ingilizcemegahafi zam.yolasite.com Acute: keskin (düşünce), şiddetli; dar açı; çok çabuk tehlikeli bir biçime gelen hastalık Adapt: uyum sağlamak Addicted: bağımlı, tiryaki Addiction: bağımlılık KPDS ve ÜDS En Çok Çıkan Additional: ilave, ek Adequate: yeterli, uygun, elverişli A - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Abandon: terk etmek, vazgeçmek, bırakmak Abrogate: yürürlükten kaldırmak, (bir kanuna veya anlaşmaya) son vermek Abruptly: aniden; ani ve nezaketsiz biçimde Absolute: tam, mutlak, kesin; tamamen Abstract: soyut Absurd: saçma, gülünç Abundant: bol, çok Accomplish: başarma, tamamlama Accord: uzlaşma Accordingly: buna göre Accountant: muhasebeci Accurate: kesin, doğru, yanlışsız Accused: sanık Accustomed: alışkın, alışılmış, her zamanki Achieve: başarma, elde etme Acknowledgement: onay, kabul etme, tasdik Adjust: ayarlamak, uydurmak, uymak Adjustable: ayarlanabilir, uyarlanabilir Administrate: yönetmek, idare etmek Admirable: takdire değer Advanced: ilerlemiş, ileri Affable Agreeable: rahat, dostça, anlaşılabilir Affair: olay, mesele, sorun Affectionate: müşfik, sevecen Affluent: Wealthy: varlıklı Agreeable: razı, hoş, iyi Aid: yardım Aisle: sıralar arası, yol, geçenek Alliance: ittifak Ally: müttefik, dost Alter: Change Ambiguous: müphem, birden fazla anlama gelebilen Amend: düzeltme, değiştirme Ample: gerektiğinden çok, bol Annual: yıllık, yıldönümü Anticipate: tahmin etmek, ve ona göre davranmak
Apparel Clothing: kılık kıyafet Apparent: açık, apaçık, belirli Appetite Desire for food: iştah, arzu Apply: başvurmak, müracaat etmek, uygulamak B - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Appreciate: takdir etmek Apprehension Fear; korku, endişe; anlayış, kavrayış Approach: yaklaşım, tarz Approval: tasvip, onay; resmi izin Argue: tartışma, münakaşa, iddia etme Argument: tartışma; sav, iddia Article: makale; tanımlık; madde-fıkra; eşya-parça Artisan: zanaatçı, esnaf Ashamed: utanmak Assassinate: suikast yapmak Asset : Advantage: kıymetli şey, beceri, erdem Asset: servet; değerli nitelik Astonished: hayret etmek, şaşkın olmak, şaşırmak At once: derhal; aynı anda Attack: saldırmak Attainment: Achievement, başarı, elde etmek, marifet Attempt: teşebbüs etmek, denemek Attract: cezbetmek, çekmek Available: elde edilebilir, müsait Avidity: gayret, heves, hırs Award: ödül, mükafat Background: geçmiş, tecrübe, arka plan Balance: denge, dengelemek Barely: zar zor, zorla Base: temel, esas; askeri üs Basis: temel, dayanak, öz Beneficial: faydalı Benefit: fayda, yarar Blame: suç, suçlamak Blink: Open and close, gözlerini kırpıştırmak Bloom: çiçek açmak Blossom: çiçek açmak, canlanmak, gelişmek Blunder: gaf, gaf yapmak Boost: artırmak, yükseltmek Boundary: sınır Bound to: zorunlu, kesin, mutlaka Border: sınır Break: off kırılıp ayrılmak, ilişiğini kesmek; birdenbire durmak Breakthrough: cepheyi yarıp geçmek; büyük buluş Briefly: kısa (biçimde), kısaca (özet olarak) Bring down: indirim yapmak, düşürmek
Briskly: Quickly, Energetically canlı ve istenilen tarzda; enerjik Bruise: berelemek, ezmek; bere, ezik Brutality: Cruelty vahşilik Budget: bütçe Bump: vurma, toslama; şiş, tümsek Burglar: (ev, dükkan) soyan hırsız Bury: gömmek, defnetmek; gizlemek, örtmek (312 418 90 98) C - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Call at: uğramak Call off: iptal etmek Call on: ziyaret etmek; talep etmek Call up: telefon atmak Candidate: aday, namzet Capable: yetenekli, ehliyetli Captivate: büyüleme, esir etme, cezbetmek Carry out: yerine getirmek, gerçekleştirmek Cautious: ihtiyatlı, tedbirli Cease: sona ermek, durmak Chance: şans, tesadüfen olmak Charge: ücret; itham; hamle; şarj Charity: sadaka; hayırseverlik, hayır kurumu Cheer: neşe, tezahürat Chemist: kimyager; eczacı Choice: seçmek Choir: koro Clammy: yapış yapış; soğuk nemli Clarify: açıklamak, açıklık getirmek Clear: temizlemek, aklamak, izin vermek Clerk: memur, tezgahtar, sekreter Cliff: uçurum, sarp kayalık Clog: tıkamak, tıkanmak; takunya Coast: kıyı Coincidence: tesadüf Collar: yaka; tasma Collide: çarpışma, çarpma Combine: birleşmek, birleştirmek Commerce: ticaret Compare: mukayese etmek Compensation: bedel, tazminat, telafi Compete: yarışmak; rekabet etmek Competent Capable: ehil, yetenekli, yetkili Competition: yarışma, rekabet, sınama Complaint: şikayet etmek Complete: tamamlamak; tamamen Composed: birleşmiş; bestelenmiş; kendine hakim olmak Compromise: uzlaşmak Conceal: gizlemek, saklamak, örtmek Concession: taviz, ödün Concurrence Agreement: aynı olan, birlik olma, uyuşma; aynı zamana rastlama
Condense: yoğunlaşma; sıvıya dönme; çözeltme Confidence: güven, itimat Confidence: kendine güven Confidential: Secret gizli, sır Confirm: teyit etmek, pekiştirme, onaylama, sürekli, müzmin Confiscated: Seized müsadere etmek, haczetmek; istimlak etmek Conflict: çelişmek Crooked: eğri, çarpık, virajlı, hilekar Crop: mahsul Crowd: kalabalık Cruelty: zulüm, acımasızlık (312 418 90 98) D - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Congratulate: tebrik etmek Conscientious: vicdanlı Consequence: netice ; önem Conserve: koruma muhafaza etme Consider: hesaba katmak; göz önünde tutmak; saymak Considerably: epeyce, oldukça Consist: of müteşekkil olmak, oluşmak Consistently: mütemadiyen, devamlı Constitute: teşkil etmek, tesis etmek; tayin etmek Constitution: anayasa Contaminate: kirletmek; zehirlemek, bozmak Contented: halinden memnun, mutlu Cooperation: işbirliği Courteous: nazik, kibar, saygılı Coward: korkak Creative: yaratıcı Crime: suç, cürüm Criminal: suçla ilgili; suçlu; cezalı Dabble: su serpme; suyla uğraşmak Damage: zarar, zarar vermek Deadline: son teslim tarihi Dealer: satıcı, tacir Decade: on yıl Deception: aldatma, hile Deceptive: aldatıcı, yanıltıcı Decline: gerileme, zayıflama Dedicate: adamak; ithaf etmek Defeat: yenme, bozguna uğratmak Deficient: eksiz yetersiz, noksan Delicate: nazik, hassas, narin Delight: sevinç, zevk, haz, Denial: inkar, yok sayma Deny: inkar etme Depict: göstermek, dile getirmek Deplore: teessüf etmek, üzülmek Dept: borç Desperate: ümitsiz; gözü dünmüş Despondent: ümitsiz, meyus
Determine: belirlemek, tespit etmek azimli, kararlı Detest: nefret etmek, tiksinmek Device: alet, aygıt Devote:,,-e adamak Diluted: sulandırılmış, su katılmış Drift: sürüklenmek Drowsy: Sleepy uykulu, uyku veren Duplicate: Copy kopyasını yapmak Dwindle: giderek azalmak (312 418 90 98) Diminish: azaltmak, küçültmek, eksiltmek Discipline: disiplin Discourteous: nezaketsiz, kaba Discreet: saygılı, dikkatli ve nazik Discretion: basiret, sağduyu, tedbir, ihtiyat Discuss: tartışma, münazara etmek Disease: hastalık Disgraced: gözden düşmüş; itibarsız; yüz karası Disgust: iğrenme, tiksinme, midesini bulandırma Dishonest: sahtekar Disintegrate: parçalamak, bölünmek Disposition: eğilim, mizaç, düzen, tertip Dispute: tartışma Dissolve: çözmek, dağıtmak, yok olmak Distinguish: Ayırmak, ayırt etmek, seçkin, ünlü, kendine yer edinmiş Distrust: güvenmemek Ditch: hendek, ark, kanal Divert: başka yöne çevirmek; saptırmak Divide: bölmek, ayırmak Divulge: ifşa etmek, açığa vurmak Doubt: şüphe, kuşku E - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Eagerness: şevk, istek, arzu Edge: kenar; avantaj Efficient: verimli, randımanlı Elevation: kaldırma, yükseltme; terfi Embark: (on) gemiye binmek; başlamak Embarrassment: utanma, mahcubiyet Emerge: meydana çıkmak Emit: yaymak, çıkarmak Employer: iş veren Encouraging: teşvik edici, cesaretlendirici Endearing: sevdiren Enhance: değerini, gücünü, güzelliğini arttırma, süslemek, genişletmek Enlarge: büyütmek, genişlemek Enlighten: aydınlatmak Enthusiastically: şevkle, hararetle Envy: kıskanma, gıpta etme Equivocal: Ambiguous iki anlama gelebilen Espionage: casusluk
Essential: gerekli Examine: tetkik, muayene etmek, sorguya çekmek Excessive: aşırı, haddinden fazla Exchange: karşılıklı değişmek Excuse: mazeret Exempt: bağışık; muaf; hariç tutmak Exhausted: bitmiş, tükenmiş, yorgun Exhibition: sergi Existence: varlık Exotic: Unusual Expand: genişle(t)mek, büyümek Expedition: yolculuk; sefer Explicit: açık, sarih Explore: keşif, inceleme gezisi Explorer: kaşif seyyah Expose: ifşa etmek; ışığa tutmak; korunmasız bırakmak, maruz bırakmak; teşhir etmek; pozlamak Exposure: ifşa; korunmasızlık; poz Extensive: büyük, derin, kapsamlı Extremely: oldukça fazla F - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Faint: Indistinct donuk, baygın Far: uzak; çok Fatigue: yorgun, bitkin; yormak Fearsome: dehşetli, korkunç Feasible: yapılabilir, mümkün Feeble: zayıf, kuvvetsiz Fever: ateş, hararet; humma Firing: Ateşleme; pişirme; işten atma Fiscal: mali Flawless: kusursuz, defosuz Flee from: kaçmak, firar etmek Flip: fiske atmak; keçileri kaçırmak; hayran olmak; küstah Float: yüzmek, su üstünde kalmak, bir şeyi oluruna bırakmak Floor: zemin Fluctuate: inip çıkmak Flushed: kızarmak, utanmak Foggy: sisli Fool: aldatmak, şaka yapmak, kandırmak Foolishness: aptallık, budalalık Forecast: tahmin etmek Forestall: erken davranıp önlemek Fortunate: şanlı, talihli Frank: açık sözlü, içten, samimi Frightened: korkmuş Fume: pis kokulu gaz, yaymak Fabric: kumaş, doku Fact: gerçek, olgu Futile: boşuna, beyhude
Heat: ısı, ısıtmak G - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Heavely: büyük oranda, şiddetli olarak Hectic: heyecanlı, telaşlı Hence: bu nedenle, bundan dolayı Gain: kazanmak, elde etmek Generation: kuşak Genuinely: hakikaten, gerçekten Giggle: kıkırdamak Gist: ana fikir Gleeful: neşe dolu Globe: küre Global: küresel Goods: mallar, eşya Govern: yönetmek, idare etmek Governmental: yönetimle ilgili H - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Herd: sürü; ayak takımı Hesitate: tereddüt etmek, çekimsemek Hide: sakla-n-mak Highway: anayol Hijacking: hava korsanlığı Hike: uzun yürümek; fiyatını artırmak Homeless: evsiz Honest: samimi, dürüst Housing: barınacak yer Hug: kucaklamak, sarılmak Huge: kocaman, büyük Humorous: komik, güldürücü Hurl: fırlatmakignore: aldırmamak, bilmezden gelmek Halt: mola, durma I - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Hamper: hareketini güçleştirmek, engellemek Hand-held: elde tutlan Harmful: zararlı Harsh: sert, kaba, haşin Harvest: hasat, ürün Hasten: acele etmek, ettirmek Hazardous: tehlikeli, zararlı Impartial: yansız Imprecise: kesin olmayan, dikkatsiz, özensiz Impression: izlenim, etki Impromptu: hazırlıksız, doğaçlama
Improve: ilerletme, geliştirme In charged: sorumlu, görevli Inadvertent: kasıtsız, elde olmayan Incidence: oluş sıklığı, meydana gelme oranı Incline: eğilme, aşağı eğilme Include: kapsamak, içine almak Inconsiderate: başkalarını düşünmez, düşüncesiz Incredible: inanılmaz Incurable: tedavi edilmez, çaresiz Indecisive: kararsız, kesin olmayan Indication: anlatma, belirti, gösterge Indifferent: kayıtsız, umarsız Indispensable: vazgeçilmez, zorunlu Indistinct: belirsiz, bulanık Induce: kandırmak, ikna etmek Industrious: çalışkan, gayretli Interfere :müdahale etme, çatışma, engelleme Interfere with :yoluna çıkmak, engellemek, karışmak Intermittent: kesik kesik, aralıklı Intrepid: Yılmaz, korkusuz, cesur Intricate: Complicated karışık, girift Investigator: dedektif, araştırıcı Investment: yatırım, sağlanan gelir Irrelevant: konu dışı, ilgisiz Irresponsible: sorumsuz Issue: konu; yayım-baskı Item: adet, tane; madde; konu-fıkra J - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Inflammable: kolay tutuşan, parlayıcı Influence: etki Initial: ilk, başlangıç Insignificant: değersiz, önemsiz, belirsiz, Insist:srar etmek Insolent Rude: küstah, terbiyesiz Inspire:telkin etmek, ilham etmek Jam: sıkıştırmak, kilitlemek, izdiham L - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Instructive: öğretici, eğitici Insult: hakaret etme, hor görme Intensity: güçlülük, yoğunluk Intention: niyet Landscape: manzara Lane: dar yol; şerit Law: hukuk, kanun
Leading: önde olan, kılavuzluk eden Leak: sızıntı, çatlak Lecture: ders, konferans Liability: sorumluluk, yükümlülük Limp: topallamak, aksamak Lingered: kolay kolay ayrılmak; Litter: çöp Locate: bulunma, bir yerde yerleşmiş olma Lofty High: yüce, yüksek, azametli Lonely: yalnız, kimsesiz, tenha Look up to Respect: hayran olmak, örnek almak Luck: şans, talih, uğur Mend: Repair tamir etmek Merge: birleşmek, içine katmak Messy: dağınık, düzensiz Mild: ılımlı, hafif, ılıman Misty: sisli, bulanık Misuse: suiistimal; yanlış kullanım Moderate: ılımlı Moist: nemli, ıslak Mold: şekil vermek, kalıp Monster: canavar Mud: çamur; iftira N - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan M - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Neglect: ihmal etmek Majority: çoğunluk Management: idare, yönetim Manufacture: imal etmek Means: yol, yöntem, araç Meddle Interfere: karışmak, burnunu sokmak Medicine: tıp, ilaç Meditative Thoughtful: derin derin düşünen Melt: eri-t-mek, yumuşa-t-mak Negligible: ihmal edilebilir Nod: onaylamak, başını sallamak Notify: bildirmek, haber vermek Notorious: adı çıkmış, kötü şöhretli Novelist: romancı O - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Memorize: ezberlemek
Oversimplify: aşırı basitleştirme Object: itiraz etmek Objection: itiraz; sakınca Obligation: mecburiyet, zorunluluk Obscured: saklı, anlaşılması güç, Obsess: aklına takılmak, fikri sabit yapmak Obstinate: inatçı Obtain: sağlamak, elde etmek Overturn: devirmek, tepe üstü getirmek Owing to: sayesinde; yüzünden dolayı P - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Obvious: açık, anlaşılır, ortada Occasion: fırsat, vesile, önemli gün, özel olay Occasional: arasıra olan, düzensiz Occupation: işgal Occupy: işgal etmek Occur: olmak, meydana gelmek Odorless: kokusuz On strike: grevde Open-minded: Açık fikirli Opinion: fikir Orchid: orkide Outline: ana hat, taslak Output: ürün, verim, çıktı Outrageous: nefret uyandırıcı, öfkelendirici Overactive: çok aktif, hareketli Overburdened: sıkıntılı Overdue: vadesi geçmiş, gecikmiş Overemphatic: fazla vurgulu, çok fazla çarpıcı Overseas: deniz aşırı Pace: adım, hız Pain: acı, sızı, ağrı Pale: solgun Participate: iştirak etmek Partner: ortak Passageway: pasaj, geçit Pay attention to: dikkatini vermek Peculiarity: özellik;,,,-e özgü olma; tuhaflık Percent: yüzde Personality: şahsiyet Pessimistic: kötümser Phony: sahte, düzmece Pick up: toplama, devşirme Plentiful: bol; bereketli Plunge: dalma, fırlama Poetic: şiirsel Point of view: bakış açısı Policy: politika; davranış biçimi; poliçe Polish: cilalamak, boyamak
Poll: oylama, anket Pollute: kirletmek Postpone: ertelemek Praised: övmek Precaution: tedbir, önlem Precisely: tam olarak; kesinlikle Prediction: tahmin Premium: sigorta primi; ödül, prim Purify: temizlemek, arındırmak, saflaştırmak Pursue: peşine düşmek, izini sürmek Put off: elbisesini çıkartmak Q - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Presume: varsaymak Pretense: rolüne girme, bahane Pretext: bahane Prevent: engellemek, korumak Preview: ilk gösterim Previous: önceki, sabık Pride: gurur, iftihar Prior to: öncelikli, daha önemli Quarter: çeyrek; bölge, semt; askeri kışla Quartet: dörtlü R - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Private: özel; şahsa ait Prodigious Huge: şaşılacak, müthiş, kocaman Profilic: çok eser veren Profound: tam, eksiksiz, derin; bilgili; etkileyici Promote: terfi ettirmek Promotion: terfi Propose: önerme, niyet etme, evlilik teklifi Prospects: başarı şansı Prove: kanıtlamak; çıkmak Punctual: dakik Punctuality Being on time Raise: yukarı kaldırmak; artırmak; çocuk yetiştirmek Rate: oran Readily Easily: kolayca, seve seve Readily: isteyerek, gönülden Recast: yeniden çıkarmak, değiştirmek Recent: yakında olmuş Recession: gerileme, durgunluk, azalma Reckless: aldırışsız, kayıtsız Reckon: hesaplamak, tahmin etmek Recover: iyileşmek, yeniden elde etmek Recruit: üye yapmak; işe almak
Refrain: from kendini tutma, sakınma Refugee: mülteci Refute: yalanlamak, çürütmek Regarded as: gibi görülmek, kabul edilmek Region: bölge Rejection: ret Relent: yumuşama, gevşeme, merhamete gelme Relentless: amansız; acımasız, merhametsiz Reliance: geven, itimat Relief: Ferahlama, kurtarma- takviye-; nöbet kişileri Relieve: hafiflemek, rahatlamak Reluctant: isteksiz, tereddütlü Reluctantly: gönülsüzce Remark: söz söyleme; fark etme Remarkable: dikkate, sözü edilmeye değer Remove: çıkarmak, temizlemek, alıp götürmek Renovation: yenileme, tecdit, onarım Represent: temsil etme Reprimand: azar, paylama Reprove: azarlama, paylama Respect: saygı, hürmet Restored: onarılmış; iyileşmiş; işine iade edilmiş Restraint: zaptetme, sınırlama, hakim olma Restriction: sınırlama Resultant: sonucunda ortaya çıkan Reveal: açığa çıkarma; ilhamla bildirme Revere: Loved saymak, saygı göstermek Revise: gözden geçirmek Revive: yeniden canlan-dır-mak Reward: ödül Ridiculous Absurd, Gildings: derecede saçma Rim Edge: kenar Rival: rakip Rot: çürüme, çürük ; zırva Rub: ovma, ovalama Rugged: zor, kaba, yontulmamış, pürüzlü Rule out Reject Runaway: kaçak Rush: aceleyle koşmak, hücum etmek Reputation: ün, itibar Require: gerektirmek; istemek Reservation: yer ayırtma; şart; ihtiyat S - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Resign: istifa etmek, ayrılmak Resignation: istifa; kabullenme Resonance: tınlama Saucer: çay, fincan tabağı Scattered: dağınık
Scheme: plan, tasarı Scholarly: çok derin, bilgili, bilimsel Scholarship: burs; irfan, ilim board: okul yönetimi Scold: azarlama, paylama Scorch: yakmak, kavurmak; acı sözlerle incitmek Scratch: tırmalamak, kazımak, kaşınmak Sealed: mühürlü Seam: dikiş yeri, bağlantı yeri Seed: tohum Seek: araştırmak, bulmaya çalışmak Seize: tutmak, yakalamak, zaptetmek Select: seçmek, ayırım Selfish: bencil Sensitive: duyarlı Separate: ayırmak Serene: sakin; yüce Severe: acı, sert, şiddetli Shade: gölge Shape: şekil Shareholder: hissedar Shattered: mahvolmuş, bitmiş; yorgun Shield Protect: kalkan; korumak Shift :vardiya, rüzgarın yönünü değiştirmesi Shipping: gemiler: sipariş alıp gönderme Shout: bağırmak Shrewd Clever: kurnaz, açık göz Sink: dibe batmak Skillful: becerikli Skip: atlamak Slope: eğim Sly: sinsi Smooth: yumuşak Sneer: dudağını bükmek, küçümsemek Soothe Comforted: sakinleştirmek, rahatlatmak Sophisticated: karmaşık, girift, Spectacle: görülecek şey, Sphere: Globe küre Spokesperson: sözcü Sporadic Intermittent: (düzensiz aralıklarla olan) Squeeze: sıkmak, ezmek Staff :personel, çalışanlar kadrosu; kurmay Statue: heykel Stature: boy-pos; önem; kişilik Stayed late Lingered: oyalanmak Steady: düzenli, sabit Stem from: -den ileri gelmek, doğmak, çıkmak Step: adım, basamak Stern: sert, müsamahasız Stiff: katı, sert, kıran kırana Stingy: cimri, eli sıkı Stockholder: hissedar Straighten: doğrultmak Sinful: günahkar
Strain: kendini zorlamak, gayret göstermek Stray: başıboş, Homeless Stretch: germek, esnetmek Struggle: çabalamak, mücadele etmek Stubborn: inatçı dik başlı Subsidize: Para vermek, desteklemek Subtle: ince, narin; zeka işi Sufficient: yeterli Summary: Özet Superficial: yüzeysel, üstünkörü Superior: daha üstün Supplementary: takviye, ek Surgeon: cerrah, operatör Surmount: üstesinden gelmek, alt etmek, yenmek Surpass: aşmak, üstün olmak Survive: hayatta kalmak; hayatını idame ettirmek Susceptible to: kolay etkilenen, dayanıksız, hassas Suspicion: şüphe, zan Sustain: devam ettirmek, korumak Swell Grow: şişmek, kabarmak; artmak, büyümek Symptom Sign: semptom, belirti Synopsis Summary: özet T - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Tackle: çaresine bakmak; üstesinden gelmek; topu ayağından almak; Talent: yetenek Tax: vergi Tax-exempt: vergiden muaf Tear (teyr): yırtmak; (tiıyr) gözyaşı Tempt: ayartmak, yoldan çıkartmaya çalışmak Testimony: tanıklık, ifade Thorough: tam, dikkatli eksiz Thoughtful: düşünceli Thrifty: tutumlu, idareli Throng Crowd: kalabalık; kalabalık olarak gitmek Tilted Crooked: yatırmak, eğmek, ; meyil Tiny: küçük, ufacık Top: üst, zirve Torn: yırtık Tower: kule Trace Indication: iz, eser ; kopyasını çıkarmak, ipuçlarından olayı çözmek Trail: sürüklemek, gezdirmek; izlemek Tramped Walked heavily: kuvvetli adımla yürümek Tranquil serene: sakin, huzurlu Transaction: iş görme Treachery: ihanet Treatment: muamele, davranış; tedavi Treatment: muamele, davranış; tedavi
Trial: deneme; duruşma Triumph: zafer, başarı Trivial: abes; bayağı; cüzi V - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Trust: güvenmek Trust: güvenmek, inanmak Tunnel Underground passageway U - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Vacant: boş, açık; dalgın Vague: müphem, belirsiz, şüpheli Vanity: Pride, kibir, kendini beğenmiş; abes şey, beyhudelik Varied: değişik, çeşitli; değişken Vast: çok geniş, engin, pek çok Versatile: çok yönlü; elinden birden fazla iş gelen Underestimate: az/düşük olarak tahmin etmek Underground: metro; yer altı Undermine: baltalamak, çökertmek, temelini çürütmek Underrate: hafife almak, küçümsemek Unhesitatingly: tereddüt etmeden Union: birlik; sendika Unique: biricik; tek; eşsiz Unpardonable: affedilemez Unpleasant: nahoş ; tatsız Unrehearsed: provasız Unrestrained: denetimsiz, frenlenmemiş, serbest Vexed Annoyed: bir şeye canı sıkılmak Victim: kurban Victory: Triumph, zafer Violent: sert, şiddetli, zorlu Vital: hayati önemde Voluntarily: gönüllü olarak Vote: oy vermek Vulnerable: saldırı veya tenkide açık / maruz olan W - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Unwillingly: istemeyerek Unwillingness: isteksizlik Wasteful: savurgan, müsrif Weakness: zayıflık; zaaf
Wealthy: zengin, varlıklı Wheel: tekerlek Whip: kamçı; kamçılamak Wise: akıllı, akıllıca, mantıklı Withdraw: çekmek, çekilmek, ayrılmak Wither: solmak, soldurmak, sindirmek Witness: Şahit Worthwhile: yapmaya değer, -e değer Wrinkle: buruşmak, kırışmak Y - KPDS ve ÜDS Sınavlarında Çıkan Yield (to): kabul etmek, baş eğmek..