ATEfi KUfiU Eski zamanlarda, uzak bir ülkede çok güçlü bir kral yafl yordu. Gözü pek bir savaflç olan kral n, ifli d fl nda tek tutkusu a açlar ve bitkilerle u raflmakt. Bu nedenle saray n n bahçesini, dünyada pek az bulunan bitkilerle süslemiflti. Burada çiçekler, a açlar, süs bitkileri, di er krallar n gözlerini kamaflt r yordu. Onlar da kendi saraylar n n bahçelerini flenlendirmek için çaba gösteriyorlar ama bunu baflaram yorlard. Hele kral n bahçesindeki bir elma a ac n n ünü tüm ülkelere yay lm flt. Bu a ac n öyküsü dilden dile dolafl yordu. A ac n nereden al nd, kral n saray na nas l getirildi i, nas l yetifltirildi i konusunda öyle çok söylenti vard ki bu a aç giderek bir masal kayna olup ç km flt. Baz söylentilere göre bu a aç, uzak bir ülkede yaflayan çok güzel bir prensesti. Kendisiyle evlenmeye raz olmayan hain bir kral onu bir fidan durumuna getirmiflti. A açlara merakl olan kral da bu fidan zorlu bir savafl vererek hain kral n elinden alm fl, saray n n bahçesine dikmiflti. 4 5
Kuflkusuz, bu bir söylentiydi. Ama gerçekten efli benzeri bulunmayan bir a açt bu. Her y l zaman gelince kocaman, yeflil yapraklar n n aras nda hepsi birbirinden güzel, göz al c elmalar olufluyordu. A ac n yan ndan geçenler bu elmalara be eniyle bak yorlard. Kimileri de meyvelerin kim bilir ne kadar tatl, ne kadar sulu oldu unu düflünerek yutkunuyorlard. Ama o elmalar de il yemek, el de dirmek kimin haddine! Ülkede herkes bunu biliyordu. Kral da hemen her gün a ac n alt na gelip elmalar n yerinde olup olmad n denetliyordu. Bir sabah elmalardan birinin yerinde olmad n gördü. O kadar k zd ki yan nda bulunan adamlara söylemedi ini b rakmad. O andan sonra da a ac n bafl na çifte nöbetçi konmas n buyurdu. Hiç kimse a aca on ad mdan daha fazla yaklaflamayacakt. Nöbetçiler gece gündüz gözlerini dört açacaklar, elmalar koruyacaklard. Ertesi sabah kral erkenden a ac n yan na geldi. flte o zaman k yamet koptu. Kral, nöbet tutan tüm askerleri yan na getirtti. Onlar sorguya çekti. Hay r, hiçbiri nöbet s ras nda uyumam fllar, gözlerini bile k rpmam fllard. A ac n yan na hiç kimseyi yaklaflt rmam fllard. Ama olan olmufltu iflte. A açtan bir elma daha kopar lm flt. Kral, elmalar n daha iyi korunup gözetilmeleri için yeni emirler verdi. Bundan sonra bir tek elma eksilse bile, tüm nöbetçilerin bafllar kesilecekti. Kral n bu emri sarayda görevli askerler aras nda büyük bir korku yaratt. Hepsi ölüm korkusu ile ürperdiler. Yaflayacaklar dakikalar n say l oldu unu düflündüler. Ertesi sabah üçüncü elman n da yerinde olmad görüldü. Kral n öfkesi korkunçtu. Hemen orac kta, gece nöbet bekleyen askerlerin bafllar kesildi. Kral ne yapaca n bilemez durumda, çaresizlikle k vran rken büyük o lu yan na vard. O gece a ac n alt nda nöbet tutmak için izin istedi. Kral bunu uygun buldu. Hava karar p el ayak ortadan çekilince büyük prens a ac n alt na gelip oturdu. Gözlerini dört aç p dikkat kesildi. Gece boyunca uyumamak için büyük bir çaba gösterdi. Ama birkaç saniye için gözlerini kapay verdi. Bu arada olan oldu. Prens gözlerini açt nda elmalardan birinin yok oldu unu korku ile gördü. Ertesi gece ortanca prens nöbetçi kald. Ama sonuç de iflmedi: O gece de bir elma eksildi. 6 7
Durumu gören kral çok üzüldü. Ne yapaca n bilemedi. Komutanlar na, bilicilerine, falc lar na dan flt. Hiç kimse do ru dürüst bir öneride bulunamad. Bu s rada küçük prens babas na: A abeylerim s rayla beklediler, dedi. Ben de sizin o lunuzum, ben de ülkenin prensiyim. zin verin de bu gece de ben nöbet bekleyeyim. Göreceksiniz, elmalar kimin ald n ö renip sabah size bilgi verece im. Kral ister istemez küçük o lunun bu önerisini kabul etti. Genç prens akflam olunca a ac n yan na vard. Nöbet bekleyen bir er gibi a ac n çevresinde dolanmaya bafllad. A abeyleri gibi baflar s zl a u ramamak için bir an bile gözlerini k rpmad. Yere oturmad. Tüm bedenini etkileyen yorgunlu a karfl n yine de gözlerini dört aç p bak nd. Sabaha do ru birden göz kamaflt ran bir fl lt belirdi. Bunu gören prens dikkatle bakt. Tüyleri p r l p r l, kocaman bir kuflun bu fl k bulutu içinde s yr l p a ac n dal na do ru süzüldü ünü gördü. Kufl, dala kondu. Gagas ile bir elma kopard. Kanatlar n aç p yükselirken prens dala s çrad. Ne yaz k ki kuflu yakalayamad. Ama kanad ndan düflen bir tüy parmaklar aras nda kald. Ertesi sabah kral olanlar duyunca çok üzüldü. Ama o lunun elindeki tüyü görünce elmalar falan unuttu. Yan ndakilere: Bu tüy atefl kuflunun tüyüdür, dedi. E er onu yakalayabilirsek bu elma a ac onun yan nda hiç kal r. fiimdi ne yap p etmeli, bu atefl kuflunu bulup yakalamal y z. Kral bunlar söyledikten sonra üç o lunu yan na ça rd. Onlara atefl kuflunun ne kadar de erli oldu- unu, dünyan n tüm hazinelerinden daha büyük bir de er tafl d n anlatt. fiimdi hemen yola ç k p atefl kuflunun ard na düflmeli ve ne yap p edip kuflu yakalamal yd lar. Kral bunlar anlatt ktan sonra: Atefl kuflunu bana kim getirirse ülkemin yar s onundur, dedi. Hem ülkemin yar s hem de tüm hazinemin yar s Üç kardefl bu sözlere çok sevindiler. Krall n yar s na egemen olabileceklerini düflünerek hemen yol haz rl na bafllad lar. Ama kral, en küçük o lunun gitmesine izin vermedi. Onun henüz çok küçük oldu unu, böyle bir yolculukta baflar l olamayaca- n söyledi. Küçük prens gitmek için srar etse de babas izin vermeyince, ister istemez sarayda kald. 8 9
A abeyleri gittikten sonra da küçük prens hemen her gün, her saat, babas na yalvard, yakard. Atefl kuflunu sadece kendisinin gördü ünü hat rlatt. A abeyleri kuflu görmemifllerdi bile. E er kendisi gidip ararsa kuflu kolayl kla bulabilirdi. Sonunda kral, küçük prensin yola ç kmas na izin verdi. Prens sevinç içinde haz rl klar n yapt. At na atlay p dörtnala sürdü. _ Günlerce yol alan prens bir sabah büyük bir kaya gördü. At n durdurdu. Kayan n üzerine kaz nm fl yaz lar okudu: Devam et: Aç kalacaks n. Sola git: Öleceksin. Sa a git: At n yitireceksin. Küçük prens bir süre düflündü. Sonra sa a gitmeye karar verdi. At n n dizginini çekti. lerledi. Bütün gün yol ald. Akflama do ru çal lar n aras ndan kocaman, gri bir kurt ç kt. At, kurdu görünce ürktü. fiaha kalkt. Prens s rt üstü yere düfltü. At dehflet içinde kaçt. Kurt da ortadan kayboldu. Çaresiz kalan prens yaya olarak yolunu sürdürdü. Bir süre yürüdü. Nefes nefese kald. Biraz dinlenmek için yere oturdu. O anda kurt karfl s nda belirdi. Delikanl ya: Senden özür dilerim delikanl, dedi. At n ürkütüp kaç rtt m. Seni de yayan yürümek zorunda b - rakt m. Ama sen bunun böyle olaca n zaten biliyordun de il mi? Nereden bilecek miflim ben at m n kaç p gidece ini, diye yan tlad prens. Bu yola sapmadan önce kayadaki yaz y okudun ama, dedi kurt. O zaman delikanl kayadaki yaz y hat rlad. Gerçekten, bu yola at n yitirece ini bile bile sapm flt. Bunlar düflününce kurda hak verdi: Do ru söylüyorsun, dedi. Ben kayadaki yaz y unutmufltum do rusu. Önemli de il, diye konufltu kurt. fiimdi söyle bakal m, nereye gidiyorsun, amac n nedir? Bunlar bana anlat, yard mc olmaya çal flay m. Genç prens kurda tüm olan biteni anlatt. Sonra ona atefl kuflunu arad n söyledi. 10 11
Prensi dikkatle dinleyen kurt ona bir müjde verdi: Bilirim o kuflu, dedi. Afron adl bir kral nd r o kufl. fiimdi sen benim s rt ma bin, do ruca oraya götüreyim seni. Prens, kurdun s rt na bindi. Kurt koflarak ilerlemeye bafllad. Ormanda uzun bir süre yol ald lar. Sonunda karfl lar nda büyük bir saray belirdi. Kurt, prense sarayla ilgili kimi aç klamalarda bulundu. Sonra: Ne yaparsan yap, atefl kuflunun kafesine dokunma sak n, dedi. E er bu sözümü tutmazsan sonun kötü olur delikanl. Prens, kurda teflekkür etti. Saray n yüksek duvar na t rmand. Bin zorlukla içeriye girdi. Kafesi içindeki atefl kuflunu eliyle koymufl gibi buldu. Çünkü kurt ona her fleyi aç k aç k anlatm flt. Prens, atefl kuflunu görünce çok heyecanland. Kurdun tembihini unuttu. Kafesi kucaklad. flte o anda hatas n anlad. Ama ifl iflten geçmiflti. Kafesi kucaklad anda, kulaklar sa r edercesine keskin bir zil sesi her yan kaplad. Kral Afron un askerleri birden ortaya ç kt lar. Delikanl y k sk vrak yakalad lar. Do ruca kral n karfl s na ç kard lar. Kral taht ndan do ruldu. Delikanl ya ba rarak sordu: Nas l cesaret edersin buna? Nas l girersin saray - ma? Nas l olur da atefl kuflumu çalmaya cesaret edersin? Sizin o atefl kuflunuz babam n dünya de erindeki elmalar n yedi efendimiz, diye yan t verdi prens. Kral bu sözleri duyunca flafl rd. Çünkü karfl s ndaki genç bir h rs za benzemiyordu hiç. Üstelik soylu bir davran fl içindeydi. Kendine güveni tamd. Söyledi- i sözler de oldukça inand r c yd. Bunlar düflünen kral, prense: Madem böyle, keflke gelip bana durumu anlatsayd n, dedi. Ne yaz k ki flimdi seni herkes bir h rs z olarak tan yor. Bu suçu iflledin. stemesem de seni cezaland rmam gerekiyor. Kral bunlar söylerken bir yandan da düflünüyor, bu genci serbest b rakmak için bir neden ar yordu. Sonunda çocu a: Seni bir koflulla affederim, dedi. Komflu ülkenin kral n n alt n at n bana getirirsen, atefl kuflunu sana veririm, sen de ülkene dönersin. 12 13
Delikanl, krala teflekkür etti. Oradan ayr l rken: Hiç merak etmeyin, alt n at size getirece im. Atefl kuflunu al p ülkeme dönece im, dedi. _ Saraydan ç kan prens gri kurdu kap n n yan nda buldu. Onu gören kurt bir s çray flta yan na geldi. Prense ç k flt : Sana s k s k ya tembih etmifltim kafese dokunma diye! Neden yapt n bu hatay? Hakl s n, diye yan t verdi prens. Kafese dokunmamal yd m. Ama ne yapay m! Kuflu görünce çok heyecanland m. Her fleyi unuttum. Sonunda yakaland m. Bunlar söyleyen delikanl, kurttan özür diledi, sonra kral n istediklerini anlatt. Kurt ona: Bin s rt ma, dedi. Seni o ülkeye götürece im. Prens, kurdun s rt na bindi. Kurt koflmaya bafllad. Günlerce yol ald ktan sonra uzakta bir kale göründü. Kurt oldu u yerde durdu. Gence: flte flu kale, dedi. Oraya sessizce gir. Ah rda ba l duran at n yan na hiç ses ç karmadan yanafl. Ama sak n ha at n gemine dokunma. Delikanl kurda teflekkür ederek yan ndan ayr ld. Kaleye yaklaflt. Uygun bir yer bularak surlara t rmand. çeriye girdi. K sa bir süre sonra da arad alt n at, ah rda buldu. Kuflkusuz buna çok sevindi. Ama at d flar ya nas l ç karacakt? Onu çekip götürmesi için boynundan ba lamas gerekiyordu. Genç prens bunlar düflünürken duvarda as l bafll gördü. Buna çok sevindi. Kurdun söylediklerini unuttu. Elini uzat p bafll gemi ile birlikte duvarda as l oldu u yerden ald. Ayn anda ak l almaz bir gürültü duyuldu. Kofluflmalar oldu. En az yirmi kifli birden içeriye girip delikanl y k sk vrak yakalad lar. Sürükleyerek kral n karfl s na ç kard lar. Kral Kusman içeriye girenleri görünce taht ndan kalkt. Bu at h rs z na çok kötü sözler söylemeye haz rland. Ama gencin giysileri, davran fl onun soylu bir kifli oldu unu gösteriyordu. Bu nedenle sözlerine dikkat etti. Gence daha yumuflak sözcüklerle seslendi. Ona: Sizin gibi soylu biri nas l olur da bir at h rs z gibi ah r ma gizlice girer ve alt n at m almaya kalk fl r, diye sordu. 14 15
Prens hiç konuflmadan bafl n önüne e di. Sonra krala bafl ndan geçenleri bir bir anlatt. Kral onu ilgiyle dinledi. Sonra, kendisini cezaland rmak zorunda oldu unu söyledi. Prens bafl önüne e ik, hiç ses ç karmadan kral dinledi. Onun bu durumu kral etkiledi. Onu serbest b rakabilmek için bir çare düflündü. Sonra: Seni bir koflulla affedebilirim, dedi. Komflu kral n dünya güzeli bir k z var. Ad Helena. E er prensesi bana getirebilirsen seni ba fllar m. At da sana veririm. Prenses Helena benim için çok de erli. Y llardan beri onu seviyorum. Ancak babas olan kral onu bana vermiyor bir türlü. Bunlar duyan prens çok sevindi. Bu ifli de baflaraca n biliyordu. Çünkü sevgili arkadafl kurt ne yapar eder onu istedi i yere götürürdü. Bunlar düflünerek rahatlayan prens kral sayg ile selâmlad. Ona: Hay hay efendimiz, dedi. K sa bir süre sonra sevgiliniz prensesi size getirece im. Siz de bana alt n at n z vereceksiniz. Bunu böyle bilin efendimiz. _ Prens, kaleden ç k nca kurdu kendini bekler buldu. Ona bafl ndan geçenleri anlatt. Kurt, prensin duvardaki bafll almas na çok k zd. Onu, sözlerini dinlemedi i için azarlad : Hep böyle yap yorsun, dedi. Önce kafes, sonra da at n bafll! Sana kaç kez söyledim, rica ettim. Lütfen bundan sonra sözlerimi dikkatle dinle. Sana ne söylersem öyle yap. Yapma dedi imi yapma sak n! Hakl s n kurt dostum, senden özür dilerim, dedi prens. Bundan sonra sözünden ç kmayaca m hiç. Kurt ona: Umar m bu sözünü tutars n, dedi. Haydi atla s rt ma? fiimdi prenses Helena n n ülkesine gidece iz. Prens, kurdun s rt na bindi. Uzun bir süre yol ald - lar. Sonunda çok güzel bir yere vard lar. Yemyeflil a açlar, her yan kaplayan yemyeflil çimenler, renk renk çiçekler küçük prensin gözlerini kamaflt rd. Bu güzel görüntüler içinde biraz daha ilerlediler. Sonunda kral n saray n gördüler. Kurt bir a ac n alt nda durdu. Prensi s rt ndan indirdi. Ona: Bu kez iflleri ben yürütece im, dedi. Sen bu a ac n alt nda dur. Benim dönüflümü bekle. 16 17
Bunlar söyleyen kurt bir iki s çray flta oradan uzaklaflt. Az sonra da saray n bahçesine girdi. O s rada güzel prenses Helena, yan ndakilerle birlikte bahçede dolafl yordu. Kurt birden ortaya ç kt. Herkes korku ve flaflk nl k içinde sa a sola kaç flt. Kurt ise saniye yitirmeden k z yakalay p s rt na koydu. Sonra oradan uzaklaflt. Prensin kendini bekledi i a ac n yan na vard. Ona: Çabuk atla s rt ma, dedi. fiimdi bizi izlemeye ç - karlar. Buradan bir an önce uzaklaflmal y z. Daha kurt bunlar söylerken saray n kap s ndan bir bölük atl dörtnala ç kt. Üzerlerine do ru ilerledi. Ama kurt öyle bir h zla koflmaya bafllad ki az sonra atl lar görünmez oldu. Böylece kurdun s rt nda genç prensle güzel prenses uzun bir süre birlikte yolculuk ettiler. Bu yolculukta birbirlerine âfl k oldular. Duygular n aç klad lar. Genç prens buna çok üzüldü. flte bu kadar büyük bir âflk duydu u flu güzel k z az sonra krala teslim etmek zorundayd. Bunu düflünmek genç prensi öyle etkiledi ki gözleri yafllarla doldu. H çk ra h çk ra a lamaya bafllad. Atl lara yakalanmamak için tüm h z yla koflup duran kurt bu h çk r klar duydu. Bafl n çevirip sordu: Ne oluyor kuzum? Neden sevinecek yerde a lay p duruyorsun? Ah kurt kardefl, diye yan t verdi prens. Ben Helena y çok seviyorum. O da beni çok seviyor. fiimdi ben sevgilimi kendi ellerimle nas l olur da krala teslim ederim. Kurt bunlar duyunca güldü. çinden Ah, gençlik! diye düflündü. Sonra arkadafl na: Sana bir kez daha yard m edece im, dedi. Kral n saray na var nca ben prensesin yerine geçece im. Beni krala Helena diye tan t rs n. Sonra alt n at al p saraydan ç kars n. Ben sizin arkan zdan yetiflirim. Prens sevinç içinde el ç rpt. Kurda: Ah, çok teflekkür ederim sana, dedi. Bu iyiliklerini nas l ödeyece im senin! Sonra birden akl na gelmifl gibi sordu: yi ama, sen Helena olamazs n ki, dedi. Kral Helena y tan yor. Onun güzelli ini öve öve bitiremiyor. Bunu nas l baflaracaks n? Eh, zaman gelince görürsün, dedi kurt. 18 19
Bir süre sonra kral Kusman n saray göründü. Kurt orada durdu. K za çal l klar aras nda bir yer açt. Onu oraya saklad. Sonra prensese: Siz burada kimseye görünmeden oturun, dedi. Sevgili prensiniz gelip sizi buradan alacak. Tabi, tabi, beklerim, diye yan t verdi güzel Helena. Bunlar söyleyerek çal lar aras ndaki yerine geçti. Büzülüp oturdu. Di er yandan kurtla küçük prens saraya do ru ilerlediler. yice yaklaflt klar nda kurt birden silkindi. Onun yerine giysileriyle, sesiyle, davran fl yla Helena belirdi. Prens buna çok flafl rd. Hatta bir ara onu gerçekten Helena sand. Ama kurt onun bu flaflk nl - n görünce bu kez kurt sesiyle: B rak bu flaflk nl, dedi. Ben Helena y m. Beni krala takdim et. Alt n at al p bir an önce uzaklafl buradan. Saraya girdiler. Do ruca kral n yan na ç kar ld lar. Kral, prensi yan nda dünyalar güzeli Helena ile birlikte görünce öyle sevindi, öyle sevindi ki bir an ne diyece ini bilemedi. Sonra yan ndakilere hayk rd : Ne duruyorsunuz sersemler! Prenses hazretlerini hemen dü ün için haz rlay n. Alt n at flu yürekli prense verin. Dü ün haz rl klar na da hemen bafllay n. Bu akflam evleniyorum. Evet bu akflam Kral öyle sevinçliydi ki neredeyse zil tak p oynayacakt. Prens ise ondan daha sevinçliydi. Çünkü az sonra sevdi i prensesi ile birlikte buradan uzaklaflacakt. Hem de yan nda alt n atla birlikte Gerçekten k sa bir süre sonra alt n at görevlilerden teslim ald. Krala veda ederek saraydan ç kt. Do ruca k z saklad klar çal l klara gitti. Sevgilisini orada kendini beklerken buldu. Hemen attan inip ona sar ld. Sonra ikisi birlikte ata bindiler, oradan uzaklaflt lar. H zla yol ald lar. _ Di er yandan sarayda büyük bir telâfl, bir kofluflturmad r gidiyordu. Kral, nikâh töreninin hemen yap lmas için sa a sola emirler ya d r yordu. Bu çabalar sonucu her fley haz rland. Tüm soylular kilisede topland lar. Kral, kolunda gelinli ini giymifl sevgili prensesi ile birlikte nikâh k yacak rahibe do ru ilerledi. 20 21
Orada bulunan herkes gelinin güzelli ini görünce büyülenmifl gibi oldu. Birbirlerine bundan daha güzel bir gelin görmediklerini söylediler. Ama az sonra gelin han m gri bir kurt oluverdi. Ortal k birbirine girdi. Kral kolundaki güzel k z n bir kurt oldu unu görünce orac kta düflüp bay ld. fiaflk nl ktan yararlanan kurt bir iki s çray flta kiliseden ç kt. Saray n avlusundan geçti. Sonra d flar ç kt. Olanca gücüyle koflmaya bafllad. Bir süre sonra alt n at n yan na vard. Olup bitenleri genç prensle prensese anlatt. ki genç duyduklar na öyle sevindiler ki kahkahalarla güldüler. Hele kral n düflüp bay lmas ikisini de çok e lendirdi. Kurt gençlere: Az sonra saraya varaca z, dedi. Alt n at krala verip atefl kuflunu alacaks n. Do rusu ya, genç prens alt n at çok sevmiflti. Onu krala vermek istemiyordu. Bunun için kendi kendince çareler aram fl ama bir çözüm bulamam flt. Kurt saraya yaklaflt klar n söyleyince ona rica etti: Kuzum kurt kardefl, dedi. Sen prensesin k l na girebildi ine göre alt n at n k l na da girebilirsin. Haydi hat r m k rma da bir iyilik daha yap benim için. Yani, diye sordu kurt. Bir süre için alt n at ol. Ben kraldan atefl kuflunu ald ktan sonra oradan kaç p uzaklafl rs n nas l olsa. Kabul, dedi kurt. At n yerine ben geçece im. Ama art k hiç görünmeyece im. E er beni içtenlikle düflünür, yan nda olmam istersen o zaman ortaya ç kaca m. Yoksa beni bir daha göremeyeceksin. Kurt bunlar söyler söylemez birden silkindi. Onun yerinde asl na t pat p benzeyen bir alt n at ortaya ç kt. Prens, Helena ile as l alt n at ormanda gizli bir yere b rakt. Sonra alt n at durumuna gelen kurdun s rt na bindi. Saraya vard. Kral onu büyük bir sevinçle karfl lad. Adamlar - na hemen atefl kuflunu getirmelerini emretti. Sonra kuflu prense verdi. Onu yüreklili ini, cesaretini, soylulu unu överek yolcu etti. 22 23
Genç prens elinde kafesi ile kofla kofla ormana vard. Orada kendisini bekleyen sevgilisi ile kucaklaflt. Alt n at n s rt na bindiler. Atefl kuflunu kafesi ile birlikte kucaklar na ald lar, dörtnala ilerlemeye bafllad lar. _ Bu arada kral, alt n at diye bildi i kurdun s rt na binmifl durmadan yol al yor, da lara, bay rlara t rman yor, at n n gücünü gördükçe keyifle naralar at yordu. At, gerçekten en güçlü bir attan daha güçlüydü. Hiçbir engel tan m yor, rüzgâr gibi kofluyordu. Günün birinde kral böyle mutlu bir biçimde at n sürerken, di er yandan küçük prens, bir an için kurdu düflündü. Onu çok özledi ini hissetti. Ayn anda kral n bindi i alt n at birden küçüldü, gri bir kurt oluverdi. Kral da, çevredekiler de gözlerine inanamad lar. fiaflk nl k içinde, ne yapacaklar n bilemeden öylece kald lar. Bundan yararlanan kurt oradan kaçt. Tepelerin ard nda gözden yitip gitti. Az sonra da genç prensle prensesin yan na vard. Onu gören iki genç attan indiler. Kurdun boynuna sar ld lar. Onu çok özlediklerini söylediler. Sonra hep birlikte yola ç kt lar. Birkaç gün sonra da genç prensin kurda ilk rastlad yere vard lar. Kurt onlara: Ben burada ayr l yorum, dedi. Haydi hoflça kal n. Tüm mutluluklar sizin olsun. Kurdun ayr laca n ö renen prens çok duyguland. Gözleri yafllarla doldu. Kurt ona: Yok, dedi üzülme sak n! Ne zaman bafl n derde girerse ben yan nda olaca m. Bunlar söyleyen kurt çal lar n aras nda kayboldu gitti. ki genç, kurdun ayr lmas na çok üzüldüler. Aralar nda ondan baflka bir fley konuflmadan saatlerce yol ald lar. Saraya iyiden iyiye yaklaflm fllard. Bir ormandan geçerlerken attan indiler. Orada gölgeli e uzand lar. Gözlerini kapat p uykuya dald lar. Bir süre uyuduktan sonra kalkmay, sonra da h zla yol al p akflam olmadan saraya varmay düflünüyorlard. Onlar böyle büyük bir rahatl kla uyurlarken kral n iki o lu ç kageldi. ki kardefl o günden beri her yeri dolaflm fllar, her yerde atefl kuflunu aram fllard. Ama de il atefl kuflunu bulmak, onun ad n bilen birine bile rastlamam fllard. 24 25
Bu nedenle elleri bofl, kalpleri k r k, süklüm püklüm dönüyorlard babalar n n yan na. A ac n gölgesinde uyuyanlar görünce durdular. Dikkatle bak nca küçük kardefllerini tan d lar. Büyük a abey kardefline: fiu ifle bak, diye f s ldad. Bizim ufakl k atefl kuflunu bulmufl Bir de alt n at bulmufl, diye yan t verdi küçü ü. A abeyi ise büyülenmifl gibi bak yordu güzel Helena ya: Bir de dünyalar güzeli bir k z, diye söylendi. Kardefli: Atefl kuflunu buldu una göre krall n yar s da onun art k, diye homurdand. ki kardefl o anda hiç konuflmadan anlaflt lar. Atefl kuflunu biri alacakt. Onu buldu u için babas ülkenin yar s n ona verecekti. Alt n atla güzel k z da di er kardeflin olacakt. Bunun için de küçük kardefllerini öldüreceklerdi. Bu düflünceyle atlar ndan yere indiler. Sessizce yaklaflt lar. Biri kardeflini yatt yerde hançerle öldürürken, di eri k z n a z n kapatt. Gözlerini açan Helena ya: Hiçbir fley görmedin, dedi. Kuflu biz bulduk. Seni biz bulduk. E er böyle söylemezsen seni de öldürürüz haberin olsun. Zavall k z korkudan hiçbir fley söyleyemedi. Bafl n sallad. Bu kötü kardefllere boyun e di. Ölüyü orada, aç kta b rak p alt n at, atefl kuflunu ve güzel prensesi alan iki kardefl saraya do ru yol almaya bafllad lar. _ Birkaç gün sonra kurt, ta ilerde, orman n ötesinde küme küme akbabalar n kanat açt yere vard. Orada sevgili arkadafl n n parçalanm fl cesetini buldu. Buna çok üzüldü. Umutsuzlukla ç rp nd. Sonra anî bir kararla cesetin üstüne konan bir akbabay yakalad. Ona: fiu tepelerin üstündeki p narda hayat suyu vard r, dedi. Hemen uçup oraya git. Oradan getirebildi in kadar hayat suyu getir bana. Kufl, kurdun pençesi alt nda inledi. Ona: Peki getirece im, dedi. Kurt buna karfl n yine de b rakmad kuflu. Ona: Söz ver, dedi. Yaflam sözü ver bana. Söyle, getirecek misin hayat suyunu? 26 27
Evet, evet, diye inledi kufl. Hemen, flimdi getirece im. Yaflam sözü sana. Kurt pençelerini kald rd. Kufl bir an oldu u yerde kanat ç rpt. Sonra h zla havaland. Bir süre sonra da kocaman bir kaba n içine doldurdu u hayat suyu ile ç kageldi. Kurt suyu ald. Prensin üstüne döktü. Ayn anda gencin parça parça olan bedeni eski durumunu ald. Prens Amma da uyumuflum! diyerek uyand. Karfl s nda kurdu görünce çok sevindi. Ama sevgilisi ile alt n at ve atefl kuflu ortal kta görünmüyordu. Kuflkusuz buna çok flaflt. Hemen aya a kalkt. Onlar aramaya bafllad. Ama kurt onu durdurdu. A abeylerinin yapt klar n anlatt. Bunlar duyan genç prens çok üzüldü. A lamaya bafllad. Kurt ona: Üzülmek, a lamak hiçbir fleyi düzeltmez, diye ö üt verdi. fiimdi bunlar b rak. Kendine gel. Olanlar düzeltebilmen için çok güçlü olman gerekiyor. Prens ona hak verdi. Evet, güçlü olmal yd. Bu zorluklara dirençle gö üs germeliydi. Kurda: Hemen saraya götür beni, dedi. Babama her fleyi anlataca m. A abeylerimin ne kadar kötü yürekli olduklar n anlayacak sonunda. Bunlar söyleyerek kurdun s rt na bindi. H zla yol ald lar. Da lar, bay rlar afl p saraya vard lar. Bu s rada sarayda büyük bir tören yap l yordu. Büyük a abey, ülkenin yar s nda kral ilân ediliyor, ayn anda di er kardefl de güzel Helena ile evleniyordu. ki kardefl babalar na yalan söylemifllerdi. Bu anlatt klar na göre atefl kuflunu bulan kendisiydi. Helena y bir savaflta haydutlar n elinden kurtaran da di eriydi. K z n babas bu alt n at arma an olarak vermiflti ona. Küçük kardefllerini mi? Hay r, hiç görmemifllerdi onu. Belki de bir yerlerde ölüp gitmiflti zavall! Küçük o lunun öldü üne inanan kral buna çok üzülmüfltü kuflkusuz. Ama iflte atefl kufluna kavuflmufltu. fiimdi sözünü tutmufl, ülkenin yar s n, onu getiren o luna veriyordu bugün. Tören bafllarken herkes iri bir kurdun h zla koflarak geldi ini gördü. ki yana aç ld lar. Kurda yol verdiler. Kurt kral n önünde durunca kral küçük o lunu karfl s nda gördü. Büyük bir sevinçle ona sar ld. Onu kucaklad. 28 29
Ayn anda atefl kuflu kafesin kap s n nas l açt ysa açt, oradan uçup prensin omuzuna kondu. Bir köflede duran alt n at, kiflneyerek onun yan na geldi, diliyle yüzünü yalamaya bafllad. Güzel Helena ise daha bafltan ç l k ç l a koflmufl, sevgilisinin boynuna sar lm flt. Herkes bu olanlara pek flafl rd. Kuflkusuz kral, daha çok flafl rd. Bu ilk flaflk nl k geçince herkes iki kardefle bakt. Onlar neler söyleyeceklerdi acaba? Ama iki kardefl çoktan salondan ç km fllar, atlar na atlam fllar, ülkeden kaç yorlard. Arkalar ndan hiçbir atl yetiflemezdi art k. Bu durumu gören kral her fleyi anlam flt. O luna sormad bile. Orada toplananlara: Sonra ayn anda içlerinde duyduklar büyük özlemle kurdun oldu u yere bakt lar. Kurt orada yoktu. Geldi i gibi gitmiflti. Ama genç kral da, güzel kraliçe de onu yaflamlar boyu bir an bile unutmad lar. Yaflamlar n ve mutluluklar n borçlu olduklar bu gri kurdun öyküsünü çocuklar na anlatt lar. Daha sonra torunlar na da anlatt lar. Onlar da çocuklar na, torunlar na anlatt lar. Böylelikle iyi kalpli gri kurdun ve atefl kuflunun öyküsü o günden günümüze kadar sürüp geldi. _ Size bir müjdem var, dedi. Ülkemin yar s küçük o lumundur. Çünkü atefl kuflunu o buldu. fiu güzel k z da o buldu. Onu gelinim olarak ilân ediyorum. fiimdi burada küçük prensin hem taç giyme törenini yap yoruz, hem de nikâh törenini Orada bulunanlar sevinç ç l klar atarak iki genci kutlad lar. Prensle prenses sevinç içinde birbirlerine sar ld lar. 30 31