KAS GERİLİM DİSFONİLERİ

Benzer belgeler
VİDEOLARENGOSTROBOSKOPİNİN SES HASTALIKLARININ TANI VE TEDAVİSİNDEKİ KLİNİK ÖNEMİ

Ses Kısıklığı Nedenleri:

Organik ve Fonksiyonel Disfonilerde Tedavi Sonrası Ses Kalitesindeki Değişikliklerin Akustik Olarak Ölçümü

Pediatrik ses bozuklukları ve ses terapisinin etkinliği Pediatric voice disorders and the efficiency of voice therapy

Vokal Fold Paralizisinden Sonra Larinks Nasıl Davranır? Videolaringoskopik Bulgular

Ses Hastalıkları. Yrd. Doç. Dr. Burak Ülkümen Celal Bayar Üniversitesi KBB Anabilim Dalı

Ses Kısıklığının Ses Spektrografisi İle Objektif Değerlendirilmesi

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

Gündüz Aşırı Uykululuğun Psikiyatrik Nedenleri ve Tedavileri

Omurga-Omurilik Cerrahisi

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

Sesiniz Kı. sılırsa Bunları Yapın!

T.C. ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS PROGRAMLARI DERS İÇERİKLERİ I. YARIYIL ZORUNLU DERSLER

Puberfoni ve Tedavisi. Puberphonia and Treatments


TONSİLLOFARENJİT TANI VE TEDAVİ ALGORİTMASI

Osteoartrit. Uzm. Fzt. Kağan Yücel Ufuk Üni. SHMYO Öğrt. Grv.

Spazmodik Disfoninin Tedavisinde Botulinum Toksini Uygulaması

Benign Vokal Kord Lezyonlar nda Videolaringostroboskopinin De eri *

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

Göğüs Cerrahisi Hakan Şimşek. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Kronik Hepatit B li Hastalarda Oral Antiviral Tedavilerin Değerlendirilmesi

ÖĞRENİM HEDEFLERİ Öğrenciler 3. sınıfın sonunda;

Kas gerilimi disfonisi tip 1 hastalığı ile yumuşak fonasyon indeksi arasındaki ilişki ve ses terapisinin etkinliği

Ý nsanda iletiþimin en önemli araçlarýndan biri olan ses,

LARİNKS ve LARİNGOFARİNKS ANATOMİSİ. Dr. Nezahat Erdoğan İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Videostroboskopi ve High Speed Dijital Görüntüleme

Gerilim tipi baş ağrısı erişkin yaşta % oranında yaygın görülür.

PEDİATRİK VOKAL MODÜLLERİN TEDAVİSİNDE VURGU YÖNTEMİ

Lokal Hastalıkta Hangi Hasta Opere Edilmeli? Doç. Dr. Serdar Akyıldız E ge Ü n i v e r sitesi Tı p Fakültesi K B B Hastalıkları Anabilim D a l ı

LARİNKS BENİGN LEZYONLARI

YARA İYİLEŞMESİ. Yrd.Doç.Dr. Burak Veli Ülger

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

KULAK BURUN BOĞAZ ANABİLİM DALI TIPTA UZMANLIK EĞİTİM PROGRAMLARI. KBB-007 KBB Ab.D. Burun ve Paranazal Sinüs Hastalıkları Teorik Dersleri

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

VOKAL NODÜLÜ OLAN YETİŞKİNLERDE SES TERAPİSİ SONUÇLARI

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

Spor yaralanmaları sportif aktivite sırasında meydana gelen yaralanmaların genel adıdır. Normal yaşamda yaralanmalar sıklıkla dış etkilerle

Arşiv Kaynak Tarama Dergisi Archives Medical Review Journal

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

D VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNİN TOTAL TİROİDEKTOMİ SONRASI HİPOKALSEMİ RİSKİ ÜZERİNE ETKİSİ

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

İntraoperatif Rekürren Laringeal Sinir Monitorizasyonunda Tekrar Kullanım Güvenlimidir? Doç. Dr. Barış Saylam Ankara Numune EAH Meme Endokrin Cerrahi

LARENGEAL ELEKTROMİYOGRAFİ

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi nde KLP Çalışmaları Amaçlar Yurtdışında Yan Dal süreci

Tiroidin en sık görülen benign tümörleri foliküler adenomlardır.

TİROİDİTLERDE AYIRICI TANI. Doç.Dr.Esra Hatipoğlu Biruni Üniversite Hastanesi Endokrinoloji ve Diabet Bilim Dalı

GONARTROZ UZM.FZT.NAZMİ ŞEKERCİ

DİSFONİ SALİH BAKIR KBB NOTLARI

TRAVMA. Doç Dr. Onur POLAT Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı

Dr. Figen HANAĞASI Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Nöroloji Bölümü

ÖĞRETMENLERDE DİSFONİ PREVELANSI VE DİSFONİ YAPAN RİSK FAKTÖRLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ UZMANLIK TEZİ DR. FUNDA TÜMKAYA

OSTEOARTRİT. Uzm. Fzt. Nazmi ŞEKERCİ

AKCİĞER KANSERİ TANISI KONULDUKTAN SONRA NE YAPILIR HASTA NASIL TAKİP VE İDARE EDİLİR

Mental Retardasyona Bağlı Konuşma Bozuklukları

SES EĞİTİMİ YÖNTEMLERİNİN SES HASTALIKLARININ TEDAVİSİNDE KULLANIMI

DÖNEM III KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI

CERRAHİ SONRASI YUMUŞAK DAMAK DEFEKTLERİNİN PROTETİK REHABİLİTASYONU. Yavuz ASLAN* Mehmet AVCI** ÖZET

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı:

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Acil servislerde sağlık çalışanlarına şiddet. Dr. Mustafa ilker EDEBALİ Antalya eğitim ve araştırma hastanesi psikiyatri kliniği

Öksürük. Pınar Çelik

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ

Kanser Hastalarında Dental Yaklaşım. Dr.Kıvanç Bektaş-Kayhan İstanbul Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş, Çene Cerrahisi Anabilim Dalı

AİLE HEKİMLERİ İÇİN GÖĞÜS HASTALIKLARI

Artikülasyon. Artikülatör Yapılar

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

EDİNSEL KANAMA BOZUKLUKLARI VE KALITSAL TROMBOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. BÖLÜM TROMBOTİK TROMBOSİTOPENİK PURPURA TANI VE TEDAVİ KILAVUZU...

EVALUATION OF DYSPHONIA IN ASTHMATICS TREATED WITH INHALED CORTICOSTEROID

4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI

Spondilolistezis. Prof. Dr. Önder Aydıngöz

A.B.D de her yıl yaklaşık spontan pnömotoraks vakası geliştiği rapor edilmektedir İnsidansı henüz tam olarak bilinmemektedir

MS, gen yetişkinlerin en yaygın nörolojik hastalıklarından birisidir de Sir August D Este tarafından ilk kez tanımlanmıştır.

Tanı ve Tedavi Planlaması. Prof.Dr. Kıvanç Kamburoğlu Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Ana Bilim Dalı

HAFİF TRAVMATİK BEYİN HASARI (mtbi) ve GENEL TEDAVİ İLKELERİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

ŞAN EĞİTİMİNİN BARİTON SESE ETKİSİNİN AKUSTİK VE LARENGOSTROBOSKOPİK OLARAK İNCELENMESİ, DOĞRU SES ELDE EDEBİLMEK İÇİN EGZERSİZ ÖNERİLERİ

LARENKSİN KONJENİTAL HASTALIKLARI. Yrd. Doç. Dr. Burak ULKUMEN Celal Bayar Üniversitesi KBB Anabilim Dalı

TALASEMİDE OSTEOPOROZ EGZERSİZLERİ

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

GEBELİKTE TİROİD FONKSİYONLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

SOLUNUM SİSTEMİ HASTALIKLARI. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

Alevlenmelerin en yaygın nedeni, trakeobronşiyal enfeksiyonlar ve hava kirliliğidir. Şiddetli alevlenmelerin üçte birinde neden saptanamamaktadır

Disfoni Nedenleri. Prof. Dr. Nermin Baflerer, Dr. Burak Ertafl. stanbul Üniversitesi KBB. Ana Bilim DAl. Özet

T. C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJELERİ KOORDİNASYON BİRİMİ

İNFERTİLİTE ANAMNEZ FORMU

Benign vokal kord lezyonlarının larengeal elektromiyografi ile değerlendirilmesi

DĠSFONĠDE UYGULANAN SES TERAPĠSĠ YÖNTEMLERĠNĠN ETKĠNLĠĞĠNĠN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

Rehabilitasyon Hizmetleri

KİNEZYOLOJİ ÖĞR.GÖR. CİHAN CİCİK

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

Proje Konusu : Profesyonel ses kullanıcılarında tedavi öncesi ve sonrası stroboskopik parametreler ve ses analizinin değerlendirilmesi

Astım hastalığı, kronik yani süreklilik gösteren ve ataklar halinde seyir gösteren bir hava yolu

BÖLÜM 1 Emzirme: Normal Emme ve Yutma

T. C. İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HEMŞİRELİK YÜKSEK LİSANS PROGRAMI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DERS İÇERİKLERİ

Transkript:

K.B.B. ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi, 4 : 2-162 - 167 KAS GERİLİM DİSFONİLERİ MUSCLE TENSION DYSPHONIAS Dr. Gürsel DURSUN (*), Dr. Babür KÜÇÜK (*), Dr. Alp DEMİRELLER (*), Dr. Çetin CUHRUK (*) ÖZET: Kas Gerilim Disfonileri; ses oluşumunda rol oynayan orofarengolarengeal kasların koordinasyon eksikliği ve hatalı kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan fonksiyonel ses bozukluklarıdır. Etyolojide psikolojik nedenler de söz konusudur. Bu çalışmada kas gerilim disfonisi tespit edilen 32 hastada tanı ve tedavi sonuçları değerlendirildi. Anahtar Sözcükler: Kas Gerilim Disfonisi, Fonksiyonel Disfoni, Videolarengostroboskopi ABSTRACT: In Muscle tension dysphonias are functional voice disorders characterized with misuse and incoordination of oropharyngolaryngeal muscles which play a major role in voice production. Psychological factors are also very important in etiology. In this study, the study, the diagnostic and therapeutic features of 32 patients with muscle tension dysphonia were evaluated. Key Words: Muscle Misuse Disorders, Muscle Tension Dysphonia, Functional Dysphonia, Videolaryngostroboscopy GİRİŞ Kas gerilim disfonileri (KGD); normalde fonasyon sırasında dengeli bir şekilde çalışan orofarengolarengeal istemi kas gruplarının hatalı ve dengesiz kullanılması sonucu gelişen fonksiyonel ses hastalıklarıdır. (11). Bu durum intralarengeal gerilimde artışa ve larenks biyomekaniğinde patolojik değişmelere yol açarak KGD'ne neden olur. KGD genelde stresli ve sesini yoğun olarak kullanan kişilerde görülürler. Hatalı konuşma teknikleri ve psikojenik faktörler başlıca etkendir (1). Üst solunum yolu enfeksiyonları ve gastroözofageal reflu larenjit gibi hastalıklar önemli predispozan faktörlerdir (8). KGD ilk olarak Morrison tarafından sınıflandırılmıştır (11). 1983 yılında KGD'lerini primer ve sekonder olarak iki tipe ayıran Morrison 1986 yılında psikojenik kökenli disfonileri ayrı bir grup olarak bu sınıflandırmaya eklemiştir (10). Morrison son olarak 1993 yılında bu sınıflandırmayı geliştirerek, psikojenik kökenli "konversiyon afoni" ve "mutasyonel falsetto"yu da KGD içine dahil etmiştir (8). Halen bu sınıflandırmaya göre, larengoskopik ve klinik bulgulara dayanarak KGD'nin altı tipi olduğu kabul edilmektedir (Tablo 1) (Şekil 1). KGD'nin her tipi farklı semptom ve bulgulara sahiptir. Bununla birlikte KGD genelde klinik olarak; 1) Paralarengeal ve suprahyoid kaslarda fonasyonla beraber artan ve palpe edilen kas gerilimi, 2) Ses perdesinin yükseltilmesi esnasında çenenin öne çıkması (*) Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Hastalıkları Anabilim Dalı ANKARA ve larenksin boyunda yükselmesi, 3) Fonasyon sırasında aritenoid kıkırdaklar arasında posterior glottik açıklık kalması, 4) Vokal kordlarda nodul veya kronik larenjit gibi çeşitli derecelerde mukoza değişiklikleri olması ile karakterlidir (l, 11). Son yıllarda fleksibl ve rijid telestoplar kullanılarak yapılan Videolarengostroboskopi (VLS)'nin klinik kullanımının yaygınlaşması sayesinde, organik patolojiler kadar kolay tanınamayan KGD'nin tespiti ve tedavisinde çok önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. KGD tedavisinde; varsa psikojenik nedenin ya da predispozan organik patolojinin ortadan kaldırılması ve ses terapileri uygulanması esastır (8,10,11). Bu çalışmamızda ses bozukluğu şikayeti ile kliniğimize müracaat eden KGD'li hastaların tanı ve tedavisindeki tecrübelerimizin yansıtılması amaçlanmıştır. YÖNTEM VE GEREÇLER Ocak 1995 ile Aralık 1995 ayları arasında ses bozukluğu şikayeti ile kliniğimize müracaat eden 32 KGD'li hasta bu çalışmanın kapsamına dahil edildi. Tüm hastaların detaylı anamnezleri alındı ve rutin KBB muayeneleri yapıldı. İndirek larengoskopiden sonra VLS ile larenks değerlendirildi. VLS incelemesinde rijid 90 ve 70 derece teleskop ( Kari Storz, 8706 CJ ), fleksibl fiberskop (Machida), larengostroboskop (Kari Storz, 8010 B), CCD renkli video kamera (Kari Storz, Endovision 2010 PAL), SVHS video kaydedici (Panasonic, AĞ 7350) ve renkli monitör (Sony, Black Trinitron) kullanıldı. VLS sırasında rijid ve fiberoptik teleskoplarla larenksin yapısal 162

K.B.B. ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi, 4 : 2-162 -167 rapilerine başlandı. Ses terapilerinde esas olarak abdomen kaslarını kullanarak fonasyon sırasında solunumun kontrol edilmesi, vokal kordların doğru vibrasyonunun sağlanması ve oronazofarengeal rezonansın geliştirilmesi amaçlandı. Ayrıca ilgili kaslardaki gerilimi azaltabilmek için relaksasyon egzersizleri uygulandı. Tip 4, 5 ve 6 KGD olan hastalarda buna ilaveten psikoterapi yapıldı. Resim 7: Kas Gerilim Disfonisi Tip 6 (Mutasyonel falsetto) durumu incelendi. Konuşma ve şarkı söyleme sırasında orofarengolarengeal dinamikler de değerlendirildi. KGD tanısı konan hastalara VLS sırasında sesin oluşumu ve kendi hastalığı hakkında bilgi verildi. Daha sonra hastalara 2 hafta ile 2 ay arasında süren ses terapisi uygulandı (5,7). Bu terapi üç safhadan oluştu. Önce hastalara ses fizyolojisi hakkında bilgi verildi. Daha sonra hastaların sesi korumak için gerekli hijyenik önlemleri alması sağlandı. Mevcut olan predispozan faktörler ortadan kaldırıldı. Bunu takiben ses te- BULGULAR KGD tespit edilen otuziki hasta aynı peryodda ses bozukluğu nedeni ile tetkik edilen tüm hasta popülasyonunun % 6'sını oluşturuyordu. Hastaların 23'ü kadın, 9'u erkekti. Yaş ortalaması kadınlarda 35, erkeklerde 25 idi. Bu çalışmaya dahil edilen 32 hasta Morrison'un önerdiği sınıflandırmaya göre değerlendirildi (Şekil 2). Tip l, 2 ve 3 KGD tespit edilen 16 hastada (% 50) hatalı ses kullanma tekniği mevcuttu. Tip l KGD olan üç hastada nodul izlenirken, Tip 2b KGD olan bir hastada geniş tabanlı polipoid gelişim izlendi. Bu organik problemler tedavi ile geriledi. Buna karşılık serimizin diğer yarısını oluşturan Tip 4, 5 ve Tip 6 KGD'li hastalarda psikoemosyonel sorun- Hasta sayısı

K.B.B. ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi, 4 : 2-162 -167 lar tespit edildi. Bu hastalarda ses terapisi ile dramatik iyileşme sağlandı. Ancak konversiyon afonili 3, mutasyonel falsettolu 2 hastada semptomlar bir süre sonra geri döndü, bu hastalarda yeniden ses terapisi uygulandı ve arzu edilen ses elde edildikten sonra psikoterapi desteği sağlandı. Semptomlar bir daha tekrar etmedi. TARTIŞMA KGD; ses oluşumunda rol alan larenks, farenks, çene, dil, boyun ve solunum sisteminin istemli kaslarının hatalı ve aşın zorlanarak kullanımı sonucu gelişen fonksiyonel ses bozukluklarıdır. Respirasyon, fonasyon, rezonasyon ve* artikülasyon fonksiyonları arasında koordinasyonun bozulması, larenksin aşırı ya da yetersiz derecede fonksiyon görmesi, rezonansın yanlış bölgede odaklanması, ses perdesinin ve şiddetinin yanlış kontrolü sonucu vibrasyon değişiklikleri ve ses kalitesinde bozukluk oluşur. Genel postür bozuklukları da etken olur (l, 3, 9, 11). KGD olan hastalar genellikle stres içindedirler. Paralarengeal kaslarda direk olarak gözlenebilen veya palpe edilebilen bir gerginlik vardır. Bu gerilim larenksin intrinsik kaslarında da oluşur. Fonasyonda larenks yükselir (11). Palpasyonla suprahyoid kasların tonusunda artış tespit edilir (10). Monison ses şikayeti ile müracaat eden hastalarda KGD'nin görülme sıklığını % 20 olarak bildirilmiştir (11). Bu oranı serimizde % 6 olarak bulduk. Ülkemizde KGD insidansı konusunda daha önce yapılmış spesifik bir çalışmayı tespit edemedik. Ancak Kösemen ve ark. bir KGD olan transvers kas yetmezliğinin ve vokal nodulun en sık görülen patolojiler olduğunu belirtmişlerdir (7). VLS gibi tanı yöntemlerinin kullanımı yaygınlaştıkça KGD görülme oranının daha yükseleceğini düşünmekteyiz. Biz de Kösemen ve ark. gibi KGD'yi özellikle şarkıcılar, avukatlar ve öğretmenler gibi sesini profesyonel olarak kullanan kişilerde daha sık tespit ettik. Bu hastalarda KGD gelişmesinin medeni, ses kullanma ya da şarkı söyleme tekniklerinde mevcut olan problemler nedeniyle bozulan ses kalitesini arttırmak ihtiyacıdır. KGD'li hastaların sesleri, tiz, kaba ve havalı algılanır. Konuşmaları sırasında sık sert glottik ataklar mevcuttur. Bu hastalarda VLS yapıldığında özellikle glissando adı verilen pes sesten tiz sese geçme sırasında larenksin yukarıya doğru yükselmesi sık görülen bir bulguldur. Ancak KGD'de en sık görülen muayene bulgusu fonasyonda posterior glottisin açık kalmasıdır (11). Bu durum Tip l KGD'nin temel bulgusudur (Resim 1). Normalde yani gerginliğin olmadığı durumda fonasyon; lateral krikoaritenoid ve interaritenoid kasların kontraksiyonu ve posterior krikoaritenoid kasının eş zamanlı relaksasyonu ile sağlanır. İnspirasyonda bunun tersi olur. Oysa KGD'de larenks yapısı normal olmasına rağmen larengeal ve paralarengeal kas tonusunda artış vardır. Sesin oluşumunda karşıt görev yapan intrinsek larenks kaslarının yete rince gevşememesi, kontraksiyon yapan kas grupları nın doğru fonksiyon görmesini engeller. Fonasyon da; lateral krikoaritenoid ve interaritenoid kaslar kontrakte olur ancak posterior krikoariteniod kaslar yeterince gevşemez. Bu ariteniod kartilajların tama men mediale hareket ederek glottisi kapamasını en geller. Aritenoid kartilajlar arasında kalan boşluğun kompanse edilmesi ve kaliteli ses oluşturulabilmesi için tiroaritenoid kasın gerilimi artar. Böylece vokal kordlann önde birleşmesi sağlanır. Bu durum glottik açıklığın konveks olarak gerilmesine neden olur. So nuçta posterior glottik açıklık kalır. Posterior glottik açıklığın büyüklüğü suprahyoid kasların hipertonisitesi ile de ilişkilidir (l, 11). KGD bazı organik patolojilerin gelişiminde de neden olur. Özellikle Tip l KGD nodul oluşumu ile çok yakından ilişkilidir. Gerçekten de serimizde Tip l KGD tespit edilen 7 hastanın üçünde nodul de mevcuttu. Vokal kordların çok gergin olduğu durumlarda, zorlu ve yüksek sesle fonasyon yapılırsa vokal kordlann çok hassas anatomik bütünlüğü bozulur. Bunun sonucunda vokal kord dokusunda oluşan ödem, hemoraji veya fibrozis nodüllerin gelişmesine neden olur (1,4, 8). Nodüllerin arka kenarı posterior glottik açıklığın ön kenarını oluşturur. Muhtemelen posterior krikoaritenoid kasların abdüktör etkisini yenebilmek ve vokal kordların birleşmesini sağlayabilmek için çok güçlü addüksiyon yapılmaktadır. Bu addüksiyon kuvveti en yoğun olarak nodüllerin olduğu bu bölgede oluşmaktadır. KGD'de vokal nodüllerin gelişme riske daha fazladır. Ancak nodüllerin cerrahi tedavisinden önce mutlaka sesin doğru kullanımı öğretilmeli ve ses terapileri uygulanarak konservatif davranılmalıdır. Hatalı ses kullanımının bir sonucu olan nodüllerin tedavisinde cerrahinin rolü çok azdır. Cerrahi müdahale KGD'nin eşlik etmediği daha sert ve beyaz gözüken nodüllerde yararlı olabilir. KGD olan hastaların bir kısmında vokal kordlarda değişik derecelerde ödem de mevcuttur. Bu mukoza değişiklikleri kadınlarda ve erkek çocuklarda daha sıktır. Erişkin erkeklerde ise daha çok kronik larenjit oluşur. Hatalı ses kullanma tekniğine bağlı olarak gelişen as gerilimi çok şiddetliyse glottik ya da supraglottik bölgede lateral kontraksiyon ile karakterize Tip 2a ve 2b KGD gelişir. Glottik hiperaddüksiyon şeklinde gröülen Tip 2a KGD (Resim 2); üst solunum yolu enfeksiyonlarında ve akut anksiyete durumlarında da oluşabilir. Üst solunum yolu enfeksiyonu düzelse bile ses kısıklığı çok uzun süre kalabilir. Solunum koordinasyonu bozuktur ve larengeal direnç nedeniyle günün sonunda ses yorulur. Stroboskopik incelemede 165

K.B.B. ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi, 4 : 2-162 - 167 kapalı fazda uzama, vibrasyon amplitüdlerinde azalma ve mukozal dalgada baskılanma görülür. Supraglottik lateral kontraksiyonla karakterli Tip 2b KGD'de ise band ventriküllerin fonasyonda hiperaddüksiyon yapmaları nedeniyle vokal kordlar görülmez (Resim 3). Bazen ventriküler bandların temas eden medial yüzeylerinde vibrasyon olabilir. Stilofarengeal kas sisteminde hiperfonksiyon söz konusudur (2). Viral larenit, larengeal cerrahi, radyoterapi ve hatta etübasyondan sonra görülebilir. Genelde glottisin anatomik deformitelerini kompanse etmek için yani glottisin tam kapanmadığı hallerde gelişir (6). Tip 2b KGD olan dört hastamızın ikisinde semptomlar üst solunum yolu enfeksiyonunu takiben oluşurken, bir hastada da Tl glottik kanser nedeniyle radyoterapi uygulanmıştı. Tip 3 KGD ise supraglottik anteroposterior kontraksiyon ile karakterlidir (Resim 4). Epiglotun petiol kısmı ile aritenoid kartilajlar birbirine yaklaşır ve hatta temas ederler. Bu hastaların ses perdesi düşüktür. Rijid teleskoplar dilin çekilmesini gerektirdiğinden ve bu durum larenks biyomekaniğini etkileyebileceğinden transnazal fleksibl teleskoplarla inceleme yapmak yararlıdır. Tip 4, 5 ve 6 KGD olan hastalarda psikolojik problemler, anksiyete, koordinasyon ve kişilik davranış bozuklukları fonasyonda istemli kasların hatalı kullanılmasına neden olur (10). Psikolojik uyarı; kas tonusunun ve feedbackin bozulmasına bağlı olarak istemli kaslarda hareketlerin koordinasyonunun zayıflamasına yol açar (8). Tip 4 KGD veya konversiyon afoni çok şiddetli bir psikolojik travmanın bulgusudur (Resim 5). Fonasyonda vokal kordların açık kalması nedeniyle ses oluşmaz. Stroboskopik olarak da mukozal dalga izlenemez. Öksürmek ya da gülmek gibi vejetatif semptomlarla vokal kordların addüksiyonu oluşur ve buradan yola çıkılarak tedaviye devam edilir. Serimizde konversiyon afoni tanısı alan 9 hastanın tamamının 13-45 yaş arası psikolojik sorunları olan bayanlar olması ilginç bir bulgudur. Kanaatimizce; konversiyon afoni, ailevi geçimsizlik, bir yakınını kaybetme, boşanma ya da arzu etmediği koşullarda ve kişilerle birlikte yaşama gibi sorunlardan bir kaçış yolu ya da tepki olarak ortaya çıkmaktadır. Bu hastalarda tedavi dramatik bir şekilde başarılı olmaktadır. Ancak olumlu sonucun devam etmesi için mutlaka psikiyatrik konsültasyon yapılmalıdır. Bu çalışmamızda Tip 5 KGD tespit edilen sadece bir hastamız oldu (Resim 6). Psikojenik kökenli bu tip KGD'de vokal kordlar yay gibi gerilir ve eliptik bir glottik açıklık oluşur. Tip IIa KGD'de olduğu gibi üst solunum yolu enfeksiyonu ve benzeri organik olaylardan sonra görülebilir (8). Bazen senil atrofı ve sulcus vocalis ile karışabilir. Tip 6 KGD veya mutasyonel falsetto; normalde puberte döneminde sesin perde ve register kesilmeleri ile karakterli geçiş döneminin psikojenik faktörlerle inhibisyonu sonucu gelişir (Resim 7). Kalıcı bir falsetto oluşur. Fonasyonda vokal kordlar gerilir ve hiperaddüksiyon izlenir. Stroboskopik olarak falsetto fonasyondaki bulgular izlenmekle birlikte mukozal dalga daha belirgindir. Genç yaştaki bu hastalarda da konversiyon afonide olduğu gibi tedavi son derece başarılı sonuçlanmaktadır. Tip 4, 5 ve 6 KGD'lerde psikiatrik tedavinin de uygulanması semptomların önlenmesinde çok etkili olmaktadır. Sonuç olarak; fonsiyonel ses bozuklukları olan KGD genelde stresli ve sesini yoğun olarak kullanan kişilerde görülmektedir. Hatalı konuşma teknikleri ve psikojenik faktörler KGD gelişimine yol açan başlıca etkenlerdir. Son yıllarda hızla rutin kullanıma giren VLS KGD'nin tanısının çabuk ve doğru olarak konmasını sağlamaktadır. Bu inceleme sırasında ses şikayeti ile müracaat eden hastalarda fonksiyonel nedenlerin olabileceği göz önünde tutulmalıdır. VLS fonksiyonel bozukluklarının tanınmasında en önemli tam aracıdır. KGD'ni gidermenin en iyi yolu değişik ses eğitim tekniklerini kullanarak ses oluşumunda rol oynayan kas gruplarını gevşetmek ve rezonansı değiştirmektir. Bu şekilde ses daha kolay ve rahat oluşturulur. Ses terapilerinden olumlu sonuç alınmasında hastanın sosyoekonomik düzeyi, koperasyonu ve algılama gücü önemli oranda etkili olmaktadır. Ayrıca özellikle Tip l, 2 ve 3 KGD'nde yararlı olan ses terapilerine Tip 4, 5 ve 6 KGD'nde psikiatrik desteğin ilave edilmesi zorunlu görülmektedir. Yazışma Adresi: Dr. Gürsel DURSUN Turgut Reis Caddesi 16/8 Mebusevleri ANKARA KAYNAKLAR 1. BELISLE G.M., MORRISON M.D.: Anatomic correlation for muscle tension dysphonia. The Journal of Otolaryngology 12: 319-321, 1983. 2. CEVANŞİR B., GÜREL G.: Foniatri: Sesin oluşumu, bozuklukları ve korunmasında temel ilkeler. Sanal Matbaacılık, İstanbul, 1982. 3. COLTON RH, CASPER JK.: Understanding voice problems. A physiological perspective for diagnosis and treatment. Williams and Wilkins, Baltimore, 1990. 166

K.B.B. ve Baş Boyun Cerrahisi Dergisi, 4 : 2-162 -167 4. HIRANO M.: Morphological structure of the vocal cord as a vibrator and its variations. Folia Phoniatr 26: 89-94, 1974. 5. KOTBY NM.: The Accent Method of Voice Therapy. Singular Publishing Group, Inc. San Diego, 1995. 6. KOUFMAN J.A., SPIEGEL J.: Fiberoptic laryngoscopy, 97. Annual Meeting of AAO-HNS, Instructional Course 3723-1, Minneapolis, 1993. 7. KÖSEMEN H., YAZICIOĞLU E., GÜREL G. Şarkıcı ve öğretmenlerdeki ses teli nodüllerinin speech terapi ile tedavi yöntemleri. Türk Otorinolarengoloji Derneği XIV. Milli Kongresi Kitabı s; 513-518, Çeltüt Matbaacılık Koli. Şti. İstanbul, 1979. 8. MORRISON M.D., RAMMAGE L.A. Acta Otolaryngol (Stockh) 113: 428-34, 1993. Muscle misuse voice disorders: description and classification. 9. MORRISON M.D., RAMMAGE L.A. The management of voice disorders. Singular Publishing Group, Inc. San Diego, California, 1994. 10. MORRISON M.D., NICHOL H., RAMMAGE L.A. diagnostic criteria in functional dysphonia, Laryngoscope 96; 1-8, 1986. 11. MORRISON M., RAMMAGE L.A., Belisle G.M., Pullan B., Nichol H. Muscular Tension Dysphonia. The Journal of Otolaryngology 12; 302-306, 1983. 167