ÜNİTE 6 SOSYAL VE EKONOMİK ALANDA YAPILAN İNKILÂPLAR. Okt. Yıldıray YILDIRIM ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER

Benzer belgeler
Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük MİLLİ EKONOMİ VE BAŞKENT ANKARA

Ülkenin yerel yönetim birimlerine ayrılmasındaki temel sebep aşağıdakilerden hangisidir? A)Yurdun geneline daha iyi hizmet ulaştırmak

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr.İlkay DELLAL Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

13. Aşağıdakilerden hangisi yeni Türk alfabesinin kabul edilme nedenlerinden biri değildir?

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF TÜRKİYE CUMHURİYETİ İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük SANAT VE SPOR - ÇAĞDAŞ TÜRK KADINI - SOYADI KANUNU

6 Mayıs Başkomutanlık kanunu süresinin meclisçe tekrar uzatılması. 26 Ağustos Büyük Taarruzun başlaması

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 8. SINIF T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU PLANI VE KAZANIM TESTLERİ

Yerli Malı Haftası. Dr.Didem Özgür İstanbul Teknik Üniversitesi Avrupa Birliği Merkezi Araştırma Ofisi

HOCAİLYAS ORTAOKULU. ÜNİTE 1: Bir Kahraman Doğuyor T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK-8

Orta Asya Türkleriyle ilgili yukarıdaki kavramlardan hangisi varlığı sürekli olmayan toplumsal ve siyasal birimi ifade eder?

EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Sosyal Alanda Yapılan İnkılaplar

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TESTİ

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

8. SINIF KAZANIM TESTLERİ 2.SAYI. Ar-Ge Birimi Çalışmasıdır ŞANLIURFA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ DİZGİ & TASARIM İBRAHİM CANBEK MEHMET BOZKURT

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

TÜRKİYE EKONOMİSİ Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü

EĞİTİM ve KÜLTÜR ALANINDA DEVRİMLER Eğitim ve öğretimde ilk amaç; Bilgisizliğin giderilmesi olacaktır.

SERBEST BÖLGELER KANUNU İLE GÜMRÜK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI (TASLAĞI)

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

Güzel Ülkem Kültürümüz Bayramlarımız Atatürk İnkılapları Atatürk İlkeleri

KAMU PERSONELİ SEÇME SINAVI KPSS. GENEL KÜLTÜR ve GENEL YETENEK

T.C. İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük 8

T.C İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük.

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILAP TARİHİ Okutman Ahmet AKŞAR

Cumhuriyet, Atatürk tarafından; Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare olduğu için ilan edilmiştir.

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük KABOTAJ BAYRAMI, MUSTAFA KEMAL E SUİKAST GİRİŞİMİ, BİR DEVRİN ANALİZİ: NUTUK

İlk Sosyal Politika Uygulamaları - İngiltere

Milli bayramlarımız 4 tanedir.

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

Lozan Barış Antlaşması

Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

KARMA TESTLER 03. A) Yalnız l B) Yalnız II. C) Yalnızlll D) I ve II E) I, II ve III. 2. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesine,

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF T.C. İNKILAPTARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ BENZER SORULARI

SELAMİ REİSOĞLU TARİH KONU TEKRARI

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER ADIM ADIM TÜRKİYE

MİLLİ GÜVENLİK KONSEYİ S. Sayısı : 188

ATATÜRKÜN İLKELERİ. Bu gün Türkiye Cumhuriyeti'nin gelmiş olduğu ekonomik noktanın temelleri Atatürk zamanında atılmıştır.

TÜRKİYE GENELİ MİNİ SINAV

İzmir İktisat Kongresi nin 85. Yılında Türkiye Ekonomisinin Geldiği Nokta

-~-~ ~ \1 j \ ~ J j \ \J r~ J ;..\ ;::: rj J' ıj j \ \1 ;::: J..r.l :_)..r.l J :J. :.J --.1 J.l J..r.l J _.

Savaş DİLEK Jeoloji Yük.Müh

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK

SERBEST BÖLGENİN TANIMI

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

SERBEST BÖLGELERE SAĞLANAN AVANTAJLAR

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA)

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

Serbest Bölgelerde yeni ruhsat alacak mükelleflere de istisna uygulanmasını amaçlayan kanun tasarısı Meclis Plan Ve Bütçe Komisyonuna verildi.

Teori (saat/hafta) Atatürk ün prensiplerini ve Türk İnkılâbının gerekçelerinin ana temasını vermek

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi I. Laboratuar (saat/hafta) Uygulama (saat/hafta) Teori (saat/hafta) AKTS. 1.YIL/ 1.yarıyıl Güz

Türkiye Ekonomisi 2000 li yıllar

İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI. Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT

T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İKTİSAT ABD ULUSLARARASI TİCARET BÖLÜMÜ GÜMRÜK MEVZUATI - I DOÇ. DR.

11. SINIF T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İSG NİN TÜRKİYE DEKİ TARİHSEL GELİŞİMİ

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

T.C. İNKILAP TARİHİ ATATÜRKÇÜLÜK ATATÜRKÇÜLÜK VE ÇAĞDAŞLAŞAN TÜRKİYE 4.ÜNİTE TEK FASİKÜL

KKTC MİLLİ EĞİTİM VE KÜLTÜR BAKANLIĞI İLKÖĞETİM DAİRESİ Öğretim Yılı Akademik Takvimi

TÜRKİYE İŞ ve İNŞAAT MAKİNALARI ALT SEKTÖRÜ

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/165 Ref: 4/165

4- SERMAYENİN SERBEST DOLAŞIMI

ÜNİTE:1. Vergi Hukukuna İlişkin Genel Bilgiler ÜNİTE:2. Vergi Hukukunun Kaynakları ÜNİTE:3. Vergi Kanunlarının Uygulanması ÜNİTE:4

UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I

TASFİYE İŞLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE DEMİRYOLU ULAŞTIRMASININ SERBESTLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

T.C. TOROSLAR KAYMAKAMLIĞI Toroslar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Çağdaşkent Anadolu Lisesi EĞİTİM ÖĞRETİM YILI ÇALIŞMA TAKVİMİ

Hükümetin Ekonomik Kalkınma Çabaları

ORMAN ENDÜSTRİ POLİTİKASI DERS 3

The person called HAKAN and was kut (had the blood of god) had the political power in Turkish countries before Islam.

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ LİSANS PROGRAMI BAHAR YARIYILI (ATA152)

Küresel İktisadi Görünüm

YAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH

Sağlık Sektörünün Olmazsa Olmazı: Tıbbi Malzeme Alt Sektörü

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK / SON 16 YIL OKS, SBS VE TEOG ÜNİTE BAZINDA SINIFLANDIRILMIŞ ÇIKMIŞ SORULAR FASİKÜLÜ

Dahilde ve Hariçte İşleme Rejimi

Ergün DOĞAN Meclis Katibi

4.DÖNEM DERS ÖĞRETİM PLANI

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Cumhuriyetten Önce Türkiye Ekonomisi

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER YILLIK PLANI

ATATÜRK İLKE VE İNKILAPLARI. HAZIRLAYAN: Cihan YALVA İnsan Kaynakları Şube Müdürlüğü

ÖZERDEN PLASTİK SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ YÖNETİM KURULU RAPORU. Halka Arzdan Elde Edilen Fonların Kullanımı 21 Ağustos 2015

Osmanlı dan Cumhuriyet e Adım Adım!

TÜRKİYE (İZMİR) İKTİSAT KONGRESİ. ÇAĞDAŞ TÜRKİYE YOLUNDA #isakozan

Transkript:

SOSYAL VE EKONOMİK ALANDA YAPILAN İNKILÂPLAR İÇİNDEKİLER BAYBURT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Sosyal Alanında Yapılan İnkılaplar Şapka ve Kılık Kıyafet Kanunu Tekke Zaviye ve Türbelerin Kapatılması Takvim, Saat, Ölçü ve Tartılarda Yapılan Değişiklik Soyadı Kanunu Ulusal Bayramlar ve Tatil Günleri EkonomikAlanında Yapılan İnkılaplar İzmir İktisat Kongresi Tarım Alanındaki Gelişmeler Ticaret Alanındaki Gelişmeler Sanayi Alanındaki Gelişmeler Ekonomide Devletçilik HEDEFLER Okt. Yıldıray YILDIRIM ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ Bu ünitede amaçlanan kazımlar; Bu ünite ile öğrenciler Cumhuriyet Döneminde sosyal ve ekonimik alanda meydana gelen gelişmeleri kavrarlar. ÜNİTE 6

SOSYAL ALANDA YAPILAN İNKILÂPLAR Devlet ve hukuk düzeni ile eğitim sistemindeki laikleşme toplumsal yaşama da yansımıştır. Sosyal alanda yapılan inkılaplar toplum hayatına çekidüzen vermek, batı standartlarında bir sosyal hayat oluşturmak ve batı ile olan ilişkilerde kargaşaya meydan vermemek amacıyla gerçekleştirilmişlerdir. 1. Şapka Ve Kılık Kıyafet Kanunu Osmanlı toplumunda bir kıyafet birliği yoktu. Müslümanlar toplumdaki yerlerine ve aldıkları görevlere göre değişik biçimde giyinirlerdi. Gayri Müslimler ise kendilerine göre giyinmekteydiler. Avrupa da veya misyoner okullarında okuyan aydın zümre ise daha ziyade Avrupa tarzı giyiniyordu. II. Mahmut döneminde bu kargaşa önlenmeye çalışılmış hiç değilse devlet memurlarının düzgün bir görünüşe kavuşmaları için çaba sarf edilmişti. Onun zamanında memurlar ceket, pantolon giymişler başlarına da Balkanlar daki Yunanlılar ve Tunuslularca kullanılan fes giymeye başlamışlardı. Bazıları bu festen dolayı II. Mahmut a gâvur padişah sıfatını takmışlardı. Uzun bir süre fes geri kalmışlığın simgesi olarak kaldı. Mustafa Kemal Paşa, 24 Ağustos 1925 yılında yaptığı Kastamonu seyahatinde bu konudaki düşüncelerini açıkladı. Buradan hareketle aynı günün akşamı İnebolu ya geldi. 27 Ağustos ta burada yaptığı konuşmada; medeni ve evrensel kıyafet tarzının bizim için çok cevherli ve milletimize layık bir kıyafet tarzı olduğunu söyledi. Yapılan çalışmalar sonucunda başa giyilen başlıklar konusunda karmaşaya son vermek ve farklılıkları ortadan kaldırmak amacı ile Şapka İktisabı Hakkındaki Kanun kabul edildi. Bu kanunla beraber Türkiye de adına serpuş denilen tek tip bir şapkanın giyilmesi mecbur kılındı. (25 Kasım 1925) Şapka kullanımı halk arasında yaygınlaştıktan sonra 1934 yılında Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun çıkarılmış ve laiklik prensibinin bir gereği olarak din adamlarının dini kıyafetleri yalnız dini törenler sırasında giyebilecekleri, diğer zamanlarda sivil kıyafet kullanacakları kararlaştırılmıştır. 2. Tekke, Zaviye Ve Türbelerin Kapatılması Selçuklular ve Osmanlılar zamanında Anadolu nun Türkleşmesinde ve halkın Müslüman kimliği içinde yoğrulmasında büyük hizmetleri geçen tarikatlar ve bunların kurumlaşmış şekli olan tekkeler, başlangıçta yalnızca din konularıyla ilgilenen, dini konularda farklı düşünce sistemleri geliştirerek taraftarlarını çoğaltmaya çalışmışlardı. Zaman içinde amaçlarından uzaklaşarak dinsel sömürü unsurları haline gelmiş ve de devletin selametini etkileyecek şekilde siyasal olaylarda etkili rol oynamaya, çıkarları tehlikeye düştükçe halkı Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 2

ayaklandırmaya koyulmuşlardı. Dolayısıyla gerçek anlamdaki varlık sebepleri ortadan kalkmıştı. Cumhuriyetin ilk yıllarında rejimi sağlamlaştırmak ve iç düzeni sağlamak amacıyla bir takım inkılâplara girişilince, Tekke ve Zaviyeler gerçekleştirilen bu inkılâplara karşı çıkmaya başlamışlardır. Hâlbuki yeni cumhuriyet rejiminde bu rejime ve inkılâplara karşı olan ve bu sebeple halk üzerinde olumsuz tesir yapabilecek böyle kuruluşlara ve yapılanmaya yer yoktu. M. Kemal bu konudaki kararlılığını, 1925 te yaptığı Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz. En doğru ve gerçek tarikat, medeniyet tarikatıdır sözleriyle ortaya koymuştur. Bu düşünce ve kararlılığın ifadesi olarak, 30 Kasım 1925 günü kabul edilen, Tekke ve Zaviyeler ile Türbelerin Kapatılması ile Bazı Unvanların Men ve Kaldırılmasına Dair Kanun ile tekke, zaviye ve türbeler kapatılırken, türbedarlık, dedelik, seyitlik, emirlik, naiplik, falcılık, üfürükçülük, şeyhlik, dervişlik gibi unvanların kullanılması yasaklanmıştır. Tekke ve zaviyelerin kapatılması ile laikleşme yolunda önemli bir adım atılmış oldu. Böylelikle laik devlet anlayışına karşı yönelebilecek en önemli tehlikelerden biri ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca, her türlü yeniliğe karşı durarak toplumun gelişmesini önleyen bu merkezlerin kapatılması, halkın yozlaşmış inançlarla sömürülmesine de engel olmuştur. a. Takvim, Saat, Ölçü ve Tartılarda Yapılan Değişiklik Osmanlı Devleti uzun yıllar Hicri Takvim kullanmıştır. Hicri Takvim ibadetlerin uygulaması açısından elverişli olsa bile resmi ve mali işler açısından elverişli değildi. Bir yıl 354 gündü. Bu da her yıl 11 gün artık günün çıkmasına sebep oluyor ve mali hesaplarda sorun yaratıyordu. Bu yüzden Osmanlılar XVIII. yüzyıldan itibaren mali işlerin yürütülmesi için Rumi Takvim kullanmaya başlamışlardı. Bu farklı uygulamaları ortadan kaldırmak için 26 Aralık 1925 te 1 Ocak 1926 dan geçerli olmak üzere uluslar arası takvim olan Miladi Takvim kabul edilmiştir. Özel durumlar yani dini günlerin hesaplanması için Hicri takvimin kullanılmasına izin verildi. Takvime ilişkin son değişiklik 10 Ocak 1945 yılında bazı ay adlarının değiştirilmesiyle gerçekleşmiştir. Buna göre Teşrinievvel Ekim, Teşrinisani Kasım, Kanunievvel Aralık ve Kanunisani ayının adı da Ocak olarak değiştirilmiştir. Osmanlıların kullandığı saat sistemi günlük 12 saat üzerinden işlem görürdü. Öğleden sonra ikinci 12 saat devreye girerdi. Bazı bilgilere göre ise güneşin battığı saat 12:00 olarak kabul edilmekteydi. Bu da güneşin her yerde aynı anda batmamasından dolayı sıkıntılara neden olmaktaydı. Bu sorunu ortadan kaldırmak amacıyla takvim sisteminin kabul edildiği aynı gün Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 3

24 saatlik saat dilimi kabul edildi. 26 Aralık 1925 tarihinde kabul edilen bu kanun ile yeni saat düzeni gece yarısından başlıyor ve bir günü 24 saate bölüyordu. Greenwich e göre 30. derecede bulunan meridyen saat için esas alındı. Osmanlı Devleti nde ölçü ve tartılarda da ortak bir uygulama bulunmamaktaydı. Ölçü sisteminin uluslararası bir standarda kavuşturulması amacıyla 19. yüzyılda pek çok devletin katılımıyla dünyadaki ölçü karışıklığına son vermek amacıyla Beynelmilel Ölçüler Bürosu kurulmuştur. Bu dönemde metre ve kilogram Batılı devletlerde kullanılması zorunlu olmuştur. Osmanlı, ağırlık ölçüsü olarak kantar, batman, kile, şinik, dirhem; uzunluk ölçüsü olarak da endaze, arşın, parmak, kadem, kulaç ve fersah gibi ölçüler kullanırken, 1869 yılında metre ve kilogram birimleri de kullanılmaya başlanmış ancak standart yakalanamamıştır. Bu karışıklıkları ortadan kaldırmak amacıyla konu 2 Şubat 1931 de mecliste görüşülmeye başlanmış ve uzunluk, ağırlık, litre ve hacim ölçülerinde metrik sistemin uygulanması kararı 26 Mart 1931 yılında alınmıştır. Bu konuda 1933 sonlarında Ölçü Nizamnamesi çıkarılmıştır. Bu yeniliklerin dışında ayrıca 20 Mayıs 1928 de kabul edilen kanun ile uluslararası rakamların kullanılması kabul edilmiş, bu harf devrimine de zemin hazırlanmıştır. b. Soyadı Kanunu Osmanlı toplumunda kişiler kendilerine ait bir soy adı kullanmamaktaydılar. Kişiler isimlerinin yanında ya babalarının adıyla ya unvan ve lakaplarıyla ya da doğdukları yere göre isimlendirilmekteydiler. Bu durum kişilerin birbirleriyle, devletle, askerlikle ve ekonomiyle ilgili ilişkilerinde sorunlara ve karışıklığa neden oluyordu. Cumhuriyet döneminde bu ilişkilerdeki karışıklıkları ortadan kaldırmak amacıyla, 21 Haziran 1934 tarihinde kabul edilen Soyadı Kanunu ile ortadan kaldırılmıştır. Bu kanuna göre herkes kendi adının yanında ailesini belirten bir soyadı alması zorunluluğu getirilmiştir. Alınan bu soyadları Türkçe olacak, yabancı milletlere ait adlar kullanılmayacak, soyadlarının ahlaka aykırı ve komik olmamasına özen gösterilecektir.yine bu kanunun devamı niteliğinde 29 Kasım 1934 te çıkarılan kanun ile Osmanlı toplumunda kullanılan ve ayrıcalık ifade eden Hoca, Molla, Efendi, Bey, Beyefendi, Paşa, Hanım, Hanımefendi, Hazretleri, Ağa, Hacı, Hafız, gibi unvan ve lakapların kullanımı yasaklanmıştır. 24 Kasım 1934 tarihinde kabul edilen bir kanunla da, M. Kemal e T.B.M.M. tarafından Atatürk soyadı verilmiştir. c. Ulusal Bayramlar ve Tatil Günleri Her millet, tarihi süreçte yaşadığı iyi veya kötü olayları gelecek kuşaklara aktararak, kişilerin bu olaylardan ders almasını istemektedir. Milli Mücadeleyi gerçekleştirenler de bu Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 4

nedenle, Milli Mücadelenin hangi şartlarda kazanıldığı ve Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu gelecek nesillerin unutmaması ve buna sahip çıkması amacıyla, mücadelenin önemli olaylarının yaşandığı günleri Milli Bayram olarak kabul etmişlerdir. Bu çerçevede daha Kurtuluş Savaşı sırasında 23 Nisan 1921 tarihinde kabul edilen önerge ile TBMM nin açıldığı gün olan 23 Nisan ın resmi bayram olarak kutlanması kabul edildi. Bayramın adı 27 Mayıs 1935 te 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak belirlendi. Atatürk ün 19 Mayıs 1919 da Samsun a gelerek Kurtuluş Savaşı nı başlatmış olduğu tarih, Atatürk ün isteği üzerine Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanmaya başlanmıştır. 20 Haziran 1938 de Gençlik ve Spor Bayramı adı ile milli bayramlarımız arasına katılan bu bayram, 1981 yılından itibaren Atatürk ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanmaktadır Kurtuluş Savaşı nda Büyük Taarruz un son günü yapılan Başkumandanlık Meydan Savaşı nın (30 Ağustos 1922) tarihi olan 30 Ağustos, ilk olarak 30 Ağustos 1923 te Ankara, İzmir ve Afyon da şenlikler düzenlenerek kutlanmıştır. 1935 te çıkarılan bir yasayla Zafer Bayramı olarak kutlanması kabul edilmiştir. 29 Ekim 1923 te Türkiye Büyük Millet Meclisi, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu nda (1921 Anayasası) yaptığı değişiklikle devletin yönetim biçimini Cumhuriyet olarak ilan etmiştir. 2 Şubat 1925 te Hariciye Vekâleti (Dışişleri Bakanlığı) tarafından düzenlenen bir kanun teklifi ile 29 Ekim in bayram olması önerildi ve bu teklif 19 Nisan da kabul edildi. Böylece 29 Ekim, 1925 yılından itibaren yurt içinde ve dış temsilciliklerimizde bayram olarak kutlanmaya başlanmıştır. Osmanlı döneminde hafta tatili denilen bir uygulama bulunmamaktaydı. İzmir İktisat Kongresinde yapılan görüşmelerde bu konu gündeme gelmiş ve işçi hakları çerçevesinde hafta sonu tatili talep edilmişti. Ardından bu konudaki çalışmalar sonucunda 2 Ocak 1924 tarihinde ilk olarak Cuma gününün çalışanlar açısından tatil olması kararlaştırıldı. Ancak zamanla batılı ülkelerle olan ekonomik faaliyetlerin sıkıntı yaratması sonucunda 1935 yılında kabul edilen Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun ile 35 saatten az olmamak koşuluyla Cumartesi günü saat 13.00 dan başlayarak her haftanın ilk günü olan Pazar günü tatil olmuştur. Bunlarla birlikte dini bayramların yanında 1 Mayıs Bahar Bayramı, 31 Aralık ve 1 Ocak Yılbaşı Tatili olarak kabul edilmiştir. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 5

3. EKONOMİK ALANDA YAPILAN İNKILÂPLAR a. İzmir İktisat Kongresi Cumhuriyetin ilk yıllarında, her alanda olduğu gibi ekonomik alanda da büyük sorunlar bulunuyordu. İlkel şekilde sürdürülen tarımsal faaliyetler, dış borçlar, devlet gelirlerinin azlığı, yolların bakımsızlığı, kara ve deniz ulaşım araçlarının yetersiz oluşu, karşılaşılan önemli sorunlardı. Bu nedenle Lozan görüşmelerinin kesintiye uğradığı sırada yeni Türk devletinin ekonomik bağımsızlığını anlatmak ve ekonomik politikalarını belirlemek için bir iktisat kongresi düzenlemiştir. İzmir İktisat Kongresi, 17 Şubat 1922 de toplanmıştır. Kongreye Türkiye nin her yanından ve her kesimden katılım oldu. Bu kongrede Mustafa Kemal Paşa uzun bir konuşma yaptı. Mustafa Kemal Paşa nın bu kongredeki temel amacı ana hatları ile şunlardı; Halkın refah ve zenginliğini arttırmak Avrupa rekabeti nedeniyle mahvolmuş ve ihmal edilmiş olan sanayi ve ziraatı ihya ve çağdaş vasıtalarla donatmak Türkiye nin hür ve bağımsız yaşayabilmesi için ekonomik kalkınmasını sağlamak Ülkede sanayi tesisleri kurmak İş ve istihdam alanları yaratmak Madenlerimizde, ekonomik ve bayındırlık alanlarında sermaye kullanmak isteyen kişilere her türlü kolaylığı sağlamak. İzmir İktisat Kongresi Batı da yaygın olarak uygulanan liberal ekonomi modelini benimsedi. Bu modelde asıl kalkınma özel teşebbüs eli ile gerçekleşecek, devlet bu konuda girişimcilere yardımcı olacaktı. Yapılan çalışmalar sonucunda, "Misak-ı İktisadi Esasları" belirlenmiştir. Kongrede alınan başlıca kararlar şunlardır: Siyasal bağımsızlık gibi ekonomik bağımsızlık da esastır. Önemli kuruluşlar millileştirilmelidir. Hammaddesi yurt içinde olan sanayi dalları kurulmalıdır. Küçük imalattan büyük işletmelere geçilmelidir. Özel teşebbüse kredi sağlayacak bir devlet bankası kurulmalıdır. Özel teşebbüsün yapamadığı yatırımlar devlet eliyle gerçekleştirilmelidir. Sanayinin teşviki ve millî bankaların kurulması sağlanmalıdır. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 6

Nitekim Cumhuriyetin ilk beş yılındaki uygulamalar bu kongrede alınan kararlar yönündeydi. Kongrede alınan en önemli karar, ekonomik bağımsızlığı sağlamak olmuştur (Misak-ı İktisadi). İzmir İktisat Kongresi ile Türk tarihinde ilk kez planlı ekonomiye geçiş sağlanmıştır. Ekonomik kalkınmayı sağlamak amacıyla hükümet tarafından alınan tedbirleri birkaç madde halinde özetleyebiliriz; 1924 yılında Türkiye İş Bankası kuruldu. Ertesi yıl da Sanayi ve Maadin Bankası kuruldu. Bu bankalar sınaî yatırımlara uygun koşullarda kredi verecekti. Yatırım ve üretimi teşvik edecek kararlar alındı. Devlet bütçesinden giyim ihtiyaçları karşılanacak kimselerin yerli malı kullanması zorunlu hale getirildi. Dokuma fabrikalarının genişletilmesi ve yenilerinin kurulması sağlandı. 1927 yılında Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkartılarak yatırımlara devlet teşviki sağlandı. Üç beyaz diye tarif edilen un, şeker ve pamuklu kumaşın yerli üretim ile karşılanması ve buradan kaynaklanan döviz çıktısının azaltılması hedeflendi. Üç siyah diye tanımlanan kömür, demir ve petrolün de yerli üretim ile karşılanması ve bu konudaki döviz sarfiyatının en aza indirilmesi için çaba harcandı. Ancak alınan tedbirler beklenildiği ölçüde sonuç vermedi. 1923 te başlayan liberal ekonomik modelin neden başarısız olduğunu birkaç madde halinde özetlemek gerekirse; Ülkede yeterli sermaye birikimi yoktu. Avrupalı girişimcilerin sömürgelerden elde etiği sermaye birikimi bizim yatırımcılarımız için söz konusu değildi. Osmanlı Devleti nin uzun yıllar toprak mülkiyetini devlet tekelinde tutması yüzünden özel sektörün elinde geniş toprak parçaları bulunmuyordu. Bu tür topraklara sahip olanlar onları elden çıkarıp yatırım sermayesi yapmış olsalar da bu defa da işletme sermayesi konusunda sorunlar yaşandı. Zaten yatırım tecrübesine sahip girişimciler bulmak da neredeyse imkânsızdı. Böyle bir alt yapı da yoktu. Yatırımlar gerçekleşse bile buralarda istihdam edilecek nitelikli işgücü ve teknik eleman konusunda büyük bir eksiklik söz konusu idi. Gümrük vergilerini yerli sanayiyi koruyacak şekilde düzenlemek de mümkün olmamıştı. Çünkü Lozan Barış Antlaşmasında 1928 yılına kadar bu konuda bir Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 7

değişiklik yapılmayacağı hükme bağlanmıştı. Ayrıca er ya da geç gümrük vergilerinin yükseleceğini bilen ithalatçılar 1927 1928 yıllarında ithalata yönelmişler, bu da dış ticaret açığının artmasına sebep olmuştur. Doğal olarak Türk lirasının dış değeri de düşmüştür. Büyük kentlerde Avrupa mallarına olan ilgi azalmıyordu. Temini kolay ve yerli malından kaliteli olan yabancı mallara karşı ilgiyi azaltmak mümkün olmuyordu. Özel teşebbüsün aşırı bencil ve çıkarcı tutumu yatırımlara verilen teşviklerin istenilen alanlara yönelmesini engellemiştir. Yatırımcılar gazoz, çiklet gibi basit alanlara yatırım yapmışlar temel sektörler ise yatırımsız kalmıştır. Yine fırsatçı bazı girişimcilerin, ülke çıkarlarından önce kendi çıkarlarını düşünmesi sistemin işleyişinde önemli bir engel teşkil etmiştir. Liberal ekonomik modelin uygulanmasındaki sorunlar ve neticede sistemin başarılı olamaması üzerine, planlı kalkınma modelinin tercih edilmesi ve temel yatırımların devlet eliyle yapılması ülke kalkınması açısından bir zorunluluk haline gelmiştir. b. Tarım Alanındaki Gelişmeler Tarım alanındaki reformların en önemlisi, mahsulünün onda birini vergi olarak ödemesi demek olan ve çok büyük bir gelir kalemini teşkil eden Aşar Vergisinin 1925 yılında kaldırılmasıdır. Devlet bu kalemin yerine arazi vergisi ve tüketim vergisinde yaptığı düzenlemeyle bu açığı kapatmaya çalışmıştır. Ayrıca, 1925'te çıkarılan bir kanunla köylülere bedelini yirmi yılda ödemek üzere toprak dağıtılmıştır. 1926 yılında çıkan bir yasa ile de tarım işlerinde zirai araçlar ve makineler kullanımını arttırmak için teşvikler ve istisnalar uygulandı. Ziraat Bankası, küçük çiftçilere kredi kolaylıkları tanımakla ve faiz haddini düşürmekle yararlı hizmetler yaptı. Kurulan yeni çiftliklerde modern tarım yöntemleri uygulanarak çiftçilere örnek olundu. 1924 te Zirai Birlikler ve Zirai Kredi Kooperatifleri yasaları çıkarıldı. Tarım Kredi Kooperatifleri, Ziraat Okulları ve Yüksek Ziraat Enstitüsü açıldı. c. Ticaret Alanındaki Gelişmeler Osmanlı Devleti nde ticaret daha çok azınlıkların elindeydi. Kapitülasyonlar yüzünden ticaret alanındaki gelişmeler engellenmişti. Atatürk, ticaretin geliştirilmesine destek vermek amacıyla ilk ulusal ticaret bankası olan Türkiye İş Bankası nı 26 Ağustos 1924 te kurdurdu. Bu Banka işverenlere kredi sağlayarak ticaretin gelişmesine destek olmak amacıyla kurulmuştur. Bu ticaret alanın da ilk ciddi atılımdır. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 8

Yine kapitülasyonlar nedeniyle deniz ticareti ve işletmeciliği yabancı gemilerin tekelindeydi. Bu nedenle ekonomik bağımsızlık ilkesinin bir sonucu olarak, 1926 yılında Kabotaj Kanunu çıkarıldı. Bu kanunla Türk karasularında yalnız Türk gemilerinin yolcu ve yük taşıyabileceği kabul edildi. d. Sanayi Alanındaki Gelişmeler Osmanlı da kapitülasyonlar sanayileşmeye asla izin vermemişti. Atatürk, Türkiye nin en hızlı bir şekilde ilerleyebilmesi için sanayileşmenin zorunlu olduğunu biliyordu. Sanayinin gerçekleşmesi amacıyla 1925 yılında Türkiye Sanayi ve Maadin kuruldu. Öte yandan aynı yıl çıkartılan bir yasa ile şeker sanayisinin kurulmasına kararlaştırıldı. Devlet kredisi ile ilk şeker fabrikasının temeli 6 Kasım 1925 te atılmış ve Uşak Şeker Fabrikası 17 Aralık 1926 tarihinde işletmeye açılmıştır. 1927 yılında sanayi kuruluşlarının teşviki ve korunması amacı ile 28 Mayıs 1927 de Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarılmıştır. Bu kanunda sanayi alanında yatırım yapacak kişilere kredi verilecek ve bazı vergilerde kolalık sağlanacaktı. Ayrıca bu kanunla yerli sanayi sektörüne ucuz devlet arazisi tahsis edilmiş, taşıma ve ulaştırma indirimleri gibi teşvikler ve muafiyetler getirilmiştir. Yerli sanayinin korunması için, 1929 yılından itibaren, yüksek gümrük tarifeleri uygulanmaya başlanmıştır. İnşaat teşebbüslerini desteklemek, gerekli kredileri sağlamak ve yetim haklarını korumak amacıyla 3 Haziran 1926 tarihinde Emlak ve Eytam Bankası kurulmuştur. Yukarıda ifade edildiği üzere özel sermayenin başarılı olamaması nedeniyle, devlet sanayi işini kendi üzerine alma gereği duymuştur. Bu nedenle 1930 dan itibaren devletin ekonomik politikası Devletçilik şeklinde devam etmiştir. e. Ekonomide Devletçilik Politikası Liberal ekonomik model yalnız Türkiye de değil dünyanın her yerinde başarısız olmuştu. Bu sebeple 1929 yılında baş gösteren ekonomik kriz dalgası ilk önce kapitalist ülkeleri etkisi altına aldı. Ekonomide görülen daralmadan kurtulabilmek için Türkiye 1931 ve 1932 yıllarında planlı kalkınma dönemi başlattı. Hazırlanan birinci beş yıllık kalkınma planı 1934 1938 yılları arasında uygulamaya konuldu. Ancak bu plan vaktinden önce 1937 de bitirildi. Ana hatları ile yeni plan Türkiye Cumhuriyetinin ekonomik hayatına şu yenilikleri getirdi; Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 9

Hammaddesi yurt içinde üretilen veya üretilmesi mümkün olan sanayi tesisleri kurmak Özel sektörün sermaye veya teknoloji açısından güç yetiremeyeceği ancak üretimin temelini teşkil eden ağır sanayi alanlarına gerekli yatırımların devlet tarafından ya da milli kuruluşlar tarafından gerçekleştirilmesini sağlamak. Kurulacak tesislerin ülkedeki tüketim imkânları göz önünde tutularak kurulmasını sağlamak Bu manada beş temel sektör tespit edildi. Bunlar dokuma, maden, selüloz, seramik ve kimya alanlarıydı. Bu alanlarda toplam 20 fabrika kuruldu. Yatırımların organize edilmesi için bu dönemde yeni bankalar kuruldu. Bu çerçevede; Türkiye Sanayi ve Maden Bankasının yerine 1932 de Devlet Sanayi Ofisi ile Türkiye Sanayi Kredi Bankası kuruldu. 1933 te Sümerbank kuruldu. Ülkenin yeraltı kaynaklarının değerlendirilmesi için 1935 te Etibank kurulmuştur. Maden arama ve bulma amacıyla yine aynı yıl Maden Tetkik Arama Enstitüsü kuruldu.1936 da Türkiye Emlak Kredi Bankası,1937 de Denizbank kurulmuş ve 1938 de Devlet Ziraat İşletmeleri Kurumu oluşturulmuştur. Esnaf ve sanatkârların kredi ihtiyacını karşılamak üzere kurulan Halk Bankası 1938 de faaliyetlerine başlamıştır. Yatırımlarda öncelik yerli hammadde kullanılarak üretim yapacak tesislere verilmişti. Çünkü bu hammaddeler çok düşük fiyattan dışarı ihraç ediliyor, mamul madde olarak da yüksek fiyattan geri alınıyordu. Sanayi planı uygulama alanına konulurken dikkat edilen bir diğer husus da yabancı şirketlerin millileştirilmesidir. Demiryolları, su, elektrik, telefon, liman ve madenler alanında yirmi kadar yabancı şirket millileştirilmiştir. I.beş yıllık planın zamanından önce başarıyla tamamlanmasının ardından 1936 da II. beş yıllık sanayi planı hazırlanmaya başlanmıştır. Bu planın uygulanmasına 1938 yılında geçilmiştir. Ancak kısa bir süre sonra II. Dünya Savaşı nın başlaması üzerine uygulanamamıştır. Sonuçta, 1939 yılına kadar geçen beş yıllık sürede Türk ekonomisi büyük mesafe kat etti. Daha önce tarımın milli gelir içerisindeki payı yüzde elli iken 1939 da bu oran yüzde 38 e inmişti. Buna karşılık sanayi ve hizmet sektörünün oranı artmıştı. Sovyet Rusya ve Japonya dan sonra en hızlı gelişen sanayi Türk sanayisi olmuştu. 1929 1939 yılları arasında tüm dünyada sınaî üretim alanında yüzde 19 luk bir artış sağlanmışken Türkiye de bu oran yüzde 96 olmuştur. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 10

Özet Cumhuriyet Döneminde Türk toplumuna modern bir görüntü kazandırmak ve Batılı devletler ile ardaki bazı farklılıkları ortadan kaldırmak amacıyla toplumsal alanda bir dizi inkılap hareketleri gerçekleşmiştir. Bu çerçevede daha önce Osmanlı'da II. Mahmut zamanında yapılan kılık kıyafet değişikliği yeniden ele alınmış ve batı kıyafetleri benimsenmiştir. Laikleşme yolunda Tekke ve Zaviyeler ile Türbelerin Kapatılması ile Bazı Unvanların Men ve Kaldırılmasına Dair Kanun çıkartılarak; tekke, zaviye ve türbeler kapatılırken, türbedarlık, dedelik, seyitlik, emirlik, naiplik, falcılık, üfürükçülük, şeyhlik, dervişlik gibi unvanların kullanılması yasaklanmıştır. Kamu hizmetlerindeki karışıklıkları gidermek amacıyla Soyadı Kanunu çıkarılmıştır. Özellikle Batılı devletlerle olan ticari ilişkilerin stantartlaşması maksadıyla takvim, saat, ölçü ve tartılarda değişiklige gidilerek metrik sisteme geçilmiştir. İşçilerin çalışma koşullarını düzeltmek ve milli bilincin oluşmasını sağlamak amacıyla da ulusal bayramlar ve tatil günleri tespit edilmiştir. Ülkenin gerçek anlamda bağımsızlığını sağlamak amacıyla da ekonomik alanda bazı inkılaplar gerçekleştirilmiştir. ilk olarak bu amaca yönelik İzmir İktisat Kongresi toplanmış ve Misak-ı İktisadi kakarları alınmıştır. Alınan kararlar çerçevesinde dışa bağımlılık azaltılmaya çalışılmış ve ülkenin ekonomik kalkınmasını sağlamak amacıyla gerek sanayi gerekse ticari alanda yeni kurumlar oluşturulmuştur. Bu dönemde planlı kalkınma modeli benimsenerek beş yıllık kalkınma planları oluşturulmuştur. Liberal ekonominin başarısız olması sonucunda da devletçilik politikasına geçilmiştir. Yapılan çalışmalar sonucunda Türkiye sanayi ve üretim alanında yaklaşık %100'lük bir kalkınma gerçekleştirmiştir. Tarım alanında da çiftçinin yükü hafifletilmeye çalışılmış, köyüye destek amacıyla bankalar ve kooperatifler kurulmuştur. Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 11

DEĞERLENDİRME SORULARI 1. Aşağıdakilerden hangisi, toplumsal hayatı düzenleyen yeniliklerden arasında sayılamaz? a) Soyadı kanunu b) Millet Mekteplerinin Açılması c) Kılık-kıyafette değişiklik d) Medenî Kanun un kabul edilmesi e) Takvim-saat ve ölçülerde değişiklik 2. Aşağıdakilerden hangisi, Türk Devleti nin uluslar arası ekonomik ilişkilerini düzenleyen bir yeniliktir? a) Türk Tarih Kurumu nun açılması b) Kadınlara siyasi hak verilmesi c) Takvim ve saat sisteminin değiştirilmesi d) Türk harflerinin kabulü e) Medenî Kanun un kabulü 3. I. Sarık, fes vb. başlıkların kullanılmasının yasaklanması II. Hacı, hafız, hazret gibi hitapların yasaklanması III. Türk karasularında yabancıların gemi işletmeciliği yapmasının yasaklanması gibi yeniliklerden hangilerinde, dini sembollerin yasaklanması amaçlanmıştır? a) Yalnız I b) Yalnız II c) Yalnız III d) I ve II e) I, II ve III ÜNİTE DEĞERLENDİRME SORULARI 4. Soyadı alma işlemleriyle ilgili olarak çıkarılan yasa ile rütbe, yabancı ırk ve millet adlarını belirten sözcüklerin soyadı olarak alınması, yine aynı yılda çıkarılan başka bir yasa ile de hoca, ağa, molla, beyefendi, paşa gibi unvanların resmen kullanılması yasaklanmıştır. Bu yasakların amacı aşağıdakilerden hangisidir? a) Aynı aileden kişilerin farklı soyadları almalarını engellemek b) Toplumsal ilişkilerde ve işlemlerde vatandaşları daha kesin olarak belirtmek c) Sözcüklerin yerinde kullanılmasını sağlamak d) Resmi işlemleri kolaylaştırmak e) Toplumda gereksiz ayrıcalık belirtilerini ortadan kaldırmak Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 12

5. Batı ile ilişkilerin kolaylaşması için yapılan gelişmeler arasında, aşağıdakilerden hangisi yer almaz? a) Soyadı Kanunu nun çıkarılması b) Milâdî Takvimin kabul edilmesi c) Uluslararası rakamların kabul edilmesi d) Hafta tatilinin değiştirilmesi e) Yeni ölçü birimlerinin uygulanması 6. 1926 da çıkartılan Kabotaj kanunu ile ulaşılmak istenen amaç, aşağıdakilerden hangisidir? a) 1. Beş Yıllık Kalkınma Plânını uygulamak b) Tarımı geliştirmek c) Sanayiyi geliştirmek d) Millî denizciliği geliştirmek e) Duyun-u Umumiyenin sona erdirilmesini sağlamak 7. İzmir İktisat Kongresi kararları arasında aşağıdakilerden hangisi yer almaz? a) Sanayi yatırımlarının teşvik edilmesi. b) Sanayi yatırımları için uygun kredilerin temin edilmesi c) Dış borçlanmaya gidilerek, yabancı işletmelerin kurulması sağlanmalıdır d) İşçi kesimlerinin sorunlarına çözüm bulunması e) Yerli üretim mallarının taşınmasında kolaylık gösterilmesi. 8. Cumhuriyetin ilk yıllarında özel sektörün yatırım yapmasını ve gelişmesini sağlamak amacıyla alınan önlem aşağıdakilerden hangisidir? a) Kabotaj Kanunu nun kabul edilmesi b) Teşvik-i Sanayi Kanunu nun çıkartılması c) Kapitülasyonların kaldırılması d) Aşar vergisinin kaldırılması e) İzmir İktisat Kongresi nin toplanması ÜNİTE DEĞERLENDİRME SORULARI Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 13

9. Cumhuriyet Türkiye sinin ilk yıllarında ekonomik alanda temel tüketim mallarının ve önemli hizmetlerin devlet tarafından gerçekleştirilmesindeki temel etken aşağıdakilerden hangisidir? a) Liberal ekonominin başarısız olması b) Yabancı sermayenin ülkeye girmesini engelleme düşüncesi c) Sermaye sınıfının yeni rejimi tehdit etme olasılığı d) Özel girişimcinin mal varlığını yurt dışına çıkarmasını önleme e) Ülke ekonomisinin azınlıklar tarafından yönlendirilmesi 10. 1925 yılında Aşar vergisinin kaldırılmasıyla ulaşılmak istenilen amaç, aşağıdakilerden hangisidir? a) Ticarî geliri arttırmak b) Özel teşebbüsü yatırıma yönlendirmek c) Köylüye ucuz kredi imkânları sağlamak d) Üretimi tarımdan sanayi sektörüne kaydırmak e) Köylüyü ekonomik yükten kurtarmak CEVAPLAR 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 b c d e a d c b a e Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 14

KAYNAKLAR Doğan, O., (2011) Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Okutman Yayıncılık, Ankara Turan, R., Safran, M. vd., (2011), Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Okutman Yayıncılık, Ankara Komisyon, (2003), Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, (Ed. Sezer, A.), Siyasal Kitabevi, Ankara Yalçın E.S., Turan M., vd., (2003), Türk İnkılab Tarihi ve Atatürk İlkeleri, Siyasal Kitabevi, Ankara Komisyon, (2009), İmparatorluktan Ulus Devlete Türk İnkılab Tarihi, (Ed. Öztürk, C.), Pegem Akademi, Ankara Yıldız Y., (2009), Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Nobel Yayınları, Ankara Safa, P. (1996), Türk İnkılabına Bakışlar, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara Günal Z., (2008), Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Nobel Yayınları, Ankara Komisyon, (2010), Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, (Ed. Urhal, Ö., Müjdeci, M.) Adalet Yayınevi, Ankara Deniz. Ö., (2011), Cumhuriyet Döneminde Tatil Kavramı ve 1935 Tarihli Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Kanunu, Çıtad Dergisi, İzmir Bayburt Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi 15