ÖZET 1. GİRİŞ. 2. Enerji Sektörünün Genel Görünümü Genel Enerji Durumu Enerji Sektöründe Uluslararası Anlaşmalar ve Projeler

Benzer belgeler
Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış

TÜRKIYE NİN MEVCUT ENERJİ DURUMU

AR& GE BÜLTEN Yılına Girerken Enerji Sektörü Öngörüleri

Dünyada Enerji Görünümü

ENERJİ. KÜTAHYA

İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER...

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --

Doç. Dr. Mehmet Azmi AKTACİR HARRAN ÜNİVERSİTESİ GAP-YENEV MERKEZİ OSMANBEY KAMPÜSÜ ŞANLIURFA. Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Yenilenebilir olmayan enerji kaynakları (Birincil yahut Fosil) :

ENERJİ VERİMLİLİĞİ MÜCAHİT COŞKUN

ENERJİ ÜRETİMİ VE ÇEVRESEL ETKİLERİ

Dünyada Enerji Görünümü

ELEKTRİK ve PLANLAMA 21. YÜZYILDA PLANLAMAYI DÜŞÜNMEK. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Cengiz GÖLTAŞ 14 Mayıs 2011

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI

ENERJİ SEKTÖRÜNDE SERA GAZI AZALTIMI ÇALIŞMA GRUBU RAPORU

KÖMÜRÜN ENERJİDEKİ YERİ

ELEKTRİK ENERJİSİ TALEP TAHMİNLERİ, PLANLAMASI ve ELEKTRİK SİSTEMİNİN DETAYLI İNCELENMESİ

İÇİNDEKİLER SUNUŞ... XIII 1. GENEL ENERJİ...1

Türkiye de Rüzgar Enerjisi. 1

Bu dönemde birincil enerji tüketiminin yıllık ortalama yüzde 5,7, elektrik tüketiminin ise yüzde 6,7 oranında büyüdüğü tespit edilmiştir.

Ülkemizde Elektrik Enerjisi:

TÜRKİYE NİN RÜZGAR ENERJİSİ POLİTİKASI ZEYNEP GÜNAYDIN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE DE ENERJİ SEKTÖRÜ SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. 25 Kasım 2015

ENERJİ ALTYAPISI ve YATIRIMLARI Hüseyin VATANSEVER EBSO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Enerji ve Enerji Verimliliği Çalışma Grubu Başkanı

Türkiye nin Elektrik Üretimi ve Tüketimi

Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Doğalgaz Piyasasının Liberalizasyonu

ÜLKEMİZDE ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ VE ALINAN TEDBİRLER

TÜRKİYE NİN HİDROLİK ENERJİ KAYNAKLARI VE EÜAŞ IN BÖLGEMİZE KATKISI

Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Doğalgaz Piyasasının Liberalizasyonu

Enerji ve İklim Haritası

T.C. PODGORİCA BÜYÜKELÇİLİĞİ TİCARET MÜŞAVİRLİĞİ YILLARI ARASINDAKİ ENERJİ DENGESİ İSTATİSTİKLERİ

ENERJİ VERİMLİLİĞİ VE TASARRUFU KURSU

SERA GAZI SALIMLARININ DEĞERLEND

YAKITLAR JEOLOJİSİ DERS PROGRAMI

Enerji Verimliliği : Tanımlar ve Kavramlar

Enervis H o ş g e l d i n i z Ekim 2015

AYLIK ENERJİ İSTATİSTİKLERİ RAPORU-5

AYLIK ENERJİ İSTATİSTİKLERİ RAPORU-3

TÜRKİYE 2013 YILLIK ENERJİ İSTATİSTİKLERİ RAPORU

YAŞAR ÜNİVERSİTESİ Mühendislik Fakültesi

AYLIK ENERJİ İSTATİSTİKLERİ RAPORU-7

Türkiye nin Enerji Teknolojileri Vizyonu

Yenilenebilir Enerji Kaynakları

Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Doğalgaz Piyasasının Liberalizasyonu

AYLIK ENERJİ İSTATİSTİKLERİ RAPORU-1

12. ENERJİ İSTATİSTİKLERİ

Türkiye nin Elektrik Enerjisi Üretimi Kaynaklı Sera Gazı Emisyonunda Beklenen Değişimler ve Karbon Vergisi Uygulaması. Mustafa ÖZCAN, Semra ÖZTÜRK

Bölgesel Güç Olma Yolunda Türkiye nin Enerji Görünümü ve Doğalgaz Piyasasının Liberalizasyonu

Türkiye Elektrik Enerjisi Üretim ve Tüketimine Genel Bakış

(*Birincil Enerji: Herhangi bir dönüşümden geçmemiş enerji kaynağı) Şekil 1 Dünya Ekonomisi ve Birincil Enerji Tüketimi Arasındaki İlişki

Türkiye Rüzgar Enerjisi Sektör Toplantısı ( TÜRES 2017/1 )

Türkiye nin Endüstriyel Emisyonlar Direktifine Uyumu: Enerji Sektörü Üzerindeki Muhtemel Maliyetler

ÖNGÖRÜLEBİLİR PİYASA PERSPEKTİFİNDEN DOĞALGAZ PİYASASINDA REKABET

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI. OLGUN SAKARYA / SBF-ANKARA EMO Enerji Birim Koordinatörü 1

ALTERNATİF ENERJİ KAYNAKLARI

4628 SAYILI ELEKTRİK PİYASASI KANUNU UYGULAMASI SONUÇLARI

TÜRKĐYE NĐN ENERJĐ ARZ POLĐTĐKALARI

SANAYİDE VE KOBİ LERDE ENERJİ VERİMLİLİĞİNİN ARTIRILMASI PROJESİ HAZIRLIK ÇALIŞTAYI. Dr. Mehmet DUYAR

Elektrik Piyasaları Haftalık Raporu 9. Hafta ( )

ÜLKEMİZDE ENERJİ ARZ GÜVENLİĞİ VE ALINAN TEDBİRLER

2013 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Elektrik Piyasaları Haftalık Raporu 7. Hafta ( )

ENERJĠDE DIġA BAĞIMLILIK 2 Nisan 2010 MMO Adana ġube. Koray TUNCER MMO Enerji Birimi Teknik Görevli Mak. Yük. Müh.

Dünya Birincil Enerji Tüketimi Kaynaklar Bazında (%), 2015

Türkiye de Yenilenebilir Enerji Piyasası. Dünya Bankası Shinya Nishimura 28 Haziran 2012

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi.

Doğal Gaz Piyasasındaki Hedef Model Ne?

Elektrik Piyasaları Haftalık Raporu

TÜRKİYE KÖMÜR İŞLETMELERİ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ PAZARLAMA SATIŞ DAİRE BAŞKANLIĞI 2006; EYLÜL ANKARA. Mustafa AKTAŞ

TÜRKİYE DOĞAL GAZ MECLİSİ KIŞ DÖNEMİ DOĞAL GAZ GÜNLÜK PUANT TÜKETİM TAHMİNİ VE GELECEK YILLARA İLİŞKİN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER

Halka açık seminer Elektrik Mühendisleri Odası Trabzon Şubesi Organizasyonu 22 Nisan 2000, saat 18:00 Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi - Trabzon

Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk

TÜRKİYE RÜZGAR VE GÜNEŞ ENERJİSİ POTANSİYELİ. Mustafa ÇALIŞKAN EİE - Yenilenebilir Enerji Kaynakları Şubesi Müdür Vekili

Elektrik Piyasaları Haftalık Raporu 2. Hafta ( )

Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi TÜRKİYE 10. ENERJİ KONGRESİ TÜRKİYE DE ENERJİ VE GELECEĞE YÖNELİK PLANLAR

TÜRKİYE TEKNOLOJİ GELİŞTİRME VAKFI(TTGV) DESTEKLERİ

Elektrik Piyasaları Haftalık Raporu 52. Hafta ( )

TÜRKİYE NİN DOĞALGAZ POTANSİYELİ

TÜRKİYE DE İTHAL KÖMÜRE DAYALI ELEKTRİK ÜRETİMİ

Elektrik Piyasaları Haftalık Raporu 16. Hafta ( )

Elektrik Piyasaları Haftalık Raporu 51. Hafta ( )

YENİLENEBİLİR ENERJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Türkiye Güneş Enerjisi Geleceği Solar TR2016, 06 Aralık

TÜRKİYE DOĞAL GAZ MECLİSİ KIŞ DÖNEMİ DOĞAL GAZ GÜNLÜK PUANT TÜKETİM TAHMİNİ VE ALINMASI GEREKLİ TEDBİRLER

2012 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Fatih YAZITAŞ Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü Yeni Teknolojiler ve Destek Daire Başkanı

EKONOMİ BAKANLIĞI GİRDİ TEDARİK STRATEJİSİ

ENERJİ YATIRIMLARI VE TEŞVİK TEDBİRLERİ

Hidroelektrik Enerji. Enerji Kaynakları

Yenilebilir Enerji Kaynağı Olarak Rüzgar Enerjisi

BİYOKÜTLE ENERJİ SANTRALİ BİOKAREN ENERJİ

TÜRKİYE'DE YENİLENEBİLİR ENERJİ

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012

SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA- YENİLENEBİLİR ENERJİ ve YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI KANUN TASARISI TASLAĞI

Sayın Arsuz Belediye Başkanım,/ Saygıdeğer Konuşmacılar,/

Elektrik Piyasaları Haftalık Raporu 1. Hafta ( )

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (EnVer) & KANUNU

AYLIK ENERJİ İSTATİSTİKLERİ RAPORU-2

ENERJİ POTANSİYELİMİZDEN EKONOMİK OLARAK YARARLANMA OLANAKLARI

ENERJİ VE NÜKLEER TEKNOLOJİ

CEZAYİR ÜLKE RAPORU

Transkript:

ÖZET 1. GİRİŞ 2. Enerji Sektörünün Genel Görünümü 2.1. Genel Enerji Durumu 2.2. Enerji Sektöründe Uluslararası Anlaşmalar ve Projeler 3. Yeniden Yapılandırma Çalışmaları 3.1. Elektrik Sektörünün Yeniden Yapılandırılması 3.2. Doğal Gaz Sektörünün Yeniden Yapılandırılması 4. SWOT Analizi 4.1. Elektrik Piyasasına İlişkin Swot Analizi 1 / 15

4.2. Doğal Gaz Piyasasına İlişkin Swot Analizi 5. Stratejik Hedefler ve Öneriler 6. Sonuç EKLER ÖZET Bu çalışmada, İzmir de dördüncüsü gerçekleştirilen 2004 Türkiye İktisat Kongresi ne sunulmak üzere Türkiye nin enerji sektörüne ilişkin politikaları ve uygulamaları ile elektrik ve doğal gaz piyasaları hakkında bir durum değerlendirilmesi yapılmış olup, elektrik ve doğal gaz sektörlerine ilişkin stratejik hedefler ortaya konulmuştur. 2 / 15

Çalışmanın Giriş bölümünde genel enerji politikalarına değinilmiştir. Enerji Sektörünün Genel Görünümü başlıklı bölümde Türkiye enerji sektörüne ilişkin genel bir bilgi sunulmuş ve alt sektörlere ilişkin istatistiklere yer verilmiştir. Türkiye nin AB ye tam üyelik sürecinde yükümlenmiş olduğu mevzuat uyumlaştırması çalışmalarının enerji sektörü ile ilgili bölümünün önemli bir kısmını teşkil eden elektrik ve doğal gaz sektörlerinin yeniden yapılandırılmasına ilişkin hususlar çalışmanın üçüncü bölümünde irdelenmiş; bu sektörlere ilişkin olarak gerçekleştirilen SWOT (Güçlü Zayıf Yönler; Fırsatlar ve Tehditler) Analizi çalışması ise ayrı bir başlık altında değerlendirilmiştir. SWOT Analizinden çıkarılan sonuçlar stratejik hedef belirlenmesi bağlamında yorumlanarak çalışma tamamlanmıştır. ABSTRACT In this study, for the purpose of presenting to the fourth Economic Congress of Turkey held in İzmir in 2004, an overall assessment has been made as regards the policies and practices of Turkey in the energy sector, particularly, the electricity and natural gas markets, and strategic targets have been put forward concerning the electricity and natural gas markets. 3 / 15

In the Introduction part of the study, main energy policies have been pointed out. In the section entitled Overall Evaluation of the Energy Sector, general information about the Turkey s energy sector has been presented and the statistical information regarding the sub-sectors has been indicated. The restructuring activities in the electricity and natural gas markets, which constitutes the main part of the harmonization activities of the national legislation with the EU energy acquis on which Turkey has commitments within the perspective of the EU membership, have been scrutinized in the third part of the study; in addition, the SWOT Analysis (Strengths-Weaknesses; Opportunities-Threats) on those focal sectors have been considered in the next section. The study has been concluded with comments on the outputs of the SWOT Analysis within the context of determining strategic targets. 1. GİRİŞ İkinci Dünya Savaşı sonrasında tüm toplumların temel hedefi olan iktisadi kalkınma araçlarında ve yöntemlerinde değişiklikler gündeme gelmiştir. Bu dönemde, kalkınma süreçleri ulusal düzeyden bölgesel düzeye kaymaya başlamıştır. Gerek bölgesel gerek uluslararası işbirliği olanaklarının ve normlarının geliştirilmesi, kalkınma stratejilerinin oluşturulmasında belirleyici bir rol üstlenmiştir. Ülkeler, bölgesel ve uluslararası örgütlenmeler içinde yer alarak 4 / 15

ulusal menfaatlerini daha iyi gözetebilir duruma gelmişlerdir. Bu yeni süreç, özellikle 1980 li yıllarda kitle iletişim araçlarının yaratmış olduğu ortamın da ivmelendirmesiyle küreselleşmede yeni bir döneme girilmesine yol açmıştır. Bu dönemde gelişmiş ülkelerin, sahip oldukları teknolojik altyapıyı daha da güçlendirmeleri, buna karşın teknolojik altyapının korunması ve güçlendirilmesi ile toplumsal refahın yaygınlaştırılması için teknolojik açıdan yabancı kaynaklara bağımlı olan ülkelerdeki enerji kaynaklarına daha fazla ihtiyaç duymaları, karşılıklı bağımlılık temelinde işbirliği olanaklarının hayata geçirilmesine neden olmuştur. Bu bağlamda, dünya genelinde artan nüfus, sanayileşme, teknolojinin yaygınlaşması, ekonomik ve sosyal kalkınma arayışları, tüm sektörlerin temel girdisi niteliğindeki enerjiyi her geçen gün daha da önemli bir mal konumuna getirmiştir. Dünya ekonomisi ile hızlı bir entegrasyon sürecinde olan, altyapısını tamamlama, sanayi sektörünü Avrupa Birliği ile rekabet edebilecek bir düzeye çıkarma, bilgi toplumu yaratma ve kalkınma hedeflerini gerçekleştirme çabalarını sürdürmekte olan Türkiye nin temel enerji politikası; arz güvenliğinin sağlanması amacıyla yerli kaynakların rasyonel bir biçimde kullanımına öncelik verilmesi, alternatif enerji kaynaklarının ve yeni teknolojilerin kullanıma sunulması, gerek yakıt gerekse kaynak ülke açısından çeşitliliğin sağlanması, ülke enerji ihtiyacının amaçlanan ekonomik büyümeyi gerçekleştirecek, sosyal kalkınmayı destekleyecek ve yönlendirecek şekilde, zamanında, güvenli, verimli, ucuz ve temiz enerji arzını sağlayacak piyasa yapısının ve uygun yatırım ortamının oluşturulması hususları üzerine odaklanmaktadır. Bu çerçevede dikkate alınan genel ilkeleri aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür. Enerji talebinin karşılanmasında dışa bağımlılık oranının giderek artması nedeniyle arz güvenliği için gerekli tedbirlerin alınması. 5 / 15

Enerji kaynaklarının değerlendirilmesi ve tüketilmesinde çevre ile etkileşim dikkate alınarak faaliyetlerin sürdürülebilir kalkınma ilkeleri çerçevesinde yürütülmesi; bu çerçevede, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının özendirilmesi. Enerji zengin bölgeler ile enerji tüketimi yoğun bölgeler arasında köprü olma konumunun değerlendirilmesi. Enerji teknolojileri çalışmalarının yoğunlaştırılması ve enerji verimliliğinin artırılması. Sektörün serbestleştirilmesi ile enerji piyasasında rekabet ortamı yaratılarak verimliliğin arttırılması ve şeffaflığın sağlanması. Diğer taraftan, Avrupa Birliği ne adaylık statüsünün tescil edildiği Helsinki Zirvesi sonrasında Avrupa Birliği müktesebatına uyum Türkiye nin öncelikli hedefleri arasına girmiştir. Bu kapsamda, enerji politikalarının, ülke gerçekleri gözetilerek AB enerji politikaları ile uyumlu hale getirilmesi yönünde çalışmalar başlatılmış ve uluslararası entegrasyon süreci ve geçmiş deneyimler dikkate alınarak enerji sektörünün yeniden yapılandırılmasına ilişkin reform programları uygulamaya konulmuştur. Ülkemizde, yukarıda belirtilen hedeflere ulaşabilmek üzere, büyük ölçüde kamu tekeli altında olan sektörde köklü bir dönüşüm yapılarak, enerji üretimi, dağıtımı ve ticaretinin serbest ve rekabetçi bir pazar yapısı içerisinde ve büyük ölçüde özel sektör tarafından gerçekleştirilmesi yolu seçilmiştir. Bu çerçevede, enerji piyasanın serbestleştirilmesi önemli hedeflerden birisi olarak benimsenmiştir. Enerji piyasasının serbestleştirilmesi ile yaratılacak rekabet ortamında, sektör verimliliğinin artırılması ve fiyatların düşürülmesi amaçlanmaktadır. Ancak, 6 / 15

rekabetçi enerji piyasalarında arz güvenliğinin temin edilmesinin yanısıra, tüketici haklarının korunması ve serbestleştirme sürecinin sosyo-ekonomik etkilerinin asgari düzeyde tutulabilmesine ilişkin hususlar, söz konusu politik açılımda dikkatle değerlendirilmek zorundadır. Avrupa Birliği müktesebatına uyum bağlamında, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi hususlarına da büyük önem verilmekte olup, bu alanlarda yasal ve idari düzenleme çalışmaları sürdürülmektedir. Türkiye, çevresindeki zengin hidrokarbon kaynakların uluslararası pazarlara kesintisiz ve çevre açısından güvenli olarak taşınması için ticari ve bağımsız ihracat yollarının oluşturulması açısından stratejik bir role sahiptir. Uluslararası ve bölgesel girişimlere katılım ve karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesi, bu anlamda arz güvenliğinin güçlendirilmesi, gerek Türkiye gerek diğer ülkeler açısından siyasi öncelikler arasında yer almaktadır. Stratejik enerji koridorlarının ortasında ve önemli enerji üretim merkezlerinin yakınında yer alan, ciddi bir enerji tüketimi bulunan, gelişmekte olan bir enerji sektörüne sahip Türkiye nin enerji politikalarının, stratejik planlama ilkeleri çerçevesinde belirlenen hedeflere göre oluşturulması büyük önem arz etmektedir. Bu çalışmada, belirtilen hedeflere yönelik olarak bir başlangıç resmi sunulacak olup, yeniden yapılandırma faaliyetlerinin yoğunlaştığı elektrik ve doğal gaz sektörlerinin genel durumunu ortaya koyan SWOT analizi perspektifinde stratejik hedeflere yönelik öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır. 2. ENERJİ SEKTÖRÜNÜN GENEL GÖRÜNÜMÜ 2.1. Genel Enerji Durumu 7 / 15

Türkiye, bugün ticari olarak kullanılan teknolojiler dikkate alındığında, enerji kaynakları açısından zengin sayılamayacak bir ülkedir. Türkiye nin toplam kömür rezervi ile jeotermal ve hidrolik enerji potansiyeli toplamı, bu alanda dünya kaynaklarının % 1 ine tekabül etmektedir. Petrol ve doğal gaz rezervleri ise son derece kısıtlıdır. Türkiye birincil enerji üretimi ağırlıklı olarak kömür ve yenilenebilir enerji kaynaklarından (hidrolik, biyokütle, rüzgar, güneş ve jeotermal) sağlanmakla birlikte, tüketim, bu kaynakların yanısıra petrol ve son yıllarda artan oranlarda doğal gazdan karşılanmaktadır. 2002 yılında, Türkiye birincil enerji kaynakları üretimi 24,6 MTEP (milyon ton petrol eşdeğeri), genel enerji tüketimi ise 78,4 MTEP olarak gerçekleşmiştir. Genel enerji tüketiminde %39 ile petrol en büyük payı almış olup, bunu %27 ile kömür, %21 ile doğal gaz izlemiş; geri kalan %13 lük bölümünü ise hidrolik dahil olmak üzere yenilenebilir kaynaklar oluşturmuştur. 2002 yılı itibarıyla birincil enerji talebinin ancak %31 lik kısmı yerli kaynaklar ile karşılanabilmiştir. Gelecek yıllarda bu oranın daha da düşmesi beklenmektedir. Yerli kaynaklara dayalı enerji üretiminde kömür önemli bir yere sahiptir. 2002 yılında birincil enerji kaynakları üretimi içerisinde toplam kömür üretimi 11,6 MTEP ile %47 lik bir pay almıştır. Bu kaynakların tüketimine bakıldığında; 1990 yılında 8,2 milyon ton olan taşkömürü tüketiminin yıllık ortalama %4,4 artışla 2002 yılında 13,8 milyon tona ulaştığı görülmektedir. Bu miktarın yaklaşık 11 milyon tonu, demir-çelik sektörü dahil olmak üzere sanayi sektöründe tüketilmiştir. 1990 yılında 45,9 milyon ton olan linyit tüketimi ise, yıllık ortalama %9,6 artışla 2002 yılında 51,4 milyon tona 8 / 15

ulaşmıştır. 2002 yılında linyit arzının %82 si (41,9 Mt.) termik santrallarda tüketilmiştir. 2002 yılında toplam nihai enerji tüketiminin %20 sini (11,7 MTEP), toplam enerji arzının ise %27'sini (21,2 MTEP) kömür oluşturmuştur. Türkiye de taşkömürünün tümü Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü (TTK) tarafından, linyitin bir bölümü ve asfaltitin tamamı ise Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu Genel Müdürlüğü (TKİ) tarafından üretilmektedir. 2002 yılında, linyit üretiminin %60 ı TKİ tarafından gerçekleştirilmiştir. Özel sektör 2002 yılı üretiminin %8 ini gerçekleştirirken, geri kalan %32 lik üretim ise Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) tarafından gerçekleştirilmiştir. 2002 yılında petrol üretimi 2,4 milyon ton olarak gerçekleşmiş olup, bu üretim miktarı toplam petrol talebinin %8 ine karşılık gelmektedir. Petrol üretimi 1990 yılından beri azalmaktadır. Türkiye de ham petrolün büyük bir bölümü Güney Doğu Anadolu Bölgesi nde, çok az bir kısmı ise Trakya bölgesinde üretilmektedir. Türkiye'de, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) petrol arama ve üretim faaliyetlerinden, TÜPRAŞ ise rafineri faaliyetlerinden sorumludur. 2002 yılı itibarıyla, TÜPRAŞ hisselerinin yaklaşık %34,2 si halka arz edilmiş olup, bu kuruluşun tamamen özelleştirilmesine yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. Sektörde petrol ürünlerinin dağıtım ve pazarlama faaliyetlerinden sorumlu kuruluş olan Petrol Ofisi ise tamamen özelleştirilmiştir. Kamu sektöründe, ülke içinde ve dışında petrol ve doğal gaz kaynaklarının araştırılması, bulunması ve üretimi TPAO nun sorumluluğundadır. Avrupa Birliği Müktesebatının Üstlenilmesine İlişkin Ulusal Program (Ulusal Program), petrol sektörünün de yeniden yapılandırılmasını öngörmektedir. Bu çerçevede, petrol piyasasının daha da serbestleşmesini sağlayarak, yerli/yabancı yatırımcıların güvenli, istikrarlı ve şeffaf piyasa koşulları altında piyasada faaliyet göstermelerine uygun ortam hazırlanmasını amaçlayan 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu 20 Aralık 2003 tarihli Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe 9 / 15

girmiştir. Kanun, idari yapılanma açısından birtakım değişiklikleri beraberinde getirmektedir. Bu çerçevede, petrol piyasası faaliyetleri, elektrik ve doğal gaz gibi enerji kaynakları ile birlikte ele alınarak, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu nun düzenleme ve denetimine bırakılmıştır. Türkiye de doğal gaz üretimine 1976 yılında başlanmış olup, 2002 yılında üretim 407 milyon m3 olarak gerçekleşmiştir. Doğal gaz tüketimi ise, özellikle 1980 li yılların ortasından itibaren doğal gaz ithalatına başlanmasıyla hızla artmıştır. 2002 yılında 17,7 milyar m3 ile toplam birincil enerji arzının %20,5 ini doğal gaz oluşturmuş, toplam doğal gaz arzının %59 u ise elektrik üretimi amacıyla kullanılmıştır. Doğal gazın diğer sektörlerdeki tüketimi de hızla artarak 2002 yılında 6,3 milyar m3 e ulaşmış ve toplam nihai tüketimin %10,7 sini oluşturmuştur. 1987 yılında 500 milyon m3 ile başlayan gaz tüketimi, 2002 yılında yaklaşık 18 milyar m3 e ulaşmıştır. Türkiye de üretilen 407 milyon metreküp doğal gaz, 2002 yılındaki tüketimin sadece %2,3 ünü karşılamaktadır. Talebin geri kalan kısmı boru hatları vasıtasıyla veya sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) olarak ithal edilmektedir. 2002 yılında çeşitli ülkelerden toplam 17,3 milyar m3 doğal gaz ve LNG ithalatı yapılmıştır. Yenilenebilir enerji üretimi 2002 yılında 10 MTEP e ulaşmış olup, bu miktar toplam birincil enerji arzının %12,8 ine karşılık gelmektedir. Yenilenebilir enerji üretimi, toplam kömür üretiminden sonra Türkiye nin birincil enerji üretiminde ikinci sırayı almaktadır. Yenilenebilir enerji arzının yaklaşık üçte ikisini (6 MTEP) biyokütle (odun, hayvan ve bitki artıkları) oluşturmaktadır. Geri kalan kısmı da, büyük çoğunluğu hidrolik olmak üzere diğer kaynaklardan sağlanmıştır. Gerek enerji ithalatı bağımlılığının ve olumsuz çevresel etkilerin azaltılmasına, gerekse arz güvenliğinin sağlanmasına katkıda bulunmak amacıyla, enerji arz dengesinde yenilenebilir enerji kullanımının artırılması, Türkiye ulusal enerji 10 / 15

politikasının önemli bir parçasını oluşturmakta olup, bu kaynakların artan oranlarda kullanılması için çeşitli özendirme araçları geliştirilmektedir. Bu çerçevede, yeni piyasada yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesisi kuracak yatırımcılara, Dünya Bankası ndan temin edilen kredinin kalkınma bankaları aracılığı ile kullandırılmasına yönelik çalışmalar tamamlanmıştır. AB ye tam üyelik hedefleri perspektifinde, yenilenebilir enerji kaynakları üretiminin artırılması için bir program hazırlanması, kısa vadeli öncelikler arasında yer almaktadır. Bu çerçevede, AB nin Elektrik İç Pazarında Yenilenebilir Enerji Kaynaklarından Üretilen Elektriğin Artırılması Hakkında 27 Eylül 2001 tarihli ve 2001/77/EC sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konseyi Direktifi çerçevesinde bir Yenilenebilir Enerji Kanunu hazırlanmasına yönelik çalışmalar başlatılmıştır. Bu kanunla, yenilenebilir enerji kullanımının, serbest piyasa koşulları dikkate alınarak artırılması ve desteklenmesi için gerekli yasal temeller oluşturulacaktır. Bunların yanında, yatırımları devam eden büyük HES projelerinin tamamlanması da öncelikli hedefler arasındadır. Ayrıca, alternatif enerji kaynaklarının geliştirilmesine yönelik olarak araştırma geliştirme (Ar-Ge) çalışmaları, Türkiye nin öncelikleri arasında yer almaktadır. Türkiye ile Birleşmiş Milletler UNIDO arasında 21 Ekim 2003 tarihinde imzalanan Güvence Fonu Anlaşması ile ülkemizde Uluslararası Hidrojen Enerjisi Teknolojileri Merkezi nin kurulmasıyla ilgili ilk adım atılmıştır. Merkezin kurulma amacı; gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasında hidrojen teknolojilerinin geliştirilmesi ile ilgili bilgi iletişimini sağlamak, hidrojen enerjisi ile çalışan pilot tesisler kurmak, hidrojen enerjisi konusunda Ar-Ge çalışmaları yapmak, kısa ve uzun dönemli eğitimler vermek, bilimsel toplantılar düzenlemek, danışmanlık hizmeti vermek ve hidrojen teknolojileri konusunda faaliyet gösteren kurumlarla işbirliği yapmaktır. Merkezin çalışma alanları; hidrojen enerjisi politikalarını belirlemek, hidrojen enerjisi ekonomisi, çevre ilişkileri, üretim teknolojileri, depolama teknikleri, taşıma sistemleri, taşıtlar üzerindeki uygulamalar ve yakıt pilleri olarak belirlenmiştir. Türkiye de 1990 yılında 41,6 MTEP olan nihai enerji tüketimi (NET) yıllık ortalama %2,9 luk artış göstererek 2002 yılında 58,8 MTEP e ulaşmıştır. 1990-2002 yılları 11 / 15

arasında Türkiye nihai enerji tüketim yapısındaki önemli değişiklik, elektrik enerjisi ve doğal gaz tüketiminde olmuştur. Doğal gazın payı 1990 yılında %1,9 dan, 2002 yılında %10,7 ye; aynı dönemde elektrik enerjisinin payı ise 9,4 ten %14,8 e yükselmiştir. Bu dönem içerisinde gerek jeotermal ısı kullanımında ve gerekse güneş enerjisi tüketimlerinde önemli artışlar gözlenirken, ticari olmayan yakıtların tüketimlerinde de düşüşler olmuştur. Ayrıca, 1999 yılından itibaren rüzgârdan elektrik enerjisi üretimine de başlanmıştır. 2002 yılı nihai enerji tüketiminde en yüksek pay %42,7 ile petrole aittir. Diğer kaynakların payı ise; %10,2 ile ticari olmayan kaynaklar, %9 ile taşkömürü, %4,8 ile linyit, %6,1 ile ikincil kömür ve %1,8 ile yenilenebilir kaynaklar olarak gerçekleşmiştir. 1990-2002 yılları arasında enerji tüketiminin sektörlere dağılımı incelendiğinde; 1990 yılında 15,4 MTEP olan konut ve hizmetler sektörü tüketiminin 2002 yılında 18,2 MTEP'e ulaştığı görülmüştür. Konut ve hizmetler sektöründe tüketilen enerjinin %38 i yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanmıştır. Sektörde kullanılan yenilenebilir kaynakların payı sırasıyla şöyledir: %32,9 odun ile hayvan ve bitki artıkları, %4 jeotermal ısı ve %1,1 güneş enerjisi. Bu dönem içerisinde, konut ve hizmetler sektörü enerji tüketiminde elektrik enerjisinin payı hızla artarak %9,3 ten %23 e ulaşmıştır. Aynı şekilde doğal gazın payı %0,3 ten %14,6 ya çıkmıştır. 1990 yılında GSYİH içerisinde sanayinin payı %27 iken, bu oran 2002 yılında %29 a ulaşmıştır. Nihai enerji tüketimi içerisinde ise sanayi sektörünün payı 1990 yılında %35 ten 2002 yılında %42 ye çıkmıştır. Bu oranlardan anlaşılacağı üzere, Türkiye de sanayileşme süreci enerji yoğun sektörlerde devam etmektedir. 1990 ve 2002 yılları karşılaştırıldığında; payı azalmakla birlikte (%36 dan %26 ya) petrol, sanayi sektörünün ana yakıtı olma durumunu korumaktadır. Bununla beraber, sektörde kullanılan doğal gazın payı hızla artmaya devam etmekte olup, söz konusu dönem zarfında doğal gazın sanayi sektörü tüketimindeki payı %5 ten %15 e ulaşmıştır. 12 / 15

Ulaştırma sektörünün, 1990 yılında nihai enerji tüketimi içerisinde %21 olan payı, 2002 yılında %19 olarak gerçekleşmiştir. Sektörde %93 ile en büyük payı karayolu ulaştırması almaktadır. Ulaştırma sektöründe doğal olarak ana yakıt petrol olmakla birlikte, bir miktar doğal gaz ve elektrik enerjisi de tüketilmektedir. Ülkemizde son yıllarda ulaştırmadan kaynaklanan çevre kirliliğinin önlenebilmesi amacıyla araçlarda LPG nin tüketimi teşvik edilmiş ve bunun sonucunda ulaşımda tüketilen toplam petrol ürünleri içerisinde LPG nin payında önemli artışlar görülmüş olup, 2002 yılında bu oran %11 seviyesine ulaşmıştır. İkincil enerji kaynağı olan elektrik enerjisi tüketiminde de 1980 li yıllardan itibaren önemli artışlar kaydedilmiştir. 2002 yılı sonu itibariyle 132,6 milyar kwh olarak gerçekleşen elektrik enerjisi talebinin 2010 yıllında 270 milyar kwh olması beklenmektedir. 2002 yılında elektrik enerjisi toplam kurulu gücü 31.846 MW düzeyine ulaşmıştır. Kurulu gücün %66,2 si EÜAŞ ve bağlı ortaklıklarına, %14,6 sı özel sektör üretim şirketlerine, %3,5 i ayrıcalıklı şirketlere, %11,7 si otoprodüktörlere, %2 si İHD santrallarına ve %2 si ise mobil santrallara aittir. Enerji sektöründe elektrik enerjisinin kritik bir önemi bulunmaktadır. Elektrik enerjisi, enerjiye doymuş gelişmiş ülkelerde bile talebi artan bir enerjidir. 1990-2002 yılları arasında kurulu güçte 15.528 MW'lık bir artış kaydedilmiştir. Toplam kurulu gücün 19.568 MW'ını (%61,4) termik, 12.241 MW'ını (%38,4) hidroelektrik, 37 MW ını ise jeotermal ve rüzgar enerjisi santralları oluşturmaktadır. 1985 yılına kadar termik kapasite içerisinde en fazla payı alan linyit santrallarının payı, bu yıldan itibaren sisteme dahil edilen doğal gaz yakıtlı santrallar nedeniyle düşmüştür. 2002 yılında Türkiye toplam kurulu gücünün yaklaşık %22 si katı yakıtlı, %8 i sıvı yakıtlı ve %23 ü ise doğal gaz yakıtlı santrallardan oluşmuştur. Elektrik enerjisi üretiminin kaynaklar bazında dağılımı incelendiğinde; 2002 yılı itibariyle gerçekleşen 129.400 GWh'lık üretimin 95.563 GWh'ı (%74) termik santrallardan, 33.684 GWh'ı ise (%26) hidroelektrik santrallardan sağlanmıştır. 2002 yılı itibariyle doğal gaz santralları elektrik enerjisi üretiminde %41'lik pay ile önemli bir yer tutmaktadır. 13 / 15

2002 yılında elektrik enerjisi üretiminin 77.332 GWh'ı (% 59,8) kamu mülkiyetindeki santrallardan, 4.507 GWh'ı (% 3,5) ayrıcalıklı şirketlere ait santrallardan, 19.700 GWh'ı (% 15,2) özel sektör üretim şirketlerine ait santrallardan, 3.209 GWh ı (%2,5) mobil santrallardan ve 20.447 GWh'ı (%15,8) otoprodüktör tesislerinden, geri kalan % 3,2 lik miktar ise İHD gerçekleştirilen santrallardan sağlanmıştır. 2000 yılında 124,9 milyar kwh olan brüt elektrik enerjisi üretimi, 2001 yılında 122,7 milyar kwh e düşmüş, 2002 yılında ise yaklaşık %5,4 lük artışla 129,4 milyar kwh olarak gerçekleşmiştir. Elektrik enerjisi tüketiminde ise 2002 yılında 2001 yılına nazaran yaklaşık %5,9 luk bir artış olmuştur. 1990 yılında 1.012 kwh olan kişi başına brüt elektrik enerjisi tüketimi 2002 yılında 1.903 kwh e ulaşmıştır. Elektrik enerjisi tüketiminin sektörel bazda dağılımı incelendiğinde; 1990 yılında 29.212 GWh ile %62 lik paya sahip olan sanayi sektörünün elektrik enerjisi tüketimi 2002 yılında 49.595 GWh'e ulaşmış olmasına rağmen, toplam tüketimde sektörün payının %48 seviyesine indiği görülmektedir. Konut ve hizmetler sektöründe ise tüketim 16.688 GWh'ten 48.933 GWh'e ulaşırken, sektörün toplam elektrik enerjisi tüketimindeki payı %36 dan %48 e yükselmiştir. Tarım sektörünün payı %1 den %3 e çıkmış, tüketim miktarı ise 3.442 GWh'e ulaşmıştır. Aynı dönemde ulaştırma sektörünün toplam elektrik enerjisi tüketiminden almış olduğu payda önemli bir değişiklik olmamıştır. Buna göre 1990 yılında 834 kwh olan kişi başına net elektrik enerjisi tüketimi 2002 yılında ancak 1.476 kwh e ulaşabilmiştir. Türkiye nin önemli yerli kaynaklarından olan ve ağırlıklı olarak elektrik üretiminde kullanılan linyitten elde edilebilecek elektrik enerjisi miktarı yıllık toplam 116 milyar kwh civarında olup, halen bunun %36 lık kısmı değerlendirilmiş durumdadır. Aynı şekilde ekonomik olarak belirlenen 126 milyar kwh lık Türkiye hidrolik enerji potansiyelinin %35 lik kısmı işletmede, 11 milyar kwh lık kısmı ise inşa halindedir. Bugün için ekonomik olmayan hidroelektrik potansiyelden de faydalanılabilmesi 14 / 15

amacıyla AR-GE çalışmaları başlatılmıştır. Bu çerçevede, küçük hidroelektrik santralların projelendirilmesi yapılmıştır. Genel enerji ve elektrik enerjisinin üretim, tüketim değerleri ile kullanıcı gruplarına göre dağılımı ekte yer alan tablolarda gösterilmektedir. Diğer yandan, küresel iklim değişikliği kaygıları, bölgesel ticaret ve yatırım sözleşmeleri, yerel çevresel konular, sürdürülebilir kalkınma ihtiyacı enerji verimliliğinin geliştirilmesi gereğini ortaya koymaktadır. Enerji verimliliğinin artırılması ve yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik edilmesi amacına yönelik olarak; rüzgâr ve güneş enerjisi sistemleri üzerinde araştırma ve uygulama faaliyetlerinin yanısıra kaynak değerlendirme çalışmaları sürdürülmektedir. Türkiye de enerji verimliliği göstergeleri gözönüne alındığında, sanayi, tarım, konut ve hizmet sektörlerinde enerji tasarrufu konusunda önemli bir potansiyelin söz konusu olduğu görülmektedir. Bu açıdan, sektörde beklenen yüksek enerji talep artışı dikkate alınarak, sanayi sektörü, enerji tasarrufu programlarının öncelikli alanı olarak belirlenmiştir. Enerji verimliliği hususlarını kapsayacak genel bir çerçeve oluşturması amacıyla Enerji Verimliliği Kanunu hazırlanmasına yönelik çalışmalar sürdürülmektedir. Enerji verimliliği konusunda yürütülen mevzuat çalışmalarının yanısıra Türkiye için bağlayıcılığı olan Avrupa Enerji Şartı Konferansı Nihai Senedi, Enerji Şartı Antlaşması ve Ekini Teşkil Eden Kararlar ile Enerji Verimliliğine ve İlgili Çevresel Hususlara ilişkin Enerji Şartı Protokolü 6 Şubat 2000 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Kay.Tar:18.10.2008 15 / 15