NEYİ, NİÇİN, NASIL KORUMALIYIZ



Benzer belgeler
KÜLTÜR VARLIKLARI, ANITSAL YAPILAR, SİTLER vb. ÇEVRE VE PEYZAJ TASARIMI

PARK-BAHÇE VE PEYZAJ MİMARİSİ


ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

Cumhuriyet Dönemi nde ;

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

Turizmde Arz (Tarihsel Çekicilikler)

YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ MİMARLIK FAKÜLTESİ - MİMARLIK BÖLÜMÜ RESTORASYON ANABİLİM DALI YERLEŞİM DOKULARININ ÇÖZÜMLENMESİ

YRD. DOÇ. DR. ALEV GÜRBEY

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI TARİHİ BAHÇELERDE RÖLÖVE VE RESTORASYON

PLASTİK SANATLAR VE ÇEVRE KENTSEL, KIRSAL

Yerleşik Alanlar, Yapılı Kentsel Çevre Çevre Düzeni Planları Nazım İmar Planları 3- Planlama Aşaması Gelişmeye Açılacak Alanlar

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

ORMAN KORUMA ORMAN KORUMA YA GİRİŞ

Kalem İşleri 60. Ağaç İşleri 61. Hünkar Kasrı 65. Medrese (Darülhadis Medresesi) 66. Sıbyan Mektebi 67. Sultan I. Ahmet Türbesi 69.

içindekiler Bölüm I Planlama Sürecine İlişkin Öneriler... 15

TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARININ VE SİT ALANLARININ KORUNMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ PROJELER VE PLANLAR NELERDİR?

KENTSEL PLANLAMANIN TEMEL NİTELİKLERİ

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

MALİ DESTEK PROGRAMI SAMSUN

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

BEÇİN KALESİ KAZISI KALE ÇEŞMESİ SONUÇ RAPORU

Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik

HACIBAYRAM MEYDANI. Resim 1. Hacıbayram Meydanı düzenleme öncesi Kale'ye bakış(1984 / Fotoğraf M.Tunçer)

SAAT KONULAR KAZANIM BECERİLER AÇIKLAMA DEĞERLENDİRME

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

ATILIM ÜNİVERSİTESİ GSTMF l MİMARLIK BÖLÜMÜ. MMR401 MİMARİ TASARIM V Yürütücüler: Emel Akın, Mete Öz

TED KDZ. EREĞLİ KOLEJİ VAKFI ÖZEL ORTAOKULU EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI SOSYAL BİLGİLER DERSİ 5. SINIF YILLIK PLANI

TARİHİ BAHÇELERDE RÖLÖVE ve RESTORASYON DERSİ. Restitüsyon Rölöve Restorasyon Rehabilitasyon Renovasyon

TARİHİ YAPILARDAKİ DOĞAL VE YAPAY AYDINLATMA UYGULAMALARI. *Dicle Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü

Bozkır hayatının başlıca ekonomik faaliyetleri neler olabilir

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

TEKİRDAĞ- MALKARA. G-17-b-13-b PAFTA. Kültür Merkezi Alanı Oluşturulması ve Yeşil Alan Yer Değişikliği NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU

Doğal Afetler ve Kent Planlama

UNESCO DÜNYA MİRAS ALANLARI - TÜRKİYE

Trakya Kalkınma Ajansı. Tarihi Kentler Birliği Bilgi Notu

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

02 Nisan MĠMARLIK BÖLÜM BAġKANLIĞINA,

İktisat Tarihi II. 1. Hafta

Aziz Ogan: Kültürel ve Tarihsel Hazinelerin İzinde Bir Arkeolog ve Müzeci

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

42 I MİMARİ I HAMAMLAR. Hamamlar. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

Sürdürülebilir Kırsal Planlamada Doğa Turizmi ve Yerellik

TÜRKİYE DE KORUMA VE YENİLEME UYGULAMALARI

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi

Planlama Kademelenmesi II

Tel: (224) Tel iç hat: Faks: (224) Faks iç hat: temel terim, kavramlar.

İMAR VE ŞEHİRCİLİK DAİRESİ BAŞKANLIĞI PLANLAMA ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

ŞAHİNBEY İLÇESİ BEYDİLLİ VE NURİ PAZARBAŞI MAHALLELERİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE HİZMET ALANI

XVII. ERMCO KONGRESİ

Tel: / e-posta:

B.E.Ü. MÜCEVHER VE GELENEKSEL EL SANATLARI ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRK TURİZMİ. Necip Boz TOBB Turizm Meclisi Danışmanı

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

MİM310 Rölöve-Restorasyon Stüdyosu

TARİHİ KENTLER BİRLİĞİ KARADENİZ BÖLGE TOPLANTISI / SAMSUN AĞUSTOS 2016

İktisat Tarihi II. I. Hafta

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

Türkiye de Erken Çocukluk Eğitimi. Temel Eği)m Genel Müdürlüğü. Funda KOCABIYIK Genel Müdür

ÖĞRENME ALANI: BİREY VE TOPLUM

Roma mimarisinin kendine

MİM IS 101 İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ I NORMAL MİM 211 MİMARİ TASARIM II * MİM 111 ÖZEL ÖZEL

TÜRKİYE DE DEPREM GERÇEĞİ

ŞEHİTKAMİL İLÇESİ 15 TEMMUZ MAHALLESİ 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

Bitkilerle Alan Oluşturma -1

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Osmanlı Mimarisi ARCH 594 bahar

PEYZAJ MİMARLIĞI VE PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ

SANAT TARİHİ RAPORU II. TARİHÇE İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ETÜD VE PROJELER DAİRE BAŞKANLIĞI TARİHİ ÇEVRE KORUMA MÜDÜRLÜĞÜ ZEYREK 2419 ADA

Tarih Boyunca Kent, Ticaret, Mekan (MMR 446) Ders Detayları

REKREASYON AMAÇLI KENTSEL YEŞİL ALANLARIN PLANLAMA İLKELERİ AÇISINDAN GIS ARACILIĞIYLA SORGULANMASI; TRABZON ÖRNEĞİ

s12 s14 s16 s18 s20 s26 s28 s36 s38

YENİ TEŞVİK SİSTEMİ VE DİYARBAKIR

SAĞLAM BİR GEÇMİŞİN MUTLU BİR ÜZERİNDE YÜKSELİR...

PLAN AÇIKLAMA RAPORU

KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

BALIKESİR İLİ BANDIRMA İLÇESİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU DİNİ TESİS ALANI

GRUP 5 ÇANKIRI KASTAMONU ZONGULDAK

ARTUKLU DÖNEMİ ESERLERİ Anadolu da ilk köprüleri yaptılar.

MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ GÖLLER YÖRESİ ARKEOLOJİ ARAŞTIRMA UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

Birgi; Aydınoğlu Beyliğine başkentlik yapmış, anıtsal yapıları, geleneksel sivil mimarisiyle tarihin her döneminde önemini korumuş, yerli ve yabancı

ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ JANDARMA KARAKOLU

Sanayi kuruluşlarının ayrımı

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Programları ve Öğretimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı.

YAPILARDA HASAR SYON - RESTORASYON PROJE DÜZENLEME ESASLARI. Yapılarda Hasar Tespiti-I Ögr. Grv. Mustafa KAVAL AKÜ.Afyon MYO.Đnşaat Prog.

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı. Anadolu Üniversitesi Yılı Side Kazısı Çalışmaları. (12 Temmuz-8 Eylül 2010)

Mimari Kalıtı Koruma (MMR 482) Ders Detayları

Dersin Amaçları Dersin İçeriği. Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci; Hafta Konu Ön Hazırlık Öğretme Metodu

SAĞLIK TARİHİ ve MÜZECİLİĞİ SEMPOZYUMU 1

TÜRKİYE DE MÜZECİLİK VE MÜZECİLİK TARİHİ

ÇEVRE VE DOĞA KORUMAYLA İLGİLİ ULUSAL VE

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF COĞRAFYA DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

UNESCO DÜNYA MİRASLARI

Transkript:

NEYİ, NİÇİN, NASIL KORUMALIYIZ N. GÜL ASATEKİN T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü KÜLTÜR VE DOĞA VARLIKLARIMIZ NEYİ, NİÇİN, NASIL KORUMALIYIZ? N. GÜL ASATE Kİ N

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI Yayın No : 3016 Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Yayınları Yayın No:104 ISBN: 975-17-3133-X Yayına Hazırlayanlar: Koray OLŞEN Fahriye BAYRAM Haydar DÖNMEZ Adil ÖZME Kapak Tasarım/Fotoğraf: Koray OLŞEN Tasarım-Uygulama : Canan BAYRAM Baskı: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı DÖSİMM Basımevi (0-312) 223 62 58 Ankara-2004

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ TEŞEKKÜR BÖLÜM 1 GİRİŞ VE GENEL YAKLAŞIM 13 1- KİTABIN YAZILIŞ GEREKÇESİ: TÜRKİYE GERÇEKLERİ 14 2- KORUMA BİLİNCİNİN OLUŞTURULMASINA NEREDEN BAŞLANMALIDIR? 18 3- YÖNTEM VE İÇERİK KORUMA KÜLTÜRÜ, KİMLİĞİMİZİN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIR... 19 BÖLÜM 2 KÜLTÜR VE DOĞA VARLIKLARI/NEYİ, NİÇİN, NASIL KORUMALIYIZ? 21 1-KÜLTÜR VE DOĞA VARLIKLARI NELERDİR? 22 A-GİRİŞ 22 B-KÜLTÜR VARLIKLARI 22 a) TAŞINIR KÜLTÜR VARLIKLARI 23 b) TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARI 25 Tek Yapılar: Mimarî Ölçekte Kültür Varlıkları 25 Arkeolojik Kültür Varlıkları 25 Anıtsal Yapılar 28 -Dinî Yapılar 29 -Eğitim Yapıları 32 -Ticaret Yapıları 32 -Askerî Yapılar 34 -Temizlik Yapıları 34 - Konutlar 38 Büyük Ölçekli Konutlar 38 Diğer Yapı Türleri 38 Geleneksel Konutlar 38 Yapı Grupları 42 Korunması Gerekli Çevreler 42 Tarihsel/Geleneksel Çevreler 42 -Arkeolojik Yerleşmeler 43 -Tarihsel/Geleneksel Konut Dokuları 43 -Tarihsel/Geleneksel Ticaret Merkezleri 45 -Tarihsel Çevreler 45 Doğa Varlıkları ve Bunların Oluşturdukları Doğal Çevreler 45 NEDEN KORUMALIYIZ? 49 A-KÜLTÜR VE DOĞA VARLIKLARININ DEĞERLERİ 49 a) KÜLTÜR VARLIKLARININ DEĞERLERİ 49 - Belgesel Değerler 49 - Tarihsel Değer 50 - Estetik/Mimarî Değer 51 - Ekonomik/Kullanım Değeri 51 b) DOĞAL VARLIKLARIN DEĞERLERİ 51 - Az Bulunurluk ve Yöreye Özgü Olma Değeri 51 - Bütünsellik Değeri 52 B-KÜLTÜR VE DOĞA VARLIKLARINI TEHDİT EDEN TEHLİKELER 52 - Doğal Koşullar 52 - İnsanların Neden Olduğu Tahribat 52 C-NASIL KORUMALIYIZ? RESTORASYON/KORUMA 53

a) TAŞINIR KÜLTÜR VARLIKLARININ KORUNMASI 54 Mimarî Ölçekte (Yapı Ölçeği) Koruma: Restorasyon 54 Çevre Ölçeğinde Koruma 55 Kültürel Çevrelerin Korunması 55 Doğal Çevrelerin Korunması 59 b) KORUMA VE TURİZM: AMAÇ MI? ARAÇ MI? 59 BÖLÜM 3 KORUMA KONUSUNDA ÖNEMLİ ULUSLARARASI BELGELER 63 1- CARTA DEL RESTAURO (1931) 2- VENEDİK TÜZÜĞÜ (1964) 69 3- AMSTERDAM BİLDİRGESİ (1974) 72 4- NARA BİLDİRGESİ (1994) 82 5- DÜNYA KÜLTÜREL VE DOĞAL MİRASININ KORUNMASINA DAİR SÖZLEŞMEYE TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KATILMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN 86 6- DÜNYA KÜLTÜREL VE DOĞAL MİRASININ KORUNMASINA DAİR SÖZLEŞME 86 7-2000 YILI ANKARA KORUMA BİLDİRGESİ: ODTÜ MİMARLIK BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNDEN BİR ÖNERİ 101 BÖLÜM 4 ULUSLARARASI PLATFORMDA ÜLKEMİZ KÜLTÜR VARLIKLARININ KONUMU 107 1- DÜNYANIN YEDİ HARİKASI VE TÜRKİYE 108 Artemis Tapınağı 109 Kral Mausolos'un Mezarı 109 2- DÜNYA KÜLTÜR MİRASI LİSTESİ VE BU LİSTEDE YER ALAN KÜLTÜR VE DOĞA VARLIKLARIMIZ 110 A- DÜNYA MİRAS LİSTESİ VE ÖLÇÜTLERİ 110 B- DÜNYA KÜLTÜR MİRAS LİSTESİNDE TÜRKİYE 111 İstanbul'un Tarihsel Alanları 111 Göreme Millî Parkı ve Kapadokya 113 Divriği Ulu Camii ve Dar-üş-şifası 114 Nemrut Dağı 115 Hattuşaş ve Boğazköy 115 Ksanthos-Letoon Fethiye 116 - Ksanthos 116 - Letoon 116 Hierapolis-Pamukkale 116 Safranbolu 118 Troya 118 BÖLÜM 5 TÜRKİYE'DE KÜLTÜR VE DOĞA VARLIKLARININ KORUNMASI: GENEL ÇERÇEVE 121 1-TÜRKİYE'DEKİ YASAL VE YÖNETSEL ÇERÇEVE 122 2- SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ 122 3- ULUSLARARASI KURUM VE KURULUŞLAR İLE İLİŞKİLER 122 4- EĞİTİM KURUMLARI 123 5- KÜLTÜR VE DOĞA VARLIKLARI KONUSUNDA İLETİŞİM KAYNAKLARI VE BUNLARIN KİTLE EĞİTİMİNDEKİ ROLÜ 123 A-YAZILI BASIN 123 Gazeteler 123! 65

Süreli Yayınlar 124 B-TV PROGRAMLARI 124 C-İNTERNET SİTELERİ/SANAL ORTAMDA KÜLTÜR VE DOĞA VARLIKLARI 125 BÖLÜM 6 EĞİTİM: KORUMA BİLİNCİ VE İLKÖĞRETİM 2. KADEME ÖĞRENCİLERİ ÖZELİNDE ÖRNEKLEME 127 1- GENEL YAKLAŞIM 128 2- İLKÖĞRETİM 2. KADEMİ ÖĞRENCİLERİNDE RESTORASYON/KORUMA BİLİNCİNİN NİTELİĞİNİN SAPTANMASI VE GELİŞTİRİLMESİ İÇİN BİR PROGRAM OLUŞTURULMASI 131 3- KORUMA EĞİTİMİNİN KURAMSAL ÇERÇEVESİ 131 A-ULUSLARARASI ÇERÇEVE 131 Koruma Bağlamında Uluslararası Belgeler ve Bunların Eğitim Olgusuyla Bağlantısı... 132 Eğitim Bağlamında Uluslararası Belgeler ve Bunların Korumayla Bağlantısı 133 Türkiye Koşullarının Uluslararası Yaklaşımlar Çerçevesinde Değerlendirilmesi 134 B- EĞİTİM AÇISINDAN TÜRKİYE'DE KORUMA 134 Genel Çerçeve 134 Müfredat Programının Uygulanmasıyla İlgili Genel Kararlar 136 - Türkçe Programı 136 - Hayat Bilgisi Programı 137 - Sosyal Bilgiler Programı 137 - Millî Tarih Programı 137 - Millî Coğrafya Programı 137 - Vatandaşlık Bilgileri Programı 138 - Değerlendirme 138 - Ders Dışı Etkinlikler-Eğitim 140 BÖLÜM 7 SONUÇ VE ÖNERİLER 143 1- GENEL 144 2- ÖĞRETİM: DERS KİTAPLARI VE DERS İÇİ ETKİNLİKLER 145 Ders Kitaplarının Hazırlanması 145 Ders Dışı Etkinlikler 146 - Konferanslar 146 - Video-DVD-VCD Gösterimi 146 - Diğer Kurum ve Kuruluşların Rolü 147 3- SONSÖZ 147 Bireysel Katkılarımız, Kültür ve Doğa Varlıklarının Korunmasında Kimler Görev Alabilir 147 EK 1 KÜLTÜR VE DOĞA VARLIKLARI İLE İLGİLİ ULUSLARARASI ÖRGÜTLER VE KAYNAKLAR... 153 EK 2 İLKÖĞRETİM İKİNCİ KADEME DÖNEMİNDE KORUMA BİLİNCİ ANKETİ 159 EK 3 ÖRNEKLEME ÇALIŞMASINDA DÖKÜM VE DEĞERLENDİRME: ÖĞRENCİLERİN BİLGİ BİRİKİMLERİ İLE EĞİLİMLERİNİN SAPTANMASI 165 GENEL YAKLAŞIM 166 KAYNAKÇA 169 FOTOĞRAF LİSTESİ 181

"Bu duygu, 1867'de İsviçre'deyken Dostoyevski'nin Cenevrelilerin şehirlerini çok sevmelerini hiç anlayamamasına benzetilebilinir. "En basit şeylere, hatta sokaktaki direklere bile çok güzel ve şahane şeylermiş gibi bakıyorlar" diye öfkelenir Batı'ya öfkeli milliyetçi Dostoyevski yazdığı bir mektupta, Cenevreliler basit bir adres tarifi yaparken bile "O şahane ve çok zarif bronz çeşmeyi geçtikten sonra" diyerek içinde yaşadıkları tarihsel çevreyi gururlandırırlar. Oysa benzeri durumda "Şu kör çeşmeden dön, yangın yeri boyunca sokaktan yürü" derdi bir İstanbullu, ayrıca bu yabancının bu yoksul sokaklarda göreceği şeylerden huzursuz olarak. Gelişigüzel bir örnek, ileride sözünü edeceğim en büyük İstanbul yazarlarından birinin, Ahmet Rasim'in Bedia ve Güzel Eleni adlı hikâyesinden alınabilinir. "İbrahim Paşa Hamamı'nı geçin. Biraz daha ilerleyin. Sağ tarafınızda sokak başındaki yıkıntıya (hamam) bakan köhne bir ev görürsünüz." Orhan Pamuk, İstanbul/Hatıralar ve Şehir

ÖNSÖZ Kültür ve doğa varlıklarının zenginliği açısından özel bir yere sahip olan ülkemizde, bu değerlerin niteliklerini, sorun ve olanaklarını bilmek ve bunların kültürel kimliğimizin ayrılmaz bir parçası olarak korunmasını sağlamak her bireyin sorumluluğudur. Oysa günümüzde, bu sorumluluk, yalnızca devlet erki ve yasal, yönetsel kısıtlamalarla kamu otoritesinin eliyle yürütülmeye çalışılmaktadır. Bu yaklaşım ise, söz konusu değerlerimizin tahribatını ve giderek yitirilmelerini önlemekte yeterli olmamıştır. Bir ulusun ait olduğu kültürel geçmiş, kimliğinin ayrılmaz bir parçası olmalı, toplumsal kimliğin oluşumuna bilinç ve heyecan vererek bunun içselleştirilmesini sağlamalıdır. Kültürel ve doğal varlıklarımızın korunması ancak bugünkü anlayışın dışında gönüllü olarak herkesin, her kurum ve kuruluşun, her meslek grubunun rol aldığı bir kamu bilincinin yaratılmasıyla mümkün olacaktır. Elinizdeki bu kitap, sözü edilen kamuoyu bilincini oluşturmak için genel bir çerçeveyi çizmek amacı ile hazırlanmıştır. İlk bölümde kültür ve doğa varlıklarının tanımları ve çeşitliliği ortaya konmakta, bu değerlerimizin neden korunması gerektiği anlatılmaktadır. Kitabın bir diğer bölümünde ise uluslararası ve ulusal belgelerle desteklenerek "kültür ve doğa varlıklarını nasıl koruyabiliriz?" sorusuna yanıt aranmaktadır. Kitap, ayrıca bu konulara ilişkin ana kaynaklarla da desteklenmiştir. Sonuç bölümünde ise kamuoyu bilinçlenmesinin önemi ve eğitimin bu bağlamdaki rolü vurgulanmakta ve Anayasa'nın Millî Eğitim Bakanlığı'na verdiği görevler kapsamında ilk öğretim ikinci kademe kitapları incelenerek, ders kitaplarına bu konuda nasıl yaklaşılabileceği ortaya konmaktadır. Kültürel ve doğal varlıklarımızın korunması konusunda sınırlı sayıdaki yayın arasında yerini alacak olan bu kitabın, özellikle konuya ilgi duyacaklar açısından bir rehber niteliğinde olduğu ve bu alanda ihtiyaç duyulan katkıyı sağlayacağı düşünülmektedir. Nadir AVCI Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü

TEŞEKKÜR Bu kitabın hazırlanmasında bana sonsuz katkıları ve editörlüğü üstlenerek gösterdiği yoğun çabaları nedeniyle değerli dostum, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Arşiv ve Yayınlar Şubesi Müdürü Koray Olşen'e sonsuz sevgi ve şükranlarımı iletmek istiyorum. Ayrıca bu metni yazan O.D.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Bilgisayar İşliği Şefi Sayın İbrahim Dolanbay'a, metnin düzenlenmesi, kurgulanmasındaki özveri ve emekleri için tüm Arşiv ve Yayınlar Şubesi Müdürlüğü elemanlarına teşekkür ederim. Kitabın yayın aşamasındaki çalışmaları için Sayın Canan Bayram'a ayrıca müteşekkirim. Bu kitabın basılmasında bana gösterdiği destek ve dostluk için Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Sayın Nadir Avcı'ya ayrıca teşekkür ederim.

GİRİŞ VE GENEL YAKLAŞIM B Ö L Ü M 1

1-KİTABIN YAZILIŞ GEREKÇESİ: TÜRKİYE GERÇEKLERİ Ülkemiz, kültür ve doğa varlıklarının yer altında, yer üstünde ve su altında yoğun olarak bulunduğu çok özel bir coğrafyada yer almaktadır. Anadolu, binyıllar boyunca çok çeşitli uygarlıkların bir arada ve tarih boyunca yaşadığı özel bir alandır. Çeşitli uygarlıkların doğup geliştiği ülkemizde, tarih öncesinden başlayarak her tür ve nitelikte kültür varlığı ve bu varlıkların biraradalıklarının oluşturduğu yerleşmelerin yanı sıra çok zengin doğal varlıklar da bulunmaktadır. Bazen az bulunur coğrafî, topografik, jeolojik ya da jeomorfolojik oluşumlar, bazen çok özel bir floranın (bitki örtüsünün ya da bir bitki türünün) varlığı ya da özel bir canlı türünün yaşadığı bir ortam, bazen de insan eliyle oluşturulan fiziksel çevre ile doğal niteliklerin birlikteliğinden doğan "güzellikler" ve özellikler doğal varlıklar olarak ortaya çıkmaktadır (Fotoğraf 1). Ülkemizde var olan ve bugün hâlâ yaşamımızın bir parçası olan kültür ve doğa varlıkları ciddî ve önüne geçilemeyen bir yıkım/yok olma süreci içindedir. Bu sürecin en önemli nedeni, 19401ı yılların ikinci yarısından itibaren modernleşme adına başlayan hızlı ve kontrolsüz kentleşmedir. Köyden kente hızlı göçün ge- Fotoğraf 2: Terk edilmiş alanlar: Ürgüp'te bir mahalle tirdiği plânsız kentli nüfusunun artışı bir yanda büyük kentlerde var olan ve/veya imar planlarıyla öngörülen konut stokunun çok üstünde bir talep yaratarak kültür varlıklarının, özellikle de geleneksel konutların, yıkımına ya da tahribine neden olurken, bazı durumlarda da kent tarihsel yerleşmenin dışına doğru geliştiğinden kültür varlıklarının terkedilme/ harabolmasıyla sonuçlanmıştır (Fotoğraf 2). Birinci durumda geleneksel konutlar ya yıkılarak yerlerine apartmanlar yapılmış (Fotoğraf 3); ya da bir konut birden fazla, bazen 7-8 aile tarafından kullanlarak mimarî niteliklerini kaybetmiştir. Konut işlevinin yerini imalâthane, depolama, küçük sanayi gibi konut dışı işlevlerin aldığı durumlarda da yine kültür varlıkları değişerek korunmaya değer niteliklerini yitirmişlerdir (Fotoğraf 4). Fotoğraf 1: Kardelen: Türkiye'ye özgü bir çiçek Bu genel durumun, "modernleşme"nin "apartmanlaşma" ile eşdeğer tutulduğu bir yaklaşımın 1950'lerde "moda" olarak başladığı, zaman içinde öğrenilip, alışılıp artık sorgulanmadan uygulandığı bir yeni gelenek oluşturduğu (Asatekin-Balamir, 1994) düşünülürse, kültür varlıklarının yok edilmesinin bir "gelenek" hâline geldiği sonucu açıklık kazanmaktadır. Bu geleneği başlatmada devlet organlarının etkisini de yok saymamak gerekir. 19501i yıllarda İstanbul'da Vatan ve Millet Caddeleri'nin açılmasıyla büyük bir kül-

Fotoğraf 3: İstanbul/Fındıklı'da yüksek yapılar arasında kalmış bir konut tür varlığı kıyımı yaşanmıştır. 1980'lerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan'ın Halic'i güzelleştirmek adına kıyı boyundaki tüm geleneksel konutları yıkmasıyla ne denli köklü bir geleneğin oluştuğu kanıtlanmıştır. Bu olgu salt İstanbul'a özgü değildir. İmar plânlarında var olan geleneksel dokuyu yok sayarak büyük bulvarlar açma geleneği büyük ya da küçük her kenti etkilemiştir. Özellikle 1950-1970 yıllarında imar plânlarında bu olgu çok yaygındır. Fotoğraf 4 a: Ankara/Hacıbayram Karayolları açılırken anıtsal yapılar, tarihî köprüler yıkılmıştır. Nevşehir yolu üzerinde bulunan Alay Han'ın tam ortasından şehirlerarası karayolu geçerken (Fotoğraf 5) sayısız köprü de "ulaşım kolaylığı" uğruna yok edilmiştir. Kentlerin yoğun nüfusu, kentleşen ama kentlileşemeyen bir grubun ranttan pay almasına neden olmuştur. Kentlerdeki nüfus artışı bir yanda konut açığına neden olurken, diğer yanda kentsel arazinin kıymeti giderek arttığından spekülasyon karşı konulmaz bir çekim yaratmıştır. Her konut yıkıldığında, bunun yerine yapılabilecek çok katlı konutlardan sağlanacak rant, yıkımı artıran bir girdi olmuştur. Tüm bunlara karşın, Türkiye'de var olan yasal kısıtlamalar (Bkz. Bölüm 4) ise, bu rantın getirişi kar- Fotoğraf 4 b: Göynük. Küçük Sanayi ve ticaret, yapıların korunmaya değer niteliklerini yok ediyor. 15

Fotoğraf 5 a: Alay Han ulaşabilmesinin ana nedenidir. Ancak bunu daha küçük ölçekli mescitler için söylemek zordur, çünkü hemen her küçük cami ya da mescit, yerine daha "görkemli" bir cami yaptırılması için yıkılmak istenmektedir. Fotoğraf 5 b: Karayolu Alay Han'ın yarısını yok etmiş. şısında çok zayıf kalmıştır. Ayrıca, hemen her seçim döneminde ortaya çıkan "imar affı geleneği" de zaten çok etkin olmayan yasal önlemlerin giderek güçsüzleşmesinde etken olmuştur. Görüldüğü üzere, ders kitaplarında kültürüne, geleneğine, tarihine bağlılığı ile betimlenen Türk ulusu, aslında kamunun da yarattığı ve desteklediği bir "tarihsel geçmişi yok etme geleneği"ni de yakın geçmişinde yaratmış, benimsemiş ve sürdürmektedir. Tüm bunlara karşı durabilen kültür varlıklarımızın da olduğunu belirtmek gerekir: Büyük ölçekli anıtsal yapılar, başta camiler korunabilmiştir. Hem dinsel yapılara gösterilen saygının bir toplumsal norm olarak tarih boyunca süregelmesi hem de bu geleneğin vakıf sistemi ile desteklenmesi, bu yapıların günümüze Doğal varlıklarımızın durumu da aynıdır. Her orman alanı potansiyel tarım ve/veya konut alanı olarak görülmekte, bunu sağlayabilmek için çıkarılan yangınlar televizyon yayınlarında gündem oluşturmaktadır. Kıyılarımızdaki her boş alan potansiyel turistik tesis alanı olarak görülmekte, buralarda-kaçakya da değilsürekli yapılar yükselmektedir. Ülkemize özel bitki türleri yok olmakta, yurtdışına kaçırılmaktadır. Turizm bir amaç, kalkınmanın tek aracı gibi gösterilmekte olup kültür ve doğa varlıklarının turizm adına tahribi bir diğer yeni geleneği oluşturmaktadır (Fotoğraf 6). Bugün artık yerli muz ithal muzdan daha nadir ve pahalıdır. Buğday, pirinç ithal edilmektedir. İlkbaharın habercisi olarak sokak köşelerinde satılan ve Osmanlı tarihinde bir dönemi simgeleyen lâle artık "nadir" bir bitkidir. Kardelenler yok olmaktadır. Ders kitaplarının değişmez sözcüğü "maki" artık bir sanal kavram haline dönüşmüştür. Arkeolojik varlıkların durumu da benzer "gelenek"ten kurtulamamaktadır: Yer altında var olan değerlere saygı kavramı yerleşmediğinden,

bu alanlar da her tür önleme karşın "yapılaşma" alanı ve/veya "turizmden pay alma alanı" olarak görülmekte ve tahrip edilmektedir. Burada ayrıca eski eser kaçakçılığı da devreye girmektedir. Türkiye Cumhuriyeti bir yanda daha önce yurtdışına kaçırılan eserleri (Bergama Sunağı en iyi bilinen örnektir) geri alma savaşımı içindeyken, diğer yanda eski eser kaçakçılığı sürmektedir. İlgili yasanın getirdiği yaptırımlar kaçakçılığın akçasal getirişi yanında o denli hafiftir ki, etkin olması olası değildir. Buna ek olarak metal dedektörlerinin satışının da serbest olabilmesi, geleneğe katkıda bulunan ironik bir örnek oluşturmaktadır. Tüm bu kültür/doğa varlıklarının korunmasıyla uyuşmayan geleneklere medyanın tutumunu da eklemek gerekir. Kültür ve doğa varlıklarının korunması konusunda doğrudan yayın yapan tek bir gazete vardır. O da Cumhuriyet Gazetesi'dir. Onun dışında ya çok önemli ve uluslararası önemi olan Ayasofya Camii, Topkapı Sarayı gibi ayrıcalıklı yapılara ilişkin haberler çok nadir olarak yer almaktadır. Diğer haberlerde ise "çöken harap bina altında kalanlar", "ahşap bina yandı", "çivi çakılamadığı için yıkılan bina" gibi kalıp ve koruma-karşıtı sloganlar göze çarpmaktadır. Televizyon bugün herkesin evinde olan ve en etkin iletişim aracıdır. Bu medyada çok sayıda kanal olmasına karşın bunlardan da birkaç kanal dışında koruma konusunda sistemli yayın yapan kanal yoktur (Bkz. Bölüm 4). Televizyon haberleri de gazetelerdeki sloganların aynısını görsel etkiyle destekleyerek daha da etkili olarak vermektedir. Sonuçta kültür ve doğa varlıklarının korunmasında çok karamsar bir tablo ile karşı karşıya olduğumuz gerçeği açıkça ortaya çıkmaktadır. Bunun en önemli nedeni de, günümüze kadar koruma olgusunu salt yasal çerçevenin yaptırımlarıyla sağlamaya çalışan bir resmî/siyasal tutumun varlığıdır. Bir de, bu tutumun politik erki kazanma adına tavizlere konu olduğu gözönüne alınırsa, koruma bilincinin kazanılmasının Türk toplumu için ne denli acil ve kaçınılmaz olduğu ortaya çıkmaktadır. Fotoğraf 6: Bodrum: Turizm adına yeşil doku yok edildi

2-KORUMA BİLİNCİNİN OLUŞTURULMASINA NEREDEN BAŞLANMALIDIR? Kültür varlıklarının korunması olgusunun, bir proje/tasarım/uygulama süreci olduğu düşünülürse, ilgili olan ilk meslek grubunun mimarlık/plânlama alanı olduğu düşünülmektedir. İşte bu nedenle, dünyadaki ilk örgün restorasyon yüksek lisans eğitimi O.D.T.Ü. Mimarlık Fakültesi bünyesinde başlatılmıştır (1963). Daha sonra İ.T.Ü. ve Yıldız Üniversitesi'nde, Y.Ö.K. yasası ile birlikte de mimarlık eğitimi veren hemen her üniversitede bu eğitimin verilebilmesi için çalışmalar başlatılmıştır. Ayrıca, ara-eleman yetiştirmeyi amaçlayan teknik okullar kapsamında da restorasyon yüksek okulları açılmıştır (http://www.yok.gov.tr). Bugün artık konu ile doğrudan ilgili olan arkeoloji, mimarlık tarihi, sanat tarihi, kent plânlaması gibi dalların yanı sıra jeoloji, kimya, fizik, mühendislik gibi diğer bilim dalları da koruma konusuna ilgi göstermeye başlamıştır. Ancak, bu alanlarda örgün bir koruma eğitiminden bahsetmek güçtür. Arkeometri alanı, yeni bir yaklaşım olmakla birlikte, anılan bu uzmanlık alanlarının arakesitini oluşturmaktadır. Ancak, kültür ve doğa varlıklarının korunması için gerekli teknik/kuramsal donatıya sahip mimarların ya da kısıtlı sayıdaki diğer uzmanların varlığı, ülkemizdeki değerlerin korunması için yeterli olamaz. Önemli olan, bu ülkede yaşayan her bireyin, ait olduğu toplumun kültürel geçmişini benimsemesi, bu topraklarda var olan ve çağdaş benliğimizin temelini oluşturan her türlü kültür ve doğa varlıklarının öneminin ayırdına varmaları, bunlara sahip olmaktan yüksünmek yerine gurur duymalarıdır. Bunu sağlayabilecek yasal, yönetsel çerçevenin kurulması, teknik ekiplerin kurulup geliştirilmesi, akçasal kaynakların yaratılması ve doğru dağılımının sağlanması için de bu ülkeyi yönetenlerin ve yönetmeye talip olan her kademedeki ve her ilgili sektördeki politikacıların da aynı bilinçle çalışmaları gerekir. Tüm bu kişilerin yetiştirildiği üniversitelerdeki öğretim elemanlarının da bu kültürü içselleştirmeleri, gelecekteki ülke yöneticilerini eğiten kişiler açısından gerekli ve kaçınılmazdır. Dolayısıyla, bu eğitim, salt üniversite eğitiminin lisansüstü uzmanlaşması ile çözümlenemeyecek kadar yaygın ve erken bir bilinçlendirme kampanyasını gerekli kılmaktadır. Bu bilinç, bir toplumda birey kimliğinin önemli ve ayrılmaz bir parçası olmadığı zaman, "politika bağımlı geleneklere" yenik düşecektir. İşte bu nedenle, çocukluktan başlayan bir eğitim ve bunun öğretime doğru araçlarla yansıtılması gerekli görülmüştür. "Çocukluk dönemi" de çok geniş bir tanımdır. Aslında oyun çağında oyuncaklar ile, okuma çağında ise resimli masal kitaplarına dayalı bir eğitimle başlanabilir. Ancak bunu sağlayabilecek araçları (oyuncak, bilgisayar oyunu, yapboz, masal kitabı, VCD, DVD çizgi filmleri, çizgi romanlar) üretecek kişilerin de bilinç düzeyi önemlidir. Tüm bu birbirini etkileyen döngü içinde, bu kitabın 5. bölümünde başlangıç noktası olarak ilköğretim öğrencilerinin eğiticilerine yönelik örnekleme çalışması yapılmıştır. Çünkü, gelecek kuşakları yetiştirecek eğitimciler, aynı zamanda gelecekte ülkeyi yönetecek/yönlendirecek bireylerin kimliklerini oluşturmakta da en önemli rolü oynamaktadırlar. Bu ilk karar yine bir aşamalandırmayı gerekli kılmıştır: İlköğretim 1. kademe öğrencileri, oyun çağında okuma-yazma bilmeyen çocuktan, ergenlik çağı başına kadar uzanan geniş/çeşitli bir yelpazeyi içermektedir. Bu nedenle, 1. kademe öğ-

retimine koruma bilincinin katılması için öncelikle eğitimli eğiticilerin yetişmesi gereklidir. İlköğretim 2. kademe öğrencileri ise daha benzer nitelikler taşıyan bir grubu içermektedir: 11-15 yaşlarında, ergenlik döneminde olan, kişiliklerini geliştirmeye çalışan, ancak eğitim ve yönlendirmeye daha açık bir yaş grubunu oluşturmaktadırlar. Dış dünya ile ilişki kurmaya ve daha özgürce bu katılıma hazırdırlar. Dolayısı ile doğru araçlarla yönlendirip bilgilendirilirlerse, kültür ve doğa varlıklarını sevmeyi, benimsemeyi, önemsemeyi kimliklerinin özümlenmiş bir öğesi haline getirmeye açıktırlar. Ayrıca, bu bilgilerin bu dönemde verilmesi, lise eğitimleri boyunca kendi eğitim ve isteklerini sınamak ve sevecekleri mesleklere yönelmek konusunda bir girdi olabilecektir ki, bu da koruma adına olumlu bir atılım olacaktır. Lise öğrencisi sonuçta, ergenlik döneminin sonuna yaklaşmış, ana kişilik nitelikleri belirlenmiş bir gençler grubunu içermektedir ki, bu gruba koruma bilincinin verilmesi için zaman oldukça geçtir. 3-YÖNTEM VE İÇERİK: KORUMA KÜLTÜRÜ, KİMLİĞİMİZİN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIR Elinizdeki bu kitap, tüm bu gerekçelerle, Türkiye'nin "koruma karşıtı geleneklerinin kırılabilmesi ve kendi geçmişinin belgelerine saygı duyan ve bunları koruma gereğine inanan kuşakların yetiştirilebilmesi için, ilköğretim 2. kademesinde eğitimci olacak öğrencilere ders verecek öğretmenler başta olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti'nin her kademesinde rol alacak üniversite öğrencileri için hazırlanmıştır. Bu kitabın içeriği, ülkemizin tarihsel geçmişini anlatan ders kitaplarından çok farklı düşünülmüştür. Yıllardır süregelen öğretim geleneğimizde "tarih" ve "sosyal bilgiler", öğrencilerin nedenlerini pek de anlamadan ezberledikleri, gündelik yaşamla bağını kurmalarının neredeyse olanaksız olduğu didaktik bilgi yüklemesinin yarattığı olumsuzlukları azaltmayı hedeflemektedir. Kuşaklar boyu esprili bir biçimde süregelen "Karlofça Antlaşması'nın koşullan", "kurbağanın sindirim sistemi" kalıplarını aşan, öğretim yerine eğitimin ön plâna çıktığı bir bilincin oluşturulması ana erektir. Dolayısıyla bu kitap, 2. bölümde kültür ve doğa varlıklarına ilişkin ana tanımlar içermekte görsel belgelerle beslenmektedir. Bu bölümün ilk aşamasının ana amacı "neyi korumalıyız" olarak özetlenebilir. İkinci aşama ise "niçin koruyoruz?" sorusunun yanıtını yine görsel belgelere dayanarak vermeyi amaçlamaktadır. Bu sorunun cevabı kültür ve doğa varlıklarının çeşitli değerlerinin algılanması olarak özetlenebilir. Üçüncü aşamada ise "nasıl koruyoruz?" sorusuna yanıt aranmaktadır. Yani koruma/restorasyon tanımları ve bunların uluslararası kuramsal yaklaşımlara oranla nasıl yapılması gerektiği kısaca açıklanmaktadır. Ayrıca, bu bölüme ek olarak bazı önemli uluslararası bildirgeler de Türkiye koşulları göz önüne alınarak tartışılacaktır. Görsel belgeler bu aşamada da tartışmalara örnek oluşturmaktadır. Bu bilgiler 4. ve 5. bölümlerin konusu olarak sunulmaktadır. Altıncı bölüm bu bilgilerin ilköğretim ikinci kademe eğitimine nasıl yansıması gerektiği konusuna ayrılmıştır. Bu bölümün ilk aşamasında uluslararası belgeler, ikinci aşamasında ise Millî Eğitim Bakanlığı'nın müfredat programı kültür ve doğa varlıklarının korunması yaklaşımı bağlamında incelenecek, hem genelde hem de dersler ölçeğinde Millî Eğitim Bakanlığı'nın amaçları ortaya ko-

nacaktır. İkinci aşamada ise bu amaçlar doğrultusunda hangi derste ne tür bilgilerin verilebileceği tartışılacaktır. Ayrıca, bu bölümde, dersler arası ilişkilerin nasıl kurulabileceği, farklı derslerdeki bilgilerin bütünleştirilerek yaşamın bir parçası haline gelmesi için ders içi ve ders dışı etkinliklerin nasıl kullanılabileceği konusunda öneriler getirilecektir. Üçüncü aşamada ise ders dışı etkinlikler ele alınacaktır. Burada da örnek proje tanımları önerilecektir. Bu bölümde İnternet ortamının önemi nedeniyle sanal ortama da önem verilecektir. Dördüncü aşama, okul-aile birlikleri, koruma dernekleri gibi okul ile ilgili grupların neler yapabileceği konusunda öneriler getirmektedir. Beşinci aşamada ise bu konu ile ilgili kurum ve kuruluşların kısa tanıtımları yapılarak bunlardan nasıl katkı sağlanabileceği anlatılacaktır. Bu kurumlar, kamu kurumları, yarı-resmî kurumlar, yerel örgütler, meslek örgütleri, sivil toplum örgütleri, medya başlıkları altında gruplandırılmıştır. Yedinci bölüm ise, tüm bu bilgileri yorumlayarak her meslek alanında kültür ve doğa varlıklarını koruma bilincine sahip bir bireyin neler yapabileceği konusunda bir döküm vermektedir. Bunların öğrencilerle hangi koşullarda (ders içi-ders dışı) ve hangi araç / projelerle tartışılabileceği konusunda bazı öneriler getirilecektir. Ayrıca, her üniversite öğrencisinin koruma konusundaki bilgisini mesleğine nasıl yansıtacağı bu bölümün konusudur. Kitabın ilgili bölümünde, bugün Türkiye Cumhuriyeti'nde geçerli olan koruma yasaları ile önemli bazı uluslararası belgelerin çevirileri ve O.D.T.Ü. öğrencileri tarafından 2000 yılında Türkiye için hazırlanmış olan "Ankara Bildirgesi" verilecektir. Ayrıca O.D.T.Ü. bünyesinde yürütülen AFP 01-02-01-05 projesi çerçevesinde yapılan O.D.T.Ü. Geliştirme Vakfı Özel Lisesi İlköğretim Okulu 2. kademe öğrencileri ile O.D.T.Ü. yerleşkesinin hemen dışında yer alan Millî Egemenlik İlköğretim Okulu öğrencilerine verilen anket ile bunların değerlendirmeleri de önerilere ışık tutmaları nedeni ile ek olarak verilmektedir (Bkz. Ek 2). Bir diğer ek de, koruma konusunda bilgi alınabilecek internet adresleri listesidir (Bkz. Ek 1).

KULTUR VE DOGA VARLIKLARI NEYİ, NİÇİN, NASIL KORUMALIYIZ? B Ö L Ü M 2

1-KULTUR VE DOGA VARLIKLARI NELERDİR? A-GİRİŞ Koruma olgusunun ilk aşaması "neyin" korunmaya değer olduğunun saptanmasıdır. Bu varlıklar, bir ülkenin belleğini oluşturan her tür ve ölçekte olabilir. Bazen bir küpe, bazen bir mezar taşı ya da bir orman "ne"yi oluşturabilirken, bazı durumlarda tüm bir kent, bazen de su altı varlıkları bu tanıma girebilir. Bu varlıklar belirli gruplar altında anlatılmaktadır. B-KÜLTÜR VARLIKLARI Kültür varlıkları, en geniş anlamıyla, yer üstünde, yer altında ya da su altında var olan, geçmiş kültürlere ait bilgiler veren belge niteliğindeki taşınır ve taşınmaz eserler olarak tanımlanabilir. 1983 tarihinde yürürlüğe giren 5226 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası" da bu tanımdan yola çıkarak koruma kurallarını ortaya koymaktadır. Ancak bu tanım açıklamaya gereksinim göstermektedir. Geçmiş dönemlerde arkeolojik kalıntılar ile salt büyük ölçekli ve özellikle cami, han, hamam, medrese gibi yapıları kapsayan varlıklar "anıt" sözcüğü ile tanımlanmakta idi (Venedik Tüzüğü). 1960'lı yıllardan sonra dünyadaki koruma kuramsal yaklaşımlarına paralel olarak içeriği genişleyen bu kavram, daha mütevazı varlıkları da içermeye başlayınca, bu genişlemeye ve çeşitlenmeye bağımlı olarak, kullanılan sözcük de değişime uğradı. Salt anıtsal yapıları değil, çok daha küçük ölçekli konutları, bu konutların oluşturduğu tarihsel çevreyi ve diğer taşınır ve taşınmaz değerleri de içeren yeni sözcük "kültürel miras" oldu. 1975 yılında Amsterdam'da toplanan kongre sonucunda yayınlanan Amsterdam Bildirgesi bu geniş tanımı koyuyor, mimarî ürünleri de "mimarî miras" sözcüğü ile geniş bir yelpazeye oturtuyordu (Fotoğraf 7). Ancak, "miras" sözcüğü, özünde "mirasyedi" kavramıyla da doğrudan ilişkilendirilebilir. Bugün Fotoğraf 7: İstanbul: Doğal ve kültürel değerleri ile korunmaya değer bir alan

Türkiye'de yaşananları da "mirasyedilik" olarak betimlemek çok da yanlış olmayacaktır. Bu ilişkilendirme, zaman içinde farklı terimlerin aranmasına neden olmuştur. 1980'lerde "kültürel ve doğal değer", daha sonra da günümüzde hâlâ kullanılan "kültür ve doğa varlığı" sözcükleri yeğlenmeye başlamış ve Türkiye'deki yasal/yönetsel biçimlenmede de yerini almıştır. 2000'li yıllarda Dünya Miras Listesi yine Miras sözcüğünü gündeme getirse de, "varlık" sözcüğü kültürel zenginliği betimlemesi açısından daha doğrudur. Bu gelişim sürecinin sonunda varılan noktada kültür ve doğal varlıklarının neleri içerdiğini açıklamak gereklidir. İlk gruplamayı bu varlıkların fiziksel niteliklerine göre yapmak olasıdır: - Taşınır kültür varlıkları - Taşınmaz kültür varlıkları (5226 sayılı yasa ile değişik 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası: 1983, 2004) a-taşinir KÜLTÜR VARLIKLARI Bir kültürün sosyal, ekonomik, politik, kültürel, tarihsel, teknik/teknolojik, estetik niteliklerine ilişkin belge değeri olan her türlü taşınıra verilen isimdir. Bu başlık altında ilk akla gelen, resim, heykel gibi sanat eserleri olmasına karşın, çok daha farklı eşyalar da bu grup altında yer alabilir. Bir arkeolojik heykel kadar bir tıraş bıçağı da önemli olabilir. Bir heykelden o dönemin anatomi bilgisini, malzeme işleme tekniklerini, estetik anlayışlarını, giyim tarzlarını vb. öğrenebildiğimiz gibi (Fotoğraf 8 ), bir tıraş bıçağından da ait Fotoğraf 8: Taşınır kültür varlıkları: Bir heykel Amasra Müzesi olduğu kültürün erkeklerinin temizlik yöntemlerini, metal işleme teknolojilerini, estetik anlayışlarını öğrenmek olasıdır. Bir yazmadaki oya salt elişi olarak folklorik bir değer taşımaktan öte, verdiği mesajlarla da önemlidir. Kaynanasına kızan gelinin taktığı yazmanın oyası, bir gence sevgisini iletmek için bir genç kızın taktığı oyadan farklıdır. Bergama Müzesi oya koleksiyonunda her oyanın verdiği mesajı betimleyen maniler de derlenmiştir. Bu sosyal-kültürel bilgilerin yanı sıra pamuk ya da ipek ipliğin kullanılması yöresel üretim türü ve ekonomiyi, kullanılan boyanın türü yöredeki florayı ya da boyama tekniklerini, yazmanın dokunma biçimi ve deseni de yine yerel üretim biçimini, estetik nitelikleri anlatmaktadır (Fotoğraf 9). Bugün yeniden "moda" olan bakır taslar ise farklı bilgilerin mesajlarını iletirler (Fotoğraf 10): Örneğin, misafir