DĠNÎ KAYNAKLARDA HEDĠYE RÜġVET AYIRIMI

Benzer belgeler
Hikmet AKDEMtR* çünkü hedfye sevgjyi artırtfj kalpteki ko"tü hisleri giderir." "Hedfyelefin 1. DİNİ KAYNAKLARDA HEDİYE RÜŞVET AYlRlMI*

ORGAN NAKLĠNĠN KUR AN AÇISINDAN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

14. BÖLÜMÜN DİPNOTLARI

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

AİLE KURMAK &AİLE OLMAK

EĞĠTĠM ÖĞRETĠM YILI 8. SINIF DĠN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BĠLGĠSĠ DERSĠ KONU VE KAZANIMLARININ ÇALIġMA TAKVĠMĠNE GÖRE DAĞILIM ÇĠZELGESĠ

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

KURAN I KERİMİN İÇ DÜZENİ

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetü l-arz Kur an da Dabbetü l-arz Kaynakça. Dabbetü l-arz

Kur an ın Bazı Hikmetleri

11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

AİLEYE MUTLULUK YAKIŞIR! HAYAT SEVİNCE VE SEVİLİNCE GÜZEL

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetül-Arz Kur an da Dabbetül-Arz Kaynakça. Dabbetül-Arz دابة االرض

Gıybet (Hadis, Tirmizi, Birr 23)

AVUKATLIK HİZMETLERİNDE KARŞI TARAF VEKALET ÜCRETLERİNİN KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Soru: Kimlerin fitre vermesi gerekir? Hangi ürünlerden verilebilir?

6098 SAYILI BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA. ADAM ÇALIġTIRANIN SORUMLULUĞU. Av. Mustafa Özgür KIRDAR ERYĠĞĠT HUKUK BÜROSU / ANKARA

Birinci İtiraz: Cevap:

Yargıtay. Hukuk Genel Kurulu. Esas : 2010/ Karar : 2010/591. Tarih : Özet: -YARGITAY ĠLAMI-

Üç kişi vardır ki, Allah kıyamet gününde onlarla ne konuşur, ne onlara nazar eder, ne de onları günahlarından arındırır, onlara elim bir azap vardır:

SĠRKÜLER (2019/39) Bilindiği üzere 6102 sayılı TTK nun 516,518,565 ve 610.ncu maddeleri hükümlerine göre;

ÖNCESİNDE BİZ SORDUK Editör Yayınevi LGS Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Yeni Tarz Sorular Nasıl Çözülür? s. 55

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

Konuyla Ġlgili Tebliğin Tam Metni Ekte Tarafınıza SunulmuĢtur.

ICERIK. Salih amel nedir? Salih amelin önemi Zekat nedir? Zekat kimlere farzdır? Zekat kimlere verilir? Sonuc Kaynaklar

TAKVA AYI RAMAZAN TAKVA AYI RAMAZAN. Rahman ve Rahim Allah ın Adıyla

ÇIRAKLIKTA GEÇEN SÜRE SĠGORTALILIK BAġLANGICININ TESBĠTĠNDE DĠKKATE ALINIR MI?

T.C. SOSYAL GÜVENLĠK KURUMU BAġKANLIĞI Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Sigortalı Emeklilik ĠĢlemleri Daire BaĢkanlığı

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

RÜġTÜ AKIN VAKFI BAġKANLIĞI NA ;

DOMUZ ETİNİN HARAM KILINMASININ HİKMETİ

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

INFO YATIRIM ANONİM ŞİRKETİ BĠLANÇO (Tüm Tutarlar, Türk Lirası olarak gösterilmiģtir.) XI-29-KONSOLİDE OLMAYAN Bağımsız Denetimden Bağımsız Denetimden

Okul Başarısı Anne Babalardan Dualar İster (2) Perşembe, 06 Aralık :11. Dualar Beddualar

ATAKULE GAYRĠMENKUL YATIRIM ORTAKLIĞI A.ġ. ESAS SÖZLEġME TADĠL METNĠ ESKİ METİN

3 Her çocuk Müslüman do ar.

Cidde'de yaşayan ve hac için Mekke'den ihrama giren kimsenin hükmü. Muhammed Salih el-useymîn

ÖZGEÇMİŞ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ HARRAN ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ


D İ N H İ Z M E T L E R İ G E N E L M Ü D Ü R L Ü Ğ Ü AİLE VE

7.SINIF SEÇMELİ KUR AN-I KERİM DERSİ ETKİNLİK (ÇALIŞMA) KÂĞITLARI (1.ÜNİTE)

Dr. Hediye BAHAR SAYIN. Pay Sahibi Haklarının Korunması Kapsamında Anonim Şirket Yönetim Kurulu Kararlarının Butlanı

TOKAT IN YETİŞTİRDİĞİ İLİM VE FİKİR ÖNDERLERİNDEN ŞEYHÜLİSLAM MOLLA HÜSREV. (Panel Tanıtımı)

GRUP ŞİRKETLERİ ARASINDAKİ KREDİ İLİŞKİLERİNİN ÖRTÜLÜ İNCELENMESİ

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

Muharrem İLDİR Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü

Kadınların Dövülmesi. Konusuna Farklı Bir Bakış. (Nisa [4] 34)

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

Birden fazla umre yapmanın hükmü ve iki umre arasındaki süre ne kadar olmalıdır? Muhammed Salih el-muneccid

TÜRKĠYE FUBOL FEDERASYONU GENEL KURUL ĠÇ TÜZÜĞÜ

5951 Sayılı Torba Kanun Neler Getirdi?

KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU 2014 YILI SAYIŞTAY DENETİM RAPORU

T.C. TOPRAK MAHSULLERĠ OFĠSĠ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ KURUM ĠDARÎ KURULU TOPLANTI TUTANAĞI NĠSAN 2013

Selamın Veriliş Şekli: Selam verildiği zaman daha güzeliyle veya aynısıyla karşılık vermek gerekmektedir. Allah

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ

9. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Hulle'nin dayanağı âyet ve hadistir.

T.C. DEFNE BELEDĠYESĠ MECLĠS KARARI

AVCILAR BELEDĠYE MECLĠSĠNĠN 6. SEÇĠM DÖNEMĠ 2. TOPLANTI YILI 2016 SENESĠ ġubat AYI MECLĠS TOPLANTISINA AĠT KARAR ÖZETĠ

ŞABAN'IN 30. GECESİ HİLAL GÖRÜLMEDİĞİ ZAMAN (NE YAPILIR?)

Lisans : Ġlahiyat Fakültesi Ondokuz Mayıs Üniversitesi 1992

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

Bu makale Şubat 2006 tarihinde Yaklaşım Dergisi nin 158 numaralı sayısında yayımlanmıştır. KOOPERATİFLERDE ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI UYGULAMASI

Kadın ve Yönetim Hakkı

Allah Kuran-ı Kerim'de bildirmiştir ki, O kadın ve erkeği eşit varlıklar olarak yaratmıştır.

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam

MEHMET KAYA YEMĠNLĠ MALĠ MÜġAVĠR BAĞIMSIZ DENETÇI LİMİTED ŞİRKET Mİ, ANONİM ŞİRKET Mİ?

ĠNTEGRAL MENKUL DEĞERLER A.ġ. - BĠLANÇO (Tüm Tutarlar, Türk Lirası olarak gösterilmiģtir) Bağımsız Denetimden Geçmiş. İncelemeden Geçmemiş

ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDAKARAR

KATILIM BANKALARI Tespitler, Tenkitler, Teklifler

ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDĠLEBĠLĠRLĠK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru n o 46766/13 Yılser GÜNGÖR ve diğerleri / Türkiye

Gerçek şudur ki bu konu doğru dürüst anlaşılmamıştır; hakkında hiç derin derin düşünülmemiştir. Ali-İmran suresinde Allah (c.c.) şöyle buyurur; [3]

Borçlular Arasında Teselsül


PROF. DR. HAYDAR BAġ IN ALMIġ OLDUĞU ULUSLARARASI ÖDÜLLER

Ü N İ T E L E N D İ R İ L M İ Ş Y I L L I K D E R S P L A N I

VERGİ DAVALARINDA İDARE LEHİNE HÜKMEDİLEN KARŞI VEKALET ÜCRETİNİN TAHSİLİNDE ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN BELİRLENMESİ 1

O

Esas Birim :Teknik Hizmetler Kurulu BaĢkanlığı Tarih: Genelge No:25 Özeti : YAS Hak.Kanunda DeğiĢlik Hk

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı Adalet Meslek Etiği Dersleri

İCRA DAİRELERİNİN ÖZERKLEŞTİRİLMESİ: FRANSIZ İCRA GÖREVLİLİĞİ MODELİ

T.C. KARABAĞLAR BELEDĠYE BAġKANLIĞI DESTEK HĠZMETLERĠ MÜDÜRLÜĞÜ 2009 YILI FAALĠYET RAPORU BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

2017 YILI MAYIS AYI FAALİYET RAPORU

TOKİ İLKOKULU/ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE SADAKA-I FITR İbni Abbas (r.a) şöyle buyurmuştur:

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

2017 YILI HAZİRAN AYI FAALİYET RAPORU

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

FATURADAKİ VADE FARKI KAYDININ BAĞLAYICILIĞINA İLİŞKİN İBK İNCELEMESİ

TEFSİR TARİHİ VE USULÜ

FIKIH KÖŞESİ YAZILARI Zekât ve Fitre Müslümanlar zekât ve fitrelerini şahıslardan ziyade kuruluşa verebilir mi? Zekât ve Fitre ibadetleri, sosyal

Transkript:

DĠNÎ KAYNAKLARDA HEDĠYE RÜġVET AYIRIMI Hikmet AKDEMĠR Arapça da yol göstermek, doğru yola iletmek anlamındaki hidayet (hüda, hedy) kökünden türeyen hediyye kelimesi, dilimize hediye olarak geçmiģtir. Dilimizdeki karģılığı armağan olan bu sözcük, birini sevindirmek, mutlu etmek için karģılıksız verilen Ģey, bağıģ, ihsan diye tarif edilmektedir. 1 Ġnsanlar arasındaki sevginin somut bir ifadesi olan hediyenin ve hediyeleģme adetinin neredeyse insanlık tarihi kadar eski bir geçmiģi vardır. Modern antropoloji çalıģmaları, ilkel topluluklarda dahi bu güzel adetin bir çok değiģik tarzda mevcut olduğunu ortaya koymaktadır. 2 Kur an-ı Kerim de hediye ile ilgili herhangi bir hüküm yer almaz. Sadece Neml sûresinde anlatılan Hz. Süleyman kıssasında Sebe Melikesinin ona bazı hediyeler gönderdiğinden bahsedilir. Hz. Süleyman ın hediye karģısındaki tavrını test etmeye yönelik siyasî bir amaç taģıyan böyle bir hediyeyi kabul etmediği anlatılır. 3 Kur an-ı Kerim de hediye ile ilgili herhangi bir hüküm ve ayrıntı yer almazken hadislerde bu konu ile ilgili pek çok bilgiye rastlamak mümkündür. Hz. Peygamber insanlık tarihi kadar eski bir geçmiģi olan bu güzel adeti benimsemiģ ve onun toplumsal faydalarını belirterek yaygınlaģmasını teģvik etmiģtir. Kendisi sadakayı kabul etmediği halde hediyeyi kabul etmiģ ve hediye vererek de bu konuda insanlara örnek olmuģtur. ĠĢte bu husustaki hadislerden birkaç tanesi 4 : Hediyeleşin, çünkü hediye sevgiyi artırır, kalpteki kötü hisleri giderir. Bu makale, M.Ü. Türkiyat AraĢtırma ve Uygulama Merkezi tarafından 16.11.2005 tarihinde Ġstanbul da düzenlenen Türk Kültüründe Hediye adlı sempozyumda bildiri olarak sunulmuģ ancak yayınlanmamıģtır. Doç. Dr. Harran Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Öğretim Üyesi. hikmetakdemir@gmail.com 1 Rağıb el-isbahanî, el-müfredat fî Garibi l-kur an, Kahraman Yayınları, Ġstanbul 1986, s. 784, 788; Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1998, I, 975; Ali Bardakoğlu, Hediye, Diyanet İslam Ansiklopedisi (DİA), Ġstanbul 1998, XVII, 151. 2 Ali Bardakoğlu, a.g.m. DİA, XVII, 151. 3 27.Neml, 35 36. 4 Konu ile ilgili hadisler ve açıklamaları için bkz. Ġbrahim Canan, Hadis Ansiklopedisi, Akçağ Yayınları, Ġstanbul t.y. XVI, 162.

26 Harran Ü. Ġlahiyat Fak. Dergisi, Sayı: 19, Ocak-Haziran 2008 Hediyeleşin, zira hediye kalpteki kuşkuları giderir. Hiçbir kadın komşusundan gelen hediyeyi küçük görmesin, bu hediye bir koyun paçasının parçası olsa bile. 1 Birbirinize hediye alıp verin ki birbirinizi sevesiniz. Birbirinize yiyecek hediye edin. Zira bu davranış rızkınızın artmasına vesile olur. Bu sözleriyle hediyeleģmeyi teģvik eden Hz. Peygamber, kendisi bizzat hediyeyi kabul ettiği gibi sözleriyle de hediyenin kabul edilmesini; geriye çevrilmemesini ister. 2 Hediye veren her ne kadar herhangi bir karģılık vermeden hediyesini takdim etse de alan kiģi maddî durumuna göre makul bir Ģekilde ona karģılık vermelidir. Hz. Peygamber (s.a.v) hem sözlü, hem fiilî olarak bu hediyeleģme âdâbını insanlara telkin etmiģtir. Bir kısım hadisler, onun kendisine gelen hediyelere karģılık verdiğini hatta bazen onlardan kat kat fazlasını bağıģladığını bildirmektedir. Burada önemli olan husus, hediye veren kimsenin hemen bir karģılık beklememesi, hele hele verdiği hediyeden daha değerli bir Ģeyi ummamasıdır. Konu ile ilgili bir rivayete göre, bir bedevî Hz Peygambere (s.a.v) bir deve hediye etmiģ. Hz. Peygamber de ona bir deve hediye ettikten sonra razı mısın? diye sormuģ. Hayır cevabını alan Hz. Peygamber, sorusunu altı deve hediye edinceye kadar tekrarlamıģtır. Ancak bir deveye mukabil altı deve alan bedevînin yine de buna razı olmayıp daha sonra dedikodu çıkardığını duyan Hz. Peygamber, bir daha böyle kaba davranıģlar sergileyen bedevilerden hediye almayacağına dair yemin etmiģtir. 3 Hz. Peygamberin tatbikatında, sevginin ve paylaģma duygusunun bir ifadesi olan hediyenin alınmasından sonra da aynı vasfını devam ettirecek Ģekilde dağıtıldığına Ģahit olmaktayız. Nitekim o, bazen aldığı hediyeleri kendisi kullandığı gibi bazen de bunları yakınlarına ve diğer ihtiyaç sahiplerine takdim eder ya da hediye olarak gönderirdi. Dağıtılması mümkün olan bir hediye kendisine bir topluluk içinde takdim edilirse onu hemen oracıkta onlara paylaģtırırdı. ġu hadis onun bu fiilini teyit etmekle beraber bizim de aynı Ģekilde davranmamız gerektiğini vurgulamaktadır: Kime bir hediye geldiğinde yanında başkaları varsa, onlar bunda ona ortaktırlar. 4 Bu hadis, aynı zamanda paylaģma duygusunun en güzel örnekleriyle örülmüģ ve bezenmiģ kültürümüzdeki göz hakkı deyiminin ne kadar yerinde olduğunu gösteren delillerden birisini teģkil etmektedir. Hediye ve hediyeleģme hakkında bu kısa giriģten sonra Ģimdi de rüģvete dair birkaç sözden sonra asıl konumuz olan hediye ile rüģvet arasındaki farkı irdelemeye çalıģacağız. Arapça daki riģvet sözcüğünden Türkçe mize giren rüģvet, yaptırılmak istenen bir iģte yasa dıģı kolaylık veya çabukluk sağlanması için bir kimseye mal ya da para olarak sağlanan çıkar 5 diye tarif edilmektedir. Bu tarif rüģvetin en yaygın olan kısmını 1 Tirmizî, Ebû Ġsa, Sünenü t-tirmizî, Mısır 1382/1962, Vela 6. 2 Buhârî, Muhammed b.ġsmâil, el-câmiu s-sahih, Leiden 1862/1908, Hibe 11; Ebû Davud, Süleyman b. EĢ as es-sicistanî,, Sünenü Ebî Davud, Mısır 1369/1950, Büyu 87; Tirmizî, Birr 34, Ahkam 10; Ġbrahim Canan, a.g.e. XVI, 162-169. 3 Ebû Davud, Büyu 82; Nesâî, Ebû Abdurrahman Ahmed b. ġuayb, Sünenü n-nesâî, Mısır 1348/1930, Umra 5; Ġbrahim Canan, a.g.e, XVI, 165, 171. 4 Ġbrahim Canan, a.g.e. XVI, 165. 5 Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlük, II, 1872. 26

Harran Ü. Ġlahiyat Fak. Dergisi, Sayı: 19, Ocak-Haziran 2008 27 nazara vermektedir. Oysa rüģvetin kapsamı bu tarifte ifade edilen alandan çok daha geniģtir. Örneğin bir kiģinin ya da kurumun hak etmediği bir hakkı elde etmek için yetkililere sağladığı çıkar da rüģvettir. Bu kısa bilgilerden sonra hediye ile rüģveti kıyasladığımız zaman Ģu sonuca varırız: Hem hediyede hem de rüģvette bir ihsan ve bağıģ ya da bunlara benzer herhangi bir çıkarın verilmesi söz konusudur. Yani eylem aynıdır. Ancak niyet ve neticeler çok farklıdır. Hediyede niyet, sevginin ifadesi olarak karģı tarafa karģılık beklemeden bir ihsanda bulunmaktır. RüĢvette ise ihsanın kaynağı, verilen kiģiye duyulan muhabbet değil, sadece veren Ģahsın kendisine bir çıkar sağlama düģüncesidir. ÇıkıĢ noktaları böyle farklı olunca elbette ki neticeler de farklı olacaktır. Hediye yukarıda arz ettiğimiz gibi sevgi ve paylaģmanın bireylerin kalplerinde kök salmasına vesile olduğu için toplumun yapısını güçlendirmektedir. RüĢvet ise tam tersine fedakarlık, diğerkâmlık gibi güzel duyguları kökünden söküp atarak bireyleri bencil, kendi çıkarlarından baģka hiçbir Ģeyi düģünmeyen ve bu uğurda her Ģeyi meģru gören çıkarcı, korkak, hiç kimseye güvenmeyen adi yaratıklar haline getirir. Mülkün temeli olan adaleti temelinden sarsar ve toplumu içten içe çürütür. Çünkü yargı mensuplarına verilen rüģvetle haksız hükümlere maruz kalan halk, artık adalete güvenmeyip kendi hakkını kendisi aramaya baģlar. Kendisi güçlü ise bu iģi tek baģına yapabilir. Aksi takdirde mafya ve çetelere havale eder. Aynı Ģekilde adalete olan bu güvensizlik, nesiller boyu sürüp giden ve pek çok insanın haksız yere katledilmesine sebep olan kan davalarının ortaya çıkıģındaki en önemli sebeplerden birisidir. Kısacası rüģvetin fert ve toplum psikolojisi üzerinde burada sayamayacağımız kadar pek çok olumsuz etkileri, hediyeleģme adetinin baģladığı insanlık tarihinin ilk devrelerinden beri bütün insanlar tarafından çok iyi kavrandığı için, hediye kılıfı içinde sunulsa bile her toplum tarafından çirkin görülmüģ ve yasaklanmıģtır. 1 RüĢvet kelimesi Kur an-ı Kerim de geçmemektedir. Ancak 2. Bakara sûresinin 188. âyetinde yer alan mallarınızı haksız yolla yemeyin cümlesinin kapsamına rüģvetin de girdiği bir çok müfessir tarafından dile getirilmiģtir. 2 Söz konusu âyetin tamamının meâli Ģöyledir: Mallarınızı haksız yolla yemeyin. Kendiniz bilip dururken, halkın mallarından bir kısmını, haram yolla yemeniz için o malları hakimlere (idarecilere veya yargıçlara) vermeyin. RüĢvet sözcüğü Kur an da açık bir Ģekilde geçmemesine rağmen bir çok hadiste zikredilmekte ve kesin bir dille yasaklanmaktadır ki bunlar arasında en meģhur olanı Ģu meâldedir: Hüküm konusunda rüşvet alana da, verene de Hz. Peygamber lanet etmiştir. 3 1 Ali Bardakoğlu, a.g.e. DİA, XVII, 151. 2 Bkz. Râzi, Fahruddin Ebû Abdillah Muhammed b. Umer b. Huseyn, Mefâtihu l-gayb, Beyrut, V, 118; Nesefî, Abdullah b. Ahmed b. Mahmud, Medârikü t-tenzîl ve Hakaiku t-te vîl, Beyrut 1408/1989, I, 137; Muhammed Cemalüddin el-kâsimi, Mehâsinu t-te vil, Kahire t.y. III, 467; Elmalılı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur an Dili, Eser NeĢriyat ve Dağıtım, Ġstanbul 1982, I, 679; Ömer Nasuhi Bilmen, Kur an-ı Kerim in Türkçe Meâli Âlisi ve Tefsiri, Ġstanbul t.y. I, 185. 3 Tirmizî, Ahkam 9; Ebu Davud, Akdiye 4; Ġbrahim Canan, a.g.e. XIII, 441. 27

28 Harran Ü. Ġlahiyat Fak. Dergisi, Sayı: 19, Ocak-Haziran 2008 RüĢvet ve hükmü hakkında verdiğimiz bu kısa bilgilerden sonra Ģimdi asıl konumuz olan hediye rüģvet ayrımına geçebiliriz. Öncelikle Ģunu ifade edelim ki Ģeytan ve onun yandaģları olan insanlar kötülüğü iyilik kisvesi altında gizleyip yutturma konusunda pek mahirdirler. RüĢvet de bu maskelenen kötülüklerden biridir. Maskelenen ve makyaj yapılan rüģvet, pek çok zaman hediye kılığında karģımıza çıkmaktadır. Hediye konusunda olduğu gibi, rüģvet ve hediye ile arasındaki çok ince çizginin tespiti hususunda da hadis literatüründe yeterli ölçüler mevcuttur. Ayrıca bu konu RaĢit halifelerden sonraki dönemden baģlayarak her asırda Ġslam bilginleri tarafından tartıģıla gelmiģtir. TartıĢma ve fikir ayrılıkları, elbette ki her hususta net kriterlerin konmasının imkansızlığından kaynaklanmaktadır. Biz burada bu tartıģmaların detayına girmeden genel esasları tespit ederek hediye ile rüģvet arasındaki o çok ince çizgiyi belirlemeye çalıģacağız. Bu ince çizginin belirlenmesinde ilk ve en önemli ölçüyü bize Ģu hadis vermektedir: Hz. Peygamber Ezd kabilesinden Ġbnü l-lütbiyye yi zekat toplamakla görevlendirmiģti. Bu Ģahıs daha sonra bazı mallarla gelip Hz. Peygambere şunlar size aittir, bunlar da bana hediye olarak verildi. demiģtir. Bunun üzerine Hz. Peygamber minbere çıkıp Ģöyle hitap etmiģtir: Benim zekat toplamak için gönderdiğim bir memura ne oluyor ki şunlar sizin, şunlar da bana hediye edildi diyebiliyor. Dikkat edin, bu kişi evinde otursaydı kendisine hediye verilir miydi? 1 Hadisteki son cümle hediye rüģvet ayırımındaki en önemli genel prensibi ortaya koymaktadır. O da Ģudur: Hediye verilmesindeki temel saik, karģılıklı muhabbetten baģka arizî sebepler olmamalıdır. Bu arizî sebepler, pek çok sayıda ve değiģik Ģekillerde ortaya çıkabilir. Ancak hepsinde mevcut olan temel bir özellik vardır ki o da hediye karģılığında herhangi bir çıkar beklenmesidir. ĠĢte bu beklenti, hediyeyi hediye olmaktan çıkarıp rüģvet sınıfına dahil etmektedir. Bu genel prensip çerçevesinde, hadisten Ģu hükmü çıkarabiliriz: Elinde yetki ya da nüfuz bulunan kiģilere, sırf bu konumlarından dolayı verilen hediye rüģvettir. BaĢta hakimler olmak üzere, onlara kıyasla diğer kamu görevlilerinin hangi Ģartlarda hediye kabul edeceği Ġslam alimleri tarafından tartıģılmıģtır. Örneğin bu hediyenin rüģvet sayılmaması için hediyeyi veren kiģinin daha önceden hediyeleģme adetinin bulunması, hediyenin alıģılmıģ normal sınırları aģan yüksek bir meblağa ulaģmaması ve bu kiģinin mahkemede davasının olmaması gibi hakimin görevi ile ilgili herhangi bir iliģkisinin bulunmaması kabilinden Ģartlar ileri sürülmüģtür. 2 Ancak kanaatimizce günümüz Ģartlarını düģündüğümüzde ve insanların ne denli çıkarcı bireyler haline geldiğini göz önüne aldığımızda bu Ģartlar gerçekleģse bile hiçbir devlet memurunun görevi ya da nüfuzu devam ettiği müddetçe hiçbir kimseden hediye almaması, suiistimalleri ve istismarları önleyecek en doğru, en ihtiyatlı yoldur. 1 Buhârî, Hibe 17, Ahkam 24, 41; Müslim, Ebu l-huseyn Müslim b. Haccac el-kuģeyrî, el-cami u s-sahih, Çağrı Yayınları, Ġstanbul 1992, Ġmare 26-29; Ebû Davud, Ġmare 11; Ali Bardakoğlu, a.g.m. DİA, XVII, 151. 2 Bu konuda daha fazla bilgi için bkz. Ġbn-i Abidin, Reddü l-muhtar Ale d-dürri l-muhtar, Çev: Mehmet SavaĢ, Ġstanbul, 1985, XII, 162; Ali Bardakoğlu, a.g.m. DİA, XVII, 152-153. 28

Harran Ü. Ġlahiyat Fak. Dergisi, Sayı: 19, Ocak-Haziran 2008 29 Devlet baģkanının hediye kabul etmesinin cevazı konusundaki değiģik görüģleri ise Ģu Ģekilde özetleyebiliriz: 1 1-Ömer b. Abdülaziz, Hz. Peygamber ve RaĢit halifelere verilen hediyelerin gerçekten hediye mahiyetinde olduğunu, ancak kendi döneminde verilen hediyelerin rüģvete dönüģtüğünü belirtmektedir. Bu ifadeden sonraki dönemlerde verilen hediyelerden karģılık beklendiği için rüģvete dönüģtüğü anlaģılmaktadır. 2-Bazı Ġslam alimlerine göre devlet baģkanına verilen hediye onun için haram kazanç sayılır. Mesela Ġbn Ferhun a göre Hz. Peygamberin hediye kabul etmesi ona mahsus bir ruhsattır. Dolayısıyla devlet baģkanlarının hediye almasının cevazında ölçü ve delil olarak kullanılamaz. 3-Hz. Ömer genelde kamu görevlilerinden hediye kabul etmemiģtir. Nadiren kabul ettiği hediyeleri ise devlet hazinesine bağıģlamıģtır. 4-Ġmam Malik ve diğer ilk dönem alimlerine göre devlet baģkanı ve diğer kamu görevlilerinin hediye alması mekruhtur. 5-Ġbn Abidin, zekat memurlarıyla ilgili hadiste yer alan halktan hediye kabul etme yasağının onların baģı olması sebebiyle devlet baģkanı için de geçerli olduğunu söyler. 6-Maverdî, devlet baģkanına yabancı ülke yöneticileri ve halkları tarafından gönderilen hediyelerin kabul edilebileceği, ancak aralarında özel bir bağ yoksa bunların devlet hazinesine aktarılması gerektiği görüģündedir. Devlet baģkanına kendi halkı tarafından verilen hediyelerin kural olarak caiz olmadığını söyleyen Maverdî, eski dostluğun devamı mahiyetinde karģılık beklenmeksizin verilen hediyelerin caiz olduğunu; bunun dıģında kalan tüm hediyelerin hangi Ģekil ve görüntü altında olursa olsun rüģvet sayılacağını belirtmektedir. Bu sözleriyle Maverdî, yukarıda zikrettiğimiz genel prensip çerçevesinde hediye ve rüģvet arasındaki ince çizgiyi belirlemiģ gözükmektedir. Kamu görevlilerinin hediye kabul etmelerinin caiz olmadığını beyan sadedinde kaynaklarda Ģu açıklama mevcuttur: Eğer yapılması istenen iģ, o kiģinin görevinin gereği ise onu esasen yapmak zorundadır, bu hizmet karģılığında ayrıca bir karģılık beklemesi doğru olmaz. Eğer yapılması istenen iģ, onun yetkisinin dıģında ise o takdirde böyle bir iģi yapması da buna bir karģılık alması da doğru sayılmaz. 2 Bu konu ile ilgili günümüzde de sık sık rastlanan bir olay daha vardır. O da birisine bir iģ için aracı olmaktır. Kim bir kimse için aracı olur o da buna karşılık bir hediye verirse, aracı olan bu hediyeyi kabul ettiği takdirde riba kapılarından büyük bir kapıya girmiş olur. 3 Meâlindeki hadise istinaden bir çok alim, devlet makamları veya baģka merciler nezdinde birinin iģini takip ederek ona yardım etmesi karģılığında hediye alınmasının bir tür haram kazanç, riba ya da rüģvet olduğu görüģündedir. Nitekim Gazzali, emek 1 Bkz. Ali Bardakoğlu, a.g.m. DİA, XVII, 152. 2 Ali Bardakoğlu, a.g.m. DİA, XVII, 153. 3 Ebû Davud, Büyu, 84. 29

30 Harran Ü. Ġlahiyat Fak. Dergisi, Sayı: 19, Ocak-Haziran 2008 ve hizmet sarfını gerektiren vekalet iģlemleri için karģılık alınabileceğini söyler. Fakat nüfuz kullanımı Ģeklindeki aracılığın ehil olmayan bir kimseye haksız menfaat sağlayacağı için haram olduğunu beyan eder. Bir kiģiye yapılacak olan haksızlığı engellemek için aracı olmak ise zaten her Müslümanın dinî görevidir. diyerek bunun karģılığında da hediye alınmasını doğru bulmaz. 1 Kamu görevlisine verilen hediyenin hükmünü bu Ģekilde açıklığa kavuģturduktan sonra Ģimdi de olaya tersinden bakalım. BaĢka bir ifadeyle kamu görevlisinin sade vatandaģa vereceği hediyenin mahiyetini ve hükmünü irdelemeye çalıģalım. Devlet baģkanı dahil olmak üzere kamu görevlilerinin hediye alıp vermesinin caiz olup olmadığı veya hangi Ģartlarda caiz olduğu konusunda literatürde farklı görüģlere rastlamaktayız. Bu ihtilaflar, hiç Ģüphesiz halkın hediyeleģme konusunda ilk dönemdeki ahlakî çizgiden uzaklaģmasından ve hadislerin farklı yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. Ġhtilafların söz konusu olduğu bir alan da üst düzey kamu görevlileri tarafından sade vatandaģlara verilen hediyenin hükmüdür. Bazıları bunu caiz olduğunu söylerken diğer bir kısım bilginler iki sebepten ötürü böyle bir hediyenin kabulünü uygun görmezler: 1-Onların mallarına haram karıģma ihtimali vardır. 2-Bu hediyelerle toplumun ileri gelenlerinin etki altına alınması ve halkın kolaylıkla istenilen mecraya yönlendirilmesi söz konusu olabilir. 2 Hediyeyi aslî mahiyetinden çıkaran ya da en azından bu konuda Ģüphe doğmasını sağlayan durumlardan birisi de borçlunun alacaklısına hediye vermesidir. Hz. Peygamber, aralarında ödünç iģlemi öncesine dayanan bir hediyeleģme adetinin olmadığı durumda alacaklının borçludan hediye almasını yasaklamıģtır. 3 Bu hadis ile sahabenin aynı yöndeki uygulamasına dayanarak pek çok Ġslam bilgini bu tür hediyeleri menfaat teminine yönelik yatırımlar olarak görmüģ ve borç miktarının üzerine ilave edilen faiz telakki ederek haram olduğu kanaatine varmıģtır. Ancak bu hediyenin ne zaman faiz sayılıp sayılmayacağı konusunda bazı Ģartlar ve detaylar ortaya konmuģtur. Örneğin taraflar arasındaki samimiyetin derecesi, önceden hediyeleģme adetinin var olması, hediye miktarının normal sınırları aģmaması, borçlanmanın mahiyeti (mesela hediye ile sürenin uzatılmasını talep etmek gibi Ģartların ileri sürülmesi) ve özellikle tarafların niyetleri bu konuda belirleyici ölçülerdir. 4 Kanaatimizce bu durumda ihtiyata en uygun olan davranıģ tarafların geçmiģi ve konumları ne olursa olsun, borç tamamen ödeninceye kadar hediyeleģmenin kesilmesidir. Borçlunun önce alacaklısına olan borcunu ödemesi, ona hediye vermesinden çok daha evladır. Borçlunun Ģayet böyle bir niyeti varsa, bu niyetini 1 Ali Bardakoğlu a.g.m. DİA, XVII, 154; Ġbrahim Canan a.g.e. XVI, 172. 2 Ali Bardakoğlu a.g.m. DİA, XVII, 152. 3 Ġbn Mâce, Ebû Abdullah Muhammed b. Yezid el-kazvinî, es-sünen, Çağrı Yayınları, Ġstanbul 1992, Sadakat 19. 4 Bkz. Ali Bardakoğlu, a.g.m. DİA, XVII, 153 30

Harran Ü. Ġlahiyat Fak. Dergisi, Sayı: 19, Ocak-Haziran 2008 31 ödemesini tamamladıktan sonra pekâla yerine getirebilir. Böylece hem Ģüpheler ortadan kalkar, hem de borçlunun art niyetli olmadığı; samimi davrandığı kesinleģmiģ olur. 31