15 Eylül 1954: Faşizme, ırkçılığa, milliyetçiliğe inat, iyi ki doğdun kardeşim Hrant! Marksist.org

Benzer belgeler
TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

Hüseyin Yıldırım Danıştay şemasına Aslı gibidir' imzası atmıştı.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

Türkiye de azınlık olmak Anket Çalışması

PROF. DR. ABDULLAH UÇMAN

CEZA USUL HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI)

İstanbul 13. Müebbet çıktı

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

AYŞEGÜL ARSLAN IN KATİL ZANLISI MÜEBBET YEDİ

HASAN BALIKÇI ONUR ÖDÜLÜ PROF. ONUR HAMZAOĞLU NA

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

ABDULLAH UÇMAN PROF. DR. İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü nden mezun oldu.

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

Đstanbul 3üncü Asliye Ceza Mahkemesi Esas No.: 1998/1637 Karar No.: 2000/484 (21 Nisan 2000 tarihli karar)

HUKUK VE ADALET DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI (Ortaokul 6, 7 veya 8. Sınıf)

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

2 Kasım Sayın Bakan,

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ. Tarih Aralığı: Haber Sayısı: 31

2006 Yılı Türkiye Đnsan Hakları Đhlalleri Bilançosu

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

1915 OLAYLARINI ANLAMAK: TÜRKLER VE ERMENİLER. Mustafa Serdar PALABIYIK

FETÖ elebaşının ByLock'taki 'yeğen' grubu

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

MESLEK ÖRGÜTÜNÜN GöREV ÇAĞRISINA KATILMAK SUÇ MUDUR? BU NEDENLE HUKUKİ BİR YAPTIRIM UYGULANABİLİR Mİ?

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR BASHKIM REXHEPI BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2017/5874)

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi:

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

İKİNCİ DAİRE KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR

HUKUSAL ÇALIŞMALARI. Durum : Kayıt defterine yazılma tarihinin gecikmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verildi.

Yorumluyorum. Ceza Hukuku Perspektifinden Güncel Olaylara Bakış

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa Birliği ne değil, hemen

2016 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

ÖNSÖZ 3 EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YAZISI 5 İÇİNDEKİLER 7-12 KANUNLAR VE KAYNAKLAR BİRİNCİ BÖLÜM Genel Bilgiler Dersin adı ve konusu 17

Harf üzerine ÎÇDEM. Numara

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

ANTİDEMOKRATİK UYGULAMALAR BİRER BİRER YARGIDAN DÖNÜYOR!

Mevzuat Kroniği CEZA HUKUKU

Dink cinayeti davasının 10 yılı

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI


AVUKAT - İŞ SAHİBİ ARASINDAKİ EN AZ ÜCRET ÇİZELGESİ

İSTANBUL VALİLİĞİ «İSTANBUL UN ÇOCUK YAZARLARI» PROJESİ SELİMPAŞA AHMET ZİYLAN İLKOKULU PROJE SINIFI 3/A

İNSAN HAKLARI AVRUPA MAHKEMESİ KARARLARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ

Ergenekon'da 19 tahliye, işte tahliye olan isimler

2:Ceza muhakemesinin amacı nedir? =SUÇUN İŞLENİP İŞLENMEDİĞİ KONUSUNDAKİ MADDİ GERÇEĞE ULAŞMAK

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE. YER VE GÜNGÖR/TÜRKİYE (Başvuru no /06 ve 48581/07) KARAR STRAZBURG.

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE ABDURRAHİM DEMİR - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 41213/02) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

Karar No. Karar Tarihi

Alman Federal Mahkeme Kararları

DİNÇEROĞLU AVUKATLIK BÜROSU A V U K A T HÜSEYİN ENİS DİNÇEROĞLU & ESRA AKKOÇ YAREN AHMET ŞEREF UYANIK & ELİFCAN TEKELİ STJ. AV.

T.C. MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ GAZETECİLİK BÖLÜMÜ AJANS HABERCİLİĞİ HÜRRİYET GAZETESİ İÇERİK ANALİZİ ÖDEVİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

SAVUNMA: Ben sizin sanığınız değilim AHMET ALTAN

Ankara Garı Saldırısında Dava Süreci Ne Durumda?

Yazılı Basında Çocuk Haberleri Üzerine Bir Analiz

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR. Başvuru Numarası: 2013/8492. Karar Tarihi: 8/9/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

ALİ ÇAVUŞ: KİMİN IRKÇI OLDUĞUNU HEPBİRLİKTE GÖRDÜK Salı, 13 Aralık :23

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA

Hukuki Rapor 267. Hukuki Rapor

T.C. Resmî Gazete. Kuruluş Tarihi: (7 Teşrinievvel 1336)-7 Ekim Mart 1983 PAZARTESİ KANUNLAR

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU İKİNCİ DAİRE KARARI Esas No 2013/149. Karar No 2013/1034

Maya takvimi hurafe!..

Türkiye de Azınlık Olmak Anketi Sonuçları. Örnek kitlenin yaş gruplarına göre dağılımı. Örnek kitlenin cinsiyete göre dağılımı.

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz.

2005 Yılı Türkiye Đnsan Hakları Đhlalleri Bilançosu

CEZA MUHAKEMESİNDE SES VE GÖRÜNTÜ BİLİŞİM SİSTEMİNİN KULLANILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK. (Resmi Gazete: 20 Eylül 2011, sayı: 28060) BİRİNCİ BÖLÜM

TÜRK YE NSAN HAKLARI HLALLER B LÂNÇOSU YAŞAM HAKKI ĐHLALLERĐ

Hrant Dink Cinayetinin Düşündürdükleri Murat Sevinç, A.ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi Araştırma Görevlisi

Yrd. Doç. Dr. Bahadır Bumin ÖZARSLAN

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYĐ AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ KONUK - TÜRKĐYE DAVASI. (Başvuru no: 49523/99) KARAR STRAZBURG.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM

A. SULH HUKUK MAHKEMELERİNDE GÖRÜLEN DAVALAR

Business Network Center Turkey.

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Alipour ve Hosseinzadgan / Türkiye. (6909/08, 12792/08 ve 28960/08) AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARARI

2. Haber Listesi. 17:19 son güncelleme Bianet Bültene Abone Ol. facebook twitter rss youtube BĐANET. Haber Listesi. 5. Özel Dosyalar BĐAMAG

ŞANLIURFA EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü İNTERNET HABERLERİ. İnternet Haber Sitesi : Tarih:

2008 TÜRKİYE İNSAN HAKLARI İHLALLERİ BİLÂNÇOSU

30 Temmuz 2008 tarihinde Mahkeme başvuru sahiplerinin 3 Eylül 2008 e dek İran a sınır dışı edilmemeleri hakkında 39 sayılı Kuralı yayınladı.

ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ. Tarih Aralığı: Haber Sayısı: 53

ANTALYA İL EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ. Tarih Aralığı: Haber Sayısı: 35

Transkript:

Hrant Dink 15 Eylül 1954 de Malatya da dünyaya geldi. Beş yaşında ailesiyle birlikte geldiği İstanbul da anne ve babasının ayrılması üzerine iki erkek kardeşi ile birlikte Gedikpaşa'daki Ermeni Protestan Kilisesi'nin çocuk yuvasında yatılı olarak yaşamaya başladı. Üç kardeş ilköğretimini bu kiliseye bağlı İncirdibi İlkokulu nda sürdürürken, yazları da okulun Tuzla daki kampında barındılar. Hrant Dink ortaokulu Bezciyan, liseyi ise Üsküdar'daki Surp Haç Tıbrevank yatılı okulunda okudu, Şişli Lisesi'nden mezun oldu. İlkokulda tanıştığı Silopi doğumlu Ermeni Varto aşiretinden Rakel Yağbasan ile evlenen Hrant Dink in üç çocuğu oldu. İstanbul Fen Fakültesinde Zooloji ve ardından da Felsefe eğitimi alan Dink, "biyoloji felsefesi" kürsüsü hayallerini, Türkiye de gelişmekte olan sol siyaset içerisindeki aktif mücadelesine terketti. Siyasi faaliyetlerinin Ermeni kimliği ile ilişkilendirilmesi ve cemaatin bundan zarar görebileceği endişesiyl ismini mahkeme kararı ile "Fırat" olarak değiştirdi. Hrant Dink ve eşi Rakel, bu dönemde içinde yetiştikleri Tuzla Çocuk Kampı nın yönetimini üstlenerek pek çok kimsesiz Ermeni çocuğuna sahip çıktılar. Tuzla Kampı na "Ermeni militan yetiştirildiği" suçlaması ile Devlet tarafından el konulması sonrasında Dink siyasal görüşleri nedeniyle de üç kez gözaltına alındı ve tutuklandı. Kardeşleriyle birlikte bir kitapevi işleten Dink, 90lı yıllarda Ermenice günlük Marmara gazetesinde "Çutak" (Erm: Keman) rumuzuyla Ermeni tarihine ilişkin Türkiye de çıkan kitaplara yönelik eleştiri yazıları yazmaya başladı. 5 Nisan 1996 tarihinde ilk sayısı yayınlanan haftalık Agos gazetesi, İstanbul'da Türkçe-Ermenice yayımlanan ilk gazete olarak tarihe geçti. Adını iki dilde ortak olan ve "sabanın toprakta açtığı, içine tohumun konulduğu ve bereketin fışkırdığı yer" anlamına gelen Agos deyişinden alan gazete, bu bereket ve ortaklık simgesi ışığında bir yayın politikası benimsedi. Ana hedefler; Türkiye Ermeni toplumunun anadilini bilmeyen kesimi ile dayanışmak, Türkiye Ermenilerinin devlet nezdindeki sorunlarını kendi sesinden dile getirerek geniş kamuoyunun desteğini almak ve Ermeni kültür ve tarihini ana kaynağından Türk toplumu ile paylaşmaktı. Sol, muhalif kimliği ile dikkat çeken Agos, Türkiye Ermeni toplumu içerisinde de var olan aksak yapıya eleştiriler getirirken sivilleşmenin ve şeffaflaşmanın önemini vurguladı, bizzat Hrant Dink in ağzından alternatif toplumsal projeler önerdi. Agos un yayın hayatı içinde ufuk açıcı söylemleri ile giderek kamuoyunun dikkatini çeken 1 / 6

Hrant Dink, Yeni Yüzyıl ve Birgün gazetelerinde de köşe yazarı olarak görev aldı. Türkiye ile Ermenistan arasında komşuluk ilişkilerinin tesisi, sınırın açılması, Türkiye nin demokratikleşme sürecinin desteklenmesi ve 1915 olaylarının ölenler üzerinde acıtıcı rakamsal bir anlayış yerine kalanlar üzerinden, karşılıklı iki halkın onurunu gözeten empatik bir üslupla konuşulur kılınması, konuya ilişkin resmi tez dışında alternatif yayınların da yaygınlaşması konularını gündeme getirdi. Amerika, Avustralya, Avrupa ve Ermenistan da çok sayıda konferansa katılan Dink, Ermeni kimliği ve Türk-Ermeni ilişkileri konusunda gerek Ermeni dünyası içinde gerekse tarihteki rolleri açısından çeşitli Batı ülkelerinde sorgulayıcı süreçlerin başlamasına vesile oldu. Hedef Gösterme Kampanyaları ve Davalar 2002 yılında Urfa'da bir konferansta yaptığı konuşma nedeniyle açılan dava 9 Şubat 2006 da beraatiyle sonuçlanan Hrant Dink için asıl yoğun yargı sürecinin başlangıç noktasını, kendisi doğrudan dava konusu olmasa da, Atatürk ün manevi kızı Sabiha Gökçe nin Ermeni kökenli olduğuna ve Ermenistan da akrabalarının bulunduğuna yönelik 6 Şubat 2004 te kendi imzasıyla AGOS ta yayınlanan "Sabiha Gökçen" haberi oluşturdu. "Sabiha-Hatunun sırrı" başlığıyla verilen haberde Antep asıllı Ermenistan vatandaşı Hripsime Sebilciyan Gazalyan, kendisinin Gökçen'in yeğeni olduğunu ve Atatürk'ün manevi kızı Sabiha Gökçen'in aslında yetimhaneden alınmış bir Ermeni yetim olduğunu iddia ediyordu. Bu haberin 21 Şubat 2004 te AGOS tan alıntılanarak Hürriyet in manşetinden "Sabiha Gökçen mi, Hatun Sebilciyan mı" başlığıyla verilmesinin ardından 22 Şubat 2004 te Genelkurmay Başkanlığı Genel Sekreterliği, sert bir açıklama yayımlayarak "Kendisi Türk Silahlı Kuvvetleri nin ilk kadın savaş pilotu olarak Türk havacılığının onursal bir ismidir. Sabiha Gökçen aynı zamanda Atatürk ün Türk kadınının Türk toplumu içinde bulunmasını istediği yeri gösteren değerli ve akılcı bir sembolüdür. Böyle bir sembolü amacı ne olursa olsun tartışmaya açmak milli bütünlüğe ve toplumsal barışa katkısı olmayan bir yaklaşımdır. Bir iddiayı, milli duygu ve değerleri de kötüye kullanarak bu şekilde yayımlamanın habercilik olarak nitelendirilmesini kabul etmek mümkün değildir. Ulusal birlik ve beraberliğimizin en güçlü olması gereken bu dönemde milli birlik ve beraberliğimize ve milli değerlerimize yönelik bu tip yayımların ne amaçla yapıldığı Türk toplumunun büyük bir kesimince artık anlaşılmakta ve endişe ile izlenmektedir" görüşlerine yer verdi. Bu bildirinin hemen ertesinde İstanbul Valiliği ne çağrılarak Vali Yardımcısı Erol Güngör ün makamında, kendilerini Vali Yardımcısı nın yakınları olarak tanıtan ve bugün halen kimliği belirsiz iki kişi tarafından "uyarılan" Hrant Dink hakkında bu görüşmenin hemen ertesinde radikal sağ basında hedef gösterme kampanyası başladı. Şapparigce köşesinde Ermeni Kimliği üzerine yazdığı 8 bölümlük yazı dizisinin 13 Şubat 2004 tarihli bölümü içerisinden cımbızlanan 2 / 6

ve Diaspora Ermenilere yönelik eleştirel yaklaşım içeren bağlamından koparılarak, "Hrant Dink, Türk kimliğine hakaret ediyor" tavrıyla sunulan "Türk ten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeni nin Ermenistan ile kuracağı asil damarında mevcuttur" cümlesi, yeni bir davanın konusu oldu. Hrant Dink hakında "Türklüğü neşren tahkir ve tezyif etmek" suçundan açılan dava sonunda, mahkeme tarafından tayin edilen bilirkişinin yazıda herhangi bir suç unsuru olmadığı yönündeki lehte raporuna karşın, Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi nin 7 Ekim 2005 tarihli kararı ile Hrant Dink 6 ay hapis cezasına mahkum edildi. Yargıtay 9. Ceza Dairesi kararı onadı ve böylece Hrant Dink hakkındaki hapis cezası kesinleşmiş oldu. Yargıtay Cumhuryet Başsavcılığı bu karara itiraz etti, ancak itirazı Yargıtay Ceza Genel Kurulu tarafından reddedildi. Hrant Dink in karara ilişkin açıklamaları üzerine de "yargıyı etkilemeye çalışmak"tan yeni bir dava açıldı. Davanın ilk duruşmasına gerek adliyenin dışında, gerek koridorlarda ve duruşma salonunda davaya müdahil olmak isteyen kişiler protesto gösterilerinde bulundu. Hrant Dink, adliye salonuna polisin oluşturduğu bir koridordan polis ve avukatı eşliğinde girebildi. Bu sırada ona saldırmak isteyenler, hakaret edenler, tükürenler oldu. Duruşma salonunu dolduran grup Hrant Dink in avukatlarına bozuk para ve kalem fırlattılar, hakaret ve tehdit ettiler. Duruşma sonrasında Hrant Dink bir polis aracı ile adliyeden ayrılırken, avukatlar da adliye önüne çekilen polis otobüsüne bindirilerek bu öfkeli kalabalığın saldırılarından kurtarıldı. Bu arada 26 Şubat 2004 te İstanbul Ülkü Ocakları İl Başkanı Levent Temiz in başını çektiği bir grup AGOS un kapısına gelerek "Ya sev ya terk et", "Kahrolsun ASALA", "Bir gece ansızın gelebiliriz" sloganları attılar. AGOS un önünde benzer bir gösteri de birkaç gün sonra kendilerini "Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Federasyonu" olarak adlandıran grup tarafından yapıldı. Hrant Dink, Birgün gazetesinde yayınlanan "Hoş Gidişler Ola" başlıklı yazısı sonrasında ise Yeniçağ gazetesinin 9 Ekim 2004 tarihli nüshasında "Ermeniye Bak" başlıklı manşetle hedef gösterildi. Bu manşet sonrası Basın Konseyi Yüksek Kurulu Yeniçağ gazetesinin kullandığı hitap tarzıyla yazara karşı zorbalığı özendirme tehlikesi yaratabileceği gerekçesiyle Yeniçağ gazetesinin uyarılmasına karar verdi. Son olarak Agos'un 21 Temmuz 2006 tarihli nüshasında yayınlanan "301'e Karşı 1 Oy" başlıklı haber nedeniyle de Hrant Dink, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Arat Dink ve İmtiyaz Sahibi Sarkis Seropyan hakkında dava açıldı. Söz konusu haberde Dink in Reurters ajansına verdiği demeçteki "Elbette bu bir soykırımdır diyorum. Çünkü sonuç kendisini zaten tanımlıyor ve adını koyuyor. Dört bindir yıldır bu topraklarda yaşayan bir halkın bu olanlarla birlikte artık ortadan yok olduğunu görüyorsunuz" alıntısının TCK 301 uyarınca Türklüğü aşağıladığı iddia edildi. 3 / 6

Tüm bu mahkeme süreçleri Hrant Dink in 19 Ocak 2007 de gazetesinin önünde kurşunlanarak öldürülmesinin ardından da devam etti. Suikast sonrası Hrant Dink hakkındaki davalar düşerken, söz konusu son davada Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 11 Ekim 2007de Arat Dink ve Sarkis Seropyan ı 1er yıl hapsi cezasına mahkûm etti. "Arat Dink ve Sarkis Seropyan ın Türk Milleti ne soykırım isnat eden haber yayınladıkları mahkemelerce sabit görüldüğünden sanıkların ayrı ayrı kişilikleri, eylemlerin özellikleri dikkate alınarak cezalandırılmalarına" ifadesi ve söz konusu demeci alıntılayan hiçbir ulusal basın ve medya kuruluşuna dava açılmaması büyük tartışmaları da beraberinde getirdi. (Kaynak: www.hrantdink.org) Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak Hrant Dink, 19 Ocak 2007 tarihinde, Agos gazetesinin Şişli'de bulunan binasından çıkarken, Halaskârgazi Caddesi üzerinde silahla üç el ateş edilmek suretiyle öldürüldü. Bölgede bulunan işyerlerinin güvenlik kameralarından, Hrant'ı vuranın 19 yaşındaki Ogün Samast olduğu anlaşıldı. Samast, babasının ihbarı üzerine Samsun otogarında yakalandı. Bundan sonrası ise tam bir rezaletler zinciriydi. Ogün Samast, götürüldüğü her yerde, jandarmada, poliste bir kahraman muamelesi gördü. "Vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez" yazan bir levhanın altında, eline bir Türk bayrağı tutuşturarak bol bol fotoğraflarını çektiler. Her biri ayrı birer suç olan bu fiiller nedeniyle bazı soruşturmalar açıldıysa da, cezalandırılan kimse olmadı. Hrant'ı sevenler ise derhal Agos gazetesinin önüne akmaya, "Hepimiz Hrant'ız, Hepimiz Ermeniyiz" sloganlarını atmaya başladılar. Kısa sürede yüzlerce insan Agos'un önünde toplandı. 23 Ocak'ta Hrant'ın cenaze töreninde yüz binlerce insan sessiz bir yürüyüş gerçekleştirdi. Yüz binler, ellerinde Ermenice, Kürtçe ve Türkçe "Hepimiz Hrant'ız, Hepimiz Ermeniyiz" yazılı dövizler taşıdılar. Hrant'ın eşi Rakel törende bir konuşma yaptı. Yüz binlerce insanın "Hepimiz Hrant'ız, Hepimiz Ermeniyiz" diyerek yürümesi, Türkiye için bir dönüm noktası oldu. Türkiye devletinin en büyük tabusu olan Ermeni sorunu, parça parça edilerek çöplüğe atıldı. Türk egemenleri, ırkçıları, milliyetçileri şaşkına döndüler, dehşete kapıldılar. Cenaze, Türk milliyetçilerini o kadar korkuttu ki 27 Nisan 2007'de hükümete gece yarısı e-muhtıra veren Türk Silahlı Kuvvetleri, yayınladığı bildiriyi: "'Ne mutlu Türküm diyene' 4 / 6

anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti"nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır" cümlesiyle bitirdi. Resmî ideoloji, en yetkili kurumunun ağzından Hrant'ın cenazesini hedef göstermiş oldu. Yürüyüş, sıradan bir cenaze töreni değildi. Sıradan, matem dolu bir gösteri değildi. Bu yürüyüş, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en anlamlı gösterilerinden birisiydi. Bir hafta öncesine kadar, Hrant Dink'in öldürüldüğü saatlere kadar en ırkçı sözlere maruz kalan Ermeniler, sokaklarda kendileriyle birlikte "Biz Ermeniyiz" diyen on binlerce insanı gördüler. Bu yürüyüş "Ermeni soykırımı yoktur" diyenlere, yani Türkiye Cumhuriyeti devletinin en temel, kuruluş ideolojisine karşı halkın verdiği çok sert bir yanıt oldu. Bu yürüyüş, milliyetçiliğe atılan sert ve kitlesel bir tokat oldu. Halkın şovenistlere, yurtseverlere karşı olduğunu, halkların kardeşliğini, barışı istediğini ortaya koydu. Bir süre sonra Hrant Dink cinayeti davası görülmeye başlandı. Dava kapsamında birtakım insanlar tutuklandı. Bunların bazılarının polis muhbiri olduğu iddia edildi. Bu kişiler kendilerinde duruşmalara götürülürken etraflarına tehditler savurmaktan geri kalmayacak kadar pervasız davranma cüretini bulabildiler. Aylar ayları, yıllar yılları kovaladı. Hrant Dink cinayetinin aydınlatılmasında henüz bir arpa boyu bile yol alınamadı. Ergenekon davasıyla birlikte olayın seyri değişti. Poyrazköy ve Kafes iddianameleri, Hrant Dink'in Ergenekon örgütü tarafından öldürüldüğünü açık bir şekilde ortaya koydu. Gizli tanıkların ifadeleri, cinayeti en ince ayrıntısına kadar aydınlattı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), dün (14.09) açıkladığı kararında Hrant Dink'in ailesinin yaptığı başvuruda Türkiye'yi suçlu buldu. Ancak 5,5 yıl süren ırkçı cinayet davasında mahkeme örgütü bulamadı. Karar temyizde. Dink ailesinin avukatları ve Hrant'ın arkadaşları, davanın yeni baştan, tüm deliller ve bilgiler gözönüne alınarak görülmesini istiyor. Hukuk mücadelesi sürüyor. Türkiye devleti için bir Ermeni'nin, hele de Ermeni vakıfları meselesinin peşine düşmüş olan Hrant Dink'in katlinin aydınlatılması çok büyük bir sorun teşkil ediyor. Çünkü bu topraklarda neredeyse yüz yıl önce 1,5 milyondan fazla insan öldürüldü. 1,5 milyondan fazla Ermeni, bu toprakların kadim sahibi olan bir halk, çoluk çocuk, yaşlı genç, kadın erkek demeden katledildi. 5 / 6

Mallarına, mülklerine, arazilerine, servetlerine el konuldu. Bugünün egemenleri, varlıklarını ve güçlerini Ermeni soykırımına borçlu olanlar, Hrant Dink davasının çözülmesinden çok korkuyorlar. Çünkü dava burada bitmeyecek. Sıra Ermeni soykırımına gelecek. Bugün sahibi olduğunu söyledikleri devletin temelindeki masum insan kanları etrafa saçılacak, devletin temeli çürüyecek, çökecek, darmadağın olacak. İşte bu yüzden egemenler Ermeni soykırımının konuşulmasından, Hrant Dink davasının çözülmesinden ölesiye korkuyorlar. Fakat korkunun ecele faydası yok. Yaptıklarının, işledikleri suçların hesabını mutlaka verecekler. Türkiye'nin adalet isteyen, vicdan sahibi insanları onların peşini asla bırakmayacaklar. Çünkü artık hiçbir şey eskisi gibi değil. 6 / 6