BİLİNCİN ÜÇ ŞİMDİ Sİ



Benzer belgeler
7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3)

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

2.SINIFLAR PYP VELİ BÜLTENİ

TÜRKİYE DE VE DÜNYADA İNSAN HAKLARI HABERCİLİĞİNİN OLANAĞI

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

DİKKAT VE DİKKAT TOPLAMA ADEM TOLUNAY ANADOLU LİSESİ REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMA SERVİSİ

İYİ VE KÖTÜ NÜN KÖKENLERİ

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Haberi okumak ve yazmak aslında ne demektir?

Din Felsefesi ve Hermenötik Atölye Çalışması (15 Mayıs 2010)

HABERE FENOMENOLOJİK YAKLAŞIM

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI İLKOKUL BÜLTENİ

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

Yazılım Ekonomisi ve Özgür Yazılım. Bora Güngören 26 Ağustos 2006

DOÇ. DR. DOĞAN GÖÇMEN DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

FELSEFİ YAPIDA EĞİTİM MODELLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

Tek başına anlamı ve görevi olmayan ancak kendinden önce gelen sözcükle öbekleşerek anlam ve görev kazanan sözcüklerdir. Edatlar şunlardır:

BİLGİ VARLIK İLİŞKİSİ VE DEĞİŞİM PROBLEMİ. -İki Gizli Müttefik: PARMENİDES ve HERAKLEİTOS-

BAĞLAÇ. Eş görevli sözcük ve sözcük gruplarını, anlamca ilgili cümleleri birbirine bağlayan sözcüklere "bağlaç" denir.

İsa Mesih elçilerini seçiyor

ÜÇÜ BİR ARADA (ÇAY, ÇİKOLATA, KİTAP) GİRİŞ

Reel Analiz I (MATH 244) Ders Detayları

kavramının inşa edilmesi

225 ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ. Yrd. Doç. Dr. Dilek Sarıtaş-Atalar

...Bir kitap,bir mesaj!

TOPLANTI BİLGİLERİ MUTLU GÜNLERİMİZ KONUKLARIMIZ

Ata Hocanin bize kazandirdigi guzel insanlardan biri de sevgili Tulin dir... Tulin in yazisini paylasiyor,

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI FELSEFE

DİL DÜŞÜNCE VE VARLIK İLİŞKİSİ

ALGI VE ALGISAL ÖRGÜTLEME YASALARI

KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI

Özgüven Nedir? Özgüven Eksikliği Nedir?

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II 2015

BİLGİ KURAMI DERS NOTLARI DİL VE TARİH-COĞRAFYA FAKÜLTESİ, FELSEFE BÖLÜMÜ

İNGİLİZCENİN SEVİYELERİ

Yöntem nedir? Öğretim yaşantılarının desenlenmesi, uygulanması ve değerlendirilmesi aşamalarında bilinçli olarak seçilen ve izlenen düzenli yoldur.

Dr. Hakan Karaş. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi BARİLEM Evrimsel Psikiyatri Grubu

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

AŞKIN ACABA HÂLİ. belki de tek şeydir insan ilişkileri. İki ayrı beynin, ruhun, fikrin arasındaki bu bağ, keskin

2. Gün: Stratejik Planlamanın Temel Kavramları

fizik güncesi ALBERT EINSTEIN DAN 10 HAYAT DERSİ Haftalık E-bülten MARMARİS KAMPÜSÜ

Üniversite Üzerine. Eğitim adı verilen şeyin aslında sadece ders kitaplarından, ezberlenmesi gereken

PROBLEM ÇÖZMEDE ZİHİNSEL SÜREÇLER

FELSEFE DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER

Üniversite Öğrencilerinin Eleştirel Düşünmeye Bakışlarıyla İlgili Bir Değerlendirme

VARLIKBİLİMSEL KANIT ÜZERİNE KANT IN DÜŞÜNCESİ

ETKILI BIR FEN ÖĞRETMENI

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

ÇOCUĞUNUZUN İŞİTMESİ NORMAL Mİ?

Liderlik Üzerine Bir Analiz

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

- Kurslara, seminerler katılın, farklı mekanlar keşfedin. Kendiniz için bir şeyler yapın. Böylelikle eşinize anlatacağınız farklı şeyler olacaktır.

Değerler Ekim Page 2

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

HİKÂYE ETME BİLİMİ 1 :

BİLİŞSEL PSİKOLOJİ VE BİLGİ İŞLEME MODELİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

Ve Brahman bir felsefedir ve o çeşit anlamlarıyla felsefi ve edebi yazılarda kullanılır.

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 4. ÜNİTE: OPTİK 5. Konu RENKLER ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

Ayhan Bıçak, Tarih Metafiziği ya da Kendilik Bilinci, İstanbul: Dergah Yayınları, 2015, 252 s.

Estetik (MTT194) Ders Detayları

Matematik Ve Felsefe

Hegel, Tüze Felsefesi, 1821 HAK KAVRAMI Giriş

DİKKAT BU ÖZET 8 ÜNİTE

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

YAPAY ZEKA VE BELLEK. Aziz F. Zambak. Hafıza Çalıştayı Nesin Matematik Köyü, Şirince Ekim 2011

PSİKOLOJİK REHBERLİK BÖLÜMÜ DANIŞMANLIK VE. Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu

10SORUDA AİLE SİGORTASI

Bilim, doğal dünyayla ilgili soruları cevaplamak üzere bilimsel araştırma yöntemlerini kullanarak herkesin irdelemesine açık geçerli ve güvenilir

NURULLAH- Evet bu günlük bu kadar çocuklar, az sonra zil çalacak, yavaş yavaş toparlana bilirsiniz.

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Akıllı Kral Süleyman

GÜZELLİK SEVDİRİR - SEVİLEN GÜZELDİR Mustafa Alagöz

KPSS'de çok konuşulan 'vitamin' sorusu ve çözümü

Wedding Photos & Films. Düğün Fotoğrafları ve Filmleri 2016 YILI PAKETLERİ

EĞĠTĠM YÖNETĠMĠNDE ĠNSAN FELSEFESĠ VE ETĠK

4. SINIF - 3. SORGULAMA ÜNİTESİ VELİ BİLGİLENDİRME BÜLTENİ Öğretim Yılı

GÖKKUŞAĞI KOLEJİ PYP SORGULAMA PROGRAMI

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Günün sorusu: Kişisel gelişim nedir?

Çocuğunuz ne kadar zeki?

ÖDEV ETİĞİ VE İMMANUEL KANT

Dua edelim: I.Korintliler 1:30, Efesliler 2:10

Saygılarımızla, Genç Barış İnisiyatifi Derneği adına, M. Emre Akkaş Genel Başkan

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

MEB kitaplarının yanında kullanılacak bu kitap ve dijital kaynakların öğrencilerimize;

Asal sayılar. II denklem. I denklem

Ruhumdaki. Müzigin Ezgileri. Stj. Av. İrem TÜFEKCİ. 2013/2 Hukuk Gündemi 101

Algoritma Geliştirme ve Veri Yapıları 9 Ağaç Veri Modeli ve Uygulaması. Mustafa Kemal Üniversitesi

Birbirimize anlatacağımız ne çok şey var; düşündünüz mü? İşte bu yazma nedenlerimden biri. İlki...

ilgi ve dikkati zorunlu kılmaktadır. Tarihte felsefî bütünlüğü kurulmamış, epistemolojik, etik, estetik ve metafizik boyutları düşünülmemiş hiçbir

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Transkript:

BİLİNCİN ÜÇ ŞİMDİ Sİ Uluğ NUTKU ÖZET Bilincin üç şimdisi insani zamanın bire indirgenmiş üç boyutudur. Bilinç geçmişi hatırlar ve onu şimdiye sanki canlıymış gibi getirir. Aynı zamanda gelecek için olabilirlikler kurgular ve bunu şimdinin terimleriyle yapar. Böylece bilinç, gerçek zamanın ileriye akışının tersine, hem geçmişi hem geleceği şimdideki varoluşuna bağlar. Bilgi ile inanç arasındaki ilişki sorununun çözümünün bulunduğu fenomen budur. Anahtar sözcükler: zaman bilinci, inanmanın fenomenolojisi, transendens. (The Three Now of Consciousness) ABSTRACT The three now s of consciousness are the three dimensions of human time reduced to one. Consciousness recollects the past and brings it to the present as if it were alive. It also constructs prospects for the future by the terms of the present. Thus, in contrast to the progression of real time, consciousness reverts the course by binding both the past and the future to its existence at present. This is a phenomenon in which the solution of the problem of the relation between knowledge and belief is to be found. Keywodrs: Consciousness of time, phenomenology of believing, transcendence. İlkin 1993 de yayımlanan bu yazımı (flsf) için yeniden yazdım. Emekli öğretim üyesi.

2 Bilincin Üç Şimdi si İnsan üç zaman boyutunda birden yaşıyor: Eylemesiyle şimdide, anmasıyla geçmişte, umut etmesiyle gelecekte. Canlı duyumlamaların ve duygulanmaların şimdiden geleceğe yönelmesiyle birlikte bilincin zamanı gerçek zamanın tersine, şimdiden geçmişe doğru akabiliyor; geçmişi şimdiye getirebiliyor ve gerçek zamana yerleştirebiliyor; üstelik, geçmişi şimdiden daha canlı yaşayabiliyor. Kerbela olayını anarken sırtına zincirler vurarak kendine acı çektiriyor, yahut İsa nın acılarını çekmek için kendini çarmıha gerdirtiyor. Bellek, hayal ve tasavvur yetileri geçmişi şimdileştirmeyi gerçekleştirebiliyor. Bellek bitmiş olanı yinelerken hayal geçmişi canlandırmaya, eskiden olanı aynı duyum ve duygularla yeniden yaşamaya, geçmişte bırakmamaya, bitirmemeye çalışıyor. Tasavvur yeniden yaşanılması istenilenleri umuda bağlayarak geleceğe uzatıyor. Bilincin çift yönlü hareketi (geçmişe ve geleceğe) insanı gerçek zamanın dışına çıkarıyor. Bilginin gereği olan, gerçeği olduğu gibi anlama ile inanmanın gereği olan, gerçeğin bilinmeyen uçlarını sanki var casına, sanki olmuş casına, sanki biliniyor casına düşünme iç içe geçiyor. İnanmanın bilme kadar temel bir özellik olduğu düşünülürse, gerçeklikle gerçeklik dışı olanın bilinçte nasıl kaynaştığı anlaşılabilir; çünkü insanlar doğallıkla birbirlerine inanırlar, inanmaları gerçek dışı olsa bile. Bilimsel bilgi günlük hayatın bu geniş ama çelişkili zemininde ne ise o, başka bir şey değil saptamasının yer aldığı bir parça-alan ın üzerinde yükselir. Bilimin konusu olan, zamanın bilinebilir kesitindeki neden-etki bağları, inancın, bilinmeyen zamandaki ilk ve son uçlarına, bir canlı türün, insanın, yaşama gereği olarak eklenir. İkisinin kördüğüm olduğu yerler vardır. Bu yerler bilinemez olanın biliniyor sanıldığı yerlerdir. Bu durum tek yanlı bir düğüm atma değildir. İnsan bildiğine inanmadığını söyleyemiyor. En keskin eleştirel bakış bile mutlak kuşkuya dönüşmüyor, inanmaya bir pay bırakıyor. Diğer yandan, neye inanıyorsa onu bilgi olarak da kabul etmek istiyor; inancını bilgiyle doldurma gereğini duyuyor; inancı için bilgide delil ve destek arıyor. Böylece bilginin tarihselliğine karşıt yönde bir güç harekete geçiyor. Şimdideki bilgilerin kutsal kitaplarda, simgesel anlatımlarla da olsa, zaten var olduğu inancı, bilincin birbirine kavuşan çift yönlü hareketinin bir sonucu, bilginin mutlaklaştırılmasıyla inancın kutsallaştırılmasının iç içe geçirilişidir. Bilincin doğal akışı içinde kavrayabilecekleri, ancak ve ancak algı içeriği olan süreçlerdir. En önce ve en sonra (ilk ve son) kavramları ile bunların karşıtındaki öncesiz-sonrasız (başlangıçsızbitimsiz) kavramları -her iki kavram çifti- algı içeriğinden yoksundur. İşlerini doğru gütmek için algılarına tutunması gerektiğini bilen insan,

Uluğ NUTKU 3 aynı zamanda içeriğini somutlaştıramayacağı kavramlarla güdülmek istiyor. Oysa bilim, zamanın ilk ve son sayfalarını okumaya kalkışmaz. Buna ancak inanç girişir, ama temelli bir çatışkıya da düşmüş olur; çünkü ilk olanın başlamamış olması gerekir (önceki bir ilk onu başlatmamış, öncekini de daha önceki bir ilk başlatmamış). Oysa başlamamış olan, var olamaz da. İlk olan aynı zamanda sonsuzsa, ilk değildir de. İnsanın zaman ve varoluş girdabında kaybolmaması için elini uzattığı Tanrı düşüncesi iki çatışkıyı bir arada barındırır: Tanrı hem öncesizdir, ilktir ve her şeyi başlatandır; hem de sonsuzdur ve her şeyi sona erdirebilendir. Böylece bilinç doğal akışını bırakır, gerçek zamanın dışına çıkar. Bu noktadan sonra inanılan zaman başlar. İnanılan zaman, sanki olacak bilinciyle geleceğe de uzatılır. Bilinen zaman ile inanılan zaman arasındaki sınır, bilincin ileriye geriye gidiş gelişlerinde kayganlaşabilir. İki soru tarzı vardır: Bilim içi ve bilim dışı. Bilim dışı soru tarzı bilimsel soru tarzı kadar önemlidir, ama bilim dışı sorulara verilecek cevaplar bilimselleştirilmeye çalışılırsa, sorular da cevaplar da anlamsızlaşır. Tanrı var mı, yok mu? sorusu bilimsel cevap beklerse anlamsızlaşır; çünkü soru ne felsefenin varolmavarolmama sorununun (varolanın değişmesi, başkalaşması sorunu) ne de bilimin hata-hakikat sorununun (hatanın hakikatten -bilgidenayıklanması sorunu) içindedir. İnancın sorusu aşkınlığa ilişkindir ve ancak aşmacalar kurularak cevaplandırılabilir. Aynı şekilde, Eğer Tanrının gücü her şeyi var edebilir ve yok edebilirse, Tanrı kendisini de yok etmeye muktedir midir? sorusu, inanç-içidir ve yürütülecek mantık zihne içkindir, nesnel gerçeklikle ilgisizdir. Tanrı kendisini yok etmeye muktedirse, mükemmel olanın eksilmesi çelişkisi; muktedir değilse, mükemmel de değildir çelişkisi (birbirini tamamlayan tanımların birbirine karşı gelmesi) zihin ve inanç-içidir, gerçek nesneler dünyasına uzanmaz. Bunların bilimsel cevapları yoktur. Felsefece önemli soru, bu çelişkiler içinde insanın ne yapmak istediğidir. Bu tür sorular anlamsız değildirler ve cevap olarak sunulan anlam öbekleri, insan inançlarıyla yaşayışını nasıl yoğurmuştur, üslubu ve başarısı nedir sorusunda toplanır. Felsefe için birincil önemdeki konu, zaman bilincinin ve zamanın şimdi kesitinin değerlerle bağlantısıdır. İyi-kötü karşıtlığının göreliliğinin dışından bakıldığında, hiçbir insanın değer verme yetisinden (yeti, yetenek değildir, türün her bireyinde vardır) yoksun olmadığı görülebilir. Yıkıcı bir eylem de bir değere tutunur ve onu gerçekleştirmek ister; asıl değerli olanın farkında olmadan kendi olumladığı değer yönünde eyler. Bu nedenle göreli değerler birbirleriyle çatışırlar; ama hepsi göresiz, temel değerler dayanağında bütünsel anlam kazanabilirler de. Eğer bütün değerler göreli olsaydı (kültürlere göre değişseydi), temel değerlerden söz edilemezdi, genel olanın farkına varılamazdı bile. O

4 Bilincin Üç Şimdi si halde görelilik ve göresizlik birbirini dışlayan karşıtlar değil, gerektiren karşıtlardır. Bu olgu gözden kaçırılırsa, göresiz/temel değerler, göreli/değişken olanın dışında, başka bir yerde, başka bir dünyada aranır. Oysa birincisi (bütün zaman-mekanlar için) ikincisinin (şimdi-burada olan için) içinde durur, hareketlenir ve çekilip çıkarılmayı bekler. Bir insanın bir başkasına kendi törelerine göre saygı göstermesi, yalnız tanışları için değil, töresine göre tanış olabilecek herkes içindir. Elini kaldırıp yavaşça sallayarak selam verme ile elini göğsüne koyarak selam verme, selamlaşmadaki genelliği kurar. Öncelikle bize göre değerli olanın şimdi içinde yer aldığımızdan (yere basmamız, yöreselliğimiz bu önceliği ister), somut gereklilikle karşılaşmadıkça, salt kavramdan kalkarak genele yönelmeyiz. Bilinç yerelden genele açıldıkça, genleştikçe, yöresi, mekanı genişler, dünyayı sarar, her insanın selamını alır. Zaman bilinci değer bilinciyle bezenmedikçe boştur. Değerler hep şimdide sürekli taşınmayı gerektirirler ( sırtımıza binmişlerdir - Nietzsche). Bu süreklilik her şimdi de insan hayatına yayılır, her bireyin ömrünü kaplar. Burada bir paradoks iş başındadır: temel insani değerlerin (daima bir başkasını selamlamaya yönelik) kalıcılığıyla zamanın geçiciliğinin biraradalığı. İnsanın geçmişi şimdiye getirmek istemesi, temel değerler tarafından belirlenmişliği nedeniyle, şimdiyi isterken hep geçmişiyle karşılaşmasından ve kalıcılığın, şimdilerin bütünlüğü olduğunu derinden duymasından ötürüdür. Kendi başına bir geçmişin, şimdide yaşanmayan bir tarihin anlamı yoktur. Bir bilgisayar uzmanı, elindeki becerinin, Taş Devri insanının yonttuklarının şimdileştirilmesi olduğunu söze dökmeden, içten kavrayabilir. Anlam, şimdide yeniden yaratılmadıkça, yaşamaya yabancı kalır, onu gütmez. Yeniden yaratılmayan anlamlar artık yaşanmayan geçmişte kaldıklarından, şimdileri yoktur, gelecekleri de olmaz. Tarih bilgisi edinme ile tarihselliği yaşama arasındaki önemli fark budur. Umut edilen gelecek, şimdide anlamlandırılan, yaşanılması, ölçülmesi istenen bir zaman boyutudur. Yaşanan an, zamanın öbür iki boyutunu kendine çeker. Yukarıda söz ettiğim paradoks, geçici olanın değersiz (örn. fani dünya, ölümlü beden), kalıcı olanın da değerli (örn. ebedi öbür dünya, ölümsüz ruh) sayılmasıyla inanç tarafından çözülmeye çalışıldı. Aynı tarzda algı, değişken ve yanıltıcı sanıldığından, değerden düşürüldü; kavramın değişmezliği bilgi kaygısının dışına taşırıldı, kutsandı. Kutsama en büyülteciyle pekiştirildi: en büyük, en güzel, en iyi. İnsan bunu neden yaptı, neden şimdi-burada en canlı yaşamasının üstüne kavram örtüleri gerdi? Cevabım: Geçmişinden devşirip ölmüşlerini sardığı anmasının gelip geçmemesi ve kökünü sökülmez bir yerde sürdürmesi için zamanı durdurması gereğinden. Zamanı ancak

Uluğ NUTKU 5 değişmeyen kavram durdurabilir (Platon un eşsiz kavrayışı) ve insana bir çeşit ölümsüzlük vaat edebilir. Kutsallaştırmanın kaynağı bu hayat oyununda yatsa gerek. Bilincin, geçmişi şimdiye getirerek durdurmasıyla, geçmiş artık geçmemiş olur. Gene de, Nicolai Hartmann ın işaret ettiği gibi, bütün bunlar yaşanan şimdi içindir, gerçeklikte gelip geçenin hep yakalanabilmesi için. İnsanın en gerçek bilgisi ömrünün bir defalık olmasıdır ve ölüm, zaman boyutlarının bilinçte bir anda düğümlendiği en etkili olay. İnsan, ömrünün biricikliğini anlamlarla süslemezse, zamanda ve mekanda an ı ve yeri olmayacağını bilir. Anlamların paylaşılmadıkça süregitmeyeceklerini, onların şimdilerden geçtiğini bilir. Geçmişteki şimdiler ömrünün bir yarısı, gelecekteki şimdiler öbür yarısı olmak zorundadır.