H.NADİR BIYIKOĞLU Makalemin ilk bölümünde, ülkemizde ve dünyadaki enerji kaynaklarına ve tüketim miktarlarına genel bir bakışı müteakip Türkiye nin konumu ve Avrupa doğalgaz pazarı hakkında değerlendirmelerde bulunmuş; bu büyük pazarı besleyebilecek durumdaki Orta Asya-Hazar ve Ortadoğu bölgelerinde yer alan önemli doğalgaz üreticisi ülkeler hakkında bilgi vermiş ve ülkemizi önemli bir enerji koridoru hâline getirebilecek arz projelerine kısaca değinmiştik. Bu bölümde de öncelikle yakın geçmişte üzerinde çalışılan bu tür projelerin kısa bir tarihçesi ile, hâlen devam eden arz güvenliği projelerini biraz detay vererek anlatmaya çalışacağız. Ülkemizin doğalgazla ciddî anlamda ilk tanışması, önceden de TPAO nun çok cüzi bir üretimi olmakla birlikte, 1984 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile yapılan doğalgaz anlaşması ve buna bağlı olarak SSCB nin gaz ihraç kuruluşu Gazeksport la o tarihte ülkemizin ham petrol boru hatlarından sorumlu devlet kuruluşu BOTAŞ arasında yapılan ticarî kontrat (Doğalgaz alım-satım sözleşmesi) ile başlamıştır. Bu sözleşme ile, BOTAŞ Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ, faaliyetlerine doğalgazın ithali ve taşınmasını da katmış, 9 Şubat 1990 tarihinde çıkarılan 397 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile de bu konuda tekel statüsü kazanmış, bu konumu 4646 Sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu nun kabulüne kadar devam etmiştir. Dolayısıyla, Türkiye nin Avrupa doğalgaz arz güvenliği ile ilgili bütün uluslararası projeleri bu güzide kuruluşumuz tarafından yürütülmüştür. Öncelikle Türkiye de doğalgazın tanınması ve yaygınlaştırılması, sektörünün geliştirilmesine yönelik çalışmalar başlatılmış; buna bağlı olarak ülkemize ilâve arz kaynakları sağlanması amacıyla muhtelif komşu ülkelerle yapılan temaslarla alternatif projeler geliştirilmiş, bilahare bu projeler üçüncü ülkelere satış veya transit esaslı daha büyük proje alternatiflerini gündeme getirmiştir. 1 / 17
SSCB ile yapılan anlaşma sonrasında doğalgazın Balkanlar üzerinden ülkemize naklini sağlayacak boru hattı sistemine, Bulgaristan sınırından bağlanarak ülke içinde gazı taşıyacak ana iletim hattımız inşa edilmiş, 1987 yılında doğalgaz alımına başlanıp elektrik üretiminde kullanıma başlanmış, 1988 de ilk şehir içi kullanım Ankara da gerçekleşmiş ve Türkiye de doğalgaz tanındıkça talep ve tüketim artmaya başlamıştır. Doğalgaz arz güvenliğini sağlamak amacıyla ve Sovyetler Birliği nin doğalgazı politik bir silâh olarak kullanabileceği tereddüdünün de etkisiyle, Cezayir ile yılda 2 milyar m3 doğalgaz eşdeğeri LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) alımına ilişkin bir sözleşme imzalanıp, alınacak LNG yi depolamak ve yeniden gazlaştırmak için Marmara Ereğlisi nde bir ithal terminali inşa edilmiştir. Bilahare Cezayir den alınan gaz miktarı anlaşma ile iki katına çıkarılmış, Nijerya ile de 1,2 milyar m3 LNG alımına dair yeni bir anlaşma imzalanmıştır. SSCB nin dağılmasından sonra da, Rusya Federasyonu ile iki alım anlaşması daha yapılmış olup, bütün bu anlaşmalar çerçevesinde ülkemize doğalgaz ithali devam etmektedir. Türkiye ye Doğalgaz Arzı Çalışmaları Bugüne kadar, arz kaynaklarının çeşitlendirilmesi amacı ile farklı projeler geliştirilmiş, yakın komşularımız Suriye, İran, Irak ve Azerbaycan ın yanısıra Katar, Türkmenistan ve Mısır dan ülkemize doğalgaz getirilmesi konusunda çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmaların bazıları teknik, ekonomik veya siyasî risk sebepleriyle gerçekleşememiş, bazıları tamamlanıp ülkemize gaz sevkiyatı başlamış, bir bölümü ise devam etmektedir. İran dan Türkiye ye ve Avrupa ya Doğalgaz Nakli Konusundaki 2 / 17
Çalışmalar İran dan Türkiye ye doğalgaz getirilmesi konusundaki çalışmalar, uzun bir geçmişe sâhiptir. Bu amaçla geliştirilen İran- Türkiye Doğalgaz Boru Hattı Projesi ne yönelik olarak 1990 yılında İran millî gaz Şirketi NIGC ile imzalanan bir protokol çerçevesinde ortak çalışma grupları kurulmuş, her iki ülkede güzergâh etüdleri yapılmıştır. 1991 yılında tamamlanan bu etüdler neticesinde, Tebriz den başlayarak birisi Urumiye ve Van göllerinin kuzeyini takiben Ankara ya ulaşacak, diğeri de bu iki gölün güneyinden Ceyhan a ulaşacak iki alternatif boru hattı güzergâhı tespit edilmiştir. Yaklaşık 1400 km si İran da ve 1000 km si Türkiye de olmak üzere toplam 2400 km lik kuzey güzergâhı, küçük değişikliklerle bugün İran dan doğalgazı aldığımız hattın güzergâhını oluşturmuştur. 90 lı yıllarda, Almanya, Fransa, İtalya, Avusturya gibi Avrupa ülkelerinde SSCB nin dağılma sürecinde bu ülkeden alınan doğalgazla ilgili risk değerlendirmeleri ve kaynak çeşitlendirme arayışları sürerken, çatırdayan Doğu Bloku na mensup Romanya, Macaristan, Çekoslovakya ve Polonya gibi ülkeler de tek doğalgaz tedarikçileri olan SSCB dışında arz kaynağı arayışına girmişlerdi. Bu hususlar da göz önüne alınarak BOTAŞ ın Türkiye için plânladığı doğalgaz boru hattı projelerinin Avrupa ya doğru uzatılması, Avrupa ülkeleri ile Türkiye nin talebinin birlikte değerlendirilerek daha büyük çap ve basınçla daha fazla miktarlarda doğalgaz taşıyacak daha rantabl ve uluslararası risk paylaşımı olan boru hattı projelerine ağırlık verilmeye başlanmıştır. 3 / 17
Bu yaklaşımın ilk adımı olarak BOTAŞ, 1991 Aralık ayında İstanbul da Doğu Bloku ülkeleri Romanya, Çekoslovakya, Macaristan ve Bulgaristan doğalgaz kuruluşlarının dâvet edildiği bir toplantı tertip ederek İran gazının Türkiye üzerinden Doğu Avrupa ya nakli konusunda bir çalışma başlattı. Çalışmalar zaman zaman kesintiye uğrayarak devam etmiştir. İran dan Türkiye ye gaz alımı konusunda tarafların ilk ciddî siyasî irade beyanı, 5 Mayıs 1995 te Enerji Bakanı merhum Veysel Atasoy ile İran Petrol Bakanı nın imzaladıkları anlaşma ile gerçekleşmiştir. Ağustos 1996 da bu anlaşmanın hemen hemen aynısı bir kez daha bakanlar arasında imzalanırken, BOTAŞ ile NIGC arasında da 8 Ağustos 1996 tarihli Doğalgaz Alım Satım Anlaşması yapılmıştır. Bu Anlaşmaya göre, 1999 da yıllık 3 milyar m3 ile başlayacak gaz alımlarının her yıl artarak 2005 ten itibaren yıllık 10 milyar m3 e ulaşması ve her iki ülkenin kendi topraklarındaki boru hattı bölümünü inşa etmesi öngörülmüştür. 1997 yılında Doğubeyazıt tan Ankara ve Konya ya kadar ulaşacak bölümler hâlinde ihale edilen 40 inç çapındaki boru hattının ileride Türkmen doğalgazını da taşıyabilmesi için çap değişikliğine gidilmiş; 1998 Ekiminde 48 inç olarak inşasına başlanan boru hattı sistemi 2001 de tamamlanmıştır. İran dan ülkemize doğalgaz sevkiyatı devam etmektedir. Suriye den Türkiye ye Doğalgaz Getirilmesi Konusundaki Çalışmalar 4 / 17
Suriye den güney illerimize doğalgaz getirilmesi konusunda 1991 yılında Şam da yapılan görüşmeler sonucunda, Suriye tarafınca sınırımıza yakın Kamışlı sahasının geliştirilmesi ve çıkarılacak doğalgazın Türkiye ye boru hattı ile taşınması önerilmiş, ancak yapılan etüd ve değerlendirmelerde, saha geliştirme ve boru hattı inşa maliyetlerinin yüksek, çıkarılacak gaz miktarının düşük olması sebebiyle proje rantabl bulunmadığından çalışmalar durdurulmuştur. Katar dan Türkiye ye Doğalgaz Getirilmesi Konusundaki Çalışmalar 1991 yılında Katar dan Türkiye ye doğalgaz getirilmesi hususunda Doha da yapılan görüşmeler sonucunda işbirliğine yönelik bir protokol imzalanmış, gazın naklinde boru hattı ve LNG alternatifleri ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Katar yetkililerinin önerisiyle BOTAŞ ın Ras Laffan doğalgaz sıvılaştırma tesislerine küçük bir hisse ile ortak olması ve LNG formunda sâhip olacağı kendi doğalgaz hissesini ülkemize getirmesi konusunda çalışmalar yapılmıştır. Suudi Arabistan-Irak güzergâhından geçecek Boru hattı alternatifi, ön fizibilite çalışmasından sonra yapılan politik risk değerlendirmesi sonucunda, Irak ta o zaman da mevcut olan inşaat ve işletme riskleri yanı sıra mevcut Irak-Türkiye ham petrol boru hattımızın ambargo sebebiyle çalışmaması da göz önüne alınarak gündem dışı kalmıştır. O dönemdeki siyasî gelişmeler sonucunda daha ekonomik boru hattı projelerine yönelinmesiyle LNG konusundaki çalışmalar da devam ettirilmemiştir. Türkmenistan dan Türkiye ye ve Avrupa ya Doğalgaz İletimi Çalışmaları 5 / 17
1990 yılında Sovyetler Birliği nin dağılma süreci hızlanınca Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan gibi kardeş ülkeler de kendi kaynaklarını bağımsızca değerlendirmenin yollarını araştırmaya başladılar. Türkmenistan ile Türkiye arasında doğalgaz konusundaki ilk temaslar, 1991 ortalarında Türkmenistan Petrol Bakanı Nazar Suyunov un ülkemize yaptığı ziyaretle başladı. Yapılan görüşmelerde Türkmenistan ın o tarihte yıllık 91 milyar m3 lük doğalgaz üretiminin sâdece yüzde 10 kadarının kendi tüketimlerinde kullanıldığı, kalan miktarın Gazprom un sisteminden dağıtıldığı, Rusya ya yapılan 13 milyar m3 lük sevkiyatın bir bölümünün veya tamamının yakın gelecekte Türkiye ye satılabileceği belirlendi. Bunun üzerine tamamen harita bilgileri ile üç alternatif boru hattı güzergâhı tespit edilip farklı miktarlarda doğalgaz taşıyacak farklı çaplarda boru hatlarına yönelik bir çalışma başlatıldı. Bu güzergâhların birincisi Hazar Denizi nin kuzeyinden dolaşıp Kafkaslar a gelen eski Sovyetler Birliği doğalgaz boru hattı sistemi; ikincisi de Hazar Denizi nin güneyinden İran ı boydan boya katedip İran ın mevcut hatlarına da bağlantı yapılarak oluşturulacak kısmen yeni bir boru hattı sistemi idi. Üçüncü alternatif ise, her iki ülkeden geçmeden en kısa yoldan Türkiye ye ulaşmak üzere, tamamen yeni inşa edilecek ve Hazar Denizi nin en dar ve sığ bölgesinden geçirilecek bir boru hattı projesi idi. Bu çalışmalar sürdürülürken Türkmenistan bağımsız bir devlet hâline geldi ve iki Türk devleti arasında üst düzey görüşmeler başladı. Bu çerçevede 1992 yılından itibaren Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar seviyesinde çok sayıda protokol, mutabakat zaptı ve anlaşma imzalandı. 1 Mayıs 1992 de Aşkabat ta o tarihteki Başbakanımız Süleyman Demirel ile Türkmenistan Cumhurbaşkanı Saparmurad Niyazov (Türkmenbaşı) arasında Türkmenistan dan Türkiye ye otuz yıl 6 / 17
süre ile doğalgaz sevkiyatına ilişkin bir protokol imzalandı. Bunu 9 Aralık 1993 de Türkmen gazının Türkiye üzerinden Avrupa ya sevkedilmesi konusunda hükümetler düzeyinde imzalanan protokol takip etti. 1994 te ABD nin İran ambargosuna rağmen eski ABD bakanlarından Alexander Haig, Türkmenbaş ından yetki alarak bizim önceki proje alternatiflerimizden biri olan Türkmenistan-İran-Türkiye projesinin geliştirilmiş hali olan Türkmenistan Transcontinental Pipeline projesini gündeme getirdi. 1994-1995 de Aşkabat ve Ankara da yapılan toplantılar üç ülke bakanları arasında imzalanan anlaşmalar sonuç vermedi, ABD nin İran ambargosu sebebi ile finansman temini şansı olmayan bu proje akim kaldı. Temmuz 1995 de Hazar geçişli Türkmenistan-Türkiye-Avrupa doğalgaz boru hattı projemizin detaylarını ihtiva eden fizibilite etüdü Türkmenistan Petrol Bakanı Amangeldi Esenov a sunuldu. Esenov projeye olumlu bakmakla birlikte Hazar Denizi nin hukukî statüsü beş kıyıdaş ülke olan Rusya, Kazakistan, Azerbaycan, Türkmenistan ve İran ın mutabakatı ile çözülmedikçe bu projenin gerçekleşme şansının olmayacağını ifâde etti. Hazar Denizi geçişinin sâdece Türkiye ve Türkmenistan siyasî iradesi ile yapılamayacağı, kendilerinden transit ücreti almak isteyen Rusya ve İran ın bu hukukî problemi körükleyerek projeyi engelleyeceği, bunun için mutlaka Rusya ve İran ı bastıracak bir siyasî gücün de projeye destek vermesi gerektiği yönündeki değerlendirmelerle proje beklemeye alındı. Şubat 1996 da Ankara da iki ülke cumhurbaşkanları arasında, Aralık 7 / 17
1996 da da hükümetler düzeyinde iki mutabakat zaptı daha imzalandı. 14 Mayıs 1997 de Aşkabat ta Türkmenistan, İran ve Türkiye cumhurbaşkanları Türkmenbaşı, Rafsancani ve Demirel in imzaladığı mutabakat zaptı ile İran güzergâhı tekrar ön plâna çıktı. Buna göre Türkmenistan dan 30 yıl süre ile İran üzerinden Türkiye ve Avrupa ya gönderilecek doğalgaz ile ilgili boru hattı projesinin detaylı teknik ve ekonomik fiyatlandırılmasının yapılması konusunda Türkmen tarafı görevlendiriliyordu. Türkmenbaşı, Türkmenistan-İran-Türkiye-Avrupa doğalgaz boru hattının fizibilitesi için Shell firmasını görevlendirdi ve Aralık 1997 de üç ülkenin bakanlarının imzasıyla Shell e Yetkilendirme Mektubu verildi. Aynı tarihte Türkmen ve Türk bakanlar Hazar geçişli alternatif proje için bir başka Mutabakat Zaptı imzaladılar. Aralık 1997 de Türkiye ve Rusya hükümetleri arasında imzalanan Mavi Akım Anlaşması; bir taraftan Türkmenbaşı nın tepkisine sebep olurken diğer taraftan İran güzergâhının öne çıkmasından da rahatsızlık duyan ve bölgesel satrançta hamle kaybetmek istemeyen ABD nin birden bire Transcaspian Gas Pipeline inisiyatifi ile harekete geçmesine vesile oldu. ABD nin de devreye girmesiyle 1998 yılında çalışmalar hızlandı; 5 Ekim 1998 de Hazar geçişli boru için bir protokol, 29 Ekim 1998 de de Ankara da cumhurbaşkanları ve başbakan seviyesinde kapsamlı bir çerçeve anlaşması imzalandı. Türkmenistan Cumhurbaşkanı Türkmenbaşı ile birlikte o tarihteki Cumhurbaşkanı Demirel ve Başbakan Yılmaz ın yanı sıra ABD Enerji Bakanı nın da şahit olarak imzaladığı bu anlaşmaya göre otuz yıl süre ile Türkiye ve Avrupa ya yıllık toplam 30 milyar m3 (16 sı Türkiye kalanı Avrupa için) doğalgaz sevkine ilişkin ticarî kontratın 1999 Mayıs sonuna kadar hazırlanıp imzalanması, yine Hazar geçişli boru hattı anlaşmasının buna bağlı olarak yapılması öngörülmekteydi. 8 / 17
Ticarî kontratın ana hatlarını belirleyen Heads of Agreement Mart ayında Aşkabat ta, Doğalgaz Alım-Satım Anlaşması da 21 Mayıs 1999 da imzalandı. 18 Kasım 1999 da ise Hazar geçişli boru hattı ile ilgili ülkeler arasında Türkiye, Türkmenistan, Azerbaycan ve Gürcistan cumhurbaşkanları tarafından bir çerçeve anlaşması imzalandı. Bu arada Azerbaycan daki Şah Denizi sahasının çok büyük gaz rezervleri ihtiva ettiğinin anlaşılması ile Azerbaycan potansiyel bir doğalgaz üreticisi ve Türkmenistan ın muhtemel ticarî rakibi hâline geldi. Proje ile ilgili gelişmeler sürerken ABD ile Türkmenbaşı arasındaki iyi ilişkiler, Türkmenbaşı nın prefinansman talebi gerekçesiyle bozuldu, proje birdenbire kesintiye uğradı. Bu dönemde Mavi Akım Doğalgaz Boru Hattı nın ve Bakü-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı nın gerçekleşmesi, ABD nin Hazar bölgesi inisiyatifinde Türkmenistan-Türkiye-Avrupa doğalgaz boru hattını Bakü-Ceyhan a feda ettiği, ABD ile Rusya nın bazı hususlarda anlaştığı gibi söylentileri beraberinde getirdi. Azerbaycan dan Türkiye ye Doğalgaz Getirilmesi Konusundaki Çalışmalar Dev petrol potansiyeli ile bilinen Azerbaycan ın Hazar Denizi ndeki Şah Denizi sahasında büyük doğalgaz rezervlerinin bulunması ile 1998 de Türkiye den TPAO nun da içinde bulunduğu üretim paylaşım anlaşmasının tarafları olan uluslararası şirketler doğalgazın çıkarılması ile ilgili faaliyetlere başladırlar. Doğalgaz zengini Rusya ve İran a komşu olan Azerbaycan ın gazını sevkedebileceği tek ülke olan Türkiye ile doğalgaz görüşmeleri 2000 yılında başladı ve 12 Mart 2001 de iki ülke 9 / 17
kuruluşları SOCAR ile BOTAŞ arasında doğalgaz alım satım anlaşması imzalandı. Yılda 2 milyar m3 ile başlayıp plato döneminde 6,6 milyar m3 e ulaşacak miktarda doğalgazın 15 yıl süre ile Türkiye ye satışını öngören ve re-eksport imkânı da sağlayan bu anlaşma çerçevesinde Gürcistan sınırından Horasan a kadar uzanıp ülkemizin ana iletim şebekesine bağlanan 225 km lik bir boru hattı inşa edildi. Azerbaycan dan alınacak gazın dâhili tüketimin yanı sıra Yunanistan ve diğer Avrupa ülkelerine satışı ile ilgili çalışmalar hâlen devam etmektedir. Irak tan Türkiye ye Doğalgaz Getirilmesi Konusundaki Çalışmalar 1974 yılından beri Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattı ile işbirliğini başlatan Irak ve Türkiye arasında doğalgazla ilgili ilk önemli temas Mart 1996 da gerçekleşti. Bu tarihe kadar petrol zenginliği sebebiyle doğalgaza pek ağırlık vermeyen Irak tarafının, ülkenin kuzeydoğusundaki beş önemli gaz sahasının geliştirilmesi ve işletilmesine karar vermesiyle, Irak Petrol Bakanlığı ile Enerji Bakanlığımız arasında imzalanan 8 Mart 1996 tarihli anlaşma ve 20 Aralık 1996 da yapılan Hükümetlerarası Anlaşma ile Irak doğalgaz projesi başladı. Bu anlaşmayla Irak ın kuzeydoğusundaki Mansuriye, Anfal, Cemcemal, Haşm El Ahmer ve Jeria Pika sahalarının geliştirilmesi, üretim, gaz işleme ve boru hattı tesislerinin kurulması ve üretilecek 10 milyar m3 lük gazın boru hattı ile Türkiye ye nakledilmesi öngörülüyordu. 10 / 17
Yaklaşık 2,3 milyar ABD doları tutarındaki toplam yatırım için TPAO ve BOTAŞ ın yan kuruluşları Turkish Petroleum Overseas Corp. (TPOC) ve Botaş International Limited (BIL) ile TEKFEN tarafından 1997 de kurulan proje ortaklığı Irak Petrol Bakanlığı ile birlikte uluslararası bir konsorsiyum oluşturulmasına karar vermiş, 1998 de fizibilite çalışmaları tamamlanmış; projeye katılım için dâvet edilen uluslararası şirketler seçilmiştir. 1999-2000 yıllarında sürdürülen çalışmalarla 24 inç, 36 inç ve 40 inçlik bölümlerden oluşan 1160 km lik bir boru hattı ile gazın Ceyhan a getirilmesi plânlanmıştır. İkinci Körfez Savaşı sonrasında Irak ta yaşanan kaos, yönetim boşluğu ve politik risklerin büyüklüğü sebebiyle proje beklemeye alınmış olmakla birlikte, yeni dengeler ve şartlar gözetilerek bir taraftan Irak/ABD ortak heyetleriyle görüşmeler de sürdürülmektedir. Mısır dan Türkiye ye Doğalgaz Getirilmesi Konusundaki Çalışmalar Mısır dan doğalgaz getirilmesi konusunda Haziran 1998 ve Şubat 1999 da iki ülkenin Petrol ve Enerji Bakanları arasında yapılan Protokol ve Mutabakat Zabıtları ile başlayan çalışmalar Şubat 2000 de Bakanlar tarafından imzalanan bir protokol ile somutlaştırılmış; Mısır dan Türkiye ye Doğu Akdeniz altından geçerek Ceyhan a ulaşacak bir boru hattı ile doğalgaz sevkiyatı öngörülmüştür. Alternatif olarak Mısır dan yılda 4 ila 5 milyar m3 eşdeğeri LNG alımı hususunda da çalışmalar yapılmıştır. Mart 2001 de iki ülke doğalgaz kuruluşları arasında Doğalgaz Alım-Satım Anlaşması paraflanmış; Türkiye de Doğalgaz Piyasası Kanunu nun yürürlüğe girmesinden sonra da iki ülke Bakanları arasında Türkiye ye gaz ithali ve Türkiye üzerinden Avrupa ya doğalgaz 11 / 17
iletimi konusunda çerçeve anlaşması akdedilmiştir. Boru hattı için öngörülen alternatif güzergâh Mısır-Ürdün-Suriye-Türkiye şeklinde olup 36 inç çapında yaklaşık 1200 km lik bir hat plânlanmıştır. Şubat 2006 da iki taraf arasında ortak şirket kurulması kararlaştırılmış olup bu konu ile birlikte teknik-ekonomik çalışmalar devam etmektedir. Hâlen Devam Eden Avrupa Arz Güvenliği Projeleri Yukarıda zikredilen projelerin hemen hepsi sâdece Türkiye nin doğalgaz talebine değil, orta vadede Avrupa nın doğalgaz talebinin artması ile oluşacak arz açığını karşılama amacına yönelik olarak gerçekleşme şansı bulabileceklerdir. Bunların bir bölümü birbirine rakip gibi görünseler de farklı kaynaklardan doğalgaz temini sûretiyle arz güvenliğinin sağlanması hedeflendiğinde bu projelerin birkaçının birlikte ve aynı anda gerçekleşmesi de beklenebilir. Bu projelerle sağlanacak doğalgazla beslenmesi muhtemel olan iki Avrupa projesi hâlen devam etmektedir. Türkiye-Yunanistan-Avrupa Doğalgaz Boru Hattı Projesi Bu projeyi, Türkiye-Yunanistan bölümü (Interconnector Turkey-Greece) ve Yunanistan-İtalya (Interconnector Greece-Italy) 12 / 17
yâni Avrupa bölümü olarak iki kısımda değerlendirmekte fayda vardır. Şu an için Türkiye-Yunanistan bölümü boru hattının kara ve deniz geçişi inşaat aşamasında olup, ikinci bölümle ilgili çalışma ve görüşmeler devam etmektedir. Türkiye ile Yunanistan arasında doğalgaz işbirliğine yönelik ilk adım 13-18 Eylül 1998 de ABD-Houston da yapılan 17. Dünya Enerji Kongresi nde atılmıştır. BOTAŞ ile Yunanistan doğalgaz kuruluşu DEPA nın üst düzey yöneticileri arasında yapılan görüşmede kuzeyde Bulgaristan üzerinden Rus doğalgazı almaya başlayan, arz güvenliği ve stratejik rezerv amacıylada küçük bir LNG terminalinin inşasını sürdüren Yunanistan ın arz kaynaklarını çeşitlendirme arzusu; gerek boru hatları gerekse LNG terminali konusunda uluslararası tecrübe ve bilgi birikimine sâhip BOTAŞ ın memnuniyetle teknik destek sağlayacağı, böyle bir işbirliğinin iki ülke arasında gergin olan ilişkilerin yumuşamasına da vesile olacağı görüşleri dile getirilmiştir. Gerçekten de bundan iki yıl kadar sonra iki ülke arasında buzların erimesi ve Avrupa Birliği esaslı işbirliği projelerinin önem kazanmasını müteakip bu konuda daha somut adımlar atılmış; gerek şirketler gerekse Bakanlar düzeyinde imzalanan protokol ve anlaşmaları müteakip 23 Şubat 2003 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti ile Yunanistan Cumhuriyeti arasında Türkiye-Yunanistan Gaz Bağlantısının Gerçekleştirilmesi ve Türkiye Cumhuriyeti nden Yunanistan Cumhuriyeti ne Doğalgaz Arzına İlişkin Hükümetler Arası Anlaşma imzalanmıştır. Bu anlaşmadan tam on ay sonra da, 23 Aralık 2003 te iki ülkenin doğalgaz kuruluşları BOTAŞ ve DEPA arasında Türkiye den Yunanistan a doğalgaz ihracına yönelik 15 yıl süreli Doğalgaz Alım Satım Sözleşmesi imzalanmıştır. 13 / 17
Doğalgazın sevkini sağlayacak boru hattı Karacabey den başlayarak Çanakkale Boğazı yakınında Marmara Denizi nin altından geçip, İpsala sınır noktasından Yunanistan topraklarında Gümülcine/Komotini ye kadar uzanacaktır. 296 km uzunluk ve 36 inç çapındaki hattın 17 km si deniz geçişi olmak üzere 211 km lik bölümü Türkiye, geri kalan 85 km si de Yunanistan topraklarında yer almaktadır. İki ülke kendi topraklarındaki boru hattı inşaatından sorumlu olup, sınırı teşkil eden Meriç Nehri geçişi müştereken gerçekleştirilecektir. Boru hattının Türk topraklarındaki kara ve deniz geçişi inşaatları devam etmektedir. Meriç Nehri geçişi ile ilgili ihaledeki gecikmeler nedeniyle doğalgaz alım satım sözleşmesinde belirtilen doğalgaz teslimatı başlangıç tarihlerinin bir miktar ötelenmesi söz konusu olacaktır. Bu projenin önemi, Türkiye den Yunanistan a sembolik miktarda gaz ihracından ziyade iki ülke doğalgaz şebekelerinin birbirine bağlanması sûretiyle Avrupa Birliği nin en önemli enerji programlarından INOGATE programının bir bölümü olan Güney Avrupa Gaz Ringi nin ilk bölümünü teşkil etmesidir. Interstate Oil and Gas Transport to Europe programının öngördüğü üzere, Ortadoğu ve Hazar bölgesi doğalgazının Türkiye üzerinden Avrupa ya taşınması sûretiyle ülkemiz, Avrupa nın doğalgaz arz güvenliğinde en önemli kilit noktalarından biri hâline gelecektir. Projenin ikinci bölümü olarak adlandırılabilecek Interconnector Greece-Italy bağlantısı için, Yunan DEPA ve İtalyan Edison Gas firmaları tarafından fizibilite çalışması yapılmış; Adriyatik Denizi nden geçecek İtalya ya ulaşacak boru hattı için bir prensip anlaşması imzalanmış olmakla birlikte Türkiye nin bu bölüme de katılımı yanı sıra güzergâhı kısaltarak maliyeti düşürebilecek Arnavutluk geçişli alternatifler üzerinde de çalışmalar devam etmektedir. Bir taraftan 14 / 17
muhtelif ülke şirketlerinin projeye katılım talepleri sürerken, diğer taraftan geçtiğimiz Ocak ayı sonunda Atina da Yunan ve İtalyan hükümetleri arasında boru hattı inşaatına yönelik anlaşma bakanlar seviyesinde imzalanmıştır. Türkiye-Bulgaristan-Romanya-Macaristan-Avusturya Doğalgaz Boru Hattı (NABUCCO) Projesi Bu proje de Türkiye nin Avrupa doğalgaz arz güvenliğinde kilit rol oynamasına vesile olacak ikinci önemli projedir. Projede boru hattını sâhiplenen beş ülkenin doğalgaz şirketleri BOTAŞ, Bulgargaz, Transgaz, MOL ve OMV müştereken yer almaktadır. 2002 yılı başlarında firmalar arasında oluşturulan çalışma grubu projenin zeminini hazırlamış, aynı yılın Mayıs ayında Avrupa nın en önemli doğalgaz toplama/dağıtım terminallerinden Baumgarten Hub ın işleticisi Avusturya OMV firması ile BOTAŞ arasında yapılan işbirliği protokolü ve OMV nin Avrupa Birliği TEN programına başvurması ile çalışmalar hız kazanmıştır. 2002-2003 yıllarında yapılan toplantı ve müzâkereler sonucunda, Avrupa Birliği TEN Fonu ndan hibe ve fizibilite için kısmi finansman sağlanmış; 2004 Haziran ında Viyana da Proje yi yürütmek için katılımcı beş ülke firmalarının yüzde 20 şer ortaklığı ile Nabucco Company Study Pipeline GmbH (Nabucco Boru Hattı Çalışması Limitet Şirketi) kurulmuştur. 2005 Haziran ında bir ortak girişim anlaşması imzalanmış, 15 / 17
bunu müteakip temel ve detay mühendislik ihaleleri öncesinde teknik çalışmalar yapılmış, mühendislik hizmetleri için teklifler alınmıştır. Proje ile ilgili mâlî, hukukî ve teknik çalışmalar taraflarca sürdürülmektedir. Nabucco projesinde 2010 lu yıllardan itibaren Türkiye üzerinden Avrupa ya yılda 25.5 ila 31 milyar m3 doğalgaz sevk edilerek Avrupa da oluşacak gaz açığının bir bölümünün karşılanması hedeflenmektedir. Boru hattı 1558 km si Türkiye, 392 km si Bulgaristan, 457 km si Romanya, 388 km si Macaristan ve 46 km lik bölümü Avusturya topraklarında yer alacak toplam 2841 km lik bir hat olup, Gürcistan ve İran sınırından itibaren Azerbaycan ve İran doğalgazını taşıyacak besleme hatlarıyla birlikte toplam 3300 km ye yaklaşmaktadır. Bu iki besleme hattı sırasıyla 42 inç ve 56 inç; ana boru hattı sistemi de 56 inç çapında plânlanmış olup, hattın işletme basıncı 90 bar olarak düşünülmektedir. Boru hattı gerçekleştiğinde muhtemel gaz kaynaklarından birisi olacak İran, South Pars doğalgaz sahası ile Tebriz arasında IGAT1 ve IGAT2 hatlarına paralel giden 56 inçlik bir boru hattının inşasını sürdürmektedir. Projenin gerçekleşmesi aşamasında Gazvin-Tebriz üzerinden ülkemize doğalgaz taşıyan mevcut boru hattının bir bölümü kullanılırken, plato döneminde kalan kapasiteyi taşıyacak paralel bir boru hattının inşası öngörülebilecektir. Esasen kısa vadeli bir proje olmadığı için yavaş fakat sağlam adımlarla ilerleyen bu projeye alternatif çalışmalarda mevcut olup, bu çalışmaların bir bölümünde bizzat Nabucco projesinin ortakları da yer almaktadır. Hâlen Avrupa yı besleyen Rusya, Norveç ve Cezayir kaynaklı doğalgazın rekabeti söz konusu olsa da kaynak çeşitlendirme açısından Türkiye-Yunanistan-İtalya bağlantısından bir süre sonra bu projenin de gerçekleşme şansı fazladır. 16 / 17
Sonuç olarak, yukarıda anlatılan iki proje ile birlikte, bunları besleyecek Türkmenistan, İran, Azerbaycan, Mısır ve Irak projelerinden bir kaçının Türkiye üzerinden Avrupa ya gaz sevkini sağlayacak şekilde gerçekleşmesi ülkemizi önemli bir toplama/sevk merkezi hâline getirip Avrupa Doğalgaz Arz Güvenliği nde kilit rol oynamasını sağlayacaktır. Kaynak: 2023 Dergisi Kay.Tar: 20.8.2008 17 / 17