T.C. D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE Esas No : 2010/2495 Karar No : 2014/7763 Anahtar Kelimeler : Hakim, savcı, havaalanı, VİP hakkında. Özet : Hakim ve savcıların havaalanlarında VIP uygulamasından yararlanamayacağı Davacı Davalı : Malatya Cumhuriyet Savcısı : Başbakanlık - ANKARA Davanın Özeti : Malatya Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan davacı tarafından; havaalanlarındaki VIP salonlarından faydalanacak Türk Ricali belirleyen listeye, "birinci sınıf hakim ve savcılıkta üç yılını doldurup Yargıtay ya da Danıştay üyeliğine seçilme koşullarını kaybetmemiş olanlar"ın da eklenmesi istemli başvurusunun reddine ilişkin 19.1.2010 tarih ve 639 sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan ve havaalanlarındaki VIP salonlarından yararlanacak Türk Ricali belirleyen 25.6.2002 tarih ve 2002/23 sayılı Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü Genelgesinin; 2802 sayılı Hakim ve Savcılar Kanunu'na ekli I sayılı Ek Gösterge Cetvelinde, birinci sınıf hakim ve savcılıkta üç yılını doldurup Yargıtay ya da Danıştay üyeliğine seçilme koşullarını kaybetmemiş olanların, Yargıtay ve Danıştay üyeleri ile aynı statüde düzenlendiği; bu nedenle havaalanlarındaki VIP salonlarından yararlanacak Türk Ricalin yer aldığı listede, Yargıtay ve Danıştay üyelerine yer verilmesine karşın, başvuru konusu hakim ve savcılara yer verilmemesinin hukuka aykırı olduğu; aynı zamanda söz konusu hakim ve savcıların listeye dahil edilmesinin, görev, kıdem ve liyakatlerine uygun düşeceği, aksi durumun mesleğin vakar ve onuruna aykırı olacağı iddialarıyla iptali istenilmektedir. Savunmanın Özeti : Dava konusu Genelgenin, dayanağı 3056 sayılı Yasaya uygun olduğu; Dışişleri Bakanlığınca yapılan araştırma sonucu, yurtdışındaki uygulamalarda da, kısıtlı bir zevatın söz konusu hizmetten yararlandırıldığının tespit edildiği; havaalanlarındaki VIP salonlarından yararlanacak Türk Ricalin mukayese suretiyle genişletilmesinin, VIP uygulamasının amacından sapmasına, hizmetin aksamasına ve güvenlik sorunlarına yol açacağı; bu nedenle davacının başvurusunun reddine yönelik dava konusu bireysel işlemde
ve dayanağı Genelgede hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır. Danıştay Tetkik Hakimi :... Düşüncesi : Dava konusu Genelgenin, işgal ettikleri makam veya sahip oldukları istisnai konum/sıfat nedeniyle, özellikle görevleri gereği sıkça yurt içi veya yurt dışı seyahatlerde bulunan kişilerin, havaalanlarındaki hizmetlerden daha süratli bir şekilde yararlanmaları ve daha nitelikli hizmet almaları amacına yönelik olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, havaalanlarındaki VIP salonlarından yararlanmaya ilişkin bu hizmetin niteliği gereği istisnai bir hizmet olduğu, Devlet Teşkilatının düzenli bir şekilde işlemesini teminen yalnızca kısıtlı bir zevatı kapsadığı; kapsamın mukayese suretiyle genişletilmesinin, VIP uygulamasının amacından sapmasına, hizmetin aksamasına ve güvenlik sorunlarına yol açabileceği sonucuna varıldığından; dayanağı 3056 sayılı Yasa çerçevesinde yürürlüğe konulan dava konusu Genelgede ve bu Genelgeye dayanılarak tesis edilen uygulama işleminde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenle, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir. Danıştay Savcısı :... Düşüncesi : Dava; Malatya Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan davacı tarafından, Yargıtay ve Danıştay üyeliğine seçilme hakkını kaybetmemiş hakim ve savcılarında Havaaalanlarındaki (VIP) salonlarından yararlandırılması gerektiğinden bahisle yapılan başvurunun reddine ilişkin 19.1.2010 gün ve 639 sayılı işlem ile bu işleme dayanak alınan Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünün 25.6.2002 gün ve 2002/23 sayılı Genelgesinin iptali istemiyle açılmıştır. 3056 sayılı Başbakanlık Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 2'nci maddesinde, Başbakanlığın görevleri düzenlenmiş ve Devlet Teşkilatının düzenli ve müessir bir şekilde işlemesini temin edecek prensipleri tespit etmek görevleri arasında sayılmış, 33'üncü maddesinde ise, Başbakanlığın, kanunla yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetleri tüzük, yönetmelik, tebliğ ve genelgelerle düzenlemekle görevli ve yetkili olduğu, hükmüne yer verilmiş; 4009 sayılı Dışişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun 2'nci maddesinin j bendinde de, Türkiye Cumhuriyetinin Devlet ve Dışişleri protokolünü düzenlemek ve yürütmekle görevli olduğu hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu düzenlemelere dayanılarak Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünce hazırlanan ve yeni düzenleme yapılıncaya kadar geçerliliği olan 4.10.1993 gün ve 1993/42 sayılı Genelge yürürlüğe konulmuş ve bu kapsamda havaalanlarında bulunan VIP salonlarından faydalanacak Türk Ricali Genelgeye ekli Ek-2 sayılı listede gösterilmiştir.
Sözü edilen listeyi yeniden düzenleyen dava konusu Genelge, 3056 sayılı Yasaya dayanılarak Türkiye'deki bütün havaalanlarındaki VIP salonlarından yararlanacak Türk Ricali belirlemek amacıyla çıkarılmış; ancak anılan Yasada yararlanacakların tespitine yönelik olarak herhangi bir kısıtlamaya gidilmeyerek idareye takdir hakkı tanınmıştır. Anayasanın başlangıç kısmında kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetkilerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir iş bölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu belirtilmiştir. Yukarıda değinildiği üzere, "kuvvetler ayrılığı" ilkesi benimsenerek hazırlanıp yürürlüğe konulan Anayasamızın üçüncü kısmında düzenlenen sırasıyla, yasama, yürütme ve yargı erkinin Anayasada da öngörülen örgütlenme biçimi dikkate alındığında, Devlet erkanının temsil edileceği yerlerde anılan kurumları (yasama, yürütme, yargı) temsile yetkili olanlara, belirlenen bu sıraya göre yer verilmesi gerekeceği açıktır. Uyuşmazlıkta, 2002/23 sayılı Genelgenin eki cetvelde "birinci sınıf hakim ve savcılıkta üç yılını doldurup Yargıtay ve Danıştay üyeliğine seçilme hakkını kaybetmemiş olanlara" da yer verilmesi istemiyle dava açılmış ise de, ülkemizde görev yapan sözkonusu durumdaki yargı mensuplarının ve TÜRK RİCAL kapsamında olması nedeniyle bu görevlerden emekli olanların sayısı göz önüne alındığında; devlet erkanı ve diğer zevata verilecek VIP uygulaması zaman ve mekan bakımından aksama yaratarak amacına uygun bir şekilde gerçekleştirilemeyeceği gibi, Türkiye'deki bütün havaalanlarında bulunan VIP salonlarından yararlanacak olanların belirlenmesi konusunda idareye takdir yetkisi tanınmış olup; iptali istenilen düzenlemede, kamu yararı, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Öte yandan; Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünün 25.6.2002 gün ve 2002/23 sayılı Genelgesinin iptali istemiyle başka bir davacı tarafından açılan dava da, İdari Dava Daireleri Kurulunun 12.11.2009 gün ve 2009/2289 sayılı kararıyla onanan Danıştay Onuncu Dairesinin 22.12.2009 gün ve 2009/10696 sayılı kararıyla reddedilmiştir. Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince gereği görüşüldü: Dava; Malatya Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan davacı tarafından; havaalanlarındaki VIP salonlarından faydalanacak Türk Ricali belirleyen listeye, birinci sınıf hakim ve savcılıkta üç yılını doldurup Yargıtay ya da Danıştay üyeliğine seçilme koşullarını kaybetmemiş olanların da eklenmesi istemli başvurusunun reddine ilişkin 19.1.2010 tarih ve 639 sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan ve havaalanlarındaki VIP salonlarından
yararlanacak Türk Ricali belirleyen 25.6.2002 tarih ve 2002/23 sayılı Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü Genelgesinin iptali istemiyle açılmıştır. 3056 sayılı Başbakanlık Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 2. maddesinin (b) bendinde, Devlet Teşkilatının düzenli ve müessir bir şekilde işlemesini temin edecek prensipleri tespit etmek Başbakanlığın görevleri arasında sayılmış; aynı Yasanın 9. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde de, Başbakanlık Teşkilatının ana hizmet birimlerinden olan Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü'nün, Devlet Teşkilatının düzenli bir şekilde işlemesini sağlayıcı prensipleri tespit etmek, direktifler vermek, önlemler almak ve koordinasyonu sağlamakla görevli olduğu düzenlemesine yer verilmiş; 33. maddesinde ise, Başbakanlığın, kanunla yerine getirmekle yükümlü olduğu hizmetleri tüzük, yönetmelik, tebliğ ve genelgelerle düzenlemekle görevli ve yetkili olduğu hükme bağlanmıştır. 4009 sayılı Dışişleri Bakanlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 2. maddesinin (j) bendinde de, Türkiye Cumhuriyetinin Devlet ve Dışişleri protokolünü düzenlemek ve yürütmek Dışişleri Bakanlığının görevleri arasında sayılmıştır. Yukarıda aktarılan Yasa hükümlerine dayanılarak, Türkiye'deki bütün havaalanlarında bulunan yabancı konuklar şeref salonları ile VIP salonlarından faydalanacakları ve bu salonları kullanma esaslarını belirlemek amacıyla Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğünce 4.10.1993 tarih ve 1993/42 sayılı Genelge yürürlüğe konulmuş, bu düzenlemenin yeni düzenleme yapılıncaya kadar geçerli olacağı kabul edilmiş; bu kapsamda VIP salonlarından faydalanacak Türk Rical, Genelgeye ekli Ek-2 sayılı listede belirlenmiştir. 25.6.2002 tarih ve 2002/23 sayılı dava konusu Genelge ise, 1993/42 sayılı Genelgeye ekli Ek-2 sayılı cetveli yeniden düzenlemiştir. Buna göre, dava konusu Genelgeye ekli Ek-2 sayılı cetvelde, yüksek yargı organlarının başkan ve üyelerine (Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi, Uyuşmazlık Mahkemesi) yer verilmiş iken; davacının başvurusuna konu "birinci sınıf hakim ve savcılıkta üç yılını doldurup Yargıtay ya da Danıştay üyeliğine seçilme koşullarını kaybetmemiş olanlar" Genelge kapsamı dışında bırakılmıştır. Dava dosyasının incelenmesinden; Malatya Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapan davacının; havaalanlarındaki VIP salonlarından faydalanacak Türk Ricali belirleyen listeye, "birinci sınıf hakim ve savcılıkta üç yılını doldurup Yargıtay ya da Danıştay üyeliğine seçilme koşullarını kaybetmemiş olanlar"ın da eklenmesi istemiyle davalı Başbakanlığa başvurduğu; başvurusunun, 2002/23 sayılı Genelgede talep konusu hakim ve savcıların yer almadığı gerekçesiyle reddedilmesi üzerine, bu işlem ile işlemin dayanağı olan 25.6.2002 tarih ve
2002/23 sayılı Başbakanlık Personel ve Prensipler Genel Müdürlüğü Genelgesinin iptali istemiyle bakılmakta olan davayı açtığı anlaşılmaktadır. Dava konusu Genelge, 3056 sayılı Yasaya dayanılarak Türkiye'deki bütün havaalanlarındaki VIP salonlarından yararlanacak Türk Ricali belirlemek amacıyla çıkarılmış olup; söz konusu Yasada, anılan hizmetten yararlanacakların tespitine yönelik herhangi bir kritere yer verilmemek suretiyle, konu, idarenin takdir yetkisine bırakılmıştır. Ancak söz konusu yetkinin mutlak ve sınırsız olmadığı, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu hususunda kuşku bulunmamaktadır. Anayasanın başlangıç kısmında kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetkilerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir iş bölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu belirtilmiştir. Yukarıda değinildiği üzere, "kuvvetler ayrılığı" ilkesi benimsenerek hazırlanıp yürürlüğe konulan Anayasamızın üçüncü kısmında da, devletin temel örgütlenme biçimi "Cumhuriyetin Temel Organları" başlığı altında sırayla yasama, yürütme ve yargı olarak düzenlenmiştir. Anayasanın da öngördüğü ve güçler ayrılığının esas alındığı bu örgütlenme biçimi dikkate alındığında, Devlet erkanının temsil edileceği yerlerde anılan kurumları (yasama, yürütme, yargı) temsile yetkili olanlara, belirlenen bu sıraya göre yer verilmesi gerektiği tabiidir. Bununla birlikte, dava konusu Genelgenin incelenmesinden; VIP salonlarından faydalanacak Türk Ricalin belirlenmesinde esas alınan kriterin, yukarıda belirtilen Devlet erklerini temsile yetkili olma hususuyla ilgili olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Nitekim, Toplu Konut İdaresi Başkanı, GAP İdaresi Başkanı ve sendika konfederasyonları genel başkanlarının yürütme organını temsile yetkili olmadığı dikkate alındığında, anılan kişilere temsil amacıyla yer verilmediği açıktır. Bu çerçevede, dava konusu Genelgenin, işgal ettikleri makam veya sahip oldukları istisnai konum/sıfat nedeniyle, özellikle görevleri gereği sıkça yurt içi veya yurt dışı seyahatlerde bulunan kişilerin, havaalanlarındaki hizmetlerden daha süratli bir şekilde yararlanmaları ve daha nitelikli hizmet almaları amacına yönelik olduğu görülmektedir. Dolayısıyla, havaalanlarındaki VIP salonlarından yararlanmaya ilişkin bu hizmetin niteliği gereği istisnai bir hizmet olduğu, Devlet Teşkilatının düzenli bir şekilde işlemesini teminen yalnızca kısıtlı bir zevatı kapsadığı; kapsamın mukayese suretiyle genişletilmesinin, VIP uygulamasının amacından sapmasına, hizmetin aksamasına ve güvenlik sorunlarına yol açabileceği sonucuna varılmaktadır.
Diğer bir deyişle, dava konusu Genelgede, davacının da dahil olduğu "birinci sınıf hakim ve savcılıkta üç yılını doldurup Yargıtay ya da Danıştay üyeliğine seçilme koşullarını kaybetmemiş olanlar" kategorisine yer verilmemesi, söz konusu görevin, Genelgede yer alan diğer görevlerden daha az önemli bir görev olmasından değil; hizmetin istisnai niteliği ile zaman ve mekan güçlüğü yaşanmadan gereği gibi ifası amacından kaynaklanmaktadır. Bu itibarla, dayanağı 3056 sayılı Yasayla verilen takdir yetkisi çerçevesinde yürürlüğe konulan dava konusu Genelgede ve bu Genelgeye dayanılarak tesis edilen uygulama işleminde hukuka ve kamu yararı ile hizmet gereklerine aykırılık görülmemektedir. Nitekim, Cumhuriyet Başsavcılarına yer vermemesi nedeniyle hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek dava konusu Genelgenin iptali istemiyle açılan başka bir davada, Dairemizin 22.4.2008 tarih ve E:2007/685, K:2008/2803 sayılı kararıyla davanın reddi yolunda verilen karar; İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 12.11.2009 tarih ve E:2008/2357, K:2009/2289 sayılı kararıyla onanmıştır. Açıklanan nedenlerle, yasal dayanaktan yoksun bulunan DAVANIN REDDİNE, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyizen başvurulabileceğinin taraflara duyurulmasına, 16.12.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.