OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI 7 ÖNEMLİ BESLENME İPUCU

Benzer belgeler
TİP 2 DİYABETİN TEDAVİSİNDE MİNİMAL İNVAZİV CERRAHİ

OBEZİTENİN NEDENİ GELİŞİMİ VE ENERJİ DENGESİ

KİMLERE MİDE BALONU UYGULAMASI YAPILAMAZ? OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI PROTEİN SHAKE GEREKLİLİĞİ

OBEZİTE CERRAHİSİ NEDEN DESTEKLENMELİ? AKŞAM GAZETESİ

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI PROTEİN SHAKE GEREKLİLİĞİ

OBEZİTENİN FARKLI ALT-TİPLERİ VE YENİ TEDAVİ YAKLAŞIMLARI

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI REAKTİF HİPOGLİSEMİ VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

Şişmanlık (obezite); sağlığı bozacak düzeyde vücutta yağ miktarının artmasıdır.

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI GÜNLÜK KAÇ KALORİ ALMALIYIZ? OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR: BALAYI PERİYODU

OBEZİTENİN NEDENİ GELİŞİMİ VE ENERJİ DENGESİ

MERVE SAYIŞ TUĞBA ÇINAR SEVİM KORKUT MERVE ALTUN

Kilo verme niyetiyle diyet tedavisinin uygulanamayacağı durumlar nelerdir? -Hamilelik. -Emziklik. -Zeka geriliği. -Ağır psikolojik bozukluklar

DİYABET NEDİR? Özel Klinik ve Merkezler

ÇOCUKLARINIZDA OBEZİTEYE DİKKAT!

Nedenleri tablo halinde sıralayacak olursak: 1. Eksojen şişmanlık (mutad şişmanlık) (Bütün şişmanların %90'ı) - Kalıtsal faktörler:

OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA YENİDEN KİLO ALMANIN TEDAVİSİ

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

OBEZİTE ÇOCUK SAHİBİ OLMA ORANINI AZALTIYOR! AKŞAM GAZETESİ

Kocaeli İlinde Obezite ve Bir Tedavi Alternatifi Olan Obezite Cerrahisi Farkındalığının Değerlendirilmesi

OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA GEBELİK VE SONUÇLARI

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmıştır.

OBEZİTEYİ ANLAMAK! FAZLA KİLO İLE OBEZİTE ARASINDAKİ FARK NEDİR?

Diyabet Nedir? Diyabetin iki tipi vardır:

OKUL ÇAĞINDA BESLENME

OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİREN KİŞİLERDE KİLO VERMEK BEYNİ İŞTE BÖYLE ETKİLİYOR!

Hipertansiyon. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı. Toplum İçin Bilgilendirme Sunumları 2015

DİYABETTE İLAÇ VE İNSÜLİN TEDAVİSİ

KİLO KAYBI AMELİYATI VE ÇAPRAZ BAĞIMLILIK: AŞIRI YEME BOZUKLUĞUNA BİR BAKIŞ

KARACIGERINI KORU SIGORTAYI ATTIRMA!

OBEZİTE CERRAHİSİ GEÇİREN KİŞİLERDE KİLO VERMEK BEYNİ İŞTE BÖYLE ETKİLİYOR!

Kalp Hastalıklarından Korunma

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI KAFEİN TÜKETİMİ VE ÖNERİLER

DİYABETES MELLİTUS. Uz. Fzt. Nazmi ŞEKERC

BİR PSİKOLOĞUN OBEZİTE ZAFERİ!

Günde kaç saat, haftada kaç gün egzersiz yapılmalı?

DİYABETES MELLİTUS. Dr. Aslıhan Güven Mert

Bireyin bedensel, ruhsal, zihinsel ve sosyal yönden tam bir iyilik ve uyum halidir. Sağlık nedir?

DİYABETTE BESLENME PRENSİPLERİ

Obezite Nedir? Harun AKTAŞ - Trabzon

1. İnsan vücudunun ölçülerini konu edinen bilim dalı aşağıdakilerden hangisidir?

DOÇ. DR. HALİL COŞKUN - KANALTÜRK ANA HABER - VBLOC UYGULAMASI

OBEZİTENİN NEDENİ GELİŞİMİ VE ENERJİ DENGESİ

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

BARİATRİK CERRAHİ İLE BESLENME KOMPLİKASYONLARI ARASINDAKİ İLİŞKİ

VÜCUT KOMPOSİZYONU VE EGZERSİZ PROGRAMLAMA

OBEZİTE NEDİR? Erkeklerde %20,5 Kadınlarda ise % 41,0 Toplamda % 30,3 olarak bulunmuştur. İstanbul 33,0 Orta Anadolu 32,9

Damar Tıkanıklığı Nedir ve Belirtileri Nelerdir?

OBEZİTE CERRAHİSİNDE SIKÇA SORULAN SORULAR (SSS)

HIZLI ZAYIFLAMAK MÜMKÜN MÜ?

gereksinimi kadar sağlamasıdır.

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

YETERLİ VE DENGELİ BESLENME NEDİR?

HIZLI ZAYIFLAMAK MÜMKÜN MÜ?

İNSÜLİN KULLANAN DİYABETLİDE EGZERSİZ YÖNETİMİ

OBEZİTEYİ ANLAMAK! FAZLA KİLO İLE OBEZİTE ARASINDAKİ FARK NEDİR?

14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Kadınlar ve Diyabet: Sağlıklı bir gelecek hakkımız

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

GENEL BİLGİLER. Vizit tarihi: / /

Prof.Dr. Muhittin Tayfur Başkent Üniversitesi SBF, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

Kilomdan ben mi memnun değilim çevremde ki kişiler mi?psikolojik olarak yaşam şeklimi değiştirmeye hazır mıyım?

Gebelikte Beslenme Vitaminler

GASTRİK BYPASS TİPLERİ NELERDİR? FARKI NEDİR? BAŞARILI BARİATRİK CERRAHİ HASTASI OLMANIN 8 ADIMI!

Kalbinize İyi Bakmak. Kalp Damar Hastalıklarından Korunmada Etkili Yöntemler Fikret Mert Acar SMMMO Bodrum

Fark edilir bir kilo kaybı. Gün geçtikçe içe kapanma eğilimi. Aşırı derecede spor yapmak. Kilo almaktan şiddetle korkmak

SPORCULAR İÇİN TEMEL BESLENME İLKELERİ

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı

Kansız kişilerde görülebilecek belirtileri

BARİATRİK AMELİYATLARIN KİLO VERMENİN ÖTESİNDE 7 ÖNEMLİ YARARI

METABOLİK CERRAHİ İLE TİP 2 DİYABET NASIL TEDAVİ EDİLİR? (VİDEO) OBEZİTE CERRAHİSİ TİP 2 DİYABETİ TEDAVİ EDEBİLİR!

Endokrin ve Metabolik Hastalıklarda Fiziksel Aktivite ve Egzersiz

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri

Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı

SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

ÇOCUKLARDA OBEZİTE VE ÖNLEMLER: AKŞAM GAZETESİ

Bilindiği üzere beslenme; anne karnında başlayarak yaşamın sonlandığı ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacıdır

BESİN GRUPLARININ YETERLİ VE DENGELİ BESLENMEDEKİ ÖNEMİ

Vücut yağ dokusunun aşırı artışı olarak tanımlanır. Ülkemizde okul çağındaki çocuk ve adolesanlarında obezite oranı % 6-15 dolaylarındadır.

(İnt. Dr. Doğukan Danışman)

DİYABET CERRAHİSİ ZİRVESİ KONSENSUS KONFERANSI

DAVRANIŞSAL KİLO KONTROLÜ VE PSİKOLOJİK FAKTÖRLER - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

DUYGUSAL BESLENME VE OBEZİTE AKŞAM GAZETESİ

OBEZİTE CERRAHİSİ VE RAMAZAN AYI ÖNERİLERİ

SAĞLIKLI BESLENME TABAĞI

Diyabetlilerin sadece %37 sinde hedef glikoz değerine ulaşılabiliyor

Pankreas, midenin arkasında karın içine yerleşmiş bir organdır. Gıdaların sindirim ve kullanımında büyük rol alır. Vücut için önemli hormonlar

VÜCUT KOMPOSİZYONU 1

İleri Obez Diyabetiklerde Tedavi Yaklaşım Bariatrik Cerrahinin Zamanlaması

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

DENGELİ BESLENME NEDİR?

EKMEKSİZ DİYET OLUR MU? ŞİŞMANLIĞIN TEK SUÇLUSU EKMEK Mİ? Dilara Koçak Beslenme ve Diyet Uzmanı 8 Mart

BARİATRİK CERRAHİ GEÇİRMİŞ HASTALARDA SAÇ DÖKÜLMESİ VE NEDENLERİ

Doç. Dr. Halil Coşkun. Dr. Hüseyin Kazim Bektaşoğlu

Çocukluk Çağı Obezitesi

BAŞARILI BARİATRİK CERRAHİ HASTASI OLMANIN 8 ADIMI!

Sağlıklı besleniyoruz Sağlıkla büyüyoruz. Diyetisyen Serap Orak Tufan

GEBELİKTE YETERLİ ve DENGELİ BESLENME

OBEZİTE CERRAHİSİNDEN SONRA KALSİYUM, B1 ve B2 VİTAMİNİ ALIMININ ÖNEMİ

DIABETES MELLITUS NEDİR? NEDENLERİ VE SONUÇLARI. Mümkün olduğunca normal bir yaşam. Lilly Deutschland GmbH Werner-Reimers-Straße Bad Homburg

SINCAN İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

Transkript:

OBEZİTE CERRAHİSİ SONRASI 7 ÖNEMLİ BESLENME İPUCU Obezite cerrahisi sonrası 7 önemli beslenme ipucu! 1 Her Zaman Öncelik Proteinlerde! Günde en az 60 gr protein almalısınız. Protein kaynaklarını bilmeli, tercihlerinizi proteinlerden yana kullanmalı ve yediklerinizin protein miktarını hesaplayabilmelisiniz. 2 Öğün Atlamayınız! Kendinizi uzun süre aç bırakmayınız. Günde en az 3 ana öğün ve en az 1 2 protein ağırlıklı ara öğün yapmalısınız. 4 saatten daha fazla aç kalmamak hem hızlı ve çok yemek yemenizi önlediği gibi hem de metabolizmanızın çalışır olarak kalmasına yardımcı olacaktır. 3 Yemek Masada Yenir! Yemek saatinde, masada olunuz. En az 30 dakikanızı yemek yemeğe ayırmalısınız. Televizyon karşısında, buzdolabının önünde, ayakta durup konuşarak, başka bir işle ilgilenerek yemeğinizi yememelisiniz. 4 Porsiyon Kontrolüne Dikkat! Küçük porsiyon tercih etmelisiniz. Küçük ve renkli tabaklar tercih edebilir, yiyeceklerinizi minik parçalara ayırarak yiyebilirisiniz. Tokluk hissinizi hissettiğiniz anda yemek yemeği sonlandırınız. 5 - Sıvılar Unutulmamalı! En az 6-8 bardak sıvı tüketmelisiniz. İçtikleriniz kafeinsiz, şekersiz ve karbonhidratsız içecekler olmalıdır.

İçeceklerinizi, yemeklerden 30 dakika önce yada 30 dakika sonra tercih etmelisiniz. Katılarla sıvılar birlikte alındığında kusma ve bulantıya sebep olabilir. 6 - Vitamin ve Mineraller Düşündüğünüzden Daha Önemli! Size önerilmiş olduğu gibi vitamin ve minerallerinizi günlük, düzenli olarak alınız. Duruma göre C ve B vitamini gibi ekstra vitamin ve mineraller ilave edilebilir. 7 Yeni Hayata Başlangıç! Lütfen sürekli beslenmeme dikkat mi etmeliyim?, eğer dikkat edeceksem ben bu ameliyatı neden oldum ki? diye düşünceleri aklınızdan çıkarın! Sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinip, yaşam tarzı haline getiriniz. Artık yeni hayatınız ve sonrası olmalı! Uzm. Bariatrik Dyt. Nazlı Acar OBEZİTE CERRAHİSİ KANSER RİSKİNİ AZALTIR MI? Obezite problemi olan kişiler, kilolu olmanın genel riskinin gerçek olduğunu bilir. Bu ağır riski kanserden ölme riskine kattığımızda cesaretimiz daha da kırılır. Obezitenin geleneksel yollarla tedavisinin başarılı olmaktan çok faydasız oluşunun ortaya çıkması gerçeği buna eklenince, obezitenin cerrahi tedavisi söz konusu olduğunda iyi haberler duymak, rahatlatıcı olacaktır. Evet, bu tür haberler gerçektir. Bilimsel Çalışma: Utah Üniversitesi Tıp Fakultesi nden Dr. Ted Adams tarafından, son çeyrek yüzyıldan bu yana obezite

cerrahisi ile ilgilenmiş olan çoklu cerrahi grubunun işbirliğiyle çok kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır. Yapılan bu çalışmada 1984 ile 2002 yılları arasında Gastric Bypass ameliyatı geçiren ve 2007 yılının sonuna kadar takip edilen 9,949 hasta incelendi. Utah sakini olmayanlar dışlandıktan sonra, Utah Kanser Kaydı ile bağlantı kurulabilen 6,709 hasta kaldı. Kontrol grubu ise Utah eyaletinde sürücü belgesi kaydı bulunan, ancak ameliyat geçirmemiş olan 9,609 kişilik bir grup idi. Bu grup yalnızca çalışma grubu ile yaş, cinsiyet ve kilo açısından eşleşenleri içerecek şekilde yeniden düzenlendi. Sonuçlar: Daha sonra her iki gruptaki kanser görülme sıklığı ile mortalite (ölüm) karşılaştırıldı. Çalışma deneklerinin tümünde çalışmanın başlangıcında kanser mevcut değildi. Ameliyat edilen grupta kanserden ölüm oranının, %46 daha düşük olduğu saptandı. Öncelikle kanser gelişmesi olasılığı, hasta Gastric Bypass ameliyatı geçirmiş ise %26 azalmıştı. Bu kadar çok sayıda hastanın katılımı ile makul ve sağlam bir kontrol grubu kullanılarak yapılan 24 yıllık bir çalışmanın (ortalama izlem süresi 12.5 yıl) sonuçları, en azından ciddi bir şekilde dikkate alınmayı hak etmektedir. Bu çalışma haricinde, en dikkatli şekilde izlenen ileriye dönük çalışmalardan biri de Swedish Obese Subject Study den (İsveç Obez Denekler Çalışması) gelen obezite tedavisini kapsamaktadır. Bu çalışma 1987 yılında başlamış ve Obezite Cerrahisi ameliyatı geçiren 2,010 hastayı yalnızca geleneksel tıbbi tedavi gören 2,037 adet uygun kontrol denekle eşleştirmiştir. Yakın zamanlarda Dr. Lars Sjöström, cerrahi olarak uyarılmış kilo kaybının, son derece titiz bir şekilde izlenen ve zayıflamak için diyet ile egzersiz yoluyla teşvik edilen kontrol hastalarına kıyasla kanser görülme sıklığı üzerindeki etkisini bildirmiştir. Bununla birlikte obezite cerrahi prosedürlerinin genel etkileri dikkate alındığında, cerrahi grup önemli miktarda

kilo kaybederken tıbbi tedavi alan grup ise aslında biraz kilo almıştır. İlk kez kanser görülme sıklığı ameliyat geçiren kadınlarda yaklaşık %30 daha düşük olmasına rağmen erkekler arasındaki fark anlamlı değildi. 2005 yılının sonlarında toplanan sonuçlar, yaklaşık 18 yıllık bir izlem süresini yansıtmaktadır. Gastrik Bypass prosedürü ile kilo kaybı miktarı fazla olsa bile bu prosedür, obezitenin kontrolünde kullanılan tek prosedür değildir. Önemli miktarda zayıflama ile sağlıkta düzelme Mide Bandı, Tüp Mide ameliyatları ile de kaydedilmektedir. Bu prosedürlerin kanser sıklığı ve sağkalımda benzer iyileşmelere yol açıp açmadığı ise henüz belirlenmemiştir. Belirli bir prosedür için hastaların kilo vermeleri ve ameliyat riskinin düşük olması şartıyla benzer avantajların bulunacağını beklemek mantıklıdır. Doç. Dr. Halil Coşkun TİP 2 DİYABETİN TEDAVİSİNDE MİNİMAL İNVAZİV CERRAHİ Obezite, kandaki yüksek şeker düzeyleri ile karakterize olan ve ömür boyu süren Tip 2 Diyabetin gelişmesindeki en önemli faktörlerden birisidir. Bu hastalık, vücudumuzda pankreas tarafından salgılanan bir hormon olan insüline doğru bir şekilde yanıt vermediğinde ortaya çıkmaktadır. Hafif obez bir kişinin diyabete yakalanma riski normal bir insana göre iki kat iken, ağır obez bir kişi 10 kat riske sahiptir. Tip 2 Diyabet riski yaş, aile öyküsü ve daha çok karın bölgesine

lokalize obezite (merkezi obezite) ile artmaktadır. Yağ ve karbonhidrat oranı yüksek besinler tüketmek kanda daha fazla yağlı aside ve karaciğer ile iskelet kaslarında lipid birikimine yol açarak insüline karşı direnç oluşmasına ve sonunda da diyabete neden olmaktadır. Zaman içinde diyabet genellikle kötüye gider ve pankreas tarafından üretilen insülin miktarı çarpıcı şekilde azalır. Geleneksel Tip 2 Diyabet tedavisi yeterli değilse? Kandaki şeker düzeylerini iyileştirerek normale döndürmek ve böylelikle göz ve böbrek hastalığı gibi uzun süreli komplikasyonlarla sinirlere ve kan damarlarına zarar gelmesini önlemek amacıyla diyabetin tedavi edilmesi gerekmektedir. Normalize kan şeker düzeyleri ölüm, inme, kalp yetmezliği ve diğer komplikasyonların riskini azaltmaktadır. Kanda glikosilatlı hemoglobin (HbA1c) düzeylerini belirlemek amacıyla yapılan testler kişinin uzun dönem komplikasyon riskini belirleyebilmektedir. Bu test, kırmızı kan hücreleri ile diğer hücrelere yapışan glükoz miktarını ölçmektedir. HbA1c düzeyini %1 oranında düşürmek bile komplikasyon riskini %25 azaltmaktadır. Tip 2 Diyabet tedavisinde ilk hedef, kan şeker düzeylerinin normale döndürülmesi yoluyla semptomların iyileştirilmesidir. Sonrasındaki hedefler ise göz ve böbrek hastalığı gibi uzun süreli komplikasyonlarla sinirlere ve kan damarlarına zarar gelmesini önlemektir. Son zamanlarda yapılan araştırmalar, kan şekerinin sıkı bir şekilde kontrol edilmesinin göz, böbrek ve sinir hasarı gibi çeşitli uzun dönemli komplikasyonları azaltabileceğini göstermektedir. Tip 2 Diyabetin ilk adım tedavisi diyet ve egzersizdir. Bunlar normal kan şekeri düzeylerinin korunmasında yeterli değilse pankreasın daha fazla insülin üretmesini tetikleyen, insülinin daha çok işe yaramasına yardımcı olan, karbonhidratların barsakta emilimini azaltan ya da karaciğerdeki şeker üretimini

azaltan ilaçlar almanız gerekebilir. Yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaçlara rağmen kan şekeri kontrolünüz yetersiz ise insülin almanız gerekecektir. Tip 2 Diyabet bulunan bazı insanlar diyetten sonra ilaçları bırakabilmektedir, ancak sağlıklı bir kiloya ulaşmak ve bunu sürdürmek bazen oldukça zorlayıcıdır. Çeşitli diyetler deneyerek başarısız olmuşsanız obezite cerrahisinde uygulanan yöntemler Tip 2 Diyabet tedavisi için kalıcı bir çözüm oluşturabilir! Kanıtlanmış Prosedürler Obezite Cerrahisinin en yaygın formları Laparoskopik Tüp Mide ve Gastrik Bypass ameliyatlarıdır. Hangi prosedürün size uygun olduğunu belirlemek amacıyla cerrahınız tarafından muayne edilmeniz gerekmektedir. Minimal İnvaziv Teknikler Doç. Dr. Halil Coşkun tarafından uygulanan tüm prosedürlerin %95 ten fazlası minimal invaziv (laparoskopik) teknikleri kullanarak yapılmaktadır. Minimal invaziv ameliyat; hızlı bir iyileşme sürecine katkıda bulunan daha hızlı operasyonlar, daha az anestezi, çok daha ufak kesiler ve daha az yara izi demektir. Neyi kaybetmeyi ya da kazanmayı bekleyebilirsiniz? Hastaların çoğu ameliyattan 18 ila 24 ay sonra fazla kilolarının %50 ile %85 ini kaybederler. Ulaştığınız kilo kaybını ancak diyet değişiklikleri ve düzenli egzersizle sürdürebilirsiniz. Diyabetin daha iyi kontrolü ya da gerilemesi eğilimi önemli miktarda kilo kaybı oluşmadan önce bile söz konusudur. Ameliyatın kan şekeri düzeyleri, tansiyon ve kolesterol üzerindeki etkileri Obezite Cerrahisinden hemen sonra kan şekeri düzeyleri hızla

iyileşerek ilacın azaltılmasına ya da kesilmesine imkan sağlar. Yeni çalışmalar obezite ameliyatını takiben yağ dokusu kaybının insülin direncinin iyileşmesine yol açtığını göstermektedir. Laparoskopik Gastrik Bypass ameliyatı diyabetin kontrol altına alınmasında oldukça etkilidir. Hastaların yaklaşık üçte birinde ameliyattan sonra diyabet ilacı gerekmemekte, %85 inde ise ameliyattan sonraki iki yıl içinde diyabetleri tamamen düzelmektedir. Diyabetin daha hafif formu (diyetle kontrol altında tutulan) bulunan hastalar, beş yıldan az bir süredir diyabet hastası olanlar ve ameliyattan sonra daha fazla kilo kaybedenlerde diyabetin tamamen gerileme olasılığı daha fazladır. Diyabet hastalarının pek çoğunda kalp krizi ve inme riskini önemli ölçüde artıran yüksek tansiyon ve kolesterol problemleri bulunmaktadır. Obezite Cerrahisi yüksek tansiyonla kolesterolü iyileştirerek bu riskleri azaltmaktadır. İyileşme ve Ameliyat Sonrası İzlem Obezite ameliyatı düşünen hastalar en çok başarısız olmaktan korkmaktadır; başarı için gerekli yaşam tarzı değişikliklerine bağlı kalamayacaklarından korkarlar. Bu nedenle obezite cerrahisi hastaları yaşam boyu izlemden ve sağlam bir destek ağından yarar görmektedir. Ameliyattan sonra erken dönemde cerrahla yapılan vizitler potansiyel komplikasyonlarla diyet değişikliklerine odaklanılmasını sağlar. Hekim danışmanlığında beslenme durumu, ilk ay boyunca progresif bir şekilde sıvı gıdalardan katı gıdalara doğru ilerler. Geç dönem vizitlerinde ise psikolojik destek, beslenme değerlendirmesi, vitamin takviyesi ve egzersiz programları üzerinde odaklanılmaktadır. Ameliyat için uygun musunuz? Obezite ameliyatı önemli bir ameliyat olup, yalnızca medikal

tedavi ile diyabet tedavileri başarısız olduğu durumda düşünülmelidir. Eğer kilo kaybı ameliyatı düşünüyorsanız, yaşam tarzınızdaki ömür boyu sürecek değişikliklere ve obezite cerrahisi ekibiyle yapacağınız vizitlere bağlı kalmayı ciddi bir şekilde göz önüne almalısınız. Tip 2 diyabet ya da fazla kiloyla ilişkili başka hastalıklarla birlikte VKİ 35 kg/m 2 ya da üzerinde ise ve normal açlık kan şekerine (ortalama 125 mg/dl ya da HbA1C %7) ulaşamıyorsanız, muhtemelen diyabet cerrahisi adayısınız demektir. Kontrolü yetersiz diyabet gibi bazı durumlarda hastalar, VKİ 35 kg/m 2 nin altında ise bile obezite ameliyatı için uygundur. Merkezimiz, bazı istisnalarla beraber 12 ila 70 yaş arası adayları kabul etmektedir. Her ameliyatın riskleri vardır Cerrahi prosedürlerin tümünün, yararlarıyla tartılması gereken bir takım riskleri söz konusudur. Cerrahınız, bilinçli bir karara ulaşmanız amacıyla ameliyatın potansiyel risklerini sizinle görüşecektir. Doç. Dr. Halil Coşkun OBEZİTENİN NEDENİ GELİŞİMİ VE ENERJİ DENGESİ Basit olarak tanımlamak istenirse, obezite, enerji dengesinin bozulması sonucunda oluşmaktadır. Diyet, egzersiz ve genler enerji dengesini oluştururlar. Enerji alımının, tüketiminden

fazla olduğu koşullarda enerji dengesi bozulmaktadır. Enerji Alımı; iştahı ve doymayı düzenleyen hipotalamik merkezler ile kontrol edilmektedir. Bu merkezler, çeşitli hormon, faktör, madde ve nörotransmittler ile etkilenmekte ve gıda alımı ya stimule olmakta ya da inhibe edilmektedir. Gıda alımını artıran peptitlerin bazıları, beta endorfin, galanin, somatostatin ve nöropeptidin hipotalamik NP-Y aracılığı ile gıda alımını etkilediği iddia edilmektedir. NP-Y iştahı arttırıp esmer yağ hücrelerinde termojenezi azaltmaktadır. Leptin, NP-Y sekresyonunu azaltarak iştahın azalmasına ve gıda alımının yani enerji alımının azalmasına yol açmaktadır. Leptin, beyaz adipoz hücrelerde sentezlenmekte, plazmada proteine bağlı olarak bulunmaktadır. Leptinin serum düzeyinin vücut kitle indeksi ile sıkı bir korelasyon gösterdiği belirlenmiştir. Hipotalamik merkezlerin, tümör, travma ve inflamatuvar lezyonlar ile etkilenmesi de hiperfaji ile enerji alınımının artmasına yol açmaktadır. Çeşitli fizyolojik uyaranlar da hiperfaji ile enerji dengesinin bozulmasına neden olmaktadır. Gıda ve içecekler ile alınan enerji kaynaklarından en fazla enerji veren yağlardır. Yağların enerjisi 9 kcal/g dır. Vücut ağırlığının her 10 kg fazlalığında 70.000 kcal fazla kalori depolanmaktadır. Eğer birey, günlük kalori alımını sürekli olarak 50-200 kcal artırırsa, 4-10 yıllık sürede 2-20 kg alabilmektedir. Hiperfaji ve özellikle yüksek yağ içerikli gıda alımı ile obezitenin oluşması kaçınılmazdır. Aşırı yağlı gıdalarla beslenenler tokluk hissine kavuşmadan sürekli yeme arzusu içinde olmakta ve gereğinde fazla enerji almakta ve depolanmaktadır. Enerji Tüketimi; Enerji dengesinin ikinci kompanenti olan total tüketim 3 şekilde olmaktadır. Bazal metabolik hız

Diyetle olan termojenez Fiziksel aktivite Sedanter erişkinlerde total enerji tüketiminin yakalaşık %60 ı bazal metabolik hız ile olmaktadır. Tüketimin %10 u termojenez ile %30 u ise fiziksel aktivite ile sağlanmaktadır. Bazal metabolik hız yağsız vücut kitlesi ile ilgilidir. Obezlerin hem yağ dokuları, hem de yağsız kitleleri artmıştır ve bu nedenle hemen daima bazal metabolik hızları yüksektir. Ağır bedensel aktivitesi olanlarda, total enerji tüketimi artmaktadır. Bu tüketimin %50 lik oranı egzersiz, fiziksel aktivite tüketimi şeklinde olmakta, diyet termojenezi %10 larda kalmakta bazal metabolik hız ise %40 larda olmaktadır. Çeşitli davranış değişiklikleri, fizyolojik, psikolojik, genetik, medikal, endokrin ve terapötik nedenler obezitenin oluşumunda etkili olmaktadırlar. Davranış Değişiklikleri; Yaşla beraber fizik aktivitenin azalması ve sedanter yaşam veya spor yapanların iş değişikliği, sosyal etkiler ile bu alışkanlıklarını bırakmaları, sürekli evde oturma ve televizyon seyretme eğilimleri yanında düzensiz gıda alınması, öğün aralarında atıştırmalar, sık sık enerjiden zengin gıda ve içeceklerin tüketilmesi özellikle yağ içeriği zengin gıdalar ve alkol alınması gibi değişiklikleri, sonunda obeziteye neden olmaktadır. Fizyolojik; olarak gebelikte prenatal dönemde, 5-7 yaşları ile adolesan döneminde, erken erişkinlikte ve menopozda kilo alma eğilimi olmaktadır. Psikolojik Faktörler; de obezitenin nedenlerindendir. Özellikle batı toplumlarında çok görülmektedir. Emosyonel stres, depresyon ve mantal hastalıklar ile obezitenin ilişkisi bilinmektedir. Çünkü bu hallerde davranış bozuklukları yeme alışkanlığını olumsuz yönde etkilemektedir.

Endokrin Hastalıklardan; Hipotiroidizm, Cushing Sendromu, Tip 2 Diabet, Hipotalamik Tümörler ve bazı ender genetik sendromlar da obezite nedenlerindendir. Terapötik; olarak kullanılan bazı ilaçlar da obeziteye neden olabilmektedir. Bunlar, trisiklik antidepresanlar, sulfonilüreler, steroid kontraseptifler, kortikosteroidler ve epilepside kullanılan valproatdır. Sigaranın; bırakılması da gerek metabolik hızın azalması, gerekse fazla gıda alma eğilimi ile obeziteye neden olabilmektedir. Bütün belirtilerin dışında şüphesiz obezitenin önemli bir nedeni de ailevi yatkınlık dır. Obezitenin oluşumunda genetik yatkınlığın %25-70 dolayında olduğu tahmin edilmektedir. KAYNAK: Ulusal Obezite Rehberi HANGİ OBEZİTE CERRAHİSİ PROSEDÜRÜ BENİM İÇİN EN DOĞRU SEÇİMİDİR? Obezite cerrahisinin, önemli miktarda ve sürekli kilo kaybı sağlamada etkili olduğu artık tüm bilimsel yayınlarda gösterilmiştir. Günümüzde arzu edilen bu sonuca ulaştıran çeşitli farklı kilo kaybı ameliyatları mevcuttur. Bu nedenle kilo kaybı ameliyatı düşünen hastalardan en sık aldığım sorulardan bir taneside; Hangi prosedürün benim için uygun olduğuna nasıl karar vereceğim? sorusudur. Kilo Kaybı Cerrahi Ameliyatlarının Etkinliği

Benim görüşüm, bugün en yaygın olarak yapılan kilo kaybı ameliyatlarının (mide bandı, gastrik bypass, tüp mide ve mide balonu) HER BİRİNİN, aşağıdaki şartlar gerçekleştirildiğinde etkin olduğudur;* Yetkin bir cerrah tarafından yapıldıklarında En önemlisi de bu ameliyatların, işbirliği yapmayı dileyen bir hasta üzerinde uygulandıklarında Hasta hangi prosedürü seçerse seçsin kilo kaybının temeli hastanın, kilo kaybı operasyonunu yaşam tarzı değişikliği uygulamada kullanmasını sağlamaktır. Mevcut ameliyatlardan her biri gerçekten de açlığı ve porsiyon büyüklüğünü kontrol etmeye yardımcı olan bir araç tır, ancak hepsi budur! Gerisi hastaya kalmıştır. Bununla birlikte mevcut araç lar arasında bazı farklılıklar vardır. Aşağıda bir hastanın, hangi ameliyatın uygun olduğuna karar verirken göz önüne alması gereken bazı hususlar yer almaktadır. Ameliyat Türünü Seçerken Dikkate Alınacak Hususlar Beklenen Kilo Kaybı: Genel olarak Gastrik Bypass ameliyatı hastaları fazla kilolarının yaklaşık %70 ini, Tüp Mide hastaları yaklaşık %40-60 ını ve Mide Bandı (Kelepçe) hastaları da yaklaşık %50-60 ını verirler. Ancak tüm bunlar; hastanın ne kadar iyi takip edildiğine ve hastanın, uzun vadede başarıyı sağlamak üzere yapılması gerekli olan tüm yaşam tarzı değişikliklerine ağırlık verip vermemesine bağlıdır. Kilo Kaybının Güvenilirliği: Gastrik Bypass ve Tüp Mide hastaları, hemen her zaman yukarıda söz edilen beklenen kilo kaybına ulaşırlar. Bu hastaların kilo kaybetmelerinden değil; zamanla yeniden kilo almalarından endişe ediyorum. Bu durum, kilo kaybı operasyonlarından sonraki ilk bir yıl içerisinde gerekli yaşam tarzı değişikliklerini yapmadıklarında oluşmaktadır. Mide Bandı ile kilo kaybı ise çok daha

değişkendir. Bazı hastalar fazla kilolarının %70-90 nını (beklenenin %50-60 olduğunu hatırlayın) kaybederken, bazıları ise çok daha az kaybedebilirler. Görüyorsunuz ki bir band ile birlikte hastalar takip edilmezse ve yaşam tarzı değişikliği üzerinde HEMEN çalışmazsa, kilo kaybını etkileyeceğidir. İyi haber ise, bir Mide Bandı hastası kilo kaybettiğinde, hemen her zaman kilo almaktan uzak durmasıdır, çünkü kilodan uzak durmak için yaşam tarzı değişiklikleri yapmaları zorunludur ve bu durum, HERHANGİ BİR kilo kaybı operasyonu için de kilodan uzak tutmaktadır. Hızlı ya da Yavaş: Gastrik Bypass ve Tüp Mide hastaları tipik olarak başlangıçta haftada 2,5-3 kg verecek ve operasyondan 12-15 ay sonra da beklenen kilo kaybına ulaşacaklardır. Diğer taraftan Mide Bandı hastaları ise daha yavaş ve istikrarlı bir kilo kaybı (haftada 0,5-1 kg kilo verme) görme eğilimindedirler ancak ameliyattan yaklaşık iki yıl sonrasında beklenen kilo kayıplarına ulaşıncaya kadar bu şekilde devam ederler. Bilinmeyenin Korkusu: Gastrik Bypass ile Mide Bandı uzun vadeli etkilerini araştıran güvenilir çalışmalar vardır. Her iki operasyonunda güvenli oldukları, önemli miktarda kilo kaybı ile kiloya bağlı tıbbi problemlerde iyileşmeye yol açtıkları ve en önemlisi de kilo kaybını sürdürdükleri görünmektedir. Bu noktada Tüp Mide için aynı şey söylenemez. Kuşkusuz halihazırda mevcut çalışmalar bu operasyonun güvenli ve etkili olduğunu göstermektedir, ancak operasyonun yeni olması nedeniyle bu operasyondan 5 ya da 10 yıl sonra hastalara ne olacağını henüz bilmemekteyiz. Yeniden kilo alacaklar mı? Bu kadar çok midenin kaldırılmasından dolayı problem yaşanacak mı? Henüz bu soruların cevapları tam olarak bilinmemektedir. Takip Edilebilirlik: Mide Bandının etkili olmasını sağlamak için bandın ayarlanması GEREKİR. Ameliyattan sonraki ilk yıl içinde Mide Bandı hastaları tipik olarak Gastrik Bypass ya da Tüp Mide hastalarından daha sık kontrole gelmektedirler,

böylelikle bir Mide Bandı hastasının maksimum kilo kaybına ulaşmak için bu takip randevularını gerçekleştirebilmesi önemlidir. Cezalandırma Faktörü: Gastrik bypass hastaları, şeker içeren besinler aldıkları takdirde çok büyük bir olasılıkla Damping Sendromu yaşayacaklardır. Şekerli bir gıda aldıktan sonra kalpleri hızlanmaya ve terlemeye başlarlar, şiddetli karın ağrısı ile baş dönmesi çekerler ve çoğu kez ishal olurlar. Bu durum, geçmişte problem yaşamalarına neden olabilen bu besinlerden uzak durmalarına gerçekten de yardımcı olacaktır. Bazı hastalar, ameliyatlarından sonra hile yaparlarsa, ameliyatlarının kendilerini cezalandıracağını bilme fikrini sevmektedir. Mide Bandı ve Tüp Mide hastaları için ise Damping Sendromu yoktur, bu yüzden de tatlılar söz konusu olduğunda, gıda seçimlerinde daha disiplinli olmaları gerekir. Yabancı Cisim Korkusu: Mide Bandı hastalarının, yaşamlarının geri kalanında içlerinde bulunan bir bandla birlikte ÇOK rahat olmaları gerekmektedir. Hastalar sağlıklı bir kiloya kavuştuğunda band çıkartılıp alınmamaktadır. Lütfen yeterli kilo kaybı elde ettikten sonra bandın çıkartılmasını talep etmeyiniz, aksi taktirde tekrar geri kilo almanız mümkün olabilir. Tersine Çevrilebilme: Bazı hastalar band taktırmayı seçerler, çünkü obezite için tedavi bulunduğunda ya da diğer bazı problem leri yaşadıklarında bandın çıkarılabileceğine inanmaktadırlar. Bandın çıkarılmasının oldukça basit olduğu doğru olmakla birlikte cerrahın bandı çıkartması için birkaç neden vardır. Ayrıca duymuş olabileceğiniz negatif bilgilere rağmen Gastric Bypass ameliyatıda aynı şekilde geri çevrilebilmektedir. Kuşkusuz bir bypassı tersine çevirmek bir bandı çıkartmaktan daha uğraştırıcı ve zordur, ancak yine de yapılabilir. Ne var ki Tüp Mide ameliyatı geri çevrilemez. Korku Faktörü: Pek çok hasta Gastrik Bypass ya da Tüp Mide den korkar, çünkü daha invazif ve bu nedenle de daha tehlikeli

olduğu hissine kapılırlar. Gastric Bypass ile Tüp Midenin daha büyük operasyonlar olduğu doğru olmasına rağmen komplikasyon oranları Mide Bandın dan çokda yüksek değildir. Sonuç: Cerrahınızın, sizin için en iyi operasyonun hangisi olduğunu söyleyebilmesini sağlayacak bir bilimsel çalışma bulunmamaktadır. Ameliyat için iyi bir adaysanız HERHANGİ BİR kilo kaybı operasyonu büyük bir olasılıkla iyi gelecektir. Sonuçta siz kendinizi bilirsiniz ve hastaların, hangi operasyonun kendileri için uygun olduğuna en iyi kendilerinin karar vereceğine inanıyorum. SİZİN için uygun olduğunu hissettiğiniz operasyon, büyük bir olasılıkla sizin için doğru olanıdır! Doç. Dr. Halil Coşkun ÇOCUKLARDA OBEZİTE VE ÖNLEMLER: AKŞAM GAZETESİ Obezite; günümüzde hem çocuklar, hem de yetişkinler için endişe verici boyutlara ulaşmış durumdadır. Şu anda çocuklarımızın %20-25 i obez olarak sınıflandırılmaktadır. Genel olarak kabul edilen tanıma göre yaş yüzdeliği için %95 ten büyük bir vücut kitle indeksi olan çocuklar obezdir. On yıl önce diyabet, yüksek tansiyon ve osteoartrit gibi hastalıklar çocuk hastalarda hemen hiç bilinmezken şimdi bunları çocuklarda görmekteyiz. Son 30 yılda yemek yeme tarzımızdaki önemli değişim çocukların daha büyük porsiyonlar ve atıştırmalık yiyeceklerle şekerli içeceklere daha fazla bağımlı olmasına sebep olmaktadır. Daha

sağlıklı ve gerekli besinlerden mahrum ederek daha çok şeker verilen bebeklerde, bu tür gıdalara karşı bir tercih geliştiğini bilmekteyiz. Oldukça yakın dönemlere kadar nadir birer ikram olan meşrubat vs şekerli içecekler, beslenmemizin temel dayanağı haline gelmiştir. Büyük porsiyonlar da ayrı bir problemdir. Daha çok yemek verilen çocuklar, aşırı yemek yemeye eğilim göstermektedir. İyi bir temel kural, porsiyon başına 10 gramdan fazla şeker içeren gıdalardan kaçınmaktır. Beslenme ile ilgili bir diğer müdahale de daha fazla meyve ve sebze yenmesini teşvik etmektir. Meyve kâsesinin dolu olduğundan emin olun ve tatlı ya da atıştırma yerine düzenli olarak meyve verin. Buzdolabınızdaki meyve ve sebzelerin hep çocuklarınızın rahat erişebileceği biçimde yer aldığına emin olun. Yaşam tarzımızla ilgili çocukluk obezitesine katkıda bulunan bir başka büyük fark da daha az egzersizdir. Yetişkinler olarak yeterince aktif değiliz. Bir aile olarak egzersiz yapmak ve birlikte oynamak aile bağlarını güçlendirmenin yanında genel aktivite düzeyimizi artırmak için de önemli rol oynamaktadır. Çocuklarınız ile birlikte TV izlemek yerine, birlikte basketbol oynayın, yürüyüşe ya da gezmeye çıkın. Çocuğunuz olması gerektiğinden fazla kilolu ise başlamak için en iyi yol, size en yakın çocuk hastanesini arayarak kilolu çocukların tedavisi için mevcut imkanlarını sormaktır. Çocukluk obezitesi problemi yaygın bir hale gelmiş olduğundan, bunu ele alan programlarda da gelişme söz konusudur. Obeziteyi önlemek ve tedavi etmek için yapabileceğimiz her şeyi yapmak zorundayız. Bu, hepimiz tarafından önemli bir kararlılık ve yaşam tarzı değişiklikleri gerektirmektedir. Ancak çocuklarımız için en iyisi neyse onu isteriz ve bu da bazı seçimler yapmak anlamına gelmektedir. İyi haber, değişimin yalnız çocuklarımız için değil, aynı zamanda bu çocukların yaşamlarında bulunan büyükler için de

yarar sağlayacağıdır. Doç.Dr.Halil Coşkun 15/01/2015 AKŞAM Gazetesi makalesidir. http://www.aksam.com.tr/saglik/cocukluklarda-obezite-ve-onleml er-c2/haber-372656