Ahmet İhsan Tokgöz, Fikirleri ve Servet-i Fünûn

Benzer belgeler
Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831)

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

İBRAHİM ŞİNASİ

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

Doç. Dr. Ahmet Özcan Çerkeş-ÇANKIRI da doğdu. İlkokulu Elazığ, ortaokulu Kars, lise öğrenimini Antakya da tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

Koca Mustafa Reşid Paşa

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

ÖZGEÇMİŞ Profesör Tarih/Yakınçağ Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. 2014

En İyisi İçin. Cevap 1: "II. Meşrutiyet Dönemi"

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

NECİP FAZIL KISAKÜREK

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Arşivcilik İstanbul Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI NARLIDERE YATILI BÖLGE ORTAOKULU TC İNKILAP TARİHİ DERSİ AÇIK UÇLU DENEME SINAVI 1

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

BĠLECĠK ÜNĠVERSĠTESĠ AKADEMĠK ÖZGEÇMĠġ FORMU

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM İSLÂMCILIK VE YENİ İSLÂMCI AKIM Yeni İslamcı Akımın Entelektüel Zemini Olarak İslâmcılık...17 Yeni İslâmcı Akım...

Yrd.Doç.Dr. AYTEN CAN

Ekim Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen

M İ Z A N C I M U R A D MÜCAHEDE-İ MİLLİYE GURBET VE AVDET DEVİRLERİ

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

8. SINIF T C İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ

UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Doç. Dr. Rıza BAĞCI

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

YAHYA KEMAL BEYATLI ( )

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN

Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta

YAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

İktisat Tarihi I. 5/6 Ocak 2017

7. Yayınlar 7.1 Uluslar arası hakemli dergilerde yayınlanan makaleler (SCI & SSCI & Arts and Humanities)

"15 Temmuz Şehidimiz hemşehrimiz Mustafa Cambaz ın kendisi artık belki aramızda değil, ancak onun Fotoğrafları Batı Trakya da sergileniyor.

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir?

İttihat ve Terakki ye. Açık Mektuplar. Prens Sabahaddin. Türkiye Nasıl Kurtarılabilir? ve İzahlar ARAŞTIRMA-İNCELEME

İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ. Neslihan Erkan

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

Slısan T O K G Ö 2 TÜRK BÜYÜKLERİ BİLGE ERCİLASUN T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI

İKİNCİ MEŞRUTİYET DÖNEMİ Siyaset, Toplum, Ekonomi. Neslihan Erkan

Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ÖZGEÇMİŞ Yaşar Kemal in Romanlarında Toplumcu Gerçekçilik (devam ediyor)

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AVRASYA ARAŞTIRMALARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI 2015 BAHAR DÖNEMİ DERS İÇERİKLERİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

AGRT DEN TARİHİMİ ÖĞRENİYOR, TABİATI SEVİYORUM SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Tarih Bölümü Ankara Üniversitesi 1997 Yüksek Lisans Tarih (Yakınçağ Tarihi) Ankara Üniversitesi 2000

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Eskişehir Osmangazi Üniversitesi. Y. Lisans Yeni Türk Edebiyatı Hacettepe Üniversitesi 2010-

Dünyayı Değiştiren İnsanlar

Prof. Dr. Mehmet Ali BEYHAN Tel: [0 212] Oda no: 315

Sultan Abdülhamid Han hakkında 7 itiraf

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

(Dış Kapak Örneği) T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ve EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ TEZ ADI BİTİRME TEZİ

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

2. Enver Paşa. 3. Rıza Tevfik Bölükbaşı

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x)

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

Fotobiyografi AHMET MİTHAT EFENDİ. AHMET MİTHAT (İstanbul, Aralık 1912)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Tufan Buzpmar H ÍL A FE T

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

Mustafa Kemal Atatürk ün Hayatı

TANZİMAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER. Ufuk KÜSDÜL Arhavi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

2. ISRAIL VE YAHUDILIK KONFERANSI BANDIRMA DA GERÇEKLESTI

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

Editör Salih Gülerer. Çocuk Edebiyatı. Yazarlar Fatma Şükran Elgeren Hülya Yolasığmazoğlu Mustafa Bilgen Orhan Özdemir Safiye Akdeniz

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ BU HAFTA ÜNLÜ ŞAİRİMİZ MEHMET AKİF ERSOY A AYDIN BAKIŞLAR KONFERANS DİZİSİNİN İKİNCİ OTURUMUNU GERİDE BIRAKTI.

ÖZGEÇMİŞ. Kenan Erdoğan Unvanı. Adı Soyadı. Doçent Doğum Tarihi veyeri Yozgat 01 Mart 1963 Görev Yeri

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ GENEL YAYIN İLKELERİ

Türk Eğitim Tarihi. Program İçeriği Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Devrim Öncesinde Yemen

Türk Kadın Romancımız Fatma Aliye Hanım

ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ ENSTİTÜSÜ TEZ YAZIM KURALLARI

İletişim Yayınları SERTİFİKA NO

MİLLÎ SAVUNMA ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜK MÜZESİ

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

KADIN ESERLERİ KÜTÜPHANESİ VE BİLGİ MERKEZİ VAKFI

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Ziyareti:

Transkript:

2014 Ahmet İhsan Tokgöz, Fikirleri ve Servet-i Fünûn Ahmet İhsan Tokgöz, Fikirleri ve Servet-i Fünûn İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Lisans Bitirme Tezi İstanbul, 2014

Lisans Tezi AHMET İHSAN TOKGÖZ, FİKİRLERİ VE SERVET-İ FÜNÛN MEHMET SELİM TEMEL TARİH BÖLÜMÜ İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi, İstanbul Mayıs 2014

Ahmet İhsan Tokgöz, Fikirleri ve Servet-i Fünûn Mehmet Selim Temel Danışman: Yrd. Doç. Dr. Özlem Çaykent İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Lisans Bitirme Tezi Yönetmeliği Uyarınca Tarih Bölümü LİSANS BİTİRME TEZİ Olarak Hazırlanmıştır

BEYAN Bu tezin yazılmasında bilimsel ahlak kurallarına uyulduğunu, başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunulduğunu, kullanılan verilerde herhangi bir kısmının bu üniversite veya başka bir üniversitedeki başka bir tez çalışması olarak sunulmadığını beyan ederim. MEHMET SELİM TEMEL 23. 05. 2014

ÖZET Bu çalışmada, Osmanlı son dönem ve cumhuriyetin ilk yıllarının basın-yayın tarihinin önemli isimlerinden Ahmet İhsan Tokgöz ün hayatını, fikirlerini ve sahibi olduğu Servet-i Fünûn dergisini incelemeye çalıştık. Girişimci bir kişiliğe sahip Ahmet İhsan Tokgöz ün (1868-1942) hayatı, mevcut literatürde siyasî gelişmelerden bağımsız bir şekilde incelenmiştir. Bu çalışmada ise hayatına, fikirlerine ve Servet-i Fünûn dergisine siyasî gelişmelerle paralel şekilde, bir tarihçi gözüyle bakılmaya çalışılacaktır. Anahtar kelimeler; Ahmet İhsan, Servet-i Fünûn, Basın, Resim, II. Abdülhamid, İttihat ve Terakki, Avrupa.

ÖNSÖZ Bu çalışmayı bana öneren, tezin her aşamasını kontrol eden, tezle ilgili kaynakları en az bizim kadar takip eden, bize rehber olan, yorumlarıyla bize yeni bakış açısı kazandıran ve tezin en iyi şekilde ortaya çıkmasında büyük emeği olan danışman hocam Yrd. Doç. Dr. Özlem Çaykent e teşekkürü bir borç bilirim. Ayrıca okulumuzdaki bütün hocaların bu çalışmada emeği olduğunu ve onlara müteşekkir olduğumu ifade etmemiz gerekir. Hocalarımızın yanı sıra İSAM ve İstanbul 29 Mayıs Kütüphaneleri çalışanlarına bana araştırma süresinde kaynak sağladıkları için minnettarım. Bunun yanı sıra tezimde yardımcı olan arkadaşlarım Takdir Uzuntürk ve Mehtap Aydın a da çok teşekkür ediyorum. Mehmet Selim Temel İstanbul 2014. iv

KISALTMALAR BEO. bkz. BOA : Babıâli Evrak Odası : bakınız : Başbakanlık Osmanlı Arşivi C. : Cilt çev. DİA DH. MKT. haz. : Çeviren : Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi : Dahiliye Nezareti Mektubî Kalemi :Hazırlayan İ. DH. : İrade Dahiliye MF. MKT. nr. : Maarif Nezareti evrakı :Numara s. : sayfa S. : Sayı TCTA :Tanzimat tan Cumhuriyet e Türkiye Ansiklopedisi v

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iv KISALTMALAR... v GİRİŞ... 1 1. AHMET İHSAN IN HAYATI... 10 1.1. Ahmet İhsan ın Çocukluğu ve Eğitimi... 10 1.2.Basın-Yayın Hayatının Başlaması... 17 1.3.İttihat ve Terakki Partisi ve Ahmet İhsan... 28 1.4.II. Meşrutiyet Dönemi ve Sonrasında Ahmet İhsan... 39 2. AHMET İHSAN IN FİKİRLERİ... 48 2.1.II. Abdülhamid Dönemi... 48 2.2.II. Meşrutiyet Dönemi... 54 2.3.Cumhuriyet Devrinde Ahmet İhsan ın Fikirleri... 59 3. SERVET-İ FÜNÛN... 64 3.1.Ansiklopedist Gelenek ve Servet-i Fünûn... 64 3.2. II. Abdülhamid ve Resimli Dergi: Servet-i Fünûn... 69 3.3. Servet-i Fünûn Edebiyatı... 76 SONUÇ... 81 KAYNAKLAR... 82 vi

GİRİŞ Bu çalışmada Türk basın-yayın hayatının önemli simalarından Ahmet İhsan Tokgöz ün (1868-1942) hayatı, sahibi olduğu Servet-i Fünûn dergisi ve fikirlerini açıklamaya çalıştık. Servet-i Fünûn dergisi, Osmanlı İmparatorluğunun zorlu bir döneminde varlığını sürdürmüş olması onu araştırmacılar açısından ilgi çekici kılmıştır. Sahibi olan Ahmet İhsan ın hayatı ise bir İmparatorluğun sonu ve yeni bir devletin başında denk gelen siyasi ve entelektüel hayatın inişli çıkışlı olduğu bir dönem olması itibariyle incelenmesi gereken bir konudur. Ahmet İhsan ın hayatı ve fikirleri ile Servet-i Fünûn dergisinin yayını, siyasî gelişmelere paralel bir şekilde II. Abdülhamid, II. Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemleriyle beraber dönüşümler geçirmiştir. Yani, devlet ve toplum yaşanan politikalara karşı refleksler gösterirken Ahmet İhsan da her yeni duruma göre ayak uydurmuş veya zorunda bırakılmıştır. Yeniliklere açık ve girişimci bir kişiliğe sahip olan Ahmet İhsan ı tanımlayabilecek en iyi kelime her devrin adamı olduğudur. Osmanlı İmparatorluğu nun II. Abdülhamid gibi baskıcı döneminde yayın hayatına devam ederken, İttihat ve Terakki nin iktidarı ele geçirdiği 1909 dan sonra dergisini, İttihatçılara söz verdiği gibi günlük hale getirmiştir. Cumhuriyet devrinde ise bir önceki dönemler için sürekli şikâyet ettiği basın sansürünü hükümetin lehine destekleyerek her iktidarla ne kadar uyumlu çalışabileceğini göstermiştir. Bu yönünü kaleme alan Funda Soysal da şu ifadeleri kullanmıştır; 1

Mülkiye mezunu ve defterdar oğlu olduğu halde, devlet memuru olmak yerine girişimci ruhunun peşinden giderek hayatını kazanmakla hep gurur duyan Ahmet İhsan Tokgöz, Meclis te de bu ruhundan taviz vermez. Ancak kabul etmek gerekir ki, iş hayatındaki başarısı, parlak fikirleri ve Avrupaî usullerle çalışması kadar, denk geldiği bütün iktidarlarla zıtlaşmaya girmemesi sayesindedir. Bunun açık bir örneği olarak, 1931 de hükümetin hazırladığı yeni basın kanunu tasarısının Meclis e sunulmadan önce verilen ve Bazı gazetelerin izledikleri tehlikeli yön vatandaşların ve vatanın üzerinde bir fikir şakiliği yaparak masum ruhları tamamen zehirleyerek mahiyetler almaya başladı diye başlayan soru önergesinin altında, Ahmet İhsan ın da imzası görülür 1 Tezimizin ilk bölümü olan Ahmet İhsan ın Hayatı kısmını açıklamaya çalışırken, belirli bir tarih sınırlamasına gittik. Bu sınırlama, Ahmet İhsan ın 1868 deki doğumundan Birinci Dünya Savaşı nın (1914-1918) başlangıcına kadardır. Bunun temel sebebi, Ahmet İhsan ın hayatını kalem aldığı Matbuat Hatıralarım adlı eserle ilgilidir. Ahmet İhsan, hatıralarını üç bölümde yazacağını ilan etmişse de 1914 ten sonraki kısmını yarıda bırakmıştır. 1914 ten sonraki hayatı ise bir özet şeklinde verilecektir Ahmet İhsan, 1868 yılında Erzurum da doğmuştur. Memur olan babasının tayinleri sebebiyle Osmanlı İmparatorluğu nun çeşitli yerlerini görmüştür. Eğitimine İşkodra da başlamış, Şam da Rüşdiye de devam etmiş, ancak İstanbul da Mekteb-i Mülkiye de bitirebilmiştir. Bu süre zarfında yabancı dile, matbaaya ve resimli romanlara merakı vardır. Bu merak onu Batı tarzında eğitim veren Mülkiye Mektebi sıralarındayken harekete geçirmiştir. La Nature dergisinden bilim-teknik makalelerin tercümelerini, Ahmed Midhat Efendi nin sahibi olduğu dergiye göndermeye başlayarak yayın hayata adım atmış oluyordu. Ahmet İhsan, Umran dergisini 1887 de çıkarmaya 1 Funda Soysal, Matbuat Hatıralarım Nasıl Yazıldı ve Yayımlandı? Matbuat Hatıralarım (1888-1914), haz. Alpay Kabacalı, 3. Baskı, (İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2012), s. XII. 2

başlamış ise de bir yıl sonra 1888 de II. Abdülhamid in dergilerin ruhsatlarını iptal etmesi nedeniyle Umran da kapatılmıştır. Basım işleriyle de ilgilenen Ahmet İhsan, çevirilerden kazandığı parayla 1890 yılında ortaklarının da olduğu Âlem matbaasını açtı. Matbaasını açmasına rağmen asıl isteği Fransa daki Illustration benzeri resimli bir mecmua [dergi] çıkarmaktı. II. Abdülhamid (1876-1909) yönetiminin gazete ve dergi ruhsatlarını bu dönemde vermemesi Ahmet İhsan ı başka bir yola sevketmiştir. 1891 de Rum gazeteci Nikolaidis in sahibi olduğu Servet adlı gazetesine fennî bir ek izni alarak hayalini kurduğu dergiye kavuşmasını sağlamıştır. Mabeyn-i Hümâyûn tarafından Servet-i Fünûn ismi verilen dergi, bu dönem Osmanlı İmparatorluğu nda çıkan bilimteknik dergilere benzer şekilde Avrupa daki bilim alanında yaşanan gelişmeleri Osmanlı toplumuna aktarma görevini yapıyordu. Dergilerin bu dönemde fennî içeriklerle çıkmasının sebebi Saray tarafından siyaset yazamayacaklarına dair kısıtlamadır. Sansür korkusu sebebiyle siyasetten bahsedemeyen aydınlar fikirlerini bu dergilerde yazmaya çalışıyorlardı. Servet-i Fünûn, bir edebiyat dergisi haline geldiği 1896 ya kadar ön plana çıkmasını sağlayan şey dergide basılan resimlerdi. 1891 de çıktığı Avrupa gezisinde resim alanında teknikleri öğrenen Ahmet İhsan, bunu çıkardığı Servet-i Fünûn da uygulayınca, fotoğraflara meraklı olan II. Abdülhamid in ilgisini çekmiştir. Derginin daha kaliteli resimler basması için Saray tarafından verilen destek ve Ahmet İhsan ın gayretleri sonucu dergi, yaptığı kaliteli baskılar sonucu yurt dışından çeşitli ödüller aldı. 1896 da derginin yazı işleri müdürlüğüne getirilen Tevfik Fikret le beraber Servet-i Fünûn Edebiyatı veya Edebiyat-ı Cedide de denilen edebiyat doğmuş oldu. 3

Tanzimat döneminden itibaren edebiyatta yaşanan Doğu-Batı çatışmasına, bu edebiyat Batı lehinde son noktayı koymuştur. Servet-i Fünûn dergisi 1901 de sansür heyeti tarafından yayın hayatına bir buçuk ay kadar bir ara vermek zorunda bırakılmıştır. Bu kapatılma sebebiyle dergi, edebî hüviyetinden uzaklaşarak eski yayın politikasına devam etmek zorunda kalmıştır. Ahmet İhsan, dergiyi çıkartmaya devam ederken aynı zaman da İttihat ve Terakki üyesiydi (1907). İttihat ve Terakki üyesi olan Ahmet İhsan, daha önceden İttihatçılara söz verdiği gibi dergiyi günlük çıkarmaya başlamış ise de malî sebeplerle Servet-i Fünûn u tekrar haftalık çıkarmaya devam etmiştir. Ahmet İhsan, Ticaret Mektebi nde (1909-1917) coğrafya hocalığının yanı sıra, 1912 de İttihatçıların isteğiyle Beyoğlu belediyesi reisi oldu. Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) yıllarında hükümetin isteğiyle dergiyi tekrar günlük çıkarmaya başlamış, savaşın yenilgiyle sonuçlanması, Ahmet İhsan ın sağlık sebepleri ve İstanbul un işgali gibi sebeplerle dergiyi 1924 e kadar çıkartamamıştır. Ayrıca yine hükümetin isteğiyle Birinci Dünya Savaşı sırasında Franszıca Le Soir ı (1917) yayımlamıştır. Milli mücadeleye destek veren Ahmet İhsan, 1924 te Servet-i Fünûn u tekrar yayınlanmaya başlamış, Latin harflerin kabulü (1928) sebebiyle derginin ismini 1929 da Uyanış Servet-i Fünûn a çevirmiştir. Milli mücadeleye verdiği destek sayesinde 1931 de Ordu mebusu olarak Millet Meclisi nde üç dönem görev alan Ahmet İhsan, Türkiye yi Uluslararası konferans ve kuruluşlarda temsil etti. 1942 de Kocaeli-Değirmendere de vefat etmiştir. Ahmet İhsan ın yaşamının üç tane farklı dönem içinde geçmesi onun fikirlerine yansımıştır denilebilir. Bu üç dönem II. Abdülhamid in baskıcı yılları, 1908 den 4

cumhuriyetin kuruluşuna kadar olan dönem ve Cumhuriyetin kuruluşundan sonraki dönem. Bu üç dönemde de Ahmet İhsan farklı fikirlere sahip olmuştur. II. Abdülhamid yıllarındaki fikirlerine Servet-i Fünûn daki yazılarından çok, 1891 de kaleme aldığı Avrupa da Ne Gördüm eserinden ulaşabiliyoruz. Fikirleri daha çok Avrupa ile ilgilidir. Yaptığı karşılaştırmalarda Avrupa nın üstünlüğü söz konusu değildir. Bu eserdeki fikirlerinde II. Abdülhamid in baskıcı yönetimi söz konusudur. 1908 den sonraki fikirlerini Tuna da Bir Hafta eserinde ifade etmiştir. Tuna nehri üzerinden Avrupa dan Balkanlar a kadar olan yolculuğunda devrin de verdiği bağımsızlık havası içerisinde Doğu-Batı arasında yaptığı karşılaştırma artık çok keskinleşmeye başlamıştır. Ona göre; Doğu geri kalmıştır. Batı her alanda üstündür. Doğu nun Batı yı her alanda örnek alması gerekir. Cumhuriyet devrine geldiğimizde ise, Balkan, Trablusgarb, Birinci Dünya ve İstiklal Savaşları gibi badireler atlatan toplumun içinden bir ulus devlet ortaya çıkmıştır. Ahmet İhsan, ulus devletin getirmiş olduğu fikirler, İngiltere ve Fransa gibi büyük devletlere karşı verilen mücadele nedeniyle Avrupa yı artık emperyalist olarak zikredecektir. III. bölümde inceleyeceğimiz konu olan Servet-i Fünûn dergisi, mevcut literatürde daha çok edebiyat ağırlıklı olan işlenmiştir. Şüphesiz son dönem Türk edebiyatında önemli bir yere sahip olan Servet-i Fünûn Edebiyatı veya Edebiyat-ı Cedide bu dergi çevresinde toplandığı için edebî araştırmalar elbette gereklidir. Edebiyat dışında basın tarihi araştırmalarında Servet-i Fünûn dergisinin ismi genellikle II. Abdülhamid dönemindeki sansürle beraber anılır olmuştur. Derginin 5

sahibi Ahmet İhsan ın Matbuat Hatıralarım adlı eserinde sansür konusuna uzun sayfalar ayırması dergiyi ön plana çıkartmıştır denilebilir. Bu çalışmada ise Servet-i Fünûn dergisini Osmanlı daki ansiklopedi geleneği, II. Abdülhamid politikasına nasıl uygun yayın yaptığını, fotoğrafçılık alanında yaptığı hizmetleri ve Servet-i Fünûn edebiyatı bağlamında açıklayacağız. Ahmet İhsan ın hayatı ilgili yapılan çalışmalarda temel kaynak olarak onun yazdığı Matbuat Hatıralarım (1888-1914) adlı eser kullanılmaktadır. Bu hatırat cumhuriyet döneminde (1928 den itibaren dergide yayınlanmaya başlanmış) yazılmış olup, dönemin bakış açısıyla yazıldığı için araştırmacıların dikkatli bir şekilde bu eseri kullanması gerekir. Ahmet İhsan, II. Abdülhamid dönemi ve Cumhuriyet dönemlerini karşılaştırarak, cumhuriyet dönemini över. Ahmet İhsan ın hatıratının basımı sırasında milletvekilidir. Ve kitabın dağıtım ilanlarında şu ifadeler göze çarpar; Maarif vekâletince takdir buyrularak, mektepler kütüphanelerine dağıtılmış ve mualimlere tavsiye olunmuştur. ibaresi yer alır. 2 Fatih Andı da Servet-i Fünûn topluluğu döneminde yazılmış hatırlar için araştırmacıları uyararak şu ifadeleri kullanır; Servet-i Fünun topluluğu yazarlarının birçoğu, mevcut söylem ve ortamın rüzgarına ittibâen kendilerini masum, mazlum ve hatta kahraman gösterecek bir yer ve rol kapmak niyeti ve II. Abdülhamid devrinde meydana getirdikleri marâzi, toplumdan kopuk, entelektüel duruşun gerektirdiği sosyal sorumluluktan kaçan, içe kapanık snob edebiyatı mazur göstermek gayretiyle, yazdıkları hatırat kitaplarında II. Abdülhamid i kızıl bir canî ve bîdâd ; idaresini de mutlak bir istibdad olarak tanıtmayı şiâr edinmişler, kendi edebiyat manzaralarının menfiliklerini bu ithamların arkasına saklamaya çalışmışlardır. Müstebid ve zalim Abdülhamid töhmetlerinde, tarih 2 Ahmet İhsan Tokgöz, Matbuat Hatıralarım (1888-1914), haz. Alpay Kabacalı, (İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2012), s. XI-XII. 6

ve siyaset gibi alanlarda yazılanların yanı sıra içlerinde bu edebiyat erbabınkilerin de bulunduğu bu devre ait kimi hatırat etkisi unutulmamalıdır. Halid Ziya nın Kırk Yıl ı ve Saray Ötesi, Ahmet İhsan Tokgöz ün Matbuat Hatıralarım ı 3 Ayrıca Ali Birinci yazdığı Tarih Uğrunda Matbuat Aleminde Birkaç Adım adlı eserinde, Matbuat Hatıralarım ın hazırlayanına eleştiriler getirmektedir. Ona göre, gereksiz sadeleştirmeler ve uyarlamalar yüzünden bazı bölümlerde anlam değişikliğine varacak kadar hatalar olmuştur. Açıklama notlarında da bazen eksik bilgi, bazen de yanlış bilgi verildiğini savunmuştur. 4 Ahmet İhsan ın biyografisini ele alan tek ikinci el kaynak Bilge Ercilasun un yazmış olduğu Ahmet İhsan Tokgöz (İstanbul: T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, 1996) adlı çalışmadır. Bu çalışma, Ahmet İhsan ın Matbuat Hatıralarım adlı eserinden başka Servet-i Fünûn da Ahmet İhsan ın kendisinin ve başka yazarların onunla ilgili yazmış olduğu makaleleri de ele almıştır. Ahmet İhsan ın hayatından başka Servet-i Fünûn dergisinin tarihini ve Ahmet İhsan ın Servet-i Fünûn da yayımlanmış edebî ve seyahat yazılarından da örnekler sunmuştur. Kitapta Ahmet İhsan ın yazdığı çalışmaların isimleri ve tarihleri verilmiştir. Ahmet İhsan ın Servet-i Fünûn da yayımlanmış yazılarının kaynakçası verilerek araştırıcılar büyük bir kolaylık oluşturmuştur. Bu kitabın eleştirilecek yönleri ise Ahmet İhsan ın hayatı ve Servet-i Fünûn tarihçesi yazılırken başka kaynaklara başvurmaması olarak görülebilir. Ahmet İhsan ın siyasî gelişmelerden bağımsız bir şekilde yazılması tarih araştırmaları için sorgulanır kılmaktadır. Eserin son kısmında yer alan Ahmet İhsan Tokgöz ün Servet-i Fünûn da 3 M. Fatih Andı, Sultan II. Abdülhamid e Karşı Edebî Muhalefet, Sultan II. Abdülhamid ve Dönemi, (ed. Coşkun Yılmaz), 2. Baskı, (İstanbul: Sultanbeyli Belediyesi Kültür Yayınları 2014), s. 323. 4 Ali Birinci, Matbuat Hatıralarım ın Karartılan Tarihi, Tarih Uğrunda Matbuat Âleminde Birkaç Adım, (İstanbul: Dergâh Yayınları, 2011), s. 9-21. 7

Çıkan Yazıları adlı bölümde Servet-i Fünûn da imzasız yazıların olduğunu ve bunların Ahmet İhsan a ait olabileceğini belirtmesi gerekirdi. Çünkü Kübra Andı nın makalesinde belirttiği üzere dergide çıkan imzasız yazılar için derginin ilk sayılarında şu ifadeler mevcuttur; Gazetede münderic bi l-cümle imzasız makalât ser muharirindir 5. Ahmet İhsan ın hayatını konu alan makale veya ansiklopedi maddelerine baktığımızda Matbuat Hatıralarım ın ve Bilge Ercilasun un Ahmet İhsan Tokgöz adlı eserlerinin bir özetini görmüş oluruz. 6 Ahmet İhsan ın matbaa hayatını konu alan makalelerinde Fatih Rukancı ve Hakan Meriç, mevcut kaynaklardan yararlanmalarının yanı sıra Osmanlı arşivinden temin ettikleri belgelerle anlatımlarını güçlendirmeye çalışmışlardır. Fakat kullandıkları belgeleri Osmanlı arşivinde özetler ne yazıyorsa yanlış bile olsa- onları birebir kopya ederek kullanmışlardır. 7 Ahmet İhsan ın fikirleri ile ilgili kaynaklar daha çok seyahatnamesinden yararlanarak yapılmıştır. Okay Bensoy, onun Oksidentalist yönünü Carter Findley in Ahmed Midhat Efendi Avrupa da adlı eseriyle karşılaştırarak incelemiştir. 8 5 Kübra Andı, Servet-i Fünûn Mecmuası, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi (TALİD), C. 4, S. 7. ( 2006), s. 543. 6 Bkz. Haluk Oral, Ahmet İhsan Tokgöz, Bir İmzanın Peşinden, (İstanbul: Dünya Kitapları, 2003), s. 52-68, Orhan Koloğlu, Tokgöz, Ahmet İhsan, Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlı Ansiklopedisi C. II (İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 1999), s. 625-626., İbrahim Alâettin Gövsa, Tokgöz, Ahmet İhsan, Türk Meşhurları Ansiklopedisi, (İstanbul: Yedigün Neşriyat, 1949), s. 383., Hasan Kolcu, Değirmendere-Garipler Mezarlığı nın Bir Mühim Sâkini: Ahmet İhsan (Tokgöz), I. Uluslararası Kocaeli ve Çevresi Kültür Sempozyumu Bildirileri C. II, ed. Işıl Altun, (Kocaeli: Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Yayınları, 2007), s. 756-764. 7 Fatih Rukancı- Hakan Anameriç, Türk Matbaacılığının Önemli İsimlerinden Ahmet İhsan (Tokgöz) ve Matbaası, Erdem Dergisi 54, (Ankara: 2009), s. 149-188. Yanlış belge okunması için bkz. s.159. Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Dahiliye Mektubî Kalemi (DH. MKT.), nr. 650/52. Masör Jerot Fenon [Musavver Servet-i Fünûn ] Gazetesi imtiyazı sahibi Ahmet İhsan.. 8 Okay Bensoy, Geç Osmanlı Döneminde Oksidentalizm, Ahmet İhsan, Paris te sadece İstanbul da olmayan ı mı gördü? Tarih ve Toplum, S. 6, (2008), s. 143-166. 8

Seyahatnamesinden yararlanılarak yapılan bir diğer çalışmada ise Edmondo De Amicis ve Ahmet İhsan ın seyahatnamelerindeki Londra gözlemleri incelenmiştir. 9 Ahmet İhsan ın edebî yönünü ön plana çıkaran çalışmalar da mevcuttur. Bunlardan birincisi Derya Kılıçkaya nın Ahmet İhsan ın romanları üzerine yaptığı yüksek lisans tezidir. 10 İkincisi ise onun seyahatnamedeki dili üzerine yapılan çalışmadır. 11 Servet-i Fünûn dergisiyle ilgili yazılmış mevcut kaynaklar genelde sansür konusu üzerinde durdukları için Ahmet İhsan ın Matbuat Hatıralarım adlı eserinden yararlanmışlardır. Edebî yönünü inceleyen kaynaklarda ise Ahmet İhsan ve dönemin siyasî şartları göz ardı edilmiştir. Ahmet İhsan sadece sahibi olarak zikredilirken, dönemin padişahı olarak II. Abdülhamid in ismi istibdadla özdeşleştiği için anılmaktadır. Orhan Koloğlu ise yazdığı Basınımızda Resim ve Fotoğrafın Başlaması adlı çalışmasında Servet-i Fünûn a bu konuda yeterli derecede yer ayırmıştır. Servet-i Fünûn un sayılarına dayanarak verdiği bilgiler ve rakamlar bu alanda önemli bir boşluğu doldurmuştur diyebiliriz. 12 9 Cristiano Bedın, Edmondo De Amicis in ve Ahmet İhsan Tokgöz ün Seyahatnamelerinde Londra İmgesi, (Yüksek Lisans Tezi, Yeditepe Üniversitesi, 2012). 10 Derya Kılıçkaya, Ahmet İhsan ve Romanları, (Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli Üniversitesi, 2008). 11 Leyla Karahan, Ahmet İhsan ın Seyahatnamesinden Yazarın ve Dönemin Diline Dair Notlar, Gazi Türkiyat Türklük Bilimi Araştırmaları Dergisi, S. 5, (Ankara: 2009), s. 171-186. 12 Orhan Koloğlu, Basınımızda Resim ve Fotoğrafın Başlaması, (İstanbul: y.y., 1992). 9

1. AHMET İHSAN IN HAYATI 1.1. Ahmet İhsan ın Çocukluğu ve Eğitimi Şeceresini, dedesinin babası Abdurrahman Ağa nın Kastamonu dan getirdiği bir mushafın kenarındaki notlardan takip eden Ahmet İhsan, bu notlardan hareketle ailesinin kökünü Kastamonu ya dayandırmaktadır. Abdurrahman Ağa on dokuzuncu yüzyılın ilk yarısında bilinmeyen sebeplerle Kastamonu nun Taşköprü kazasından İstanbul a yerleşmiştir. Ahmet İhsan ın dedesi Muhtar ve babası Ahmet Halit Beyler İstanbul da doğmuştur. 13 Büyük dedesinin aile adı Tokgözler ailesinden olduğu için de, Ahmet İhsan, 1934 te Soyadı Kanunu nun çıkması ile beraber Tokgöz soyadını almıştır. 14 Babası Ahmet Halit Bey, Osmanlı Devleti nde memurdur. Ahmet İhsan ın ifadesiyle, babası muhasebecilikte ve defterdarlıkta dolaştığı için kendisi 1868 de 15 Erzurum da doğmuş, Kastamonu da büyümüş, İşkodra da mektebe başlamıştır. 16 Daha sonra kısa bir süre için aile ocakları olan Boğaziçi ne Vaniköy e taşınmışlardır. 13 Bilge Ercilasun, Ahmet İhsan Tokgöz, (Ankara: T.C. Kültür Bakanlığı Yayınları, 1996), s. 3. 14 Ercilasun, Ahmet İhsan, s. 3. 15 Doğum tarihi konusunda Ziyad Ebüzziya, Ahmed İhsan Tokgöz Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (DİA) II, İstanbul, 1989, s. 94. Ve K. Süssheım- G. L. Lewis, Ahmad Ihsān The Encylopaedia of Islam, (EI²), 4. Edition, I, Leiden, 1986, s. 287. Eserleri 1867 ve 1869 tarihlerini göstermelerine rağmen, Bilge Ercilasun, Ahmet İhsan Tokgöz, (Ankara, T.C. Kültür BakanlığıYayınları, 1996), s. 3. İle Mahmud Sadık ın Servet-i Fünun da (C.63, S. 1649, s. 293-295, 22 Mart 1928) Ahmet İhsan ın doğum günü münasebetiyle yazdığı Musahabe adlı makalede ve ayrıca milletvekilliği yapmış olduğundan T.B.M.M. albümündeki doğum tarihleri 1868 i göstermektedir. http://www.tbmm.gov.tr/tbmm_album/cilt1/index.html (Erişim tarihi 04. 03. 2014). Bütün bunlar 1868 tarihini daha kuvvetli bir ihtimal olarak göstermektedir. Ahmet İhsan ın Matbuat Hatıralarım (1888-1914) adlı eseri göz önünde bulundurup doğum tarihini bulmaya çalıştığımızda, Ahmet İhsan ın tarihleri çoğu zaman yanlış hatırladığını görebilmekteyiz. Örneğin önemli bazı tarihî olayları yazarken yaşını da yazmış ve bu yazılan tarihler karşılaştırıldığında bunların birbirini tutmayacağı görülecektir. (Bkz. Ahmet İhsan Tokgöz, Matbuat Hatıralarım (1888-1914), haz. Alpay Kabacalı, (İstanbul, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2012), s. 8 ve s. 11. ve benzer sayfalar mevcuttur 16 Ahmet İhsan Tokgöz, Matbuat Hatıralarım (1888-1914), haz. Alpay Kabacalı, (İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2012), s. 3. 10

Vaniköy de bu dönemde birçok yazar ve İstanbul un önde gelen eşraf ve memurlarının olduğunu ve bunların mahalle komşuluğunu Ahmet İhsan şu ifadelerle anlatır; Serkâtip in yalısından sonra saygıdeğer üstat Recaizade Ekrem Bey in yalısı, Niyazi Efendi yalısı, İhtisap Ağası Hüseyin Bey yalısı, Sikkezen Fettah Efendi Yalısı, İngiliz Ali Kemal yalısı, saygı değer edebiyatçı Samipaşazade Sezai Bey in oturduğu Eşref Bey yalısı, Bu saydığım yalıların en ufağı yirmi odalıydı. Yalı sahipleri akşamları genellikle vükelâ vapuruyla gelirler, Bu paşalar, beyler dışarda tören düzenine uydukları gibi aralarında dahi bundan ayrılmazlardı. Fakat birbirlerine son derece saygı gösterirler; bir aile evlatları gibi, lüzum ve ihtiyaç zamanında birbirlerini ararlar ve yardıma koşarlardı. 17 Kendisinin matbaa ve basım işleriyle karşılaşması babasını ziyarete gittiği bir günde olmuştur. Babasının masasının üstündeki Ceride-i Askeriye gazetesi ilgisini çekmiş ve bunun nasıl basıldığını babasına sormuştur. Babasının yanında bulunan bir subay, ileride matbaa sahibi olacak Ahmet İhsan ı gazetenin basıldığı matbaaya götürmüş ve gazetenin nasıl basıldığını ona göstermiştir. Bu onun unutamadığı anlardan birisidir. 18 Ahmet İhsan ın fikri gelişiminde babasının İstanbul da görev yaptığı sırada gerçekleşen siyasi olaylar önemli rol oynar. Bu dönemde gerçekleşen siyasi olaylar Ahmet İhsan ve ailesinin hayatlarını etkileyecektir. Meşrutiyet yanlısı Midhat Paşa, tekrar sadrazam olmak isteyen Hüseyin Avni Paşa ve darbe taraftarı Askerî Mektepler Nazırı Süleyman Paşa gibi paşalar Sultan Abdülaziz i (1861-1876) tahttan indirip yerine Meşrutiyet i ilan edeceğine dair söz veren veliahd Murad ı padişah yapmak için aralarında antlaşma yapmış ve bu planlarını 30 Mayıs 1876 da uygulamaya 17 Tokgöz, Matbuat, s. 5. 18 Tokgöz, Matbuat, s. 7. 11

koyulmuşlardır. 19 Sultan Abdülaziz hal edilip yerine V. Murad geçirilmiş ise de Kanun-ı Esasî ilan edilememiştir. Sultan Murad ın cülus törenine çıkamaması, ruhsal bunalımlar yaşaması ve psikolojik sıkıntıları olduğu gözlenince bu sefer de Kanun-ı Esasî taraftarı veliaht Abdülhamid Sultan ilan edildi. Sultan Abdülaziz in tahttan indirilip üç gün sonra ölü bulunması üzerine bu ölümü şüpheli bulanlardan biri de Sultan Abdülaziz in kayınbiraderi Kolağası Çerkez Hasan Bey di. Öç almak isteyen Çerkez Hasan, paşaların Midhat Paşa nın evinde toplantı yaptığı bir sırada eve baskın yaparak Hüseyin Avni Paşa yı 16 Haziran 1876 da öldürmüştür. 20 Ahmet İhsan ın babası Ahmet Halit i seven ve hâmisi konumunda bulunan Hüseyin Avni Paşa nın öldürülmesi nedeniyle Ahmet Halit koruyucusuz kalmış ve kısa bir süre sonra Beşinci Ordu muhasebeciliği göreviyle Şam a gönderilmiştir. Bu sırada Ahmet İhsan 7-8 yaşlarında bir çocuktur ve dönemin bu önemli hadisesinden hafızasında kalan, padişah değişikliğinde Kuleli nin o gün sancak çektiğidir. 21 Ahmet İhsan, ilk eğitimine İşkodra da başlamış, Vaniköy de mektep olmadığı için Bursalı Rıza Efendi nin Vaniköy deki çocuklar için tuttuğu bir hocadan almış, babasıyla Şam a giden Ahmet İhsan, Şam da Rüşdiye Mektebi ne başlar. 22 Taşra da açılan ilk devlet eğitim kurumları olan Rüşdiyeler, Askerî okular ve medreseler hariç, 1880 lere kadar taşrada açılmış en yüksek eğitim kurumlarıydı. Hocaları iyi eğitimli olan bu rüşdiyeler, açıldıkları yörenin entelektüel hayatının merkezi konumuna gelebiliyorlardı. Mezun olan öğrenciler, taşranın eğitimli elit grubunu 19 Roderic H. Davison, Osmanlı İmparatorluğu nda Reform 1856-1876, çev. Osman Akınhay, 2. Baskı, (İstanbul: Agora Kitaplığı, 2005), s. 346-347. 20 Ali İhsan Gencer, Hüseyin Avni Paşa, DİA, C. 18, s. 526-527. 21 Tokgöz, Matbuat, s. 9. 22 Tokgöz, Matbuat, s. 16 12

oluşturuyorlardı. 23 Osmanlı-Arap vilayetlerinde açılan ilk rüşdiye Şam daydı. Tanzimat reformları sebebiyle Arap vilayetlerinde, müslim ve gayrimüslimlerin kanun karşısında eşit konuma gelmesi toplumsal dengeleri her yerde olduğu gibi burada da değiştirmişti. Eğitim açısından daha iyi durumda olan gayrimüslim gruplar Tanzimat reformlarıyla birlikte toplum içinde yükselmişler, bu da müslim-gayrimüslim toplumun arasındaki gerginliği artırmıştır. Böyle bir sebeple Osmanlı Devleti, Şam daki geleneksel mahalle mekteplerinin ıslah edilerek daha modern eğitim kurumlarına dönüştürülmesini zorunlu gördü. 24 Yükseköğretime öğrenci hazırlayan birer orta öğretim kurumu şeklimde kabul edilen bu kurumlarda, II. Abdülhamid (1876-1909) döneminde Fransızca dersi zorunlu tutulmuştur. 25 Osmanlı modern okullarının bir ürünü olan bu Rüşdiye de eğitimine başlayan Ahmet İhsan, Fransızca dersini ilk burada aldığı gibi, Arapçayı da öğrenmiştir. Rüşdiye Mektebi nde başarılı olmuş ve mektebi ikincilik derecesiyle bitirmiştir (1880). 26 Zamanın diploma törenleri öncesi yapılan Huzur İmtihanı nda 1878-1880 dönemi arasında Suriye Valisi olan Midhat Paşa da hazır bulunacaktır. Ahmet İhsan, Huzur İmtihanı nı ve Midhat Paşa nın ona soru sormasını şöyle hatırlıyor; Gözlerim dumanlanıyor, ellerim titriyor ve korkuyorum. Asya kıtasını çizdim. Merhum Midhat Paşa, gür sesiyle sordu: Şam nerede? Bir ufak yuvarlak yaptım, Dımışk-Şam diye yazdım. Sen nerelisin, oğlum? İstanbullu, efendim. 23 Selçuk Akşin Somel, Osmanlı da Eğitimin Modernleşmesi (1839-1908), İslamlaşma, Otokrasi ve Disiplin, çev. Osman Yener, (İstanbul: İletişim Yayınları, 2010), s. 94. 24. Somel, Osmanlı da Eğitimin, s. 100-102. 25 Cemil Öztürk, Rūşdiye DİA 35, s. 302. 26 Tokgöz, Matbuat, s. 17. 13

İstanbul dan Şam a denizden geldiniz değil mi? Evet Bir de karadan gel bakayım Hocamız İstanbul dan Mekke ye giden Surre yolunu öğretmiş olduğu için, derhal Üsküdar, Eskişehir, Konya, Adana, Halep kervan hattını çizdim Hava da sıcaktı ve ben müthiş ter döküyordum Merhum Midhat Paşa nın babamın elinden tutup ona parlak bir şey verdiğini hayal meyal gördüm. Midhat Paşa altın kurşun kalemini benim için babama vermişti 27 Ahmet Halit Bey, Ahmet İhsan ın mezuniyetinden bir sene sonra Ankara ya defterdar olarak atanır. Ahmet Halit Bey, eski geleneklere bağlı olmasına rağmen, Şam defterdarı Süleyman Sudi nin etkisiyle Ahmet İhsan ın Fransızca sını ilerletmesine razı olmuş, Ankara ya atandığı zaman da Padişah II. Abdülhamid tarafından Ankara ya sürülen, Yeni Osmanlılar üyesi, bir Tanzimat aydını ve yayınladığı Tercüman-ı Ahvâl gazetesiyle Türkiye de gazetecilik anlayışının yerleşmesi yolunda büyük hizmetler veren Telgraf Nazırı Agâh Efendi den 28 özel ders almasını sağlayarak Fransızca sını ilerletme imkânı tanımıştır. Kitaplara meraklı olan Ahmet İhsan, haftada üç gün ders aldığı Agâh Efendi nin evinde hasretini çektiği resimler ve daha sonra çevirilerini yapacağı Jules Verne nin kitaplarıyla karşılaşmıştır. 29 Ahmet Halit Bey, Ankara ya defterdar atandığı aynı yıl içerisinde bu sefer de tayini İstanbul a çıkmıştır. Şurâ-yı Mâliye de görevine başlamış ve oğlunu doktor yapmak amacıyla Tıbbiye İdadisi ne yazdırmak istemiştir. Fakat kayıt sırasında yaşanan gelişmeler Ahmet İhsan ın yaşamını değiştirmiştir. Babası, kayıt memuruna sinirlenerek 27 Tokgöz, Matbuat, s. 18-19. 28 Nuri Yüce, Agâh Efendi, Çapanzade DİA I, s. 447-448. 29 Tokgöz, Matbuat, s. 20-21. 14

oğlunu Mekteb-i Mülkiye ye yazdırmıştır (1881). 30 Osmanlı Devleti nin modernleşmesiyle beraber ortaya çıkan, memurların yetiştirilme ve donanım ihtiyacı çerçevesinde oluşturulan Mekteb-i Mülkiye, Osmanlı son dönem aydınların gelişiminde önemli rol oynamıştır. 31 Tanzimat sonrası sosyal ve beşeri bilimin eğitim alanında başlangıcı sayılan bu okulda Batı tarzı tarih, coğrafya ve iktisat dersleri okutuluyordu. Batı dillerinde eğitim gören, batı dillerini ve özellikle Fransızca yı öğrenen, aydın kimliğini benimseyen Mülkiyeliler, Jön Türk hareketinde önemli rol oynamış, II. Abdülhamid dönemi reformları sonucu köklü değişikliklere uğramış ise de bir yükseköğretim okuluna dönüşmüş ve II. Abdülhamid e karşı oluşan muhalefetin yuvalarından biri olmuştu. 32 Ayrıca Mülkiye de görev yapan öğretmenler de öğrencilerin ufuklarının gelişmesine yardımcı oldukları gibi, evlerinde öğrendiği batıl itikatlardan, çorak geleneklerden ayrılmalarını sağlıyordu. 33 Ahmet İhsan bu durumu kendi ifadesiyle şöyle açıklamıştır; Mekteb-i Mülkiye de okuyanlar başka türlü yetişiyordu. Babalarımızın görüş ve kanaatlerinin tersi yönde mefkûreler alıyorduk. Bundan dolayıdır ki, Mekteb-i Mülkiye yi kurdurmuş olan Abdülhamid, oradan çıkanların fikirlerinden ürktü 34 Bu okulda görev alan öğretmenler arasında yer alan Mizan adlı gazeteyi yayınladığı için bu lakapla anılan Mizancı Murad, hocalığı sırasında öğrencilerine 30 Tokgöz, Matbuat, s. 23. Ahmet İhsan anılarında okula başlangıç tarihi olarak 1882 yi hatırlasa da Ali Çankaya, Yeni Mülkiye Tarihi ve Mülkiyeliler C. III, (Ankara, Mars Matbaası, 1968-69), s. 232 de belirttiği gibi 1881 de okula başlamıştır. 31 Ali Akyıldız, Mekteb-i Mülkiyye, DİA zeyli için yazdığı bu maddeyi daha yayımlanmadan bana verdiği için hocamıza teşekkür ederim. 32 Zafer Toprak, Türkiye de Popülizm 1908-1923, (İstanbul: Doğan Kitap, 2013), s. 56-57. 33 Şerif Mardin, Jön Türklerin Siyasi Fikirleri 1895-1908, 18. Baskı, (İstanbul: İletişim Yayınları, 2012), s. 50. 34 Tokgöz, Matbuat, s. 32. 15

anlattığı Dünya Tarihi derslerinde hürriyet fikirlerini aşılamış, 35 yeni yetişecek nesillere yenilik ve medeniyet fikirleri öğretmek istemiştir. 36 Hekimbaşı Salih Efendi, Osmanlı nın ilk bitki bahçesine sahip olduğu gibi, Mülkiyelilere bitkileri bilimsel olarak anlatmış ve öğrencilerin bu konudaki kafalarındaki batıl düşünceyi değiştirmek istemiştir. Maliye dersi veren Portakal Paşa ile Sakızlı Ohannes Efendi 37 ise Türk olmadığı halde öğrenciler tarafından sevilen hocalar olup, öğrencilere iktisatın önemini, günümüzde milletlerin kuvvetinin mali ve çalışma hayatından kaynaklanacağını öğretmişlerdi. Ahmet İhsan; Sarıklı hocalarımızdan ve atalarımızdan dinlediğimiz batıl inanışları, yani yanlış yorumlanmış olan kısmet, kanaat ve fani dünya inanışlarının boşluğunu, Batı da yükselmiş olan ilmî ve fennî görüşlerden yararlanılarak incelenip çözümlenmesi gereken meseleleri, Ortaçağ kafasıyla düşünmekteki tehlikeleri bu iki hocadan öğrenmiştim diyerek batılı fikirlerin kaynağını da açıklamış oluyordu. Bu öğretmenlerin yanı sıra tarihçi Abdurrahman Şeref Bey ve edebiyatçı Recaizade Mahmud Ekrem* gibi tanınan şahsiyetler Mülkiye de görev alıyorlardı. 38 Recaizade, Ahmet İhsan a yalnız edebiyat sevgisini vermemiş, inkılapçılık, modernlik ve Batılılaşma gibi fikirlerini de ona aşılamıştır. Ahmet İhsan ın deyimiyle, Recaizade, öğrencilere derslerde sürekli üç müceddid; Namık Kemal, Şinasi ve Abdülhak Hamit ten bahsederdi. 39 35 Mardin, Jön Türklerin, s. 81. 36 Tokgöz, Matbuat, s. 30. 37 Osmanlı Devleti nde liberal ekonomi fikrini savunmuş ve bunu eseri Mebadi-i İlm-i Servet (1297/1880) adlı kitapta belirtmiştir. Ahmet İhsan da aynı adla -İlm-i Servet (Alem Matbaası, 1307/1890)- bir kitap yazarak onun fikirlerinden ne kadar etkilendiğini göstermiştir. 38 Tokgöz, Matbuat., s. 31-33 *Bazı kaynaklarda Ahmet İhsan ın Recaizade Mahmud Ekrem in Galatasaray Sultanî sinden öğrencisi olduğuna dair bilgiler gerçeği yansıtmamaktadır. Bu tür eserler için bkz. İsmail Parlatır, Servet-i Fünûn DİA 36, s. 574 ve Ali İhsan Kolcu, Servet-i Fünûn Edebiyatı, (Ankara: Salkımsöğüt, 2006), s. 11. 39 Ercilasun, Tokgöz., s. 7. 16

II. Abdülhamid rejiminin daha sonraki baskıcı yıllarıyla karşılaştırıldığında, Mülkiye deki bu hocalar düşünsel özgürlüğü simgeliyordu. II. Abdülhamid, Mülkiye den mezun olanların fikirlerinden ürkerek Mizancı Murad ı muhalefet ettiği gerekçesiyle başka bir memurluğa vermiş, Recaizade Mahmud Ekrem i liberal fikirler öğrettiği gerekçesiyle görevinden almıştır. 40 Abdurrahman Şeref Bey i Sultanî Mektebi ne, Ohannes Efendi yi Hazine-i Hassa Nazırı ve Portakal Paşa yı da Maliye Nazırı yaparak görevlerinden uzaklaştırmışlardır. 41 1.2.Basın-Yayın Hayatının Başlaması Ahmet İhsan, Mülkiye de henüz öğrenciyken 1884 te Vagabond adlı Fransızca romanı Bir Serseri adıyla çevirmiş, 42 Diran Kilikyan Efendi nin Ermeni harfli Türkçe mecmuası Cihan da ve Mustafa Âsım Bey in Şafak Mecmuası nda tercüme ve telif yazıları neşredilmiştir (1886). 43 13 Temmuz 1886 da 44 Mülkiye den mezun olan Ahmed İhsan, aynı yıl Hariciye Nezareti Tercüme Kaleminde Fransızca mütercimliğine başlar(1886), buradan ayrılarak da Tophane Müşirliğine Fransızca mütercimi olarak işe girmiştir (1887). 45 Bu yıllarda edebiyata olan merakı artmış, memurluğuna devam ettiği sırada Ahmed Midhat Efendi nin de yazı yazdığı Tercüman-ı Hakikat gazetesine Fransızca dan çevirdiği makaleleri gönderiyordu. Ahmed Midhat, bunları beğenerek gazetede yayınlamıştır (1889). Ahmet İhsan, hayranlık duyduğu ve kendi dönemi gençliğinin örnek aldığı Ahmed Midhat Efendi ile gazeteye yazdığı makaleler sebebiyle 40 Carter V. Findley, Kalemiyeden Mülkiyeye Osmanlı Memurlarının Toplumsal Tarihi, çev. Gül Çağalı Güven, (İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1996), s. 167. 41 Tokgöz, Matbuat, s. 32. 42 Tokgöz, Matbuat. 43. 43 Ebüzziya, Ahmed İhsan Tokgöz, s. 94. 44 Çankaya, Mülkiyeliler, s. 232. 45 Ercilasun, Tokgöz., s. 8. 17

tanışmış, bu tanışma sırasında Ahmed Midhat onun yazılarını niye yayınladığını şöyle ifade etmiştir ; Oğlum, bize nur Avrupa dan gelebilir. Mey, bâde, saki, gulâm, pir-i mugân, çâr-ebru Bunlardan hayır yoktur! Sen sakın bu sarmısak kafalı şairlere 46 kapılma! Ben onun için senin yazdıklarını beğendim. 47 Ahmet İhsan ın yazıları yayınlanmasına rağmen kendisinin basın hayatına olan ilgisi ve merakı artıyordu. 3 Eylül 1887 de Umran adlı on beş günde bir yayınlanan bir mecmua [dergi] çıkarmaya başlamıştır. 48 23 Aralık 1876 da Anayasanın ilanı ve 1877 de Mebusan Meclisi nin toplanması gibi gelişmeler Osmanlı aydınlarının fikrî özgürlüğün artacağı umudunu doğurmuştu. Fakat yaşanan 1877-1878 (93 Harbi diye de bilinen) Osmanlı-Rus harbi öne sürülerek anayasayı askıya alan ve Meclis i dağıtan II. Abdülhamid, basın hayatı üzerinde de tam bir egemenlik kurmuştur. 1857 Basımevleri Tüzüğü ne dayanarak 1877 de yayınladığı kararname ile gerekli gördüğü zamanlarda gazeteleri kapatma yetkisi almıştır. 1882 den sonra ülkede her çeşit basılı eser sansüre tabi tutulmuştur. 1888 de ise her şeyi denetim altına alan Matbaa Nizamnamesi yayımlanmıştır. 49 Bu nizamnameden sonra bütün dergilerin ruhsatı iptal edilince Umran da yirmi dokuzuncu sayısında kapatıldı (1888). 50 Umran ın kapanmasından önceki son sayılarında bilimkurgu roman yazan Jules Verne nin Seksen Günde Devr-i Âlem adlı romanını yayımlayan Ahmet İhsan, dergisi 46 Ahmed Midhat, Ahmet İhsan la görüşmesi sırasında dönemin gazelcisi Şeyh Vasfi içeri girmiş, Ahmed Midhat kapıyı yüzüne kapatmış, Şeyh Vasfi yi kastederek böyle ifadeler kullanmıştır. Tokgöz, Matbuat, s. 46-47. 47 Tokgöz, Matbuat, s. 47. 48 Ercilasun, Tokgöz, s. 8. 49 M. Nuri İnuğur, Basın ve Yayın Tarihi, (İstanbul: Çağlayan Kitabevi, 1978), s. 259-260. 50 Ebüzziya, Ahmed İhsan Tokgöz, s. 94. 18

kapandıktan sonra bu sefer de Ermeni bir matbaacı olan Kaspar Efendi nin 51 matbaasında basımına devam etmiştir. Bu roman çok ilgi görünce Jules Verne nin bir diğer romanı Gizli Ada [Hatıralarında her ne kadar bu ismi kullanıyor ise de eserin gerçek ismi Gizemli Ada veya Esrarlı Ada olması gerekir.] adlı romanını yayımlamaya başlamıştır. Tophane Müşirliğindeki memurluğuna devam ederken çeviri işini de aksatmayan Ahmet İhsan, Jules Verne nin diğer romanlarını da çevirmeye devam ediyordu. Girişimci bir kişiliğe sahip olduğu anlaşılan Ahmet İhsan, kısa bir süre sonra Paris teki Jules Verne nin yayın evinden resimli romanlarını istemiştir. Paris teki yayınevi ilk önce Deniz Altında Seyahat ve daha sonra birçok romanı ve resimlerini Ahmet İhsan a göndermiş, o da romanları çevirerek, bunları resimli bastırınca Babıâli de büyük ilgi görmüş ve Ahmet İhsan bu işten iyi para kazanmıştır. 52 Kendisine küçük bir sermaye oluşturan Ahmet İhsan, basım işi ve matbaacılık yapmak istiyordu. 1890 da Tophane Müşirliği ndeki memuriyetten istifa ederek Âlem matbaası sahibi Mustafa ve diğer bir arkadaşı Âsım ile beraber Âlem Matbaası Ahmed İhsan ve Şürekâsı adlı basımevini kurdu. 53 Ebusuud Caddesi ndeki matbaasının kapısına ismini yazdıran Ahmet İhsan, hısım ve akrabalarından tepki görmüştür. Öne sürdükleri gerekçe ise, Türk ve Müslüman birinin ferdî ismini duvara yazamayacağıydı. Bu tepkiye aldırış etmeyen Ahmet İhsan, ismini yazdırdığı gibi babasının makam, mevki sahibi ve dindar olmasına rağmen mutaassıp olmadığını, tepki göstermediğini ve o zamanlar matbaanın içerisine 51 Kaspar Efendi nin hayatı için bkz. Ali Birinci, Kitapçılık Tarihimizden Bir İsim: Kaspar Efendi, Kebikeç (1), 1995,s. 27-33. 52 Tokgöz, Matbuat., s. 60. 53 Ebüzziya, Ahmed İhsan Tokgöz, s. 94. 19

kadın girmenin hoş karşılanmamasına rağmen kendisinin annesini matbaada gezdirdiğini açıklamaktadır. 54 Matbaaya kavuştuktan sonra haftalık resimli bir dergi çıkarmaya hevesli olan Ahmet İhsan, o sırada Kırk Ambar matbaası ortaklarından Ahmed Midhat Efendi ile matbaalarını birleştirecek bir sözleşme imzalamıştır. Antlaşmaya göre hem matbaaları birleşecek, hem de Ahmed Midhat Efendi nin çıkarmış olduğu Tercüman-ı Hakikat gazetesinin ismi Musavver Tercüman-ı Hakikat olacaktı. 17 Eylül 1890 da müsveddesi imzalanan antlaşma Tercüman-ı Hakikat in imtiyaz sahibi Mehmed Cevdet in izin vermemesi üzerine Ahmet İhsan ın resimli bir gazete çıkartmak hayali suya düştü. 55 Ahmet İhsan, matbaayı kurduğu yıllarda Osmanlı Devleti ndeki matbaalar basit tekniklerle çalışıyordu. Matbaasını Batı tekniğiyle donattırmak isteyen Ahmet İhsan, Servet-i Fünun dergisini 27 Mart 1891 de çıkarmaya başladıktan iki ay kadar sonra matbaacılık alanında yeni gelişmeleri öğrenmek için bir Avrupa gezisine çıktı. 56 Avrupa ya gitmeden önce İstanbul dan yazıştığı ve Jules Verne nin resimli romanlarını kendisine gönderen Paris teki ve Viyana daki matbaalarla görüşerek, yeni teknikleri öğrenmiş ve bunları getirmiştir. Ahmet İhsan bu matbaalarda yeni icat klişelerin nasıl basıldığını, hangi tür mürekkep kullandıklarını öğrenerek bunları Servet-i Fünun dergisinde başarıyla uygulamıştır. 57 Memleketteki en iyi baskı sanatını uygulayan ve öncülüğünü yapan Ahmet İhsan, 58 Paris te çıkan Basın Yıllığı, Servet-i Fünun un sayfalarından birini 54 Ercilasun, Tokgöz, s. 12-13. 55 Tokgöz, Matbuat, s. 62-66. 56 Ebüzziya, Ahmed İhsan Tokgöz, s. 94. 57 Tokgöz, Matbuat., s. 77. 58 Enver Esenkova, Ahmed İhsan Matbaası İstanbul Ansiklopedisi, I, (İstanbul: 1958), s. 376. 20

yayımlayarak baskısını övdüğünde, 59 Servet-i Fünun da bir makale yayımlayarak teşekkürlerini sunmuştur. Özellikle yabancı ülkeden bu tür bir övgü alması onu mutlu etmiştir. 60 Bu övgüden sonra 1893 yılında Amerika Birleşik Devletleri nin Avrupalılar tarafından keşfinin 400. Yılı anısına yapılan Chicago Sergisi ne katılan Servet-i Fünun a, matbaacılığa katkılarından dolayı diploma ve madalya verilmiştir. 61 Ölümüne kadar Türk basım ve yayımcılık tarihine altmıştan fazla eser kazandırarak bunun elli tane kadarını kendi matbaasında bastırmıştır. Ayrıca basın dünyasına olan katkılarından dolayı II. Meşrutiyet devrinde ihdas edilen Maarif Nişanı ilk defa Ahmet İhsan a verilmiştir (1910). 62 Ahmet İhsan 1907 de ortaklarından ayrılarak matbaayı tek başına işletmiştir. 1911 de matbaaya tekrar başka ortaklar katılmış, Birinci Dünya Savaşı (1914-1918) sırasında ise bu ortaklar ayrılmıştır. 63 Matbaacılık dünyasına atılan Ahmet İhsan, diğer hayalini yani resimli bir gazete çıkarmak için de uğraşını sürdürüyordu. Ahmed Midhat ile olan mukavelesi uygulanmadığından bu sefer de başka çareler aramaya koyuldu. Matbuat kanunu gereğince bir kişinin gazete çıkarması için yaşı otuz olmalıydı ve Padişah da yeni bir gazete çıkarılması için imtiyaz vermiyordu. Fakat yirmi iki yaşında olan Ahmet İhsan, mevcut bir gazeteye ek çıkararak bu kanunu aşmayı düşündü. Mevcut gazetelerden günlük çıkan Servet gazetesinde bir ara telgraf haberleri tercümanlığı yapmıştı. Servet gazetesinin sahibi D. Nikolaidi aynı zamanda Rumca Konstantinopolis gazetesini de yayımlıyordu. Servet ise Türkçe olarak öğleden sonra yayımlanıyordu. Nikolaidi Efendi ile konuşup anlaşan Ahmet İhsan, Servet 59 Alpay Kabacalı, Başlangıçtan Günümüze Basın, Matbaa ve Yayın, (İstanbul: Literatür Yayınları, 2000), s. 109. 60 Ahmet İhsan, Arz-ı Şükran Servet-i Fünun, C. 2., S. 36., s. 110., 6 Teşrin-i sâni 1307. [18 Kasım 1891] 61 Alpay Kabacalı, Başlangıçtan Günümüze Basın, s. 109. 62 Ebüzziya, Ahmed İhsan Tokgöz, s. 94. Belge için bkz. Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), Bâbıâlî Evrak Odası (BEO), nr. 3831/287261. 63 Tokgöz, Matbuat, s. 67. 21

gazetesine fenni bir ek çıkarmak için anlaştı. 64 Bu dönemde fenni mecmua çıkartmak diye tarif edebileceğimiz bir moda söz konusuydu. İlk fenni dergi, Osmanlı bilim derneğinin yayın organı olan Mecmua-i Fünûn ile başlar. Münif Paşa nın büyük katkılarıyla yayımlanan derginin ilk sayısı 1862 de basılır. Derginin yayımlanmasının amacı, toplumu bilim ve kültür yolu ile çağdaşlaştırmak, kitleyi tanımadığı kurum ve kavramlarla tanıştırmaktı. Dili halkın kullandığı dil olacak, herkesin kolaylıkla anlamasını sağlayacaktır. Her türlü fen ve sanayiye yararlı bilgiler yayımlanacaktır. 65 Mecmua-i Fünun dan sonra özellikle II. Abdülhamid devrinde gazete imtiyazı verilmediğinden, kişiler dergi çıkarmaya başlamıştır. Fakat II. Abdülhamid yönetimi siyasî konular işleyen dergilere izin vermediğinden siyaset dışı konular işleyen dergilerin bu itibaren çoğaldığı görülmektedir. 66 Sultan II. Abdülhamid devrinde personel açısından büyük bir gelişme kaydeden ve padişahın saraydaki bütün işlerini yürüten Mabeyn-i Hümâyûn 67 aracılığıyla basın ve yayın hayatı üzerinde bir baskı kurmuştu. İşte böyle bir ortamda imtiyazı Ahmet İhsan a verilen derginin ismi de nitekim Mabeyn tarafından verilmişti. 68 Servet-i Fünûn yayımlandıktan bir buçuk ay sonra Ahmet İhsan bir Avrupa gezisine çıkar. Bu geziyi hem yeni baskı tekniklerini öğrenmek hem de Ahmed Midhat Efendi nin İsveç in başkenti Stockholm de yapılan Müşteşrikîn [Doğubilimciler] Kongresi (1889) ve Paris Dünya Sergisi ne (1889) katıldıktan sonra Avrupa gözlemlerini aktardığı Avrupa da Bir Cevelân adlı seyahatnamenin benzerini yazma düşüncesiyle yapmaktadır. 69 Nitekim 64 Tokgöz, Matbuat, s. 68. 65 Dündar Akünal, İlk Türk Dergisi: Mecmua-i Fünun Tanzimat tan Cumhuriyet e Türkiye Ansiklopedisi 1, (İstanbul: İletişim Yayınları, [Tarihsiz]), s. 117. 66 Bülent Varlık, Tanzimat ve Meşrutiyet Dergileri Tanzimat tan I, s. 114-115. 67 Ali Akyıldız, Mabeyn-i Hümâyûn DİA 27, s. 285. 68 Ercilasun, Ahmet İhsan, s. 12. 69 Tokgöz, Matbuat, s. 74. 22

Avrupa ya bir seyahate çıkan Ahmet İhsan, bu yolculuk dönüşünde Avrupa da Ne Gördüm (1307/1891) adlı eserini yayımlayacaktır. Başlangıçta Batı medeniyetine ait ilmî ve fennî bilgileri veren Servet-i Fünûn dergisi, 1896 da derginin yazı işleri müdürlüğüne getirilen Tevfik Fikret in faaliyetleri ve kişiliği sayesinde dergi edebî bir hüviyete kavuşur. 70 Recaizâde Mahmud Ekrem, o zamana kadar çeşitli dergilerde yazıları yayımlanan Avrupaî tarzdaki gençleri bir araya toplamak istemişti. Bunun için de Mekteb-i Mülkiye den öğrencisi olan Ahmet İhsan ı Servet-i Fünûn un böyle bir amaç için en uygun yayın organı olacağı konusunda ikna ederek, Eski Edebiyat taraftarlarına karşı bir cephe kurabilmiştir. Bu gruba Tevfik Fikret in yanı sıra kısa bir süre sonra Halid Ziya, Cenab Şahabeddin, Mehmed Rauf, Hüseyin Cahid ve daha birçok şair, hikâyeci ve romancı katılarak Servet-i Fünûn Edebiyatı veya Edebiyat-ı Cedide Devri denilen dönemi başlatmış oldular. 71 Servet-i Fünûn Edebiyatı, Türk Edebiyatında Tanzimat tan beri başlayan Doğu-Batı mücadelesinin Batı edebiyatının açıkça kazandığı safhadır. Bu kısa dönemde Türk Edebiyatı, içerik, zihniyet ve teknik bakımdan Avrupaî bir mahiyet kazanabilmiştir. 72 Daha önce aktardığımız gibi Ahmet İhsan, 1891 deki seyahatine çıkmadan önce Avrupa da gidilecek ucuz ve küçük otellerin adresini veren kişi ise Ubeydullah Efendi dir. 73 Sıra dışı ve maceracı bir kişiliğe sahip olan Ubeydullah Efendi, tıbbiye öğrenimi sırasında Jön Türklerle tanışmış daha sonraki yıllarda Jön Türklerin kurduğu parti olan İttihat ve Terakki üyesi olmuş, Servet gazetesinde Fransızca tercümanlık 70 Hilmi Ziya Ülken, Türkiye de Çağdaş Düşünce Tarihi, 2. Baskı, (İstanbul: Ülken Yayınları, 1979), s. 135. 71 Kenan Akyüz, Modern Türk Edebiyatının Ana Çizgileri (1860-1923), 3. Baskı, (Ankara: Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları, 1979), s. 72-73. 72 Akyüz, Modern, s. 72. 73 Tokgöz, Matbuat, s. 74. 23

yapmış ise de bir süre sonra devlet memuru olmuştur. Şam a atandıktan sonra yazdığı bir risalede II. Abdülhamid e dil uzattığı gerekçesiyle bir yıldan uzun bir süre hapishanede kalmıştır. Hapishane hayatından sonra İstanbul a dönmüş ve buradan 1893 te yapılan Chicago Sergisi ne katılmıştır. Bu sergide Osmanlıca Şikago Sergisi adlı gazeteyi altı ay boyunca çıkardıktan sonra ticaret işine atılmış ise de başarısız olmuş ve başından türlü maceralar geçerek 1899 yılında İstanbul a dönmüştür. 74 Bu dönüşün ardından Ahmet İhsan ile Ubeydullah Efendi nin yolları bir daha kesişecektir. İngiltere nin Afrika nın en güney ucunda bulunan Kap bölgesindeki sömürgelerinden Boer ler 1900 yılında İngiltere ye karşı ikinci kez bağımsızlık iddiasında bulunmuş ve İngiltere ye karşı savaş açmıştı. İngiltere bu bağımsızlık savaşına karşı kendi lehine basın üzerinde inanılmaz derecede bir propagandaya girişmiş ve bağımsızlık savaşının lideri olan Krüger adlı kişiyi dünyaya karşı asi ve hain göstermiş, İstanbul basını da buna inanmıştı. 75 Bu olaydan önce yaşanan siyasi gelişmeler Osmanlı aydını üzerinde de etkili olmuştur. 1877-78 Osmanlı-Rus savaşından sonra Osmanlının dış siyaseti değişmişti. İngiltere nin bu savaş öncesinde Osmanlı Devleti ni Rusya karşısında yalnız bırakması ve Almanya nın birliğini kurduğu 1870-71 Prusya-Fransa savaşından sonra, Fransa nın Abdülhamid in hazmetmediği Cumhuriyet rejimini ilan etmesi ve Osmanlı nın Kuzey Afrika daki toprağı olan Tunus u işgal etmesi Osmanlı Devleti nin uluslararası arenada tecrit edilmiş bir şekilde görünmesini sağlıyordu. 76 Bir süre sonra görüleceği üzere hem siyasi hem de ekonomik olarak Osmanlı Devleti ile Almanya yakınlaşmaya başlayacaktır. 1882 den beri iki ülke arasında gelişen ilişkiler çerçevesinde, Alman subaylar Osmanlı ordusunda görev almakta, ticari ilişkiler üst 74 Ahmet Turan Alkan, Ubeydullah Efendi DİA 42, s. 20-21. 75 Ahmet İhsan, Matbuat, s. 113. 76 Carter V. Findley, Modern Türkiye Tarihi, İslam, Milliyetçilik ve Modernlik 1789-2007, (İstanbul, Timaş Yayınları: 2011), s. 157. 24

seviyelere doğru çıkmakta ve Almanların Osmanlı topraklarında inşa ettiği demiryolları çalışmaları hızla ilerlemekteydi. Almanya İmparatoru II. Wilhelm, Alman ekonomik yayılmasının alanlarından biri olarak gördüğü Osmanlı yı iki kere ziyaret etmişti. İkinci ziyaret 1898 tarihine denk gelmişti. 77 Bu ziyaret aynı zamanda II. Abdülhamid in politik açıdan medet umduğu bir ziyaretti. Berlin Antlaşmasıyla (1878) beraber Osmanlı için uluslararası bir soruna dönüşen Ermeni Sorunu, o dönem II. Abdülhamid in aleyhine olarak Avrupa basınının gündemindedir. Ziyaretten iki yıl önce Doğu Anadolu Bölgesi nde Ermenilerin katledildiğine dair haberler uzun bir süre Avrupa basınında yer alarak Abdülhamid i Kızıl sultan diye nitelendirmiş ve onu istenmeyen adam ilan etmişti. Alman basını da II. Wilhelm in ziyaretine eleştiri getirerek, kanlı bir eli sıkacağına dair haberler yapmıştır. İşte böyle bir ortamda Alman İmparatorunun İstanbul a gelmesi II. Abdülhamid in Avrupa daki prestiji açısından fevkalade önemliydi. 78 Çünkü bu ziyaretle beraber Abdülhamid Avrupalı güçlü bir hükümdarla eşit bir koşulda yan yana gelme fırsatı yakalaması demekti. II. Wilhelm in ziyaret sırasında üç yüz milyon Müslümanın en iyi dostu olduğunu ilan etmesi Abdülhamid e Pan-İslamizm siyaseti için uluslararası bir destek demekti. 79 II. Abdülhamid in aydınlar üzerindeki baskılarından şikâyetçi olan birkaç Osmanlı aydını da Almanya İmparatoru II. Wilhelm in II. Abdülhamid e misafir olması sebebiyle İmparator a kötü gözle bakarken, Boerler olayı sebebiyle İngiliz elçisini ziyaret edip tebriklerini sunmuşlardır. Bu aydınlar arasında Jön Türk üyesi Ubeydullah Efendi, Hüseyin Siret ve İsmail Safa gibi aydınlar vardı. 80 Ahmet İhsan da bu aydınlar 77 François Georgeon, Sultan Abdülhamid, çev. Ali Berktay, (İstanbul: Homer Kitabevi, 2006), s. 392. 78 Georgeon, Sultan Abdülhamid, s. 393. 79 Findley, Modern Türkiye, s. 157. 80 Alkan, Ubeydullah Efendi, s. 21. 25