Yaylı Çalgılar Tuşlu (Klavyeli) Çalgılar Üflemeli Çalgılar Mızraplı (Tezeneli) Çalgılar Vurmalı Çalgılar
Yaylı Çalgılar Kabak Kemane Kemençe Üflemeli Çalgılar Kaval Zurna Mey Sipsi Tulum Çifte Çığırtma Vurmalı Çalgılar Davul Darbuka (Dümbelek) Tef Bendir Kaşık Zilli Maşa Mızraplı Çalgılar Bağlama Tar Tuşlu Çalgılar Akordeon
Kabak Kemane KABAK KEMANE : Türkiye`de özellikle Batı Anadolu`da (Ege Bölgesi`nde) yaygın olarak kullanılan bir sazdır. Kabak, Kabak Kemane, Rebap (Güneydoğu Anadolu`da Rubab, Hatay yöresinde Hegit) ve Iklığ gibi adlar ile bilinmektedir. Orta Asya Türkmenlerinin Gijek adını verdiği ve Azerbaycan halk müziğinde Kemança adıyla kullanılan çalgı da aynı köktendir.
Kemençe KEMENÇE: Yaylı bir halk sazıdır. Yurdumuzda özellikle Karadeniz bölgesinde yaygın olduğu için "Karadeniz Kemençesi" olarak ta bilinmektedir. Kemençenin gövdesi, dut, erik, ardıç ve kelebek gibi sert ağaçlardan, göğsü ise, çam ve köknar gibi yumuşak ağaçlardan yapılmaktadır.
Kaval ÇOBAN KAVALI: Bu kavalların oldukça yumuşak ve etkileyici bir sesi vardır. Yurdun her köşesinde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Dilli ve dilsiz olmak üzere iki çeşidi vardır. Sert ağaçlardan yapılmaktadır. Pirinç gibi madeni olanları da olsa bile, en makbulü erik ağacından yapılanıdır. Kaval kelimesi içi boş anlamında olan Kov`dan türemiştir. Ses genişliği 2,5 oktavdır.
Zurna ZURNA: Nefesli Türk halk çalgılarının en tiz ve en gür sesli çalgısıdır. Bu nedenle genellikle meydanlarda davul ile birlikte çalınmaktadır. Düğün bayram gibi önemli günlerde çalındığı gibi, eski Türklerin savaşlarına da katılıp mehter takımlarında da çok önemli bir yer almıştır. Üflemeli halk çalgılarının başında gelen zurnanın kökeni Orta Asya`ya dayanmaktadır. Yurdun her yöresinde açık hava çalgısı olarak davul ile birlikte yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Mey MEY: Gürgen, ceviz vb. sert ağaçlardan yapılanları varsa da en makbulü erik ağacından yapılanıdır. Genellikle Erzurum, Kars, Gümüşhane, Bayburt, Van ve Erzincan yörelerinde yaygın olarak kullanılan bir çalgıdır. Balaban diye de adlandırılan bu çalgı Orta Asya kökenlidir. Sesi zayıf olduğu için daha çok kapalı mekânlarda ve oda toplantılarında çalınmaktadır. Kamış üzerindeki kıskaç sayesinde ses inceltilip kalınlaştırılabilmektedir.
Sipsi SİPSİ: Ege bölgesinde ve Teke yöresinde kullanılan çalgılardandır. Gövde kısmı 20 cm kadardır. Sipsinin boyu biçimi ve perde sayısı her çalan ve yapan ustaya göre değişmektedir. 1 veya 1,5 oktav civarında ses genişliği vardır. Genellikle 6 veya 7 adet ses perdesi olanlar kullanılmaktadır.
Tulum TULUM: Genellikle Doğu Karadeniz bölgesinde (Rize, Artvin) yaygın olarak kullanılan bir çalgıdır. Tulum oğlak derisinden çıkarılarak elde edilmektedir. Ön ayağına ağızlık, arka ayağına ise klavye(nav) tespit edilerek diğer kısımlar kapatılır. Ağızlık vazifesi gören tahta borudan üflenerek tulum şişirilir. Deri hava ile dolunca klavyeden ses çıkmaya başlar. Koltuk altına yerleştirilerek çalınmaktadır. Tuluma yerleştirilen klavye kısmına Nav" denilmektedir. Nav üzerinde birbirine paralel 5 çift ses perdesi bulunmaktadır.
Çığırtma ÇIĞIRTMA: Elazığ ve civarında Toros Dağlarının batı kesiminde eskiden yaygın olarak kullanılan dilsiz ve üflemeli bir çalgıdır. Önde 6-7, arkada ise 1 adet ses perdesi bulunmaktadır. Yaklaşık bir oktav ses genişliği vardır.
Davul DAVUL: Türk vurmalı çalgılarının sembolü olarak kabul edilmektedir. Davul tarihimizde çok değişik amaçlarla kullanılmıştır. Türkiye`nin her yerinde değişik cins ve boylarda davul bulunmaktadır. Kasnak, ip ve deri olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Tokmak ana ritmi, çubuk ise detayları çalmaktadır. Genellikle küçük davul, orta davul, büyük davul ve koltuk davulu gibi mahalli boyları ve adları bulunmaktadır. Türklerde kullanılan en eski çalgıdır. Sesinin gür oluşu ve etkisi nedeni ile bir haber aracı olarak ta kullanılmıştır.
Darbuka (Dümbelek) DARBUKA: Milattan önceki dönemde günümüz darbukasına benzer çalgılar, çeşitli biçim ve büyüklüklerde Anadolu, Mezopotamya ve Orta Asya uygarlıklarında kullanılmışlardır. Daha sonra ki süreçler içinde değişip gelişerek yine aynı coğrafyalar içinde kullanılmıştır. Bu çalgı zaman içinde ve bölgelere göre farklı isimler ile anılmıştır. Bunlar arasında dümbek, dümbelek, deplek, deblek, dönbek, tömbek, darbeki,debulak gibi isimleri sıralayabiliriz. Önceleri pişmiş toprak kullanılarak üretilen bu vurmalı çalgı, giderek sırsız toprağın yanı sıra bakır, alüminyum, çeşitli metal alaşımlar, alçı, porselen, ağaç ve cam elyaf v.b. gibi malzemeler kullanılarak da yapılmıştır. Genellikle bir tarafı geniş, diğer tarafı dar bir boru görünümündeki çalgıda, hayvan derisi ve son zamanlarda ise çoğunlukla sentetik deri kullanılmaktadır. Deri bir kasnağa gerilir ve vidalar yardımıyla gerdirilerek ton sağlanır. Bu çalgının gövdesi üzerine, çeşitli yöre ve kültürel yapıya uygun süslemeler de yapılmış ve günümüzde de devam etmektedir.
Tef TEF: Hemen hemen her yörede mevcuttur. Yaklaşık 20-40cm çapında, bir kasnak ve tek yüzüne gerilmiş ince bir deriden ibarettir. Kasnak üzerine açılan yarıklara 3-5 çift ince pirinçten yapılmış ziller geçirilerek çalgının ritminin zenginleşmesi sağlanmaktadır. Bazı yörelerde sade olanları da bulunmaktadır. Daha çok kadın eğlencelerinde kullanılmaktadır. Daha büyük olanlarına "Daire" denilmektedir.
Bendir BENDİR: Klasik Türk Müziğinde kullanılan başlıca vurmalı ritim çalgılarından biridir. Zilsiz büyük tef, nakkare ve kudümle birlikte kullanılır. Derisinin iç yüzüne boydan boya gerilen kiriş sayesinde aynı anda iki değişik tını çıkarabilir. Bendir, Klasik Türk müziğinde ve özellikle Mevlevi Türk Tasavvuf Musikisinde daire veya def Mağrip ülkelerine (özellikle Fas ve Cezayir'e) özgü biçimidir. Mağrip Arapçasından alınan bendir adı Türkiye'de 1980'lerden sonra yaygın kullanıma kavuşmuştur. Genellikle 40 ila 55 cm çapında daire şeklindeki bir kasnağa deri germek suretiyle imal edilen bendir in belirgin bir özelliği, rezonans sağlamak amacıyla iç tarafına gerilen iplerdir. Aynı çalgı aleti 12. yüzyıldan itibaren Ortaçağ Avrupa müziğinde timbre veya tymbre (Fransızca) adıyla yaygın olarak kullanılmıştır. Arapça adın Fransızcadan aktarılmış olması kuvvetli olasılıktır. Türkiye'de son dönemlerde kullanım alanı yaygınlaşmaya başlamış olup, Türk Tasavvuf Müziğinin yanında Türk Halk Müziği'nde en çok kullanılan ritim aleti olmuştur.
Kaşık KAŞIK: Anadolu`da eskiden beri kullanılan ve ağaçtan yapılan çorba kaşıkları aynı zamanda çalgı olarak ta kullanılmaktadır. Türkiye`nin özellikle Silifke ve Konya yöresi halk oyunlarında yaygın olarak kullanılmaktadır.
Zilli Maşa ZİLLİ MAŞA: Maşa biçiminde iki ana kolun uçlarına yerleştirilen karşılıklı zillerden ibarettir. Kollar kapandıkça ziller üst üste gelerek ses çıkarmaktadır.
Bağlama Ülkemizde kullanımı en yaygın olan telli bir Türk Halk Çalgısıdır. Yörelere ve ebatlarına göre bu çalgıya, Bağlama, Divan sazı, Bozuk, Çöğür, Kopuz Irızva, Cura, Tambura vb. adlar verilmektedir. Bağlama ailesinin en küçük ve en ince ses veren çalgısı Curadır. Curadan biraz daha büyük ve curaya göre bir oktav kalından ses veren çalgı ise Tamburadır. Bağlama ailesinin en kalın ses veren çalgısı ise Divan Sazı'dır. Tamburaya göre bir oktav kalından ses verir. Bağlama; Tekne, Göğüs ve Sap olmak üzere üç ana kısımdan oluşmaktadır. Tekne kısmı genelde dut ağacından yapılmaktadır. Ancak dut ağacının dışında ardıç, kestane, ceviz, gürgen gibi ağaçlardan da yapılmaktadır. Göğüs kısmı ladin ağacından, sap kısmı ise gürgen, ak gürgen veya ardıç ağacından yapılmaktadır. Sap kısmının tekneden uzak kısmı üzerinde tellerin bağlandığı Burgu adı verilen parçalar vardır. Bağlamanın akordu bu burgular kullanılarak yapılmaktadır. Sap kısmı üzerinde misina ile bağlanmış perdeler bulunmaktadır. Bağlama Mızrap veya Tezene adı verilen kiraz ağacı kabuğu veya plastikten yapılan araçla çalındığı gibi bazı yörelerimizde parmakla da çalınmaktadır. Bu çalım tekniğine Şelpe adı verilmektedir. Bağlama üzerinde ikişerli veya üçerli guruplar halinde üç gurup tel bulunmaktadır. Bu tel gurupları değişik biçimlerde akort edilebilmektedir. Örneğin bağlama düzeni adı verilen akort biçiminde alt gruptaki teller yazılış itibariyle La, orta guruptaki teller Re, üst guruptaki teller ise Mi seslerini vermektedir. Bu akort biçimi dışında Kara Düzeni (Bozuk Düzeni), Misket Düzeni, Müstezat, Abdal Düzeni, Rast Düzeni vb. akort biçimleri de vardır.
Tar Uzun saplı, Ülkemizde, İran da, Azerbaycan da, Gürcistan da, Ermenistan da ve bazı Kafkas ülkelerinde kullanılan bir telli bir çalgı aletidir. Tar kelimesi, Farça'da "tel" anlamına gelir. Tar, tıpkı sitar ve dutar gibi, gitarın kökenini oluşturur. Tezeneli bir halk çalgısıdır. Ülkemizde Kars yöresinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Teknesi, büyükleri birbirinden farklı iki çanaktan oluşmaktadır ve genellikle dut ağacından yapılmaktadır. Göğüs kısmı üzerine manda veya sığır yüreğinin zarı gelmektedir. Sap kısmı sert ağaçtan yapılmaktadır ve üzerine misinadan perdeler bağlanmaktadır. Tar üzerinde iki ana gurup tel bulunmaktadır. Birinci guruptaki teller melodi çalımında kullanılmaktadır ve ikişerli olmak üzere üç gurup telden oluşmaktadır. Diğer gurup teller ise Kök ve Zeng adı verilen, çalınan makama göre akort edilen ve tınının zenginleşmesini sağlayan tellerdir.
Akordeon AKORDEON Portatif, körüklü bir müzik çalgısıdır. 1822 yılında Berlin' de Buschmann' ın, handaolin veya el armonikasını elle çalınacak biçime aktarmasıyla, ilk biçimi oluştu. 1827' de Fransız Buffet, çalgıya bugünkü biçimini vermekle geliştirdi. 1829' da akordeon tipi ortaya çıktı ve 1872'de de Avusturya'da akordeon adını aldı. İlk akordeon tiplerinde, diatonik sesler vardı. 1910 yılından itibaren kromatik sesler ve baslar eklenen bu çalgı, en kusursuz gelişmiş biçimini aldı. Sesinin çıkması, körüğün açılıp - kapanması ile oluşan hava basıncının, alaşımlı dilciklere çarpması sonucu sağlanır. İki kayışla her iki omuza asılır. Sağ el dokunaklarla ezgiyi çalarken, sol el hem körüğü hem de bas düğmelerini yöneterek, sağ ele tartım, eşliği yapar. Bas düğmelerinden sesler düzen (akor) halinde çıkar. Çeşitli büyüklüklerde yapılır, Sonoritesi (ses tonu)'ni değiştiren düğmeleri de vardır. Notası iki dizeğe yazılır. Üstteki dizeğe yazılan notalar, ikinci çizgi Sol açkısı ile alttaki dizeğe yazılan notalar, dördüncü çizgi Fa açkısı ile yazılır. Üstteki notaları sağ el, alttaki notaları sol el çalar. Kromatik ve diatonik aralıklarla bütün dizimlerde çalabilir. Ses dizisi genişliği, tiplerine göre değişir. Beş sekizli dokunaklı ve 132 başlı Akordeonlar dahi yapılmıştır. Ülkemizde en çok Artvin, Kars ve Trakya Bölgelerinde çalınır. Genelde yurdumuzun değişik bölgelerinde yaşayan Çerkez, Çeçen, Azeri ve Balkan Göçmeni vatandaşlarımız tarafından kullanılır