M. Levent YILMAZ. Ekonomi Program Koordinatörlü ü



Benzer belgeler
AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

DEĞERLENDİRME NOTU: İsmail ÜNVER Mevlana Kalkınma Ajansı, Konya Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

AB Krizi ve TCMB Para Politikası

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

Araştırma Notu 15/179

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

Büyüme Rakamları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme. Tablo 1. En hızlı daralan ve büyüyen ekonomiler 'da En Hızlı Daralan İlk 10 Ekonomi

Türkiye de Bankacılık Sektörü

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

Araştırma Notu 12/126

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Türkiye de Bankacılık Sektörünün Son Beş Yıllık Görünümü 2011

2017 YILI İLK İKİ ÇEYREK BLOK MERMER TRAVERTEN DIŞ TİCARET VERİLERİ

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

EKİM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 22 Aralık 2015

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2006

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Türkiye de Bankacılık Sektörü Aralık

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi.

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:5

Türkiye de Bankacılık Sektörü Mart

Türkiye de Bankacılık Sektörü

Türkiye de Bankacılık Sektörü Aralık

24 Haziran 2016 Ankara

Türkiye de Bankacılık Sektörü

Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI. Mayıs Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli

HAZİRAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

Türkiye de Bankacılık Sektörü Eylül

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

BAKANLAR KURULU SUNUMU

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2008

Ekonomide Değişim. 15. ÇözümOrtaklığı Platformu. 15 Aralık

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

Avrupa Birliği ve Türkiye Yerel Yönetimler Analizi

Global Ekonomi ve Yurtdışı Piyasalar. Temmuz 2011

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012

GENEL EKONOMİK DEĞERLENDİRME

Endişeye mahal yok (mu?)

Cumhuriyet Halk Partisi

Türk araçlarının taşıma yaptığı ülkelere göre yoğunlukları gösterilmektedir. Siyah: ilk 15 ülke

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

TEMEL MAKROEKONOMİK GÖSTERGELER - BÜYÜME

AĞUSTOS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TÜRKİYE NİN İHTİYAÇ DUYDUĞU FUAR 3.ELECTRONIST FUARI

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

Sayfa 1 Kasım 2016 ULUSLARARASI SIRALAMALARINDA BELARUS UN YERİ

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Stratejik Düşünce Enstitüsü Ekonomi Koordinatörlüğü

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Ocak 2012, No: 20

AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

Türkiye de Bankacılık Sektörü Eylül

Türkiye de Bankacılık Sektörü Mart

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri Sektör Raporu 2010

YÜRÜRLÜKTE BULUNAN ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME ANLAŞMALARI. ( tarihi İtibariyle) Yayımlandığı Resmi Gazete

FİNANSAL SİSTEM DÜZENLEMELERİ VE EKONOMİK BÜYÜME

Türkiye nin dış ticaret ve yatırım bağlantıları: Güçlü yönler

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

BÜYÜMEDE 110, ENFLASYONDA 134 ÜLKE BİZDEN DAHA İYİ DURUMDA

1. Demiryolu Karayolu Denizyolu Havayolu Taşımacılığı Satın Almalar ve Birleşmeler... 12

SAHA RATING, DÜNYA KURUMSAL YÖNETİM ENDEKSİ Nİ GÜNCELLEDİ

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

Dünya da ve Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği

2014 YILI OCAK-HAZİRAN DÖNEMİ ADANA DIŞ TİCARET RAPORU. HAZIRLAYAN : CENK KADEŞ Meslek Komitesi ve Kararlar Şefi

(*Birincil Enerji: Herhangi bir dönüşümden geçmemiş enerji kaynağı) Şekil 1 Dünya Ekonomisi ve Birincil Enerji Tüketimi Arasındaki İlişki

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

CAM SANAYİİ. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

Reel Efektif Döviz Kuru Endekslerine İlişkin Yöntemsel Açıklama

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

ELEX SEKTÖRÜNÜN TEK FUARI

Yakın n Gelecekte Enerji

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 21 Mayıs 2018

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

İÇİNDEKİLER (*) 1- Özel Sektörün Yurtdışından Sağladığı Uzun Vadeli Kredi Borcu ( Eylül)

MART 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

ZİYARETÇİ ARAŞTIRMASI ÖZET SONUÇLARI Nisan 2012

Tarım & gıda alanlarında küreselleşme düzeyi. Hareket planları / çözüm önerileri. Uluslararası yatırımlar ve Türkiye

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

GTİP : PLASTİKTEN KUTULAR, KASALAR, SANDIKLAR VB. EŞYA

Büyük Türkiye, Güçlü Ekonomi için kişi başına gelirle birlikte insani gelişmişliğe, özgürlük ve demokrasi standartlarına da bakmak gerekir

Enerji ve İklim Haritası

Transkript:

M. Levent YILMAZ SDE RAPOR Ekonomi Program Koordinatörlü ü Ankara / Nisan / 2013

M. Levent YILMAZ 1983 Ankara do umlu olan M. Levent Y lmaz, lisans e itimini i letme alan nda Selçuk Üniversitesi nde tamamlad. TÜB TAK bursu ile Yönetim ve Organizasyon alan nda Selçuk Üniversitesi nde master yapan Y lmaz, tezini Stratejik Yönetim üzerine yazd. Takip eden dönemde ekonomi alan nda doktora çal malar na ba layan Y lmaz, halen Küresel Ekonomik Kriz ile ilgili uygulamal bir tez haz rlamaktad r. Y lmaz, Konya Ticaret Odas nda Ar-Ge uzman olarak ba lad i hayat nda daha sonra 2 y l Ba kanl k Bas n Dan manl ve ard ndan da Selçuk Üniversitesi nde 3 y l süre ile ara t rma görevlili i yapt. Bu süreçte Konya Ticaret Odas ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birli i nde alan ile ilgili pek çok e itim verdi, oda yay nlar n n Genel Yay n Yönetmenli i görevlerinde bulundu. Özel bir televizyon kanal nda ekonomi programlar yapt. KTO Karatay Üniversitesi nin kurulu u ve ard ndan da Gazi Üniversitesi Tapu Kadastro Yüksek Okulu nun kurulu komitelerinde bulundu ve ayn okulda ö retim görevlili ine atand. Gazi Üniversitesi Tapu Kadastro Meslek Yüksek Okulu Müdür Yard mc l görevinde bulundu. Avrupa Birli i taraf ndan finanse edilen projelerde de görev alan Y lmaz; Amerika Birle ik Devletleri nde kurulu bulunan Northern Illinois University bünyesindeki master programlar nda Ortado u Ekonomisi, Türkiye de Yapma ekilleri ve çe itli kamu kurumu ve Bakanl klarda, Gizlilik ve Gizlili in Önemi, Milli Güvenlik Bilgileri, Empati ve Beden Dili konulu e itimler verdi. Yönetim ve ekonomi alanlar nda çok say da yurt d ve yurt içi akademik yay n olan Y lmaz, TÜRKONOM isimli Ayl k Sanayi, Ticaret ve Bilim dergisinin Bilim Kurulu Koordinatörlü ünü yapmaktad r. Evli olan Y lmaz, ileri derecede ngilizce bilmektedir.

SDE RAPOR Güvenlik Kavramında Yeni Bir Boyut; Ekonomi Güvenliği TÜRKİYE NE KADAR GÜVENDE? M. Levent YILMAZ Ekonomi Programı Koordinatörlü ü

Güvenlik Kavramında Yeni Bir Boyut; Ekonomi Güvenliği TÜRKİYE NE KADAR GÜVENDE? ISBN: 978-605-5386-06-1 Hazırlayan: M. Levent YILMAZ SDE Ekonomi Programı Koordinatörlüğü SDE Rapor / SDE - STRATEJİK DÜŞÜNCE ENSTİTÜSÜ Çetin Emeç Bulvarı Aşağı Öveçler Mahallesi 4. Cadde 1330. Sokak No: 12 06460 Çankaya / ANKARA Tel : +90 (312) 473 80 45 Faks : +90 (312) 473 80 46 E-Posta : sde@sde.org.tr www.sde.org.tr GRAFİK - BASKI Başak Matbaacılık ve Tanıtım Hiz. Ltd. Şti. Atatürk Bulvarı Meka Plaza No:5/15 Gimat / Yenimahalle - ANKARA Tel : +90 (312) 397 16 17 Faks : +90 (312) 397 03 07 E-Posta : basaktanitim@gmail.com www.basakmatbaa.com

DANIŞMA KURULU Ülkü ŞENER MASAK Doğan KARAMA TCMB Araştırma Emre KAAN BDDK Göktuğ ŞAHİN Gazi Üniversitesi Hasan Sencer PEKER Gazi Üniversitesi Serkan ŞAHİN Kahin Enerji Danışmanlık Muzaffer ALACAOĞULLARI Hazine Müsteşarlığı Ahmet ÖTÜNÇ SPK Feyzullah YEĞİN SPK Tugay KART SPK Faruk DEMİR BDDK Ayşegül YAVUZ BDDK Murat KELEŞ Kalkınma Bakanlığı Atilla ÇAKIR Maliye Bakanlığı

İçindekiler Sunuş... 8 Önsöz... 9 Özet... 11 Giriş... 13 1. Kavram ve Tanımlar... 17 2. Türkiye nin Ekonomi Güvenliği... 21 2.1. Türkiye nin Jeo-Stratejik Konumundan Kaynaklanan Unsurlar... 21 2.2. Türkiye nin Ekonomik Yapısından Kaynaklanan Tehdit ve Riskler... 31 2.2.1. Temel Ekonomik Göstergeler... 32 2.2.1.1. Ekonomik Büyüme... 32 2.2.1.2. Enflasyon... 34 2.2.2. Ödemeler Dengesi... 35 2.2.2.1. Dış Ticaret... 35 2.2.2.2. Cari Açık... 37 2.2.2.3. Brüt Döviz ve Altın Rezervleri... 40 2.2.2.4. Uluslararası Yatırım (Döviz) Pozisyonu Dengesi... 41 2.2.3. Mali Yapı... 42 2.2.3.1. Borç Stoku... 42 2.2.3.2. Vergi Politikası... 44 2.2.3.3. Kayıt Dışı Ekonomik Faaliyetler... 45 2.2.3.4. Özelleştirmeler... 46 2.2.4. Finansal Göstergeler... 47 2.2.4.1. Bankacılık Sektörü... 47 2.2.4.2. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB)... 49

2.2.4.3. IMF İle Olan İlişkiler... 50 2.2.4.4. Kredi Derecelendirme Kuruluşları Notları... 51 2.2.5. Sosyo-Ekonomik Başlıklar... 52 2.2.5.1. Demografik Yapı, İstihdam, İşsizlik...52 2.2.5.2. Gelir Dağılımı...56 2.2.5.3. Özgürlük ve Demokratikleşme Hareketleri... 57 2.2.6. Enerji Arz ve Fiyat Güvenliği... 58 2.2.7. Diğer Önemli Başlıklar... 61 2.2.7.1. Lojistik Güvenliği... 61 2.2.7.2. Bilgi Güvenliği... 63 3. Sonuç ve Değerlendirme... 64 Sonnotlar... 72 Kullanılan Kaynaklar... 76

Tablolar Tablo 1. G-20 Ülkelerine Ait Cari Açık GSMH Oranları... 39 Tablo 2. Türkiye nin Uluslararası Yatırım Pozisyonu Dengesi (Milyon ABD Doları) 41 Tablo 3. Türkiye nin 2012 Yılı Vergi Gelirleri Dağılımı... 44 Tablo 4. Kredi Derecelendirme Kuruluşları Tarafından Türkiye ye Verilen Kredi Notları (Mart 2013 İtibariyle)... 52 Tablo 5. Türkiye nin Genel Enerji Dengesi (1990-2010)... 59 Tablo 6. Seçilmiş Bazı Ülkelerin Lojistik Performans Endeksleri... 62 Tablo 7. Türkiye nin Ekonomi Güvenliği Açısından FÜTZ Analizi... 68 Şekiller Şekil 1. Maslow un İhtiyaçlar Hiyerarşisi... 13 Şekil 2. İpek Yolu... 23 Şekil 3. Enerji Koridoru Olarak Türkiye... 28 Şekil 4. Nabucco Projesi nde Yapımı Planlanan Boru Hatları... 29 Şekil 5. Ortadoğu Su Haritası... 30

Grafikler Grafik 1. Dünya nın En Büyük Ekonomileri... 32 Grafik 2. Bazı Ülkelerin Kişi Başına Düşen GSYİH Karşılaştırması - 2011... 33 Grafik 3. Karşılaştırmalı Olarak Dünyada Enflasyon Gelişmeleri (2005-2012)... 34 Grafik 4. Yıllar İtibariyle Türkiye nin İhracatı (Milyar Dolar)... 36 Grafik 5. Yıllar İtibariyle Türkiye nin İthalatı (Milyar Dolar)... 36 Grafik 6. Seçilmiş Ülkeler İçin Dış Ticaret Dengesi / GSYİH (%)... 37 Grafik 7. Cari İşlemler Dengesi / GSYİH (%)... 38 Grafik 8. Bütçe Açığı Cari Açık İlişkisi... 39 Grafik 9. Merkez Bankası Brüt Döviz Rezervleri (Milyar Dolar)... 40 Grafik 10. AB Tanımlı Borç Stoku / GSYİH (%)... 43 Grafik 11. Yıllar İtibari İle Türkiye nin Kayıtdışı Ekonomisi... 45 Grafik 12. Türkiye de Özelleştirmeden Elde Edilen Gelirler (Milyar Dolar)... 46 Grafik 13. Bankacılık Sektörü Sermaye Yeterlilik Oranı (%)... 48 Grafik 14. Türkiye nin IMF e Olan Borcu (Milyar SDR)... 51 Grafik 15. Seçilen Bazı Ülkelerin Demografik Profilleri... 53 Grafik 16. Türkiye de İşsizlik Oranı (%)... 54 Grafik 17. Karşılaştırmalı Olarak Dünyadaki İşsizlik Rakamları (%)... 54 Grafik 18. Büyüme ve İşsizlik Arasındaki İlişki... 55 Grafik 19. İstihdamın Sektörel Dağılımı (%)... 56 Grafik 20. Yıllar İtibari ile Türkiye nin Enerji Arz ve Talebi... 59

SDE Başkanı ndan Dünya da soğuk savaşın bitmesinin ardından yaşanan toplumsal gelişmeler ve bilgi ve iletişim teknolojilerinin baş döndürücü gelişimi ışığındaki teknolojik yenilikler, dünyayı alışkın olduğumuz sistemin dışında bir yapıya büründürdü. Pek çok alanda kabuklar kırıldı ve eskiden yapılmış tanımlar bazı kavramların yeni halleri için yetersiz kalmaya başladı. Savaşların meydanlardan ve cephelerden masa başına ve bilgisayar ekranlarına kaydığı bu yeni dönemde, her ne kadar sonuçtaki güvenli olma hali algısı değişmese de, güvenlik kavramı diğer pek çok kavram gibi yeniden gözden geçirilmeye başlandı. Bu yeni güvenlik algısı, yaşanan gelişmeler ışığında yeni parametreleri de beraberinde getirdi. Ülke güvenliği denilince II. Dünya Savaşı nın ardından oldukça popüler olan bir ülkenin coğrafi sınırlarının askeri güçlerle korunması algısı yerini daha karmaşık ve çok boyutlu yeni güvenlik kavramlarına bıraktı. İşte Ekonomi Güvenliği de bu yeni güvenlik kavramlarından bir tanesidir ve finansal liberalizasyonun zirve yaptığı günümüz dünyasında belki de en önemlisidir. Elinizdeki rapor literatürde oldukça yeni olan bu kavramın sadece ülkemizdeki değil, tüm dünyadaki metodolojik temellerini belirlemeyi hedefleyen bir teorik çalışmayı, Türkiye ekseninde pratiğe dökmeye çalışan bir rapor niteliğindedir. Tüm kullanıcılarına faydalı olması amacıyla çıkartılmış olan bu Rapor, Öğr. Gör. M. Levent Yılmaz ın çalışması ışığında, ilgili kurumların uzmanları ve pek çok akademisyenin katkılarıyla SDE Ekonomi Koordinatörlüğü tarafından hazırlanmıştır. Prof. Dr. Yasin Aktay SDE Başkanı 8

Önsöz Alışkın olduğumuz her şeyin değiştiği bir dönem yaşıyoruz. Bu değişim, hayatımızın her alanına etki ediyor. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi günlük hayatı kolaylaştırmasının yanı sıra beraberinde de pek çok olumsuz değişkeni hayatımıza sokuyor. Bilişimin donanımsal ve yazılımsal gelişimi bireylere pek çok açıdan fayda sağlıyor ve adeta dünyayı herkesin birbiri hakkında bilgi sahibi olduğu kocaman bir köye dönüştürüyor. Uydular dünyanın her yerini görüyor, Çin de bir işçinin yaptığı Yuan harcaması, Türkiye deki dolar kuruna etki ediyor, Rusya nın doğalgazı Fransa yı ısıtıyor, Irak ın petrolü ABD nin uzay mekiklerinde yakıt olarak kullanılıyor. Şüphesiz bu dönüşüm birden bire olmadı. Önce dünyada sayısız meydan, oldukça vahşi olarak tabir edilebilecek savaşlara sahne oldu. Milyonlarca insan meydanlarda kurallarını kendilerinin koymadıkları savaşlarda can verdi, milyonlarcası da savaşlardan sonraki süreçlerde hayatlarını kaybetti. Madenlerin eritilip şekillendirilip silah olarak kullanılmaya başlamasının üzerinden bin yıllar geçerken, barutun icadı ve savaş aleti olarak kullanılması savaşların seyrini değiştirdi. Sonra da, bilgisayar ve uydu teknolojilerinin gelişmesine nükleer enerjinin gemilerde kullanılmasın eklenmesi, savaşları meydanlardan okyanuslara, okyanuslardan kıtalara taşıdı. Paranın bilgisayarlar üzerinden transferi ile başlayan elektronik serüven, Japonya daki ev hanımlarının Türkiye de hisse senedi alıp satması, bir Alman vatandaşının İngiliz devlet tahvillerine anında sahip olması gibi süreçleri beraberinde getirdi. Şüphesiz bu sürecin olumlu yanları var ve bunları inkar etmek mümkün değil. Ancak bu sistemin hayatta kalabilmesi için farklı bir besine ihtiyacı var; daha çok ekonomik kaynak. 9

Artık ülkeler daha çok toprağa değil, topraklardaki ekonomik kaynaklara sahip olarak hayatta kalabiliyorlar. Bu bakımdan askeri güç ile toprakları fethedip fiziken ona sahip olmak gibi oldukça pahalı ve tepki çeken bir operasyonun yerini, bir şekilde o toprakların kullanım haklarına sahip olmak alıyor. Örneğin, bir ülke için son derece önemli olan bir limanın içinde bulunduğu coğrafi bölgeye askeri olarak sahip olmaktansa, o limanın işletmecilik haklarını satın almak ya da elde etmek daha kolay kazanılan, daha az maliyetli ama daha karlı bir savaş haline geliyor. Dünyanın askeri olarak en güvenli bölgeleri bile artık ekonomik savaşın tehdidi altına girmiş bulunuyor. Devasa silahlarla korunan ve güvende olduğu zannedilen yerler bir anda ekonomik olarak darmadağın olabiliyor. Dünyadaki bu hızlı dönüşümden belki de en çok güvenlik kavramı etkileniyor. Artık ülkelerin güvenliğinden bahsederken, sadece asker sayıları ya da sahip oldukları silahları değil, onların ekonomik güçlerini de göz önünde bulunduruyoruz. Ordusu kadar ekonomisi de güçlü olan ülkeler; kuralları yeniden belirlenmekte olan yeni savaş meydanında bir adım öne çıkıyor. Yeni savaş meydanında Ekonomi Güvenliği olmazsa olmaz bir kavram olarak giderek belirginleşiyor. Bu çalışma, yazında oldukça yeni olan Ekonomi Güvenliği kavramı ile ilgili bilgiler içeriyor. Konunun daha iyi anlaşılması için, detaylardan çok, daha net ve özet bilgilere yer veriyor. Hiçbir ideolojinin etkisinde kalmadan; olan ile olması gereken arasında karşılaştırmalara yer vererek, konuyu Türkiye ekseninde tartışıyor. M. Levent YILMAZ Ankara, 10

Özet Tarih boyunca dünya pek çok kırılma noktalarına şahit oldu. Özellikle Soğuk Savaşın bitmesinin ardından yaşanan gelişmeler, dünyanın alışkın olduğu kavramların yeniden ve bu kez daha detaylı tanımlanmasını gerektirdi. Ardından yaşanan finansal liberalizasyon ve küreselleşme süreciyle beraber içeriği ve parametreleri belki de en çok değişen kavram güvenlik oldu. Önceleri sadece silahlı güce ve bu gücün elde edilmesini sağlayacak finans gücüne dayanan güvenlik kavramının artık pek çok boyutu var. Ekonomi Güvenliği de bu yeni boyutlardan bir tanesini ve belki de en önemlisini oluşturuyor. Bu bakımdan Ekonomi Güvenliği nin önümüzdeki yıllarda ülke yönetimlerinin en önemli gündem maddelerinden birini oluşturacağını söylemek yerinde olacaktır. 11

12

Giriş Hayatta kalabilme yeteneğinin en önemli iki yetisi beslenme ve dış tehditlerden korunabilmedir. Aslında bu her iki yeti de kendi içinde belirli bir güvenlik seviyesine ihtiyaç duysa da Maslow, popüler olan çalışmasında her iki yetiyi de farklı bir sınıflandırmaya tabi tutmuştur. Maslow a göre güvenlik, İhtiyaçlar Hiyerarşisi Teorisi nde 1 ; yeme, içme, barınma ve hayatı devam ettirme ihtiyacının ardından ikinci sırada yer alan ihtiyaç türüdür. Şekil 1. Maslow un İhtiyaçlar Hiyerarşisi İnsanlar için ortaya atılmış olan bu teoriyi devletler için de belli bir alanda kullanmanın gerekli olduğu varsayımından yola çıkarak, yaşantısını devam ettiren bir devletin de ikincil ihtiyacının güvenlik olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. Hatta yaşam süresi boyunca devletler öyle zor durumlarla karşılaşırlar ki; bazen güvenlik ihtiyacı diğer tüm ihtiyaçlarının önüne geçer ve açlık hatta daha da kötüsü ölüm pahasına savaşlar çıkar. Dünya tarihi; birincil ihtiyaçlarının devamlılığını sağlamak adına başkaca ülkelere saldıran devletler ile ikincil ihtiyacını karşılamak için kendisini savunan onlarca devletin savaşlarına sahne olmuştur. Birbirine komşu olmayan hatta 13

aralarında binlerce kilometre mesafe olan bir devletin bir diğerini işgal etmesinin ya da bir meydanda karşı karşıya gelmelerinin başkaca bir izahı olması mümkün değildir. Tarihi süreç boyunca yazında güvenlik kavramı pek çok açıdan ele alınsa da, özellikle devletler için bu algı sadece askeri boyutlarıyla değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Oysa günümüzde bu algı Demiray ve İşcan ın da ele aldıkları gibi; Güvenlik kavramı ile ilgili yeni açıklamalar veya kavrama yönelik yeni yüklemelerin temel amacı, özellikle Soğuk Savaş sonrası uluslararası sistemde meydana gelen sistematik kargaşa ve bunun doğurduğu yeni açıklamaların yapılmasının kaçınılmazlığıdır. Bunun anlamı güvenliğin, dış askeri tehditlere karşı geleneksel güvenlik kaygısına ek olarak, insan hakları ve kıt kaynakların paylaşımı bağlamında ekonomi, çevre, değerlerin korunması, global ve sosyal adaletsizlikler gibi konuları da içeren farklı boyutlarda ele alınmakta olmasıdır. 2 (Demiray ve İşcan, 2008, s.141), şeklinde değişmeye başlamıştır. Güvenlik kavramındaki bu farklılaşma pek çok açıdan ele alınsa da söz konusu, ülkelerin devamlılığı olunca bir noktada ekonomik faaliyetlerin güvenliği ön plana çıkmaktadır. Bilinmektedir ki, devletler geçmişten beri ticaret yollarına büyük önem vermektedirler hatta bazen ticaret yollarının güvenliği neredeyse devletlerin güvenliği ile paralellik göstermektedir. Tarihe yön veren önemli savaşlar incelendiğinde; pek çoğunun siyasi nedenlerinin arka planında ekonomik nedenler olduğu gözlemlenecektir. Örneğin, MÖ 1274 yılında Hititlerle Mısır arasında yapılan Kadeş Savaşı nın çıkış nedeni bugünkü Suriye sınırları içinde kalan Amurru ve Amka toprakları gibi büyük ticaret yollarını ele geçirmekti 3. Yine; Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği nin dağılmasının ardından bağımsızlığını ilan eden pek çok devlet; aslında bağımsızlık savaşının sadece askeri unsurlarla değil gerçekte pek çok ekonomik temele de dayandığını ispat etmek için yeterli bir örnek olarak kabul edilebilir. Enerji ve Çevre Ekseninde Ulusal Güvenlik adlı makalesinde Dikmen, Soğuk Savaşın bitmesi ile politik, askeri, ekonomik ve sosyal konular farklı boyutlarıyla ele alınmaya başlanmış, açlık, sosyal eşitsizlik, küresel boyuttaki çevre kirliliği gibi askeri olmayan konuların insanlığın geleceği ve dünya barışı için yarattığı tehlike fark edilmiştir. (Dikmen, 2004, s. 31) diyerek konunun artık salt askeri bir boyutta değil, farklı yönlerden de ele alınması gerektiğini belirtmiştir. 14

Ekonomik istihbaratın önemi nedeniyle ABD, 1947 de CIA yi kurduğunda bünyesinde Ekonomik İstihbarat Birimine de yer vermiştir. Bu birim vasıtasıyla, ülkelerin ekonomik faaliyetleri izlenmektedir. CIA in açık kaynaklarından birisi olan Dünya Durum Raporu na (World Facts Book) baktığınızda, her ülke hakkında siyasi, demografik, coğrafi bilgilerin yanında çok ayrıntılı ekonomik göstergeler ve detaylar da verilmektedir. Ancak Soğuk Savaş döneminde, istihbarat faaliyetleri askeri ve siyasi alanlarda yoğunlaşmaya devam etmiştir. Bu dönemde ekonomik istihbarat ikinci planda kalmıştır. Bu nedenledir ki, ABD Senatosunun İstihbarat Komitesi eski Başkan Vekili Senator Daniel Patrick Moynihan SSCB yıkıldıktan sonra yaptığı açıklamada; CIA in soğuk savaş döneminde ABD Başkanına, SSCB nin kötü ekonomi yüzünden çöküyor olduğu bilgisi hariç, bilinmesi gereken her şey hakkında bilgi verdiğini söylemiştir. Devletler de tıpkı insanlar gibi, sürekli olarak güvenliğin sağlanmasını temel amaç edinmiş ve özellikle dış ilişkilerdeki stratejilerini bunun üzerine kurmaya başlamışlardır. I. ve II. Dünya Savaşları nın ardından yaşanan süre bu savımızı güçlendiren pek çok gelişmeye sahne olmuş ve ülkeler kendi güvenliklerini garanti altına alabilmek için diğer devletlerle paktlar ve birlikler oluşturmuşlardır. Oluşturulan bu birliklerin temel hareket noktaları çoğu zaman sadece askeri güvenlik olarak algılansa da, aslında pek çoğunun ekonomik temelli olduğu göz ardı edilemez bir gerçektir. Söz konusu yapıların uzun vadeli politikaları incelendiğinde önemli bir kısmının ekonomi güvenliğini tesis edecek şekilde oluşturulduğu ya da oluşturulmaya çalışıldığı görülecektir. Dünyada artık savaşlar sadece toprak fethetmek gibi basit bir karasal operasyonla değil, çok daha teknik ve sabır isteyen, bilgiye sahip olanın eninde sonunda galip olacağı bir şekilde yapılıyor. Kaynağın bulunduğu topraklara sahip olmaktan çok, ekonomik olarak o kaynağa sahip olmanın önem kazandığı yeni savaş sisteminde, artık askeri casuslar değil ekonomik tetikçiler 4 ülkelerin içinde cirit atıyor. Bu casuslar; kimi zaman bir bankanın yönetim kurulu üyesi 5 olarak karşımıza çıkarken, kimi zaman da teknolojiyi elde etmek için fabrikaya işçi kılığında giren bir mühendis olabiliyor. 15

Dünyada 1980 sonrası yaşanan küreselleşme ile birlikte ülkeler birbirlerine ekonomik olarak giderek daha fazla entegre olmaya başladı. Bu entegrasyonla beraber dünya ülkeleri kuralları belli olmayan, tehlikesini önceden kestirmenin zor olduğu, son derece acımasız bir savaş ile karşı karşıya kaldı. Bu savaşın sebebi, adında gizli. Ekonomik Savaş. Bu bakımdan aslında dünyanın özellikle son 30 yıldır ekonomik nedenlerden kaynaklanan savaşlara sahne olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır. 2008 yılında yaşanan ve küresel piyasaları bir anda alt üst eden Küresel Finansal Kriz ile beraber gündemdeki yerini yeniden kazanan ekonomi ise, bu kez her zamankinden daha farklı bir hale ihtiyaç duyuyor: Güvenli olma hali. Bu çalışmada yazında oldukça yeni olan ve ontolojik ve epistemolojik temelleri henüz atılmakta olan ekonomi güvenliği, önce kavram olarak ele alınmış, ardından da Türkiye nin ekonomi güvenliği konusundaki konumu incelenerek; SWOT Analizi yardımıyla olası tehdit-riskler ve fırsatlar-üstünlükler belirtilmiştir. Bu raporun amacı, ülke güvenliğinin ayrılmaz bir parçası olan ekonomik güvenliğin tüm parametreleri ve öncelikleriyle ortaya koyarak karar alıcılara farklı bir açı ve alan sunabilmektir. 16

1. Kavram ve Tanımlar Kelime anlamı olarak güvenlik, Toplum yaşamında yasal düzenin aksamadan yürütülmesi, kişilerin korkusuzca yaşayabilmesi durumu, emniyet ve Devlet olarak örgütlenen bir toplumun düzen ve güvenirlik içinde bulunması durumu şeklinde sözlük anlamına sahiptir 6 (www. tdk.gov.tr, 2011). Güvenlik, tek fertten devlete kadar bütün toplumu ilgilendiren bir olgudur. Var olma ile ilgili olduğundan konu doğrudan çıkarlarla ilgili alana işaret etmektedir. Bu durumda, her türlü menfaatin güvenlik çemberi içerisine sokulabileceği veya çıkartılabileceği söylenebilir. Ancak var olmaya yönelik risk ve tehditler hep güvenlik çemberinin içinde kalmaya mahkûmdur. Bu bağlamda hedeflerin mevcudiyeti çok önemlidir. Çünkü güvenlik, belirlenmiş hedefe ulaşılmasını güçleştiren risk ve tehditlerin ortaya konulması, belirlenen risklerin yönetilmesi, tehditlere karşı güç geliştirilmesi ve tedbir alınması sistemidir (Küçükşahin, 2008, s.45). Bunun dışında genel bir tanımı Heisenberg yapmıştır. Heisenberg e göre güvenlik, emniyet altına alınmak istenen toplumsal yapı, birey veya eşyaların gelecekte de korunacağına yönelik beklenti dir (Heisenberg, 1990, s.16-17). Bu tanımdan yola çıkarak, güvenlik kavramının pek çok boyutu olduğu savını ortaya sürmek yerinde bir yaklaşım olacaktır. Nitekim, Beril Dedeoğlu 7 ; Uluslararası Güvenlik ve Strateji adlı kitabında, kavramın farklı boyutları olduğunu vurgulayarak aşağıdaki sınıflandırmayı yapmıştır; Güvenlik, sadece bireye özgü olmayıp, toplumsal, ulusal ve uluslararası kurum, kuruluş, olgu ve olaylarla ilişkili bir kavramdır. Bu itibarla, güvenliğin farklı düzeyleri bulunmaktadır. Bu düzeyleri altı başlık altında toparlamak mümkündür (Dedeoğlu, 2003, s. 24-25): 1- Uluslararası sistemin güvenliği 2- Coğrafi ya da işlevsel alt sistemlerin, bölgelerin güvenliği, 3- Devletin güvenliği, 4- Toplumun güvenliği, 5- Toplumsal alt grupların güvenliği, 6- Bireylerin güvenliği. 17

Munteanu da (2009, s.490), güvenliği bir nihai ürün olarak değil, bir süreç olarak tanımlıyor 8. Bu bakımdan yukarıdaki kademeli güvenlik anlayışına bağlı kalarak ancak konuyu biraz daha farklı bir alana çekerek, biz konuyu ekonomi güvenliği olarak ele alacağız. Uluslararası ekonomi ve güvenlik kavramları arasındaki sınır çizgisi giderek birbiri içerisine girmeye başladı 9 (Cable, 1995, s. 305). 1973 yılında ve hemen ardından Birleşmiş Milletler in Temmuz 1974 deki 57. Oturumunda Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konseyi Ortak Ekonomik Güvenlik sorusunu tartıştı. Bu tartışmadan önce ortak güvenlik algısı sadece askeri konular olarak ele alınıyordu. Bu algının içerisinde hukuksuz askeri kuvveti kullanmayı engellemeye yönelik politik-askeri düzenlemeler, nükleer silahlar, süper silahlar ve ideolojik hizipçilik gibi konular vardı. Ancak daha yakın geçmişte ortak güvenlik denince akla daha fazla ekonomik konular gelmeye başladı. Artık ortak güvenlik konusu, ülkeler arasındaki askeri ilişkilerde olduğu kadar ekonomik konulara da uygulanabilir durumda. Geçtiğimiz on yılda ülkeler arası ilişkilerin doğasında çok önemli değişiklikler oldu. Ekonomik konular dünya politikasının ajandasındaki önemini artırmaya başladı. (Nye, 1974, s. 584-585). Ekonomi güvenliği, günümüzde ABD de oldukça popüler bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak ABD de daha ziyade bireylerin kendilerini güvende hissedecekleri bir olguyu ifade etmek için kullanılan bu kavramı biz çalışmamızda tıpkı Beril Dedeoğlu nun daha önce bahsetmiş olduğumuz hiyerarşisinden faydalanarak daha üst düzeylere çekip ülkenin/devletin geneli için kullanacağız. Günümüzde toplum hayatı ancak ekonomik faaliyetler ile sürdürülebildiğinden, mevcut ekonomik mekanizmanın işlerliğinin sürdürülmesi esastır. Ancak, bu mekanizmada meydana gelecek aksaklıklar ihtiyaçların giderilmemesine neden olmak suretiyle topluma açlık ve fakirlik olarak yansımaktadır. Bu nedenle, üretim aşamasından tüketim aşamasına kadar geçen sürecin mutlaka süratle ve aksaklığa meydan vermeyecek şekilde sağlıklı ve sürekli olarak işletilmesine ihtiyaç vardır. Bu sürecin güvenliği ise ekonomik güvenlik olarak isimlendirilmektedir (Küçükşahin, 2006, s.43). Temel ekonomi güvenliği; üçlü bir durum seti ile tanımlanmaktadır. İlk olarak, idyosenkratiğe (Kendine özgü), kovaryant (eşdönüşür) ve sistematik risklere, belirsizliğe, tehlike ve şoklara sınırlı bir şekilde maruz 18

kalmadır. İkincisi, eğer ilk durumdaki unsurlar materyalize olurlarsa onlarla başa çıkma yeteneğini gerektirir. Ve üçüncü olarak, bu unsurların çıktılarından kurtulabilme yeteneğini gerektirir (Standing, 2007, s.3). Bir diğer tanıma göre; ekonomi güvenliği; yaşam kalitesini arttırmak, ekonomik endişeleri azaltmak ve kamu güvenliğinin sağlanmasıdır (Aydın, 2009a, s. 43). Güvenli bir ekonomik çevre, özel yatırımları destekleyen ve gelişmekte olan ülkelerin büyümesine destek olan muhtemelen önemli bir anahtar faktördür (Dhonte, Kapur, 1997, s.3). Ekonomik güvenlikteki ilerlemeler, belirsizliği azaltarak özel sektörün katkısını artırır ve yatırıma dönüşür (Poirson, 1998, s.4). Bu döngü ekonomi güvenliğinin önemini yansıtmak bakımından önemlidir. Ekonominin güvenliği, ekonomide kamunun işlevlerini sürdürecek gelir kaynaklarına sahip olması, ödemeler sisteminin çalışması, iç ve dış kamu borç servislerinin yapılabilmesi, kamu finansmanının sürdürülmesi, bankacılık sisteminin sistematik riskten uzak çalışması ve gelir dağılımında dengenin sosyal yaşamı tehdit etmeyecek düzeyde sağlanmasıdır. Özellikle 11 Eylül saldırısı sonrasında ekonomik güvenlikle beraber güvenliğin ekonomisi yani güvenliğin güvenliği de tartışılmaya başlanmıştır. Bireyin yaşam alanının güvenliğinden başlayıp kamusal alanın güvenliğine ve üstte ulusal güvenliğin mevcudiyetine kadar varlık, gelişim, üstünlük ve refah için güvenliğin ekonomisi en önemli belirleyicidir (Aydın, 2009b, s. 42). Yukarıda farklı kaynaklardan tanımlanmaya çalışılan ekonomi güvenliği, Alkin ve Gürlesel e göre ise üç aşamalıdır. Birinci aşama, ekonomik yapının global ölçeklerde üretim, rekabet ve kalite olanaklarına sahip olmasının sağlanmasıdır. İkinci aşama, ekonomik yapının yukarıda ifade edilen olanaklarla donatılmasını ve sürdürülmesini sağlayacak bir yönetime sahip olmasının sağlanmasıdır. Üçüncü aşamada ise, kurumsal ve sektörel olarak ekonomik yapının fiziki ve stratejik güvenliğinin sağlanmasıdır (Alkin, Gürlesel, 2004, s.33). Yazında ve özellikle Türkçe yazında ekonomi güvenliği ile ilgili çok az sayıda çalışma vardır ve bu bakımdan konu henüz bir sistematiğe oturmadığı için genel geçer bir tanıma ulaşmak şu an için imkânsız gibi görünmektedir. Kavramın ontolojik temellerinin atılmaya çalışıldığı bu çalışmada biz; Ekonomi güvenliği; ülkelerin varlığının sürekliliğini ve halkın refahını sağlayan, stratejik ekonomik unsurlarının korunması ile 19

olası tehdit ve risklere karşı hazırlıklı olma halidir şeklindeki daha genel geçer bir tanımı yazına kazandırmaya çalışacağız. İtalyancası risco Almancası Risiko, İngilizcesi risk olan bu kavram, dilimizde önceleri riziko olarak kullanılmış, daha sonra risk olarak yerleşmiştir. Zarar veya kayıp durumuna yol açabilecek bir olayın ortaya çıkma olasılığı anlamına gelir. Tehlike ile eş anlamlı ve ileride ortaya çıkması beklenen ama meydana gelip gelmeyeceği kesin olarak bilinmeyen olaylar için kullanılır. Risk, gelecek ile ilgili bir kavramdır, çünkü gelecek belirsizlik ifade eder. Risk de belirsizlik hallerinde ortaya çıkan ve tehlikenin ciddiyetine verilen isimdir. Tehlike ise, kurum ya da insanların yaralanması, hastalanması, zarar görmesi veya bunların bileşimi olabilecek zarar potansiyeli olan durumdur. Risk için, bir belirsizlik halidir derken, her belirsiz durumun risk olarak nitelendirilemeyeceğini de belirtmemiz gerekir. Buradaki ayrım, belirsizliklerin hedefe giden yolda tehlike ile etkileşim düzeyidir (Kobifinans, 2011) 10. Kavramların daha iyi anlaşılması için tehdit ve risk kavramları arasındaki farkı ortaya koymakta fayda var. NATO nun 1991 Roma Zirvesinde yapılan değerlendirmede, NATO üyelerinin artık kapsamlı bir saldırı tehdidi altında olmadığı ama bunun yerine çok boyutlu ve farklı yönlerden gelebilecek, önceden tespit edilmesi ve değerlendirilmesi güç risklerin aldığı kabul edilmiştir. Bu çerçevede NATO, tehdit kavramından risk kavramına doğru kaymaya başlamıştır ve Doğu Avrupa dan kaynaklanan tehdit yerine risk ifadesi kullanılmaya başlanmıştır. Tehdit kavramından risk kavramına geçmenin anlamı; geçmişte, kontrol altına alınarak yönetilemediği için tehdit olarak ifade edilen hususların bugün, kontrol altın alınarak yönetilebilir hale gelmiş olmasıdır. Bu dönüşümün tersine, eskiden Doğu Avrupa dan kaynaklanan ve tehdit olarak nitelendirilen konular bugün kontrol altına alınmaya ve yönlendirilmeye, dolayısıyla tehdit kavramından risk kavramına dönüşmeye başlamıştır (Küçükşahin, 2008, s.19). Özetle, yukarıda tanımı verilen ve bir ülkenin devamlılığı açısından son derece büyük bir öneme sahip olan ekonomi güvenliğinin tesisi için kısa ve uzun vadede faydalı olabilecek unsurlar fırsatları, bu tesisinin oluşmasına ya da oluşan ekonomi güvenliğinin bozulmasına yol açabilecek her durumu da tehdit ve/veya riskler olarak adlandıracağız. 20

2. Türkiye nin Ekonomi Güvenliği Ekonomi güvenliği konusunu Türkiye açısından iki ana kategoride inceleyeceğiz. Bunlardan ilki Türkiye nin jeo-stratejik konumundan kaynaklanan ve ekonomi temelli olmayan unsurlardan ikincisi ise Türkiye ekonomisinin kendi iç dinamiklerinden ve dış kaynaklı gelişmelerden kaynaklanan unsurlardır. 2.1. Türkiye nin Jeo-Stratejik Konumundan Kaynaklanan Unsurlar Çok klasik bir tanımlama ile Türkiye nin jeostratetik konumunu ifade ederken, Avrupa ile Asya arasındaki köprüden bahsederiz. Türkiye sahip olduğu fiziki konumdan dolayı, iki kıtayı sadece fiziki olarak değil aynı zamanda kültürel, ticari, politik ve hatta ekonomik açıdan da birbirine bağlar ve etrafındaki gelişmelerden de oldukça fazla etkilenir. Bu bakımdan bir ülkenin ekonomik faaliyetleri ve buna bağlı olarak da ekonomi güvenliği, o veya bu şekilde ülkenin coğrafi konumuna dolayısıyla da jeostratejik konumuna yakından bağlıdır. Akdeniz (2003, s.82), Jeopolitik Ve Jeostratejik Teoriler Kapsamında Küreselleşmenin Geleceği Ve Türkiye 11 isimli makalesinde Jeostratejiyi, stratejik açıdan coğrafî unsurların incelenerek sonuçlara ulaşılması, politik çıkarların stratejik yönetimi, bir başka deyişle stratejinin coğrafî gerçeklere dayanarak oluşturulması sanatı olarak tanımlıyor. Türkiye coğrafyası, yüzyıllardır savaşların yaşandığı, kaynakların paylaşımının henüz tamamlanmadığı çok farklı din, kültür ve ırktan insanın bir arada yaşadığı Ortadoğu coğrafyası ile iç içedir. Bu bakımdan kendi iç politik meselelerinin yanı sıra bölgede olan pek çok gelişmeden anında etkilenmekte ve ekonomik olarak çok fazla zarar görmektedir. Örneğin Muradoğlu çalışmasında II. Körfez Savaşı nın Türkiye ye nihai maliyetinin bir yıl için en az 10 milyar dolar olduğunu tahmin ediliyor 12 (Muradoğlu, 2011). Dünya petrol rezervinin üçte ikisinin hemen yanı başında yaşamını sürdüren Türkiye yi, dünyada özellikle son dönemde petrole olan ihtiyacın 21