ERGENLİK ÇAĞININ ÖZELLİKLERİ İnsan hayatı; çocukluk, gençlik, yetişkinlik, orta yaşlılık ihtiyarlık olmak üzere evrelere ayrılır. Bu evrelerden birinden diğerine geçişte kesin yaş sınırı yoktur. Bununla beraber gelişimde ardışık bir seyir izlenir. Gelişme seyri bütün insanlar için aynıdır. Bir önceki gelişme aşaması bir sonrakine basamak teşkil eder. Genel olarak, buluğa erme çocukluktan ergenliğe geçişin işareti kabul edilir. Ergenlik çocuklukla yetişkinlik arasında kalan bir ara dönem dir. Bedence ve boyca büyümenin durduğu yaş sınırları, biyolojik olarak gençlik çağının bittiğine işaret gösterilse de bu kesin değildir. Büyümenin sona ermesinde bireysel farklılıklar görülmektedir. Büyüme ve gelişme anne karnından ergenliğin sonuna kadar devam eder. Büyüme baştan ayağa doğrudur. Yani çocuklukta önce baş ve başa yakın organların gelişmesi olur. Sonra, gelişme sırt, bel ve kalçalarda devam eder. Ergenlikte ise ellerin ve ayakların, kolların ve bacakların önce büyüdüğünü görmekteyiz. Büyüme ve gelişme kalıtımın, hormonların ve beslenmenin etkisi altındadır. Çocukların boyları ile anne-babanın boyları arasında uygunluk vardır. Büyüme, gelişme önceden planlanmıştır. Hastalık ve kötü beslenme gibi nedenler olmadığında büyümekte ve gelişmekteki insan bedeni belirli bir hedefe varmaya çalışmaktadır. BULUĞ ÖNCESİNDE VE BULUĞDA GELİŞME Kızlar için 10, erkekler için 12 yaşları bedensel farklılaşmanın başladığı yaşlardır. Bu yaşlarda iştah artışı görülür. Ergenliğin başlarına gelindiğinde ergenin boyu yetişkinken alacağı boyun %80 ine ulaşmıştır. Boy büyümesi kızlarda 16-18 yaşlarında, erkeklerde ise 18-20 yaşlarında durmaktadır. Ergenlik sonunda kızlar ortalama olarak erkeklerden 10-15 cm kısa ve 10kg daha hafiftirler.
ERGENLİKTE DUYGULARIN GELİŞİMİ ve ERGEN DUYGULARININ GENEL ÖZELLİKLERİ Duygularla ilgili gelişme doğumdan itibaren hayat boyu devam eder. Çocukluk dönemi ile ergenlik dönemi arasında duygusal yönden en belirgin fark; çocuklar öfke, kızgınlık ve sevinç gibi duygularını daha açık ve anında ifade ederler, ergenlikte bu duygular daha fazla gizlenip maskelenir. Ergen duygularının genel özellikleri şunlardır: -Duyguların yoğunluğunda artış -Duygularda istikrarsızlık -Mahcubiyet ve çekingenlik -Aşırı hayal kurmak -Tedirgin ve huzursuz olma -Yalnız kalma isteği -Çalışmaya karşı isteksizlik -Çabuk heyecanlanma DUYGULARIN ERGENLİKTEKİ İFADESİ Sevgi: İnsan varlığı doğumdan itibaren sevilme ve korunma ihtiyacındadır. Ergenin duygusal durumunu belirleyen en önemli etken onun başkaları tarafından sevilme ihtiyacı ve başkalarına sevgi gösterebilme kapasitesidir. İlgi ve sevgi görme ihtiyacının karşılanması bireyin ruhsal bakımdan sağlıklı olabilmesi için en önemli koşuldur. Korku: Bu yaşta en çok rastlanan korkular hayvan korkusudur. Savaşla ilgili korku ve kaygılar birinci sırada yer almaktadır. Üniversiteye girememe önemli bir kaygı ve korku doğurmaktadır. Başarısızlık kaygısı ve kendini gerçekleştirememe kaygısı da yüksek orandadır. Kaygı: Ergenlikte iki tür kaygı görülebilir. Gelişim çağında görülen gelişimsel kaygılar duruma bağlı kaygılardır. Sınav kaygısı da görülen kaygılardandır. Üzülme kırıklığa uğrama: Ergenlikte keder ve elem veren, onları hayal kırıklığına uğratan durumlarda tolerans eşiği dardır. Öfke: Baskıcı ve otoriter davranılması, aşırı yasaklar, aşırı kısıtlamalar ergeni öfkelendirir. Gururunun zedelenmesi hem üzüntü hem kırıklık yaratır hem de öfke doğurur.
ERGENLİKTE SOSYALLEŞME Çocuğun diğer insanlarla olan sosyal ilişkilerinin nasıl olacağı hayatının ilk yıllarındaki öğrenmelerine bağlıdır. İnsanlarla sıcak ilişkiler kurmaktan hoşlanan çocuklar bu davranışı öğrenme yoluyla kazanırlar. Çocuğun tek çocuk, ortanca veya büyük çocuk olup olmadığı, kardeş sayısı, ailenin büyüklüğü, eve misafir gelişi, misafir ağırlama biçimi, çocuğun topluma uymasını etkileyen belli başlı faktörlerdir. Sosyal gelişme ömür boyu devam eden bir süreç olduğuna göre, insan büyüdükçe, yeni çevrelere girdikçe ve statüsü değiştikçe farklı türde ilişkiler geliştirir. Anne babanın çocuk yetiştirme tutumu, çocuğun sosyalleşmesini etkileyen diğer bir değişkendir. Anne babanın demokratik ve eşitlikçi davranması, baskıcı ve otoriter olması, veya aşırı koruyucu olması çocukların farklı sosyal tavırlar geliştirmesine neden olur. Demokratik ve güven verici anne baba: Güvenli, yaratıcı Baskıcı ve otoriter anne-baba : Güvensiz, aşırı çekingen Aşırı koruyucu anne-baba: Başkalarına bağımlı ve güvensiz Aşırı hoşgörülü anne-baba: Doyumsuz, bencil Dengesiz ve kararsız: İç çatışmalı, huzursuz, dengesiz Ergenlikte arkadaşlarıyla geçirilen zaman artmaktadır, ergen daha çok arkadaşlarının etkisinde kalmaktadır. Akranları ile kurduğu ilişkilerde genç; eşitlikçi ilişkiler kurmayı, güvenli davranış göstermeyi, başkalarının fikirlerini hoşgörü ile karşılamayı öğrenir. ERGENLİKTE KİŞİLİK GELİŞMESİ Ergen ben kimim?, hangi hareket doğru?, nasıl davranmalıyım? sorularına cevap arar. Ergenin kişiliğini şekillendiren istekler şunlardır: 1-Büyüme gelişme ve kuvvetlenme isteği 2-İlerleme, olgunlaşma ve değişme isteği 3-Bireysel bağımsızlık elde etme isteği 4-Başarma ve güven kazanma ihtiyacı 5-Beğenilme ve takdir edilme isteği 6-Olumlu sosyal ilişkiler kurma isteği 7-Mutlu olma isteği
ERGENLİKTE ZİHİNSEL GELİŞİM Ergen soyut işlemler dönemindedir. Geleceğe yönelik olarak soyut biçimde düşünebilir, varsayımlar ileri sürebilir, ihtimaller üzerine akıl yürütebilir. ERGENLİKTE MESLEĞE YÖNELME Meslek seçimi hayatı boyunca yapacağı en önemli seçimlerdendir. Meslekle beraber yaşayacağı çevreyi, ekonomik durumu, ilişkide bulunacağı insanları seçmiş olur. RUH SAĞLIĞINI KORUMA YOLLARI Ruh sağlığını korumak için; -Öfke, kızgınlık, korku, sevinç gibi duyguların içe atılmaması. Güvendiği insanlara içini dökmesi, duygu ve düşüncelerini ifade etmesi -Kendinin en az bir alanda yetenekli olduğuna inanması. -Sorunu yok sayması değil, çözüm bulması -Çalışmak ve üretmek ile ruh sağlığı arasındaki ilişkiyi bilmesi. -Yetişme çağındaki bir insan için gerekli proteinlerden ve minerallerden yoksun olmayan bir beslenme düzenine sahip olması. -Spor yapmak beden ve ruh sağlığını güçlendirdiği için grup içinde sosyalleşmesine ortam sağlandığının bilincinde olunması. - Güven duymaya, takdir edilmeye ihtiyacı olunduğunun bilinmesi -Gencin kendi kişiliğini anlamaya çalışması. Güçlü ve zayıf yönlerini fark etmesinin daha iyi olmaya yol açacağını bilmesi etkili olacaktır. ANNE BABALAR İÇİN ÇOCUĞUN OKUL BAŞARISINI ARTTIRMAYA YARAYACAK ÖNERİLER Huzurlu ortam mükemmel ortamdan daha sağlıklıdır. Huzuru sağlayın. İlişkilerde bir problem çıktığında size ters davranıldığında ilişkinize mesafe koyun ama küsmeyin. Küsmek çocukça bir davranıştır, mesafe koymak saygınlığınızı korumaktır. Daha sonra her ikinizin sakin olduğu zaman konuşun. Sorumluluk verin. Sebepsiz yere kurtarıcı olmayın. Çocuğunuza yaşından ve olduğundan daha küçükmüş gibi davranmayın. Montunu giymezse üşümeyi, yemezse acıkmayı fark etsin. Sorumluluk sebep-sonuç ilişkilerini fark ederse gelişir. Çalışma ortamını hazırlayın fakat planını siz yapmayın. Yasaklar yerine sınırlar ve kurallar koyun. Katı olmak yerine tutarlı olun.
Uzun konuşmalar, sürekli kendinizden örnekler vermek, zor şartlarda büyüdüğünüzden yakınmak, kendisinin ne kadar şanslı olduğunu sürekli belirtmek yarar sağlamaz. Farklı düşüncelere saygılı olduğunuzu onun düşüncelerini dinlemekle gösterin. Çocuğunuzu yetiştirmede eşinizle düştüğünüz fikir ayrılıklarını onun yanında konuşmayın. Eşinize göstereceğiniz saygı, onun anneye ve kadına duyacağı saygıyı pekiştirir. Annelerin eşine gösterdiği saygı, çocukların babalarına duyduğu saygıyı pekiştirir. Bu yüzden çocuklarınızın arkadaşı olayım derken anne olduğunuzu unutmayın eşinizle sıkıntılarınızı çocuklarınızla paylaşmayın. Baba çocuk arasındaki ilişki dolaylı değil direkt olmalı. Anneler, her konuda araya girmeyin!. Çocuklarınızın gayretini görün, övücü sözler söylemekten çekinmeyin. Sevgi ve ilginizi gösterin, bunun da dengesi olmasına dikkat edin. Düzgün beslenme ve dinlenme koşullarını sağlamaya özen gösterin. Çocuğunuzu başkalarıyla(kardeşleri, başka çocuklar veya yaşıtları) kıyaslamayın. Fakat başarılı olmuş kişileri çocuğunuza sevdirin ve örnek gösterin. Çocuğunuzun arkadaşlarını ve nerelerde zaman geçirdiğini bilmeye çalışın. Çocuğunuzu tanımaya, ilgi, yetenek ve değerlerini öğrenmeye çalışın. Çocuğunuzun uyku saatlerinin düzenli olmasına önem verin. Çocuğunuzu sabah kahvaltısı yapmadan okula göndermemeye çalışın. Okul ile işbirliği ve iletişim halinde olun. Sizden bağımsızlaşmaya başlayan çocuğunuz için uygun kaynaklara yönlendirin. Öğretmenlerine ve konunun uzmanlarına danışmasını önerin, sağlıklı ve güvenilir bilgi edinmesini salık verin.