AKYATAN LAGÜNÜ ÇEVRESİNDE ARAZİ KULLANIMINDAKİ DEĞİŞİMLERİN ZAMANSAL İNCELENMESİ VE EKOSİSTEM ÜZERİNDEKİ OLUMSUZ ETKİLERİNİN BELİRLENMESİ

Benzer belgeler
SU ve BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK SEMPOZYUMU. Çukurova Deltası Arazi Örtüsü/Kullanımı Değişimlerinin İzlenmesi

Yumurtalık Lagünleri Yönetim Planlaması Projesi Kuş Çalışması Akyatan-Tuzla Lagünleri Yönetim Planlaması Projesi Kuş Çalışması 2009

Arazi örtüsü değişiminin etkileri

Murat TÜRKEŞ ve Telat KOÇ Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü, Çanakkale

Turkey; has different ecosystems due to her climate, topography and soil characteristics

Aksaray Üniversitesi Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü

(Change of Water Masses-Dust Storms Interaction in Syria and Iraq) Suriye ve Irak taki Su Kütlelerindeki Değişimin Toz Fırtınaları ile İlişkisi

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

ÇOK ZAMANLI UYDU GÖRÜNTÜLERİ VE CBS İLE ALİBEYKÖY BARAJI VE YAKIN ÇEVRESİNİN ARAZİ KULLANIMI ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

İzmir Gediz Deltası nın UNESCO Doğa Mirası Kriterlerine Göre Değerlendirilmesi. Prof. Dr. Ahmet Karataş Yard. Doç. Dr. Erol Kesici Itri Levent Erkol

23-25 Ekim 2013 tarihinde SAMSUN da düzenlenen III. ULUSAL SULAK ALANLAR KONGRESİ ne

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

Sevim Yasemin ÇİÇEKLİ 1, Coşkun ÖZKAN 2

GÖKSU DELTASI KIYI YÖNETİMİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ ÖZET

TÜRKİYE SULAKALANLAR KONGRESİ SONUÇ BİLDİRGESİ Mayıs 2009 Eskikaraağaç Bursa

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

İZMİT KÖRFEZİ SULAKALANI. Hazırlayan : Bahar Bilgen

LAND DEGRADATİON. Hanifi AVCI AGM Genel Müdür Yardımcısı

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

EDİRNE UZUNKÖPRÜ DOĞAL ORTAMI TEMİZ HAVASI İLE SÜPER BİR YAŞAM BURADA UZUNKÖPRÜ DE. MÜSTAKİL TAPULU İMARLI ARSA SATIŞI İSTER YATIRIM YAPIN KAZANIN

TEMEL HARİTACILIK BİLGİLERİ. Erkan GÜLER Haziran 2018

ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ UYGULAMA ÖRNEĞİ. Çeşme/ İZMİR,2015

ORMANCILIKTA UZAKTAN ALGILAMA. ( Bahar Yarıyılı) Prof.Dr. Mehmet MISIR. 2.Hafta ( )

Tablo : Türkiye Su Kaynakları potansiyeli. Ortalama (aritmetik) Yıllık yağış 642,6 mm Ortalama yıllık yağış miktarı 501,0 km3

ORM 7420 USING SATELLITE IMAGES IN FOREST RESOURCE PLANNING

YABANI MEYVELER ve KULLANıM ALANLARı. Araş. Gör. Dr. Mehmet Ramazan BOZHÜYÜK

Kıyı turizmi. Kıyı turizminin gelişiminde etkili olan etmenler; İklim Kıyı jeomorfolojisi Bitki örtüsü Beşeri etmenler

Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi. The Journal of International Social Research. Cilt: 6 Sayı: 28 Volume: 6 Issue: 28. Güz 2013 Fall 2013

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ TARIMSAL KAYNAKLI NİTRAT KİRLİLİĞİNE KARŞI SULARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİ

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞINDA COĞRAFİ BİLGİ SİSTEM TARIMSAL ÜRETİMİ GELİŞTİRME GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDE TAMAMLANMIŞ VEYA MEVCUT OLAN ÇALIŞMALAR

GÖKSU DELTASI (SİLİFKE) DOĞAL ALANLARINDA ANA HABİTAT TİPLERİNİN ARAŞTIRILMASI

HARİTA, TOPOGRAFİK HARİTA, JEOLOJİK HARİTA. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

Su, evrende varolan canlı varlıkların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli olan en temel öğedir. İnsan kullanımı, ekosistem kullanımı,

HAVZA SEÇİMİ YÖNTEM VE KRİTERLERİ

ÇYDD: su, değeri artan stratejik bir nitelik kazanacaktır.

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

Ö:1/ /02/2015. Küçüksu Mah.Tekçam Cad.Söğütlü İş Mrk.No:4/7 ALTINOLUK TEL:

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

RAMSAR SÖZLEŞMESİ VE SULAK ALANLAR

Horzumalayaka-ALAŞEHİR (MANİSA) 156 ADA 17 PARSEL DOĞAL MİNERALLİ SU ŞİŞELEME TESİSİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1247

TÜRKİYE PEYZAJI (FAKÜLTE)

BATI İÇEL KIYI KESİMİ - MERSİN MELLEÇ TURİZM MERKEZİ 1/ ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU

GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

TOPRAK. Bitki ve Toprak İlişkisi ÇAKÜ Orman Fak. Havza Yönetimi ABD. 1

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

Su Yapıları I Su Kaynaklarının Geliştirilmesi

DOĞA - İNSAN İLİŞKİLERİ VE ÇEVRE SORUNLARININ NEDENLERİ DERS 3

Selçuk-Pamucak Sulak Alanının Sınıflandırılması Üzerine Bir Araştırma 1

1. Nüfus değişimi ve göç

Tarým Arazilerinin Amaç Dýþý Kullanýmý; Erzurum Örneði

Büyükşehir Alanlarında Kırsal Arazisi Kullanımına Yönelik Plan Altlık Gereksinimleri,

SİNOP SIRA NO İLÇESİ MEVKİİ STATÜ 1 BOYABAT KURUSARAY KÖYÜ

Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi

KANAL İSTANBUL FORMU ÖN BİLGİLENDİRME TMMOB ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI İSTANBUL ŞUBESİ

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

BALIKESİR İLİ BANDIRMA İLÇESİ SUNULLAH MAHALLESİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİKLİĞİ AÇIKLAMA RAPORU 19M

GÜLSER FİDANCI ZİRAAT MÜHENDİSİ UNIVERSITY OF STIRLING 28 ARALIK NİSAN 2013

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

Alanın Gelişimi ile İlgili Kriterler

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

Sorun Analizi (Sorunların Sektörlere Ayrılarak Belirlenmesi)

BATI İÇEL KIYI KESİMİ - MERSİN KARGICIK KÜLTÜR VE TURİZM KORUMA VE GELİŞİM BÖLGESİ 1/ ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ PLAN AÇIKLAMA RAPORU

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

ANALİZ SONUÇLARI. 1 Mart 2017 tarihine kadar kullanmayınız.

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

Karadeniz Teknik Üniversitesi, GISLab Trabzon.

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

T.C. ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI

DÜNYA NIN ŞEKLİ ve BOYUTLARI

COĞRAFİ KONUM ÖZEL KONUM TÜRKİYE'NİN ÖZEL KONUMU VE SONUÇLARI

MANİSA İLİ SARUHANLI İLÇESİ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

TOPRAK VE SU KAYNAKLARINDA COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ VE UZAKTAN ALGILAMA UYGULAMALARI

SULAMA VE ÇEVRE. Küresel Su Bütçesi. PDF created with pdffactory trial version Yrd. Doç. Dr. Hakan BÜYÜKCANGAZ

- Sorumluluk bölgesinde her türlü dere ve akarsuların kirlilik düzeyinin kontrolünü yapmak.

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ

T.C. D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE Esas No : 2009/1713

EĞNER-AKÖREN (ADANA) CİVARI JEOLOJİSİ

YEŞİL DENİZ KAPLUMBAĞASININ KORUNMASI İÇİN İŞBİRLİĞİ YAPIYORUZ BROŞÜR TR 2017 AKYATAN2016 NIN YOLCULUĞU

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

Rüzgarlar kum çakıl gibi gevşek maddeleri havalandırarak taşımak, zemine çarparak aşındırmak ve biriktirmek suretiyle yeryüzünü şekillendirirler.

Kıyısal Arazi Değişimlerinin Belirlenmesinde Uzaktan Algılama ve CBS nin Kullanımı Side-Manavgat Kıyıları Örneği

Denizlerimizi ve Kıyılarımızı Koruyalım

PLAN AÇIKLAMA RAPORU

T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Faaliyet Ön Bilgi Formu

Muhteşem Bir Tabiat Harikası SULTAN SAZLIĞI MİLLİ PARKI

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

MENTEŞE YÖRESİ Kıyı Ege Bölgesinün Büyük Menderes Oluğu güneyinde kalan kesimine "Menteşe Yöresi" denilmektedir. 13. yüzyılda Manteşe yöresi

Transkript:

AKYATAN LAGÜNÜ ÇEVRESİNDE ARAZİ KULLANIMINDAKİ DEĞİŞİMLERİN ZAMANSAL İNCELENMESİ VE EKOSİSTEM ÜZERİNDEKİ OLUMSUZ ETKİLERİNİN BELİRLENMESİ Özet 1 Mehmet Emin SÖNMEZ, Cüneyt AYTUK ** Yeryüzünün en zengin ekosistemleri olan sulak alanlar, küresel iklim değişikliği, tarımsal politikalar ve arazi kullanımındaki yanlışlıklar/plansızlıklar nedeniyle sürekli alan kaybetmekte veya önemli ölçüde tahribata uğramaktadır. Türkiye de kentlerin verimli tarım arazilerine doğru gelişimi ile artan gıda talebi arasındaki çelişki, tarıma uygun olmayan toprakların işletilmesiyle giderilmeye çalışılırken, bu durum birçok mera, orman ve taşlık arazinin amacına uygun olmayan kullanımı yanında birçok sulak alanın kurutulması ve tahribini de beraberinde getirmiştir. Çalışmaya konu olan Akyatan lagünü de bu yanlış politikalardan gün geçtikçe daha fazla nasibini almaktadır. Kış soğukları ve kuzeydeki sulak alanların donması nedeniyle kuşlar için Doğu Akdeniz deki en önemli kışlama alanlarından bir olan Akyatan Lagünü ve çevresi, aynı zamanda flora ve fauna bakımından da son derece zengindir. Yaptığımız arazi çalışmalarında ve uydu bantlarının kullanılmasıyla farklı yıllara ait elde edilen görüntülerde, Akyatan Lagünü ndeki sulak alanların tarımsal alanlar lehine azaldığı tespit edilmiştir. Böylece kuşların konaklama alanları gün geçtikçe daralırken, doğal bitki örtüsü tahrip edilmekte ve tarım arazilerinde kullanılan gübreler ve ilaçlar nedeniyle de göl, özellikle yaz aylarında önemli ölçüde kirletilmektedir. Abstract The wetlands which are the richest ecosystems of the Earth are losing lands and undergoing damage because of global climate change, agricultural policies and misuses of lands or planless in use. The contradiction in the development of urbanization towards to productive agricultural land with the increasing food demand are tried to resolve with tillage of non-arable land and consequently, in addition to the mis-tillage of the forest, pasture and rocky lands, it brougt about the drying and destruction of wetland. Akyatan lagoon, which is the subject of this study, has being affected in many ways day by day due to the wrong policies. Akyatan lagoon in the Eastern Mediterranean, which is of the most important wintering areas for bird because of winter cold and freezing wetlands in the north, is significantly rich in terms of fauna and flora. In our field study, according to the satellite images obtained during the years in different, it was determined that wetlands around Akyatan lagoon was decreased in favor of agricultural areas. Hence, the restriction accommodation of birds, destruction of natural vegetation and significant pollution and contamination via fertilizers and chemcials used in agricultural lands, especially during the summer, are consequences on the Akyatan Lagoon. Yrd. Doç. Dr. Kilis 7 Aralık Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü,79000/Kilis. eminsonmez@kilis.edu.tr ** Kilis 7 Aralık Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü 1 Bu çalışma II. Türkiye Sulak Alanlar Kongresi nde sözlü bildiri olarak sunulmuştur. 25

Sosyal Bilimler Dergisi / Journal of Social Sciences Cilt 1 Sayı 1 Haziran 2011 / Volume 1 Issue 1 June 2011 GİRİŞ Kara ve deniz arasında yer alan Akyatan lagünü hem karasal hem de denizel faktörlerin etkisinde olmasından dolayı Türkiye nin özel ekosistemlerinden biridir. Gölün oluşumu büyük oranda Seyhan ve kısmen de Ceyhan ırmağının taşıdığı malzemeler sayesinde olmuştur. Özellikle Ceyhan ırmağının doğuya doğru yatak değiştirmesinden önceki dönemde (günümüzden yaklaşık 2500 yıl önce) hızla dolan ve büyük oranda bu dönemde şekillenen lagün (Erol, 2003: 64), Hititler zamanında bile (M.Ö. 10-12 yy. da ) batısındaki Tuz gölü ile beraber büyük bir lagünün parçasını oluşturmaktaydı (Göney, 1976: 19). Neticede, gerek Seyhan nehrinin batıda taşıdığı malzemeler ve gerek Ceyhan nehrinin Karataş tepelerinin kuzeyinden geçen eski yatağının getirdiği unsurlar bu büyük göl alanını doldurmuştur. Böylece büyük bir bataklığa dönen bu büyük lagün alanı zamanla kıyı çizgisinin güneye doğru ilerlemesi ve kıyıdaki kumların bir kordon oluşturmasıyla denizden ayrılarak bugünkü görünümünü almıştır. Adana ili, Karataş ilçesi sınırları dâhilinde yer alan Akyatan Lagünü, Seyhan ve Ceyhan nehirlerinin Kuzeybatı güneydoğu doğrultusunda uzanan bir eksen üzerinde üçgen bir şekle sahiptir (Dural ve Göksu, 2006: 65). Gölü nün Ramsar listesindeki bilgilerine göre yüzölçümü 14.000 ha olup, Türkiye nin en büyük lagün gölüdür. Demir in 2008 yılında yaptığı çalışmaya göre ise Akyatan lagün alanı; 2018 ha. ı orman, 5000 ha. ı göl, 2502 ha.ı kumul, bataklık ve sazlık olmak üzere 9520 ha.dır (Demir, 2008: 42-43). En derin yeri 4 metre olan gölün uzunluğu 17 km en geniş bölümü yaklaşık 4 km dir. Göl kabaca kuzey-güney doğrultulu 2 km lik dar bir kanalla denize bağlanmaktadır. Göl ile deniz arasında yer yer genişliği birkaç km.yi, yüksekliği ise 20 metreyi bulan kumullar yer almaktadır (Sönmez ve Balaban, 2009: 45). Çalışma sahası flora ve fauna bakımından Türkiye nin önemli ekosistemlerindendir. Alanın en önemli elemanlarını su kuşları oluşturmaktadır. Çalışma sahası, biri Balkanlardan diğeri Kafkaslardan gelen ve Türkiye üzerinden güneye geçen iki önemli kuş göç yolu üzerinde bulunmaktadır. Bu nedenle her yıl göç sırasında binlerce su kuşu lagünlerde konaklamaktadır. Ayrıca iklim koşulları ve gölün yaşam ortamının çeşitliliği de buna önemli ölçüde katkı sağlamaktadır. 26

1990 yılı Mart, Nisan ve Mayıs aylarında yapılan bir araştırmada, alanda 250 kuş türü tespit edilmiştir. Lagün çevresindeki çamur düzlükleri, kıyı kuşları için ideal ortamlardır. Göç sırasında binlerce kıyı kuşu lagünde konaklamaktadır ve kalabalık gruplar oluşturan kıyı kuşları; kılıçgaga, küçük cılıbıt, küçük kum kuşu, dövüşken kuş ve batak çulluğudur. Ayrıca önemli kuş türleri olarak üreyen; yaz ördeği, turaç, saz horozu, kocagöz, akça cılıbıt, mahmuzlu kızkuşu ve küçük sumru popülasyonlarıyla Önemli Kuş Alanı statüsü kazanır. En önemlileri suna, fiyu, elmabaş patka, dikkuyruk, sakarmeke ve her yıl önemli bir kısmı İran ın Urumiye gölünden gelen flamingo olmak üzere büyük sayıda su kuşu lagünde kışlar. Alan göç sırasında, küçük karabatak ile en önemlileri kılıçgaga, akça cılıbıt ve küçük kumkuşu olmak üzere, kıyı kuşları için büyük önem taşır (Çevreorman, 2009: 79; Demir, 2008: 50). Lagünde yukarıda adı geçen kuşların sayısı yılda 200 bine ulaşmaktadır. Akyatan lagününün güneyinde yer alan kıyı kumulları ise günümüzde bilinen 8 kaplumbağa türünden Caretta caretta ve Chelonia mydas türlerinin (Harmancı, 2005: 57) yuvalama ve yumurtlama alanıdır. Akyatan Lagünü aynı zamanda uluslararası kriterlere göre Türkiye nin 112 önemli bitki alanlarından biridir. Kısmen korunmuş alanlarda stabil kumul tepelerine özgü Echium angustifolium (Engerek otu), Cionura erecta (Kadife çiçeği), Helianthemum stipulatum (Altınçiçeği) ve Bromus sp. türleri varlığını sürdürmektedir. Daha önceki yıllarda tarımsal kullanıma konu olan ancak araştırmanın sürdürüldüğü 2005 yılı baharında işlenmeyen kumul alanlarda 1-2 yıllık süksesyonu gösteren Salsola kali gibi öncü bitki türlerine rastlanmıştır (Harmancı, 2005: 50). Göl kıyılarında, genişliği tatlı su sızıntılarına bağlı olarak farklılıklar gösteren dar bir bataklık ve sazlık şeridi bulunur. Göl ve kumsal arasında geniş kumullar yer alır. Ancak, bunların doğal yapısı, kumul stabilizasyonu amacıyla dikilen akasya (Acacia), okaliptüs (Eucalyptus) ve çam (Pinus) ağaçları nedeniyle büyük ölçüde değişime uğramıştır (Çevreorman, 2009: 79). Adana ili sınırları içinde kalan Akyatan lagünü, bölgede yazların kurak geçmesi nedeniyle yaz mevsimlerinde yeterli düzeyde beslenememekte, yüksek buharlaşma nedeniyle de önemli ölçüde su kaybetmekte ve böylece göl alanı 27

Sosyal Bilimler Dergisi / Journal of Social Sciences Cilt 1 Sayı 1 Haziran 2011 / Volume 1 Issue 1 June 2011 küçülmektedir. Suyun çekildiği alanlarda geniş çamur düzlükleri oluşmakta ve yaz sonuna doğru göl alanını iyice daralmaktadır. Göl, güneybatıdan çıkan 2 km.lik dar bir kanalla denize bağlanmaktadır. Göl sularının yüksek olduğu dönemlerde kanal vasıtasıyla gölden denize, düşük olduğu dönemlerde ise denizden göle doğru su akışı olmaktadır. Bu nedenle göl suyundaki tuzluluk mevsimlere göre değişiklik göstermektedir. Nitekim Demir ve Selek in (2009) göl yüzeyindeki farklı 15 istasyondan aldığı su örnekleri de bu durumu doğrulamaktadır. Bu çalışmaya göre istasyonların 10 tanesinde tuzluluk, su seviyesinin düştüğü yaz ve sonbahar mevsimlerine denk düşmektedir (Demir ve Selek, 2009: 174). Şekil 1: Akyatan lagünü ve yakın çevresinin lokasyon haritası. Gölün kuzeyi geniş tarım alanları ile çevrilidir. Akyatan Lagünü, yaşama ortamlarının çeşitliliği, barındırdığı hayvan ve bitki türleri ile çok sayıda uluslararası öneme sahip sulak alan kriterine sahip bir sulak alan ekosistemidir (Çevreorman, 2009: 33). Bu özelliklerinden dolayı Akyatan lagünü 1989 yılında Yaban Hayatı Koruma Alanı, 1997 yılında ise 1. ve 2. derece sit alanı ilan 28

edilmiştir. Alan 2005 yılında Sulak alanların Korunması (Ramsar 2 ) sözleşmesi listesine dâhil edilmiştir. MATERYAL VE YÖNTEM Bu çalışmada Akyatan lagünü ve yakın çevresinin Landsat TM (Tematic Mapper) uydusuna ait 1987 ve 2010 tarihlerinde alınmış uydu fotoğrafları, 1984 yılına ait arazi kullanım ve arazi kullanım kabiliyet haritaları kullanılmıştır. Uydu görüntülerinin işlenmesinde ve değerlendirilmesinde ERDAS Imagine, arazi kullanım ve kullanım kabiliyeti haritalarının çiziminde ise Arc Wiev Desktop CBS yazılımları kullanılmıştır. Çalışma sahasının 1987 ve 2010 yıllarına ait uydu görüntüleri kullanılarak, Akyatan lagünü ve yakın çevresinde arazi kullanımında meydana gelen değişimler ortaya konulmuştur. Bu değişimi daha da detaylandırmak için sahanın 1984 yılına ait arazi kullanım haritası da kullanılmıştır. Bunun yanında sahanın mevcut arazilerinin kullanım kabiliyet sınıfları da belirlenerek, çalışma sahası ve yakın çevresinin arazi kullanımının uygunluğu ortaya konulmuştur. Ayrıca bu uygulamalar yapılan arazi çalışmasıyla da desteklenmiştir. Yapılan değerlendirmeler ve arazi çalışması dikkate alınarak, Akyatan lagünü ekosistemindeki muhtemel değişimler ve sorunlar irdelenmiştir. BULGULAR VE TARTIŞMA Akyatan lagünü ve yakın çevresinde 1987 ve 2010 yıllarına ait arazi kullanımının belirlenmesi amacıyla LANDSAT TM uydu görüntüleri kullanılmıştır. Çalışmanın amacına yönelik olarak uydu görüntüleri 7 farklı sınıfı ( 2 Ülkemiz sulak alanların korunması ve akılcı kullanımını sağlamak üzere geliştirilen ve 1971 yılında İran ın Ramsar kentinde imzaya açılan Ramsar Sözleşmesine 30 Aralık 1993 tarihinde taraf olmuş, Sözleşme 94/5434 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla 17.05.1994 tarihi ve 21937 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Sözleşmenin ülkemizde uygulanmasını sağlamak amacı ile 30.01.2002 tarihinde Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği 24656 sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiş, sonrasında görülen ihtiyaç üzerine 17.05.2005 tarih ve 25818 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak revize edilmiştir. Yönetmelik sulak alanların korunması ile ilgili doğrudan çalışan tek mevzuattır. 29

Sosyal Bilimler Dergisi / Journal of Social Sciences Cilt 1 Sayı 1 Haziran 2011 / Volume 1 Issue 1 June 2011 derin su, sığ su, orman, sazlık, nemli çıplak yüzey, çıplak yüzey ve yerleşme) temsil edecek şekilde oluşturulmuştur. Çalışma sahasının, 1987 yılında toplam arazilerinin yaklaşık % 47 si Derin ve sığ su alanlarından, % 2,5 i sazlık, % 4,5 i orman (Koruluk), % 18 i mera (bu dönemde mera alanlarının çok az kısmı tarla), % 28 i ise çıplak yüzey ve yerleşme alanlarından meydana gelmektedir (Şekil 2-3). Günümüzde ise arazi kullanım değerlerinde önemli değişikliklerin meydana geldiği belirlenmiştir. Buna göre Akyatan lagünü ve çevresinde yeni arazi kullanım değerleri; % 49 civarında Derin ve sığ su alanı, % 4,5 civarında sazlık, % 4,5 civarında orman, % 8,5 civarında mera (bunun büyük bir kısmı tarım alanı), % 17,5 civarında hasadı toplanmış tarım alanı (bunun küçük bir kısmı yerleşme) ve % 16 civarında ise büyük oranda hasadı yapılmış tarla ve büyük kısmı kumul olan çıplak yüzeydir (Şekil 4-5). Çalışma sahası ve yakın çevresinin Tarım ve Köyişleri tarafından çizilmiş 1984 yılındaki arazi kullanım haritasında ise sahadaki toprakların yaklaşık % 50 si kuru tarım sahası, % 32 si terk edilmiş arazi, % 15 i mera ve ancak % 3 ü sulu tarım arazisi olarak belirtilmiştir. 30

Şekil 2: Akyatan Lagünü ve çevresinde arazi kullanımı LANDSAT TM (1987). Şekil 3: Akyatan lagünü ve çevresinin 1987 yılına ait arazi kullanım histogramı. 31

Sosyal Bilimler Dergisi / Journal of Social Sciences Cilt 1 Sayı 1 Haziran 2011 / Volume 1 Issue 1 June 2011 Köyişleri tarafından 1984 yılında çizilmiş olan arazi kullanım haritası, 1987 yılındaki uydu görüntülerinden elde edilmiş arazi kullanımını büyük oranda desteklemektedir. Nitekim 1987 uydu görüntüsünde Akyatan lagününün güney ve güney batısı boyunca kuzeybatı-güneydoğu doğrultuda uzanan alanın büyük kısmı çıplak yüzey (kumul) ve mera sahaları olarak göze çarpmaktadır. Aynı saha 1984 arazi kullanım haritasında da kullanılmayan terk edilmiş arazi olarak belirtilmiştir. Benzer durum lagünün ve çevresinin genel arazi kullanım değerleri toplamında da görülmektedir. 1984 yılında çizilmiş arazi kullanım haritasında toplam alanların % 47 si mera ve terk edilmiş arazi iken; 1987 yılına ait sınıflandırılmış uydu görüntüsünde toplam alanın yaklaşık % 46 sı mera ve çıplak arazi sınıfında bulunmaktadır. Şekil 4: Akyatan lagünü ve çevresinde arazi kullanımı LANDSAT TM (2010). 32

Şekil 5: Akyatan lagünü ve çevresinin 2010 yılına ait arazi kullanım histogramı. Şekil 6: Akyatan lagünü ve çevresinde arazi kullanımı (köy hizmetleri genel müdürlüğü 1986 dan üretilmiştir). 33

Sosyal Bilimler Dergisi / Journal of Social Sciences Cilt 1 Sayı 1 Haziran 2011 / Volume 1 Issue 1 June 2011 Akyatan lagünü ve yakın çevresinde arazi kullanımının 2010 yılında önemli ölçüde değiştiği belirlenmiştir (Şekil 2-4). 1987 ve 2010 yıllarına ait sınıflandırılmış uydu görüntülerindeki değişim rahatlıkla görülmektedir. Çalışma sahsında 1987 yılında geniş alan kaplayan mera ve çıplak alan miktarı gün geçtikçe azalmıştır. Özellikle kırmızı tonlarla mera ve tarım arazi olarak ifade edilen alanlar 1987 yılındaki uydu görüntülerinde tarla sınırlarını belirleyen çizgilerden yoksundur. Bu durum 1987 yılındaki kırmızı tonların büyük oranda mera sahası olduğunu göstermektedir. buna karşılık 2010 yılına ait sınıflandırılmış uydu görüntüsünde kırmızı tonlarla ifade edilen sahaların parsel sınırlarını belirleyen hatlara sahip olduğu açıkça görülmektedir. Lagün sahasının güneyindeki yarım ada üzerinde bunu rahatlıkla görmek mümkündür. Nitekim geçmişte tamamen boş ve kumlu olan bu sahalar, günümüzde büyük oranda tarlaya çevrilmiş ve karpuz ekilmektedir. Benzer durum sahanın diğer kesimleri için de geçerlidir. Özellikle mera sahalarının azaldığı, buna karşılık tarım sahlarının genişlediği yapılan arazi çalışmalarıyla da desteklenmiştir. 2010 yılı haziran ayında yapılan arazi çalışmasında, lagünün kıyı kesimleri boyunca gölün taşkın sahasında bulunan nemli araziler ve yakın çevredeki mera sahalarının da tarımsal faaliyetlere açıldığı belirlenmiştir (Şekil 7-8). Kaldı ki, tarıma açılan yeni arazilerin tamamına yakını ekip-biçmeye uygun olmayan VI ve VII. sınıf arazilerden meydana gelmektedir (Şekil 7). Gerçekten de Akyatan lagünü ve yakın çevresinin arazi kullanım kabiliyeti haritası, hatalı arazi kullanımına yönelik önemli ip uçları vermektedir. Bu harita dikkate alındığında, 2010 yılına ait sınıflandırılmış arazi kullanımının büyük oranda hatalı olduğunu söyleyebiliriz. Nitekim günümüzde tarım sahası olan alanların tamamına yakınının tarıma uygun olmayan VI ve VII. sınıf arazilerde yapıldığı, buna karşılık ekip biçmeye en uygun olan I ve II. sınıf arazilerin ise yerleşme amaçlı kullanıldığı görülmektedir (Şekil 7). Dolayısıyla Türkiye genelinde olduğu gibi, hızlı nüfuslanma ve şehirleşmenin verimli tarım sahaları üzerinde yarattığı baskılar, tarıma uygun olmayan marjinal toprakların ekilip-biçilmesine neden olmaktadır. Akyatan lagünü ekosistemi de Adana şehrinin hızla nüfuslanması ve tarım sahalarına doğru gelişimi nedeniyle meydana gelen baskılardan büyük oranda etkilenmektedir. Çalışma 34

sahası ve yakın çevresinin tarıma açılması ile küçük ve geçici yerleşmeler giderek artmaktadır. Bu durum sahasının doğallığını büyük oranda bozmaktadır. Avlanma hızla artarken, doğal ortamdaki canlılar (kuşlar ve deniz kaplumbağaları başta olmak üzere) büyük oranda bu durumdan rahatsız olmaktadır. Şekil 7: Akyatan lagünü ve çevresinde arazi kullanım kabiliyet sınıfları (köy hizmetleri genel müdürlüğü 1986 dan üretilmiştir.). 35

Sosyal Bilimler Dergisi / Journal of Social Sciences Cilt 1 Sayı 1 Haziran 2011 / Volume 1 Issue 1 June 2011 Şekil 8: Akyatan lagününün taşkın yatağında (soldaki fotoğraf) ve mera arazisi (sağdaki fotoğraf) tarım arazileri. Şekil 9: Lagün ve yakın çevresi önemli ölçüde insan tehdidi altındadır. Lagünün gideğeni üzerinde inşa edilen balık havuzları (sol fotoğraf) ve kuşları avlamada kullanılan fişekler. 36

Şekil 10: Kumul alanında terk edilmiş tarla alanında karpuz fidelerini soğuk zararına karşı korumak için kullanılan plastik örtü (Harmancı, 2005: 52 den alınmıştır). Arazi kullanımında meydana gelen değişimler yanında, gerek lagünün yakın çevresindeki arazilerin tarımsal amaçlı kullanımı ve gerek Adana daki çeşitli sanayi ve tarım alanlarının sularını drene eden YD3 ve P2D1 kanalları gölün su kirliliğini de arttırmaktadır. Özellikle kanallar yolu ile taşınan organik malzemelerin gölde birikmesi sonucunda göl suyunun ph değeri düşmüştür (Demir ve Selek, 2009: 168-171). 1968 yılında yapılmış olan YD3 kanalı tarımsal alanlardaki suları direk göle boşaltmaktadır (Çevik, Polat ve Dural, 2008: 20). Bu durum göldeki kimyasal maddelerin ve özellikle ağır metallerin miktarında artışa neden olmaktadır. Nitekim yapılan bir çalışmada Demir (Fe), Çinko (Zn), Kurşun (Pb), Bakır (Cu) ve Kadmiyum (Cd) gibi ağır metal mikatrında artış saptanmıştır (Dural, 2006: 572). Bu durum Türkiye nin önemli flora ve fauna alanı olan gölün su kalitesini önemli ölçüde düşürecektir. SONUÇ Adana şehrinin hızla gelişimi ve çevredeki tarım alanlarını işgal etmesi, küçük ölçekli tarımsal işletmelerinin, yerleşmelerin ve tarım alanlarının, Akyatan lagünü ve yakın çevresine doğru kaymasına neden olmuştur. Böylece lagün ile kıyı arasındaki tarıma uygun olmayan alanlarda da nüfus hızla artmaktadır. Bu alanlardaki kumullar başta olmak üzere, mera alanları da çilek, kavun ve karpuz ekimi için tarımsal amaçlı olarak plansız bir şekilde kullanıma açılmıştır. Kıyı kesimine yakın ve deniz seviyesiyle aynı yükseltide olan bu sahalarda yer altı 37

Sosyal Bilimler Dergisi / Journal of Social Sciences Cilt 1 Sayı 1 Haziran 2011 / Volume 1 Issue 1 June 2011 suyunun kullanılması deniz suyunun karasal ortamlara sızmasına neden olacaktır. Bu durum tarım topraklarının tuzlanması başta olmak üzere kara ve su ekosistemini de ciddi etkileyecektir. Akyatan lagünü, 1987 yılında Yaban Hayatı Koruma Sahası ilan edilmiştir. Buna rağmen, doğayı korumaya yönelik kontroller çok zayıf ve göl halen aşırı bir av baskısı altındadır. Özellikle kuşların büyük tehdit altında olduğu yapılan arazi çalışmalarında elde edilen tüfek fişekleriyle de belirlenmiştir. Kaldı ki, avlanmanın sürekli yapılıyor olması başta kuşlar olmak üzere diğer canlıları da olumsuz etkilemektedir. Araştırma alanında yapılan incelemeler sonucunda, tarla olarak kullanılan kumul alanlarında doğal bitki örtüsünün tamamen ortadan kalktığı ve bu sahaların tarıma açılmasıyla Caretta caretta ve Chelonia mydas türlerinin de yuvalama imkânlarının tehdit altında olduğunu göstermektedir. Yanlış sulama nedeniyle toprakta tuzlanmalara ve çoraklaşmalara rastlanmaktadır. Özellikle yapılan arazi çalışmasında, Akyatan lagünü etrafında tuzlanmanın büyük oranda arttığı tespit edilmiştir. Lagünün gideğeni üzerine yapımına devam edilen balık havuzlarının, göl ekosistemine ne derece etki yapacağı araştırılmamıştır. Yörede iklim şartlarının yıl boyunca ekip-biçme faaliyetlerine uygun olması nadas olayını tamamen ortadan kaldırmıştır. Böylece toprak sürekli işletilmekte ve kullanılan ilaç ve kimyevi gübre miktarı yüksek düzeylere çıkmaktadır. Bu durum yer altı ve yerüstü sularının önemli ölçüde kirlenmesine neden olmaktadır. Sonuç olarak, yörede tarımsal faaliyetlere yönelik uygulanan ya da hayata geçirilmeye çalışılan projelerin, doğal çevre üzerindeki olumsuz etkileri büyük oranda göz ardı edilmiştir. Yöredeki arazilerin büyük kısmı amaç dışı ve ya amaca uygun olmayacak şekilde kullanılmaktadır. Akyatan lagünü ve yakın çevresi de tarım sahalarının baskısı altında doğal özelliklerini gün geçtikçe kaybetmekte ve yörenin doğal ortamı, tuzlanma, kirlilik, avlanma ve amaç dışı arazi kullanımı nedeniyle büyük oranda değişmekte ve ya yok olmaktadır. 38

KAYNAKLAR Çevik, F., Polat S., & Dural, M. (2008). Akyatan Ve Tuzla Lagünlerini Fitoplanktonu Ve Mevsimsel Değişimi. Journal of FisheriesSciences.com, 2 (1), 19-29. Çevreorman. (2009). Adana İl Çevre Durum Raporu (2009). Adana: Çevre ve Orman Bakanlığı. Demir, A. (2008). Akyatan Lagününde Tuzluluk ve Bazı Kirlilik Düzeylerinin Saptanarak Coğrafi Bilgi Sistemi Destekli Dağılımlarının Belirlenmesi. Adana: Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. Demir, A., & Selek, Z. (2009). Akyatan Lagününde Tuzluluk Değişiminin Mevsimsel İncelenmesi. Çukurova Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dergisi, 24 (1-2), 165-178. Dural, M., & Göksu, M. (2006). Çukurova Bölgesi'ndeki Akyatan Lagününde (Adana/Türkiye) Sediment, Seston ve Bentoz'da Mevsimsel Ağır Metal Değişimi. Ege Üniversitesi Su Ürünleri Dergisi, (s. 65-69). İzmir. Erol, O. (2003). Ceyhan Deltasının jeomorfolojik Gelişimi. Ege Coğrafya Dergisi (12), 59-81. Göney, S. (1976). Adana Ovaları I. İstanbul: Edebiyat Fakültesi Matbaası. Harmancı, D. S. (2005). Kıyı Kumullarında Sürdürülen Tarımsal Etkinliklerin Kaynak Kullanım Planlanması Yönünden İncelenmesi: Kapıköy Örneği. Adana: Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü. Köyişleri. (1986). Adana İli Arazi Varlığı, Köyhizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara. Sönmez, M. R., & Balaban, O. (2009). İskenderun Körfezi Kıyı Alanları Bütünsel Planlama ve Yönetim Projesi. Planlama (1), 25-51. 39