COUNCIL OF EUROPE AVRUPA KONSEYİ EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE KÖSEOĞLU TÜRKİYE DAVASI (Başvuru no. 73283/01) KARAR STRAZBURG 20 Kasım 2007 İşbu karar AİHS nin 44/2. maddesinde belirtilen koşullar çerçevesinde kesinleşecektir. Şekli düzeltmelere tâbi olabilir. T.C. Dışişleri Bakanlığı, 2007. Bu gayrıresmi özet çeviri Dışişleri Bakanlığı Avrupa Konseyi ve İnsan Haklan Genel Müdür Yardımcılığı tarafından yapılmış olup, Mahkeme'yi bağlamamaktadır. Bu çeviri, davanın adının tam olarak belirtilmiş olması ve yukarıdaki telif hakkı bilgisiyle beraber olması koşulu ile Dışişleri Bakanlığı Avrupa Konseyi ve İnsan Hakları Genel Müdür Yardımcılığı'na atıfta bulunmak suretiyle ticari olmayan amaçlarla alıntılanabilir.
USUL Türkiye Cumhuriyeti aleyhine açılan 73283/01 no lu davanın nedeni T.C. vatandaşı Oğuz Atakan Köseoğlu nun ( başvuran ) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ne 1 Şubat 2001 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi nin ( Sözleşme ) 34. maddesi uyarınca yapmış olduğu başvurudur. Başvuran, AİHM önünde İzmir barosu avukatlarından A. Tekeli tarafından temsil edilmiştir. OLAYLAR DAVANIN KOŞULLARI Başvuran 1951 doğumludur ve İzmir de yaşamaktadır. Dava olayları, taraflarca sunulduğu şekliyle şöyle özetlenebilir: Başvuran, 1987 yılına kadar İzmir de ilkokul öğretmeni olarak görev yapmıştır. Yasadışı bir örgüt mensubu olduğu şüphesiyle 30 Mart 1983 tarihinde gözaltına alınmıştır. Hakkında yürütülen kovuşturma nedeniyle başvuran, 30 Mart 1983 30 Eylül 1987 tarihleri arasında görevinden geçici olarak alınmıştır. 1984 yılında Diyarbakır Sıkıyönetim Mahkemesi başvuranı Türk Ceza Kanunu nun 141. maddesinden mahkum etmiş ve beş yıl hapis cezasına çarptırmıştır. 30 Eylül 1987 tarihli bir kararla Milli Eğitim Bakanlığı başvuranı görevinden uzaklaştırmıştır. 657 sayılı Kanun un 48/A-5 maddesinde yer alan, görevin gereklerini yerine getirmemesi nedeniyle başvuranın artık kamu görevine elverişli olmadığına hükmetmiştir. 12 Nisan 1991 tarihinde TCK nın 141. maddesi 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu ile yürürlükten kaldırılmış, 4 Aralık 1991 tarihinde İzmir Ağır Ceza Mahkemesi başvuranın sözkonusu maddeye dayanan mahkumiyetinin kaldırılması talimatını vermiştir. Başvuran, 15 Eylül 1992 tarihinde idari mercilere gönderdiği bir dilekçe ile göreve iadesini talep etmiş, 31 Aralık 1993 tarihinde Konak ilçesindeki bir ilkokulda yeniden göreve başlamıştır. 8 Şubat 1994 tarihinde başvuran okul müdürüne hitaben bir dilekçe yazarak geçici ve kalıcı olarak görevden alındığı dönemlere ilişkin hak ve maaşlarının verilmesini talep etmiştir. Okul müdürü dilekçeyi Konak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ne göndermiş, Milli Eğitim Bakanlığı başvuranın talebini 11 Nisan 1994 tarihli bir kararla reddetmiştir. 9 Mayıs 1994 tarihinde Konak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Bakanlık kararını başvurana tebliğ etmiştir. 30 Mayıs 1994 tarihinde başvuran, kanunsuz olduğunu iddia ettiği geçici ve kalıcı olarak görevden uzaklaştırılma işlemleri nedeniyle uğradığı zararın tazmin edilmesi istemiyle İzmir İdare Mahkemesi nde bir dava açmıştır. Ayrıca sözkonusu dönemlerde mahrum bırakıldığı hak ve maaşların kendisine verilmesini talep etmiştir. 1
20 Aralık 1996 tarihinde İzmir İdare Mahkemesi başvuranın talebini geri çevirmiş, idari mercilerin göreve iade kararının başvurana, görevden uzaklaştırıldığı dönemlerde mahrum bırakıldığı hak ve maaşları talep etme hakkı vermediğine hükmetmiştir. 6 Nisan 2000 tarihinde Danıştay, başvuranın temyiz talebini reddetmiştir. Göreve iadenin başvurana görevden ayrı kaldığı dönemlerin hak ve ücretlerini talep etme hakkı vermediği hükmüne varmıştır. Danıştay kararı başvurana 31 Ağustos 2000 tarihinde tebliğ edilmiştir. HUKUK I. AİHS NİN 6/1. MADDESİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI Başvuran, yargılama süresinin, AİHS nin ilgili kısmı aşağıda verilen 6/1 maddesinde öngörülen makul süre şartına uymamasından şikâyetçi olmuştur. Herkes, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar konusunda karar verecek olan bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde görülmesini istemek hakkına sahiptir. Hükümet görüşe itiraz etmiştir. Dikkate alınması gereken süre 30 Mayıs 1994 tarihinde başlayıp 31 Ağustos 2000 tarihinde sona ermiştir. Bu nedenle yargılama süresi, iki dereceli yargılamada altı yıl üç aydır. A. Kabuledilebilirlik Hükümet, mahkeme içtihadına dayanarak, dava konusu ihtilafın sadece ya da esasen ekonomik kaynaklı olmaması nedeniyle 6. maddenin somut davaya uygulanamayacağını savunmuştur (bkz. Neigel Fransa, Karar Raporları 1997-II; Francesco Lombardo İtalya, A Serisi no. 249-B; Massa İtalya, A Serisi no. 265-B; Nicodemo İtalya, Raporlar 1997-V; Huber Fransa, Raporlar 1998-I). İhtilaf, başvuranın kariyeri ve devlet memuru statüsü ile ilgiliydi. Başvuran, Hükümetin görüşüne itiraz etmiştir. Mahkeme, Vilko Eskelinen ve Diğerleri - Finlandiya ([BD], no. 63235/00) kararında 6/1. maddenin devletle memurlar arasındaki uyuşmazlıklara uygulanabilirliğine ilişkin içtihadını düzelttiğini belirtir. Yukarıda anılan davada benimsenen yeni ölçütlere göre Mahkeme, somut davadaki ihtilafın başvuranın görevden uzaklaştırıldığı dönemde kendisine tanınmayan maaş hakkıyla ilgili olduğunu gözlemler. Hükümetin ilk olarak başvuranın iç hukukta mahkemeye başvurma hakkı bulunmadığını, ikinci olarak da 6. maddede sağlanan haklardan mahrum bırakılmasının ihtilaf konusu olayı meşru kıldığını gösterememesi karşısında Mahkeme, 6/1. maddenin somut davada uygulanabilir olduğunu değerlendirir. Bu nedenle Hükümetin bu bağlamdaki itirazını reddeder. Mahkeme aynı zamanda sözkonusu şikâyetin AİHS nin 35. maddesinin 3. paragrafı bağlamında açıkça dayanaktan yoksun olmadığını dikkate alır. Şikâyet, diğer gerekçelerle de kabuledilmez değildir. Bu nedenle kabuledilebilir olarak ilan edilmelidir. 2
B. Esas Mahkeme yargılama süresinin uygunluğunun davanın şartları ışığında ve aşağıdaki ölçütlere bakılarak değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatır: Davanın karmaşıklığı, başvuran ve ilgili mercilerin tutumu ve ihtilafta yer alan başvuran için neyin tehlikede olduğu (bkz. birçok içtihat arasında, Frydlender Fransa [BD], no. 30979/96). Mahkeme, somut davadakine benzer unsurlar ortaya çıkaran davalarda sıklıkla AİHS nin 6/1. maddesinin ihlal edildiğini tespit etmiştir (bkz. Frylender, yukarıda anılan). Sunulan tüm delilleri inceleyen Mahkeme, Hükümetin somut davada farklı bir sonuca ulaşmasını sağlayacak ikna edici hiçbir tespit ve delil ortaya koymadığı kanaatindedir. Konuyla ilgili içtihadını dikkate alan Mahkeme, somut davada yargılama süresinin haddinden fazla olduğu ve makul süre şartını yerine getirmediğini değerlendirir. Bu nedenle 6/1. madde ihlal edilmiştir. II. AİHS NİN DİĞER MADDELERİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI Başvuran ayrıca emekli maaşı alabilmesi için sekiz yıl daha çalışmak zorunda olması ve ulusal mahkemelerin kendisinin kanunsuz olarak görevden uzaklaştırıldığı dönemlerin hak ve maaşından mahrum bırakarak iç hukuku yanlış yorumlamış olması nedeniyle AİHS nin 4. maddesi ve 1 no lu Protokolün 1. maddesinin ihlal edilmesinden şikâyetçi olmuştur. Ne var ki Mahkeme dava dosyasında bu hükümlerin ihlal edildiğini gösteren hiçbir delil bulamamıştır. Başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olduğunu ve AİHS nin 35. maddesinin 3 ve 4. paragrafları uyarınca reddedilmesi gerektiğini belirtir. III. AİHS NİN 41. MADDESİNİN UYGULANMASI AİHS nin 41. maddesine göre: Mahkeme işbu Sözleşme ve Protokollerinin ihlal edildiğine karar verirse ve ilgili Yüksek Sözleşmeci Tarafın iç hukuku bu ihlali ancak kısmen telafi edebiliyorsa, Mahkeme, gerektiği takdirde, hakkaniyete uygun surette, zarar gören tarafın tazminine hükmeder. A. Tazminat Başvuran 80.855 Euro maddi, 20.000 Euro manevi tazminat talep etmiştir. Hükümet, talep edilen miktarların aşırı olduğu ve haksız servet edinmeye yol açacağını ifade etmiştir. Mahkeme, tespit edilen ihlalle talep edilen maddi tazminat arasında illiyet bağı kuramamaktadır; bu nedenle sözkonusu talebi reddeder. Ancak başvuranın manevi zarara uğramış olduğu kanaatindedir. Eşitlikçi bir yaklaşımla başvurana bu bağlamda 3,000 Euro ödenmesine karar verir. 3
B. Yargılama masraf ve giderleri Başvuran ayrıca Mahkeme önündeki masraf ve harcamalara karşılık olarak 15,128 Euro talep etmiştir. Hükümet, başvuranın talebinin temelsiz olduğunu savunmuştur. AİHM içtihadına göre bir başvuran, ancak masrafların gerçekten ve gerektiği için yapıldığı ve miktarın makul olduğu kanıtlanmış ise bunları geri almaya hak kazanmaktadır. Sözkonusu davada elindeki bilgileri ve yukarıdaki ölçütleri göz önünde bulundurarak AİHM, bu başlık altında ödeme yapılmamasına karar vermiştir. C. Gecikme faizi AİHM, gecikme faizi olarak Avrupa Merkez Bankası nın marjinal kredi faizlerine uyguladığı orana üç puan eklemek suretiyle elde edilecek oranın uygun olduğuna karar vermiştir. BU GEREKÇELERE DAYANARAK AİHM OYBİRLİĞİYLE, 1. Uzun yargılamaya ilişkin şikâyetin kabuledilebilir, başvurunun kalan kısmının ise kabuledilmez olduğuna; 2. AİHS nin 6/1. maddesinin ihlal edildiğine; 3. (a) Sorumlu Devlet in başvurana, AİHS nin 44/2. maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde, ödeme tarihinde geçerli olan kur üzerinden Yeni Türk Lirası na çevrilerek ve her türlü vergiden muaf tutularak 3,000 Euro (üç bin Euro) manevi tazminat ödemesine; (b) Sözkonusu sürenin bittiği tarihten ödemenin yapılmasına kadar geçen süre için Hükümetin, Avrupa Merkez Bankası nın marjinal kredilere uyguladığı faiz oranına üç puan eklemek suretiyle elde edilecek oranın gecikme faizi olarak uygulanmasına; 4. Adil tatmine ilişkin diğer taleplerin reddine KARAR VERMİŞTİR. İşbu karar İngilizce olarak hazırlanmış ve AİHM İç Tüzüğü nün 77. maddesinin 2 ve 3. paragrafları uyarınca 20 Kasım 2007 tarihinde yazılı olarak tebliğ edilmiştir. F. ELENS-PASSOS F. TULKENS Kâtip Yardımcısı Başkan 4