8Amaçlarımız BİREYSEL İŞ HUKUKU. Anahtar Kavramlar. İçindekiler

Benzer belgeler
Türkiye de Cinsiyet Çeşitliliğinin Hukuki Altyapısı. Etik ve İtibar Derneği TEİD. 28 Eylül 2018 Av. Okan Demirkan

İŞ HAYATINDA ENGELLİ İSTİHDAMI

Bireysel İş Hukuku. İş Sözleşmesinin Kurulması, Tarafların Ehliyeti, Sözleşmesi Yapma Zorunlulukları Yasakları. Prof. Dr.

YURTİÇİNDE İŞE YERLEŞTİRME HİZMETLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK

YURTİÇİNDE İŞE YERLEŞTİRME HİZMETLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK

ÖZÜRLÜ VE ESKİ HÜKÜMLÜ ÇALIŞTIRMA ZORUNLULUĞUNUN DÜZENLENDİĞİ 4857 SAYILI İŞ KANUNU NUN 30 UNCU MADDESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI

Aşağıdaki düzenlemeler Resmi Gazete de yayınlanarak yakın zamanda yürürlüğe girecektir. **MADEN SAHİPLERİ İSTEDİ ÇALIŞMA SÜRESİ YENİDEN DÜZENLENDİ **

4857 SAYILI İŞ KANUNU CEZA HÜKÜMLERİ İdari Para Cezaları YTL. Bu durumdaki her işçi için 88 YTL para cezası verilir.

SİRKÜLER NO: POZ / 53 İSTANBUL,

4857 SAYILI İŞ YASASINA İLİŞKİN TÜBAKKOM DEĞİŞİKLİK ÖNERİLERİ AMAÇ VE KAPSAM

4857 Sayılı İş Kanunu Fihristi

VARDİYALI ÇALIŞMA VE GECE ÇALIŞMASI

Çalışma hakkı Anayasal haklarımızdan biridir. Ancak ; Onbeş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır.

VARDİYALI ÇALIŞMA GECE ÇALIŞMASI

2008 YILINDA ĐŞVERENLERĐN ZORUNLU ÖZÜRLÜ, ESKĐ HÜKÜMLÜ VE TERÖR MAĞDURLARI ÇALIŞTIRMA ORANLARI

SİRKÜLER 2008/19. : İş ve SSK Kanunundaki Son Değişiklikler

İDARİ PARA CEZALARI (4857 Sayılı İş Kanunu)

DOĞUM YAPAN KADIN İŞÇİNİN TALEBİ HALİNDE VERİLEN ÜCRETSİZ İZİN HANGİ TARİHTEN İTİBAREN BAŞLAYACAKTIR?

GSG Hukuk Aylık İş Hukuku Bülteni Sayı Gebe ve emzikli çalışan günde 7,5 saatten fazla çalıştırılamaz.

Gebe ve Emzikli Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla, Emzirme Odaları ve Bakım Yurtlarına Dair Tüzük

YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

SON DÜZENLEMELERLE UYGULAMALI İŞ HUKUKU VE SOSYAL SİGORTALAR MEVZUATI İLE ÜCRET HESAP PUSULASI (BORDRO) BİLGİLENDİRMESİ

ELÇİN YEMİŞKEN TÜRK İŞ HUKUKUNDA KADIN İŞÇİLERİN KORUNMASI

KADINLARIN ÇALIŞMA YAŞAMINDA KORUNMALARI Kadınların toplumsal yaşam ile iş ilişkileri ve çalışma yaşamında korunması arasında yakın bir ilişki

TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İŞKUR UN ENGELLİLERE SUNDUĞU HİZMETLER

4857 SAYILI İŞ KANUNU'NA GÖRE UYGULANACAK PARA CEZALARI

Dr. Hande Bahar AYKAÇ Ankara

İÇİNDEKİLER SUNUŞ 7 ÖNSÖZ BİRİNCİ BÖLÜM EŞİTLİK KAVRAMI

ÖZÜRLÜ İŞÇİ ÇALIŞTIRMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ VE ÇALIŞTIRILACAK ÖZÜRLÜ İŞÇİ SAYISININ TESPİTİ

KADIN EMEKÇ LER N TALEPLER...

9- İŞ HUKUKU VE SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU

ASLI ÇALIŞKAN İŞ HUKUKUNDA ANALIK VE EBEVEYN İZİNLERİ

İş Sözleşmesi (MADDE 8) Deneme Süreli İş Sözleşmesi (MADDE 15) İŞ SÖZLEŞMESİ TÜRLERİ

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HİZMET İCİ EĞİTİM

YARIM GÜN ÇALIŞMA İSMMMO SMMM DR GÜLSÜM ÖKSÜZÖMER YILMAZ İŞ VE SOSYAL GÜVENLİK DANIŞMANI

Son Değişikliklere Göre İşçi ve Memurların Doğum, Analık ve Süt İzni

Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı :

tepav MADENCİLİK SEKTÖRÜ: Mayıs2014 N POLİTİKANOTU Çocuk İşçiler, Hukuk ve İstatistikler Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından: Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler

İŞ KANUNU ve ÇALIŞMA YAŞAMI KANUNLARI

Geçici İş İlişkisi Uygulama Rehberi

KADIN İŞÇİLERİN GECE POSTALARINDA ÇALIŞTIRILMASINDA DİKKAT EDİLECEK HUSUSLAR

EV İŞÇİLERİ YÖNETMELİĞİ TASLAĞI

SİGORTA PRİM TEŞVİKLERİ

VARDİYALI ÇALIŞMA VE GECE ÇALIŞMASI

6111 Sayılı (Torba) Kanun ile Çalışma Mevzuatında Getirilen Değişiklikler

KAYIT DIŞI İSTİHDAM VE SOSYAL GÜVENLİK

SUNUM PLANI I. MALULLÜK, YAŞLILIK VE ÖLÜM SİGORTALARI PRİM ORANININ İŞVEREN HİSSESİNDEN YAPILAN BEŞ PUANLIK İNDİRİM UYGULAMASI

ONUR BAKIR HAKLARIMIZ VAR! İŞÇİ KADINLAR SORUYOR, EKMEK VE GÜL YANITLIYOR yılından 100 soru ve 100 yanıtta kadın işçilerin hakları

VARDİYALI ÇALIŞMA VE GECE ÇALIŞMASI

SGK TEŞVİK İŞ-KUR İŞBAŞI EĞİTİM PROGRAMINI BİTİRENLERİN İSTİHDAMINA İLİŞKİN SİGORTA PRİM TEŞVİKİ


KISMİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİYLE ÇALIŞANLARIN YILLIK ÜCRETLİ İZİN HAKKI

Biruni Üniversitesi İş ve Sosyal Güvenlik Uygulamaları Sertifika Programı. Sosyal Güvenlik Hukuku

Endüstri İlişkileri Kapsamında

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 23: Çalışma Hakkı

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) İSTİHDAM TEŞVİKLERİ

İş Kanununa İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı :

İşsizlik sigortası nedir, nasıl alınır?

ENDÜSTRİ İLİŞKİLERİ - İş Sözleşmesi ve Türleri-

Kadın Çalışanların Gece Postalarında Çalıştırılma Koşulları Hakkında Yönetmelik Resmi Gazete Yayım Tarih ve Sayısı :

İŞ SÖZLEŞMESİ SONA EREN İŞÇİ KULLANMADIĞI KAÇ YILLIK ÜCRETLİ İZNİNİ TALEP EDEBİLİR?

ASGARİ ÜCRET yılında dönemler itibariyle uygulanacak asgari ücret tarifesi aşağıdaki gibidir.

HASTALIK VE ANALIK SIGORTALARı. Doç.Dr.Gülbiye Yenimahalleli Yaşar Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi

SİRKÜLER. Sayı: Kasım

ASGARİ ÜCRET VE SOSYAL GÜVENLİKLE İLGİLİ TABAN VE TAVAN ÜCRETLERİ

4857 SAYILI İŞ KANUNU NA GÖRE UYGULANACAK PARA CEZALARI (2012 YILI) Cezayı Gerektiren Fiil

657 SAYILI KANUN 4/B SÖZLEŞMELİ PERSONEL MAAŞ HESAPLAMA

MESLEKİ EĞİTİM VE İSTİHDAM KONUSUNDA 6111 SAYILI KANUNDA YAPILAN DÜZENLEMELER

KISMİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİ İLE ÇALIŞAN İŞÇİLERİN HAFTA TATİLİ İZİNLERİ VE HAFTA TATİLİ İZNİ ÜCRET HAKLARI

Cumartesi, 02 Temmuz :52 - Son Güncelleme Cumartesi, 01 Eylül :57

ŞEHİRİÇİ TİCARİ TAKSİLERDE ÇALIŞANLARIN SOSYAL GÜVENCESİ

1 TEMMUZ 2013 TARİHİNDEN İTİBAREN UYGULANACAK ASGARİ ÜCRET VE SOSYAL GÜVENLİKLE İLGİLİ TABAN VE TAVAN ÜCRETLERİ

KADIN İŞÇİYE ANALIK İZNİ VEYA ÜCRETSİZ İZİN SONRASI VERİLECEK KISMİ ÇALIŞMA İZNİNİN ŞARTLARI BELİRLENDİ

D S M M M O DİYARBAKIR SERBEST MUHASEBECİ M A L İ M Ü Ş A V İ R L E R O D A S I Chamber Of Certified Public Accountants of Diyarbakır

CİNSİYET EŞİTLİĞİ MEVZUAT ÇERÇEVESİ: AB/TÜRKİYE

Burada önemli olan işin yapılması neticesinde belirli bir ücretin ödenmesi olup, yapılan işin miktarı önemli değildir.

Mevzuatında. Son Yenilikler. fettişi

SOSYAL GÜVENLİĞE İLİŞKİN TABAN VE TAVAN ÜCRETLER

TORBA KANUNDAKİ İSTİHDAM TEŞVİKLERİ

İstihdam Seferberliği Ekrem GÜLCEMAL Sosyal Güvenlik İl Müdürü

Sirküler Rapor Mevzuat /13-1 ASGARİ ÜCRET VE SOSYAL GÜVENLİKLE İLGİLİ TABAN VE TAVAN ÜCRETLERİ

10 GÜNDEN AZ ÇALIŞAN EV HİZMETLİSİNİN PRİM ÖDEMESİ %30 ZAMLANDI

Özürlü, Eski Hükümlü ve Terör Mağduru İstihdamı. Hakkında Yönetmelik. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

PART-TİME (KISMİ SÜRELİ) İŞ SÖZLEŞMESİ

Özürlü, Eski Hükümlü ve Terör Mağduru İstihdamı Hakkında Yönetmelik BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve Kapsam Madde 1

Yeni Borçlar Yasasında Hizmet Sözleşmesi

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 25540

Cinsel haklar / üreme hakları insan haklarıdır.

İş Kanununa Göre İd. Para Cez.

ASGARİ ÜCRET VE SOSYAL GÜVENLİKLE İLGİLİ TABAN VE TAVAN ÜCRETLERİ

EV HİZMETLERİNDE 10 GÜNDEN AZ VEYA FAZLA SÜRE İLE ÇALIŞANLAR

Taşeron İşçi Hakları (4857 S.K. ve 5510 S.K.) Konulu Hizmet İçi Eğitim ÖN TEST

SOSYAL GÜVENLİĞE İLİŞKİN TABAN VE TAVAN ÜCRETLER

Sirküler Rapor /29-1 ASGARİ ÜCRET VE SOSYAL GÜVENLİKLE İLGİLİ TABAN VE TAVAN ÜCRETLERİ

SAYILI KANUN

Yıllık İzindeki İşçi İşten Çıkartılabilir mi?

T.C. GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ Personel Daire Başkanlığı. Sayı : / / /07/2018 Konu :İşçi İzinleri

Giriş İşçi Sağlığının Amacı Uluslararası Çalışma Örgütü nün 112 numaralı tavsiye kararına göre, işçi sağlığının amacı; Çalışanların sağlık

Transkript:

BİREYSEL İŞ HUKUKU 8Amaçlarımız Bu üniteyi tamamladıktan sonra; Çocuk ve genç işçilerin çalışma yaşamında korunmasıyla ilgili düzenlemeleri açıklayabilecek, Kadın işçiler açısından getirilen koruyucu düzenlemeleri tartışabilecek, Engelli ve eski hükümlü çalıştırma yükümlülüğünü ve bu yükümlülüklere aykırılığın sonuçlarını değerlendirebilecek, Engelli ve eski hükümlü çalıştırmayı teşvik düzenlemelerini listeleyebilecek bilgi ve becerilere sahip olabileceksiniz. Anahtar Kavramlar Çocuk İşçi Genç İşçi Kadın İşçi Engelli İşçi Eski Hükümlü Çalıştırma Yasakları Emzirme İzni Analık İçindekiler İşin Kişiler Bakımından Düzenlenmesi İŞ HUKUKUNDA DEZAVANTAJLI GRUPLARA YÖNELİK GELİŞMELER ÇOCUK VE GENÇ İŞÇİLERE İLİŞKİN DÜZENLEMELER KADIN İŞÇİLERE İLİŞKİN DÜZENLEMELER ENGELLİ VE ESKİ HÜKÜMLÜ İŞÇİLERE İLİŞKİN DÜZENLEMELER

İşin Kişiler Bakımından Düzenlenmesi İŞ HUKUKUNDA DEZAVANTAJLI GRUPLARA YÖNELİK GELİŞMELER İş Hukukunun doğuşu, esas itibariyle sanayi devrimi ile başlar. Başlangıçta işverenler çocuk ve kadın işçi istihdam etmiş, söz konusu grubu da çok ağır şartlar altında, deyim yerinde ise karın tokluğuna çalıştırmışlardır. Ama daha sonra sendikalaşma, uluslararası girişimler ve sosyal devlet anlayışının benimsenmesi ile birlikte koruyucu hükümler de getirilmiştir. Çalışma yaşamı içerisinde kadınlar, çocuklar ve engelliler dezavantajlı grupta yer alır. Bu üç grup arasında öncelikli olarak düzenleme altına alınanlar; kadın işçiler, çocuk işçiler ve nihayet engelli işçiler olmuşlardır. Uluslararası alanda ayrımcılık söz konusu olduğunda, ırk ve cinsiyet ayrımcılığı konusundaki çalışmalar engelli ayrımcılığı konusu ile kıyaslandığında çok daha eski tarihlere dayanmaktadır. Bahsi geçen dezavantajlı grupların korunması gereğine ilişkin olarak belki de ilk uluslararası belgenin ILO nun Anayasası olarak kabul edilen Philedelphia Bildirgesi olduğu söylenebilir. Bunun dışında Birleşmiş Milletlerin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi nde de analar ve çocuklar için özel bakım ve yardımların sağlanması gereğinden bahsedilmektedir. Yine Avrupa Konseyinin Avrupa Sosyal Şartı nda da kadın ve engelli işçilerin korunmasına yönelik düzenlemeler mevcuttur. Avrupa Birliği nin de kadın, çocuk ve genç işçi ile engelli işçilere ilişkin bir takım düzenlemeleri mevcuttur. Bu arada belirtilmesi gereken bir diğer uluslararası gelişme de ILO nun konuya ilişkin sözleşme ve tavsiye kararlarıdır. Ülkemiz açısından da bahsi geçen gruba ilişkin çeşitli hukuki korumalar, mevzuat içerisinde benimsenmiştir. Bunlar arasında belirtilmesi gereken husus, 2010 yılı Anayasa değişiklikleri arasında çocuk, kadın ve engelliler için açık bir biçimde pozitif ayrımcılık yapılabilmesine imkân tanınmış olduğudur. Kadın ve engellilerin iş hukuku açısından korunma nedenleri ne olabilir? ÇOCUK VE GENÇ İŞÇİLERE İLİŞKİN DÜZENLEMELER Küçük işçi istihdamının iki nedeni vardır. Bunlardan ilki yoksulluk, diğeri ise, öğretim imkânlarının olmamasıdır. Yoksulluğun giderilmesi genel ekonomik seviyenin yükseltilmesi ile mümkündür. Bu arada ilköğretim de zorunlu hale getirilmiş olmakla birlikte bu alanda da birtakım eksiklikler mevcuttur. 1

178 Anayasa m.50 ye göre, Kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler ve kadınlar ile bedenî ve ruhî yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.... Anayasa m.10 a göre,... Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz. Çocuklar,... özürlüler, için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz... Çocuk ve genç işçilerin sağlık ve güvenliklerini, fiziksel, zihinsel, ahlaki ve sosyal gelişmelerini veya öğrenimlerini tehlikeye atmadan çalışma şekillerinin esaslarını belirlemek ve ekonomik istismarlarını önlemek için bir takım koruyucu düzenlemelere ihtiyaç vardır. Gerçekten Anayasanın 50. maddesi Kimse yaşına... gücüne uygun olmayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar hükmünü içermektedir. Bu anlamda özel koruyucu düzenlemeler iş hukuku mevzuatında da öngörülmüştür. Gerçekten, küçük çocukların eğitimlerine devam etmelerinin sağlanması ve ağır çalışma koşulları altında ezilmemeleri için, Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik yürürlüğe konmuştur. Bu Yönetmelik çocuk ve genç işçinin tanımı ile söz konusu kimselerin çalıştıralabilecekleri işleri belirlemiştir. Buna göre çocuk işçi, ondört yaşını bitirmiş, onbeş yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişiyi; genç işçi ise onbeş yaşını tamamlamış fakat onsekiz yaşını doldurmamış kişiyi anlatır. Mevzuattaki düzenlemeleri; çalıştırma yasakları ve dinlenme sürelerinde koruma başlıkları altında incelemek mümkündür. Çocuk ve Genç İşçileri Çalıştırma Yasakları Her Yaştaki Çocuk ve Genç İşçileri Çalıştırma Yasakları Tablo 8.1 İş Hukukunda Çocuk ve Genç İşçilerin Korunması 2 3 İş Hukukunda Çocuk ve Genç İşçilerin Korunması Çalıştırma Yasakları Dinlenme Sürelerinde Koruma Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışılacak işlerde onsekiz yaşını doldurmamış erkeklerin çalıştırılmaları yasaktır (İK m.72). Yine, sanayiye ait işlerde gece döneminde onsekiz yaşını doldurmamış erkek işçilerin çalıştırılmaları da yasaktır (İK m.73, f.1). Sanayiden sayılan işlerin esasları İş Kanunu nun 111. maddesinde belirtilmiştir. Bunun yanı sıra söz konusu işler Sanayi, Ticaret, Tarım ve Orman İşlerinden Sayılan İşlere İlişkin Yönetmelik te bir liste hâlinde sayılmıştır. Umumi Hıfzısıhha Kanunu nun 176. maddesine göre de onsekiz yaşından küçük çocukların bar, kabare, dans salonları, kahve gazino ve hamamlarda çalıştırılmaları yasaktır. Çocuklar için çalıştırma yasağı getirilmesinin amacı ne olabilir? Çocuk işçi, ondört yaşını bitirmiş, onbeş yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişiyi; genç işçi ise onbeş yaşını tamamlamış fakat onsekiz yaşını doldurmamış kişiyi anlatır. Yaş Grupları İtibariyle Genç ve Çocuk İşçileri Çalıştırma Yasakları Küçüklerin çalışma yaşamında yer almaları açısından önemli olan yaş grupları itibariyle bir ayrım yapılması konusudur. Zira küçüklerin yaş, sağlık vs. birtakım nedenlerle çalışma yaşamına tam anlamıyla uyumları ancak belirli yaşa gelmeleri ile mümkündür. İş Kanunu da bu anlamda farklı yaş gruplarına ilişkin ayrım yaparak, çocuk ve genç işçilerin çalıştırılabilecekleri işleri, kademeli bir çalışma düzeni getirerek belirlemiştir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, çocuk ve genç işçilerin çalıştırılabilecekleri ve çalıştırılamayacakları işlere ilişkin olarak Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik yürürlüğe konmuştur. Bu Yönetmelik Ekinde, çocuk işçilerin çalışmasına izin verilen hafif işler Ek-1 de, genç işçilerin çalışmasına izin verilen işler Ek- 2 de ve onsekiz yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçiler bakımından yasak olan işler ise

8. Ünite - İşin Kişiler Bakımından Düzenlenmesi 179 Ek-3 te belirlenmiştir. Çocuk işçilerin çalıştırılabilecekleri hafif işlere örnek olarak düşme ve yaralanma tehlikesi olabilecek şekilde çalışmayı gerektirecek olanlar hariç meyve, sebze, çiçek toplama işleri, kümes hayvanları besiciliğinde yardımcı işler ve ipek böcekçiliği işleri, esnaf ve sanatkârların yanında satış işlerini verebiliriz. Genç işçilerin çalıştırılabilecekleri işler arasında meyve ve sebze konserveciliği, sirke, turşu, salça, reçel, marmelat, meyve ve sebze suları imalatı işleri, meyve ve sebze kurutmacılığı ve işlenmesi işleri, helva, bulama, ağda, pekmez imalatı işleri, kasaplarda yardımcı işler gibi işler yer alır. Bununla birlikte çocuk ve genç işçilerin çalıştırılamayacak oldukları işler de gece döneminde yapılan işler, yer altı ve su altı işleri, hazırlama, tamamlama ve temizleme işleri, alkol, sigara ve bağımlılığa yol açan maddelerin üretimi ve toptan satış işleri gibi işler olarak listelenmiştir. Belirtelim ki çocuk ve genç işçi çalıştıran işverenlerin gözetim yükümlülüğü daha da bir önem kazanmaktadır. Bir başka ifadeyle, söz konusu işverenler, çocuk ve genç işçilerin tecrübe eksikliği, mevcut veya muhtemel riskler konularında bilgisizlik veya tamamen gelişmiş olmamalarına bağlı olarak gelişmelerini, sağlık ve güvenliklerini tehlikeye sokabilecek herhangi bir riske karşı korunmalarını temin etme konusunda, ayrı bir hassasiyet göstermek durumundadırlar. Onbeş Yaşından Küçükler Türk Hukuku nda kural olarak onbeş yaşını doldurmamış küçüklerin çalıştırılmaları yasaktır. Bununla birlikte 14 yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış çocukların, birtakım şartlarla bazı hafif işlerde çalıştırılabilmeleri de mümkündür. İş Kanunu nun 71. maddesinin 1 ve 2. fıkrasına göre Onbeş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak, ondört yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocuklar, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler. Çocuk ve genç işçilerin işe yerleştirilmelerinde ve çalıştırılabilecekleri işlerde güvenlik, sağlık, bedensel, zihinsel ve psikolojik gelişmeleri, kişisel yatkınlık ve yetenekleri dikkate alınır. Çocuğun gördüğü iş onun okula gitmesine, mesleki eğitiminin devamına engel olamaz, onun derslerini düzenli bir şekilde izlemesine zarar veremez. Onbeş yaşından küçüklerin çalıştırılabilecekleri hafif işler, yapısı ve niteliği itibariyle ve yerine getirilmesi sırasındaki özel koşullara göre; çocukların gelişmelerine veya sağlık ve güvenliklerine zararlı etki ihtimali olmayan ve okula devamını, mesleki eğitimini veya yetkili merciler tarafından onaylanmış eğitim programına katılımını ve bu tür faaliyetlerden yararlanmasını engellemeyen işlerdir. Belirtelim ki çalışma yaşı açısından getirilen sınarlama ayrıca çalışma süreleri bakımından da uygulanır. Bir başka ifadeyle, temel eğitimini tamamlamış ve okula gitmeyen çocukların çalışma süreleri günde yedi ve haftada otuzbeş saatten fazla olamaz. Ancak onbeş yaşını tamamlamış çocuklar için bu süre günde sekiz ve haftada kırk saate kadar artırılabilir. Okula devam eden çocukların eğitim dönemindeki çalışma süreleri, eğitim saatleri dışında olmak üzere, günde iki saat ve haftada on saat olabilir (İK m.71, f.4, 5). Bir çocuk ancak ondört yaşını doldurmuş ve ilköğretini tamamlamışsa işçi olarak hafif işlerde çalıştırılabilir. Onbeş ile Onsekiz Yaş Arasındakiler Onbeş ve onaltı yaş arasındaki çocuk işçilerin her hâl ve şartta çalıştırılacakları işlerdeki çalışma koşullarının sağlıkları bakımından uygun olması gerekir. Bununla birlikte çocuk işçilerin ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmaları yasaktır. Onaltı ile onsekiz yaş arasındaki genç işçiler ise bir kısım ağır ve tehlikeli işte çalıştırılabilirler. Gerçekten, İş Kanunu nun 85. maddesinin 1. fıkrasına göre, Onaltı yaşını doldurmamış genç işçiler ve çocuklar ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılamaz. Hangi işlerin

180 ağır ve tehlikeli işlerden sayılacağı, kadınlarla onaltı yaşını doldurmuş fakat onsekiz yaşını bitirmemiş genç işçilerin hangi çeşit ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılabilecekleri Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği nde düzenleme altına alınmıştır. Söz konusu Yönetmelik Ek inde genç işçilerin çalıştırılabilecekleri işler (Gİ) harfleri belirtilerek belirlenmiştir. Bir başka ifadeyle Yönetmelik Ek inde yer alan listede bir işin karşısında (Gİ) harfleri bulunmuyorsa, o işi ancak onsekiz yaşını doldurmuş erkek işçi yapabilir. Buna karşılık, (Gİ) harfleri bulunuyorsa o takdirde, burada erkek genç işçi istihdam edilebilir. İlgili listede yer alan genç işçilerin çalıştırılabilecekleri işlere örnek olarak, her türlü mürekkep imali işleri, çırçır fabrikalarındaki işler, fayans, porselen ve seramik imaline ait işler sayılabilir. Daha önce de açıkladığımız gibi, İş Kanunu na İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliği ne göre de, onsekiz yaşını doldurmamış işçiler e fazla çalışma yaptırılamaz (m.8, f.a). Dinlenme Süreleri Açısından Koruma Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik, dinlenme süreleri açısından da bir takım özel hükümler getirmiştir. Gerçekten, çocuk ve genç işçiler için, ara dinlenme süresi, iki saatten fazla dört saatten az süren işlerde otuz dakika, dört saatten yedibuçuk saate kadar olan işlerde çalışma süresinin ortasında bir saat olmak üzere verilmek zorundadır (Yönetmelik m.6, f.4). Yine, çocuk ve genç işçilerin hafta tatili izinleri kesintisiz kırk saatten az olamaz. Hafta tatili ücreti bir iş karşılığı olmaksızın ödenir (Yönetmelik m.8). Yıllık izinle ilgili 7. Ünitede de belirtildiği gibi, onsekiz yaşından küçükler için işveren tarafından kullandırılacak izin en az yirmi gün olmak durumundadır. Yıllık izinle ilgili olarak bu kitabın 7. Ünitesine bakınız. İş mevzuatında kadın işçileri koruyucu hükümlerin bir amacı, ayrımcılığı önlemek, diğer amacı da kadın olmaları nedeniyle, analık vs. gibi durumların doğurabileceği olumsuzlukları gidermektir. KADIN İŞÇİLERE İLİŞKİN DÜZENLEMELER Çalışma yaşamı içerisinde kadın işçilerin korunması gerekmektedir. Zira geçmiş dönem kadın işçiliği uygulamasının çok da başarılı olduğu söylenemez. Bu maksatla birtakım uluslararası sözleşmeler yürürlüğe konmuş, ülkeler de birtakım kanuni düzenlemeler yapmışlardır. Kadın istihdamında öncelikli olarak kadının istihdama girişinin sağlanması yanında, çalışan kadın işçilerin iş ilişkisi devam ederken ve iş ilişkisinin sona ermesi durumunda da korunmaları icap eder. Bu arada kadın işçilere yönelik gebelik öncesi ve sonrasını ilgilendiren ilave tedbirler de alınmalıdır. Mevzuat içerisinde gerek İş Kanunu, gerek Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ve gerekse de Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu nda birtakım düzenlemeler bulunmaktadır. İş Hukukunda kadın işçileri koruyucu düzenlemeler elbette mevcuttur. Bunlardan bir kısmı, eşit değerde işe eşit ücret, ayrımcılık yasağı gibi, çalışma yaşamında kadınların erkek işçilerden farklı bir muameleye tabi tutulmalarını önlemekte; bir başka ifadeyle, erkek işçilerle eşit muamele görmelerini sağlamaktadır. Diğer bir kısmı da kadın işçilerin kadın olmalarından kaynaklanan analık görevleri, meslek hayatları yanında ev hanımlığını da üstlenmeleri nedeniyle korunmalarını hedeflemektedir. Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, 2010 yılı Anayasa değişiklikleri ile birlikte kadın işçilere yönelik getirilecek düzenlemeleri pozitif ayrımcılık olarak kabul etmek ve eşitlik ilkesine aykırı saymamak gerekir. Tablo 8.2 İş Hukukunda Kadın İşçilerin Korunması İş Hukukunda Kadın İşçilerin Korunması Kıdem Tazminatı Cinsiyet Ayırımcılığına Karşı Koruma İşin Düzenlenmesinde Koruma Açısından Koruma

8. Ünite - İşin Kişiler Bakımından Düzenlenmesi 181 Cinsiyet Ayrımcılığına Karşı Koruma Ayrımcılık Yasağı Kadın işçilerin maruz kaldığı cinsiyet ayrımcılığı doğrudan veya dolaylı ayrımcılık şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Doğrudan cinsiyet ayrımcılığı, işçinin cinsiyetinin veya cinsiyetinin sonucu olan bir özelliğinin işverence öne sürülmesi yoluyla işe alınmaması, farklı çalışma koşulları veya ücret uygulamalarına tabi tutulması durumunda söz konusudur. Buna karşılık, dolaylı cinsiyet ayrımcılığında ise söz konusu uygulama, ilk bakışta bir ayrımcılık olarak algılanamamakta, bununla birlikte sonuçları açısından farklılık yaratması, cinsiyet ayrımcılığı yapıldığını ortaya koymaktadır. Doğrudan cinsiyet ayrımcılığı, işçinin cinsiyetinin veya cinsiyetinin sonucu olan bir özelliğinin işverence öne sürülmesi yoluyla işe alınmaması, farklı çalışma koşulları veya ücret uygulamalarına tabi tutulması durumunda söz konusudur. Buna karşılık, dolaylı cinsiyet ayrımcılığında ise söz konusu uygulama, ilk bakışta bir ayrımcılık olarak algılanamamakta, bununla birlikte sonuçları açısından farklılık yaratması, cinsiyet ayrımcılığı yapıldığını ortaya koymaktadır. İş Kanunu nun 5. maddesi cinsiyet ayrımcılığını yasaklamıştır. Gerçekten, İş Kanunu m.5 e göre, İş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamaz... İşveren, biyolojik veya işin niteliğine ilişkin sebepler zorunlu kılmadıkça, bir işçiye, iş sözleşmesinin yapılmasında, şartlarının oluşturulmasında, uygulanmasında ve sona ermesinde, cinsiyet veya gebelik nedeniyle doğrudan veya dolaylı farklı işlem yapamaz. Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz. İşçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, daha düşük bir ücretin uygulanmasını haklı kılmaz. İş ilişkisinde veya sona ermesinde, yukarıdaki fıkra hükümlerine aykırı davranıldığında işçi, dört aya kadar ücreti tutarındaki tazminattan başka yoksun bırakıldığı haklarını da talep edebilir.... Belirtelim ki kadın işçinin cinsiyete dayalı ayrımcı bir davranışla karşılaşmasının sonucu dört aylık ücret yanında ve eğer yoksun bırakılan bir hak varsa onun da verilmesi şeklinde karşımıza çıkar. Bunun yanı sıra, yapılan bu ayrımcı davranış Türk Ceza Kanunu anlamında suç olarak da öngörülmüştür. Türk Ceza Kanunu nun 122. maddesine göre, kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayrım yaparak bir kişinin işe alınmasını veya alınmamasını belirtilen hâllere bağlayan kişi hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adli para cezası verilir. Kadın işçiler, işe girişte, iş ilişkisinin devamında ve iş ilişkisinin sona erdirilmesinde ayrımcılığa karşı korunmak durumundadırlar. İş Kanunu nun 5. maddesine göre, işveren eşit davranmadığı işçi için dört aylık ücreti kadar ayrımcılık tazminatı öder. İşe Alımda Ayrımcılığa Karşı Koruma İşe girişte işveren biyolojik ve işin niteliğinden kaynaklanan sebepler dışında kadın ve erkek işçiler arasında herhangi bir ayrımda bulunamaz. Burada Anayasada öngörülen sözleşme özgürlüğü (AY m.48) ile eşitlik ilkesi (AY m.10) arasında bir denge sağlanmalıdır. İşveren şüphesiz işyerinde dilediği kimseyi çalıştırmak ya da çalıştırmamak hakkına sahiptir. Ancak işe giriş esnasında, işin özelliği ve niteliği dikkate alınarak, sırf cinsiyet nedeniyle ayrımcı bir davranışta bulunulmamalıdır. Bunun yanı sıra, işe girişte işçilere hamile olup olmadıkları yönünde bir soru da sorulamaz. Sorulan böyle bir soruya işçinin doğru cevap vermemesi kendi aleyhine bir sonuç doğurmaz. Ancak yapılan işin hamile bir işçinin çalışmasını zora sokacak bir durum göstermesi hâlinde işverenin sorduğu soruya doğru cevap vermek de gerekir.

182 Kadın işçiye cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması, ücretin düşürülmesi için bir gerekçe olamaz. İş İlişkisinin Devamında Ayrımcılığa Karşı Koruma İş ilişkisinin devamı süresince cinsiyet ayrımcılığına ilişkin olarak söz konusu olabilecek durumlar, genellikle ücret ve mesleki ilerleme konularında yoğunlaşmaktadır. Kadın ve erkek arasında cinsiyete dayalı ücret ayrımının kaldırılmasının, çalışma yaşamında kadın erkek eşitliğinin sağlanması açısından büyük önemi bulunmaktadır. Ücrette eşitlik, işverenin, işçilerine çalışmalarının karşılığını öderken, keyfi olarak farklı ücret ödememesi anlamına gelmektedir. İşveren, işçiler arasında farklı ücret ödeyerek ayrıma gidebilir. Ancak yapacağı bu ayrımın haklı ve akla uygun, yani hukuken geçerli bir nedeninin bulunması gerekir. İş Kanunu nun 5. maddesi 4. fıkrasına göre, Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz. Yine, işçinin cinsiyeti nedeniyle özel koruyucu hükümlerin uygulanması daha düşük bir ücret verilmesini de haklı kılmaz. Örneğin, kadın işçinin hamileliği hâlinde, sağlığına uygun daha hafif bir işte çalıştırılması durumunda ücretinde herhangi bir indirim yapılamaz (İK m.74, f.4). Üzerinde durulması gereken konulardan bir tanesi de kadın işçilerin cinsel tacize karşı korunmalarıdır. Cinsel tacize uğrayan işçi, iş sözleşmesini haklı nedenle sona erdirebilir. Bununla birlikte konuyu ikiye ayırarak incelemek gerekir. İşçinin işverenin cinsel tacizine uğraması durumunda işçi sözleşmeyi derhâl sona erdirme hakkına sahiptir (İK m.24/iib). Bununla birlikte işçi bir başka işçinin veya bir üçüncü kişinin (örneğin müşterinin) cinsel tacizine uğrarsa, doğrudan sözleşmeyi feshedemez. Durumu işverene haber vermek ve işverenin tedbir almasını istemek durumundadır. İşverenin tedbir almaması hâlinde ancak sözleşme derhâl sona erdirilebilir (İK m.24/ii-d). İş İlişkisinin Sona Ermesinde Ayrımcılığa Karşı Koruma Yine işveren iş ilişkisinin sona erdirilmesinde kadın işçilere karşı cinsiyete dayalı farklı bir muamelede de bulunamaz. Bu husus, İş Kanunu nun 5. maddesinde öngörüldüğü gibi, iş güvencesi açısından da cinsiyetin sözleşmenin sona erdirilmesinde geçerli bir neden sayılmayacağı İş Kanunu m.18/3 d de ifade edilmiştir. Ayrıca, iş sözleşmesi işçinin gebelik veya analık nedeniyle işe devam edememesi durumunda belirli bir süre askıdadır. Gerçekten, işçinin doğum yapması ve gebelik gibi hâllerde devamsızlığı durumunda sözleşme derhâl sona erdirilemez. Bu hâlde işçinin devamsızlığının, işyerinde İş Kanunu nun 74. maddesi gereği doğum öncesi ve doğum sonrası çalıştırılamayacağı sürelerin yanında, kıdemine bağlı ihbar süresi ve altı hafta eklenerek bulunacak süreyi aşması gerekir. İş Kanunu nun 74. maddesine göre, işçi doğum öncesi sekiz, doğum sonrası sekiz hafta çalıştırılamaz. Buna göre beş yıllık kıdemi bulunan bir işçinin doğum yapması hâlinde, işverenin haklı nedenle sözleşmeyi sona erdirebilmesi için otuz haftanın geçmesi gerekir. Şöyle ki doğum öncesi sekiz hafta ve doğum sonrası sekiz haftaya, ihbar süresi olan sekiz hafta ve altı hafta eklenmelidir. Belirtelim ki bu devamsızlığa bağlı fesihte işçi kıdem tazminatına hak kazanır. 3 Doğum nedeniyle devamsızlığın Kanun da öngörülen süreyi aşması durumunda sözleşmenin feshi, hangi gerekçeye dayanır? İşin Düzenlenmesinde Kadın İşçilerin Korunması Kadın İşçi Çalıştırma Yasağı Belirtelim ki, iş mevzuatı içerisinde her hâl ve şartta çocuk ve genç işçiler için getirilen yasaklamalar evleviyetle kadın işçilerin çalıştırılması açısından da karşımıza yasak olarak çıkmaktadır. Fakat bunun dışında kadın işçiler için yaşa bağlı olmaksızın bir kısım yasaklamalar da mevcuttur.

8. Ünite - İşin Kişiler Bakımından Düzenlenmesi 183 Örneğin yer altı ve su altında yapılan işlerde hiçbir şekilde kadın işçi çalıştırılamaz (İK m.72). Kadın işçilerin sanayiden sayılan işlerde gece döneminde çalıştırılabilmeleri bir takım tedbirlerle mümkündür (İK m.73). Gerçekten, Kadın Çalışanların Gece Postalarında Çalıştırılma Koşulları Hakkında Yönetmelik (Kadın ÇGPÇY) kadın işçilerin gece döneminde çalıştırılmalarına ilişkin koruyucu hükümler getirmiştir. Bunlar arasında, kadın işçilerin işyerine getirilip götürülmelerine, eşleri ile aynı postada çalışma isteklerinin dikkate alınmasına, sağlık raporu ile çalıştırılabilmelerine ve gebe olanların gebelik süresince, emzikli olanların da doğumdan itibaren bir yıl boyunca çalıştırılmalarının yasaklanmasına ilişkin hükümler sayılabilir. Kadın İşçilerin Hamilelik ve Doğum Sonrasında Korunması Kadın işçilerin korunması ile ilgili düzenlemeler, genel olarak değerlendirildiğinde, çalışma yasaklarına ilişkin olarak öngörülmüş hükümlerde, kadın işçilerin erkek işçilere göre bünyesel zayıflıklarının göz önünde tutulduğu görülür. Genel anlamda kadın işçilerin korunmasına ilişkin düzenlemelerden (işe girme, işin düzenlenmesi ve sona ermesi, kıdem tazminatı gibi) bütün kadın işçiler yararlanırlar. Bununla birlikte, kadın işçiler hamilelik ve analık durumunda iş görme edimini kusuru olmadan yerine getiremezler. Sonuç olarak, kadın işçilerin analık ve hamilelik döneminde içinde bulundukları şartlar dikkate alındığında, diğer kadın işçilere nazaran daha zor ve özel olarak korunmayı gerektiren bir durumda oldukları bir gerçektir. Hamile Kadın İşçilerin Korunması Kadın işçilerin doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam onaltı haftalık süre için çalıştırılmamaları esastır. Çoğul gebelik hâlinde doğumdan önce çalıştırılmayacak sekiz haftalık süreye iki hafta süre eklenir. Bu süreler kadın işçinin sağlık durumuna ve işin özelliğine göre doğumdan önce ve sonra gerekirse doktor raporuyla arttırılabilir (İK m.74). Bu süreler, iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi ile de yükseltilebilir. Kadın İşçilerin Gebelik Döneminde Korunması 8 Hafta 8 Hafta 6 Aya Kadar Doğum İzni Doğum İzni Ücretsiz İzin Doğum Tablo 8.3 Kadın İşçilerin Gebelik Döneminde Korunması Geçici İşgöremezlik Ödeneği (SGK) Kadın işçi sağlık durumu elverirse, doktorun onayı ile doğumdan önceki üç haftaya kadar çalışabilir ve bu durumda çalıştığı beş haftalık süreyi doğum sonrası sürelere ekleyebilir (İK m.74, f.1). Bu hakkın kullanılabilmesi işverenin iznine tabi kılınmamıştır. Yine, İş Kanunu nda 2011 yılında yapılan bir değişiklikle, kadın işçinin erken doğum yapması hâlinde doğumdan önce kullanamadığı çalıştırılmayacak sürelerin, doğum sonrası sürelere eklenmesi mümkün kılınmıştır. İşverenin kadın işçiye hamilelik süresince periyodik kontroller için ücretli izin vermesi de gerekmektedir (İK m.74, f.3). Ayrıca hekim raporu ile gerekli görüldüğü takdirde, hamile kadın işçi sağlığına uygun daha hafif işlerde çalıştırılır. Bu halde işçinin ücretinde bir indirim yapılamaz (İK m.74, f.4).

184 Kadın işçi erken doğum yapması halinde, doğumdan önce kullanamadığı izin süresini doğum sonrasında kullanabilir. 4 Emziren işçiler, bir yıl boyunca gece döneminde çalıştırılamazlar. Yine, kadın işçiye isteği hâlinde onaltı haftalık sürenin tamamlanmasından veya çoğul gebelik hâlinde onsekiz haftalık süreden sonra altı aya kadar ücretsiz izin verilir. Bu süre yıllık ücretli izin hakkının hesabında dikkate alınmaz (İK.m.74/5). Belirtelim ki, işçinin ücretsiz izin talebi işveren tarafından reddedilemez. Zira İş Kanunu nda işverene bu konuda bir takdir hakkı verilmemiştir. Kadın işçinin hamilelik nedeniyle çalıştırılamayacağı dönemde iş sözleşmesi askıda olduğu için özel bir kararlaştırma yoksa işveren ücret ödemek zorunda değildir. Ancak iş sözleşmesi veya toplu iş sözleşmesi ile öngörülmüşse işverenin ücret ödeme borcu devam edebilir. Bununla birlikte bahsi geçen dönem için işçinin birtakım ihtiyaçlarını karşılayabilmesi açısından geçmiş bir yıllık dönemde doksan gün kısa vadeli sigorta kolları primi bildirilmiş ise, Sosyal Güvenlik Kurumu işçiye geçici işgöremezlik ödeneği verir. Yine daha önce de belirttiğimiz gibi, Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik (Gebe EKÇY) m.9 a göre, Gebe veya emziren çalışan günde yedibuçuk saatten fazla çalıştırılamaz. Ayrıca, hamilelikleri boyunca (tesbit edilmesinden itibaren) gece postalarında çalıştırılmaları yasaktır (Gebe EKÇY m.9, f.3), Doğum öncesi ve sonrası çalıştırılamayacak sürelerde işçi neden ücret almaz? Emziren Kadın İşçilerin Korunması Emziren işçiler, bir yıl boyunca gece döneminde çalıştırılamazlar (Gebe EKÇY m.8). Yine, kadın işçilere bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir. Bu sürenin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirler. İşverenin bu konuda bir takdir hakkı bulunmamaktadır (İK m.74, f.son). Ayrıca emzirme süresi aynı zamanda çalışma süresinden de sayılır (İK m.66, f.1-e). Yine bu işçiler günde yedi buçuk saatten fazla çalıştırılamazlar. Çocuklu Kadın İşçilerin Korunması İşveren, emzikli işçilerin çocuklarını emzirebilmeleri ve işyerinde belirli sayıda kadın işçi çalıştırılması halinde işçilerin altı yaşına kadar çocuklarının bakımının sağlanabilmesi için oda ve yurt (anaokulu) açmakla da yükümlü kılınmıştır. Gerçekten, yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 100-150 kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde, bir yaşından küçük çocukların bırakılması ve bakılması ve emziren işçilerin çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine en çok 250 metre uzaklıkta bir emzirme odasının kurulması zorunludur. Yine, 150 den çok kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması ve bakılması, emziren işçilerin çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın bir yurdun kurulması da zorunludur. Yurt açma yükümlülüğünde olan işverenler yurt içinde anaokulu da açmak zorundadırlar. Yurt, işyerine 250 metreden daha uzaksa işveren taşıt sağlamakla yükümlüdür (Gebe EKÇY m.13 vd.). Yaşları ve medeni hâlleri ne olursa olsun, 100-150 kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde, bir yaşından küçük çocukların bırakılması ve bakılması ve emziren işçilerin çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine en çok 250 metre uzaklıkta bir emzirme odasının kurulması zorunludur. 150 den çok kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde ise, 0-6 yaşındaki çocukların bırakılması ve bakılması, emziren işçilerin çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın bir yurdun kurulması da zorunludur.

8. Ünite - İşin Kişiler Bakımından Düzenlenmesi 185 Kadın İşçilerin Kıdem Tazminatı Açısından Korunması Kadın işçinin evlenme tarihinden itibaren bir yıllık süre içerisinde iş sözleşmesini feshetmesi durumunda kendisine kıdem tazminatı verilir (1475 sayılı İK m.14). Bir yıllık süre, hak düşürücü süre niteliğindedir. Geçmesi durumunda herhangi bir tazminat alınamaz. Evlenme nedeniyle iş sözleşmesini evlenme tarihinden itibaren 1 yıl içinde fesheden işçi kıdem tazminatı alabilir. ENGELLİ VE ESKİ HÜKÜMLÜ İŞÇİLERE İLİŞKİN DÜZENLEMELER Genel Olarak Çalışma yaşamı içerisinde korunması gereken bir diğer grup da engelliler ve eski hükümlülerdir. Engellilerin iş bulmasında karşılaşılan zorluklar genellikle, bunların işe uyum ve işte başarılarının diğer işçilere nazaran daha düşük oldukları, verimsiz bir biçimde çalıştıkları konusundaki önyargılardır. Ayrıca işverenlerde engellilerin devamsızlıklarının da engelli olmayan işçilerle kıyaslandığında çok daha fazla olacağına yönelik yanlış kabullerinin bulunduğu görülmektedir. Hâlbuki yapılan araştırmalarda engellilerin işte başarılarının, devam durumlarının diğer işçilerden farklı olmadığı, hatta iş kaybetme düşüncesiyle söz konusu hususlara daha fazla dikkat ettikleri görülmektedir. Bununla birlikte, engellilerin de topluma ve çalışma yaşamına katılmada, kendilerinden ve ailelerinden kaynaklanan bir takım problemler de bulunmaktadır. Son yıllarda azalsa da genellikle dış dünyaya açılma konusunda sıkıntılar söz konusudur. Bu nedenle, bunların çalışma yaşamına katılımlarını sağlama konusunda bir takım koruyucu düzenlemeler gereklidir. Engellilerin Çalışma yaşamına kazandırılması konusunda ünyada belli başlı iki sistem uygulanmaktadır. Bunlardan ilki ve en eski olanı kota rejimidir. Burada, belirli niteliklere sahip işverenler belirli oranda engelli işi çalıştırma yükümlülüğü altındadır. Diğeri ise, ayrımcılığı önleyici mevzuat hükümlerinin benimsenmesi suretiyle engellilerin istihdamının sağlanmasıdır. Bunların yanı sıra, korumalı iş yerleri oluşturulmak suretiyle, özellikli iş yerlerinde belirli nitelikleri bulunan engellilerin istihdamı teşvik edilmektedir.. Ülkemiz açısından engellilerin istihdamı konusunda kabul edilen yöntem kota rejimidir. İş Kanunu şartları taşıyan işverenler için engelli çalıştırma yükümlülüğü getirmiştir. Bununla birlikte 1.7.2005 tarih ve 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun da korumalı işyerlerinde çalışanlar için de düzenleme yapılmıştır. Korumalı işyeri, işgücü piyasasına kazandırılmaları güç olan zihinsel veya ruhsal engellilere meslekî rehabilitasyon ve istihdam oluşturmak amacıyla Devlet tarafından teknik ve malî yönden desteklenen ve çalışma ortamı özel olarak düzenlenen işyeri olarak tanımlanmıştır (m.3/i). Yine çalışma yaşamında iş bulma açısından zorluk çeken bir diğer grup da eski hükümlülerdir. Eski hükümlüler için de İş Kanunu nda çalıştırma yükümlülüğü benimsenmiştir. Yalnız başlangıçta eski hükümlü çalıştırma yükümlülüğü kamu ve özel sektör işverenleri için söz konusu iken, 2008 yılında yapılan bir değişiklik ile yalnız kamu işyerlerinde eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu öngörülmüş, özel sektör için bu mecburiyet ortadan kaldırılmıştır. Bu arada belirtmeliyiz ki, İş Kanunu nun 30. maddesi kamu işverenleri için; eski hükümlü istihdamı yerine Askerlik Kanunu veya Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu kapsamına giren ve askerlik hizmetini yaparken Terörle Mücadele Kanunu hükümleri gereğince terör olaylarına maruz kalanlardan malul sayılmayacak şekilde yaralananların da istihdam edilebileceğini öngörmüştür. Türk Hukukunda engellilerin korunması açısından kota rejimi benimsenmiştir. Başlangıçta eski hükümlü çalıştırma yükümlülüğü kamu ve özel sektör işverenleri için söz konusu iken, 2008 yılında yapılan bir değişiklik ile yalnız kamu işyerlerinde eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu öngörülmüş, özel sektör için bu mecburiyet ortadan kaldırılmıştır.

186 İş Kanunu anlamında engelli vücut fonksiyon kaybı en az %40 oranında kaybeden kişidir. Engelli ve Eski Hükümlü Kavramları Günlük dilde engelliliği ifade etmek için birçok kavram kullanılmaktadır. Bunlar, sakatlık, malullük ve özürlülük gibi kavramlardır. Mevzuatta başta sakatlık sonra özürlü terimi kullanılırken şimdi engelli kavramı kabul görmektedir. Mevzuat içerisinde birden fazla engelli tanımlaması yapılmaktadır. Bunlardan bir tanesi, Engelliler Hakkında Kanundur. Buna göre engelli, Fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duyusal yetilerinde çeşitli düzeyde kayıplarından dolayı topluma diğer bireyler ile birlikte eşit koşullarda tam ve etkin katılımı kısıtlayan tutum ve çevre koşullarından etkilenen birey dir (m.3/c). İş mevzuatı açısından engelli tanımlaması, Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri Hakkında Yönetmelik te (YİYHY) düzenlenmiştir. Gerçekten, Yönetmelik m.3 e göre, engelli, Doğuştan ya da sonradan herhangi bir nedenle bedensel, zihinsel, ruhsal, duyusal ve sosyal yeteneklerini çeşitli derecelerde kaybetmesi nedeniyle toplumsal yaşama uyum sağlama ve günlük gereksinimlerini karşılamada güçlükleri olan ve korunma, bakım, rehabilitasyon, danışmanlık ve destek hizmetlerine ihtiyaç duyan kişilerden tüm vücut fonksiyon kaybı en az % 40 olduğu sağlık kurulu raporu ile belgelenenleri ifade etmektedir (m.3/e). Dolayısıyla İş Kanunu açısından çalıştırma yükümlülüğü kapsamında engelli olabilmek için vücut fonksiyon kaybının en az % 40 kaybı aranmaktadır. Bunun dışında engelliliğin, doğuştan ya da sonradan olması veya fiziksel ya da zihinsel olması herhangi bir farklılık oluşturmaz. Yönetmeliğe göre, eski hükümlü de, Bir yıldan uzun süreli bir cezadan veya Devlet memuru olmaya engel bir suçtan hüküm giyenleri, cezasını infaz kurumlarında tamamlayanları, cezası ertelenenleri, koşullu salıverilenleri, özel kanunlarda belirtilen şartlardan dolayı istihdam olanağı bulunmayanları ve ömür boyu kamu hizmetlerinden yasaklı bulunanlar ı ifade eder (YİYHY m.3/a). Yine eski hükümlüler açısından da eski hükümlü tanımlamasına girmeyenler, çalıştırma yükümlülüğünden yararlanamaz. Engelli ve Eski Hükümlü Çalıştırma Yükümlülüğünün Şartları İşverenler elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları, özel sektör işyerlerinde yüzde üç engelli, kamu işyerlerinde ise yüzde dört engelli ile yüzde iki eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler. (İK m. 30, f.1). Tarım ve orman işyerlerinde İş Kanunu nun uygulanması açısından elli bir veya daha fazla işçi çalıştırılması gerekmektedir (İK m.4, f.1-b, YİYHY m.10/b). İşverenin engelli ve eski hükümlü çalıştırma yükümlülüğü açısından çalıştırdığı toplam işçi sayısı belirlenirken aynı il sınırları içerisinde yer alan işyerleri bir bütün olarak dikkate alınır. Zorunlu çalıştırılacak engelli ve eski hükümlü işçi sayısının tespitinde belirli veya belirsiz süreli iş sözleşmesine göre çalıştırılan tüm işçiler esas alınır. Kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür ve işyerindeki tam süreli çalışan işçi sayısına ilave edilir. İşyerinde kısmi süreli olarak çalıştırılan engelli ve eski hükümlü işçi bulunması halinde bunlar da çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür ve toplam işçi sayısından düşülür. Oranın hesaplanmasında yarıma kadar kesirler dikkate alınmaz. Yarım ve daha fazla olan kesirler tama dönüştürülür. Yer altı ve su altında yapılan işlerde engelli işçi çalıştırılamaz ve işyerinde çalışan işçi sayısında yer altı ve su altında çalıştırılan işçiler toplam sayıda dikkate alınamazlar. Bunun gibi, Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun a göre kurulan özel güvenlik şirketleri ile kurumların kendi ihtiyacı için kurduğu güvenlik birimlerinde güvenlik elemanı olarak çalışan işçiler engelli ve eski hükümlü işçi sayısının tespitinde dikkate alınmaz.

8. Ünite - İşin Kişiler Bakımından Düzenlenmesi 187 Yine, işyerinde çalıştırılan engelli ve eski hükümlü işçiler de, toplam işçi sayısının hesabında gözönünde tutulmazlar. Belirtmek gerekir ki işyerinin işçisi iken engelli olanlara çalıştırma yükümlülüğü açısından öncelik verilmek gerekir. Ayrıca İş Kanunu işyerinde çalışırken herhangi bir nedenle sakatlanarak ayrılanların iyileşmeleri (çalışabilecek konuma gelmeleri) durumunda eski işverenleri tarafından istihdam edilmelerini de zorunlu kılmıştır. Bu yükümlülük için şu şartlar gereklidir: Her şeyden önce, işçi engellilik nedeniyle işyerinden ayrılmalıdır. Belirtelim ki buradaki engellilik, çalıştırma yükümlüğü kapsamına giren bir sakatlık ya da malullük sigortasından yararlanma anlamında malul olmayı gerektirmemektedir. Sonra, engellilik ortadan kalkmalı, işçi iyileşmelidir. Ayrıca işyerinde boş yer olmalı ve işçi talepte bulunmalıdır. Bahsi geçen şartları taşıyan eski işçiyi herhangi bir haklı gerekçesi olmaksızın işe almayan işveren, altı aylık ücret tutarında tazminat ödemekle yükümlüdür (İK m.30, f.8). Yer altı ve su altında neden engelli çalıştırma yükümlülüğü bulunmamaktadır? Engelli ve Eski Hükümlülerin İşe Alınması İşverenler çalıştırmakla yükümlü oldukları işçileri Türkiye İş Kurumu aracılığı ile işe alınmalıdırlar (İK m.30, f.4). Bununla birlikte ilgili Yönetmelik te, özel sektör işverenleri için dışarıdan, yasal koşulları taşıyanların da istihdamına izin verilmiştir. Ancak bunun için durumun onbeş gün içinde Kuruma bildirilmesi ve ilgili kişinin kaydının yapılması gerekir. Kurum tarafından tescili yapılmayan işçi, engelli statüsünde değerlendirilmez (YİYHY m.13). Engelli ve eski hükümlü çalıştırma yükümlülüğü açısından işverenlerin Kuruma talepte bulunmaları gerekir. Bunun için yükümlülüğün doğduğu tarihten itibaren beş gün içinde Türkiye İş Kurumuna başvurulmalıdır. Taleplerde, işçilerin nitelikleri belirtilir ve işyerinde yapılan işin gerektirdiği ağırlıklı vasıfların üstünde istihdamı zorlaştırıcı şartlar öne sürülemez. Yine, engelli statüsündeki işçi taleplerinde, işin niteliği gerektirmediği sürece, engellilik oranına üst sınır getirilemez ve özür grupları arasında ayrım yapılamaz. Ayrıca, eski hükümlü statüsündeki işçi taleplerinde de, eski hükümlüler arasında suç tasnifine göre bir ayrım yapılamaz (YİYHY m.14). Kurum, özel sektör işverenlerinin taleplerini onbeş gün içinde karşılamak durumundadır. Kamu işyerlerinin engelli ve eski hükümlü talepleri, kamuda işçi istihdamına ilişkin mevzuat hükümleri çerçevesinde karşılanır. Engelli çalıştırma yükümlülüğü ancak sürekli işlerde söz konusudur. 5 Engelli ve Eski Hükümlü Çalıştırılmasının Hükümleri Çalıştırma yükümlüğü kapsamında olanlar meslek, beden ve ruhi durumları dikkate alınarak çalıştırılırlar. Engelli ve eski hükümlü olmak daha düşük ücretle çalıştırma sebebi olamaz. Bu işçiler diğer işçilere yapılan sosyal yardımlardan aynen yararlanırlar. Yine işe alınmada; iş seçiminden başvuru formları, seçim süreci, teknik değerlendirme, önerilen çalışma süreleri ve şartlarına kadar olan aşamaların hiçbirinde engelliler ve eski hükümlüler aleyhine ayrımcı uygulamalarda bulunulamaz. Bu anlamda, çalışan engelli ve eski hükümlülerin aleyhine sonuç doğuracak şekilde, diğer kişilerden farklı muamelede bulunulamaz. Söz konusu kimseler hakkında ayrımcı ve farklı muamele yapılması, Türk Ceza Kanunu anlamında suç sayılır. Belirtmek gerekir ki, engellilerin yer altı ve su altı işlerinde ve sağlık kurulu raporunda belirtilen çalıştırılamayacak oldukları işlerde çalıştırılmaları mümkün değildir. Bunun gibi, eski hükümlüler hakkında da, kamu güvenliği ile ilgili hizmet üreten işyerlerinde eski hükümlülerin çalıştırılabilmeleri mümkün değildir.

188 Üzerinde durulması gereken konulardan bir tanesi de, işverenler için, işyerlerini engellilerin çalışmalarını kolaylaştıracak ve işin engelli çalışana uygunluğunu sağlayacak şekilde hazırlamak, sağlıkları için gerekli tedbirleri almak, mesleklerinde veya mesleklerine yakın işlerde çalıştırmak, işleriyle ilgili bilgi ve yeteneklerini geliştirmek, çalışmaları için gerekli araç ve gereçleri sağlamak zorunda olduklarıdır (YİYHY m.18). Engelli ve eski hükümlü çalıştırma yükümlülüğüne uymayan işveren aylık kişi başına idari para cezası ödemek durumundadır. Engelli ve Eski Hükümlü Çalıştırma Yükümlülüğüne Aykırılığın Yaptırımı Engelli ve eski hükümlü çalıştırma yükümlülüğüne aykırılık halinde İş Kanunu idari para cezası verilmesini öngörmektedir. Gerçekten İş Kanunu nun 101. maddesine göre, engelli ve eski hükümlü çalıştırmayan işveren veya işveren vekiline çalıştırmadığı her bir engelli ve eski hükümlü ve çalıştırmadığı her ay için (T1.700) idari para cezası verilir. Kamu kuruluşları da bu para cezasından hiçbir şekilde muaf tutulamaz. Engelli Çalıştırılmasının Teşviki Engelli çalıştırılmasının teşviki açısından diğer bazı Batı ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de teşvik sistemi uygulanmaktadır. Gerçekten İş Kanunu, engelli istihdam eden işverenler için 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince ödenmesi gereken primlerde indirim uygulanmasını öngörmektedir. Teşvikten özel sektör işverenleri yararlanmaktadır. Bunun için İş Kanunu kapsamında çalıştırılan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu na tabi veya korumalı işyerlerinde çalıştırılan engelli sigortalı olmak gerekir. Söz konusu teşvike göre; Engelli çalıştırma yükümlülüğü kapsamında engelli çalıştıran veya korumalı işyerlerinde çalışan engellilerin prime esas kazanç altı sınırı (asgari ücret) üzerinden hesaplanan sigorta priminin işveren hissesinin tamamı, Kontenjan fazlası engelli çalıştıran veya, Yükümlü olmadıkları halde engelli çalıştıran işverenlerin, bu şekilde çalıştırdıkları her bir engelli için prime esas kazanç alt sınırı (asgari ücret) üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin tamamı Hazinece karşılanır. Belirtelim ki, bu teşvikten yararlanabilmek için işverenin 5510 sayılı Kanun dan doğan yükümlülüklerini de yerine getirmesi gereklidir. 6 Engelli çalıştırma yükümlülüğü konusunda getirilen teşvikin amacı ne olabilir?

8. Ünite - İşin Kişiler Bakımından Düzenlenmesi 189 Özet 1 Çocuk ve genç işçilerin çalışma yaşamında korunmasıyla ilgili düzenlemeleri açıklamak. İş Hukuku mevzuatımızda, çalışma yaşına başlama, küçüklerin çalışma saatleri, dinlenme süreleri gibi alanlarda istismarlarınnı önlenmesi ve sağlıklarının korunması açısından gerekli yasal tedbirler mevcuttur. Çocuk ve genç işçilere yönelik mevzuattaki düzenlemeleri, çalıştırma yasakları, rapor alma zorunluluğu ve dinlenme sürelerinde koruma başlıkları altında incelemek mümkündür. Maden ocakları ile kablo döşemesi, kanalizasyon ve tünel inşaatı gibi yer altında veya su altında çalışılacak işlerde onsekiz yaşını doldurmamış erkeklerin çalıştırılmaları yasaktır (İK m.72). Yine, sanayiye ait işlerde gece döneminde onsekiz yaşını doldurmamış erkek işçilerin çalıştırılmaları da yasaktır (İK m.73, f.1). Umumi Hıfzısıhha Kanunu nun 176. maddesine göre de, onsekiz yaşından küçük çocukların bar, kabare, dans salonları, kahve gazino ve hamamlarda çalıştırılmaları yasaktır. Türk Hukukunda kural olarak onbeş yaşını doldurmamış küçüklerin çalıştırılmaları yasaktır. Bununla birlikte ondört yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış çocukların, birtakım şartlarla bazı hafif işlerde çalıştırılabilmeleri de mümkündür. İş Kanunu nun 71. maddesinin 1 ve 2. Fıkrasına göre, Onbeş yaşını doldurmamış çocukların çalıştırılması yasaktır. Ancak, ondört yaşını doldurmuş ve ilköğretimi tamamlamış olan çocuklar, bedensel, zihinsel ve ahlaki gelişmelerine ve eğitime devam edenlerin okullarına devamına engel olmayacak hafif işlerde çalıştırılabilirler. Çocuk ve genç işçilerin işe yerleştirilmelerinde ve çalıştırılabilecekleri işlerde güvenlik, sağlık, bedensel, zihinsel ve psikolojik gelişmeleri, kişisel yatkınlık ve yetenekleri dikkate alınır. Çocuğun gördüğü iş onun okula gitmesine, mesleki eğitiminin devamına engel olamaz, onun derslerini düzenli bir şekilde izlemesine zarar veremez. Belirtelim ki çalışma yaşı açısından getirilen sınarlama ayrıca çalışma süreleri bakımından da uygulanır. Bir başka ifadeyle, temel eğitimini tamamlamış ve okula gitmeyen çocukların çalışma süreleri günde yedi ve haftada otuzbeş saatten fazla olamaz. Ancak onbeş yaşını tamamlamış çocuklar için bu süre günde 8 ve haftada kırk saate kadar artırılabilir. Okula devam eden çocukların eğitim dönemindeki çalışma süreleri, eğitim saatleri dışında olmak üzere, günde iki saat ve haftada on saat olabilir (İK m.71, f.4, 5). 2 Çocuk ve Genç İşçilerin Çalıştırılma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik, dinlenme süreleri açısından da birtakım özel hükümler getirmiştir. Gerçekten, çocuk ve genç işçiler için, ara dinlenme süresi, iki saatten fazla dört saatten az süren işlerde otuz dakika, dört saatten yedi buçuk saate kadar olan işlerde çalışma süresinin ortasında bir saat olmak üzere verilmek zorundadır (Yönetmelik m.6, f.4). Yine, çocuk ve genç işçilerin hafta tatili izinleri kesintisiz kırk saatten az olamaz. Hafta tatili ücreti bir iş karşılığı olmaksızın ödenir (Yönetmelik m.8). Kadın işçiler açısından getirilen koruyucu düzenlemeleri tartışmak. Çalışma yaşamı içerisinde kadın işçilerin korunması gerekmektedir. Kadınlar açısından getirilen düzenlemelerin amacı ise, cinsiyet ayrımcılığının ortadan kaldırılması ve cinsiyet nedeniyle ortaya çıkabilecek bazı özel durumların (hamilelik gibi) doğurabileceği olumsuzları gidermeye yöneliktir. Bu maksatla birtakım uluslararası sözleşmeler yürürlüğe konmuş, ülkeler de birtakım kanuni düzenlemeler yapmışlardır. Kadın istihdamında öncelikli olarak kadının istihdama girişinin sağlanması yanında, çalışan kadın işçilerin iş ilişkisi devam ederken ve iş ilişkisinin sona ermesi durumunda da korunmaları icap eder. Bu arada kadın işçilere yönelik gebelik öncesi ve sonrasını ilgilendiren ilave tedbirlerin de alınması icap eder. Mevzuat içerisinde gerek İş Kanunu, gerek Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ve gerekse de Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu nda bir takım düzenlemeler bulunmaktadır. İş Hukukunda kadın işçileri koruyucu düzenlemeler elbette mevcuttur. Bunlardan bir kısmı, eşit değerde işe eşit ücret, ayrımcılık yasağı gibi, çalışma yaşamında erkek işçilerden farklı bir muameleye tabi tutulmalarını önlemekte, bir başka ifadeyle, kadınların erkek işçilerle eşit muamele görmelerini sağlamaktadır. Diğer bir kısmı da, kadın işçilerin özellikleri nedeniyle kadın olmalarından kaynaklanan analık görevleri, meslek hayatları yanında ev hanımlığını da üstlenmeleri nedeniyle korunmalarını hedeflemektedir.

190 Engelli ve eski hükümlü çalıştırma yükümlülüğünü Engelli ve eski hükümlü çalıştırmayı teşvik 3 ve bu yükümlülüklere aykırılığın sonuçlarını 4 düzenlemelerini listelemek. değerlendirmek. İşverenler elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları, özel sektör işyerlerinde yüzde üç engelli, kamu işyerlerinde ise yüzde dört engelli ile yüzde iki eski hükümlü işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler (İK m.30, f.1). Engelli ve eski hükümlü çalıştırma yükümlülüğüne aykırılık halinde İş Kanunu idari para cezası verilmesini öngörmektedir. Gerçekten İş Kanunu nun 101. maddesine göre, engelli ve eski hükümlü çalıştırmayan işveren veya işveren vekiline çalıştırmadığı her bir engelli ve eski hükümlü ve çalıştırmadığı her ay için 2012 yılı süresince T1.700 idari para cezası verilir. Engelli çalıştırılmasının teşviki açısından diğer bazı Batı ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de teşvik sistemi uygulanmaktadır. Gerçekten İş Kanunu, engelli istihdam eden işverenler için 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereğince ödenmesi gereken primlerde indirim uygulanmasını öngörmektedir. Teşvikten özel sektör işverenleri yararlanmaktadır. Bunun için İş Kanunu kapsamında çalıştırılan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa tabi veya korumalı işyerlerinde çalıştırılan engelli sigortalı olmak gerekir. Söz konusu teşvike göre, Kamu kuruluşları da bu para cezasından hiçbir şekilde Engelli çalıştırma yükümlülüğü kapsamında özürlü muaf tutulamaz. çalıştıran veya korumalı işyerlerinde çalışan engellile- rin prime esas kazanç altı sınırı (asgari ücret) üzerinden hesaplanan sigorta priminin işveren hissesisinin tamamı, Kontenjan fazlası engelli çalıştıran veya Yükümlü olmadıkları hâlde engelli çalıştıran işverenlerin, bu şekilde çalıştırdıkları her bir engelli için prime esas kazanç alt sınırı (asgari ücret) üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin tamamı Hazinece karşılanır.

8. Ünite - İşin Kişiler Bakımından Düzenlenmesi 191 Kendimizi Sınayalım 1. Philedelphia Bildirgesi hangi örgütün anayasası olarak kabul edilmektedir? a. Dünya Sağlık Örgütünün b. Avrupa Konseyinin c. Avrupa Birliğinin d. Birleşmiş Milletlerin e. Uluslararası Çalışma Örgütünün 2. Onsekiz yaşından küçük çocukların bar, kabare, dans salonları, kahve gazino ve hamamlarda çalıştırılmaları hangi Kanunda yasaklanmıştır? a. İş Kanunu b. Umumi Hıfzıssıhha Kanunu c. Mesleki Eğitim Kanunu d. Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu e. Borçlar Kanunu 3. Temel eğitimini tamamlamış ve okula gitmeyen çocukların çalışma süreleri haftada kaç saatten fazla olamaz? a. 25 b. 30 c. 35 d. 40 e. 45 4. Emziren işçi doğumdan itibaren hangi süre içerisinde gece çalıştırılamaz? a. 6 ay b. 3 ay c. 9 ay d. 12 ay e. 18 ay 5. Günde 5 saat çalışan bir genç işçi için ara dinlenmesi süresi ne kadardır? a. 60 dakika b. 30 dakika c. 15 dakika d. 45 dakika e. 75 dakika 6. Kadın işçi herhangi bir sebep olmaksızın işveren tarafından erkek meslektaşından daha düşük bir ücret alıyorsa, yapılan bu ayrımcılık nedeniyle, hangi miktarda ücreti tutarında bir tazminata hak kazanır? a. 6 aya kadar b. 3 aya kadar c. 4 aya kadar d. 5 aya kadar e. 12 aya kadar 7. İşyerinde 5 aydan beri çalışan işçinin do um nedeniyle devams zl, do um tarihinden sonra hangi süreyi aflarsa, iflveren sözleflmeyi hakl nedenle sona erdirebilir? a. 24 b. 20 c. 26 d. 30 e. 32 8. Emzirme izni günlük ne kadardır? a. 15 dakika b. 30 dakika c. 45 dakika d. 60 dakika e. 90 dakika 9. İş Kanunu na göre, işçi vücut fonksiyon kayıp oranını hangi miktarda kaybederse çalıştırma yükümlülüğü kapsamına giren engelli bir işçi sayılabilir? a. % 60 b. % 90 c. % 20 d. % 40 e. % 50 10. Yükümlü olmadıkları halde engelli çalıştıran işverenler için sigorta prim teşviki, prime esas kazanç alt sınırı (asgari ücret) üzerinden hesaplanan sigorta primine ait işveren hisselerinin ne kadarıdır? a. 2/3 ü b. Tamamı c. 1/4 ü d. 3/4 ü e. 1/5 i