ve Vergi Artırımı (Madde: 5)

25 SERİ NOLU ÖTV GENEL TEBLİĞİ KAPSAMINDA İADE ALINAN ÖTV NEDENİYLE KDV İADESİ DOĞAR MI?

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/59

KATMA DEĞER VERGĠSĠ GENEL UYGULAMA TEBLĠĞĠNDE DEĞĠġĠKLĠK YAPILMASINA DAĠR TEBLĠĞ (SERĠ NO:8)

SİRKÜLER 2018/70. Taşınmazların Yeniden Değerlemeye Tabi Tutulabilmesine İlişkin VUK. Tebliği Yayımlanmıştır.

1.1 Gelir Vergisine Tabi Gelirlerin Vergilendirilmesinde Esas Alınan Tarife

BÖLÜNME SURETİYLE ELDE EDİLEN HİSSE SENETLERİNİN İKTİSAP TARİHİ

SERBEST MUHASEBECİLİK, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ

2-GELİR VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 1) NDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (SERİ NO: 9)

SİRKÜLER NO: POZ-2008 / 61 İST,

Tam Mükellef Gerçek Kişilerce 2010 Takvim Yılında Elde Edilen Gelirlerin Beyanı

mali açıklamalar YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

-İÇİNDEKİLER- BÖLÜM I: İŞTİRAK KAZANÇLARI İSTİSNASI... 1 A. Kısa Soru ve Cevaplar: B. Uygulamalı Sorular:... 49

Sirküler no: 106 İstanbul, 10 Aralık 2009

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2009/24 TARİH: Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin 2 Seri Numaralı Genel Tebliğ

İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü

Sayı : 2018/233 2 Tarih : Ö Z E L B Ü L T E N. MENKUL SERMAYE İRADI BEYANI (2017 Yılı Kazançları)

VAKIF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. 01/01/ /06/2010 FAALİYET RAPORU

6111 SAYILI KANUN İLE YAPILAN DÜZENLEMELER (2) (Madde 6-9)

FK YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD. ŞTİ.

NAKDİ SERMAYE ARTIŞINA SAĞLANAN KURUMLAR VERGİSİ AVANTAJI HAKKINDA GENEL TEBLİĞ:

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : KDV /07/2014

İŞLETME İLE ORTAKLARI ARASINDAKİ PARASAL TRAFİĞİN BANKALAR ARACILIĞIYLA TEVSİKİ ZORUNLU MU?

Sirküler no: 013 İstanbul, 3 Şubat 2009

VAKIF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş FAALİYET RAPORU

GVK nun Geçici 67. Maddesi Kapsamında Elde Edilen Gelirlere İlişkin GVK Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2007/12 İstanbul,

SİRKÜLER 2011 / 01. Gelir Vergisi Kanununun 2011 Yılı Uygulamasına Yönelik Tarifeler, İstisna/İndirim Hadleri, Tutarları ve Oranları

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2018/60

VAKIF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. 01/01/ /09/2010 FAALİYET RAPORU

KASA MEVCUDU VE ORTAKLARDAN ALACAKLARA İLİŞKİN HAKLARINDA VERGİ İNCELEMESİ YAPILAN MÜKELLEFLERLE İLGİLİ 6552 SAYILI KANUN KAPSAMINDA DEĞERLENDİRME

sayılı Kanunun Geçici 19 uncu Maddesi Kapsamında İşe Alınan Ücretlilere İlişkin Gelir Vergisi Stopajı Teşviki Uygulaması

VAKIF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş FAALİYET RAPORU

SİRKÜLER NO: POZ-2015 / 4 İST,

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (Seri No:266)

denetim güç katar Yeminli Mali Müşavirlik & Denetim & Danışmanlık

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

SİRKÜLER RAPOR GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞİ. ( Seri No : 86 ) Sirküler Tarihi: Sirküler No: 2008/87

MALİ MEVZUAT SİRKÜLERİ NO : 2010 / 60

Konu : Bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları ile şahıs sigorta primleri

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

1895: Selanik Askeri Rüştiyesi ni bitirdi, Manastır Askeri İdadisi ne girdi.

44 SERİ NO'LU SM, SMMM VE YMM KANUNU GENEL TEBLİĞİ

1881: Selanik'te doğdu. 1893: Askeri Rüştiye'ye girdi ve Kemal adını aldı.

ERTÜRK YEMĠNLĠ MALĠ MÜġAVĠRLĠK VE BAĞIMSIZ DENETĠM A.ġ.

Muharrem İLDİR Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü

MAL VE HİZMET BEDELLERİNİN ÖDENMESİ VE TEVSİKİ (BELGELENDİRİLMESİ)

MENKUL KIYMETYATIRIM ORTAKLIKLARI VE VERGİLEME

Gelir Vergisi Genel Tebliği. Seri, Sıra Numarası, No : 266 Sayılı GVK. 28 Aralık 2007 CUMA. Resmi Gazete. Sayı : TEBLİĞ. Maliye Bakanlığından:

5746 Sayılı Araştırma, Geliştirme ve Tasarım Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun Genel Tebliği Taslağı (Seri No: 5) AÇIKLAYICI BİLGİ NOTU

MATRAH ARTIRIMINA İLİŞKİN MUHASEBE İŞLEMLERİ

İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü I- GİRİŞ :

Ö z e t B ü l t e n Tarih : Sayı : 2019/7

6111 SAYILI YASA İLE 5811 SAYILI YASADA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERE İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI

Bu makale Nisan 2005 tarihinde Vergici ve Muhasebeci İle Diyalog 204 numaralı sayısında yayımlanmıştır.

Sirküler Rapor Mevzuat /130-2 VERGİDEN İSTİSNA KIDEM TAZMİNATI, ÇOCUK YARDIMI VE AİLE YARDIMI İÇİN YAPILAN ÖDEMELERDE İSTİSNA SINIRI

Konut yapı kooperatiflerinde KDV uygulamasında tarih serüveni

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : [ /9]

Gayrimenkul satışlarından doğan zarar, kurum kazancından indirilebilir mi?

Transkript:

AYIN MAKALESĠ Oda BaĢkanımızın 13.12.2006 Günü Atatürk Kültür Merkezinde Düzenlenen SMMMO-YMMO MüĢterek Semineri AçıĢ KonuĢmasıdır: DEĞERLĠ KONUKLARIMIZ, DEĞERLĠ MESLEKTAġLARIMIZ; ĠKĠ KARDEġ ODANIN MÜġTEREKEN DÜZENLEDĠĞĠ, KONUSUNDA UZMAN DEĞERLĠ KONUġMACILARIN 5510 SAYILI YASA HAKKINDA BĠLGĠ AKTARIMINDA BULUNACAĞI SEMĠNERĠMĠZE HOġ GELDĠNĠZ. Sosyal Güvenlik Kurumlarımızın Ülkemiz ekonomisi açısından yıllardır bir kara delik oluģturduğunu biliyoruz, Sosyal Güvenlik reformunun gerekliliğine yıllardır inanıyoruz ve yıllardır çeģitli platformlarda bunu savunuyoruz. Ama, 31.05.2006 tarihinde kabul edilen ve 01.01.2007 tarihinde yürürlüğe girecek olan 5510 sayılı yasanın içimize sindiremediğimiz bazı hükümleri vardır. Bu nedenle geçtiğimiz bir ay içinde Odamızın üyeleri ile toplantılar yaptık, bu toplantılarda belirlediğimiz sorunları bazı sivil toplum örgütlerinin yöneticilerine ileterek dikkatlerini çekmeye çalıģtık, medya yetkilileri ile temasa geçerek kamu oyunu aydınlatmaya çalıģtık. Sayın BaĢbakan a, ilgili Devlet Bakanı'na, ÇalıĢma ye Sosyal Güvenlik Bakanı na çok imzalı yazılar gönderdik. Ana Muhalefet Partisi'nin 5510 sayılı yasanın bazı maddelerinin iptalini talep eden ve Anayasa Mahkemesine verilen 85 sayfalık dava dilekçesini inceledik, ilgililerle temaslar kurduk. Konunun uzmanı olduğunu öğrendiğimiz TÜRKĠġ Hukuk DanıĢmanını konferans için davet ettik. Geçtiğimiz birkaç gün içinde ÇalıĢma ve Sosyal Güvenlik Bakanı mızın bir beyanatından öğrendiğimize göre, tepkiler dikkate alınarak Sosyal Güvenlik Destekleme Primi oranının düģürülmesi yönünde bir çalıģma baģlatılmıģtır. Ama bu çerçeveyle sınırlı bir çalıģmanın sorunu çözemeyeceği kanısındayız.

Bu salonda bulunanların pek çoğunun emekli çalıģanlar olduğunu biliyoruz. Emekli olmuģ bir kiģi niçin çalıģır? Emekli ücretiyle geçimini sağlayamadığı için çalıģır. Emekli olduğu tarih itibariyle var olmayan "sosyal güvenlik destek primi" ödemesi istenen kiģiye ne olur? Hiç hesapta olmayan bu ödeme nedeniyle tekrar ve ekstradan bir geçim sıkıntısına düģer. KiĢinin emeklilik iģlemlerinin tamamlandığı tarihte var olmayan bir ek prim ödemesinin sonradan zorunlu kılınması, Anayasa mızın kazanılmıģ hak (yani müktesep hak) ilkesini ihlal etmez mi? Eder. Var olan yasal düzenlemelere göre kazanılın iģ hakların kısıtlanması Ģeklinde beliren bir yasal düzenleme yapılırsa, "aleyhe hükümler geçmiģe yürütülmez (yani makable teģmil edilmez) ilkesi ihlal edilmiģ olmaz mı? Olur. Emekliyken çalıģan Millet Vekilleri'nden destek primi alınmamasının öngörülmesi, Anayasa'm izin eģitlik ilkesine aykırı değil midir? Aykırıdır. BaĢta tarımda çalıģanlar ve emekli çalıģanlar olmak üzere binlerce kiģinin ödeme kabiliyeti sınırları içinde olmayan "sosyal güvenlik destek primi sürprizini ortaya koymak Anayasa'mızın Sosyal Devlet ilkesine aykırı düģmeģ mi? DüĢer. Sosyal güvenlik primi, özünde karģılıksız bir ödeme değildir. KiĢinin emekli ikramiyesi ve/veya emekli ücreti alması, sağlık ve tedavi gereksinimlerinin karģılanması gibi olanaklar karģılığında sosyal güvenlik primi alınır. Oysa emekli çalıģandan alınmak istenen destek primi karģılığında o kiģiye yeni ve ek bazı olanaklar sağlanmamaktadır. Emekli ücreti, emeklinin bizzat ve taksit taksit yıllar boyunca Ödediği paralar ve bu paraların nemalarından ibarettir. Bu anlamda emeklinin hak edip aldığı emekli ücretinin kısıtlanmasının gerekçesi olur mu? Olmaz. Peki emekliden alınacak destek primi vergi midir? Hayır değildir. Birincisi, vergi kanunu ile alınmamaktadır. Ġkincisi, gelir ya da serveti baz alan bir yapıya sahip değildir. Çünkü hiçbir gelir ya da servet edinimine neden olmasa da Ģirket ortaklığı destek primi ödeme sebebi sayılmaktadır.

ĠĢte bu ve benzeri soru ve cevaplar yüzünden 5510 saydı yasanın bazı hükümlerini içimize sindiremiyoruz, yasa yürürlüğe girmeden düzeltilsin, Islah edilsin diyoruz. Sayın CumhurbaĢkanımızın ve Ana Muhalefet partisi Grubu nun Anayasa Mahkememizce açtığı davalarla, değindiğimiz ve değinemediğimiz sorunların giderileceğine inanıyoruz. Ama, Anayasa Mahkememizin belirli süreleri gerektiren prosedürü boyunca ciddi sıkıntılar yaģanmaması için, Hükümetimizin hızla gereğini yapmasını umuyoruz. Bu seminerin konusu teknik anlamda bizim ihtisasımızın kapsamında değildir. Bu nedenle konuģmamı burada sonlandırmak istiyorum. Konunun uzmanı olan değerli seminer sunucularına peģinen Ģükranlarımızı sunuyorum. Yeminli Mali MüĢavirler Odası adına hepinize sevgi ve saygılar sunuyorum. Sağolun.

AYLIK BÜLTEN DĠZĠNĠ Sayı: 75 KASIM-ARALIK 2006 Ayda Bir Yayımlanır. Adres: Kıbrıs ġehitleri Cad. Kervan Apt. No:7 Alsancak/ĠZMĠR Yazı DanıĢma ve Okuma Kurulu Ünal AYDIN (YMM) (Genel Yayın Sorumlusu) Hasan Zeki SÜZEN (YMM) (Genel Yayın Sorumlusu) Hazırlayanlar AyĢe AKAY (Yazı ĠĢleri Sorumlusu) ODAMIZ BANKA HESAP NUMARALARI BANKA ġube HESAP ADI NO ZĠRAAT BANK.ALSANCAK ġb. 5004 6969135 YAPI KREDĠ BANK.MUSTAFABEY ġb. 65248362 Not: Bültenimizde yayımlanan makaleler Odamızın görüģü olmayıp yazanların kiģisel görüģleridir.

I- ODAMIZDAN HABERLER + ÖRTÜLÜ KAZANÇ SEMĠNERĠ YAPILDI: YaklaĢık (100) kiģinin katıldığı örtülü kazanç semineri Karaca Oteli salonunda yapıldı. Ġzmir Vergi Dairesi BaĢkanı Mustafa Bulut un da izlediği seminer Oda Eğitim Komisyonu nun ilk çalıģması oldu. Komisyon BaĢkanı Ġlgin Saylam ın rahatsızlığı dolayısıyla katılamadığı semineri Ekrem Kayı ve Dursun Özcan hazırladı. KonuĢmacı olarak Ġzmir Vergi Dairesi Grup Md. Rıfat Engin ve YMM Mehmet AktaĢ katıldılar. Komisyon üyesi Ekrem Kayı yönetici olarak görev yapmanın yanısıra aynı zamanda katkıda bulundu. Yine komisyon üyesi Dursun Özcan özellikle yabancı ülkelerdeki uygulamalara yer veren bir konuģma yaptı. Eğitim Komisyonundan yeni çalıģmalar bekliyoruz. + BDDK YÖNETMELĠK VE TEBLĠĞLERĠ YAYINLANDI: Önümüzdeki günlerde bizleri yakından ilgilendirecek olan BDDK Yönetmelik ve Tebliğleri 01.11.2006 Günlü Resmi Gazetede yayınlandı. Söz konusu tebliğlerden mesleğimizi yakından ilgilendirenlerin baģlıkları Ģöyledir. - Bankaların kredi iģlemlerine iliģkin yönetmelik - Bankalarda Bağımsız Denetim gerçekleģtirilecek kuruluģların yetkilendirilmesi ve faaliyetleri hakkında yönetmelik - Bankalara değerleme hizmeti verecek kuruluģların yetkilendirilmesi ve faaliyetleri hakkında yönetmelik - Derecelendirme kuruluģlarının yetkilendirilmesine ve faaliyetlerine iliģkin esaslar hakkında yönetmelik - Bankaların destek hizmeti almalarına ve bu hizmeti verecek kuruluģların yetkilendirilmesine iliģkin yönetmelik

+ (12) SERĠ NOLU ÖTV GENEL TEBLĠĞĠ YAYINLANDI: YMM lerce hazırlanan üretim raporlarının yazılma zamanı ve vergi dairelerine verilme Ģekli hakkında önemli açıklamalar getiren ÖTV tebliği yayınlandı. Bilindiği üzere, üretim raporları tıpkı KDV iadesi raporları gibi bizzat YMM tarafından vergi dairesine teslim edilmektedir. Odamız ve ayrıca bir üyemiz tarafından uygulamanın değiģtirilmesi için Gelir Ġdaresi nezdinde yapılan ve raporların posta marifetiyle gönderilmesi hakkındaki giriģimlerden henüz bir sonuç alınamamıģtır. Özellikle Mersin ve Ġzmit te teslim edilen raporlar sorun olmaya devam etmektedir. Teslim Ģeklinin değiģtirilmesi için giriģimler sürdürülmektedir. + SÖZLEġME HAZIRLIKLARI VE ÜCRET TARĠFESĠ: Odamız yönetim kurulu üyesi Turan Öztürk ün katıldığı YMM Odaları ücret tespit komisyonu 2007 yılına iliģkin ücretlerin %10 dolayında artırılmasını benimsemiģtir. Maliye Bakanlığı nın onayından sonra önümüzdeki günlerde Resmi Gazete de yayınlancak tarife, her yıl olduğu gibi acele olarak bastırılarak sizlere dağıtılacaktır. Tam tasdik sözleģmeleri her yıl olduğu gibi en geç 31 Ocak 2007 tarihi itibariyle ġubat ayı sonuna kadar yapılarak Odaya gönderilmiģ olacaktır. Oda üyelerinden aldığı sözleģmeleri elektronik ortamda 15 Mart 2007 tarihine kadar Bakanlı ğa gönderecektir. + DEVĠR VE BÖLÜNME ĠġLEMLERĠNDE RAPOR YAZMA: Sanayi ve Ticaret Bakanlığı yayınlamıģ bulunduğu tebliğle Limited Ģirketlerin devir ve bölünme iģlemlerinde özsermaye tespiti konusunda YMM lere yetki tanımıģtı. Ġlgili tebliğde değiģiklik yapılması için TÜRMOB a gönderilen bir yazıyla aynı yetkinin anonim Ģirket devir ve bölünme iģlemlerinde de geçerli olması talep edilmiģtir. Önümüzdeki günlerde yazımıza olumlu cevap geleceğini umuyoruz. Limited Ģirketler için yazılan örnek rapor Odamızdan istenebilir.

Bu yetkiyle Ģimdiye kadar mahkelemerin yetkisinde bulunan uygulama YMM lerce de yapılabilecek ve yargının yükü azaltılmıģ olacaktır. + AYDIN-MUĞLA- DENĠZLĠ VE UġAK ZĠYARETLERĠ: Oda yönetim kurulu üyeleri ve Disiplin Kurulu baģkanı geçtiğimiz günlerde belirtilen (4) Ģehre giderek SMMM Odası, Defterdarlık Vergi Dairesi BaĢkanlıkları ve Vergi Denetmenleri BaĢkanlıklarını ziyaret ettiler. Ayrıca bu Ģehirlerdeki YMM lerle birlikte yemek yenerek mesleki ve yerel sorunlar görüģüldü. Aydın ziyareti, üyelerimizden Mustafa BaĢtuğ aynı zamanda Ticaret Odası BaĢkanı olduğundan Oda baģkanlığında yapıldı. Denizlide aynı zamanda Ege Bölge Odaları toplantısı yapıldı. Disiplin uygulamalarıyla ilgili olarak yapılan toplantıda üyelerimizden Hasan Zeki Süzen, ġevki Bilibay, Ali Karamil ve Necmettin KeleĢ birer konuģma yaptılar. Ayrıca Denizli Vergi Dairesi BaĢkanı ve ilgili müdürlerle birlikte akģam yemeği yenildi. Tüm ziyaretlerimizde sıcak ilgi gösteren üyelerimize ve ilgili kurumların BaĢkanlarına teģekkür ediyoruz. + SOSYAL GÜVENLĠK YASASININ ETKĠLERĠ: Ocak/2007 ayında yürülüğe girecek olan yasanın getireceği olumsuzluklar hepimizin bilgisi dahilinde. Belki de bültenimiz baskıya verildikten sonra bazı maddeleri Anayasa Mahkemesi iptal etmiģ olacak veya yasa ertelenmiģ olacaktır. Bununla birlikte, Aralık ayının son günlerinde TürkiĢ Hukuk DanıĢmanı Avukat Celal Tüzün konu hakkında üyelerimizi bilgilendirecektir. Toplantıyla ilgili bilgiler yakında sizlere iletilmiģ olacaktır.

+ GÖZETĠM KAPSAMINDAKĠ ÜRÜNLER TASDĠK RAPORU: DıĢ Ticaret MüsteĢarlığı tarafından yayınlanan 2006/14 ve 2006/15 sayılı tebliğlerle ithalatta gözetim kapsamındaki ürünler için YMM lere rapor yazma yetkisi tanınmıģtır. Konu hakkında yazılacak raporların dispozisyonu ilgili tebliğlerde yer almaktadır. +VEFAT VE BAġSAĞLIĞI: Üstadımız Burhan Özfatura geçtiğimiz günlerde annesini kaybetmiģtir. Ayrıca yönetim kurulu üyemiz Mustafa Topal ın kız kardeģi vefat etmiģtir. Üyelerimize sabır vefat edenlere Allahtan rahmet dileriz. + YENĠ YIL: Iki ayda bir hazırladığımız bültenin 6 ncı sayısıyla 2006 yılını geride bırakmıģ bulunuyoruz. Zaman kavramı konusunda değiģik görüģler varsa da sonuç olarak bir yıllık kesiti bitirip, yeni bir sürece giriyoruz. Her zaman tekrarladığımız üzere, yaģamın üç ana unsuru sağlık, iģ ve evde huzur ve nihayet yeteri kadar ekonomik imkandır. Günlük yaģamımızda ailemize ve çervemize karģı sorumluluklarımız bulunmakla birlikte, katkıda bulunabileceğimiz kadar toplumsal sorunlara da duyarlı olmak durumundayız. Bu duygu ve düģüncelerle Oda olarak yeni yılın tüm üyelerimize ve Oda personeline iyilikler getirmesini diliyoruz.

ODAMIZA GELEN YAZILAR KAYIT DIġI EKONOMĠ ve ÖNLENMESĠ Prof. Dr. Adnan GÜLERMAN Yeminli Mali MüĢavir I - KAYIT DIġI EKONOMĠ NEDĠR? Hemen her yıl, gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin verilmesinden bir süre sonra, medyada hangi meslek gruplarının matrahlarının ve ödedikleri gelir ve kurumlar vergilerinin ortalama miktarları yayımlanır. Yayımlanan ortalama matrahlar ve vergi miktarları incelendiğinde bu meslek gruplarının böylesine düģük gelirlerle yıllar yılı ticari, sınai veya mesleki faaliyetlerine devamda neden bu kadar ısrarlı olduklarına hayret edildiği gibi, verdikleri vergilerin de neden bir asgari ücretlininki kadar düģük olduğuna bir türlü cevap bulunamaz. Bu medya haberlerinin hemen arkasından Maliye yetkililerinin kaç mükellefi denediği ve ne kadar matrah farkının bulunduğu haberleri medyada yer alır. Bu arada, yeni ve etkile dene-tim yöntemlerinin uygulandığından ve bunların olumlu sonuçlarından örnekler verilip, baģka yöntemlerin de uygulanacağından söz edilir. Kayıt dıģı ekonominin ne olduğunu ortaya koyabilmek için, öncelikle bu tür faaliyetlerin hangi alanlarda gerçekleģtirilebildiğini incelemek uygun olacaktır. Genellikle kayıt dıģılık (buna çoğu zaman vergi kaçakçılığı da denilmektedir) yasalara aykırı ekonomik faaliyetler, ekonomik iģlemlerin muhasebe kayıtlarından geçirilmemesi, haksız yere indirim, veya sübvansiyonlardan faydalanma, kaçakçılık, ev hizmetleri yardımcılı, çocuk veya özürlü kimselerin bakıcılığı ve benzeri pek çok kaynaktan elde edilen, vergilendirilememiģ gelir kayıt dıģı kapsamında değerlendirilmektedir. ( 1 ) Kapsamı yukarıdaki gibi belirledikten sonra, aynı anlamı ifade eden bir çok kayıt dıģı ekonomi tanımından birisine yer verelim: Mal ve hizmet üretimine konu olan, yasada yer verilen Ģartlara uygun olarak belgelendirilemeyen ve bu

nedenle muhasebe ve benzeri kayıtlarda yer almadığı için denetim dıģı kalan ekonomik faaliyetler dir. KuĢkusuz, kayıt dıģı ekonomi bu haliyle, a) büyüklüğünün tam olarak ölçülmesi imkânı olamayan, b) Ölçülememesi nedeni ile de Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) hesaplamalarında tahmini bir miktar olarak yer alan, niteliktedirler. II KAYIT DIġI EKONOMĠNĠN VERGĠ POLĠTĠKASINI ETKĠLEMESĠ Yukarıda vermiģ bulunduğumuz tanımlara göre, kısa ifade ile vergilendirilememiģ bir kazançtır. Her ne kadar, bazı düģünürler, mesela bir üretim faaliyetinde ham maddeden, üretime, pazarlamasına ve satıģına kadar olan ekonomik faaliyetler dizisinde bütün aģamaların kayıt dıģı olmadığı, mal veya hizmet akıģının kayıt içine girdiği bir aģamada maliyete ekleneceği için, vergilendirme yönünden bir kaybın olmayacağını ileri sürerler. Bu düģünce tarzının, bir an için doğru olduğu varsayılsa bile, kayıt dıģılık aģamasında kaçırılan verginin sonraki kayıt içi aģamasındaki üniteye yüklenmesi gibi bir sonuçla karģılaģılacaktır. Bir örnek vermek gerekirse: 100 YTL tutarındaki bir ham maddenin kayıt içi satın alınması sırasında alıcı 10 YTL. lik faturasız bir nakliye bedeli ödemiģse ve satın aldığı bu ham maddeyi 15 YTL. kârla satacaksa, aģağıdaki alternatiflerden birini yapacaktır. a) 10 YTL. tutarındaki nakliyeyi girdi maliyetine ekleyemeyecek ve ham maddeyi 115 YTL.ye satacaktır.bu durumda muhasebe kaydı olarak 10 YTL.kâr sağlamıģ gibi görünmesine rağmen gerçek kârı sadece 5 YTL. olmuģtur. b) Satıcı (a) daki duruma düģmemek için ham maddeyi 125 YTL.ye satarak, gerçekte 15 YTL. kâr sağladığı halde, muhasebe kaydında 25 YTL. kâr sağladığı görüleceğinden, nakliyecinin ödemediği vergiyi de ödeme durumunda kalacaktır.

c) Satıcı 25 YTL. kârın vergisinden kurtulabilmek için, nakliyeciden alamadığı 10 YTL. lik faturayı baģka bir yerden temin etmeye çalıģacaktır.büyük bir ihtimalle bu 10 YTL. lik faturayı veren kuruluģ daha önce baģkası için düzenlemediği faturadan dolayı meydana gelen boģluğu doldurmak için bu faturayı vermiģ olacaktır. d) Bu 10 YTL.lik fatura, bütün iģleri sahte fatura düzenlemek olanlardan sağlanarak muhasebe kaydı, olması gereken hale getirilmesine rağmen mükellef sahte fatura kullanmanın sorumlusu durumuna düģecektir. Yukarıda görüldüğü gibi, kayıt dıģı olan 10 YTL. lik nakliye hizmetinin sebep olduğu boģluk bazen (b) veya (c) deki gibi kayıt içine girmiģ olmaktadır. Ama, saydığımız dört halin de VUK.nun hükümlerine ters düģtüğü ortadadır. III KAYIT DIġINA YÖNLENDĠREN SEBEPLER Her mal satıģı veya hizmet ifası bir bedel karģılığı yapıldığından, elde edilen kazancın da bir vergisi olacaktır. Yalnız, burada her mal satıģının veya hizmet ifasının yasal olduğunu söylememiz de mümkün değildir. Bu yüzden yer altı faaliyeti olarak isimlendirilen mal satıģı veya hizmet ifasının herhangi bir noktasında kayıt içine girmesi de söz konusu olamayacağından, üzerinde ön planda durulması önemli olan bir husus olarak gözükmektedir. Üstelik, bu tür faaliyetlerden elde edilen kazanç da riskinin yüksekliği oranında da çok yüksektir. Ama, yine zaman zaman yapılan tartıģmalarda, bir uyuģturucusu kaçakçısının bu faaliyetinden kaynaklanan kazancı ile bakkal, manav veya konfeksiyoncudan yaptığı alıģ veriģlerle kâr ve vergi haline dönüģtürüleceği savunması da, sonunda kayıt içine girmiģ olma ve vergiye dönüģmüģ olmasına rağmen kabul edilebilecek bir ekonomik faaliyet değildir. Aslında, kayıt dıģılığın tamamını sahte fatura düzenleyen ve bu yolla bazı aģamalarda kayıt içine girme ihtimali bulunan faaliyetler olarak anlayıģla karģılamak da mümkün değildir. Vergi politikasının en önemli unsurlarından birisi de bütün ekonomik faaliyetlerin legal, yani takip edilebilir nitelikte olması gereğidir.

IV KAYIT ĠÇĠ ĠġLEMLERDE MUAFĠYET VE ĠSTĠSNALAR Kazancına göre ödemesi gereken vergiyi vermeyenlerin tamamını kayıt dıģı olarak nitelendirmek yanıltıcı olmaktadır. Yasaların tanıdığı muafiyet ve istisnalardan faydalananların sayısı ve türleri baģka ülkelerle karģılaģtırılamayacak kadar fazladır. Yasların belirlediği niteliklere sahip olanlar bazen kazancının tamamını bazen de önemli bir kısmını vergilendirme dıģı tutabilmektedirler. Hatta, bazı mükellefler bazı kazançlarını saklayarak veya küçülterek muafiyet veya istisna sınırları içine girmenin yollarını bulmaya çalıģmaktadırlar. Ayrıntılarına girmeden, bunlardan baģkalarını aģağıda sıralayalım: a) Muaflıklar, - Esnaf muaflığı (GVK. Md.9) - Çiftçi muaflığı (GVK. Md.109 ( 4369 S.K.nun 82/3-a maddesiyle yürürlükten kaldırılmıģtır.) - Diplomat muaflığı (GVK. Md.15) - Ücret istisnası (GVK. Md.16) (Ġstisna olarak isimlendirilmesine rağmen GVK.nun Diğer Muaflıklar 3. Bölümü baģlığı altında yer almaktadır.) b) Ġstisnalar, - Serbest meslek kazancı istisnası (GVK. Md.18) - PTT acentelerinde kazanç istisnası (GVK. Mükerrer Md. 18) - Ticari ve zirai kazançlarda yatırım indirimi (GVK. Md.19) - Gayrimenkul ve haklara istisna (GVK. Md. 21) - Menkul sermaye kazançlarında istisna (GVK.MD.22) - Müteferrik istisnalar i- Ücretlerde (15 çeģit) ii- Gider karģılıklarında (5 çeģit) iii- Tazminat ve yardımlarda (10)çeĢit) iv- Vatan hizmeti yardımlarında (4çeĢit) v- Teçhizat ve tayın bedelleri (3 çeģit) vi- Tahsil ve tatbikat ödemeleri (3 çeģit) vii- TeĢvik ve ikramiye muaflıkları (4 çeģit) viii- Sergi ve panayır istisnası (2 çeģit)

c) Ġndirimler - Sakatlık indirimi, Yukarıda sıraladığımız muaflık, istisna ve indirim listesini inceledikten sonra insanın Türkiye de bunların herhangi birinden faydalanmayan mükellef var mıdır? gibi bir soruyu sorması kaçınılmaz olmaktadır. KuĢkusuz, bütçe giderlerini karģılaması zorunlu olan vergi gelirlerinden, kayıt dıģı olanlardan yukarıda saydığımız muaflıklar ve istisnaları da çıkarttığımız zaman, geriye kalan ge-riye kalan miktarın kayıt içindekilere bir biçimde yüklenmesi zorunlu olmaktadır. BaĢka bir anlatımla, mevcut vergi mükellefleri, makul ölçüde olması gereken vergi yüklerinin oldukça üstünde vergi ödemeye zorlanmıģ olmaktadır. Böyle bir durumun kayıt içindeki mükellefleri BaĢkasının ödemediği vergiyi ben neden ödüyorum? düģüncesiyle kayıt dıģına itmesi de kaçınılmaz olmaktadır. Böyle bir değerlendirme yapanları cesaretlendiren baģka bir husus da Madem ki, kayıt dıģı olanları ele geçirmek mümkün olamıyor, benim de ele geçirilmem mümkün olamayacaktır. değerlendirmelerine ulaģabilmiģ olmalarıdır. Yukarıda değindiğimiz gibi, vergilendirmenin en önemli unsurlarının baģında adil bir mükellefiyet ya da herkesin ödemesi gerektiği kadar vergi ödemesi gelmektedir. V KAYIT DIġINI ORTAYA ÇUIKARTMAK ZOR MUDUR? Paranın çekiciliği sebebiyle, hemen bütün ülkelerde az veya çok kayıt dıģılık bulunmaktadır. Hangi ülke olursa olsun, silah, uyuģturucu vs. ticaretini kayıt içine alma imkânı yoktur. Böyle olması da doğaldır. Öte yandan, bu tür üretimlerin yapıldığı ülkeler özellikle, dolaylı yoldan olsa bile kayıt dıģılığı görmezlikten gelme eğilimindedir. Ama, bunların dıģındakilerini ortaya çıkarabilmek için en önemli unsur denetim olmak-tadır. Burada, denetim görevinin sadece her kademede denetimle görevli, devlet memuru statüsünde olan, genel ifade ile denetim elemanları na ait olduğu düģüncesinde değiliz. Bu resmi denetim elemanlarının çok önemli görevi üstlendikleri ve sayıca yeterli olmadıkları bilincine de sahibiz.

Yıllar önce yaptığım bir araģtırma çalıģmasında, bir denetim elemanının, bir mükellefin (Bu mükellef kavramının kapsamında dev holdinglerden, minimum kazançlı ve beyannameli gayri menkul sermaye iradı sahibine kadar) bir yıllık hesabını bir haftada inceleyerek sonuca ulaģabildiğini varsaydığımız taktirde, her bir mükellefe 17-18 senede bir kez sıra gelebilmektedir. Bu gün mükellef ve denetim elemanı sayılarındaki değiģmeler ulaģtığım sonucu bir miktar etkilemiģ olsa da, durum denetimi sadece denetim elemanlarına bırakma ile çözülür gözükmemektedir. Denetim ne kadar etkili ise, kayıt dıģılık da o kadar az olmaktadır. (2) Gerçi, denetim elemanı sayısının artırılması halinde bir yandan yukarıda değindiğimiz olumlu geliģmeler sağlansa da, denetim maliyetinin yükselecek olması, bir tercih yapmayı, baģka bir anlatımla kıvam noktası nı bulmayı zorunlu hale getirmektedir. Batı da kayıt dıģını minimuma indirebilmiģ ülkelerin uzun zamandır denemiģ olduğu yöntemi Türkiye de de uygulamaya geçmenin zamanı çoktan gelmiģtir. Bu da baģka kaynakların desteğini sağlamaktır. En önemli destek olacak kaynak da tüketicidir, halktır. VatandaĢ, değeri ne olursa olsun satın aldığı bir mal veya hizmeti geçerliliği olan bir belgeye dayandırdığı zaman en büyük denetimi yapmıģ olmaktadır. Burada, geçmiģte yaģadığım bir olayı nakletmekte fayda görüyorum: Ġzmir deki bir fakülteye Ġstanbul dan bir profesör geçici bir süre için davet edilmiģti. Görev süresi dolmak üzereyken Ġstanbul a dönmemesini çok arzuladık. Kendisi de razı olmuģtu. Ġstanbul daki evini satıp Ġzmir de bir daire alacak ve yerleģecekti. Yalnız katı bir Ģartı vardı. Ġzmir de alacağı dairenin bedeli tapuda aynen satıģ bedeli olarak yer almalıydı. Fakültenin bütün elemanları seferber olduğu ve beğenilecek pek çok daire bulunduğu halde hiçbir satıcıya bu Ģartı kabul ettirememiģtik. Satıcılar dairenin satıģ değerini, alıģ fiyatının önemli ölçüde altında gösterme eğiliminde idiler. Çerezciden alınan leblebiçekirdeğin satıģ fiģini bir tarafa bırakalım, gayrimenkul alıģ satıģları arasındaki önemli farkı hemen her satıģ iģleminde görmek mümkündür. Ama, yasalarda da ne iģe yaradığı belli olmayan, ne zaman uygulanacağı bilinmeyen rayiç bedel denilen bir hüküm yer almaktadır.

Bir denetim elemanının müģteri rolünü üstlenerek kayıt dıģılığı belirlemesinin zor olmadığı kanaatindeyiz. MüĢteri, baģka Ģartlarla satın alamayacağını bildiği için ister istemez bu duruma razı olmaktadır. Ayrıca, satıcı olduğu zaman aynı mekanizmanın kendi çıkarına çalıģacağını da bilmektedir. VI S O N U Ç Genellikle, bütçenin ek gelir ihtiyaçlarının karģılanabilmesi için bilinen en kolay yollardan birisi vasıtalı vergi oranlarını artırma, diğeri de mevcut mükelleflerden daha fazla vergi almaktır. Her iki halde de vergi ödeyenler kayıt dıģına itilirler. Vergi oranı ile vergi ödeme arzusu ters orantılıdır. Bu yüzden, toplam vergi gelirlerini artırmada mevcut mükellefler için kıvam noktası nı aģmamayı amaçlamanın yanında, vergi mükellefi olması gerektiği halde kayıt dıģı kalmıģ olanları da kayıt içine almak baģlıca amaç olmalıdır. Aksi halde, kayıt dıģına el atılmadığını gören mevcut mükellefler bütçenin yükünü yalnız ben mi taģıyacağım? sorusunun cevabını o kaçırıyorsa sen de kaçırabildiğin kadar kaçır biçiminde verme eğilimine girebileceklerdir. Son söz olarak, kayıt dıģını önleyebilmek için mevcut bütün denetim araçlarından, en yüksek seviyede faydalanmanın gerektiğini iģaret ederken, muhasebeci, mali müģavir ve yeminli değinmenin gereğini duyduğumuzu önemle belirtmek isteriz. 1) ERDEMĠR Hazma - Maliye Postası Sayı:562 Sayfa:111 2) Ibid. Sayfa:115

LĠMĠTED ġġrketlerde ORTAKLIK PAYI DEVRĠ Ferhat FAHRAN YMM - Eski BaĢ Hesap Uzmanı I- GENEL AÇIKLAMA: Bilindiği üzere, G.V.K. Mükerrer 80. maddesinin 4. fıkrasına göre, limited Ģirketlerde ortaklık payının devri, değer artıģ kazançları olarak Gelir Vergisine tabiidir. Yine bu kazancın nasıl vergileneceği ile ilgili olarak, Mükerrer 81. maddesinde, "Safı değer artıģı" baģlığı altında düzenleme yapılmıģtır. Buna göre, değer artıģında safı kazancın; elden çıkarma karģılığında alınan para ve ayınlarla, sağlanan ve para ile temsil edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan mal ve hakların maliyet bedelleri ile elden çıkarma dolayısıyla yapılan ve satıcının uhdesinde kalan giderlerin ve ödenen vergi ve harçların indirilmesi suretiyle bulunacağı belirtilmiģtir. Yine aynı maddenin 7.fıkrasında, mal ve hakların elden çıkarılmasında iktisap bedelinin, elden çıkarılan mal ve hakların, elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere, Devlet Ġstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eģya fiyat endeksindeki artıģ oranında artırılarak tespit edileceği belirtilmiģtir. Yasa metninden anlaģılacağı üzere, kazancın tespiti ile ilgili olarak, 1. fıkrada "MALĠYET BEDELĠ" ifadesine yer verilirken, 7.fıkrada," ĠKTĠSAP BEDELĠ" Ġfadesine yer verilmiģtir. Bu tespitten sonra, Yasada öngörülen endekslemenin, iktisap bedelinden baģlayacağı anlaģılmaktadır. Bilindiği üzere, V.U.K.'nun 262.maddesinde, Maliyet bedeli; iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle, bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamı Ģeklinde tanımlanmıģtır. Öte yandan, iktisap bedeli ise, yalnızca malın satıģ bedelidir. Bunun dıģındaki müteferri giderler söz konusu değildir.

Örneğin, ortaklık payının iktisabı sırasında, noterde yapılan harcamalar, endekslemeye dahil edilmeyecek, yalnızca ortaklık payını iktisabı sırasındaki devir bedeli esas alınacaktır. Yine anılan maddenin 7.fıkrasına, 5281 Sayılı Yasanın 28.maddesiyle, 1.1.2006 Tarihinden itibaren elde edilen gelirlere uygulanmak üzere, eklenen cümle ile, endekslemenin yapılabilmesi için, toptan eģya fiyat artıģ oranın %10 veya üzerinde olması gerekmektedir. Yasa ile ilgili bu son düzenlemeden, toptan eģya fiyat artıģ oranı %10'nun altında kaldığında, o yıl için bir endeksleme yapılmayacaktır. Söz konusu yasanın uygulanması ile ilgili olarak, 232 Seri no.lu Gelir vergisi Tebliği yayımlanmıģtır. Her ne kadar Tebliğ, hisse senetlerinin elden çıkarılmasından doğan kazançların vergilendirilmesi ile ilgili olmakla birlikte, limited Ģirketlere ait ortaklık paylarının elden çıkarılmasından doğan kazançlar da yukarıda anılan kanun hükümlerine tabi olduğundan, söz konusu Tebliğin yazımız konusunu ilgilendiren bölümlerini dikkate alacağız. Özellikle, Tebliğin, "Sermaye Artırımları Dolayısıyla Sahip Olunan Hisse Senetlerin Maliyet Bedeli" bölümü, ortaklık payının satıģından doğan kazancın tespiti sırasında, sermaye artıģlarının kaynağının kar yedekleri veya sermaye yedekleri olması durumunda, bedelsiz iktisap edilen senetlerin durumu önem arz etmektedir. Buna göre, sermaye artırımının kaynağı, sermaye yedekleri diğer bir deyiģle, değer artıģ fonu, maliyet artıģ fonu veya emisyon primleri v.s ise; bu iģlem sonrasında, gerek önceden sahip olunan, gerekse sermaye artırımı dolayısıyla alman hisse senetlerinin maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedelinin, sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle tespit edilecektir. Kar yedekleri diğer bir deyiģle, olağan üstü yedek akçelerin, geçmiģ yıl karlarının, aktife kayıtlı taģınmazların ve iģtirak hisselerinin satıģından doğan kazanç ile ilgili olarak pasifte tutulan fon hesabı'nın (5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu 5(1 )-e) kullanılmak suretiyle sermaye artırımında bulunulması halinde, bu iģlem dolayısıyla sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli, daha önce sahip olunan hisse senetlerinin maliyet bedeli ile yeni alınan hisse senetlerinin

itibari değerleri toplamının sermaye artırımı sonrasında sahip olunan toplam hisse senedi sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanacaktır. Uygulamada, limited Ģirket ortaklarının, ortaklık paylarının devrinde, gerek yasada ve Tebliğde öngörülen hesaplama tarzlarına girilmeden, tam bir teamül anlayıģı içinde, noter huzurunda yapılan ortaklık paylarının satıģ bedeli olarak, nominal bedelinin esas alındığını görmekteyiz. Bu bedelin, satıģ bedeli olarak alınması halinde, yasada ve Tebliğde yapılan hesaplamalar sonucunda ortaya çıkan endekslenmiģ iktisap bedeli, bu nominal bedel olan satıģ bedelinin üstünde de olabilir veya altında da olabilir. Eğer, artırılan iktisap bedeli satıģ bedelinin altında ise, değer artıģ kazançları için öngörülen istisna uygulandıktan sonra kalan kazanç, satıģ iģleminin gerçekleģtiği yılı takip eden yılın mart ayında, Gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilecektir. Öte yandan, 5281 Sayılı Yasanın 27. maddesiyle değiģik mükerrer 80. maddesinin 3. fıkrasına göre; G.V.K.'nun Geçici 67. maddesi kapsamındaki menkul kıymetler ve diğer sermaye piyasası araçlarının elden çıkarılması ile ilgili değer artıģ kazançları hariç, Mükerrer 80. maddede sayılan mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançlara, 1.1.2006 Tarihinden itibaren uygulanacak istisna tutarı 6.000,00 YTL olmuģtur. Limited Ģirketlerle ile ilgili ortaklık paylarının satıģından doğan değer artıģ kazançlarının vergilemesi ile ilgili mevzuat açıklamalarından sonra, bu açıklamalarımızı örnek olaylar üzerinden somutlaģtırmaya çalıģalım. II- ÖRNEK OLAY: -(A) Gerçek kiģi 2000 Yılı Ağustos Ayında, (B) Limited ġirketine ait ortaklık payını, pay baģına 25,00 YTL 1000 adet ortaklık payı alarak, limited Ģirkete ortak olmuģtur.

TARİH -(B) Limited Ģirketi, 2001 yılı Kasım ayında 60.000,00 YTL nakit, 2002 Yılı Temmuz ayında 240.000,00 YTL değer artıģ fonu, 2003 Yılı Mayıs ayında da 300.000,00 YTL olağan üstü yedek akçeleri sermayeye ilave etmek suretiyle, Ģirketin 31.12.2005 Tarihi itibariyle nominal sermayesi 650.000,00YTL'na çıkarmıģtır. -(A) Gerçek kiģi, 2005 Yılının Aralık ayında (B) Limited ġirketteki ortaklık payını, pay baģına 50,00 YTL'dan, (C) gerçek kiģisine devretmiģtir. SERMAYE DURUMU SERMAYE HİSSE ADEDİ İLK ENDEKS SON ENDEKS DÜZELTME KATSAYISI DÜZELTİLMİŞ DEĞERLERİ HİSSE MALİYETİ 01.08.2000 İKTİSAP BEDELİ 25.000.00 1.000 2.393.00 8.403,80 3.512 87.795,65 87.80 0J. 11.2001 NAKDİ SERMAYE ARTIŞI 01.07.2002 DEĞER ARTIŞ FONU İLAVESİ 01.05.2003 OLAĞANÜSTÜ YEDEKLER 30.000,00 1.200 4.755.50 8.403,80 1.767 53.015.25 64.00 120.000.00 4.800 20.12 150.000,00 6.000 150.000.00 22,37 325.000,00 13.001) 290.810,90 Örnek olayımızdaki, gerçek kiģinin iktisap ettiği ortaklık payının bedeli ile, payına isabet eden nakdi sermaye artıģının endekslenmesi, 31.12.2004 yılına kadar yapılmıģtır. Zira, söz konusu gerçek kiģi 2005 yılında ortaklık payının satıģından doğan değer artıģ kazancı ile ilgili olarak 2006 yılının mart ayında beyanname verip, vermeyeceğinin tespitini yaparken, 2005 Yılı itibariyle toptan eģya fiyat endeksinin %10'unun altında kaldığını bilebilecek durumdadır. Bu nedenle, 2005 Yılı yukarıda anılan madde hükmü uyarınca, ortaklık payının satıģı 2005 Yılı aralık ayında gerçekleģmiģ olmasına rağmen, kasım ayına kadar yapılması gereken endeksleme yapılmayacaktır. Bu durumda, değer artıģ kazancı aģağıdaki Ģekilde hesaplanacaktır; Yukarıdaki tablodan hareketle; Ortaklık payının iktisap bedelinin ve nakdi sermaye artıģının, 31.12.2004 Yılı sonuna kadar endekslenmesi sonucu, ortaklık payının iktisap maliyeti 140.810,90 YTL olacaktır. Öte yandan, değer artıģ fonunun sermayeye ilavesi 232 Seri No.lu Gelir Vergisi Tebliği'ne göre, yalnızca ortağa verilen ortaklık payı adeti yönünden dikkate alınacaktır. Kar yedeği mahiyetinde olan, olağan üstü yedek akçelerin sermayeye ilavesinde ise, ortağa isabet eden nominal ortaklık payı ise, (150.000,00 YTL), endekslenmiģ iktisap bedeline (140.810,90 YTL) ilave edilecektir.

Bu durumda, pay baģına ortaklık payının endekslenmiģ iktisap bedeli; (290.810,90:13.000 Adet =) 22,37 YTL olacaktır.yukarıdaki örnekte belirtildiği üzere, Ortak (A) ortaklık Payını, (C) Gerçek kiģisine 50,00 YTL'sına salmıģtır. Bu durumda, 2006 Yılında beyanı gereken değer artıģ kazancının hesabı Ģöyle olacaktır; Ortaklık Payının SatıĢ Bedeli; (50,00*13.000=) 650.000,00 YTL EndekslenmiĢ Ġktisap Bedeli; (22,37*13.000=) 290.810,90 YTL DEĞER ARTIġ KAZANCĠ 359.189,10 YTL 2006 Yılı Ġçin Öngörülen Ġstisna Tutarı 6.000,00 YTL BEYANI GEREKEN DEĞER ARTIġ KAZANCI... 353.189,10 YTL Yukarıda Genel açıklamalar bölümünde belirttiğimiz üzere, uygulamada ortaklık payının satıģ bedelinin tespiti, genellikle devir tarihindeki Ģirketin nominal sermayesi esas alınarak yapılmaktadır. Yukarıda anılan hesaplamalar da yapıldığında, bu satıģ bedelinin değer artıģ kazancı doğurup, doğurmadığı değerlendirilmelerine girilmemektedir. Nitekim, örnek olayımızda ortaklık payının satıģ iģlemi gerçekleģtiğinde Ģirketin nominal sermayesi, 650.000,00 YTL'dir. Ortaklık payı baģına, nominal bedel (650.000,00: 26.000=) 25,00 YTL'dır. Eğer, ortaklık payının devir bedeli 25,00 YTL olursa, bu durumda beyanı gereken değer artıģ kazancı aģağıdaki gibi olacaktır. Ortaklık Payının SatıĢ Bedeli; (25,00*13.000=) 325.000,00 YTL EndekslenmiĢ Ġktisap Bedeli; (22,37*13.000=) 290.810,90 YTL DEĞER ARTIġ KAZANCI 34.189,11 YTL 2006 Yılı Ġçin Öngörülen Ġstisna Tutarı 6.000,00 YTL BEYANI GEREKEN DEĞER ARTIġ KAZANCI 28.189,11 YTL (OluĢ Mali Hukuk Bürosu yayınlarından alınmıģtır.)