On5yirmi5.com Türk edebiyatında "Milli edebiyat" dönemi Batı edebiyatı etkisindeki Türk edebiyatı; Tanzimat Edebiyatı, Servet-i Fünun Edebiyatı, Fecr-i Âti Edebiyatı, Milli Edebiyat, Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı, 1940 Sonrası Türk Edebiyatı olmak üzere 7 başlığa ayrılır. Yayın Tarihi : 24 Ekim 2013 Perşembe (oluşturma : 12/22/2016) Milli edebiyat 1908'de başlayıp 1923'e kadar süren bir edebiyat akımı ve bu akıma katılan sanatçıların oluşturduğu topluluktur. Millî Edebiyat döneminde yazarlar batı etkilerinden sıyrılarak, kendi ulusal değerlerine dönmeyi, halka kendi diliyle seslenmeyi ilke edinmişlerdir. Milli Edebiyat dönemi, Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı ve 1940 Sonrası Türk Edebiyatı olmak üzere ikiye ayrılır. 1911 yılında Selanik te çıkan Genç Kalemler dergisinde Ömer Seyfettin in Yeni Lisan adlı makalesinin yayımlanmasıyla başlayan yeni bir dil hareketidir. Sade Türkçenin bir dava olarak ele alınması ilk kez bu dergide ortaya konulmuş ve Millî Edebiyat terimi ilk defa bu dergide kullanılmıştır. Bu dönem sanatçılarının şiir anlayışıyla, Fecr-i Ati topluluğunun şiir anlayışı birbirinden pek farklı değildir. "Şiir vicdani bir keyfiyettir" düşüncesinde olan şairleri bireysel konuları işlerler. Daha sonra 1917 yılında yaptıkları bir toplantıda, hece ölçüsünü kullanma, günlük konuşma diliyle yazma noktasında birleşen şairlerin, içerik konusunda her birinin ayrı bir yaklaşımda olduğu gözlenir. Bu dönem sanatçıları divan edebiyatını, doğu edebiyatının; sonrasını ise batı edebiyatının taklitçisi olmakla suçlarlar. Şiirde daha çok bireysel konulara yönelen bu dönem sanatçıları, roman ve öyküde sosyal meselelere eğilmişler; milliyetçilik düşüncesi, Kurtuluş Savaşı gibi konuları ele almışlardır. Konuların İstanbul dışına çıkarılması da bu dönemin belirgin özelliklerindendir. Ayrıca aşk bu dönem roman ve hikâyesinin en önemli teması olarak dikkat çeker. Bu dönemde; -Dil sadeleşmiştir. -Aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmıştır. -İlk defa bu dönemdeki eserlerde İstanbul dışına çıkılmış ve sanatçılar Anadolu'ya açılmıştır. -Halk edebiyatının kurallarını benimsemiş, Millî unsurlara dönmek amaçlanmış, Öztürkçe felsefesi güdülmüştür. Bu nedenlerle Cumhuriyet Edebiyatı'na hazırlık aşaması olarak görülebilir.
Milli edebiyatın en önemli bazı yazar ve şairleri şöyledir; Ömer Seyfettin (1884-1920) Millî Edebiyat hareketinin önderlerinden olan sanatçı daha çok hikâyeleriyle tanınmıştır. Yeni Lisan makalesinde ortaya koyduğu görüşlerini, hikâyelerinde uygulamaya çalışmış ve başarılı olmuştur. Dilimizin sadeleşmesinde önemli yeri olan Ömer Seyfettin; anılarından, tarihteki kahramanlıklardan ve günlük yaşayışlardan yararlanarak, gücünü çekici anlatımından, olaylardan alan, çoğunlukla beklenmedik sonuçlarla biten hikâyeleriyle edebiyatımızda önemli bir yer tutar. Hikayeciliği meslek haline getirmiştir. Hikayelerinde Maupassant tarzı olarak da bilinen olay ağırlıklı konular işlemiştir. Kısa hayatına karşılık, birçok eser vermiştir. Hikâye: İlk Düşen Ak, Yüksek Ökçeler, Bomba, Gizli Mabet, Asılzadeler, Bahar ve Kelebekler, Beyaz Lale, Yalnız Efe,Kurumuş Ağaçlar
Ziya Gökalp (1876-1924) Şiiri, düşüncelerini halka yaymak için bir araç olarak kabul eden sanatçı, bu türde sanatsal yönden güçlü ürünler vermemiştir. Daha çok Türkçülük düşüncesini sistemleştiren bir düşünür ve sosyolog olarak tanınmıştır. Önceleri, bütün dünya Türklerini bir bayrak altında toplamayı amaçlayan Turancılık görüşüne bağlıyken, sonraları Türkiye Türkçülüğü düşüncesine yönelmiştir. Günlük konuşma diliyle yazı dilinin birleştirilmesi gerektiğine inanan sanatçı, eserlerinde bunu başarıyla uygular. Şiirlerinde hece ölçüsünü kullanan sanatçı, -Turan adlı şiiri hariç- konu olarak daha çok eski Türk tarihine, İslamiyet öncesi dönemlere yönelir. Ayrıca yurt, millet, ahlâk, din ve uygarlık gibi konuları da eğitici bir yaklaşımla ele alır. Şiir: Kızıl Elma, Altın Işık, Yeni Hayat Nesir: Türkçülüğün Esasları, Türk Medeniyeti Tarihi, Malta Mektupları ve Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak Mehmet Emin Yurdakul (1869-1944) Servet-i Fünun döneminde eserler vermeye başlamıştır. O dönem çok kullanılan Osmanlıcılık ve İslamcılık akımlarına karşın kendisi Türkçülük akımını yaymaya çalışmış; bu yönde eserler vermiştir. Türk edebiyatında açık bir Türçülüğü ilk defa bir sanat ideali haline getiren Türk şairidir. Milliyetçi kimliği ile Milli edebiyatın bayrağı simgesindedir. Hece ölçüsünü aruz ölçüsüne tercih etmiş, sanatı; ülküsünü ve fikirlerini anlatmakta bir araç olarak kullanmış, her şeyi vatanın yükselmesi uğrunda kullanabileceğini söylemiştir. Eserlerinde coşku, kahramanlık, vatan sevgisi ve öğreticilik bulunur. Türk Sazı, Ey Türk Uyan, Tan Sesleri, Mustafa Kemal, Zafer Yolunda, Ordunun Destanı, Ankara Refik Halit Karay (1888-1965) Millî Edebiyat ve Cumhuriyet döneminin en ünlü öykü ve roman yazarlarındandır. Önce Fecr-i Ati edebiyatına 1917 den sonra ise Millî Edebiyat'a katılır. Kurtuluş Savaşı na karşı yazılarından dolayı tutuklanacağı zaman Halep e kaçar. Çıkarılan bir af üzerine 1938 de Türkiye ye döner. Güçlü bir gözlemci olan yazar, betimlemelerinde de nesneldir. Realist bir anlayışa sahip olan yazarın sade bir dili ve yalın bir anlatımı vardır. Mizah ve eleştiri onun yapıtlarının ayrılmaz unsurlarıdır. "Kirpi" lakaplı yazar, öykü ve romandan başka, anı, deneme, fıkra ve tiyatro türlerinde de eserler vermiştir. Öykü: Memleket Hikayeleri, Gurbet Hikayeleri
Roman: Sürgün, Nilgün, Çete, Kadınlar Tekkesi, Bugünün Saraylısı, İstanbul un İç Yüzü, Anahtar Mizah ve Hiciv: Deli, Sakın Aldanma İnanma Kanma, Kirpinin Dedikleri Halide Edip Adıvar (1884-1964) Daha çok İngiliz Edebiyatı'ndaki romanlardan etkilenen sanatçının eserlerini; kadın psikolojisine eğildiği romanları (Seviye Talip, Raik in Annesi, Handan), Kurtuluş Savaşı nı anlattığı romanları (Vurun Kahpeye, Ateşten Gömlek) ve toplumsal konuları ele aldığı töre romanları (Sinekli Bakkal, Tatarcık, Sonsuz Panayır) olarak üç grupta toplayabiliriz. Yazın hayatına başlamadan önce hastanelerde müfettiş olarak çalışmıştır. Aydın Türk kadınını yaratmaya çalışmış, bu yönde çalışmaları olmuştur. Eserlerinde de çağdaş Türk kadınından ve kadın psikolojisinden kesitler sunar. Kurtuluş Savaşı dönemlerinde milli irade eksenli ve cehaleti yenmek gerektiği üzerine eserler vermiştir. Roman: Yeni Turan, Kalp Ağrısı, Zeyno nun Oğlu,Ateşten Gömlek Anı: Türk ün Ateşle İmtihanı, Mor Salkımlı Ev Hikaye: Harap Mabetler, Dağa Çıkan Kurt, Kubbede Kalan Hoş Sada
Reşat Nuri Güntekin (1889-1956) Realist bir anlayışa sahip olan yazar, Millî Eğitim müfettişliği görevi ile Anadolu yu dolaşmış, buradaki yaşamı gözlemlemiş, bu gözlemlerini yalın bir dil ve anlatımla eserlerinde dile getirmiştir. Romanlarında yoğun bir Anadolu atmosferi vardır. Bu atmosfer içinde yurt ve toplum gerçeklerini, töreden kaynaklanan doğru ya da yanlış inanışları ele alır. Bu konular; öykülerinde, mizah unsuruyla da berleştirilerek verilir. Yazar ilk kez, duygulsal bir aşkı dile getirdiği ve birçok yönleriyle Anadolu yu anlattığı Çalıkuşu romanıyla adını duyurmuştur. Roman: Çalıkuşu, Damga, Yeşil Gece, Yaprak Dökümü, Bir Kadın Düşmanı, Miskinler Tekkesi, Kan Davası Öykü: Tanrı Misafiri, Leyla ile Mecnun, Olağan İşler Oyun: Hançer, Hülleci, Tanrı Dağı Ziyafeti Gezi yazısı: Anadolu Notları
Mehmet Fuat Köprülü (1890-1966) Türk Edebiyatı araştırmalarını sistemleştiren ve edebiyat tarihçisi olarak ün kazanan sanatçının eserleri de bu yoldadır. Bugün bilinen birçok şair, yazarın yoğun araştırmaları sonucunda ortaya çıkmıştır. Türk Edebiyat Tarihi, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvuflar, Divan Edebiyatı Antolojisi, Türk Saz Şairleri Antolojisi Yakup Kadri Karaosmanoğlu (1889-1974) Romanlarında kusursuz bir anlatım ve sağlam tekniği ile dikkat çeken sanatçı, tarihi ve sosyal olaylardan herbirini bir romanına konu edinerek, Tanzimat dönemi ile Atatürk Türkiyesi arasındaki dönem ve kuşakların geçirdikleri sosyal değişiklik ve bunalımları yaşayış ve görüş ayrılıklarını işlemiş, düşünce ve teze dayalı özlü yapıtlar vermiştir. Bazı eserleri ve içerikleri: Hep O Şarkı - Abdülaziz döneminin yaşamı Bir Sürgün - II. Abdülhamit in baskılı yönetimiyle savaşmak için Fransa ya kaçan Jön Türkler Hüküm Gecesi - 31 Mart Olayı ndan sonra iktidarı ele geçiren İttihat ve Terakki Cemiyeti ile muhalefet arasındaki siyasi çekişme Kiralik Konak - Tanzimat tan I. Dünya Savaşı na kadar yetişen üç kuşaktaki görüş ayrılığı
Sodom ve Gomore - Mütareke döneminde, işgal altındaki İstanbul da ortaya çıkan ahlâki çöküntü Yaban - Kurtuluş Savaşı yıllanrındaki bir Anadolu köyü Ankara - Yeni başkentin üç dönemi Panorama I, II - Cumhuriyet döneminin 1952 ye kadarki durumu Bazı diğer eserleri: Anı: Zoraki Diplomat, Politikada 45 Yıl, Vatan Yolunda, Gençlik ve Edebiyat Hatıraları Monografi: Ahmet Haşim, Atatürk Mensur şiir: Erenlerin Bağından, Okun Ucundan Hikâye: Bir Serencam, Rahmet, Milli Savaş Hikayeleri Tiyatro: Nirvana, Veda, Sağanak, Mağara Makale: İzmir den Bursa ya, Ergenekon, Kadınlık ve Kadınlarımız Yahya Kemal Beyatlı (1884-1958) Belirli bir topluluğa katılmamış özgür bir şairdir, her dönemde örnek şiirleri vardır. Neoklasik eğilimli yazarın kendine özgü farklı bir anlayışı vardır. İstanbul şairi olarak tanınır. Osmanlı İmparatorluğunun geçmişteki parlak günlerine büyük bir özlem duyar. Eserlerinde İstanbul, tarih, yurt sevgisi, aşk, ölüm ve sonsuzluk konularını işlemiştir. Divan şiirinin özünü anlatma çabası içinde olan sanatçı, eski şiirin ölçü, uyak ve ahenk unsurunu ön planda tutmuştur. Bu açıdan eserlerinde malzeme eski, şiir ise yenidir denilebilir. Şiirlerinde aşırı titiz olmasından dolayı yazarın bütün eserleri ölümünden sonra kitaplaştırılmıştır. Şiir: Kendi Gök Kubbemiz, Eski Şiirin Rüzgarıyla, Rübailer Nesir: Aziz İstanbul, Eğil Dağlar, Siyasî ve Edebî Portreler, Siyasî Hikayeler, Edebiyata Dair Bu dökümanı orjinal adreste göster Türk edebiyatında "Milli edebiyat" dönemi