UHÝM ULUSLARARASI BU DEVLETLERÝN YARGILANMASINI ÝSTÝYORUM! ABD FRANSA ÝNGÝLTERE RUSYA ÇÝN HAK ÝHLALLERÝ ÝZLEME MERKEZÝ. w w w. u h i m.

Benzer belgeler
UHÝM ULUSLARARASI BU DEVLETLERÝN YARGILANMASINI ÝSTÝYORUM! ABD FRANSA ÝNGÝLTERE RUSYA ÇÝN HAK ÝHLALLERÝ ÝZLEME MERKEZÝ. w w w. u h i m.

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Ermeni soykýrýmý nýn avukatlarý

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

ünite1 Sosyal Bilgiler

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Kanguru Matematik Türkiye 2015

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

KOBÝ'lere AB kapýsý. Export2Europe KOBÝ'lere yönelik eðitim, danýþmanlýk ve uluslararasý iþ geliþtirme projesi

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr.

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý


ݺletmelerin Rekabet Gücünün Artýrýlmasý. Dýºa Açýlmalarýna Mali Destek Programý

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.


Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Kanguru Matematik Türkiye 2017



KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

Gelir Vergisi Kesintisi

7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

O baþý baðlý milletvekili Merve Kavakçý veo refahlý iki meczup milletvekili þimdi nerededirler?

Örgütsel Davranýþýn Tanýmý, Tarihsel Geliþimi ve Kapsamý

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

UHÝM ULUSLARARASI KADER MÝ? SÖMÜRGE MÝ? HAK ÝHLALLERÝ ÝZLEME MERKEZÝ. w w w. u h i m. o r g INTERNATIONAL CENTER FOR WATCHING VIOLATION OF RIGHTS

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

YASALARIN ANAYASAYA UYGUNLUĞUNUN DENETİMİ ve ANAYASA YARGISI

17 ÞUBAT kontrol

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

m3/saat AISI

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

ÇALIùMA HAYATINA øløùkøn ANAYASA DEöøùøKLøKLERø "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasýnýn Bazý Maddelerinin Deðiþtirilmesi Hakkýnda Kanun" Av.


07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?


1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

Saman-i Viran-i Evvel Camii (Çukur Çeþme Camii)


Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

01 Kasým 2018

Kanguru Matematik Türkiye 2017

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝNÝN DIÞ ÝLÝÞKÝLERÝNÝN DÜZENLENMESÝ HAKKINDA KANUN

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

7 Mart Çýkmýþ 62 Soru ve Cevabý Gönderen : total - 08/03/ :00

DEMOKRASİ VE SAYDAMLIK ENSTİTÜSÜ

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

Kafkasya Ýncelemeleri

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

DOÐRUNUN ANALÝTÝÐÝ - I

TÜRKÝYE BÜYÜK MÝLLET MECLÝSÝ ÜYELERÝNÝN ÖDENEK, YOLLUK VE EMEKLÝLÝKLERÝNE DAÝR KANUN

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

3. FASÝKÜL 1. FASÝKÜL 4. FASÝKÜL 2. FASÝKÜL 5. FASÝKÜL. 3. ÜNÝTE: ÇIKARMA ÝÞLEMÝ, AÇILAR VE ÞEKÝLLER Çýkarma Ýþlemi Zihinden Çýkarma

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn



MEDENÝYETLER ÝTTÝFAKI

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek



Yasama, Yürütme, Yargý, Hükümet Sistemi, Hukuk Devleti, Kuvvetler Ayrýlýðý

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BÜTÇE TEKLİFLERİ

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

Transkript:

ÝSTANBUL/2012 RAPOR NO: 7 ISTANBUL/2012 REPORT NO:7 BU DEVLETLERÝN YARGILANMASINI ÝSTÝYORUM! ABD FRANSA ÝNGÝLTERE RUSYA ÇÝN UHÝM ULUSLARARASI HAK ÝHLALLERÝ ÝZLEME MERKEZÝ INTERNATIONAL CENTER FOR WATCHING VIOLATION OF RIGHTS w w w. u h i m. o r g

ÝÇÝNDEKÝLER Neden Hesap Sorma Hareketi... 3 Bu Devletlerin Yargýlanmasýný Ýstiyorum!... 4 SOYKIRIM ve KATLÝAMLAR ABD nin Vietnam Ýþgali ABD nin Guantanamo Toplama Kampý ABD ve Ýngiltere nin Afganistan Ýþgali ABD ve Ýngiltere nin Irak Ýþgali Fransa nýn Cezayir Ýþgali ve Soykýrýmý Fransa nýn Tunus ve Çad daki Sömürgeciliði Fransa nýn Zemin Hazýrladýðý Ruanda Soykýrýmý Fransa ve ABD nin Libya Ýþgali Rusya nýn Kýrým Sürgünü Rusya nýn Afganistan Ýþgali Rusya nýn Çeçenistan Ýþgali ve Soykýrýmý Çin in Tibet Ýþgali Çin in Doðu Türkistan da Sürdürdüðü Asimilasyon ve Soykýrým BM ve NATO nun Göz Yumduðu Bosna-Hersek Ýþgali ve Srebrenýca Soykýrýmý KONFERANS METÝNLERÝ Aytunç ALTINDAL / Demokrasi mi? Yoksa Güç mü? Prof. Dr. Abdurrahman EREN / Hak Ýhlallerinin Önlenmesinde Ulusal ve Uluslararasý Mekanizmalarýn Rolü Prof. Dr. Mustafa ÞENTOP /Hukukun Gücü mü, Gücün Hukuku mu? BM Örneði Prof Dr. Süleyman KIZILTOPRAK / Afrika da Emperyal Gelenek Dr. Lütfü ÖZÞAHÝN /Ortadoðu da Batý Emperyalizmi ve Dinler Prof. Dr. Doðu ERGÝL / Arap Baharý STK ve Demokrasi Prof. Dr. Mehmet BEKAROÐLU / Arap Baharý Kimin Baharý? Yrd. Doç. Dr. Hasan KÖSEBALABAN /Türkiye ve Ortadoðu da Yeni Düzen Arayýþý 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 23 24 26 29 33 35 39 43 2

neden hesap sorma hareketi Uluslararasý Hak Ýhlalleri Ýzleme Merkezi (UHÝM), 2010 yýlýnda Ýstanbul da kuruldu. Siyasetten hukuða, ekonomiden kültür-sanata, ekolojiden saðlýða, medyadan eðitime kadar, hayatýn her alanýnda gerçekleþen ihlallere ve ihlallere zemin hazýrlayan kurum ve kuruluþlara karþý mücadele etmek üzere yola çýkan UHÝM; hazýrladýðý raporlar, basýn açýklam alarý, salon toplantýlarý ve uluslararasý organizasyonlarla, bu alandaki çalýþmalarýný sürdürüyor. Bu anlayýþla yeni bir Hesap Sorma Hareketi baþlatan UHÝM, kampanyaya 6-7-8 Nisan 2012 tarihleri arasýnda Taksim Metro Kültür Merkezi nde gerçekleþtirilen Bu Devletlerin Yargýlanmasýný Ýstiyorum! etkinlikleriyle start verdi. Kamuoyunda yanký uyandýran ve büyük bir ilgi ile takip edilen etkinlikler kapsamýnda fotoðraf sergisi, konferanslar, gezici tanýtým aracý ve imza kampanyasý gibi pek çok aktivite gerçekleþtirildi. Önümüzdeki süreçte benzer çalýþmalarla devam edecek olan kampanya, Türkiye de sergiler, konferans programlarý ve kamuoyu oluþturmaya yönelik etkinliklerle sürdürülecek. Uluslararasý alanda ise farklý ülkelerde gerçekleþtirilecek basýn açýklam alarý, salon organizasyonlarý ve çeþitli aktivitelerle Bu Devletlerin Yargýlanmasýný Ýstiyorum! kampanyasý dünya kamuoyunun ilgisine sunulacak. 3

BU DEVLETLERÝN YARGILANMASINI ÝSTÝYORUM! Dünyada barýþýn teminatý olduðu iddiasýndaki Birleþmiþ Milletler Teþkilatý (BM), adalet ve güvenliði, ekonomik kalkýnma ve sosyal eþitliði, uluslararasýnda tüm ülkelere saðlamak amacýyla 1945 yýlýnda kurulmuþtu. Ancak dünya, mutlak veto yetkisine sahip Güvenlik Konseyi Daimi Temsilcileri konumundaki beþ ülke, ABD, Ýngiltere, Fransa, Çin ve Rusya nýn, bugüne kadar sayýsýz iþgal, katliam ve soykýrým gerçekleþtirdiðine ve bunlarýn hemen hepsini BM, NATO ve Uluslararasý Ceza Mahkemesi (UCM) gibi baðýmsýz kurumlarýn desteðiyle sürdürdüðüne þahit oldu. Bu beþ adalet daðýtýcýsý ve demokrasi aþýðý devlet, dünyaya ahkâm kesip insan haklarýný ihlal ettikleri gerekçesiyle bazý ülkeleri cezalandýrýrken ; bir taraftan da milyonlarca masum sivilin yaþamýný yitirmesine sebep olduklarý iþgal ve soykýrýmlarý gerçekleþtiriyorlar. Öte yandan sürdürdükleri bu iþgal, soykýrým ve ambargolarýn yanýsýra, kendi politikalarýný gerçekleþtirebilmek adýna devletlerin içiþlerine karýþýyor, din, dil, etnik köken ve mezhep farklýlýklarýný körükleyerek çatýþma ortamý yaratýyor, ardýndan bu bölgelere milyarlarca Dolar lýk silah satýþý yaparak içsavaþlarý körüklüyor, Uluslararasý Ceza Mahkemesi kanalýyla ülkelerin bölünmesine ve siyasi istikrarsýzlýklarýn derinleþmesine zemin hazýrlýyor, küresel finans kurumlarý eliyle dayattýklarý politikalarla ülkeleri ekonomik çýkmazlara sürüklüyor, halklarýn demokratik tercihlerini hiçe sayarak statükocu iþbirlikçileri eliyle darbe yapýlmasýný saðlýyor ve bütün bu uygulamalarý sözkonusu devletlere yardým etmek, oraya demokrasi götürmek, barýþ ve huzuru saðlamak adýna gerçekleþtirdiklerini iddia ediyorlar. Türkiye Cumhuriyeti tarihine baktýðýmýzda, bu uygulamalarýn sayýsýz örneði olduðunu rahatlýkla görebiliriz. Baþta 27 Mayýs, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Þubat darbeleri olmak üzere ülke tarihimizdeki belli baþlý kýrýlm a noktalarýnýn tamamýnda sözkonusu devletlerin etkisi göz ardý edilem ez. 4

Bugün Arap Baharý olarak tanýmlanan karmaþýk sürecin de sözkonusu devletlerin kontrolü altýnda devam ettiði açýktýr. Geçtiðimiz yýl Kaddafi yi yakalamak bahanesiyle Libya ya giren ve sadece birkaç hafta içinde onbinlerce masum sivili katleden bu devletler, dünyanýn en büyük petrol ve doðalgaz üreticilerinden Libya ile milyarlarca Dolar lýk antlaþmalar gerçekleþtirdi. Jeopolitik, jeostratejik ve jeoekonomik açýdan dünyanýn en önemli bölgesi olan Ortadoðu daki dengelerin yeniden þekillendiði bu süreç, halk devrimleri imajýyla meþrulaþtýrýlmaya çalýþýlýyor. Ýþte sözkonusu devletlerin; barýþýn, adaletin, güvenliðin teminatý olsun diye (!) kurduklarý BM nin çalýþmalarýna baþladýðý 1945 yýlýndan bu yana gerçekleþtirdikleri hukuk ve insanlýk dýþý uygulam alardan bazýlarý: 1. nin 1955-1973 yýllarý arasýnda 3 milyondan fazla insanýn ölümüne sebep olduðu 2. nin, 11Eylül sonrasý süreçte, savaþ ya da terör suçuyla suçlayamadýðý halde Yabancý Uyruklu Düþman Savaþçý olarak tanýmladýðý ve dünyanýn dört bir tarafýndan getirdiði insanlar için bir ölüm kampýna çevirdiði 3. nin 2001 yýlýnda baþlattýklarý ve bugün hala devam eden 4. nin 2003 yýlýnda baþlattýklarý ve 1 milyondan fazla insanýn hayatýný kaybettiði 5. nýn 1945 te baþlayan ve 1.5 milyon insaný katlettiði 6. nýn 20. yüzyýlýn ortalarýna kadar sürdürdüðü 7. nýn 1994 yýlýnda 1 milyon insanýn hayatýný kaybetmesine zemin hazýrladýðý 8. ve ABD nin 2011 yýlýnda yaklaþýk 70 bin masum sivili katlettiði 9. RUSYA nýn 1944 te 200 bin sivili sürgün ettiði, bunlardan 100 binin yolculuk esnasýnda hayatýný kaybettiði 10. nýn 1979-1989 yýllarý arasýnda 2 milyondan fazla insanýn ölümüne sebep olduðu 11. nýn 1994 yýlýndan bu yana yüzbinlerce insanýn ölümüne ve 1 milyona yakýn sivilin vatanýný terk etmek zorunda kalmasýna sebep olduðu 12. in 1950 li yýllardan bu yana acýmasýz politikalarýný sürdürdüðü 13. in 20. yüzyýlýn ortalarýndan bu yana acýmasýz politikalar sergilediði 14. nun göz yumarak zemin hazýrladýðý Bu ve daha baþka pek çok iþgal, saldýrý, katliam ve soykýrým hareketiyle bütün dünyayý tehdit eden bu uygulamalar, uluslararasý hukuk mercileri, sivil yapýlanmalar ve dünya devletleri tarafýndan sorgulanmalý ve sorumlular yargýlanmalýdýr. Hepsinden önemlisi, insanlýðý uçuruma sürükleyen bu uygulamalarýn sorumlularýnýn vicdanlarda yargýlanmasý ve cezalandýrýlmasýdýr. Siz de, yukarýda hukuk ve insanlýk dýþý uygulamalarýndan bazýlarý verilen sözkonusu devletlerin suçlu olduðuna ve sorumlularýn yargýlanmalarý, BM, NATO ve UCM nin yapýsýnýn yeniden düzenlenmesi gerektiðine inanýyorsanýz; sizleri bu 5

SOYKIRIM ve KATLÝAMLAR 4

ABD NÝN VÝETNAM ÝÞGALÝ YER: Vietnam TARÝH: 1955-1973 FAÝL: ABD ÖLÜ SAYISI: 3 milyondan fazla insan Sömürgeci güçlerin Güneydoðu Asya daki planlarýndan nasiplenen Vietnam, güçlü bir Avrupa nýn teminatý olmak için yýllarca Fransa nýn sömürgesi olmaya mahkûm edilmiþ ve buna bizzat Batýlý güçler imkân tanýmýþlardýr. Avrupa nýn gücü adýna gerçekleþtirilen sömürü ve baský politikasý sonucu Vietnamlýlar ülkelerini savunma yoluna gittiklerindeyse aðýr þiddetle karþýlaþmýþ, sömürgeye karþý direnen unsurlar 1930 larda tamamen ortadan kaldýrýlmýþtýr. Milliyetçi akýmýn aldýðý büyük darbeden sonra ülkede Sovyet etkisindeki komünistlerin birlik çaðrýsýna ortak düþman yaklaþýmý ile karþýlýk veren grup iþgalden kurtulmak için komünist cephede birleþirken bu birleþim, ülkenin Batý nýn komünist tehlike söylemi ve domino etkisi teorisi nedeniyle, yeni bir iþgal ve daha büyük bir savaþýn içine çekilmesine sebep olmuþtur. Vietnam, Amerika nýn ayný zamanda Çin e karþý açýk bir mesajý, Çin i içine çekmek istediði bir savaþ olarak da görülebilir. Ancak asýl dikkat çeken 3 milyondan fazla insanýn ölümüne sebep olan, kullanýlan kimyasallarla bir soykýrýma dönüþen bu savaþýn sadece kurþun, kauçuk, pirinç gibi kaynaklar üzerinden kapitalist bir anlayýþýn sonucu olduðudur. 7

ABD NÝN GUANTANAMO TOPLAMA KAMPI YER: Guantanamo / Küba TARÝH: 2001-... FAÝL: ABD ÖLÜ SAYISI: Bilinmiyor ABD ordusunun genelde Gitmo olarak adlandýrdýðý Guantanamo, ABD nin iþkence hanesine dönüþen ve yansýyan kareler, anlatýlan akýl almaz iþkencelerle gündeme düþen 21. yüzyýlýn insanlýk ayýbýnýn adýdýr. Küba nýn ABD hükümetine süresiz olarak kiraladýðý bu bölge Küba nýn kalbinde bir hançer olarak nitelense de insanlýðýn kalbinde bir hançer olmuþ 17. yüzyýl cadý avlarýna benzetilen sorgulama teknikleriyle bir grup insanýn insan olmadýklarý, ölüm makinesi olduklarý inandýrýlmaya çalýþýlmýþtýr. ABD nin her daim inkar etmesine ve buradaki tutuklulara hak etmemelerine (!) karþýlýk insanca muamele edildiðine dair söylemlerinin gerçeði yansýtmadýðý, Kýzýlhaç a ve bazý gazetecilere açýlmasýna karþýlýk sunulan açýklamalardan, gezdirmelerden çok farklý olduðu kýsaca dünyanýn içinde ama insanlýðýn dýþýnda bir tecrit alaný olduðu anlaþýlan Guantanamo; 2001 yýlýnda ABD nin baþlattýðý terörizme karþý savaþýn sonucunda oluþan bir kamp, hapishane, iþkence merkezi ya da insanca bir tanýmlamanýn mümkün olmadýðý bir bölgedir. Zira içerde olanlarýn yüzde kaçýnýn bilindiði hiçbir zaman bilinemeyecektir. 8

ABD ve ÝNGÝLTERE NÝN AFGANÝSTAN ÝÞGALÝ YER: Afganistan TARÝH: 2001-... FAÝL: ABD ve Ýngiltere ÖLÜ SAYISI: Bilinmiyor 11 Eylül 2001 tarihinde Amerika Birleþik Devletleri nde gerçekleþen Ýkiz Kuleler e saldýrýlar sonucunda dünyaya terörle mücadele olarak lanse edilen Afganistan iþgali, Ýngiltere nin de desteði ile 7 Ekim 2001 tarihinde gerçekleþmiþ amaç Usame Bin Ladin i ele geçirmek ve Afgan halkýný demokratik düzene kavuþturmak olarak dünya kamuoyuna sunulmuþtur. Ancak bu operasyonun halka yönelik olduðunun ilk kanýtý 3 yýldýr kuraklýk nedeniyle açlýkla mücadele eden insanlara gelen yardým konvoylarýnýn Amerika tarafýndan engellenmesidir. Pakistan a yapýlan baský sonucu halk yardým alamazken iþgalin söylentisi bile ülkede tedirginliðe yol açarak dýþ destekli yardýmlarýn önünü kesmiþ sivil halkýn ölümüne sebep olmuþtur. Sovyetler in yaþadýðý hüsraný yaþamak istemeyen ABD nin hava harekâtý ile baþlattýðý bombardýman ise sivil halký hedef alarak hayatlarý bir savaþ arenasýna dönüþen Afgan halkýnýn tekrar zulme uðramasýna neden olmuþtur. Kýsacasý Afganistan; önce Ýngiltere, Rusya ve sonunda Ýngiltere nin büyük desteði ile Amerika tarafýndan iþgal edilmiþtir. 9

ABD ve ÝNGÝLTERE NÝN IRAK ÝÞGALÝ YER: Irak TARÝH: 2003-2011 FAÝL: ABD ve Ýngiltere ÖLÜ SAYISI: 1 milyon MÜLTECÝ SAYISI: 4 milyon Soðuk Savaþ sonrasýnda kurmayý planladýðý Yeni Dünya Düzeni nde, yeni bir tehdit algýlamasý oluþturmak isteyen ABD, çok geçmeden bu yeni düþmaný terörist Ýslam olarak belirledi. 11 Eylül e kadar siyaset, medya ve kültür-sanat alanýnda uygulanan politikalarla bu algýyý dünya kamuoyunda yaygýnlaþtýrmayý baþaran ABD, 11 Eylül le birlikte Orta Asya ve Ortadoðu ya yeniden yerleþmek için aradýðý iþgal zeminini bulmuþ oldu. Böylece önce Afganistan, ardýndan Irak iþgal edilerek küresel hegemonik düzen için son derece stratejik öneme sahip iki bölgedeki ABD varlýðý güçlü bir þekilde tesis edilmiþ oldu. Körfez Savaþý sonrasýnda sürdürülen ambargolarla zaten tükenme noktasýna gelen, açlýk ve salgýn hastalýklar sebebiyle 1 milyondan fazla insanýný kaybeden Irak ta, iþgalle birlikte sadece birkaç yýl içinde yine 1 milyona yakýn insan hayatýný kaybetti. Ýþgal, ülkedeki alt ve üstyapýyý kullanýlmaz hale getirirken, 4 milyon insan hayatta kalabilmek için göç etti, 5 milyon çocuk yetim kaldý. Ayrýca iþgal güçlerinin Irak taki etnik-sekter zenginliði ayrýþma ve çatýþtýrmaya dönüþtüren politikalarý, ülkede bir içsavaþ ve kaos ortamýnýn oluþmasýna yol açtý. Ekilen kin ve nefret tohumlarýyla amaçlanan bölünme nin, bugün gelinen noktada çok da uzak bir ihtimal olmadýðý açýktýr. 10

FRANSA NIN CEZAYÝR ÝÞGALÝ ve SOYKIRIMI YER: Cezayir TARÝH: 1830-1962 FAÝL: Fransa ÖLÜ SAYISI: 8 yýllýk baðýmsýzlýk savaþýnda 1.5, 132 yýllýk iþgal sürecinde 5 milyon insan 1830 yýlýnda iþgal ettiði Cezayir topraklarýný tam 132 yýl boyunca sömüren ve insanlýk tarihinin en büyük soykýrýmlarýndan birini gerçekleþtiren Fransa, Cezayir in 1954 yýlýnda baðýmsýzlýk mücadelesinin baþlatýlmasý üzerine 1.5 milyon insaný katletti. Cezayir in tüm yeraltý ve yerüstü kaynaklarýný gaspederek zenginleþen Fransa, 1962 yýlýnda bu topraklardan ayrýlýrken geriye 132 yýllýk iþgal sürecinde katlettiði 5 milyon masum insan ve harap olmuþ bir ülke býraktý. Baðýmsýzlýk kazanýldýðýnda 2 milyon insan toplama kamplarýnda bulunuyordu, yarým milyon insan komþu ülkelere sýðýnmýþtý, ekonomi çökmüþtü ve halkýn % 80 i okumayazma bilmiyordu. 11

FRANSA NIN TUNUS ve ÇAD DAKÝ SÖMÜRGECÝLÝÐÝ YER: Tunus ve Çad TARÝH: 20. yüzyýlýn baþlarýndan günümüze kadar FAÝL: Fransa ÖLÜ SAYISI: Binlerce Fransa ve kendine has katý sömürgecilik anlayýþýnýn Afrika üzerindeki etkisi 21. yüzyýlda dahi etkisini göstermektedir. 2011 yýlýnda Ortadoðu daki halklarýn isyanlarý sadece kendi yönetimlerine ve onlarý baský altýnda tutan diktatörlere karþý gibi gösterilmeye çalýþýlsa da gerçek olan bu isyanlarýn 19. yüzyýldan itibaren ülkelerinin doðal zenginliklerini Avrupa ya taþýyan ve onlarý her türlü kimliklerinden soyutlayarak köleleþtiren sömürgecilere karþý bir baþkaldýrý olduðudur. Zira bu halklar kendilerine verilen sözde baðýmsýzlýklarla Fransýzlaþtýrýlmýþ kiþilerin yönetimine terk edilerek daha farklý bir asimilasyon ve baskýya maruz kalmýþlardýr. Bugün, Tunus ve Çad da yaþanan bitmeyen kargaþalarýn temelinde Fransa nýn Afrika üzerindeki konumunu kaybetmek istememesinin bir sonucu olarak bu kukla hükümetleri korumasý, yapýlan gizli anlaþmalarla isyanlar bahane edilerek Fransýz ordusunun halk üzerinde katliamlarýný devam ettirmesi yatmaktadýr. BM destekli gerçekleþen ve Afrika halklarý üzerinden Avrupa nýn kalkýnmasýnýn amaçlandýðý katliamlarýn, soykýrýmlarýn sýkça dile getirildiði günümüzde göz ardý ediliyor olmasý da, sözkonusu Batý ve menfaatleri olduðunda her yolun mubah olduðunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. 12

FRANSA NIN ZEMÝN HAZIRLADIÐI RUANDA SOYKIRIMI YER: Ruanda TARÝH: 1994 FAÝL: Hutu Milisleri ve Fransa ÖLÜ SAYISI: 1 milyon 1994 te Ruanda da yaþananlar dünyaya vahþi Afrikalýlarýn törensel bir kurban ayini olarak sunulmaya çalýþýlýrken 3 ay gibi kýsa bir sürede gerçekleþen etnik ayrýmcýlýða dayalý katliamýn senelerdir bölgeyi sömüren güçlerin politikalarýnýn, siyasi ve ekonomik çýkarlarýnýn bir sonucu olduðu her zamanki gibi görmezden gelindi. Dünyanýn savunuculuðunu üstlenirken özgürlüklerin teminatý olduklarý iddiasýndaki BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi 5 devletin masum insanlarýn katli karþýsýnda aldýklarý vahþi tutum ve geleneksel Batý söylemleri ise Batýlý devletlerin halen Ortaçað karanlýðýnda, bir korku ve materyalist anlayýþýn kýskacýnda, sadece menfaatleri uðruna demokrasiden yana olduklarýný ortaya koydu. Yaþanan pek çok benzerleri gibi 1994 teki Ruanda soykýrýmý, Fransa nýn Afrika daki sömürge emellerinin deðiþmediðini; diðer devletlerinse çýkarlarý ve beyaz ýrkýn üstünlüðü uðruna politikalarýný belirlediklerini gözler önüne serdi. Ancak yaþananlar; ayný dili konuþan, uzun yýllar birarada yaþamýþ fakat sömürgecilik sonrasý oluþturulan uydurma kanýtlarla bir Afrika halkýnýn kendi kendini kýyýmý olarak okunmuþtur. Kesin rakamlar bilinmemekle birlikte bir milyon insanýn hayatýný kaybettiði tahmin edilen Ruanda daki olaylarý soykýrýma dönüþtüren en büyük etkense bölgede modern bir sömürgeciliðin devamýný isteyen, bu uðurda bu katliamýn öncesinde ve sýrasýnda Hutu milislerini baþta silah olmak üzere her konuda destekleyen Fransa olmuþtur. Zaten Fransa için soykýrým ç ok da uzak bir ka vram deðildir ve a ltý üst ü ölen insa nla r da va hþi A fr ika lýla rdýr. 13

FRANSA ve ABD NÝN LÝBYA ÝÞGALÝ YER: Libya TARÝH: 2011 FAÝL: Fransa ve ABD ÖLÜ SAYISI: 50 bin Arap Baharý kapsamýnda Tunus, Mýsýr ve ardýndan Libya da yaþanan iç çatýþmalar diktatörlere karþý halk ayaklanmasý olarak basýn eliyle pompalanmýþ, ardýndan cani ve kana susamýþ yöneticilerin halklarý katlettikleri iddiasý giderek yaygýnlaþtýrýlarak Libya da duruma BM nin müdahalesi saðlanmýþtýr. Ancak müdahale için Fransa nýn tutumu ve gerçekleþtirilen hava saldýrýlarýyla sivillerin öldürülmesi tepkilere neden olurken bu müdahalenin altýnda Avrupa nýn içinde olduðu ekonomik sýkýntýlarýn olduðu iddiasý gündeme gelmiþtir. Kaddafi nin devrilmesinin ardýndan Ulusal Geçiþ Konseyi ile yapýlan anlaþmalarla Libya nýn zenginliklerinin sorunsuz bir þekilde Avrupa ya akýþýnýn saðlanacak olmasý da bu iddialarý kuvvetlendirmiþtir. Dünyanýn en büyük 9. petrol rezervine sahip Libya nýn doðalgaz rezervlerindeki önemi de gözönüne alýndýðýnda, Avrupa nýn içinde bulunduðu darboðazdan çýkýþý için eski sömürge bölgelerine döndüðü ve bu uðurda insani müdahale bahanesiyle gerçekleþen katliamlarý meþrulaþtýrdýðý dikkat çekmektedir. Yaklaþýk 50 bin insanýn hayatýna malolan iç çatýþma ve BM müdahalesi, Batý nýn çýkarlarý için her yolun mubah saydýðýný bir kez daha gözler önüne sermiþtir. 14

RUSYA NIN KIRIM SÜRGÜNÜ YER: Kýrým TARÝH: 18 Mayýs1944 FAÝL: Sovyet Rusya ÖLÜ SAYISI: 110 bin Çarlýk Rusyasýnýn hakimiyeti altýna girdiði 18. yüzyýlýn sonlarýndan itibaren asimilasyon ve sindirme politikalarýna maruz kalan Kýrým Tatarlarý, kitleler halinde göçe zorlanmýþ ve kendi vatanlarýnda azýnlýk durumuna düþürülmüþtür. Bolþevik D evrim i nden sonra da durum deðiþm em iþ ve Rusya nýn Kýrým politikasý aynen deva m etm iþt ir. Yaþadýklarý yerlerin isimleri deðiþtirilen, alfabeleri 10 yýl içerisinde iki kez deðiþtirilerek eðitim imkanlarý ellerinden alýnan, kültür varlýklarý tahrip edilen, vakýflarýna elkonulan, ekonomik yaptýrýmlara maruz býrakýlan, kendi topraklarýnda azýnlýk durumuna düþürülen Kýrým a son darbe, 18 Mayýs 1944 teki toplu sürgünle vurulmuþ ve yaklaþýk 250 bin masum sivil, insanlýk dýþý þartlarda haftalarca sürecek olan ölüm yolculuðundan sonra, baþta Özbekistan olmak üzere Sovyetler Birliði nin çeþitli bölgelerine sürülmüþtür. Zorlu sürgün koþullarý nedeniyle yolculuk esnasýnda ve sürgünü takip eden ilk 18 ay içerisinde 100 binden fazla insan hayatýný kaybetmiþtir. Sürgünden sonra Kýrým halký bir varoluþ mücadelesine baþlamýþ, bütün varlýklarýna elkonularak komünist rejimin fabrikalarýnda çalýþmaya zorlanmýþ, sürgün bölgesinden ayrýlmalarý da yasaklanmýþtýr. Dünya kamuoyundan gizlenen sürgünden sonra Kýrým Tatarlarý yok sayýlmaya devam edilmiþ ve bir millet yok edilmeye çalýþýlmýþtýr. Ancak bütün olumsuz ve aðýr þartlara raðmen Kýrým halký onurlu bir varoluþ mücadelesi vermiþ ve kýsýtlý imkanlarla vatana dönüþ sürecini bugüne kadar sürdürmüþtür 15

RUSYA NIN AFGANÝSTAN ÝÞGALÝ YER: Afganistan TARÝH: 1979-1989 FAÝL: Sovyet Rusya ÖLÜ SAYISI: 1.5 milyon MÜLTECÝ SAYISI: 5 milyon Sovyetler Birliði nin 1979 da Hafýzullah Emin rejimini devirmesiyle baþlayan iþgal yeni lider Babrak Karmal ýn ülkesine Sovyet askerlerini davet etmesi sonucu meþrulaþtýrýlmýþtýr. Tüm dünyanýn gözü önünde 10 yýllýk bir süreçte Afgan halký Sovyetleþtirme politikalarýna maruz kalýrken 1,5 milyon insanýn hayatýný kaybettiði tahmin edilmektedir. Yaþanan dehþet ve insanlýk dýþý katliamlar, iþgalin fiilen 15 Þubat 1989 da son bulmasýnýn ardýndan bile netlik kazanamazken 10 yýllýk süreç içinde 5 milyon Afganlý mülteci kamplarýna sýðýnmýþtýr. Ýþgal sonrasý yürütülen politikalar sonucunda ise Afganistan bir iç savaþýn içine çekilmiþ, iþgal sýrasýnda halký için mücadele eden gruplar iþgal sonrasý neredeyse eþkýya çetelerine dönüþmüþtür. Sonuç itibariyle Afganistan 10 yýllýk bir süreçte öncesi ve sonrasý ile dünyanýn gözü önünde bir soykýrýma tabi tutulmuþtur. 16

RUSYA NIN ÇEÇENÝSTAN ÝÞGALÝ ve SOYKIRIMI YER: Çeçenistan TARÝH: 1994-1996, 1999-Günümüz FAÝL: Rusya ÖLÜ SAYISI: Yaklaþýk 250 bin MÜLTECÝ SAYISI: Yaklaþýk 1 milyon Yüzyýllar boyunca Kafkasya üzerindeki sömürgeci politikalarýna devam eden Rusya, 20. yüzyýlýn sonlarýnda dünyanýn gözü önünde Çeçen halkýna karþý büyük bir soykýrým hareketine giriþti. Genç-yaþlý, kadýn-erkek demeden yüzbinlerce sivili katlederken terörizmle mücadele söyleminin arkasýna sýðýnan Rusya, hayatta kalanlarýn büyük kýsmýný da göçe zorladý. 1994 ve 1999 daki iki iþgal sonrasýnda 1 milyona yakýn Çeçen vatandaþýnýn vatanýný terk etmek zorunda kaldýðý iþgale, baþta ABD ve Ýngiltere olmak üzere dünya siyasetine yön veren devletler politik, ekonomik ve askeri destek vererek ortak oldular. Barýþýn teminatý BM ise, yüzbinlerce insanýn hayatýný kaybettiði bu soykýrýma sessiz kaldý. 17

ÇÝN ÝN TÝBET ÝÞGALÝ YER: Tibet TARÝH: 1950-... FAÝL: Çin ÖLÜ SAYISI: 1.2 milyondan fazla insan Dünyaya Çin tarafýndan kasýtlý olarak bir devrim olarak tanýtýlan Tibet iþgali, 1949 daki Çin devriminden sonra Çin in bölge üzerindeki hâkimiyetini güçlendirmek ve yerel halklarý ortadan kaldýrýp Güney Asya ya komünist düþünceyi yaymak için gerçekleþtirilmiþ bir iþgaldir. Bunun en büyük kanýtý Tibet gibi kendine has bir yaþayýþ ve inancý olan barýþçýl bir halkýn Çin baskýlarý karþýsýnda ayaklanýp gerilla gruplarýyla direniþe geçmeleri olarak gösterilebilir. Her fýrsatta bir baðýmsýzlýk deðil gerçek bir özerklik istediðini belirten Tibet halkýnýn direniþini ayrýmcýlýk ve Çin i bölmek olarak yorumlayan Çin, ayaklanmalarý halkýn yok edilmesi için fýrsat olarak görmüþtür. Bir milyondan fazla kiþinin hayatýný kaybettiði bu iþgalde Tibet halkýnýn kültürüne yönelik düzenlenen operasyonlar ise Budizm e açýlmýþ bir savaþ olarak gözükmektedir. Çin, yürüttüðü politikalarla bir halký olduðu kadar bir inancý da kendi himayesinde ve kontrolünde sürdürmek, menfaatleri uðruna kullanmak istemektedir. 18

ÇÝN ÝN DOÐU TÜRKÝSTAN DA SÜRDÜRDÜÐÜ ASÝMÝLASYON ve SOYKIRIM YER: Doðu Türkistan TARÝH: 1949-... FAÝL: Çin ÖLÜ SAYISI: Her yýl yüzlerce kiþi öldürülmeye devam ediyor! Yaklaþýk yarým asýrdýr devam eden bir soykýrým, Doðu Türkistan topraklarýnýn yaþadýðý. Bir zamanlarýn kültür baþkenti verimli topraklar Çin in görülmemiþ iþkenceleri ile inlerken doðal kaynaklarý sömürülüyor; insanlar köklerinden kopartýlýyor, bir millet tüm dünyanýn gözü önünde sessizce asimile ediliyor. Ölü ve yaralý sayýsýnýn dahî bilinmediði bu topraklarýn kendi adýyla anýlmasý bile yasaklanýrken, bölgede bir Türk hâkimiyetini istemeyen Ýngiltere ve Rusya nýn da çabalarýyla Türkistan ismi de artýk anýlmýyor. Doðu Türkistan halkýnýn varlýðýný ve toprak bütünlüðünü reddeden Çin; 1995 ten itibaren Sincan-Uygur Özerk Bölgesi diyerek dünyanýn gözünü boyamaya çalýþsa da Doðu Türkistan topraklarý gerçek bir özerklikten bile mahrum. 21. yüzyýlda BM Güvenlik Konseyi nin 5 daimi üyesinden birinin baskýsý altýnda asimile olmaya, belli periyotlarla toplu katliamlar yaþanmaya devam ediyor. 11 Eylül den sonra ayrýlýkçý ve terörist Müslümanlar olarak nitelenen Doðu Türkistan halkýnýn yaþadýklarý özellikle 2009 daki olaylardan sonra daha yakýndan takip edilmesine ve Uluslararasý Af Örgütü ile Ýnsan Haklarý Ýzleme Örgütü nün her yýl yayýmladýklarý raporlara raðmen nedense yaþanan vahþet dünyadaki hiçbir kurum tarafýndan ciddi bir eleþtiriye ya da Çin üzerinde bir yaptýrýma dönüþmüyor. Çünkü bölgenin küresel ekonomik dengeleri deðiþtirecek potansiyeli hiç bir emperyalist gücün gözden çýkaramayacaðý büyüklükte. Kýsacasý Doðu Türkistan topraklarý stratejik, ekonomik ve siyasi konum undan öt ürü belli periyot la rla soykýrýma tabi tut ulma ya deva m ediyor. 19

BM ve NATO NUN GÖZ YUMDUÐU BOSNA-HERSEK ÝÞGALÝ VE SREBRENICA SOYKIRIMI YER: Bosna-Hersek TARÝH: 1992-1995 FAÝL: Sýrbistan GÖZ YUMAN ve DESTEKLEYENLER: BM, NATO, ABD ve Avrupa devletleri ÖLÜ SAYISI: Üç yýl süren iþgal boyunca yaklaþýk 250 bin, Srebrenica Soykýrýmý nda en az 8372 masum insan Soðuk Savaþ sonrasýnda küresel aktörlerin Balkanlar üzerindeki güç mücadelesi, 20. yüzyýlýn sonunda, Avrupa nýn ortasýnda ve dünyanýn gözü önünde iþlenen bir soykýrýma sebep oldu. Bir tarafta Soðuk Savaþ yýllarýndan bu yana dýþ politikasýný kritik bölgelerde Rusya yý safdýþý etmek üzerine kurgulayan ve Yugoslavya sonrasý süreçte bölgede doðacak boþluðu doldurmak isteyen ABD, bir tarafta tek dinli, tek kültürlü bir Avrupa hayali kuran AB ülkeleri, bir tarafta tarih boyunca hayalini kurduðu Balkanlar üzerindeki hesaplarýný, Büyük Sýrbistan hayali kuran ýrkçý Sýrplarý destekleyerek gerçekleþtirmeye çalýþan Rusya Ve diðer tarafta adým adým yok edilmeye çalýþýlan bir ülke Önce uluslararasý kuruluþlar tarafýndan koruma altýna alýnarak savunmasýz býrakýlan, ardýndan gözü dönmüþ canilerin eline terkedilen masum bir halk Her tarafýn hesabýnda gözden çýkartýlan ilk piyon 20

Aytunç ALTINDAL / Araþtýrmacý-Yazar Demokrasi mi? Yoksa Güç mü? Prof. Dr. Abdurrahman EREN / Hukukçu Hak Ýhlallerinin Önlenmesinde Ulusal ve Uluslararasý Mekanizmalarýn Rolü Prof. Dr. Mustafa ÞENTOP / Hukukçu Hukukun Gücü mü, Gücün Hukuku mu? BM Örneði Prof Dr. Süleyman KIZILTOPRAK / Tarihçi Afrika da Emperyal Gelenek Dr. Lütfü ÖZÞAHÝN / Siyasetbilimci ve Dinler Tarihi Uzmaný Ortadoðu da Batý Emperyalizmi ve Dinler Prof. Dr. Doðu ERGÝL / Sosyolog Arap Baharý STK ve Demokrasi Prof. Dr. Mehmet BEKAROÐLU / Siyasetçi Arap Baharý Kimin Baharý? Yrd. Doç. Dr. Hasan KÖSEBALABAN / Siyasetbilimci Türkiye ve Ortadoðu da Yeni Düzen Arayýþý KONFERANS METÝNLERÝ Bu konferanslar, 06-07-08 Nisan 2012 tarihlerinde Bu Devletlerin Yargýlanmasýný Ýstiyorum! etkinliði kapsamýnda Taksim / Metro Kültür Merkezi nde gerçekleþtirilmiþtir.

Aytunç ALTINDAL / Araþtýrmacý-Yazar Demokrasi mi? Yoksa Güç mü? Ortada sözüm ona eþit olduklarý öne sürülen birtakým ülkeler var; ama aralarýndan beþ tanesi daha eþit. Bunlar kendi aralarýnda eþitler; geri kalan zavallý diðerleri, 200 e yakýn ülke, kendi arasýnda eþit olduklarý iddiasýndalar. Buradan bakýldýðýnda, özellikle BM de sadece ve sadece Filistin le ilgili kararlara bakarsanýz; ortada nasýl bir birleþmemiþ devletler konseyi bulunduðunu görürsünüz. Benim tesbitime göre sadece Ýsrail e ceza verilmesi yönünde 1078 karar gelmiþ, sadece bir tanesinde kýnama kararý çýksýn mý çýkmasýn mý diye tartýþýlmýþ, ABD çýkartýn kararý! demiþ, uygulamaya gelince de veto etmiþ. Yani 1000 küsur karar gelmiþ; buna karþýlýk bir tek kýnama bile çýkamamýþ. Burada açýk bir haksýzlýk olduðu, bir çiftestandart olduðu ve bu çiftestandardýn da 1, 3, 5, 10, 100 deðil, 1000 den fazla kez gerçekleþtiði görülüyor. Dolayýsýyla BM birilerinin lehine çalýþan bir kuruluþtur. Bu 5 devletin yanýna Ýsrail i de eklemek gerekiyor. Aslýnda bunlar 6 devlet Ýsrail nasýl bir devlet? Bu konu gerçekten çok önemli! Dünya tarihinde ilk defa bir devlet BM tarafýndan sýnýrlarý belli olmadan kuruldu. Ýsrail sýnýrlarý belli olmayan devlet statüsünde; ama devlet! Dolayýsýyla bu 5 devletin isminin yanýna Ýsrail in de yazýlmasý gerekiyor. Ýþte bu nedenledir ki, BM den Ýsrail aleyhine bir tek karar çýkmaz. Bunu anlayamadýðýmýz takdirde BM de iþleyen mekanizmayý da t am olar ak anlamamýz mümkün deð ildir. BM Genel Sekreteri diye bir zat-ý m uhterem seçilir durmadan, gelir dolaþýr bir þeyler yapar ve BM sözleþmesinin 100 sayýlý maddesine göre bu þahýs hiçbir þekilde hiçbir devletten hiçbir kuruluþtan emir almaz, ayrýca kendisini etkilemeye yönelik herhangi bir þey yapýlamaz, yapýlmasý suçtur; yasa böyle diyor sözümona. Siz bugüne kadar BM de þu ya da bu þekilde bir kiþinin kendi baþýna hareket edebildiðini gördünüz m ü? Bir kiþi var: O da Dag Hammar skjöld dü. Ne oldu hat ýr lay an v ar mý Hammarskjöld e? Adam ABD ye madde açýk arkadaþ beni etkileyemezsiniz dedi; aa uçak birdenbire küt, Dag Hammarkjöld öbür tarafa Anýnda görüntü Yeni Genel Sekreter seçildi. Gelen, emredersiniz dedi, devam edildi. Þimdi, bütün bunlarý çok iyi anlamadan BM nin iþleyiþ mekanizmasýný anlamak da zordur. BM de, -ki ben de ona baðlý bir grupta çalýþtým, yani New York ta bulunarak da çalýþtým- her þey vardýr, bir tek þey yoktur. Nedir sizce? Her konu vardýr, BM her konuya afedersiniz maydanoz olur ama bir konuyu dolaylý olarak ele alýr. Nedir o biliyor musunuz: Din! BM de din bir tek Ýsrail için geçerlidir, baþka hiçbir devlet için geçerli deðildir. Bu nedenle ikinci bir teþkilat kurulmuþtur. New York ta BM binasýnýn tam karþýsýnda çalýþmalarýný sürdüren bu teþkilat, BM adýna dinler arasý tartýþmalar, çekiþmeler ya da savaþlar konusunda hazýrladýklarý raporlarý BM ye sunar, bu metinler BM de hiç bir deðiþikliðe uðram adan kabul edilir. Kendi standartlarýný koydular; Ýnsan haklarý demek þudur, þudur! dediler; sen de bunu imzala! dediler, sen de imzaladýn; o kadar! Ýslam âleminin ya da diðer unsurlarýnýn en ufak bir katkýsý olmadý; çünkü adamlar sormadý bile zaten! Yani Biz Ýnsan Haklarý Bildirgesi hazýrlayacaðýz, siz de gelin bize bilgi verin, size göre insan ne demektir, insan haklarý ne demektir? diye sorulmadý. Açýk konuþmak gerekirse; böyle bir durumda 1948 deki bu Ýnsan Haklarý Evrensel Bildirisi nin bir anlam ve önemi yoktur. Bu Ýnsan Haklarý Evrensel Bildirisi nin içinde çok enteresan bir madde var: Non Intervention Principle, ülkelerin içiþlerine karýþmama prensibi. Yani BM ülkelerin içiþlerine karýþmaz! ; kulaða ne kadar hoþ geliyor deðil mi? Bu madde özel olarak sözkonusu 6 devlet tarafýndan konulmuþ. Neden konulmuþ; bakalým. 22

1953 yýlýna gelindiðinde, Doðu Almanya da komünizme karþý bir ayaklanma oldu. BM bunu iç mesele kabul etti. Sovyet tanklarý geldiler, Doðu Almanya yý kan gölüne çevirdiler ve bastýrdýlar. Sovyet Rusya yapar da ABD yapmaz mý? Ayný yýl, dönemin ABD Baþkaný Roosvelt in oðlunun yönettiði bir CIA operasyonu ile Ýran da rejim deðiþtirildi. BM buna baktý; Bu bir iç mesele! dedi. Yahu neresi iç mesele bunun, Ýran daki rejimi ABD deðiþtiriyor, müdahale etmeniz gerekmez mi! Hayýr efendim bu Ýran ýn iç meselesidir! dediler. Devamý geldi; 1956 da bu defa Macaristan da komünizme karþý bir ayaklanma oldu. BM yine, Bizim prensiplerimiz var dedi. Nedir o prensipler: Ýç iþlerine karýþmýyoruz? Sovyet tanklarý geldi ve Macaristan ý kan gölüne çevirdi. 1954 te ABD, Guatemala yý iþgal etti, rejimi deðiþtirdi; Efendim Guatemala nýn içiþleri bunlar! dendi. 1968 yýlýnda Çekoslavakya da yine komünist rejime karþý ayaklanma oldu; BM ne dedi: Ýç mesele! Sovyet tanklarý geldiler; Çekoslavakya yý kan gölüne çevirdiler. BM ne gördü, ne tartýþtý, ne herhangi bir müdahalede bulundu; ölen öldü, kalan kaldý. Ýngiltere, Fransa ve Çin i saymýyorum bile. Bu Non Intervention Principle sadece bu ülkeler için geçerli. Bunun dýþýndaki ülkeler sözkonusu olunca durum birdenbire deðiþiyor. Sudan da birileri birbirine 8-10 el ateþ etse; Bir dakika! Sudan a müdahale etmemiz lazým! deniyor. Yahu hani iç meselelere karýþmýyordun? Ýran a karýþmadýn, Macaristan a karýþmadýn, Guatemala ya karýþmadýn, Doðu Almanya ya karýþmadýn. Etiyopya ya neden karýþýyorsun, Sudan a neden karýþýyorsun? Bir açýklamasý var mý? Diðerleri iç mesele de, bunlar içli pilav mý yani! Gelelim günümüze; þu Arap Baharý denen, gerçekte Arap Karnabaharý olan olaya bakalým. Libya ya giriyorsun, halka destek olacaðýz diyorsun. Veya Irak meselesi, kitle imha silahý var, Irak a müdahale ediyoruz! diyorsun. Hani iç meselelere karýþmýyordun, ne oldu? Bu çiftestandartlar çerçevesinde bu teþkilat Birleþmiþ Milletler deðil, bu 6 devlet Birleþmiþ Soyguncular dýr. Bu gerçek anlaþýlmalý ve bilinmelidir. Birleþmiþ Milletler diye bilinen bu teþkilatýn en az ýndan deðiþ mesi, de ðiþt irilm esi ger ekiyo r. Adýna demokrasi diyorlar, benim konuþmamýn baþlýðý da bu: Demokrasi mi, Güç mü? Var mý BM de demokrasi? Asambleden geçiyor, her taraftan geçiyor, Onun için bu tablo deðiþmek zorundadýr. Böyle bir demokrasi anlayýþý olamaz! Bunun adý demokrasi deðildir, doðrudan doðruya soygun demokrasisi dir. Biz dünyayý kazýklayacaðýz, siz karþý çýkarsanýz veto ederiz, dünya bizden, bizim koyduðumuz standartlardan sorulur, bu standardýn dýþýna çýkarsanýz iç mesele, dýþ mesele dinlemem, gelirim diyorlar. Bir ülkeye BM askeri geldi mi, o ülke yanmýþ demektir; 30 sene o memleket düzelmez, 30 sene boyunca o memleketin içinde BM askerleri bu 6 devlet için çalýþýr. Bakýn arkadaþlar size çok özel bir belge getirdim. Bu belge Türkiye de ilk defa görülüyor. Irak ýn Cemiyet-i Akvam a yani bugünkü BM ye kabul belgesi. Tarihi; 19 Eylül 1932. Belgede Ýngiltere diyor ki, Irak taki yasalarýn hepsine tekeffül ediyoruz, çünkü biz yaptýk. Irak devleti a rtýk bizim tarafýmýzdan yönetiliyor. Dolayýsýyla Cemiyet-i Akvam da Irak tan sorumlu olan biziz. Ýçerideki güvenlikten sorumlu olan Irak hükümetidir; ona da biz destek oluyoruz. Irak ýn Cemiyet-i Akvam a kabulünü rica ederiz. Bu devlet güya baðýmsýz Irak devleti Þimdi bu belgeyi neden gösterdim: Demek ki Birleþmiþ Milletler e hangi devlet girecek, nasýl girecek, nasýl çýkacak; yine bu devletler karar veriyor. Yani geliyorlar, yasalarý yapýyorlar, her þeyi hazýrlýyorlar ve diyorlar ki; bu ülkeyi sömürmek için bütün yasalarý yaptýk, ortamý hazýrladýk, þimdi bu devleti BM ye alalým ki, iyice kontrol altýnda kalsýn! Ondan sonra da baþlýyorlar kanýný iliðini sömürmeye. Bakýn size bir de BM den orijinal bir karar taslaðý getirdim. Sahra bölgesiyle ilgili bir metin. Görünüþte o bölgede antlaþmazlýklarýn çözümünü konu alýyor, fakat metin okuduðunuzda bölgenin Doðu Sahra ve Batý Sahra olarak bölünmesinin planlandýðýný anlýyorsunuz. Bunlarý birer küçük örnek olarak verdim. ABD, Fransa, Ýngiltere, Rusya, Çin ve Ýsrail in, son 50 yýlda benim tesbit edebildiðim tam 107 iþgal var dünyada. Þili den Arjantin e, Uygur Türklerinden Kafkasya ya, Çeçenistan a kadar Tam 107 kez girmiþler çeþitli ülkelere ve talan etmiþler. Þu Birleþmiþ Milletler denilen örgütün kendisinde demokrasi yok ki dünyaya demokrasi getirsin. Dünyada bir mesele BM ye taþýnýrsa 30 ila 60 yýl sürer. Ýþte Filistin örneði Çünkü BM denilen yer dünyadaki ikinci büyük üçkaðýt sanayiidir. Birincisi Vatikan dýr; sadece dua ihrac ederek malý götürürler. BM de benzer þekilde sadece ve sadece tavsiye ihrac eder ve malý götürür. 23

Prof. Dr. Abdurrahman EREN / Hukukçu Hak Ýhlallerinin Önlenmesinde Ulusal ve Uluslararasý Mekanizmalarýn Rolü Günümüzde, küreselleþen dünyada hukuk da küreselleþti. Artýk hiçbir ülke kolay kolay küresel sistemin dýþýnda kalamýyor. Bugün dünyada artýk hak ihlalleri konusunda ülkeler kendi baþýna býrakýlmýyor diyebiliriz. Ulusal sistemler, bölgesel sistemler ve bir de BM gibi evrensel sistemler var. Dolayýsýyla bu üç boyutuyla bir bütün olarak birbiriyle karþýlýklý iliþkiler aðý içerisinde yürüyen bir mekanizma var. O yüzden sadece sisteme karþý gelmek, o sistemin dýþýnda kalmak, BM den çýkýyorum! demekle iþ bitmiyor. Diyelim ki BM den ayrýldýnýz; Avrupa Konseyi nden de mi çýkacaksýnýz, AB ye üye olma talebinizden de mi vazgeçeceksiniz? Dolayýsýyla artýk bu sistemin içerisinde etkin olmaya çalýþmak, sistem i sistemin içerisinden deðiþtirmeye çalýþmak, adaletsizlikleri o çarkýn içerisinde olarak düzeltmek gerekir. Dýþarýda kalýrsanýz bir yere varmanýz çok zor. O yüzden bu sistem içerisinde hak ihlalleri nasýl önleniyor, ne gibi mekanizmalar var, artýlarý eksileri nelerdir, bunlarý iyi bilmek ve bu araçlarý etkin olarak kullanmak gerekiyor. Güçlü devletlerin yapmasý gereken budur. Öncelikle, hak ihlali kavramý ne demektir? Kýsaca bunun üzerinde durmak istiyorum. Hak kavramý, hukukta, hukukun kiþiye tanýdýðý bir yetki olarak tanýmlanýr. Haklar niteliklerine göre deðiþtiði için, farklý haklarý korum ak için farklý mekanizmalar oluþturulmuþtur. Bugün uluslararasý hukukta, devletlerin karþýlýklý yaptýðý antlaþmalardan kaynaklanan uluslararasý sorumluluk hukuku ka psamýnda, farklý mekanizmalar devreye girmektedir. Ýki devletin arasýnda yaþanan bu problemleri çözecek ayrý mekanizmalar var. Mesela BM Uluslararasý Adalet Divaný, Avrupa Birliði Adalet Divaný, insan haklarý ihlallerine bakan bir mekanizma falan deðil. Bunlar, devlet arasýndaki problemleri, o devletlerin baþvurusu üzerine çözen mekanizmalardýr. Öte yandan insancýl hukuk dediðimiz hukuk kapsamýnda, savaþ ve silahlý çatýþma durumlarýnda gerçekleþen hak ihlalleri çözüme baðlanmaktadýr. Cenevre Sözleþmeleri, insancýl hukukun temel belgeleridir. Bunlar birer insan haklarý sözleþmesi deðildir. Uluslararasý Ceza Mahkemesi de insancýl hukukun bir organýdýr. Öte yandan bireysel hak ihlalleri ve sistematik hak ihlalleri de birbirinden farklý deðerlendirilmektedir. Bireysel hak ihlalinde daha çok belli kiþi ya da kiþilerin uðradýðý hak ihlalleri sözkonusuyken, sistematik hak ihlallerinde devletlerin bizzat kendilerinin sistematik olarak toplu ihlaller gerçekleþtirmesi ya da gerçekleþtirilen sistematik ihlallere göz yummasý sözkonusudur. Sistematik hak ihlalleri ile alakalý durumlarda tabi BM Güvenlik Konseyi nin kararý etkili olmaktadýr. Birleþmiþ Milletlerin, etkisi daha çok evrensel insan haklarý deðerlerini üretm ektedir. Korum a iþlevinde, BM mekanizmalarýndan çok bölgesel örgütler etkindir. Ýnsan haklarý normlarýnýn yapým sürecine baktýðýmýzda, batý deðerleri ve ba tý ülkelerinin etkin olduðu görülür. Hem BM sözleþme içi denetim mekanizmalarýnda hem de sözleþme dýþý denetim mekanizma organlarýnda, belli hukuk gelenekleriyle geniþ bir etki alaný olan ülkeler belirleyici olmaktadýr. BM mekanizmalarýnda üye seçimi, Genel Kurul kararýyla oluyor. Genel Kurul da da bölgesel temsil esastýr. Örneðin Güvenlik Konseyi, geçici üyelerini Genel Kurul la belirlediðinden, Türkiye nin geçtiðimiz yýllarda BM Güvenlik Konseyi ne girmesi özellikle Afrika daki ülkelerin desteðini almasýyla gerçekleþmiþtir. Sözkonusu organlara sürekli belli etkin ülkeler seçilir. Çünkü dünyada belli sömürge ülkeleri var, bunu görmem iz gerekiyor. Frankofon ülkeleri Fransa nýn, A nglosakson ülkeleri Ýngiltere nin etkisi altýndadýr. Ýspanya dünyada 500 milyonluk bir nüfusa hitab eden bir ülkedir. Rusya nýn da çok ciddi 24

bir etki alaný var. Yani dünyada aslýnda bu küresel mekanizmalarý kontrol altýnda tutan belli bazý ülkeler var. Ancak, ilk etapta sorun çok gözebatýcý deðildi. Neden? Çünkü ilk sözleþmelerde çok genel çerçeveler çizilmiþtir. Yani Ýnsan Haklar Evrensel Bildirisi ndeki haklar, aslýnda herkesin kabul edeceði haklardýr. Yaþama hakký, düþünme hakký, inanç özgürlüðü Bunlar çok genel ifadelerdir. Ama daha sonra gitgide bu insan haklarý norm üretme süreci detaylara inmeye baþlýyor. Detaylara inildikçe, norm üretme süreci geniþledikçe, bu kez deðerler arasýnda çatýþmalar çýkabiliyor. Bu da bugünkü uluslararasý sistemin daha da sorgulanýr hale gelmesi demektir. Örneðin AÝHM, türban kararýnda, ya da Refah Partisi kararýnda ne dedi?: Ýslam demokrasinin zýddýdýr, antitezidir dedi. Bir anlam da Ýslam ýn demokrasi ile baðdaþmaz olduðunu iddia etti. Dolayýsýyla Ýslam a, Ýslam hukukuna dayalý bir partinin Avrupa da kurulamayacaðýný, kurulmasýnýn demokratik bir hak olarak iddia edilemeyeceðini ortaya koydu. O zamana kadar Türkiye de kapatýlýp AÝHM ye giden bütün partiler, bölünmez bütünlük ilkesine aykýrý görüldüðü için kapatýlanlar, federal devlet i savunduðu için kapatýlanlar, bunlarýn hiçbirinde hak ihlali görmedi, fakat Refah Partisi nde gördü. Ve cihad söyleminin þiddet içerdiði, Ýslam da þiddetin sözkonusu olduðu, bunlarý savunan bir partinin de kurulamayacaðý söylendi. Bu noktada AÝHM nin ictihadý niçin önemli? Çünkü, AÝHM nin bir konudaki ictihadý, bütün Avrupa için, hatta bütün bölgesel örgütler için bir standart kabul ediliyor. Yani Amerikan Ýnsan Haklarý Mahkemesi de AÝHM nin bu ictihadlarýný kullanýyor. Veya BM deki diðer örgütler de raporlarýný yazarken AÝHM nin ictihadlarýna bakýyor. Çünkü bu konuda dünyadaki en ileri ve en etkin organ Avrupa Ýnsan Haklarý Mahkemesi dir. O yüzden onun ictihadlarý bütün insan haklarý mekanizmalarý için örnek kabul ediliyor. Dolayýsýyla AÝHM, Refah Partisi kararýnda bir örnek oluþturmamak, bu durumu meþrulaþtýrmamak adýna böyle bir karar vermiþtir. Çünkü meþrulaþtýrsaydý, o zaman baþka ülkelerde de benzer partilerin kurulmasý hak olarak iddia edilebilecekti. Bir anlamda bunun önü kesilmiþ oldu. Türban kararýnda da ayný durum sözkonusudur. AÝHM de bir konuda karar verilirken yöntem þudur: Avrupa ülkelerine bakýlýr, Avrupa demokrasilerinde böyle bir uygulama kabul edilebilir mi, edilemez mi diye bakýlýr, ayrýca uluslararasý sözleþmelerde konuyla ilgili maddelere bakýlýr. Türban uluslararasý sözleþmelerde bir hak olarak inanç özgürlüðü baðlamýnda kabul edilir. AÝHM konuyu ele alýrken; Avrupa ülkelerindeki uygulamalarda, özellikle üniversitelerde böyle bir yasak olmadýðýný tespit ediyor. Ancak Türkiye deki laiklik anlayýþý gereði Türkiye nin böyle bir yasak koymasýný, toplumsal ihtiyaç baskýsýný anlýyoruz diyor ve bunu bir ihlal olarak görmüyor. Aslýnda burada kendi koyduðu kriterlerin, normlarýn tamamen dýþýnda bir karar veriyor. Çünkü tersi bir karar alýrsa, bu karar referans alýnacak ve benzer bütün davalarda bu yönde bir ka rar verilm esi gerekecek. BM içerisindeki koruma mekanizmalarýna baktýðýmýzda, sözleþme içi mekanizmalar ve sözleþme dýþý mekanizmalar görüyoruz. Siz BM deki bir sözleþmeye taraf olduðunuzda -9 adet sözleþme ve her sözleþme için ayrý bir insan haklarý koruma mekanizmasý var- bu mekanizmalara da taraf olmuþ oluyorsunuz. Örneðin Türkiye den bu 9 mekanizmanýn hiçbirinde bir tek temsilci yok! Bir de BM de hiçbir sözleþmeye taraf olmasanýz bile iþleyen mekanizmalarý var. Mesela BM Genel Kurulu na baðlý Ýnsan Haklarý Konseyi var. Ve bu Ýnsan Haklarý Konseyi kapsamýnda iki yöntem var. Bu konsey BM deki bütün insan haklarý mekanizmalarýndan sorumlu bir birim. Bütün insan haklarý sözleþmelerinin hazýrlanmasý konusundaki çalýþmalarý yürütüyor. Burada iki önemli mekanizma var: Birincisi 1503 Yöntemi denen bir mekanizma. Buna göre, herhangi bir ülkede sistematik insan haklarý ihlali olursa, yapýlan incelemeler sonucunda Güvenlik Konseyi ne müdahale anlamýnda tavsiye kararý çýkartýlabiliyor. Dolayýsýyla bugün BM Güvenlik Konseyi nin ülkelerin içiþlerine müdahalesi, eðer sistematik insan haklarý varsa meþru kabul ediliyor. Ýçiþlerine müdahale etmeme ilkesi, sistematik insan haklarý ihlali varsa geçerli kabul edilmiyor. Yani bir ülkede sistematik insan haklarý ihlali varsa ve bu mekanizmalar tarafýndan tesbit edilmiþse; BM Güvenlik Konseyi tarafýndan müdahale kararý alýnabiliyor. Ama haklý eleþtirilerde dile getirildiði gibi, BM Güvenlik Konseyi nde, örneðin Çin de ne kadar insan öldürülürse öldürülsün, Rusya ne kadar insan haklarý ihlali yaparsa yapsýn, böyle bir karar çýkmýyor. Ama Libya sözkonusu olduðunda hemen böyle bir karar çýkabilir, ya da Suriye için de belki yakýnda çýkartýlabilir. Bu da zaten adaletsizliðin açýk bir göstergesi. Bu durumun deðiþtirilmesi bana çok zor gibi geliyor. Çünkü bu bir antlaþma ve bu durumda antlaþmayý ortadan kaldýrmanýz gerekiyor. Yeni bir þey yapýlmasý da yine bu 5 ülkenin onayýna baðlý. Böyle bir çýkmaz var. Belki dünyada çok ciddi bir kamuoyu oluþturarak yeni bir sistemin kurulmasý sözkonusu olabilir. 25

Prof. Dr. Mustafa ÞENTOP / Hukukçu Hukukun Gücü mü, Gücün Hukuku mu? BM Örneði 26 Hukuk düzeninde meþruiyet bir þeyin bizzat kendisinden deðil, baþka kriterlerden saðlanýr. Hukuk sistemi de insanlarýn davranýþlarýnýn bir kriteri, ölçütüdür. Mesela kopya çeken bir öðrenciyi düþünelim. Kopya çeken öðrenciyi yanlýþ veya hatalý bir davranýþ içinde olduðu yönünde ihtar eden hocasýna sözkonusu öðrenci, Yaptýðýmýn yanlýþ veya hatalý olduðunu nereden çýkarýyorsun? dediðinde hoca, disiplin yönetmeliðini hatýrlatacaktýr. Fakat öðrenci itirazýný sürdürüp, O disiplin yönetmeliðine neden uymak zorunda olayým ki? dediðinde ise, o yönetmeliðin meþruiyetini sorgulamýþ olur. Bu sorusuna ve itirazýna karþýlýk, Bu disiplin yönetmeliði, Öðretim Kanunu na dayanmaktadýr cevabý verilecektir. Ýtirazýn sonu, anayasadaki ilgili maddeye kadar uzanabilir. Elbette o madde de sorgulanabilir. Ne var ki burada anlattýðýmýz baþka bir noktadýr. Burada asýl nokta, hukuk düzeninin, kendi meþruiyetini hukuk kurallarý bazýnda da, genel olarak sistem bazýnda da bir yere dayandýrmak zorunda olduðudur. Þimdi burada yaptýðým açýklama aslýnda Hans Kelsen in açýklamasý. Buna benzer farklý açýklamalar da var. Hukuka meþruiyet kazandýrma veya hukukun meþruiyetini açýklayan farklý teoriler var. Buraya kadar daha çok birbirine baðlayarak, yani hiyerarþik olarak üst hukuk normundan meþruiyetin saðlandýðýný ileri sürüyor Kelsen. Anayasaya geldiðimizde ve bu soruyu sorduðumuzda anayasanýn üstünde bir pozitif norm yok. Bu durumda anayasanýn farzedilen bir mutabakatla oluþturulduðu, meþruiyetini buradan aldýðý söyleniyor. Batý da Roma dan itibaren 2000 yýllýk mazisine baktýðýmýzda, hukukun bir devlet kreasyonu olduðunu görürüz. Yani hukuku devlet yaratýr, var eder. Bu bütün dönemlerde böyledir. Devlet ve devlet adýna, devletin içinden bazý kurumlar kanunlar koyar. Bu Hristiyanlýk döneminde de böyledir. Çünkü Hristiyan hukuku, Kilise hukuku dediðimiz kanonik hukuk düzeni, aslýnda din adamlarýnýn koyduðu hukuk düzenidir. Yani Kilise hukuku, kanonik hukuk, kutsal kitaptan üretilmiþ bir hukuk düzeni deðildir. Yahudilik ve Ýslam da durum böyle deðildir. Fakat Hristiyanlýkta bir kutsal kitapta hukuk kurallarý yoktur. Çünkü Hristiyanlýk ilahi dinler nazariyesine baktýðýmýzda müstakil bir din olarak deðil, Yahudiliði tamamlayan Beni Ýsrail e gelmiþ bir dindir. Ama daha sonra, ilk olarak birinci yüzyýlda Hristiyanlýk ayrý bir kültürel din olarak kurgulanmýþ ve Yahudilik ten tecrit edilmiþ, soyutlanm ýþ bir ha lde ka rþýmýza ç ýkýyor. Hukukla ilgili tem el esaslar Tevrat ta bulunduðu için Hristiyanlýðý Tevrat tan tecrit ettiðimizde, bu dinin hukukî bir yönünden söz edemez oluruz; zira belirttiðimiz gibi, Ýncil de hukuk esaslarý bulunmamaktadýr. Ýncil de vazedilen ahlakî kurallardan bir dereceye kadar hukuk üretilebilirse de, bu durum baþlýbaþýna hukuk zemini teþkil etmez. Bu bakýmdan, Hristiyan hukuku dediðimiz hukuk düzeni, din adamlarýnýn ürettiði bir hukuk düzenidir. Teknik olarak kanonik hukuk olarak isimlendirilir. Kanonik, yani kanun hukuku Latincede kanon, kanun demektir. Konsillerin almýþ olduðu kararlara kanun denilmektedir. Baþlangýçta kanonlar ilahiyatla, teolojiyle ilgili iken, 9. yüzyýldan itibaren hukukla ilgili kanonlar da çýkmaya baþlamýþtýr. Netice itibariyle, Hristiyanlýk döneminde de yani kanonik hukuk döneminde de hukuk, yine otorite tarafýndan, yani devlet tarafýndan üretilmektedir. Sonraki dönemde Batý da laiklik tartýþmalarý ve parlamentolar ortaya çýkmýþsa da, neticede gerçek þablon deðiþmemiþtir.

Hukuku bütünüyle devlet yaratýp inþa ediyorsa, devleti hukuka baðlamak gerçek anlamda mümkün olmaz. Bu sebeple, öncelikle hukuku devletin dýþýnda tem ellendirm eye yönelik bazý teoriler ortaya konulmuþtur. Ýþte bu noktada, eskiden de var olan tabii hukuk nazariyesi öne çýkar. Özellikle haklar ve özgürlükler, temelde bu nazariyeye dayandýrýlmaktadýr. Yani, hukuk devletten önce ve insanla beraber vardýr anlayýþý Hukuku bütünüyle devlet varetmiyor. Devlet öncesinde de hukukun temel esaslarý mevcuttur gibi bir anlayýþ. Ama bu anlayýþ teoriden ibaret ve baðlayýcý deðil. Daha sonra, tabii hukuk nazariyesi yeterli olmayýnca, devlet gücünü kendi içinde bölerek, hukuku oluþturan kýsýmla uygulayan kýsmý birbirinden ayýrarak dengeleme yoluna gidilmiþtir. Bu, teorik deðil mekanik bir yol. Devlet gücünü, kurallarý koyan ve uygulayan güç olarak birbirinden mekanik bir yolla ayýrabilirsek, o zaman belki devleti biraz daha sýnýrlama imkaný doðabilir. Bu da kuvvetler ayrýlýðý teorisi. Sonuç olarak ikisi de birer teoriden ibarettir. Bu iki teoriyi pozitif hukuk metnine dönüþtürebilmek için yürütülen mücadeleler neticesinde ortaya anayasa çýkmýþtýr. Anayasa, temel hak ve özgürlüklerle ilgili olarak tabii hukuk anlayýþýna, devletin yapýsý ve iþleyiþi ile ilgili olarak da kuvvetler ayrýlýðý teorisine dayanan bir pozitif hukuk metnidir. Anayasa, diðer hukuk metinlerine göre biraz daha güçlü bir metindir. Yani, Devletin kurallarý koyan kýsmý farklý, uygulayan kýsmý farklý þartlarda ve þekillerde oluþsun. Kurallarý koyanlar uygulayamasýn, kurallarý uygulayanlar kural koyama sýn ve deðiþtirem esin muhtevasýna sahip. Bu anlayýþ temelde Ýngiliz siyasi tarihine dayanýyor. Anayasacýlýk hareketleri de 19. yüzyýlda Avrupa da aslýnda bu temel nazariyeye dayanarak ortaya çýkýyor. Yani, tekrar ifade edecek olursak, Batý hukukundaki temel problem, hukukun bütünüyle bir devlet kreasyonu olmasýdýr. Hukuku eðer devlet varediyorsa, devleti hukuka nasýl baðlarýz? problemi de bu durumun bir sonucudur. Þu halde, Batý hukuk tarihinin temel hedefi, devleti hukuka baðlayabilecek bir üst hukuk normu oluþturmak, yani hukukta deðiþmezler alaný, sabiteler alaný oluþturmaktýr. Bunun için, örneðin anayasalar karþýmýza bir metin olarak çýkýyor. Fakat anayasanýn da dayandýðý bir paradigma var. Ýfade ettiðim üzere, bu metni oluþturan mekanizma ile uygulayan mekanizma ayný elde toplanm ama lýdýr. 20. yüzyýlda ise, özellikle 2. Dünya Savaþý öncesinde, gerçekleþen budur. Yani hem yasama organý, hem yürütme organý, hatta hem de anayasayý koruyucu organ Ýtalya da ve Almanya da tek elde toplanmýþtýr. O zaman anayasanýn oturduðu paradigma çökmüþtür. Böylece anayasa, hukukta devleti de baðlayacak bir deðiþmezler alaný olmaktan çýkmýþtýr. Sonra Avrupa da yeni bir deðiþmezler alaný oluþturulmak istenmiþ ve ulusal üstü hukuk dediðimiz, uluslararasý sözleþmelerle, insan haklarý sözleþmeleriyle oluþturulan yeni bir alan açýlmaya çalýþýlmýþtýr. Bu da yine hukukta deðiþmezler arayýþýnýn yeni bir adýmý olarak ka rþýmýza çýkm akt adýr. Buna baðlý olarak kurulla r oluþturulmuþtur. Hala da o mekanizmalarýn içindeyiz. Benim kanaatime göre 11 Eylül den sonra ulusal üstü hukuk ilkeleriyle oluþturulmuþ deðiþmezler alanýnýn dayandýðý paradigma çökmüþtür. Birçok ülkede, yakalama-gözaltýtutuklama ile ilgili esaslarda çok ciddi deðiþiklikler yapýlmýþ, ya da yapýlmaya teþebbüs edilmiþtir. Burada insan haklarý ile ilgili temel problem tesbit edilebilmiþtir. Sözkonusu problem, insan haklarýnýn esasýný, devletin düzenlediði veya devletler arasý sözleþmelerle ortaya konulmuþ metinlere dayandýrmakla ilgili bir problem. Ýnsan haklarýnýn garantisiyle ilgili yaþadýðýmýz problem bununla baðlantýlý. Bu bakýmdan oluþturulmuþ uluslararasý hukuk düzeni, özellikle devletler hukuku dediðimiz alan, aslýnda primitif/ilkel bir hukuk alanýdýr. Bir müeyyidesi olmayan, gerçek anlamda bir yasama organý olmayan bir alandýr. Bu alanda insan haklarý ile ilgili oluþturulan metinlerin güvencesi, hukuk teorisi ile ilgilidir. Halbuki bizim kendi hukuk dünyamýza döndüðümüzde, Ýslam-Osmanlý hukuk dünyasýna göz attýðýmýzda, modernizm öncesi dünyaya baktýðýmýzda; hukuk, yalnýzca devletin yarattýðý bir sistem deðildir. Aslýnda kýta Avrupasý nýn tersine Anglosakson a nla yýþýnda da böyledir. Ö rneðin Anglosaksonlarda örf ve adetler hukuk kuralýdýr. Kara Avrupasý nda da örf ve adetler hukukun bir kaynaðýdýr. Bu 27