SOVYET SİYASİ TARİHİNDE İSLAM VE ATEİZM MÜCADELESİ: SOVYET DÖNEMİ KAZAK, ÖZBEK VE KIRGIZ ATEİZM LİTERATÜRÜNÜN ANALİZİ



Benzer belgeler
TURKIVE'DE DINLER TARIHI

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ PDF

SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ (SSCB), ORTA ASYA'DAKİ TÜRK DEVLET VE TOPLULUKLARI.

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

1 İSMAİL GASPIRALI HER YIL BİR BÜYÜK TÜRK BİLGİ ŞÖLENLERİ. Mehmet Saray

Türk dünyası, bilişim alanında ortak terimler kullanmalı

ULUSLAŞMA SÜRECİNDE SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ ROLÜ: ÖZBEKİSTAN HALK HAREKETİ ÖRNEĞİ *

K A N A Y A N Y A R A K A R A B A Ğ

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa.

Dr. Öğr. Üyesi Abbas KARAAĞAÇLI. 1. Adı Soyadı : Abbas Karaağaçlı 2. Doğum Tarihi : Unvanı : Dr. Öğr. Üyesi 4.

Bülent Ecevit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

KIRGIZİSTAN DAKİ YABANCI DESTEKLİ ÜNİVERSİTELER VE DİĞER EĞİTİM KURUMLARI

Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Ziyareti:

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

ÖZGEÇMİŞ. : :gungorelda@hotmail.com

İBRAHİM OKÇUOĞLU SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ KÜLTÜR DEVRİMİ ÜLKESİ

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

FERGANA VADİSİ NDE SAÇLI İŞANLAR HAREKETİ VE YESEVİLİKLE BAĞLANTISINA DAİR

Doktora Tezi: Kırım Hanlığı nı Kuruluşu ve Osmanlı Himayesinde Yükselişi ( )

Dersin Adı İSLAM TARİHİ Sınıf 12 İSLAM TARİHİ

TÜRK DÜNYASINI TANIYALIM

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

II. ULUSLARARASI TÜRK DÜNYASI KÜLTÜR KONGRESİ ÖZEL BÖLÜMÜ

HALKLA İLİŞKİLER (HİT102U)

Ana Stratejimiz Milletimizle Gönül Bağımızdır BÜLTEN İSTANBUL B İ L G. İ NOTU FİLİSTİN MESELESİ 12 de İÇİN 3 HEDEFİMİZ, 3 DE ÖDEVİMİZ VAR 3 te

Bölüm 1 Hareketin Kaynakları

Orta Asya daki satranç hamleleri

Türk İnşaat Firmalarının Yurtdışı Projelerde İşçi Sağlığı, İş Güvenliği ve Çevre Uygulamalarına Bakışı - Rusya Federasyonu Örneği

PINAR ÖZDEN CANKARA. İLETİŞİM BİLGİLERİ: Doğum Tarihi: E-Posta: EĞİTİM BİLGİLERİ: Doktora/PhD

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

TÜRKİYE DEKİ ÜNİVERSİTELERDE OKUYAN TÜRK ASILLI ÖĞRENCİLERİN OKUMA ALIŞKANLIKLARINA YÖNELİK ANKET ÇALIŞMASI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

tarih ve 495 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki

ÖZETLER VE ANAHTAR KELİMELER

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

Balkanlarda Arnavutlar ve Arnavut Milliyetçiliği

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans İLAHİYAT ERCİYES Üniversitesi Y. Lisans Sosyal Bilimler Enstitüsü ANKARA Üniversitesi 1989

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Uluslararası İlişkiler Ana Gazi Üniversitesi 2004

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

Yrd. Doç. Dr. Bahadır Bumin ÖZARSLAN

ESKİ İRAN DA DİN VE TOPLUM (MS ) Yrd. Doç. Dr. Ahmet ALTUNGÖK

ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

YALOVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS MÜFREDATI

Kafiristan nasıl Nuristan oldu?

1917 Devrimi ve Kırgızlar

ÇAĞDAŞ TÜRK DÜNYASI TAR403U KISA ÖZET

Göller Bölgesi Aylık Hakemli Ekonomi ve Kültür Dergisi Ayrıntı/ 57

FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ. Tel: GENEL BİLGİLER. Lisans Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi, Arapça Öğretmenliği, 1990

Vefatının 100. Yılında Sultan II. Abdülhamid ve Dönemi Uluslararası Kongresi

GAZİ ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER BÖLÜMÜ STRATEJİK PLANI

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

DİASPORA - 13 Mayıs

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI

ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ İNSANİ BİLİMLER VE EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ DÖRT YILLIK-SEKİZ YARIYILLIK DERS PROGRAMI

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ DORA KİTABEVİ, EYLÜL 2018, 302 SAYFA

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

Demokrasi ve Sivil Toplum (SBK256)

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 11. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ

Türkiye de Ahmet Baytursınoğlu Üzerinde Yapılan Araştırmalar

MÜŞTERİ İLİŞKİLERİ YÖNETİMİ (PZL208U)

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI

DERNEK YÖNETİMİ. Prof. Dr. Ümran SEVİL İstanbul Bilim ve Akademisyenler Derneği Başkanı. Yrd. Doç. Dr. Ayça GÜRKAN Dernek Genel Sekreteri

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

A. BIÇIME İLIŞKIN ANALIZ VE DEĞERLENDIRME

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans Programı

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR

MEDRESE VE İSLAM KÜLTÜR MERKEZİ İNŞA PROJESİ- VİETNAM

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

YAYIN DEĞERLENDİRME. MÜSEYİP MEMMEDOV: PUBLİSİST SÖZÜN KUDRETİ * (Yrd. Doç. Dr. Özcan BAYRAK)

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Tarabya Konferansı. Alman-Türk İşbirliği Konusu olarak İslam ve Avrupa

Nâzım Hikmet - Yosif Abramson mektuplaşmasını sunuş

ULUSLARARASI TEKE DERGİSİ. 1. Uluslararası TEKE (Türkçe, Edebiyat, Kültür, Eğitim) Dergisi nin Yayımlanma Sebebi ve Hedefi:

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DOKTORA PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

İÇİNDEKİLER. Sunuş Konu Proje Koordinatörü ve Uygulayıcı Kurum Tarih ve Yer Amaç ve Hedefler Katılımcılar...

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

Transkript:

477 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ SOVYET SİYASİ TARİHİNDE İSLAM VE ATEİZM MÜCADELESİ: SOVYET DÖNEMİ KAZAK, ÖZBEK VE KIRGIZ ATEİZM LİTERATÜRÜNÜN ANALİZİ Ali Yaman 20. yüzyılın son imparatorluğu sayılan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği nin (SSCB) varoluşunun temelini oluşturan ideoloji, Marks ve Engels in görüşlerini esas alarak, önce Lenin ve daha sonra ise Stalin gibi kurucu liderlerin görüşleri doğrultusunda şekillenmiştir. Sovyet dönemi uygulamaları her alanda ideolojik yansımalarını bulmuş, ekonomiden siyasete, kültürden dine kadar her alanda Sovyet komünizminin otoriter bakış açısını Sovyetler Birliği bünyesindeki birlik cumhuriyetlerinde veya Sovyet Blokuna dahil olan diğer ülkelerde dayatmaya çalışmıştır. Böylece yaşamın her alanının Sovyet ideolojisi doğrultusunda şekillendirilmesi ve bu ideolojinin arzuladığı Sovyet insanının yaratılması amaçlanmıştır. Sovyetler Birliği nin dağılmasıyla birlikte yaklaşık yetmiş yıllık bu süreç sonlanmış ve dönemin her açıdan akademik muhasebesinin yapılmaya çalışıldığı görülmüştür. Sovyet ideolojisinin önemli mücadele alanlarından birisi olarak karşımıza çıkan kültürel, dinsel değerlerin yerine konulmak üzere tasarlanan bilimsel ateizm uygulamalarına Sovyet yönetim organlarınca büyük önem verildiği görülmektedir. Sovyet sisteminin İslam, Hıristiyanlık ve diğer dinlere alternatif olarak düşündüğü kurum bilimsel ateizm dir. Orta Asya da hakim din olan İslam ın halk üzerindeki etkisini Sovyet ideolojisinin önünde bir engel olarak gören Sovyet rejimi, belli dönemlerdeki taktik kesintilerin dışında İslam dini kurum, kuralları ve onunla bağlantılı geleneklerle kıyasıya bir mücadeleye girişmiştir. Bu mücadele bilimsel ateizm olarak ifadelendirilen bir program çerçevesinde yürütülmüştür. Bu programın uygulanmasında eğitim ve propaganda çalışmalarının önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. Öyle ki eski gelenekler ve dinsel kurumların eleştirildiği, bilimsel ateizmin yüceltildiği çok sayıda kitaptan oluşan ve bizim Ateizm Literatürü olarak adlandırdığımız çok sayıda yayın ortaya çıkmıştır. Bu bildiride, bu literatür doğrultusunda Orta Asya da ateizm-din rekabeti ve bunun Sovyet siyasi tarihindeki yeri ve önemi analiz edilecektir. Konuyla ilgili yayınların kapsamı nedeniyle, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan da yayınlanmış doğrudan ateizm ve din konularını ele alan dönemin tanınmış yazarlarına ait kitaplarda yer alan veriler incelenecektir. Çarlık Dönemi İslam ın, Orta Asya ya girmesinde önemli bir dönüm noktası olarak görülebilecek 751 yılındaki Talas Savaşı sonrasında giderek bölgede hakim din haline geldiği bilinmektedir. Bu süreç sonrasında İslam gerek seçkin yüksek tabakalar arasında gerekse çoğunluğu oluşturan normal halk kitleleri arasında yerleşmiş 516 ve asırlarca bölgenin Çarlık Rusyası nca işgaline kadar bu yapılanma devam edegelmiştir. Orta Asya daki İslam anlayışı, yüzyıllardır eski Türk inanç ve geleneklerini de içeren bir tarzda devam etmiştir. Kendine özgü nitelikleri olan bu İslam Yrd. Doç. Dr., Abant İzzet Baysal Üniversitesi, İ.İ.B.F. Öğretim Üyesi 516 İslam dininin Orta Asya da yayılması yerleşik ve göçebe/yarı-göçebe topluluklar arasında farklı derecelerde olmuş ve özellikle daha çok göçebe ağırlıklı bir yaşam tarzına sahip olan Kazak ve Kırgız boylarında İslamlaşma daha uzun bir zaman sürecinde gerçekleşmiştir. Daha yerleşik bir sosyal hayata sahip olan Özbekler ve Tacikler de ise bu süreç çok daha hızlı gerçekleşmiştir.

478 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ anlayışının izleri bugün hala Orta Asya da yaşamayı sürdürmektedir. Bölgenin İslamlaşmasında sufiliğin özel bir yeri bulunmaktadır. Konunun uzmanlarının da ifade ettiği üzere, İslam ın hem bir din hem de ulusal geleneklerle birlikte bir yaşam biçimi olarak varlığını halk arasında sürdürmesinde sufî tarikatler önemli rol oynamıştır. Sufiliğin kurumlaşması sonucunda ortaya çıkan tarikatlar İslam ın yayıldığı coğrafyalarda olduğu gibi Orta Asya da da oldukça etkili olmuşlardır. Bu tarikatların etkileri halk katında asırlardır yaşamayı sürdürmüş ve yeni görünümler altında günümüze de ulaşabilmiştir. Uluslararası ve bölgesel koşulların da yardımıyla zaman içerisinde Rus hakimiyeti Orta Asya da giderek yayılmıştır. Bölgedeki Buhara, Hive ve Hokand hanlıklarının birbiriyle olan anlaşmazlıkları Rus hakimiyetini kolaylaştıran en önemli unsur olmuştur. 1855 te Ruslar, Sırderya nın güneyindeki ülkelere giden yola açılmışlar, 1865 te Taşkent i işgal ederek, 1873 te Buhara Emiri ne 1874 te de Hive Hanı na himayeleri altına girmeyi zorla kabul ettirmişlerdir. 1875 te ise Fergana Vadisi Çarlık Rusyası tarafından istila edilerek, 1876 yılında bölgenin hakimi Hokand Hanlığı ortadan kaldırılmıştır. Çarlık 1873 ile 1884 arasında Türkmenistan ı işgal etmiş, 1900 de de Yukarı Pamir yaylasına ulaşmışlardır. (Bennigsen, 1988: 52) Böylece Orta Asya Sovyetler Birliği nin kurulması arifesinde Rus hakimiyetine girmiş durumdaydı. Orta Asya daki Rus etkisi ticari alandan başlamak üzere giderek, askeri ve yönetsel alanda bölgede sağlanan hakimiyetle sonuçlandı. Rusya dan Orta Asya ya uzanan demiryolları sayesinde ise bölge Rusya ya bağımlı hale geldi. Orta Asya demiryolu Rus mallarını bölgeye ulaştırırken, bölgenin hammaddelerini de işlenmek üzere Rusya ya taşımaktaydı. (MacKenzie, 1974: 179) Çarlık döneminde ele geçirilen bölgeler ve bu bölgelerde yaşayan Müslüman uyrukları üzerindeki hakimiyetin kalıcı hale getirilmesi için kimi başarılı kimi ise başarılı olmayan çok yönlü politikalar geliştirdiği görülmüştür. İlk başlarda Rus göçmenlerin, Tatarların topraklarından, Fergana Vadisi ne kadar çok geniş bir coğrafyada yerleştirilmeleri ve Müslümanlara Ortodoks Hıristiyanlığın benimsetilmesi Çarlık destekli olarak yürütülmüştür. Ancak Rus ve Sovyet tarihçilerinin de görüş birliğine vardıkları üzere bütün avantajlarına rağmen -Hıristiyanlaştırma politikalarına daha çok maruz kalan- Tatarların Hıristiyanlığa geçenleri çok az düzeyde kalmıştır. (Bennigsen, Quelquejay, 1981: 22) Uygulanan politikaların istenen sonucu vermemesi üzerine Nikolay İvanoviç İlminskiy öncülüğünde yeni bir eğitim programı planlanmıştır ki, Wimbush, Müslüman nüfusa karşı uygulanan bu dini-kültürel tekniklerin İlminski sistemi olarak adlandırıldığını ifade etmektedir. (Wimbush, 1995: 272). Bu eğitim programı bölgedeki Müslüman toplulukları etnik farklılıklarını ön plana çıkarmak suretiyle bölparçala-yönet siyasetinin bir aracı olarak hizmet etmiştir. Çarlık rejimi zamanla din politikasında da değişikliğe gitmiştir. Bundan böyle İslam dininin halk üzerindeki nüfuzundan yararlanarak Çarlık rejiminin sağlamlaştırılması için artık Orta Asya ya uzanan topraklar üzerinde rejime sadık dini kurumlar oluşturulmaya çalışılmış, din işleri bu kurumlar üzerinden yürütülmüştür. Bu sırada Müslümanlarca şeriatın uygulanmasına, camiler inşa edilmesi ve medreselerde dini eğitim verilmesine de izin verilmiştir. (Kantemir, 1960: 143) Bu amaçla Çariçe Katerina II. döneminde 1782 de Orenburg ta kurulup Ufa ya taşınan bir müftülük ve 1788 de ise Müslümanlar Ruhani Kurulu adlı kurum kurulmuştur. (Bennigsen-Quelquejay, 1981: 23) 517 Müftü, doğrudan Çariçe II. Katerina ya bağlı olarak çalışmıştır. (Aknazarov, 1987: 42) Ayrıca Tataristan ın başkenti Kazan ın, din adamları yetiştirilen ve dini kitaplar basılan bir merkez işlevi görmesi sağlanmış örneğin Sovyet dönemi 517 Çarlık rejiminin İslam a yönelik bu yaklaşımları, Sovyet yazarlarınca İslam ı güçlendirdiği gerekçesiyle eleştirilip durmuştur. Örneğin Aliev bunu rakamlarla şöyle açıklamaktaydı: 1912 de ahalisi 100 bin olan Buhara da 364 mescid, Andican da (ahalisi 72 bin) 274 mescid, Kokand da (ahalisi 117 bin) 248 mescid, Margilan da (ahalisi 46 bin) 193 mescid var idi. Bu şehirlerdeki her bir bin kişiye ortalama olarak 2 ile 4 arasında mescid düşmekteydi (Aliev, 1958: 29). Ayrıca 1900 yılındaki dinsel mekanlar ve din adamlarınının sayısına ilişkin bkz. (Surapbergenov, 1979: 63).

479 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ kaynaklarındaki verilere göre, 1853-1859 yılları arasında Kazan da 82300 adet Kur an, 77500 adet de Şeriat-el-imam adlı kitaplar yayınlanarak (Şülembayev, 1978: 54) Orta Asya ve Kafkaslar daki müslümanlara dağıtılmıştır. Görüldüğü üzere halkın İslam a olan bağlılığı, bu topraklarda uzun dönemli bir hakimiyet amaçlayan Ruslar için dinin kullanılması şeklinde uygulamaları da beraberinde getirmiştir. 518 Öyle ki 1865 yılında Türkistan Bölgesi Valisi (Gubernatör) General Çernayaev müslüman olup da müslümanlığın ilkelerine uymayanların cezalandırılmasına ilişkin bir genelge dahi çıkarmıştır. (Dorjenov, 1987: 55-56) Çarlık döneminde, İslam ın rejimin yararına kullanılması çalışmalarının yanısıra, İslam a karşı yayınlar da diğer yandan yürütülmüştür. 519 Kazan Din Akademisi İslam karşıtı misyonerlik bölümünce 1873-1898 arasında 21 kitap ve yaklaşık 25 değişik yayının yapıldığı görülmektedir. Bunlar arasında P. Rayev in 1875 te yayınlanan Ortodoks Hıristiyanlığın Gerçeklik Göstergeleri ve İslamiyetin Sahteliği adlı bir kitap da bulunmaktadır. (Smirnov, 2005: 101) Rusların Müslümanların yaşadığı toprakları sömürgeleştirmesi ve asimilasyonist politikaları karşısında, Müslüman entellektüellerin buna tepki olarak değişik çözüm arayışlarına girdikleri görüldü. Bu arayışların bir sonucu olarak Ceditçiler ve Kadimciler şeklinde iki farklı akımın ortaya çıktığı görüldü. Ceditçiler, İslam da bir yenilenmenin gereğine inanırlarken, Kadimciler, muhafazakar, gelenekçi bir anlayışın temsilciliğini yapmaktaydılar. Zaman zaman Çarlık karşıtı ayaklanmalar olsa da, güçlü Rus siyasi-askeri gücü karşısında Orta Asya daki Müslümanlar pek varlık gösterememiş, gerek iç savaş gerekse Sovyet devrimi karşısında birlikten uzak bir görünüm içerisinde olmuşlardır. Sovyet Dönemi Teorik olarak dinle savaşmak gereğini materyalizmin temeli sayan 1917 Ekim Devrimi nin lideri V. İ. Lenin, pratikte İslam a saldırmaktan kaçındı ve iç savaştan başarıyla çıkıp rejimi sağlamlaştırana kadar Müslümanlara karşı ihtiyatlı bir politika izlenmesine çalıştı. 24 Kasım 1917 de Halkın Komiserleri Konseyi nin, Rusya ve bütün doğudaki Müslümanlara yönelik bildirisinde ulusal, dinsel, geleneksel, kültürel özgürlüklerden ve bunların kısıtlanamayacağından söz edilerek devrimin desteklenmesi isteniyordu. Bu ihtiyatlı yaklaşım 1920 lere kadar böyle devam etti. (Kantemir, 1960: 144) Yine Komünist rejimin konumunu sağlamlaştırması öncesinde, Lenin in Sovyet coğrafyasındaki halklara yönelik selfdeterminasyonu öngören açıklamalarının yanısıra Ekim Devrimi nin henüz uygulamada görülmemiş, yerel komünistlere de belli görevlere gelerek görüşlerini açıklama olanağı sunan yapısının İslam dünyasının ve ezilen halkların yararına olacağına inanç da Sovyet rejimine Müslümanların destek vermelerine yol açmıştı. (Lemercier-Quelquejay, 1988: 91) Bolşevik yöneticilerin rejimi güçlendirdikten sonra bütün vaatlerini bir kenara bıraktıkları, özellikle Stalin in iktidara gelmesiyle birlikte bu söylemin taktik bir gereksinimden kaynaklandığı açıkça görülmüş, böylece Müslümanların ümitleri boşa çıkmıştır. Sovyetlerin bu siyasetinin esas hedefi yüzyıllardır bölgede kökleşmiş, kimlik belirleyici unsurlar olan Türklük ve Müslümanlık gibi içiçe geçmiş ortak değerlerdir. Çünkü bu değerler din karşıtı bilimsel ateizmi, benimseyen Sovyet komünist ideolojisinin yaratmayı öngördüğü Sovyet insanı modelinin önünde en önemli engeller olarak durmaktaydı. Ayrıca zaman içerisinde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerinden (SSC) oluşan Komünist Sovyet rejiminin kuruluş aşamasında destek veren Müslüman aydınların düşünceleri ve hedefleri 518 Bu durum SSCB ateizm dönemi yazarlarınca İslam ın güçlendirilmesine yardım ettiği gerekçesiyle sık sık vurgulanmaktadır. (Örn.bkz. Aliev, 1958: 16-17; Düysenbin, 1968: 107-108; Nurmağambetov-Şülembaev, 1972: 108-109; Surapbergenov, 1979: 62-63). 519 Bu konuda ayrıca bkz. (Ahanov, 1993: 55).

480 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ile Stalin gibi parti önderleri arasında giderek farklı yaklaşımlar belirginleşmeye başlayınca, daha önce ihtiyatlı bir yaklaşım sergileyen rejimin önderleri gerçek niyetlerini açıkça ortaya koymaya başlamışlardır. 1921 de gerçekleştirilen Komünist Partiler 10. Kongresi nde Müslüman Komünist aydınların düşünceleri Panislamcı ve Pantürkçü sapmalar olarak damgalanarak, Sultan Galiev, Turar Rızkulov, Feyzullah Hocaev gibi aydınlar çok katı yöntemlerle tasfiye edilmişlerdir. (Bennigsen, 1988: 312-313) Sovyet rejimi bu Müslüman önderlerin tasfiyesiyle de yetinmeyerek, Orta Asya daki ortak bilinci zaafa uğratmak amacıyla, çeşitli alanlarda yeni düzenlemelere gitmiştir. Buna göre bölge yönetsel anlamda çeşitli cumhuriyetlere, özerk bölgelere ayrılmış, Müslüman topluluğu farklı etnik gruplar halinde bölünerek, farklı etnik kimliklerin gelişmesi bilinçli olarak teşvik edilmiştir. Yine bu bağlamda bölgenin geçmişi ile olan bağlarının koparılması açısından önemli bir unsur olarak görülen 1928 de Arap alfabesinin yerini Latin Alfabesi, 1939-40 larda ise Latin Alfabesi nin yerini Kiril alfabesinin alması şeklinde yeni düzenlemelere gidilmiştir. Arap ve Latin alfabelerinin Sovyet ideolojisinin çıkarlarına hizmet etmeyeceği düşüncesiyle her etnik grup için kiril alfabesiyle farklı edebi diller geliştirilmesine karar verilmiştir. (Bacon, 1990: 145) İç savaş sonrası Sovyet rejiminin ilk yıllarından 1930 lu yılların başına kadar milli-dini özellikler taşıyan ve Basmacı hareketi olarak bilinen direniş (Hayit, 2006: 305, 320) 520 uygulanan sosyo-ekonomik program ve üstün Sovyet askeri gücü karşısında başarıya ulaşamadı. Sovyetlerin büyük önem verdiği din konusunda ise genel olarak 1930 lar ve 1960 lar olmak üzere iki büyük din karşıtı kampanyaya girişildi. Sovyet yönetimi bu kampanyalarında iki birbirini tamamlayıcı yöntem kullanmaktaydı. Bunlardan ilki dinsel kurumların kapatılması, din eğitiminin yasaklanması gibi çeşitli uygulamalarla dinin her yönden işlevsizleştirilmesi ve diğeri ise bunun sonucunda ortaya çıkacak boşluğu doldurması düşünülen bilimsel ateizmin devlet destekli olarak Sovyet insanına benimsetilmesiydi. (Froese, 2004a: 66) 1923 teki 20. Parti Kongresi nde din karşıtı çalışmalara ilişkin kararlar alındı. Daha sonra ise dine karşı faaliyet gösterecek bir kurum olarak Militan Ateistler Birliği kuruldu. Moskova da din karşıtı yayınlar yapacak yayınevleri kuruldu, gazeteler, dergiler yayınlandı. Türkistan da 14 bin, İdil-Ural da 7 bin, Kafkaslar da 4 bin, Kırım da bin cami kapatıldı. Medreselerin varlığına son verildi, din adamları sürgün edildi veya ortadan kaldırıldı. Büyük kentlerde din karşıtı müzeler açıldı. (Kantemir, 1960: 145-146) Hatta ülke dışına seyahatler dahi yasaklanarak, Orta Asya Müslümanlarının dış dünyayla bağları kesildi, herhangi bir dış etkiden uzak olmaları hedeflendi. Sovyet ideolojisinin sadece İslam değil bütün dinlerle mücadele için uygulamaya koyduğu bilimsel ateizm programı çerçevesinde farklı etnik gruplara hitaben çok sayıda ders kitapları ve kamuoyuna yönelik kitaplar yayınlandı, sayısız din karşıtı ateizm toplantıları düzenlendi, geleneksel Müslüman dinsel gün ve bayramları, Sovyet rejiminin Büyük Ekim Bayramı vb. gibi yeni Sovyet bayramlarıyla değiştirildi. (Aliev, 1958: 81) Sovyet ideologlarına göre, Bilimsel ateizm, hem din ile mücadele yöntemi ve hem de dinin yerini alması amaçlanan, Sovyet sisteminde dinin karşılığı olacak sosyal bir olgu, bir kurum idi. II. Dünya Savaşı ile birlikte Sovyetlerin İslam siyasetinde dönemsel bir değişikliğe gidilerek geçici bir yumuşama dönemine girildi. Bu çerçevede SSCB de resmi İslam ın yönetimi dört dini yönetim birimi tarafından yürütülmeye başlandı. Bunların en güçlüsü olan ve 1943 te Taşkent te kurulan Orta Asya ve Kazakistan Müslümanları Dini Yönetimi adlı bu kurumun başında bir müftü bulunmaktaydı. Bu müftünün yetki alanı bütün Orta Asya cumhuriyetleri ve Kazakistan ı kapsamakta olup, bütün SSCB Müslümanlarının en büyük otoritesi konumundaydı. (Bennigsen, Lemercier-Quelquejay, 1988: 33) Bu dini yönetimlerin varlığını Sovyet rejimi, uluslararası politikada propaganda amaçlı ve rejimin dini özgürlüklere saygısının bir göstergesi olarak kullanmaktaydı. Ancak bu dini yönetimlerin içerideki işlevleri arasında ise komünizm ile 520 Basmacılar hakkında ayrıca bkz. (Schoeberlein-Engel, 1995: 202-203; Lemercier-Quelquejay, 1988: 100-102).

481 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ İslam ın bir şekilde uyuşabileceğini göstermek, dini inanç ve uygulamaları zayıflatmak gibi unsurlar bulunmaktaydı. Dini ibadetlerin kendi kontrollerindeki kayıtlı din adamları tarafından verilmesine izin verildi. Bu din adamlarının yetiştirilebilmesi için iki kurum bulunmaktaydı: Buhara daki Mir-Arab Madrasa ve Taşkent teki İmam Buhari Enstitüsü. Hacca gidiş belli sayıda seçilmiş kişi ile sınırlandırıldı. Bu yumuşamaya rağmen tarikatların baskı altında tutulmasına, İslami okullar, türbeler, tekkeler ve camiler kapatılarak başka amaçlar için kullanılmasına da devam edildi. Örneğin Özbekistan Buhara daki Bahauddin Nakşbend türbesi 1978 de din karşıtı propaganda müzesine dönüştürülmüştü. (Gardaz, 1999: 279) Nikita Kruşçef sonrası Brejnev dönemi ile birlikte İslam siyasetinde bazı değişikliklere gidildi ve Sovyet Müslümanlarının dış dünyadan tecritinden vaz geçildiği görüldü. Bu şekilde dış ülkelerden Müslümanların Sovyetler Birliği ne gelebilmelerine olanak sağlanarak, başta Tatarlar olmak üzere Sovyet Müslümanları, özellikle Sovyetlerin Afganistan a girmeleri sonrasında çeşitli, siyasi ve idari kadrolara getirildiler. Ayrıca Sovyetlerdeki dört dinsel yönetim biriminin Sovyet hükümeti tarafından dış politik amaçlarla kullanılması da gündeme geldi. Bu durum Sovyetlerin genel din politikalarından sapmalara da yol açtı ve din konusunda geçici olarak da olsa bazı ödünlerin verilmesine neden oldu. Ancak 1980 lerle birlikte yaşanan çeşitli gelişmelerle Sovyet yönetimi yeniden din karşıtı politikalara yöneldi. (Bennigsen, 1988: 316-322) Sovyet rejimi izlediği program doğrultusunda dini yok ettiğine, sosyal hayattaki rolünü çok sınırlandırdığına inanmasına ve bunu çeşitli istatistikler ve araştırmalar yoluyla da kanıtlamaya çalışmasına rağmen, halk katında yaşamaya devam etmiştir. Dini ve/veya ulusal gelenekler yasaklanmasına rağmen gizli gizli de olsa yaşatılmıştır. Bu noktada sufi tarikatları önemli rol oynamıştır. Sufilik, Sovyet döneminde Orta Asya da kısıtlanan geleneksel dinsel ve kültürel yaşamın adeta bir çıkış yolu olarak işlev de görmüş, bütün sıkıntılarına ve rejimin olumsuz bakışına rağmen halkın ilgi odağı olmayı sürdürmüştür. Sovyetlerin son dönemlerinde de halkın İslam a bağlılığı bizzat Orta Asya daki cumhuriyetlerinden Kazakistan Komünist Partisi I. Sekreteri Din-Muhammad Kunaev ve Tacikistan Komünist Partisi I. Sekreteri Kahkar Makhkamov gibi Sovyet dönemi yöneticilerince de parti kongreleri ve başka toplantılarda dile getirilmiştir. Bu bağlamda Broxup tarafından dinsel ziyaretgahların canlanması ve halkın giderek artan ilgisi, hastalıkların tedavisinde din adamlarının tercih edilmesinde yaşanan artış, yasadışı dinsel mekanlarda artış gibi pek çok örnek de verilmektedir. Yazar o dönemde Sovyet yazarların Sufilikten potansiyel bir siyasal muhalefet olarak söz ettiklerini de eklemektedir. (Broxup, 1987: 287-288) 1980 lerle birlikte ise Orta Asya da bir İslami canlanma söz konusu oldu ki Akiner e göre bunun birbiriyle bağlantılı iki nedeni bulunmaktaydı. Birinci neden bölgede özellikle Fergana Vadisi kökenli dini önderlerin öncülüğünde ortaya çıkan canlanmacı (revivalist) hareketti. Diğer bir neden ise İslam a karşı resmi politikaların değişmesiydi. Bu politika değişikliği ise gerek İran ve Afganistan daki gelişmelerin bölgeyi etkileme olasılığı, gerekse yaşanan ekonomik krizde dinin yardımına gereksinim duyulmasıyla ilgiliydi. (Akiner, 2003: 98-99) Bu gelişmeler sonucunda dinsel alanda Sovyet yönetiminin baskı politikalarını bıraktığı ve bunun etkisiyle de dinin gerek resmi gerek gayri resmi örgütlenmeler aracılığıyla giderek Orta Asya da etkinliğinin arttığı görüldü. Bu gelişmeleri ise SSCB nin dağılması dönemi izleyerek, Sovyet cumhuriyetlerinin bağımsızlıklarını kazanmaları izledi. Dine Karşı Bilimsel Ateizm SSCB, Marksist-Leninist ideolojiye dayalı Rus tipi bir komünizm modelini uygulamaktaydı. Burada bu modelin dinle ilgili uygulamaları ve ona alternatif olarak geliştirilen bilimsel ateizm programı ele alınacaktır. Çok milletli, çok dilli ve çok dinli bir görünüm

482 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ sergileyen SSCB, bu farklılıklara saygılı bir izlenim uyandırmaya ve buna ilişkin bazı düzenlemeler yapmaya çalışmakla birlikte, esas olarak uzun vadede bu farklılıkları ortadan kaldırarak bir Sovyet insanı oluşturmayı amaçlamaktadır. Sovyetler Birliği modelinin yaratmak istediği ve takdim ettiği Sovyet insanının dilinin Rusça, dininin bilimsel ateizm, milliyetinin ise Sovyet olması devletin resmi politikası şeklinde uygulanıp, bütün devlet olanakları bu politikaya hizmet etmek üzere kullanılmıştır. Sovyet modelinin başarısı bakımından önemli olan din sorunu konusunda bütün dini topluluklar hedef alınmakla birlikte sahip oldukları nüfus itibariyle en önemli iki hedef kitle, İslam ve Rus Ortodoks Kilisesi olmuştur. Sovyet ideolojisi, toplumsal planda çok etkili olan dine karşı çıkarken onun yerine adeta kendi dinini de alternatif olarak sunmaktadır. Örneğin dini kurum ve kuralları, dini eğitimi, dini bayramları yasaklarken onun yerine ateizmin kurumlarını, kurallarını, propagandasını ve bayramlarını koymaktadır. Lenin in, Stalin in yazdıkları adeta dini kutsal metinler düzeyinde sunulmakta, Lenin in ölünce mumyalanmış bedeni adeta din ulularının ziyaretgahı halini almaktadır. (Froese, 2004b: 35-43) Halk kitlelerinin eğitimi için Ateizm kitaplıkları, Kızıl çayhaneler kurulması, eğitim kurumlarında ateizm dersleri konulması, 521 ziyaretgahların ve ibadethanelerin kapatılarak başka amaçlarla kullanılması, 522 Militan Ateistler Birliği vb. ateizmi yaymak amacıyla sayısız toplantılar düzenleyen örgütlenmelerin ortaya çıkması hep bu ateizm programının bir sonucudur. Sovyet ideolojisine göre Din zararlıydı ve onunla mücadele edilmeliydi. V. İ. Lenin in Din Hakkında, adlı kitabındaki düşünceleri SSCB döneminde din konusuna bakışı çok iyi özetlemektedir: Marksizm, materyalizm demektir... Biz dinle mücadele etmek zorundayız. Bu bütün materyalizmin alfabesidir. Böyle olduğundan dolayı Marksizmin de alfabesidir. Fakat Marksizm alfabeyle yetinen bir materyalizm değildir. Marksizm ondan da ileri gitmektedir. Din ile mücadeleyi bilmek gerekir. Onun için halka bu inançların ve dinin nasıl ortaya çıktığını materyalist bakış açısıyla anlatmak gerekmektedir... (İskakov, 1976: 36) Sovyet dönemi yazarlarına göre dinin zararlı oluşunu ortaya koymak bilimsel ateizmin önemli görevlerinden biridir. Dini, Marksist-Leninist bakış açısıyla ele almak gereklidir. (Surapbergenov, 1979: 5) Kurbanov ise komünist ahlak, ateist karakter, ateist ve komunist terbiyenin eski zararlı inançlarla mücadele için gerekliliği, dinin de bu zararlı inanışlardan olduğunu ifade etmektedir. (Kurbanov, 1981: 83 vd.) Sovyet döneminde bilimsel ateizm, hem din ile mücadele yöntemi ve hem de dinin yerini alması amaçlanan, Sovyet sisteminde dinin karşılığı olacak sosyal bir olgu, bir kurum olarak varlığını sürdürmüştür. Sovyet teorisyenlere göre dinle mücadelede kullanılacak temel araç ise Bilimsel Ateizm dir. Bilimsel Ateizm in esasları K. Marks, F. Engels, V. İ. Lenin gibi Sovyet ideolojisinin dayandığı temel şahsiyetlerinin görüşlerine dayanılarak oluşturulmuştur. SSCB Komünist Partisi, dinle mücadelede bilimsel ateizm propagandasına özel bir önem vermektedir. (Surapbergenov, 1979: 3) Sovyet dönemi yazarlarınca bilimsel ateizmin temeli XIX. Yüzyılın 40 lı yıllarında K. Marks ve F. Engels atılmıştır. Bilimsel ateizm (Aknazarov, 1961: 30) Marksist-Leninist ideolojide önem taşıyan sınıfa dayalı bakış açısı, din konusunda da kendisini göstermektedir. Buna göre dinler toplumda ezen sınıfların çıkarlarına hizmet etmektedir. Bu nedenle dinler, Sovyet ideolojisi ile doğrudan çatışan bir niteliğe sahip bulunmaktadır. Aknazarov a göre, bilimsel ateizm, insanı dinden kurtarma sorununu insanı kulluktan kurtarma 521 Sovyet dönemi yazarlarından Aknazarov, bilimsel ateizm dersleri hakkında şöyle demektedir:...ülkemizin yüksek eğitim kurumlarında Bilimsel Ateizm Esasları adlı ders verilmektedir. Bu ders Marksist-Leninist Felsefe nin önemli bir parçasıdır... (Aknazarov, 1974: 3). 522 Ro i nin verdiği bilgilere göre, Ekim Devrimi öncesinde Rus Çarlığı topraklarında 20 bin cami bulunmaktayken, 1985 yılına gelindiğinde kayıtlı cami sayısı ancak 392 idi. Kapatılan camilerin bazıları yıkılmış, bazıları boş kalmış ve çoğunluğu ise başka amaçlarla kullanılmıştır. Camilerin, artık kulüpler, sinemalar, okullar, kitaplıklar, spor alanları, klinikler şeklinde daha çok eğitim ve kültür amaçlı mekanlar olarak kullanıldıkları görülmektedir. (Ro i, 2000: 58, 61, 93).

483 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ sorunuyla ilişkilendirmektedir. Sadece proleterya insanı dinden kurtarabilir. (Aknazarov, 1961: 34) Ateizm Literatürünün Genel Bazı Özellikleri Sovyet ideolojisinin bilimsel ateizm programı doğrultusunda gerek Moskova merkezli gerekse bütün cumhuriyet ve diğer alt yönetsel birimlerde yayınlanan kitap ve broşürlerde aynı sistematik ve içeriğe yer verilmektedir. Sayfa sayıları bakımından hacimli olmayan, küçük kitapçıklar biçimindeki bu çalışmalar yüzlerce sayfalık ayrıntıdan çok belli mesajları iletmeye çalışan bir şekilde tasarlanmıştır. Yayınlanan kitaplarda konuların işleniş tarzı ve konu başlıklarının adeta birbirinin tekrarı niteliğinde oluşu da göstermektedir ki, din karşıtlığı ve ateizm propagandası Moskova merkezli ve Komünist Parti nin yönetici eliti ve/veya onların uygun gördüğü kurumlarca oluşturulmaktadır. Kitaplarda Sovyet ideologlarının ve Partinin görüşleri mutlaka verilmiş ve hangi cumhuriyetten söz ediliyorsa oradaki dinsel arkaplana da değinilmiştir. (Ör. Bkz. Ahmetov-Janpeyisova, 1983: 4-5) Yayınlar daha çok Moskova merkezli olmakla birlikte, bu kitapların cumhuriyetlerin tümüne yollanmalarının yanısıra, diğer cumhuriyetlerin dillerine çevirisi yapılarak yayınlandıkları da görülmektedir. Diğer yayınlar ise cumhuriyetlerde Rusca veya kendi dillerinde yayınlanan kitaplardan oluşmaktadır. Sovyet dünyasının ateizmi konu edinen süreli yayınları ise yine Moskova merkezli yayınlanarak bütün cumhuriyetlere dağıtılmaktadır. Sovyet yönetimlerinin basın-yayın faaliyetine büyük önem verdikleri görülmektedir. Sovyet dönemi kaynaklarında dine karşı mücadelenin yegane aracı ve Sovyet insanının dini olarak görülen bilimsel ateizmin tarihsel süreç içindeki gelişimi uzun uzun anlatılmaktadır. Bu yayınlar öncelikle F. Engels, K. Marks, ve V. İ. Lenin in din, ateizm ve dinle mücadele yolları ile ilgili görüşlerinden alıntılarla başlamakta, din ve ateizm uzmanlarının ve Komünist Parti nin çeşitli düzeylerdeki yöneticilerinin konuyla ilgili görüşleriyle devam etmektedir. Bunlar adeta emir niteliğindedirler ve öncelikle uygulanırlar. Konuyla ilgili yayınların da bu buyruklar doğrultusunda kaleme alındıkları vurgulanmaktadır. Buna örnek olarak Edebiyat ve Din adlı kitabın en sonunda yer alan ifadeler dikkat çekicidir. Buna göre Komünist Parti Merkez Komitesi Siyasi Bürosu Üyesi, Kazakistan Kompartiyası Merkez Komitesi Birinci Sekreteri D. A. Konayev Kazakistan Komünist Partisi nin XII. Toplantısında sunduğu bildiride yeni insanı eğitmek sorununun çözümünün insanların kafasındaki geçmişin kalıntılarına karşı mücadele ile doğrudan bağlantılı olduğunu, bu nedenle ateist propagandanın iyileştirilmesi, dinci ideolojiye, olmayana inanmaya karşı mücadelenin güçlendirilmesi gereğini vurgulanmaktadır. (Ahmetov- Janpeyisova, 1983: 118) Bir diğer nokta ise din karşıtlığı ve bilimsel ateizm propagandasına yönelik bölge tarihindeki gelişmelerden yararlanılarak ve hatta yerel aydınlardan da olumlu örnekler verilerek propagandaya desteğin arttırılmaya çalışılmasıdır. Bu bağlamda İslam dünyasında çok saygı duyulan tanınmış şahsiyetlerin de kullanıldığı görülmektedir. Onların düşüncelerinden örnekler de verilerek ilmi ateizme İslam dünyasından tanınmış müttefiklerin sağlanması ve bu şekilde Müslüman kültürü ile yetişmiş insanların etkilenmesi amaçlanmaktadır. İbni Sina, İbni Tufeyli İbni Rüşd ve Ömer Hayyam gibi şahsiyetler bunlardan bazılarıdır. (Aknazarov, 1961: 22-23) Cumhuriyetlerdeki tanınmış aydınlar da din ve ateizm mücadelesinde yararlanılan figürlerdendir. Örneğin B. Ğabdullin ve A. Iskakov tarafından hazırlanan Kazak Ağartuşı-Demokrattarının Din Turalı Fikirleri adlı kitapta bu konuya geniş yer alınmaktadır. (Ğabdullin-Iskakov, 1961: 3 vd.) Yine Aknazarov, din karşıtlığı ve ateizmi Kazak aydınlarını da örnek göstererek,...rus devrimci demokratik ateizmi XIX. yüzyıldaki Kazak aydınlarına da etkide bulundu. Kazak aydınları Ş.

484 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ Velihanov, I. Altınsarın, A. Kunanbayev ın eserlerinde ateist düşünce geniş yer buldu. Onlar dini inançlara açıkça karşı çıktılar... demektedir. (Aknazarov, 1961: 28) 523 Yine Komünist Parti merkezinden yönlendirilen Ateizm faaliyetleri ve yayınlarının tarihlerine bakıldığında belli dönemlerde eş zamanlı olarak bütün Sovyet cumhuriyetlerinde arttığı veya zayıfladığı görülmektedir. İslam karşıtı ve ateizm propagandasına yönelik kitaplarda dikkati çeken bir diğer önemli özellik ise yayınlayan kurumların, kitap isimlerinin ve içindekileri oluşturan bölüm başlıklarının amaçlananları net bir şekilde ortaya koymasıdır. Bu konuda bazı örnekleri görelim: 1-Özbekistan da yayınlanan D. A. Patruşev in İslam Dini va Unung Reaktsion Mohiyati adlı kitap, 1961 de Taşkent te Kızıl Uzbekistan, Pravda Vostoka va Uzbekistan Surh Birlaşgan Naşriyati yayınlarından çıkmış olup, içindekiler bölümü şu başlıklardan oluşmaktadır: İslam dini nasıl din, İslam dini kime hizmet ediyor, Müslüman kadın-kızların kısmeti, Biz İslam dininin kötülüklerine kalıntılarına karşı niye mücadele ediyoruz, Öğretmenlere birkaç meslihat. 2-Kırgızistan da yayınlanan S. Mambetaliev in İslamdın Janı Şartka Jaraşa Kubuluşu adlı kitap, 1974 te Frunze de 524 Kırgızstan yayınlarından çıkmış olup, içindekiler bölümü şu başlıklardan oluşmaktadır: Dini kalıntıların bazı özellikleri, Mezar ve gerçek, Merhumlar ve diriler, Evliyalar ve kerametler 3-Kazakistan da yayınlanan P. Pavelkin in Rusca dan çevirisi yapılarak Kazakca yayınlanan Dini Sokır Senimder jene Onın Ziyanı adlı kitap, 1953 te Almatı da Kazak Memleket yayınlarından çıkmış olup, içindekiler bölümü şu başlıklardan oluşmaktadır: Din denilen nedir ve onun doğuş sebepleri nasıldır, Dinin gerici toplumsal rolü, Din ve moral, Katoliklerin dini emperyalizmin hizmetinde, Dünyaya dini ve bilimsel bakış açılarının köklü çelişkisi, Dini yüzeyselliğin toplumsal ve gnoseolojik damarları, Dini batıl inançları yenme yolları. 4.Yine Kazakistan da yayınlanan H. Z. Aknazarov un Ateizm jene Din adlı kitap 525, 1961 de Almatı da Kazak SSR Joğarı Jene Orta Arnavlı Bilim Ministirligi yayınlarından çıkmış olup, içindekiler bölümü şu başlıklardan oluşmaktadır: I. Bölüm: Marksist Ateizm-Ateizmin üst biçimi: 1.Ateizm ve dinin Marksist-Leninist açıklaması, 2.Din ile idealizm ve onların özellikleri, 3.Keramete inanış-dinin birinci şartı, şimdiki dinin toplumsal astarı, 4.Marks tan önceki Ateizm, 5.Marksist-Leninist Ateizm. II. Bölüm: Hıristiyan dini: 1.Hıristiyan dininin doğuşu ve onun gerçekliği, 2.Feodalizm ile Kapitalizm devrindeki Hıristiyanlık, 3.Hıristiyan dininin tapınma inançları ile bayramları, 4.Hıristiyan dininin Rusya ya yayılması ve onun şimdiki durumu, 5.Mezhepçilik ve onun ideolojisi, III. Bölüm: 1.İslam dininin doğuşu ve yayılması, 2.Kuran ve onun öğütleri, 3.İslam dininin örf-adetleri ile evliyaya inanış gelenekleri, 4.İslam dinindeki reformcu akımlar. Yine bu kitapların bir bölümünde ateizm derslerinde izlenecek yönteme de değinilmektedir. Sadece ateizm derslerinde öğretmenlerin kullanımı için de izleyecekleri yöntemi ele alan kitapçıklar da yayınlanmıştır. Yaklaşık yetmiş yıllık Sovyet dönemindeki ateizmle ilgili literatür o kadar kapsamlıdır ki biz burada bunun sadece en önemlilerine değinmekle yetineceğiz. 523 Aynı yönde bkz. (Düysenbin, 1968: 154-155). 524 Kırgızistan ın bugünkü başkenti Bişkek, Sovyet döneminde Frunze olarak adlandırılmıştır. 525 Kitabın iç kapağındaki Ateizm jene Din başlığının hemen altında Yüksek öğrenim kurumlarında açık öğretim öğrencileri için bilimsel-ateizm temellerinden dersler alt başlığı yazılmış.

485 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ Kazakistan SSC de Ateizm Literatürü Geniş Kazak topraklarında Ruslar başta olmak üzere Slav nüfusun yoğun oluşu ve gerek Çarlık gerekse Sovyet dönemlerinde bu toplulukların Sovyet rejiminin sadık yurttaşları olarak görülmeleri, Kazakistan daki bilimsel-ateizm faaliyetlerinin ve literatürün çok daha yoğun olmasına neden olmuştur. Din karşıtı ateizm literatürünün doğrudan Komünist Parti nin ideolojisi doğrultusunda hazırlandığı, bu kitaplarda da belirtilmektedir. Örneğin Ş. Ahmetov ve K. Janpeyisova tarafından hazırlanan kitapta bu durumu gösteren şu ifadeler yer almaktadır:...edebiyat ve Din adlı çalışmamız, Partinin bu talepleriyle bağlantılı olarak yazılmıştır. Kazak Sovyet edebiyatındaki dine karşı mücadeleler, Ekim devrimi Zaferinin ilk günlerinden başlayarak, açıktan açığa güçlenmiştir... (Ahmetov-Janpeyisova, 1983: 118) Kazakistan Komünist Partisi Merkez Komitesi nin 1972 yılı kararlarında din karşıtı çalışmaların özellikle gençlere bilimsel-ateist eğitimin geliştirilerek yaygınlaştırılması, yeni Sovyet uygulamalarının geniş bir şekilde propagandasının yapılarak yaşama geçirilmesi istenmektedir. (Ahmetov-Janpeyisova, 1983: 11) Yine Kazakistan Komünist Partisi Merkez Komitesi nin 1979 yılı kararlarında ideolojik siyasi eğitim işinin -ki bilimsel ateizm faaliyetleri burada önemli yer tutmaktadır- bütün parti birimlerinin birinci derecede görevi olduğuna dikkat çekilmektedir. (Surapbergenov, 1979: 77) Kazakistan da yayınlanan kitaplarda da İslam dininin doğuşunun yanısıra, onun inanç kurum ve kuralları Marksist-Leninist sınıf kuramı ve bilimsel ateizm doğrultusunda açıklanarak, eleştiriye tabi tutulmaktadır. Bu bağlamda örneğin İslam ın şartlarından Hacca gitmek açıklandıktan sonra hemen Hacca gidenlerin yaralanan ve ölenlerine ilişkin sayısal veriler sunularak,...1960 yılında Mekke de hacılardan 377 kişi, 1969 yılında ise 194 kişi ölmüştür... denilmektedir. Sünnet geleneği açıklandıktan sonra da bunun, hastalık ve ölümlere de yol açabildiği ayrıca vurgulanmaktadır. (Nurmağambetov-Şülembaev, 1972: 136-137) Dini bayramlara değinildikten sonra da zararlı oluşları açıklanarak, bilimsel-ateizm çalışmalarıyla onlarla mücadelenin önemine dikkat çekilmektedir:...kurban bayramı sırasında kurban kesmeye ve bayramlara bugün de rastlanmaktadır... Örneğin cumhuriyetimizin Kızılorda oblastının bazı kolhozlarında ve cumhuriyetimizin beş oblastı ile Almatı şehrinde, kurban bayramında 1954 te 2000 ve 1956 da dört oblast boyunca 700 kadar kurban kesilmiştir. Böyle verilerin son yıllarda da olduğunu basında görmekteyiz... Ramazan bayramı da, kurban bayramı gibi zararlıdır. Bunlar insanların aklına dini düşünceyi yaymasının yanısıra, çalışma hayatına da büyük zarar vermektedir... (Nurmağambetov-Şülembaev, 1972: 136-137) Ateizmin halka arasında daha kolay benimsetilebilmesi için, dini kurumlar, inançlar ve ritüellerin kötü yönlerini ön plana çıkaran ve bunları içeren sözlü gelenek ve yazılı edebiyat ürünlerine başvurulduğu görülmektedir. Bu bağlamda K. Janpeyisova tarafından yazılan Kazak Sözlü Edebiyatındaki Dine Karşı Fikirler (Janpeyisova, 1966) ve Ş. Ahmetov ve K. Janpeyisova tarafından yazılan Edebiyat ve Din (Ahmetov-Janpeyisova, 1983) adlı çalışmalar buna örnek olarak verilebilir. Janpeyisova...Bu mücadelede gözde edebiyat ürünlerinin/eserlerinin ve eskiden kalan halk sözlü edebiyatının önemi büyüktür... demek suretiyle sözlü geleneğin ve edebiyat ürünlerinin dinle mücadeledeki önemine dikkat çekmektedir. (Jaypenisova, 1966: 3) Bu kitapların izledikleri yöntem aynı olduğundan daha kapsamlı olan ikincisini incelemek istiyoruz. Kitapta öncelikle, Kazak Halkının hikaye, destan, şiir, atasözü ve deyimlerinden bu yönde alıntılar yapılarak eski Türk Dini ve özellikle de İslam Dini nin Kazaklar üzerindeki zararlı etkileri ve halkın edebi ürünleri ile kanıtlanmaya çalışılmaktadır. Genelde dinin özelde de İslam dininin kötülenmesi amacıyla başvurulan ikinci bir yol ise, gerek SSCB öncesi gerek sonrası dönemde yaşamış tanınmış Kazak aydınlarının yapıtlarına ve görüşlerine başvurulmasıdır. Örneğin, Ertöstik, Altın Saka, Şarva men Molda, Atımtay Comart, Ötirikşi Derviş, Savda İşan gibi hikaye ve destanları (Ahmetov-Janpeyisova, 1983: 17-34); Kız Balık ile Elentaydın, Akbala

486 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ ile Bozdaktın, Şöjenin, Süyinbaydın, Dosmağambet Molda ile Cambıldın, jeken Molda nın şiir ve aytıs-ölenleri (Ahmetov-Janpeyisova, 1983: 50-52, 78) dine karşı fikirler içeren edebiyat ürünleri olarak sunulmaktadır. Halk arasında söylenen din ve din adamları ile ilgili sözlerin de olumsuz olanları seçilerek ateizmin yerleştirilmesi hizmetinde kullanılmaya çalışılmıştır: Bunlardan bazıları şu şekildedir: Çarpık araba yol bozar, cahil imam halkı bozar; Hoca, imam halkı aldatır; Din, karanlık mağara. (Ahmetov-Janpeyisova, 1983: 30) Kazakların tanınmış aydınlarının fikirleri de dine karşı ateizm propagandası amaçlı kullanılan önemli araçlardandır. Edebiyat ve Din adlı kitapta bu amaçla görüşleri sunulan tanınmış şahsiyetler şunlardır: Şokan Velihanov, Abay Kunanbayev, Ibıray Altınsarın, Sultanmahmut Toraygırov, Siyandiyar Köbeyev, Sabit Dönentayev, S. Seyfulin, Ş. İmanbayeva, B. Maylin, İ. Cansugirov, Muhtar Avezov, C. Mukanov, Ğ. Musirepov, Ğ. Mustafin, İ. Bayzakov, A. Tokmağambetov, Y. Tecibayev, K. Bekhojin, C. Ömerov, Ğ. Kayırbekpov. Bu kişilerin çalışmalarından alıntılar yapılarak onların Marksist-Leninist materyalist, ateist düşünceyi benimsedikleri ve dine karşı mücadele ettikleri ifade edilmektedir. (Ahmetov-Janpeyisova, 1983: 55, 81) Bu amaçla yapılan yorumlardan da bazı örnekler vermek yerinde olacaktır. Ş. Velihanov un İslam Dini nin Orta Asya halklarının gelişmesine, ilerlemesine engel olduğunu (Ahmetov-Janpeyisova, 1983: 53) söylediği vurgulanarak, ömrünün sonuna kadar İslam ın Kazaklar arasında yayılmasına engel olmak için mücadele ettiği, Ibıray Altınsarın ın baksıları, din adamlarını eleştiren bir şiiri (Ahmetov-Janpeyisova, 1983: 55) ve Abay dan din adamlarını eleştiren bir şiir bazıları pire el verir, içi zalim sırtı hafız (Ahmetov-Janpeyisova, 1983: 62) verilerek tanınmış Kazak aydınlarının dine eleştirel yaklaştıkları vurgulanmaktadır. Ayrıca din adamlarının kadının saçı uzun, aklı kısa dedikleri (Ahmetov-Janpeyisova, 1983: 80) ve dolayısıyla İslam ın kadını aşağı gördüğü de özellikle vurgulanmaktadır. Bir başka kitapta ise Ahmet Yesevi, Arslan Baba, Ukkaşa Ata, Jılağan Ata gibi Kazakistan daki önemli ziyaretgahlar hedef alınmaktadır. Örneğin Arslan Baba türbesinin içinde bir bölümün öğretmenlerin öncülüğünde Ateizm Evi ne dönüştürüldüğü, burada günlük gazetelerin okunduğundan övgüyle söz edilmektedir. (Dastanov, 1967: 76) Özbekistan SSC de Ateizm Literatürü Tarih içerisinde İslam ın en güçlü olduğu Sovyet cumhuriyetine Sovyet yönetiminin özel bir önem verdiği bilinmektedir. Şöyle ki Özbekistan yönetimden özel ilgi görmüş, 1943 te kurulan Orta Asya ve Kazakistan Müslümanları Dini Yönetimi nin merkezinin ülkenin başkenti Taşkent te olmasının yanısıra, Sovyetlerin Orta Asya da faaliyetine izin verdiği din adamı yetiştiren resmi iki kurum olan Buhara daki Mir-Arab Medresesi ve Taşkent teki İmam Buhari Enstitüsü de yine Özbekistan topraklarında varolmuştur. Buhara, Semerkand, Fergana, Andican ve Namangan gibi dinin çok güçlü olduğu bölgelere sahip olan ülkede dinle mücadelede, dinin gücüyle orantılı olarak aynı derecede şiddetli olmuştur. 526 Burada Özbekistan dan ateizm literatürü örnekleri M. Aliev, Ğ. Pulatov D. A. Patruşev ve Y. Juraev in kitaplarından bazı alıntılarla kısa analizleri yapılacaktır. Temel özellikleri olarak genelde dinleri, özelde ise İslam ı eleştiren ve bilimsel ateizm propagandası amacını taşıdıkları söylenebilecek bu kitaplar, zamanın Sovyet liderlerinin açıklamaları ile başlamaktadırlar. İslam dini ve onun merasimlerini ele alan çalışmasında Aliev, Kruşçev in Komünist Parti teşkilatlarına yaptığı açıklamaya dayanarak dinle mücadelede bilimsel ateizmi anlatmaya girişmektedir. 526 Ancak özellikle Sufi tarikatlarının Fergana Vadisi ağırlıklı faaliyetleriyle dini eğitim ve faaliyet gizli şekillerde de olsa sürmüştür. (Olcott, 2007: 8)

487 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ (Aliev, 1958: 3) Uzbek Tili ve Adabiyatı dergisi nde yer alan bir makalede Sovyet halkının, alimlerden komünist sistemin güçlenmesi için çalışmalarını beklediği ve yine onların sosyal ve tarihi olaylara Komünist Partisi nin siyasi duruşundan bakmaları gerektiği ifade edilmektedir. 527 Aliev, Özbekistan ın Semerkand şehrinde zamanının ünlü astronomi bilgini Uluğbek in, tanınmış sufi şeyhlerinden Hoca Ahrar ın dinsizlik suçlamasıyla verdiği fetva sonrasında öldürülmesi (1449); Sovyet dönemi Özbek şairlerinden Hamza Hakimzade nin Şahmerdan kasabasında şeyh ve işanlarca öldürülmesi İslam dininin gerici karakterini ve bilimsel ateizmin dinle mücadelesindeki haklılığını kanıtlamak üzere kullanılmaktadır. (Aliev, 1958: 23) Ayrıca sömürgeci sınıfların çıkarlarına hizmet eden dini merasim ve bayramların Ekim devrimiyle birlikte, feodal ve kapitalist dönemden kalma eskinin kötü kalıntıları olarak değerlendirildiği, dini ibadet ve merasimlerin eskiden müslüman olarak bilinen halk arasında artık rağbet edilmediği de ifade edilmektedir. (Aliev, 1958: 24-25) Her ne kadar din ve ateizm konusu ele alınsa da, siyasi ve ekonomik konular da, dinin aleyhine, bilimsel ateizmin lehine olmak üzere, yer verilmektedir. Buna örnek olarak, 1956 da Özbekistan da kolhozlarda 2 milyon 860 bin ton pamuk üretilmesi üzerine SSCB Yüksek Sovyet Prezidyumu tarafından Özbekistan SSC nin ikinci kez Lenin madalyasına layık görülmesi verilebilir. (Aliev, 1958: 82) Pulatov un Uzbekistan da Ateistik Harakat Tarihidan adlı kitabında ise Sovyet yönetiminin Özbekistan da eğitime verdiği önem yaptırılan okul sayıları, kütüphaneler, kulüpler, sinema salonları, ve çıkan gazeteler ile verilmektedir: 1914 yılında Özbekistan da 160 mektep ve 17299 öğrencinin varlığına karşın, 1928-29 eğitim döneminde 2320 mektep ve 1666637 öğrenci bulunmaktaydı. 1914 teki 704 öğretmene karşı 1928-29 da 6308 öğretmen bulunmaktaydı... (Pulatov, 1960: 6) Özbekistan da din adamlarının toplumda oldukça güçlü olan konumlarının, Sovyet yönetimince ciddi bir tehdit olarak görüldüğü, din adamları ile kulakların ve zenginlerin çıkarlarının bir olduğu, ayrıca Sovyet kurumlarına fazla en fazla direnme ve karşı çıkmanın, halka yönelik propagandanın, din adamlarından ve dini kurumlarından geldiği vurgulanmaktadır. Konuyla ilgili örnekler de verilerek, din adamlarınca pamuk ekiminin engellenmeye çalışıldığı, özellikle daha fazla insanın toplandığı Cuma namazlarından sonra büyük camilerde günlük meseleler hakkında açıkça Sovyet uygulamalarının eleştirildiği Sovyet karşıtı hutbeler verildiği, Şahı Merdan ve İdris Ziyareti gibi tanınmış ziyaretgahların Sovyet karşıtı merkezler olduğu vurgulanıyor. (Pulatov, 1960: 10-13) Yine Andican da 1927 Ağustos ayında gerçekleşen büyük deprem sonrasında din adamlarının, bunu Allah ın kullarını cezalandırması şeklinde propagandalarda bulundukları, bunun üzerine Andican da 2000 kadar kurban kesilmesi, Namangan da mescidde 3000 kişinin önünde Muhiddin Kari adlı din adamının Siz Kur an dan yüz çevirdiniz, eski okulların kapanmasına, kızların başlarını açmasına, mescidlerin kapanmasına izin verdiniz. Bu yüzden Allah ın cezasına muhatap oluyorsunuz. şeklinde hutbe verdiği, Muhiddin Kari, Karahan Töre, Alimhan Töre ve Osman Töre nin başında olduğu din adamlarının kendilerini kaybedecek derecede zikir yaptıkları ifade edilmektedir. (Pulatov, 1960: 10-16) Patruşev ise Türk-İslam dünyasının tanınmış şahsiyetlerinin düşünceleri ile İslam dininin uyuşmazlığını kanıtlamak üzere Şark dünyasının ünlü alim ve yazarları El-Kindi, İbn Ravendi, Farabi, Biruni, İbn Sina, Nevai, Ulugbek, Nizami, Ömer Hayyam ın, İslam dininin fenne karşı düşüncelerine karşı çıktıklarına değinmektedir. (Patruşev, 1961: 8-9) Ayrıca Ulugbek in rasathanesinin ortadan kaldırılmasına neden olan Hoca Ahrar vb. başka kişilerin mezarlarının zamanla kutsal yerlere dönüştükleri ifade edilmektedir. (Patruşev, 1961: 32) Bu kitabın sonunda yer alan öğretmenlere yönelik bir sayfalık yazıda ise özetle, derslerde dinin tarihine fazla önem verilmemesi, İslam dininin günümüz İslam devletlerinin ulusal bağımsızlık hareketlerine nasıl 527 (Uzbek Tili ve Adabiyatı, 1973: 3-7).

488 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ zarar verdiği vurgulanırken, derste esas dikkatin SSCB de İslam dininin zararlı yönlerinden cumhuriyetlerden başlamak üzere daha küçük idari birimlerden sağlanan materyallerden örnekler verilmesi gereği yazılmaktadır. (Patruşev, 1961: 38) Diğer cumhuriyetlerde olduğu gibi Özbekistan da da dine karşı halk kültüründen örneklerin verildiği yayınların yapıldığı görülmektedir. Y. Juraev in bu tarzdaki eserinde halk kültüründen destanlar, hikayeler, fıkralar, şiirler, deyimler ve atasözlerinin, İslam ideolojisi ile çeliştiği kanıtlanmaya çalışılmaktadır. Bu örnekler, kadın-kızlar meselesi, müslüman olmayan halklarla ilişkiler, şeyh, pir ve işanlar, gerici müderris, damılla-imam ve sufiler, kadı ve mollalar gibi başlıklar altında örneklerle sunulmaktadır. Örneğin mollalar aleyhine verilen bir halk deyişi şu şekildedir: Adamın kötüsü molla, mollanın işi hile (Juraev, 1965: 117) Kitapta dine eleştirel yaklaşan 48 tane de fıkraya yer verilmektedir. (Juraev, 1965: 144-158) Kırgızistan SSC de Ateizm Literatürü Benzeri şekilde Kırgızistan da da ateist literatür, dini kurum ve kurallar ile bilimin uyuşmazlığı temasını işlemektedir. Göçebe karakteri fazla olan Kırgız toplumunda İslam ın ortodoks bir nitelik arz etmekten uzak, yüzeysel olarak benimsendiği bilinmektedir. Kırgızistan ın özellikle güneyinde yani Fergana Vadisi nde bulunan bölgelerinde din daha güçlü olup, bu bölgelerde önemli sayıda Özbek nüfus bulunmaktadır. Kırgızistan da Ateizm Tarihi adlı eserinde A. Çukubaev, molla ve işanların yönetimindeki mektep/medreselerin ilerlemeye ve bilime karşı çıktıklarını, Kur an dan alınmayan her türlü bilginin zararlı görüldüğünü ifade etmektedir. (Çukubaev, 1962: 11) Kırgız halk kültüründen dine karşı pek çok örnek de verilmektedir. Bazı örnekler şu şekildedir: 1.Allah ın buyruğu saçtan çok, onu yapan kişi yok. 2.Molla nın söylediğini yap, yaptığını yapma. (Çukubaev, 1962: 12) Ayrıca yaşamları gerek Çarlık gerekse Sovyet dönemlerine rastlayan Toktogul Satılganov (1864-1933) ve Togolok Moldo (Bağımbet) Abdrahmanov un (1860-1942) din adamlarını eleştiren şiirlerinden örnekler verilerek bilimsel-ateizm propagandası için yararlanıldığı görülmektedir. (Çukubaev, 1962: 13 vd.) Ayrıca Kırgızistan da bulunan Süleyman Dağı, İdris Peygamber, Arslan Baba gibi kutsal mekanlara halkın ilgisinin, din adamlarının çıkarlarına hizmet ettiği, ayrıca evliyalara yönelik bu inanışların özellikle gençlerin komünist düşüncelerle eğitilmelerini zorlaştırdığı ifade edilmektedir. (Çukubaev, 1962: 24) Ramazan ve kurban bayramlarının da eleştirildiği kitapta, ramazan orucunun sosyal bakımdan zararlı olduğu, işçilerin iş kaybı ile açıklanmakta, bu tür oruç ve bayram günlerinde din adamlarının kendilerine çıkar sağlamanın yanısıra, insanlardaki din duygularını güçlendirdiklerine değinilmektedir. (Çukubaev, 1962: 25) Bir başka kitapta da Toktogul Satılganov, Togolok Moldo nun yanısıra Barpı Alıkulov un da dine karşı görüşleri ayrıntılı olarak incelenmektedir. (Amanaliev, 1967) Örneğin hacca gidilmesini eleştiren bir şiire yer verilmektedir. (Amanaliev, 1967: 104-105) Konuyla ilgili söz edilmesi gereken bir diğer Sovyet dönemi tarihçisi ise Kırgız tarihçi Satıbaldı Mambetaliev dir. Onun Kırgızistan da İslam ı ateist bakış açısıyla ele aldığı çalışmalarının en önemlileri 1966 tarihli Kırgızstandagı Musulman Sektaları, 1969 tarihli Perejitki Nekotorıh Musulmanskih Teçeniy V Kirgizii İ İh İstoriya 528, 1972 yılında Sufizm Jana Anıng Kırgızstandagı Agımdarı, 1974 yılında yayınlanan İslamdın Janı Şartka Jaraşa Kubuluşu adlı kitaplarıdır. Bu kitaplarında Kırgızistan daki dini akımları komünist ideoloji ve bilimsel ateizm doğrultusunda değerlendirmeye çalışmaktadır. Leninden alıntılarla başlayan Mambetaliev, dine bağlı kişileri, dini uykutan uyandırmak, gözünü açmak, onları ateist komünist anlayışla eğitmenin, bilimsel ateizmin önemli görevlerinden biri olduğu belirtilmekte, kitabını da bu amaca hizmet amacıyla 528 Mambetaliev in bu Rusça kitabının adının Türkçesi Kırgızistan daki Bazı Müslüman Akımlarının Kalıntıları dır.

489 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ yazdığını belirtmektedir. (Mambetaliev, 1966: 6) Diğer bir kitabında Mambetaliev, Kırgızistan da sufi tarikatlarının yeterli derecede incelenmediğini, bu konuda herkesin anlayabileceği yayınlar ve konferansların yok denecek düzeyde olduğunu belirterek, bilimselateizm propogandası ve yerleştirilmesinde günümüzdeki dini kalıntıların önemli bir parçası olan sufiliğin kalıntılarına karşı mücadele olmaksızın başarılı olmasının zor olacağı vurgulanmaktadır. Ayrıca Sufiliğin izleriyle bilimsel-ateist mücadele yürütülmesinde Kırgızistan da onun doğuşu, gelişimi, dogmatik esasları, Sovyet döneminden önceki ve sonraki durumunun araştırılması gereğine dikkat çekilmektedir. Mambetaliev, Kırgızistan da Sufilik tarihi incelenmeden onun günümüzdeki izlerini anlamanın olanaksız olduğunu ifade etmektedir. (Mambetaliev, 1972: 4) Ayrıca Kırgız SSC Bilimler Akademisi Felsefe ve Hukuk Enstitüsü nün Oş Oblastı nda yaptığı araştırmalardan örneklerle namaz kılanların nasıl oransal olarak az olduğuna ilişkin bir de istatistik verilmektedir. (Mambetaliev, 1972: 80) Bir diğer çalışmasında ise ateizm propagandasında Orta Asya ve Kazakistan Müslümanları Dini Yönetimi nin aldığı kararların da yardımcı olduğuna dikkat çekilmektedir. (Mambetaliev, 1974: 14-15) Mezar ziyaretlerinin, evliyalar, din adamları ve geçmiş din büyüklerinin keramet ve efsanelerinin dinin zararlı kalıntılarından olduğu, İslam inanç ve geleneklerinin nasıl kadına zararlı olduğu, Sovyet dönemiyle birlikte kadının erkekle birlikte nasıl çalışma hayatında başarıyla yer aldığı uzun uzadıya örneklerle açıklanmaktadır. (Mambetaliev, 1974: 15 vd.) Bir diğer Kırgız yazar ise Kırgız halkına yönelik kültür devrimi ile köy işlerinin kollektifleştirilmesinin, endüstrileşmenin, Komunist partinin yaptığı büyük ideojik faaliyet neticesinde mümkün olduğunu, 1939 yılı Kırgız halkının okuma yazma oranının %70 e çıktığını, 1941 yılı gelindiğinde okuma yazma bilmeyen kalmadığını ve dinden uzaklaşma pek çok şekilde olduğunu ifade etmektedir. Ayrıca Müslüman din adamlarının Sovyet rejimine sadık olmak zorunda kaldıklarını vurgulamaktadır. Ancak II. Dünya Savaşı nın halkın dine yönelmesine neden olduğunu da eklemektedir. (Bayalieva, 1981: 56) Sonuç Değişik halkların yaşadığı geniş Sovyet coğrafyasında din ve milliyet konuları, adeta bir rejim sorunu olarak sürekli komünist idarecilerin karşısında durmuştur. Bu bağlamda dinin toplum üzerindeki etkisini iyi bilen Lenin ve Stalin gibi Sovyet liderlerin, din duygusunu ortadan kaldırmanın zorluğundan hareketle, ona alternatif olacak bir bilimsel ateizm programını oluşturmaya çalıştıkları görülmektedir. Daha sonra Kruşçev ve Brejnev gibi Sovyet liderleri de bu program çerçevesinde dinle mücadeleyi sürdürmüşlerdir. Genel olarak ifade etmek gerekirse yaklaşık yetmiş yıllık Sovyet tarihi boyunca din ve ateizm sürekli mücadele içerisinde olmuştur. Sovyet idarecileri bilimsel ateizme, Sovyet rejiminin ön gördüğü Sovyet insanının oluşumunda önemli bir rol vermişlerdir. Bilimsel ateizm adeta Sovyet rejiminin yeni dini şeklini almış olup, devletin bütün olanakları onu desteklemeye seferber edilmiştir. Sovyet Orta Asyası düşünüldüğünde ise mücadele bölgede hakim din olan İslam a karşı yürütülmüştür. Bu mücadele Sovyet rejiminin merkezi Moskova dan başlamak üzere Orta Asya cumhuriyetlerine ve en küçük yönetsel birimlere ulaşan bir geniş bir ağ şeklinde sürdürülmüştür. Özellikle eğitim kurumları ve basın-yayın araçları dinle mücadelede ve bilimsel ateizmin halka benimsetilmesinde en önemli araçlar olarak hizmet etmişlerdir. Bu bağlamda gerek Moskova merkezli gerekse cumhuriyetlerde pek çok yayın ve faaliyet gerçekleştirilmiştir. Burada bu faaliyetlerden olmak üzere Kazakistan, Özbekistan ve Kırgızistan da din karşıtı ve bilimsel ateizmi yaymaya yönelik literatür esas alınarak, konu analiz edilmeye çalışılmıştır. Propaganda çalışmalarına büyük önem veren Sovyet döneminde bilimsel ateizmle ilgili çok kapsamlı

490 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ çalışmaların yapıldığı görülmektedir. Konuyla ilgili literatür incelendiğinde de bu çalışmaların ne kadar ayrıntılı olduğu açıkça görülmektedir. BİBLİYOGRAFYA 529 Ahanov, Bekejan (1993): Din Jene Erkin Oyşıldık, Almatı: Kazak Universiteti. Ahmetov, Ş., K. Janpeyisova (1983): Edebiyat Jene Din, Almatı: Kazakstan Baspası. Akiner, Shirin (2003): The Politicisation of Islam in Postsoviet Central Asia, Religion, State & Society, vol: 31, no.2, p. 97-122. Aknazarov, H. Z. (1961): Ateizm Jene Din, Almatı, Almatı: Kazak SSR Joğarı Jene Orta Arnavlı Bilim Ministirligi. Aknazarov, H. Z. (1987): İslamnın Kazakstanğa Enüi, Sovettik Şığıs Respublikalarındağı İslam, Haz. K. Şülembayev, Almatı: Kazakstan Baspası, s. 37-51. Aliev, M. (1958): İslam Dini ve Onung Merasimleri, Taşkent: Kızıl Uzbekistan, Pravda Vostoka ve Özbekistan Surh ve Birlaşgan Naşriyati. Amanaliev, B. (1967): Kırgızstandagı Diniy Jana Erkin Oyloonun Tarıhınan, Frunze: Kırgızstan Basması. Bacon, Elizabeth E. (1990): Central Asia under Russian Rule, A Study in Culture Change, 3rd Edition, Ithaca and London: Cornell University Pres. Bayalieva, T. J. (1981): Religioznıye Perejitki u Kirgizov i ih Preodolenie, Frunze: İzdatelstvo İlim. Bennigsen, Alexandre, Chantal Quelquejay (1981): Sultan Galiyev ve Sovyet Müslümanları, Çev. N. Uzel, İstanbul: Hürriyet Yayınları. Bennigsen, Alexandre, Chantal Lemercier-Quelquejay (1988): Sufi ve Komiser, Rusya da İslam Tarikatları, Çev. O. Türer, Ankara: Akçağ Yayınevi. Broxup, Marie (1987): Islam In Central Asia Since Gorbachev, Asian Affairs, (Oct. 87), Vol. 18, Issue 3, p. 283-293. Çukubaev, A. (1962): Kırgızstandagı Ateizmdin Tarıhınan, Frunze: Kırgızstan Memlekettik Basması. Dastanov, O. (1967): Evliyeli Jerler Turalı Şındık, Almatı: Kazakstan Baspası. Dorjenov, S. B. (1987): İslamnın Kırgzstanğa Taralıu Erekşelikteri, Sovettik Şığıs Respublikalarındağı İslam, Haz. K. Şülembayev, Almatı: Kazakstan Baspası, s. 52-65. Düysenbin, Jorabek (1968): İslam Dini Jene Onın Sarkınşaktarı, Almatı: Kazakstan Baspası. Froese, Paul (2004a): After Atheism: An Analysis of Religious Monopolies in the Post- Communist World, Sociology of Religion, 65:1, p. 57-75. Froese, Paul (2004b): Forced Secularization in Soviet Russia: Why an Atheistic Monopoly Failed, Journal for the Scientific Study of Religion, 43:1, p. 35 50. 529 Rusça kaynakların çevirisi 2003-2005 yıllarında Ahmet Yesevi Üniversitesi nde görev yaptığım sırada yardımcılarım Alişir Azim, Hasan Bektaş, Gülnaz Begimov ve Engin Akgün tarafından yapılmıştır.

491 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ Gardaz, Michel (1999): Field Report: In Search of Islam in Kyrgyzstan, Religion, 29, p. 275 286. Ğabdullin, B., A. İskakov (1961): Kazak Apartuşı-Demokrattarının Din Turalı Pikirleri, Almatı: Kazak Memleket Basması. Hayit, Baymirza (2006): Ruslara Karşı Basmacılar Hareketi Türkistan Türklüğü nün Milli Mücadelesi, İstanbul: Babıali Kültür Yayıncılığı. Iskakov, A. İ. (1976): İslam Dininin Jaksılık, Jamandık Jene Ömirlik Maksat Turalı Uğımdarına Sın, Almatı: Kazak SSR Bilim Koğamı. İslam Slovari Ateista (1988), Moskva: İzdatelstva Politiçeskoi Literatura. Janpeyisova, Kaynıl (1966): Kazak Avız Edebiyetindegi Dinge Karsı Pikirler, Almatı: Kazakstan Baspası. Juraev, Yakubcan (1965): Uzbek Halk İcadida Dinga Karşi Motivlar, Taşkent: Uzbekistan SSR Fan Naşriyati. Kantemir, Ali (1960): The Moslems, in Religion in the USSR, Ed. by Boris Iwanow, Munich: Istitute For the Study of the USSR, s. 143-149. Kurbanov, V. A., S. Karimova (1981): Azerbaycan Kendinde İslam Dini Galıklarının Hususiyyetleri ve Ateizm Terbiyesi, İslam Tarihde ve Muasır Dövrde (Elmi Eserlerin Tematik Mecmuası), Bakı: Kirov Adına Azerbaycan Dövlet Universitetinin neşri, s. 83-91. Lemercier-Quelquejay, Chantal (1988): İhtilal ve İç Savaş Sırasında Azınlıkta Müslümanlar, Stratejik Açıdan Sovyet Müslümanları ve Diğer Azınlıklar, (Ed.) S. Enders Wimbush, Çev. Y.T. Kurat, Ankara: Yeni Forum Yayınları, s. 79-111. MacKenzie, David (1974): Turkestan's Significance to Russia (1850-1917), Russian Review, Vol. 33, No. 2. (Apr., 1974), p. 167-188. Mambetaliyev, S. (1966): Kırgızstandagı Musulman Sektaları, Frunze: Kırgızstan Basması. Mambetaliyev, S. (1969): Perejitki Nekotorıh Musulmanskih Teçeniy V Kirgizii İ İh İstoriya, Frunze: Izdatelstvo Mektep. Mambetaliyev, S. (1972): Sufizm Jana Anıng Kırgızistandagı Agımdarı, Frunze: Kırgızstan Basması. Mambetaliyev, S. (1974): İslamnın Janı Şartka Jaraşa Kubuluşu, Frunze: Kırgızstan Basması. Nurmağambetov, K. K. Şülembaev (1972): Ğılmi Ateizm Negizderi, Almatı: Kazakstan Baspası. Olcott, Martha Brill (2007): Roots of radical Islam in Central Asia, Carnegie Papers, No: 77, (January 2007), Washington: Carnegie Endowment for International Peace. Patruşev, D. A. (1961): İslam Dini ve Onun Reaksiyon Mahiyeti, Taşkent, Kızıl Özbekistan, Pravda Vostoka ve Özbekistan Surh ve Birleşken Neşriyatı. Pavelkin, P. (1953): Dini Sokır Senimder Jene Onın Ziyanı, Almatı: Kazak Memleket Baspası. Pulatov, Ğ. (1960): Özbekistan da Ateistik Hareket Tarihidan, Taşkent: Kızıl Özbekistan, Pravda Vostoka ve Özbekistan Surh ve Birleşken Neşriyatı.

492 II. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMCİLER KONGRESİ Ro i, Yaacov (1984): The Task of Creating the New Soviet Man: Atheistic Propaganda in the Soviet Muslim Areas, Soviet Studies, Vol. 36, No. 1, (Jan., 1984), p. 26-44. Ro i, Yaacov (2000): Islam in the Soviet Union, London: Hurst&Company. Schoeberlein-Engel, John S. (1995): Basmachis, The Oxford Encyclopedia of The Modern Islamic World, Ed. J. L. Esposito, vol: 1, New York - Oxford, Oxford University Press, p. 202-203. Smirnov, N. A. (2005): Sovyet Rusya da İslam Tarihi İncelemeleri, Çev. A. Berberoğlu, İstanbul: Evrensel Basım Yayın. Surapbergenov, A. (1979): İslam Dininin Reaktsiyalık Meni, Almatı: Kazakstan Baspası. Şülembayev, K. (1978): Ğılımi Ateizm (Leksiyalar Kursı), (Yayın yeri belirtilmemiş): Mektep Baspası. Uzbek Tili ve Adabiyatı (1973): Adabiyatşinoslik Fanning Partiyaviligi va Ğoyabiligi uçun, 1973, No: 3, s. 3-7. Wimbush, S. Enders (1995): Islam in Central Asia and Caucasus, The Oxford Encyclopedia of The Modern Islamic World, Ed. J. L. Esposito, vol: 2, New York Oxford: Oxford University Press, p. 271-275.