TESCİLLİ TASARIMLARIN KORUNMASINDA ÖZELLİK ARZ EDEN HÂLLER

Benzer belgeler
Endüstriyel Tasarım Tescilinde Yenilik ve Ayırt Edici Nitelik Değerlendirmesi. İç Mimarlık Ve Çevre Tasarımı Bölümü, Beytepe Kampusu Ankara,

FİKRİ HAKLAR ESD ENDÜSTRİYEL TASARIMLAR. Yrd.Doç.Dr. Levent DURDU Kocaeli Üniversitesi B.Ö.T.E. Bölümü

FİKRİ VE SINAÎ MÜLKİYET HAKLARI. Dr. Deniz ŞENYAY ÖNCEL

ENDÜSTRİYEL TASARIM TESCİLİ. Tasarım tescili ürünlerin görünüm özelliklerini koruma altına alan bir sistemdir.

Endüstriyel Tasarım Semineri

ENDÜSTRİYEL TASARIMLARIN KORUNMASI

6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Çerçevesinde Endüstriyel Tasarımların Tescil Yolu İle Korunması

Madde doğrultusunda, markanın tescil edilebilmesi için esas olarak iki temel unsurunun bulunduğu söylenebilir. Bunlar;

6769 SAYILI SINAİ MÜLKİYET KANUNU HAKKINDA BİLGİ NOTU

Sınai Mülkiyet Kanunu ile Gelen Yenilikler 2017

FİKRİ HAKLAR. ESD ENDÜSTRİYEL TASARIMLAR BAŞVURU SÜRECİ Yrd.Doç.Dr. Levent DURDU Kocaeli Üniversitesi B.Ö.T.E. Bölümü

E-BÜLTEN.

SINAİ MÜLKİYET KANUNU İLE GELEN YENİLİKLER

MARKA GENEL BİLGİLER

6769 SAYILI SINAÎ MÜLKİYET KANUNU NDA TASARIM HUKUKUNDA GETİRİLEN YENİLİKLER

Sınai Mülkiyet Kanun Tasarısı

Buluşların Devir, Satış veya Kiralanmasına İlişkin Kurumlar Vergisi İstisnasının Uygulanma Esasları

Av. Deniz KAYATEKİN. Patentin Hükümsüzlüğü

Fikri Mülkiyet II. Bölüm

FİKRİ HAKLAR ESD GENEL KAVRAMLAR. Yrd.Doç.Dr. Levent DURDU Kocaeli Üniversitesi B.Ö.T.E. Bölümü

SESSİZ KALMA SURETİYLE HAKKIN KAYBI İLKESİ & MARKANIN TANINMIŞLIK DÜZEYİNİN TESPİTİ & MARKAYI KULLANMA ZORUNLULUĞU

FİKRİ VE SINAÎ MÜLKİYET HAKLARI. Dr. Deniz ŞENYAY ÖNCEL

6769 SAYILI SINAİ MÜLKİYET KANUNU

PATENTLER YAZILIM PATENTLERİ

15. TÜRKİYE TEKSTİL İSİMLERİ VE ETİKETLEMEYE İLİŞKİN AB MEVZUATINA NE KADAR UYUMLU?

COĞRAFİ İŞARETLER. Ceren TURGUT Türk Patent Enstitüsü Markalar Dairesi ANKARA - TESK 2016

FİKRİ HAKLAR ESD PATENT BAŞVURU SÜRECİ. Yrd.Doç.Dr. Levent DURDU Kocaeli Üniversitesi B.Ö.T.E. Bölümü

HUKUK. Hakan AKDAĞ

1. Sınai mülkiyet haklarından elde edilen kazanç ve iratların kapsamı

Av. Gizem YILMAZ İstanbul Barosu AVRUPA BİRLİĞİ ORTAK PAZARINDA MİKTAR KISITLAMALARINA EŞ ETKİLİ ÖNLEMLER

ENDÜSTRİYEL TASARIMLAR

MARKA. Marka, belirli kişi yada firmalarca üretilen ürün veya hizmeti tanımlayan ayırt edici işarettir

Türkiye de Coğrafi İşaret Koruması

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER... IX KISALTMALAR...XV

TASARIMIN ÖNEMİ. IKEA nın patronu. Ingvar Kamprad Bill GATES i en zengin tahtından indirdi.

TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ

Sınai Mülkiyet Föyü 2017 GİRİŞ ORTAK HÜKÜMLER

AVRUPA BİRLİĞİ VE TÜRK HUKUKUNDA TESCİLLİ TASARIMLARIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ (İPTALİ) DAVASI

FİKRİ MÜLKİYET VE TEKNOLOJİK GELİŞME

Endüstriyel. PATENT akıl rüzgarıyla buluş.

Yazılımlar için Fikri Mülkiyet Hakları

I- Anayasa ya Aykırılığı İtiraz Yoluyla İleri Sürülen Hüküm

FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI

ENDÜSTRİYEL TASARIM TESCİLİ BAŞVURU KILAVUZU

COĞRAFİ İŞARETLER ALANINDA AB TÜRKİYE İŞBİRLİĞİ UMUT İLKAY KAVLAK AB DELEGASYONU FİKRİ MÜLKİYET HUKUKU SEKTÖR SORUMLUSU

Yönetmelik çalışmaları devam etmekte olup yeni yönetmelikler çıkarılıncaya kadar mevcut yönetmelikler yürürlükte olacaktır.

Dr. Özge Ay OTOMOTİV SEKTÖRÜNDEKİ DAĞITIM SÖZLEŞMELERİNDEN KAYNAKLANAN HUKUKİ İLİŞKİLERİN REKABET HUKUKU DÜZENLEMELERİ AÇISINDAN İNCELENMESİ

TEKNOKENT ŞİRKETLERİ İÇİN FİKRİ SINAİ HAKLAR BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

MARKA YÖNETİMİ. Öğretim Görevlisi Aytaç Burak Dereli. Öğretim Görevlisi Aytaç Burak Dereli Marka Yönetimi. Kasım 17


ŞİRKETLER TOPLULUĞUNDA HÂKİM VE BAĞLI ŞİRKETLERİN KONTROL ÖLÇÜTÜ

Dr. YALÇIN TOSUN İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi SİNEMA ESERLERİ VE ESER SAHİBİNİN HAKLARI

MARKA HAKKI NEDİR VE MARKA BAŞVURUSU YAPILIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN UNSURLAR

ÖNSÖZ...vii KISALTMALAR...xvii KAYNAKÇA...xix GİRİŞ... 1

DAVA ŞARTI ARABULUCULUK KAPSAMINDAKİ TİCARİ UYUŞMAZLIKLAR

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

GLOBALLEŞMENİN ETKİLERİ GLOBALLEŞME. DTÖ nün Etkileri GLOBALLEŞMEYİ HIZLANDIRAN ETKENLER GİRİŞİMCİLİKLE İLGİLİ TEKNİK MEVZUAT

Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret

Teknopark teknokent, bilim parkı, araştırma parkı, bilim şehri

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

Sınai Mülkiyet Haklarında İstisna Uygulamasına İlişkin Yeni Düzenleme

Marka Kavramı ve Marka Tescil İşlemleri

T.C. ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı DAĞITIM YERLERİNE

Marka Koruması! Neden, Nasıl?

FSH BİLGİLENDİRME TOPLANTILARI

Yeni İş Mahkemeleri Kanununun Getirdiği Değişiklikler

KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI (SERİ NO: 8)

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ VE GEÇİCİ HUKUKİ KORUMA KARARLARI. DR. ADEM ASLAN Yargıtay 11.HD. Üyesi

Sanal ortamda. şirket. itibarının. korunması. Kurumsal İtibar: Farklı Bakış Açıları (II) Oturumu Ceyda CİMİLLİ AKAYDIN

Türkiye, Osmanlı Devleti döneminde Patent Kanunu nu kabul eden ilk 8 ülke arasında yer almıştır.

Evrak Tarih ve Sayısı : E Yazının Ekidir YILDIZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ

Türkiye, Gümrük Birliği kapsamında belirli alanlardaki mevzuatında olduğu gibi, fikri mülkiyet mevzuatında da Avrupa Birliği (AB) ile

Zeitschrift für die Welt der Türken Journal of World of Turks TÜRKİYE VE AVRUPA BİRLİĞİ NDE ENDÜSTRİYEL TASARIMLARIN TESCİL YOLU İLE KORUNMASI

PATENT FARKINDALIK SEMİNERLERİ-2

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

Hizmet İnovasyonu ve Sınai Haklar

Patent Ön Araştırmaları ve Yenilik Araştırmaları

BTSO FİKRİ HAKLAR FARKINDALIK VE YENİ SINAİ MÜLKİYET KANUNU SEMİNERİ

LİMİTED ŞİRKETLERDE İMTİYAZLI PAYLAR

SINAİ MÜLKİYET KANUNUNUN UYGULANMASINA DAİR YÖNETMELİK HAKKINDA BİLGİ NOTU

Arçelik A.Ş. Patent Stratejileri

Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Kanun No Kabul Tarihi :

ADİ VE TİCARİ İŞLERDE FAİZE İLİŞKİN YENİLİKLER

Anayasa Mahkemesi Kararlarının Devam Eden Davalara Etkisi

PATENT SİSTEMİ VE PATENT ÖN ARAŞTIRMASI

SINAİ MÜLKİYET KANUNU NDA İHTİYATİ TEDBİRLER

FİKRİ VE SINAÎ MÜLKİYET HAKLARI. Dr. Deniz ŞENYAY ÖNCEL

Türkiye de Coğrafi İşaretler ve Son Gelişmeler

AVUKATLIK HUKUKUNDA REKLAM YASAĞI

1. KONU: 2. KONUYLA İLGİLİ YASAL DÜZENLEMELER: 2.1. Vergi Mevzuatında Yer Alan Düzenlemeler:


T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü) Sayı : [5/h-2014/21]

SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 53 İST, Gemi, deniz ve iç su taşıtları ile ilgili bazı yasal değişiklikler yapıldı.

Kabul Tarihi :

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

Endüstriyel Tasarım Genel Bilgileri

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

Transkript:

T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ ENDÜSTRİYEL TASARIMLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI TESCİLLİ TASARIMLARIN KORUNMASINDA ÖZELLİK ARZ EDEN HÂLLER UZMANLIK TEZİ MUSTAFA KUBİLAY GÜZEL ANKARA-2008 i

T.C. TÜRK PATENT ENSTİTÜSÜ ENDÜSTRİYEL TASARIMLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI TESCİLLİ TASARIMLARIN KORUNMASINDA ÖZELLİK ARZ EDEN HÂLLER UZMANLIK TEZİ MUSTAFA KUBİLAY GÜZEL TEZ DANIŞMANI Prof.Dr. İSMAİL KIRCA ANKARA-2008 ii

ÖZET Küresel ekonomiye yaptığı katkıya bağlı olarak fikrî mülkiyet hakları içerisinde gün geçtikçe artan bir öneme sahip tasarımlar, koruma anlamında farklı bakış açılarıyla karşılaşmaktadır. Toplulukta, uzun süren tartışmalar sonucu tasarımların sui generis bir sistem çerçevesinde korunması gerektiği kararına varılmıştır. Türk hukuku bu alanda ilk düzenlemeyi, 1995 yılında yürürlüğe giren KHK ile gerçekleştirmiştir. Topluluk mevzuatı ile büyük oranda uyumlu olan bu düzenleme, tasarım koruması alanındaki hukukî boşluğu da doldurur niteliktedir. Ancak geçen dönem içerisinde, gerek TPE gerek mahkeme süreçlerinde KHK hükümlerinin yorumlanması ve uygulanması hususunda farklılıklar görülmektedir. Çalışmanın amacı, başvuru ve koruma şartları başta olmak üzere, tescilli tasarımların korunmasında özellik arz eden hallerin, öğretide tartışılmamış hali ile incelenerek KHK nın yorumlanması ve uygulanmasına katkı sağlamaktadır. Bu amaçla öncelikle, tasarım tanımı ve endüstriyel kavramının tasarım korumasına kattığı anlam üzerinde durulmuştur. Tasarımı korunacak ürün çeşitliliğine değinilerek, özellikle birden çok parçadan oluşan ürünlerin koruma kapsamına ilişkin değerlendirme yapılmıştır. Bir tasarıma KHK kapsamında sağlanan koruma, yenilik ve ayırt edici nitelik olarak adlandırılan şartlara bağlanmış olup anılan bu şartlar, tasarım korumasının esasını oluşturmaktadır. Çalışma ile bu iki şart için sistematik bir yaklaşım öngörülmüş, konuya ilişkin mahkeme kararları da irdelenerek uygulama, eleştirel bir yaklaşımla incelenmiştir. Zira, bu kriterlerin doğru yorumlanması tasarımın korunması açısından oldukça önemlidir. Koruma kapsamının açık şekilde ortaya konması, tasarımın koruma şartlarını taşıyıp taşımadığı hususunda önemlidir. Birer başvuru şartı olarak düzenlenen görsel anlatım ve tarifname, korumayı şekillendiren iki belge niteliğindedir. Ancak, görünümün koruma altına alındığı bir sistemde yazılı metinlere görsel anlatımlar iii

kadar önem verilmemesi isabetli olacaktır. Bu konuda, anılan iki belgenin koruma kapsamı üzerinde ne derece etkili olması gerektiği yapılan bu çalışma ile açıklanmıştır. Ayrıca KHK, 1993 tarihli Topluluk Yönergesi ve Topluluk Tüzüğü taslakları dikkate alınarak düzenlenmiştir. Bu sebeple, çalışmada yer alan konuların incelemesi, mehaz hukukun konuya ilişkin düzenlemeleri de dikkate alınarak gerçekleştirilmiştir. iv

ABSTRACT Designs which have more and more importance in the intellectual property rights depending on their contribution to the global economy have been encountered with different points of view. In Community, it was decided after long discussions that designs must be protected under a seperate suı generis system. The first action in Turkish law concerning the design protection was made by putting Decree-Law in force in 1995. The provisions stated in Decree-Law which are nearly compatible with the EU legislation cover legal loophole in design protection. However, as of 1995, both TPI and the related courts have construed the provisions of Decree-Law with different aspects. The aim of the study is making contribution to the construe and enforcement of Decree-Law provisions by analyzing the some important points, which are undiscussed in the doctrine, especially requirements for application and protection in the protection of registered designs. For this purpose, some discussions were made on the definition of design and the meaning added by industrial term to the design protection. Besides, the scope of protection was analyzed by dwelling upon the product type, especially consisting of more than one part and its variation. The rights and the protection conferred by Decree-Law to a design are depent on the requirements named novelty and individual character which constitute the essence of the protection as well. By this study, a systematic approach was foreseen to the stated terms and the procedures were examined in the lights of several court decisions. Forasmuch as, construting the articles concerning novelty and individual character in right way is important for design protection. Identifying the scope of protection clearly is vital to ascertain whether the design satisfies the requirements for protection or not. The representations and the description of the design which are defined as the application requirements are two documents drawing the borders of design protection. However, it is appropriate that v

the descriptions should not be as important as the represantitions in a system protecting the apperance of the products. On this head, to what extent the stated documents should affect the scope of protection was explained by this study Moreover, Decree-Law was mainly prepared on the basis of the articles of Community Directive and Council Regulation For this reason, the researches on the subjects of the study was conducted by taking the related provisions into consideration in reference law. vi

İÇİNDEKİLER ÖZET... i ABSTRACT... v İÇİNDEKİLER... vii KISALTMALAR... ix ŞEKİLLER DİZİNİ... x GİRİŞ... 1 1. TASARIM TANIMI AÇISINDAN ÖZELLİK ARZ EDEN HALLER... 4 1.1. Tasarım Kavramı ve Tasarım Korumasına Dair Farklı Bakış Açıları... 4 1.2. Endüstriyel Kavramı ve Bu Kavramın Tasarım Korumasına Etkisi... 7 1.3. KHK da Ürün Sayılan Nesneler... 13 1.3.1. Setler ve Takımlar... 14 1.3.2. Bileşik Ürün ve Görünmeyen Tasarımların Hukukî Durumu... 16 2. KORUMA ŞARTLARI AÇISINDAN ÖZELLİK ARZ EDEN HALLER... 21 2.1. Yenilik Kavramı ve Kamuya Sunma Fiillerinin Yeniliğe Etkisi... 23 2.1.1. Genel Olarak Yenilik Kavramı ve Mutlak-Nispî Yenilik... 23 2.1.2. KHK da Yenilik... 24 2.1.3. Kamuya Sunma Fiilleri ve Kamuya Sunum Hallerinin Yeniliğe Etkisi... 26 2.2. Ayırt Edici Nitelik Kıyaslaması ve Kıyaslamada Bilgilenmiş Kullanıcı Faktörü... 33 2.2.1. Genel Olarak... 33 2.2.2. Kıyaslamada Ayırt Edici Nitelik ve Koruma Şartlarına Sistematik Yaklaşım... 34 2.2.3. Kıyaslamada Kullanılacak Tasarımların Niteliği ve Mevcut Düzenlemenin Getirdikleri... 39 2.2.4. Ayırt Edici Nitelik Testinde Bilgilenmiş Kullanıcı Faktörü... 44 3. BAŞVURU ŞARTLARI AÇISINDAN ÖZELLİK ARZ EDEN HALLER... 49 3.1. Tasarım Korumasında Tarifnamenin Yeri... 49 vii

3.1.1. Genel Olarak... 49 3.1.2. Geçmiş Düzenlemelere Eleştirel Bakış ve Tarifnamenin Tasarım Korumasındaki Yeri... 53 3.2. Görsel Anlatım Sunum Şekli ve Görsel Anlatımın Tasarım Korumasındaki Yeri... 60 3.2.1. Başvuru Tarihinin Kesinleşmesinde Görsel Anlatımın Etkisi... 60 3.2.2. Tasarım Korumasında Görsel Anlatım ve Tarifname Uyumu... 67 3.2.3. Koruma Kapsamında Görsel Anlatımın Belirleyici Rolü... 68 SONUÇ... 75 KAYNAKÇA... 78 viii

KISALTMALAR AB : Avrupa Birliği bkz. : Bakınız DTÖ : Dünya Ticaret Örgütü FSEK : 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu HD : Hukuk Dairesi KHK : 554 Sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Yönetmelik : 554 Sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Uygulama Şeklini Gösterir Yönetmelik m. : Madde RETB : Resmi Endüstriyel Tasarımlar Bülteni s. : Sayfa TDK : Türk Dil Kurumu TPE : Türk Patent Enstitüsü TRIPs : Ticaretle Bağlantılı Fikrî Mülkiyet Hakları Anlaşması TTK : Türk Ticaret Kanunu WIPO : Dünya Fikrî Mülkiyet Teşkilatı YİDK : Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu ix

ŞEKİLLER DİZİNİ ŞEKİL 1.1... 11 ŞEKİL 1.2...... 11 ŞEKİL 1.3... 12 ŞEKİL 1.4... 15 ŞEKİL 1.5... 16 ŞEKİL 1.6... 18 ŞEKİL 2.1...... 22 ŞEKİL 2.2...... 22 ŞEKİL 2.3... 36 ŞEKİL 2.4... 36 ŞEKİL 2.5... 42 ŞEKİL 2.6... 43 ŞEKİL 2.7... 46 ŞEKİL 2.8... 47 ŞEKİL 3.1...... 61 ŞEKİL 3.2...... 61 ŞEKİL 3.3...... 62 ŞEKİL 3.4...... 62 ŞEKİL 3.5...... 63 ŞEKİL 3.6...... 63 ŞEKİL 3.7...... 68 ŞEKİL 3.8...... 68 ŞEKİL 3.9... 69 ŞEKİL 3.10... 70 x

GİRİŞ 20. yüzyılın ortalarından itibaren teknoloji trafiğinin uluslararası boyut kazanması, dünya ticaretinin giderek artması ve ticaret hukukunun uluslararası nitelik kazanmasına neden olmuştur. Bu durum özellikle son otuz yıllık dönem içerisinde uluslararası ticaretin büyümesine paralel olarak hem hukukun hem sanayinin ulusallık niteliğini kaybetmesine yol açmıştır. Bu noktada ortak bir ticaret düzeni kurmayı amaçlayan Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Kuruluş Anlaşması büyük bir öneme sahiptir. Dünya ticaretini küresel ölçekte düzenleme gayreti, fikrî mülkiyet haklarını da kapsamaktadır. Zira, fikrî mülkiyet haklarının sınır aşan özelliklerine paralel olarak bu hakların ihlâlinde de sınırların kalktığı söylenebilir. DTÖ Kuruluş Anlaşmasının eki olarak Ticaretle Bağlantılı Fikrî Mülkiyet Hakları Anlaşmasına (TRIPS) verilen önem de, bunun açık bir göstergesidir. Artık günümüzde, fikrî mülkiyet hakları dünya çapında büyük gelişme göstererek modern ekonomilerin temel unsurlarından biri haline gelmiştir. Fikrî mülkiyet hakları içerisinde gün geçtikçe artan öneme sahip tasarımlara, fikir ve sanat eserleri yaklaşımıyla mı (copyright approach) yoksa patent yaklaşımıyla mı (patent approach) koruma sağlanması gerektiği, uzun süre tartışılmıştır. Topluluk hukukunda da bu tartışma uzun süre yapılmış ve tasarımların kendine has bir yaklaşımla (design approach) sui generis bir sistem çerçevesinde korunması gerektiği sonucuna varılmıştır. Hukukumuzda ise tasarımlar, Türkiye nin Gümrük Birliği ne giriş sürecinde Topluluk mevzuatına uyum sağlayabilme amacıyla ilk kez 27 Haziran 1995 tarih ve 554 Sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile pozitif düzenlemeye konu olmuştur. Bu tarihten önce tasarım hakkı genel hükümlerle, özellikle Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) ve haksız rekabet hukukuyla korunmaktaydı. KHK ile, tasarımların korunması alanındaki hukukî boşluk doldurulmuş ve tasarımlar özel hükümlerle korunmaya başlanmıştır. 1

1995 yılından günümüze kadar geçen on üç yıllık süreç içerisinde, gerek bu alanda yürütülen akademik çalışmalar gerek Türk yargı sistemi açısından yeni sayılabilecek içtihatların oluşumu ile, tasarım tescil sisteminde ve korumasında belli bir mesafe katedilmiştir. Bu gelişim sürecinde, tarihi açıdan patent, marka gibi diğer sınaî haklara nazaran her yönüyle yeni sayılabilecek tasarım korumasının, özellikle koruma kapsamı açısından KHK nın yorumlanması ve uygulanmasında farklı bakış açıları ile karşılaştığı söylenebilir. Anılan yorum ve uygulama farklılıklarının bilimsel bir zeminde değerlendirilerek isabetli sonuçlara ulaşılması, öncelikle tasarım kavramının incelenmesini gerekli kılmaktadır. Bu kavram üzerinde yapılan tartışmalar, kavramın özellikle uygulayıcılar tarafından hâlen farklı yorumlandığını göstermektedir. Ayrıca, tasarımı koruma altına alınacak ürün çeşidinin fazla oluşu, tasarım korumasının hangi ürünler için ne şekilde sağlanması gerektiği sorusunu beraberinde getirmektedir. KHK ile sağlanan koruma, tasarım tanımına uygunluğun yanısıra iki temel şarta bağlanmıştır. Yenilik ve ayırt edici nitelik olarak adlandırılan bu şartlar, tasarım korunmasında test niteliği taşıyan kriterlerdir. Bir tasarımın KHK ile korunup korunmayacağı, bu kriterler üzerinden yapılacak değerlendirmeye bağlıdır. Bu nedenle, KHK nın 6 ve 7 inci maddelerinde ayrıntısı ile açıklanan koruma şartlarının, TPE ve mahkemeler tarafından doğru yorumlanarak uygulanması bu açıdan oldukça önemlidir. Yenilik ve ayırt edici nitelik kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığı, tasarıma ait görsel anlatımların yayınlanmasını müteakip 6 aylık yasal itiraz süresi boyunca TPE tarafından, sonrasında ise, açılan dava üzerine mahkemelerce sorgulanmaktadır. Yargılama sonucunda varılan kararın doğruluğu, korumayı şekillendiren görsel anlatım ve tarifnamenin sunum şekli ve tasarımı temsil etme gücüne doğrudan bağlıdır. Bu iki koruma şartının tasarım korumasına etkisi ve TPE nin mevcut uygulama çerçevesinde yapması gerekenler çalışmada ayrıntılı şekilde anlatılacaktır. 2

Bu çalışma ile, özellikle tasarım korumasında önem taşımakla birlikte, ilgili kesimlerce farklı yorumlanan ya da hatalı yorumlandığı düşünülen mevzuat hükümleri ile tasarım korumasını başlatan ve şekillendiren TPE uygulamaları eleştirel bir yaklaşımla incelenecektir. 3

1. TASARIM TANIMI AÇISINDAN ÖZELLİK ARZ EDEN HALLER 1.1. Tasarım Kavramı ve Tasarım Korumasına Dair Farklı Bakış Açıları Tasarım (design) Latince kökenli designare sözcüğünden türemiş olup, 'bir şeye işaret etmek anlamını taşır. Tasarımın sözlük anlamı ise, zihinde canlandırılan biçim, tasavvurdur 1. Ülkemiz, Paris Sözleşmesine 1925 yılında taraf olmamız sonucunda tasarım kavramı ile tanışmış, ancak uzun sayılacak bir süre tasarıma dair pozitif bir düzenleme yapmamıştır. Bu konuda ilk ciddi girişimin, 1965 yılında hazırlanan sınaî resim ve modellerin korunmasına ilişkin kanun tasarısı olduğu söylenebilir. Söz konusu Tasarıya göre, sanayi ve küçük san at mamulatının imâl ve istihsali için tip hizmetini görebilecek mahiyette olan ve tertibi dış şekli tezyinatı veya manzarası itibariyle tefrik ve tenyize elverişli bulunan cisimler bu kanuna göre sınaî resim addolunur 2. Ancak geçen süreç içerisinde söz konusu Tasarının yasalaşması mümkün olmamış ve tasarımları tescil yolu ile koruma altına alan ilk pozitif düzenleme KHK nın yürürlüğe girmesiyle gerçekleşmiştir. KHK da ise, tasarım; bir ürünün tümü veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin, çizgi şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütün şeklinde tanımlanmıştır (m.3/1-a). Sınaî resim ve modellerin korunması amacıyla hazırlanan sözü geçen Tasarı ile KHK arasında her ne kadar tasarımın tanımı açısından farklılıklar söz konusu ise de, her ikisinde de tasarımın, ürünün dış görünüm özelikleri ile ilgili bir kavram olduğu kabul edilmiştir. 1 Türk Dil Kurumu (TDK), Güncel Türkçe Sözlük, http://www.tdk.gov.tr/tr/sozbul.aspx? F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF4376734BED947CDE &Kelime=taasr%u0131m. 2 Bilgin, A. Aslı.; Endüstriyel Tasarım Hakkı ve Tazminat Davaları, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2006, s.4. 4

AB, tasarımlara sağlanan korumanın hukukî altyapısını, 1991 yılında hazırlanan Green Paper metni ile oluşturmuştur. KHK nın hazırlık aşamasında da dikkate alınan ve KHK için temel kaynak niteliği taşıyan Green Paper, uzunca bir dönem tasarım korumasından etkilenen tarafların görüş, beklenti ve önerilerine açık kalmış, yapılan düzenlemelerden sonra yerini 1998 yılında yürürlüğe giren Topluluk Yönergesi ne bırakmıştır. Topluluk Yönergesi m.1-a uyarınca tasarım, Bir ürünün tümü veya bir parçasının veya üzerindeki çizgi, dış hatlar, renkleri, biçim, esneklik ve/veya ürünün malzemesi ve/veya ürünün süslemesi gibi çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu genel görünüm dür. Bu açıdan, Topluluk hukukunun ve KHK nın tasarım tanımının benzerlik taşıdığı söylenebilir. Ancak KHK nın konuyla ilgili 3/1-a hükmü, mehazdaki düzenlemenin hatalı bir tercümesidir. KHK daki tasarım tanımından, tasarımın ürün veya ürün parçasının bizzat kendisi olduğu sonucu çıkmaktadır 3. Ancak belirtmek gerekir ki, tasarım, ürünün veya ürün parçasının kendisi olmayıp, bunların görünümü ile ilgili fikrî bir üründür 4. Tasarımcılar dünyasında ise, tasarım kavramı geniş bir anlam ifade etmekte ve bu konuda farklı tanımlar yapılmaktadır. Örneğin bir tanıma göre tasarım, şekil ve fonksiyonun evlenmesidir 5. Başka bir tanım uyarınca tasarım, çeşitli aşamalarında amaçlara ulaşmak için verilen kararlardan oluşan problem belirleme ve çözme yaratıcı eylemidir 6. Nihayet, bir diğer tanıma göre tasarım, tüketici ihtiyaç ve problemlerine yönelik, estetik, işlevsellik, ergonomi, malzeme bilgisi, pazarlanabilirlik, üretim yöntemleri ve olanakları gibi çeşitli kriterleri gözeterek, yeni ürünler tasarlamaktır 7. Amerikan Endüstriyel Tasarımcılar Topluluğuna göre ise, endüstriyel tasarım; kullanıcı ve üreticinin karşılıklı yararını gözeterek; ürünlerin işlev, fayda ve görünümünü optimize edecek şekilde yeni ürün fikirleri yaratmaya ve 3 Suluk, C.; Tasarım Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2003, s.41. 4 Green Paper, No:2.1; Tekinalp, Ü.; Fikrî Mülkiyet Hukuku, 2. Basım, Beta Yayıncılık, İstanbul, 2002, s.4-6. 5 Pıstorıus, T.; The Copyright and Design Protection of Artistic Works with a Utulitarian Purpose, July 1997, s.71. 6 Bayazıt, N.; Endüstri Ürünlerinde ve Mimarlıkta Tasarlama Metodlarına Giriş, YEM Yayıncılık, İstanbul, 1994, s.18. 7 http://tr.wikipedia.org/wiki/end%c3%bcstri_%c3%bcr%c3%bcnleri_tasar%c4%b1m%c4%b1. 5

geliştirmeye yönelik profesyonel bir etkinliktir 8. Ayrıca, tasarımın malzeme seçiminden başlayan ve nihaî görünüme kadar devam eden bir süreç olduğu, tasarımcılar tarafından sıklıkla ifade edilmektedir 9. Hukukçular ise tasarımı bir ürünün tamamının veya bir parçasının çizgi, şekil, renk, biçim, doku, malzemenin esnekliği ve/veya süslemesi gibi insan duyuları ile algılanabilen çeşitli unsur veya özeliklerin oluşturduğu görünüm 10 şeklinde tanımlamışlardır. Görüldüğü üzere tasarımcılar ile hukukçular, tasarım kavramı hakkında farklı algılara sahiptirler. Tasarımlara sağlanan korumanın ise, tasarım kavramının hukukçular nezdinde oluşturacağı algıya göre şekilleneceği açıktır. Hukukçular, tasarım için görünüm odaklı koruma öngörmekteyken; tasarımcılar, tasarımın diğer unsurlarının da korunması yönünde yaklaşımlar sergilemektedir. Zira tasarımcılarca, tasarım bir süreç olarak tanımlanmakta ve bu sürecin görünümün yanısıra işlevsellik, fayda, malzeme seçimi, ergonomi, güvenlik gibi bileşenleri de yapısında bulundurduğu, bu nedenle tasarım korumasının sadece ürünün görünümü ile sınırlı kalmasının gerçekçi olmadığı ifade edilmektedir 11. Anılan sebeple kanun koyucular, bir ürün üzerinde tasarımla ilgili fikrî çalışmaların sadece görünüm ile sınırlı kalmayabileceğini göz ardı etmemişlerdir. Ancak, tasarım korumasını ürünün sadece görünüm özeliklerini koruma altına alan bir sistem olarak düzenlemişler, görünüm özellikleri dışında kalan diğer fikrî çabaların ise şartları taşıması kaydı ile fikir ve sanat eserleri, patent veya faydalı model mevzuatına göre korunabileceğini öngörmüşlerdir 12. Örneğin, bir televizyonun görünümü tasarım mevzuatı ile korunur. Ancak, televizyonun tüketiciye sunduğu teknolojik unsurlar tasarım mevzuatı kapsamına girmemekte, bunlar duruma göre patent veya faydalı model kapsamında korunmaktadır. Ancak, tasarım korumasının sınırlarını tasarımın görünüm özelikleri ile sınırlı tutan hukuk sistemlerinin yanı sıra, 8 Fryer III, W.; Industrial Design Protection in the United States of America-Present Situation and Plans for Revision, JPTOS, December 1988, s.821. 9 Fryer III, W., December 1988, s.821. 10 Suluk, C., 2003, s.42. 11 Er, Ö., Er, A.; Yeni Ürün Geliştirme Sürecinde Endüstriyel Tasarımın Rolü ve Önemi, Ürün Geliştirmenin Olmazsa Olmazları II, İstanbul Sanayi Odası Teknoloji Yönetimi Derneği, 26 Aralık 2002, İstanbul. 12 Suluk, C., 2003, s.35. 6

görünüm özellikleri ile birlikte tasarlama sürecine etki eden diğer bileşenleri de tasarım korumasına dahil eden mevzuatların varlığına da işaret etmek gerekir 13. Sonuç olarak, günümüz tasarım kavramındaki çeşitliliğe karşın AB ve Türk hukukları tasarım mevzuatı ile sağlanan korumayı sadece görünüm ile sınırlı tutmaktadır. Başka bir ifade ile; AB-Türk hukuklarında sadece kabuk tasarım koruma görmekte 14, ürüne dair diğer fikrî çabalar ise tasarım mevzuatı dışında fikrî haklar, patent, faydalı model, haksız rekabet vs. vasıtasıyla korunmaktadır.. 1.2. Endüstriyel Kavramı ve Bu Kavramın Tasarım Korumasına Etkisi Tasarım kavramı hususunda önem arz eden konulardan bir diğeri ise, endüstriyel kavramı ve bu kavramın tasarım korumasına etkisidir. Endüstriyel terimi, endüstri ile ilgili, sınaî 15 anlamına gelmektedir. Endüstri ürünü tasarımı, tarım ve kimya ürünleri hariç, makine tarafından üretilen, taşınabilir kullanım ürünlerinin yaratılması sürecine verilen addır 16. Bu anlamda, makinelerce seri üretim yapılan otomobilden kaleme, fotoğraf makinesinden mobilyaya kadar her türlü ürün endüstriyel ürün kapsamındadır ve bunların tasarımları endüstriyel ürün tasarımı olarak adlandırılır. Endüstriyel teriminin tasarım korumasındaki önemi ise, üretimin endüstriyel, yani makine tarafından geçekleştirilmesinde saklıdır Zira farklı ülke mevzuatlarında tasarıma sağlanacak korumanın niteliği konusunda endüstriyel terimi ile ayrıma gidilmiştir. Örneğin, İngiliz hukukunda tescilli tasarım koruması, tasarımın endüstriyel olup olmamasına dayandırılmakta 17 ve elliden fazla ürüne uygulanan tasarımlar endüstriyel olarak kabul edilmektedir. Bu yüzden elle üretilen, ya da 13 Örneğin, Amerikan hukuk sisteminde, faydalı patent (utlity patent) ssitemiyle tasarımın görünüm özellikleri ve sağladığı fayda eşzamanlı olarak korunmaktadır. Ayrıntılı bilgi için bkz. http://www.bitlaw.com/patent/requirements.html. 14 Suluk, C., 2003, s.36. 15 TDK, Güncel Türkçe Sözlük, http://www.tdk.gov.tr/tr/sozbul.aspx?f6e10f8892433cffaaf 6AA849816B2EF4376734BED947CDE&Kelime=end%u00fcstriyel. 16 http://www.etmk.org/modules.php?name=news&file=article&sid=85. 17 Cornish, William R.; Intellectual Property, 3.Ed., Sweet & Maxwell, London, 1999, s.69. 7

endüstriyel yolla üretilse dahi mevzuat ile belirlenmiş elli adet üretim sınırını aşmamış ürün tasarımları, tescilli tasarım korumasından faydalanamamaktadır 18. Topluluk Yönergesi m.1-a da ürün, endüstriyel yolla ya da elle üretilen herhangi bir nesne şeklinde tanımlanarak, tasarım korumasında ürünün üretim yöntemine dair herhangi bir kısıtlamaya gidilmemiştir. Bugünkü Topluluk Yönergesi nin temelini oluşturan Green Paper da da endüstriyel tasarım kavramı tartışılmış ve endüstriyel teriminin özellikle İngiltere gibi içtihada dayalı hukuk sistemlerinde tasarım korumasında önemli bir rol üstlendiği belirtilmiştir 19. Ancak, Green Paper da eleştirilen ve kabul edilmeyen konu, içtihada dayılı hukuk sistemlerinde endüstriyel teriminin ürünün üretim şeklini tanımlamasından ziyade, ürünün üretim sayısı ile ilgili olması yaklaşımıdır. Bu nedenle verilen örneklerden de anlaşılacağı üzere 20 sınırlı sayıda üretim yapılan ürünlerin tasarımları için de korumanın sağlanması gerekliliği vurgulanmıştır. KHK m.3/1-b deki ürün tanımında, endüstriyel yolla veya elle üretilen herhangi bir nesne ibaresi kullanılmıştır. O hâlde tanım gereği üretim yöntemine bağlı kalınmaksızın, yani endüstriyel yolla ya da elle üretilmesi farketmeksizin herhangi bir ürünün tasarımı KHK kapsamında korunacaktır. Bu düzenleme, özellikle zanaatkârları koruması sebebiyle yerindedir. Ayrıca, ülkemizin el sanatları yönünden zenginliği düşünüldüğünde bu tarz bir düzenlemenin ülkemiz açısından zorunlu olduğu söylenebilir 21. Ancak, KHK da ürünün üretim yönteminin tasarım korumasında etkili olmadığı gerçeği ürün tanımında açıkça ifade edilmesine rağmen, KHK nın başlığının Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname şeklinde olması eleştirilmektedir. Buna göre, KHK nın isminde, endüstriyel teriminin kullanılmasının KHK nın içeriği ile uyumlu olmadığı gerekçesiyle başlığın içeriğe uygun olarak değiştirilmesi önerilmektedir 22. 18 Green Paper, The Industrial Character of Design, 5.4.12. 19 Ayrıntılı bilgi için bkz. Green Paper, The Industrial Character of Design, 5.4.12. 20 Green Paper ın 5.4.12.2 sayılı bölümünde kristal vazo, mezartaşı ve son moda özel bir elbise ürün örneği olarak sunulmuş ve üretim tekniğinden ziyade üretim sayısının korumada belirleyici etken olmaması gerektiği vurgulanmıştır. 21 Suluk, C., 2003, s.40. 22 Suluk, C., 2003, s.40. 8

Önemle kaydedelim ki, KHK nın kanunlaştırılması amacıyla TPE tarafından hazırlanan taslakta endüstriyel terimine getirilen eleştiriler dikkate alınmış ve taslağın adı olarak Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Taslağı ibaresi benimsenerek endüstriyel terimine yer verilmemiştir. Taslağın gerekçesinde, ürün tanımından hareketle içerik ile uyumlu bir başlığın tercih edilmesi gerekliliği vurgulanmıştır 23. Hemen belirtelim ki, Topluluk Yönergesi nde endüstriyel terimine yer verilmemiştir. Buna karşılık Dünya Fikrî Mülkiyet Teşkilatı (WIPO), gerek internet sitesinde gerek basılı yayınlarında tasarım kavramını endüstriyel terimi olmaksızın kullanmamaktadır 24. İngiliz hukukunda ise, tescilli tasarım korumasının kapsamına sadece endüstriyel tasarımlar girmesine rağmen 1949 tarihli İngiliz Tescilli Tasarım Kanunu nun başlığında endüstriyel terimi kullanılmamaktadır. Bu anlatılanlardan da anlaşılacağı üzere, karşılaştırmalı hukukta tasarım konusunda terim birliğinin sağlandığını söylemek mümkün değildir. Her ne kadar elle üretilen ürünlere ait tasarımların korunacağı bir düzenlemede endüstriyel teriminin kullanılmaması gerektiği vurgulansa da, kanun yapma tekniği açısından düzenlemenin adında endüstriyel teriminin yer alması ve elle üretilen nesnelere sağlanan korumanın istisna olarak düzenlenmesi de mümkündür. Zira yukarıda belirtildiği üzere İngiliz hukukunda ilgili düzenlemede sadece tasarım terimine yer verilmiş, ancak koruma endüstriyel tasarımlarla sınırlı tutulmuştur. Kanımızca, tartışılması gereken husus, ürün tanımından hareketle KHK nın ya da onun yerine geçmek üzere hazırlanan kanun taslağının başlığında endüstriyel kelimesine yer verilip verilmemesi değil, bu terimin tasarıma kattığı anlam ve tasarım korumasına etkisi olmalıdır. Endüstriyel tasarım kavramı makine ile üretilen, bir başka ifade ile seri üretim yapılan ya da yapılması mümkün olan ürün tasarımlarını ifade etmektedir. Seri üretim ise, standart hale getirilmiş ürünlerin, bunların üretimi için geliştirilmiş makineler ve hareketli montaj hatları kullanılarak, tahsis edilmiş iş bölümlerinde işgücü disiplini altındaki vasıfsız ya da yarı vasıflı 23 http://www.tpe.gov.tr/dosyalar/taslaklar/tasarim_kanun_taslagi.pdf, s.25. 24 Ayrıntılı bilgi için bkz. www.wipo.int. 9

işçiler tarafından üretilmesi anlamına gelmektedir 25. Görüldüğü üzere endüstriyel üretim, tekrarlanabilme özelliğine sahip ürünlerin makine ile imalâtı işlemidir. Buna göre, anılan kavramın, üretim yöntemi ve üretilecek ürün yapısı olmak üzere iki temel unsuru nitelediği açıktır. Ancak, KHK 3/1-b maddesindeki ürün tanımı ile, ürünün elle veya endüstriyel yolla üretilebileceği düzenlenmiştir. Dolayısıyla, KHK başlığında kullanılan endüstriyel kavramının, üretim yönteminden ziyade ürünün tekrarlanabilme özelliğine işaret ettiği ve bu yönüyle tasarım korumasının sınırlarını etkilediği düşünülmektedir. Yukarıda da ifade edildiği üzere Topluluk Yönergesi, endüstriyel terimini kullanmamış, ancak kullanmama gerekçesi Green Paper da tartışılmıştır. Green Paper da endüstriyel kelimesine yapılan eleştiri, ürünün tekrarlanabilme özelliği ile ilgili değil, içtihada dayalı hukuk sistemlerinde ürünün endüstriyel vasfını taşıma şartının, belli bir sayının üzerinde üretilmesine bağlanmış olmasına yöneliktir. Zira Topluluk hukukunda endüstriyel olma niteliğinin, ürün elle üretilse dahi, ilk ürünün bire-bir (aynen) yeniden üretilebilmesiyle 26, yani tasarımın tekrarlanabilir nitelikte olmasıyla ilgili olduğu belirtilmiştir 27. Tasarımın tekrarlanabilir yapıda olması, bir diğer ifade ile tasarımın değişmez bir görünüm içermesi, koruma açısından oldukça önemlidir. Zira ancak bu durumda tasarıma ilişkin hangi özelliklerin koruma altına alındığı, tescil ve ilân vasıtasıyla üçüncü kişilere açık bir şekilde yansıtılabilecektir. Bu nedenle, her üretildiğinde farklı görünüm özelliğine sahip olacak ya da ikinci sefer yapıldığında başvuruda sunulan görsel anlatımdan daha farklı görünüm özellikleri yansıtacak tasarımların tesciline izin verilmemesi önemlidir. 25 http://www.baskent.edu.tr/~bdengiz/ders1_2_.ppt, Endüstri Mühendisliğine Giriş Ders Notları. 26 Elle üretim sonucunda, ürünler arasında kaçınılmaz ufak farklılıklar olabileceği ve bu farklılıkların ürünün endüstriyel olma hâlini etkilemeyeceği belirtilmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Green Paper, The Industrial Character of Design, 5.4.12. 27 Green Paper, The Industrial Character of Design, 5.4.12. 10

Hal böyle olmakla birlikte, Türk hukukunda yukarıda açıklanan yönde bir uygulama mevcut değildir. Ancak,TPE ye yapılan kimi başvurular, bu terimin tasarım kavramına kattığı anlamın sorgulanması gerektiğini açıkça ortaya koyar niteliktedir. Aşağıda yer verilen bu tür başvuru örnekleri, konunun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olacaktır. ŞEKİL 1.1 ŞEKİL 1.2 Yukarıda Şekil 1.1 ve Şekil 1.2 deki görsel anlatımlar ile, TPE ye tescil başvurusunda bulunulmuştur. Söz konusu ürün örnekleri, esasen KHK nın ürün ve endüstriyel kavramlarının tasarım korumasına kattığı anlam dikkate alınmadığı takdirde, tasarım tanımına aykırı nitelik taşımamaktadır. Ancak, bu ürünler, aynı tasarımsal özelliğin ikinci kez sunulmasına imkân tanıyacak nitelikte değildir. Bu nedenle, bu tür tasarımların tekrarlanabilir yapıya sahip olmadıkları ve bu yüzden başvuruların endüstriyel kavramı çerçevesinde tasarım tanımına uygun bulunmayarak reddedilmesinin uygun olacağı kanaatindeyiz. 11

ŞEKİL 1.3 TPE ye yapılan diğer bir başvuruda ise, Şekil 1.3 te yer alan görsel anlatım sunulmuş ve tasarım tescil edilerek Resmi Endüstriyel Tasarımlar Bülteninde (RETB) yayınlanmıştır. Kanaatimizce, söz konusu başvuru tasarım tanımına uymamaktadır. Zira, ürün puf olarak tasarlanmış olup başvuruda ürünün yapısından kaynaklanan anlık bir görünüm sunulmuştur. Söz konusu tasarımsal özelliğin tekrarının mümkün olmaması tasarımın endüstriyel vasfını kazanmasına engel teşkil ettiğinden başvuru reddedilmeliydi. Yukarıda açıklanan sebeplerle, endüstriyel terimi tasarım taslağından kaldırılmış olsa da, bu terimin tasarımın korunması hukukuna kattığı anlamın muhafaza edilmesinin yerinde olacağı, tekrarlanabilme özelliği taşımayan tasarımların korunmaması gerektiği, aksi takdirde bu tür bir tescilin, başvuruda sunulan ürün görünümlerinin sabit olmaması nedeniyle üçüncü kişilerin haklarının güvenliği açısından tehlike oluşturacağı düşünülmektedir. 12

1.3. KHK da Ürün Sayılan Nesneler Tasarımların tek başına hukukî korumadan yararlanması mümkün değildir. Bir başka ifade ile tasarım, soyut kaldığı, yani ürüne dönüştürülmediği sürece koruma görmeyecektir. KHK m.3/1-b ye göre ürün; bilgisayar programları ve yarı iletkenlerin topografyaları hariç olmak üzere, endüstriyel yolla veya elle üretilen herhangi bir nesnenin yanısıra bileşik bir sistem veya bunu oluşturan parçaları, setler, takımlar, ambalajlar gibi nesneleri, birden çok nesnenin veya sunuşun birarada algılanabilen bileşimlerini, grafik semboller ve tipografik karakterleri ifade eder. Görüldüğü üzere hükümde bilgisayar programları ve yarı iletken topografyalar ürün sayılmamış 28, buna karşılık, Nesneler, Bileşik ürün ve bileşik ürünün bileşen parçaları, Setler-takımlar, Ambalajlar, Birden çok nesnenin bir arada algılanabilen bileşimleri (get-up), Grafik semboller ve tipografik karakterler ürün olarak kabul edilmiştir. KHK m.3/1-b de, tasarımı koruma altına alınacak ürün çeşidinin oldukça geniş tutulduğu söylenebilir. Dikkat edilirse, fizikî anlamda tek parçadan oluşan nesnelerin yanı sıra aralarında fiziksel bağ bulunmayan birden fazla parçadan oluşan unsurlar da tek bir ürün olarak kabul edildiğinden, bunların oluşturduğu görünümler de tasarım korumasından faydalanacaktır. Ancak aşağıda, KHK da ürün sayılan nesneler içerisinden, özellikleri sebebiyle sadece set-takım ve bileşik ürün kavramları üzerinde durulacaktır. 28 Bilgisayar programları Türk Hukukunda olduğu gibi AB hukukunda da ürün olarak kabul edilmemiştir. Ancak, entegre devre topografyaları için Topluluk Yönergesi nde ayrıma gidilmemiş olması dikkat çekicidir. Bkz. Topluluk Yönergesi m.1/b. 13

1.3.1. Setler ve Takımlar Esas itibariyle set ve takım terimleri konuşma dilinde birbirinin yerine kullanılmaktadır. KHK da set ve takım kavramları tanımlanmamış, ancak ürün tanımı içerisinde ayrı ayrı zikredilmiştir. Bu durum karşısında, bunların aynı şeyi mi, yoksa farklı ürünleri mi ifade ettiği üzerinde durmak gerekir. Hemen belirtelim ki, setler ve takımlar, ortak tasarımsal çalışmalar içeren ve birden çok bağımsız parçanın bir araya gelmesiyle oluşturulan ürünlerdir. Mobilya takımı, kahvaltı seti ya da fincan takımı bu türden ürünlere örnek olarak verilebilir. Set ve takım kavramı, temelde aynı anlamı taşımakla birlikte, literatürde iki kavramın da farklılık gösterdiği ifade edilmiştir. Buna göre, bir seti oluşturan parçaların sete bağımlı olmaksızın işlevini yerine getireceği ve tüketiciye ayrı ayrı sunulabileceği; buna karşılık takımı oluşturan parçalar için bu durumun her zaman geçerli olmadığı vurgulanmıştır. Sözgelimi, hobi araçları takımında yer alan matkap, testere, freze birimleri gövde ve uç kısımları, ayrı ayrı ürünler şeklinde tasarlanabilir. Ancak, bu parçalar kullanılırken hepsinin bir tek motor gövdesine bağlanması zorunludur. Başka bir deyişle, bu takımda yer alan parçalar ayrı ayrı işlevlerini yerine getiremezler 29. Set ve takımda yer alan parçaların tasarımı ayrı ayrı tescil edilebileceği gibi, seti ya da takımı oluşturan parçaların tek bir tasarım olarak tescili de mümkündür. Ancak bu durumda korumanın hangi unsura sağlanacağı oldukça önemlidir. Seti ya da takımı oluşturan parçaların bağımsız olarak tescili, bu parçalar için bağımsız tasarım korumasını beraberinde getirecektir. Ancak, setin veya takımın tek bir tasarım olarak tescil edilmesi halinde, setin oluşturduğu genel izlenim koruma altına alınmalıdır. Bu son durumda, set içerisinde yer alan parçaların başka kişilerce üretilip satılması, tasarım hakkının ihlâli sayılmayacaktır. 29 Suluk, C., 2003, s.50. 14

ŞEKİL 1.4 Şekil 1.4 te sunulan görünüm bir kahvaltı setine ait olup, bu görünüm set olarak tescil edilmiştir. Şekilde olduğu gibi, esasen aralarında fiziki bağlantı bulunmayan parçaların bir araya getirilmesiyle yeni tasarım çalışmalarının varolabileceği açıktır. Tescili gerçekleşen bu ürün tasarımı ile koruma altına alınan unsur, ürünü oluşturan bağımsız parçaların tasarımları değil, söz konusu parçalardan meydana gelen setin oluşturduğu genel izlenimdir, yani setin görünümüdür. Önemle kaydedelim ki, mevzuat çerçevesinde ürün tanımına aykırı olmayan ve set olarak tescil edildiği halde, koruma altına alınacak genel izlenim konusunda üçüncü kişilere somut ve anlamlı bir görünüm sunmayan tasarımlar da mevcuttur. Sözgelimi aşağıda sunulan görünüm, yemek takımına ait bazı parçaları içermekte olup, genel izlenim hususunda üçüncü kişilere tarif edilebilir bir görünüm yansıtmamaktadır. Bu nedenle, aşağıda sunulan görsel anlatım ile, set olarak tescil edilen tasarımın hangi özelliğinin koruma altına alınacağı tartışmalı ve yoruma açıktır. 15

ŞEKİL 1.5 O hâlde, set ya da takım tanımına uygun ve genel izlenim itibariyle tarifi mümkün, somut bir görünüme sahip tasarım çalışmalarının tescili mümkün olmalıdır. Buna karşılık, bilgilenmiş kullanıcı gözünde somut bir genel izlenim algısı oluşturmayan set ve takımların tescili, koruma altına alınacak tasarım çalışmasına dair tereddüdü her zaman beraberinde getirecektir. Bu nedenle kanaatimizce, ürün tanımına uygun bir setin ya da takımın tescili talep edildiğinde, setin veya takımın genel izlenim açısından makul bir tasarımsal özelliği yansıtıp yansıtmadığı dikkate alınmalı, mevcut düzenlemelerde bu bakış açısını içerecek değişikliğe gidilmeli ve ilgili uzmanca yapılacak inceleme bu kriter sorgulanmaksızın tamamlanmamalıdır. 1.3.2. Bileşik Ürün ve Görünmeyen Tasarımların Hukukî Durumu Ürünün tanımına ilişkin KHK m.3/1-b de bileşik bir sistem veya bunu oluşturan parçaları ifadesine yer verilmek suretiyle, bileşik ürün ve bileşik ürün parçaları da ürün sayılan nesneler içerisinde kabul edilmiştir. Ancak, KHK da bileşik ürün tanımlanmamıştır. KHK hazırlık aşamalarında yararlanılan AB taslaklarında da tanımı yapılmayan bileşik ürün, sonradan yürürlüğe giren Topluluk Yönergesi nde 16

ürünün sökülüp takılmasını mümkün kılan, birden çok parçanın oluşturduğu ürün şeklinde tanımlanmıştır (m.1-c). KHK nın temelde ürünleri basit ve bileşik ürün olarak ayırdığı düşünülebilir. Basit ürün, yekpare olan, bir diğer ifade ile yapısında sökülüp takılmaya müsait bileşen parçalar barındırmayan ürünlerdir. Klâsik bir su bardağı basit ürün olarak nitelendirilebilir. Araba, televizyon ya da bilgisayar ise, bileşik ürüne örnek gösterilebilir. Bileşik ürünü oluşturan bileşen parçaların tasarımı da, şartları taşıması kaydıyla korunmaktadır. Ancak AB ve Türk hukuku bu alanda farklı düzenlemelere sahiptir. Topluluk Yönergesi nin 3 üncü maddesinde, bileşen parçalar için, yeni ve ayırt edici olmasının yanısıra normal kullanım sırasında gözle görülebilir olması şartı aranmaktadır. Aynı maddede, normal kullanım ifadesiyle neyin kastedildiği de açıklığa kavuşturulmuştur. Buna göre normal kullanım, nihaî kullanıcı tarafından kullanım anlamına gelmekte; bakım, servis, onarım nedeniyle kullanım ise, bunun dışında kalmaktadır. Bileşen parça tasarımlarının korunmasında ön plana çıkan bir husus özellik göstermektedir. Buna göre, bileşik ürünü oluşturan parçalar, tek başlarına tasarım olarak koruma şartlarını taşısalar bile son kullanım için entegre edildikten sonra nihaî tüketici tarafından görülemez hâle gelebilmektedirler. Böylelikle, bileşik ürüne entegre edilmeden önce korunabilirlik şartlarını taşıyan bir tasarımın bu niteliği, bileşik ürünün parçası haline geldikten sonra tartışmalı hâle gelmektedir. Bu konuda AB de uzun tartışmalar yapılmış ve sonuç olarak bileşik ürün parçalarının, normal kullanımda nihaî tüketici tarafından görülebilir olması şartıyla korunması gerektiğine karar verilmiştir (Topluluk Yönergesi m.3/3-a ve m.4). AB hukukunda konunun bu hali ile çözüme bağlanmasında, tasarım korumasının tüketici odaklı yorumlanması ve nihaî tüketicinin satın alma kararında etkili olmayan tasarımsal özelliklerin korunmaması yaklaşımının etkili olduğu düşünülmektedir. Ancak bu yaklaşıma getirilecek önemli bir eleştiri, entegre edildiği 17

ürüne ve kullanım şekline göre bileşen parçanın değişen hukukî durumuna yöneliktir. Şöyle ki, bileşen parçanın, entegre edildiği üründeki konumuna göre nihaî tüketici tarafından görülüp görülmemesi değişebilecek, dolayısıyla kullanım alanına bağlı olarak tasarım korumasından yararlanıp yararlanmaması söz konusu olabilecektir. Örneğin, bir korna otomobile monte edildiğinde normal kullanım esnasında görülemeyecekken, bisiklete monte edildiğinde görülebilecektir. Bu durumda, korna aynı olduğu halde, tasarımlara sağlanan korumadan yararlanıp yararlanmayacağı entegre edildiği ürüne göre farklılaşacaktır. Ayrıca, bir bileşen parçanın, aynı ürün çeşidi içerisinde dahi nihaî tüketici açısından görülebilirlik durumu değişkenlik arz edebilmektedir. Sözgelimi, Şekil 1.6 da görüldüğü üzere, ünlü APPLE markalı bilgisayar monitörlerinin dış kaplamasında şeffaf bir malzemeden yararlanılması, diğer monitör tiplerinde normal kullanım esnasında görülemeyen birçok bileşen parçanın nihaî tüketici tarafından açıkça görülebilir olmasını sağlamıştır. Dolayısıyla, bu parçalar, diğer monitörlere monte edildiğinde korunmazken, Şekil 1.6 ta görülen monitörde kullanımla korunur hale gelmektedir. ŞEKİL 1.6 18

AB hukukundaki bileşik ürün parçalarına ilişkin özel düzenlemeye paralel bir düzenleme Türk hukukunda bulunmamaktadır. KHK tasarım korumasında gözle görülebilir olma şartı aramamakta, bundan daha kapsamlı olan insan duyuları ile algılanabilir olma kriterini getirmektedir (m.3/1-a). KHK da bileşik ürün parçalarına ilişkin özel bir düzenleme bulunmaması karşısında, konu tasarım hukukunun amaçları doğrultusunda yorumlanarak çözüme kavuşturulmalıdır. Bu noktada iki farklı yoruma gidilmesinin mümkün olduğu düşünülmektedir. Bunlardan birincisi, KHK nın tasarım korumasında sadece yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını aradığı ve tasarımın normal kullanım anında görülebilir olması şartının düzenlemede yer almadığı gerekçesiyle bileşen parça tasarımlarının korunabilir nitelikte olduğudur. İkinci yoruma göre ise, normal kullanım esnasında görünmeyen bileşen parça tasarımları nihaî tüketici tarafından algılanmadığından, KHK 3/1-a daki şartın gerçekleşmemesi sebebiyle korunmamalıdır. Bu iki görüşten hangisine üstünlük tanınması gerektiği, sınaî haklar sisteminin temel ilkeleri ve ülke gerçekleri dikkate alınarak belirlenmelidir. AB hukukunda tasarımlar, ekonomik açıdan getirdiği katma değer ve tüketicilerin satın alma kararında etkili bir araç olması sebepleriyle, özel düzenlemeyle korunmaktadır 30. Bu yüzden, AB tasarım hukukunda satın alma kararını veren nihaî tüketicinin, tasarımın özelliklerini gözle görebilmesi önem taşımaktadır. Ancak, nihaî tüketici ve normal kullanım kavramlarının somut olaya göre değişkenlik arz ettiği; bileşen parçanın farklı ürünlere entegrasyonunda farklı hukukî durumlarla karşılaşıldığı; ilâç şişesi tasarımı örneğinde olduğu gibi tüketicinin ürünü tercih veya satın alma kararında tasarımın gözle görülmesinin etkili olmadığı birçok ürün örneğinin bulunduğu; yukarıda verilen monitör örneğinde olduğu gibi ürünün sadece malzemesinde yapılacak değişim ile önceden görülmeyen ancak yeni malzeme seçimi neticesinde gözle görülür hale gelen tasarımların hukukî durumunun değişebileceği düşünüldüğünde, AB hukukunda benimsenen yaklaşımın çok isabetli olduğu söylenemez. Bu açıdan, gerek normal kullanım esnasında görülebilmesi gerek tüketicinin satın alma kararına tasarımın etkisi dikkate alınmaksızın, teknik ya da görsel zorunluluk arz etmeyen tasarımların korumadan faydalanmasının yerinde 30 Suluk, C.; Topluluk ve Türk Hukukunda Görünmeyen Tasarımlar, İÜHFM, C.L.X. S.1-2, 2002, s.6. 19

olacağı; bileşik ürün parçası niteliğindeki yedek parça tasarımlarının korunup korunmayacağının, koruma sağlanacak ise koruma süresinin ne kadar olacağı hususunun, ülkesel sanayi ve ticaret ortamının mevcut dinamikleri dikkate alınarak mevzuat hükümlerinde açıkça ortaya konması gerektiği düşünülmektedir. 20

2. KORUMA ŞARTLARI AÇISINDAN ÖZELLİK ARZ EDEN HALLER Bir tasarımın gerek tescil yolu ile gerek genel hükümlerle korumadan faydalanabilmesi için, her hukuk sisteminde farklı şartlar öngörülmüştür. Bahsi geçen bu şartları, tasarımın korumayı hak etmesi için taşıması gereken özellikler ve koruma dışı haller olarak ikiye ayırmak mümkündür. KHK nın 5 inci maddesinde, tasarımın koruma şartlarının yenilik ile ayırt edici nitelik olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak KHK da, bu kriterlerin dışında, koruma dışı hâller olarak bazı ek sınırların da konulduğu görülmektedir. Çalışmanın bu bölümünde, koruma dışı haller kısaca açıklanacak olup, temel iki koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik ayrıntılı biçimde incelenecektir. Sözü edilen koruma dışı hallerden ilki KHK nın 9 uncu maddesinde yer almaktadır. Bu maddeye göre, kamuya düzeni veya genel ahlâka aykırı tasarımlar koruma kapsamı dışındadır. O hâlde, bu şarta aykırı tasarımlar, koruma şartlarını taşısa dahi, korumadan yararlanamayacaktır. Ancak, kamu düzeni ve genel ahlâktan neyin anlaşıldığı hususunda KHK da bir düzenleme bulunmamaktadır. TPE uygulamalarına bakıldığında, gerçekten de kimi tasarım başvurularının kamu düzenine veya genel ahlâka aykırı olduğu gerekçesiyle reddedildiği görülmektedir. Ancak, verilen bazı ret kararlarında, düzenleme amacının aşıldığı düşünülmektedir. Örneğin, TPE tarafından bu gerekçeyle reddedilen bir tasarıma ait görsel anlatımlar, aşağıda Şekil 2.1 ve Şekil 2.2 te sunulmuştur. Şekilleri verilen bu tasarımlar, kültürel değeri olan eserler kullanılarak oluşturulmuştur. Bu yönüyle tasarımlar kanaatimizce kamu düzeni veya genel ahlâka aykırı değildir. O hâlde, TPE nin bu tasarımları, kültürel değer taşıması ve yenilik vasfını haiz olmaması düşüncesiyle reddettiği akla gelmektedir. Ancak, KHK nın 9 uncu maddesi, kültürel değer taşıyan tasarımların reddi ya da yenilik taşımaması nedeniyle tescil edilen tasarımların kamu düzenini bozacak bir etkiye sahip olması ile ilgili değildir. KHK m.9, sözgelimi, yasadışı örgütlere ait flamalar ya da pornografik içerik arz eden 21

ürünler gibi doğrudan kamu düzenine veya genel ahlâka aykırı tasarımların koruma altına alınmasını engellemek amacıyla konulmuştur. Bu nedenle, TPE nin verdiği kararlarda bu hususa dikkat etmesi ve düzenlemeyi amacına uygun kullanması isabetli olacaktır. ŞEKİL 2.1 ŞEKİL 2.2 Koruma dışı hallerin ikincisi ise, teknik zorunluluk ile ilgilidir. KHK nın 10 uncu maddesi uyarınca, teknik fonksiyonun gerçekleştirilmesinde tasarımcıya, tasarıma ilişkin özellik ve unsurlarda hiçbir seçenek özgürlüğü bırakmayan tasarımlar koruma kapsamı dışındadır. Düzenlemenin amacı, tasarımcının, bu tarz bir tasarımın tasarlama sürecinde özgürlüğünün bulunmamasıdır. Örneğin bir tornavida ucunun veya elektrik priz yuvasının tasarımları, teknik anlamda zorunluluk arz etmektedir. Bu nedenle, söz konusu tasarımsal özellikler, bu madde kapsamında koruma göremeyecek tasarımlar içerisinde yer almaktadır. Yukarıda açıklanan koruma dışı hallerin istisnai durumlar olduğu ve bunların düzenlendiği KHK nın 9 ve 10 uncu maddelerini doğrudan ilgilendiren örnek sayısının fazla olmadığı söylenebilir. Ancak, aşağıda ayrıntılı biçimde açıklanan iki koruma şartı, tasarım korumasının esasını oluşturur mahiyettedir. 22

2.1. Yenilik Kavramı ve Kamuya Sunma Fiillerinin Yeniliğe Etkisi 2.1.1. Genel Olarak Yenilik Kavramı ve Mutlak-Nispî Yenilik Yeni, oluş veya çıkışından beri çok zaman geçmemiş olan, kullanılmamış olan, o güne kadar söylenmemiş, görülmemiş, gösterilmemiş, düşünülmemiş olan, daha öncekilerden farklı olan, tanınmayan, bilinmeyen anlamlarına gelmektedir 31. Sözlük anlamından da anlaşılacağı üzere, daha önce varolmayanın yanısıra daha önce var olan ancak tanınmayan bir şeyin de yeni olacağı açıktır. Bu nedenle, yenilikte hiç bilinmemenin yanı sıra bilen kişi sayısı, zaman ve mekan da etkilidir. Hukuk düzenleri, sınaî haklar çatısı altında buluş ve tasarımlara sağlanan korumada yenilik kriterine yer vermiş ve yeniliği tasarımın bir koruma şartı olarak kabul etmiştir. Ancak karşılaştırmalı hukukta, tasarım korumasında yenilik şartına farklı anlamlar yüklenmektedir. Bu yüzden, konuyla yakından ilgili mutlak ve nispî yenilik kavramlarının açıklanması önem taşımaktadır. Bir tasarımın mutlak ya da nispî anlamda yeni olup olmadığı, tasarımın bilinirliğine ya da tasarımın veya tasarımın uygulandığı ürünün kamuya sunulup sunulmadığına bağlıdır. Buna göre, mutlak manada yenilik, tasarımın dünyada daha önce kamuya sunulmamış olmasını ifade eder. Sözgelimi, Çin de bilinen bir tasarım Almanya da henüz bilinmese dahi, mutlak yenilik kriterine göre yeni sayılmayacaktır. Nispî yenilikte ise, bilinirlik, ülkesel ya da bölgesel anlamda ele alınmaktadır. Bu yenilik türüne göre, bir bölgede bilinen tasarım başka bir bölge için yeni sayılabilecektir. Örneğin, Fransa da bilinen ancak Türkiye de tanınmayan bir tasarım, nispî yenilik nazarında Türkiye için yeni bir tasarım olma özelliğini koruyacaktır. Önemle kaydedelim ki, tercih edilen yenilik çeşidi, ülkenin ithalat ve ihracat rejimini de etkiler. Bu sebeple, tasarım korumasında hangi yenilik çeşidinin 31 TDK, Güncel Türkçe Sözlük, http://www.tdk.gov.tr/tr/sozbul.aspx?f6e10f8892433cffaaf6 AA849816B2EF4376734BED947CDE&Kelime=yeni. 23

benimseneceğine, tasarımın ülke ekonomisinde yeri ve ülkenin siyasi tercihleri göz önünde bulundurularak karar verilecektir. Sözgelimi, yurtdışında var olan ancak ülke sınırları içerisinde bulunmayan bir tasarımın kopyalanarak ekonomiye kazandırılması siyasi ve ekonomik tercihler nazarında teşvik edilecek ise, tasarım korumasında nispî yenilik kriterinin benimsenmesi gerekecektir. Zira, yurtdışından kopyalanarak ekonomiye kazandırılan tasarımlara ülke sınırları içerisinde koruma sağlanması, ancak nispî yenilik kriterinin benimsenmesi neticesinde mümkün olacaktır. Aksi takdirde, mutlak yenilik ilkesi gereğince söz konusu tasarım yenilik şartını karşılamayacak ve koruma görmeyecektir. 2.1.2. KHK da Yenilik KHK m.6/1 uyarınca bir tasarım, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise, yeni kabul edilmektedir. Bu hüküm gereği tasarımcı dünyanın herhangi bir yerinde bilinen bir tasarımın aynısını bağımsız bir şekilde geliştirdiğini ispatlamış olsa dahi, tasarım yeni sayılmayacaktır. Hemen belirtelim ki, AB hukukunda da esas itibariyle mutlak yenilik ölçütü benimsenmiştir 32. Yenilik kavramının kamuya sunma fiilleriyle yakın ilgisi bulunmaktadır. Bu bağlamda, mutlak yenilik kriterinden anlaşılması gereken, tasarımın o zamana kadar 32 Yenilik hususunda Türk ve mehaz AB hukuku, temelde paralel düzenlemelere sahip olmakla beraber, bu iki hukuk sistemi, Topluluk Yönergesi nin mutlak yenilik kriterine getirmiş olduğu güvenlik klozu ile, birbirinden farklılaşmıştır. Güvenlik klozu düzenlemesine göre, normal iş hayatında AB nin ilgili sektöründe uzmanlaşan kişilerce bilinmeyen tasarımların yeni olduğu kabul edilir (Topluluk Yönergesi m.6). Yönerge deki bu düzenleme, özellikle AB ye yapılan ithalat açısından oldukça önemlidir. Şöyle ki, mutlak yenilik kapsamında yeni sayılmayan bu türden tasarımların AB içerisinde tescil edilmesi, söz konusu tasarımdan daha önce AB dışında var olan bir tasarımın AB ye ihracını engelleyebilecektir. Örneğin, Japonya da kamuya sunulan bir tasarım Birlik içerisinde ilgili sektörlerdeki uzman kişilerin ulaşması mümkün olmayan bir tasarım ise, getirilen güvenlik klozu ile Topluluk, Japonya da kamuya sunulan tasarımın aynısının AB içerisinde tesciline imkân tanıyacaktır. Bu durumda, Japonya da tasarımı kamuya sunan ve mutlak yenilik kriterine göre gerçek hak sahibi durumunda olan kişinin AB ye ürünü ihraç etmesi, engellenebilecektir. 24

mutlak manada var olmaması değil, onun daha önce kamuya sunulmamış olmasıdır. Bu nedenle, bir tasarımın yenilik kriterini taşıyıp taşımadığı, tasarımın başvuru veya rüçhan tarihi esas alınarak, mevcut ya da daha önceki duruma (the state of the art) bakılarak belirlenir 33. KHK m.6/1 uyarınca yenilik incelemesinde, tasarımın bilinen diğer tasarımlardan ne ölçüde farklılaştığı dikkate alınmalıdır. Ayrıca hükme göre, tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyor ise, aynı kabul edilir. Bu nedenle, bir tasarımın yeni kabul edilmesi için farklılığın küçük ayrıntılar ile sınırlı kalmaması gerekir. Topluluk Yönergesi m.4/1 de de benzer şekilde düzenlemeye gidilmiş ve iki tasarım arasındaki görünüm özellikleri önemsiz ayrıntılarda (immaterial details) farklılık gösteriyorsa, bu tasarımların aynı kabul edilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Yenilik incelemesinde küçük ayrıntının sınırları, somut olaya göre farklılık gösterir. Bu arada, tasarımların renk veya malzeme gibi unsurlarında varolan farklılıklar, çoğu zaman küçük ayrıntı olarak nitelendirilebilecektir. Zira, bu özellikler tasarımın görünüm özellikleri açısından aslî unsuru oluşturmamakta ve istisnaî bazı durumlar haricinde tasarımın kimliğini etkilememektedir. Bunun yanı sıra, fikrî çaba harcamaksızın bilinen bir tasarımın ürünlere değişik ölçeklerde uygulanması neticesinde oluşan görünüm farklılıklarının da, küçük ayrıntı olarak değerlendirilmesi mümkün gözükmektedir. Örneğin, bir koltuk tasarımının iki ya da üç kişilik koltuk ürününe uygulanması ya da iki çekmeceli bir konsol ürününün tasarımına bağlı kalınarak aynı ürünün üç çekmeceli versiyonunun üretilmesi, yenilik sayılmaz. Bu açıdan yeniliğin, bilinmeyen veya bilinen bir çözümün yeniden değişik yorumlarla ve yaklaşımlarla tasarlanması 34 ve tasarımsal farklılığın görünüm anlamında esasa dair yapılan değişiklik şeklinde yorumlanması, isabetli olacaktır. 33 Suluk, C., 2003, s.230. 34 Yasarman, H.; Fikrî ve Sınaî Mülkiyet Hukuku, Fikir ve Sanat Eserleri, Endüstriyel Tasarımlar, Patentler İle İlgili Makaleler, Hukukî Mütalaalar, Bilirkişi Raporları, Vedat Yayıncılık, Nisan 2006, s.301. 25