SIĞIRLARDA KIZGINLIĞIN BELİRLENMESİ VE ÜREME KUSURLARI Araş. Gör. Koray KIRIKÇI Ahi Evran Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Zootekni Bölümü, KIRŞEHİR koray.kirikci@ahievran.edu.tr (Yazıların bilimsel ve hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir). KIZGINLIK BELİRTİLERİ Düve ve ineklerde kızgınlık süresi boyunca tipik kızgınlık belirtileri görülür. Bununla birlikte kızgınlık öncesi ve sonrasında kimi kızgınlık davranışları görülmektedir. Bu davranışlara bakılarak hayvanın kızgınlık göstereceği ya da kızgınlığın geçmek üzere olduğu konusunda fikir edinilir. KIZGINLIĞIN SAPTANMASI Düve ineklerde kızgınlığın saptanması, kızgınlık davranışlarının gözlenmesi yoluyla yapılır. Sürü genlinde kızgınlık günde en az iki, normal olarak üç kez gözlem yapılarak aranır. Bu gözlemler sabah saat 6.00, öğle 12.00 ve akşam 18.00 e rastlarsa daha güvenilir sonuç verir. Düvelerde kızgınlık daha kısa sürdüğünden, gözlem saatlerine uymalı, daha özenli ve sık gözlemler yapılmalıdır. Genel olarak ineklerin yüzde 45 i gece, yüzde 55 inde gündüz saatlerinde kızgınlık belirtileri gözlenir. Kızgınlığın saptanmasında en doğru kararı, boğa ya da erkekleştirilmiş inekler verir. Bunlar, kızgınlık belirtilerini daha duyarlı olarak fark ederler. Yetiştiricilerin yada teknisyenlerin algılayamadıkları, adına feromon adı verilen koku ve salgı maddeleri, ineğin idrarı, vaginal akıntı ve diğer ürettikleri salgılardan boğa tarafından fark edilir. 1
KIZGINLIK ŞEMASI Kızgınlık Başlangıcı (0-12. Saat) Başka inekleri koklar, atlamak ister. Sütünü azaltır. Sinirlidir. Yem yeme isteği azalır. Vulva ıslak, kırmızı ve hafif şiştir. Gerisinde az sulu ve beyazımsı bir akıntı vardır. Kızgınlık ortası (12.-24. Saat) Atlamak için durur. Vulvadan berrak, ipliksi çara akıntısı gelir. Kızgınlık Sonu (24. Saatten sonra) Atlamak için artık durmaz. Davranışlar normalleşir. Vulvadan akıntı azalır, çok yapışkan hale gelir. 2
İNEKLER KIZGINLIKLARINI ENÇOK GÜNÜN HANGİ SAATLERİNDE BELLİ EDER? İneklerde kızgınlık tespiti gününün belirli saatlerinde daha kolay yapılabilmektedir. İneklerin hangi saate daha çok kızgınlık gösterdiğinin bilinmesi, iş gücünü azaltması yanında, kızgınlığın doğu bir şekilde tespit edilmesi için gereklidir. Genel olarak inekler günün her vaktinde kızgınlık davranışı sergileyebilirlerse de daha çok gece 24:00 ile sabah 6:00 saatleri arasında kızgınlık gösterme eğilimindedirler. Aşağıdaki tabloda 100 başlık bir sürüde günün belirli saatlerinde kızgınlık gösteren ineklerin sayısını göstermektedir. Saat Kızgınlığın Görülme Oranı (%) 06.00-12.00 22 12.00-18.00 10 18.00-24.00 25 24.00-06.00 43 KIZGINLIK GÖZLEMİNDE BAŞARI Kızgınlığı belirlenmesindeki başarı yapılan gözlem sayısı ile yakından ilişkilidir. Günde Yapılan Gözlem Sayısı Kızgınlığın Belirlenmesinde Başarı (%) Günde 1 kez 60 Günde 2 kez 80 Günde 3 kez 90 Günde 4 kez 100 3
KIZGINLIK TESPİTİNİ KOLAYLAŞTIRMAK İÇİN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR İneğin çiftleşmek için kaçmadan beklemesi en iyi işarettir. Kuyrukta kanın görülmesi tohumlama için geç kalındığını gösterir. Kanama 18-21 gün sonra görülmesi muhtemel kızgınlığın en önemli belirtisidir. Bir kızgınlık beklenti takvimi kullanmalı, bu takvim günlük olarak yenilenmeli ve kontrol edilmelidir. Bir inek doğumundan 30-40 gün sonra kızgınlık göstermediği takdirde bir sorun olduğu akla gelmeli ve bir Veteriner Hekime başvurulmalıdır. Kızgınlığın en iyi saatleri akşam geç ve sabah erken saatlerdir. Ahırdaki inekler kızgınlık kontrolü için hiç olmazsa günde iki defa dışarıya çıkarılmalıdır. ÜREME KUSURLARI Ekonomik ve kazançlı bir yetiştiricilik için ineklerden yılda bir yavru alınmalıdır. Buzağılamalar arasındaki süre 400 günü aşıyorsa, o sürede döl verimi ve üreme problemleri var demektir. Her şeyden önce hayvanlarda ürüme problemlerini tedavi edici uygulamalardan ziyada üreme problemlerin oluşmasını engelleyecek tedbirler almak en doğru karardır. En önemli tedbir hayvanın özellikle dengeli beslenmesi sağlanarak yapılabilir. Aşırı yoğun yemle besleme, özellikle genç dişilerin günde ortalama 750 gramdan daha fazla canlı ağırlık artışı sağlayacak şekilde beslenmesi yumurtalıkta yağlanmalara ve hayvanın sonuçta kısır kalmasına neden olmaktadır. Ayrıca bozuk ve küflü yemlerle yapılan beslemeler, enerji, proteini vitamin, mineral ve iz minerallerce yetersiz ve dengesiz beslemeler döl verimi üzerinde olumsuz etkiler yapmaktadır. Mineral madde yetersizliğini önleme açısından rasyonun dengesi yanında ahır ve padokların uygun yerlerine mutlaka yalama taşları konulmalıdır. Sonun atılamaması ve doğum sonrası dişi üreme organının eski haline dönmesi ve mastitiste karşı vücudun direncinin arttırılmasında A, E vitaminleri ile beraber rasyonun Kalsiyum ve Selenyum içeriği son derece önemlidir. A vitamini, epitelial dokuların devamlılığı ve onarılması için önemlidir. Üreme konusunda A vitamini, uterusun involusyonu ve sağlıklı uterus dokusunun devamı için önemlidir. E vitamini ve selenyum miktarı düşük rasyonlarla beslenen sürülere bu vitamin ve mineral ilaveleri yapıldığında sonun atılamaması görülme sıklığının düştüğü gözlenmiştir. Kalsiyum, uterus kasların uygun kasılması için önemlidir. Kandaki düşük kalsiyum seviyesi, uterus enfeksiyonu ile sonuçlanabilecek son un atılamaması vakalarına 4
sebep olabilir. Ayrıca yine düşük kalsiyum seviyesi uterusun eski haline dönmesini geciktirebilir. Selenyumun, metritis ve mastitis gibi hastalıklara karşı vücudu savunmak için komplike bir fonksiyonu vardır. DÖL TUTMAMANIN MUHTEMEL NEDENLERİ Döl verimi düzensizlikleri ve döl tutma olayları çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Anöstrüs: Gebe olmayan, sağlıklı hayvanların kızgınlık göstermemesi durumudur. Yumurtalık kistleri: Daha çok 4-8 yaşlı ve süt verimi yüksek olan ineklerde görülür. Uzun süre ve düzensiz kızgınlıklar, kızgınlık belirtileri göstermesine karşın hayvan aşıma izin vermemesi yapılan tohumlamaların sonuçsuz kalması vulvadan akıntı gelmesi ve vulvanın şiş olması ile dikkat çeker. Freemartin: ikiz gebelikte, yavrulardan biri erkek diğeri dişi ise, dişi buzağıda görülen gelişme bozuklukları ile biçimlenen bir olgudur. Sessiz kızgınlık: Yumurtalıklar ve rahimde gebelik için gerekli hazırlık ve değişimler gerçekleştiği halde hayvanın kızgınlığın dış belirtilerini göstermemesi durumudur. Genital organların yangıları: Sürekli dar, pis ve kapalı ahırlarda tutulma, normal veya güç doğumlar sonrasında, doğumuma yardım girişimleri sırasında sonun atılamaması, uterusun polabe olması (dışarı kayması) ile erken ve ikiz gebelikleri izleyen dönemlerde bu tip yangılar görülebilir. Dönen hayvanlar: Buzağılama aralığının uzamasına, verim düşüklüğüne neden olur. Çok çeşitli nedenlerden ileri gelebilir. Son atılamaması: Süt sığırı işletmelerinde yaygın görülen bir problemlerdir. Kuru dönemde iyi ve dengeli besleme ile bu sorunun üstesinden gelinebilir. Kurudaki rasyona yeterli miktarda vitamin E ve selenyum katılması gerekir. 5