PSİKOLOJİYE GİRİŞ ALGI-BÖLÜM 5. Fatma Gül Cirhinlioğlu

Benzer belgeler
NELER ÖĞRENECEĞİZ? 3 TANIM Taylan DÖRTYOL Akdeniz Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Pazarlama Bölümü

ALGI VE ALGISAL ÖRGÜTLEME YASALARI

Gestalt Kuramı. Doç. Dr. Tülin ŞENER

Wertheimer, Köhler ve Kofka tarafından geliştirilmiş bir yaklaşımdır. Gestalt psikolojisi, bilişsel süreçler içerisinde özellikle "algı" ve "algısal

Uzaktan Eğitim. Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR

Duyum ve Algı. Fiziksel Uyarandan Anlamlı Algılara Uzanan Bir Süreç

TEMEL ALGISAL SÜREÇLER VE BİLGİ İŞLEMEDE ALGININ YERİ VE GESTALT PRENSİPLERİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

ALGI BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

GESTALT KURAMI Gestalt kuramcılarına göre bütün, parçaların toplamından daha anlamlıdır ve farklıdır. Birey herşeyi bir bütün olarak algılama

Web adresi. Psikolojiye Giriş. Diğer hayvanlar da aynı türde bir dile sahip midir? Dil (devam) Şimdinin Bilinci, Geçmişin Bilinci Ders 7

BÖLÜM Duyum ve Algılama

Duyum ve Algı. Prof. Dr. Güler Bahadır Dr. Nilüfer Alçalar İ. Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı

GÖRSEL ALGI VE GÖRSEL YANILSAMALAR. İnci Ayhan, PhD. Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji Bölümü

Havacılıkta Ġnsan Faktörleri. Uçak Müh.Tevfik Uyar, MBA

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Algı ÇalıĢma Yaprağı: 6

1. ALGILAMA KAVRAMI VE TANIMI

Bilişsel Gelişimle İlgili Kavramlar

Bilinç. Dikkat ve Algı. Uyanıklık Bilinç (2) Bilinçlilik Durumu

ÜNİTE 4 Algılama. Amaçlar. İçindekiler. Öneriler

DUYUSAL ve MOTOR MEKANİZMALAR

Duysal Sistemlerin Genel Özellikleri, Duysal Reseptörler. Dr. Ersin O. Koylu E. Ü. Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı

GESTALT KURAMıN ORTAYA ÇıKıŞı

PSİKOLOJİYE GİRİŞ DUYUM VE ALGI. Öğr. Gör. Ezgi Deveci. Işık Üniversitesi Psikoloji Bölümü

ÜNİTE. ÇOCUK PSİKOLOJİSİ VE RUH SAĞLIĞI Doç. Dr. Ayşe OKANLI İÇİNDEKİLER HEDEFLER DUYUM VE ALGI KAVRAMLARI

PSİ153 Psikolojiye Giriş I - Prof. Dr. Hacer HARLAK

SİNİR SİSTEMİ VE BEYİN ANATOMİSİ 2

TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI SORU VE CEVAPLARI

Gestalt Öğrenme. Gestalt Öğrenme

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

Pragnanz Yasaları Cemil YAYLAR

Materyal Çeşitleri. koninin dayandığı ilkeler, Çilenti (1984:57) tarafından şu şekilde açıklanmıştır:

Psikoloji davranışın ve zihinsel süreçlerin bilimsel çalışmasıdır. Sadece insanların

PSİKOLOJİ Konular. Psikolojinin doğası. Konular. Psikolojinin doğası. Psikoloji tarihi. Psikoloji Biliminin Doğası

ALGILAMA - ALGI. Alıcı organların çevredeki enerjinin etkisi altında uyarılmasıyla ortaya çıkan nörofizyolojik süreçler.

Öğretim Materyallerinin Eğitimdeki Yeri ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI. Dr. Ümmühan Avcı Yücel Esin Ergün

GÖRSEL OLMAYAN DUYU SİSTEMLERİ

Tasarım Psikolojisi (GRT 312) Ders Detayları

ALGI. Yard. Doç. Dr. Aybala SARIÇİÇEK İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıbbi Psikoloji Dersi 2012

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI

DAVRANIŞ BİLİMLERİ DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN İNCELENDİĞİ SİSTEMLER

Beyin Temelli ve Basamaklı Öğrenme S

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI PSİKOLOJİ DERSİ 10. SINIFLAR I. DÖNEM II. ORTAK YAZILI SINAVI

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN

Gerçekçi (Realistic) görseller, üzerinde durulan gerçek nesneyi gösterir. Örneğin bir arabanın resmi gerçekçi bir görsel öğe olarak kullanılabilir.

BEYİN ANATOMİSİ TEMPORAL VE FRONTAL LOB

Gestalt ve İnsancıl Yaklaşımında Öğrenme Erhan KILIÇ

DAVRANIŞ BİLİMLERİ-II

Eğitimin Psikolojik Temelleri

REHBERLİK VE İLETİŞİM 5

TEMEL GRAFİK TASARIM AÇIK-KOYU, IŞIK-GÖLGE

ALGI PSİKOLOJİSİ. Yrd.Doç.Dr. M. Betül YILMAZ

YÖNETİM Sistem Yaklaşımı

SOSYAL ÖĞRENME KURAMI

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 18 Mayıs :56 - Son Güncelleme Pazartesi, 18 Mayıs :58

Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme İLETİŞİM

BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI

Birey ve Çevre (1-Genel)

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme

Sensörler. Yrd.Doç.Dr. İlker ÜNAL

BİLGİYİ İŞLEME KURAMI

BİLİŞSEL SÜREÇLER Abdurrahman İNAN

Hatırlama ve Unutma. Doç.Dr.Hacer HARLAK-PSİ154-PSİ162

OKULÖNCESİ DÖNEMDE BEDEN EĞİTİMİ

BİLİŞSEL PSİKOLOJİ VE BİLGİ İŞLEME MODELİ BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI


ÖĞRENME. Temel Kavramlar

Tüketici Satın Alma Davranışı Tüketici Davranışı Modeli

DERS ÖĞRETİM PLANI TÜRKÇE. 1 Dersin Adı: Psikolojiye Giriş. 2 Dersin Kodu: PSİ Dersin Türü: Zorunlu. 4 Dersin Seviyesi: Lisans

Öğrenme İle İlgili Kavramlar ABDÜLKADİR UÇAR

I. ÜNİTE PSİKOLOJİ BİLİMİNİ TANIYALIM

Proje 3: Seminer. Planlama Raporu

Duyu Fizyolojisi ve Deri Duyuları

HALKLA İLİŞKİLER HALKLA İLİŞKİLERDE İMAJ VE SOSYAL SORUMLULUK. Yrd.Doç.Dr. Özgür GÜLDÜ

DİJİTAL GÖRÜNTÜ İŞLEME

DUYGULAR - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

SES DALGALARı Dalgalar genel olarak, mekanik ve elektromanyetik dalgalar olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Elektromanyetik dalgalar, yayılmak için bi

Elektromanyetik Dalgalar. Test 1 in Çözümleri

ÖZÜR GRUBUNUN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ. bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumunu

Duyum ve Algı II (PSY 306) Ders Detayları

Duyum ve Algı I (PSY 305) Ders Detayları

BILISSEL GELISIMİ TANIMI ÖNEMİ

Dikkat ve Örüntü Tanıma

İnsan beyni, birbiri ile karmaşık ilişkiler içinde bulunan nöron hücreleri kitlesidir. Tüm aktivitelerimizi kontrol eder, yaradılışın en görkemli ve

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

DAVRANIŞ BİLİMLERİ TIPSAL PSİKOLOJİYE GİRİŞ. Doç. Dr. Lü)ullah Beşiroğlu

ÖĞRETİMSEL MESAJ TASARIMI ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar).


HEDEF KİTLE DAVRANIŞINI ETKİLEYEN PSİKOLOJİK FAKTÖRLER

ÜNİTE DAVRANIŞ BİLİMLERİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER ALGILAMA VE ALGI YASALARI. Doç.Dr.Hasan TUTAR

Algılama üzerinde etkilidir. Hareketi ve yönü belirleyici etki yaratırlar. Ayırma amaçlı. Kalın çizgiler daha etkilidir.

SİNİR SİSTEMİ. Duyusal olarak elde edilen bilgiler beyne (yada tam tersi) nasıl gider?


DERS ÖĞRETİM PLANI TÜRKÇE. 1 Dersin Adı: Psikolojiye Giriş I. 2 Dersin Kodu: PSY Dersin Türü: Zorunlu. 4 Dersin Seviyesi: Lisans

Kullanılan Kaynaklar: - Mucuk, İ. (2012). Pazarlama İlkeleri. Türkmen Kitabevi - - Kotler, Philip & Armstrong, Gary (2014), Principles of Marketing,

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

Trafik Psikolojisi Trafik psikolojisi,

Transkript:

PSİKOLOJİYE GİRİŞ ALGI-BÖLÜM 5 Fatma Gül Cirhinlioğlu

Duyum (Sensation) Duyum, dışsal bir uyarıcıyla ilgili ilk farkındalığımızdır. Dışsal uyarıcılar duyu reseptörlerini harekete geçirir ve bunlar beyin tarafından anlamsız bilgi parçacıklarına dönüştürülen elektrik sinyallerini üretir. Dış dünyadaki uyarıcıların sinir akımı halinde beynimize ulaşmasına duyum denir.

Algı (Perception) Dış dünyadan duyu organlarımıza gelen parça parça ve karmaşık uyaranları, zihnin ayrıştırma ve bütünleştirme özelliği sayesinde anlamlı bütünler halinde organize etme, bunları geçmişte kaydedilmiş özelliklerle eşleştirme işlevine algı denir. Algı birbiri ardına gelen ve birbirleri üzerine kurulan süreçlerden oluşur. Algı örüntü tanıma süreciyle başlayan ve olgulara kişisel bir anlam yükleme süreciyle tamamlanan bir süreçler dizgesidir.

Beynimiz duyuları algıya çok hızlı, otomatik olarak ve çok az farkındalıkla dönüştürdüğü için duyumsadığımız şeyin algıladığımız şey olduğunu düşünebiliriz. Ancak algılar nadiren orijinal uyarıcının birebir kopyalarıdır. Algılarımız genellikle kendimize özgü deneyimlerimiz tarafından değiştirilir, çarpıtılır, renklendirilir veya bozulur. Yani algılar gerçek dünyanın kişisel yorumlarıdır. Diğer bir deyişle duyuları algıya dönüştürme süreci, uyku, uyanıklık, duygusallık, motivasyon vb. durumlardan etkilenir.

Sadece duyumlara sahip olsaydık; Tepki vermemiz, hayatta kalmamız ve uyum sağlamamız mümkün olmazdı.

Duyu organlarımız, çevremizdeki fiziksel dünyayı zihnimizdeki psikolojik dünyaya çevirir. Duyu organlarımız, fiziksel dünyadaki değişik enerjileri sinirsel enerjiye çevirir (ampul, radyo, tv, elektrik sobası vs) 6

Algılama sürecinin aşamaları

1. Uyarıcılar duyu organlarımızda bulunan duyu reseptörlerini tetikler. Işık gözdeki, Ses titreşimleri kulaktaki, Mekanik basınç derideki Gaz molekülleri burundaki Tad dildeki reseptörleri harekete geçirir.

2. Adaptasyon (Uyarlama): Duyu organları duyumları üretmez. Sadece fiziksel enerjiyi (ör. Ses dalgası, ışık dalgasını) elektrik akımına dönüştürür.

3. Beyinde birincil (primary) alanlar: Duyu organlarından gelen akımların beyinde öncelikli olarak gittikleri yer o duyumla ilgili birincil alanlardır. Ör. Görme ile ilgili bilgiler oksipital lobda birincil görme alanına, işitme ile ilgili bilgiler, temporal lobdaki birincil görme alanına gider. Bu elektriksel sinyaller bu alanlarda duyuma dönüştürülür. Duyumlar anlamsız parçacıklar şeklindedir.

4. Beyinde çağrışım (association) alanları: Anlamsız duyum parçacıklarının anlamlı bir bütüne diğer bir deyişle algılara dönüştürüldüğü alanlardır. Örneğin anlamsız kedi görüntüsünün parçaları anlamlı bir bütün haline gelir.

Assosiyasyon alanları: Loblardan karmaşık ve zengin bağlantıların birleştiği alanlardır. Lobların birbirleriyle eşgüdümlü çalışmaları için mesajların birleştirildiği yerlerdir. Birincil görme alanı Assosiyasyon alanı

Gestalt Psikolojisi Algı, Gestalt psikologları tarafından 1890 larda atomistik yaklaşıma tepki olarak doğmuştur. Algı tek tek parçaların toplamından fazla ve farklı bir şeydir Bütün parçalarına ayrıştırıldığında anlamını kaybeder. Bir objeyi algılarken onun içinde bulunduğu çevre önemlidir. Algılama, algılayan ve algılanan arasında dinamik bir süreçtir. Beynimiz ayrı ayrı parçaları anlamlı algılar oluşturmak için organize ederken bir dizi kuralı uygular.

Gestalt Organizasyon kuralları

1. Şekil-zemin ilişkisi Algısal düzenlemenin en ilksel özelliği, odaklanılan nesneyi diğerlerinden daha önde ve net görme, diğer görünen nesneleri daha geride ve daha belirsiz görmedir. Dikkatimizi yönelttiğimiz şey, diğer nesnelerden daha öne gelir, diğerleri arka planda kalır. Dikkatimizi yönelttiğimiz ve daha önde gördüğümüz nesneye şekil, arka planda kalan nesnelere veya parçalara zemin denir.

Şekili zeminden ayırma becerimizin doğuştan geldiğiyle ilgili bazı kanıtlar vardır. Küçük yaştan beri kör olan ve yetişikinlikte görme duyusunu geri kazanan kişilerin hiç çalışmadan şekil ve zemini birbirinden ayırdedebildiği gösterilmiştir (Senden, 1960). Şekil-zemin kuralı beynimizin uyarıcıları algı olarak organize edebilmek için kullandığı ilk kurallardan bir tanesidir (Vecera, 2002).

2. Algısal örgütleme Zihnimiz uyarıcı örüntülerini ayrıştırıp gruplarken belli bir takım ilkeler takip eder: Yakınlık Benzerlik Tamamlama Süreklilik

Yakınlık Nesneler birbirlerine fiziksel olarak yakın oldukları zaman, onları ayrı olarak değil birada algılama eğilimindeyiz.

Benzerlik Renk, büyüklük ve şekil olarak benzer nesneler genellikle bir örüntünün parçası olarak algılanırlar.

Tamamlama Duyusal bilgideki eksikliği gözden kaçırma ve gerçekte var olmadığı halde bir bütün olarak algılama eğilimindeyiz. Parçaları en iyi şekli oluşturmak için tamamlarız. Bu konuda simetri önemli bir ipucudur.

Süreklilik A D C B Uyarıcıları organize ederken dizi halindeki nokta ve çizgileri yorumlarken pürüzsüz ve sürekli yolları tercih ederiz.

Bu algısal örgütleme kuralları öğrenme yoluyla kazanılır. (Quinn ve ark., 2002)

3-Algıda değişmezlik Nesnenin perspektifi, aydınlanması, yakınlık-uzaklığı değiştiğinde göreli olarak o nesneyi sabit ve değişmez olarak algılama eğilimindeyizdir. Büyüklük ya da boyut değişmezliği Şekil değişmezliği Parlaklık ve renk değişmezliği

Büyüklük değişmezliği Nesneler uzaklaştıkça ya da yaklaştıkça retina üzerine düşen büyüklükleri değişmesine rağmen onları aynı büyüklükte algılarız.

Büyüklük değişmezliği Nesnelerin retina üzerindeki görüntüleri sürekli olarak büyüyüp küçülmesine rağmen onları sürekli olarak aynı boyutta algılama eğilimindeyizdir. Bu durum, kısmen bellekte depolanan nesnenin göreli büyüklüğü ile ilgili bilgiye içeren deneyime, kısmen de uzaklık ipuçlarına bağlıdır.

Şekil değişmezliği Farklı açılardan bakıldığında retina üzerine düşen görüntü değişmesine rağmen aşina olduğumuz nesneleri aynı olarak algılarız.

Parlaklık ve renk değişmezliği Gün boyu göze gelen ışık miktarı büyük oranda değişmesine rağmen, aşina nesnelerin parlaklığının çok zor değişmesidir. Benzer şekilde göze ulaşan bilgiye bakmaksızın aşina nesnelerin renklerini o renkleri koruyarak algılama eğilimindeyiz.

Nasıl üç boyutlu görürüz? Retinaya yansıyan herşey yalnızca iki boyuttan oluşur: Yükseklik Genişlik Peki beynimiz üçüncü bir boyutu (DERİNLİK) nasıl ekler?

Uzaklık ve derinlik algısı Sürekli olarak bizimle nesneler arasındaki mesafeyi değerlendiririz. Nesnelerin uzaklığı ve derinliğini belirlemek için ipuçları kullanırız. Tek göze bağlı ipuçları (Monoküler) İki göze bağlı ipuçları (Binoküler)

Tek göze bağlı ipuçları At, geyik, balık gibi pekçok hayvan tek göze bağlı ipuçlarını kullanır. Bu hayvanların iki gözü olmasına rağmen, gözler önde değil başın yanlarında olduğu için iki görsel alan örtüşmez.

Tek göze bağlı ipuçları 1. Göreli büyüklük 2. Göreli yükseklik 3. Doğrusal perspektif 4. Doku gradyanı 5. Örtüşme (Araya girme) 6. Işık ve gölge 7. Atmosferik perspektif 8. Hareket paralaksı

Göreli büyüklük İki nesnenin aynı büyüklükte olmasını beklediğimiz halde aynı büyüklükte olmadıkları zaman meydana gelen monoküler derinlik ipucudur. Bu durumda iki nesneden daha büyük olanı daha yakında, küçük olanı ise daha uzakta gibi görünür.

Göreli yükseklik Yatay olarak daha yukarı plandaki bir nesne, daha alt plandaki bir nesneden daha uzakta görülür.

Doğrusal perspektif Birbirine paralel çizgiler uzak bir noktada birleştiğinde meydana gelen monoküler bir ipucudur.

Doku gradyanı Keskin, ayrıntılı dokulu alanların daha yakında, daha az keskin ve daha az ayrıntılı dokulu alanların daha uzakta algılandığı monoküler derinlik ipucudur.

Örtüşme Nesneler üst üste bindiği zaman ortaya çıkan monoküler bir ipucudur. Üstte olan nesne daha yakında, altta olan nesne daha uzakta görünür.

Işık ve Gölge Aydınlatılan nesnelerin daha yakın görünmesini sağlarken gölgede kalan nesnelerin daha uzak görünmesini sağlar.

Atmosferik Perspektif Daha net nesneleri daha yakında, daha belirsiz nesneleri daha uzakta olarak algılarız.

Hareket paralaksı (Paralaks, Gözlemleyicinin duruş şekline bağlı olarak bir nesnenin yerinde meydana gelen bağıl değişiklik) Yüksek hızda hareket eden nesneleri, daha yavaş ve sabit görünen nesnelere göre kendimize daha yakın olarak algılarız. http://psych.hanover.edu/krantz/motionparallax/motionparallax.html

İki göze bağlı ipuçları İnsan, maymun, kaplan gibi canlılarda iki görsel alan örtüşür. Bu canlılar hem tek göze bağlı ipuçlarını hem de iki göze bağlı ipuçlarını kullanırlar. Stereoskopik görme: Uzaklık ve derinlik algısını oluşturabilmek için iki retinal görüntünün birleşmesinden ortaya çıkar.

İki göze bağlı ipuçları Kavuşma Retinal ayrıklık

İki göze bağlı ipuçları Kavuşma (Konverjans): Yakındaki bir nesneyi görmek için gözleri hareket ettiren kasların içe, uzaktaki bir nesneyi görmek için dışa doğru hareket etmesinden kaynaklanan derinlik ipucudur.

İki göze bağlı ipuçları Retinal ayrıklık: Gözlerimiz birbirinden yaklaşık olarak 6 cm. uzakta olduğu için, her biri nesnelerin farklı bir görüntüsüne sahiptir. Sağ ve sol göz arasındaki görüntü farklılığına retinal ayrıklık denir. Retinal ayrıklık artarsa nesne uzakta, azalırsa nesne yakında algılanır.

Algı doğuştan mı getirilir, sonradan öğrenme yoluyla mı kazanılır? DOĞUŞTAN Descartes Kant, Hering ÖĞRENMEYLE Berkeley, Locke, Helmholtz

Son yıllarda yapılan algı araştırmlarına göre; şekil zemin algısı, renk algısı gibi göreli olarak basit algılar doğuştan getirilir, algısal değişmezlik, algısal örgütlenme gibi karmaşık algılar öğrenme yoluyla sonradan kazanılabilir.

Algıyı etkileyen faktörler Güdülenme Bilişsel tarz Deneyim ve kültür

Güdülenme İsteklerimiz ve gereksinimlerimiz algılarımızı şekillendirir. Ör.: 16 saat aç kalmış kişiler bulanık gösterilen resimleri yiyecek olarak algılar (McClelland ve Atkinson, 1948)

Bilişsel Tarz Alan bağımlı kişiler: Çevreyi bir bütün olarak algılama eğilimindedirler ve tek tek uyarıcıların şekil, renk, büyüklük ya da diğer niteliklerini zihinlerinde açık bir şekilde tasvir edemezler. Alan bağımsız kişiler: Çevredeki öğeleri birbirinden farklı olarak algılarlar ve her öğeyi zeminden ayrı olarak izlerler.

Deneyim ve Kültür Kültürel değerler, dil, çevresel-doğal koşullar algılarımızı etkiler.

Algıda kültürel etkiler. Hudson dan (1960) alınmıştır.

İmkansız şekil

ALGI YANILMASI (İLLÜZYON) Bir imgenin gerçekte olmadığı ya da olamayacağı kadar çarpıtılmış şekilde algılanmasıdır. Beynin, boyut, uzam ve derinlik gibi algısal ipuçlarını doğru olarak yorumlayamayacak şekilde yanlış yönlendirilmesidir.

Müller-Lyer İllüzyonu

Panzo İllüzyonu

Ames Odası

Ay İllüzyonu

Duyum ötesi algı (Extrasensory perception ESP) (Altıncı His) Normal duyularımızdan farklı bir algı gücünün varolduğunu iddia edenler bulunmaktadır. Bu olağandışı güç duyum-ötesi algı veya altıncı his olarak adlandırılır. Normal duyu süreçleri veya kanalları dışında bilgi gönderip alma ile ilgilidir.

Altıncı His Altıncı his dört genel beceriyi kapsar: Telepati: Kendi duygu ve düşüncelerini bir başkasına gönderebilme veya başkasının duygu ve düşüncelerini okuyabilme becerisi Önsezi: Gelecekte olacak olayları önceden tahmin edebilme, sezme. Gaipten sesler duyma, dolaylı net görüş: Bilinmeyen bir nesne ya da olayın farkında olma, duyu alanının dışında bulunan olayları ve nesneleri algılayabilme yeteneği. Telekinezi: zihnin maddeyi etkileme gücüdür, örneğin nesneleri dokunmadan hareket ettirmek.

Parapsikoloji Psikolojinin «yanı sıra» veya «ötesinde» anlamında; mevcut bilimsel veriler veya yasalar doğrultusunda açıklanamayan normal ötesi olayların incelenmesi durumudur. Gaipten sesler duyma Telepati Önsezi vb... psişik fenomenler Parapsikoloji nin ilgi alanıdır.

Bazı insanlar bu tür psişik güçlere sahip olduklarını iddia etseler de, bu güçlerini hile, sihirbazlık ve tahmin etme ihtimallerinin ortadan kaldırıldığı kontollü durumlarda tatbik edememektedirler. Diğer bir deyişle tekrarlayamamaktadırlar.

Algıları yaratmak Max Wertheimer Gerçek hareket: Boşlukta gerçekten hareket eden bir uyarıcı veya nesneyi algılamamızdır. Fi fenomeni (Görünürde hareket): Aslında sabit olan ışıkların hareket ettiği illüzyonunu tanımlamaktadır. Bu illüzyon her biri bir öncekinden biraz farklı bir pozisyon ya da duruşta olan bir dizi sabit görüntüyü hızlı bir şekilde göstererek elde edilir. Sabit görsel uyarıcıları kullanarak hareketli görsel uyarıcılar yaratmanın bir örneği 1893 yılında filmleri icat eden Thomas Edison dır. Sn de 24 kare gösterilerek film illüzyonu yaratılır. Aslında burada tamamlama ilkesini kullanırız.

Sanal gerçeklik Bilgisayar tarafından yaratıldığı halde bir nesnenin içinde olduğunuz, bir çevrede dolaştığınız veya bir hareketi gerçekleştiridiğiniz algısal deneyimini yaşamak. Fobilerin tedavisinde kullanılmaktadır.