İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/25

Benzer belgeler
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararı

KAYA VE SEYHAN/TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 30946/04) Strazburg 15 Eylül 2009

YÜRÜTMENİN DURDURULMASINI İSTEYEN (DAVACI):

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /9

MESLEK ÖRGÜTÜNÜN GöREV ÇAĞRISINA KATILMAK SUÇ MUDUR? BU NEDENLE HUKUKİ BİR YAPTIRIM UYGULANABİLİR Mİ?

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /54,57 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2014/15897 Karar No. 2015/6846 Tarihi:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /32,46

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Genç Asliye Ceza Mahkemesi

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/5, 41

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE ENERJİ YAPI-YOL SEN -TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:68959/01) KARARIN ÖZET ÇEVİRİSİ STRAZBURG.

İlgili Kanun / Madde 4688 S. KGSK. /10 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2014/15500 Karar No. 2014/16186 Tarihi:

İKİNCİ DAİRE BAYAR / TÜRKİYE (NO.5) KARAR STRAZBURG. 25 Mart 2014

ĐKĐNCĐ DAĐRE. (Başvuru No /07) KARAR STRAZBURG. 24 Eylül 2013

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

T.C. D A N I Ş T A Y ONİKİNCİ DAİRE Esas No : 2011/6627 Karar No : 2015/4677

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İlgili Kanun / Madde 4688 S. KGSK. / S. STSK/9

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BİLAL MÜŞTAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/233)

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/18-21

YILDIRIM v. TÜRKĐYE KARARIN KISA ÖZETĐ

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /5,41

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /26, 53 T.C YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/11497 Karar No. 2015/15217 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STK/25

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... V İÇİNDEKİLER... IX

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU İKİNCİ DAİRE KARARI Esas No 2013/149. Karar No 2013/1034

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /6, S. İşK/14 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/1888 Karar No. 2015/6201 Tarihi:

Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Kongresi Eylül 2009 Ankara

İŞE İADE DAVASI AÇMA ŞARTLARI ERYİĞİT HUKUK BÜROSU/ANKARA. Stj. Av. Müge BOSTAN

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /2

İlgili Kanun / Madde 6098 S. TBK/ S. İşK/14

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/ S. BK/100

BİRİKMİŞ NAFAKA BORCUNU ÖDEMEMEK HAPİS CEZASI GEREKTİRMEZ...

Danıştay Tetkik Hakimi Yeniay Kaya nın Düşüncesi: Temyiz isteminin reddi ve mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir. TÜRK MİLLETİ ADINA

Trabzon üçüncü noteri olan davalı ise, süresinde zamanaşımı itirazında bulunmuştur.

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

T.C. Yargıtay. 19. Ceza Dairesi E: 2015/92 K: 2015/1285 K.T.:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /53,59

T.C. İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 10. HUKUK DAİRESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

İŞ KAZASINA MARUZ KALAN İŞÇİ ( Maluliyet Oranı %0 Olsa Dahi Kusur Durumu Saptanarak Sonuca Göre Manevi Tazminata Karar Verilebileceği )

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

T.C. D A N I Ş T A Y Üçüncü Daire Esas No : 2010/5785. Karar No : 2012/3582

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İlgili Kanun / Madde 4847 S. İşK/22

Dr. SEYİTHAN GÜNEŞ Emekli Hakim HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S.İşK/14

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /19 T.C YARGITAY 22. HUKUK DAİRESİ. Esas No. 2014/15387 Karar No. 2014/16184 Tarihi:

İlgili Kanun / Madde 6356 STSK. /5, 41, 43

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/2

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. / S. STSK/25 SENDİKAL FESİH İDDİASI SIK RAPOR ALMA GEÇERLİ FESİH

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/22, S. STSK/36

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. / S.STSK/25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. / S.STSK/25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, 18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İŞK. /8

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STK. /25

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/62

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/2,18-21

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK. /41

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /21 T.C YARGITAY 7. HUKUK DAİRESİ Esas No. 2015/8707 Karar No. 2015/8125 Tarihi:

TÜRK YARGI SİSTEMİ YARGITAY Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/41,63

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

yargýtay kararlarý T.C. YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ YARGITAY ÝLAMI ESAS NO : 2002/6042 KARAR NO : 2002/6339 KARAR TARÝHÝ :

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İş. K/18-21

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Kamulaştırma, Mülkiyet Hakkının Korunması, Ek Protokol - 1

SENDİKA KURMA HAKKI SENDİKAL HAKLARIN KULLANILMASININ ENGELLENMESİ

İlgili Kanun / Madde 506.S. SSK/ 79

TÜRKİYE DE CEZA VE ADALET SİSTEMİ

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/27

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

T.C. YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2014/3-686 K. 2016/18 T

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ ÜÇÜNCÜ DAİRE ŞENOL ULUSLARARASI NAKLİYAT, İHRACAT VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no:75834/01)

İlgili Kanun / Madde 4857 S.İşK/2,17-28

Transkript:

T.C YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ İlgili Kanun / Madde 6356 S. STSK/25 Esas No. 2015/7995 Karar No. 2016/2433 Tarihi: 10.02.2016 SENDİKA ÖZGÜRLÜĞÜNE MÜDAHALE SUÇUNUN TEHLİKE SUÇU NİTELİĞİNDE OLMASI SENDİKA ÖZGÜRLÜĞÜNE MÜDAHALE SUÇUNDA KANITLARIN SENDİKA HAKKININ DEMOKRATİK BİR TOPLUM AÇISINDAN TAŞIDIĞI ÖNEM DİKKATE ALINARAK TOPLANMASININ GEREKMESİ ÖZETİ: Böylece, hem kanuni ve meşru amaçla hem de suç oluşturan müdahalelerle kullanılması engellenen sendika hakkının (özgürlüğünün), demokratik bir toplum açısından taşıdığı öneme uygun, birbirini tamamlayan ve birbiriyle örtüşen bir şekilde korunması mümkün olacaktır. Bu bağlamda anılan suça ilişkin ceza soruşturma ve kovuşturmalarında; delillerin, sendika hakkının (özgürlüğünün), demokratik bir toplum açısından taşıdığı önem dikkate alınarak toplanması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu suç, failin, mağduru bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, bir sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak için cebir veya tehdit kullanmasıyla oluşur. Kanun maddesinde kullanılan cebir fiziki güç kullanılması anlamına gelmekte, tehdit ise manevi cebir niteliğinde olup mağdurun bireysel sendika özgürlüğünü kullanması yolunda iradesini sakatlayan, sendikal haklarını kullanması veya kullanmaya devam etmesi neticesinde kendisinin veya yakınların bir zarara uğratılacağını bildiren, belirli bir boyuta ulaşmış ve kolayca kurtulma olanağı bulunmayan her türlü davranıştır. Bu suçun oluşabilmesi için amacın gerçekleşmesi, başka bir 1594

anlatımla kişinin sendikaya üye olmaktan veya faaliyetlerine katılmaktan vazgeçmesi veya sendikadaki görevinden ayrılması zorunlu değildir. Bu amaçla mağdura karşı cebir veya tehdit kullanılması suçun tamamlanması için yeterlidir. Bu nedenle bu suç bir tehlike suçudur. TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE: Onama Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: A- Sanık Hünkar Karabulut hakkında verilen beraat kararına yönelik temyiz incelemesinde; Eyleme ve yükletilen suça yönelik katılanlar vekilinin temyiz iddiaları yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, B- Diğer sanıklar hakkında verilen beraat kararlarına yönelik hükümlerin temyiz incelemesine gelince; Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak; Bireyin bir sendikaya girme veya girmeme, sendikal faaliyete katılıp katılmama iradesi Anayasa nın 51., Siyasal ve Medeni Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nin 22., Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi nin İİ. maddeleri ile güvence altına alınmıştır. Yasa koyucu da, çağdaş bir yaklaşımla Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle koruma altına alman bu hakkın, cebir veya tehdit kullanılarak engellenmesi eylemini, 5237 sayılı TCK'nın 118. maddesinde yeni bir suç tipi olarak düzenlemiştir. Anılan Kanun maddesinin 1. fıkrasıyla bireysel sendika özgürlüğü, 2. fıkrasıyla da kolektif sendika özgürlüğü güvence altına alınmıştır. Ancak unsurları farklı olmakla beraber her iki suçun da sendikal özgürlüğe ilişkin aynı hukuksal değeri koruduğu kabul edilmelidir. Anayasa'nın 51. maddesinde, Çalışanlar ve İşverenler üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz... Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'nin 11. maddesinde, "Herkes barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hak, çıkarlarını korumak amacıyla başkalarıyla birlikte sendikalar kurma ve sendikalara üye olma hakkını da içerir. 1595

1596 Siyasal ve Medeni Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nin 22. maddesinde ise Herkesin, kendi çıkarlarım korumak için sendikalar kurmak ya da bunlara girmek hakkı da dahil olmak üzere, başkalarıyla bir araya gelip dernek kurma hakkı vardır. hükümleri yer almaktadır. Anılan özgürlüğe yönelik kanuni ve meşru amaçla yapılan müdahaleler bile AİHM kararlarında demokratik bir toplumda gereklilik yönünden irdelenmiştir. AÎHM'nin 27/03/2007 tarih ve B. No: 6615/03 sayılı Karaçay/Türkiye kararında; c) 'Demokratik toplumda gerekli olması' Başvuran, KESK'e bağlı bir sendikaya üye olmaması halinde kendisine benzeri bir disiplin cezasının verilmeyeceğini savunmaktadır. Başvuran, Valiliğin gönderdiği 5 Eylül 2002 tarihli yazıya atıfta bulunarak, yasal olarak tanınan bir sendikanın yürüttüğü faaliyetleri engellemeye ve eylem gününden önce ve sonra tedbirler alarak sendikanın etkililiğini azaltmaya yönelik idari bir uygulamanın bulunduğunu ileri sürmektedir. Başvuran, Valiliğin önce eylemi engellemeye çalışarak ve daha sonra bu eylem gününe katılan devlet memurları aleyhinde ceza kararlarının alınması yönünde talimat vererek, idarenin keyfi olarak hareket etmesini eleştirmektedir. İdare, başvurana uyarma cezasını verirken, böyle bir disiplin cezasının hukuki denetiminin yapılmadığını bilmekteydi. Hükümet, başvuranın hala söz konusu sendikanın üyesi olduğunu hatırlatmaktadır. Hükümet'e göre 11. madde, disiplin tedbirine konu teşkil eden sendika üyesi devlet memurlarına dokunulmazlık tanımamaktadır. Başvuran, 5 Haziran 2002 tarihinde isine gitmemesi nedeniyle disiplin cezası almıştır. Başvuran izin almadan sendika eylemine katılmış ve görevlerini yerine getirmediği gerekçesiyle disiplin cezası almıştır. AİHM öncelikle, başvuranın bu eyleme katıldığını ulusal makamlar önünde inkar ettiğini not etmektedir. Başvuran, sunduğu savunma layihasında, söz konusu disiplin tedbirinin, Türkiye'nin ulusal ve uluslararası taahhütnameleri tarafından öngörüldüğü sekliyle sendikal haklarını ihlal ettiğini belirttiği açıkça ortadadır. Bundan dolayı başvuran, AİHS'nin 11. maddesine dayanarak yaptığı şikayetini ulusal mahkemeler Önünde ileri sürdüğünden dolayı, AİHM, olaylara itiraz etmesine rağmen şikayetin esasım da inceleyecektir. Daha sonra AİHM, dava konusu eylem gününün ulusal düzeyde önceden bildirildiğini ve eylem yapılmasına itiraz edilmediğini tespit etmektedir. Başvuran bu eyleme katılarak toplantı yapma özgürlüğünü kullanmıştır (Ezelin-Fransa, 26 Nisan 1991 tarihli karar). AİHM, toplantı yapma özgürlüğünün önemini göz Önünde bulundurarak, özellikle amaçlanan meşru amaçla orantılı olup olmadığını tespit etmek amacıyla dava konusu disiplin cezasını dosyanın tamamı ışığında incelemiştir. AİHM, devlet memurlarının maaşlarına yapılan düşük zammı protesto etmek amacıyla üyesi olduğu KESK'in düzenlediği eyleme katılması nedeniyle disiplin cezası adı altında başvurana uyarma cezasının verildiğini not etmektedir. Oysa verilen ceza, her ne

kadar düşük olsa da, kendisi gibi sendikaya üye kişilerin çıkarlarını savunmak amacıyla sendika üyelerinin grev ve eylemlere yasal olarak katılmamasına yönelik caydırıcı bir niteliğe sahiptir (sözü edilen Ezelin kararı). AİHM, başvurana verilen uyarma cezasının "demokratik toplumda gerekli olmadığı" sonucuna varmaktadır. Bu nedenle AİHS'nin 11. maddesi ihlal edilmiştir. AÎHM'nin 15/09/2009 tarih, B. No:30946/04 sayılı Kaya ve Seyhan/Türkiye kararında; c) 'Demokratik bir toplumda gereklilik' Hükümet, başvuranların yetkili mercilere haber vermeden ve geçerli bir gerekçe göstermeden görevlerini yerine getirmemeleri ve görev yerine gelmemeleri dolayısıyla, verilen uyan cezasının acil bir sosyal ihtiyaca cevap niteliğinde olduğunu ve meşru bir önlem olarak değerlendirilmesi gerektiğini savunmaktadır. Hükümet, daha sonra bu tür bir Önlemin hedeflenen amaçla orantılı olduğunu iddia etmektedir. Başvuranlar, Hükümetin argümanlarına itiraz etmekte ve sadece üyesi oldukları Kesk ve Eğitim-Sen sendikasının 11 Aralık 2003 tarihinde ulusal düzeyde düzenlediği bir günlük eyleme katıldıklarını belirtmektedir. AİHM, söz konusu bir günlük eylemin önceden ulusal düzeyde bildirildiğini ve ilgili makamlarca yasaklanmadığım kaydetmekte ve başvuranların barışçıl toplantı Özgürlüğü haklarını kullandıklarını eklemektedir (Enerji Yapı-Yol Sen davası ilgili bölüm, prg. 32 ve Fransa aleyhine Ezelin davası, 26 Nisan 1991, prg. 41, seri A no 202). AİHM, ihtilaflı disiplin cezasının, barışçıl toplantı özgürlüğünün teşkil ettiği önemli yer bağlamında, hedeflediği iddia edilen meşru amaçla orantılı olup olmadığını dosyadaki tüm unsurlar ışığında İncelemiştir. AİHM, başvuranların, üyesi oldukları Kesk'in parlamentoda tartışılmakta olan kamu yönetimi kanun tasarısını protesto etmek üzere düzenlediği bir günlük eyleme katılmaları nedeniyle, disiplin cezası başlığı altında bir uyan aldıklarım not etmektedir. Oysa, her ne kadar şikâyet edilen bu ceza çok küçük olsa da, sendika üyelerini çıkarlarım korumak için meşru grev ya da eylem günlerine katılmaktan vazgeçirecek bir nitelik taşımaktadır (Karaçay ilg.böl., prg. 37). AİHM, başvuranlara verilen disiplin cezasının «acil bir sosyal ihtiyaca» tekabül etmediğini tespit etmekte ve bu nedenle «demokratik bir toplumda gerekli» olmadığı sonucuna varmaktadır. Bunun sonucu olarak, mevcut davada, başvuranların AİHS'nin 11. maddesi anlamında gösteri yapma özgürlüğünü etkili bir şekilde kullanma haklan orantısız olarak çiğnenmiştir. Dolayısıyla, bu hüküm ihlal edilmiştir." biçiminde açıklamalara yer verilmiştir. AİHM'nin önceki paragraflarda yer alan kararlarındaki özgürlükçü yaklaşımın, belirtilen hakka suç oluşturan eylemlerle müdahalelere ilişkin ceza 1597

1598 soruşturma ve kovuşturmalarına da yansıtılması gerekmektedir. Böylece, hem kanuni ve meşru amaçla hem de suç oluşturan müdahalelerle kullanılması engellenen sendika hakkının (özgürlüğünün), demokratik bir toplum açısından taşıdığı öneme uygun, birbirini tamamlayan ve birbiriyle örtüşen bir şekilde korunması mümkün olacaktır. Bu bağlamda anılan suça ilişkin ceza soruşturma ve kovuşturmalarında; delillerin, sendika hakkının (özgürlüğünün), demokratik bir toplum açısından taşıdığı önem dikkate alınarak toplanması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu suç, failin, mağduru bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, bir sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak için cebir veya tehdit kullanmasıyla oluşur. Kanun maddesinde kullanılan cebir fiziki güç kullanılması anlamına gelmekte, tehdit ise manevi cebir niteliğinde olup mağdurun bireysel sendika özgürlüğünü kullanması yolunda iradesini sakatlayan, sendikal haklarını kullanması veya kullanmaya devam etmesi neticesinde kendisinin veya yakınların bir zarara uğratılacağım bildiren, belirli bir boyuta ulaşmış ve kolayca kurtulma olanağı bulunmayan her türlü davranıştır. Bu suçun oluşabilmesi için amacın gerçekleşmesi, başka bir anlatımla kişinin sendikaya üye olmaktan veya faaliyetlerine katılmaktan vazgeçmesi veya sendikadaki görevinden ayrılması zorunlu değildir. Bu amaçla mağdura karşı cebir veya tehdit kullanılması suçun tamamlanması için yeterlidir. Bu nedenle bu suç bir tehlike suçudur. İncelenen dosyada; Oluş ve dosya kapsamına göre, suça konu işyerinde üretim müdürü olarak görev yapan sanık Can Demir'in, yine iş yeri yönetiminde bulunan sanık Ahmet Çavuşoğlu'nun sendikal faaliyetlerde bulunan işçilerin tespitine yönelik talimat verdiği, iş yerinde; servis sorumlusu olarak çalışan sanık Tuğrul Candan'ın, bölüm sorumlusu sanık Ferhan Ceyhan'ın ve işçi olarak çalışan Zafer Güney'in, verilen talimat doğrultusunda sendikaya üye olan işçilerin tespitine çalıştıkları ve sendikaya üye olduğunu tespit ettikleri işçileri, iş yeri yönetimine bildirdikleri, sanıklar Can Demir ve Ahmet Çavuşoğlu'nun da katılanlarında arasında bulunduğu bir kısım işçiyi performans yetersizliğini bahane göstererek işten çıkardıkları, katılanların açmış oldukları işe iade davalarının, feshin sendikal nedenlerle yapıldığı yolunda kanaat hasıl olması sebebiyle kabul edildiği anlaşılmakla; sendika üyesi olan işçilerin sendikal haklarını kullanmalarına engel olma, sendikalı olan ve olmayan işçiler arasında ayrım yapma ve bu işçilere baskı yaparak sendikadan istifa etmeye, sendikaya üye olmamaya zorlama şeklinde gerçekleşen eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 118/1. maddesindeki suçu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı ve katılanlar Murat Orhan, Akın Kayapınar ve Yaşar Budak vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnamedeki isteme aykırı olarak, HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10/02/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.