HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA



Benzer belgeler
HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA

HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA

HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA

HIV/AIDS epidemisinde neler değişti?

TÜRKİYE DE HIV EPİDEMİYOLOJİSİNİN SON DURUMU

DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMALARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

Dr Bahadır Ceylan. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji HIV EPİDEMİYOLOJİSİ

Korunma Yolları (Üniversal Önlemler)

Kazanılmış Bağışıklık Eksikliği Sendromu

Hepatit B ile Yaşamak

'BANA BIR SEY OLMAZ' DEMEYIN

Travmalı hastaya müdahale eden sağlık çalışanları, hasta kanı ve diğer vücut salgıları ile çalışma ortamında karşılaşma riski bulunan diğer sağlık

HIV/AIDS Epidemiyolojisi ve Korunma

Dünyada ve Türkiye de Güncel Verilerle HIV/AIDS. Hacettepe Üniversitesi AIDS Tedavi ve Araflt rma Merkezi (HATAM)

AIDS Dinle, Öğren, Yaşa! Sözünde Dur AIDS i Durdur AIDS e Sırtını Dönme

Hepatit C ile Yaşamak

HIV / AIDS hakkında bilmemiz gerekenler

KADIN VE AİLE SAĞLIĞI HİZMETLERİ İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ SAĞLIK VE SOSYAL HİZMETLER DAİRE BAŞKANLIĞI SAĞLIK VE HIFZISSIHHA MÜDÜRLÜĞÜ

HIV/AIDS Türkiye de Mevcut Durum. Dr. M. Arzu YETKİN Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi

TÜRKİYE DE HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KONTROL PROGRAMI

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ ENFEKSİYON RİSKLERİ

HIV/AIDS hastalığı açısından risk altında hissediyorsanız test yaptırmak için en yakın sağlık kuruluşuna başvurun.

KAN YOLUYLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR

HIV/AIDS e yönelik Farkındalık Yaratma Projesi

PERSONEL YARALANMALARININ ÖNLENMESİ VE TAKİBİ. Uz.Dr. Sevinç AKKOYUN

HIV/AIDS KÜRESEL ÖZET 2013

Değerli öğrenciler Hacettepe Üniversitesine hoş geldiniz.

Kan Yoluyla Bulaşan Enfeksiyonlardan Korunma ve Riskli Yaralanmaların İzlenmesi

DERS X Küresel Sağlık Sorunları

Kan Yoluyla Bulaşan Enfeksiyonlardan Korunma Ve Riskli Yaralanmaların İzlenmesi EKK KAYA SÜER

DELİCİ KESİCİ ALET YARALANMASI

HIV/AIDS E İLİŞKİN BİLGİ 13

İZOLASYON ÖNLEMLERİ. Hazırlayan: Esin Aydın Acıbadem Bodrum Hastanesi Enfeksiyon Kontrol Hemşiresi

PERİNATAL HERPES VİRUS İNFEKSİYONLARI. Uzm.Dr.Cengiz Uzun Alman Hastanesi Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları

EPIDEMIYOLOJIK VERILER DEĞIŞTI MI? DR. SERAP İSKENDER KANUNI EĞITIM VE ARAŞTIRMA HASTANESI, TRABZON

SIK SORULAN SORULARLA Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar (CYBH) ve HIV /AİDS. Dr. Tutku TAŞKINOĞLU DÜZEN LABORATUVARLAR GRUBU

SAĞLIK PERSONELİ KORUYUCU EKİPMANLARI (SPKE) ENFEKSİYON KONTROL KOMİTESİ

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

Türkiye de Son Durum, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Aktiviteleri

KESİCİ-DELİCİ DELİCİ ALET YARALANMALARI KAN VE VÜCUT SIVILARI İLE TEMAS

CDC Profilaksi Kılavuzu Dr. Fatma Sargın

Gebelere hangi aşıları önerelim? Kılavuzlar ne öneriyor? Dr. Selim BÜYÜKKURT

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

Bölüm A. NEW YORK EYALETİ SAĞLIK DAİRESİ AIDS Enstitüsü HIV Testi için Bilgilendirilmiş Onay

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.

Maymun Çiçek Virüsü (Monkeypox) VEYSEL TAHİROĞLU

HASTANE ENFEKSİYONLARININ EPİDEMİYOLOJİSİ. Yrd. Doç. Dr. Müjde ERYILMAZ

DOMUZ GRİBİ BELİRTİLERİ VE TANISI

TÜRKİYE DE HIV/AIDS YÜRÜTÜLEN HİZMETLER. Dr. Ayla Aydın Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığı

SAĞLIK PERSONELİ KORUYUCU EKİPMANLARI (SPKE) HAZIRLAYAN NESLİHAN BOZKURT ENFEKSİYON KONTROL HEMŞİRESİ

HIV Nasıl Bulaşır. Nerede riskler var, nerede yok.

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

İZOLASYON ÖNLEMLERİ TALİMATI

HASTA GÜVENLİĞİNDE ENFEKSİYONLARIN KONTROLÜ VE İZOLASYON ÖNLEMLERİ. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

TB ile HIV arasındaki bağlantı Bilgilendirme Belgesi

SEÇMELİ DERS ÖNERİ FORMU

Viral Hepatitler. Hepatit A Virus. Viral Hepatitler- Tarihsel Bakış. Hepatit Tipleri. Hepatit A Klinik Özellikler

HEPATİT B, TÜRKİYE İÇİN AIDS TEN DAHA TEHLİKELİ. Dr. Zülkar Dönmez Asil Çelik San. Tic. A.Ş.

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ HASTALIĞI (KKKA) VE KARADENİZ BÖLGESİ NDEKİ DURUMU

HIV Nasıl Bulaşır ve AIDS Tehlikesi. Riskli ve risksiz durumlar Durumlar / Riskler / Tavsiyeler Türkische Ausgabe HIV-Übertragung und Aids-Gefahr

3. Basamak Bir Hastanede Görev Yapan Sağlık Çalışanlarının Hepatit C Hakkında Bilgi Düzeyi ve Hepatit C Enfeksiyonu Olan Hastalara Karşı Tutumlarının

KANSER TANIMA VE KORUNMA

Gebelerde Anti HIV Sonuçlarının Değerlendirilmesi

HCV. Hepatit C. Bilgi broşürü. Deutsche Leberhilfe e.v.

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

CİNSEL YOLLA BULAŞAN ENFEKSİYONLAR (CYBE)

Kan Yoluyla Bulaşan İnfeksiyonlardan Korunma ve Riskli Yaralanmaların İzlenmesi

HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ. Dr. Yasemin HEPER Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dal

Haftalık İnfluenza (Grip) Sürveyans Raporu

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

İMMÜN SİSTEM HASTALIKLARI VE BAKIMI. Öğr. Gör. Dr. Ayşegül Öztürk Birge ARALIK 2016

EL HİJYENİ VE ELDİVEN KULLANIMI TALİMATI

HIV bulaşması. Riskler nerede bulunur, nerede bulunmaz ve kişiler kendini nasıl koruyabilir?

TÜBERKÜLOZ Tüberküloz hastalığı gelişimi için risk faktörleri

HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI HEPATİT B AŞISI KİMLERE YAPILIR? HEPATİT B RİSKİ OLAN KİŞİLER

H1N1 den Korunmada Alınacak Önlemler. Pandemik H1N1 Gribi (Domuz Gribi)

SARS (SEVERE ACUTE RESPİRATORY SYNDROME) CİDDİ AKUT SOLUNUM YETMEZLİĞİ SENDROMU

10. SINIF KONU ANLATIMI. 16 ÜREME BÜYÜME GELİŞME Döllenme ve Aile Planlaması Soru Çözümü

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı VEREM HASTALIĞI

SAĞLIK TARAMA RAPORU

T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Tüberküloz Daire Başkanlığı. VEREM HASTALIĞI ve VEREM HAFTASI

Kızınızın sağlığı için: HPV aşısıyla rahim ağzı kanserine* karşı önlem alın. * belli human papillom virüsleri neden olur

Genital Siğiller Risk Faktörler: Belirtiler:

İZOLASYON ve DEZENFEKSİYON TAKİP TALİMATI

HEPATİT TARAMA TESTLERİ

EĞİTİM. Kuş Gribi ve Korunma. Kümesler? Avian Influenza Virus. Korunma Önlemleri? Dayanıklılık??? Kümesler 1

VERİLERLE TÜRKİYE ve DÜNYADA DİYABET. YARD.DOÇ.DR. GÜLHAN COŞANSU İstanbul Üniversitesi Diyabet Hemşireliği Derneği

MEDYA ve HIV/AIDS Pozitif Yaşam Derneği HIV taşıyıcıları başıboş geziyor

TABLOLAR VE ŞEKİLLER LİSTESİ

Hepatit Hastalığı Gebelikten Etkilenir mi?

KORUYUCU EKİPMAN KULLANMA TALİMATI

Mebusevleri M. Anıt C. Şafak A. 8/ Tandoğan Ankara 1

Kesici-Delici Alet Yaralanmaları ve Korunma Önlemleri

14 Kasım Dünya Diyabet Günü. Kadınlar ve Diyabet: Sağlıklı bir gelecek hakkımız

VÜCUDUN IHTIYACI KADAR SU IÇIN

Hemodiyaliz Ünitelerinde İnfeksiyon Kontrolü

REVİZYON DURUMU. Revizyon Tarihi Açıklama Revizyon No

SAĞLIK ÇALIŞANLARI MESLEKİ RİSKİ TALİMATI

TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI PASİF ETKİLENİM

Transkript:

HIV/AIDS EPİDEMİYOLOJİSİ VE KORUNMA Dr. Aygen Tümer Hacettepe Üniversitesi HIV/AIDS Tedavi ve Araştırma Merkezi (HATAM) e-posta: atumer@hacettepe.edu.tr İlk defa 1981 yılında Amerika Birleşik Devletleri nde bir grup homoseksüel erkekte ve Haiti den gelen göçmenlerde ender rastlanan Pnömocystitis carinii jiroveci pnömonisi (PCP) ve Kaposi sarkomu (KS) vakalarının tespit edilmesi ile HIV/AIDS hastalığı tanımlanmıştır. Bu infeksiyonlar tedaviye iyi cevap vermemekte ve hastalık ölümle sonuçlanmaktaydı. Araştırmacılar bu hastalığın daha önce literatürde rastlanmayan yeni bir hastalık olduğu konusunda birleşerek bu yeni hastalığa AIDS (Acquired Immune Deficiency Syndrome, Akkiz İmmün Yetmezlik Sendromu) adını vermişlerdir. 1983 yılında AIDS e neden olan virüs HIV (Human Immunodeficiency Virus, İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü) izole edilmiş olup, bu virüs vücudun savunma gücünü zayıflatmakta, yıkmakta ve normal koşullarda tedavi edilebilen hastalıklar, savunma gücü yetersiz kaldığından tedavi edilememektedir. HIV infeksiyonu sadece erişkinleri değil, bebek, çocuk, genç, yaşlı demeden herkesi etkileyebilen, henüz virüsün vücuttan atılmasını sağlayabilecek tedavisinin ve aşısının bulunamadığı bir hastalıktır. Tedavide kullanılan ilaçların ömür boyu kullanılmasının gerekmesi ve ekonomik olarak büyük yük getirmesine (aylık 2000-2500 TL) rağmen, hastalıktan ölüm hemen hemen tamamen ortadan kalkmış, HIV infeksiyonu ölümcül hastalık olmaktan çıkıp, yaşam boyu ilaç kullanımını gerektiren bir tür kronik hastalığa dönüşmüştür. Hastalığın tanımlandığı ilk yıllarda HIV infekte vakalar az sayıda olması nedeni ile fazla ilgi çekmemişti. Ne zamanki biseksüel erkekler aracılığı ile kadınlara ve infekte hamile kadınlardan da bebeklere geçmesi ile vakaların giderek artmaya başlaması ile tüm dünyanın odak noktası haline gelmiştir. Bunu dikkate alan tıp dünyası, gönüllü kuruluşlar ve kişiler öneminin anlatılabilmesi, toplumun bilgilendirilmesi ve korunma yollarının öğretilmesi için faaliyetler düzenlemeye başlamışlar ve 1 Aralık gününü de Dünya AIDS Günü olarak ilan etmişlerdir. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) her yıl 1 Aralık için bir slogan belirlemekte ve tüm ülkeler bu çerçevede toplumu bilgilendirmeye yönelik faaliyetler yapmaktadırlar. 1

DÜNYADA HIV/AIDS Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Aralık 2014 verilerine göre dünyada ortalama 35 milyon HIV infekte kişi yaşamakta olup, hastalığın tanımlandığı ilk günden beri 39.1 milyon kişi hayatını bu hastalık nedeni ile kaybetmiştir. 2013 yılı içinde 2.1 milyon yeni vaka bildirilmiş olup, bu sayılara günde 6 000 yeni vaka ilave olmaktadır. Tüm HIV infekte vakaların %95 inden fazlası gelişmekte olan ülkelerde, %80 i de Sahra-altı Afrika, Güney ve Güney-doğu Asya da görülmektedir. Günümüzde HIV/AIDS hastalığı Sahra-altı Afrika da birinci, dünyada ise 4. ölüm nedeni olarak bildirilmektedir. SSCB nin parçalanması ile meydana gelen değişimlerle Doğu Avrupa ülkeleri ve Rusya da HIV infeksiyonunun süratle yayıldığı görülmektedir. Dünya nüfusunun 1/5 inin yaşadığı Çin de, özellikle damar içi uyuşturucu madde kullananlar arasında HIV pozitiflik oranının kısa sürede yükselerek %70 lere ulaştığı saptanmıştır. HIV/AIDS hastalığı, tanımlandığı 1980 li yılların başlarında korunmasız yapılan homoseksüel cinsel temas ile bulaşmaktadır diye bilinirken, 1990 lı yıllarından beri çoğu ülkede en sık korunmasız yapılan heteroseksüel cinsel temas ile, ikinci sıklıkta damar içi madde kullananların ortak paylaştığı enjektör ile, üçüncü sıklıkta ise korunmasız yapılan homoseksüel cinsel temasla bulaşmaktadır. İlk vakaların görüldüğü Kuzey Amerika ve Avrupa ülkelerinde 1994 yılından beri her yıl tanı konan yeni vaka sayıları bir önceki yıldan fazla değil iken, Afrika gibi ekonomik seviyeleri düşük ülkelerde vaka sayıları katlanarak artmaktadır. Bu farklılığın esas nedeninin eğitimden kaynaklandığı düşünülmektedir, çünkü gelişmiş ülkeler etkin eğitim programları ile hastalığı ve korunma yollarını halkına öğretebilmeyi başarmış gözükmektedir. Eğitimde bir diğer önemli faktörde ekonomik güçtür. Gelişmekte olan ülkeler kısıtlı bütçeleri ile giderek artan sayıdaki hastalarını tedavi için gerekli masrafı yapmakta zorlanırken, beraberinde eğitim programlarını yürütememektedirler. HIV IN BULAŞMA YOLLARI: Cinsel yolla bulaşma: HIV ın en önemli bulaşma yolu korunmasız yapılan cinsel temasdır. Korunmasız yapılan her türlü cinsel temasla (vajinal, oral, anal) HIV bulaşabilmektedir. Bu tür bulaşmaya bağışık kimse yoktur. Ancak kan, kadın ve erkeğin cinsel salgıları ile temasa neden olabilecek her türlü cinsel aktivitede bulaşma riski bulunmaktadır. Bulaşma için HIV pozitif kişi ile yapılan tek bir cinsel temas bile yeterlidir, cinsel temas sayısı arttıkça bulaşma olasılığı artmaktadır. 2

Yapılan araştırmalar, yaptıkları doku hasarı nedeniyle cinsel yolla bulaşan diğer infeksiyonların varlığının HIV ın bir kişiden diğerine geçişini 2-9 kez artırdığını göstermektedir. Cinsel yolla bulaşan diğer infeksiyonların çoğu zaman doğru ve erken tedavi edilebildiği Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkelerindeki HIV infeksiyonu görülme sıklığı Afrika ülkeleri ile kıyaslandığında bu ilişki daha net olarak görülebilmektedir. Gelişmiş ülkelerde yeterli tanı ve tedavi olanaklarının cinsel yolla bulaşan diğer infeksiyonlar lehine kullanılması ile hem bu hastalıkların yayılması kontrol edilebilmekte, hem de HIV infeksiyonunun geçişi azaltılmaktadır. Kan ve kan ürünleri ile bulaşma: Kanda virüsün yoğun miktarda bulunması nedeni ile, virüsü taşıyan kişilerden alınmış kan ve kan ürünleri ile hastalık bulaşabilmektedir. 1985 yılında HIV a karşı yapılan antikor testlerinin bulunması ile dünyanın her yerinde kan ve kan ürünlerinin hastaya verilmeden önce HIV yönünden test edilmesi zorunlu bir hale getirilmiştir. Ülkemizde 1987 yılından beri tüm kan ve kan ürünlerine antikor testi yapıldıktan sonra hastaya verilmektedir. Bu nedenle 1987 yılından beri kan ve kan ürünleri ile olan bulaşma azalmıştır. Ancak hastalığın 10 12 hafta süren pencere döneminin olması ve acil durumlarda test yapılmadan kan ve kan ürünlerinin kullanılabilmesi azda olsa (1/1.800.000) bu yolla geçiş olabileceğini göstermektedir. Anneden bebeğe bulaşma: HIV gebelik süresince, doğum sırasında ve emzirme ile bebeğe geçebilmektedir. Bu olasılık %20-30 dur. Ancak HIV pozitif anne gebeliği süresince tedavi alır, doğum 38. haftada sezaryen ile yapılır, bebek doğumdan sonra belli süre tedavi alır ve hekim kontrolü altında olursa ve anne bebeğini emzirmez ise bu oran %1-2 lere kadar düşebilmektedir. HIV birçok vücut sıvısında bulunmasına rağmen yoğun olarak bulunduğu kan, kadın ve erkeğin cinsel salgıları ile bulaşabilmektedir. Dokunmak, el sıkışmak, sarılmak, aynı yerde oturmak, aynı saunayı, havuzu, banyoyu, tuvaleti paylaşmak, aynı tabağı, bardağı, çatalı, kaşığı kullanmak, aynı giysileri giymek, telefon kulaklığı, gözyaşı, ter, tükürük, sivrisinek, böcek, arı sokması ile HIV bulaşmamaktadır. 3

TÜRKİYE DE HIV/AIDS Tüm dünyada HIV/AIDS vakalarının hızla arttığı gözlenirken Türkiye nin bu salgının dışında kalması beklenmemektedir. Ülkemizde ilk defa 1985 yılında üç HIV pozitif hasta bildirilmiş, daha sonra her yıl HIV/AIDS vakalarında giderek artma gözlenmiştir. Ülkemizde Haziran 2014 T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Bulaşıcı Hastalıklar Daire Başkanlığı, Zührevi Hastalıklar Biriminin verilerine göre 8238 HIV/AIDS vakası vardır. Bunların 1197 i AIDS basamağına ulaşmış, 7041 kişi ise HIV infektedir. Ancak özellikle cinsel yolla bulaşan infeksiyonlar konusunda kişilerin sağlık kurumlarına yeterli başvurularının olmamaları, kayıt sistemlerinin yeterli çalışmaması, bu sayının gerçekleri yansıtmadığını düşündürmektedir. T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI HIV/AIDS VERİ TABLOLARI EKİM 1985 HAZİRAN 2014 TÜRKİYE HALK SAĞLIĞI KURUMU, BULAŞICI HASTALIKLAR DAİRE BAŞKANLIĞI, ZÜHREVİ HASTALIKLAR BİRİMİ TÜRKİYE DE BİLDİRİLEN AIDS VAKA VE TAŞIYICILARININ YILLARA GÖRE DAĞILIMI YILLAR HIV(+) AIDS TOPLAM 1985 0 3 3 1986 1 1 2 1987 32 8 40 1988 21 11 32 1989 22 11 33 1990 23 13 36 1991 27 24 51 1992 36 29 65 1993 47 33 80 1994 48 35 83 1995 59 28 87 1996 92 35 127 1997 95 38 133 1998 82 42 124 1999 89 28 117 2000 111 46 157 2001 137 45 182 2002 136 41 177 4

2003 136 46 182 2004 175 58 233 2005 246 46 292 2006 253 44 297 2007 345 24 369 2008 390 53 443 2009 437 66 503 2010 516 73 589 2011 632 78 710 2012 973 95 1068 2013 1280 111 1391 2014* 600* 32* 632* TOPLAM 7041 1197 8238 * İlk 6 aylık verilerdir. Türkiye de en sık 20-49 yaş arası HIV/AIDS vakalarına rastlanmaktadır ve cinsiyete göre dağılımına bakıldığında %82 erkek, %18 kadın olduğu gözlenmektedir. Türkiye deki bulaşma yollarına göre HIV/AIDS vakaları incelendiğinde; 2013 yılı içinde; %32.6 heteroseksüel cinsel temas, %14.3 homoseksüel cinsel temas, %0.3 damar içi madde bağımlıları, %0.7 anneden bebeğe geçiş ve %51.6 ise bilinmeyenlerden oluştuğu görülmektedir. %51.6 gibi büyük bir oran eksik bildirimi göstermektedir ki bu da salgının boyutunu öğrenmedeki güçlüğü gözler önüne sermektedir. TÜRKİYE DE 2013 YILINDA BİLDİRİLEN HIV/AIDS VAKALARININ OLASI BULAŞMA YOLUNA GÖRE DAĞILIMI, (01 OCAK 2013 31 ARALIK 2013) OLASI BULAŞMA YOLU TOPLAM VAKA YÜZDE Heteroseksüel cinsel ilişki 428 32.6 Homoseksüel /biseksüel cinsel ilişki 187 14.3 Damar içi madde bağımlılığı 4 0.3 Nozokomiyal bulaşma 7 0.5 Anneden bebeğe geçiş 9 0.7 Bilinmeyen 678 51.6 TOPLAM 1313 100,0 5

Günümüzde uygulanan tedavi, erken başlandığı zaman daha etkili olmakta ancak ekonomik olarak büyük yük getirmektedir. Hastaların tedavi giderleri Genel Sağlık Sigortası (GSS) kapsamında karşılanabilmektedir. Bazı özel sigorta şirketleri ise ödeme yapmamaktadır. Türkiye de kısıtlı sayıdaki olgunun tedavisi konusunda yaşananlar, gelecek için alınacak önlemlere ışık tutmalıdır. KORUNMA HIV/AIDS hastalığında henüz virüsün vücuttan atılmasını sağlayabilecek tedavisinin olmayışı ve aşı çalışmalarının da devam ediyor olması nedeni ile hastalığın yayılmasının kontrolünün zor olabileceği düşünülmektedir. Ayrıca yaşam kalitesini artırıp, yaşam süresini uzatan tedavilerin ve fırsatçı infeksiyonların önlenmesi ve tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkilerinin olabilmesi ve yüksek maliyetli olması erken dönemde HIV infeksiyonuna özel bir önemin verilmesini ve hastalıkla ilgili eğitimlerin, bilgilendirmelerin hızla yapılmasını kaçınılmaz kılmaktadır. Korunma, virüsün cinsel yolla, kan yolu ile ve anneden bebeğe geçişi önleme esasına dayanmaktadır. Cinsel yolla bulaşmaya karşı korunma: En sık bulaşma korunmasız yapılan cinsel temasla olduğu için bu yolla korunma büyük önem taşımaktadır. Cinsel aktiviteden tamamen kaçınarak veya cinsel partnerinle karşılıklı olarak tek eşli yaşayarak kesin olarak HIV infeksiyonunun bulaşması önlenebilmektedir. Cinsel temas sırasında prezervatif (kondom, kılıf, kaput) kullanılmasının koruyuculuğu, kondomun lateks olması, doğru ve devamlı kullanılması, yırtık veya delik olmaması kaydıyla ispatlanmıştır. Kadınlar için özel olarak hazırlanmış kondomlar da doğru ve devamlı kullanımda etkili olmaktadırlar. HIV ın cinsel yolla bulaşmasını engellemeye yönelik önlemler aslında cinsel yolla bulaşan diğer infeksiyonlara karşı korunmada da etkili olan yöntemlerdir. HIV a karşı korunmada önerilen lateks kondomlar aynı zamanda frengi, bel soğukluğu, genital siğil, hepatit B gibi hastalıklardan da korunmayı sağlamaktadır. Araştırmalar göstermektedir ki cinsel yolla bulaşan diğer infeksiyonların önleminin alınması HIV/AIDS hastalığından korunma yönünden de önemlidir. Kan ve kan ürünleri ile bulaşmaya karşı korunma: 1985 yılında antikor testlerinin bulunması ile kan ve kan ürünleri hastaya verilmeden önce HIV yönünden taranmaya 6

başlamıştır. Bu bir yasal zorunluluk olup, 1987 yılından beri de ülkemizde kan ve kan ürünleri HIV yönünden test edilmektedir. Damar içi madde kullanımı alışkanlığının önlenmesi, tedavi edilmesi, ortak enjektör kullanımı risklerinin anlatılması bu grup hastalarda HIV bulaşma riskini azaltmaktadır. Bazı Avrupa ülkelerinde ve Amerika Birleşik Devletleri nde devlet tarafından temiz enjektör dağıtım programları uygulanmakta ve önemli ölçüde başarı sağlandığı bildirilmektedir. Gelişmiş ülkelerde enjektör paylaşımının azaldığı, steril iğne alınışında ve iğne temizleme işlemlerinde artma gözlendiği saptanmaktadır. Anneden bebeğe geçiş için korunma: Anneden bebeğe geçişte önemli olan HIV görülme sıklığı yüksek olan bölgelerde doğurganlık yaşındaki ve HIV infeksiyon riski belirlenmiş olan kadınlara bulaşma ve korunma yollarını öğretebilmektir. Eğer kadın HIV pozitif ise ve çocuk sahibi olmak istemiyorsa doğum kontrol yöntemleri öğretilmeye çalışılmaktadır. Eğer kadın bebek sahibi olmak istiyorsa gebeliğin belli ayında anneye, doğumdan sonra da bebeğe tedavi başlanmakta ve hasta yakın takibe alınmaktadır. Anne sütü ile virüsün geçişi gösterildiğinden annenin bebeği emzirmemesi önerilmektedir. Sağlık personelinin korunması: Sağlık personeli hastanın hikayesi ve fizik muayene ile HIV pozitif hastaları ayırt etme şansına sahip olamadıklarından tüm hastaların kan ve diğer vücut sıvılarını potansiyel infekte kabul ederek standart önlemlere uyarak çalışmalıdırlar. Hastalara uygulanan tüm girişimsel işlemler sırasında eldiven mutlaka kullanılmalı, işlem bittikten sonra eldiven değiştirilmeli ve eldivenler çıkartıldıktan sonra eller hemen sabun ve su ile yıkanmalıdır. Eğer eller veya diğer cilt yüzeyleri hastanın kanı ya da diğer vücut sıvıları ile bulaşırsa derhal su ve sabunla yıkanmalıdır. İğne batmasını engellemek için iğneler kullanıldıktan sonra plastik kılıfları tekrar takılmamalı, iğneler enjektörden çıkartılmamalı, eğilip bükülmemelidir. Yapılan bir işlem sırasında kan veya diğer vücut sıvılarının sıçrama olasılığı söz konusu ise ağız, burun ve gözleri korumak amacı ile maske ve gözlük takılmalı, diğer vücut yüzeylerine bulaşmayı önlemek için koruyucu önlük giyilmelidir. 7

Ülkemizde henüz sayıları binlerle ifade edilen HIV infekte vakalar için, hasta sayıları milyonları bulan ülkelerden örnek alarak korunmayı öğrenmek, öğretmek ve davranış değişikliğinde bulunulmasını sağlamak hepimizin görevi olmalıdır. En önemlisi de HIV pozitif kişileri toplumdan dışlamadan hep beraber elele vererek yaşamalıyız ki, bu hastalığa karşı mücadele edebilelim. 8