Marmara da açılış coşkusu



Benzer belgeler
Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

TÜRKİYE DE İŞ DÜNYASINDA ÇALIŞANLAR SOSYAL MEDYAYI NASIL KULLANIYOR?

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

Marmara Üniversitesi 130. Yıl Akademik Başarı Ödülleri

İSTE (Barbaros Hayrettin Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi), DENİZCİLİK EĞİTİM KONSEYİ ile demir aldı!

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ NE HOŞGELDİNİZ

T.C MARMARA ÜNİVERSİTESİ Adalet Meslek Yüksekokulu

STRATEJİK AMAÇLAR-HEDEFLER-PERFORMANS GÖSTERGELERİ

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

Kayıt Dışı İstihdamla İlgili Proje Ödülleri Sahiplerine Verildi

ALO 170 Sivas ta Hizmet Vermeye Başladı

17. SAYI. kasım 2016 EXPO 2016 ANTALYA


Çarşamba İzmir Basın Gündemi

İletişim Fakültesi(İ.Ö.) Gazetecilik Lisans 2011 Yılı Müfredatı. Genel Toplam Ders Adedi : 60 T : 158 U : 5 Kredi : 113 ECTS : 240 T+U : 163

SOSYAL FOBINIZ MI VAR?

OKULLAR YENİ YAŞAM ALANLARIMIZ

Gün boyu devam eden Batı Karadeniz Acil Tıp Günleri: Karabük Sempozyumu katılımcıların katılım sertifikalarını alması ile sona erdi.

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

TED AİLESİ, ÖĞRETMENLER GÜNÜ KUTLAMASI VE PLAKET TÖRENİ İÇİN DÜZENLENEN YEMEKTE BİR ARAYA GELDİ

2015/2016 yabancidiller.ksu.edu.tr. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu

Digital Age. Yeni Nesil Mutluluk Araştırması. Nisan, ZENNA Digital Age Yeni Nesil Mutluluk Araştırması Nisan, 2017

Mayıs Ayı Bülteni MEDİPOL TTO DAN HABERLER. Birlikte Başarıyoruz İTÜNOVA TTO MEDİPOL TTO YU ZİYARET ETTİ

Sayı : / /09/2015 Konu : E-BEYAS 2015 Sempozyum Duyurusu

Fethiye den 7 Kooperatif Ulaşımda Dönüşüme Katıldı

En İyi Üniversite Kampüsleri

UYG 100 ÜNİVERSİTE YAŞAMINA GİRİŞ IUL 100 INTRODUCTION TO UNIVERSITY LIFE DERSİ

Beşiktaş Gazetesi. Bilişim denince Beşiktaş GÜNLÜK INTERNET GAZETENİZ... KENT

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı İSTANBUL TIP FAKÜLTESİ DEKANLIĞINA


Sayın Başkanım, Sayın Müdürüm, Protokolümüzün Değerli Mensupları, Çok kıymetli Hocalarım, Değerli Öğrenci Arkadaşlarım, Velilerimiz

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti

T.C. BÜLENT ECEVİT ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ Jeoloji Mühendisliği Bölümü. SSP900 Sosyal Sorumluluk Projesi FİNAL Raporu

Günlük Kent Gazetesi helikopterle gezme şansını yakalayacak. Kampanyayı

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

2.8 milyon TL harcanarak 8 ayda tamamlanan Alucra Turan Bulutçu Meslek Yüksek Okulu (MYO) binasının açılışı Kültür Bakanı Ertuğrul GÜNAY yaptı.

TÜRKİYE BÖLGESEL HEMOFİLİ SEMPOZYUMU 28 SUBAT 2016 PAZAR - RİZE

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

Türk filmleri günü!..

UPÖY 2. YAZ KAMPI RAPORU

Beşiktaş Belediyesi. Beşiktaş Gazetesi. Özgürlüğe olta attılar GÜNLÜK INTERNET GAZETENİZ... KENT

EKONOMİ KULÜBÜ KENDİNİ KEŞFET GELECEĞİNİ PLANLA KONFERANSLAR SERİSİ

TürkiyeEnerjiForumu. Enerji profesyonellerinin vazgeçilmez doruğu 12.yaşında! ANTALYA Nisan Club Med Palmiye, Kemer

Türkiye'nin En İyi 10 Üniversitesi

UNESCO Türkiye Millî Komisyonu XXVI. Dönem Genel Kurulu

MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ FAALİYET RAPORU

CARROLL ÜNİVERSİTESİNİ KEŞFEDİN 1846 dan beri akademisyenlerde mükemmellik

OKULLAR ENERJİ VERİMLİLİĞİ İÇİN YARIŞTI, EN İYİLER ÖDÜLLERİNİ VİKO DAN ALDI

Giovanni dışında bütün örenciler çok çalışıyor. O hiç çalışmıyor ama sınıfın en başarılı öğrencisi. Çok iyi Türkçe konuşuyor.

Güzel Bir Bahar ve İstanbul

Sanatın adresi Fulya!..

2013 Kış Etkinlikleri

Festivalin Tarihçesi

A1 DÜZEYİ B KİTAPÇIĞI NOT ADI SOYADI: OKUL NO:

Kıbrıs'ta öğrenci olmak

TURİZM FAKÜLTESİ BÜLTENİ Yıl 2, Sayı 4 Ocak, 2018

Adıyaman Turizmine Dünden Bakmak

Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

DÖNEMİ ETKİNLİKLERİ

EDEBİYATIN İZİ 86. İZMİR ENTERNESYONAL FUARI NA DÜŞTÜ

KISA TARİHÇE : ŞEHİR ÖZELLİKLERİ :

TÜRKİYE'NİN ENERJİ ÇÖZÜMLERİ ÇALIŞTAYI VE PANELİ (22-23 Şubat 2019)

EÜ ZİRAAT FAKÜLTESİ TARIM TOPLULUĞU 2011 FAALİYET RAPORU

Turizm Fakültesi Etkinlik Bülteni / Şubat Sayısı / 2016

Pazartesi İzmir Basın Gündem

TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 37. Dönem Çalışma Raporu. ÜNĠVERSĠTELERLE ġube

Fotoğraf Sevdalısı Bir Doktor:

İTÜ GELİŞTİRME VAKFI BEYLERBEYİ ÖZEL ANAOKULU VE ÖZEL İLKÖĞRETİM OKULU EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI 8.VELİ BÜLTENİ

GÜRCİSTANDA NEDEN OKUMALISINIZ?

GÜVENLİK FUARI VE KONFERANSI 2017 KAPANIŞ RAPORU

MARMARA ÜNİVERSİTESİ BAHÇELİEVLER KAMPÜSÜ Aralık w w w.sektorgunleri. c o m

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

Dünyanın en büyük sosyal dil öğrenme ağı busuu şimdi Türkiye de!

ÇOCUKLARLA ETKİNLİKLER PROGRAMI DÜZENLENDİ

Erasmus programı ile gidilebilecek en iyi 10 şehir

2018. HEMŞİRELİK HAFTASI ETKİNLİKLERİ

FTSO Haftalık Haber Bülteni sayı: 47 Tarih:

MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ Ocak-Mart 2019

BİR ACAYİP SOYGUN ADANA İŞİ. - Basın Toplantısı Haber Küpürleri Ocak 2015 Adana Hilton Otel

Gençlerin Doğu Ekspresi keyfinde usulsüzlük iddiası

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

ÇARŞAMBA İZMİR GÜNDEMİ- -Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı / Basın Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

BASIN BİRİMİ GÜNLÜK YAYIN RAPORU

AFYON KOCATEPE ÜNİVERSİTESİ SANDIKLI UYGULAMALI BİLİMLER YÜKSEKOKULU

Eğitim Yılı Trabzon

KARİYER GÜNLERİ ETKİNLİKLERİ

YÖNETMELİK İPEK ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

KARAR Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı nın tarih ve 938 sayılı yazısı görüşüldü.

BAYRAM'DA TERCİH BODRUM VE ROMA. KOCADON: HAZIRIZ

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

7. dönem çalışma raporu ÜYE TOPLANTILARI. EMO Kocaeli Şubesi

ICMME-2017 Matematik ve Matematik Eğitimi Uluslararası Konferansı Şanlıurfa da Yapıldı

Altın Ayarlı İslâmi Finans

Dr. Mustafa KURUCA Isparta da Sosyal Güvenlik Reformunun Yansımaları ve Sosyal Güvenlikte Teşvik Uygulamaları konulu konferans verdi

BAHARA MERHABA. H. İlker DURU NİSAN 2017 İLKOKUL BÜLTENİ

Transkript:

Marmara Üniversitesi ve sektör işbirliği Marmara Üniversitesi ile Sabancı Holding ve ile Garanti Bankası yaptıkları işbirliği ile Türkiye de bir ilke imza attı. İmza törenine Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Gül katıldı. Eğirdir ve Burdur Gölleri gerçekten kuruyor mu? Eğirdir ve Burdur Gölleri nin kuruduğu iddialarına kimi uzmanlar destek verirken kimileri de karşı çıkıyor. NASA nın konuyla ilgili yayımladığı rapor bilim çevrelerinde tartışma yarattı. 3 14 MARMAR A ÜN 1883 VERS TES Canan Tan: Bir erkek yazar, kadının ağzından doğum sancılarını ne kadar doğru yazabilir? 12 2013 Aylık Gazete 11. Sayı MÜ İletişim Fakültesi öğrencileri tarafından hazırlanmaktadır Marmara da açılış coşkusu Anadolu da saklı bir kasaba Akademik açılış töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Zafer Gül, 3 yılda hem fiziki ve teknolojik altyapıda hem de eğitim ve kalite standartlarında büyük dönüşüm yaptıklarını söyledi. Ebru Avcı Kazım Çavuş, Uygar Aydın Marmara da elektronik dönüşüm Rektör Prof. Dr. M. Zafer Gül, son üç yılda elektronik belge yönetimi, e-imza ve mobil imza uygulamalarının hayata geçirildiğini, Alo Marmara çağrı merkezi ve veri merkezinin de bu yılsonuna kadar faaliyete başlıyacağını vurguladı. Rektör Gül, merkezi öğrenci işleri projesi ile de öğrenci işlerinin tek bir merkezden, modern bir şekilde hizmet vereceğini söyledi. Kurumsal yapı şekillendirildi M.Ü. de yeniden yapılanma sürecinin başlatıldığını ve bunun devam ettiğine işaret eden Rektör Gül, çift anadal ve yandal programlarının tüm birimler arasında uygulanabilir hale getirildiğini vurguladı. Gül, ayrıca fakülte ve yüksekokulların yeniden şekillendirildiğini söyledi. Doğayla içiçe, akıllı kampüs Kenan Evren Kışlası nda 3 bin dönümlük bir araziye sahip olacak yeni kampüsün birçok ilki bünyesinde barındıracağının altını çizen Rektör Gül, Kampüs için mimari proje yarışması düzenliyoruz. Akıllı binaların bulunacağı projede, enerji tasarruflu, çöplerin ayrıştırıldığı, yağmurun ve güneş enerjisinin kullanıldığı bu kampüs doğayla uyum içinde olacak ifadelerini kullandı. Türkiye de bir ilk: Karekodlu diploma Üniversite diplomalarında yaşanan sahteciliğin önüne geçmek için Türkiye de ilk defa karekodlu diploma uygulamasını başlattıklarını açıklayan Rektör Gül, Mor ötesi ışıkta okunabilen, güvenlik şeritleri özel tasarlanmış ve internet üzerinden diplomanın doğrulanmasını sağlayan karekod uygulaması ile sahteciliğin önüne geçmiş olacağız dedi. Haber sayfa 8-9 da Billur Türkay Huzur dolu yaşamı ile boğazın incisi, Hz. Yuşa Türbesi ve İstanbul un tek antik kenti Yoros Kalesi nin ev sahibi, doğa ile denizin iç içe olduğu tarihi bir balıkçı kasabası: Anadolu Kavağı. Haber sayfa 10 da Futbolun alt edilmiş yapısı Buşra Türker Milyonlarca liranın döndüğü futbol piyasasında, belki de en önemli sorun altyapı kurumunda. Futbolu can damarı olarak beslemesi gereken alt yapı; maddi imkansızlıklar, yetersiz eğitim ve şöhret kaygılarıyla çıkmaza sürükleniyor. Haber sayfa 15 te Engelli olmak başaramamak değildir Çiğdem Altun Engellilerin sosyal hayata katılmaları adına açılan Engelliler Sarayı, çoğu engelli insanın başarılarına tanıklık ediyor. Engelli olmanın engel olmadığının en iyi örnekleri olan Zübeyde Süpürgeci ve Hamdiye Kurt, tekerlekli sandalye yarışlarında çeşitli başarılara imza atanlardan sadece ikisi. Haber sayfa 6 da ÜNAK 2013 Haydarpaşa da düzenlendi ÜNAK 2013 Konferansı 2 Marmara da uzmanlık alan dersleri 16

2 HABER 11. SAYI 11. SAYI HABER 3 ÜNAK 2013 Haydarpaşa Kampüsü nde Marmara - sektör işbirliği ÜNAK 2013 Konferansı Marmara Üniversitesi nin ev sahipliğinde Haydarpaşa Kampüsü nde Ord. Prof. Reşat Kaynar Salonu, Prof. Dr. Ali Ertuğrul Salonu ve Mustafa Nevzat Pisak Salonu nda gerçekleştirildi. Buşra Türker, Ayşegül Yücekök Üniversite ve Araştırma Kütüphanecileri Derneği nin her yıl geleneksel olarak gerçekleştirdikleri ÜNAK Konferansı bu yıl Marmara Üniversitesi nde düzenlendi. ÜNAK 2013 ün temel amacı bilgi hizmetleri, bilgi ve belge yönetimi, bilgi ekonomisi, bilgi okuryazarlığı, bilgiyi sanayileştirmek gibi konuları çeşitli platformlarda gündeme getirmek ve uygulamacıların farkındalıklarını EDİTÖRDEN Yeni eğitim öğretim yılında gazetemizi sizlere sunmaktan Marmara Medya Merkezi olarak mutluluk duyuyoruz. Medya Merkezi olarak yeni kadromuzla, yeni dönemimize başladığımız 11. sayımızla üniversiteden ve çevremizden haberler sunmaya devem ediyoruz. Gazetemizin manşetinde Üniversitemizin açılış töreni ve tören kapsamında dağıtılan 130. yıl Akademik Başarı Ödülleri yer almakta. Bizde Marmara Medya Merkezi Ailesi olarak ödül alan akademisyen ve memurlarımızı kutluyoruz. Üniversitemiz Eylül ayı içerisinde iki önemli olaya ev sahipliği yaptı: Marmara Üniversitesi Yükseköğretim Araştırma ve Uygulama Merkezi ile SETA işbirliğinde, Akademik Özgürlükler Çalıştayı düzenlendi. Farklı üniversitelerden de katılımın gerçekleştiği oturumlarda, akademik özgürlükler ve sınırlar konuşularak Türkiye de akademik özgürlüklerin önündeki engeller tartışıldı. 20. Uluslararası Altın Koza Film Festivali Öğrenci Filmleri Yarışması arttırmak. Konferansın ana teması ise bilgi sistemleri, platformlar, mimariler ve teknolojiler. Konferansların oturumları eş zamanlı olarak Haydarpaşa Kampüsü nün Ord. Prof. Reşat Kaynar Salonu, Prof. Dr. Ali Ertuğrul Salonu ve Mustafa Nevzat Pisak Salonu nda gerçekleştirildi. Üç gün boyunca devam eden konferansların ilk gününde, Kütüphaneler İçin Tehditler Fırsatlar ve Yapılması Gerekenler konulu oturumlar yapıldı. Oturumda Marmara Üniversitesi örneği üzerinden gidilerek evrak takip sistemi, bilgi yönetim sisteminin işleyişi, ıslak imzadan elektronik imzaya geçiş süreci ve yaşanan sorunlar hakkında konuşuldu. Günün son oturumunda ise dijitalleştirme ve projeler üzerine konuşuldu. Belgesel Jüri Ödülü nü okulumuz öğrencilerinden Emrah Kılıç aldı. Arkadaşımızın örnek alınabilecek başarısının söyleşisini gazetemiz sayfalarında bulabilirsiniz. İlginizi çekecek bir başka söyleşimiz ise romanlarıyla çoğumuzun zihninde iz bırakan yazar Canan Tan la sohbetimiz. Söyleşimizde yazarın yaşamı ve eserleriyle ilgili bilgiler bulabilirsiniz. Gazetemiz, geçmiş sayılarda da yer verdiği gibi yine çevresel sorunları ele alıyor. Son yıllarda çok sık duyduğumuz ve tanık olduğumuz sorun, su kaynaklarının kuruması. Buna önemli bir örnek olarak gösterilebilecek Eğirdir ve Burdur göllerinin kuruduğu iddialarına yönelik haberimizi okumanızı tavsiye ediyoruz. İstanbul un ilginç ve birbirinden güzel semtlerini konu ettiğimiz Aylık Akbil sayfamız yine dikkatinizi çekecek bir kasabayla sizlerle. İstanbul un gözdesi boğazın son durağı, aynı zamanda Karadeniz e açılan bir kapı olan Anadolu Kavağı yazımızı mutlaka okumalısınız. İlginç tarihinden ve bugün yaşamakta olduğu sorunlara kadar birçok ilgi çekici bilgi bulabileceğiniz sayfamızın okunmaya değer olduğuna inanıyoruz. Birçoğumuzun bildiği, takip ettiği ya da ilgisini çekecek bir haberimiz yer alıyor. Haberimizde ülkemize gelmek isteyen misafirlerimize yardım edebileceğiniz couchsurfing le ilgili detayları bulabilirsiniz. Etkinlikleri, haberleri hiç bitmeyen, üniversitemizin şehri İstanbul da nelerin olduğunu ve nelerin olacağını öğrenmek için gazetemizin Kültür Sanat sayfasına göz atmanızı tavsiye ediyoruz. Ortak ve büyük bir çalışmanın sonucu olarak ortaya çıkardığımız gazetemizin her ay daha da gelişerek karşınıza çıkacağına inanıyoruz. Sizlerle daha güzel haberler sunmak dileğiyle, Ekim ayında tekrar görüşmek üzere Burçak Kadıoğlu Konferansın ikinci gününde ise bilgi erişim ve kütüphaneler, kütüphane ve arşivlerde teknoloji, bilgi mimarisi ve mobil uygulamalar, medya okuryazarlığı ve sosyal medya uygulamaları konulu oturumlarla devam etti. Şehir dışından gelen katılımcılar için organizasyonun üçüncü gününde Büyükada ya gezi düzenlendi. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Adına Sahibi Gen. Yayın Yön. Yayın Danışmanı Yayın Koordinatörü Yazı İşleri Müdürü Haber Müdürü Editör Tasarım & Görsel Yön. Tasarım Uygulama Basım Yılı Sayı Adres Tel Faks E-posta Baskı Dekan Prof. Dr. Yusuf Devran Doç. Dr. Ali Büyükaslan Prof. Dr. Atilla Girgin Prof. Dr. Emre Bağce Yrd. Doç. Dr. Hediyetullah Aydeniz Arş. Gör. Doğuşcan Göker Arş. Gör. Ali Özcan Arş. Gör. Çiğdem Erdal Burçak Kadıoğlu Arş. Gör. Betül Kılıç Taran Caner Şanlı - Merve Çayır-Ali Evecan Ekim 2013 11 Marmara Üniversitesi Nişantaşı Kampüsü İletişim Fakültesi Büyükçiftlik Sokak No: 6 Nişantaşı 34365 Şişli/İstanbul 0212 233 04 47 / 170 0212 246 74 28 medyamerkezi@marmara.edu.tr İhlas Gazetecilik A.Ş. * Marmara Medya Merkezi Türkiye Gazetesi ni ziyaret etti Dilay Argün-Cansev Ekmen Uygar Aydın- Kazım Çavuş-İhsan Şengül-Berrak Güngör Marmara Medya Merkezi nin Türkiye Gazetesi, TGRT Haber Televizyonu ve TGRT Radyo ya yaptığı ziyarette öğrenciler birim sorumluları ile görüşerek sektöre dair bilgiler edindi. Marmara Medya Merkezi bünyesinde bulunan Haber Ajansı, Marmara Gazete, İnternet Haber, Fotoğraf ve Televizyon birimlerinin yanı sıra Kamera-Reji ekibinin de katılımıyla gerçekleştirilen İhlas Yayın Grubu ziyaretinde, öğrenciler sektörün işleyişini yerinde görerek, medya profesyonellerinden önemli kazanımlar elde etti. Yıl boyunca düzenlenecek olan sektör ziyaretlerinin ilkini oluşturan Türkiye Gazetesi ziyareti, aynı zamanda Marmara Televizyonunun 3G görüntü sağlayıcıyla ilk defa canlı yayın gerçekleştirdiği ziyaret olma özelliğini taşıyor. Türkiye Gazetesi Spor Yazarı Hasan Sarıçiçek in koordinasyonunda ve Marmara Medya Merkezi Koordinatörü Yrd. Doç.Dr. Hediyetullah Aydeniz, Haber Ajansı Koordinatörü Arş. Gör. Deniz Kurban, Marmara Gazete Koordinatörü Arş.Gör. Doğuşcan Göker ve Marmara Televizyon koordinatörü Arş. Gör. Ömer Faruk Özcan ın yönetiminde gerçekleştirilen ziyarette Türkiye Gazetesi nin Dış Haberler Müdürü Hayrettin Turan ile görüşüldü. Turan, gündeme yönelik bazı değerlendirmelerde bulunduktan sonra öğrencilerden gelen soruları yanıtladı. Gazetenin Sağlık Editörü Ziyneti Kocabıyık ise sağlık haberciliğinin önemine değinerek Sağlık alanında uzmanlaşma çok önemli, bu alanda ciddi bir açığımız var. İletişim Fakültelerinin bu açığı kapatmak için uzmanlaşmaya gitmesini son derece önemli ve gerekli buluyorum ifadelerinde bulundu. Dizgi ve Tasih Birimi ve Avrupa Servisi nin gezilmesinin ardından Haber Merkezi Müdürü Ercan Seki ile görüşüldü. Seki öğrencilere tavsiyelerde bulunarak şunları söyledi: Kendinize bir idol belirleyin ve onu her yönüyle örnek alın. Girişken olmanız kendinizi ispatlamanızı sağlar, bunun da yolu cesur olmaktan geçer Marmara Medya Merkezi nin pratiğe yönelik çalışmaları oldukça başarılı Türkiye Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Mustafa Bilim, Türkiye Gazetesi Haber Merkezi toplantı salonunda yaptığı konuşmada gazeteciliğin bağımlılık yapan bir meslek olduğunu vurgulayarak İyi bir gazetecinin haber refleksinin ve dilinin gelişmiş olması gerekiyor. MMM bu nedenle pratik konusunda sizler için iyi bir fırsat dedi. Ziyarette aynı zamanda Marmara Medya Merkezi bir ilke daha imza atmış oldu. Marmara Kamera-Reji ile Televizyon birimlerinin ortak çalışmasıyla Türkiye Gazetesi nde 3G görüntü sağlayıcıyla ilk defa canlı yayın gerçekleştirdi. Aylin Obalı Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi, Üniversite-Sanayi İşbirliği Komisyonu çalışma modülleri kapsamında Garanti Bankası A.Ş. ile bankacılık sektöründe özel bir anlaşmaya vardı. Billur Türkay 11 Eylül 2013 tarihinde Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Zafer Gül, İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. A. Ercan Gegez ve Garanti Bankası A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Erün ile Garanti Bankası A.Ş. Eğitim Müdürlüğü Birim Müdürü Aylin Obalı tarafından Üniversite-Sanayi İşbirliği Projelerinde yeni bir uygulamayı temsil eden protokol imzalandı. Protokole göre ders içerikleri belirlendi Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi nin Garanti Bankası yla yaptığı anlaşmaya göre, 2013/2014 Eğitim-Öğretim Yılı bahar dönemi boyunca teori ve uygulama, özel sektör yöneticileri ve konu uzmanları tarafından verilecek. Garanti Bankası A.Ş. eğitim yöneticileriyle İşletme Fakültesi öğretim üyeleri bir araya gelerek ders içeriklerini belirledi. Fakültenin Almanca İşletme Bölümü ile Garanti Bankası A.Ş. arasında yapılan protokol çerçevesinde 2013/2014 yılı bahar dönemi itibariyle üçüncü sınıf öğrencileri Garanti Bankası İşletmecilik Seminerleri adlı dersi alabilecekler. Protokol kapsamında Prof. Dr. M. Zafer Gül Gökhan Erun Prof. Dr. Ercan Gegez dersi başarıyla tamamlayan ilk üç öğrenciye Garanti Bankası A.Ş. de staj imkanı sağlanacak. Marmara Üniversitesi ile Sabancı Holding arasında dev işbirliği protokolü imzalandı Marmara Üniversitesi ve Sabancı Holding yaptıkları işbirliği ile Tür-kiye de bir ilke imza attı. Türkiye de ilk kez gerçekleşe-cek olan bu uygulamaya göre; sektördeki önemli markalar, Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi nde ders verecek. Sabancı İşletmecilik Seminerleri adlı kredili ders aracılığı ile öğrenciler profesyonel iş hayatına dair bilgi sahibi olabilecekler. Projeye yönelik ilk adım Marmara Üniversitesi Haydarpaşa Kampüsü nde atıldı. Törene Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Zafer Gül, Sabancı Holding Kurumsal İletişim Direktörü Suat Özyaprak katıldı. Törende konuşma yapan Prof. Dr. Zafer Gül, Bu çalışma üniversite-sanayi işbirliğinin en başarılı örneği olmaya aday. Öğren-cilerimiz mezun olduktan sonra profesyonel hayata geçerken kendilerini daha güvende hissedecekler. dedi.

4 HABER 11. SAYI 11. SAYI DIŞ HABER 5 Yeni hizmet binaları açılıyor Taşınıyoruz Rahatlık mı, toplumdan dışlanma mı? Efsane bölgenin sırrı açığa çıktı Ayşegül Yücekök, Reuters Komplo teorilerine ve pek çok bilim kurgu filmine konu olan 51. Bölge nin varlığı ABD hükümeti tarafından resmî olarak kabul edildi. CIA tarafından yapılan yazılı açıklamada 51.Bölge olarak bilinen yerin, hükümetin gizli U-2 casus uçaklarının üssü olarak kullanıldığı belirtildi. Geçmişte yapılan komplo teorilerinde adı UFO lar ile birlikte geçen bölge son gelişmeyle birlikte, Dünya ya gelen uzaylıların tutulduğu yer efsanesinden de uzaklaşmış oldu. Ebru Can Avcı Marmara Üniversitesi`nin yeni hizmet binaları açılmaya devam ediyor. Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu ve İşletme Fakültesi yeni binalarına Prof. Dr. M.Zafer Gül`ün katıldığı törenlerle kavuştu. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu nun Anadolu Hisarı Kampüsü ndeki yeni binası ve İşletme Fakültesi nin yenilenen binası hizmete açıldı. Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu binası Anadolu Hisarı Kampüsü nde gerçekleştirilen törenle açıldı. Rektör Prof. Dr. M. Zafer Gül ün konuşmasıyla başlayan tören, dersliklerin ve bölüm başkanlarının odalarının gezilmesiyle devam etti. Tören sonunda profesörlüğe yeni atanan öğretim üyelerine plaketleri Rektör Gül tarafından takdim edildi. Depreme karşı güçlendirme çalışmaları biten İşletme Fakültesi binasının açılışı yine Rektör Prof. Dr. M. Zafer Gül tarafından yapıldı. Açılış sonrasında yenilenen binanın derslikleri, konferans salonları ve bölüm başkanlarının odaları incelendi. Tören sonrası İşletme Fakültesi Dekanlığı nı ziyaret eden Rektör Gül, öğretim üyeleri ile fikir alışverişinde bulundu. Yapı İşleri Teknik ve Daire Başkanlığı Yapı Kent Plancısı Dicle Çatalpınar ile Marmara Üniversitesi nde, yerleşke değiştiren fakülteler hakkında konuştuk. Dicle Çatalpınar, 2013-2014 Eğitim Öğretim yılının güz döneminde Beyazıt Kampüsü ndeki Sosyal Bilimler Meslek Yüksekokulu nun, Anadolu Hisarı Kampüsü ne taşındığını söyledi. Çatalpınar, 2013-2014 Eğitim Öğretim yılının bahar döneminde, Temel Tıp Bilimleri nin, 2014-2015 Eğitim Öğretim yılının güz döneminde ise Diş Hekimliği Fakültesi nin Başıbüyük Kampüsü ne taşınacağını dile getirdi. Başıbüyük Yerleşkesi nde çalışmaların devam ettiğini belirten Çatalpınar, yerleştirmelerin devam edeceğini sözlerine ekledi. Bosna Savaşı üstüne ağıt: Üç Yol Faysal Soysal ın son filmi 3 Yol un galası İstanbul da yapıldı. Cemal Reşit Rey Konferans Salonu nda düzenlenen galaya, çok sayıda davetli ve sinemaseverlerin yanı sıra Marmara Medya Merkezi öğrencileri katıldı. Galada konuşan yönetmen Faysal Soysal şunları söyledi: Bu 4-5 yılın emeği ama aslında hikâyenin 4-5 yıl önce yazdığım kısa film hikâyesinden mi başladığı ya da çocukluk döneminde, yaz akşamlarında damlarda nenemden dinlediğim Yusuf ve Züleyha hikâyesinden mi çıktığını hatırlamıyorum. Ama şöyle söyleyebilirim, Aristo nun dediği gibi; tarih hakikatleri yansıtmaz. Ve aslında kavimlerin veya devletlerin kendi geleceklerini inşa etmek için kurdukları senaryolardır tarih. Ama şiir öyle değil, şiir hakikate ilişkin daha gerçekçi, daha hakiki durumları ortaya koyar. Bunu bir örnekle izah edeyim. Federico García Lorca adında İspanyol bir şair var. Bugün sorduğumuzda kaç tane matadorun ismini biliyoruz diye, çok az sayıda insan bu konuda ilgili ve meraklıysa ve tercüme kitaplar biliyorsa araştırmıştır ve İspanya da Ignacio Sánchez Mejías adında bir matador olduğunu hatırlayabilir veya söyleyebilir. Ama Federico García Lorca nın İkindinin Beşi şiiriyle biz bugün onu tanıyoruz ve o şiir sayesinde ölümsüzleştiğini biliyoruz. Sanat eserleri sinema yoluyla ölümsüzleşiyor Benim için de Bosna dramı ve aynı zamanda Hasankeyf in sular altında kalıp yok olması, tarih kitapları arasında silinmemesi gereken bir şeydi ve unutulacaktı. Ama sinema yoluyla, sanat eserleri sayesinde bunlar ölümsüzleşiyor ve bütün insanların malı ve değeri oluyor. Ve ancak bu şekilde ortak acı haline dönüşebiliyor. O yüzden ben bu filmi yaparken yurt dışı festivallerden ödül almak için veya daha fazla destek bulmak için ya da bazı insanların hoşuna gitmek için yapmadım. Samimi olarak kalbimden ne geçtiyse onu yapmaya çalıştım. dedi. Konuşmanın ardından film gösterimine geçildi. Dilay Argün Yönetmenliğini Faysal Soysal ın yaptığı 3 Yol filminin galası İstanbul Cemal Reşit Rey Konferans Salonu nda gerçekleştirildi. Hatice Özbey Ayşegül Yücekök Toplu taşıma araçlarının dünya genelinde yaygın olarak kullanılması beraberinde birçok sorunu da getiriyor. Ulaşım sektörünün bulduğu çözümlerden biri de cinsiyetlere göre toplu taşıma araçlarını sınıflandırmak. Dünya genelinde, toplu taşıma ve ulaşım araçlarının kullanımında büyük bir artış yaşanırken, özellikle kadınların sosyal hayat içinde günden güne daha çok yer almasıyla birlikte toplu taşıma sistemleri kadınlar tarafından da yoğun olarak kullanılıyor. Bu durum kadını, toplu taşıma memnuniyetinde önemli bir rol sahibi yapıyor ve bu ortamlarda yaşadıkları sorunlar ciddi bir kamu meselesi olarak kabul ediliyor. Bu sorunlara çare olarak ise bilhassa Japonya, Filipinler, Brezilya, Rusya Federasyonu, Hindistan, İtalya, Mısır, Amerika ve Güney Kore gibi kalabalık nüfuslu ülkelerde yönetimler birtakım özel yöntemler geliştirmeye çalışıyor. Dünyada, kadınlara özel uygulamaların başında özel araç tahsis edilmesi geliyor. Reuters ta yayınlanan bir habere göre, Hindistan ın kadına karşı şiddetin yüksek olduğu Yeni Delhi şehrinde bir süredir tüm sürücüleri ve yolcuları, kadınlardan oluşan bir taksi işletme şirketi hizmet veriyor. Kadından Kadına Sakha Taksi sloganı ile 2010 yılından beri hizmetine devam eden işletmenin bugün toplamda 9 sürücüsü ile ayda yaklaşık 70 kadın yolcusu bulunuyor. Hızlı bir şekilde büyüyen taksi filosuna onuncu sürücünün de katılmasıyla taleplerin daha da artması bekleniyor. Hedefleri ise önümüzdeki yıl 15 kadın şoför sayısına ulaşmak. İşletmenin arkasındaki danışmanlık şirketi ise amaçlarının fakir ve ötekileştirilmiş kadınları güçlendirip hayatlarını kazanmalarını sağlamak, aynı zamanda taksi şoförlüğü bir erkek işidir kalıbını yıkmak olduğunu belirtiyor. Kadın sürücülere trafiğe çıkmadan önce bir dönem savunma ve temel İngilizce eğitimi veriliyor. Kadın yolcuların birçoğu hizmetin özellikle gece vakitlerinde kendileri için oldukça kullanışlı olduğunu söylüyor. Kadınlara özel alanlar oluşturan yerlerden biri de Güney Kore. Ülkede, kadınlara özel otobüs uygulamasıyla kalmayarak, pembe park alanlarından kadınlara özel taksilere kadar birçok güvenli ortam meydana getiriliyor. Women only bus (kadınlara özel otobüs) diye adlandırılan benzer bir uygulamanın ise Malezya, Güney Kore, Nepal, Pakistan ve Japonya gibi ülkelerde işlevsellik sağladığı gözlemleniyor. Ancak kadınlara özel bu tür alanların, onları ötekileştirebileceği; kalıcı ve daha gerçekçi çözümler bulunmadan yapılan bu uygulamaların toplumu, kadınlara yönelik negatif ayrımcılığa yöneltebileceği tartışmaları gündeme gelebiliyor ve bunların geçici bir çözüm seçeneği olabileceği kabul ediliyor. Nükleer sızıntı zor günler yaşatıyor Ayşegül Yücekök, Reuters Japonya nın Fukushima eyaletindeki nükleer santralden kaynaklanan radyoaktif su sızıntısı, bölgenin tarımını ve turizmini etkilemeyi sürdürüyor. İki yıl önce meydana gelen deprem ve tsunami felaketinin ardından nükleer enerji santralinde ciddi bir tahribat yaşanmıştı. Yaşanan tahribatın etkisiyle Fukushima nın sularında hâlâ balık yetiştiriciliği yapılamıyor. Pakistan da deprem Sevim Görkan, Reuters Pakistan ın Belücistan bölgesinde 7,8 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremde 327 kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda ise yaralının olduğu bildirildi. Yaşanan deprem sonrası deniz tabanının üstünde yeni bir adanın ortaya çıktığı da belirtildi. Pakistan Meteoroloji Kurumu Müdürü Arif Mahmud, kendisine Gvadar limanı yakınlarında yeni bir adanın ortaya çıktığına dair bilgiler ulaştığını söyledi. Depremin, deniz tabanının yükselmesine sebep olduğu düşünülüyor. Vietnam dan sosyal medyaya muhalefet yasağı Ayşegül Yücekök, Reuters Vietnam da çıkan bir kararnameyle, sosyal medya kullanımına ciddi sınırlamalar getirildi. 72 numaralı kararname olarak bilinen uygulama, başta Facebook ve Twitter olmak üzere diğer sosyal medya mecralarını kapsıyor. Kararnameyle birlikte hükümet, muhalif ve ulusal güvenliği tehdit edici unsurların internet ortamında yayılmasını önlemeyi amaçlıyor. Frankfurt Araba Fuarı açıldı Sevim Görkan, Reuters Dünyanın en büyük otomobil fuarlarından biri olan ve bu yıl 65 incisi düzenlenecek Frankfurt Araba Fuarı 159 yeni araba modeliyle kapılarını meraklıları için açtı. 10-11 Eylül tarihleri basın günü olarak belirlenen fuar, 12-22 Eylül arasında gerçekleşti. 1091 otomobil markasının katılacağı fuarın teması elektrikli hareketlilik ve bağlanabilirlilik olarak belirlendi.

6 HABER 11. SAYI 11. SAYI HABER 7 Akademide özgürlük Marmara Üniversitesi Yükseköğretim Araştırma ve Uygulama Merkezi ile Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) işbirliğinde düzenlenen Akademik Özgürlükler Çalıştayı, Marmara Üniversitesi Göztepe Kampüsü Senato Salonu nda gerçekleştirildi. Her insan engelli adayıdır Dünyayı bir seyyah gibi ücretsiz gezmek ister misiniz? Çiğdem Altun Toplumun görmeyi veya görmemeyi seçtiği engelliler kendi çabalarıyla, hayatın her alanında varlıklarını ihtiyaçları olmadığı halde ispat etmeye çalışıyorlar. Tek istekleri ise kendi varlıklarının toplum tarafından farkedilmesi. Prof. Dr. M. Zafer Gül Prof. Dr. Talip Küçükcan Engellilerin sosyal hayata katılmaları adına açılan Engelliler Sarayı, çoğu engelli insanın başarılarına tanıklık etmekte. Engelli olmanın engel olmadığının en iyi örnekleri olan Zübeyde Süpürgeci ve Hamdiye Kurt, engellerine rağmen tekerlekli sandalye yarışlarında çeşitli başarılara imza atanlardan ikisi. Önce Avrasya Maratonu birincilikleri, ardından BAE, Tunus, Hollanda gibi birçok ülkeden getirdikleri madalyalarla engelleri kaldırdılar. Buşra Türker, Ayşegül Yücekök Üç oturumda gerçekleştirilen çalıştayda, farklı üniversitelerden gelen katılımcılarla akademik özgürlüklerin kapsamı ve sınırları tartışılarak, Türkiye de akademik özgürlüklerin önündeki engelleri kaldırmaya yönelik öneriler geliştirildi. Marmara Televizyonu ndan naklen yayınlanan çalıştay, Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Zafer Gül ile SETA Dış Politika Araştırmaları Direktörü Prof. Dr. Talip Küçükcan ın açılış konuşmalarıyla başladı. Prof. Dr. M. Zafer Gül, Marmara Üniversitesi ve SETA ortaklığında gerçekleştirilen bu çalıştaya ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyduğunu, bu tür çalıştayların daha sık yapılması gerektiğini belirtti. Kurumsal özerklik kavramına vurgu yapan Gül, YÖK e tavsiyelerde bulunabilecek ve YÖK ü özerk yapıya kavuşturacak bir koordinasyon kurulu önerdiklerini fakat bu konuda bir adım atılamadığını söyledi. Gül ayrıca idari ve mali özerkliklerin akademik özgürlükler arasında yer aldığını sözlerine ekledi. Marmara Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hamza Kandur un moderatörlüğünde yapılan ilk oturumda sözü Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Sedat Laçiner aldı. Laçiner, Ülkemizde her konu siyasallaştırıldığı gibi eğitim sistemi de siyasallaştırılıyor. Bu bağlamda akademik özgürlükler kavramı teknik boyuttan çok siyasi boyutta konuşuluyor. ifadelerini kullandı. Akademik özgürlükler konusunda objektif kriterler belirlemek gerektiğine de değinen Laçiner, Devlet üniversitelerinde akademik başarısızlıkları yüzünden öğretim üyeleri görevden alınamıyorsa burada, haktan, özgürlükten bahsetmek mümkün değildir. İyiler ödüllendirilmediği, kötüler cezalandırılmadığı bir sistemde iyi olanın gelişmesinden ya da kötü olanın gerilemesinden bahsetmek mümkün değildir. Bu sistemin yerine oturması için dışarıdan ortak aklı yakalayabilecek bir mekanizmaya ihtiyaç vardır. şeklinde konuştu. Türkiye de akademik özgürlükler konusunun tartışıldığı II. Oturum, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet in moderatörlüğünde gerçekleştirildi. Oturumda Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Fatma Nevra Seggie, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zafer Çelik ve İstanbul Şehir Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhat Kentel konuşmalarını gerçekleştirdi. Kentel konuşmasında, Türkiye nin modernleşme sürecinde konuşulan bütün meseleler akademisyenlerin tabularını etkiliyor. Çünkü üniversiteler hiçbir zaman devletten bağımsız olamamıştır. dedi. Akademisyenlerin korkularına da değinen Kentel, akademisyenlerin, derslerini anlatabilmesi için toplumda olan veya olmayan bütün renkleri görmeleri ve korkularını içselleştirmemeleri gerektiğini de vurguladı. İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan ın moderatörlüğünü üstlendiği Gelecek Görünümü konulu son oturumda ise A. İzzet Baysal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhittin Ataman, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi ve SETA üyesi Yrd. Doç. Dr. Bekir S. Gür konuşmalarını yaptı. Oturumlarda yapılan tartışmalarda akademik özgürlüklerin sınırsız olmadığı, akademinin siyasi algıdan ve medyanın gücünden bağımsız olması gerektiği, akademik özgürlüklerin rektörlük seçimleriyle doğrudan bir ilişki içinde olduğu katılımcılar tarafından dile getirildi. 2011 de açılan Engelli Sarayı nda bugün sayısız engelli vatandaşımız hizmet görüyor. Kimi zihinsel, kimi bedensel engelli. Tüm bu engele rağmen engelsiz yaşamı tercih eden iki genç olan Zübeyde ve Hamidiye nin çeşitli başarıları olduğunu kendilerinden dinliyoruz. Amacım olimpiyat şampiyonu olmak Doğuştan engelli olan Zübeyde Süpürgeci (20), Açık öğretim Lisesi 4. sınıf öğrencisi. Spora 16 yaşlarında başladı. Avrasya Maratonu nda birincilik getirdi. O yaşlarda evden dışarı dahi çıkmaya çekinen Zübeyde yi komşusu sosyal olması için çaba sarf eder. Öncelikle belediyeye gidip yetkililere böyle bir komşusunun olduğundan söz eder. Sonrasındaysa yetkililer gelip Zübeyde yi alır. Önce antrenmanlara başlatılan Zübeyde, yaklaşık 6 aylık bir eğitimden sonra Avrasya Maratonu nda birincilik getirir. Toplumun engellileri hor görmemesi lazım Toplumun engelli vatandaşlarına nasıl davranması gerektiği konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Süpürgeci, Engelli olmak başaramamak değildir. Her insan engelli adayıdır. Toplumun biz engellileri hor görmemesi lazım. Bu konuda onları bilinçlendirmemiz gerek. ifadelerini kullandı. Süpürgeci, ayrıca başarılarıyla da yetinmeyip kuaförlük ve çağrı merkezi eğitimi de alır. 9 yaşlarında geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda engelli olan Hamdiye Kurt, kaza gerçekleştiğinde 5. sınıftadır. Engeli nedeniyle okulu bırakmak zorunda kalır. Çeşitli tedaviler görür. Ailesinin desteğiyle önce Engelliler Sarayı nda tiyatroya başlar. Tiyatroda eğitim alıp bir süre basketbolla ilgilenir. Ardından atletizm branşına yönelir. 2008 yılında Avrasya Maratonu nda yarışarak birincilik elde eder. Konuştuğumuzda gözlerindeki ışığı ve spor aşkını rahatlıkla görebildiğimiz iki genç yıldızımız, bütün engellere rağmen; yüreklerine engel koymadan hayatlarına ve aşkla bağlı oldukları spora devam ediyorlar. Sevim Görkan Giderek hayatın merkezi olan paranın etkinliğini azaltmak, kaybolmuş değerleri geri kazandırmak için insanlar türlü türlü yollar aramaya başladı. Tıpkı Lidyalıların parayı bulmadan önce insanların ürünlerini, hayvanlarını takas ettikleri gibi artık biz de zamanımızı, yeteneklerimizi, bilgi ve becerilerimizi, evimizi, matkabımızı, gitarımızı, bisikletimizi ve hatta arabamızı takas ettiğimiz günlerde yaşıyoruz. Yüksek tur fiyatları, pahalı oteller, el yakan konaklama ücretleri derken tatil yapmak, hele de kendinizi bir gezgin olarak hissediyorsanız imkânsız hale geldi. Tüm bu olumsuzluklar tatilcileri ve kendini seyyah olarak görenleri couchsurfing yapmaya yöneltiyor. Adını sıkça duymaya başladığımız couchsurfing aslında hediye ekonomisi ya da bugünlerde iyice tartışılmaya başlanan takas ekonomisinin sonuçlarından yalnızca biri. Couchsurfing in Türkçe karşılığı yok. Kanepe anlamında kullanılıyor. Özellikle gittikleri ülkelerde konaklamaya çok fazla para vermek zorunda kalan ve bu yüzden gittikleri yerlerde pek fazla şey yapma şansı bulamayan gezginler arasında oldukça yaygın. Peki, couchsurfing nedir? Nasıl yapılır? Couchsurfing yapanlar onu Konukseverlik ağı olarak tanımlıyor. Adından anlaşılabildiği gibi gittikleri ülkelerde ya da şehirlerde couchsurfing.org adresinden iletişime geçtikleri insanların evlerinde kalıyorlar. Böylece hem yeni bir kültürü yakından tanıma, günlük yaşamı birebir görme şansı bulup hem de ev halkı ile gittikleri yerleri daha iyi gezme fırsatı buluyorlar. Kaldıkları evlerde yaşayanların neredeyse hepsi couchsurfing yaptığı için bu insanların gidip gördüğü ya da daha önceden yaşadığı deneyimlerden faydalanıp kendilerine daha iyi bir gezi planı yapabiliyorlar. Kalacak yer problemi çözüldükten sonra çoğu insanın karşılaştığı en büyük sorunlardan biridir Burada ne yenir? sorusu. Couchsurfing yaptığınız zaman zaten orada yaşayan insanların evlerinde misafir olduğunuz için birebir kültürün içinde olup ne nerde yenir, nasıl yenir sorununu da çözmüş oluyorsunuz. Tamamen ücretsiz olan, insanların gönüllülük ve konukseverlik gibi özellikleri üzerine kurulan couchsurfing nasıl yapılır? Öncelikle www. couchsurfing.org adresinden ücretsiz üye olup profilinizi oluşturmaya başlıyorsunuz. Bunu yapmak istemezseniz Facebook ile de bağlanıp bu deneyimi yaşamaya başlayabilirsiniz. Bağlantı kurduktan sonra profilinizi özenli bir şekilde kişisel bilgilerinizle doldurmaya başlamalısınız. Bilgilerinizin doğruluğu sizin güvenirliliğinizi artıracağı için buna dikkat etmelisiniz. Çünkü evlerinde kalmak istediğiniz couchsurfing yapan insanlar site üzerinden gönderdiğiniz evlerinde kalma isteğini olumlu ya da olumsuz cevaplamadan önce profilinizi inceleyecektir. Belki de couchsufing yapmak isteyen insanlar için sitenin sunduğu en güzel fırsatlardan biri çeşitli gruplara üye olabilmek. Siteye üye olduktan sonra kendi ilgi alanlarınıza göre gruplara dahil olarak yeni insanlarla tanışma ve sosyalleşme şansı bulabilirsiniz. Bu gruplar sizin ülkenizde ya da şehrinizde olabileceği gibi başka ülke ve şehirlerde de olabilir. Bu gruplara dahil olduğunuz zaman doğum günü partileri, cadılar bayramı, çay partileri, paintball ya da bowling gibi aktiviteler yapabilirsiniz. Siteye üye olduktan sonra birden fazla kişiye evlerinde kalmak istediğinize dair istek yollayın. Böylece olumlu cevap alma şansınız artar. Özellikle gitmek istediğiniz şehirde oturan birden fazla kişiye istek yollayın ki gideceğiniz yerde kanepeniz hazır olsun. Böylece olumsuz cevap alma şansınız çok azalır. Ayrıca unutmamanız gereken noktalar var. İlk defa sizi evlerinde misafir edecek olan insanlara karşı kibar olmalı ve onların koyacağı kurallara uymalısınız. Mesela size eve giriş-çıkış saatleri koyabilirler. Bunlara uymak hem sizin hem de ev sahibiniz için iyi olacaktır.

8 HABER HABER 11. SAYI 11. SAYI 9 Marmara Üniversitesi nin gurur tablosu i r e ll ü d Ö s n a m r o f Per Prof. Dr. Nilhan Prof. Dr. Alev Önder Kayaman Apohan Hizmet Ödülleri Prof. Dr. Yusuf Devran Bilim Ödülleri Atıf Ödülleri Prof. Dr. Atilla Güngör Prof. Dr. Haluk Rahmi Topçuoğlu Prof. Dr. Ali Rıza Özkaya Doç. Dr. Dilek Zamantılı Nayır Doç. Dr. Yusuf Yılmaz Prof. Dr. Recep Karadağ Prof. Dr. Servet Bayram Prof. Dr. Atıf Koca Prof. Dr. Göksel Şener Doç. Dr. Mehmet Vezir Kahraman Doç. Dr. Selim Yılmaz Marmara Üniversitesi 2013-2014 Akademik Yılı açılış töreni yoğun katılımla gerçekleşti. Doç. Dr. Mesut Sancar Ebru Avcı Doç. Dr. Feral Bekiroğlu Doç. Dr. Ahmet Soysal Doç Dr. Ebru Çağlayan Doç. Dr. Halil Aydınalp Yrd. Doç. Dr. Hüseyin Yüce Doç. Dr. Münir Taşdemir Doç. Dr. Mustafa Caner Aküner Haydarpaşa Kampüsü Ord. Prof. Reşat Kaynar Konferans Salonu nda gerçekleşen törene Rektör, Rektör Yardımcıları, Fakülte Dekanları, Enstitü, Yüksekokul ve Meslek Yüksek Okulu Müdürleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Tören, saygı duruşu ve İstiklal Marşı nın ardından Marmara Üniversitesi Akademik Müzik Kursları Koordinatörü Doç. Dr. Mustafa Uslu yönetimindeki Oda Orkestrası nın mini konseri ile başladı. Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Zafer Gül, yaptığı konuşmada göreve geldiği 2010 yılından itibaren yaptıkları kalite ve iyileştirme çalışmalarını anlattı. Rektör Gül, son üç yılda hem üniversite fiziki ve teknolojik altyapısında hem de eğitim ve kalite standartlarında büyük dönüşüm yaptıklarını dile getirdi. Doç. Dr. Gonca Mumcu Yrd. Doç. Dr. Kerime Arzu Baloğlu Doç. Dr. Mehmet Güneş Doç. Dr. Mustafa Uslu Kazım Çavuş, Uygar Aydın Emre Karataş Turan Tuztaşı Teknoloji ve eğitim altyapısı güçlendirildi Üniversitenin web sitesinin yenilendiğini aktaran Rektör Rektör Zafer Gül, hizmet ve süreç odaklı bir tasarıma geçilerek teknolojik altyapının sağlamlaştırıldığını, e- posta sistemindeki kotanın artırıldığını ve güvenlik sisteminin de güçlendirildiğini anlattı. Rektör Gül, elektronik belge yönetimi, e-imza ve mobil imza uygulamalarının hayata geçirildiğini, Alo Marmara çağrı merkezi ve veri merkezinin de bu yılsonuna kadar faaliyete geçeceğini vurguladı. Rektör Gül, merkezi öğrenci işleri projesi ile de öğrenci işlerinin tek bir merkezden, modern bir şekilde hizmet vereceğini söyledi. Kütüphanelerin 7 gün 24 saat açık çalışma odalarıyla hizmet verdiğini hatırlatan Rektör Gül, ayrıca eski eserlerin tamamen dijital ortama aktarıldığını, görme engelliler için de sesli kitap uygulamasının hayata geçirildiğini dile getirdi. Fakülte ve yüksekokullara standart getirildi Marmara Üniversitesi nde genel olarak bir yeniden yapılanma sürecinin başlatıldığını ve bunun devam ettiğine işaret eden Rektör Gül, çift anadal ve yandal programlarının üniversitenin bütün birimleri arasında uygulanabilir hale getirildiğini ifade etti. Rektör Gül, fakülte ve yüksekokulların da çağın gerektirdiği şekilde yeniden şekillendirildiğini şu sözlerle aktardı: İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi yerine İktisat, İşletme ve Siyasal Bilgiler Fakültesi kuruldu. Siyasal Bilgiler Fakültesi nde yeni bölümler açıldı. Hemşirelik Yüksekokulu, Zeynep Kamil Yüksekokulu ve İlahiyat Meslek Yüksekokulu kapatıldı. Teknik Eğitim Fakültemiz 2016 itibariyle kapanıyor. Teknoloji Fakültesi işlerlik kazandı ve öğrenci alımına başladı. Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu kurduk ve bazı bölümlerimizi oraya aktardık. Yabancı dil hazırlık eğitimi, Avrupa Ortak Dil Kriterleri çerçevesinde yeniden yapılandırıldı. Yrd. Doç. Dr. Nusret Ramazanoğlu Ramazan Yolal Ayten Öztezcan Prof. Dr. Nilhan Kayaman Apohan Doç. Dr. Ali Demir Sezer Arş. Gör. Erkan Dursun Vefa Ödülleri 130. Yıl Akademik Başarı Ödülleri dağıtıldı Rektör Gül ün konuşmasının ardından Marmara Üniversitesi nin 130. Yıl Akademik Başarı Ödülleri takdim edildi. Bilim, performans, araştırma, patent, sanat, hizmet, atıf ve vefa alanlarında dağıtılan ödüller sahiplerini buldu. Ödüllerin dağıtılmasının ardından, kokteyle bölümüne geçildi. Rektör Prof. Dr. M. Zafer. Gül, fakülte dekanları, öğretim elemanları, araştırma görevlileri ve idari personellerin bulunduğu kokteylde görüş alışverişinde bulundu. Prof. Dr. Yavuz Taga Yrd. Doç. Dr. Durmuş Hocaoğlu Doç. Dr. Ali Delice ri e l l ü d Ö a m r ı t ş a r A Patent Ödülleri Yrd. Doç. Dr. Mustafa Aksoy Arş. Gör. Mustafa Kemal Bilici Doç. Dr. Emine Dilara Koçak Yrd. Doç. Dr. Alper Şişman Doç Dr. Hayati Şeker Doç. Dr. Mustafa Demetgül Doç. Dr. Tuğba Tunalı Akbay Arş. Gör. Doç. Dr. Burcu Yılmaz Şahinbaşkan Dr. Cenk SESAL

10 AYLIK AKBİL 11. SAYI 11. SAYI RÖPORTAJ 11 Anadolu da saklı bir kasaba Altın Koza ödülü Marmara da Huzur dolu yaşamı ile boğazın incisi, Hz. Yuşa Türbesi ve İstanbul un tek antik kenti olan Yoros Kalesi nin ev sahibi, doğa ile denizin iç içe olduğu tarihi bir balıkçı kasabasıdır Anadolu Kavağı. Billur Türkay 20. Uluslararası Altın Koza Film Şehrin karmaşasından uzaklaşmak isteyenler için boğazın son durağı ve Karadeniz e açılan bir kapı. Kasaba sakinlerinin gemici, bağcı ve marangoz olduğu Anadolu Kavağı nı ziyaretimizde, sohbette bilinmeyenleri öğrendik. İstanbul un tarihi semti Anadolu Kavağı günümüzde turizm ile geçinen, eskinin balıkçı kasabalarından biri olarak biliniyor. Adım başı balıkçı lokantası ile yerli ve yabancı turistleri ağırlayan Anadolu Kavağı, sadece balığıyla meşhur değil. İçinde barındırdığı tarih kokusu, doğal yapısı aslında insanları Anadolu Kavağı na çeken en önemli etken. Tabi balıkçı amcaları ve ağ ören teyzeleri de. Korsan gemilerin sığınağı Anadolu Kavağı şu an balıkçılarıyla, çeşmeleriyle, kuleleriyle turistik bir kasaba. Bakın bu cennet yıllar öncesinde kimlere ev sahipliği yapmış. Anadolu Kavağı nın önceden korsan yuvası olduğunu, korsanların gemileri soyup ganimetleri kasaba halkıyla paylaştıklarını anlatan 103 yaşındaki Hüsrev Amca: Eskiden korsan gemileri, Boğaz dan geçen gemileri soyduktan sonra Anadolu Kavağı Limanı na sığınırlarmış. Hatta o dönemlerde kavağa ait altı tane korsan gemisi varmış. Korsanlar Yoros Kalesi ni kendilerine gözetleme kulesi olarak mesken tutmuşlar. Bu tepeden boğaza giriş yapan gemiler gözlenir ve ardından limandan demir alınıp o gemiyi soymaya gidilirmiş. Yine aynı dönemde burada yaşayanların gelir durumu da çok iyi durumdaymış. Çünkü korsan gemilerinin köye getirdiği ganimetlerden herkes pay alırmış. Kavağın en eski sakinleri kavak ağaçları Anadolu Kavağı nda yaptığımız gezide dikkatimizi çeken iki ağacı kasaba sakinlerine sorduğumuzda bu ağaçların birisinin 600 yıllık, diğerinin ise 400 yıllık iki tane anıt ağaç olduğunu öğrendik. Meğer bu iki ağaç kavağın en eskileri arasında ilk sıralarda yer alıyormuş. Anadolu Kavağı güzel çeşmeleriyle de ün yapmış. Kavağın sakinlerinden öğrendiğimize göre iskelede bulunan Evliya Hatun Çeşmesi nin kitabesi bulunarak ya da kayıtlardan benzeri kopya edilerek Topkapı Sarayı nda sergileniyormuş. Anadolu Kavağı nın bir diğer güzel çeşmesi de Fatma Hatun Çeşmesi. Yatık bir dikdörtgen prizma şeklinde olan mermer hazneli çeşme, ne yazık ki bugün bulunduğu yerde açılan bir balık lokantasında masa olarak kullanılıyor. Cennetten bir kare Kasaba kahvesinde sanki cennetten bir kareyi izler gibi çaylarımızı yudumlarken kasaba sakinlerinden Hüsrev Amca gezimizi süslendirecek bilgiler vermeye devam ediyor. Hüsrev Amca bizlere şöyle anlatıyor antik kent Yoros Kalesi ni: Yoros Kalesi bizlere Doğu Roma Devleti nden kaldı. Yıldırım Bayezid burayı bir üs gibi kullanmış ve daha sonra Anadolu Hisarı nı inşa ettirmiştir. İstanbul un fethindeki süreç bu şekilde başlamış. Şu an ise gördüğün durumda kale. Her tarafı çöplük ve sanki yazı tahtası gibi karalanmış. Hüsrev Amca haklı. İnsanımız koruyamamış sanki bu kıymetli yapıyı. Her yerini çizmiş, karalamış, yazılar yazmış ve çöplüğe çevirmiş. Yerli halkın dışında girişler ziyaretçi kartıyla yapılıyordu. Hüsrev Amca nın bizlere anlattığına göre; 1980 li yılların sonuna kadar sivil halkın girişine yasak olan Anadolu Kavağı askeri bölge olarak kullanılmış. Bu döneme kadar Anadolu Kavağı na girişlerde araç ve kimlik kontrolleri yapılırmış. Bu yasaklı dönemin Anadolu Kavağı için olumlu bir şey olduğunu söylüyor Hüsrev Amca. Bu dönemde dışarıdan girişler denetlendiği için çevreye olan zarar da azmış. Bizim de tanık olduğumuz yasak bitiminden günümüze kadar çevresel kirlilik sorunu, Anadolu Kavağı nın en önemli sorunlarından biri haline gelmiş. Gezimizin sonuna geldiğimizde ise keşke burada konaklasak ve gece nasıl bir ruha bürünüyor Anadolu Kavağı görebilsek diye aklımızdan geçirmiş olsak da balıkçıları, kaleyi ve muhteşem manzarayı bırakıp şehre dönmemiz gerekiyor. Çünkü gelip de konaklayabileceğiniz bir yer bulunmuyor güzelim Anadolu Kavağı nda. Anadolu Kavağı Festivali Öğrenci Filmleri Yarışması Belgesel Jüri Özel Ödülünü, Marmara Üniversitesi Yüksek Lisans öğrencisi Emrah Kılıç aldı. Marmara Medya Merkezi nden de destek alarak gerçekleştirdiği Gecekondu Mahallesi adlı belgeselin yönetmeni Kılıç, filmin hazırlık aşamasından Adana daki ödül törenine kadar yaşadığı heyecanı ve mutluluğu Ebru Avcı Gecekondu Mahallesi yle ödül aldın, öncelikle tebrik ederim. Altın kozaya başvurma hikâyeni bize biraz anlatabilir misin? Filmin asıl kısmı kurgusuydu. Kurgusuyla 4-5 ay uğraştım. Klasik belgeselin dışında biraz farklı bir belgesel, bu yüzden kurguya biraz kafa patlatmamız gerekti. Çünkü benim filmimde kamera hareketi yok, müzik yok, diyalog yok. O anlamda farklı bir şeydi. Bu yüzden de iyi bir metnin ortaya çıkması için kurgunun çok iyi olması gerekiyordu. Filmi yaptıkça, tamamladıkça Mehmet Öztürk Hocama gösteriyordum. Filmi ilk Documentarist yarışmasına gönderdim. Film seçkiye girdi. İkinci yer burası yani Uluslararası Altın Koza Film Festivali oldu. Burada ise filmimiz finale kaldı. Adana ya gidip ödülümüzü aldık. Adana daki Altın Koza maceran nasıldı peki? Ben ilk defa bir festivale katıldım. İlk defa bizlerle paylaştı. Kübra Albayrak ödül aldım ve ilk defa bir film çektim, bu yüzden güzeldi, heyecanlıydı. Farklı bir şehre gidiyorsunuz, 5 yıldızlı bir otelde kalıyorsunuz ve dilediğiniz gibi yiyip içiyorsunuz. Bu da sizin kendinizi özel hissetmenize neden oluyor. En önemlisi de sizin gibi düşünen, sizin yapmak istediklerinizi yapmak isteyen ve çabalayan insanlarla bir araya gelip onlarla kaynaşıp filmlerinizi tartışıp konuşmak. Bize biraz Gecekondu Mahallesi ni anlatır mısın? Filmi çektiğimiz yer Darphane nin arka tarafında Beşiktaş ta küçük bir mahalleydi. Darphane biliyorsunuz İstanbul un güzel elit yerlerinden bir tanesi. Yüksek gökdelenlerin olduğu, kentsel dönüşümün acımasızca devam ettiği önüne gelen yeri silip süpürdüğü bir yer. Ve biz bu dönemde çektik bu filmi. Amacımız manipüle etmeden iki küçük esnafı ele alarak başka şeyleri anlatmaktı. Orada ne oluyor ne bitiyor onu ortaya çıkarmaktı. O mahalledeki bastırılmışlığı, baskınlığı, tezatlığı, o mahallenin hemen 100 metre ötesindeki başka bir hayatla olan ilişkisini ortaya çıkarmaktı. Yani kent yaşamıyla ilgili bir sorunu ortaya çıkarmak istediniz. Evet Dedik ki burada bulunan gökdelenlerdeki kolektif yaşamın hemen arkasında da böyle bireysel ve insanların en azından kendi yaşam alanını biçimlendirdiği bir hayat var. Oradaki insanlarda bu yerleri yaşam alanlarını kendileri yapmış. Bilirsiniz mekânlar insanların karakterlerine de etki eder ve onlarda orada farklı bir insan olarak yaşıyorlar ama gökdelenlerdeki veya sitelerdeki insanların çok farklı karakterleri ve farklı yaşam alanları oluşuyor. Ben biraz bu aradaki tezatlığı ve baskınlığı ortaya çıkarmaya çalıştım. Birbirlerinden çok farklılar ama arada sadece 100 metre var. Bir yandaki çocuklar toprakla temas ederek kediyle köpekle oynarken diğer yandaki çocuk bambaşka şekilde bilgisayarla ya da sitede 3-5 parça plastikten yapılmış parklarda oynuyor. Ben tabii gecekondu tarafındaydım. Emrah Kılıç Belgesel jüri özel ödülünü aldın, bu ödülün Gecekondu Mahallesi ne neler katacağını düşünüyorsun? Daha fazla insana ulaşmasını sağlayabilir mi? Bilmiyorum aslında sağlarsa güzel olur ama en büyük etkisi şöyle olabilir; benim film 10 kişiden 3 ünün anlayabileceği tarzda bir belgesel. Klasik tarzda bir belgesel olmadığı için insanlar izleyip bitince de Şimdi ne oldu? şeklinde tepki verebiliyorlar. Bu yüzden de bir ödülle etiketlendiğinde belki biraz daha üzerinde durulması gereken bir film olduğu ortaya çıkabilir. Bu yüzden bu ödülün filme faydası olabilir. Belki de sana film yapmaya devam etmen için yardım edecek imkânlar sağlayabilir. Aslında derdinde bu sanırım. Tabii ki Bunlar beni motive ediyor.

12 SÖYLEŞİ 11. SAYI 11. SAYI SAĞLIK 13 Canan Tan la edebiyat üstüne Marmara da kapalı akciğer ameliyatı Billur Türkay Ankara doğumlu, edebiyatçı yazar Canan Tan edebiyat sevgisinin aksine, ailesinin de zorlamasıyla Eczacılık Fakültesi ni bitirir. Yine de edebiyattan kopmayan, öyküler yazarak kendini ait olduğu yerde aramaya devam eden yazar, değişik edebiyat türlerinde eserler vererek kendine yazın alanında önemli bir yer edinir. Bakın Canan Tan la söyleşimizde geçmişten bugüne yaşadıklarıyla ilgili neler öğrendik. Eczacı Canan Tan ın edebiyatla buluşması nasıl gerçekleşti? Yazmak en başından beri benim hayatımın bir parçasıydı. Lisede kazandığım bir şiir kupam var. Henüz ortaya çıkarmadığım o dönemlerde yazdığım şiirleri topladığım bir dosyam var. Hayalimdeki meslek gazetecilikti. Eczacılığa yönelmemde babam etkili oldu. Edebiyat ile buluşma noktama gelince; 1979 yılında Kelebek gazetesinin senaryo yarışmasında Oğlum adlı eserimle aldığım birincilik ödülü, bana bu fırsatı verdi ve ardı sıra aldığım ödüller ile gerçek mesleğimin yazmak olduğuna karar verdim. Tek kadın mizah yazarı olmak nasıl bir duygu? Mizah benim yaşam biçimim. Hayatım Aziz Nesin in kitaplarını okumakla geçti. Mizah yazılarımı bir dosyada topladım. Aziz Nesin Gülmece Öykü Yarışması na gönderdim. Ödül alınca basılmamış olan kitabım basılmaya başlandı. Editör beni telefonla arayarak Türkiye nin ilk kadın mizah yazarı olduğum için kutladı. Bu beni çok mutlu etmişti. Mizah ve çocuk kitaplarından sonra karşımıza klasik öyküyle çıktınız. Bu kadar farklı tarzda yazmayı nasıl başarıyorsunuz? Mizah benim ilk göz ağrım asla vazgeçmem ondan. Ama duygusal dürtülerimiz sabit değil. Bir insan sabahtan akşama kadar gülemez, ağlayamaz. Yaşam içinde bir dolu farklı duygularımız var. Farklı türlerde eserler yazıyor olmam bundan kaynaklanıyor sanırım. Bu geçişler benim için de bir dinlenme dönemi oluyor. Edebiyatın bu döneminde kadın yazarların bu denli az olmasını siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Kadınların gülmesinin bile ayıp görüldüğü bir geçmişten geliyoruz. Kadının bu tür toplumsal baskılardan kurtulması gerekiyor. Ekonomik özgürlüğünü eline almış, aile sorunlarını aşmış olması gerekiyor. Mizah gücüne sahip olmalı ve edebiyat yapıyor olmalı. Düşüncelerini doğru bir şekilde kâğıda dökebilmeli. Canan Tan Evlenmesiyle yazım hayatına bir süreliğine ara veren Canan Tan, Diyarbakır da geçirdiği zamanı fırsat bilerek Piraye yi yazdı. Canan Tan ın Piraye adlı kitabı, yazarın bilinen ve en sevilen eserlerinden biridir. Piraye çok ses getiren bir kitap oldu. Okurlar kitabı sizinle çok özdeşleştirmişler. Sizce neden? Aslında Piraye benim ilk kitabım olmalıydı. Yirmi yıldır bedenimde yaşatıyordum onu. Kafamda, yüreğimde ortak yaşam sürdüğüm öykümdü o benim. İlk kıvılcımın oluştuğu yer Diyarbakır, romanın gerçek mekânı. Ben de Piraye gibi evlenerek Diyarbakır a gelin gittim, on iki yıl orada yaşadım. Ancak Piraye ile kader ortaklığımız bu kadar. Elimden geldikçe kendimden uzak tuttum onu. Akıcı ve yalın bir dile sahip olması, olayların kahramanın ağzından anlatılıyor olması okuyucuyla sıcak bir kontak kurulmasını sağladı. Bu okuyucuya yaşanmışlık hissi verdi. Bir kitabınızın arka kapağında, Kadını en iyi kadın tanır, kadın anlar. yazıyor. Sizce kadını anlatan erkek yazarlar kadını ne kadar anlatabiliyor? Elbette kadın erkeği, erkek de kadını anlatabilir. İyi gözlemleyebildiği sürece. Ama bazı sınırların aşılamayacağını düşünüyorum. Mesela, benim de çoğu mizah yazılarım erkek ağzından yazılmıştır. Ama kalkıp bir erkeğin prostat ağrılarını anlatamam. Eczacılık ve yazarlığın dışında bir de gazetecilik yönünüz var. Bizlere Gazeteci Canan Tan ı anlatır mısınız? Bugüne dek birçok dergi ve gazetede köşem oldu. Roman ve öyküyle okuyucudan tepkilerini hemen almak zor. Gazete öyle değil, yazımın çıktığı her gün mailime onlarca e-posta yağıyor. Güncel olaylar üzerine yaptığım yorumların bıraktığı izleri görebiliyorum. Yazmaya yeni başlayanlar ve yazmak isteyenler için neler önerirsiniz? Okumak yoğunlaştırır, düzenli yazmak ise disiplinleştirir. Özgüven de çok önemli. Sürekli okumak ve yazdıklarını okuduklarıyla karşılaştırıp, buna göre karar vererek eserlerini güvenle ortaya çıkarmalılar. Yazmanın yaşı yoktur, başlamak için hiçbir zaman geç değildir. Aziz Nesin yazmaya ilk başladığında elli yaşındaydı. Dilay Argün Gelişen teknolojinin bir getirisi olan kapalı akciğer ameliyatları (Video Assited Thoracic Surgery) 1990 lı yıllardan itibaren yaygınlaşmaya başladı. Türkiye de kısa süre önce uygulanmaya başlayan tıbbi müdahalede, akciğerdeki tümörler hastanın vücuduna açılan 2 cm lik üçer kesik ile alınmakta. Prof. Dr. Hasan Fevzi Batırel ve Prof. Dr. Scott James Swanson, Marmara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde iki başarılı kapalı akçiğer ameliyatı gerçekleştirdiklerini dile getirdiler. Batırel ve Swanson, akciğerinde tümör bulunan hastalar için uygulanabilecek en iyi yöntemin kapalı akciğer ameliyatları olduğunda ortak fikirdeler. Bu yöntemin avantajları ve dezavantajları nelerdir? Gelişmekte olan bir yöntem olması sebebiyle ekipman sıkıntısı yaşanıyor mu? Prof. Dr. Hasan Fevzi Batırel Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Fevzi Batırel, Harvard Tıp Fakültesi ve Brigham and Women s Hospital Öğretim Üyesi Prof. Dr. Scott James Swanson, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde kapalı akciğer ameliyatları gerçekleştirdiler. Marmara Üniversitesi Televizyonu tarafından canlı yayınlanan ve tıp literatüründe önemli yer tutan bu ameliyatları dalının iki uzmanıyla detaylıca konuştuk. Müdahalenin nasıl yapıldığını anlamak çok önemli. Bu cerrahın eğitimi ile ilgili bir durum. Cerrah, iyi bir donanıma ve beceriye sahip ise operasyon ile ilgili bir problem yaşanmaz. Ameliyat sonrası ağrıların az olması ve hastanın kısa bir süre içinde gündelik yaşantısına geri dönmesi hastalar için avantaj oluşturuyor. Ekipman konusuna gelince; ekipman sıkıntısı yaşamıyoruz; çünkü açık ameliyatlarda kullanılan aletlerin pek çoğunu burada da kullanıyoruz. Açık ameliyatlardan farklı olarak, otomatik kesiciler dediğimiz aletlerden yararlanıyoruz ama bunları temin etmekte de sıkıntı yaşamıyoruz. Bu nedenle bu yöntemin dezavantajları yok denecek kadar az. On yıl kadar önce teknolojik eksikliklerden kaynaklanan bazı olumsuzluklardan bahsedebilirdik; iki boyutlu görüntüler gibi. Fakat günümüzde HD kameralar ve 3 boyutlu görüntüler sayesinde bu sorun ortadan kalktı. Bu yenilikler sayesinde görüntüler daha net geliyor ve operasyon daha rahat gerçekleştiriliyor. Böylece kapalı ameliyatlar tercih edilebilir hale gelmekte. Prof. Dr. Scott James Swanson Ameliyatların kapalı olarak gerçekleştirilmesi doktorun tercihine mi bağlıdır? Geçmiş zamanlarda ameliyatın kapalı olarak gerçekleştirilmesi doktora bağlıydı. Ancak günümüzde hem Türkiye de hem de Amerika da bu yöntemle tedavi olan hastalar diğer hastalara tavsiye ediyor ve artık bize kapalı ameliyat talebi ile geliniyor. Bu yöntem her akciğer ameliyatında, her hastaya uygulanabiliyor mu? Ne yazık ki her hastaya uygulanamıyor, yalnızca kanserin erken evrelerinde uygulanabilir. Günümüzde bir cerrahın yaptığı ameliyatların %50-60 ı kapalı yöntemle yapılmalıdır. Amerika daki uygulamalar bu ortalamaya uymaktayken; Türkiye de bir cerrahın yaptığı kapalı ameliyat oranı %10 civarındadır. Türkiye de ameliyatlarda kullanılan teknoloji ile ilgili ne düşünüyorsunuz? Prof. Dr. Swanson: HD kameralar ve kullanılan aygıtlar giderek gelişiyor; fakat bazı hastanelerde bunu kullanabilecek uzman sayısı yetersiz. Bu amaçla düzenlenen sempozyumlar ile doktorlar ve öğrenciler konu hakkında bilgi sahibi oluyor. Böylece uzman sayısı gün geçtikçe artıyor. Amerika da da aynı durum söz konusu. Avrupa da bazı merkezler kapalı ameliyatlarda çok iyi durumdalar ve bu nedenle doktorlar yurt dışında bu ameliyatları takip ediyor. Prof. Dr. Batırel: Bizde iyi uygulama becerisi olmasına rağmen alet üretiminde geride kalıyoruz, bazı Avrupa ülkeleri ve ABD üretimde daha başarılı. Giderek artan hasta talepleri ile beraber kapalı akciğer ameliyatları yaygınlaşıyor. Hastaların bu yöntemi tercih etmelerindeki en önemli etkenin günlük hayatlarına hızlı bir şekilde dönebilmeleri olduğu söyleniyor.

14 HABER 11. SAYI 11. SAYI SPOR 15 Eğirdir ve Burdur gölleri gerçekten kuruyor mu? Eğirdir ve Burdur gölleri nin kuruduğu iddialarına kimi uzmanlar destek verirken kimileri karşı çıkıyor. Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) na göre, Ülkemizde birçok sulak alanda kuruma ve kirlilik başta olmak üzere çeşitli sorunlar yaşanıyor. Eğirdir Gölü ülkemizin ikinci büyük tatlı su gölü ve doğal içme suyu havzası olmasının yanı sıra biyolojik çeşitlilik değerleri bakımından uluslararası öneme sahip bir sulak alan. Ancak, çevresindeki tarımsal faaliyetlerde, aşırı miktarda kimyasal ilaç ve gübre kullanımı nedeniyle Eğirdir Gölü tehdit altında. Futbolun alt edilmiş yapısı Milyonlarca liranın döndüğü futbol piyasasında, belki de en önemli sorun altyapı. Futbolu can damarı olarak beslemesi gereken alt yapı, maddi imkansızlıklar, yetersiz eğitim ve şöhret kaygılarıyla çıkmaza sürükleniyor. Buşra Türker Burdur Gölü Çiğdem Altun Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) nin Kuruyan Anadolu raporunu uzmanların bir kısmı yalnızca iddia olarak değerlendirirken, diğer bir kısmı kuraklığı, yeraltı sularının bilinçsiz kullanımına ve barajların var oluşuna bağlamakta. Orta Asya, Orta Doğu, Balkanlar ve Afrika dan 19 bilim insanı, NASA nın verilerinden yararlanarak Türkiye deki mevcut su kaynaklarını inceledi. Su Raporu başlığı altında değerlendirilen Kuruyan Anadolu raporunda, Eğirdir ve Burdur göllerinin kuruduğu ve Kovada Gölü nün birkaç yıla kuruyacağı iddia ediliyor. Zaman zaman kuruduğuna şahidiz NASA nın Eğirdir ve Kovada göllerinin kuruduğu iddiasının tamamıyla doğru olmadığını söyleyen Devlet Su İşleri (DSİ) 18. Isparta Bölge Müdür Yardımcısı Şükrü Baysal, yalnızca Burdur Gölü nde kuruma olduğunu belirtti. Baysal, gölün zaman zaman meteorolojik nedenlerle kuruduğuna şahit olduklarına dikkati çekti. Barajlar yokken de kuruma vardı Baysal, Doğa Derneği nin göllerin kurumasını barajlara bağladığını ancak asıl nedenin meteorolojik olduğunu belirterek şunları kaydetti: Devlet Su İşleri (DSİ), 1954 te kuruldu. Bölgede baraj dahi yokken Burdur da kuraklıktan dolayı kuruma ve çekilmeler yaşanıyordu. Gölün kurumasında barajın etkisinin olduğunu söyleyen kişi sayısı 70 i geçmiyor. İddianın gerçekliğine ihtimal vermiyorum Eğirdir Su Ürünleri Araştırma İstasyon Müdürlüğü nden Şakir Çınar, İddianın gerçeklik payı olduğuna ihtimal vermiyorum. Eğirdir Gölü, Beyşehir Gölü nden su kaynakları seviyesi açısından daha düşük. Göle özel uygulamalar yapılıyor. dedi. Çok sayıda göl kurudu iddiası Diğer tarafta ise kuruyan çok sayıda gölün olduğunu belirten Süleyman Demirel Üniversitesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erol Kesici, iddialar konusunda NASA la hemfikir olduğunu, söyledi. Doç. Dr. Kesici, Doğal göller kurumuş durumda. Kuruyan alanlar 60-70 kilometre den fazla. Eğirdir Gölü doğal özelliğini kaybetti. ifadelerini kullandı. Sorun yalnızca kuruma değil Göllerdeki sorunun yalnızca kuruma olmadığına dikkat çeken Kesici, Doğal göllerin damarları tıkandı. Gölleri atık deposu haline getirdiler. Atıkların dolmaması gerekir. Yani problem yalnızca suyun çekilmesi değil, kirlenmesi. Su hapsediliyor. Tarım şekli belirlenmeli. Sulama şekli düzeltilmeli. Önce koru, sonra kullan olmalı. şeklinde konuştu. Yeraltı suları ruhsatlı ve kontrollü olmalı Yeraltı suyunun hazine olduğunu ve tarımsal sulamanın yeraltı suyundan yapıldığını ifade eden Türk Ziraat Yüksek Mühendisleri Birliği Genel Başkan Yardımcısı Fikri Kaya ise, Bu durumda kaynakları besleyen su rezervi tükeniyor. Durum böyle olunca da göller kuruyor. Yeraltı suları ruhsatlı ve kontrollü olmalı. dedi. Kuruma kuraklıktan değil Kaya, Tarımda çeşitli sulama yöntemleri kullanılıyor. Ancak vahşi sulama yöntemi tercih ediliyor. Amerika gibi su sıkıntısı çeken birçok ülkede yeraltı sularını arttırmaya yönelik çalışmalar yapılıyor. söyledi. RAPOR -Son 60 yılda 2 milyon hektar sulak alan kurudu. -Burdur Gölü nün sadece 2012 de kaybettiği su miktarı 3 milyar damacanadan fazla. -20 yıl önce altı deniz denilen Konya Havzası nda su seviyesi her yıl 1,5 metre düşüyor. -14 göl kuraklık tehlikesi altında. -Çok su tüketen tarım politikaları ve suyun doğal döngüsüne barajlarla müdahale eden su politikaları. ÇÖZÜM -Sulama şekli ve tarım şekli düzeltilmeli. - Tarımda vahşi sulama yöntemleri kullanılmamalı. -Tarımsal faaliyetlerde kimyasal ilaç ve gübre kullanımının engellenmesi, -Yeraltı suyunun ruhsatlı ve kontrollü kullanılması, - Yeraltı suyunun atık su deposu haline getirilmemesi. Türk futbolunda birçok yıldız adayı, altyapılarda var olma mücadelesi veriyor. Eskiden birçok yıldızın çıktığı Türk futbo-lunda şimdilerde Avrupa çapında oyuncu sayısı, bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az. Aslında bu konu herkesin çok iyi bildiği ama nedense kimsenin çözüm üretmeye yanaşmadığı bir sorun. Disiplin ve eğitim farkı Dört büyükler de değil Anadolu kulüplerinden de yetişen yıldız oyuncular, kendilerini belli etmede sorunlar yaşıyor. Kendi yağıyla kavrulmak zorunda olan bu takımlar altyapılarına daha da önem verip iyi ürünler yetiştirerek bunları piyasaya sürme gayreti içerisine girmiş durumdalar, fakat disiplin ve eğitim olarak Avrupa düzeyinde futbolcu yetiştirilemiyor. Genç yeteneklerin bir an önce para kazanma istekleri futboldan kopmalarını kaçınılmaz kılıyor. Diğer yandan ülkemizdeki altyapı kulüplerinin birçoğu yeteri kadar teknik donanıma sahip değil. Ancak dünya futbolunda başarı gösteren kulüplerin birçoğu altyapıya büyük önem veriyor. Dünyada altyapısıyla ünlü kulüplerin başında Ajax ve Barcelona kulüpleri geliyor. Ajax, son yıllarda altyapı konusunda sorunlar yaşasa da, Barcelona bu konuda ünlü tesisleri La Masia ile büyük yıldızları dünyaya kazandırmakta. Altyapının geçmişiyle ilgili görüşlerinden yararlandığımız deneyimli gazeteci, yazar Kemal Belgin geçmişten günümüze altyapının değişimini anlattı. 1965-1966 yılında Altyapı Eğitim Dairesi Başkanlığı kurulduktan sonra takımların altyapılarına daha da önem verir hale geldiğini dile getiren Belgin: 16, 17, 18 yaşlardan oluşan genç takımlar kademelere bölünerek 9-13 yaşa indirildi, bu uygulamalar Avrupa dan alınırken Türkiye deki ekonomik yapı dikkate alınmadığı için belli bir düzen oturtulamadı. Altyapının, incelenirken toplumsal durumlarla birlikte ele alınması problemine de değinen Kemal Belgin, altyapının kademelere bölünmesinin biraz da ekonomiyle ilgili olduğunu dile getirdi. Ayrıca eskiden maddi sıkıntılar yüzünden ailelerin futbola uzak kaldığı, şimdi ise ailelerin kendi istekleriyle çocuklarını altyapılara getirdikleri de belirtti. Son yıllarda Türkiye Futbol Federasyonu nun düzenlemeleriy-le altyapıdan oyunculara kadrosunda yer vermek zorunda olan kulüplerimiz, bu konudan sıklıkla yakınmakta. Fakat altyapıdan futbolcu yetiştirip, devamlılığı sağlamadıkları için de her geçen yıl ekonomik olarak batağa saplanıyorlar. Nerede o eski yıldızlar 1903, 1905 ve 1907 Türk futbolunun ileride üç büyükler olarak adlandırılacağı üç büyük takımın doğuşunun tarihleri. Bu takımların altyapı oluşumlarına bakılacak olunursa şöyle bir manzara ile karşılaşırız; Fenerbahçe de ilk genç takımlar 1930 lu yıllarda kuruldu. Tarihte ilk olan ve bir hayli ilginç olan bir durum da yine Fenerbahçe altyapısında gerçekleşir: 1955-1956 dönemlerinde aynı renkler altında oluşturulmuş iki takım olan Naci Bastoncu ve Boncuk Ömer in takımı. Galatasaray altyapısının içeriğini ve daha fazlasını Eray Sözen in kaleme aldığı Başlangıç Noktası Florya isimli yazısından öğreniyoruz. Galatasaray 1940 lı ve 1950 li yıllarda yıldız adayı çıkarmaya başladı. Muzaffer Tokaç, İsfendiyar Açıksöz, Turgay Şeren, Coşkun Özarı. Sonraki dönemlerde ise Bülent Korkmaz, Tugay Kerimoğlu, Suat Kaya. Son dönemlerde isimlerinden bahsedebileceğimiz oyuncularsa; Arda Turan ve Semih Kaya. Tugay Kerimoğlı

MARMAR A ÜN 1883 VERS TES haber.marmara.edu.tr @MarmaraMM / marmaramedyamerkezi Marmara Medya Merkezi yeni döneme başladı Dilay Argün 16 birimi ile uygulama faaliyetlerini sürdüren Marmara Medya Merkezi, alınan 121 öğrenci ile yeni döneme başladı. 2011 yılından bu yana faaliyet gösteren Marmara Televizyonu, Marmara Radyo, Marmara Haber Ajansı, Marmara Gazete, İnternet Haber, TV ve Görüntülü Haber, Dış Haberler, E-Yayıncılık, Marmara Halkla İlişkiler Ajansı, Reklam Ajansı, Tasarım Ajansı, Animasyon, Kurgu, Sosyal Medya, Sinema: Marmara Sinema Topluluğu birimleri ile öğrencilerin teorik bilgilerini uygulamaya aktarmalarına imkân sağlayan Marmara Medya Merkezi ne bu dönem 121 kişi ile çalışmaya başladı. Marmara Medya Merkezi birimleri bu güne kadar çok sayıda faaliyet yaptı: Marmara Sinema Topluluğu tarafından Prof. Dr. Serpil Kırel, yönetmen-senarist Faysal Soysal gibi pek çok değerli katılımcıların olduğu on oturumluk Sinema Atölyesi düzenlendi. Sinemarmara dergisi online olarak yayın hayatına başladı. Radyo, aralarında İnci Ertuğrul, Ceyhun Yılmaz, Şoray Uzun, Betül Arım, Melih Gümüşbıçak, Mustafa Mayadağ, Can Bonomo gibi çeşitli sektörlerden 40 ı aşkın konuk ağırladı. Marmara Medya Merkezi ne açıldığı dönemden bu yana gelen ziyaretçilerin sayısı 60 ı geçti. Gazeteci İrfan Değirmenci, Gazeteci Bekir Develi gibi konukları ağırlayan Marmara Medya Merkezi nin haber. marmara.edu.tr linkli haber sitesinde yayımlanan haber sayısı 3200 ü buluyor. Marmara Gazete nin yayımlanan onbir sayısında ise yaklaşık 250 haber yer alıyor. Canlı yayın aracını da bünyesine katarak altı canlı yayına imza atan Marmara Medya Merkezi, 2012 yılında 24. Genç İletişimciler Yarışması ndan ise çeşitli dallarda toplam altı ödül aldı. Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Zafer Gül, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk, Kanal D Haber Müdürü Salih Selçuk, Yönetmen Ezel Akay, Medya Merkezi nin İhlas Haber Ajansı, Anadolu Ajansı, Reuters ve Euronews gibi ulusal ve uluslararası medya kuruluşları ile anlaşmaları vardır. Uzmanlık alan dersleri yönergesi yürürlükte Marmara Üniversitesin de, Senato kararıyla öğretim elemanları, danışmanlığını yaptığı yüksek lisans ve doktora/sanatta yeterlik öğrencilerine kendi uzmanlık alanlarıyla ilgili ders verebilecek. Hatice Özbey 8 Temmuz da Senato nun kararıyla yürürlüğe giren yönergeye göre öğretim üyeleri kendi bilimsel çalışma alanındaki bilgi görgü ve tecrübelerini aktarmak, bilimsel etik hakkında bilgilendirmek ve çalışma disiplini kazandırmak, güncel literatürde araştırma yapma, literatürü takip etme ve değerlendirme yöntemlerini paylaşmak ve öğrencinin tez/sergi/ proje çalışmasının temellerini oluşturmak amacıyla açılmasını önerdiği teorik dersi yüksek lisans ve doktora öğrencilerine verebilecek. Uzmanlık alan dersi ilgili Enstitünün Anabilim/Anasanat dalı kurulunun önerisi dikkate alınarak Enstitü Yönetim Kurulu önerisi ve Senato kararı ile açılacak. Bir öğretim üyesi, farklı Enstitülerdeki danışmanlıkları dâhil olmak üzere, aynı dönemde biri tezli yüksek lisans diğeri doktora/sanatta yeterlilik olmak üzere en fazla iki uzmanlık alan dersi açabilecek. Öğretim üyesi, danışmanlığını yaptığı yüksek lisans öğrencisi için lisansüstü öğretimi boyunca en fazla iki, doktora öğrencisi için lisansüstü öğretimi boyunca en fazla dört yıl uzmanlık alan dersi açabilecek.