stanbul Üniversitesi, TASAM Afrika Enstitüsü Direktörü

Benzer belgeler
Umman Tarihinin Dönüm Noktalar

Sömürgecilik her ne kadar Fenikeliler gibi Akdeniz ve K z ldeniz havzas nda etkili olan ve farkl noktalarda koloniler kuran devletlerin dönemine

Tarihimizde Kuzey Afrika n n unutulan yeri

ALBARAKA TÜRK. Faizsiz Kazanç

Gazi Osman. Tarih yazan. Tarihimizdeki en önemli savunma savafl Çanakkale de verilmifltir. Bu savafltan önce, deki Osmanl -Rus Savafl

medreselere kaydedilen çocuklar n say s neredeyse Bat tarz okullara kaydedilenlerle

Çeviren: Dr. Almagül sina

Cezayir ve Kara Ayaklar

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

* Azerbaycan 642'de Hz. Ömer (r.a.) zaman nda fethedildi. Hz. Osman (r.a) devrinde ise

ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

Çanakkale. Hava Savafllar Belgeselcinin Gözüyle Çetin mir

Avrupal lara Kremal Kahve ile Çikolatal Kahveyi Kim Ö retti?

TÜRK DÜNYASI TRANSPLANTASYON DERNE

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Almanya n n Ermeni Politikalar

Temel Kaynak 4. Ülkeler

AFRİKA DA SÖMÜRGECİLİĞİN XIX. YÜZYILIN İKİNCİ YARISINA KADAR KURULAMAMASINDA OSMANLI DEVLETİ NİN ROLÜ

Türk Üniversite Mezunlar Birli i, Makedonya

YÜKSELME DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

Kan tl yoruz: Dersim de Zehirli Gaz Kullan lmad

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Duhanc Hac Mehmet Sok. No: 35 Küçükçaml ca Üsküdar - stanbul

CO RAFYA KONUM. ÖRNEK 2 : Afla daki haritada, Rize ile Bingöl il merkezlerinin yak n ndan geçen boylam gösterilmifltir.

Ankara'ya kim elçi gönderdi?

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Turistler art k stanbul u "T kl yorlar"

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

EVRENSEL BAKIfi AÇISI

Ekonomi Alan ndaki Uygulamalar ve Geliflmeler 2

Uluslararas Afrika Üniversitesi, Hartum, Sudan

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

İZMİR TİCARET ODASI MİDİLLİ İŞ VE İNCELEME GEZİSİ HAZİRAN 2013 DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR MÜDÜRLÜĞÜ

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK

Türkiye Cumhuriyeti ne YAHUD SOYKIRIMI SUÇLAMASI

SOSYAL GÜVENL K REHBER. SSK BAfiKANLI I

Lozan Bar fl Konferans (1)

Ba dat Demiryolu Projesi

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

CO RAFYA. DÜNYA NIN fiekl N N VE HAREKETLER N N SONUÇLARI ÖRNEK 1 :

YOLSUZLUKLARIN ÖLÇÜLMESİ

stanbul Kültür Üniversitesi, Türkiye

TOPLUMSAL ETK NL KLER

Gelece in Bilgi flçilerini Do ru Seçmek: Araflt rma Görevlisi Al m Süreci Örne i

T.C. Baflbakanl k D fl Ticaret Müsteflarl Anlaflmalar Genel Müdürlü ü, Afrika Ülkeleri ve Bölgesel Kurulufllar Dairesi Baflkan

Mustafa Kemal in Bursa da Ö retmenlere Konuflmas

STRATEJ K V ZYON BELGES

Bir Ülke Bir Bayrak. Temel Kaynak 5. Toplum Hayat m z

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

RAN SLÂM CUMHUR YET ANKARA KÜLTÜR MÜSTEfiARLI I WEB S TES H ZMETE AÇILDI

EYÜP SULTAN HAKKINDA B R B BL YOGRAFYA DENEMES -ARAPÇA VE OSMANLICA-

6 MADDE VE ÖZELL KLER

MADEN HUKUKU İLE İLGİLİ İDARİ YARGI KARARLARI VE MEVZUAT

kitap Bireysel fl Hukuku fl Hukuku (Genel Esaslar-Bireysel fl Hukuku)

F inans sektörleri içinde sigortac l k sektörü tüm dünyada h zl bir büyüme

Uzak Ülkeleri Düfllemek

2004 y l nda yaflanan büyük. Hint Okyanusu nda. Türk bayra gibi bir bayrak ACEH YAZAN: KENAN AKSU

AB ve Uluslararas birli i ubesi

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu

Türkiye - Libya liflkileri Doç. Dr. Ahmet KAVAS*

önce çocuklar Türkiye için Önce Çocuklar önemlidir

Dış Ticaret Müsteşarlığı nca ekonomik ve ticari ilişkilerimizin geliştirilmesi amacıyla çeşitli stratejiler uygulamaya konmuş bulunmaktadır.

ÜN TE I. EDEB YATLA DÜfiÜNCE, SOSYAL VE S YAS HAYATIN L fik S. 1. Edebiyat, Sosyal ve Siyasi Hayat liflkisi. 2. Yenileflme Dönemi. Özet.

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

ENST TÜ SAVAfi VE GREV KLOZLARI (Yard mc tercüme metin) YAT 1/11/85. Bu sigorta ngiliz Yasa ve Uygulamas na ba l d r.

ç kar lmas için çal flt klar n ifade eden Türk, Her geliflinizde Baflkent OSB nin sürekli de iflti ini göreceksiniz dedi.

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

Sunuyu flu flekilde vermek istiyorum; bir politikam z n temel ilkeleri nelerdir, genel bir görüfl amac yla buna ana hatlar yla bakmaya çal flaca m.

Thomas Hare adl bir ngiliz 1860 larda güzel bir seçim sistemi

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

Çocuk dergilerinin flaflmaz sorusudur: Afla daki karenin

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun

T.C ATAŞEHİR ADIGÜZEL MESLEK YÜKSEKOKULU

KULLANILMIfi B NEK OTOMOB L TESL MLER N N KDV KANUNU KARfiISINDAK DURUMU

MADDE 2 (1) Bu Yönerge, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ve değişiklikleri ile İzmir Üniversitesi Ana Yönetmeliği esas alınarak düzenlenmiştir.

İthalat Miktar Kg. İthalat Miktar m2

Almanya dan Bir Örnek WESER-EMS UNION

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

YÖNTEM 1.1. ÖRNEKLEM Örneklem plan l seçim ölçütleri

TÜRKİYE İSTATİSTİK KURUMU DIŞ TİCARET İSTATİSTİKLERİ VERİ TABANI. İthalat İthalat Ulke adı

ngiltere nin Rolü Ermeni Sorununun Oluflturulmas nda Evrensel Bak fl Aç s

C. MADDEN N ÖLÇÜLEB L R ÖZELL KLER

MAĞARA RESİMLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNDEN BİZE ULAŞTI

Dünyada ve Türkiye de Güncel Verilerle HIV/AIDS. Hacettepe Üniversitesi AIDS Tedavi ve Araflt rma Merkezi (HATAM)

KIRK YIL ÖNCEDEN BUGÜNE ÇA DAfi B R STRÜKTÜR DERS

VERG NCELEMELER NDE MAL YET TESP T ED LEMEYEN GAYR MENKUL SATIfiLARININ, MAL YET N N TESP T NDE ZLEN LEN YÖNTEM

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

KAMU İHALE KANUNUNA GÖRE İHALE EDİLEN PERSONEL ÇALIŞTIRILMASINA DAYALI HİZMET ALIMLARI KAPSAMINDA İSTİHDAM EDİLEN İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATLARININ

YÖNET M KURULU RAPORU

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

Ana Sayfa Foto Galeri Video Galeri Seri İlanlar Firma Rehberi. Güncel Ekonomi Siyaset Spor Dünya Sağlık Teknoloji Magazin Bölgesel Avrupa Eğlence

TOPLAM

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

Hart Walker, gövde deste i ve dengeli tekerlek sistemi sayesinde, geliflim düzeyi uygun olan çocuklar n, eller serbest flekilde yürümesini sa lar.

Transkript:

Tarihi Süreçte Sahra alt Afrika: Osmanl -Afrika liflkileri ve Sömürgecilik Doç. Dr. Ahmet KAVAS stanbul Üniversitesi, TASAM Afrika Enstitüsü Direktörü Uluslararas iliflkiler alan nda üçüncü bin y la girildi i bir dönemde üzerinde en fazla konuflulacak bölgelerin bafl nda Afrika n n Sahra alt ad yla ifade edilen ve bugün 47 ba ms z ülkenin yer ald oldukça genifl co rafya akla gelmektedir. K tan n büyük bir k sm n kaplayan bu bölgenin sadece baz imkânlar na sahip olmak u runa günümüz dünya ekonomisine yön veren güçler aras nda büyük kavgalar n yaflanaca flimdiden strateji uzmanlar taraf ndan ciddi ciddi kayg verici flekilde dile getirilmektedir. Toplam 30 milyon kilometre kareyi biraz aflan bir yüzölçümüne sahip Afrika n n kuzeyi ile güneyini sekiz buçuk milyon kilometre kare yüzölçümüyle Büyük Sahra Çölü ikiye ay rarak adeta iki eksenli bir k ta oluflturmaktad r. Afrika n n bu k sm ndaki ülkelerin tamam na yak n yerüstü ve yeralt zenginlikleri bak m ndan dünyan n baflka bölgeleriyle k yas edilmeyecek kadar k ymetli olup herkesin dikkatini buraya çekmektedir. Afrika n n kuzeyini güneyinden ayr lan Büyük Sahra Çölü ve bunun güneyinde kalan genifl verimli araziler asl nda geçen iki bin boyunca da dünya tarihinin kaderini belirleyen bir konumdayd. Fenikeliler, Yunanl lar ve Romal - lar kadar k ta d fl ndan buraya ilgi duyan milletlerden birisi de Araplar oldu ve yaln z slam öncesi dönemde sadece K z ldeniz in bat k y lar yla yak n münasebetler kurmakla yetindiler. slam n Arap Yar madas ndan di er k tlara yay l fl yla birlikte Müslüman Araplar için k tan n kuzeyi kadar do usu, hatta iç bölgeleri de birer cazibe merkezine dönüfltü. Sekizinci yüzy la kadar s n rl iliflkileriyle d fl dünyaya aç lan Afrika, slam dininin bu k tada yay lmas yla birlikte gerçek manada Asya ile Avrupa aras nda bir etkileflim merkezine dönüfltü. Emeviler döneminde Afrika k tas n n kuzeyi tamamen fiam merkezli idareyle birleflirken ayn zamanda bir ucu spanya, hatta Fransa n n orta bölgele-

76 Sahra Alt Afrika / Sub-Saharan Africa rine kadar uzanan genifl bir aç l m n içinde yer ald. Bu arada Do u Afrika sahilleri de Müslüman toplumlar n n giriflimcili iyle Arap yar madas kadar Güney Asya ve Çin ile karfl l kl münasebetler gelifltirecek bir seviyeye geldi. Giderek önemi artan k ta Abbasiler döneminde hem kendi s n rlar içinde yeni devletlerin kurulmas na sahne oldu, hem de Asya dan gelen Türkler için etkisi bin y l aflacak bir bafllang ca sahne oldu. S n rlar n n bir k sm veya tamam bu çölle kapl olan 10 Afrika ülkesi bulunmaktad r. Bu çölün güneyinde kalan bölgelere ise yine Arapça k y manas nda Sahel denmektedir. Nil havzas d fl nda kalan çöl bölgesinde toplam birkaç milyon insan yaflamakta olup bunlar n ço unlu unu Tevar klar oluflturmaktad r. slam fetihlerinin bafllad yedinci yüzy ldan itibaren Müslümanlar Afrika n n bu bölgesini de yak ndan tan maya bafllad lar. Çöle genifl yüzölçümünden dolay Sahra-y Kebîr/Büyük Sahra ad n verirken, bunun güneyinde kalan bölgelere ise burada yaflayan insanlar n tenlerinin siyah olmas ndan dolay Bilâdüssudan, yani Siyahlar Ülkesi ad n verdiler. Tarih boyunca daha ziyade bu isimle tan nan bölge 19. yüzy l n sonunda ngiltere ve Fransa aras nda paylafl l nca daha farkl isimlerle tan nd. Afrika n n merkezinde yer alan Çad Gölü nün do usuna önce Osmanl M s r taraf ndan Sudan-i M srî, yani M s r Sudan, ard ndan her ikisini de iflgal eden ngiltere taraf ndan ngiliz Sudan, bat s na ise Frans z Sudan ad verildi. Günümüzde insanlar n renklerinden hareketle bir bölgeye isim verme döneminin geçmifl as rlarda kalmas dolay s yla tarihî Bilâdüssudan bölgesine 20. yüzy l n ikinci yar s ndan itibaren Sahra alt Afrika denilmesi tercih edilmektedir. Bugün bu bölgede toplam 53 Afrika ülkesinin 47 s yer almaktad r. M s r d fl nda di er befl ülke ise Ma rib ülkeleri olarak bilinmektedir. K tan n bir milyara yaklaflan nüfusunun dörtte üçü Sahra alt Afrika da yaflamaktad r (2004 y l nda 730 milyon). Sahra alt Afrika da yer alan günümüz modern ülkelerinin bir k sm binli y llarda kurulan ve as rlarca bölgelerinde hüküm sürren krall klar n ve sultanl klar n devam konumundad r. çlerinde Mali Cumhuriyeti, 1200 y l nda tarihî Gana sultanl n n yerine kurulan tarihî Mali Sultanl n n ad n ba ms zl k sonras nda modern devlete isim olarak verdi. Türklerle ilk münasebete geçen Sahra alt Sultanlar ndan birisi Mali sultanlar n n en önde gelenlerinden olan Kankan Musa olup hac yolculu u esnas nda 1324 y l nda u rad M - s r da Türk soylu Memlûk sultan taraf ndan büyük bir misafirperverlikle karfl land. O da kendisine yap lan bu ikramlar karfl s nda yan na bulunan ve Hicaz da sadaka olarak da tmay düflündü ü alt nlar n bir k sm n burada da t-

Girifl Konuflmalar 77 t. Hac dönüflünde ise tekrar u rad M s r dan ordular n yetifltirmek üzere Türk soylu askerler götürdü ü dahi rivayet edilmektedir. Afrika n n en eski sultanl klar ndan birisi bugünkü Çad devleti s n rlar içinde ve Çad Gölünün kuzeydo usunda 9. yüzy lda kurulan Kânim Krall idi. Buran n kral ve tebaas n n slam a girmeleri 11. yüzy l gibi oldukça erken bir dönemde bafllad. Bu sultanl n s n rlar kuzeyde bugünkü Libya s n rlar içinde kalan Fizan dan bafllamakta ve güneyde ise bugünkü Orta Afrika Cumhuriyeti nin kuzey bölgelerini de içine alan oldukça genifl bir bölgeyi içine al - yordu. Daha sonra bu büyük Afrika Sultanl n n ad n n Bornu oldu unu görüyoruz ve payitaht merkezinin Çad Gölü nün güneybat s ndaki Bornu ya tafl nmas etkili oldu. Osmanl Devleti ile özellikle münasebetler 16. yüzy l n ortas nda bafllad. 1510 y l nda Trablusgarp n spanyollar taraf ndan iflgali üzerine bir müddet Kuzey Afrika daki Müslüman sultanl klarla kopan tarihî ba lar n bir müddet spanyollarla mecburen sürdürüldüyse de Osmanl lar n 1551 te Trablusgarp almas yla birlikte eskisinden daha fazla geliflti. Çünkü çok geçmeden bu bölgeye gelen Osmanl denizcileri ve onlar n ard ndan kurulan Trablusgarp, Tunus ve Cezayir eyaletleriyle eskisinden daha kuvvetli münasebetler gelifltirdiler. stanbul a elçi gönderen Bornu sultan n bu tavr kanuni Sultan Süleyman taraf ndan takdir edildi ve kendilerine gerekli yard m yap lmas na özen gösterildi. Padiflah Üçüncü Murad (1574-1595) zaman Osmanl Devleti nin s n rlar n n üç k tada en fazla geniflledi i dönemdir. Öyle ki bu dönemde Trablusgarp eyaletinin güneyinde bulunan Fizan n Osmanl idaresine ba lanmas bölgede yeni aç l mlar beraberinde getirdi. Gerçi buras o döneme kadar Bornu nun idaresinde kald için buran n sultan dris Elevma Afrika içindeki bu geliflmeden memnun olmad. Bunun üzerine Fas taki Sa dî hanedan na yaklaflarak onunla Osmanl genifllemesini durdurmak için yard m istedi. Bu arada bugünkü Mali Cumhuriyeti topraklar nda hüküm süren Songay Sultanl da bu iki Afrika devleti aras nda yap lan anlaflman n kendi varl için s k nt do uraca- n anlad için Osmanl Devleti ne yaklaflmaya çal flt. Ancak buran n Sa dî Sultan Ahmed el-mansur ez-zehebî taraf ndan 1591 y l nda ele geçirilmesiyle birlikte Sahra alt Afrika n n bat k sm büyük oranda Fas Sultanl n n tesirine girdi. Ard ndan Bat Afrika da uzun süre varl n hissettirecek olan Fas kendisine ba l Timbüktü Paflal n kurdu. Osmanl Devleti nin Sahra alt Afrika bölgesinin K z ldeniz Sahilindeki mahalli sultanl klarla münasebetleri bugünkü Sudan, Eritre, Etiyopya, Cibuti, Somali ve Kenya ya kadar uzanan Do u Afrika bölgede de 16. yüzy l n ortalar nda bafllad ve 20. yüzy l n ilk y llar na kadar belli dönemlerde kesintiye

78 Sahra Alt Afrika / Sub-Saharan Africa u rasa da varl n hissettirdi. Bu bölgede Osmanl idaresini Habefl eyaleti temsil ediyordu ve Beylerbeyileri bugünkü Sudan n K z ldeniz sahilindeki Sevakin adas nda oturuyorlard. Özellikle 16. yüzy lda bugünkü Etiyopya n n güneydo u bölgesindeki Harar flehrini payitaht yapan Harar Sultanl henüz o dönemde Kanuni Sultan Süleyman ile yak n münasebetler kurarak Portekizlilerin bölgeye nüfuz etmesini engellediler. Afrika boynuzu olarak bilinen ve Eritre, Etiyopya, Cibuti ve Somali den ibaret olan bölgelerle münasebetler zaman zaman Osmanl Devleti nin Yemen eyaleti üzerinden yürütüldü. Hatta bu eyaletin 16. yüzy l n sonunda bölgede artan nüfuzu sebebiyle yaklafl k 80 senedir Portekiz iflgali alt nda bulunan ve bugünkü Kenya n n, daha do rusu bütün Do u Afrika sahili boyunca en büyük liman flehri olan Mombasa n n ve Hint Okyanusu nun bat s ndaki di er adalardaki sultanl klar n yard m taleplerine karfl l k verildi. Emir Ali Bey isminde bir kaptan n komutas nda gönderilen bir Osmanl donanmas Mombasa y 1585 y l nda Portekizlilerden alarak Yemen e ba lad. Ancak Portekizliler bu liman kaybetmenin bütün Do u Afrika n n elden ç kmas demek olaca n bildikleri için Hindistan n Goa liman ndan sevk ettikleri büyük bir donanma ile 1589 y l nda buradaki Osmanl varl n sona erdirdiler. 1698 y l nda Uman dan gelerek Zengibar adas n idarelerine alan Maskat Sultanl bölgedeki Portekiz nüfuzuna 18. yüzy l boyunca büyük zarar vererek kesin olarak son erdirdi. Do u Afrika bölgesinde giderek güçlenen bu sultanl k ile Osmanl Devleti münasebetlerini geniflletti. 1806 y l nda ise bu aday payitaht merkezi yapan Bûsaîd Hanedan n n Osmanl Devleti ne her geçen gün daha fazla yak nlaflt görüldü. Hatta bu hanedan 1860 y l nda Uman dan tamamen ayr larak müstakil bir sultanl k haline gelince bu iliflkiler uluslararas iliflkiler aç s ndan daha da etkili boyutlarda sürdürüldü. 19. yüzy lda bölgede artan ngiliz, Frans z ve Almanlar n faaliyetlerine karfl stanbul la çok s k münasebet kuran Zengibar sultanlar ndan Sultan Bergafl Sultan kinci Abdülhamid ile karfl l kl münasebetleri iyice artt rd. Her ne kadar ngiltere 1890 y - l nda buray himaye ad alt nda sömürgesi yapsa da Zengibar Sultanlar n n Osmanl Devleti ile münasebetleri aral ks z devam etti. Hatta 1902-1910 y llar aras nda Zengibar Sultan olan Seyyid Ali b. Hamud stanbul a kadar geldi ve burada padiflah n misafiri olarak a rland. Daha sonra Avrupa ya geçen bu sultan Paris te bulundu u esnada vefat etti. Buradaki Osmanl sefareti 1859 y l nda Paris te Osmanl Devleti vatandafllar için tahsis edilen Père Lachaise Mezarl içindeki Müslümanlara ait k sma bu sultan n defnini sa lad. Sahra alt Afrika n n Osmanl Devleti ile münasebetlerinin yo un oldu u bölgelerden bir di eri ise bugünkü Sudan devleti topraklar d r. 16. yüzy l n bafllar nda buran n iç bölgelerindeki Sinnâr merkezli kurulan Func Sultanl

Girifl Konuflmalar 79 ile M s r valisi Kavalal Mehmed Ali Pafla aras ndaki münasebetler daha sonra bu valinin Sudan M s r a ba l bir vilayete dönüfltürülmesiyle devam etti. Kesela, Hartum ve el-ubeyd de kurulan askeri k fllalar zamanla birer büyük flehre dönüflerek bugünkü modern Sudan devletinin kurulmas nda ilk ad mlar oldu. Öyle ki o döneme kadar müstakil sultanl klar ve krall klardan oluflan Dârfûr, Kordofan, Bahrül-Gazal, Nûbe bölgeleri Hartum merkezli idarenin alt nda topland lar ve bugün bütün Afrika k tas n n en büyük yüzölçümüne sahip ülkesi olan Sudan n s n rlar bu dönemde çizildi. Hatta Ekvator bölgesine kadar inilerek bugünkü Uganda-Sudan s n r nda Hatt istivâ müdüriyeti, yani Ekvator Müdürlü ü ad alt nda yeni bir idari birim kuruldu. Bu bölgeyi yerlilerden ald klar destek kadar Avrupal asker ve bürokratlar da görevlendirerek idare eden Osmanl M s r idaresi 1882 y l nda ngiltere nin M s r ve buna ba l Sudan ele geçirmesiyle büyük bir kesintiye u rad. Ama Osmanl Devleti nin bu ülkenin iç bölgelerinde nüfuzu devam etti ve özellikle Darfûr sultan Ali Dinar n 1916 y l nda ngilizler taraf ndan öldürülmesine kadar ba l - l k devam etti. Afrika k tas n n merkezi konumundaki Çad Gölü çevresinde bugün Çad, Nijer, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Nijerya yer almaktad r. Avrupa sömürge idarelerinin 19. yüzy l n son y llar nda burada kuruldu u dönemde Osmanl Devleti de özellikle Trablusgarp vilayeti üzerinden bu bölgeyle münasebetlerini s klaflt rd. Hatta bugünkü Nijer in kuzeydo usundaki Kavar Sultan Trablusgarp n Fizan Sanca n n merkezi Merzuk a gelerek Osmanl Devleti ne ba l l n bildirdi. 19. yüzy l n n son y llar nda bölgeyi nüfuzuna almak isteyen Fransa karfl s nda Nijer in bu bölgesinde merkezi Bilma kasabas olan ve Fizan a ba l bir idari birim olan Kavar kazas kuruldu. Yine Çad n kuzeyindeki Tibesti nin Barday kasabas nda da Tîbû Reflâde ad yla yeni bir kaza daha kuruldu ve buraya stanbul dan tayin edilen kaymakamlar giderek görevlerini yürüttüler. Ayr ca Fizan da bir askeri birlik düzenlenerek bunlar Çad n güneyindeki tarihi Vaday ve Bagirmi sultanlar n n bulundu u bölgeleri de Osmanl Devleti ne ba lamak üzere sefere ç kt lar. Çad Gölü bölgesine kadar ilerleyerek buralara Osmanl bayraklar n çektiler. Bugünkü Çad devletinin orta k s mlar nda Borku ve Ayn Galaka da yeni kazlara kurma giriflimlerinde bulundular. Ne var ki 1911-1912 y llar aras nda Trablusgarp ta yaflanan Osmanl - talyan Savafl ile bu giriflimler durduruldu ve 1913 y l nda buradaki birlikler geri çekilmek zorunda kald lar. Sahra alt Afrika bölgesinde 19. yüzy l n sonunda etkili olan Rabih B. Fazlallah n 1900 y l nda Frans zlar taraf ndan öldürülmesine kadar Trablusgarp vilayeti ile yak n münasebetler kuruldu. Zaten onun idaresine ald bugünkü Nijerya n n Bornu bölgesi Kamerun un kuzeyi ve Sudan dan bu bölgeye ilk

80 Sahra Alt Afrika / Sub-Saharan Africa defa geçti inde yerleflti i Orta Afrika Cumhuriyeti nin kuzey bölgesi Trablusgarpl tüccarlar n s kça gidip geldikleri bölgeler aras ndayd. Bugünkü Nijerya n n Osmanl Devleti ile münasebetleri de 16. yüzy la kadar gitmekte olup bu bölgeden Trablusgarp vilayetine gelip gidenler stanbul a ba l l klar n her defas nda dile getirmekteydiler. Hatta bunlardan Trablusgarp n merkezine ve çevresindeki flehirlere yerleflenler Osmanl vatandafl olmufllard. ngilizler, Nijerya y sömürgelefltirdiklerinde bunlar kendisine ba l tebaa olarak görmek istediyse de onlardan ret cevab ald. Trablusgarp vilayeti Osmanl idaresinde kald sürece de onlar n ngiliz tebaas olarak kabul edilmesine müsaade edilmedi. Sömürgecilik öncesinde ve bu sürecin bafllamas ndan sonra Osmanl Devleti nin Sahra alt Afrika n n güneyindeki toplumlarla da belli aral klarla karfl l kl münasebetler kurdu u bilinmektedir. Afrika n n en güney ucu olarak kabul edilen bugünkü Güney Afrika Cumhuriyeti topraklar na Hollanda n n Endonezya ve çevresindeki sömürgelerinden getirdi i Müslümanlara köle muamelesi yap lmaktayd ve dini inançlar n yaflamalar neredeyse imkâns z hale getirilmiflti. Bu bölgeyi daha sonra Hollanda dan alan ngiltere ise Hindistan sömürgesinden buraya çok say da Hindu getirdi ve bunlar n aras nda da önemli miktarda Müslüman vard. ki farkl co rafyadaki ülkelerden de iflik sebeplerle Güney Afrika ya getirilip yerlefltirilen bu Müslümanlar aras nda zamanla büyük anlaflmazl klar ç kt. Bunlar n aras nda bir anlaflma ortam kuramayan ngiltere çareyi Osmanl Devleti nden yard m istemekte buldu. 19. yüzy - l n ikinci yar s nda stanbul a müracaat edip buraya bir Osmanl âlimi gönderilmesi durumunda bu iki toplum aras nda bir bar fl ortam tesis etmenin mümkün oldu unu bildirdi. flte böylesine hassas bir dönemde Afrika n n bu en güney ucundaki küçük bir Müslüman toplulukla dahi ciddi say labilecek bir yak nl k kuruldu. Buraya gönderilen Ebubekir isimli âlimin flahs nda bafllat lan münasebetler giderek artt ve burada bir Osmanl mektebi aç lmas dahi mümkün oldu. Ard ndan buradaki Müslümanlarla daha yak n irtibat kurmak üzere konsolosluk seviyesinde diplomatik temsilcilik kuruldu. Asya bölgesinden buraya getirilen Müslümanlar aras nda Osmanl Devleti ne karfl önemli bir ba l l k oluflturuldu ve onlar da kendilerine yap lan bu ilgiye kay ts z kalmad lar. 20. yüzy l n bafl na kadar Padiflaha ba l l klar n daima gösterdiler ve cülus merasimlerini tebrik etmek dahil pek çok konuda stanbul da yaflanan geliflmeleri yak ndan takip ettiler. Güney Afrika da yaflanan bu yak nlaflma asl nda çevredeki di er Müslüman toplumlar için de geçerli idi. Bunun en güzel örne i olarak buran n yan ndaki Portekiz sömürgesi Mozambikli Müslümanlar verilebilir, çünkü bunlar

Girifl Konuflmalar 81 Hicaz demiryolu yap m esnas nda katk da bulunmak istediler. Kendi aralar nda toplad klar yard mlar stanbul a ulaflt ran o günkü ad yla Lourenço Marques, yani bugünkü baflkent Maputo da yaflayan Müslümanlar n bu yak n ilgisi karfl l ks z kalmad ve gönderdikleri yard m mukabilinde de iflik rütbeleri havi madalyalarla taltif edildiler. Sadece bu örnek bile onlar n stanbul a ilgilerinin ne kadar yak ndan oldu unu göstermek aç s ndan oldukça önemlidir. Afrika k tas n çevreleyen adalar n en büyü ü olan Madagaskar adas nda genelde kuzeyindeki Komor adalar ndan gelenler ile adan n yerlisi Malgafl as ll Müslümanlar ve az say da da olsa Hindistan çevresinden getirilenlerin oluflturdu u önemli bir topluluk yafl yordu. Bir Frans z sömürgesi olan bu adada Osmanl Devleti nin menfaatlerini gözeten bu topluluk zaman zaman stanbul ile irtibata geçmekteydi. Kendi varl klar n n devam için Osmanl Devleti ne ba l olmaya önem verdikleri gibi stanbul daki geliflmeleri yak ndan takip etmifller ve ellerinden geldi ince kendi aralar nda yard mlar toplayarak bunlar ulaflt rm fllard. Osmanl Devleti de Avrupa devletleriyle olan karfl l kl münasebetleri sayesinde sömürgeci devletlerin bu bölge Müslümanlar üzerinde bask c bir tutum içine girmemeleri için gayret göstermekteydi. Hint Okyanusu nun bat s nda yer alan ve 19. yüzy lda Avrupal devletler taraf ndan birer birer istila edilerek sömürgelefltirilen adalar aras nda bugünkü Komor Adalar da bulunuyordu. Frans zlar bu adalardan önce Mayotte u 1843 y l nda iflgal etmifl ve halen de elinde tutmaktad r. Bu ada d fl nda di erlerini de ele geçirme niyeti tafl yordu. Ancak bölgede etkili olmak isteyen ngilizler ise di er üç ada ile yak n diplomatik temas kurmufllard. Hatta bu üç adaya hükmeden sultan buradaki ngiliz konsolosunun iste i do rultusunda kendi halk na eziyet etmekten çekinmiyordu. Bu durum adalar n yerli idarecisi ile halk aras na büyük nefret duygular ekmiflti. Yak n gelecekte bu so ukluk büyüyecek ve sömürgeci devletlerin buraya müdahalesini kolaylaflt racakt. flte böylesine hassas bir dönemde Komorlu Müslümanlar adan n sayg n flahsiyetlerinden iki kifliyi ngiliz konsolosun entrikalar n flikayet etmek üzere Londra ya gönderdiler, ard ndan da kendilerine yard m etmesi için stanbul a geçmelerini istediler. Londra da bulunan Osmanl sefiri bunlara her türlü yard mda bulundu ve gerekli görüflmeleri yapmalar n n ard ndan onlar Padiflah ve Osmanl idarecileriyle irtibata geçerek dertlerini anlatmalar için stanbul a gönderdi. Birkaç ay burada kalan Komorlu temsilciler hem Frans zlardan hem de ngiliz sömürgecilerinden rahats zl k duyduklar n, kendi bafllar ndaki sultanlar n n da onlarla iflbirli i içinde oldu unu ilettiler. Osmanl Devleti, Hint Okyanusu bölgesinden gelen bu Müslümanlara kay ts z kalmad ve derhal onlarla ilgilenmesi için Ümit Burnu nu dolaflarak Basra Körfezi ne gidecek olan askeri geminin komutan n görevlendirdi. Her ne kadar bu gemi yaflanan yeni

82 Sahra Alt Afrika / Sub-Saharan Africa geliflmeler üzerinde planlanan zamanda yola ç kamam flsa da Komor meselesi stanbul un ilgi alan na dahil edilmifl oldu. Gelen yetkililer daha sonra ülkelerine dönerken Osmanl Devleti nin yak n ilgisi bu adalarda hissedildi. Yine bu adalar içinde Frans zlar n ilk iflgal ettikleri Mayotte un Han m sultan elinden yetkileri al nd ktan sonra Avrupa seyahatine ç km fl ve dönüflünde Osmanl M s r na u ram flt. Burada Hidiv idaresi taraf ndan yak n ilgiyle karfl lanm fl ve ülkesine dönmesi için kendisine yard m edilmiflti. Portekizliler, Hollandal lar, Frans zlar ve son olarak ngilizler taraf ndan iflgal edilerek sömürgelefltirilen Hint Okyanusu adalar ndan Moritus ta yaflayan Müslümanlar bu sömürgeci devletlere iflçi olarak hizmete zorlanmaktayd lar. Kendi iradeleri d fl nda getirildikleri bu aday ço unlu u oluflturan Hindu soydafllar yla birlikte yurt edinmek zorunda b rak ld lar. Geride b rakt klar ülkeleri de ngiltere taraf ndan sömürgelefltirildi i için kendilerini Osmanl Devleti nin himayesinde görmekten baflka çareleri yoktu. Adadaki varl klar n stanbul taraf ndan buraya tayin edilen bir konsolos vekiline tescil ettirdiler ve bafllar ndaki imamlar n n Osmanl Devleti taraf ndan tan nd n resmi kay tlara geçirdiler. Resmi törenlerde Moritus Müslümanlar olarak Osmanl k yafetleri ile ç kmak için stanbul dan yard m istediler. Kendilerine gösterilen yak n ilgiden memnun kalan Morituslu Müslümanlar, 1877 de Rusya ile savaflan Osmanl askerlerinin gazi ve yetimleri için aralar nda para toplay p gönderdiler. Ayn yak n ilgiyi Kurtulufl Savafl esnas nda da gösterdiler ve toplad klar maddi yard mlar Avrupa üzerinden stanbul a ulaflt rd lar. Sahra alt Afrika n n günümüzde de en önemli bölgelerinden birisi olan Do u Afrika daki Büyük Göller ve çevresi olup 19. yüzy l sonunda sömürgeci devletlerin aras nda büyük bir rekabet alan na dönüfltü. ngilizler, Frans zlar, talyanlar, Belçikal lar ve Portekizliler yan nda Almanlar n da bu bölge üzerinde giderek artan bir flekilde nüfuz kurma planlar vard. Bu amaçla bugünkü Tanzanya ve çevresinde faaliyetlere bafllad lar ve belli bir mesafe ald - lar. Asl nda bu bölge yaklafl k iki yüzy ld r Tanzanya n n Hint Okyanusu üzerinde bulunan Zengibar adas n merkez edinen Uman as ll hanedan n idaresindeydi. Osmanl Devleti nin de bu sultanl kla yak n münasebet kurdu u biliniyordu. 19. yüzy l n bafl nda bu hanedana mensup tüccar ve di er yetkililer bu adadan hareket ederek Afrika n n içlerinde de faaliyet göstermeye bafllam fllard. Bu geliflmelerle k sa zamanda bugünkü Malavi, Ruanda, Burundi, Uganda, Kenya ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti nin do usundaki Manyema bölgesinde hem Zengibar Sultanl n n nüfuzu artt r lm fl, hem de slam dini ilk defa buralardaki yerliler aras nda yay lmaya bafllam flt. Avrupal lar n Tippo Tip ad yla tan d klar Uman as ll bir aileye mensup olan Hamid B. Muhammed El-Mürcibi, Tanganyika gölünün bat s na geçerek burada Avrupal la-

Girifl Konuflmalar 83 r n tabiriyle büyük bir sultanl k kurdu. Modern Demokratik Kongo Cumhuriyeti nin kurucusu olarak kabul edilen ve bu bölgeyi medeniyete açan el-mürcibi Avrupal seyyahlar n bölgede rahat bir flekilde dolaflmalar için kendilerine büyük yard mlarda bulundu. Fakat onlar n as l niyetlerinin bölgede ilmî, co rafî kefliflerde bulunmak yerine buray Avrupal devlet adamlar na pazarlamak oldu unu anlad nda çok geç olmufltu. Çünkü kendisine en fazla yard mda bulundu u Henri Morton Stanley isimli ngiliz as ll Amerikal seyyah Kongo nun Belçika Kral kinci Leopold un flahsi mülkü olmas için çal flmaktayd. Sonuçta kazanan Stanley ve onun ad na çal flt kinci Leopold olurken, El-Mürcibi büyük bir hayal k r kl yaflad. Bafl na gelen bu kadar s k nt dan sonra geri çekildi i Zengibar adas nda önce Hicaz a, ard ndan da stanbul üzerinden Avrupa ya gitmeye haz rlan rken 1905 y l nda vefat etti. Böylece onun eski topraklar n elde etme niyeti de bafllamadan sona erdi. Osmanl Devleti ad na Afrika n n farkl bölgelerinde çal flmak için Avrupa dan gelenler de vard. Bunlar içinde en meflhuru Alman as ll Eduard Carl Oscar Teodor Schnitzer adl bir genç olup t p tahsilini tamamlad ktan sonra doktor olarak Osmanl devlet adamlar n n hizmetine girmifl ve onlar n güvenini kazanm flt. Balkanlar ve Anadolu nun farkl flehirlerinde bulunduktan sonra ihtida ederek Mehmed Emin ad n da alm flt. Emrinde çal flt Yanya valisi smail Hakk Pafla n n 1873 y l nda vefat üzerine Almanya ya dönen doktor daha sonra Osmanl -M s r idaresinde bulunan bugünkü Sudan n baflkenti Hartum a geçti. Buradan da bugünkü Uganda s n r na yak n Güney Sudan daki Hatt istiva, yani Ekvator müdürlü üne tayin edildi ve bir müddet sonra kendisine paflal k unvan da verildi. 1882 y l nda ngiltere nin Sudan iflgal sürecinde bafl gösteren Mehdi isyan s ras nda bulundu u bölgede s k fl p kald. Bunun üzerine bir müddet emrindeki Osmanl -M s r askerleriyle direndiyse de daha sonra Uganda ya geçti ve burada karfl laflt Stanley in kendisini Belçika kral n n hizmetine girdirme giriflimlerini reddetti. Ard ndan Tanzanya ya gidip Almanya n n Do u Afrika da bulunan sömürge idaresine hizmet etmeye bafllad. Ülkenin iç k s mlar nda Alman sömürgecili ine karfl direnen yerli kabilelerden birisine karfl yap lan bir sald r esnas nda yakalanarak öldürüldü. Böylece Sahra alt Afrika n n en verimli topraklar nda Osmanl Devleti ad na hareket ederken bu amac ndan sapan Mehmed Emin Pafla n n Almanya ad na mücadelesi de yar m kalm fl oldu. Zaten bu bölge sahillerinin büyük bir k sm - n n ngiltere nin, iç k s mlar n n ise Belçika n n sömürgesi olmas fazla gecikmedi. Sonuç olarak Osmanl Devleti nin Sahra alt Afrika ile iliflkileri yaklafl k dört yüzy l devam etti ve k tan n büyük bir k sm n oluflturan bu bölgenin güneybat bölgesi hariç hemen her taraf nda etkisini hissettirdi. Daha ziyade

84 Sahra Alt Afrika / Sub-Saharan Africa Müslüman toplumlarla yak n münasebet tesisi fleklinde geliflen iliflkiler ya buran n yerli putperest krall klar na veya Avrupa sömürgecili ine karfl iflbirli i ve yard mlaflma fleklinde devam etti. Sadece bugünkü Etiyopya topraklar nda yerli bir hanedan olan H ristiyan krall na karfl 16-19 yüzy llar aras nda Müslümanlar desteklerken 20. yüzy la girilmesine az bir zaman kala bu siyasetini de ifltirdi. Çünkü Avrupa sömürgecili i ad na talya taraf ndan bu ülkeye yap lan sald r karfl s nda Osmanl Devleti buradaki Müslümanlar da himaye den Etiyopya mparatoru kinci Menelik i destekledi. Böylece Osmanl Devleti Sahraalt Afrika siyasetinde sadece din merkezli düflünmedi ini, sömürgecilik karfl s nda bütün Afrikal lar n yan nda yer ald n gösterdi. Sömürgeci devletlerle hiçbir zaman paralel bir hedef gütmeyen Osmanl Devleti Sahra alt Afrika ile iliflkilerinde daima insani boyutu öne ç kard ve dinî, siyasî, askerî ve hatta ticarî konularda hep Afrikal lar yarar na bir davran fl gösterdi. Bu yüzden as rlarca kald k tadan çekilirken arkas nda büyük bir sayg nl k b rakt. Karfl l nda ise en zor zamanlar nda son derece s n rl imkânlara sahip bu insanlar n yard mlar n n stanbul a kadar ulaflt r ld na flahit oldu.