BATTAL GAZİ. Teknolojik gelişmeler bu gün günlük HAKKINDA MUHİT-İ ŞEHİR



Benzer belgeler
Seyitgazi Külliyesi, 13. yüzyılın başında

Muhteşem Pullu

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

ADANA SEYHAN - ULU CAMİ MEDRESESİ ULU CAMİ MEDRESESİ

PERVARİ İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

Üç Şerefeli Camii. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

TİLLO İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

İZMİR, TİRE, YAVUKLUOĞLU (YOĞURTLUOĞLU) KÜLLİYESİ

Abd-i Kethüda (Cücük) Camisi

BAYKAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

KURTALAN İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

ERUH İLÇESİ. Siirt deki Kültür Varlıkları

Ahşap İşçiliğinin 700 Yıllık Şaheseri: Eşrefoğlu Camii [Beyşehir/KONYA]

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 3 FATIMİLER-GAZNELİLER

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

ULU CAMİ BATTALGAZİ - MALATYA

Van Gölü'nün güneydoğusunda

CAMÝÝ VE MESCÝTLER. Nevþehirli Damat Ýbrahim Paþa Camisi (Kurþunlu Cami) (Merkez)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ. Selçuklu Dönemi Yapıları ile Bahçe ve Peyzaj Sanatı

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 ULUDERE

OSMANLI DÖNEMİ BİR GRUP HAMAM YAPISINDA MALZEME KULLANIMI

Tarihi Yarımada yı İnci Gibi Süsleyen Camiler

T.C. KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI İZMİR 1 NUMARALI KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU KARAR

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ 2 SASANİLER-İSPANYA EMEVİLERİ-TULUNOĞULLARI

ŞEYHÜLİSLÂMLIKTAKİ BİNALARIN MİMARÎ ÖZELLİKLERİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ ANADOLU SELÇUKLU DÖNEMİ BAHÇELERİ

Yrd. Doç. Dr. Şahabettin OZTURK' - Yrd. Doç. Dr. Mehmet TOP** HAKKÂRİ MEYDAN MEDRESESİ

SURUÇ İLÇEMİZ. Suruç Meydanı

Evlerin sokağa açılan kapıları düz atkılı ya da kemerli dikdörtgendir. Tek kanatlıdır ve ahşap ya da demirdendir.

ANADOLU SELÇUKLU MİMARİSİ

KİTAP TANITIMI / BOOK REVIEW. Şakir Çakmak, Erken Dönem Osmanlı Mimarisinde Taçkapılar (I ), Ankara 200 ı.

Kurşunlu Camii. Kayseri deki Sinan. Kurşunlu Camii, klasik dönem Osmanlı mimarisinin Kayseri deki özgün eserlerinden biridir. 16.

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

KOCAELİ GEBZE - ÇOBAN MUSTAFA PAŞA KÜLLİYESİ

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 SİLOPİ

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ)

Ramazanoğlu Medresesi: 1540 yılında yapılmış klasik Osmanlı medresesidir.

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ

KONYA İL MERKEZİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI ENVANTERİ DÜKKÂNLAR

URFA ULU CAMĠĠ. Batı cephesinde, avlu giriş kapısı üzerinde yer alan, H.1096/M.1684 tarihli Osmanlıca kitabede (Fot. 22 );

BİRECİK ULU CAMİİ NİN MİMARİ OLARAK İNCELENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ *

2419 ADA 45 PARSEL MİMARİ PROJE RAPORLARI

Cilt-III. Doç. Dr. Yıldıray ÖZBEK Yrd. Doç. Dr. Celil ARSLAN

Roma ve Bizans Dönemi Tarihi Eserleri. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

ĐSTANBUL KÜLLĐYELERĐ (FATĐH / SULTAN SELĐM / ŞEHZADE MEHMET) TEKNĐK GEZĐSĐ RAPORU

Katalog No : 38 Evin veya sahibinin adı ve inşa tarihi Adresi İnceleme Tarihi Fotoğrafl ar ve çizimler Kat adedi Bahçede bulunan elemanlar Tanımı

Sunuş. Kayseri Kültür Yolu Gezi Rehberi

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations

İZMİR CAMİLERİ ALSANCAK HOCAZADE CAMİİ (ALSANCAK)

3. AHMET ÇEŞMESİ (İSTANBUL - SULTANAHMET MEYDANI)

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

SELÇUKLU MİMARİSİ BAHAR YARIYILI YRD.DOÇ.DR. BANU ÇELEBİOĞLU

Edirne Camileri - Eski Cami. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

BİLDİRİLER I (SALON-A/B)

Birçok uygarlık kalıntısını topraklarında barındıran açık hava müzesi konumundaki Çorum, Anadolu nun binlerce yıllık kültür ve sanat geleneğini devam

EDİRNE DEKÎ ESKÎ ESER ONARIM ÇALIŞMALARI

ALİ PASA KÜTÜPHAIIESİ

ERKEN OSMANLI SANATI. (Başlangıcından Fatih Dönemi Sonuna Kadar) Yıldız Demiriz

SELANİK ALACA İMARET CAMİSİ

KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN TÜRBESİ

HÜDAVENDİGAR KÜLLİYESİ

ZEMİN KAT: 1. NORMAL KAT: 2. NORMAL KAT: ÇATI KATI: ÇATI ARASI KATI: 230 ADA 22 PARSEL :

2419 ADA 45 PARSEL MİMARİ PROJE RAPORLARI

ZEYREK 2419 ADA 13 PARSEL RÖLÖVE ANALİZ RAPORU 1. YAPININ YERİ VE TANIMI 2. YAPININ MEVCUT DURUMU VE BOZULMALAR 3. SONUÇ

Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 2/1, Haziran 2014, s

50 MİMARİ I TAHİR AĞA TEKKESİ TAHİR AĞA TEKKESİ. Yazı ve Fotoğraf: İsmail Büyükseçgin /

Osmanlı'nın nuru 'Nuruosmaniye'

ZEYREK 453 PAFTA 2419 ADA 13 PARSEL

ESERİN ADI : BÜYÜK BÜRÜNGÜZ ALAÜDDEVLE CAMİSİ

KUZEYDOĞU ANADOLU KÜLTÜR ÇEVRESİNDE CAMİLER

BEÇİN KALESİ KAZISI KALE ÇEŞMESİ SONUÇ RAPORU

HOŞAP KALESİ KAZISI

ERZURUM ŞEYHLER KÜLLİYESİ Şeyhler Compleks Buildings of Erzurum

İZMİR DE ÜÇ TÜRBE Ertan Daş

Vakıflar Genel Müdürlüğü Vakıf Medeniyeti 2011 Takvimi

Bâlî Paþa Camii. Âbideler Þehri Ýstanbul

RESULOĞLU YERLEŞİMİ VE MEZARLIK ALANI 2013 YILI KAZI RAPORU

SELANİK AYASOFYA CAMİSİ

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

KONYA İL MERKEZİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI ENVANTERİ OTEL

RESTORASYON RAPORU SEDES MİMARLIK

MENEMEN, KARAKADI (ALTI KARDEŞLER) HAMAMI VE ERKEKLER KISMI CEHENNEMLİĞİNDE YAPILAN ÇALIŞMALAR

Zeitschrift für die Welt der Türken Journal of World of Turks NEVŞEHİR DERİNKUYU İLÇESİNDE TÜRK-İSLAM DÖNEMİNE AİT İSLAMİ ANIT ÖRNEKLERİ ( )

ÜNİTE İSLAM SANAT TARİHİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER ERKEN OSMANLI DÖNEMİ MİMARİSİ

Kayseri Tıp Tarihi Müzesi'nin yer aldığı Çifte Medrese, yıllarında Selçuklu hükümdarı

CAMİ MİMARİSİ EMEVİLER EMEVİLER DEVRİ EMEVİLER DEVRİ EMEVİLER DEVRİ ENDÜLÜS EMEVİ DEVLETİ OSMANLI MİMARLIĞI

Yrd.Doç.Dr.Nennin ŞAMAN DOĞAN

Yanıkoğlu Camisi, tavan süslemesi. Yanıkoğlu Camisi, mihrap. 156 Kayseri Taşınmaz Kültür Varlıkları Envanteri

BALIKLI TEKKESİNİN ÖN ARAŞTIRMASI

ANİ DE İSLAMİ TESİRLER ALTINDA YAPILMIŞ YAPILAR. Muhammet ARSLAN

Adres: Atatürk Mah. 75.Yıl Kültür Merkezi ERZİNCAN Tlf: ERZİNCAN KEMALİYE OCAK KÖYÜ ÖZEL MÜZESİ

2015 YILI YÜZEY ARAŞTIRMASI

371» ege üniversitesi arkeoloji kazıları

Kayseri Namazgah, genel görünüş. Kayseri Taşınmaz Kültür Varlıkları Envanteri

NİĞDE DE DÖRT MİMARİ ESER FOUR ARCHITECTURAL WORKS IN NİĞDE

BURSA HANLAR BÖLGESİ NDE YER ALAN HANLAR, BEDESTEN VE ÇARŞILARIN DEPREM AÇISINDAN İNCELENMESİ

Genel Hatlarıyla Hindistan daki Türk Sanatı

"MİMARİ ÖZELLİKLERİ VE SÜSLEMELERİ AÇISINDAN ADANADAKİ ESKİ CAMİLER VE GÜNÜMÜZDEKİ DURUMLARI"

ismiyle nahiye merkezi olmuştur. Bugün idari yapılanmasını gerçekleştirememiş

Transkript:

MUHİT-İ ŞEHİR BATTAL GAZİ HAKKINDA Doç. Dr. Hasan KÖKSAL Girne Amerikan Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü Teknolojik gelişmeler bu gün günlük hayatımızın birer parçası haline geldi ve gelişmeler artık geometrik bir hızla, baş döndürücü seviyeye ulaştı. Hal böyle olmakla birlikte, bir ulusun kültürünün temel taşları diyebileceğimiz millî destanlarını tespit etmesi ve gelecek kuşaklara aktarması da kültürel bir hizmet olarak önem arzetmektedir. Çünkü; milletlerin çocukluk dönemi bilinmeden olgunluk dönemi anlamdırılamaz. Anadolu serhadlerindeki Türk-Bizans mücâdeleleri, bâzı destânî ürünlerin doğmasına sebep olmuştur. Nitekim sürekli bu savaşlar, Türk Edebiyatı nda Battal Gâzi,Bizans Edebiyatı nda Digenes Akritas, Arap Edebiyatı nda da Zâtü l- Himme destanlarını doğurmuştur. Bu ayrı uluslara mensup destanlarda, birbirlerine benzeyen yer, şahıs ve olaylar, epizodlar halinde görülmektedir. Denilebilir ki, sınır boy-larının iç içe hayatı ve sıkı kültür etkileşimleriyle bu epizodlar birbirine girmiştir. Nitekim Bizans destanının baş kahramanı Digenes Akritas, Battal Gâzi Destanı nda Bizans İmparatoru nun savaşçısı olarak gösterilmektedir. Ortaçağ destanlarında karşımıza çıkan kahramanların kimlikleri sözkonusu olduğunda, bölgenin ve dinî kavramların etkili olduğunu görüyoruz. Nitekim Battal Gâzi Destanı nın teşekkülünde, Pers sınırlarında yerleşik durumda olan Türkler, İran halk edebiyatını kendi zevk ve anlayışlarına göre biçimlendirirken, Mezapotamya ve Suriye uç beyliklerinde de Arap destanlarına göre bir destanî edebiyat meydana getiriyorlardı. Arap kahramanlık hikâyelerinin şahısları, Türk kahramanları ile değiştiriliyordu. İşte bu edebiyatın proto-tipi (ilk örneği) Battal Gâzi Destanı dır. Çizim: Bahattin ATAK Bu destan, Ehl-i Salip ordularına karşı müslümanların Anadolu da vermiş oldukları mücadelenin hikâyesidir. Ancak bu destanı bir tarih değil, tarihin tesiri ile meydana gelen millî görüş ve düşünüşün halk dili ile ifadesi olarak değerlendirmek lazımdır. 56 EYLÜL 2010

Bunun içindir ki tarihin esası olan kronoloji, burada mevcut değildir. Tarih, destana mekan ve bilhassa zaman gibi müspet unsurlarından sıyrılarak mücerret bir şekilde, daha doğrusu ana hatları ve ana olayları ile girmiştir. Burada tarih bir menkıbe, içtimaî-millî muhayyilenin unsurları ile süslenmiştir. Türk toplumu, bu miğfer etrafına kendi duyuş ve düşünüşünü devamlı örmüştür. Millet, bu mücerret olaylar nüvesini içtimaî şuurun yeni oluşları ile süsleyip beklerken, bir taraftan da bazı kısımlar ve bazı unsurlar kendiliğinden kayboluvermiştir. Böylece destan tespit edilinceye kadar, doğuş itibariyle tarihten gittikçe uzaklaşmıştır. VII. yüzyılın başlarından itibaren İslamiyetin doğuşu ve yayılması ile beraber doğuda Bizans hâkimiyeti kırılmaya başlamıştır. Araplar, bir taraftan kara harekâtlarıyla Küçük Asya ya girmişler (651), Kadıköy e kadar ilerlemişler (668); diğer taraftan da deniz harekâtlarıyla Kıbrıs ı (649) ve Rodos u (654) fethetmişlerdir. Emevî halifelerinin bizzat İstanbul u hedef alan akınlarının başlangıç tarihi olan 673 ten başlayıp büyük kayıplarla noktaladıkları 1081 yılına kadar çok çetin savaşlar olmuştur. (ALANGU, 1983,202-208) Yukarda bahsettiğimiz destanlarda çekirdek olarak- bu tarihi olaylar yer almaktadır. Battal Gazi yi bir taraftan Abdülmelik bin Mervan oğlu Mesleme nin Bizans ı kuşatmasında görüyoruz (715-717), diğer yandan Malatya Emir i Omar al- Akta nın seraskeri olarak görüyoruz (863). Biraz da tarihe uyuşmazlık destanların özelliğidir. Bilindiği gibi, tarih olayları tespit eder menkıbe güzelleştirir. Pertev Naili Boratav, Battal Gâzi'nin asıl adının Abdullah olduğu ve Ebu Hüseyin, Ebu Yahya veya Ebu Muhammed künyeleri ile tanındığını, Battal (Kahraman) sıfatının tarihî kaynakların hepsinde de belirtildiği gibi onun lakabı olduğunu; babasının adının Taberi nintürkçe (anonim) tercümesinde Ömer veya Amr olduğunu belirtmektedir (BORATAV, İslam Ans. II, 344). Battal Gazi nin Arap olduğu üzerinde ısrarla duran Boratav ın görüşlerine katılmadığımı belirtmek isterim. Araştırmacı yazar Tahir Alangu nun da ileri sürdüğü gibi, Boratav ı bu yanlış görüşe iten sebep Fransız Araştırmacı ve Yazar Marius Canard olmuştur. Halbuki bizim için Battal Gâzi araştırmalarında asıl önem taşıyan yön, Battal Gâzi nin Türkleşmesi meselesidir. Başta Bizans tarihi yazarlarından Vasiliev olmak üzere Alman oryantalistlerinden birkaçının da onu bir VIII. ve IX. Yüzyılın özelliği olarak, İslam dininin tesiriyle Hıristiyan dininin mensubu Rumlara karşı girişilen mücâdeleler, mefkûrevî bir durum almıştır. Halk muhayyilesi Battal Gâzi yi bu sebeple Peygamber sülalesinden gelmiş olarak kabul etmiş ve ona Seyyid sıfatını eklemiştir. 57 EYLÜL 2010

MUHİT-İ ŞEHİR 6. Seyyit Zeid 7. Seyyit Ali 8. Seyyit Hüseyin (Hüseyi Gâzi) 9. Seyyit El-Battal (Cafer bin Hüseyin) Türk kahramanı olarak tanıdıklarını biliyoruz. (FLEİSCHER, 1982,28-31- ETHE, 1871,VI) Battal Gâzi Destanı nın, Araplara ait tarihî roman olan Zelhimme nin tercümesi olduğu fikri de bizce yanlıştır. Bu yanılgı bir isim benzerliğinden kaynaklanmaktadır. Zelhimme de Abdullah Al Battal ismi geçmektedir. Bu eserde Al Battal ikinci derecede kahraman olarak görülüyor. Eserin başkahramanı Zelhimme bir kadındır. Bu uyuşmazlık, Battal Gâzi destanı nın bir tercüme olmadığını ortaya koyuyor. Battal Gâzi nin doğum tarihi bilinmemekle birlikte, doğum yeri hakkında değişik iki görüş hakimdir. İbnü l Esir (Cilt V, 1965, 248) ve İbn Kesir (9.Cüz, 231-234) e göre Antakyalı, Sıbt (İbdülcezvi) (İslam Ans,V, 850) a göre Dimeşk (Şam) lidir. İbn Asakir (İslam Ans,II,344 ve V, 701-702) e göre Emevilerin azatlı kölesi olup Arap asıllı değildir. Ölüm tarihi hakkında yukarda belirttiğimiz kaynaklar birleşmekte olup bu tarihi 122 (740) olarak göstermektedirler. Heinrich Fleicher Über den Türkichen Volksroman Siret-i Sejid Battal adlı makalesinde (Türkçesi: Battal İnandı, Millî Kültür, Ağustos 1982, s.28-31) Seyyit BattalGâzi soyu üzerinde duruyor: 1. Hz.Ali 2. Hz. Hüseyin 3. Ali Zeynel Abidin 4. Settit Zeynel Enver 5. Seyyit Ali El-Medenî Bu şecere elimizdeki yazmalarda mevcuttur. VIII. ve IX. Yüzyılın özelliği olarak, İslam dininin tesiriyle Hıristiyan dininin mensubu Rumlara karşı girişilen mücâdeleler, mefkûrevî bir durum almıştır. Halk muhayyilesi Battal Gâzi yi bu sebeple Peygamber sülalesinden gelmiş olarak kabul etmiş ve ona Seyyid sıfatını eklemiştir. Aslında, halk nazarında kutsileşmiş bütün şahsiyetlerin SEYYİD rütbesiyle Araplaştırılması eski bir Anadolu geleneğidir. Yine yazmalarda, Eskişehir Seyitgazi ilçesinde medfun Seyyit Battal Gâzi külliyesi ile ilgili bilgi yer almaktadır. Selçuklu Hanedanı nın son sultanı Alaaddin in anası Sultan Hatun un Battal Gâzi nin mezarını nasıl bulduğu ve daha sonra nasıl inşa ettirdiği anlatılmaktadır.(bkz. Hasan KÖKSAL, Battal Gâzi Destanı, Akçağ Yay., Ankara-2003) Neticede şu soru aklımıza takılıyor: Arap ve Türk edebiyatında yer alan yiğit ve cengâver Battal Gâzi ile eski adıyla AKROİNON ve bugünkü adıyla SEYİTGÂZİ kasabasında büyük bir külliyenin içinde yatan Battal Gâzi aynı kişi midir? Ayrı kişiler olsalar dahi, her ikisinde de ortak yan, İslam uğruna gayri müslimlere karşı Allah rızası için savaşmış olmalarıdır. Kaynakça: 1. ALANGU, Tahir (1983): Bizans ve Türk Kahramanlık Eposlarının Çıkışı Üzerine, Türkiye Folkloru El Kitabı, Adam Yay., İstanbul-1983. 2. BORATAV, Pertev Naili (1970): İslam Ans. Battal Mad., II.Cild, İstanbul. 3. ETHE, Herman (1871): Fahrten Des Sajjid Batthal, Leipzig. 4. FLEİSCHER, H.L.(1888): Über den Türkischen Volksroman Siret-i Sejid Battal (Bu makalenin Türkçesi: Battal İnandı, Milli Kültür, 35, Ağustos, Aralık 1982) 5. İBN ASAKİR:(Arap Müelliflerinin birçoğu bu isimle anılır En meşhuru: Şamlı Müverrih Ali bin El Hasan bin Hibat Allah ebu l Kasım Sikat el-din el-şafii dir. Eseri:Tarih Madlinat Dimaşk tır.) Bkz. İslm. Ans. II,344 ve V 701. 6. İBNÜ L ESİR (1385/1965): El Kamulu Fit Tarih, Beyrut. 7. İBN KESİR: Elbidayetü ve n-nihayetü fit Tarihi, Mısır baskısı. 8. KÖKSAL, Hasan (1984): Battalnamelerde Tip ve Motif Yapısı, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yay.,59, Ankara. 9. KÖKSAL, Hasan (2003): Battal Gâzi Destanı, Akçağ Yay., Ankara. 10. SIBT (İbnülcevzi): Mircatü z-zaman Fit Tarihü l-ayan (Henüz yayınlanmamış olan bu kaynak hakkındaki bilgiyi diğer kaynaklardan öğreniyoruz. Bkz. İslm. Ans. V, 850) 11. YAZMA BATTALNAME: Bu eser Hicrî 1206 tarihini taşımakta olup, sahibi NEZİF isimli bir zattır. 58 EYLÜL 2010

SEYİTGAZİ KÜLLİYESİ Doç. Dr. Canan PARLA Anadolu Üniversitesi Ed. Fak. Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Seyitgazi Külliyesi, 13. yüzyılın başında Seyitgazi İlçesi, Üçler Tepesi nin güneydoğu yamacındaki eğimli araziye, Selçuklular tarafından inşa edilen Battal Gazi Türbesi nin etrafında gelişmiştir. Emevilerin Bizanslılarla yaptıkları savaşlarda ünlenen 1 730 ya da 740 lı yıllarda Seyitgazi İlçesi yakınlarında şehit olduğu 2 kabul edilen Arap komutanı Battal Gazi ile ilgili değişik söylenceler bulunmaktadır. Bir söylenceye göre, Selçuklu Sultanı I. Alâeddin Keykubad ın annesi Ümmühan Hatun, Battal Gazi nin şehit düştüğü yeri rüyasında görmüş ve bu yere Battal Gazi adına bir türbe yaptırmıştır 3. Bir diğer söylence, Kutluca isimli bir çobanın, koyunlarını otlatırken tepenin üzerinden yükseldiğini gördüğü nuru, zamanın Selçuklu beyine haber verdiği, Selçuklu beyinin de bu yeri, taş duvarla çevrilerek ziyaretgâh haline getirdiği yolundadır 4. Söylencenin devamı, Ümmühan Hatun un, bölgeye geldikten sonra Çoban Kutluca nın hikayesini öğrendiği ve girdiği ziyaretgâhta, Battal Gazi nin kendisinden şehit düştüğü yere bir türbe, türbenin yakınına mescit ve tekke yaptırmasını istediği ikinci bir rüya daha gördüğü biçimindedir 5. 13-14. yüzyıllarda Battal Gazi nin, isminin başına Seyyid sıfatı eklenmek suretiyle peygamber soyuna bağlanmasının 6 ardından, yapı topluluğu Seyitgazi adıyla anılır olmuştur. Değişik işlevli yapılardan oluşan külliyenin ortasında doğu batı doğrusunda uzanan iki kademeli büyük bir avlu bulunmaktadır. 1. Pertev Naili Boratav, Battal Gazi Maddesi, İslam Ansiklopedisi C.II., M.E.B., İstanbul 1993, s. 341. 2. A.Yaşar Ocak, Battal Gazi Maddesi, İslam Ansiklopdeisi C.V., Diyanet Vakfı Yayınları, İstanbul 1993, s. 204. 3. A. Gölpınarlı, Menakıb-ı Hacı Bektaş-ı Velî Vilayetname, Inkılap ve Aka Kitabevi, Nurgök Matbaası, İstanbul 1958, s. 72. 4. M. Aslanbay, Seyyid Battal Gazi nin Hayatı ve Bazı Menkıbeleri, Eskişehir 1953, s. 99. 5. M. Aslanbay, a.g.e., s. 99. 6. A.Yaşar Ocak, a.g.m., s. 204. Çizim 1: Seyitgazi Külliyesi Vaziyet Planı (Altınsapan-Parla, 2004, s.224. çizen: T.Yamomato) (Çizim:1, Resim:3). Selçuklu dönemi yapıları, avluyu güney ve güneydoğu (Resim:1), Osmanlı dönemi yapıları, kuzey ve kuzeydoğu yönlerden çevrelemektedir (Resim:2). Avlunun batısında yapı bulunmamaktadır (Resim:3). Ümmühan Hatun Medrese ve türbesi dışında, Selçuklu yapılarının hemen hepsi Osmanlı döneminde yenilerek biçim ve boyut değiştirmiştir. 7 7. Bu çalışma, E. Altınsapan-C. Parla, Eskişehir Selçuklu ve Osmanlı Yapıları I, Günyüzü, Mihalgazi, Mihalıççık, Sarıcakaya, Seyitgazi, Sivrihisar, Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları No.15, Eskişehir 2004, s. 222-249 da, ayrıntılı olarak tanıtılan Seyitgazi Külliyesi bölümünden yeniden derlenmek suretiyle oluşturulmuştur. 59 EYLÜL 2010

MUHİT-İ ŞEHİR Resim 1: Külliyeye Güneyden Bakış (Soldan Sağa, Ümmühan Hatun Mederesesi, Seyyid Battal Gazi Türbesi, Cami ve Minare) Osmanlı Dönemi nde ilave edilen Bektaşi dergâhı, aşevi, fırın, medrese ve müderris odalarıyla bugünkü biçimini alan külliye, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 1967, Seyit Gazi Vakfı tarafından 1986 yıllarında onarılmıştır. 2007 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından başlatılan kapsamlı restorasyon çalışmaları halen sürmektedir. Avluyu kuzeydoğusundan sınırlayan, Bektaşi dergâhının altındaki, doğuya üç, kuzeye bir kemerle açılan rampalı yolun kuzey kemer açıklığı, külliyenin ana girişini oluşturmaktadır. Ana girişin kemer açıklığının önünde, doğu ve kuzeyinden Resim 2: Külliyeye Kuzeyden Bakış (Soldan sağa, Aslanlı Kuzey Girişi, Bektaşi Dergâhı, Aşevi, Fırın, Medrese ve Müderris Odaları) Resim 3: Külliye Avlusundan Batıya Bakış basamaklarla çıkılarak ulaşılan yüksek ve geniş bir sahanlık bulunmaktadır. Arazinin eğimi, külliyenin kuzey ve doğu kanadında genellikle depo olarak kullanılan mekânların bulunduğu, bir alt katın oluşturulmasına imkân vermiştir. Sahanlığın batısından, aşevinin altındaki mekâna, güneyinden, külliyenin kuzey kemeri altından geçilmek suretiyle rampalı yola girilmektedir. Rampalı ve kemerli bölüm, batı ve doğu duvarlarındaki eş aralıklı beş duvar payesine doğu batı doğrultusunda atılan sivri kemerlerle kareye yakın dikdörtgen planlı beş bölüme ayrılmıştır. Doğudaki payeleri, kuzey-güney doğrultusunda atılan sivri kemerler birbirlerine bağlar. Rampalı bölümün doğu cephesi, kuzeyden üç kemer gözü ile doğrudan dışarıya açılmaktadır. Diğerlerinin arası örülerek kapatılmıştır. Kuzeydeki ilk kemerin doğu köşeliğinde, profilli bir konsol üzerine yerleştirilmiş büyük boyutlu bir aslan heykeli bulunmaktadır (Resim:4). Rampalı bölümün kuzeyden dördüncü kemerinin altına örülen duvara, üstten aynalı basık kemerli bir düzenleme içine alınan, söve ve lentolu dikdörtgen biçimli bir kapı yerleştirilmiştir. Bu yol, güneydeki beşinci bölümde, doksan derecelik bir açıyla batıya döner ve cami holünün önüne kadar rampalı olarak devam eder. Buradan Mihaloğulları Türbesi nin batı duvar hizasına kadar düz devam eden yol, bu hatta yine doksan derecelik açıyla güneye dönenmekte ve Mihaloğulları Türbesi nin kuzey duvarı önünde sona ermektedir. Rampalı yol, kuzey ve batısından L biçimli bir revak düzeniyle külliye avlusuna açılmaktadır. Ahşap tavanla örtülen rampalı yolun aynalı basık kemerli, kuzeyden güneye doğru dördüncü kemerinin üzerinde iki kitabe bulunmaktadır. Alttaki kitabe, dikdörtgen biçimli mermer bir panoya, üstteki kitabe 60 EYLÜL 2010

ise, kalemişi olarak duvar yüzeyine yazılmıştır. Mermer panodaki kitabede; Eflatun (Platon) en kötü trajedi zaman kaybıdır yazılıdır 8. Üstteki tek satırlık kitabede; Esselâmu Aleyküm ya Sultan Seyyid Battal Gazi sene 717/1317 yazılıdır. 9 Avlunun Güneybatısında Yer Alan Yapılar Ümmühan Hatun Medrese ve Türbesi: Avlunun güneybatısındaki eğimli arazide bulunan Ümmühan Hatun Medrese ve Türbesi ile Kadıncık Ana Türbesi nin inşa tarihlerini veren kitabeleri yoktur. Ümmühan Hatun Medresesi, söylenceler dikkate alınarak 1208 yılına tarihlenmektedir 10. Selçuklu sultanlarından I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından, ikinci saltanat (1205-11) döneminde inşa edilen 11 medrese, doğu ve batısından üçer payenin taşıdığı revak kemerleriyle sınırlanmış kapalı avluludur. Özgününde açık olan avlu, Osmanlı döneminde kapatılarak kuzey güney doğrultusunda ard arda sıralanmış üç kubbe ile örtülmüştür 12. Yapıya güney cephe ekseninde bulunan, dikdörtgen biçimli çerçeve içine alınmış basık kemerli bir kapıyla girilmektedir (Resim:5). Avlunun doğu ve batı yan kanatlarında birer eyvan bulunur. Yan eyvanlarla ön cephe arasında ikişer, türbe arasında birer oda bulunur. Medrese avlusunu örten pandantif geçişli kubbeler kuzeyden güneye doğru giderek küçülürler. Eyvan, oda ve revaklar sivri tonoz örtülüdür. Yapının duvar örgülerinde moloz ve kesme taş, kubbe ve tonoz örtülerinde tuğla kullanılmıştır. Yer yer devşirme malzemenin de kullanıldığı görülür. Medresenin güneyinde, yapının iç mekanına büyük boyutlu bir eyvan biçiminde açılan çift katlı Ümmühan Hatun Türbesi yer alır (Resim:6). Türbenin, önce inşa edildiği, medresenin türbeye daha sonra bitiştirilmek suretiyle eklendiği düşünülmektedir. Bu varsayıma ve söylencelere dayanarak türbe, 1205-11 yılları arasına 13, 1208 yılı öncesine tarihlenebilir. Kuzey güney doğrultusunda kareye yakın dikdörtgen planlı, iki katlı türbenin ikinci katı, medresenin 8. Yağmur Say, Seyyid Battal Gazi Kültü ve Seyyid Battal Gazi Külliyesi, Tarihte Eskişehir Sempozyumu-I, (2-4 Kasım 1998), Eskişehir 2001, s. 171. 9. Yağmur Say, a.g.m., s. 171. 10. K. Wulzinger, Drei Bektaschi-Klöster Pyrygiens, Berlin 1913, s.6; F.W. Hasluck, Christianity and Islam under the Sultans II., Oxford 1929, s. 704-716; Y. Önge, Seyyid Battal Gazi Külliyesinde Sultan Ümmühan Hatun Türbesi Önasya, C.5., 1970, S. 57, s. 9-11; A. Kuran, Anadolu Medreseleri I., Ankara 1969, s. 69; M. Sözen, Anadolu Medreseleri I., İstanbul 1970, s. 6. 11. ErolAltınsapan, Ortaçağ da Eskişehir ve Çevresinde Türk Sanatı (11.-15. Yüzyıllar Mimarisi), Anadolu Üniversitesi, Eskişehir 1999, s. 115. 12. Metin Sözen, a.g.e., s. 7. 13. Erol Altınsapan, Eskişehir Seyitgazi Külliyesi, Dekorasyon Dergisi, S. 45, 1993, s. 115 c. ana eyvanı gibi düzenlenmiştir. Her iki kat da sivri tonoz örtülüdür. Alt katına medrese avlusundan yedi basamaklı bir merdivenle inilmekte, üst katına dokuzar basamaklı iki kollu bir merdivenle çıkılmaktadır. Alt katın ortasında, üzerine sanduka yerleştirilmiş doğu batı doğrultusunda dikdörtgen prizma biçimli bir seki yer alır. Abidevi kütlesiyle medrese yapısından dışarıya taşan iki katlı türbenin, doğu ve batı cephe eksenlerinde yedişer cepheli, kuzey cephe ekseninde yarım daire kesitli birer payanda bulunmaktadır. Türbenin tüm cepheleri, payanda yüzeyleri dışında kat ayırımını belirleyecek biçimde profilli silmelerle iki yatay bölüme ayrılarak vurgulanmıştır. Duvarlar moloz taş dolgulu düzgün kesme taş kaplamalıdır. Kadıncık Ana Türbesi: Ümmühan Hatun Medresesi ile türbesinin arasında oluşan kuzeydoğu köşeye inşa edilmiştir. Kitabesi olmayan türbenin kapısı üzerinde Arapça Ayni Ana 14 yazısı bulunmaktadır. Aynî Ana olarak da bilinen Kadıncık Ana nın, Ümmühan Hatun un hizmetkârı olduğu ileri sürülmektedir 15. Kadıncık Ana nın, Ümmühan Hatun un hizmetkârı olduğu yolundaki bilgiye ve türbenin, medreseden daha geç tarihli olduğunu gösteren konumuna dayanarak Kadıncık Ana Türbesi nin, 1211 yılından sonra 13.yüzyılın ilk çeyreği ile son çeyreği arasında inşa edilmiş olabileceğini ileri sürmek mümkündür. Dikdörtgen planlı, tek katlıdır. Doğu cephesinde bulunan basık kemerli bir kapıyla türbeye girilmektedir. Kuzey cephede, dikdörtgen biçimli parmaklıklı bir pencere yer almaktadır. Mekânın batı duvarında bulunan sivri kemerli pencere, Ümmühan Hatun Türbesi ne açılır. Türbenin ortasında taş sanduka yer alır. Yapı dıştan kesme taş kaplamalı, az eğimli kırma çatı, içten sivri tonoz örtülüdür. Cephelerde kesme taş kaplama kullanılmıştır. Avlunun Güneydoğusunda Yer Alan Yapılar Orta Sofa: Selçuklu döneminde inşa edilen bu bölgedeki yapılar, üç bölümlü bir orta sofa etrafında sıralanmaktadır (Resim:7). Kuzey güney doğrultusunda kareye yakın yamuk planlı sofanın, doğu ve batı duvar eksenlerinin iki yanına eş aralıklı birer duvar payesi yerleştirilmiştir. Duvar payelerinin doğu batı doğrultusunda atılan kemerlerle birbirleriyle bağlanmalarıyla mekân, üstte herbiri kubbe örtülü üç bölüme ayrılmıştır. Kuzey bölüm, giriş mekânı 14. Yağmur Say, a.g.m., s. 187. 15. T. Menzel, Das Bektasi Kloster Sejjid Gazi, Mitteilungen des Seminars für Orientalische Sprachen, 28/2, 1925, s. 206. 61 EYLÜL 2010

MUHİT-İ ŞEHİR Resim 5: Ümmühan Hatun Medresesi Güney Cephe Resim 4: Aslanlı Kuzey Giriş ve Rampalı Yol Resim 6: Ümmühan Hatun Medresesi Kapalı Avlu ve Türbe Eyvanı Resim 7: Orta Sofadan Cami Girişine Bakış olarak kullanılmaktadır. Bu bölümdeki yapılara, rampalı yolun güneyinde bulunan giriş bölümünün kuzey cephesine açılmış bir kapıyla girilmektedir. Kapının sağ kanadında Bu mübarek makam, Sultan Seyyid Battal Gazi nindir. Allah rahmet eylesin-ali, 16 sol kanadında Hayrat sahibi Mustafa Hızır Bey in emri ile yapıldı-906/1500-1501 metni yazılıdır. 17 Kapının basık kemeri üstündeki dikdörtgen biçimli panoya yazılmış üçüncü kitabeden sofayı, II. Bayezıt döneminde, 917/1511-2 yılında Mihal Bey oğlu Ali Bey oğlu Ahmet Bey in onarttığı anlaşılmaktadır. 18 Giriş bölümünün güney kemerinin altına yerleştirilen söve ve lentolu bir kapı ve kapının iki yanındaki demir parmaklıklı düzenleme, bu bölümü sofanın güneydeki diğer iki bölümünden ayırmaktadır. Bu düzenlemenin kapısı üzerindeki kitabede; Seyyid Sultan Gazi sevgisinin Türbedârı Miskin Dede bu kapıyı 921/1516-17 yılında yeniledi. Allah toprağını güzel eylesin metni yazılıdır 19. Giriş bölümünün doğu duvarının kuzey köşesindeki kapıyla tromp geçişli kubbe örtülü türbedâr odasına geçilmektedir. Sofanın orta bölümünün batı duvarına açılmış bir kapıyla Mihaloğulları Türbesi ne, güney bölümünün batı duvar eksenine açılmış bir kapıyla Seyyid Battal Gazi Türbesi ne, güney duvar eksenine açılmış bir kapıyla camiye geçilmektedir. Güney 16. Yağmur Say, a.g.m., s. 190. 17. Yağmur Say, a.g.m., s. 190. 18. Yağmur Say, a.g.m., s. 190. 19. Yağmur Say, a.g.m., s. 193-194. bölümün, doğusunda, üst katı sivri kemerle eyvan biçiminde sofaya açılan iki katlı Kesikbaşlar Türbesi, orta bölümün doğusunda çilehane odaları yer almaktadır. Seyyid Battal Gazi Türbesi: Kuzey cephe penceresinin sivri kemerli alınlığı içerisinde bulunan beş satırlık sülüs kitabeden türbenin ebced hesabıyla 849/1464-1465 tarihinde, Mihaloğullarından Ali Bey tarafından inşa edildiği anlaşılmaktadır. Bu tarihinin türbenin onarımını gösterdiği yolunda bir başka görüş 20 daha bulunmaktadır. Sofanın batı duvarındaki dikdörtgen biçimli kapıdan geçilerek kalın bir kemerle türbe mekânına açılan dikdörtgen planlı giriş bölümüne girilmekte, buradan da sekizgen planlı türbe mekânına üç basamakla çıkılmaktadır. Tek katlı türbe, kuzeydoğusundan Mihaloğulları Türbesi ne, güneydoğusundan camiye bitişiktir. Kuzey, kuzeydoğu ve kuzeybatı cephe eksenlerinde dikdörtgen biçimli, sivri kemer alınlıklı birer pencere yer almaktadır. Güney duvar ekseninde, kavsarası on sıra mukarnas dolgulu yarım daire kesitli mihrap nişi bulunan türbe mekânın ortasında yer alan iki sandukadan, yaklaşık 8 metre boyunda olanı Seyyid Battal Gazi ye, diğeri Bizans prensesi Elenora ya aittir 21. Yapı, duvar köşelerine yerleştirilen mukarnaslarla sağlanan onaltıgen alt yapı üzerine oturtulan kubbeyle örtülmüştür. Duvarlarında taş, örtüsünde tuğla malzeme kulanılmıştır. 20. K. Wulzinger, a.g.e., s. 8. 21. Erol Altınsapan, a.g.m., s. 115b. 62 EYLÜL 2010

Mihaloğulları Türbesi: Seyyid Battal Gazi türbesine, güneybatısından dayanan Mihaloğulları Türbesi nin de inşa kitabesi yoktur. Sofanın bölme kapısı üstünde bulunan, Mihaloğlu Ahmet Bey in adını taşıyan kitabeye dayanarak, türbenin 1511 tarihinde inşa edildiği ileri sürülmektedir 22. Beşgen planlı kubbe örtülü türbeye, doğu duvarının kuzey köşesine açılmış bir kapıyla girilmektedir. Kapının güneyinde dikdörtgen biçimli bir pencere bulunur. Türbe, güneydoğu duvar eksenindeki sivri kemer alınlıklı dikdörtgen biçimli bir pencereyle Seyyid Battal Gazi Türbesi ne açılmaktadır. Kuzey cephe ekseninde dikdörtgen biçimli bir pencere yer alır. Cami: Sofanın güney duvarı ile caminin kuzey cephe duvarı ortaktır. Bu duvara açılmış basık kemerli bir kapıyla camiye girilmektedir. Kapının üstünde bir üst, iki yanında birer alt pencere bulunur. Kapının üstündeki kitabeden, caminin Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında 604/1207-1208 senesinde inşa edildiği, Osmanlı Sultanı II. Bayezid zamanında Güzelce Şeyh olarak anılan Seyyid Muhiddin eliyle 917/1511-1512 yılında yenilendiği 23 anlaşılmaktadır (Resim:7). Yaklaşık kare planlı cami, kubbe örtülüdür. Güneybatısında yer alan tek şerefeli, silindirik gövdeli minare 24 yapıdan bağımsızdır. Doğu ve batı cephe eksenleriyle güney cephe ekseninin iki yanında birer alt ve üst pencere bulunmaktadır. Yapının alt pencereleri dikdörtgen biçimli, üst pencereleri sivri kemerli ve şebekelidir. Harimin güney duvar ekseninde yüzeyine kalem işi çiçek motifleri işlenmiş yarım yuvarlak kesitli mihrap nişi, mihrabın batısında mermer minber bulunur (Resim:8). Dış cephe düzenlemesi, pencere biçim ve boyutlarıyla içeriye yansımıştır. Duvarlar içten sıvanarak badanalanmıştır. İki ve üç sıralı tuğla hatıllı cephelerde moloz, kesme taş ve devşirme malzeme kullanılmıştır. Cephelerin üst bölümlerinde alt bölümlerden farklı olarak tuğla çerçeveli kesme taş örgü kullanılmıştır. Minare, kemerler, kubbe geçişleri ve kubbe yüzeyinde tuğla, minber, mihrap ve mihrabın iki yanındaki pencerelerin söve ve lentolarında mermer kullanılmıştır. Kesikbaşlar Türbesi: Günümüze gelen özgün tuğla işlemelerinden, Selçuklu dönemine ait olduğu anlaşılan 25 türbenin, doğu batı doğrultusunda 22. K. Wulzinger, a.g.e., s. 8. 23. Yağmur Say, a.g.m., s. 192. 24. Erol Altınsapan, a.g.m., s. 115 c de, şerefe kapısının kıble yerine kuzeybatı yönüne açıldığı, minarenin geleneksel minare mimarisinden farklı olduğu belirtilmektedir. 25. Erol Altınsapan, a.g.m., s.115 b de, Vakıflar Genel Müdürlüğü nün restorasyon çalışmaları sırasında kazınan sıvaların altından çıkan Selçuklu süslemelerine dayanılarak, kompleksin ilk inşa tarihinin Selçuklu Dönemine uzandığı belirtilmektedir. dikdörtgen planlı alt katı, sivri tonoz, yaklaşık kare planlı üst katı, kubbe örtülüdür (Resim:9). Altta bulunan cenazelik mekânının ortasında iki sanduka yer alır. Üst kat, batısından sivri kemerle sofaya eyvan gibi açılmaktadır. Doğu cephesi kesme taş kaplamadır. Alt kat zemini sofa zemininden yaklaşık 1.5 metre daha aşağıdadır. Üst katın, yıkılan pandantif geçişli tuğla örgülü kubbesi, günümüzde yeniden inşa edilmiştir 26. Alt kat duvarlarında tuğla, moloz, kaba yontu ve kesme taş, üst katın kemer, kubbe geçişleri ve kubbe örtüsünde tuğla kullanılmıştır. Eyvan kemerini çevreleyen bezeme şeridiyle kemer köşeliklerinde Selçuklu dönemine ait özgün geometrik süslemeler bulunmaktadır. Çilehane Odaları: Kesikbaşlar Türbesi nin kuzeyinde bulunan iki çilehane odasının da inşa kitabesi bulunmamaktadır. Sofaya bakan duvar yüzlerindeki tuğla süslemeler, bu odaların Selçuklu dönemine ait olduğuna işaret etmektedir. Odalardan diğerine göre daha büyük boyutlu olan kuzeyde yer alanı, kuzey güney, güneyde yer alanı doğu batı doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Her iki odanın da sofaya açılan sivri kemerli kapıları tuğla örgülüdür. Kemerleri üç yönden çevreleyen şeritlerde, tuğlaların yatay ve dikey yerleştirilmesiyle oluşturulmuş geometrik süslemeler bulunur. Şeritler arasında bir sıra tuğla örgülü çerçeve yer alır. Duvarlarda tuğlayla birlikte kaba yontu ve düzgün kesme taş kullanıldığı görülür. Odaların iç duvarları düz istifli tuğla örgülüdür. Türbedâr Odası: Kapısının üzerinde yer alan kitabeden, bu bölümün, Miskin Dede tarafından 921/1516-1517 senesinde yaptırıldığı anlaşılmaktadır 27. Kareye yakın yamuk planlı, üçgen kuşakla geçilen kubbeyle örtülü odanın, güney duvar ekseninin hemen doğusunda yarım daire kesitli mihrap nişi, nişin iki yanında birer seki bulunur. Kuzey duvar ekseniyle batı duvardaki kapının güneyinde sivri kemerli büyük bir niş yer alır. Kuzey cephedeki mazgal pencere içte, sivri kemerli niş içerisine alınmıştır. Kuzey cephe moloz, kesme taş ve çerçeveli teknikte kullanılan tuğlalarla almaşık teknikte örülmüştür. Doğu ve güney cephelerin örgüsü cami cephelerine benzer biçimde tuğla çerçeveli kesme taşlarla oluşturulmuştur. Türbedâr odasının altında depo olarak kullanılan bir kat daha bulunmaktadır. Depo, duvar köşe ve eksenlerine yerleştirilen duvara bitişik sekiz ve dört serbest destekle taşınan düz tavanla örtülüdür. 26. Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi 27. Yağmur Say, a.g.m., s. 172. 63 EYLÜL 2010

MUHİT-İ ŞEHİR Avlunun Kuzeydoğu ve Kuzeyinde Yer Alan Yapılar Çoban Baba Türbesi: Avlunun kuzeydoğusunda bulunan Bektaşi Dergâhının altındaki katta, Kutluca Baba olarak da anılan Çoban Baba nın Türbesi bulunmaktadır. İnşa kitabesi bulunmayan türbenin dergâh ile birlikte, Osmanlı döneminde inşa edildiği düşünülmektedir. Rampalı yolun batıya kırılan kolunu kuzeyden sınırlayan duvarın doğu köşesinde, türbenin güney duvar ekseninin doğusunda bulunan bir kapıyla türbeye girilmektedir. Kuzey güney doğrultusunda dikdörtgen planlı türbenin, doğu duvar ekseninde daire kesitli bir niş, bu nişin iki yanında rampalı yola açılan pencereler bulunmaktadır. Giriş kapısının batısında, dikdörtgen kesitli bir niş ve pencere yer alır. Mekânın ortasında Çoban Baba nın sandukası bulunmaktadır. Türbe, tavanında bırakılan büyük sekizgen biçimli açıklıkla üst kattaki Bektaşi Dergâhı nın büyük salonuyla ilişkilendirilmiştir (Resim:10). Bektaşi Dergâhı: Kitabesine göre Mihaloğlu Ali Bey oğlu Mehmet Bey tarafından 917/1511-1512 yılında yaptırılmıştır 28. Kuzey güney doğrultusunda dikdörtgen planlı, düz tavanlı tek bir salonla, bu salonun doğu duvarına açılmış, beş kapıyla geçilen tromp geçişli birer kubbeyle örtülü beş odadan oluşmaktadır. Rampalı yolun doğu kanadı üzerinde yer alan odalar, kare planlı, kubbe örtülüdür. Doğu duvar eksenlerine birer pencere, pencerelerin iki yanına birer dolap nişi açılmıştır. Güney duvar eksenlerinde, iki yanlarında birer dolap nişinin bulunduğu yaşmak ve davlumbazlı birer ocak nişi yer almaktadır. Kuzeydeki odanın kuzey cephe ekseninde sivri kemerli bir pencere bulunur. Dergâhın büyük salonunun içerisinden kuzeybatı köşede yer alan döner bir merdivenle at kata inilmektedir. Kuzey duvarına geniş bir pencere açılmıştır. Avluya bakan, batı cephesinde, değişik biçim ve boyutlu sivri kemerli bir düzenleme bulunur. Bu düzenlemenin ortadaki kemerinin altına örülen duvara, basık kemerli bir kapı açılmıştır. Avludan iki basamakla çıkılarak ulaşılan, kapının üzerinde dikdörtgen biçimli kitabe panosu yer almaktadır. Batı cephenin kemer ve duvar örgülerinin alt bölümlerinde düzenli kesme taş, üst bölümlerinde tuğla hatıllı kaba yonu taş malzeme kullanılmıştır. Aşevi: Avlunun kuzeyinde doğu köşede yer alır. Batısında fırın, doğusunda Bektaşi Dergâhı bulunur. Kareye yakın dikörtgen planlı, tromp geçişli kubbe 28. Erol Altınsapan, a.g.m., s. 115c. örtülüdür. Avludan, güney cephe ekseninde bulunan basık kemerli bir kapıyla aşevine girilir. Kapının batısında sivri kemerli çökertme alınlıklı, dikdörtgen biçimli bir pencere bulunur. Güney cephe önünde yer alan ikisi sütunlu dört kaide, bu bölümde vaktiyle bir revağın bulunduğuna işaret etmektedir. İki yanındaki mekanlarla ortak, doğu ve batı duvarlarında herhangi bir açıklık bulunmaz. Giriş kapısının doğusunda dikdörtgen kesitli bir niş bulunur. Kuzey duvar ekseninde ve eksenin batısında dikdörtgen kesitli iki, batı duvarında kare kesitli altı ocak nişi bulunur. Batı duvardaki ocaklar davlumbazlıdır. Kuzey duvardaki ocak nişlerinin doğu ve batısında bulunan pencereler sivri kemerlidir. Doğu duvar ekseniyle eksenin iki yanında sivri kemer alınlıklı dikdörtgen kesitli birer dolap nişi yer alır. Kubbesinin batısında altı, kuzeyinde iki kesme taş kaideli, tuğla örgülü, pramidal külâhlı baca bulunur. Cephe örgülerinde moloz, kaba yontu ve düzgün kesme taş kullanılmıştır. Fırın: Aşevinin batısında yer alan, iki bölümden oluşan fırına, güney cephe ekseninde bulunan iki yandan dışa taşkın sivri kemerli niş içerisine alınmış basık kemerli bir kapıyla külliyenin avlusundan girilmektedir. Batı bölümü kareye yakın dikdörtgen planlı, kubbe örtülüdür. Doğudaki kuzey güney doğrultusunda dikdörtgen planlı daha dar bölümde fırın ağızları yer almaktadır. Doğu ve batı duvarları sağırdır. Kuzey cephe eksenininin iki yanında sivri kemer alınlıklı dikdörtgen biçimli birer pencere yer alır. Güney duvarın farklı boyutlardaki dikdörtgen kesitli nişlerinden küçük boyutlu ikisi kapının batısında, büyük boyutlusu doğusunda yer alır. Bu bölümün batı duvar ekseninde ve bu duvarın kuzey köşesinde dikdörtgen kesitli birer niş daha bulunmaktadır. Kuzey duvar ekseninde davlumbazlı bir ocak nişi, eksenin iki yanında dikdörtgen biçimli birer pencere yer alır. Kubbesi dıştan kurşun kaplamalıdır. Kubbenin doğusunda pramidal külâhlı üç tuğla örgülü baca yer alır. Cephelerde düzgün kesme taş, kubbede tuğla kulanılmıştır. 64 EYLÜL 2010

Resim 9: Kesikbaşlar Türbesi Kemer Köşeliği Medrese Odaları: Fırının batısında yaklaşık kare planlı iki büyük medrese odası yer almaktadır. Doğudaki tromp geçişli, aydınlık fenerli kubbe örtülü odaya, güney cephesinin doğu köşesine açılmış basık kemerli bir kapıyla avludan girilmektedir. Güney cephe ekseninde bir üst pencere bulunmaktadır. Güney cephe ekseninin iki yanı ile kuzey cephe eksenin iki yanında birer penceresi daha bulunan mekânın, doğu ve batı cepheleri sağırdır. Güney duvarında, pencerenin batısında üç, doğusunda iki dolap nişi bulunur. Batı duvar ekseninde beş cepheli konik külâhlı, yaşmaklı bir ocak nişi, nişin iki yanında ortadakilerin daha büyük boyutlu olduğu üçer dolap nişi bulunur. Kuzey duvarda, pencereler arasında üç, pencerelerle duvar köşeleri arasında birer dolap nişi yer alır. Doğu duvarda, güney köşedekinin büyük boyutlu olduğu altı dolap nişi bulunmaktadır. Cephelerde düzgün kesme taş, kubbede tuğla kullanılmıştır. Batı Oda, kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Mukarnas dolgulu köşe üçgenleriyle geçilen kubbeyle örtülüdür. Odaya, güney cephe ekseninde bulunan dışa taşkın kuruluşlu, aynalı basık kemerli portalden girilmektedir. Doğu ve batı duvarları sağırdır. Kuzey ve güney cephe eksenlerinin iki yanında dikdörtgen biçimli birer pencere bulunur. Mekânın güney duvarında yer alan kapıyla iki yanındaki pencere açıklıkları arasında birer, doğudaki pencereyle doğu köşe arasında bir, batıdaki pencere ile batı köşe arasında iki, dikdörtgen kesitli dolap nişi yer alır. Batı duvar ekseninde beş kenarlı bir nişle bu nişin iki yanında, ortadakilerin daha büyük boyutlu olduğu dikdörtgen kesitli üçer dolap nişi bulunur. Kuzey duvar ekseninde büyük boyutlu bir ocak nişi bulunmaktadır. Ocak nişiyle pencereler, pencerelerle duvar köşeleri arasına dikdörtgen kesitli birer dolap nişi yerleştirilmiştir. Doğu duvar ekseninde yer alan büyük boyutlu nişin iki yanına, küçük boyutlu eş aralıklı üçer dikdörtgen kesitli dolap nişi yerleştirilmiştir. Mekânın pencere ve dolap nişleri sivri kemer biçimli silmelerle çevrelenmiştir. Cephelerde düzgün kesme taş, kubbede tuğla kullanılmıştır. Müderris Odaları: Avlunun kuzeybatısında, kuzey güney doğrultusunda ard arda sıralanmış iki oda müderrislere aittir. Kuzeydeki kare, güneydeki kuzey güney doğrultusunda dikdörtgen planlıdır. Her iki oda da tromp geçişli kubbeyle örtülüdür. Avludan, güney cephenin doğu köşesine açılmış bir kapıyla güneydeki odaya girilir. Kapının batısında sivri kemerli, dikdörtgen biçimli bir pencere bulunur. Batı duvar ekseninde beş cepheli, konik külahlı, yaşmaklı bir ocak nişi, nişin güneyinde dikdörtgen kesitli bir dolap nişi, ekseninin kuzeyinde dikdörtgen biçimli bir pencere yer alır. Doğu duvarda yer alan farklı boyuttaki dikdörtgen kesitli üç dolap nişinden biri eksenin güneyinde, diğer ikisi kuzeyinde bulunmaktadır. Kuzey duvarında, doğu köşeye açılmış basık kemerli bir kapı, bu kapının batısında dikdörtgen kesitli iki dolap nişi yer alır. Bu kapıyla müderris odalarından kuzeyde yer alanına geçilmektedir. Bu odanın güney duvar ekseninde bir, doğu duvar ekseninin iki yanında dikdörtgen kesitli birer dolap nişi bulunmaktadır. Kuzey duvar ekseninde bir ocak yer alır. Ocağın batısında dikdörtgen kesitli bir dolap nişi, doğusunda bir pencere bulunmaktadır. Batı duvar ekseninin güneyinde bir pencere, kuzeyinde dikdörtgen kesitli konik külâhlı, yaşmaklı bir ocak nişi yer alır. Müderris odalarının duvar örgüsü, avlunun kuzey kanadındaki diğer mekânların örgüsüne benzemektedir. 65 EYLÜL 2010