DEPREM'DEN SONRA YAŞANTININ NORMALLEŞME VE PSİKOSOSYAL DESTEK SÜRECİ İÇİN BİR MODEL



Benzer belgeler
BURSA ĠLĠ ĠÇĠN ZEMĠN SINIFLAMASI VE SĠSMĠK TEHLĠKE DEĞERLENDĠRMESĠ PROJESĠ

YILDIZ TEKNİK DOĞA BİLİMLERİ ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANI PROF. ERSOY, milliyet için İNC. ELEDİ- 1 / Serhat Oğuz

Doğal Afetler ve Kent Planlama

ONDOKUZMAYIS İLÇESİ NDE (SAMSUN) AFETE YÖNELİK CBS ÇALIŞMALARI

80. YILINDA 1935 MARMARA

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE.

Bursa Yakın Çevresi Deprem Tehlikesi ve Kentsel Dönüşüm

EGE DENİZİ DEPREMİ

Bursa İl Sınırları İçerisinde Kalan Alanların Zemin Sınıflaması ve Sismik Değerlendirme Projesi

Harita 12 - Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası

PRELIMINARY REPORT. 19/09/2012 KAHRAMANMARAŞ PAZARCIK EARTHQUAKE (SOUTHEAST TURKEY) Ml=5.1.

NETWORK DESIGN AND OPTIMIZATION FOR DEFORMATION MONITORING ON TUZLA FAULT-IZMIR AND ITS VICINITY

EN BÜYÜK OLASILIK YÖNTEMİ KULLANILARAK BATI ANADOLU NUN FARKLI BÖLGELERİNDE ALETSEL DÖNEM İÇİN DEPREM TEHLİKE ANALİZİ

by Karin Şeşetyan BS. In C.E., Boğaziçi University, 1994

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE.

Şekil 6. Kuzeydoğu Doğrultulu SON-B4 Sondaj Kuyusu Litolojisi

Elazığ ve Çevresindeki Sismik Aktivitelerin Deprem Parametreleri İlişkisinin İncelenmesi

copyright 2009, EFLATUN YAYINEVİ

AR&GE BÜLTEN 2010 ġubat SEKTÖREL DEPREM GERÇEĞĠ

Engelli_kitabi:Mizanpaj :32 Page 1

Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü

DEPREMLER - 2 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir?

Deprem, yerkabuğunun içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamı ve yeryüzünü

DEPREMLER - 1 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir? Oluşum Şekillerine Göre Depremler

21 NİSAN 2017, 17h12, Mw=4.9 MANİSA-ŞEHZADELER DEPREMİ SİSMOLOJİK ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU

DOĞAL AFETLERDE UYDU GÖRÜNTÜLERİNİN KULLANIMI VE INTERNATIONAL CHARTER SPACE AND MAJOR DISASTERS"

Prof. Dr. Semir ÖVER

Çocuklarınıza interneti yasaklamayın; yaptıklarını takip edin. 12 Ocak 2014 Pazar günü, İELEV Eğitim Kurumları Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi

İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU

T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI DEPREM DAİRESİ BAŞKANLIĞI AYLIK DEPREM RAPORU

KADIKÖY BELEDİYESİ KENTSEL ARAMA KURTARMA TAKIMI YILLIK FAALİYET RAPORU

DÜNYA YI ARAŞTIRMAYA HOŞGELDİNİZ

GEOTEKNİK DEPREM MÜHENDİSLİĞİ KAYNAKLAR 1. Steven L. Kramer, Geotechnical Earthquake Engineering (Çeviri; Doç. Dr. Kamil Kayabalı) 2. Yılmaz, I.

HASAR VE CAN KAYBININ OLDUĞU DEPREMLERİN İSTATİSTİKİ DEĞERLENDİRMESİ ( )

TÜRKİYE DEPREM BÖLGELERİ HARİTALARININ EVRİMİ

ŞUBE MÜDÜRLÜKLERİ GÖREV TANIMLARI

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

KADIKÖY BELEDİYESİ KENTSEL ARAMA KURTARMA TAKIMI YILLIK FAALİYET RAPORU

19 Mayıs 2011 M w 6.0 Simav-Kütahya Depreminin Kaynak Parametreleri ve Coulomb Gerilim Değişimleri

TÜRKİYE NİN DEPREM GERÇEĞİ. Deprem Bölgeleri Haritaları ve Deprem Yönetmeliklerinin Tarihsel Gelişimi

17 EKİM 2005 SIĞACIK (İZMİR) DEPREMLERİ ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU

AFET KOORDİNASYON MERKEZİNİ (AKOM)KURDUK

Afetlerde Acil Müdahale Ekiplerinin Koordinasyonu AFŞİN EMRE KAYIPMAZ BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ACİL TIP ANABİLİM DALI

Esra TEKDAL 1, Rahmi Nurhan ÇELİK 2, Tevfik AYAN 3 1

Şekil :51 Depremi Kaynak Spektral Parametreleri

30 TEMMUZ 2015 TUZLA AÇIKLARI (ADANA - AKDENİZ) DEPREMİ (ML=5,2) BİLGİ NOTU

FAYLARDA YIRTILMA MODELİ - DEPREM DAVRANIŞI MARMARA DENİZİ NDEKİ DEPREM TEHLİKESİNE ve RİSKİNE FARKLI BİR YAKLAŞIM

MÜHENDİSLİK JEOLOJİ. Prof. Dr. Şükrü ERSOY SAATİ : KREDİ : 3

İzmir deprem dizilerinin nedeni, faylardaki 'Çiçek yapısı'

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

TÜRKİYE ENERJİ STRATEJİLERİ & POLİTİKALARI ARAŞTIRMA MERKEZİ İLKÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİNE YÖNELİK ENERJİ VE TASARRUF KONULU EĞİTİM PROGRAMI

25 OCAK 2005 HAKKARİ DEPREMİ HAKKINDA ÖN DEĞERLENDİRME

ANALYSIS OF PREPAREDNESS AND RESPONSE TO EARTHQUAKE RISK OF BEŞĐKTAŞ DISTRICT USING GIS

II. DOĞAL AFETLER (NATURAL DISASTERS)

Program Eğitim Amaçları

SÜREKLİ DOĞAL GERİLİM VERİLERİNİN YAPAY SİNİR AĞLARI İLE DEĞERLENDİRİLMESİ, DEPREM ve YAĞIŞLARLA İLİŞKİSİ

25 NİSAN 2015 NEPAL-KATMANDU DEPREMİ (M=7.8)

Ders 1.2 Türkiyede Barajlar ve Deprem Tehlikesi

Posta Adresi: Sakarya Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, 54187, Adapazarı, Sakara

İNM 106 İnşaat Mühendisleri için Jeoloji

S E K T Ö R E L. 17 Ağustos Ağustos Nurel KILIÇ. 17 Ağustos 1999, depreminin üzerinden 6 yıl geçti.

Prof. Dr. Figen ÇOK Okulumuz Velilerine Yönelik Günümüzde Çocuklar ve Ergenler Konulu Seminer Verdi

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

MEVZİİ İMAR PLANINA ESAS JEOLOJİK-JEOTEKNİK ETÜT RAPORU

Afet Yönetimi (INM 476)

VİZYONUMUZ Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş sağlığı ve güvenliği Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği Kültürü

TÜRKİYE DE İLKYARDIMIN SAĞLIK VE AFET ORGANİZASYONUNA ENTEGRASYONU. Dr. Yavuz Üçkuyu Konya İl Ambulans Servisi

Senaryo Depremlerin Zemin Hareketi

TÜRKİYE VE ÇEVRESİNDEKİ DEPREMLERİN ( ) BÖLGESEL MOMENT TENSOR KATALOĞU

MapCodeX Web Client ELER, AKOM Modülleri

27 KASIM 2013 MARMARA DENİZİ DEPREMİ

11 MART 2011 BÜYÜK TOHOKU (KUZEYDOĞU HONSHU, JAPONYA) DEPREMİ (Mw: 9,0) BİLGİ NOTU

Argumentative Essay Nasıl Yazılır?

AFET YÖNETĠMĠNDE ÖĞRETMENLERĠN KONUMU (Geçmiş Afetlerden Çıkarılan Dersler)

Eğitim Hizmetinin Tanımı

JEOLOJİK-JEOTEKNİK BİLGİ SİSTEMİNE BİR ÖRNEK: AKSARAY İL MERKEZİ

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ DEKANLIĞI DERS/MODÜL/BLOK TANITIM FORMU. Dersin Türkçe Adı: YERBİLİMLERİ VE DOĞAL AFETLER

Yerleşik Alanlar, Yapılı Kentsel Çevre Çevre Düzeni Planları Nazım İmar Planları 3- Planlama Aşaması Gelişmeye Açılacak Alanlar

Urla-Balıkesir arası depremlerin nedeni fosil bir fay

TÜRKİYE DE DEPREM GERÇEĞİ

DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE SON YILLARDA YAPILAN PATLATMALARLA OLUŞAN DEPREMLERİN AYIRT EDİLMESİ

AFET VE ACİL MÜDAHALE BİLGİ SİSTEMİ. Yard. Doç. Dr. Mehmet Fatih DÖKER

TÜRKİYE DE TAŞKIN GERÇEĞİ VE METEOROLOJİK ERKEN UYARI SİSTEMLERİ

2007 EĞİRDİR DEPREMLERİNİN SİSMOLOJİK YÖNTEMLERLE ARAŞTIRILMASI

Deprem Riski nde Yumuşak Kat Etkisi

İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER

SİSMOTEKTONİK (JFM ***)

Dr. Ayhan KOÇBAY Jeoteknik Hizmetler ve Yeraltısuları Dairesi Başkanlığı

2017 YILI MAVİ BAYRAK ÇEVRE EĞİTİM VE BİLİNÇLENDİRME ETKİNLİKLERİ DOSYASI

B.Ü. KANDİLLİ RASATHANESİ ve DAE. BÖLGESEL DEPREM-TSUNAMİ İZLEME ve DEĞERLENDİRME MERKEZİ 25 MART 2019 YAĞCA-HEKİMHAN MALATYA DEPREMİ BASIN BÜLTENİ

EVREN VE DÜNYAMIZIN OLUŞUMU Evrenin ve Dünyanın oluşumu ile ilgili birçok teori ortaya atılmıştır. Biz bunların sadece ikisinden bahsedeceğiz.

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI

Psikolog Dr. Nedret ÖZTAN Yüksek Lisans, Psikoloji, Catholic University of America, Washington, D.C., 1979.

Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi

Deprem bir doğa olayıdır. Deprem Bilimi ise bilinen ve bilinmeyen parametreleriyle, karmaşık ve karışık teoriler konseptidir

02 MART 2017 ADIYAMAN SAMSAT DEPREMİ ÖN DEĞERLENDİRME RAPORU

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ VE CİVARININ POISSON YÖNTEMİ İLE DEPREM TEHLİKE TAHMİNİ

BAK-KADIKÖY KADIKÖY BELEDİYESİ ARAMA-KURTARMA TAKIMI

TÜRKİYE DEPREM VAKFI

Dokuz Eylül Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü.

Transkript:

DEPREM'DEN SONRA YAŞANTININ NORMALLEŞME VE PSİKOSOSYAL DESTEK SÜRECİ İÇİN BİR MODEL ÖZET Tarık İLHAN Dokuz Eylül Üniversitesi, Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü, İzmir Yerbilimlerinde, yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeni ile ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin sismik dalgalar halinde yayılarak yeryüzünü sarsma olayına "Deprem" denir. Aslında Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği toprağın üzerinde bulunan herşeyin hasar görebileceğini gösteren bir doğa olayıdır. Malesef insanlar doğayı bilemediği gibi hafife almayı da alışkanlık haline getirmişlerdir. Ne yazık ki, ülkemizin %92'si deprem kuşağında bulunmaktadır, yine bununla birlikte nüfusumuzun %95'i, sanayi merkezlerimizin %98'i ve hatta barajlarımızın %93'ü deprem bölgelerinde yer almaktadır. 26 Aralık 1939 tarihinde 7,2 büyüklüğünde meydana gelen Erzincan depreminden bu yana yani yaklaşık 75 yıldan beri oluşan depremlerde her yıl ortalama 1139 vatandaşımız hayatını kaybetmekte, 2543 kişi yaralanmakta, 7049 bina tam olarak yıkılmakta ve her 1,1 yılda yıkıcı bir deprem oluşmaktadır. Türkiye'de bu realite ile karşı karşıya kalındığında halihazırda çok fazla birşey yapılacak olmamasına rağmen, deprem afeti sonrasında özellikle hayatta kalanların hayatına devam etmesi ve profosyonel kişiler tarafından onlara sağlanacak psikolojik destek için oluşturulacak bir model bu çalışmanın özüdür. Ve bu model, özel ve sosyal yaşamımızın deprem sonrası yeniden şekillenmesine yardımcı olabilmek içindir. Anahtar Kelimeler: Deprem, Doğa Olayı, Hayatta Kalma, Psikoloji, Sosyal Yaşam ABSTRACT A MODEL FOR THE PERIOD OF GETTING NORMAL LIFE AND PSYCHOLOGICAL SUPPORT AFTER EARTHQUAKE In geology, because of the cracks in the ground seismic waves are created and they shake the earth and this is called Earthquake. In fact, Earthquake is a natural phenomenon showing that everything on soil which is accepted as immovable by human can be damaged. Unfortunately, people don t really know the nature and they get used to think it unimportant. It is an unfortunate situation that, % 92 of our country s part is on seismic belt and again with this, % 95 of our population and % 98 of our industrial centers and even %93 of our dams are on the seismic belt. Since Erzincan Earthquake which was 7,2 happened in 26 December 1939, it means since about 75 years earthquakes happened, every year for about 1139 citizens have lost their lives, 2543 people have wounded, 7049 building have totally destructed, and a devastating earthquake happens at each 1,1 year. When people face with reality in Turkey, although there aren t a lot of things which are needed to be performed, after the earthquake catastrophe especially for survivals in order to continue their lives and their requirements for psychological support by professional experts is the core of this study. This essence is for the purpose of assisting to reshape our private and social life after earthquake. Keywords: Earthquake, Natural Phenomenon, To survive, Psychology, Social Life 1. GİRİŞ Meydana gelmeleriyle can ve mal kaybına neden olan depremler, arzın içinde bulunan ısının dışarıya çıkarken arz mantosunda yapmış olduğu kütle hareketleri ve bunun sonucunda oldukça ince olan arz kabuğunun kırılmasıdır. International Burdur Earthquake & Environment Symposium (IBEES2015) Uluslararası Burdur Deprem ve Çevre Sempozyumu 7-9 May 2015, Mehmet Akif Ersoy University, http://ees2015.mehmetakif.edu.tr http://ees2015.maku.edu.tr

Son 76 yıl içerisinde, özellikle 1939 Erzincan Depremi'nden sonra depremlerin tahmin edilebilmesine yönelik bilimsel çalışmalar teknolojik gelişimin hızında artarak devam etmiştir ve etmektedir. Özellikle büyük depremler öncesinde, yer altı su seviyelerindeki değişiklikler, radon gazı miktarındaki değişimler ve statik elektrik alanındaki farklılıklar deprem tahmini fikirlerini pekiştirmektedir. Bununla birlikte 1975'te Çin'de meydana gelen 7,3 büyüklüğündeki deprem, gözlenen ipuçlarıyla tahmin edilmiş ve birçok kişinin hayatı kurtarılmıştır. Ayrıca, 1978'de meydana gelen 7 büyüklüğündeki İzu Oşima depreminden kısa bir süre önce Japon Meteoroloji Ajansı deprem olabileceğini duyurmuş ve bu sayede 90 dakika sonra meydana gelen depremin minimum zararla atlatılmasını sağlamıştır. Tarihsel (1900 yılı öncesi) ve aletsel (1900 yılı sonrası) dönem deprem kayıtlarına bakıldığında; İzmir ve çevresinde birçok sarsıntının olduğu görülür. Kent'in merkezinde ve yakın çevresinde birçok aktif fay bulunmaktadır. Bu fayların oluşturacağı orta büyükkükteki depremlerde dahi metropol alanının yerleşim açısından uygun koşullarda olmaması deprem dalgalarının binalar üzerindeki etkisinin artmasına sebep olacaktır. Dolayısıyla, olası bir depremde örneğin 5,5 büyüklüğündeki bir depremde birçok binanın hasar alması kaçınılmazdır. Ayrıca, 1977 İzmir depreminde olduğu gibi heyelan riskine sahip bölgelerde risk daha da artacaktır. 2.ÇALIŞMA YÖNTEMİ Depremin yani bu doğa olayının oluşmasını engellemek imkansız olsa bile yaşadığımız yerkürenin evrimindeki önemi kavranıldığında depremler ile yaşamak mümkün olacaktır. Bahsedilen amaca dönük olarak; multidisipliner çalışmalar (örn; Jeolojik, Jeofizik, İnşaat, Psikoloji v.b) ile potansiyel depremsellik belirlenebilir. 2.1.Örneklem/Çalışma Gurubu İzmir Valiliği önderliğinde, destekleyen bazı kamu kurum ve kuruluşlar ile D.E.Ü Deniz Bilmleri Teknolojisi Enstitüsü işbirliğinde 2007-2011 yılları arasında "Temel Afet Bilinci" başlığıyla İzmir ve yakın çevresinde bilinçlendirme çalışmaları yapılmıştır. Bu çalışmalar kapsamında, öncelikle İlkokul'dan Üniversite'ye kadar eğitimine devam eden öğrencilere ve öğretmenlerine, önem arzeden kamu kuruluşları-özel şirketlerde ve köylerde muhtarların uygun gördükleri yerlerde anlatımlar yapılmıştır. Anlatımlara her seferinde aynı meslek gruplarından farklı uzmanlar katılmıştır. Sunumlarda ilk olarak üniversitedeki akademisyenler, "Deprem" nedir?, ülkemizin deprem riski ve İzmir özelindeki depremselliği anlatmış, ardından İnşaat Mühendisleri odasından konunun uzmanı İnşaat Mühendisleri tarafından "Binalarımız"'ın durumu ve "Binalarımız için Ne Yapmalıyız?" konularında hazırlanmış mevcut durumu görsel ifadelerle destekleyen bilgiler verilmiş, 3. olarak İzmir İl Sivil Savunma Müdürlüğü tarafından görevlendirilen uzman eğitimciler tarafından "Deprem Öncesinde, Sırasında ve Sonrasında Ne Yapmalıyız?" içeriğinde paylaşımlar ve tecrübeler aktarılmış ve son olarak da deprem sonrasında yaşamın normale dönmesi ve psikososyal destek konularında konunun uzmanı psikiyatr yada psikoloji uzmanları tarafından dinleyiciler ile sohbet havasında konuşmalar gerçekleştirilmiştir. 2.2. Veri Toplama Araçları ve Uygulama Yöntemleri Alp-Himalaya faal deprem kuşağının ortasında bulunan Türkiye'de, sahip olduğu fay sistemleri, irili-ufaklı kırık ve çatlaklar ile birçok yıkıcı deprem meydana gelmiş, gelmekte ve gelecektir. Türkiye'de ki en büyük deprem faciaları, Kocaeli-İstanbul, Erzurum-Erzincan, Adana-Antakya ve İzmir çevresinde yaşanmıştır. Depremlerin sıkça olduğu bu yerler verimli alüvyal toprakların ve nüfusun yoğunlaştığı alanlardır. Yürütülmüş olan çalışmada, Ülkemizin ve İzmir'in deprem riskini açıklamaya kaynak oluşturan materyallerden belkide en önemlisi Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsündeki 1868 yılından itibaren kaydedilen deprem kayıtlarıdır. Kullanılan bir diğer önemli kaynak ise T.C. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın web sitesinde paylaşılan bilgilerdir. Bu sayede gerek yurdumuz gerekse de İzmir özelinde depremselliğin an ve an izlenmesi sağlanmıştır. Bu bilgilerin yanında, deprem ile ilgili 362

araştırma yapan bilim adamlarının üretmiş olduğu bilimsel makalerden de oldukça değerli sonuçlar ortaya çıkmış ve bu sonuçlar sayesinde bilgilerin hem güvenirliliği hem de anlaşılması sağlanmıştır. Türkiye'de diri fay sınıflamasına yönelik ilk deneme, Maden Tetkik Arama Genel Müdürlüğü (MTA) tarafından üretilen, envanter nitelikli ve 1:2.000.000 ölçekli Türkiye Diri Fay Haritası'dır ve 1987'ye kadar toplanan veriler ile hazırlanmıştır. Bu genel haritaya temel oluşturan ayrıntılı haritalar ise 1985 yılında Şengör ve diğ., Şaroğlu ve diğ.(1987), ve Barka (1992) tarafından yapılan makalelerde ortaya konulmuştur (Şekil.1). Şekil 1. Türkiye'nin tüm belli başlı deprem potansiyeli yüksek diri fayları ve kıvrım kuşakları (Barka ve Reilinger, 1997) İzmir ve yakın çevresinde deprem oluşturacak faylar ise (Şekil.2), yıllardır kentte araştırma yapan üniversitelerin bilim adamlarının, kamu kurumlarının ve özel kurumların ilgili bölümlerinin ortaya koydukları haritalarda gösterilmiştir. Ancak şu bilinmelidir ki; Her ne yöntem uygulanırsa uygulansın fayların tam olarak yerleri yada deprem üretme potansiyelleri tam bilinemeyebilir. Bu aşamada özellikle veriler üzerinden yapılacak doğruya yakın tahminlerin çoğunluk bilim adamı tarafından kabul görmesi önceliklidir. 363

Şekil 2. İzmir ve çevresi jeoloji haritası (MTA, 2005, Tan,2013, Uzel ve diğ.,2012'den derlenmiş ve değiştirilmiştir.) Çalışmanın ikinci kısmını oluşturan Binaların durumu hakkındaki veriler, İnşaat Mühendisleri Odasının arşivlerinden, sunum yapmaya gelen konunun uzmanı inşaat mühendislerinin kişisel bilgilerinden ve yıllara dayanan tecrübelerinden oluşturulmuştur. Belkide çalışmanın en vurucu kısmı olabilecek bu veriler sayesinde İzmirdeki mevcut binaların durumu hakkında birçok gerçeğe de ulaşılmış (Şekil.3) ve konuyla ilgili birimler durumdan haberdar edilmiştir. Şekil 3. İzmir Şemikler'de temelsiz 5 katlı bina (solda), Çınerlı'da çatının sökülmesiyle kazanılan kaçak daire (sağda) (Anonim, 2009) Sunumların 3. bölümünde anlatılan "Deprem öncesi, sırası ve sonrasında ne yapmalıyız?" kısmında İzmir İl Sivil Savunma Müdürlüğü tarafından hazırlanan yazılı, görsel ve uygulamalı veri seti kullanılmıştır. Çalışmanın can alıcı ve insanların depreme hazırlanmalarını amaçlayan bu bölümünde, öncelikle 17 Ağustos 1999'da meydana gelen depremin ardından çekilen canlı görüntüler gösterilmiş ve ardından bu görüntülerle tekrar karşılaşmamak 364

için neler yapılabileceğini ifade eden bilgiler anlatılmıştır. Sivil Savunma uzmanlarının hazırladığı ve uyguladığı bu aşamada aile deprem planından tutun da, yapısal olmayan tehlikelerin azaltılmasına, okuldaki davranışlardan (Şekil.4) araç içindeki davranışlara ve hatta enkaz altındayken ne yapabilirize kadar görsel materyal destekli paylaşımlar aktarılmıştır. Şekil.4 Deprem sırasında okulda dersteysek ne yapmalıyız? (Asla ve asla tahta sıraların altına girmeyiniz!) Buraya kadar anlatılanların ışığında son aşamada ise depremden sonra "Hayatta kalanların neye ihtiyacı olacaktır?" sorusuna yanıt aranmıştır. İşte bu amaç için yine konusunda tecrübeli Psikiyatr yada psikolojik danışmanların ellerindeki, deprem sonrasında yaşantının normale dönmesi için insanlar ile yaptıkları psikolojik konuşma ve paylaşma seanslarından elde edilen veriler kullanılmıştır. Belkide bu çalışmanın başarıya ulaşabilmesindeki en önemli parça olan bu kısım olmazsa olmaz kıymettedir. Çünkü insanoğlu duygularında yaşamaya meyillidir. Deprem gibi bir afetin ardından afete maruz kalanların bir kısmı yaşamlarını yeniden kurmaya çalışacaklardır. Depremde özellikle yakınlarını kaybetmiş, mallarını kaybetmiş yani kısaca gelecek kaygısı duyan insanlarımız normal hayatlarına tekrar devam edebilmeleri için psikososyal desteğe ihtiyaç duyacaklardır. Ancak bu aşamada psikolojik ilk yardım hizmetleri yeterli olmayabilir. Ancak deprem ve benzeri birçok afette zarar görmüş insanlara uygulanacak etkinliği kanıtlanmış psikososyal destek modelleri Türkiye'de daha yeni hazırlanmaya başlanmıştır (Şekil.5). Şekil 5. Gölcük'de 17 Ağustos 1999 sonrası kurulan anasınıfı çadırında çoçuklarımıza devam edilen eğitimöğretim (Fotoğraftaki çocuklarımızın bir kısmının ailesi depremde hayatlarını kaybetmiştir. Üzülerek anıyoruz...) 3. BULGULAR Çalışmanın ilk aşamasının bir kısmında bahsedilen, Türkiye'deki deprem gerçeği hem tarihsel verilerden yararlanarak hemde güncel verilerin ışığında ortaya birkez daha konmaya çalışılmıştır. Ancak şu olgu yadsınamaz ki, "Deprem"'in yerini, büyüklüğünü ve zamanını güvenilebilir bir düzeyde tahmin etmek hâlihazırda yakın bir gelecekte gözükmemektedir. Bu sebeple, ilk olarak mevcut datanın işaret ettiği ve aynı yerde olmasını beklediğimiz yani bilinen fay hatları üzerinde oluşacak depremler bize bir önkestirim sağlar. Tarihsel ve aletsel dönem deprem kayıtları incelendiğinde; İzmir kenti ve çevresinde son iki bin yıl içerisinde birçok depremin meydana geldiği görülür. Yakın çevrede birçok aktif fayın bulunması, meydana gelen 365

depremlerle faylar arasında doğrudan ilişki kurmayı zorlaştırmaktadır (Emre ve diğ., 2005 MTA Rapor No:10754). Fakat bu ilişkinin anlamlı olabilmesi ve depremi tahmin edebilmek için diğer disiplinlerden yardımcı veriler işlenmeli ve yorumun içine dahil edilmelidir. Bu yardımcılardan birisi de deprem olan yerdeki zemin koşullarıdır. İzmirin büyük kısmı, yüksek binalar için uygun zemin özelliklerine sahip olmadığı halde yerleşim açısından yoğunluğa sahip alanlar ile son derece genç ve gevşek alüvyonlardan oluşmaktadır (Şekil.2). Zemin, deprem büyüklüğü ne olursa olsun kendi özellikleri mertebesinde hareketini yapar ve üzerinde bulunan yapıların ya sağlam kalmasına ya da yıkılmasına yol açabilir. Yine çalışmanın ikinci kısmında bu zeminlerin üzerine inşaa edilen binaların durumu gözler önüne serilmiştir. Tüm Türkiye'de geçerli olan seneryo İzmir içinde değişmemektedir. İzmir ve çevresindeki binalar için daha zemin etütünden tutunda dairelerin içindeki su ve elektrik tesisatının nerde ve ne şekilde olacağına dair işin uzmanı mühendisler tarafından paylaşılan bulgular ile ortaya çıkmıştır. Özellikle daire alırken nelere dikkat etmemiz gerektiği başta yasal haklarımızın neler olduğu konuları herkesle açıkca paylaşılmıştır. Üçüncü bölümde elde edilen bulgular ise tamamen ülkemizde meydana gelen depremlerde arama-kurtarma yapan ekiplerin olağanüstü tecrübeleri başta olmak üzere dünya'da karşılaşılan benzeri örneklerdeki bakış açısı ve yapılanlar ortaya konmuştur. Bu aşamada deprem öncesinde yapısal olmayan tehliklerin azaltılmasından aile deprem planına, İzmir'de bir deprem sonrası yaralılara uygulanacak ilkyardımdan, oluşabilecek yangın tehlikesine ve hatta bilinç seviyesinin yükseltilerek gönüllülerden oluşan "Toplum Afet Gönüllüsü (TAG)" takımları kurmaya kadar tüm bilgiler paylaşılmış ve tartışılmıştır. En son aşamada ise, ilk 3 aşamanın ardından belkide en uzun süreye ve en çok veriye uzanan aşamadır. Çünkü bu aşamada deprem sonrasında hayatta kalanların yaşantılarını idame edibilmek için başta manevi ve sonra da maddi desteğe ihtiyaçları vardır. Özellikle bozulan psikolojiyi biran önce düzeltebilmek hiç de kolay değildir. Deprem sırasında yakınlarını kaybedenlerin psikolojileri uzun süre düzelememektedir. Hatta bazı insanlar bu psikolojinin sonucu olarak ya yaşam sevinçlerini kaybetmekte yada bazıları yaşamamayı tercih etmektedir. Malesef bu ülkemizin en ama en acı gerçeklerinden birisidir ve toplumun büyük bir kısmı buna duyarsızlaşmıştır. Sadece depremden kaynaklı doğal afetlerde değil son yıllarda yaşadığımız maden kazalarında bile hissettiğimiz duyguların aşırı uçlarda olması ve verilen doğru-yanlış tepkiler karşı koyulamaz bir durum ortaya çıkarmıştır. Konunun uzmanı psikiyatrlar ve sosyal destek çalışanları tıpkı 13 Mayıs 2014'de meydana gelen Soma maden kazasındaki gibi ellerinden gelen gayreti göstermektedir. Ancak yetersiz kalınıyor olabilir. Bunun için de elde olan bulguların doğru yorumlanması ve uygulanacak modelin doğru seçimi çok önemlidir. Yapılan araştırmada, deprem sonrası uzun dönemde psikolojik danışmanların uygulayabileceği Berkowitz ve arkadaşlarının (2010) önerdikleri afetle bir dizi baş etme becerilerinin aktarılması esasına dayalı bir model olan "Psikolojik İyileşme Becerileri Edinimi (Skills for Psychological Recovery)" modeli tartışılmaya açılmıştır. Bu model travmatik olaylara maruz kalmış çocuk, ergen ve yetişkinlere travmatik yaşantıyı izleyen dönemde psikolojik ilk yardım uygulamalarının yetmediği durumlarda kullanılabilecek kanıta dayalı modüler bir yaklaşımdır. Bu model bir ruh sağlığı tedavisi olmayıp esasen ikincil bir önlem modelidir. Başka bir deyişle, stresi düşürücü, mevcut mücadele becerilerini betimleyici, işlerliği çoğaltıcı bir müdahale olarak tasarlanmıştır. 4.SONUÇLAR İnsanoğlu, tarih boyunca yaşadığı depremlerin getirdiği acı tecrübeler sebebiyle deprem gibi doğal afetler ile yaşama gerçeğini kabul etmek zorundadır. Jeolojik yapısı ve konumu nedeniyle dünyanın en önemli deprem kuşaklarından biri üzerinde bulunan Türkiye'de birçok kez yıkıcı deprem olmuş ve olacaktır. Depremin beraberinde getireceği manevi ve maddi zararlar planlı ve mantıklı çalışmalar ile en aza indirilebilir (Radius projesi, www.izmir.bel.tr/izmirdeprem/chp1.html). Doğal ve insan kaynaklı afetlerle hep karşılaşacağımız için bu ve benzeri modellerin incelenerek, mevcut koşullar gözönüne alarak uyarlamalar yapılmalıdır. Bu model konunun gerçek uzmanları ve diğer disiplinlerden verilecek katkıyla daha ayrıntılı olarak incelenmeli ve hayata geçirilmelidir. 366

Bu çalışmada ortaya konulmaya çalışılan model aslında sadece problemin çözümüne yardımcı olmak içindir. Deprem seneryoları birtakım modeller ile tarif edilebilir ancak deprem sonrasında oluşturulacak psikososyal modelin tarifini yapmak ve uygulamak bir hayli zaman ve çalışma ister. Ülkemizin mevcut hertürlü yaşam koşulu gözönüne alındığında özellikle büyük afetlerden biri olan depremden sonra yaraların sarılması için uygulamanması planlanan bu model ileride geliştirilerek devam ettirilmelidir. Sonuç olarak şu unutulmamalıdır ki; İnsan hayatı herşeyden önce gelir felsefesi toplumun tümüne nüfuz etmeli ve aslında Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi "Felaket başa gelmeden önce onu önleme ve ondan korunma çarelerini düşünmek gereklidir". KAYNAKLAR Barka, A., ve Relinger, R., 1997. Active tectonics of the Eastern Mediterranean region: deduced from GPS, neotectonic and seismicity data. Ann. Geofis., 40(3), 587-610. Barka, A. A., 1992, The North Anatolian Fault Zone. Annales Tectonicae, T, 164-195. Berkowitz, S.J., Stover, C.S.,ve Marans, S.R., 2010. The Child and Family Traumatic Stress Intervention: Secondary prevention for youth at risk of developing PTSD. The Journal of Child Psychology and Psychiatry, Vol., 52, Issue 6, 676-685. Emre, Ö., Özalp, S., Doğan, A., Özaksoy, V., Yıldırım, C. ve Göktaş, F., 2005. İzmir çevresinin diri fayları ve deprem potansiyelleri. MTA Rapor No:107, 80s. Şaroğlu, F. and Yılmaz, Y., 1986. Geological evolution and basin models during the neotectonic episode in eastern Anatolia: Bull. Min. Res. Expl. Inst. Turkey, 107, 61-83. Şengör, A. M. C., Görür, N. and Şaroğlu, F., 1985. Strike-slip faulting and related basin formation in zones of tectonic escape: Turkey as a case study, Strike-slip Deformation, Basin Formation, and Sedimentation, Soc. Econ. Paleont. Min. Spec. Pub. 37 (in honor of J.C. Crowell), 227-264. Tan, O., 2013. The dense micro-earthquake activity at the boundary between the Anatolian and South Aegean microplates. Journal of Geodynamics, Vol., 65, 199-217. Uzel, B., Sözbilir, H., Özkaymak, Ç., 2012. Neotectonic evolution of an actively growing superimposed basin in western Anatolia: the inner bay of İzmir, Turkey. Turkish Journal of Earth Sciences, 21(4), 439-471. 367