j ~_.)u J!Yu!J.,,r-{;--~'.::.-9if~ı:ı>'!/,..!r islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI THE CONFERENCE ON THE PRESERVATı"ON OF AACHITECTURAL HEAITAGE OF ISLAMIC CITIES 22-26/4/1985 ISTANBUL ~"":"'.;.-;.:. -~-..:._. AAAS l::ictlfl< Sı;;veı ISI.ı.~ ELI~ i:!jyck StNI~ EEtECIYESı.liU3 I!J/i>jS Ql\C.I.'ıi[ATIQ'f G~!,t.Tiil ISU.It5Ut UUICOPJ.tıit.;......./,.._...'.I.IU.6lfiiiSfl Gfli5Ut t'c5tıtu5u.ı.aa3urej.hqf;tlcpuiict u-ıshtute ~ ~.. ~;j::.:..~:": TC UARI.I.I.AAVE sc:ta!u.fj EHE!HTEW<lll~l~ UNıQNOfLlUICOi'.lllfltSOf ~ıau.aaı<.:gd'i
Yapı m tıd: ılolt'ra Araştırma, Basın, Yayın, Organizasyon 512 43 30 Dizgi, Film: Damla Dlzgl, Baskı: Seçll Ofset, Cilt: Numune Basım ve CIItevi Istanbul, Şubat 1987
BÖLGESEL DENGE VE İÇ OLUŞUM BAKIMINDAN ARAP VE İSLAM KENTi Dr. Ahmet Ali İSMAİL Sunuş Kentlerin, uygarlığın sergilendiği en belirgin gösterge olduğu söylenebilir. Kentler, eski çağlarda bile ilerleme ve uygarlığın merkezleri sayılmıştır. Dolayısıyla insanlık tarihinde meydana gelen herhangi bir uygarlık, kendisi ile ilgili bir kentle simgelenmiştir. Islam uygarlığının yeryüzünde üstün bir düzey kazandığı şüphesizdir. Bunu yaşama biçiminde ve kent düzeninde görebilmek mümkündür. Batı uygarlığı ile ilgili birçok tarihi yazının, Ortaçağ Avrupasını karanlık dönem olarak gösterdiği bilinmektedir. Bu dönem, 5. yüzyılın başlarından, Batı Roma Imparatorluğu'nun çöküşüyle başlayıp ta 11. yüzyıl sonlarına doğru, Ortaçağ'da Avrupa'nın kalkınmasına kadarki süreyi kapsamaktadır. Bazı kaynaklara göre kalkınma dönemi 13. yüzyıl başlarına rastlamaktadır. islam dünyasına bakıldığında bu durumun tam tersi gözlenir. Avrupa'nın karanlık çağları islam dünyası için en parlak ve aydınlık.dönem olmuştur. islam örıcesi dünya devletleri ele alınırsa, Pers ve Roma imparatorluğu.nun varlığı ilgi çeker. lslamiyetin ortaya çıkışı bu iki devletin çöküşüne yol açmıştır. ıslamiyet daha sonra bu iki devletin r \
92 islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI sınırlarını aşmıştır. Peygamberin Medine'ye hicretinden, yani Miladi 623 yılından sonra az bir süre içinde islam dini doğuda Maveraünnehir'e kadar uzanmıştır. 711 yılında Müslümanlar Hindjstan'qa Meltan'a ulaştılar ve aynı yıl batıya doğru Cebelitarık Boğazını aştıktan sonra Ispanya'ya vardılar. 712 yılında ~mevi devleti Orta Asya'da Buhara ve Semerkand'a kada.r genişledi. Bu dönemdeki Islam devietirlin sınırları o kadar genişlemiştir ki, büyük ıskender'in ulaştığı genişliği bile aşmıştır. Arap Yarımadasından çıkan Müslümaların yaşadıkları ikiimin çöl iklimi ve "Suyun az olmasına, dolayısıyla, yerleşim alanlarının kentleşmeye elverişli olmamasına rağmen, Müslümanların kent uygarlığının yayılmasındaki rolleri göze çarpmaktadır. Batılı düşünürlere göre Araplar, islam dinini yayarken, kent kurma yolunda ileri gidememişlerdir. Batı i;ılkeler~nde görülen sosyal yapısı ile kent anlayışı, Suriye, Lübnan ve Irak dışında kalan Arap dünyasında görülmemektedir. Onlara göre, kentin ana elemanlarını, savunma surları, pazar, meclis ve kent halkının iktidara ortaklığını hissadebilmesi için seçimlerin yapılması oluşturur. Fakat kent kültürü bakımından Müslümanların göze ~arpan varlığı inkar edilemez. Bu araştırmanın amacı müslümanların geçmişini, uygarlıklarını ve yeni kentlerin kurulması ve canlandırı1masındaki. rollerini övmek olmayıp, islam kentlerinin özelliğini ve eklemeleri belirtmektir. Ayrıca Islam kentlerinin eskiden düzenli olan durumlarıyla karmakarışık hale gelen şimdiki durumlarını karşılaştırmak ve islam kentlerinin tekrar canlandırılması amaçlanmaktadır. Tanımlar Bu incelemede kullanılan uygun görmekteyiz. bazı terimierin kavranabilmesi için açıklamalar yapılmasını Arap Kenti: Arap Kenti Islam kentlerinin bir parç?sıdır. Zira Arap dünyası islam dünyasının bir parçasıdır. Ancak Arap kentlerini Islam kentlerinden ayıran bazı özellikler vardır. Çünkü Islam'dan önce Mekke, Medine gibi Arap kentleri ve şimdiki Arap kentlerinde bölgedeki uygarlıkların etkisi görülür. Bu yüzden Arap kentleri, başka islam bölgelerindeki kentlere oranla bazı değişik özelliklere satıiptir. islam Kenti: Bu kavram müslümanların yaşadığı veya belli bir dönemde islamdan etkilenen ya da belli bir süre islarp ülkesi olan kentleri kapsamaktadır. Bu kentler arasında b!jgün Sovyetler Birliği, Ispanya veya Portekiz'de ~alanlar vardır. Bu kentlerde, Islam uygarlığının yerleşmesi sonucunda, birçok Islami kurum ve mimari eser görülmektedir. Bazı araştırmacılara göre islam kentleri dediğimiz yerleşmeler, gerçekte eski Yunan veya Roma kentlerinin, islam _ilkelere göre bazı değişikliklere uğramış birer devamıdır. Nitekim camiler tapınak ve kiliselerin yerini almıştır. Islam kenti deyimi de sınırları belirlenmiş bir tanımlamaya sahip değildir. yöresel karakter ve iklim, toprak ve kültür mirası gibi özelliklerden kaynakla.nan kent, Islam dünyasında, bölgeden bölgeye değişiklikler gösterir. Bu yüzden Islam dünyasını, birbirinden ayrı özellikleri olan birimlere ayırabiliriz. Batıda Yunan ve Roma kültürünün etkisi görülürken, çöl ile Akdeniz arasındaki kesim bölgenin coğrafyasından etkilenirken, doğu islam dünyası Fars ve Hint uygarlıklarından etkilenmiştir. Keza her bölge de kendi arasında bazı birimlere ayrılabilmektedir. Nitekim Nil vadisi kentleri, Kuzey Afrika ve Şam ülkesi kentlerinden ayrılmaktadır. Mevki: Burada kastedilen, işlek bir coğrafi bölge ile eski yerleşmeleri içeren sit
islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI 93 alan larıdır. olduklarını Müslümanların kent yapmak için bu iki bölgeden birini seçmek zorunda kabul etmek gerekmektedir. Üzerinde kent kurulan bölgelerin coğrafi durumu ön planda idi. iç Bileşim: Burada kastedilen, genel olarak kent arazisinin kullanımı ve bu kullanım alanlarının en önemlileridir. Bunun yanında kentte yürütülen faaliyetlerin mekan düzenlemelerinin özellikleri kastedilmektedir. Bunların arasında kent yönetim bölgeleri büylük önem taşımaktadır. Kent oluşumunda dengenin sağlanması, bölge verileri, nüfus yoğunluğu ile halkın ihtiyaçlarının dengelenmesi ile gerçekleşir. Bölge verileri zorlanmadan nüfusun ihtiyaçları karşılanırsa, iç oluşumu ve konumu ile kent dengelenmiş sayılır. islam Kentlerinin Konumu Kent, çeşitli hacimlerde değişik iskan alanlarını kapsayan mimari dokudan oluşur. Kentler büyükten küçüğe doğru kademelenir: Anakent ve_ya Büyük Yerleşme (Metropoliten Kent) Kent veya Ilçeler Kent veya Kentçik Bucaklar Müslümanların yerleşmelerde önem verdiği hususların başında bölgenin özelliği gelir. Savunma etkeni ve içme suyu kaynağı bölge seçiminde büyük rol oynar. Ayrıca halkın yerleşeceği bplgede kolayca yiyecek temin edebilmesi de önemli bir etken sayılır. ibni Ebi el-rab i', lbn-i Haldun ve ei-maverdi gibi klasik tarihçileri n hemen hepsi bu hususta aynı görüşü paylaşmışlardır. Kentlerin kurulması için, ei-maverdi'ye göre, bölgelerde aranan özellikler şunlardır: Yeterli içme suyu bulunması. Kentin gıda ihtiyacının sağlanması. Hava ve toprağın çevre sağlığı yönünden elverişli olması. Hayvanlar için otlağa, ısınmak için de odunun sağlandığı yerlere yakın olması. Çevresinde, halka gelir sağlamak için kırsal yerleşme ve köylerin bulunması. ibn-i Haldun'a göre, kent planlamasında aşağıdaki noktalar gözönüne alınmalıdır: Kolay ulaşılmayan bir yerde kurulması. Çevre sağlığı açısından bir sakınca taşımaması.. Su potansiyeli bakımından zengin olması. Otlakları yakın bulunması. Tarıma elverişli olması. Surla çevrili bulunması. Su ve nehir kıyılarında kurulan kentlerin su ihtiyacı kolay temin edilir. Ancak çöl iklimine sahip kentler için su büyük sorun olmuştur. Bu gibi kentlerin Müslüman halkı, su sorununu iki yolla çözmekteydi: Yeraltı kanalları. Yerüstü kanalları: -
94 islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI Erken islam Kentleri Erken islam kentleri terimi ile, H.1. yüzyılda Müslümanların ilk olarak yaşadıkları kentleri kastediyoruz. Bu kentleri üç gruba ayırabiliriz: 1. grup: islamdan önce varolan, daha sçmra islamiyetin gelişiyle önemli değişiklikler geçiren kentler. Bunların en önemlileri, Islamın doğuşuna tanık olan Arap Yarımadasının Mekke ve Medine kentleridir. 2. grup: ilk dört halife~ ye Emevi devletinin erken döneminde islamın gelişmesine sahne olan kentlerdir. Islam fütuhatının başlangıcında Arap Yarımadası dışında Müslümanlar tarafından kurulan kentlerdir. En önemlileri Basra, KCıfe, Fustat ve Kayruvan'dır. 3. grup: islam devletinin genişlemesi üzerine, islam ülkelerinin sınırları içinde kalmış kentlerdir. Hindistan'dan, belki de doğuda Malezya'dan başlayarak Maveraünnehir, batıda Endülüs'e kadar uzanır. Kuzeyde bugün Sovyetler Birliği'nde kalan, güneyde Afrika kıtasının doğusunda bugünkü Tanzanya'ya kadar uzanarı geniş topraklar üzerindeki kentleri içine alır. Zaman zaman Islam kenti. olarak lslamiyetin sınırları!çinde kalmış olan bu kentlerin büyük bir bölümü hala Islami kimliğini sürdürmekte ve Islam kültür mirasının parlak geçmişini simgelemektedirler. islam Kentinin iç Düzeni islam kentinin iç düzeninin en belirgin özellikleri şunlardir: 1. islam kentinin merkez bölgesi: islam kenti iç düzeninde üç temel elemana dayanır: Cami, yönetim merkezi olan saray ve ticaret merkezi sayılan çarşı. Böylece dini, ticari ve idari fonksiyonlar birarada toplanmış olur. iç planlamada yer alan bu üç elemanın çeşitlemelerini, istisnasız islam kentlerinin fiziksel dokusunda görebilmek mümkündür." Irak, Suriye, Mısır, Türkiye yeya Endülüs kentlerinde, bunun pek çok örneği vardır. Mekke ve Medine gibi kutsal Islam kentiari bile bu özelliklere sahiptir. Nitekim Mekke'de Kabeve Medine'de Mescid-i Nebevi, orada oturan halkın, ziyaretçi ve hacıların sosyal yaşayış ve faaliyetlerine sahne olan önemli odak noktalarıdır. Bu odak noktalarının çevresinde ticaret alanları ve camiye yakın bir yerde, Müslümanları denetleyen ve~onların güvencelerini sağlayan yönetim bulunur. 2. islam kentinde ev/er: islam kentinde uygulanan evlerin ilk örneklerini, saman, kamış ve dal gibi genellikle bitkisel ürünlerden yapılan çok basit ve yalın yapılar oluşturur. Temelinde taş ve toprak kullanılan bu evler, daha sonra kerpiç malzeme ile inşa edilmiştir. Yerel malzemenin elverdiği oranda kerpiçten tuğlaya ve daha sonra taş malzerneye geçilmiştir. Ailenin korunağı olan evin islam'da mahremiyeti, kutsallığı ve özel bir yeri vardır. Erkeğin dünyada cenneti sayılan ev ayı:ıtzamanda bir meta sayılır. Bu yüzden ev, ilk alınan ve en son satılan şeydir. Ayrıca Islam kentinde, eve özgü şartlar ve kurallar düzenlenmiştir islam evlerinin planlaması, camilerden etkilenmiştir. Genellikle cami gibi kare plandan oluşan evin ortasında avlu yer alır. Odalar bu avlunun çevresinde düzenlenir.
islam MiMARi MiRASINI KORUMA KONFERANSI 95 Evler islam-arap kentlerinin çoğunun yer aldığı biçimlenmiştir. - sıcak iklim şartlarına göre 3. islam kentinin düzenlenmesi ve yönetimi: islam kentlerinin ilk düzenlemesine en büyük örnek Medine anayasasıdır. Bireyler arasında eşitliği, adaleti ve ahengi sağlayan bu anayasa, o dönemde, birçok ihtilafa son vermiştir. islam kentlerinin yönetiminde ise, günümüzde belediyelerin üstlendiği görevleri yürüten zabıtalara benzer "muhtesipler" büyük rol oynamışlardır. Muhtesiplerin görevlerini şu ana başlıklar altında toplamak mümkündür: 1. Çarşıların ve esnafın düzenlenmesi ve denetimi. 2. Cadde, sokak, mahalle ve evlerin düzenlenmesi. Parlak dönemlerinde islam kenti, bölge imkanları ve iç düzeni bakımından örnek olacak şekilde dengesini bulmuştur. Kent mimari ve nüfus gelişimini, çevresi ile denge içinde sürdürmüştür. Bu yüzden her zaman temiz kalmış ve çevre kirlenmesi sorunu ile karşı karşıya gelı:nemiştir. Ne yazık ki günümüzde bu kent her geçen gün daha bir ezilmekte ve taşıyamayacağı kadar nüfus ve yapılaşma baskılarına maruz kalmaktadır. Böylece g~çmişte dengeli örnek kent iken, bugün yaşanmaz bir duruma gelmiştir. Bu yüzden, Islam kentlerinin tekrar baymdır ve parlak duruma gelmesini sağlamak için, geçmişteki özelliklerini araştırmak zorundayız. - ----