The Journal of Academic Social Science Studies International Journal of Social Science Doi number:http://dx.doi.org/10.9761/jasss3208 Number: 41, p. 597-601, Winter II 2015 Yayın Süreci Yayın Geliş Tarihi Yayınlanma Tarihi 02.12.2015 31.12.2015 KİTAP TANITIMI: BERGSON DAN MUSTAFA ŞEKİP E GÜLME BOOK REVIEW: LAUGHING FROM BERGSON TO MUSTAFA SEKIP Bayraktar, L. ve Tek, Z. (2015). Bergson dan Mustafa Şekip e Gülme. Ankara: Aktif Düşünce Yayınları, 206 s. 1 Arş. Gör. Duygu DİNÇER 2 Marmara Ünviersitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Herhangi bir dilde üretilmiş bilginin başka bir dile tercüme edilmesi toplum ve medeniyetlerin evrensel bilgiyi takip etme arzularının bir ürünüdür. Yabancı dildeki fikir ve sanat eserlerinin dilimize tercüme edilmesi eskiden beri ülkemizde de yaygındır. Dünya tarihine damgasını vuran pek çok önemli eser, tercüme yoluyla Türkçeye kazandırılmış ve böylelikle dünyadaki sosyal, siyasal, ekonomik, bilimsel ve teknolojik gelişmeler yakından takip edilebilmiştir. Mustafa Şekip Tunç da yapmış olduğu tercüme çalışmalarıyla felsefe ve psikoloji alanına bu anlamda önemli katkılarda bulunmuş bir bilim insanıdır. Doç. Dr. Levent Bayraktar ve Arş. Gör. Zeynep Tek in gülme konusu üstüne geniş bir okur kitlesine hitap eden Bergson dan Mustafa Şekip e Gülme adlı kitapları, Şekip Tunç un 1921 de Henri Bergson dan tercüme ettiği eserlerden biri olan Gülmek Nedir? Kime Gülüyoruz? (Le rire) u merkeze almaktadır. Tanıtımını yaptığımız kitap, hem Şekip Tunç un Bergson dan adapte etmek suretiyle tercüme ettiği bu esere hem onun üzerine yazmış olduğu makaleler dizisine hem de Mehmet Emin Erişirgil ile Abdülhak Şinasi Hisar ın tahlil ve tenkitlerine yer vererek bir dönemin tahlilini sunmaktadır. Kitap giriş ve onu takip eden iki bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümü, Levent Bayraktar ve Zeynep Tek in Henri Bergson ve Türk Düşüncesi adlı mülakat- 1 Yazarların Henri Bergson üzerine ayrıca şu eserleri bulunmaktadır: Bayraktar, L. (2010). Bergson'da ruh-beden ilişkisi. İstanbul: Dergah Yayınları. Edhem, S. (2014). Bergson ve felsefesi. L. Bayraktar ve Z. Tek (Yay. Haz.). Konya: Çizgi Kitabevi. 2 Bu tanıtım metnini hazırlama sürecimde yapmış oldukları katkılardan dolayı çok kıymetli hocalarım Okt. Halil Açıkgöz e ve Doç. Dr. Fulya Bayraktar a teşekkürü borç bilirim.
598 Duygu DİNÇER larından ve Bayraktar ın kaleme aldığı Mustafa Şekip Tunç Düşüncesine Bir Giriş: İnsan Anlayışı adlı makaleden oluşmaktadır. Mülakatın ilk kısmında Bergson felsefesinin genel sistematiğine yer verilmekte, ikinci kısmında Bergsonculuğun Türk düşüncesine girişi ve ülkemizdeki seyri incelenmektedir. Tek ve Bayraktar mülakata, yeni bir spiritüalizm ve metafizik öğreti teklifinde bulunan Bergson un kendisinden önce gelen Materyalizm, Rasyonalizm, Kritisizm gibi Batı düşünce akımlarına, Darwinci ve Lamarkçı evrimci yaklaşımlara, Mekanist ve Finalist görüşlere ne tür eleştiriler getirdiğini irdeleyerek başlamaktadır. Ardından yazarlar Bergson un varlık anlayışı, evrim kuramı, bu evrim kuramı içinde Yaratıcı Tekâmül ve hayat hamlesi kavramlarının yerini, sezgi ile oluşun ve sürenin kavranması üzerinden metafizik alana nasıl geçiş yaptığını ele almaktadırlar. Bu yolla Bergsonculuğun Düalist Spiritüalist doğasında madde-hayat ilişkileri ve insanın evrene nasıl tanıklık ettiği hususuna açıklık kazandırmaktadırlar. İnsanın ahlâkî özneye dönüşme süreci ve Bergson un ahlâk, din ve mistisizm ile ilgili görüşlerini incelemektedirler. Böylelikle mülakatın ilk kısmında Bergson düşüncesinin insantoplum-evren tasarımını ana hatlarıyla ortaya koymaktadırlar. Mülakatın ikinci kısmı, Bergsoncu anlayışın Türk düşüncesine girişini, takipçilerini, eleştirmenlerini, millî mücadele ruhundaki yerini ve zaman geçtikçe gerilemesine yol açan sebepleri ele almaktadır. Ayrıca Bergsonculuk düşüncesinin yanı sıra aynı dönemde varlığını hissettiren Materyalizm ve Pozitivizm, Ziya Gökalp in Sosyolojizmi, Mehmed İzzet in Felsefî İdealizmi, Mehmet Emin Erişirgil in Pragmatizmi, Anadoluculuk hareketleri gibi düşünce akımlarının yarattığı düşünsel ve kültürel atmosferden söz edilmektedir. Bu konuda Bayraktar, öncelikle Türkiye deki Bergsoncu düşünce muhitinin hangi yıllarda, nasıl oluşmaya başladığından, Dergâh dergisi nin bu oluşumdaki rolünden, Bergsonculuğun Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal, Mustafa Şekip Tunç, Ziya Gökalp gibi isimleri de içeren felsefe, sosyoloji ve edebiyat alanlarındaki ilk takipçilerinden, bu entelektüel çevrenin amaçlarından ve zaman içinde etkilerini kaybetme sebeplerinden söz etmektedir. Ayrıca 1933 Üniversite Reformu ile birlikte yapılan düzenlemelerin ve felsefe alanındaki tek-biçimci anlayışın, Bergsonculuk özelinde, Türkiye de hakiki manada bir felsefe geleneği oluşmasının önünde engel olduğuna değinmektedir. Felsefe, kültür ve irfan arasındaki ilişkileri ve bilim ile ideolojinin birbirine karıştırılmasının yarattığı olumsuz sonuçları da yine bu bağlamda ele almaktadır. Bayraktar bu kısımda Tek in; Bergsoncu düşünce daha köklü bir ekole dönüşseydi, acaba nasıl verimler elde edilebilirdi? sorusuna da ayrıntılı bir şekilde cevap vermektedir. Mülakatın sonunda Bayraktar ın Şekip Tunç u Bergsonculuğun Türkiye deki en istikrarlı temsilcilerinden biri olarak değerlendirdiği ve bunun paralelinde Şekip Tunç un Bergson dan adapte etmek suretiyle tercüme ettiği Gülmek Nedir? Kime Gülüyoruz? adlı eseri de Türkiye de Bergsonculuğun millîleştirilmesi anlamında atılmış önemli adımlardan biri olarak gördüğü anlaşılmaktadır. Bayraktar a göre; Bergson un kendi sistemini kurmaya devam ettiği Gülme, bir anlamda Bergson felsefesinin ve sistematiğinin sanat ve estetik alanındaki yansımasıdır. Burada da varlığın yaratma, oluş ve süreklilik olarak betimlenmesi söz konusudur. Bergson, varlığın sadece zekânın kavradığı şekilde ölçülebilir, hesaplanabilir ve öngörülebilir olana indirgenmesinin, hayatla yarattığı çelişki üzerinden komediyi kurgular. Hayatın kendisinin komik olmadığını, hayata aykırı durumların komiklik meydana getirmiş olduğunu düşünür. İnsanın da hayatiyetin içinde, doğal hâlinde komik olmadığını fakat mesela bir makineyi taklit eden insanın komik olduğunu anlatır. Böylece aslın-
Bayraktar, L. ve Tek, Z. (2015). Bergson dan Mustafa Şekip e Gülme. Ankara: Aktif Düşünce Yayınları, 206 s. 599 da mekanizm eleştirisini sanat alanında da sürdürmüş olduğunu söyleyebiliriz. (s. 32). Yazarların Türk düşüncesinde Bergsonculuğun etkisinin dikkate değer bir örneği olarak neden bu eseri seçmiş oldukları, yukarıda belirtilen ifadelerle okurların bilgisine sunulmaktadır. Mülakatın peşi sıra gelen Mustafa Şekip Tunç Düşüncesine Bir Giriş: İnsan Anlayışı adlı makalesinde Bayraktar, Şekip Tunç un insanı merkeze alan ve onu sosyal ortamın determinasyonlarında kaybetmeden, fert ve şahsiyet varlığı olarak (s. 33) ele alan insan anlayışını detaylı bir şekilde incelemektedir. Bu konuda makalede Şekip Tunç un insana bakışı; müşahhas insan, irade, şuur, idrak, mesafe, şahsiyet, cemiyet, ahlak, din, vicdan, seçim, hürriyet, değer, anlam ihtiyacı, biyolojik yapı gibi temel kavramlar üzerinden tartışılmaktadır. Ayrıca Şekip Tunç un müşahhas insan yetiştirmek üzere sunduğu eğitim modeli üzerinde de durulmaktadır. Birinci Bölüm: Gülme Hakkında iki kısma ayrılmıştır. İlk kısım, Şekip Tunç un Bergson un Gülme adlı eseri üzerine yazmış olduğu makaleler dizisini, ikinci kısım Mehmet Emin Erişirgil ile Abdülhak Şinasi Hisar ın esere ilişkin tanıtım yazılarını içermektedir. Şekip Tunç tarafından kaleme alınan makaleler şöyledir: (1) Gülmeye Dair, (2) Gülmek ve Kaynakları, (3) Komik Şeylere Gülme Yahut Gülünçlük Meselesi, (4) Gülme Dili ve Onun Mana ve Kaynağı, (5) Bergson un Gülme Nazariyesine Dair, (6) Bergson a göre Sanat ve Sanat Adamı. Şekip Tunç, bu makaleler dizisinde Bergson felsefesi ile ruhiyatı, sosyolojiyi ve felsefeyi harmanlamaktadır. Gelişim psikolojisi açısından bakarak; gülmenin bebeklik, ilk çocukluk, ergenlik ve yetişkinlik dönemlerinde nasıl farklı şekillerde ortaya çıktığını örnekler göstererek açıklamaktadır. Sosyal psikolojinin en temel konularından biri olan grup dinamiklerini, gülmenin aidiyete, kabul görmeye veya dışlanmaya sebep olan yönlerini ele almak suretiyle işlemektedir. Benzer şekilde gülmeyi kültürler arası psikolojinin süzgecinden geçirerek, kültürden kültüre değişen yapısına işaret etmektedir. Ayrıca beyin fonksiyonlarının gülme ile ilişkisine ve patolojik boyuttaki sebepsiz gülme hallerine değinerek gülmenin bilişsel ve klinik psikolojideki yansımalarına yer vermektedir. Ek olarak sosyal sınıf meselesi ve gelenek-görenekler üzerinden gülmenin sosyolojik boyutlarına temas etmektedir. Akabinde gülme konusunu inceleyen filozofların görüşlerine yer vererek gülmenin felsefi açılımlarını da sistematik bir biçimde incelemektedir. Bu konuda gülünç olanın tezatlar, beklenmedik ve sürpriz durumlarla ilişkilerini tartışmaktadır. Sonuç olarak Şekip Tunç a göre, Gülme meselesini aydınlatmak alanında Bergson un aldığı vaziyet, onun orijinal olan dünya görüşünden bir parça, bu görüşle hem âhenk olan bir nazariyedir. Dünyayı mütemadi bir yaratıcı tekâmül hâlinde gören, zekâyı maddeden, maddeyi de zekâdan çıkartan, cansızları canlıların bir artığı sayan Bergson, gülüncü ve gülünç şeylere gülmeyi de esasen insanda, insanın şekil, hareket, durum, vaziyet, söz, yazı ve çizgileriyle karakterinde, eşya, nebat ve hayvanlara verdiğimiz kalıp, kılık ve kıyafetlerde arar, ve bunların dışında hiçbir şeyin gülünç olmadığında, hiçbir şeye gülünmediğinde ısrar eder. Gülünç şeyin nasıl vücut bulduğunu yahut nasıl yapıldığını ararken de bu mekanizmanın en büyük kanununu canlının makineleşmesinde yahut kendimize sahip olmayı elden kaçırarak makineleştiğimiz, daha doğrusu bizi bir makine gibi hareket ettiren dalgınlıklarımızda, bir kelime ile canlıya kaplanmış gibi olan bütün makineleşme hâllerinde bulur (s. 65). Mehmet Emin Erişirgil, kitaba yazmış olduğu tanıtımda, Şekip Tunç un Bergson un Gülmek Nedir? Kime Gülüyoruz? adlı eserini hangi maksatla dilimize kazan-
600 Duygu DİNÇER dırdığını, bu emeğinin önemini, Bergson un eserini yazma amacını, gülme ve gülünç konusunda nelere temas ettiğini ve kitapla ilgili değerlendirme yazısı yazan yazarlardan bazılarının eserin hangi noktalarını tam olarak kavrayamadıklarını kaleme almıştır. Ayrıca Şekip Tunç un Mukaddime kısmında belirsiz bıraktığı ve temas etmesinin eserin anlaşılırlığını arttıracağını düşündüğü noktalardan söz etmiştir. Abdülhak Şinasi Hisar ise yazmış olduğu tanıtım metninde, öncelikle Bergson un bir filozof olarak düşünce dünyasındaki yerine, önemine ve Şekip Tunç ile Dergâh dergisi muhitinin Bergsoncu düşüncenin yaygınlaşmasında oynadığı role temas etmiştir. Eserin Türkçeye kazandırılmış bu hâlinin Bergson ve Şekip Tunç un ortak ürünü (bir adaptasyon çalışması) olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiş, bu görüşünün nedenlerini izah etmiştir. Bergson un gülme konusunda hangi tespitlerde bulunduğunu, neleri eksik bırakmış olabileceğini tartışmıştır. İkinci Bölüm: Gülmek Nedir? Kime Gülüyoruz? Metin, Bergson un Le rire adlı eserinin Şekip Tunç adaptasyonuna ayrılmıştır. Eser Mukaddime, (1) Gülmek Nedir ve Gülünç Olan Kimdir?, (2) Ne Şartlarla Gülebiliyoruz?, (3) Harekat Komikliği ile Seciye Komikliği Arasında, (4) Surat Komikliği, Karikatürün Esrarı ve Eda Komikliği, (5) Komikliğin Kuvve-i İttisaiyesi, (6) Oyuncaklar ve Komedi, (7) Zarafet, İstihza, Mizaç, (8) Seciyenin Gülünçlüğü (Komedi ve Dram) ve (9) Sanat alt başlıklarından oluşmaktadır. Mukaddime kısmında Şekip Tunç, eserin amacını, güçlü ve zayıf yönlerini, önemini, Bergson un gülmeyi hangi bağlamda ele aldığını ve tercüme çalışmasını yürütürken nelere dikkat ettiğini kısaca özetlemiş, bunu Bergson dan yaptığı adaptasyon takip etmiştir. İlk başlık altında uzuv ve gülme ilişkisi bağlamında öncelikle Darwinci görüşlerin düştüğü yanılgılara temas edilmiş, ardından zamanının önemli felsefecilerinden bazılarının Bergson dan önce gülme üstüne yapmış oldukları tespitlerin zayıf yanları üzerinde durulmuştur. Gülmenin çok sebepli tabiatına işaret edilerek tüm gülmelerin tek bir başlık altında toplanamayacağı belirtilmiştir. İkinci başlık altında gülmenin kaynakları, ne tür şartlarda ortaya çıktığı ve hangi amaçlara hizmet ettiği incelenmiştir. Üçüncü başlık altında hangi tiplerin komedi malzemesi olduğu, komiğin kaideleri, insandaki zekâ, seciye ve harekete bağlı hâllerden hangilerinin gülünç olduğu, komedi sanatının bu hâllerin hangilerinden beslendiği ve komiğin gülünç olması için hangi özellikleri taşıması gerektiği örneklerle tartışılmıştır. Dördüncü başlık altında çirkinlik, biçimsizlik, zarafet, taklit ve komiklik arasındaki ilişkiler, ne tür suratların, jest ve mimiklerin komik olduğu, karikatürcünün ortaya çıkardığı komikliğin sırları işlenmiştir. Beşinci başlık altında komik hadiselerin bir ağaç gibi cemiyetin sinesinden çıkarak nasıl gittikçe büyüdüğü ve her tarafa dal budak sardığı (s. 121) anlatılmıştır. Altıncı başlık altında çocuklukta bize gülünç gelen oyun ve oyuncakların bugünkü gülmelerimize nasıl temel oluşturduğu; komedilerin çocukluktaki oyun ve oyuncakları hatırlatan yönleri, komeditekerrür ve komedi-hayatı taklit ilişkileri incelenmiştir. Yedinci başlık altında lisan, zarafet, istihza ve mizahın gülünçlüklerle bağlantıları ele alınmıştır. Sekizinci başlık altında seciyenin hangi durumlarda gülünçlük alanına girdiği, kusur ve faziletlerin nasıl gülünçlük malzemesi olabileceği, komedi ve dram arasındaki farklılıklar, umumi tiplerin komediye yansımaları üzerinde durulmuştur. Dokuzuncu ve son başlık altında ise; sanatın anlamı, sanatkârların sanatları aracılığıyla insana kattıkları, idealizm ve
Bayraktar, L. ve Tek, Z. (2015). Bergson dan Mustafa Şekip e Gülme. Ankara: Aktif Düşünce Yayınları, 206 s. 601 realizm üzerinden ruh ve sanat tartışmaları, komedi ve dram sanatının gayeleri ile umumi ve ferdi özellikleri, komedi yazarlarının eserlerini kaleme alırken odaklandıkları hususların değerlendirmesi, komedinin sanatla hayat arasındaki aracı rolü, gurur, tevazu kaygısı ve gülünç olma korkusunun hangi noktalarda birbirlerinden ayrıldıkları, çeşitli mesleklerin gülüncün kaynağı olan vasıfları, abes ve gülünç arasındaki sebepsonuç ilişkisinin mahiyeti, komedi ve rüyanın birbiriyle benzeşen yönleri ve gülüncün ortaya çıkışında makineleşmiş hâllerin etkisi detaylı bir şekilde tartışılmıştır. Sonuç olarak; Bergson dan Mustafa Şekip e Gülme adlı bu kitap, millî ve asrî bir hafıza ile Henri Bergson ve Mustafa Şekip Tunç un tanıklık ettiği bir dönemi Gülme adlı eser üzerinden okumaktadır. Şekip Tunç un sahip olduğu geniş kapsamlı psikoloji, sosyoloji ve felsefe birikimi, gülme konusunun hem kendi makalelerinde derinlikli bir şekilde işlenmesine hem de Bergson un eserinin kültürümüze adaptasyonuna olanak vermiştir. Doç. Dr. Levent Bayraktar ve Arş. Gör. Zeynep Tek eserlerin orijinal hâllerini korumak için sadeleştirmeye gitmeyi tercih etmemiş, bunun yerine en sonda genel okuyucu kitlesine hitap edecek kapsamlı bir sözlüğe yer vermişlerdir. Yapmış oldukları bu seçim okurların, eseri pratik bir şekilde okumasını mümkün kılmıştır. Yazarlar gerek yazmış oldukları derinlikli giriş bölümü, gerek sözlük çalışmaları, gerekse orijinal metinlerdeki imla ve yazım düzenlemeleri ile titiz bir çalışma ortaya koymuşlardır. Son söz olarak, eserin Batı dan Doğu ya, geçmişten bugüne uzanan bir tarihsellik içinde gülme konusunda özellikle felsefe, psikoloji, sosyoloji, eğitim ve tiyatro alanlarındaki literatür açısından önemli bir kazanım olduğu düşünülmektedir.