GELENEKSEL TÜRK SÜSLEME SANATLARI AÇISINDAN BEDRİ NOYAN DEDE BABA. Lâlifer Balibeyoğlu. Bilim Tarihçisi

Benzer belgeler
EBRU YAPIMINDA KULLANILAN MALZEMELER VE EBRU TEKNİKLERİ Asiye Yaman

MÜREKKEP İs Mürekkebi

NWSA-Fine Arts Received: January 2013 NWSA ID: D0140 Accepted: October 2013 E-Journal of New World Sciences Academy

GÖRSEL SANATLAR. Mehmet KURTBOĞAN

Hüsn-i Hat yazı çeşitleri - İlyas Uçar - Ebû Rudeyha - Evvâh - Kişisel Bilgi Sitesi



T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ


T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

Osmanlı dan Günümüze Kur an Ve Hüsn-İ Hat Sempozyumu Kasım 2013, Amasya

Ahlat Arkeoloji Kazı. Çini Örnekleri ve EL SANATLARI KATALOĞU

Vakıflar Genel Müdürlüğüne Ait Camilerden Türk Vakfı Hat Sanatları Müzesine Gelen Hat Eserleri

EL SANATLARI TEKNOLOJİSİ

Yıl: 2, Sayı: 5, Aralık 2015, s

OSMANLI TÜRKÇESİ. Hafta 1. Yrd. Doç. Dr. Mehmet MEMİŞ SAKARYA ÜNİVERSİTESİ

T.C. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI İnsan Kaynakları ve Eğitim Daire Başkanlığı Eğitim Müdürlüğü

Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı. Yayın Kataloğu

Kurşun Kalemlerin Teknik ve Mesleki Resimde Kullanıldığı Yerler

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI

EBRU SANATININ ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ ROLÜ VE DÜZCE İSTİKLAL ANAOKUL ÖRNEĞİ 1 Sedat KAYA*

CAM SÜSLEME DERSİ. Soğuk cam boyama tekniği uygulamak Kompresörle boya uygulamaları yapmak. Soğuk Cam Boyama. Kompresörle Boyama

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

T.C GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI ANA BİLİM DALI GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI

Fırça Ucu Şekilleri. KEDİ DİLİ Yuvarlak fırça ucu yapraklar ve çiçekler gibi yuvarlak hatlı çizimlerde kullanılır.

EBRU SANATÇILARINDAN HĠKMET BARUTÇUGĠL ĠN EBRU SANATINA VE SANAT EĞĠTĠMĠNE KATKISI

Kağıdın geri dönüşümü sayesinde ağaç kesimi azalacak ve ormanların yok olması engellenmiş olacaktır. Bunun sonucunda doğal kaynaklarımız korunmuş

Geometrik Örüntüler. Geometride Temel Kavramlar Uzamsal İlişkiler

İLLÜSTRASYON KİTAP KAPAĞI RESİMLEME. Orta düzey

GELENEKSEL TÜRK EBRU SANATINDA KRONOLOJİK GELİŞİM SÜRECİ İLE İLGİLİ BİR DEĞERLENDİRME

SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL SSSjournal (ISSN: )

SANATSAL DÜZENLEME ÖĞE VE İLKELERİ

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

Fırça Ucu Şekilleri. KEDİ DİLİ Yuvarlak fırça ucu yapraklar ve çiçekler gibi yuvarlak hatlı çizimlerde kullanılır.

Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıf Medeniyeti 2011 Takvimi

HAT SANATINDAN ENSTANTANELER İSMEK HÜSN-İ HAT HOCALARI KARMA SERGİSİ

TEMEL GRAFİK TASARIM AÇIK-KOYU, IŞIK-GÖLGE

Estetik kurallara bağlı kalınarak ölçülü ve güzel yazı

BİN YILLAR BOYU AZİZ İSTANBUL

Tatilde Sanatla Uğraşalım

TÜRK VAKIF HAT SANATLARI MÜZESİ KOLEKSİYONUNDA BULUNAN İPEK ÜZERİNE İŞLEME HAT LEVHALARI 1

Yağlı Boya Yardımcı Malzemeleri

ÇİÇEKLER. Düzen Laboratuvarlar Grubu Uluslararası Kalite Güvencesi. ALİ ÜSKÜDÂRÎ Tezhip ve Ruganî Üstâdı, Çiçek Ressamı

CUMHURİYET ORTAOKULU 7. SINIF GÖRSEL SANATLAR GÜNLÜK DERS PLANI

Resim 114- Hattat Hâmid Aytaç hattýyla sülüs nesih bir kýt a. (Tezhib: Fatma Özçay) 108

ÖNSÖZ... İÇİNDEKİLER... RESİMLER LİSTESİ... ÇİZİMLER HİSTESİ... Birinci Bölüm TANIMLAR VE TÜRK ÇİNİ SANATININ TARİHİ GELİŞİMİ

Çin'den Osmanlıya Kaat'ı Sanatı...

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ KLASİK TÜRK BEZEME SANATLARI ATÖLYESİ

RENKLİ KAĞIDA SARILI SÜMBÜLLER

İÇİNDEKİLER 1.BÖLÜM: TASARIM ELEMANLARI

-- \ SEMPOZYUMU BiLDİRİLERi ULUSLARARASI AHMET YESEVİ'DEN GÜNÜMÜZE İNSANLIGA YÖN VEREN TÜRK BÜYÜKLEIÜ ROMANYA-KÖSTENCE EYLÜL 2008.

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

Hazırlayan: Ramazan YILDIRIM

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ) MATBAA EBRU

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

YUNUS GRUBU MART AYI BÜLTENİ

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Yerfıstığında Gübreleme

SULUBOYA RESİM TEKNİKLERİ

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ EL SANATLARI EĞİTİMİ BÖLÜMÜ GELENEKSEL TÜRK EL SANATLARI EĞİTİMİ BİLİM DALI

ÇİZİM TEKNİĞİ DERSİ. Çizim Malzeme ve Aletleri. Öğr.Gör.Hande ASLAN

EL SANATLARI TEKNOLOJĠSĠ

KONYA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ II. ULUSLARARASI İSLÂM SANATLARI YARIŞMASI

5 YAŞ AYLIK BÜLTEN KASIM 2018

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

Canlı ve cansız varlıklara, çeşitli somut ve soyut kavramlara ad olan sözcük türüdür.

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

Porsuk. Şube : Gymospermae Sınıf : Coniferae Takım : Taxoideae Familya : Taxaceae Cins : Taxus L. Tür : Taxus baccata L.

TEST. Düzgün Çokgenler. 4. Bir iç açısı 140 olan düzgün çokgenin iç açılar 5. A B. 2. Bir dış açısı Çevresi. toplamı kaç derecedir?

EL YAZMASI ESER CİLTLERİNDE BULUNAN EBRU ÖRNEKLERİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA (KÜTAHYA-TAVŞANLI ZEYTİNOĞLU İLÇE HALK KÜTÜPHANESİ ÖRNEĞİ)

ALİ ÜSKÜDÂRÎ Uluslararası Kalite Güvencesi ÇİÇ E KLE R

MESLEKLER 2017 HAZİRAN / 1. HAFTA CUMA KONU PERŞEMBE

NO ADI SOYADI AİDATLAR GÖZGÖZ SEFER GÖZGÖZ 60,00 60,00 60,00 60,00 2 ERCAN GÖZGÖZ 60,00 60,00 60,00 60,00

OKULDA KİMYA KAĞIT. Kağıdın ana maddesi doğal bir polimer olan selülozdur.

SANAT VE TASARIM HÜSN-İ HAT MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

TEKNİK RESİM. Ders Notları: Mehmet Çevik Dokuz Eylül Üniversitesi. Çizgiler Yazılar Ölçek

Cumhuriyet Dönemi nde ;

ve ANTETLER Çizim kağıdı Çizim kağıdı Çizim kağıdının hazırlanması Antet Standard A0 kesilmiş kağıt boyutu 1 m 2 x/y: e2

ÖZEL GÜRÇAĞ ANAOKULU 5 YAŞ KASIM 2017 AYLIK BÜLTEN

VAKT-İ BAHAR ŞEYDA ÖZDEM ve ÖĞRENCİLERİ EBRU SERGİSİ

CORYLACEAE 1C 1 E. Anemogam, kışın yaprağını döken odunsu bitkilerdir. Gövde kabukları çatlaksız ya da boyuna çatlaklıdır. Tomurcuklar sürgüne

Mustafa Düzgünman hocanın yetiştirdiği öğrencilerle günümüzde ebru tanınan ve sevilen bir sanat haline gelmiştir.

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI

ÖĞRENME ALANI : FİZİKSEL OLAYLAR ÜNİTE 5 : IŞIK

Svl.Me.Alev KESKİN-Svl.Me.Betül SAYIN*

IX. ULUSLARARASI TÜRK SANATI, TARİHİ ve FOLKLORU KONGRESİ/SANAT ETKİNLİKLERİ EGE ÜNİVERSİTESİ İZMİR DEMOKRASİ ÜNİVERSİTESİ. Mimarlık Fakültesi

ADIM ADIM LEUCANTHEMUM GRAND(MARGARİT)YETİŞTİRİCİLİĞİ

Şeker Kamışı Sugarcane (Saccharum officinarum L.)

40. HOCA A Lİ RIZA İmzalı, karakalem kayalar, ağaç, deniz ve yelkenli konulu peyzaj x 9 cm.

4.SINIF TÜRKÇE 15. HAFTA SONU ÖDEVİ

Prof. Dr. FARUK TAŞKALE

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

SOCIAL SCIENCES STUDIES JOURNAL SSSjournal (ISSN: )

Çelikle Çay Üretimi. Ayhan Haznedar -Ziraat Mühendisi

CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM

ODUN DIŞI ORMAN ÜRÜNLERİ BİTKİ TANIMI II

EFDAL ERENKÖY ANAOKULU PENGUENLER GRUBU KASIM AYI BÜLTENİ

Kullandığımız çim tohumu karışımlarında yer alan türler ve özellikleri:

Transkript:

GELENEKSEL TÜRK SÜSLEME SANATLARI AÇISINDAN BEDRİ NOYAN DEDE BABA Lâlifer Balibeyoğlu Bilim Tarihçisi Türk Sanat tarihinde süsleme sanatları arasında özel bir yere sahip bulunan ebru sanatı ve hat sanatı, Türk kültürünün güzellik ve estetik anlayışı ile gelişerek ölümsüzleşmiştir. Ebru tekne içinde oluşturulan muhteşem görüntülerin kağıda aktarılmasıyla sanki sihir gibi bir sanattır. Hat Sanatı ise yazıya gösterilen saygının bir göstergesi olarak gelişip, kamış kalem ve is mürekkebinin birarada kullanılmasıyla insan elinin ve aklının oluşturduğu muhteşem bir çizgi sanatıdır. Ebru ve hat sanatları birbirleriyle bağlantılı olup pek çok büyük hattatın yazdığı güzel hatların kenarlarını ebrular süslemektedir. Bulut gibi, mermer damarları gibi renkli, dalgalı ve hareli şekillerle kağıtlara yapılan süsleme sanatı şeklinde tanımlanan Ebru, bulut anlamına gelen Farsça Ebr sözünden gelmektedir. Kağıt süsleme sanatı ebruculuğun ne zaman başladığına ilişkin kesin bir belge yoktur. Eski kitapların ciltlerinde kapak ile kağıda bağlayan yan kağıdı olarak, murakka içindeki yazıların kenarlarında ve pervazlarında ebru kağıtlarına rastlanmaktadır. Bugün Topkapı Müzesinde bulunan 1539-40 tarihli Arifinin Gûy-ı Çevgan ve 1608 tarihli Tertib-i Risale-i Ebri adlı kitaplar Ebru Sanatının en eskileri olarak kabul edilir. Güy-ı Çevgan adlı eserin her sayfasının kenarları ebruludur. Tertib-i Risale-i Ebri ise ebru yapımında kullanılan malzemeleri, ebrunun yapımını, kağıt boyama ve cilalama yöntemlerini anlatır. Bu kitapların basılış tarihleri bilinse bile bu tarihler ebruların yapılış tarihi kabul edilemez. Hafif Ebru adı verilen ve üzerine yazı yazılabilmesi için soluk renkli yapılan ebru kağıtları tarih saptanması açısından önem taşımaktadır. En eski ebru kağıtlarının 15-16 yüzyıldan kaldıkları tahmin edilmektedir, Türkistan da doğan oradan İran ve Anadolu ya geçen bu sanatın en güzel örnekleri Türk sanatçıları tarafından verilmiştir. Hiçbir zaman birbirinin aynı yapılamayan, sihir gibi bir sanat olan ebru sanatının anlaşılabilmesi için ebru yapımında kullanılan malzemelerin tekne, fırça, kitre, öd ve boyaları iyi tanımak gerekmektedir. TEKNE: Eskiden budaksız çam ağacından yapılmış ve içi ziftle kaplanmış tekneler kullanılırken bugün alüminyum ya da galvanize çinko kaplar kullanılmaktadır. Dikdörtgen biçiminde ve yaklaşık 6 cm derinliğinde olan teknelerin boyutu yapılacak kağıda göre değişiklik göstermektedir. KİTRE: Üzerine boya serpilerek suyun yoğunluğunu arttırmak için kullanılan bir tür zamktır. Bu madde Anadolu da yetişen geven türü dikenli bitkilerin özsuyu ile gövdelerinden sızan ve hava ile temas ettiğinde katılaşan beyaz ya da krem rengi bir maddedir. Ebru yapımında eskiden kitre yerine salep, ayva çekirdeği, keten tohumu da kullanılırdı. Yaklaşık %1lik kitre hesabı ile (100 birim su - 1 birim, kitre) ebru yapılacak kitreli su hazırlanır. Suya atılan kitre eritilerek en az bir gece bekletilen bu karışım kalın bir bez torbadan süzülerek ebrunun yapılacağı tekneye dökülür. Eğer karışım koyu olmuşsa salep

kıvamına gelinceye kadar su ile inceltilir. Yapılacak ebrunun cinsine göre kitre miktarı değiştirilebilir. Koyu renkli ebru isteniyorsa kitre çok, açık renkli ebru isteniyorsa daha sulu kitre kullanılır. ÖD: Kitreli suyun üzerinde boyaların durabilmesi, dibe çökmesinin önlenmesi ve boyanın yayılabilmesi için yüzey gerilimini oluşturacak safra asitleri içeren öd kullanılır. Genellikle bu iş için sığır ödü kullanılmakla birlikte koyun ödü, tavuk ödü, kalkan balığı ödü, tütün yaprağı suyu ya da pikrik asit de kullanılabilir. Ödün bozulmaması için pastörize edilerek saklanması gerekmektedir. Bu iş içi eskiden kapalı kapta bulunan öd sıcak hayvan gübresine yatırılarak sağlanırdı. Öd boyanın su yüzeyinde yayılmasını sağladığı gibi boyaların birbirine karışmadan ayrı ayrı renklerini korumasını da sağlamaktadır. BOYA; Ebru sanatında kullanılan malzemeler içinde boyanın önemi büyüktür. Eskiden beri ebru yapımında doğal boyalar yani doğadaki renkli kayaç ve topraklar ile bitkilerden elde edilen boyalar kullanılmaktadır. Boyaların en önemli özelliği suda çözünmemeleri ve yağ içermemeleridir. Ebru sanatçıları genellikle doğal boyalar dışında boya kullanmazlar. Yağlı boya kullanılarak da ebru yapılmaya çalışılsa da bu gerçek ebru kabul edilmez. Ebru yapımında kullanılan boyaların iyi ezilmesi ve küçük zerreler haline getirilmiş olması gereklidir. Bu işlemde mermer üzerinde Desteseng adı verilen bir taş yardımıyla ezilerek yapılır. İyice ezilen ve su ile macun kıvamına getirilen boyanın içine öd katılarak kitreli suyun üzerinde istenilen açılma sağlanır. Macun kıvamına getirilmiş ve inceltilmiş boyalar ayrı ayrı kaplarda saklanır. Boya suda erimediği için zamanla dibe çöker ve kullanılacağı zaman sulandırılması gerekmektedir. Boyaların ham maddelerinin toprak ve bitki olduğunu bilmekteyiz. Bitkisel olanlar mavi tonlarını oluşturan çivit ile kırmızı tonlarını oluşturan löktür. Pakistan ın Lahor kentinden gelen Lahur çividi ile Hindistan daki bir bitkinin kurutulmasından elde edilen lök dışındaki toprak kökenli boyalar ise şöyle sıralanabilir: Zırnık adı verilen sarı elde etmek için kullanılan toprak (arsenik sülfür), gülbahar da denilen demir oksit içeren kırmızı toprak, is mürekkepçiliğinde kullanılan is (siyah oksit), tütün rengini vermekte kullanılan Çamlıca toprağı, beyaz için ise üstübeç. Ara renkleri elde etmek için ise bu boyalar belirli oranlarla birbirine karıştırılır. Örneğin yeşil elde etmek için çivit ile zırnık karıştırılır. Fazla miktarda zırnık konulduğunda fıstık yeşili, fazla miktarda çivit konulduğu zaman yaprak yeşili elde edilir. Ebru yapımında kullanılan fırçalar ise küflenmeye dayanıklı ve esnekliği nedeniyle gül dalına at kuyruğu kılları bağlanarak oluşturulur. Ayrıca uzun bir tahta üzerine çakılmış iğneler yardımıyla oluşturulmuş tarak ve bir tek at kuyruğu kılı ya da iğne de kullanılmaktadır. Tüm malzemeleri hazırlayan ebru sanatçısı ebru dökmek için hazırlanan kitreli su üzerine at kuyruğu kılından yapılmış fırça yardımı ile boya serper. Serpilen boya içindeki öd miktarına bağlı olarak yayılır. Teknede oluşan şekiller kitreli suyun özgül ağırlığı, kullanılma miktarı, boyaların öd derecesi, havanın sıcaklığı ve nemine bağlıdır. Hazırlık bitince ebrulanacak kağıt yavaş yavaş tekne içindeki kitreli su üzerine yatırılır. Bu şekilde 10-15 saniye beklenerek boyaların kağıda geçmesi sağlanır. Eğer kağıt ile kitreli su arasında hava kabarcığı kalırsa bu bölge boya alamayacağından boşluk oluşur. Bunu önlemek için hava kabarcığı görülen yer bir iğne ile delinerek hava boşaltılır. Tekneden kaldırılan kağıt gölgede

kurmaya bırakılır. Kuruyan ebrulu kağıt mühre adı verilen iki kollu el presi yardımıyla düzeltilip yüzeyi parlatılır. En eski tarz ebru battal ebru ya da tarz-ı kadim adı verilen çeşittir. Burada kitreli su üzerine at kuyruğu kılı fırça yardımıyla serpilen boya üzerinde bir müdahalede bulunulmaz. (Şekil 1). Battal ebru oluşturulduktan sonra bir iğne ya da eskiden kullanıldığı gibi bir tek at kuyruğu kılı yardımıyla sağa-sola, ileri, geri keskin hareketlerle çizgiler atılırsa tarama ebru ortaya çıkar. Bu keskin hareketler düzensiz ve dairemsi olursa şal ebru meydana gelir (Şekil 2) Boyalar kitreli su üzerine serpildikten sonra tarak biçiminde üzerinde sık iğneler bulunan bir tahta çubuk iğneleri kitreli suya batacak şekilde gezdirilirse taraklı ebru oluşur (Şekil 3). Oluşan şekiller mermer damarları gibi bir görüntü alırsa Somaki ebru ortaya çıkar (Şekil 4). Hatip ebrusu adı verilen ebru çeşidi Ayasofya Camii Hatihi Mehmet Efendi nin buluşu olduğundan bu isimle anılmaktadır. Açık tonlu zemin üzerine daha koyu renklerle birbirine yakın aralıklarla suyun üzerine birer damla bırakılır. Kalın bir iğne ile bırakılan bu damlanın içine 4-5 defa daha damlalar bırakılır. Daha sonra ince uçlu iğne ya da bir tek at kuyruğu kılı ile bu renkli dairelerin içinden sağa sola doğru hareket ettirilerek yürek, çark-ı felek ya da yıldız şekilleri oluşturulur. (Şekil 5) Hatip ebrusundan sonra özellikle 1918 de Necmeddin Okyay ile birlikte noktalar(daireler) çiçek motifine dönüşmüştür. Lale, karanfil, gelincik, kasımpatı, sümbül gibi çiçek ebruları gerçeğe çok yakın bir biçimde oluşturulmuştur. Bu tarz ebrular Necmeddin Ebrusu adı ile anılmaktadır. (Şekil 6). Necmeddin Okyayın öğrencisi olan Mustafa Düzgünman bu çiçeklerin arasına papatyayı da katarak papatyalı ebrular oluşturmuştur. (Şekil 7). Teknedeki kitreli su ebru yapıldıkça kirlenir ve öyle bir duruma gelir ki atılan boyalar kum gibi noktalanmaya başlar. Böylece Kumlu ebru ortaya çıkar. Bu tip ebru özellikle levhalarda bordür olarak kullanılmaktadır. (Şekil 8). Türk Ebru Sanatının önde gelenleri arasında Hatip Mehmet Efendi (öl1773), Şeyh Sadık Efendi (öl. 1846), Ethem Efendi (1829-19044) Sami Efendi (1838-1912), Aziz Efendi (1871-19344), Abdülkadir Efendi (1875-1942). Necmeddin Okyay (1885-1976) Mustafa Düzgünman, Niyazi Sayın ve Timuçin Tanarslan bulunmaktadır. İnsanların duygu ve düşüncelerini başkalarına aktarmak için herhangi bir madde üzerine çizmek, kazmak ya da yazmak suretiyle kullanılan işaret ve şekiller, Hat sanatında estetik bir güzellik ve inceliğe bürünmüştür. İslam yazısının bir sanat haline gelmesi ve onun büyüleyici bir estetiğe kavuşmasında Türk hat tatlarının önemi büyüktür. Müslüman milletler Kutsal kitapları olan Kuranı ve peygamberin sözleri olan hadisleri yazmak için yazıya ifade edeceği kutsal sözlere yakışır bir güzellik verme ihtiyacı duydular. Böylece yazıda eğri çizgilerin güzelliğini şekillerin ahengini aramak süsleme sanatları arasında önemli bir yer tutan Hat Sanatını doğurdu. Hat sanatı kamış kalem ve is mürekkebinin bir arada kullanılmasıyla insan elinin ve aklının oluşturduğu muhteşem bir çizgi sanatıdır. İslamiyet in ilk doğduğu sıralarda kullanılan Arap yazısı çok basit ve iptidai bir yazı olan Mâ kılîdir. Bütün harfleri düz ve köşeli olan bu yazının hemen hemen tüm harfleri dört hareketle oluşurdu. (Şekil 9) Mâ kılî yazı zamanla yerini daha muntazam ve köşeli harflerle

yazılan adını da bir zamanlar başkent olan Kufe şehrinden alan Kûfi yazı ortaya çıkmıştır. Yazma Kûfi ve Yapma Kûfi olarak ikiye ayrılan bu yazı çeşidi 10 yy da Ibn Mukle nin nesih ve sülüs yazıyı icat etmesine kadar fonksiyonel olarak kullanılmıştır. Yazının bir düşünce biçimi olmaktan çıkıp sanat haline gelmeye başlaması Abbasiler döneminde ilk zirvesine ulaşmıştır. Özellikle 10. yy da yaşayan Ibn Mukle ve 11. yy da yaşayan Ibn Bevvab ın elinde yazı ilmi sanatla birleşmiştir. Ibn Mukle (H.272-328) Ma kıki ve Kûfi yazılardan parçalar alarak Nesih ve Sülüs yazılarını icat etti. Sülüs daha çok güzel yazı levhalarında ve kitabelerde büyük harfi süslü yazılarda kullanılır. Sülüs ün daha kalın ve iri olanına da Sülüs Celisi adı verilir. Ibn Bevvabın oluşturduğu iki yazı çeşidide Muhakkak ve Reyhani dir. Okunaklılıkta birinci kabul edilen bu iki yazı çeşidi güzellikte ise ikinci derece görülmüştür. Arap aleminde doğan bu sanat 11,yyda Türklerin İslamiyet i kabul etmesiyle beraber başka hiçbir millette görülmeyen plastik bir değer kazanmıştır. 13. yyda yaşayan Türk asıllı Yakut al-mustasımî ile hat sanatı yeni bir görünüm kazanmıştır. (Şekil 1) Daha önceki hattatlarca kullanılan düz uçlu kamış kalemin ucunu eğri keserek yeni bir dönem başlatan Yakut al Mus tasımi Aklâm-ı Sitte diye anılan altı çeşit hattı (sülüs, nesih, muhakkak, reyhani, tevkii, rika) belirli bir düzeye ulaştırmıştır. Günümüze kadar 160 ı bulan yazı çeşidiyle hat sanatı Türklerin elinde Araplarda hiç bir zaman ulaşmadığı bir sanat seviyesine ulaşmıştır. 15.yy ın ikinci yarısında Amasyalı bir Türk olan Şeyh Hamdullah (1429-1520) yazıyı o derece geliştirip güzelleştirmiştir ki kendisinden sonra gelen hattatlar Şeyh e benzemeye çalışmışlardır. Şeyh Hamdullahın oğlu Mustafa Dede ve Hafız Osman, Şeyh in tarzını benimseyen ve güzel hatlar ortaya çıkaran hattatlardır. (Şekil 12) Kanuni döneminde yaşayan Ahmed Karahisari (1469-1556) Yakut un yolundan gitmeyi tercih etmiştir. Yaptığı hatların güzelliği nedeniyle kendisine Şemsül-Hat denilen Karahisari varak akınını eze rek mürekkep gibi kullanmış; altın ile yazdığı harflerin kenarlarına kontür çekerek (siyah mürekkep ile) yazıyı belirginleştirmiştir. (Şekil 13) Karahisariden sonra gelenler onun yolu yerine Şeyh Hamdullah ın yolundan devam etmeye çalışmışlardır. 17. yyda yaşayan Hafız Osman Efendi (1642-1698) nesih yazıyı mükemmelleştirerek Şeyh Hamdullah ın üslubunun yerine amanla kendi üslubunun geçmesine neden olmuştur. (Şekil 14) Ozellikle Hafız Osman ın yazdığı Kur an-ı Kerimler 19. yy da İstanbul da bastırılıp çoğaltılmıştır. 18. yy a kadar Sülüs Celi sinde estetik sağlanamamış ve ortaya kötü örnekler çıkmıştır. Bu dönemde Mustafa Rakım (1757-1826) Hafız Osman ın anlayışını Sülüs dan Celiye aktarmıştır.(şekil 15) İslam yazıları arasında ölçülü bir yazı şekli olan Tâ lik İran da ortaya çıkmış; 15.yy ın ikinci yarısından sonrada Türkler tarafından kullanılmaya başlamıştır. Özellikle ilmiye sınıfınca kullanılan T hattı, mimari eserlerin kitabelerinde, mezar taşlarında, divan ve şiirlerde görülmektedir. Türk T ekolünün öncüsü olarak Mehmed Esad Efendi (öl 1789) görülmektedir. Ondan sonra gelen oğlu Yesarizade Mustafa İzzet Efendi (1776-1849) ve 20. yy da yaşayan Hulusi Yazgan ile Necmeddin Okyay (1883-1976) bu ekolün temsilcilerinden olmuşlardır.(şekil 16)

Hemen herkes tarafından bilinen Kur an Mekke ye indi, Mısır da okundu, İstanbul da yazıldı sözü Türk hattatlarının bu sanata kazandırdıkları estetik güzelliği bir kez daha açıklamaktadır. Buraya kadar adı geçen hattatların dışında onların öğrencisi olmuş, üslubunu benimsemiş pekçok hattat vardır. Bunlardan bazıları şöyle sayılabilir: Sami Efendi (1838-1912). Çarşambalı Hacı Arif Bey (1830-1892), Nazif Bey (1846-1913), Ömer Vasfi (1880-1928), kardeşi Emin Yazıcı (1884-19 İsmail Hakkı Altunbezer (1873-19 Halim Özyazıcı (1898-1964) Hamid Aytaç (1891-1982) Mustafa Celaleddin (öl. 1829) Kadıasker Mustafa İzzet (1801-1876), Şefik Bey (1819-1880), Abdullah Zuhdi Efendi (öl. 1879), Muhsinzade Abdullah Bey (1832-1899) ve diğerleri. Osmanlı padişahları arasında güzel yazı yaz maya meraklı olanlar devrin büyük hattatlarından dersler alarak günümüze kadar gelen güzel hatlar yazmışlardır. Sultan Il. Beyazıd, Sultan III. Ahmed ve Sultan II Mahmut bu padişahlarımızdan sadece bir kaçıdır. Başlangıçta dini amaçla gelişen daha sonra özellikle Türk hattatlarının elinde başlıbaşına sanat haline dönüşen hat sanatında dikkati çeken bir çalışmada yazı-resim olanlardır. İslam dininin canlı varlıkların resim ve heykel yoluyla tasvirini kesin olarak yasaklaması İslam sanatçılarının figürleri yazı şekline sokarak resme yaklaştırmalarını sağlamıştır. Özellikle cami, kuş, arslan, gemi, kandil, gülabdan, başlık ve tuğralar bu yazıresim çalışmalarında en çok dikkat çekenlerdi. Türk hat sanatı içinde ortaya çıkan Aynalı yazı simetrik bir biçimde düzenlenmiş dekoratif bir yazıdır. Genellikle süsleme özelliği taşıyan bu yazıya Hatt-ı Müsenna adı verilir, 17.yy da görülmeye başlayan ve geç devirler kadar devam eden bu hat çeşidinin yazılması da, okunması da oldukça zordur. Bugün bir bölümü h bilmece niteliğindedir.(şekil 17) Hattatların bir bölümü hat sanatı ile uğraşırken Ebru Sanatı üzerine de çalışmalar yapmışlardır. Yazılı ebru üzerinde çalışanlar önceden Arap zamkı eriği ile istedikleri hattı kağıda yazarlar. Kağıt kuruyuncaya kadar beklenir. Bundan sonra tekne içinde hazırlanmış olan ebru üzerine kağıt kapatılır. Zamklı bölüm boyayı kabul etmeyeceği için yazılı bölüm beyaz ya da krem rengi yani kağıdın rengi olarak kalır, (Şekil 18) Kağıdın yazı yazılacak bölümünün ayrı, kıyılarının farklı renklerle ebrulanmasına akkâse adı verilir. Kağıdın yazı yazılacak bölümünün doğal kalması için o bölüme tamamen Arap zamkı sürülür. Diğer bölümlerde akkaseli ebru oluşur. 6 Kasım 1997 günü Hakka yürüyen Doç. Dr. Bedri Noyan Dede bir tıp adamı olmakla birlikte büyük bir araştırmacı ve sanatçı idi. Yalnız edebiyat ile değil, müzik ve resimle özellikle hat ve ebru ile de ilgilenmiştir. Bu yazıda yayınlanan hat ve ebru çalışmalarından örnekler 1977 den itibaren kendisinin antik süsleme ressamı Nalan Afet Kuşlu ya gönderdiği orjinal çalışmalardan alınmıştır. Doç. Dr. Bedri Noyan Dede Baba hem Arap harfleriyle hem de hat sanatında kullanımı oldukça zor olan Latin harfleriyle çalışmalar yapmıştır. Şekil 19 da görülen bu çalışmada Ahmet Remzi Akyürek in Haberdar olmamışsa alaimüssema rumuzundan Beni ademse de adem-i mükerrem olduğun bilmez

mısraı okunmaktadır. Hattın altında ise Hamdimül Fukara Aliaba Bedri Noyan Dede Baba yazdı 1396 ibresi görülmektedir. Bedri Noyan Dede Baba yazdığı hatların çevrelerini tezhiplerle süslemiştir. Hem Arap harfleriyle yazılan hem de Latin harfleriyle yazılan hatlarda bu görülmektedir. Teslim taşının içine yazdıgı 1396 tarihli bu güzel çalışmada Hü Ali Mim Hü hattının altında Hadimül Fukara Bedri Noyan Dede Baba yazdı okunmaktadır. Bu tarzda bir başka çalışmada Şekil 21 görülen ve son derece sade olan Medet Ya Ali hattıdır. Bu hattın altında da Fakir Bedri Noyan Dede Baba yazdı bulunmaktadır. Bedri Noyan Dede Baba Ebru çalışmaları da yapmış ve Nalan Afet Kuşlu ya gönderdiği bazı hat çalışmalarını yaptığı ebruların üzerine monte etmiştir. (Şekil 22) görülen Allah-Muhammed-Ali üçlemesinin altında Ya Hazreti Pir Hacı Bektaş Veli hu okunmaktadır. Bir diğer ebrulu çalışmada (Şekil 23) görülen ve üzerinde Ya Ali okunan çalışmadır. Bu hattın kenarları tezhiplerle süslenmiştir. Bu yazıda yayınlanan son ebrulu çalışma üzerindeki hat Bedri Noyan Dede Baba nın Mustafa Kemal Atatürk e olan büyük sevgi ve saygısının da bir göstergesi olmaktadır. 1386 tarihli bu çalışmada Büyük Büyük Atatürk yazısının altında Yoksul Bedri Noyan Dede Baba yazdı okunmaktadır. Dede Baba nın örneklerini verdiğimiz ebrulu çalışmaları dışında da Nalan Afet Kuşlu ya gönderdiği ebrulu örnekler mevcuttur. Bu çalışmalardan anlaşılan Bedri Noyan Dede Baba nın daha çok battal, tarama ve şal ebru modellerini hatlarıyla beraber kullanmasıdır. Doç. Dr. Bedri Noyan Dede Baba araştırmacı ve gözlemci yönü ile bilinmektedir. Gittiği hemen her yerde detaylı incelemelerde bulunmuş ve notlar çıkarmıştır. Hacı Bektaş. Veli Müzesi nde bulunan hatların kopyalarını ve gördüğü yerlerdeki hatların kopyalarını gönderdiği Nalan Afet Kuşlu koleksiyonundaki bir çalışmayı bu yazıda yayınlamak istedim. Dede Babanın önce Bursa daki bir camide daha sonra da Selçuk taki Selçuklu Camünde gördüğü ve çizimini yaptığı bir altıgen içindeki altı Ali hattının kendisini oldukça etkilediği anlaşılmaktadır. (Şekil 25) Arap harfleriyle çok güzel örnekler varen Bedri Noyan Dede Baba kullanımı kolay olmayan Latin harfleriyle de estetik güzelliği olan hatlar yazmıştır. Şekil 26 da görülen bu çalışmasında Latin Harfleriyle ya Ali yazılı olup aynalı yazı tarzında yazılmıştır. Hattın çevresini tezhiplerle süsleyen Bedri Noyan Dede Baba ortadaki teslim taşı üzerine de kendi ismini yazmıştır. Bir başka Aynalı yazı tarzındaki çalışmada Şekil 27 de görülen Allah hattıdır. Bu hattın kenarları da diğeri gibi tezhiplerle süslenmiştir. Kenarlarına altın rengi kontür çekerek oluşturduğu bu hat (Şekil 28) ise oldukça karışık olmakla beraber Latin harfleriyle yazılmış Hü dür. Bedri Noyan Dede Baba İslam ın ilk dönemlerinde kullanılan bir yazı çeşidi olan Ma kılî yazı tarzında Latin harfleriyle örnekler vermiştir. Bunlardan biri Şekil 29 da görülen Edeb Ya Hu çalışması, bir diğeri ise Şekil 30 da görülen Dört kapı kırk makam yazısıdır. Türk süsleme sanatları arasında çok önemli olan hat sanatı ve ebru sanatının en güzel örneklerini veren pekçok hattat ve ebru ustası ile beraber bu konuda çalışmalar yürütmüş olan Doç. Dr. Bedri Noyan Dede Babayı saygı ile anıyor ve koleksiyonundaki Bedri Noyan Dede Babaya ait hat ile ebru çalışmalarının bu yazıda kullanılmasına imkan sağlayan antik süsleme ressamı Sayın Nalan Afet Kuşlu Hanımefendiye teşekkür ediyorum.

KAYNAKÇA AKSEL Malik. Türklerde Dini Resimler ARSEVEN Celal Esat. Türk Sanatı, 1970 BAYAT Ali Haydar. Hüsn-i Hat Bibliyoğrafyası, 1990 ÇOKTAN Ahmet. Türk Ebru Sanatı. 1992 DERMAN Uğur. Türk Sanatında Ebru, 1977 DERMAN Uğur, Türk Hat Sanatı. Şaheserleri, 1982 SERİN Muhiddin. Hat Sanatımız, 1981 YAZIR Mahmud Bedreddin. Kalem Güzeli. 1973.