MAKRO İKTİSADIN MİKRO TEMELLERİ: TÜKETİM TEORİLERİ. Dr. Süleyman BOLAT

Benzer belgeler
IS LM MODELİ ÇALIŞMA SORULARI

TOPLAM TALEP I: IS-LM MODELİNİN OLUŞTURULMASI

TOPLAM TALEP VE TOPLAM ARZ: AD-AS MODELİ

DURGUNLUK VE MALİYE POLİTİKASI

ÇALIŞMA SORULARI TOPLAM TALEP I: MAL-HİZMET (IS) VE PARA (LM) PİYASALARI

MİLLİ GELİRİ BELİRLEYEN FAKTÖRLER: TÜKETİM, TASARRUF VE YATIRIM FONKSİYONLARI

2001 KPSS 1. Aşağıdakilerden hangisi A malının talep eğrisinin sola doğru kaymasına neden olur?

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

1. Toplam Harcama ve Denge Çıktı

SORU SETİ 11 MİKTAR TEORİSİ TOPLAM ARZ VE TALEP ENFLASYON KLASİK VE KEYNEZYEN YAKLAŞIMLAR PARA

A. IS LM ANALİZİ A.1. IS

FİYATLAR GENEL DÜZEYİ VE MİLLİ GELİR DENGESİ

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta

2018/1. Dönem Deneme Sınavı.

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

1. KEYNESÇİ PARA TALEBİ TEORİSİ

[AI= Aggregate Income (Toplam Gelir); AE: Aggregate Expenditure (Toplam Harcama)]

A İKTİSAT KPSS-AB-PS / Mikroiktisadi analizde, esas olarak reel ücretlerin dikkate alınmasının en önemli nedeni aşağıdakilerden

IS-LM MODELİNİN UYGULANMASI

SORU SETİ 7 IS-LM MODELİ

Mikro1 ĐKTĐSAT BÖLÜMÜ MĐKROĐKTĐSAT 1 DERSĐ ARA-SINAV SORULARI ID: B

Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT

SERMAYE VE DOĞAL KAYNAK PİYASALARI 2

8.1 KLASİK (NEOKLASİK) MODEL Temel Varsayımlar: Rasyonellik; Para hayali yoktur; Piyasalar sürekli temizlenir.

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ

Klasik & Keynesyen İktisat Çalışma Soruları.

ÜNİTE 4: FAİZ ORANLARININ YAPISI

DERS NOTU 09 DIŞLAMA ETKİSİ UYUMLU MALİYE VE PARA POLİTİKALARI PARA ARZI TANIMLARI KLASİK PARA VE FAİZ TEORİLERİ

DERS NOTU 01 TÜKETİCİ TEORİSİ

ÇALIŞMA SORULARI. S a y f a 1 / 6

N VE PARA ARZININ ÖZELL

Ekonomi I. Ne Öğreneceğiz?? Ne Öğreneceğiz?? Tüketicilerin neden öyle davrandıkları ve neden fiyatı düşen bir maldan normal olarak daha fazla,

meydana gelen değişmedir. d. Ek bir işçi çalıştırıldığında sabit maliyetlerde e. Üretim ek bir birim arttığında toplam

Modern Konjonktür Teorileri ve İktisat Politikası

Selçuk Üniversitesi 26 Aralık, 2013 Beyşehir Turizm Fakültesi-Konaklama İşletmeciliği Genel Ekonomi Dr. Alper Sönmez. Soru Seti 3

1. Yatırımın Faiz Esnekliği

MAKRO İKTİSAT KONUYA İLİŞKİN SORU ÖRNEKLERİ(KARMA)

Tüketim ve Yatırm Teorileri. 1. Mallar. 1.1 Yatırım Malları. 1.2 Tüketim Malları. 2. Tüketim Mallarıyla İlgili Tüketim Teorileri:

BİRİNCİ SEVİYE ÖRNEK SORULARI EKONOMİ

2. HAFTA DERS NOTLARI İKTİSADİ MATEMATİK MİKRO EKONOMİK YAKLAŞIM. Yazan SAYIN SAN

SORU SETİ 2 TOPLAM HARCAMALAR VE DENGE ÇIKTI

İKTİSAT. İktisata Giriş Test Dolmuş ile otobüs aşağıdaki mal türlerinden

PARA TALEBİ VE KURAMLARI

BAHAR DÖNEMİ MAKRO İKTİSAT 2 DERSİ KISA SINAV SORU VE CEVAPLARI

Ekonomi I. Doç.Dr.Tufan BAL. 6.Bölüm: Tüketici Davranışı Teorisi

-MAKROEKONOMİ KPSS SORULARI- 1) Nominal faiz oranı artarsa, reel para talebi nasıl değişir?( KPSS 2006)

Komisyon İKTİSAT ÇEK KOPAR YAPRAK TESTİ ISBN Kitapta yer alan bölümlerin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

Dengede; sızıntılar ve enjeksiyonlar eşit olacaktır:

BÖLÜM 9. Ekonomik Dalgalanmalara Giriş

Ekonomi II. 20.Para Teorisi ve Politikası. Doç.Dr.Tufan BAL. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

6. Tüketici Davranışları ve Seçimleri 6.1. Tüketici Kuramına Giriş 6.2. Tüketici Dengesi. Ders içeriği (6. Hafta)

Tufan Samet ÖZDURAK THEMIS MAKRO İKTİSAT

GENEL EKONOMİ DERS NOTLARI

İçindekiler kısa tablosu


Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz?

Bölüm 4 ve Bölüm 5. Not: Bir önceki derste Fiyat, Piyasa kavramları açıklanmıştı. Derste notlar alınmıştı. Sunum olarak hazırlanmadı.

DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT

MİKRO İKTİSAT. Kariyermemur.com Sayfa 1

Talep ve arz kavramları ve bu kavramları etkileyen öğeler spor endüstrisine konu olan bir mal ya da hizmetin üretilmesi ve tüketilmesi açısından

Ekonomi. Doç.Dr.Tufan BAL. 3.Bölüm: Fiyat Mekanizması: Talep, Arz ve Fiyat

Mikro Final. ĐKTĐSAT BÖLÜMÜ MĐKROĐKTĐSAT 1 FĐNAL-SINAVI SORULARI Saat: 10:45

MODERN MAKROEKONOMİNİN KÖKLERİ

HANEHALKININ TERCİHLERİ 2 1. FAYDA VE TALEP Bireysel Talep ve Piyasa Talebi Hanehalkının Tüketim Tercihleri

A İKTİSAT KPSS-AB-PS/2007

Ayrım I. Genel Çerçeve 1

Tablo 1 Fiyat Talep Miktarı Arz Miktarı A B 0, C 0, D 0, E 0, F 0,

İktisada Giriş I. 17 Ekim 2016 II. Hafta

gerçekleşen harcamanın mal ve hizmet çıktısına eşit olmasının gerekmemesidir

3. Keynesyen Makro İktisat Teorisi nin Bazı Özellikleri ve Klasik Makro İktisat Teorisi İle Karşılaştırılması

KPSS SORU BANKASI İKTİSAT YENİ. Pegem. Pegem Pegem Pegem Pegem. Pegem. Pegem Pegem. Pegem. Pegem

DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT. 1. Ekonominin bulunduğu noktanın, üretim olanakları eğrisinin solunda olması aşağıdakilerden hangisini gösterir?

FİNAL ÖNCESİ ÇÖZÜMLÜ DENEME MALİYE POLİTİKASI 1 SORULAR

Ekonomide Uzun Dönem. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

DENEME SINAVI A GRUBU / İKTİSAT

A ALAN BİLGİSİ TESTİ İKTİSAT

Tasarruf Paradoksu bir çiçek alın, ekonomiye can verin

PARA, FAİZ VE MİLLİ GELİR: IS-LM MODELİ

ARZ ve TALEP Talep Talep Eğrisi Talepte Değişme Talep Eğrisinin Kayması ve Talep Eğrisi Üzerinde Hareket 4


MİKRO İKTİSAT 1. Aşağıdakilerden hangisi ekonomide belirtilen ihtiyaçların özelliklerinden biridir? A) İhtiyaçlar sabittir B) İhtiyaçlar birbirini

BÖLÜM 6: PARA VE MALİYE POLİTİKASI ( )

İktisat Nedir? En genel haliyle İktisat bir tercihler bilimidir.

Standart Ticaret Modeli

MİKRO İKTİSAT SORULARI:

7. BÖLÜM EKONOMİK İSTİKRARIN GERÇEKLEŞTİRİLMESİNDE PARA VE MALİYE POLİTİKALARININ ETKİNLİĞİ

M2 Para Tanımı: M1+Vadeli ticari ve tasarruf mevduatları (resmi mevduatlar hariç)

9. DERS : IS LM EĞRİLERİ: MALİYE VE PARA POLİTİKALARI

İKTİSAT SORU BANKASI E C O N O M I C U S KOPART ÇÖZ TEK KİTAP

MAL VE PARA PİYASALARINDA EŞ ANLI DENGE. Mal ve para piyasalarında eşanlı denge; IS ile LM in kesiştiği noktada gerçekleşir.

SAY 203 MİKRO İKTİSAT

İKT 207: MİKRO İKTİSAT DERS 1. Konu: Tüketici Davranışları (Consumer Behavior)

AD AS MODELİ. Bilgin Bari İktisat Politikası 1

ÜNİTE 6: PARA TALEBİ VE PARA PİYASASINDA DENGE İŞLEM AMAÇLI PARA TALEBİ TEORİLERİ

Para talebi ekonomik bireylerinin yanlarında bulundurmak istedikleri para miktarıdır. Ekonomik bireylerin para talebine tesir eden iki neden vardır;

2.BÖLÜM ÇOKTAN SEÇMELİ

SORU SETİ 10 MALİYET TEORİSİ - UZUN DÖNEM MALİYETLER VE TAM REKABET PİYASASINDA ÇIKTI KARARLARI - TEKEL

Ekonomi I. Doç.Dr.Tufan BAL. 4.Bölüm: Esneklikler. Not:Bu sunun hazırlanmasında büyük oranda Prof.Dr.Tümay ERTEK in Temel Ekonomi kitabından

İKTİSADA GİRİŞ - 1. Ünite 4: Tüketici ve Üretici Tercihlerinin Temelleri.

TOPLAM TALEP TOPLAM ARZ AD-AS MODELİ

Transkript:

MAKRO İKTİSADIN MİKRO TEMELLERİ: TÜKETİM TEORİLERİ 1

1- Mutlak Gelir Hipotezi (Keynesgil Tüketim Fonksiyonu) Keynes, milli gelir düzeyini belirleyen efektif talebin vazgeçilmez temel unsurlarından olan o bilinen tüketim fonksiyonu fikrini 1936 da ortaya atmıştır. Keynes in Tüketim Konusundaki Varsayımları 1- Klasik iktisatçılara göre, faiz; tüketimden vazgeçmenin bedelidir. Faizler artarsa; tüketim azalır, tasarruf artar. Keynesyen görüşe göre ise, faizin tüketim üzerinde belirleyici bir rolü yoktur. Tüketim; gelir düzeyine bağlı olarak değişir. C = C (Y) 2- Harcanabilir kişisel gelir (DPI) artınca, tüketimin (C) de arttığı, ancak tüketimdeki artış gelirdeki artıştan daha küçüktür. DPI C, DPI > C Temel psikolojik kanun; harcanabilir kişisel gelir (DPI) artınca, tüketim gelirden daha az artar. Gelir arttıkça, tüketim azalır, tasarruf artar. DPI C ; DPI > C ; DPI, S, C Marjinal tüketim eğilimi; harcanabilir gelirdeki 1 liralık değişmenin tüketimde kaç liralık bir değişmeye yol açtığını gösteren bir katsayıdır. c = ΔC / ΔY, Y = DPI, C = C (Y), 0 < c < 1 2

Keynes in Tüketim Konusundaki Varsayımları C = C (Y), 0 < c < 1 Mutlak Gelir Hipotezi; tüketimin gelir düzeyine bağlı olarak değişmesi, t dönemindeki (bugünkü) tüketimin t dönemindeki (bugünkü) gelire bağlı olarak değişmesi anlamındadır. 3- Ortalama tüketim eğilimi, harcanabilir gelir artınca gelirin tüketim amacıyla kullanılan kısmı azalacaktır. Bu varsayım Keynes in Genel Teori'de gelirin ne kadarının tüketime tahsis edildiğini yansıtan C/Y oranına karşılık gelen ortalama tüketim eğilimi (apc) dir. DPI, apc Gelir arttıkça, ortalama tüketim eğilimi düşer, gelirin daha az kısmı tüketime harcanır Ortalama tüketim eğilimi (apc) > Marjinal tüketim eğilimi (c) C = C0 + cy, C 0 > 0, 0 < c < 1 C = C0 + cy denkleminin her iki tarafını Y ye bölersek, C 0 C cy = + Y Y Y C = apc = Y C 0 Y + c apc > c 3

Mutlak Gelir Hipotezi (MGH) (Keynesyen Tüketim Fonksiyonu) C = C 0 + cy doğrusu, her şeyden önce tüketimin gelir düzeyine bağlı olarak değiştiğini ve marjinal tüketim eğiliminin 0 ile 1 arasında bir değere sahip olduğunu yansıtır. C = C 0 + cy doğrusu üzerindeki bir noktayı orijinle birleştiren çizginin eğimi, o noktaya karşılık gelen gelir düzeyindeki ortalama tüketim eğilimine eşittir. Tüketim doğrusu üzerindeki E, F ve G gibi noktaları orijinle birleştiren çizgilerin gelir arttıkça yatıklaşması ve eğimlerinin azalması, gelir arttıkça ortalama tüketim eğiliminin azaldığını ifade eder. Tüketim doğrusu üzerindeki noktaları orijinle birleştiren doğruların tüketim doğrusunu alttan kesmeleri-daha dik olmaları ise, ortalama tüketim eğiliminin marjinal tüketim eğiliminden büyük olduğunu yansıtır (apc > c). 4

Tüketim Bulmacası (Simon Kuznets) Mutlak Gelir Hipotezinin Test Edilmesi Yatay kesit analizi denilen aile bütçesi verileri ile kısa dönem zaman serisi analizlerine dayalı çalışmalar Keynes in MGH ni doğrularken, uzun dönemli zaman serisi kullanılarak yapılan çalışmalar MGH nin iddialarını doğrulamamıştır. Mutlak gelir hipotezinin geçerliliğini araştıran bir başka ampirik çalışma, 1971 yılı nobel iktisat ödülü sahibi olan Amerikalı iktisatçı Simon Kuznets e aittir. Kuznets in 1946 yılında yayınlanan ve 1869 yılı sonrası dönemi kapsayan uzun dönem zaman serileri analizine göre, 1869 yılından sonra gelirin çok ciddi biçiminde artmasına karşılık, ortalama tüketim eğilimi (C/Y) mutlak gelir hipotezinde ileri sürüldüğünün ve kısa dönem zaman serileri analizinde teyit edildiğinin tersine düşmemiş, sabit kalmıştır. (apc = c) Aile bütçesi verilerinin ve kısa dönem zaman serileri analizinin mutlak gelir hipotezinin geçerli olduğunu (kısa dönemde gelir artınca ortalama tüketim eğiliminin azaldığını); uzun süreli zaman serileri analizinin ise mutlak gelir hipotezinin tam tersine geçersiz olduğunu (uzun dönemde gelir artınca ortalama tüketim eğiliminin sabit kaldığını) göstermesine, tüketim bulmacası (consumption puzzle) denir 5

Tüketim Bulmacası Mutlak gelir hipotezinin-kısa dönem tüketim fonksiyonunun ortalama tüketim eğiliminin marjinal tüketim eğiliminden büyük olmasıyla (apc > c) tanımlanmış olmasının nedeni, ortalama düşerken marjinalin ortalamadan küçük olması genel prensibidir. Y apc ise, apc > c. Uzun dönem tüketim fonksiyonun ortalama ve marjinal tüketim eğilimleri arasındaki eşitlikle (apc = c) tanımlanmış olmasının nedeni, ortalama sabit iken marjinalin ortalamaya eşit olmasıdır: Y apc sabit ise, apc = c. 6

2- Nispi Gelir Hipotezi Mutlak gelir hipotezi ve tüketim bulmacası tarafından uyarılan ilk çalışmadır. Amerikalı iktisatçı James S. Duesenberry tarafından 1949 yılında geliştirilen nispi gelir hipotezi tüketicilerin psikolojik ve sosyal temellerini ele alarak incelemeye çalışmıştır. İki hipotezi vardır: 1- Nispi gelir hipotezinde bireylerin tüketim kararlarının mutlak gelir hipotezindekinin tersine, birbirinden bağımsız olmadığını veya birbirine bağlı olduğu varsayılır. Her bireyin tüketim düzeyinin, o bireyin ait olduğu gruptaki (mahalle-meslek-sosyal çevre) nispi gelir durumuna bağlı olduğu; kişinin ait olduğu gruptaki nispi gelir durumu değişmedikçe, gelirden tüketime tahsis ettiği kısmın da değişmeyeceği kabul edilir. Belirli bir mahallede yaşayan bir kişinin geliri iki kat artarken mahallenin ortalama geliri de iki kat artıyorsa ve böylece kişinin (mahalledeki) nispi geliri değişmiyorsa, kişinin gelirden tüketime ayrılan kısmı yani ortalama tüketim eğilimi de değişmez. Duesenberry, Kuznets in uzun dönemde ortalama tüketim eğiliminin sabit olduğu yönündeki görüşünü desteklemektedir. 7

2- Tüketim üzerinde etkili olduğu varsayılan gelire ait dönemdir. Mutlak gelir hipotezinde tüketim cari dönemdeki gelirin fonksiyonu iken; Nispi gelir hipotezinde tüketim sadece cari döneme bağlı değildir. Nispi gelir hipotezi = CARİ GELİR + GEÇMİŞ DÖNEM EN YÜKSEK GELİR Gelirde meydana gelen bir düşme, tüketicilerin ulaştıkları refah seviyesinden feragat etmek yerine, tasarruflarını azaltacaklarını ifade etmektedir. Geçmişte gelir arttığında tüketim artmakta, gelir azaldığında ise tüketim miktarında aynı oranda azalmaya gitmek yerine tasarrufları azaltma yoluna gidilmektedir. Nispi gelir hipotezi, ait olduğu grubun ortalamasından yüksek gelir elde eden kimsenin, C/Y oranının düşük olacağını, gelirin daha az kısmını tüketime gider; ya da gruptan ortalama olarak daha az gelir elde eden kimsenin C/Y oranı yüksek olacaktır, içinde bulunduğu grubun kalıplarını sağlamak için daha çok harcar. Cari dönem geliri > geçmiş en yüksek geliri ise, bireyin tüketimi içinde bulunduğu grubun nispi gelir düzeyine göre değişecektir. Cari dönem geliri < geçmiş en yüksek geliri, tüketimi cari dönem geliri değil, geçmişte elde edilmiş en yüksek gelir belirler 8

Mandal Etkisi (Takoz, Ratchet, Zemberek Dişlisi) Tüketicinin gelirinin herhangi bir dönemde Y 0 ve buna bağlı olarak tüketim seviyesinin C 0 olduğunu varsayalım. Tüketicinin geliri Y 1 seviyesine yükseldiğinde tüketim miktan da C1 e yükselmektedir. Diğer taraftan tüketicinin geliri Y 0 seviyesindeyken, Y 1 e yükselmeden, doğrudan Y 2 ye düşerse, tüketim C2 ye düşmemektedir. Tüketim, gelirdeki düşmeye göre; daha az düşerek C 3 seviyesinde gerçekleşmektedir. Nedeni; tüketicinin daha önceki yüksek gelir düzeyinin sağlamış olduğu refah düzeyini korumak için tüketimden vazgeçmek yerine tasarrufunu azaltmasıdır. 9

Nispi Gelir Hipotezi ve Mandal Etkisi (Takoz, Ratchet, Zemberek Dişlisi) Nispi gelir hipotezi, tüketimin cari gelirin yanı sıra geçmiş gelirlerinin en büyüğüne bağlı olduğu ve içinde bulunduğu gruptaki bireylerin tüketim düzeyine göre beslenir. Nispi gelir hipotezi, tüketimi tüketicilerin bulundukları çevresel faktörlere, gösteriş ve üstünlük arzusu gibi psikolojik ve sosyolojik faktörlere bağlayarak önemli bir açıklama yapmıştır. Bir bireyin yüksek gelir düzeyine sahip olan bir sosyal grup içindeyken yapmış olduğu harcama düzeyi, düşük bir sosyal grubun içinde iken yapmış olduğu tüketim düzeyinden fazladır. Nispi gelir hipotezi, gelir arttıkça tüketimin artacağını; fakat gelir azaldığında tüketimin azalmayacağını ileri sürdüğü bu duruma, Mandal Etkisi (Takoz Etkisi-Ratchet Etkisi, Zemberek Dişlisi Etkisi) denir. 10

Zamanlararası Tüketim Hipotezi - Fisher Keynesyen analizde tüketim sadece cari dönem harcanabilir gelirine bağlı kabul edilmiştir. Buna göre cari dönemdeki harcanabilir gelir arttığında tüketim artmakta, cari dönemdeki harcanabilir gelir azaldığında ise tüketim azalmaktadır. Fisher ise, CARİ DÖNEM TÜKETİM = CARİ GELİR + GELECEKTEKİ GELİR Fisher in bu kabulü, aynı zamanda Keynes in Mutlak Gelir Hipotezinin bir eleştirisi niteliğindedir. Dolayısıyla Fisher, tüketimin ömür boyu gelire bağlı olduğunu varsaymaktadır. Ancak burada Fisher, bireylerin yalnızca iki dönem yaşadığını varsaydığı için ikinci dönem tasarruf yapılmayacaktır. Bu teoriye göre bireyler tüketim kararlarını alırken, bütçe kısıtı ile karşı karşıyadırlar. Yine bireyler bugünkü tüketim ile gelecekteki tüketim arasında tercih yapmak zorundadırlar. Bu durum şu şekilde ifade edilebilir: Bireyler bugün tüketmeyi seçerlerse, gelecekte daha fazla tüketmek için tasarruf yapmaktan vazgeçmiş olurlar. Bireyler bugün tüketmek yerine tasarruf etmeyi tercih ederlerse, yapmış oldukları tasarruf sayesinde gelecekteki tüketimi tercih etmiş olurlar. 11

Zamanlararası Tüketim Hipotezi A- Bütçe Kısıtlaması : Tüketicinin harcamalarını kısıtlayan en önemli faktör, onun geliridir. Bu duruma, mikro ekonomide bütçe kısıtlaması adı verilir ve bütçe doğrusu ile gösterilir. Fisher modeline göre, bireyler eğer bugünkü tüketimleri ile gelecekteki tasarrufları arasında bir seçim yapmakla karşı karşıya kalmışsa, buna zamanlararası bütçe kısıtlaması denir. Bu durumda iki dönem dikkate alınırsa iki dönemdeki tüketim iki dönemdeki gelirle şöyle ilişkilendirilir. C 1 + C 2 / (1 + r) = Y 1 + Y 2 / (1 + r) Burada C 1 bugünkü tüketimi; C 2 gelecekteki tüketimi; Y 1 bugünkü geliri; Y 2 gelecekteki geliri; ve r reel faiz haddini gösterir. Bu formüle göre, eğer r = 0 ise, iki dönemdeki toplam tüketim (C 1 +C 2 ) iki dönemdeki toplam gelire eşittir. Yok eğer r > 0 ise C 2 ve Y 2, (1+r) ile iskonto edilir. 12

A- Bütçe Kısıtlaması : Tüketicinin iki dönemdeki tüketimi arasında yapacağı tercih, kayıtsızlık eğrileri ile gösterilecek olursa (dikey eksene C 2,yatay eksene ise C 1 ) tüketici aynı kayıtsızlık eğrisi üzerinde farksız, yani eşit mutluluğa sahip olacak ancak daha yüksek kayıtsızlık eğrisi bir öncekine tercih edilecektir. Tüketicinin optimum denge noktası ise, kayıtsızlık eğrisinin bütçe doğrusuna teğet olduğu nokta olacaktır. Bilindiği gibi bu noktada, kayıtsızlık eğrisinin eğimi (marjinal ikame oranı) ile bütçe doğrusunun eğimi (1+r) birbirine eşittir. Bu mikro analize göre, herhangi bir dönemdeki gelirde meydana gelecek bir artış, bütçe doğrusunun yukarı doğru kaymasına yol açacağı için, tüketicinin her iki dönemdeki tüketimi (C 1 + C 2 ) ve dolayısıyla refah düzeyi de artmış olacaktır. Fisher modeline göre; tüketimin, cari ve gelecekteki gelirin bugünkü değerine bağlı olduğu ve dolayısıyla Keynes in tüketim fonksiyonunun aksine bu modelde tüketimin, tüketicinin yaşamı boyunca beklediği kaynaklarına (gelirince) bağlı olduğu kabul edilmiştir. 13

B- Borçlanma Kısıtlaması: Fisher modeline göre, tüketici tasarruf edebilir ya da borçlanabilir. Bireyin borçlanarak tüketimini karşılaması demek, bugünkü gelirinin bugünkü tüketimini karşılayamaması demektir. (C 1 > Y 1 ). Buna göre, bir tüketicinin cari geliri cari tüketimini karşılamıyorsa ve gelecekte de bugünkü gelirinden daha yüksek bir geliri olacağını bekliyorsa, tüketici bu günden borçlanarak cari tüketimini karşılamaktan kaçınmayacaktır. Birey tüketimini cari gelirinden ziyade, yaşam boyu gelirine göre ayarlamalıdır. Ancak ne var ki tüketici, her zaman bugünkü tüketimini karşılamaya yetecek kadar borç bulamayabilir. Örneğin, bir üniversite öğrencisinin gelecekte daha fazla kazanacağı beklentisi içinde olsa da yeterince borç bulması oldukça zor olabilir. Bu durum, şüphesiz tüketici için bütçe kısıtlamasına ilave olarak, birde borçlanma kısıtlaması ya da likidite kısıtlaması getirmektedir. Likidite kısıtlaması, bir tüketicinin gelecekteki daha yüksek gelir beklentisi içerisinde cari tüketimini karşılayabilmek için borçlanamama durumunu ifade etmektedir. Sonuç olarak, tüketici, gelirin yanında borçlanamamanın getirdiği kısıtlamanın da ilave edilmesiyle, daha az tüketilebilecektir, çünkü en fazla bugünkü geliri kadar tüketilebilecektir. 14

Tüketim Düzleştirmesi Gelirdeki artışın birinci veya ikinci dönemde olmasına bakılmaksızın, tüketicinin gelirini her iki dönem arasında paylaştırarak tüketimini düzleştirmesidir. Gelirin hangi dönem tüketildiğinin önemli olmadığıdır. Fisher in modeli; tüketimi, cari ve gelecekteki gelirin bugünkü değerine bağlamak suretiyle yaşam boyu gelire bağlamıştır. Oysaki Keynes'e göre, tüketim cari harcanabilir gelire bağlıdır. Birey, 1. dönem ve 2. dönem gelirinde değişme olduğunda, tüketim tercihlerini de değiştirir. Tüketim tercihlerinin değişmesi ile birlikte kayıtsızlık eğrisinde kayma meydana gelir. Bireyin gelirinde meydana gelen değişmeyi her iki döneme dağıtarak, gelir değişiminin tüketim üzerindeki etkilerini azaltmasına tüketim düzleştirmesi denir. Tüketim düzleştirmesi ile kişilerin gelirlerinde meydana gelen dalgalanmanın tüketim üzerindeki etkisi giderilmiş olmaktadır. Kişilerin yaşamları boyunca aynı düzeyde tüketim yapması ise, tam tüketim düzleştirmesi olarak adlandırılmaktadır. 15

Ömür (Yaşam) Boyu Gelir Hipotezi F. Modigliani, A. Ando ve R. Brumberg tarafından 1950 lerde Fisher in zamanlararası tüketim hipotezi kullanılarak geliştirilmiştir. Zamanlararası tüketim hipotezinde iki dönem için yapılan analiz, burada tüketicinin ömrüne yayılmıştır. Ömür boyu gelir hipotezi (Yaşam boyu gelir hipotezi, Yaşam döngüsü hipotezi), Keynesci tüketim fonksiyonunun yetersizliklerini gidermeyi amaçlamaktadır. Keynesci tüketim analizinde cari dönemdeki tüketim, cari dönemdeki gelire bağlı iken; Ömür boyu gelir hipotezinde tüketim yaşam boyu gelire bağlıdır.. Ömür boyu gelir hipotezi, bireylerin tüketim ve tasarruf kararlarını uzun dönemli planladıkları varsayımından hareketle analizini gerçekleştirmektedir. Ömür boyu gelir hipotezinde, bireylerin ömürleri evrelere ayrılmaktadır. Bireyler, gelirlerinin arttığı dönemlerde tasarrufa yönelmekte; gelirleri azaldığında ise tasarruflarının artması sonucunda oluşan servetlerini çözmek suretiyle tüketim harcamalarına devam etmektedirler. 16

Ömür (Yaşam) Boyu Gelir Hipotezi Bireylerin ilk yıllarında (genç yaşlarda) gelir düzeyi yetersiz olduğu için net borçlu durumundadır. Orta yaşlarında artan geliri sayesinde tüketiminden arta kalan kısmı daha önceki (çalışmayan önceki dönemde) yapmış olduğu borçlarını geri öder. Emeklilik sonrasında (65 yaş üstü) ise tasarruflarını emeklilik sonrası yaşamını devam ettirebilmesi için saklar. Emeklilik sonrası dönemde, bireyin negatif tasarrufu vardır ve orta yaşlarında biriktirdiği ile tüketimini karşılar. 17

Ömür (Yaşam) Boyu Gelir Hipotezi Bu görüşe göre, nüfusun yaş yapısının tüketim harcamalarının belirlenmesinde önemli bir faktör olduğu rahatlıkla söylenebilir. Eğer bu teori doğru ise, kesitli veri kullanılarak yapılacak bir çalışma sonucunda, ortalama tüketim eğiliminin gelir arttıkça düştüğü görülecektir. Aslında YGH, bireysel tüketicinin fayda fonksiyonunu esas alır. Bireyin faydası, şimdiki ve gelecek dönemdeki toplam tüketiminin bir fonksiyonudur. Bireyin tüketimi (faydası), o bireyin kaynaklarıyla sınırlıdır. Bireyin toplam kaynakları ise, SERVET + BEKLENEN GELİR 18

Ömür (Yaşam) Boyu Gelir Hipotezi S = W + (R*Y) S bireyin yaşam boyu kaynaklarını, W (başlangıçtaki) serveti, R beklenen çalışma yıllarını, Y beklenen geliri, ve R*Y yaşam boyu geliri temsil etmektedir. Kişinin tüketim fonksiyonu : C = (1/T)W + (R/T) Y T bireyin ne kadar daha yaşamayı umudunu gösterirse, tüketim fonksiyonu C = aw + by a servetin marjinal tüketim eğilimini, b ise gelirin (özellikle de emek gelirinin) marjinal tüketim eğilimini göstermektedir. Tüketim; SERVET + GELİR e bağlıdır YGH ne göre kısa dönemde servette önemli bir değişiklik olmayacağından, tüketim fonksiyonunun eğimi, büyük ölçüde gelirin marjinal tüketim eğilimine göre değişecektir. Analiz, Keynesgil kısa dönem tüketim fonksiyonuna benzemektedir. Uzun dönemde ise, servetteki artışa bağlı olarak tüketim fonksiyonu yukarı kayacaktır (artacaktır). 19

Ömür (Yaşam) Boyu Gelir Hipotezi İnsanların yaşamlarının evrelere ayrıldığı bu şekle göre, gençlik dönemlerinde tüketim harcamaları, gelir düzeyinden fazladır. Şekilde bir kişinin hiç serveti olmadan 20 yaşına bastığı, kişinin 20 yaşından 65 yaşına kadar çalıştığı ve emekli olduğu, 75 yaşında ise ömrünün sona erdiği varsayılmaktadır. Tüketicinin tüketim düzleştirmesi yaptığı varsayımı altında, tüketim eğrisi C noktasından yatay eksene paralel olacaktır. Tüketici yaşamının çalıştığı yıllar ve emekli olduğu yılların tümünde aynı miktarda tüketim gerçekleştirerek tüketim düzleştirmesi yapmaktadır. Çalışarak pozitif tasarruf yaparken, emekliye ayrılan yaşlılar negatif tasarrufta bulunacaklardır. Gelirlerin harcamaların üstüne çıktığı bu evrede, tasarruflarda bir artış meydana gelmekte ve birikmiş olan tasarruflar servetin artmasına neden olmaktadır. Gelir arttıkça, uzun dönemde servetin de arttığı görülmektedir. Servet emeklilik yılının başlangıç yılı olan 65 yaşında maksimum seviyesine yükselmektedir 20

Ömür (Yaşam) Boyu Gelir Hipotezi Varsayımları Faiz oranlarının sıfır olduğu, Bireylerin tüm tasarruflarım hayatta iken harcadıkları, yani miras bırakmadığı, Kişilerin tam tüketim düzleştirmesi yaptığı, Cari dönemdeki tüketimin, cari dönemdeki servete ve ömür boyu gelire bağlıdır.. 21

Ömür (Yaşam) Boyu Gelir Hipotezi Kısa dönemde gelir arttığında, tüketimin artış hızı azaldığı için ortalama tüketim eğilimi düşmektedir. Servetin sabit varsayıldığı kısa dönem analizi, Keynes in mutlak gelir hipotezi ile uyumludur. Uzun dönemde gelir arttıkça, tüketim de arttığı için ortalama tüketim eğilimi değişmemektedir. Servetin değiştiğinin varsayıldığı uzun dönem analizi, Kuznets in tüketim bulmacası görüşü ile uyumludur. Ülkeler arasında, yaşam beklentisi farkları, nüfusun yaş yapısındaki farklar ve sosyal güvenlik sistemindeki farklılıklardan dolayı tasarruf farklılıkları oluşabilir. 22

Sürekli Gelir Hipotezi Sürekli gelir hipotezi, Milton Friedman tarafından ortaya atılmıştır. Sürekli gelir hipotezi de Fisher in zamanlararası tüketim analizine dayanarak geliştirilmiş ve yaşam boyu gelir hipotezini tamamlar niteliktedir. Bu analizde tüketim ve gelir, sürekli ve geçici olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Friedman a göre; cari gelir (Y), sürekli gelir (Y P ) ve geçici gelirin (Y t ) toplamına eşittir. Y = Y P + Y T 23

Sürekli Gelir Hipotezi Sürekli gelir, kişinin yaşı, eğitimi, kariyeri gibi unsurlar dikkate alındığında elde etmeyi umduğu normal gelirleri olarak ifade edilebilir. Geçici gelir ise, gelirin devamlılığı olmayan kısmıdır. Herhangi bir kişinin Milli Piyango biletinden kazandığı para veya Spor Toto, Spor Loto gibi şans oyunlarından kazandığı paralar ile beklenmedik bir ödülden aldığı paralar.. Sürekli gelir ile geçici gelir arasındaki fark için bir örnek yardımıyla ifade edilebilir SÜREKLİ GELİR Ekonomi alanında doktora derecesi olan A nın, lise mezunu olan B den yüksek gelir elde etmiş olması, yüksek sürekli geliri ile ilgili bir durumdur. Doğal olarak A nın doktora derecesi, onun yüksek gelir elde etmesini yıllar itibariyle sağlayacaktır. 24

Sürekli Gelir Hipotezi GEÇİCİ GELİR Amasya daki bir elma üreticisinin soğuk hava koşullarından dolayı ürün kalitesi düşerse, gelirinde bir azalma meydana gelecektir. Diğer taraftan Ankara daki bir elma üreticisinin, iklim koşullarının olumlu olmasından dolayı ürün kalitesi yükselirse, gelirinde bir artış meydana gelir. Ankara daki elma üreticisinin gelirinin artması, yüksek geçici gelirden dolayı ortaya çıkmıştır. Zira, bir sonraki yıl için iklim koşulları ile ilgili net bir durum söz konusu değildir. Friedman a göre bireyler tüketim kararlarını verirken, SÜREKLİ GELİRİ dikkate alır. 25

Sürekli Gelir Hipotezi Bir kişinin gelirinin, yıllık 50.000 TL arttığını varsayalım. Bu durumda bu kişinin tüketiminde, gelirindeki artışa yakın bir artış meydana gelecektir. Zira, bu kişinin gelirinde sürekli bir artış meydana gelmiştir. Kişinin piyangodan 50.000 TL lik ikramiye kazandığını varsayalım. Friedman a göre ikramiyeyi kazanan kişi, kazandığı ödülün tümünü bir yılda harcamak yerine, ilave tüketimi yaşamının geri kalan kısmına yaymayı tercih edecektir. Faiz oranının sıfır olduğu ve kişinin geriye kalan ömrünün 25 yıl olduğu varsayımı altında, tüketim yıllık olarak 2000 TL artacaktır. Friedman a göre, bireyler sürekli gelirini HARCAR Geçici gelirlerinin büyük bir kısmını ise tüketim düzleştirmesi yapmak için tasarruf etmeyi tercih ederler. 26

Sürekli Gelir Hipotezi Friedman a göre tüketim fonksiyonu; C = α (Yp) Denklemde, C tüketimi, Yp sürekli geliri, α sürekli gelirin tüketime giden kısmını ölçen sabit bir katsayıdır. Buna göre, sürekli gelir arttığında tüketim artmakta; sürekli gelir azaldığında ise tüketim azalmaktadır. Friedman ın sürekli gelir teorisi, ortalama tüketim eğilimi açısından de alındığında şu sonuçlara ulaşılır: Ortalama tüketim eğilimi ile ifade edilir. Bu formüle göre, ortalama tüketim eğilimi, sürekli gelirin cari dönemdeki gelire oranıdır. Cari gelir ise, geçici gelir ile sürekli gelirin toplamına eşittir. Bu durumda ortalama tüketim eğilimi şu şekilde ifade edilebilir: 27

Sürekli Gelir Hipotezi Geçici gelir arttığı için cari gelir artarsa, formülün paydası büyüyecektir. Bu durumda ortalama tüketim eğiliminde geçici olarak bir azalma meydana gelir. Geçici gelir azaldığı için cari gelir azalırsa, formülün paydası küçülecektir. Bu durumda ortalama tüketim eğiliminde geçici olarak bir artma meydana gelir. Yüksek sürekli gelire sahip tüketiciler için ortalama tüketim eğilimi yüksek olacaktır. Cari gelirdeki değişmenin kaynağı sürekli gelir ise, ortalama tüketim eğilimi aynıdır. 28

Sürekli Gelir Hipotezi Gelirde yıldan yıla meydana gelen değişmelerin kaynağında büyük oranda geçici gelir yatmaktadır. Bu yüzden de yüksek gelirli yıllarda geçici gelirin etkisinden dolayı ortalama tüketim eğilimi düşük çıkmaktadır. Diğer taraftan daha uzun dönem için, örneğin on yıllık periyotlarda gelirdeki değişme büyük ölçüde sürekli gelirdeki değişmeden kaynaklanmaktadır. Uzun zaman serileri açısından Kuznets in çıkarımına benzer olarak sabit bir ortalama tüketim eğilimi söz konusudur. 29

Sürekli Gelir Hipotezi Yaşam (Ömür) Boyu Gelir Hipotezi Nispi Gelir Hipotezi Ömür boyu gelir hipotezi ile sürekli gelir hipotezinin ortak özelliği : Cari dönemdeki tüketim; CARİ DÖNEM + GELECEK DÖNEM e bağlıdır. Ayrıca her iki teori de tüketim düzleştirmesi yapmaktadır. Ömür boyu gelir hipotezi ve sürekli gelir hipotezi, Fisher in zamanlararası tüketim analizine dayak olarak geliştirilmiştir. Sürekli gelir hipotezinde, yaşam boyu gelir hipotezinde olduğu gibi bireylerin her dönemde aynı miktarda tüketim yaptığını içermez. Sürekli gelir hipotezi, bireylerin yıldan yıla gelirlerinde rassal ve geçici değişiklikler olabileceğine dikkat çekmektedir. Hem sürekli gelir hipotezi, hem de nispi gelir hipotezi kısa ve uzun dönem tüketim fonksiyonları arasındaki bir ayrıma dayanmaktadır. Sürekli gelir hipotezinde kısa ve uzun dönem davranışını değiştiren unsur beklentilerin ayarlanması iken; nispi gelir hipotezinde ise alışkanlıklar ve çevrenin etkisidir. 30

Rassal Yürüme Hipotezi (Robert Hall) Rassal Yürüme Hipotezi, Robert Hall tarafından geliştirilmiştir. Hipotezin temel çatısı, rasyonel beklentilerden beslenir. Diğer bir ifadeyle, rasyonel beklentiler hipotezinin tüketim teorisine uyarlanması şeklinde ifade edilebilir. Monetaristler tarafından ortaya atılan sürekli gelir hipotezinin adaptif beklentiler varsayımının eksikliğini giderme amacı taşıdığı ifade edilebilir. Monetaristler tarafından geliştirilen sürekli gelir hipotezine göre, tüketim sürekli gelirin artan fonksiyonudur. Sürekli gelir ise, geçmiş ve cari dönem gelirlerinin yanı sıra gelecekte elde etmeyi umduğu normal gelirleri de içermektedir. Dolayısıyla ileriye dönük bir yaklaşım içermektedir. Diğer taraftan ileriye dönük bu yaklaşım, tahminlerin geçmiş dönem verilerinden, hareketle gerçekleştiğini kabul eden adaptif beklentiler varsayımını esas almaktadır Rasyonel beklentiler hipotezi ise, adaptif beklentilerden farklı olarak geçmiş dönem verilerinin yanı sıra cari dönemdeki bilginin tümünü ve geçmiş tecrübeleri de tahminlere dahil ederek geleceğe yönelik varsayım yapılmasını içermektedir. Rassal Yürüme hipotezi, tüketimi rasyonel beklentilerden hareketle açıklama amacını taşımaktadır. 31

Rassal Yürüme Rasyonel beklentiler hipotezine göre, geçmiş dönem verilerinin yanı sıra cari dönemdeki bilginin tümü iktisadi ajanlar tarafından değerlendirildiği için tahmin hatası oluşmaz. Bu durum, hiç hata yapmayacakları anlamına gelmemektedir. Hata yapmaları tesadüfidir. İktisadi ajanlar, şok-sürpriz-beklenmeyen bir politika ile karşılaştıklarında tahmin hatası yaparlar. Ancak uzun dönemde tahmin hatası yaptıklarını fark ettiklerinde tahminlerini yeni duruma göre düzeltirler ve hatadan ders çıkarırlar, öğrenirler ve öğrendikleri yeni bilgileri tahminlerine dahil ederler. Dolayısıyla aynı türden hatayı tekrarlamazlar. Rasyonel beklentiler altında iktisadi ajanları davranışlarını sürpriz ve beklenen politikaya göre ayrı ayrı değerlendirmek mümkündür. Sürpriz bir politikanın iktisadi ajanlar tarafından öngörülmesi ve tahmin seti içinde yer alması mümkün değildir. Bu yüzden de politika yapıcının sürprizine maruz kalan iktisadi ajanlar kısa dönemde yanılırlar. 32

Tüketimin Rassal Yürümesi Hall, sürekli geliri, rasyonel beklentilerden hareketle tahmin etme yoluna gitmiştir. Yani Friedman ın analizinde sürekli gelir, adaptif beklentilerden hareketle tahmin edilirken; Hall'ın analizinde rasyonel beklentilerden hareketle tahmin edilmektedir. Sürpriz bir politika uygulanmadığı sürece rasyonel beklentiler altında iktisadi ajanlar ortalama olarak sürekli geliri doğru tahmin edeceklerdir. Bu durumda tüketim düzeyinde değişme meydana gelmeyecektir. Sürpriz bir politika uygulanması durumunda sürekli gelire yönelik tahminlerde sapma meydana gelecektir ve tüketimin değişmesine yol açacaktır. Sürprizleri tahmin etmek mümkün olmazsa; sürekli geliri ve buna bağlı olarak tüketim düzeyi doğru tahmin edilemez. İşte bir iktisadi değişkenin değerinde meydana gelen değişmeyi tahmin etmenin mümkün olmadığı duruma, tüketimin rassal yürümesi denmektedir. 33

Tüketimin Rassal Yürümesi iki hipotez üretir Sürpriz bir politika uygulandığında, sürekli gelir bu durumdan etkilenmekte ve buna bağlı olarak tüketimde değişme meydana gelmektedir. Beklenen politikalar, sürekli gelir üzerinde beklenen etkilere yol açtığı için tüketim kararlarında değişikliğe yol açmaz. Uygulamalı çalışmaların bu noktadaki sonuçları şu şekildedir: Gelirde meydana gelen beklenmeyen değişmeler, tüketimi etkilememiştir. Bu durum aşırı düzleştirme olarak ifade edilir. Gelirde meydana gelen değişmeler, tüketimi etkilemiştir. Bu durum ise, aşırı duyarlılık olarak nitelendirilmiştir 34

Anlık Hazzın Cazibesi Keynes, Temel Psikolojik Yasa ile tüketim üzerindeki psikolojik faktörlere dikkat çekerken, tüketim İle ilgili sonraki çözümlemeler aynı çizgiyi takip etmemiştir. David Laibson un öncülüğünde davranışsal iktisatçılar, tüketim konusunu psikoloji ile ilişkilendirerek ele almışlardır. Bu analizde tüketim kararlarının aşırı derecede akılcı homoeconomicus tarafından alınmadığı; aksine hiç akılcı davranışlara sahip olmayan gerçek insanlar tarafından alındığı ileri sürülmüştür. Amerikan halkı ile ilgili yapılan bir araştırmanın sonuçları, % 76 Iık bir kesimin emeklilik için yeterli birikime sahip olmadığını ortaya koymuştur. Laibson a göre tasarruf yetersizliğinin nedeni, anlık hazzın cazibesidir. 35

Anlık Hazzın Cazibesi Soru 1: Bugün bir elma mı (A), yoksa yarın iki elma mı (B) ter-cih edersiniz? Soru 2: 100 gün sonra bir elma mı (A), yoksa 101 gün sonra iki elma mı (B) tercih edersiniz? Birinci soruya birçok insan A, ikinci soruya B cevabını verecektir. Diğer bir ifadeyle insanlar, uzun dönemde kısa dönemde olduğundan daha sabırlıdır. Bu durumdan çıkarılacak sonuç, tüketicilerin tercihlerinde zaman tutarsız davranabileceği ihtimalidir 2. Soruda B yi seçen biri, ilave bir gün bekleyerek birinci soruda B seçeneğini seçebilir. Diğer taraftan 100. gün olduğunda, kişi kendini yeni bir kısa dönemde hissederek 1. soruya cevap veriyorken kendini bulabilir Dolayısıyla anlık cazibesi, kişiyi fikrini değiştirmeye itebilir. Örneğin; içkiyi bırakmak için biri, kendi kendine söz verirken, son bir kadeh içebilir. Zayıflamak için yemeklerden sonra tatlı yeme-me karan alan biri, bir dilim daha baklava yiyebilir. Sonuç olarak anlık hazzın cazibesi, tüketicilerin kararları üzerinde belirleyici olabilir. 36