Rİv AYET İLİMLERİNDE ESER KARİzMASı VE MÜSLİM'İN EL-CAMİu's-SAH1H'İo



Benzer belgeler
İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA)

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

Türkçeye Tercüme Edilen Hadis Kitaplarında Geçen Zayıf Hadislerin Numaraları

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Birinci İtiraz: Cevap:

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...10 ÖNSÖZ...12 GİRİŞ...16 I- İSRÂ VE MİRAÇ KELİMELERİNİN MANALARI...16 II- TARİH BOYUNCA MİRAÇ TASAVVURLARI...18 A.

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

Ünite 1. Celâleyn Tefsiri. İlahiyat Lisans Tamamlama Programı TEFSİR METİNLERİ -I. Doç. Dr. Recep DEMİR

Hadis Istılahları. ADL: Râvînin hadîsi bozmadan rivâyet eden dürüst bir müslüman olması. AHZ: Bir şeyhden hadîs almak.

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

Acaba hali hazırda elimizdeki Kur an Peygamber (s.a.a) e nazil edildiği suretteki Kur an mıdır?

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Bir selam ile selamlandığınızda ondan daha iyisiyle veya aynısıyla selamı alın (Nisa 86)

Süleyman el Ulvan, geçtiğimiz günlerde annesinin vefatı üzerine geçici olarak serbest bırakımış ve cenaze törenine katılmıştı.

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

03-05 Ekim / October Yrd. Doç. Dr. Mehmet YAZICI

3 Her çocuk Müslüman do ar.

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

HADİS ARAŞTIRMA METODU

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Abdullah b. Abdurrahman el-cibrîn

BİR İMAM-HATİP HOCASININ HADİS BİLGİSİ: HADİS USÛLÜ DERSLERİ

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

Kur an Kerim ayetlerinde ve masumlardan nakledilen hadislerde arş ve kürsî kavramlarıyla çok

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

Kur'an-ı Kerimde tevafuk mucizesi Kainatta tesadüf yok, tevafuk vardır

Orucun tutulacağı günler olduğu gibi tutulmayacağı günlerde vardır. Resûlüllah sav bizzat bunu yasak etmiştir.

SORU:Ahir zaman alametleri, Ahirzaman alametlerinden abbasi meliki horasana vardığı zaman doğu tarafından iki dişli parlak bir yıldız çıkar.

KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI ÖĞRETMENLİK ALAN BİLGİSİ TESTİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENLİĞİ TG 6 ÖABT DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

HADİS TARİHİ VE USULÜ

CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI. lllll. güz donemi. ISLAM HUKUK USULU I -ders planları-

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

Abdestte başı mesh etmenin şekli

Muharrem ayı nasıl değerlendirilmelidir?

NOT : İMAM-I RABBANİ Hz. bundan önceki mektuplar gibi. bunu da büyük şeyhi Bakibillah'a yazmıştır.

Ezan Vakti/Kuran-ı Kerim Pro [Faydalı Android Uygulamalar]

Buhârî nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar*

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid

İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR /

Abdest alırken kep ve şapka veya kufiyenin üzerini mesh etmenin hükmü. Muhammed Salih el-muneccid

CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI. lllll. güz donemi. ISLAM HUKUK USULU I -ders planları-

İÇİNDEKİLER. Maide Suresi 116 Ve 117. Ayetlerinin Manası Nedir? Teveffi Kelimesi Ve Arap Dili. Teveffinin Manasıyla İlgili Hodri Meydan

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

İsimleri ilk önce Berre idi, Zatı saadetleri ile evlendikten sonra ismini değiştirip Meymune koydular.

Kur an ın varlık mertebelerini beyan eder misiniz ve ilahi vahiyde lafızların yerinin ne olduğunu

Okul Çağı Çocuğunda Sevgi Yetersizliği Çalma Davranışına mı Neden Oluyor? Pazartesi, 02 Eylül :14

MehMet Kaan Çalen, tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı yılında Trakya

Erken Dönem İslâm Hukukçularının Sünnet Anlayışı

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

İlim gıda gibidir. Ona her zaman ihtiyaç vardır. Faydası da herkesedir.

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı

KUR AN TİLÂVETİNDE MÜKEMMELLİK/ HİLYETÜ T-TİLÂVE Fİ TECVÎDİ L-KUR ANİ L-KERÎM

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Hadiste Sened Tenkidi Halil İbrahim Kutlay

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

Yasin sûresini okuduktan sonra duâ etmek için toplanmanın hükmü. Abdulaziz b. Baz

GADİR ESİNTİLERİ -10- Şiir: İsmail Bendiderya

لا حرج من قضاء رمضان ا صف ا اk من شعبان

Avrupa İslam Üniversitesi İSLAM ARAŞTIRMALARI. Journal of Islamic Research البحوث االسالمية

TARİHTE İSLAM BİLİM GELENEĞİ

Yaşadığı dönemde çok önemli İslam düşünürleri yaşamış. Bunlardan birisi de hocası İbni Teymiyyedir.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Selamın Veriliş Şekli: Selam verildiği zaman daha güzeliyle veya aynısıyla karşılık vermek gerekmektedir. Allah

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

) ı-ı {b Hz. ibrahim SEMPOZYUMU BiLDiRiLERi. Editör Prof. Dr. Ali BAKKAL Ekim Islam Aı aşmm:darı Merk. Dem. No: Tas.

şeyh Muhammed Salih el-muneccid

Suriye'den Mekke'ye: Suriyeli üç hacı adayının hikâyesi

KADINA ARKADAN YANAŞMANIN HÜKMÜ

Hadisleri Anlama Yöntemi The Method Of Understanding Of Hadith

EFENDİ BABASI BÜTÜN MÜRİDLERİNDEN HABERDAR İMİŞ!

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

Spor (Asr-ı Saadette) Prof.Dr. Vecdi AKYÜZ

Oryantalistlerin Hadisleri Tarihlendirme Yaklaşımları

Sünnet inkarcılarının dayandıkları en bariz şüphelerinden birisi, hadis yazılması ve buna has sahifelerde toplanılmasını nehyeden nebevi yasaklamadır.

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998

Hatîb el-bağdâdî, El-Kifaye Fî Ma rifeti İlmi Usuli r-rivaye, Kahire: Mektebet-u İbn Abbas, 2008, 632 s.* Abdüs Samet Koçak**

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34)


Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

VAHYĐN ÇEŞĐTLERĐ VE KUR AN-I KERĐM Muhammed b. Tavît et-tancî Terc.: Hüseyin Atay

Transkript:

Rİv AYET İLİMLERİNDE ESER KARİzMASı VE MÜSLİM'İN EL-CAMİu's-SAH1H'İo Dr. Mehmet Emin ÖZAFŞAR A.Ü. ilahiyat Fak. Hadis Ar.Gör. I. Eser Kanunalannın Oluşumu "Burada yazdıklanmıza bakan bazı kimseler, hakkımızda kötü şeyler düşünebilirler. Bizim, geçmiş alimlere tan etmeye, şeyhlerimizin ve geçmiş ulemanın ayıplannı ızhar etmeye kalkıştıgımızı zannedebilirler. Bu nasıl mümkün olabilir? Adımız onlann adı ile anılır. Biz onlann nuru ilc yolumuzu bulabiliriz... Bir kitap, yetmiş defa d~ gözden geçirilirse, yine içinde hata bulunabilir. Zira, Allah, kendi kitabı dışında tamamen sahih bir başka kitabın mevcudiyetini uygun görmemiştir." Hatib Bagdadi (el-muvaddıh 1/5-6) İslam kültütü, ümmi bir toplumun yaşadığı coğrafyada doğmasına ve i ümmi bir peygamber' e dayanmasına karşın bir kitap kültürüdür. El. Kitab olan kutsal eser, kitaba ve kitap sahibi olmaya ayn bir önem atfetmiş, kitaba sahip olanlarla olmayanlar arasındaki derin farka zaman zaman işaret ederek bilgi ile kitap sahibi olma arasındaki zorunlu 'ilişkiye dikkat çekmiştir. Bu durum insanlık tarihinde, sözlü-şifahi kültürden yazılı kültüre geçişte önemli bir dönem noktasını teşkil eder. En azından, el. Kitab'ın nazil olduğu coğrafya için, bu böyledir. İslam kültürünün doğuşuna şahit olan ilk on yıllar, bu el.kitab'ın vücud bulduğu yıllardır. Hz. Peygamber'in vefatını takip eden on yıllar ise, el.kitab'ın yanında başka kitaplar da edinmeni.~ meşru olup olmadığı noktasında bir kararsızlığın yaşandığı yıllardır. Oyle ki Peygamber'le ilgili kültürel mirasın ya~ılıp yazılmaması konusunda derin görüş aynılklan vardır'. Hatta, ilk halife'nin bizzat kendi yazdığı rivayetleri içeren Bu makale'nin hazırlanması sırasında, katkılarını esirgemeyen kıymetli hocam Doç. Dr. M. Hayri Kırbaşoglu'na, okuma inceli~ini gösteren Arş. Gör. Hüseyin Hansu, Dr. Mehmet Görmez ve Dr. Bünyamin Erul'a; bazı bilgilere dikkatimizi çeken Doç. Dr. 1. Hakkı Ünal'a kalbi teşekkürlerimi sunuyorum. ı. Hatib Bagdadi'nin Takyidu'l-İlm adlı eseri bu konudaki materyalleri içermektedir.

288 MEHMET EMİN ÖZAFŞAR eserini', yine kendisinin yaktığı mervidir 2 Aynı minvalde bir tavır ikinci halifeye atfen de nak.ledilir"o, bir ay istihareden sonra ehl-i kitab'ın yaptıklarını hatırlar ve Allah'ın Kitabı'nın yanında bir başka kitabın daha bulunmasına gönlü razı olmaz ve bil işten vazgeçel. Ancak, Hz. Peygamber'in veashabının yaşadıklarını çeşitli saiklerle muhafaza etme ve sonraki nesillere aktarma iştiyakıyla kimileri Sahifeler vücuda getirmekten geri durmaz 4 Hicri birin,ci asrın son on yıllarına girildiginde tedvin dönemi çoktan başlamıştır. Hicri ikinci asır, el-kitab'ın yanında onu açıkladıgı düşünülen kitabiarın vücuda getirilmesinin kaçınılmaz oldugu bir dönem olarak başlamış ve hummalı tedvin, faaliyetlerine sahne olmuştur. Tasnif dönemirl~ girmek için çok b~klemek gerekmemiştir. Ve Cami'ler, Muvafta'lar yazılmaya başlanmış, Islam kültürünün iftiharla yadedeceği eserler bir bir vücut bulmuştur. Buna paralelolarak gelişen şahıs karizmaları, beraberinde eserlerinin karizmalarım da oluşturmaya başlamıştır. Şüphesiz, bu şahıs ve eser karizmalarının oluşmasında etken olan çok farklı sebeplerden sözedılebilir. Yazarlarının ilmi kapasitesi ve titizliği, dindarlıgı, herhangi Dir bölgenin yahut ekolün otoritesi olması bunlardan sadece birkaçıdır. Kısaca dini, psikolojik ve sosyo-kültürel şartlar, şahıs ve eser karizmalarını olu~tıırmada önemli roloynamıştır. Bunun sonucu olarak, zaman içerisinde Islami kültürün klasikleri de diyebilecegimiz bir dizi eser öne çıkmıştır. Klasikleşme süreci içerisinde, karizmaları pekiştirmenin önemli bir enstrumanı olan rü'ya, özellikle de!:iz. Peygamber'in sahne aldıgı rüyalar çoğalmaya başlamıştır. Mesela, Imam Malik (93-179) şöhretinin zirvesinde olduğu bir sırada, Leys(ö.h.l 75)de ondan geride değildir, hatta daha da ileridir. Hangisinin tercih edileceği konusunda Hz. Peygamber'in hakemliğine başvurmak en kolayolanıdır. Mu-, hammed b. Rumh (?) Hz. Peygamber' i rüyasında görür ve; 'Ya Rasulallah Malik ve Leys ihtilaf ediyorlar. ne yapayım? diye sorar. Hz. Peygamber. Malik'in görüşüne uy, Malik'in, der."s, Malik'in şahsi karizması için ortaya konulan bu tanıklık, çok geçmeden eserine de sirayet eder. Muhammed b. Ebi's-Sen el-askalani de Malik ve Muvafta'ı için ruya görenlerden birisidir:...rasulüllah.ı rüyamda gördüm; bana bir bilgi verin de onu sizden nakledeyim. dedim. Şöyle buyurdu: 'Ey ıbn Seri! Malik'e bir hazine verdim. onu size taksim edecek. Haberiniz olsun ki, o hazine e/.muva1ta'dır. Müslilmanlann icmaıyla Allah'ın Kitabı'ndan ve benim sünnetim'deıı sonra Muva1ta'dakinden daha sahih hadis yoktur. Ona kulakver istifade edersin...,,6 2. Zehebi. Tezkire. 1/5. 3. Hatib. Takyid. s.49.52. 4. Bu konuda bkz. Azami. İ/k Devir Hadis Edebiyatı. s.30-161. 5. İbn Abdilber. Intika. s.38. ' 6. İbn Asakir, Keşfu'l-Muğattaji Fazli'l-Muvatta. (Dfu"akutni'nin Ahddisu'/.Muva1ta'l ile birlikte) s.44-46.

RİVAYEr İLİMLERİNDE ESER KARİZMASI VE MüsLİM'İN EL-CAM1US-SAH1R'İ 289 Şafii (150-204) Allah'ın Kitabına nisbetle, ondan sonra "yeryüzünde en sahih kitabın Malik'in Muvatta'ı olduğunu' ifade eder'. Çok geçmeden Şafıi de bu kabil karşılaştırmalann konusu olur. Ahmed b. Hanbel (156-241) mutlaka birilerinin re'yi yazılacaksa, bu kişinin Şafii olması gerektiğini söyler 8 Rivayete göre, aym Ahmed b. Hanbel ne Süfyan (107-198)'ın Cami'ini ve ne de Malik'in Muvatta'ım bir şeye benzetmez. Ama er-risale'sini bidat olarak nitelemesine rağmen, ŞafiI'nin Mısır'da yazdığı eserlerini tavsiye etmekten kaçınmaz 9 Şafii'nin eserleri o kadar vazgeçilmezdir ki, kimileri on)ar olmadan cennete girmekten dahi imtina eder.. "Ebu Cafer el-kirmani,!uyarnet'in koptugunu görür rüyasında. Cennete gitmesi tahmau verilir kendisine. Koltugunun altında Şafii'nin (Müzeni'nin Muhtasar'ı) kitabı vardır. Görevli melek Rıdvan; "onu bırak, öyle gir" der. Ebu Cafer; "Bu kitap olmadan girmem", der. Cenabı Hak nida eder ve kitapla birlikte girmesi için ona özel izin verir."ıo Burada karizmamn referansı Hz. Peygamber'i de aşmış, Cenab'ı Hak'ka ulaşmıştır. Kimileri bir adamın Sünnet'e bağlılığının göstergesinin Ahmed b. Hanbel'i. sevmek ve bir de Şafii'nin kitaplanm istinsah etmek olduğunu söylerlı. Şafii'nin ve eserlerinin karizmasının oluşumuna Hz. PeygamQer'in katkısı, sadece rüya yoluyla değil, bizzat kendisinden nakledilen rivayetler kanalıyla da olmuştur. Rivayete göre Kureyş'e mensup bir alim yeryüzünü' illmle dolduracaktır. Kureyşli'nin önceliği vardır '2 Bu iş Şafii'de de kalmamıştır. Muhammed b. İsmail el-buhfui (194-256) rivayet ilimlerinde eser karizmasımn zirvesini ele geçirmekte gecikmemiştir. Necm b. Fudayl (?) Hz. Peygamberi rüyasında görmüştür. Şöyle diyor: "Rasulüllah'ı rüyamda gördüm. Adeta O yürüyordu da, Muhammed b. İsmail de onu takip ediyordu. Rasulüllah her adımını kaldırdıgında, O'nun ayagını kaldırdıgı yere Muhammed b. İsmail basıyordu.,,13 Muvatta'yı rivayet edenlerden Ebu Musab ez-zuhri (ö.h.242) Buharl'nin Ahmed b. Hanbel'den daha iyi bir fakih ve daha iyi bir hadisçi olduğunu söyleyince, kendisine, haddi aştığı hatırlatılır ama, o yine de 7. İbn Asakir, a.g.e., s.52-54. 8. İbn Abdilber, Intika, s.76. 9. ıbn Abdilber, a.g.e., (dipnot) s.77. 10. ıbn Abdilber, a.g.e., s.88-89. i i. ıbn Abdilber, a.g.e., s.89. 12. ıbn Abdilber, a.g.e., s.83. 13. Zehebi,Nubela,XW405.

290 MEHMET EMİN ÖZAFŞAR Buhfu'i'nin en azından Malik çapında bir alim olduğunu söylemeden geçemez l4. Ebu Amr Müstenır b. Atİk'a göre, Buhfui'nin diğer alimlere olan üstünlüğü, erkeklerin hatunlara üstünlüğü gibi bir şeydir. O yeryüzünde Allah'ın yürüyen ayetidirl~. Elbetteki böyle birisi Şarıi'nin ve eserlerinin karizmasını alt edecektir. Işte rüya. Fakih Ebu Zeyd Mervezi (?) görüyor ve anlatıyor: "Rükn ile Makam arasında uyuyordum. Rasulüllah (sa)'ı gördüm. Bana; "Ey Ebu Zeyd! Daha ne zamana kadar Şafii'nin kitabını okumaya devam edeceksin de, benim kitabımı okumayacaksın? Dedi. Ya Rasulallah! Senin kitabın ne ki? dedim, Muhammed b.jsinail'in Cami'i, karşıh~ını verdi.',16 Buharl'nin eserinin karizması sonralafı., daha başka unsurlarla da.. 17 deste kl en mıştır. Ona da rakip çıkmakta gecikmedi. Kimilerinin huzurunda bir çocuk gibi soru sorduğunu söylediği, ayaklarının altını öpebilmek için müsadelerini istirham ettiğini belirttiği Müslim b. Haccac (206-261) ve eseri ls Buhfui'yerakip çıktı. MGslim'in hemşehrisi Nisaburlu Ebu Ali (ö.h.349): "Gök kubbe alunda, MUslim 'in kitabından daha sahihi yoktur,',19 derken, herhalde Zehebi'nin iddia ettiği gibi, Buhfui'nin eserinden habersiz değildi. Bir başka hemşehrisi Nisaburlu zahid, Hakim (ö.h.405)'in de hocası, Ebu'I-Velid Hasslk b. Muhammed (ö.h.349)' ise, Müslim'in kitabını neden tercih ettiğini şöyle anlatıyor: "Babam bana; 'ne üzerinde çalışıyorsun?' diye sordu. Buharl'nin kitabına müstahrec yazıyorum, dedim. Bana; 'Müslim'in kitabını ÇalıŞ, o daha bereketlidir, Buharl'nin Kur'an'ı okuyar. kişinin telaffuzunun mah1uk oldugu görüşünü savundugu iddia edilir,' dedi.',2o Müslim'in eseri, o kadar çabuk kabul göımüş ve kendi karizmasını vücuda getirmeye başlamıştır ki, daha yazılması üzerinden çeyrek asır geçmeden Ahmed b. Seleme (ö.h.286) tarafından bir müstahreci kaleme alınmıştır. Dördüncü hicri asrın başından sonuna kadar yazılan müstahrec '14. Zehebı, a.g.e., XII/420. 15. Zehebı, a.g.e., XI1/427. 16. Zehebı, a.g.e., XII/438. tbn Hacer, Hedy, s.49o. Burada Buhan ve eseri ile ilgili bol rüya örnekleri vardır. 17. Bu anlayışı kuvvetlendiren unsurlardan bir tanesi de, onun bela ve musibetlerin define vesile oldu~u kanaatiyle sıkınuh günlerde okunmasıdır. Bkz. Huseynı, Muhammed Isam, lthdfu'f-kari. s.33-34. Ebu Muhammed b. Ebı Cemre (ö.h.695) Behcetu'n-Nüjas ve GayetuM isimli Buhan şerhinin yazarıdır. Huseynı, a.g.e., s.l80-183. 18. Zehebı, Nubeld, XIII/432. 19. Zehebı, Nubefa, XII/576. 20. Zehebı, NubeM, XV /494.

RİVAYEr İLİMLERİNDE ESER KARİZMASI VE MüSLİM'İN EL-CAM1u'S-SAH1/fİ 291 adedi yarım düzineyi bulmuştur 2. Bir kitap üzerinde bu kadar yogunlaşılması, ona atfedilen önernin bir göstergesidir. Ancak, bu iki eser'den biri digerine mutlak üstünlük saglayamamış ve her ikisi birden o malum karizma şablonljnda-birlikte ifadesini bulmuştur. Nesaı (ö.h.303): "Ümrnet, bu iki kitab'ın sahih oldu~u ve onlardaki hadislcrle amel etmenin vacib oldu~u üzerinde icma etmiştir," demiştir u. Bu sıhhat ve icma iddiaları, hemen her asırda tekrarlanarak bugüne kadar gelmiştir. İşte mcri beşinci asırda Hakim Neysabun (ö.h.405), Ebu İshak İsferayini (ö.h.418) ve İmamu'l-Harameyn Cuveyni (419-478)23. Hicri altıncı asırda Kadı Iyaz (ö.h.544)24. Yedinci asırda İbn Salah (ö.h.643) ve Nevevi (ö.h.676)25 Sekizinci asırda Hafız el-ala! (ö.h.768)26 Dokuzuncu asırdan sonra bunu tekrarlayanlar sayılamayacak kadar çoktur. Klişe haline gelen bu ifade, o kadar sık tekrarlanmıştır ki, bunun pratik anlamı ve degeri üzerinde adeta hiç durulmamıştır. Hatta kültür tarihimizde bu yolda bazı beyan ve çalışmalar ya küçümsenerek, yahut ta zikri- 21. Bkz. Ebu Nuaym İsfahani, el-müsnedü'l-müstahree ala Sahihi Müslim, I-IV, (thk, K.Abdülazim), Tahkik edenin mukaddimesi, 114-5, Beyrut, 1996.: İbn Salah, Sıyane, s.88-9o.; Kenani, Hadis Literatürü, s.l9-2 i. 22. Nevevı, Şerh, U14. (krş, Hatibogıu, Eleştiriler, İsI.Arşt., XLI-3, s.4.) NeslU'nin Buhart'nin kitabını diger kitaplardan daha sahih gördügüne dair bir haber de Hattb Bagdadı tarafından nakledilir. Bkz. Hatib BagdMı, Tarih, IU9. 23. Hakim, Medhal, s.l I.; Memduh, Mahmud Said, Tenbihu'l-Müslim, s.l2. Ebu İshak eı-tsferayını (ö.h.418)de: '~Hadis alimleri, sahthan'ın içerdi~i haberlerin, hem asıl hem de metinlerinin sahih oldugunda, icma' etmişlerdir, diyor." Bu çerçevede, Cuveynı (419-478)'ye atfedilen şu degerlendirme de hayli dikkat çekicidir: "Şayet bir insan, Buhari ve Müslim'in kitaplannda Rasulüllah'ın sözlerinden sıhhatine hükmettiklerinin hepsinin sahih olduguna dair, hanımını boşamak üzere yemin etse, bundan dolayı boşanma gerçekleşmedi~i gibi, yemininde de hanis olmaz. Çünkü müslümanlar bu ikisi üzerinde icma etmişlerdir:" 23. fbn Salah, Sıyane, s.86. Suyatı, Tedrib, U95. Buhari ve Müslim hakkındaki icma iddiası için bkz. Çakın, Kamil, Buhari'nin Otoritesini Kazanma Süreci, İsIArşt. XII- 3, s.100-109. 24. Kadı Iyaz, Meşdriku'l-Envar. US. 25. ıbn Salah, Ulumu'l-Hadis, s.l8, 28.; Seyane, s.l17-118.; Suyati. Tedrih, U68. (Krş. Hatibogıu, a.g.m., s.4). 26. Memduh, Mahmud Said, Tenbihu'l-Müslim, s.l2. Ebu Ali en-neysabart (277-349) de: Gök kubbenin altında, Müslim'in kitabından daha sahih hiçbir kitap yoktur," diyor. Zehebı, bu kanaati dogru bulmayarak şöyle bir ilave yapar: "Herhalde Ebu Ali'ye Buhari'nin Sahıh'! ulaşmamış olsa gerek."

292 MEHMET EMİN ÖZAFŞAR ne bile gerek duyulmayarak veya bir biçimde tevi} edilerek nisyana terkedilmiştir. Bunun sonucu tabii olarak., adeta bu' iki eserin karizması sorgulanamaz bir mevki kazanmıştır. Daha beşinci asırda doğunun hafızı sayılan, Hatıb BağdMı (ö.h.463) Buhfui'nin 203 adet vehmine tahsis ettiği el- Muvaddıh isimli eserine başlarken şöyle demekten kendini alamamıştır: "Burada yazdıklanmıza bakan bazı kimseler hakkımızda kötü şeyler düşünebilider. Bizim geçmiş alimlere.tan etmeye, şeyhlerimizin ve geçmiş ulemanın ayıplannı ızhar etmeye kalkıştıgımız zannedebilirler. Bu nasıl mümkün olabilir? Adırnız onlann adı ile anılır. Biz onlann nuru ile yolumuzu bulabiliriz... Bir kitap, yetmiş defa da gözden geçinise, yine içinde hata bulunabilir. Zira, Allah kendi kitabı dışında tamamen sahih bir başka kitabın mevcudiyetini uygun görmemiştir.',27 Fakat; bugün artık efsanevi telakkilerle yetinmenin, ne ilmi ve ne de aktüel bir faydası sözkonusu değildir. Bu klişe tabirin, pratikte ne manaya geldiğini sormak ve cevabını aramak kaçınılmazdır. Elbetteki rivayet tarihinde bazı eserler, çok titiz nakil yöntemleri uygulanarak vücuda getiri 1- mişlerdir. Buhari ve Müslim'in kitaplan da, bunlann başında gelmektedir. Bu iki eser ve diğerleri için görülen rüyalar, serdedilen mütalalar, tarih içerisinde gerçekten vücut bulmuş olabilir. Ancak, bunların hiçbirisi bu eserlerin ziti ve tarihi değerini ifadede mutlak birer veri olarak alınmamalıdır. Hele hele. genellerne yapılmak suretiyle bu eserlerde mevcut her bir rivayetin mutlak bağlayıcılığı gibi bir sonucu çıkartmak, fıkıh ve hadis tarihini baştan sona inkar etmekle eş anlamlıdır. Biz, bu tetkikimizde Müslim b. Haccac'm el-camiu's-sahfh'ini, sadece bir fikir vermesi açısından; kaynakları, nüshalan, rivayet tekniği ve muhtevaları açısından eleştiri konusu yapılmış bazı rivayetleıj ile el(: alacağız. Ve daha kapsamlı bir çalışmaya mukaddime teşkil edecek nitelikte incelemeye çalışacağız. Genellikle, klasik dönem alimlerimizin eleştiri konusu yaptığı haberlere yer verilecektir. Zaman zaman metinde ve dipnotta çağdaş bazı alimlerin görüşlerine atıfta bulunulacaktır. Bu arada Müslim'in kitabının üstün yönleri, Buharl'ni.n eseriyle mukayesesi ve benzeri konulara ehline m~um olduğunu düşünerek girmeyeceğiz 28 ll. Müslim b. Hacc(Jc ve Eseri Ebu'l-Hasan Müs1im b. Haccac b. Müslim e1-kuşeyri en-nisabarı (206-261/821-874) önde gelen hadis otoritelerindendir. Hicaz, Irak, Şam ve Mısır'a ilmi seyahatlar yapmıştır. Devrinin meşhur hadisçileri Yahya b. Yahya, Ahmed b. Hanbel, İshak b. Rahaveyh, Abdullah b. Mesleme el- Ka'nebi gibi alimlerden hadis dinlemiştir. Bağdat'a pek çok kere gelmiş 27. Hatib, Muvaddıh, 1/5.6. (Krş. Çakın, a.g.m., s.los.) 28. Müslim'in kitabının meziyetleri ile ilgili olarak bkz. İbn Salah, Seyiine, 5.65-7 i.

RİVAYEL' tl.tmi.er1nde ESER KARİZMASI VE MüsLİM'İN ELCAM1U'S-sAH1H'İ 293 ve Bağdatlılar kendisinden rivayette bulunmuşlardır. Tirmizi kendisinden hadis rivayet etmiştir 29 Müs1İm'in gerek kendisi gerekse eseri hakkında çok şeyler söylenmiştir JO Biz, örnek kabilinden birkaç nakille yetinmek istiyoruz. Ahmed b. Selerne (ö.h286/m.899); "Ebu Zur'a ve EbO Hatim'in sahih hadislere vukufiyet bakımından Müslim b. El-Haccac'ı, kendi asırlanndaki diger hadis otoritelerine üstün tuttuklarını gördüm, demektedir.,,31 Ebu Amr b. Hamdan (?) da; "Ebu Ukde'ye, Buhllri mi daha hafız Müslim mi, diye sordum. 0, Muhammed de alim MUslim de dedi. Soru mu birkaç kez tekrarladım, bunun Uzerine; Muhammed bazen Şamlılar konusunda,hata yapar. Bunun sebebi ise, kendisinin Şamlıların kitaplarını alıp mutala etmesidir. çogu zaman, bir zatı künyesi ile kaydeder. Başka bir yerde de ismiyle zikreder ve onların iki ayn Şahıs olduklarını zanneder. MUslim ise, ilel konusunda çok az hata yapar. 0, Müsned haberleri yazmış, Maktu' ve Mürsel' leri yazmamıştır, dedi.,,32 Müs1İm'in hemşehrisi Mekki b. Abdan (ö.h.325) da, onun kendi kitabı hakkında şu sözlerini naklediyor:' "Kitabımı Ebu Zur'a'ya arzettini. Onun illet olduguna işaret ettigi herşeyi çıkardım. Sahih'tir, bir illeti yoktur dediklerini de kitabıma aldım. Şayet, yeryuzu ehli, 33 ikiyüz sene hadis yazsalar, dönup dolaşıp varacakları yer bu Müsned olur." Muhammed b. el-masercisı (298-365) şöylediyor: "Müslim, bu eseri hepsini bizzat işittigim üçyuzbin hadisten seçerek vücuda getirdim," dedi 34. 29. Zehebi, NuheM, XII/SS7-S80.; İbn İmad, Şezerat, 11/144. Tirmizi, Şaban ayı 'nın günlerinin sayılmasıyla ilgili Ebu Hureyre'den gelen bir haberi Müslim kanalıyla rivayet eder. Bu Tirmizi'nin MUslim'den naklettigi tek haberdir. Tirmizi, 6, Sıyam, had.no:687. (1II/7 I.) 30. Biyo~rafi ve tarih kaynaklarımız çogu zaman kişilerin karekter ve mizacına dair bilgiler içermiyor. Bu durum, MUslim için de geçerlidir. Ancak,. bazı haberlerin satır alarından anlaşıldıgına göre Müslim, sert tabiatlı ve müdahaneden uzak bir kişilige sahiptir. Bkz. Zehebi, NuheM, XII/S64, 571-573. Ke.za Sahih'in mukaddimesinde bazı ilmi konularda kendisinden farklı düşünenler için sarfettigi ifadeler de, sert mizacının bir yansıması olmalıdır. Bkz. Müslim, Mukaddirne, 1/28-30. 3 ı. Zehebi, NuheM, XI1/563. 32. Hatib, Tarih-i Bağdad. XlII/IOO-I04.; Zehebi, Tezkire, 11/589.; NuheM, XII/S6S. 33. Zehebi, NuheM, XII/S68.; KannOci, el-hıtta, s.l 98. 34. Zehebi, a.g.e., 11/589. NuheM, XII/S6S.

294 MEHMET EMİN ÖZAFŞAR Hafız el-alai (694-761/ 5 ise, İslam ümmetinin Buhari ve Müslim'in Sahih'lerinde müsned olarak naklettikleri her haberin sahih olup, yeniden tetkiklerine gerek olmadığı konusunda ittifaklan bulunduğunu ifade edi- 36 yor. Aslında, eserindeki hadisler için icma' lafzını ilk defa Müslim'in kendisi kullanmıştır. O, Salat bölümünde Ebu Hüreyre (r.)'den gelen bir hadisi sahih olduğunu kabul ettiği halde niçin kitabına almadığı sorulunca; "Bana göre sahih olan bülün haberleri bu kitaba almadım..buraya yalnızca üze. rinde icma edilenleri aldım." demiştir. 37 Müslim'in bu iddiası pek isabetli bulunmamıştır. Kitabında sened ve metin bakımından tenkide uj;rayan rivayetlerin varlığı bu iddiayı gölgeiemiştir. Kimileri, buradaki ~cma'ın genel bir icma olmadığını, bununla yalnızca Ahmed b. Hanbel, ıbn Main, Osman b. Ebi Şeybe ve Said b. Ebi Mansur el-horasani'nin iemaı'nın kastedildiğini söylemiştir. Ancak bu ihtimali de ortadan kaldıran örneklere rastlanılmaktadır. 38. Şah Veliyyullah ed-dehlevı (l 114-11 76/1704-1762) ise bu konuda bir adım daha ileri gidiyor ve şöyle diyor: "Sahıhiln'a gelince, bu ikisinin ihtiva ettikleri milttasıi, merfu haberlerin kesinlikle sahih oldugunda; iki kitabın musanniflerine kadar mütevatir olarak ulaştığında, onlan küçümseyenin bidatçi ve müminlerden başkasının yoluna tabi olanlardan olduğunda ittifak etmişlerdir."w Bu kabil iltifatlar, kültür tarihimizin neredeyse ayıncı vasfı halini almıştır. çoğu zaman eser karizmaları vücuda getirmeye matuf bu çeşit beyanlara, hemen her eser ve müellifi ile ilgili olarak rastlamak mümkündür. Eserlerin gerçek değeri konusundaki anlayışı duygusal bir zemine kaydıran bu nevi beyanların, hangi psiko-sosyal ve kültürel atmosferin veya motivasyonu n sonucu ortaya çıktığını araştırmak müstakil bir tetkik konusudur. Bunu başka bir zamana erteleyerek, şimdi Müslim'in eserinin zati ve tarihi değerini tespite imkan verecek bazı noktaları ele almak istiyoruz. 35. AHirnin Müslimle ilgili iki eseri vardır. Bunlar; et-tenbfmtu'i-mücmele ale'l- Mevdzu'I-Müşkile ınde Malik ve'l-buhdrf ve Müslim ve el-mie el-müntekat min Sahfhi Müslim. Bkz. AHii, Salahuddın, Tahkiku'l-Murddfı enne'n-nehye Taktazi el- Fesdh, (thk. Selkini, ıbrahim Muhammed) s.l37-138, Dımeşk, 1982. 36. Memduh, a.g.e., s.l2. 37. Müslim, 4, Salat, 16/63, had.no:404/1 (1/304); Nevevi, Şerh, IV/l22. Bkz. Cezairi, Tevcih, 11/549-550. 38. Bkz. Cezairi, Tevcih, 11/549-550. 39. Deh1evı, Huccetu'Uah el-bt1liğa, 1/134; Şebbir Ahmed, Fethu'I-Mülhim, 1/300.

Rİv AYEr İLİMLERİNDE ESER KARİZMASI VE MüsLİM'İN EL-CAM1U'S-SAHiJrİ 295 III. Müslim'in Kaynaklan Rivayet külliyatımızla ilgili en önemli konulardan bir tanesi de, bu külliyatın kaynakları meselesidir. Esasında rivayetlerin kaynağı ve nakli konusu, öteden beri tam olarak netliğe kavuşturulamamış bir konudur. Haberlerin şiflihi mi, yoksa kitabi mi nakledildiği noktasında farklı kanaat ve tercihler vardır. Elbetteki biz bu konunun detaylarına girecek değiliz. Ancak, özellikle asırlarca İslam kültürünün en muhtemel rivayet külliyatı kabul edilen eserlerin kaynaklarının da, tam olarak bir netliğe kavuşturulmasi zaruretinin altını çizmek istiyoruz. İsnad sistemi ve bu sistemde kullanı lan Haddesena, Ahberana v.b. ifadeler, haberlerin şifahi olarak nakledildiği gibi yaygın bir kanıya yol açmıştır. Genellikle müslüman alimler, bunu bir meziyet telakki ederek savunmuşlar, hatta, Goldziher (1850- i921) başta olmak üzere, batılı bir takım araştırıcılar, bu şiflihi nakil geleneğini, İslam rivayet sisteminin yumuşak karnı olarak görmüşler mutcber ve meşhur hadis mecmualarının malzemelerinin şifahen toplandığını ima etmişlerdir 40 Diğer taraftan bazı müslüman araştırmacılar ise, rivayetlerin en azından bir kısmının Hz. Peygamber'in sağlığında yaıılmaya başlandığını ve bunların artan oranda yazılarak nakledildiğini savunmuşlardır 41 En azından hicri ikinci asnn ilk çeyreğinden sonra yazılı kaynaklardan yoğun bir biçimde yararlanıldığı ve bunun tasnif döneminde tabii bir nakil sistemi haline dönüştüğü anlaşılmaktadır. İşte bu çerçevede Müslim'in kaynaklan mevzusuna eğildiğimiz zaman, onun eserine dercettifli rivayetlerin çok büyük bir kısmını yazılı kaynaklardan aldığıgörülür 4 Tespit edebildiğimiz kadarıyla Müslim'in 40. O'nun Müslim'in eserinden bahsederken şöyle dedigi görülür:...bu eser de Müslüman dünyasında sahih ismiyle meşhurdur. Onu kendisininkiyle aynı fakat başka şifahi kaynaklara dayanan muhtevaya sahip Buhari ile karşılaştıracak olursak... Goldzıher, Hadis Tetkikleri, böı.vııııx. Goldziher'in bu konuda net bir fikre sahip olmadıgı anlaşılmaktadır. Onun bu konudaki çelişkili tutumuyla ilgili olarak bkz. Sezgin, Ma'mer b. Raşid'in Cami'i, Türkiyat Mec., XII/I 16-1 17,İstanbul, 1955. 41. Bunlardan bir tanesi d~ Azanll'dir. O Jik Devir Hadis Edebiyatı isimli çalışmasında bu tezi savunmuştur. Özellikle rivayet kipi olarak kullanılan Haddesena, abberand, an ve benzeri ifadelerin, sadece şifahi nakle delalet etmedigini, yazılı bir nüshadan kaydettirmek veya nakletmek manasına geldiğini de ifade etmiştir. Bkz. Azamı, a.g.e., s.265-272. AzamI'den çok daha önce batıda Sprenger, ülkemizde ise Fuat Sezgin, haberlerin yazılı olarak nakledildigine dikkat çekmişlerdir. Hatta, Sezgin Buhar! üzerine yapugı ça1ışm.asında, bu eserin tamamen yazılı materyallerden vücuda getirildigini ortaya koymuştur. Bkz. Sezgin, a.g.e., s.47. 42. Müslim'in sahihindeki hadislerin sayısı konusunda çok farklı degerlendirmeler bulunmaktadır. Müslim'in bir talebesi onda 12.000 haber bulundugunu söylemiştir. Ancak, kendisi 4000 haberi içeren bu eseri Ebu Zür'a'ya arzettigini belirtmektedir., Wensinck (1851-1939) 7581 rivayet tespit etmektedir. Muhammed Fuad Abdülbdki ise, mükerrerler hariç 3033 rakam koymuştur. Bkz. Seyane, s.101 (dipnot,2); Hiill, Tarih, s.65; MUslim, I1I/2323.

296 MEHMET EMİN ÖZAFŞAR kendisinden bizzat nakilde bulunduğu ravi sayısı takriben yüzotuzbeştir 43 Fakat bu yüz otuzbeş isim içerisinde on veya onbeş isim, haberlerin büyük bir kısmının kaynağı olarak gözükmektedir. Şu tablo bu konuda bir fıkir verecek mahiyettedir: Ebu Bekir b. Ebi Şeybe 1540 Zuheyr b. H,arb 1281 Muhammed b. Milsenna 772 Kuteybe b. Said 668 Yahya b. Yahya et-temimi 612 Muhammed b. Abdullah b. Numeyr 573 Muhammed b. Beşşar 460 Muhammed b. Rafi' 362 Muhammed b. Hatim b. MeymOn 300 Muhammed b. Yahya 216 Ali b. Hucr es-sa'di 188 Ubeydullah b. Muaz 167 Muhammed b. Rumh el-mumcir 161 Osman b. Muhammed b. Ebi Şeybe 135 Müslim'in, bu çizelgede yer alan ondört ravi,'den aldığı toplam rivayet miktarı 7435'tir. Elbetteki bu, kitapta yer alan haberlerin tamamının bu kimselerden alındığı manasına gelmemektedir. Müslim'in sistemi buna manidir. Müslim, rivayet esnasında tahvil sistemini kullanmış, pekçok kaynağı ardarda sıraladıktan sonra, çoğu zaman birisinin metni ile iktifa etmiştir. Bu itibarla, bir senedde belki üçünün dördünün ismi birden zikredildiği halde, üç veya dört ayrı habenniş gibi tabloya yansımıştır. Ancak eserin bütününe bakıldığı zaman, böyle bir tabloya bile gerek kalmadan, rivayetlerin yüzde sekseninin bu şahıslardan alındığı, kendiliğinden anlaşılır. Tabloda ismi geçen zatları yakından icelediğimizde, eser sahibi oldukları göıülür. hemen hepsinin İşte İbn Ebi Şeybe (ö.h.235). 1540 rivayet ile adeta Müslim'in kitabımn omurgasinı vücuda getirmiştir. O'nun el-musannefisimli eseri meşhurdur ve bugün matbu olar~k elimizdedir 44 43. Zehebi, bu sayının 220 olduğunu belirtmekte ve bu ravilerin isimlerini kaydetmektedir. NubeM, X1I/56I. Bu raviler'den Milslim'in ne kadar rivayet aldığını gösteren bir tablo makalenin sonunda [Ek.Il'de sunulmuştur. 44. İbn Ebi Şeybe. MusanneJ: (thk. Kemal Yusuf HOt) ı-vıı. Beyrut, 1989.

RİVAYEr tı..1mlertnde ESER KARİZMASI VE MüsLİM'İN EL-CAM1U'S-SAHfH'İ 297 Keza, Zuheyr b. Rarb (160-234)'ın da ei-müsned'i vardır. Kitabu'I- Ilm adlı eseri ise tahkikliolarak neşredilmiştir 4 '. Diğer divi Muhammed b. Müsenna el-anzi (l67-252)'yegelince; onun da bir kitabı olduğu belirtilmektedir. Nesai, Muhammed b. Müsenna'nın kitabında değişiklik yapmaktan kaçınmadığını söylerken, İbn Hıbban, onun sadece kitabından okuduğuna dikkat çekmiştir 46. Kuteybe b. Said (150-240) de binlerce hadis yazmış ve bir kitap vücuda getirmiştir. Zehebi bir yerde sayılamıyacak kadar çok hadis yazdığım söylerken, başkabir yerde yüzbin hadis naklettiğini ifade ediyor. Kendisi de kitabından bahsederken, kitabındaki kırmızı işaretlerin Ahmed b. Hanbel'e yeşil işaretlerin ise, Yahya b. Main'e delalet ettiğinibelirtiyor 47. Yahya b. Yahya et-temimi (142-225) Malik'in ei-muvatta nüshalarını nakleden onaltı raviden birisidir. Müslim'deki rivayetlerinin çoğu Malik 'tenmervidir 48. Muhammed b. Beşşar, Bundar (167-252) kendi kitabı da dahil,çeşitli kitaplardan ezberler, öyle rivayet edermiş49. 45. Hayatı ve eserleri için bkz. Tug, Salih, Zuheyru'bnu Harb ve Kitabu'l./lm Adlı Eseri, s.l4.. 46. ıbn Hacer, Tehzib, 00427. Zehebi de onun için:...(rivayetleri) toplayıp tasnif etti ve çok miktarda yazdı" demektedir. Zehebi, NubeM, XLIII24. 47. Zehebi, NubeM, XII13-24. Kuteybe b. Said, Şeyhu'ı-tslam, Raviyetu'ı-tslam sıfatlanna layık görülmekle beraber naklettigi bir hadis dolayısıyla eleştirilmekten de kurtulamamıştır. Seferde namazıann cemi ile ilgili bir rivayeti Leys b. Sa'd'tan nakietmiş fakat, bu haberi. Leys'ten nakleden diger butün ravilerin hilafına cemi takdim'den bahsetmiştir. Buhari bunun Halid el-medaini'nin sokuşturması oldugunu söyleiniş, Zehebi Leys'in telkin kabul eden birisi manasını taşıyacagını ifade ederek, itiraz etmiş ve kusurun Kuteybe'den kaynaklandıgını, binlerce rivayeti olan birisinin bir haberde hata yapmış olmasının da mazur görülecegini söylemiştir. Hakim de, bu haberin, sika raviler tarafından nakledilmesine karşın, sened ve metin olarak şaz oldugunu söylemiştir. Bkz. Zehebi, NubeM, XII22-24; tbn Hacer, Tehzib, VIIII 360; Sezgin, BuMrf'nin Kaynakları, s.71 (dipnot, I). 48. O, Ahmed b. Hanbel'in, hadisine ters düştugu için kendi rivayet ettigi haberden sarfı nazar edip, Yahya b. Yahya'ya muhalif olan bir haberde hayır yoktur dedigi birisidir. Bkz. Zehebi, a.g.e., X/SlS; İbn Hacer, Tehzib, XII296-299. 49. Bu zat da Raviyetu'ı-tslam sıfatına layık görülmekle berabeı, şiddetli tenkitlere maruz kalmıştır. Ebu Davud, kendisinden ellibin hadis yazdıgını söylüyor. Ama, iyi biri olmasa asla kendisinden yazmayaeagını da ilave ediyor. FeHlis, onun Yahya'dan yalan rivayette bulundugunu söyler. İbn Hacer buna işaret etmektedir. Onun kendi tasnif etmedigi, başkalmnın tasnifi eserleri imkan bulsa çalmaktan kaçınmayaeagı da söylenmiştir. Naklettigi bir haber için Ali b. el-medini; bu yalandır, demiştir. İbn Main'in de onu zayıf buldugu ifade edilmektedir. Bkz. Zehebi, NubeM, XWl44-148(52); İbn Hacer, Hedy, s.437; Tehzib, 0070.

298 MEHMET EMİN ÖZAFŞAR Muhammed b. Rafi' (ö.h.245), Zehebi, onun sayılamayacak kadar çok hadis dinlediğini, onlan toplayıp tasnif ettiğini söylüyor. Müslim, onun kitabının sahih olduğunu söylemiştir. so. Muhammed b. Hatim b. Meymun (ö.h.236) İbn Sa'd, tefsire dair bir eserinin olduğunu kaydetmektedir. 51 Muhammed b. Yahya (ö.h.243)'nın Miisned türü bir eseri olduğu söylenmektedir.s2 Ali b. Huer es.sa'di (154.244) şairliği de bulunan Ali'nin pek çok esed vardır. Ahkamu' I-Kur' an da bunlardan birisidir.s3 Osman b. Muhammed b. Ebi Şeybe (156-239)'nin pek çok eserinin olduğu kaydedilmektedir. s. ı Müslim'in eserini yazılı kaynaklardan meydana getirdiğine dair önemli bir delil de bugün elimizde mevcut olan Ma'mer b. Raşid'in (ö.h.l52) el-cami'i ile Hemmam b. Münebbih'in sahife'sidir. ss Müslim'in kendi zamanına intikal eden daha başka hadis nüshalarından istifade ettiği de anlaşılmaktadır. Tenkide uğramış olmalarına rağ- 50~ Zehebi, Nubela, XII/2L4-2L8 (74); İbn Hacer, Tehzib, 00162. SI. İbn Sa'd, Tabakfıt, VII/359. İbn Main'in ona kezzab dedigi nakledilmiştir. Zehebi buna itiraz etmektedir. Bkz. Zehebı, NubeM, XU450-451 (106); İbn Hacer, Tehzib, IXJ 102. 52. Saduk kabul edilmekle beraber İbn Ebi Hatim babasından onun için, gaf1et sahibi birisidir, yanında İbn Uycync'ye nisbetle nakledilen uydurma bir haber gördüm, dedi- 'gini nakletmektedir. Bkz. Zehebi, NubeM, XII/96-97 (28); İbn Hacer, Tehzib, 00 53. 54. 55. 518-520. Zehebi, Nubela, XU507-511(139); İbn Hacer, Tehzib, V/294. Rivayet ettigi bazi haberler dolayısıyla tenkide ugramaktan kurtulamamıştır. Ahmed b. Hanbelonun bazıı haberleri için uydurma tabirini kullanmıştır. Bazı rivayetlerinin münker olduğu kaydedilmiştir. Otuz yalancının çıkmadan kıyametin kopmaya-. cagına dair haber de bu kabildir. Zehebi, çok rivayette bulunduğu için böyle durumlarda mazur görülmesi gerektigini düşünmektedir. Kur'an ayetlerinde de en fazla tashifat yapanın o oldugu söylenmiştir. Bkz. Zehebi, Nubeta, XI/l51-154 (58); Mizan,IIU35-38 (5518); ıbn Hacer, Tehzib, V1U149-15I. Bu iki eser de bugün mevcuttur. Ma'mer'in eseri, Abdurrazzak'ın Musanncf'ine ilave edilmiştir. Aynca müstakil yazmalan mevcuttur. Konuyla ilgili bir makalesinde seneler önce Fuat Sczgin bu yazmayı degerlendirmiştir. Oradıi eser ile Müslim arasındaki irtibata da değinmiş ve Müslim'in dognıdan bu kitaptan nakillerde bulundugunun örneklerini vermiştir. Bkz. Sezgin, Hadis Musan",efatının Menşei ve Ma'mer b. Raşid'in Cami'i. Türkiyat Mecmuası, XII/1 15-134, Istanbul, 1955; Aynı şekilde Hemman'ın eserinin de muhtelif neşirleri, tercemeleri yapılmıştır. Tahkikli bir neşrini yapan Rifat Fevzi, burada aynı senedie Müslim'in bu eserden yaptığı nakilleri tek tek göstermiştir. Bkz., Rifat Fevzi, Sahifetu Hemmam b. Münebbih, L.bsk., Kahire, 1985.

Rİv AYEr İLİMLERİNDE ESER KARiZMAsı VE MüsLİM'iN ~camiu's-sahfh'i 299 - men; Ebu'-Zubeyr'in Cabir'den, Süheyl'in babası'ndan, Ala b. Abdurrah- 'man'in babası'ndan ve Hammad b. Seleme'nin Sabit'ten naklettikleri rivayetleri içeren nushalann çoğunu eserine dercetmiştir. s6 Müslim'in kaynaklan ile ilgili bir diğer husus da, onun senedlerde takip ettiği tahvil ve telfık yöntemidir. Malum olduğu üzere o, isnadda birden fazla kaynağı zikreder ve haberin lafzı kime ait ise ona atıfta bulunarak rivayeti kaydeder. Bazen de isnadı verir ve metnin aynı olduğunu belirten tabirler kullanır. Kimilerince bu durum Müslim'in bir üstünlüğü olarak kaydedilmiştir s7 Ancak her zaman bu telfık ve tahvil yönteıiıinin bir meziyet olmadığını gösteren örnekler de yok değildir. s8 Nitekim Irili (ö.h.806) bir haberde bunu farketmiş ve rivayetleri karşılaştırdıktan sonra, Müslim'in bu tutumuyla ilgili olarak şöyle demekten kendini alamamıştır: "Buna göre, Müslim'in burada yaptığı iyi bir şey değil. Çünkü bir hadisle başka birine atıfta bulunmuştur. Halbuki hadis ona lafzen muhaiiftir...',s9 Şu halde Müslim, kaynaklan kullanımı bakımından da tenkide uğramıştır. Bütün bunlann pratik anlamı şudur: Klasik rivayet kaynaklanmız, özellikle hicri üçüncü asra ait olan mutemet kolleksiyonlar, daha önceki 56. 57. 58. 59. Bkz. SuyOti Tedrib, 1/69.; Krş. Sezgin, BuMri'nin Kaynakları, s.54-55. Sezgin, SuyOtrnin ıbn Hacer'e atfen kullandığı bir ifadesinden hareketle MUslim'in Buhm'den nakillerde bulunduğunu, fakat başka raviler gösterdiğini ileri surmektedir:...mezkur tabiri ihtiva eden enteresan misaııerden biri de, Müslim'in Buharl'den aldığı manasına Ve enne MUslimen titmızum ve hırrıcuha ifadesi teşkil eder. Bununla el-cdmiu's-sahıh'inde, Buharl'den hiç hadis nakletmediğini bildikleri MUslim'in hakikatte başka raviler gösterdikleri halde, hadisleri bazan Buharl'nin kitabından Çıkardığını ifade ediyorlardı.." Sezgin, a.g.e., s.55. Kanaatimizce bu değerlendirmeye ihtiyatla yaklaşmak gerekir. Müslim'in eserini Buhari ile karşılaşmadan önce yazmış olması ihtimali oldukça kuvvetlidir. Ahmed b. Seleme'nin söyledikleri esas alınacak olursa, Müslim'in kitabını h.135 ila 150 seneleri arasında tamamladığı görülür. Halbuki, O'nun Buhari ile karşılaşması h.i50 senesinden sonradır. çünkü Buharl Neysabur'a iki kere gelmiştir. Birincisi h.209 senesinde ki MUslim o vakit küçuk bir çocuktur, ikincisi de h.150 senesindedir. Bu gelişinde orada beş sene kadar kalmıştır. Ve işte bu zaman zarfında Müslim onunla tanışmış ve derslerine devam etmiştir. Ama bu vakitte kendisi zaten eserini tamamlamış bulunmaktadır. Bu nedenle de Buhari'nin eserinden alıp başka kaynaklar göstermesi gibi bir durum en azından tarihen mümkün görünmemektedir. Bkz. Ebu Gudde, el"mukıza, c-tetimmetu's-salise, s.i 15-140. Müslim'in yazılı nushalardan Süheyl an Ebfhi senediyle aktanlan SUheyl b. Ebi Salih nushasl üzerinde Azami geniş olarak durmuştur. Nüshayı tahkik ederek Jik Devir Hadis Edebiyatı'nın sonuna ilave etmiştir. Azami, a.g.e., s.243-248 ve Ekler, 13-108. Bkz. Cezairi, Tevcih, 11/709. Bkz. Müslim, 4, Salat, 13/52/2 (1/300)'deki Enes hadisi bunun örneğidir. lraki, Takyıd, s.ioi.

300 MEHMET EMİN ÖZAFŞAR yazılı külliyattan rivayetler seçilmek suretiyle vücuda getirilmişlerdir. Bugün, bu eserin zati kıymetlerini tespit etmek için, herşeyden evvel, kendi kaynakları ile mukayeseli tetkiklerinin yapılması kaçınılmazdır. Şiffihi rivayet döneminin sakıncaları saklı kalmak koşuluyla erken döneme ait kaynakların zati ve tarihi 'değerini tespit için böyle bir çalışma, zorunludur. Eser karizmaları'nın aşılması da buna bağlıdır. Eğer, bir eserdeki haberlerin büyük çoğunluğunu ihtiva eden erken kaynakları mevcutsa, bu kaynakların değer itibariyle ond.an daha aşağı olmaması icab eder. Müslim'in eseri özelinde, onun zati kıymetine dair söylenilenlerin ilmi mütalalar olup olmadığı yargısı, kaynaklarıyla mukayeseli bir tetkikinin sonucuna bırakılmalıdır. lv-sahih'in Nüshalan Üzerine Müslim'in rivayetleri, kimlerden ve hangi kaynaklardan naklettiği kadar, eserini kendisinden kimlerin, nasıl naklettiği de önemlidir. Müslim'in nüshalarıyla ilgili olarak Kadı Iyaz (ö.h.544)'dan sonra 60, açiklayıcı bilgiyi İbn Salah (ö.h.643) vermiştir 61 Nevevı de' (631-676) bu konuda en fazla kendisine müracat edilen şahıstır. 62 Bu kaynaklardan anlaşıldığıi].a gör~ eser, Müslim'den iki ravi kanalıyla nakledilmiştir. Bunlar Ebu ıshak ıbrahim b. Muhammed b. Süfyan (ö.h.308) ve Ebu Muhammed Ahmed b. KaUinisi'dir 63 Nüshalann rivayet çizelgesi [Ek: II]'de sunulmuştur. İbn Süfyan rivayeti doğu'da, Kalanisi versiyonu ise mağrib'te şöhret bulmuştur. Müslim nüshaiarının, daha sonraki nesillere, muttasıl bir senedle intikal edip etmediği konusu tartışmalıdır. En azından bazı kısımlarının sema olmaksızın vidide veya icazet ~rikiyle nakledildiği bilinmektedir 64 İbn Salah, İbn Süfyan (ö.h.308)'ın Müslim'den işittiğini tasrih etmeksizin (an) sigasıyla naklettiği bölümleri kaydetmekte, buraların vieade veya icazet'le alındığı.üzerinde durmaktadır. Yaklaşık'olarak 485 ayn rivayeti içeren bir kısım, ıbrahim tarafından Müslim'den işitilmeksizin vlcadeyle nakledilmiştir 65 Bu durum, eserin naklinde bir kopukluğu 60. Kadı lyaz, Meşarıku 'l-enl'ar ala Sıhiihi'l-Asar, 1110-11. 61. İbn Salah, Sıyane, s.106-112. 62. James Robson MUslim'in ııüshalanyla ilgili tetkikinde iki kaynaktan daha yararlandıgını zikreder. Bunlar; Ebu Bekir b. Hayr (502-575)'ın Fihrist, s.98-102'i vc Muhammed b. İbrahim Saliihrnin Kitabu'ı-lmtad ve'l-l7ltija'sldır. Bkz. Sahih-i Müs/im Nüshalarının Rivayesi (çcv. Talat Koçyigit) A.Ü.İ.F.D., IV/8, 1955. 63. Kadı lyaz, a.g.e.,l/ıo; İbn salah, Sıyane, s.106; Robson, a.g.m., s.lo. 64. İbn Salah, Sıyane, s.1 14.,. 65. tbn Salah, a.g.e., s.114-117. Bu yerler için bkz. MUslim, 15, Hac, 318-425 (11/946-978); MUslim, 25, Vasıyyet, I'den 28, Kasame, 6'ya kadar (1I/1249, 1294); Müslim, 33,lmare, 43'den 34, Sayd, 8'e kadar (WI471-1532), Zehebi de O'nun sahih'i eksik olarak işittigine ve o kısımlan vicade ile naklettigine işareteder. NubeM, XIV/3 ı ı (203).

RİV AYEr h..tm1...ertnde ESER KAR1zMAsı VE MüsLİM'İN EL-CAM1U's..sAH1Hİ 301. ifade etti~inden İbn Salah, bu kabil eserlerin naklinde muttasıl bir senedin olması gerekmedi~ini bile söylemiştir 66 Kitabı, İbn Süfyan'dan Culiidi ve Kisai nakletmiştir 67 İbn Salah, Cullidi'nin vefatıyla birlikte Müslim'in kitabının semaının son buldu~u, İbn Süfyan ve başkalarından nakleden onun dışındaki bütün ravilerin mutemet kimseler olmadığını belirtmektedir 68 Bunlardan özellikle Kisai ile ilgili olarak söylenenler ilginçtir. Nevevl'nin, Sahibi, Cullidi dışında İbn Süfyan'dan rivayet ettiğini söyleyenlerin hiçbirisi itimada şayan değildir, demesi bir yana, Kİsal'nin zayıf bir ravi olup olmadığı da bir yana, onun sahihi alışıyla ilgili olarak nakledilen anekdot bir hayli çarpıcıdır. Sem'anl'nin Kisai'den naklettiğine göre, babası Kisaı'yi Müslim'in Sahih'ini kendisinden dinlemesi için ibn Süfyan'a göturmüş, fakat o çok küçük olduğundan kitab'ı dinlerken uyuyakalmıştır 69 Zehebi (ö.h.748) de Kisai versiyonunun zayıfbir i~nad olduğunu söylemektedir 70 Müslim'in di~er ravisi E6u Muhammed b. Hüseyin b. Muğire el- Kalanisi'~ir. O, Aşkar'a, o da, İbn Mahan (ö.h.387)'a nakletmiş ve ondan 71. yayılmıştır.. Nüshaların bütün ravileri ile ilgili detaylara girmek bu çalışmanın Sh nırlarını aşar. Ancak, bu konuyu müstakil bir tetkik mevzu yapan Robson'un da dikkat çekti~i 'şu noktalara temas etmeden geçemiyeceğiz. Nevevi'nin şeyhi Ebu İshak (ö.h.664), Sahih'i aldığı Mansur (522-608)'dan 56 sene sonra ölmüştür. Mansur sahihi almış oldu~u ceddi öldüğü zaman sekiz yaşındadır. Ferevi (441-530) yedi yaşında iken (448) şeyhi Farisi'den almıştır. Farisi (353-448)'de, oniki yaşında iken (365)'de Culudi (ö.h.368-9)'den almıştır. Kisai ve Culiidi versiyonlarında yer alan Ebu Muhammed b. Attab, Sahihi dört yaşında, Mekki'den; üç yaşında iken de Şantacali'den nakletmiştir. Ferevi'nin ravilerinden birisi de Harasıani'dir. Ve Ferevl'nin vefatında on yaşındadır. 66. tbn Salah, a.g.e., s.117. 67. Robson, a.g.m., s.11-14. 68. tbn Salah, Sıyane, s.108. 69. Robson, a.g.m., s.14. 70. Hakim şöyle diyor: "Sahih'i kendi hattıyla yeni bir kitaptan nakletti. Buna itiraz ettim, beni azarladı. Ben de: asıl nüsham getirsen ve hadisi doğru bir şekilde bana nakletsen ya? dedim, bunun üzerine bana: "Babam beni, kitabı işitmem için fakih ıbn Süfyan'ın meclisine götürdü. Fakat işitti.ğim nüshayı bulamadım.' euıadi bana dedi ki: "Baba'nın seni işitmem için meclise getirdiğini gördiim, sen çok kiiçiik olduğun için uyuyordun. Sen, SahiQ'i benim niishamdan yaz. istifade edersin," Zehebi, Nubelli, XVI/465(339). 71. Robson,a.g.m.,s.15-16.

302 MEHMET EMİN ÖZAFŞAR İbn Mahan'ın rivayetini Münzİr'den nakleden Ebu Bekir Abdülbaki ise, Münzİr'in vefatında yedi yaşındadır. n Böylece Müslim'in Sahihi'nin pek çok versiyonunda bazı bölümlerin icazet veya vicade ile nakledilmesinin yanında, çok önemli bazı nüshalarının da adeta büluğ t~ağına ermemiş çocuklar tarafından nakledildiği anlaşılmaktadır. Bu durumun yol açuğı sakıncalar özel bir inceleme konusudur. Biz, fikir vermesi bakımından küçük bir örneği burada kaydetmek istiyoruz. Nasih'in ifadesi rivayet metni oluyor: Müslim'in İman bölümünde yer alan bir hadis, rivayet kaynaklarına müstensihlerin tasarrutlarının nasıl sızdığını ve haberin asli metni haline gelebildiğini gösteren bir örnektir. Metin şöyle:dir: ~W\~;,~:" ı..\\ )lg' \;1-;1 ;" '6.,.~\(~ ~ ~ "Bizler Juyamet gününde filan yerdı~n ve filan yerden geleceğiz. Bak (yani bu insanlann üstündedir)..',?3 Ahmedbavudoğhı metni bu şekilde terceme etıniştir 74 Fakat ne metinden ve, ne de tercemeden ne denilrnek isteneliğini anlamak mümkün değildir. Çünkü ifade hiçbirşeye benzememektedir. Kadı Iyaz (ö.h.544) bununla ilgili olarak şöyle diyor: "Bütün nüshalarda bu böyledir. Müslim'in bazı lafızlannı araştırmayı gerektirecek,btiyük değişiklikler mevcuttur. Dltla sonrakiler bunun içerisinden çıkamarruş ve müşkil duruma işaret etmek maksadıyla iki kelime arasına "bak" manasına gelen "unzur" kelimesini yazmıştır. Bu da hadisin kendisinden zannedilmiştir.,,75 Davudoğlu, kaynak vermeden Kadı Iya.z (ö.h.544)'ın bir başka izahını daha nakleder:. "BütUn bunlar gösteriyor ki, hadis değiştirilmiştir. Ravi, ya bu "kom" ve "tel" kelimelerini anlayamamış; yahut silmişt: onlann yerine "şöyle böyle" kelimelerini koymuş sonra yukarısını göstererek "bu insanlann üzerinde olacak" diye tefsirde bulunmaya ÇalIŞnuŞ, Uzerine de tenbih içh "bak" kelimesini yaznuştır. Ondan sonra hadisi istinsah edenler ravınin tefsirini de tenbihini de hadisin metninden zannederek her ne bulduiarsa onu bu hadisten d;'ye.nakletmişler ve hadis şu gördüğün şekli alnuşur.,,76 72. Robson, a.g.m., s, )8. Buna benzer bir durum da Ahmed b. Hanbel'in Müsnedi için söz konusudur. Bkz. Cezerı, Muhammed b. Yusuf, Kitabu'I-Mıs'adi'I-Ahmed, s.44 (dipnot). 73. Müslim, I, lman, 84/316, had.no:191 (11177). Aynı rivayet'in Ahmed b. Hanbel'in Müsend'teki versiyonu için bkz. Müsned. IIl/345. 74. Davudoğlu, a.g.e., IVI8R. 75. Kadı Iyaz, Meşilrık, I/338. 76. Davudoğlu, a.g.e., İVİ 90.

RİVA YEr iltmlertnde ESER KARİZMASI VE MüsLİM'İN EL-CAMJU'S-SAHlffİ 303 Bunun tashif, ta~yir ve lafızlarda bir karışıklık oldu~unda gelmiş geçmiş alimler ittifak etmişlerdir. Abdülhak da el-cem'u beyne' s- Sahfhayn'da buna işaret etmiştir. n Bu küçük örnek de göstermektedir ki, haberleri nakleden ravilerin tasarruflan kadar, kitapları istinsah edenlerin tasarrufları da rivayet kaynak-. larımızdaki haberlerin aslına nüfuz etmiş gözükmektedir. Kadı Iyaz'ın nüsha farklılıklarından kaynaklanan metinfarklılıklarını ele aldığı Meşarıku'[-Envar'ı, bunların ne oranda olduğuna dair yaklaşık bir fikir verek h. d' 78. ce ma ıyette ır. II I. Müslim'in Eserine Rivayet Tekniği Açısından Yöneltilen Eleştiriler B!Jrada, eleştirileri tek tek ele alıp incelemekten ziyade, tenkit yöneiten zatlar kronolojik olarak sıralanacaktır. Bu arada gerekli nakil ve izahlar verilecektir. Böylece tenkitlerin tarihi gelişimi de gösterilmiş olacak. tır. Tenkitlerin kronolojik olarak sıralamasına geçmeden evvel, daha Müslim'in kitabı yazılmadan önce, Ahmed b. Hanbel (ö.h.241) gibi bir büyük hadis otoritesinin, daha sonra Müs1im;in kitabında yer alacak bir haber h~kkındaki kanaatini kaydetmek istiyoruz. Bu haber, Ebu Rafi' kanalıyla ıbn Mes'ud'dan Hz. Peygamber'e nisbet edilerek gelen bir haberdir 79 Ebu Davud es-sicistani'nin "Mesai! an Ahmed" isimli eserinde naklettiğine göre, Ahmed b. Hanbel bu haberi, reddetmiş ve bunun İbn Mesud'un sözlerine benzemediğini söylemiştir. Buna mukabil Hz. Peygamber'in sabn tavsiye eden bir hadisini zikrctmiştir. Haber'in senedinde yer alan Haris b. Fudayl el-hatmi'nin de mahfuzu'l-hadis olmadığını belirtmiştir. 80 77. Mü.slim, Sahih, 1/77 (dipnot). Bu kabil müstensih tasarruflarına bi~ örnekte Müslim, I. lman, 72/249, had.no: 158 (1I138)'de imanın fayda vermeyeceği zamana ilişkin Ebu Hureyre (r.)'den gelen haberdir: Haberde, güneş batıda doğduğu deccal zuhur ettiği ve dabbetularz çıktığı vakit, kişinin imanının kendisine fayda vermeyeceği irade edilmektedir. Burada geçen 'Deccal- ' kelimesi, daha erken kaynak olan Ahmed b. Hanbel'in el-müsned'inde (II/445-6) sened aynı olmasına karşın 'Ouhan- ' şeklinde yer almaktadır. Gerçi İbn Ebı Şeybe'nin el-musannefindc (VII/506 no: 37592) de 'deccw' şe~lindedir. Seneô de aynıdır. Burada nasih tasarrufu bulunduğu açıktır. Bkz. Çelebi, Ilyas,ltikadi Açıdan Uzak ve Yakın Gelecekle ilgili Haberler, s,71. 78. Fuat Sezgin'in, Kadı Iyaz'ın bu eseriyle ilgili değerlendirmesi için bkz. Sezgin, Buhari'nin Kaynakları. s.l 92. 79. Müslim, 1, İman, 20/80, had.no:50, (1169-70). -Burada iki versiyonu nakledilen haberler arasında da bazı lafız farklılıkları vardır. Haberde Peygamber'in sünnetinden ve emirlerinden yüz çevirenlere karşı el, dil ve kalp ile cihad edilmesi gerektiği ifade edilmektedir. Bazı versiyonlarındahaber, Ebu Rafi' kanalıyla doğrudan Hz. Peygamber'den nakledilmektedir. Bkz. Davudoğlu, a.g.e., 1/287. 80. İbn Salah, Sıyane, s.209~ İbn Salah, ravi Haris'e yönelik herhangi bir cerh'e rastlaınadığını kaydeder.

304 MEHMET EMİN ÖZAFŞAR a. Ebu Zur'a er-razi (ö.h.264) Müslim'in eseri çeşitli açılardan eleştiri konusu yapılmıştır. Bunlar-, dan bir kısmı rivayet tekniği ile alakalıdır. Sahih'te yer "alan bazı rivayetlerin senedieri ve ravileri kimi hadis otoritelerince tenkit edilmiştir. Özellikle es-sahih ismi ile eser yazanlara, bu çerçevede Müslim'e itiraz edenlerden birisi, Müslim'in çağdaşı Ebu Zur'a er-razi (ö.h.264)'dir 81 : 0, böyle bir isimle kendi zamanında es(~ryazılmasını erken ve sakıncalı bulmuş, bu kabil isimlerle eser yazanların asıl amacının kendilerine paye edinmek olduğunu söylemiştir: ".. Bunlar, vaktinden önce, öne geçmek isteyen bir gü ruhtur. Bunu temin için, kendisiyle öncülü~ü elde edebilecek birşeyler yapmışlar, kendilerine bu.alanda riyaset ~azandırsın diye, daha evvel emsali görülmeyen eserler telif etmişlerdir. (Ravi diyor ki): Birgün a!iamın birisi, Ebu Zur'a'ya Müslim'in Sahih'ini getirdi. Ben de oradaydım Ebu Zur'a kitabı incelemeye başladı. Bu arada Esbat b. Nasr'dan rivayet edilen bir hadis gördü. Ve bana: "Kitabına Esbat b. Nasr'ı dahil eden (bu adamın eseri) sahih addedileıne,~," dedi. Biraz. sonra kitapta, Kum b. Nuseyr'e rasıladı. Ve yine bana dönerek: "Bu öncekinden de daha fena, dedi ve Kurn, Sabit'ten mevsul olarak rivayet ettigi hadisleri, Enes'e isnad etmiştir, djye de ilave etti. Daha sonra incelemesine devam ederek; "Sahih'inde Ahmed b. lsa el-mısrf'den rivayctte bulunuyor!? Diye ekledi. Sonra da: Mısırlılann.Ahmed b. ısa'dan şikayet ettikleri kadar, hiç kirnseden şikayetçi olduklannı görmedim, dedi". Ebu Zur'a bu arada eliyle diline işaret ederek, sanki, yalancılı~ından şikayet ediyorlar, demek istiyordu- Devamla: "Şu kimselerden rivayettc bulunuyor da, Muhammed b. Aclan ve benzerlerini terkediyor. Bidat sahibi kimselere yol açıp, kendilerine bir hadisle delil getirildi. ği vakit, bu es.sahil1'te yok ki, demelerine imkan veriyor, dedi." Baktım ki, bu kitabı yazanı eleştiriyordu...,,82 Görüldüğü gibi çok erken denebilecek devirde, daha yazılması aşamasında eser, ismi ve bir takım ravileri sebebiyle tenkide uğramaktan kurtulamamıştır. b. Darakutn~ (305-385/917-995) Müslim'in eserine rnüstakil bir kitap yazmak suretiyle, rivayet tekniği açısından eleştiri getirenlerden birisi de, Ebu Hasan Ali b. Ömer b. Ahmed b. Mehdi b. Mesud ed-oarakutni'dir 83 Oarakutni'nin Buhan ve Müs!im'in her ikisine birden yönelttiği tenkitlerini içeren eserinin adı, "el-istidrakat ve't-tefebbu'ale'l-burrarf ve Müs/im"dir. Bıklll'nin "en- Nüketü' 1-Vefiyye"de işaret ettiği üzere, Oarakutni, iki sahih eserde toplam ikiyüzon hadisi zayıfbulmuştur. Bunlardan yiiz'ü yalnız Müslim'de, Seksen tanesi yalnız Buharl'de, otuz tan~:si ise müştereken her ikisinde tahric edilmiş haberlerdir. Bıkaı, Oarakutni'den başka kimselerin de, onun zayıf 81. İbn Abdilhadi, Tabaktlru Ulemai'l-Hadis, 1I/246 (548). 82. Zehebi, NubeM, XIIJ57 1 ; Hazimi, Şurutu'l-Ei"lmeti'l-Hamse, (thk. Kcvscr'i), s.73. 83. İbn Kunfüz, Vefeyl1t, s.220.

Rİv AYEr İLİMLERİNDE ESER KARİZMASI VE MüsLİM'İN ElrCAM1U's-SAHiH'İ 305 olduğuna hükmettiği hadisler dışında, bazı haberlerin zayıf olduğunu be- Iirttiklerini, söylemiştir. 84 Ancak, Nevevı (ö.h.676), Darakutnı ve benzerlerinin tenkitlerinin, her iki imanıın eserlerini yazarken esas ittihaz ettikleri prensiplere uygun düşmeyen, bu nedenle de sahih'in en üst derecesine ulaşamayan hadislere yönelik olduğunu iddia etmektedir. 8s Son devir hadisçilerinden A.Muhammed Şakir de ayın noktayı vurgulamaktadır. 86 Diğer taraftan, Darakutrn'nin eleştirilerine İbn Hacer (ö.h.852) Buharı şerhi'nin mukaddimesi'nde kendi zaviyesi9den bazı cevaplar ver- 87 mıştır. C. Ebu Mesud İbrahim b. Muhammed b.adi ed-dımaşki (ö.h.40l/ m.lolo) MüsIim'e tenkit yöneltenlerden bir diğeri de Ebu Mesud ed- Dımaşki'dir 88 "Kıtabu'l-Atraf ale's-sahhihayn" isimli eserinde Müslim'in bazı hadislerini tenkit etmiştir. 89 d. İbn Hazm, Eb,u Muhammed Ali el-endelüsi (383-458) Mağribin büyük hadis hafızı İbn Hazm da bütün takdir ifadelerine karşın zaman za]llan Müslim hadislerini eleştirmektedir. Onun bu konudaki listesi bir hayli kabarıktır. Bunları bütün aynntılarıyla tetkik etmek müstakil bir inceleme konusudur. Ancak, kısaca ifade etmek gerekirse, İbn Hazm Müslim hadislerini üç yönden tenkide tabi tutmuştur. 90 1. Sened ve metin yonünden: Bunun örneği Ebu Süfyan ile ilgili, meşhur rivayet, ki İkrime 'b. Ammar tarafından nakledilmiştir. Ebu. 84. Sanani, Taıızihu'I-Ejh2r, 11128. Oarakutni'nin MUslim'e yönelttigi eleştirileri cevaplamak Uzere Ebu Mesud ed-oımeşkt (ö.h.40i/m.1o10) "Ceııabü Ebı Mesud Muhammed b. İbrahim b. Ubeyd ed-dımeşki amma beyyene fihi galata Ebi'I-Huseyn Müslim b. Haccac" isimli bir eser kaleme almıştır. Darakutni'nin tenkitlerini Rabi' b. Hadi Umeyr el-medhali bir master tt:~ine konu yap.mıştır. Tezin adı, Beyne'l- Imameyn Müslim ııe'd-dôrakutnt'ıfu. (UınmU'I-Kura U. 1396/1976). Bkz. Kandemir, M. Yaşar, Sahihayne Yöneltilen Tenkitlerin Degeri, Sünnet'in Dindeki Yeri,.5.341,371. 85. ibn Hacer, Hedy, 5.344. 86. Şakir, A. Muhammed. el-baisu'i-hasls, 5.35. 87. ıbn Hacer, Hedy, 5.344-380. 88. Zehebi, a.g.e., ; il1068 ן 1 İbn İmad, a.g.e., II1I157. 89. ıbn Hacer, a.g.e., 5.344.. 90. ıbn Hazım'ın tenkitlerine dair örnekleri merhum ilim adamı Selman Başaran 'ıbn Hazm 'n Kütüb-ü Sirteye Baleışı' isimli makalesinde bir araya getirmiştir. Bkz. A.g.m., İsl.Arşt.I1I6, 1988,5.13/17.

306 MEHMET EMİN ÖZAFŞAR Süfyan'ın Hz. Peygamber'den istedi!~i üç şeyle alakalıdır 91 Bunun üzerinde ilerde ayrıca durulacaktır. Ancak ıbn Hazın'ın bu haber ınünascbetiylc serdettiği ınütala görmezden gelinect:k gibi değildir. Şöyle diyor: "Bu haberi 'İkrime b. Ammar mutlaka ya kendisi uydurdu, ya da buhaberiuydurmuş olan bir yalancıcan aldı da, o yalancı ravinin adını gizleyerek (tedlis yaparak) haberi Ebu Zumeyl'den almış gibi rivayet etti.',92, Bir diğeri Huzeyfe b. Yeman hadisidir ki, kendisinin Medine'ye gelişiyle ilgili bir rivayettir 9J İbn Hazım haberi, hem tarihen yanlış bulur, hem de ravı Velıd b. Curney'in yalancı ve merdud birisi olduğunu söyler. 94 2- Ravısi yönünden: Huzeyfe kanalıyla gelen ve Velid b. Cumey' tarafından nakledilen, Akabe'ye iştirak edenlerin sayısına dair bir haber, ravi Velid s~bebiyle reddedilmiştir. 95 Münafıklarla alakalı olarak Cabir'den gelen bir haber de 96 ravi, Ebu Süfyan Talha b. Nafi' sebebiyle İbn Haim tarafından reddedilmiştir. 97 Gün~ı ifşa etmeyle ilgili Ebu Hureyrc (r.) hadisi 98 ravısi Muhammed.b. Abdillah b. Ahi'z-Zuhô sebebiyle tenkide maruz kalmıştır. 99. 3- Seneddeki kopukluk yönünden: İbn Hazm isnadlarındaki ınkıta nedeniyle 'de bir kısım Müslim hadislerini eleştirmiştir. 1oo 91. Müslim, 44, Fadailü's-Sı!habe, 40/168, had no:2501. (Il/I 945). 92. İbn Hazm,'lhkiim, VU198. 93. MUslim, 32, Cihad, 35/98, had.no: 1787 (WI414). 94. İbn Hazm, lhkiim, V/23-24. Bu ravi ile ilgili olarak bkz. Zehebi, Miaiıı. IV/337. (9362). 95. Müslim, 50, Sıfatu'I-Münatikin, 1i,had.no:2779/2 (IIU2144). 96. Müslim, 50, Sıfatu'l-Müııafıkın, 15, had.no:27&2 (I1U2145). 97. İbn Hazm, MuJuıl/a, XIWI 8 i.(krş, Başaran, a.g.m., s.l4). 98. Müslim, 53, Zühd, 8/52, had. No: 2990 (1II/2291). 99. İbn Hazm, Mıı/wl/a. VIW55. (Krş. Başaran, a.g.m. s.l5.) İbn Hacer, Muhammed b. Yahya ez-zuhll'nin bu zartla ilgili ola:ak söylediklerine yer verir. Buna göre Zuhli, onun aslı olmayan üç haber naklettiğiri, buradaki (Müslim) hadisin (in) de onlardan biri olduğunu söyler. İbn Hacer de bu~laitiqız etmez. Bkz. İbn Hacer, Hedy, s.439-440. Müslim'in Muaviye b. Sıilih kanalıyla naklettiği 45, Bir, 5/14-15, had.no:2553/ 1-2(1iI/1980) hadisi ve Simak b. Harb kanalıyla. naklettiği 36, Eşribe, 33/12, had.no: 1984 (11/1573) hadisi ravileri sebebiyle İbn Hazm' tarafından tenkit edilmiştir. Bkz. İbn Hazm, ihkam, VUI83.; Ml/hal/a, 1/232. (Krş. Başaran; a.g.m., s.15). "