ULMUS CELTİS MORUS FİCUS MAGNOLİA LAURUS PLATANUS



Benzer belgeler
ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ BİTKİ TANIMI II

BETULACEAE. Alnus cinsleri vardır.

CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne

Quercus ilex L. (Pırnal meşesi)

Juglans (Cevizler), Pterocarya (Yalancı cevizler), Carya (Amerikan cevizleri)

ACER BUXUS TİLİA FRAXİNUS

Juniperus communis. Adi Ardıç

ANGİOSPERMAE (KAPALI TOHUMLULAR) Yrd. Doç. Dr. Hüseyin FAKİR

CUPRESSUS L. Serviler

ZBB106 KODLU TASARIM BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç. Dr. Soner KAZAZ

Picea (Ladin) Picea abies (Avrupa Ladini) Picea orientalis (Doğu Ladini) Picea glauca (Ak Ladin) Picea pungens (Mavi Ladin)

FAGACEAE. kürenin subtropik ve serin bölgelerinde ormanlar kuran 600 kadar türü vardır.

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ

GENUS: ABİES (GÖKNARLAR)

BİTKİ TANIMA I. Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR

Soma Kömür Ocağı nda yaşanan 13 Mayıs 2014 Salı günü gerçekleşen İş Cinayetinde yaşamını yitiren işçi kardeşimizin acısı yüreğimizde.

T.C İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ORMAN FAKÜLTESİ ORMAN ALTI ODUNSU BİTKİLER. Hazırlayan: Danışman: Yrd.Doç.Dr Nurgül KARLIOĞLU

TAXUS : (Porsuklar) (8 Türü var) Taxus baccata L. (Adi Porsuk)

TAXODIACEAE. Sequoia (Monotipik) Sequoiadendron (Monotipik) Taxodium Cryptomeria (Monotipik) Sequoia sempervirens. Sequoiadendron giganteum

BİTKİ TANIMA I. P E P _ H 0 4 C h a m a e c y p a r i s l a w s o n i a n a ( L a v z o n Ya l a n c ı S e r v i s i ) Yrd. Doç. Dr.

Salix caprea L., Keçi Söğüdü, Orman Söğüdü

GYMNOSPERMAE. (Açık Tohumlular)

2-3 metre kadar boylanabilen, bol dallı bir çalıdır. Kışın yapraklarını döker. Dalları köşeli ve dikenlidir.

Picea A. Dietr. Ladinler

Pistacia terebinthus L. (Menengiç)

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L.

Cins Fagus (Kayın) Castanea (Kestane) Quercus (Meşe) Gövde kabuğu

C e d r u s ( S e d i r ) C e d r u s a t l a n t i c a C e d r u s b r e v i f o l i a C e d r u s d e o d o r a C e d r u s l i b a n i

İSMAİL ŞENEL MADEN Y. MÜH. (ODTÜ) DOĞA VE KUŞ GÖZLEMCİSİ

Erkek çiçekler bir eksen etrafında dizilmiştir. Etaminlerde iki polen tozu torbası vardır. Çiçek tozları marttan itibaren olgunlaşır.

ACER CİNSİNİN ORMAN ALTI FLORASI

Gymnosperm-Angiosperm Farkları GYMNOSPERMLERDE

10 cins; Sciadopitys Metasequoia Cunninghamia Taiwania Athrotaxis. Glyptostrobus Sequoia Sequoiadendron Cryptomeria Taxodium

İbreliler. Sequoia sempervirens (Kıyı Sekoyası) Sequoiadendron giganteum (Mamut Ağacı) Yrd. Doç. Dr. Taki DEMİR SAÜ PMYO

20-30 m boy 5-6 m çap. Yüzlerce yıl yaşayabilirler.

İSMAİL ŞENEL MADEN Y. MÜH. (ODTÜ) DOĞA VE KUŞ GÖZLEMCİSİ

Orman Altı Odunsu Bitkiler

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

CASUARİNA SALİX POPULUS

Cupressaceae Juniperus (Ardıçlar)

BİTKİ TANIMA 2. Dr. Sergun DAYAN

Sedirler (Cedrus) Türkiye de doğal olarak yetişen. Türkiye de egzotik (yaygın ya da parklarda)

GYMNOSPERMAE. (Açık Tohumlular)

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

P E P _ H 0 5 C

* Ülkemizde doğal olarak yetişmemekle birlikte park ve bahçelerde çok yaygın olarak iki türü kullanılmaktadır.

10 cins; Sciadopitys Metasequoia Cunninghamia Taiwania Athrotaxis. Glyptostrobus Sequoia Sequoiadendron Cryptomeria Taxodium

GENUS: Convolvulus (gündüz güzeli, gündüz sefası)

SERT ÇAMLARDAN TÜRKİYE DE DOĞAL OLARAK YETİŞENLER

Defne ağacı, bahçeye güzellik verir. Defne yaprağı, yemeklerinize lezzet katar. Defne yağlı sabunu ise cildinizi güzelleştirir

Pinus halepensis te Glaf (Kın)

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

GYMNOSPERMAE. (Açık Tohumlular)

MALVACEAE (EBEGÜMECİGİLLER)

ZBB106 KODLU TASARIM BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç. Dr. Soner KAZAZ

GENUS: LARİX (MELEZLER)

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

GYMNOSPERMAE. (Açık Tohumlular)

GYMNOSPERMAE. (Açık Tohumlular)

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

Genç sürgünler yeşil renkli ve çıplaktır. Tomurcuklar yaprak tarafından gizlenmiştir. Sürgünlerde çok sıralı sarmal dizilen ve sürgün üzerinde uzun

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ BİTKİ TANIMI III

BAHÇE ÇİÇEKLERİ Perenniyal veya mevsimlik olan çok boylanmayan çiçeklerdir. Yer örtücü işlevi vardır Ağaç veya çalı gibi bitkilerin altında kullanılır

ZBB106 KODLU TASARIM BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç. Dr. Soner KAZAZ

Çayın Bitkisel Özellikleri

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

Sıcaklık. 40 dereceden daha yüksek sıcaklarda yanma görülür. Yıllık sıcaklık ortalaması 14 dereceden aşağı olmamalıdır.

küçük ağaç veya büyük çalılardır, yapraklar 4-6 cm ve dökülür. Şubat ayında yapraklanmadan çiçek açarlar. Çiçekler beyaz renkte Meyve 2-3 cm çapında

ZBB106 KODLU TASARIM BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç. Dr. Soner KAZAZ

AĞAÇ TÜRLERİMİZ. SARIÇAM Pinus sylvestris L.

TANIMI VE ÖNEMİ Susam dik büyüyen tek yılık bir bitkidir. Boyu ( cm) ye kadar uzayabilir. Gövdeler uzunlamasına oluklu (karıklıdır) ve sık tüylü

Öğr. Gör. Dr. İlker BÜYÜK, Botanik, 8. Hafta: Yaprak

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

Kullandığımız çim tohumu karışımlarında yer alan türler ve özellikleri:

ZBB106 KODLU TASARIM BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç. Dr. Soner KAZAZ

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri

Bitki Materyali-I: Gymnospermae. Yrd. Doç Dr. Nurgül KARLIOĞLU Orman Botaniği Anabilim Dalı

Elma kış dinlenmesine ihtiyaç duyan meyve türü olup, soğuklama gereksinimi diğer meyvelere göre uzundur.

Bitkilerin Adlandırılması

Brassica(Süs lahanası) Yapraklar gösterişli ve dekoratiftir. Süs lahanası,tohumla üretilir. Tohumlar,Temmuz-Ağustos aylarında ekilir.

Spartium junceum L. (İspanyol yalancı katırtırnağı, Katırtırnağı)

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

Bahçıvanlık kursu 2015

MEYVE AĞAÇLARINDA GÖZLER MEYVE AĞAÇLARINDA DALLAR

BİTKİ MATERYALİ II: ANGIOSPERMAE

Solem Organik / Ürün Kullanımı

GYMNOSPERMAE. (Açık Tohumlular)

CUPRESSACEAE. 22 cins ve 200 takson. 3 cins ve 13 takson doğal!!! kozalak vesürgün bakımından dört alt familyaya ayrılmaktadır.

Proje Koordinatörü : Prof. Dr. Ayla GÜRDAL

Odunsu (Sert) Çeliklerle üretme

Frangula alnus Barut Ağacı

Akkemik, Ü. (Editör) Türkiye nin Doğal-Egzotik Ağaç ve Çalıları II. Orman Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara. 680 s.

Doç.Dr.Reyhan ERDOĞAN

Arbutus andrachne L. (Sandal) Yayılışı Botanik Özellikleri

KAPLAN86 CEVİZİ. Kaplan 86 Cevizi

zeytinist

BADEM YETİŞTİRİCİLİĞİ

Makroskobik Özellikleri Şapka

Transkript:

ULMUS CELTİS MORUS FİCUS MAGNOLİA LAURUS PLATANUS

ULMUS KARAAĞAÇLAR Ormanlarda küçük gruplar halinde bulunan 18-20 türü vardır. Güzel cila kabul eden odunlarından dolayı önemlidirler. Parkçılık ve Peyzaj yönünden de değerli bitkilerdir. Mesele Ulmus glabra yaşlı ağaçlarında bile beyzımtrak gövdeler dikkat çekicidir. Yapraklarını döken boylu orman ağaçlarıdır. Tomurcuklar kiremit gibi dizilmiş çok sayıda pulla kaplıdır. İki sıralı sarmaldır. Yaprak ve çiçek tomurcukları farklı büyüklüktedir. Yaprak tomurcukları küçük, çiçek tomurcukları büyüktür. Yapraklar sade, dip tarafı az veya çok çarpık ve kenarları çift sıra dişlidir.

Çiçekler hermafrodittir. Çiçekler ilkbaharda yapraklanmadan önce açarlar. Meyve basık bir nustur. Özodun koyu, diri odun açık renklidir. Odunları güzel cila kabul eder. Odunlar büyük halkalı traheli gruptandır. Odunları sert, ağır, yüksek şok kabiliyeti ne sahip ve elastikidir. Kolay yarılmaz. Mobilyacılık ve kaplamacılıkta kullanılır. Önceden İngiltere de su borusu olarak bile kullanılmış. Genellikle sıcağı severler. Sulak yerlerde nehir ve dere kenarlarında yetişirler. Bir mantardan muzdariptirler. Ophiostoma ulmi adındaki bir mantar çok zarar vermiştir ve vermektedir.

Ulmus minör Ova karaağacı 30 metreye kadar boylanabilen geniş tepeli sarkık dallı bir ağaç. Gövde kabuğu derin çatlaklı. Yaprakların altı da üstü de tüysüz. Nuks meyve kanadın ortasından daha yukarıda bulunuyor.

Ulmus glabra Dağ karaağacı 40 metreye kadar boylanabilen geniş tepeli sarkık dallı bir ağaç. Gövde kabuğu çatlaksız. Glabra parlak demek. Oradan geliyor. Diğer karaağaçlardan farklı olarak kök sürgünleri vermez. Yaprakların altı da üstü de zımpara gibi tüylü. Yapraklar büyük. Nuks meyve kanadın ortasında daha bulunuyor.

Ulmus leavis Saplı karaağaç 35 metreye kadar boylanabilen ince dallı bir ağaç. Yaşlı ağaçlarda gövde nailoid. Gövdenin dip kısmı oluklu. Tomurcuk pulları iki renkli. Bu nedenle Hercai Karaağaç da denilir. Yaprakların altında hafif yumuşak tüyler var Tohumların uzun sapı var Ülkemizde İğneada Longos ile Adapazarı Süleymaniye Dişbudak ormanında lokal bir yayılışı var

CELTİS ÇİTLEMBİKLER Tropik ve subtropiklerde 70 kadar türü var. Ağaç ya da boylu çalılar. Bizdekiler kışın yaprağını döker. Tomurcuklar iki sıralı sarmal pseudo terminal Yaprakların kenarı keskin dişli, Dip tarafları asimetrik Uçları ise belirgin olarak damla uçlu. Ana damar saptan ayaya üçlü olarak girer. Çiçekler 1C1E lidir (erselikden bozma) Erkek çiçekler demetler halinde kurullar oluşturur. Dişi çiçek yaprakların koltuğunda teker teker bulunur. Nohut büyüklüğündeki çekirdekli sulu meyve küremsidir ve yenilir. Olgun meyvenin mezokarpı unlu ve tatlıdır. Tohumları kuşlarla dağılır. Öz odunları kül rengindedir. Odunları elastikidir ve dayanıklıdır

Ülkemizde doğal olarak dört türümüz bulunmaktadır. Celtis australis Celtis caucasica Celtis tournefortii Celtis glabrata Celtis australis Çitlenbik, Dağdağan Çoğunlukla mezarlıklar ve cami avlularına dikilmektedir. 20-25 metre boyunda yuvarlak tepeli bir ağaç Gri renkli, ince ve düzgün bir kabuğu var. Yaprak uzun saplı, dip tarafı çarpık ve damla uçlu. Ana damar yaprağın dibinden üçlü çıkmış. Öz odunu gri, elastiki ve dayanıklı. Dağınık olarak bulunur. Orman kurmaz.

MORUS DUTLAR Kuzey Yarımkürenin ılıman ve subtropik bölgelerinde yayılan 12 türü var. Kışın yaprağını döken ağaç ya da boylu çalılar Ülkemizde çok yaygın olarak kültüre alınmış meyve ağaçları Morus nigra muhtemelen İran ın Morus rubra Kuzey Amerika nın Morus alba Çin in doğal türleridir. Akdut özellikle İpek böcekçiliği ile her tarafa yayılmış ve natüralize oluş Meyveleri de çok lezzetli Tomurcuklar terminal ve iki sıralı sarmal. Esas meyve küçük bir nustur. Yenen etleşen çanak yapraklardır. Odunları morin nedeniyle sarı renklidir. Tarım araçları ve müzik aletleri yapımında kullanılılır

FİCUS İNCİRLER Bu cinsin her iki yarımkürede tropik ve subtropik bölgelerde yayılmış olan 600 kadar türü vardır. Bazılarının meyveleri son derce lezzetlidir. Bazıları da son derce dekoratif süs bitkileridir. Hindistanlı Ficus elastica nın gövdesinden çizilerek latex adı verilen kauçuk elde edilir. Esasında en iyi ve çok kauçukta Hevea brasiliensis den elde edilir ya. Hadi neyse. Ficus elastica soğuk bölgelerimizde saksılarda çiçek, Akdeniz sahilinde de bahçelerde ağaç olur. Ficus religiosa Tropik Asya da ayak kökleriyle ve üzerinde yaşayan Coccus lacca adlı böceğin sokmasıyla oluşan Gummi Laccae (Gomalak) adında reçine oluşturur. Bu da çok kullanışlı. Ficus carica yı hepimiz biliyoruz. İNCİR. Ficus benjamin de iç mekanlarda en çok kullanılan süs bitkilerindendir.

MAGNOLİA MANOLYALAR Kuzey yarımkürede 35 kadar türü var. Odunlarının değerleri yok. Ama hepsi çok kıymetli süs bitkileri. Bazıları kışın yaprağını dökerken (Magnolia soulengeana) bazıları dökmez (Magnolia grandiflora). Ülkemizde doğal taksonu yok. Ancak eskiden beri özellikle İstanbul ve İzmir de bahçelerde özellikle ikinci tür çok kullanılmış. Çok güzel örnekleri var. Bunların dışında Magnolia liliiflora da yine Boğaz da rastlanılan bir türdür. Agregat meyve olgunlaşınca dağılmaz. Açılır Folikül keseli meyve tipindedir. Magnolialarda çiçekler sürgünlerin ucunda tek tek bulunur.

LAURUS DEFNELER 8-15 metre boylanabilen her dem yeşil ağaçlardır. Derimsi yaprakları tam kenarlı ve kısa saplıdır. Çiçekler 1C2E lidir. Küçük çiçekler teker teker değil demetler halinde bulunurlar. Meyve üzümsüdür. Laurus nobilis (Akdeniz Defnesi) ve Laurus canariensis) adında iki türü vardır. Defne ( Laurus nobilis )yuvarlak tepeli, sık dallı bir ağaç Yumurta biçimindeki tek tohumlu üzümsü meyve yaklaşık 1 cm çapındadır ve önceleri yeşil, daha sonra siyahtır. Yaprak ve meyvelerinden elde edilen yağ (Oleum lauri) ilaç sanayiinde, sabun yapımında kullanılır. Yapraklarından baharat yapılır. Dekoratif bir süs bitkisidir. Defne yaprağı şan, şeref ve zaferin simgesidir. Batı ve güney Anadolu sahil şeridinde maki vejetasyonu içerisinde yaygındır.

LİQUİDAMBER SIĞLALAR Jeolojik devirlerde çok yaygın olmasına rağmen günümüzde biri Batı Anadolu da sınırlı olmak üzere 3 türü vardır. Sığla, buhur ya da günlük olarak isimlendirilen ve Batı Anadolu da sınırlı bir yayılışı olan (Liquidamber orientalis), Amerika da Liquidamber sytracifolia ve Çin de Liquidamber formosana bulunmaktadır. Latince Liquidis ve Arapça Amber kelimelerinden yararlanılarak isimlendirilmiş. Ancak yaralandığı zaman Balsam verir. Kışın yapraklarını döken 1C1E li boylu ağaçlardır. Mürekkep meyveleri ve mantarlı dalları dikkat çeker. Yapraklar elsi, kenarları ince dişli ve uzun saplıdır. Mürekkep meyvede kapsül açılır, tohumlar dökülür. Gövdeler eğri büğrüdür. Odunu kıymetli değildir. Elde edilen Sığla Yağı çok daha değerlidir. Marmaris, Köyceğiz, Dalaman, Fethiye, Eskere, Tavas ve Bucak dolaylarında yayılış gösterir.

Sığla ormanlarını kese kese bitirdik Kleopatra'nın aşk iksiri Hipokratın ilacıydı Sığla ağacı, Köyceğiz ve çevresinde yetişen nadir bir ağaç türü. Türkiye'den başka Rodos ve Çin'de yetişiyor. Günlük ağacı da denen bu ağacın salgısı kozmetik sanayiinin vazgeçemediği bir hammadde. Mısır Kraliçesi Kleopatra, yağını aşk iksiri ve parfüm olarak kullanmış. Hipokrat döneminden beri sağaltıcı etkileri nedeniyle ilaç olarak da kullanılmış. İyi bir antiseptik ve parazitlere karşı etkili. Türkiye'nin bu doğal zenginliği perişan durumda. Büyük sığla ormanları küçüle küçüle ufak korulara dönüşmüş. Kimsenin kılı kıpırdamıyor. Bir tek etkinlik olsun diye sığla fidanı diken ilkokul öğrencileri var meydanda BÜLENT YARDIMCI Anadolu bin bir çeşit bitkinin, börtü böceğin vatanı. Pek çok nadir bitki ve ağaç var. Bunlardan pek çoğu ülkemizin zenginleşmesi için kullanılabilecek önemli bir kaynak niteliğinde. Ama maalesef bu doğal kaynakları işleyerek iş ve ekmek kapısı yaratmayı beceremiyoruz. 'Günlük ağacı' da denen 'sığla ağacı' Türkiye'nin sahip olduğu doğal zenginliklerden biri. Sığla ağacının yağı ve yongası sağlık ve kozmetik sanayiinde kullanılan değerli bir hammadde. Türkiye'de Fethiye, Marmaris, Köyceğiz, Dalyan yöresinde yetişen, 20 metreye kadar boylanan bir ağaç. Türkiye'den başka Rodos Adası'nda ve Çin'de yetişiyormuş. Yani her yerde yetişmeyen, nadir bir ağaç. İşte her yerde yetişmeyen bu ağacın, bir zamanlar Anadolu'nun güneybatısında oluşturduğu büyük ormanlar küçüle küçüle günümüzde ufak korulara dönüşmüş. Koca ormanlardan geriye 50-100 ağaçlık gruplar kalmış. Şimdi sığla ağacı yeniden orman olmak bir yana, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Çocuklar kurtarmaya çalışıyor; Sığla ağacı, Orman İdaresi'nin güneybatıda kurduğu bazı milli parklarda yaşamını sürdürüyor ama çoğalamıyor. Çünkü eskiden yaşadığı yerler şimdi ya tarla olmuş, ya da buralara evler, fabrikalar inşa edilmiş. Bu yüzden Sığla'nın çoğalması için insanların yardım etmesi gerekiyor. Yurdum insanları sığlanın yardım çağrısına duyarsız kalmamış. Örneğin Bursa Nilüfer İlçesi Naciye Tınaztepe İlköğretim Okulu'dan bir grup öğrenci yardıma koşmuşlar. Dalyan Belediyesi ile kardeş belediye olan Nilüfer Belediyesi'nin düzenlediği bir gezide öğrenciler 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde hem Misi Deresi'nin çöplerini toplamışlar hem de Dalyan Parkında sığla ağacı fidanı dikmişler. Dalyan Yerel Gündem 21 Çalışma Grubu ile Ortaca Peyzaj Meslek Okulu öğrencileri de Sığla'yı çoğaltmak amacıyla geçtiğimiz aralık ayında uygun yerlere fıdanlar dikmişler.

Sanayici sığla yağı bulamıyor Muğla ormanlarından yılda ancak 3-4 ton sığla yağı elde edilebiliyor. Yurtiçinden ve yurtdışından sığla yağı talebi var. Uygun fiyatlarla yeterli miktarda üretim olmadığı için bu talep karşılanamıyor. Bu nedenle ilkokul öğrencilerinin çabaları çevre gönüllülerinin gayreti ile yetinmeyip, yeni sığla ormanları kurulması için çalışmalar yapılması gerekiyor. 40 yıldan beri Otacı markası ile bitkisel kökenli ilaçlar ve kozmetik maddeleri imal eden Kurtsan firmasını, bitki uzmanı, eczacı Niyazi Kurtsan kurmuş. 40 yıldan beri bitkisel kökenli ilaçlar ve kozmetik mamulleri imal ediyor. Bunlar arasında defne sabunu, sığla sabunu ve papatya sabunu önemli bir yer tutuyor. Güzel kokuları uçurmuyor Babası Niyazi Kurtsan gibi eczacı olan Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Kurtsan, sabun imalinde kullandıkları sığla yağını temin etmekte zorlandıklarını, uygun fiyatla yeteri kadar sığla yağı bulamadıklarını anlatıyor: "Sığla yağı parfüm sanayiinde sabitleyici (fiksatör) olarak kullanılır. Parfümde kullanılan güzel kokulu uçucu yağlar, sığla yağı ile sabitlenerek 24 hatta 36 saat uçmamaları sağlanır. Bu nedenle sığla yağı parfüm sanayiinin önemli bir hammaddesidir. Bunun yanı sıra sığla yağı ile yapılan sabunlar güzel kokusu, cildi yumuşatan etkisi ile özellikle hanımların tercih ettikleri bir sabundur. Biz, bu yağı temin etmekte zorlanıyoruz. Çünkü yeterli üretim yok. Halbuki sığla ağaçları çoğalıp yağ üretimi artarsa hem Türkiye kozmetik sanayii hammadde açısından rahatlar hem de ülkemiz önemli bir ihraç ürünü kazanır. Bitkisel kozmetiklerin değer kazandığı günümüzde, Türkiye tüm dünyaya sığla yağı, defne yağı ve zeytinyağından imal edilmiş sabunlar ihraç edebilir. Orman İdaresi'nin sığla ormanları oluşturması gerekli. Böylece güneybatıda kırsal alanlarda yaşayan insanlar için de yeni iş alanları açılmış olur." İnsanların binlerce yıldan beri bitkilerden şifa umduklarını, hastalık ve yaraların tedavisi için bitkileri kullandıklarına dikkat çeken Deniz Kurtsan şöyle devam ediyor: "19'uncu yüzyılda gelişmeye başlayan kimya sanayii, 20 yüzyılda dev bir sektör haline gelince bitkisel kökenli ilaçların önemi azaldı. Dev ilaç firmalarının geliştirdiği mucize ilaçlar insanların şifa kaynağı oldu. 21'inci yüzyılda ise bitkilerle tedavi yöntemleri yeniden önem kazandı. Çağdaş sanayi toplumunun yarattığı çeşitli hastalıklar ve sorunlardan bunalan insanlar yeniden bitkilerle tedavi yöntemlerine dönmeye başladılar. Sağlıklı yaşamak için doğal beslenmenin önemi anlaşıldı. Bitkilerin insanları rahatlatan ve tedavi edici özellikleri yeniden keşfedilmeye başlandı." Reçinesi cildi yumuşatıyor ve temizliyor Sığla ağacı (liquidambar oriantalis) dünyada pek az yerde, Türkiye'de ise güneybatıda yetişiyor. 20 metreye kadar boylanan, çınar görünüşünde bir ağaç. Sığla yağı, güzel kokusu ve tedavi edici özellikleri nedeniyle en eski Akdeniz uygarlıklarından beri kullanılagelen bir salgı. Kuru yongaları mevlitlerde ve kilise ayinlerinde yakılarak tütsü yapıldığı için bu ağaca günlük ağacı da deniyor. Sığla yağı elde etmek için bahar aylarında ağaç gövdelerine çizikler açılır. Temmuz ayından itibaren gövde üzerinde biriken salgı ve kabuklar özel bıçaklar ile kazınır. Bu salgı ve kabuklar sıcak su ile kaynatıldıktan sonra özel preslerde sıkılarak sığla yağı elde edilir. Sığla yağının bileşiminde hoş kokmasını sağlayan sinnamik asit (tarçın kokusu veren madde), uçucu yağ ve reçine bulunuyor. Sığla yağı Hipokrat döneminden beri kullanılan, eski hekimlerin reçetelerinde de sık sık rastlanan bir şifa kaynağıdır. Batık Fenike gemilerinden içi sığla yağı ile dolu amforaların çıkması, Akdeniz ticaretinde sığla yağının önemli bir yer tuttuğunu gösteriyor. Eski Mısır Kraliçesi Kleopatra'nın sığla yağını aşk iksiri ve parfüm olarak kullandığı söyleniyor. Eski Mısırlılar'ın bu salgıyı mumyalama işlemleri sırasında da kullandıkları biliniyor. Günümüzde, özellikle sabun ve parfümeri endüstrisinde sığla yağının önemli bir yeri varr. İyi bir antiseptik ve parazitlere karşı etkilir. Ciltte yumuşatıcı, rahatlatıcı, iltihap giderici ve yara iyi edici etkileri var. Aynı zamanda temizleyici ve ter kokularını giderici.

Güvenli gıda köşesi Gıda Yasası'nda cezalar küçüklere göre düzenlendi Yıllardır dört gözle beklenen yeni Gıda Yasası 5 Haziran tarihinde Resmi Gazete de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Piyasayı istila eden hileli gıdalarla, farkına varmadan yavaş yavaş zehirlenen tüketici vatandaş, yasanın çıktığından henüz haberdar olmadı. Ama üretici firmalar ve gıda dünyasının profesyonelleri yasanın ne getirip ne götürdüğünü anlamak, içeriğini tam olarak kavramak amacıyla harekete geçerek toplantı üzerine toplantı yapmaya başladılar. Gıda Dernekleri Federasyonu'nun (GSD) yasayı tartışmak amacıyla düzenlediği iki toplantıya katıldım. GSD Başkanı Şemsi Kopuz'a 'Yeni yasada, hileli gıdaya verilen cezalar bir milyar liradan başlıyor. Ne dersiniz? Bu ceza hileli gıda imal edip satan sahtekarları korkutur mu?' diye sordum. Çeşitli sektörleri temsil eden 14 gıda derneğinin kurduğu federasyonun başkanı Şemsi Kopuz, 'Bu cezalar komik' diyerek kestirme bir cevap verdi. Kopuz, daha önce Sağlık Bakanlığı ile Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı arasında yaşanan yetki kargaşasını sona erdirerek, gıda konusunda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nı sorumlu ve yetkili kılan yasanın pek çok sorunu çözeceğini, ancak cezaların yetersiz kalacağı konusunda endişe duyduğunu söyledi. Başkan Kopuz, "Yasalar, yasalara uyanlar için var. Yasalar, kayıt dışı, merdiven altı çalışan firmalara uygulanmıyor" diye yakındı. Büyükler yapmaz Gıda Dernekleri Federasyonu'nun düzenlediği toplantının ikinci gününe katılan Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Erden ise "Maret ve Pınar yapmaz" diye isim de vererek bugüne kadarki uygulamalardan edindikleri tecrübeye göre büyük firmaların sorunlu gıda çıkmadığını söyledi. Cezaların büyük firmalara göre değil, küçük ve orta ölçekli firmalara göre düzenlendiğini ima eden Mustafa Eren, "Bu cezalar küçük ölçekli firmaları bitirir" dedi. Yasa çıktığından beri cezaların yeterli olmadığı şeklinde eleştiriler aldıklarını belirten Eren şunları söyledi: "Biz bu cezaların uygulanabilir cezalar olduğunu düşünüyoruz. Yasada sadece bir milyar lira ceza yok 5 ve 20 milyar liraya kadar cezalar, işyerinin kapatılması gibi hükümlerde var. Yasanın temel amacı gıda sektörünü kayıt altına almak. Bu amaçla bürokratik işlemleri en aza indirdik. Yasa, satış noktalarına da sorumluluk getiriyor. Hedef insan sağlığını ve toplum refahını korumak. Bu yasa, tarladan sofraya kadar gıda güvenliği sürecini başlatacak." Ticaret Borsaları nerede? GSD'nin yeni Gıda Yasası'nın tartışmak için düzenlediği toplantıda söz alan konuşmacılar Ticaret Borzalarını da eleştirdiler. Ticaret Borsalarının piyasada yapılan işlemlerden binde 4 kesinti yaparak büyük paralar topladığını hatırlatan konuşmacılar, "Ticaret Borsaları topladıkları bu paraları ne yapıyorlar. Gıda sektörünün en önemli yasası çıktı. Niye ortada yoklar? diye konuştular. Susam Helva Tahin ve Reçel Sanayicileri Derneği (SUTHER) Başkanı Necati Göksu da cezaların 'komik' olduğu görüşüne katılarak şöyle konuştu: "Hileli gıdalarla hem vatandaşın parası çalınıyor ve sağlığı ile oynanıyor.hem de kurallara uygun olarak çalışan dürüst firmalara karşı haksız rekabet yapılıyor. Yasalar ve yetkililer tüketici vatandaşı ve dürüst firmaları korumakta yetersiz kalıyor. Yeni yasa uyarınca çıkarılması gereken bir çok yönetmelik var. Bu yönetmelikler hazırlanırken sektör temsilcilerinin de görüşü alınmalı."

PLATANUS ÇINARLAR Kışın yaprağını döken boylu ağaçlardır. Tepe tomurcuğu tek pullu ve pseudo terminaldir. Yaşlı gövdeler küçük pullar veya geniş levhalar halinde çatlaklıdır. Uzun saplı yapraklar derin veya yüzeysel 3-7 lopludur. Çiçekler 1C1E ve Anemogamdır. Erkek ve dişi çiçekler ayrı topaç gibi kurullar oluşturur. Meyve nustur. Top gibi meyve kurulundaki her bir tohumun dip tarafında uzun tüyler vardır. Tohumlar olgunlaşınca bu meyve kurulu dağılır. Rutubetli ve mineral toprakta kolayca çimlenebilirler. Hızlı büyürler ve büyük çaplara ulaşabilirler. Ulu ağaç halini alırlar. 500-600 sene yaşarlar. İçleri boşalır. Dere ve nehir kenarlarında, çay yataklarında, yayılırlar. Fazla derine gitmeyen yüzeysel kök sistemi kuararlar. Hava kirliliğine ve gaz zararına karşı dayanıklıdırlar. Odunlarından çok güzel et tak-tahtası yapılır.

Platanus orientalis Doğu Çınarı-Kavlağan Çok kalın ve kısa bir gövdeden yukarı ve yanlara doğru kalın ve uzun dallar salan, geniş tepeli ulu ağaçlardır. Yaşlı gövdelerde kabuk küçük pullar halinde derin çatlaklı ve uzun süre dökülmeden kalır. Ege ve Akdeniz Bölgemizde KAVAK olarak da isimlendirilir. Ülkemizin doğal bir türüdür. 3-7-(-7) loplu yapraklar derin parçalıdır. Loplar dar ve uzundur. Meyvelerin 3-5-(-7) tanesi 13-19 cm lik bir sapla asılı kalırlar. Deniz seviyesinden 1100 metrelere kadar oldukça yaygındır. Yol ve caddelerin kenarına dikilir. Ülkemizdeki en büyük çap ve boydaki ağaçlardan birisidir. Bursada çevresi 16 metre olan ççınarlar vardır. Boğaziçi Çınarı (Platane de Godenfroy de Bouillon) 1906 da Haçlı kumandanlarından Godenfroy de Bouillon gölgesinde kamp kurmuş. Altı gövdenin birleşmesiyle oluşan gövdenin çevresinin 32 metre, boyunun da 60 metre olduğundan bahsediliyor. Daha sonra ikovuğunda Çay ocağı işletilirken yanmış. Yalvaç ve Bursadaki Çınarlar da bu gün bilinen meşhur çınarlardandır.

Platanus occidentalis Batı Çınarı 40 metre boya, 2.5 metre çapa ulaşabilen yuvarlak tepeli ulu bir ağaçtır. Genç gövde ve dalların kabukları büyük levhalar halinde kavlayıp dökülmesine rağmen yaşlanınca kabuklar küçük pullu olur ve uzun süre dökülmez. Yapraklar 3-5 lopludur. Loplar derin değil sığdır.meyveler iplerin ucunda teker teker bulunur.

Platanus x acerifolia Londra Çınarı Önceki iki boy yapar. Gövde kabukları çınarın doğal hibridi olarak kabul edilir. 30 metreye kadar büyük levhalar halinde kavlar ve dökülür. Yapraklar 3-5 sığ lopludur. Küremsi meyveler sap üzerinde ikişer ikişer bulunur (nadiren 1-3)