öncesinde, piyasaları gerdi; dolar-tl kuru 16 Aralık Cuma günü 2,33 TL'nin üstünü gördü.



Benzer belgeler
Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

FOREKS GÜNLÜK BÜLTEN İÇİNDEKİLER

SABAH BÜLTENİ. Destek FX Piyasa Gözlemi. 4 Eylül :00 GENEL GÜN ÖZETİ. AMB politika faizini açıkladı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Sabah RAPORU

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? EURUSD USDTRY BRENT PETROL ALTIN GBPUSD

GÜNLÜK BÜLTEN 20 Haziran 2014

Ekonomi Bülteni. 28 Aralık 2015, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Teknik Bülten. 29 Şubat 2016 Pazartesi

GÜNLÜK BÜLTEN 04 Nisan 2014

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Haftalık Ekonomi ve Dış Ticaret Görünümü

Gündem Türkiye 7,50% İngiltere 0,50% Amerika 0,25% İsviçre -0,75% Euro Bölgesi 0,05% Japonya < 0.10%

Kasım. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 8 Mayıs 2017, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? USDTRY GBPUSD EURUSD BRENT PETROL ALTIN

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Büyüme Değerlendirmesi : Çeyrek

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:5

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

01 Haziran - 05 Haziran 2015

KÜRESEL EKONOMİ VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDE BEKLENTİLER

24-28 Mart2014 PİYASALARDA HAFTANIN ÖZETİ VE GELECEK HAFTA

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Sabah RAPORU

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 08 Haziran 2015, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

DÜNYA EKONOMİSİ. FED in faiz artırımı sürecine yönelik zamanlamayı fiyatlandırmakla güçlük çeken küresel piyasalar,

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ocak 2014

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Temmuz 2014

Aralık. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

Haftanın Değerlendirmesi

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 6 Şubat 2017, Sayı: 6. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Turkey Data Monitor Ekonomi Bülteni. 07 Mart 2016 I. KÜRESEL GELİŞMELER

Günlük Bülten 10 Nisan 2012

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Günlük Yorum. IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı. Piyasalarda Bugün Ne Oldu? GBPUSD EURUSD ALTIN BRENT PETROL USDTRY

Ekonomik Takvim

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

Ekonomi Bülteni. 10 Ekim 2016, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

GÜNE BAŞLARKEN 6 Nisan 2009

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

Esentepe Mah. Ali Kaya Sok. Polat Plaza A Blok No: 1A/52 Kat 4 Şişli / İstanbul Tel: (0212)

Ekonomi Bülteni. 19 Aralık 2016, Sayı: 49. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

Ekonomi Bülteni. 13 Nisan 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

GÜNLÜK BÜLTEN 24 Haziran 2014

Ekonomi Bülteni. 3 Temmuz 2017, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 7 Ağustos 2017, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Günlük Bülten 25 Temmuz 2013

Teknik Bülten. 20 Haziran 2016 Pazartesi

Ekonomi Bülteni. 31 Ekim 2016, Sayı: 42. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mart Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

İTKİB Tekstil, Deri ve Halı Şubesi

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

11 Mayıs- 15 Mayıs 2015

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Günlük Bülten 13 Haziran 2013

CARİ İŞLEMLER DENGESİ

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

DAX Haftalık Temel/Teknik Görünüm

8. Finansal Piyasalar. 8.1 Finansal Koşullar ve Para Politikası

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Günlük Bülten 29 Nisan 2013

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

HAFTALIK EKONOMİ RAPORU

Teknik Bülten. 31 Ağustos 2016 Çarşamba

GÜNE BAŞLARKEN 18 Mart 2009

Ekonomi Bülteni. 25 Nisan 2016, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 7 Kasım 2016, Sayı: 43. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 12 Ocak 2015, Sayı: 02. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

FOREKS GÜNLÜK BÜLTEN İÇİNDEKİLER

Teknik Bülten. 24 Ağustos 2016 Çarşamba

HAFTALIK BÜLTEN İnfo Yatırım A.Ş. Adres: Büyükdere Cad. No:156 Levent/İstanbul Tel: Faks: Web:

ULUSLAR ARASI GELİŞMELER

Transkript:

Erdoğan, bu defa Cumhurbaşkanı olarak merkez bankası politikalarını eleştirdi ve yine bu defa, Babacan daha net tavır koydu. Genel seçimlerden çıkacak sonuca bağlı olarak, kendimizi yeni bir Ekonomi Yönetimi'ne hazırlayalım. İsviçre Merkez Bankası'nın 'ters köşe'ye yatıran adımı, parite ve altın ile ilgili tüm beklentileri yeniden pozisyonlattırdı. Türkiye'yi konuşmazdan önce, beklenenden sert geçen 12 Ağustos haftasını ve 19 Ağustos haftasını değerlendirelim. Geride bıraktığımız haftanın iki ters köşeye yatıran gelişmesi, Hindistan Merkez Bankası'nın beklenmeyen faiz indirimi ve İsviçre Merkez Bankası'nın 'sarsıcı' adımlarıydı. Hindistan Merkez Bankası Güvernörü Rajan'ın Uluslararası Para Fonu (IMF) tecrübesi ve sertliği dikkate alındığında ve enflasyonu kabul edilebilir seviyelere indirmeden, büyümeyi destekleyecek, daha makul bir para politikası konusunda kendisinden kimsenin bir beklentisi olmaması gerektiği yönündeki mesajlarını dikkate alırsak; aynı Rajan'ın bu defa 'küresel deflasyon' riskine bağlı olarak, faiz indirme kararı alması, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından da dikkate alınması gereken bir gelişmedir. Deflasyon, yani sıfır enflasyon veya negatif enflasyon anlamına gelen süreç, 'küresel vasat büyüme' endişeleri ile birlikte, ülke ekonomilerinin ciddi büyüme sorunu riskiyle karşı karşıya kalmaları anlamına geliyor. Eğer, ülke ekonomisinin çarklarını daha hızlı döndürmek adına, ekonomi politikalarında değişiklik yapılacak ise, bu süreç merkez bankalarının para politikasını gevşetmesinden ve/veya maliye politikasını da kamu harcamalarını kısmen artıracak tedbirlerden geçiyor. Nitekim, Hindistan Merkez Bankası Başkanı Raghuram Rajan, 15 Ocak perşembe günü, enflasyonun yavaşlamasını, deflasyon ve küresel vasat büyüme risklerini dikkate alarak, Hindistan ekonomisinin büyümesini desteklemek adına, beklenmedik şekilde faiz oranlarında indirime gitme kararı aldı. Rajan yaptığı açıklamada, para politikasında genişlemeye gidilmesinin ana nedeninin deflasyon baskılarının sürdüğünü gösteren veriler olduğunu hatırlattı. Bu durumda, aralık ayında yıllık enflasyonun beklenmedik ölçüde, bir puan gerilemesi ve bir çok dünya merkez bankasının ya faiz hadlerini değiştirmediği, ya da indirime başladığı bir konjonktürde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın 20 Ocak Salı günkü toplantısında 0,25, hatta 0,50 puan faiz indirimi ile 2015 yılına başlayabileceği ihtimalini güçlendiriyor. Ben ise, 17 Mart'taki toplantı en geç olmak üzere, faiz indiriminin 1 puana ulaşacağını öngörüyorum. Bu noktada, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) yönetimine ciddi eleştirileri, 20 Ocak'taki, 2015 yılının ilk Para Politikası Kurulu toplantısı

öncesinde, piyasaları gerdi; dolar-tl kuru 16 Aralık Cuma günü 2,33 TL'nin üstünü gördü. 12 Ocak haftası yayınlanan Dünya Bankası Küresel Ekonomik Görünüm Raporu'nda da, dünya ekonomisinin 2015 yılı büyüme beklentileri aşağı doğru revize edilmişken ve petrol fiyatlarında aşağı yönde baskı sürerken, TCMB'nin toplantısı öncesi, Cumhurbaşkanlığı makamının çıkışı, yurt içi piyasalar ve uluslararası finans çevreleri daha öncede bu tür çıkışlara alışık olmasına rağmen, 'nedense' yine 'siyasi baskı' şeklinde algılandı. Oysa, piyasaların 'siyasi baskı' tartışmasına değil, TCMB PPK'dan çıkacak olası faiz indiriminin oranına esas odaklanmaları gerekiyor. Türkiye'nin de içinde yer aldığı önde gelen gelişmekte olan ekonomilerin ihracat hacimlerini artırma ve korumada zorlandıkları bir konjonktürde, Türkiye'nin faiz oranlarını makul bir tempo ile aşağı çekmemesi, uluslararası sermaye akımlarının yoğunlaşması ile TL'nin ciddi ölçüde değerlenmesine yol açabilir. Bu nedenle, hayli proaktif bir para politikası sürecinin yönetilmesi gerekiyor. Gelelim, İsviçre Merkez Bankası'nın (SNB) tüm küresel piyasaları 'ters köşeye' yatıran kararına. İsviçre Merkez Bankası (SNB) 15 Ocak Perşembe günü, 3 yıldır uyguladığı İsviçre Frangı'nın Euro karşısında değerlenmesini engelleyen '1,20 euro düzeyindeki müdahale kuru' uygulamasını kaldırdı. Üstelik, bu beklenmedik 'şok' kararı, SNB Başkan Yardımcısı Jean-Pierre Danthine'in, kur tavanının para politikasının odak noktası olması gerektiğini karardan üç gün önce söylemesinin ardından aldı ve bu karar, İsviçre Frangı'nın Euro karşısında yüzde 41 yukarı taşıdı. Yeni Zelanda'daki Global Brokers gibi birçok şirket piyasanın dışında kalırken, birçok farklı kurum da milyonlarda dolar kayıp yaşadı. İsviçre Merkez Bankası'nın kararı, bu hafta, 22 Ocak Perşembe günü faiz toplantısı yapacak olan Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB), tahvil alım programı açıklayarak, parasal genişleme yapabileceği ihtimalini de neredeyse kesinleştirdi. SNB'nin şok kararı öncesi, ECB'nin, 22 Ocak günü 500 milyar euroluk bir tahvil alım programı açıklayacağı konuşuluyordu; şimdi, 1 trilyon euro olabileceği konuşuluyor. İsviçre Merkez Bankası'nın 'ters köşeye yatıran' kararı, dünyanın önde gelen paraları karşısında ABD Doları'nın pozisyonunu gösteren Dolar Endeksi'ni de 93,26 puan gibi ciddi bir seviyeye taşıdı. Endeks 16 Ocak gününü 92,52 puandan kapattı ve 19 Ocak haftasına hangi seviyeden başlayacağı önemli olacak. Dolar Endeksi'ndeki bu gelişmelerin doğal sonucu olarak, euro-dolar paritesi, sabah 1,18 doların hemen altından işlem görürken, SNB kararından sonra 1,1568 dolara kadar çöktü ve 1,16 doların ancak bir miktar üzerine toparlanabildi. Ertesi gün, yani 16 Ocak günü parite 1,1649 doları en yüksek değer olarak görmüş olsa da, 1,1460 doları da gün içinde test etti ve geçtiğimiz haftayı 1,1567 dolardan

kapattı. Euro-Dolar paritesi 19 Ocak haftasına 1,1550 doları kırabilme ihtimali ile başlıyor. Eğer, paritede 1,1640 dolar çıtası kırıldıysa, Türk ihracatçısı ve turizmcisi için bu iyi bir sinyal değil. Bu arada, SNB'nin bu akılları karıştıran adımı arkasında Almanya'nın da olabileceği teorileri var. İsviçre Merkez Bankası'nın, bu yolla Avrupa Merkez Bankası otoritelerine, 22 Ocak'taki toplantıdan hayli bir tahvil alım paketi kararı ile çıkmamaları hususunda bir mesaj verdiği de belirtiliyor. Küresel piyasalar, SNB'nin kararı sonrası ciddi şok yaşarken, Euro İsviçre Frangı karşısında, sabah 1,2011 Frank düzeyindeyken, Euro-İsviçre Frangı paritesi, yüzde 41'lik sıçrama il,e 85.17 sente ulaşarak, Euro'nun tedavüle girdiği 1999'dan bu yana en yüksek seviyeyi gördü ve ardından akşam saatlerinde İsviçre Frangı Euro karşısında 1,0108 düzeyinde tutunmaya çalışıyordu. Euro-Frank Paritesi 16 Ocak Cuma gününü 0,9941 Frank'tan kapatıp, yeni haftaya 1 Frank (0,9955) düzeyini yakalayarak başlamaya çalışıyor. Dünyaca meşhur İsviçre saat markası Swatch Group CEO'su Nick Hayek "bu ihracat, turizm ve tüm ülke için tam anlamıyla bir tsunami" tepkisini dile getirdi. SNB'nin Frank değerlenmesin diye yürüttüğü 'müdahale kuru' yöntemini niçin kaldırdığı meçhul. Ancak, Macarlara 2008 küresel finans krizinden önce çoğunluğu İsviçre frangı olan döviz cinsinden mortgage kredisi olarak 14 milyar dolarlık kredi veren OTP Bank, Erste Group Bank ve Unicredit gibi bankalar, bu karar sonrası ciddi kayıplarla karşı karşıya. Çünkü, geçtiğimiz kasım ayında çıkan bir yasa ile, söz konusu bankaların bu kredileri Macar para birimi forinte çevirmeleri zorunlu tutulmuştu ve Macaristan Merkez Bankası, bu döviz kuru gereksinimlerini karşılamak için bir ayarlama yapmıştı. Yasaya göre, bankalar frank/forint kurunu 257'den hesaplayarak kredileri dönüştürmüşlerdi. SNB'nin şok kararı ile, Frank'ın değeri 310 Forint'e çıktı ve bankalar ciddi kayıplarla karşı karşıya. Bank of New York Mellon döviz stratejisti Simon Derrick ''Neden hafta sonu değil? Neden insanlara bu haberi sindirmeleri için zaman tanınmadı? Kurdaki hareket eninde sonunda yüzde 15-20'yi bulabilirdi. Ancak en azından insanların daha dikkatli düşünebilecekleri bir zamanda gerçekleşebilirdi'' dedi. Simon Derrick hasarın yalnızca finans sektörü ile sınırlı kalmayacağını söyleyerek, Swatch Group CEO'su Nick Hayek'in endişelerini teyit etti. Bloomberg View yazarı, dünyanın en büyük tahvil fonu PIMCO eski baş ekonomisti ve bugün Allianz'ın ekonomi danışmanı Muhammed El Erian da kararın zamanlamasını sorgulayanlar arasında. El Erian Twitter hesabından ''Foreks işlemlerinin tarihini göz önünde bulundurduğumuzda, SNB'nin neden hafta sonunu bekleyerek daha iyi iletişim kurmadığını anlamak güç'' görüşünü paylaştı.

İsviçre Merkez Bankası'nın beklenmedik kararı ve Hindistan Merkez Bankası'nın faiz indirim kararının piyasalardaki yankıları sürerken, bu hafta, yani 19-24 Ocak haftasında da ekonomi ve piyasa gündemi yoğun olacak. Türkiye'de TCMB'nin 20 Ocak'taki PPK toplantısı öncesinde, Türk Demokrasi Tarihi açısından önemli bir ilk yaşanacak ve Seçilmiş Cumhurbaşkanı Erdoğan 19 Ocak Pazartesi günü Bakanlar Kurulu'na başkanlık edecek. Bu toplantı, TCMB'nin faiz kararını açıklayacağı toplantı öncesinde gerçekleşiyor ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 16 Ocak'taki TCMB'ye yönelik çağrısına, Başbakan Yardımcısı Babacan'ın Anadolu Ajansı'ndaki röportajla bir nevi cevap vermesinin üzerine gerçekleşiyor. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Anadolu Ajansı'nda, bir grup gazeteci ile yaptığı sohbet röportajda, Merkez Bankası nın faiz politikalarıyla ilgili olarak kurumun piyasa gelişmelerini çok yakından izlediğini ve bütün görüşleri de dinleyerek dikkate aldığını belirtti. Merkez Bankası nın ne yapması gerektiği konusunda herhangi bir şeyi prensip olarak söylemediklerinin altını çizen Babacan, Bu yeni de değil, benim 12 yıldır Merkez Bankası ile ilgili Şöyle yapsın, böyle yapsın gibi bir ifadem olmadı. Bunun mutlaka ruhuna da dikkat etmek lazım. Para Politikası Kurulumuz bütün bu gelişmeleri eminim ki dikkate alır, değerlendirmelerini yapar, karar günü geldiği zaman da kararını açıklar diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Babacan'ın açıklamalarının piyasaları ne ölçüde sakinleştireceği henüz netleşmiş değil. Hindistan Merkez Bankası'nın faiz indirim kararı sonrası, Türkiye ile piyasa boyutunda pozitif ayrışma algısının arttığı bir noktada, 14 Aralık Çarşamba günü Dolar-TL kuru 2,28 TL'nin de altını görmüştü. 15 Ocak Perşembe günü İsviçre Merkez Bankası'nın 'ters köşeye yatıran' kararı ile, ABD Doları değer kazanınca, Dolar-TL kuru 2,3123 TL'ye yükseldi ve üstüne, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın TCMB'nin faiz indirmek için daha ne beklediği eleştirileri de gelince, geçen haftayı kur 2,2329 TL'den kapattı. 18 Ocak Pazar günü verileri, Dolar-TL kurunun yeni haftaya yine 2,2329 TL düzeyine yakın bir yerden başlayacağına işaret ediyor. Küresel piyasalarda, 19 Ocak haftasının en önemli gündem maddesi ise, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) 22 Ocak Perşembe günü gerçekleştireceği toplantıda alacağı ve açıklayacağı tahvil alım programı kararı olacak. 19 Ocak haftası, 21 ile 24 Ocak arası, İsviçre'nin Davos kasabasının ev sahipliği yapacağı ve dünya liderlerinin ve iş dünyasının önde gelen isimlerinin buluşacağı Dünya Ekonomik Forumu da düzenlenecek ki, Başbakan Davutoğlu, 19 Ocak'taki tarihi Bakanlar Kurulu toplantısından hemen sonra, Ekonomi Yönetimi Ekibi ile birlikte, önce Londra'ya, ardından da Davos'a geçecek. Davutoğlu, 24 Ocak Cumartesi günü, G-20 Grubu'nun dönem başkanı olarak Dünya Ekonomik Forumu'nda da bir konuşma gerçekleştirecek.

Haftanın bir diğer önemli gündemi de, 12 Ocak haftası Dünya Bankası'nın açıkladığı rapordan sonra, Uluslararası Para Fonu'nun açıklayacağı Dünya Ekonomik Görünümü raporu olacak. Uluslararası Para Fonu, geçen ekimde, alışılmış takviminde açıkladığı raporun revize edilmiş halini ve dünya ekonomisiyle ilgili olarak, revize, büyüme, enflasyon ve benzeri veri tahminlerini paylaşacak. Bu hafta, ABD'de konut başlangıçları verisi de, ABD ekonomisinin canlılığının ölçülmesi açısından önemli. Çin'in ekonomik büyüme rakamlarının da yayımlanacağı haftada, Japonya, Kanada ve Brezilya da para politikası kararları da geliyor. Ülkelerin satın alma yöneticileri (PMI) verileri de yakından izlenecek. Biz, bu hafta IMF'in raporunu bekleye duralım, geçen hafta açıklanan Dünya Bankası Küresel Ekonomik Görünüm 2015 Raporu nun birinci ve ikinci bölümü, Dünya Bankası'nın petrol fiyatlarındaki gerilemeye rağmen, küresel ekonomik büyüme tahminlerini de düşürdüğüne işaret ediyor. Dünya Bankası, 2015 büyüme beklentisini yüzde 3,4'ten yüzde 3'e, 2016 beklentisini ise yüzde 3,5 ten yüzde 3,3'e indirmiş durumda. Banka, büyüme tahminlerini aşağı çekmesine gerekçe olarak, Avrupa, Japonya ve bazı gelişen ülkelerdeki ekonomik görünümün hayal kırıklığı yaratmasını gösteriyor. Dünya Bankası raporunda, Türkiye ekonomisinin 2015'te yüzde 3,5, 2016 yılında yüzde 3,7, 2017 yılında ise yüzde 3,9 oranında büyüme kaydedebileceği tahmini de paylaşılmakta. Raporda, "Türkiye'de 2015-2016 yıllarında güçlenen tüketim büyümesinin ve düşük petrol fiyatlarının cari açığı azaltmasının ardından ekonominin kademeli olarak hız kazanmasını bekliyoruz" ifadesinin yer aldığını görüyoruz. Dünya Bankası Raporu'nda, Türkiye'nin 2014'teki büyümesinin hızını azaltmış olmasına rağmen tahminlerin üzerinde bir performans sergilediği belirtilerek cari açığının, 2013 yılında gayrisafi yurtiçi hasılasına (GSYH) oranla yaklaşık yüzde 7,9 oranında olduğu hatırlatıldı. Raporda, "Güçlü kamu harcamaları ve ihracat büyümesi, yüksek enflasyonla ilişkili yatırım ve tüketim zayıflığını, yerel politika belirsizliklerini ve artan jeostratejik riskleri hafifletti. Altın ithalatındaki geçici düşüşün yanında güçlü ihracat ve yavaşlayan iç talep birleşimi cari açığın 2014 yılında GSYH'nin yüzde 5,6 oranına çekilmesine yardımcı oldu" değerlendirmesi yapıldı. Türkiye'ye sermaye akışlarına da değinilen Dünya Bankası raporunda, "Küresel yatırımcıların fonlarını Rusya'dan Türkiye'ye yönlendirmeleri sebebiyle sermaye akışları güçlü olmaya devam etti. Türkiye'de ekonomik büyümenin 2015-2017 yılları arasında tüketimin güçlenmesi ile kademeli olarak artmasını bekliyoruz" öngörüsü yer aldı. Raporda, Türkiye'nin gelecek yıllarda ekonomik büyümesini kademeli olarak artıracak olmasına rağmen yine de ekonomik büyümenin geçmiş yıllardaki tarihsel büyüme ortalamasının altında kalabileceği vurgulanarak, küresel emtia fiyatlarındaki düşüşün ve Euro Bölgesi'nde artan talebin, Türkiye'nin cari açık oranının düşürmesine katkıda

bulunabileceği bildirildi. Raporda ayrıca Kazakistan ve Türkiye gibi yüksek enflasyon ya da sermaye çıkışı riski ile karşı karşıya olan ekonomilerin, ilerleyen süreçte enflasyon hedeflerini tutturabilmek ya da sermaye akışlarını sürdürebilmek için mali sıkılaştırma yoluna gidebileceği kaydedildi. Dünya Bankası Küresel Ekonomik Görünüm Raporu'nda, 2014 yılının birçok ekonomi için "hayal kırıklığına" neden olduğu ifade edilerek, gelişmekte olan ekonomilerin 2015'te düşük petrol fiyatlarının desteklemesiyle ekonomik büyümelerini artırabilecekleri kaydedildi. Dünya Bankası raporuna göre gelişmekte olan ekonomilerin 2016'da yüzde 5,3, 2017 yılında ise yüzde 5,4 oranında büyüme kaydetmesi bekleniyor. Konuya ilişkin yazılı değerlendirmede bulunan Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim, şunları kaydetti: "Bu belirsiz ekonomik ortam içerisinde gelişmekte olan ekonomiler, akıllı bir şekilde toplumsal programları desteklemek için kaynaklarını harekete geçirmeli, hızla fakirlere odaklanarak, insanlara yatırım yapacak yapısal reformlara koyulmalı. Özel sektör yatırımları önündeki gereksiz engellerin kaldırılması da son derece önemli." Raporda Euro Bölgesi'nin bu yıl yüzde 1,1, 2016 yılında yüzde 1,6, 2017 yılında ise yüzde 1,6 oranında büyümesinin beklendiğine yer verilirken, ABD ekonomisinin bu yıl sonunda yüzde 3,2, 2016 yılında yüzde 3,0, 2017 yılında ise yüzde 2,4 oranında büyüyeceği tahminine yer verildi. Raporda İngiltere'nin de bu yıl sonunda yüzde 2,9, 2016'da yüzde 2,6 ve 2017'de yüzde 2,2 büyümesinin beklendiği kaydedildi. Rusya ekonomisinin bu yıl sonunda yüzde 2,9 oranında daralmasının beklendiği belirtilen Dünya Bankası raporunda, Rusya'nın 2016'da yüzde 0,1, 2017'de ise yüzde 1,1 oranında büyüyebileceği öngörüsünde bulundu. Raporda bu yıl Hindistan'ın yüzde 6,4, Çin'in yüzde 7,1 Brezilya'nın ise yüzde 1 oranında büyümesinin beklendiği belirtildi. Dünya Bankası Başekonomisti Franziska Ohnsorge, Türkiye'nin düşük petrol fiyatlarından yararlanarak büyümesini artıracağını belirterek, cari açık ve enflasyonun ise önümüzdeki dönemde azalacağı öngörüsünde bulundu. Ohnsorge, Dünya Bankası'nın Küresel Ekonomik Görünüm Raporu'na göre Türkiye ekonomisinin 2015 yılında yüzde 3,5, 2016 yılında yüzde 3,7, 2017 yılında ise yüzde 3,9 oranında büyüme kaydetmesinin beklendiğini belirtti. Ohnsorge, "Türkiye petrol fiyatlarındaki düşüşten faydalanmasını beklediğimiz ülkelerden biri. Petrol fiyatlarına ilişkin büyüme tahminimizi yaklaşık yüzde 30 oranında aşağı yönlü olarak revize ettik. Türkiye net enerji ithalatçısı ülkeler arasında ve cari açığın iyileşmesini bekliyoruz. Aynı zamanda enflasyonun da düşmesini bekliyoruz" dedi. Türkiye'nin düşük petrol fiyatlarının oluşturduğu küresel ekonomik ortamdan olumlu bir şekilde etkileneceğinin altını çizen Franziska Ohnsorge, bu durumun otoritelerin ve Merkez Bankası'nın enflasyonu azaltmasına, parasal politikalarını uygulamalarına yardımcı olacağını kaydetti.

Ekonomik büyüme açısından ise, Türkiye'nin ekonomik büyümesinin bu yıl sonunda yüzde 3,5, gelecek yıl ise yüzde 3,7 oranında gerçekleşmesini beklediklerini yineleyen Ohnsorge, bu büyümenin büyük kısmının güvende artıştan kaynaklandığını belirterek, "Güvenin artmasını, tüketim büyümesinin ise dirençli olmasını bekliyoruz" dedi. Dünya Bankası'nın geçen yıl Türkiye'nin büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize ettiğini anımsatan Ohnsorge, "Türkiye arada bir büyüme konusunda yukarı yönlü sürprizler yapabilen ülkelerden biri. Türkiye için 2014 yılında yüzde 3,1 ile oldukça güçlü bir büyüme beklemiştik. Şimdi bu büyümenin yüzde 3,5 ile devam etmesini bekliyoruz" diye konuştu. ABD Merkez Bankası FED'in olası faiz artışı kararının gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri üzerindeki muhtemel etkilerini değerlendiren Dünya Bankası Başekonomisti Ohnsorge, FED'in faiz oranlarını 2015'in ortalarında artırmasını beklediklerini kaydetti. "Fakat bu artış son derece kademeli olacaktır ve finansman koşulları kolay olmaya devam edecektir" diyen Ohnsorge, bu durumun Türkiye gibi geniş çaplı kısa vadeli finansman ihtiyacı olan ülkelere yardımcı olacağını ifade etti. Türkiye'ye yönelik sermaye akışlarını da değerlendiren Franziska Ohnsorge, şunları kaydetti: "Genel olarak 2015 yılında sermaye akışlarının ılımlı olmasını bekliyoruz. Yatırımcıların ülke bazlı yapısal özelliklere, yerel politikalara ve yerel risklere biraz daha odaklanmasını bekliyoruz. Türkiye açısından bizim tahminlerimize göre bu destekleyici bir unsur. Biz sermaye akışının dirençli olmasını bekliyoruz. Türkiye düşük petrol fiyatlarından faydalanacak ve cari açığını sonuç olarak azaltacak sağlam mali pozisyonu olan ülkelerden biri. Dünya Bankası'nın en son yayınlanan verilerine göre bu yılın petrol fiyatlarına ilişkin tahminlerimiz varil başına 46-65 dolar arasında. Bu yılın sonuna doğru fiyatlarda çok hafif bir artışın beklenmesine karşın genel olarak fiyatların düşük seyretmesini öngörüyoruz. Diğer emtia fiyatları da düşmeye devam edecek. Rusya'ya uygulanan yaptırımlar devam edecek fakat jeopolitik risklerde geçen seneye oranla küresel bazda kayda değer bir artış ana senaryolarımıza göre beklenmiyor."