Batı Afrika da Kaçakçılık ve Mağrib Kaidesi Arasındaki İlişki



Benzer belgeler
BATI AFRİKA ÜLKELERİ RAPORU

SONUÇ ve ÖNERİLER Askeri operasyonlar sorunu İnsani sorun

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Tarım, yeryüzündeki belli başlı üretim şekillerinden en gerekli ve yaygın olanıdır. Tarımın yapılış şekli ve yoğunluğu, ülkelerin gelişmişlik

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

SİVİL GLOBAL GLOBAL SİVİL DİPLOMASİ İNŞASI PROGRAMI Potansiyelin Keşfi

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

İSLAM ÜLKELERİNDE NÜFUS ÖNGÖRÜLERİ 2050 ARALIK 2011

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Atatürk ün Dış Politika Stratejisi: Hedefler ve Prensipler

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

Değerli S. Arabistan Cidde Uluslararası Türk Okulu

Amerikan Stratejik Yazımından...

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

İZMİR TİCARET ODASI GAMBİYA CUMHURİYETİ ÜLKE RAPORU

AFRİKA ANALİZİ Türkiye nin un ihracatı 100 den fazla ülkeye yapılırken, bu ülkelerin 44 tanesi Afrika kıtasında bulunmaktadır.

Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

İZMİR TİCARET ODASI GAMBİYA CUMHURİYETİ ÜLKE RAPORU

Dış Ticaret Müsteşarlığı nca ekonomik ve ticari ilişkilerimizin geliştirilmesi amacıyla çeşitli stratejiler uygulamaya konmuş bulunmaktadır.

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

İÇİNDEKİLER. Önsöz... Şekiller ve Tablolar Listesi... xii 1. BÖLÜM ENTEGRASYON VE ENTEGRASYONUN ETKİLERİ

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

NİJERYA ÜLKE RAPORU 2015

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Afganistan'da Afyon Üretimi Dosyası (İnfografik)

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Uluslararası İlişkiler Ana Gazi Üniversitesi 2004

KORKMADAN ÖĞRENMEK OKUL ve OKUL ÇEVRESİ GÜVENLİĞİ

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

Siber Savaş ve Terörizm Dr. Muhammet Baykara

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI. Şubat 2018

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

AFRİKA BÜLTENİ (29 Eylül-17 Ekim)

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri Sektör Raporu 2010

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

Son 5 yıldır Orta Doğu pazarında %48 gibi bir Pazar kaybı yaşayan Türkiye, bu pazarı tekrar kazanabileceği değerlendirilmektedir.

1974 Kıbrıs Barış Harekatı ndan sonra uygulanan silah ambargosu, ülkemizde savunma sistemlerinin temininde ve askeri haberleşme ihtiyaçlarının

Tahriru'ş Şam'dan Ahraru'ş Şam'a: Sizlerle tek yumruk olmayı temenni ediyorduk

TOPLAM

Birleşmiş Milletler Asya ve Pasifik Ekonomik ve Sosyal Komisyonu (UNESCAP)

Sudan'da Türk-Sudan İlişkileri Sempozyumu düzenlendi

1. Ulaştırma. TR82 Bölgesi Kastamonu Çankırı Sinop

GIDA GÜVENCESİ-GIDA GÜVENLİĞİ

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

CEZAYİR ÜLKE RAPORU

TOPLAM

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI 6. SINIF SOSYAL BİLGİLER DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU PLANI, KAZANIMLARI VE TESTLERİ

TOPLAM

TOPLAM

TOPLAM

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

2.3. SOĞUK SAVAŞ SONRASI AFRİKA POLİTİKASI

Ülkelerin Siber Savaş Kabiliyetleri. SG 507 Siber Savaşlar Güz 2014 Yrd. Doç. Dr. Ferhat Dikbıyık

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi. Uluslar arası İlişkiler Bölümü

Araştırma Notu 15/179

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

TÜRKİYE - ECOWAS EKONOMİ VE İŞ FORUMU Şubat 2018 İstanbul. Sponsorluk Dosyası.

KÜRESEL TİCARETİN ÜÇ ELEMANI: HAMMADDE, ÜRETİM, PAZAR

İZMİR TİCARET ODASI GAMBİYA CUMHURİYETİ ÜLKE RAPORU

Beyin Gücünden Beyin Göçüne...

Devrim Öncesinde Yemen

TOPLAM

Aylık Dış Ticaret Analizi

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, (1)

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

Mali de politik istikrarsızlık sonucu yaşanan kıtlık

TOPLAM

ÇİMENTO SEKTÖRÜNE GLOBAL BAKIŞ

MALİ KRİZİ SAHA RAPORU

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

Tarım & gıda alanlarında küreselleşme düzeyi. Hareket planları / çözüm önerileri. Uluslararası yatırımlar ve Türkiye


Afrika Ülkelerinin Bağımsızlık Dönemleri

İZMİR TİCARET ODASI BENİN CUMHURİYETİ ÜLKE RAPORU

Ulaşım Coğrafyası. Konu 10 Ulaşım biçimleri (Deniz ulaşımı)

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007

VİZYON BELGESİ (TASLAK)

TOPLAM

AVUSTURYA VE MACARİSTAN DA TAHIL VE UN PAZARI

Avrupa da Yerelleşen İslam

Ders Kodu Dersin Adı Yarıyıl Teori Uygulama Lab Kredisi AKTS RI-701 Dış Politika ve Karar Alma Süreçleri

sigara kullanma yaşının 7 ye, alkol kullanımının 12 li yaşlara

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

İSTANBUL GÜVENLİK KONFERANSI 2016 Devlet Doğasının Değişimi: Güvenliğin Sınırları

İslam Dünyasından Darbe Girişimine Tepkiler

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

T.C. EKONOMİ BAKANLIĞI TÜRK TEKNİK MÜŞAVİRLİK HİZMETLERİ SEKTÖRÜ

BİR ÇÖLLEŞME İLE MÜCADELE GİRİŞİMİ DRYNET PROJESİ

Transkript:

Batı Afrika da Kaçakçılık ve Mağrib Kaidesi Arasındaki İlişki Batı Afrika da Kaçakçılık ve Mağrib Kaidesi Arasındaki İlişki Hatice EKE Uyuşturucu kaçakçılığı hem toplum sağlığını hem de güvenliği tehdit eden bir unsur olduğundan devletlerin yıllardır mücadele ettiği uluslararası bir problemdir. Devletlerin mücadelesi karşısında bu illegal faaliyeti yürütenler yeni yollar bulmayı başarmıştır. Batı Afrika nın küresel uyuşturucu kaçakçılığı ağlarının öneminin artması da bu çerçevede ele alınabilir. Batı Afrika da büyüyen bir diğer tehdit ise terördür. Bilhassa Cezayir, Libya ve Mali deki iç savaşların ardından etkisini artıran terör örgütlerinin mali kaynaklarını nasıl elde ettiği önemli bir sorundur. Bu bağlamda iki illegal faaliyet, terör ve kaçakçılık, arasında simbiyotik bir ilişkinin var olduğu iddia edilmektedir. Analiz kapsamında iki tehdit arasında nasıl bir bağ olduğunu ortaya koymak için Batı Afrika nın Sahra-Sahil1 bölgesinde uyuşturucu gibi illegal ürünlerin kaçakçılığından evvel oluşturulmuş 1 Sahil Kuşağı, Sahil ekseni (İng. Sahel) olarak da bilinmektedir. Batıda Atlas Okyanusu ndan (Senegal ve Moritanya sınırından) doğuda Kızıldeniz e (Sudan ve Eritre sınırında) uzanan, Sahra çölünün güneyindeki tropik otlaklar ve savanalardan oluşan yaklaşık 4 bin km uzunluğundaki ekobölgedir. ticaret yollarının kaçakçılığa nasıl açıldığı incelenecektir. Daha sonra Sahra bölgesinde etkin olan Mağrip Kaidesi ve kolları üzerinden terör örgütlerinin ortaya çıkışı ve gelişmesi anlaşılmaya çalışılacaktır. Son olarak örgütün üyeleri ve bölgenin dinamikleri dikkate alınarak iki tehdit arasındaki ilişkinin niteliği analiz edilecektir. Sahra-Sahil Bölgesinde Geleneksel Ticaret Kalıpları ve Tarihsel Evrilme Sahra Sahel Bölgesi yüzyıllardır Kuzey Afrika ile Batı Afrika ve Sudan arasında aktif olarak kullanılmış ticaret yollarının yoğunlaştığı bir alandır. Tarihten gelen bu dinamikler sömürge dönemi ve ardından gelen bağımsızlık sürecinde bir takım değişikliklere uğramışsa da ticaret yolları günümüze dek varlığını sürdürmüştür. Bölge yaklaşık 8. yüzyıldan itibaren ilk olarak askeri amaçlarla bir geçiş yolu olarak kullanılmıştır. Fakat bu yol aynı zamanda ticaret için de önemli hale gelmiştir. Ticari faaliyetler açısından 13. yüzyıldan sonra aktif hale gelen Sahra ticaret yolları 17. yüzyıla geldiğimizde bölgede hâkim olan gruplar için temel geçim kaynağına dönüşmüştür.2 2 Julien Brachet, Le Négoce Caravanier au Sahara Central: Histoire, Evolution des Pratiques et Enjeux chez les Touaregs Kel Aïr (Niger), Les Cahiers d Outre-Mer, Avril-Septembre 2004, s. 117, 118. Bilge Adamlar Stratejik Araştırmalar Merkezi (BİLGESAM) 1 Mecidiyeköy Yolu Caddesi, No:10, 34387 Şişli -İSTANBUL www.bilgestrateji.com bilgesam@bilgesam.org Tel: 0212 217 65 91 - Fax: 0 212 217 65 93 BİLGESAM Tüm hakları saklıdır. İzinsiz yayımlanamaz. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.

Özellikle 13. yüzyıldan itibaren hareketlenen ticaret yolları beş ana yol ve onun bağlantılarından oluşmaktadır. Doğudan başlayarak ele alacak olursak güneyde Sudan, Kanem Sultanlığı, Hausa ülkesi ve Mali Sultanlığı nı kuzeyde Mısır, Trablus, Cezayir ve Fas a bağlayan ticaret ağları Timbuktu, Gao, Kano, Agades gibi ticaret merkezlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu ticari alan çevresinde bulunan 8. yüzyılda Gana, 13. yüzyılda Mali sultanlıkları için hem ticaretten elde ettikleri gelir hem de yol güvenliğini sağlama karşılığında aldıkları vergiler bölgedeki hâkimiyetlerini kuvvetlendirme aracı olmuştur. Ayrıca bu ticaret ağı sayesinde Batı Afrika bölgesi Avrupa ve Arap dünyası ile iletişime geçmiş ve bölgede İslam yayılmıştır. Ticaret ürünlerine bakacak olursak Sahil bölgesinin kuzeyine doğru pamuk, fildişi, devekuşu tüyü, altın ihraç edilirken, kuzeyden at ve silah gibi ürünler alınmıştır. Sahil bölgesinin kuzey ve güney ucu arasında ise güneye doğru tuz, demir, deri; kuzeye doğru orman ürünleri ticareti yapılmıştır. 3 Fransız hâkimiyetinin bir sonucu olarak frankın para birimi haline getirilmesi yerel paranın değer kaybetmesine yol açmış ve ticareti olumsuz yönde etkilemiştir. Bölgede geniş alana yayılmış aileler ve ticarette uzmanlaşmış topluluklar aracılığıyla devam ettirilen ticaret, 19. yüzyılın sonlarından itibaren sömürge yönetiminin bölgede hâkim olmasıyla hem içerik hem de yoğunluk anlamında değişime uğramıştır. Öncelikle bölgedeki ticari hareketler eski yoğunluğunu yitirmiştir. Sahil bölgesinin güneyinde sömürge yönetiminin çıkarlarına uygun olarak Nijerya da Kano ya dek uzanan demiryolu ve limanların geliştirilmesi gibi altyapı çalışmaları ve bölgede yağmacı grupların kervanlara saldırıları nedeniyle çöldeki ticaret yolları deniz yollarından daha maliyetli hale gelmeye başlamıştır. Bölgede ticaretin canlılığını yitirmesine neden olan bu faktörlerin yanında Fransız hâkimiyetinin bir sonucu olarak frankın para birimi haline getirilmesi yerel paranın değer kaybetmesine yol açmış ve ticareti olumsuz yönde etkilemiştir. Sömürgeci güçler tarafından 20. yüzyılın başında çizilmiş olan sınırlarda gümrük engellerinin de kurulmuş olmasıyla Avrupa ülkeleri ve esasen Fransa bölgedeki hâkimiyetini güçlendirmiştir. Böylece Fransız Batı Afrika Şirketi gibi şirketler gruplarının da aracılığıyla bölge ticareti Avrupa ya bağımlı hale getirilmiştir. Ancak Sahil ve Sahra da ticaret ağlarının varlığını 3 Emmanuel Gregoire, Major Sahelian Trade Networks: Past and Present, Societies and Nature in the Sahel içinde, (der) Claude Raynaut, (Londra: Routledge, 1997), s. 90, 91 sürdürmesinde tuz, kurutulmuş soğan gibi bir takım geleneksel ürünlerin ticaretinin devam ettirilmesi önemli bir paya sahiptir. Bu ürünlerin ticaretinin sürdürülebilmesi de Avrupa ülkelerinin bu ticaret üzerinde doğrudan bir çıkarının veya dezavantajının olmamasıyla açıklanabilmektedir. 4 Bölgede çizilen sınırlar ve gümrüklerin oluşturulması var olan ticaret yollarını kestiği için ticaretin yoğunluğunu olumsuz olarak etkilemişse de tamamen sona erdirememiştir. Zira daha önce belirtildiği üzere ticaret geniş alanlara yayılmış aile bağları ile uzmanlaşmış gruplar aracılığıyla yürütülmektedir. Tüccarlar yeni şartlara uyum sağlayarak sömürge güçleri eliyle kurulan yönetimin memurları ile geliştirilen çıkar ilişkisi sayesinde sınırları aşan ticaret ağlarını korumayı başarmışlardır. 1960 larda başlayan bağımsızlık dalgasının ardından yeni kurulan zayıf devletler de bu ilişkileri devam ettirmeyi kolaylaştırmıştır. Ayrıca 1973 teki kıtlığın ardından gelen açlık felaketi zayıflamış olan ticaret ağlarını gayrı meşru malların ticareti üzerinden yeniden canlandırmıştır. 5 Siyasal ve iktisadi dinamiklerin değişmesi ticari ürünlerin içeriğini de etkilemiştir. Avrupa devletlerinin 20. yüzyılın başından itibaren bölgede hâkim güç olmaları ve kıtanın Avrupa ya iktisadi bağımlılığı Sahra üzerinde yürütülen ticaretin içeriğine tesir eden temel unsurlardır. Avrupa pazarları ile Kuzey Afrika arasında alışverişin artmasının bir sonucu olarak Sahra nın kuzeyinden güneyine doğru Avrupa dan gelen elektronik eşyalar, Cezayir ve Libya da devlet desteği verilmiş olduğundan daha düşük fiyatlı olan ürünler, benzin ve gıda ürünleri ticareti yapılırken kuzeye doğru bölgede yetiştirilen deve ticareti yapılmıştır. 6 1970 lerdeki kıtlık tarımsal üretime ve hayvancılığa büyük bir darbe indirmiş ve dolayısıyla Sahra bölgesinin önemli gelir kaynağı olan ticari tarım ürünleri ve deve yetiştiriciliği zarar görmüştür. Bunun sonucunda gelir kaynakları daralmış ve meşru-gayrı meşru ürün ayrımı silikleşmiştir. Böylece sigara, uyuşturucu maddeler daha yoğun şekilde bölgedeki ticarete dâhil olmuştur. Sahra-Sahil ticaret yolları 8. yüzyıldan bu yana yaşadığı değişime rağmen varlığını sürdürmüştür. Bunun yanında bölgenin siyasal ve coğrafi koşulları geleneksel ticaret ağlarını yeni aktörler ve ürünlerle tanıştırmıştır. Ticaret ürün yelpazesinin bir kısmını zamanla illegal ürünler teşkil etmiş- 4 Gregoire, Major Sahelian Trade Networks: Past and Present, s. 92 5 Wolfram Lacher, Organized Crime and Conflict in the Sahel Sahara Region, The Carnegie Papers: Middle East, September 2012, s. 4 6 Franklin Charles Graham IV, Abductions, Kidnappings and Killing in the Sahel and Sahara, Review of African Political Economy, No: 130 (2011), s. 591 2

tir. Bu ürünlerden silah ve sigaranın kaçakçılık yapısından bahsettik. Yazının ikinci kısmında ise uyuşturucu kaçakçılığında Sahra-Sahil bölgesi vurgulanarak Batı Afrika nın yeri incelenecektir. Küresel Uyuşturucu Kaçakçılığının Aktarma Merkezi olarak Batı Afrika Sahra-Sahil bölgesin 8. yüzyıldan itibaren hem geçim kaynağı olan hem de sosyal ve siyasal dinamikleri etkileyen bir unsur olan ticaret ağları 1980 lerden sonra sigara ve silah kaçakçılığına açılmakla kalmamış uyuşturucu kaçakçılığında da dünyanın hareketli bölgelerinden biri olmuştur. Bu bölümde Batı Afrika nın küresel uyuşturucu kaçakçılığındaki (kenevir ve kokain) konumu, tarihsel evrimi ve Türkiye ye etkileri incelenecektir. Kaynak: Not Just in Transit Drugs, the State and Society in West Africa, WACD Raporu Bölgede üretimi yapılıyor olması hasebiyle kenevir Batı Afrika da kaçakçılığı yapılan en eski uyuşturucu türlerindendir. Küresel kenevir üretiminde Fas ın payının %21, Afrika nın toplam payının %25 olması Batı ve Kuzey Afrika nın kenevir ve kenevir reçinesi kaçakçılığında dikkate alınması gereken bir yeri olduğunu göstermektedir. 7 Bölgede kenevir üretimi ve kaçakçılığının başlangıcı 20. yüzyılın ilk yarısına dayandırılmaktadır. Ancak bu dönem içinde yapılan üretim küçük çaplıdır. Batı Afrika da özellikle Nijerya da yerel olarak yetiştirilen önemli miktarda kenevir 1960 larda marihuana gibi uyuşturucu madde kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte Avrupa ya, 1980 lerden sonra ise Orta Doğu ya kaçak olarak ihraç edilmiştir. 8 Kuzey Af- 7 United Nations Office on Drugs and Crime, Cannabis in Africa: An Overview, 2007, s. 2 8 Stephen Ellis, West Africa s International Drug Trade, African rika ülkelerinden Fas ta ise 7. yüzyıldan beri var olan ve zaman zaman yasaklamalara maruz kalan kenevir üretimi 1980 lerden itibaren Avrupa da yükselen talebe paralel olarak artış göstermiştir. 9 Kaçakçılık yollarına göz atacak olursak Senegal, Nijerya, Fas ve Gana da üretilen kenevir Avrupa ya deniz veya havayolu ile ihraç edilmektedir. 10 Fas ta üretilen kenevir ise üç temel yol kullanılarak ülke dışına çıkarılmaktadır. Bunlardan ikisi Moritanya üzerinden gerçekleştirilir. Moritanya nın kuzeyinden Nijer in kuzeyine geçiş yapılmaktadır veya Moritanya nın güneyinden umut yolu denilen Nuakşot-Bamako-Nijer hattından geçmektedir. Özellikle 2000 li yıllardan itibaren kullanılma yoğunluğu artan Sahra-Sahil yolununsa üç temel varış noktası bulunmaktadır. İlki Kuzey Moritanya üzerinden gönderilen kenevirin Agades yoluyla Libya ya oradan Balkanlar ve Avrupa ya ulaşmasıdır. İkinci ve üçüncü varış noktaları ise Çad-Sudan-Kızıldeniz hattı üzerinden Körfez ve Orta Doğu ülkeleridir. Fas ın toplam kenevir üretiminin yaklaşık olarak üçte biri Sahra-Sahil yolu kullanılarak kaçakçılık ağına dâhil edilmektedir. 11 Sahra-Sahil yolu üzerindeki kenevir kaçakçılığında yerel aktörlerin rolünü inceleyecek olursak kaçakçılık yollarının parçalara ayrıldığı ve her bir parçadan belli aşiretlerin sorumlu olduğu görülmektedir. Aşiret üyeleri doğrudan uyuşturucu ticaretine dâhil olmak yerine güvenlik, yol rehberliği veya nakliye ile sınırlı kalmaktadır. Ayrıca aşiretler arasında evlilik yoluyla kurulan bağlar da iletişimi güçlendirerek ulaşım ağı kurulmasında önemli bir ögedir. 12 Kenevirin bir kısmı yukarıda anlatıldığı yollarla bölge dışına satılmakla birlikte üretiminin önemli bir bölümünün ise yerel talebi karşıladığı belirtilmelidir. Zira kenevirin fiyatı diğer uyuşturucu türlerine nazaran çok daha düşüktür ve yerel üretim nedeniyle ulaşımı daha kolaydır. Ayrıca güney Avrupa da -özellikle güney İspanya da- gözetim sistemlerinin geliştirilmesi nedeniyle kenevir gibi hacimli bir ürünün kaçakçılığının maliyeti artmıştır. Dolayısıyla keneviri yerel piyasalarda pazarlayarak onun yerine az bir ürün ve düşük yakalanma riskiyle yüksek kâr sağlayabilecek eroin veya kokain kaçakçılığı yapmak tercih edilmektedir. Affairs, No:431 (2009), s. 173, 175 9 Pierre-Arnaud Chouvy, Production de Cannabis et de Haschich au Maroc : Contexte et Enjeux, L Espace Politique, 01 Ocak 2008, http:// espacepolitique.revues.org/59, (Erişim: 14 Kasım 2014) 10 Ellis, West Africa s International Drug Trade, s. 175 11 Julien Simon, Le Sahel comme Espace de Transit des Stupéfiants: Acteurs et Conséquences Politiques, Hérodote, No: 142 (2011), s. 127-129. 12 Simon, Le Sahel comme Espace de Transit des Stupéfiants: Acteurs et Conséquences Politiques, s. 128 3

Batı Afrika nın uyuşturucu kaçakçılığı tarihinde eroin ve kokain kaçakçılığının gelişmesinde kenevir kaçakçılığı için oluşturulmuş ağ ve yollar kolaylaştırıcı unsur olmuştur. Kenevire göre getirisi daha yüksek olan bu iki uyuşturucu türünden eroin 1980 lerde ilk olarak Nijerya uyruklu kaçakçılar tarafından Pakistan dan Nijerya ya oradan ABD ye gönderilmesiyle başlamıştır. Kokain ticaretinde Batı Afrika nın bir geçiş merkezi haline gelmesi ise 1990 larda Gana üzerinden olmuştur. Bu uluslararası kaçakçılık ağı öncelikle Nijerya ve Gana sonrasında Fildişi ve Senegal uyrukluların da katılımıyla üretici ülke, geçiş ülkesi ve tüketici ülkede bulunan hemşehri ağı veya bavul ticareti ile deniz veya hava yolu üzerinden oluşturulmuştur. Tüm bu kaçakçılık kalıpları 2000 lere değin var olmakla beraber Batı Afrika ve sonrasında Sahra-Sahil yollarının özellikle kokain kaçakçılığında yoğun olarak kullanılması ve bu alanların uluslararası geçiş merkezi olması 2005 ten itibaren olmuştur. Küresel kokain üretiminin tamamına yakınını üç Latin Amerika ülkesi (Peru, Kolombiya ve Bolivya) sağlamaktadır. Üretilen kokainin yaklaşık %67 si Kuzey Amerika ve Avrupa tarafından tüketilmektedir. Bununla beraber 1990 larda Avrupa da talebin artışına paralel olarak Latin Amerikalı üreticilerin Avrupa pazarlarına olan ilgisi artmıştır. Latin Amerika dan Avrupa ya ulaşım ilk olarak Kuzey Yolu (Karaip-Asor-İberik yarımadası/ Kuzey Avrupa) ve ardından Merkez Yol (Yeşil Burun Adaları/ Madere-Kanarya-Avrupa) denilen iki hat üzerinden gerçekleştirilmektedir. Fakat bot yoğunluğun artması ve gözetleme sistemlerinin Avrupa ve ABD tarafından geliştirilmesi bu yolların güvenlik sebebiyle çekiciliğinin kaybolmasına neden olmuştur. Böylece kaçakçılık yolları daha güneyde Yeşil Burun Adalarını Batı Afrika ya bağlayan ve aktif kullanılması nedeniyle otoyol 10 olarak isimlendirilen 10. kuzey paraleline kaymıştır. 13 Bu rotanın tercih edilmeye başlaması Batı Afrika nın küresel kokain kaçakçılığı ağında etkin bir geçiş noktasına dönüşmesine sebep olan temel faktörlerdendir. Latin Amerika üzerinden Batı Afrika ya gelen kokain kara, deniz veya hava yoluyla başta Avrupa olmak üzere dünya pazarlarına açılmaktadır. Kara yolu üzerinden yapılan kaçakçılıkta en yoğun olarak Sahra yolu kullanılmaktadır. Bu yol üzerinden Kuzey Avrupa ya ve oradan Balkanlar a ve Avrupa ya varılmaktadır. Bir de doğu-batı ekseni üzerinden Kızıldeniz i aşarak Orta Doğu pazarlarına açılmaktadır. Deniz yolu üzerinden ya doğrudan Batı Afrika kıyılarından Avrupa ya veya Kuzey Afrika kıyılarından Avrupa ya ulaşılmaktadır. Avrupa ya kaçak olan giren uyuşturucunun %86 sı 13 Simon, Le Sahel comme Espace de Transit des Stupéfiants: Acteurs et Conséquences Politiques s. 130, 131. Latin Amerika dan doğrudan gelirken yaklaşık %13 ü Batı Afrika dan gelmektedir. Hava yoluyla ise doğrudan bir hat kurulmamaktadır. Bunun yerine kıyı ülkelerine veya Mali ye inen ürünler buradan yine hava, kara veya deniz yoluyla Avrupa veya diğer pazarlara varmaktadır. 14 Kaynak: Simon Julien, Le Sahel Comme Espace De Transıt Des Stupéfıants.Acteurs Et Conséquences Polıtıques Sahra-Sahil Bölgesinde Terörizm-Uyuşturucu Kaçakçılığı Bağı Analiz kapsamında bölgede etkin olan terör örgütlerinden Mağrip Kaidesi (İngilizce metinlerde Al Qaeda in the Islamic Maghreb olarak anılmaktadır) ile uyuşturucu kaçakçılığı arasında herhangi bir ilişki olup olmadığı anlaşılmaya çalışılmaktadır. Bu bağlamda ilk aşamada bölgedeki terör sorununun doğuşu ve şimdiki durumu üzerine genel bir bilgi verildikten sonra ikinci aşamada bu terör örgütlerinin uyuşturucu kaçaklığına dahiliyetinin ne kapsamda olduğu anlaşılmaya çalışılacaktır. 14 José María Blanco Navarro ve Luis de la Corte Ibáñez, Terrorisme et trafic de drogues en l Afrique sub-saharienne, Document de Travail, Institut Espagnol d Études Stratégiques (IEEE) et Institut Militaire de Documentation de l Évaluation et Prospective (IMDEP), 2013, s. 9 4

Selefi Dava ve Harp Cemaati nin Bölgesel Tehdit Olarak İslami Mağrip Kaidesi ne (İMK) Dönüşümü Sahra-Sahil bölgesinde etkin olan ve özellikle Mali de çıkan iç savaşla birlikte daha görünür olan İMK ilk olarak Selefi Dava ve Harp Cemaati ismiyle Cezayir de ortaya çıkmıştır. Bu grubun ortaya çıkmasına neden olan kritik olay 1992 parlamento seçimlerinin ilk aşamasının ardından askeri bir darbe yapılarak seçimin ikinci aşamasının iptal edilmesi olmuştur. Ülke 1962 de bağımsızlığını kazandığından bu yana Ulusal Kurtuluş Cephesi tarafından yönetilmiş ve 1988 de ağırlaşan iktisadi bunalımın ardından 1990 yerel seçimlerinden itibaren İslami Selamet Cephesi (Front Islamic de Salvation-İSC) toplumdan beklenmedik şekilde destek görmeye başlamıştır. Aynı şekilde 1992 parlamento seçimlerinin ilk aşamasında da İSC nin aldığı oy oranıyla seçimleri kazanacağı sinyalini vermesiyle seçimlerin ikinci aşamasından önce darbe yapılmış ve ülkede siyasal gerginlik tırmanmıştır. Tüm bu baskı ve dışlama politikaları karşısında devlet ve güvenlik güçlerine karşı silahlı saldırılar başlamıştır. İslami devlet düzeni getirmek veya siyasal dışlamayı ortadan kaldıracak özgür siyasal katılım düzenini sağlamak amacında olan başlıca silahlı gruplar İslami Silahlı Hareket (İSH) ve İslami Selamet Ordusu dur (İSO). İSO kırsallarda, İSH ise şehirlerde etkindir. İddialara göre zamanla İSH, diğer grupları yeterince etkin olmamak ve İslam ın kimi kurallarını uygulamamakla suçlamış, diğer gruplara karşı da savaş açarak sivil-asker ayrımı yapmadan şiddete başvurmuştur. Bu iddiaların karşısında devletin bu saldırıları gerçekleştirip sorumluluğunu İSH ye yükleyerek halkın desteğini azaltmayı hedeflediği öne sürülmektedir. 15 Ardından daha önce Cezayir ordusunda görev almış olan Hasan Hattap ve onun emrinde Cezayir ordusunda görevli olan Emiri Seyfi 1997 yılında sivillere saldırmanın asıl amaçtan uzaklaşmak olduğu yönünde bir fetva yayınlamışlardır. Bu açıklamalarında ayrıca halkın isteklerini yansıtacak şekilde Selefi Dava ve Harp Cemaati (SDHC) isminde yeni bir örgütün kurulduğunu ilan etmişlerdir. Grup ülkenin kuzeyinde Kabiliye de, güneyinde ise Mali ve Nijer sınır bölgelerinde etkin olmuştur. Grubun mühimmat ihtiyaçlarını karşılamak için ise Emiri Seyfi, 1990 da Afganistan daki savaşın ardından Cezayir in güneyindeki Tamanrasset e dönerek sigara kaçakçılığı yapan Muhtar Bel Muhtar ile iletişime geçmiştir. 16 Terörist gruplara karşı devletin etkinliğinin artması ve halk desteğinin azalmasına bağlı olarak 2001 yılından itibaren 15Jonah Schulhofer-Wohl, Civil War in Algeria, 1992-Present, Civil Wars of the World: Major Conflicts since World War II içinde, (der) Karl DeRouen ve Uk Heo, (Santa Barbara: ABC-CLIO, 2007), s. 108 16 Gregory Smith, Al Qaida in the Lands of the Islamic Maghreb, Journal of Strategic Security, Cilt:2, No:2 (Mayıs 2009), s. 65 Cezayir de gücü azalan örgüt mensuplarının bir kısmı ulus aşırı alanda ideolojik olarak yakınlık duyduğu diğer örgütlerle işbirliğine gitmek istemektedir. 17 Böylece hem etkinlik sahasını daha geniş bir alana yayarak hareket kabiliyetini artırmak hem de güvenlik güçlerinin baskısını azaltmak mümkün olabilecektir. Bu bağlamda ilk olarak el-kaide, 2002 yılında temsilcilerini SDHC ye olan yakınlıklarının bir göstergesi olarak göndermiştir. Fakat grubun lideri Hattap esas amaçlarının Cezayir de İslam devleti kurmak olduğunu belirterek bir bağ kurulmasını reddetmiştir. Bununla beraber Abdülmalik Drukdel ve Sahravi gibi grubun kimi üyeleri Hattap a karşı çıkmış ve Hattap 2004 yılında istifaya zorlanmıştır. Bunun üzerine lider olan sırasıyla Sahravi ve Drukdel örgütün hedeflerini yerel olmaktan çıkararak bölgesel hale getirmeyi amaçlamışlardır. 18 Bu doğrultuda örgüt Fas İslami Mücadele Grubu, Tunus İslami Mücadele Grubu, Libya İslami Hareketi ve Mali veya Moritanya merkezli birçok örgütle bağlantı kurmuştur. 19 Son olarak 2007 yılında el-kaide ye bağlı olduklarını ilan etmiş ve isimlerini de İslami Mağrip Kaidesi olarak değiştirmişlerdir. 20 Keneviri yerel piyasalarda pazarlayarak onun yerine az bir ürün ve düşük yakalanma riskiyle yüksek kâr sağlayabilecek eroin veya kokain kaçakçılığı yapmak tercih edilmektedir. Mağrip Kaidesi bu hedef değişikliğinden itibaren bölgede varlığını özellikle bağlantılı olduğu gruplar aracılığıyla sürdürmüştür. Libya da 2011 yılında, ardından Mali de 2012 de çıkan iç savaşlar örgütün yayılması ve güçlenmesi için bir fırsat olmuş ve güvenlik endişelerini arttırmıştır. Bilhassa Sahra-Sahil bölgesinde denetleme-gözetlemenin getirdiği zorluk ve zayıf devlet yapıları nedeniyle İMK nin Batı Afrika Tevhit ve Cihat Hareketi (BATCH) ve Ensar ed-din gibi kolları aracılığıyla bölgede siyasal istikrarsızlığı arttırmasından ve uyuşturucu, silah, insan kaçakçılığı gibi suçlara müdahil olarak büyüyen bir güvenlik tehdidine dönüşmesinden endişe edilmektedir. Bu bağlamda çalışma, uyuşturucu kaçakçılığının sürdürülmesinde terör örgütlerinin payı ve uyuşturucudan elde edilen yüksek gelirin terör faaliyetlerine kaynaklık etmesi üzerine yoğunlaşacaktır. 17 Jacques Roussellier, Terrorism in North Africa and the Sahel: Al Qaida s Franchise or Freelance?, Policy Brief, Middle East Institute, No:34 (Ağustos 2011), s. 4 18 Smith, Al Qaida in the Lands of the Islamic Maghreb, s. 67 19 Eric Ouellet, Jérôme Lacroix-Leclair, Pierre Pahlavi, The Institutionalization of Al Qaeda in the Islamic Maghreb, Terrorism and Political Violence, 26:4 (2014), s. 655 20 Smith, Al Qaida in the Lands of the Islamic Maghreb, s. 68 5

Sahra-Sahil Bölgesinde Uyuşturucu Terör Bağlantısı Avrupa ya giden yollarda yakalanma ihtimalinin artmasıyla özellikle 2005 yılından itibaren Latin Amerika uyuşturucu baronları tarafından Batı Afrika tercih edilmektedir. Batı Afrika da ise gözetleme imkânlarının yetersiz kaldığı Sahra- Sahil bölgesi Avrupa nın yanı sıra Orta Doğu, Körfez ve Balkan pazarlarına açılma fırsatı sunan bir geçiş yolu olarak kullanılmaktadır. Mali, Nijer, Fas ve Cezayir in güney kısmını kapsayan Sahra bölgesinin uyuşturucu ağları için cezbedici olmasına neden olan zayıf devlet yapıları, siyasal istikrarsızlık ve yüksek yolsuzluk oranları aynı zamanda terörün bölgede beslenmesi için uygun bir ortam oluşturmuştur. Bölgenin ve dolaylı olarak dünyanın istikrar veya güvenliğine karşı büyüyen iki tehdit, uyuşturucu kaçakçılığı ve terör, arasındaki bağlantının varlığı ise birbirlerini beslemeleri ihtimalinden dolayı endişeleri artırmaktadır. Sahra-Sahil bölgesinde görece etkin ve güçlü olması sebebiyle çalışmada Mağrip Kaidesi nin ve bağlantılı örgütlerin (BATCH) uyuşturucu ticaretiyle ilişkisi ele alınmıştır. Bölgede terör örgütlerinin etkinliği ile uyuşturucu kaçakçılığının yükselişe geçmesinin yakın dönemlere denk gelmesi nedeniyle aşırılık yanlısı terör örgütü Mağrip Kaidesi ve benzerlerinin finansal kaynak sağlamak amacıyla uyuşturucu ticaretine müdahil olma ihtimalini düşündürmektedir. Fakat gerek Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Bürosu raporları gerek medyada çıkan çeşitli haberlerin ayrıntılı incelenmesi iki tehdit arasında doğrudan ilişki olduğuna dair güçlü deliller olmadığını göstermektedir. Terör-uyuşturucu kaçakçılığı bağı kapsamında, Latin Amerika menşeli uyuşturucunun kaçakçılığında İMK nin ve hiziplerinin aktif rol oynadığına hatta uyuşturucu baronlarıyla doğrudan işbirliği içinde olduğuna dair haberler 2008 den sonra karşımıza çıkmaktadır. New York ta uyuşturucu kaçakçılığından dolayı yargılanan üç Malilinin Mağrip Kaidesi nin kendilerine Sahra üzerinden uyuşturucuyu kaçırmak için koruma sağladıklarına dair ifade vermeleri üzerine Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri (FARC), Mağrip Kaidesi ve uyuşturucu kaçakçıları arasında bağlantı olduğu algısı oluşturulmuştur. Fakat daha sonra ABD Uyuşturucu ile Mücadele İdaresi nin bir temsilcisinin sanıklara kendisini FARC ın temsilcisi olarak tanıttığı ve bu yüzden sanıkların iş ortaklarına karşı kendilerini korumak için bu yönde beyanatta bulundukları anlaşılmıştır. Terör örgütünün narkotik bağlantılarına dair bir diğer veri ise Aralık 2010 da Fas ta yakalanan Sultan Uld Badi isimli bir uyuşturucu kaçakçısının Mağrip Kaidesi bağlantılı Batı Afrika Cihat Hareketi (BACH) liderlerinden olduğu öne sürülerek Polisaryo Cephesi, Mağrip Kaidesi ve uyuşturucu kaçakçıları arasında bağlantı olduğu iddia edilmiştir. Ancak bu şahsın BACH ile ilgisi olmadığı yalnız isim benzerliği olduğu anlaşılmıştır. Bunun yanı sıra bölgede uyuşturucu kaçakçıları arasında ortaya çıkan çatışmalarda Mağrip Kaidesi ne dair bir iz bulunamayışı da Mağrip Kaidesi nin uyuşturucu kaçakçılığı bağlantısı tezini zayıflatmaktadır. İki tehdit arasındaki bağlantıyı zayıflatan bulgular bulunmakla birlikte Mağrip Kaidesi ve bağlantılı Batı Afrika Tevhit ve Cihat Hareketi nin (BATCH) yapısı, örgüt ile uyuşturucu kaçakçılığı arasında ilişki olabileceği iddialarının tamamen asılsız olmadığını ortaya koymaktadır. Zira örgütiçinde çıkarlar homojen değildir. 21 Bu noktada en net bulgular BATCH içindeki, örgütün kalelerinden birine dönüşmüş olan Gao bölgesinden üç kişi üzerinden elde edilebilmektedir: Muhammed Uld Ahmed Deya (Ruji), Şerif Uld Tahir ve Sultan Uld Badi. Ruji 2010 yılında uyuşturucu kaçakçılığı suçuyla Moritanya da yakalanmış ve Mali ye iade edilmiştir. Fakat İspanya nın o dönemde kaçırılmış olan vatandaşlarının serbest bırakılması için baskı yapması üzerine serbest bırakılmıştır. Uld Badi ve Uld Tahir içinse Mali yetkilileri tarafından 2013 yılında uyuşturucu kaçakçılığı suçundan yakalama kararı çıkarılmıştır. Bu kişilerin BATCH üyesi oldukları ise 2012 yılında Gao ve Timbuktu bölgesindeki Tuareg ve Arap kabilelerinin önde gelen isimleriyle yapılan röportajdan anlaşılmaktadır. Röportajda Uld Tahir ve Ruji nin BATCH yi destekledikleri ve uyuşturucu kaçakçısı oldukları sık sık ifade edilmiştir. Uld Tahir ve Ruji, BATCH nin destekçileri olmakla beraber örgüt içinde arka planda kalmayı tercih etmektedirler. Fakat Uld Badi, İMK ile yakın bağları olan BATCH liderlerinden biri olarak geçmektedir. Ayrıca 2012 Mali krizi öncesi Mali başkanı olan Amadu Tumani Ture nin Kuzey Mali deki İbrahim Bahanga önderliğindeki isyancılarla mücadele için milis kuvvetleri oluşturmuştur. Bahanga nın uyuşturucu kaçakçılığını engellemesinden dolayı uyuşturucu kaçakçısı Mulay Ahmed, bu dönemde bu milisleri desteklemiş fakat 2012 de Timbuktu yu İMK nin ele geçirmesiyle İMK ile işbirliği yapmıştır. Bahsedilen ilk üç kişinin hem BATCH destekçisi hem de uyuşturucu kaçakçısı olarak tanınmaları terörizm ve uyuşturucu kaçakçılığı arasında bağ olduğu yönündeki savları destekler niteliktedir. Mulay Ahmed in koşullara göre değişen işbirliği ise uyuşturucu kaçakçılarının örgütle ilişkisinin çıkarlarına uygun olarak sürekli olmayan işbirliğine dayandığını göstermektedir. Sahra-Sahil bölgesinde terör ve uyuşturucu bağı olduğu yönündeki tezleri destekleyici ve çürütücü bulgular göz önünde 21 Wolfram Lacher, Challenging the Myth of the Drug-Terror Nexus in the Sahel, West Africa Commission of Drug Background Paper, No. 4 (2013), s. 3, 6; BATCH, İMK içinde özellikle Muhtar Bel Muhtar ile yakın ilişkiye sahiptir. 6

tutularak değerlendirildiğinde iki tehdit arasında sürekli ve organik bir ilişki olmamakla beraber şartların gerektirdiği durumlarda uyuşturucu kaçakçıları ve teröristlerin geçici işbirliğine gidebildiğini göstermektedir. Öte yandan bölgede iki tehdidin de baş göstermesi ve etkin şekilde önlenememesinin arkasında iki dinamiğin birbirini beslemesinden ziyade ikisinin de gelişmesine uygun koşulları hazırlayan ortak faktörler incelenebilir. Bölge devletlerinin güvenliği sağlamada hem ekonomik hem teknolojik hem de eğitimli personel açısından yetersiz kalması, özellikle kaçakçılarla devlet yetkilileri arasındaki rüşvet ilişkisi, değişen siyasal ve iktisadi koşullar nedeniyle yerel halkın yaşam şartlarının çok düşük olması sahanın çöl olması nedeniyle getirdiği coğrafi zorluklarla birleştiğinde Batı Afrika yı aşarak dünyanın diğer coğrafyalarını da etkileyebilecek olan sorunların temellerini oluşturmaktadır. Sahra-Sahil bölgesinde terör ve uyuşturucu arasında sürekli ve organik bir ilişki olmamakla beraber şartların gerektirdiği durumlarda uyuşturucu kaçakçıları ve teröristlerin geçici işbirliğine gidebildiğini göstermektedir. Sonuç Batı Afrika, bölgede yaşanan terör olaylarıyla sık sık gündeme gelmektedir. Ayrıca bölge, özellikle 2005 yılından sonra Latin Amerika nın kokain ticareti için geçiş merkezi haline gelmesiyle uluslararası uyuşturucu kaçakçılığında stratejik bir yere sahip olmuştur. Batı Afrika içinde Sahra-Sahil bölgesi ise siyasal ve coğrafi koşulların bir getirisi olarak güvenlik zaafları nedeniyle yasadışı örgütlerin faaliyetlerini sürdürmeleri için cezbedici bir sahadır. Bunun yanında bu alanda 8. yüzyıldan itibaren yerleşmiş olan ticaret yolları ve bu yollardan geçimini sağlayan yerel halkın iktisadi sıkıntıları bu tip yasadışı faaliyetlere karşı bölgeyi kırılgan kılmaktadır. Bu yüzden bölgede kolaylıkla neşet eden terör örgütleri ve yine ulaşım ağlarından faydalanan uyuşturucu kaçakçıları arasında karşılıklı faydaya dayanan bir ilişki olabileceği düşünülebilir. Ancak eldeki bulguların ayrıntılı incelenmesi aradaki bağın niteliğinin iyi ayırt edilmesi gerektiğini göstermektedir. Analiz çerçevesinde ele alınan verilere göre terör ve kaçakçılık arasında kurumsallaşmış ve sürekli bir ilişki olduğu iddia edilemez. Bununla beraber, koşulların gerektirdiği yer ve zamanlarda mali destek karşılığında rehberlik ve yol güvenliği sunmak gibi geçici bir çıkar ilişkisi kurulabilmektedir. Öte taraftan, küreselleşen dünyada bu sorunların bulundukları bölgeyi aşarak dünyanın farklı coğrafyalarını da tehdit edebileceği dikkate alınmalıdır. Bu noktada bu problemlerle mücadele edebilmek adına iki meseleyi ortaya çıkaran ve ortaya çıkmasını kolaylaştıran etkenlere eğilmek gerekmektedir. Devlet otoritesinin zayıf kaldığı Sahra-Sahil bölgesinde yerel güç dengelerinde rüşvete dayalı çıkar ilişkisinin belirleyici bir unsur olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca güvenlik tehditlerinin oluşmasında kolaylaştırıcı etmenlerden birisi de halkın iktisadi problemleridir. Geleneksel olarak varlığını sürdüren Sahra-Sahil ticaret yolları bölge insanın gerek tüccar olarak gerek yol güvenlik ve rehberlik karşılığında vergi alarak geçimini sağladığı bir kaynak olmuştur. Fakat sömürge döneminin mirası olarak yapay sınırlarla oluşturulmuş devletlerle birlikte gelen gümrük engeli ve iktisadi sistemden çıkarlara uygun düşmeyen yerel yapıların dışlanması çabası bölge halkının ekonomik kaynaklarını daraltmıştır. Bu sebeple yerel halkın geçim kaynakları küresel iktisadi sistemin dinamikleriyle birlikte bölgenin tarihi, sosyal ve siyasal özellikleri hesaba katılarak incelenmeli halkın iktisadi problemleri bu çerçevede çözümlenmelidir. 7

BİLGESAM Hakkında BİLGESAM, Türkiye nin önde gelen düşünce kuruluşlarından biri olarak 2008 yılında kurulmuştur. Kar amacı gütmeyen bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olarak BİLGESAM; Türkiye deki saygın akademisyenler, emekli generaller ve diplomatların katkıları ile çalışmalarını yürütmektedir. Ulusal ve uluslararası gündemi yakından takip eden BİLGE- SAM, araştırmalarını Türkiye nin milli problemleri, dış politika ve güvenlik stratejileri, komşu ülkelerle ilişkiler ve gelişmeler üzerine yoğunlaştırmaktadır. BİLGESAM, Türkiye de kamuoyuna ve karar alıcılara yerel, bölgesel ve küresel düzeydeki gelişmelere ilişkin siyasal seçenek ve tavsiyeler sunmaktadır. Yazar Hakkında Galatasaray Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünden 2013 yılında mezun olmuştur. Sabancı Üniversitesi Siyaset Bilimi programında yüksek lisans eğitimine devam etmektedir. BİLGESAM da araştırma asistanı olarak çalışan Hatice EKE batı Afrika ve güvenlik konularında uzmanlaşmaktadır. İngilizce ve Fransızca bilmektedir. 8