HALK. Yeni Yýlda Bir Adým Ýleri! Özgür Bir Ülke ve Ýnsanca Bir Yaþam Ýçin OMUZBAÞIMIZDA. Birleþen halk yenilmez! UYUÞTURUCUYA HAYIR



Benzer belgeler
Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor


Fiskomar. Baþarý Hikayesi

ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Kanguru Matematik Türkiye 2015

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

Kanguru Matematik Türkiye 2017


BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

HALK 1 MAYIS A! TAKSÝM E! Özgür Ülke Ýnsanca Yaþam Ýçin. Birleþen halk yenilmez! Emperyalizme, Þovenizme, Ýþsizliðe, Uyuþturucu ve Çeteleþmeye Karþý

Ýstanbul hastanelerinde GREV!


KAMU MALÝYESÝ. Konsolide bütçenin uygulama sonuçlarýna iliþkin bilgiler aþaðýdaki bölümlerde yer almýþtýr. KONSOLÝDE BÜTÇE ÝLE ÝLGÝLÝ ORANLAR (Yüzde)


Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

17 ÞUBAT kontrol



DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Kanguru Matematik Türkiye 2015

01 Kasým 2018

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar.

5. 2x 2 4x + 16 ifadesinde kaç terim vardýr? 6. 4y 3 16y + 18 ifadesinin terimlerin katsayýlarý

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

HALK. Elinizi Cebimizden Çekin! IMF ve Ýþbirlikçilerine Hayýr Bütçesi Yine Bir Soygun Planý Olarak Hazýrlanýyor. Peki Ama Neden?

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

Güvenliðe Açýlan Sosyal Pencere Projesi ODAK TOPLANTISI SONUÇ RAPORU

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

HALK SÝZE NÝYE OY VERELÝM KÝ? Biz Figüran Deðiliz, Halkýz. Birleþen halk yenilmez! Sopa Zoruyla Seçim: Tas Ayný Hamam Ayný Tellaklar Bile Deðiþmiyor

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

Kanguru Matematik Türkiye 2017

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

KOBÝ lerin iþ süreçlerini daha iyi yönetebilmeleri için

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,


Saðlýk çalýþanlarý GöREV'de

Emperyalizmin En Büyük Hýrsýzlýk Çetesi: IMF ÜZERÝNE ON DOKUZ SORU. Emek ve Özgürlük Cephesi Broþür Serisi - 1

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

1. Böleni 13 olan bir bölme iþleminde kalanlarýn

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

2 - Konuþmayý Yazýya Dökme


Gelir Vergisi Kesintisi

BU KEZ GERÇEKTEN FARKLI

Arkamdan yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Yanýmda yürü, böylece ikimiz eþit oluruz. (Ute Kabilesi Atasözü) BÜRO


Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI

EMEÐÝN ARTAN BAÞKALDIRISI

1. Nüfusun Yaþ Gruplarýna Daðýlýmý

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

* Okuyalım: * Akıl Oyunları: * Matematik: * El Becerisi: * Alıștırma-Bulmaca: * Bilim ve Teknoloji: * Gezelim-Görelim:

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi


TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

TÜSAD İnfeksiyon Çalışma Grubu

HALK SAÐLIÐIMIZA SAHÝP ÇIKALIM! Þýmarýklýk Dizboyu! AKP Ýktidarý IMF Emirlerini Uygulamaya Devam Ediyor. Birleþen halk yenilmez!

Kahrolsun Faþizm Yaþasýn Halklarýn Kardeþliði

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?

Platformdan Yeni ve Ýleri Bir Adým: Saðlýk ve Sosyal Güvence için Bir Bildirge

MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR;

Cumhuriyet Halk Partisi

Kanguru Matematik Türkiye 2015


Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

OSB-ÝMES Ýþçi Bülteni

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

m3/saat AISI

Devrimci Ýþçi Partisinin ve 4. Enternasyonalin inþasý için. iþçi cephesi. Kapitalist Sömürüye, Emperyalist Ýþgallere Irkçýlýða ve Þovenizme Karþý

KAPÝTALÝZM SORUNLARINI ÇÖZEMEZ

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

Che den Chavez e. SAYI: Aralýk TL - 1 YTL

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

Merhaba Genç Yoldaþlar;

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Kanguru Matematik Türkiye 2017

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri



Laboratuvar Akreditasyon Baþkanlýðý Týbbi Laboratuvarlar

Transkript:

insanca bir yaþam yolunda HALK Birleþen halk yenilmez! BÜLTENÝ ALP ATA AKÇAYÖZ OMUZBAÞIMIZDA Özgür Bir Ülke ve Ýnsanca Bir Yaþam Ýçin Yeni Yýlda Bir Adým Ýleri! Hayatýmýzý Zehirlemelerine Ýzin Verecek miyiz? UYUÞTURUCUYA HAYIR Milyonlarca Ýnsanýn Hayatý Ýlaç Þirketlerinin Elinde: Sf: 12 AIDS Sf: 3 Et kokarsa tuz basýlýr; tuz kokarsa iþ baþa düþmüþtür; çocuklarýmýzý korumak için harekete geçmemiz gerekir. SÝSTEMÝN KARANLIK YÜZÜ Bu dünya sistemi deðiþtirilmeden insanlýk yarýnýndan emin olamaz. AIDS biter, yeni bir salgýn çýkar ortaya... Bir yýl daha geçip gitti ve artýk 2007 nin içindeyiz. Karanlýktan aydýnlýða doðru yeni bir adým daha Her yeni yýlda herkesin, her sýnýfýn beklentileri ayrýdýr. Kimileri ekmek peþindedir, kimileri kasalarýný daha fazla doldurmanýn derdindedir. Kimileri umutla geleceðe bakar, kimileri yeni bir yýlýn geldiðini fark etmez bile. Ama her zaman, yine de yeni bir yýl baþladýðýnda bütün insanlýk yüzünü geleceðe döner, en azýndan her þeyin geçen yýldan daha iyi olmasýný umar. 2007 de böyle geldi iþte, yeni umutlar ve yeni beklentilerle *** Ýþçiler, köylüler, öðrenciler, kadýnlar, emekçi insanlar olarak bizim i- yimser olmamýz için pek çok neden var. Dünyamýzýn yaþadýðý bütün bu kan banyosuna karþýn geleceðe umutla bakmamýz mümkün. Þöyle bir düþünelim: Daha beþ altý yýl önce yeni bin yýlýn kapitalizmin ebedi egemenliðine tanýklýk edeceðini baðýra baðýra tekrarlayanlar, iþte her þey bitti, hatta artýk tarih de sona erdi diyenler çoktandýr pek fazla seslerini çýkaramýyorlar deðil mi? Þöyle bir düþünelim: Daha üç-dört yýl önce kendilerini Ortadoðu nun ve bütün dünyanýn tartýþmasýz hakimi sayanlarýn tabutlarý kargo uçaklarýyla hiç durmadan Amerika ya taþýnýyor mu? Dünya yeniden karamsarlýðý üzerinden atýyor ve yeniden kendi kaderini arýyor. Ýnsanlýðýn binlerce yýldýr hiç vazgeçmediði o büyük eþitlik ve özgürlük da- vasý, yeniden sahneye çýkýyor. Ýnsanlýðýn bu büyük da- vasý hiç küllenmedi ve küllenmeyecek. Kaðýthane Halk Kültür Merkezi Tel: 0212 321 02 58 e-mail: kagithanehkm@hotmail.com 1 2006, hareketli ve kanlý bir yýldý. Karanlýk ve ýþýk, katliamlar ve direniþler üç yüz

altmýþ beþ gün boyunca hep yan yana akýp gitti. Bir yanda dünyanýn öbür ucunda, Latin Amerika da halk ve emek güçleri, kimileri geçici de olsa ciddi ilerlemeler saðladýlar. Onurla ayakta durmayý sürdüren Küba nýn yanýnda Venezüella baþta olmak üzere birçok ülkede solun kazandýðý baþarýlar belki tartýþmalý olabilir ama genel olarak sürecin iþaret ettiði olgu halklarýn emperyalizme karþý tepkisinin büyüklüðüdür. Emekçiler, kadýnlar, gençler, ayaða kalkýyorlar ve Meksika dan Arjantin e, Kolombiya ya kadar her köþede emperyalist planlara hayýr diyorlar. Ortadoðu da ise Amerikan emperyalizminin durumu giderek zorlaþmakta, hatta geliþmeler Washington da taþlarý da yerinden oynatmaktadýr. Karanlýklar prensi Bush, artýk televizyonlarda imparator edalarýyla konuþamýyor. Afganistan tam bir bataklýða dönüþürken Irak ta kanlý bir iç savaþý kýþkýrtan emperyalistler bütün çabalarýna raðmen aðýr kayýplar vermekten kurtulamýyorlar ve bütün halklarýn nefretini kazanýyorlar. Yýlýn en son günlerinde kendi besleyip büyüttükleri Saddam ýn yaþamýna barbarca son vermeleri de ne emperyalistleri ne de kuklalarýný kaçýnýlmaz sondan kurtaramayacak. Belki bu idamýn ardýndan mezhep savaþlarý yine kýþkýrtýlacak ve emperyalistler bu iþin içinden sýyrýlmaya çalýþacaklar ama Ortadoðu halklarýný aptal zannedenler eninde sonunda hüsrana uðrayacak. Siyonistlerin Lübnan daki hesaplarýnýn tutmamasý ve bütün kýyýmlarýna raðmen aðýr bir yenilgiye uðramalarý da 2006 nýn en önemli olaylarýndandý. Filistin ve Lübnan halklarý bir kez daha direniþçi ruhlarýný yitirmediklerini ortaya koydular. Ama göreceðiz ki, Lübnan hezimeti Siyonistler için bu yýl da pek çok kez tekrarlanacak. Öte yanda Kürt halký, bütün kýyýmlara ve çevrilen oyunlara karþýn diriliðini ve direniþçiliðini koruduðunu A- med baþta olmak üzere birçok olayda kanýtladý. Bir halkýn özgürlük isteði karþýsýnda hiçbir bomba ve hiçbir kurþunun çare olmadýðýný herkes yeniden öðrenecek. Emperyalizme göbekten baðlý Türkiye oligarþisinin bütün bileþenleri ise geçen yýl aralarýndaki bütün sahte çatýþmalar bir yana efendileri olan emperyalistlerin, IMF ve Dünya Bankasý nýn emriyle emekçilere saldýrmayý sürdürdüler. Þimdi ise daha erkenden seçim telaþýna düþtüler. Ve daha þimdiden belli oluyor ki, bu seçim tarihin gördüðü en sahte ve en düþük seviyeli seçim olacak. Böyle olacak, çünkü bütün taraflarýn artýk halka söyleyecek yalanlarý bitip tükenmiþtir. Bize ne söyleyecekler? Düpedüz bir sömürge ekonomisi olan Türkiye kapitalizmi bize ne verebilecek? Memur maaþlarýný, tarým ürünü fiyatlarýný bile efendilerinin emriyle düzenleyenler, meydanlarda ne vaat edebilecekler? Bu yüzdendir ki, her gün þeriat-laiklik gibi sahte tartýþmalarý getirip burnumuza dayýyorlar, kendi aralarýndaki ucuz tartýþmalarý, boþ laf yýðýnlarýný getirip önümüze yýðýyorlar. Öte yandan ise IMF nin emriyle ortalýðý soyup soðana çeviriyorlar, Müslümanlýk taslarken Siyonist Ýsrail le anlama üzerine anlaþma yapýyorlar. Oysa bütün kavga edenlerin kýblesi ayný: Amerikan emperyalizmi! Tümü de kendisini oraya, büyük efendi ye beðendirebilmek için çýrpýnýyor. Biz emekçilerin ise derdi belli; her þeyden önce insan gibi yaþamak istiyoruz. Ýliðimize kadar sömürülmek, her an iþsizlik korkusuyla yaþamak, çocuklarýmýzýn uyuþturucu ve yozlaþmanýn bataklýðýnda boðulup gitmesi Biz bunlara mahkum deðiliz. Bunlar bizim kaderimiz deðil! Artýk her þey böyle gitsin istemiyoruz. Artýk bütün bu rezilliðe, onursuzluða katlanamayýz. Sömürge bir ülkede utanç içinde yaþamak istemiyoruz. Artýk her sabah iþsiz kalmak korkusuyla uyanmak ya da her akþam iþ bulamamýþ olarak eve gelmek istemiyoruz. Artýk çocuklarýmýzýn geleceðimizin uyuþturulmasýna, mahallelerimizin fuhuþ yuvasý olmasýna katlanmak istemiyoruz. Artýk üzerinde yaþadýðýmýz topraklarýn üç adým ötemizdeki çocuklarýn öldürülmesi için üs olarak kullanýlmasýný istemiyoruz. Artýk yola çýkmak ve özgürlüðe ve aydýnlýða doðru yürümek istiyoruz. 2007, umutlarýmýzýn ve mücadelemizin yeþerdiði yeni ve aydýnlýk bir sabah olsun. 2007, özgür bir ülke ve insanca bir yaþam için çýktýðýmýz yolda yeni bir baþlangýç olsun. 2007, kendi geleceðimize, kendi kaderimize sahip çýktýðýmýz bir direniþ yýlý olsun. Halk Kültür Merkezleri, bütün emekçi halklarýmýzýn yeni yýlýný kutluyor ve bütün emekçileri mücadele alanlarýna çaðýrýyor. Halk Kültür Merkezleri, 2007 yýlýný direniþ yýlý yapmak için sokakta, mücadelede ve her yerde yeni adýmlar atmakta kararlýdýr. sosyalist barikat 26 Yaþasýn Devrim ve Sosyalizm! Yaþasýn Devrimci Kurtuluþ Mücadelemiz Halk Kültür Merkezleri 2 ESENLER Halk Kültür Merkezi Tel: 0212 629 31 36 e-mail: esenlerhkm@hotmail.com

Hayatýmýzý Zehirlemelerine Ýzin Verecek miyiz? Hep sorduk, yeniden soruyoruz, binlerce kez soracaðýz: Hayatýmýzýn zehirlenmesine izin verecek miyiz? Bir yandan çocuklarýmýzýn geleceði karartýlýrken diðer yandan sýrtýmýzdan trilyonlarca liranýn kazanýlmasýna izin verecek miyiz? Daha iki yýl önce, Ýstanbul'un 43 okulunda 10. sýnýf öðrencileri arasýnda yapýlan bir çalýþmada ortaya çýkanlara þöyle bir bakýyoruz: Esrar kullananlarýn sayýsý 2001 yýlýnda yüzde 1,3 iken 2004 yýlýnda 5,8'e ulaþmýþ. Eroin ise 2001 yýlýna göre yüzde 100 artarak yüzde 1,6'ya ulaþmýþ. Ecstacy haplarýnýn kullanýmý da 2001 yýlýnda 0,8 iken yüzde 287,5 artarak 2004 de 3,1 oranýna kadar yükselmiþ. 2007 yýlýna girerken durum kimbilir ne alemde? Ne oluyor peki? Caddelerde çamur akýyor ve genellikle insanlar birbirlerine þöyle diyor: "Polis istese bir tek günde önler ama " Neden önlemiyor? "Ama"sý ne bu iþin? Pek övünmeliyiz; artýk "seri katillerimiz" var! Öyle esrarengiz film senaryolarý gibi de deðil; bol miktarda uyuþturucuyla yüklenip önlerine kim çýkarsa kesip biçiyorlar. Yürek burkan tecavüz öyküleri, çürümüþlük haberleri televizyonlarý dolduruyor. Meðer çocuk pornomuz da varmýþ da haberimiz yokmuþ! Peki bu iþin "ama"sý ne? Neden önlenemiyor? Sokaklarda oluk oluk uyuþturucunun akmasý birilerinin iþine mi geliyor? Birileri "okullarda boykot, direniþ olmasýn da ne olursa olsun" mu diyor? Birileri "sokaklarda hakkýný arayan emekçiler olmasýn da ne olursa olsun" mu diyor? Neden sokak baþlarýnda torbayla esrar ve hap satanlarýn peþinden koþmuyorlar da bütün bu pisliði engellemeye uðraþan devrimcilerin kurumlarýný basýp onlarý tutukluyorlar? Uyuþturucuya karþý mücadele edenlerden neden rahatsýz oluyorlar? *** Bütün bu sorularýn yanýtlarý artýk son derece açýk biçimde ortada. Engellemiyorlar, çünkü bizzat kendileri de iþin içinde. Her zaman "çürük elmalar"dan söz ediyorlar ama ortada gerçekten "saðlam elma" kalýp kalmadýðý giderek daha þüpheli hale geliyor. Engellemiyorlar; çünkü dünyada toplam tutarý 1 trilyon dolardan fazla olan karapara piyasasýnýn en önemli ayaklarýndan biri de Türkiye'dir. Engellemiyorlar; çünkü bu sömürü ve soygun düzeninin bekçileri, genç emekçilerle mitinglerde, protesto gösterilerinde karþýlaþmak istemiyorlar. Uyuþuk beyinlerle köþe baþlarýnda incir çekirdeðini doldurmayan muhabbetler yapan, çetelerin peþinde koþan genç insanlarýn daha "tehlikesiz" olduðuna inanýyorlar. *** Artýk þuna aklýmýz kesmiþ olmalý: Bu iþe bizzat biz, emekçiler, alýnteriyle yaþayan insanlar el koymazsa ortaya bir çözüm çýkmayacak. Bize bizden baþka kimseden fayda yok. Et kokarsa tuz basýlýr; tuz kokarsa artýk iþ baþa düþmüþtür; kendi etimizden olan çocuklarýmýzý ve hayatýmýzý, geleceðimizi korumak için bizim ÇUKUROVA Halk Kültür Merkezi Tel: 0322 363 18 37 e-mail: kalanhkm@hotmail.com 3 harekete geçmemiz gerekir. Sokaklardan akan bir çamur deryasý biz hiçbir þey yapmadýðýmýzda da üstümüze üstümüze geliyor; ya boðulup gideceðiz, sosyalist barikat 27

ya da bu bataklýðý kurutmak için yola çýkacaðýz. Biz bir þey yapamaz mýyýz? Yaparýz! Öncelikle bir araya gelebiliriz. Bin türlü yalanlar da uydursalar, bir gerçek var: bu ülkedeki devrimci kurumlar, þu andaki çamur deryasýnýn ortasýnda dik duran tek güçtür. Devrimci kurumlarla bir araya gelebiliriz. Harekete geçebiliriz. Ýlle çok büyük þeyler yapmamýz da gerekmiyor. En azýndan þöyle bir kendimizi gösterebiliriz; bu iþten kirli paralar saðlayanlara, en yakýnýmýzdaki pislik odaklarýna dur diyebiliriz. Harekete geçebiliriz. Okullarýn önünü çeteler kesmiþse eðer, haberleri izleyip "ah vah" etmekle yetinmeyip gidip okullarý kuþatabiliriz; gücümüzü gösterip uyduruk "Polat Alemdar" soytarýlarýnýn burnunu sürtebiliriz. Harekete geçebiliriz. Birileri TV kanallarýnda halkýn bütün deðerlerini ayaklar altýna alarak yoksul insanlarýn onurunu incitiyorsa, bizi aptal yerine koyuyorsa, televizyon kapýlarýna dikilip akýl nedir onlara gösterebiliriz. Harekete geçebiliriz. Bizim tenceremizde dert kaynarken Reina'larda dolarlar ortalýða saçýlýyorsa, gidip kapýlarýna dayanýp "hani bunun ilk sahibi" diyebiliriz; paranýn þýmarýklýðýnýn da bir sýnýrý olduðunu onlara hatýrlatabiliriz. *** Harekete geçmek, bir araya gelmeyi gerektirir. Halk Kültür Merkezleri, bizimdir, bizim çocuklarýmýzýn inþa ettiði kendi evlerimizdir. Halk Kültür Merkezleri'nde bir araya gelmek, kendi sorunlarýmýzý tartýþmak, neler yapabileceðimizi konuþmak mümkündür. Zaten Halk Kültür Merkezleri bunun için vardýr. Halk Kültür Merkezleri, emekçilerle, kadýnlarla, gençlerle birlikte bu iðrençlik dalgasýnýn karþýsýna dikiliyor. Hayatýmýzý, geleceðimizi savunmak için ayaða kalkalým, Halk Kültür Merkezleri'nde birleþelim! Çetecilere, uyuþturucu tacirlerine, kadýn satýcýlarýna, bulunduðumuz her yerde birlikte karþý duralým, barýnma hakký tanýmayalým! Yozlaþtýrma Çürütme Uyuþturma Politikalarýna Karþý Sokaða Çýkalým, Örgütlenelim! Yaþasýn Emekçilerin Dayanýþmasý Yozlaþmýþ, uyuþturulmuþ yaþama karþý, insanca yaþam mücadelesi saflarýna! sosyalist barikat 28 Tanklar Ezilecek, Filistin Taþlarla Özgürleþecek!.. Filistin Halkýyla Dayanýþma Derneði ve Üniversite Öðrencilerinin birlikte yürüttüðü "Filistin'e Yardým Kampanyasý"nýn son eylemi Taksim tramvay duraðýnda yapýldý. 26 Aralýk 2006 Salý günü saat 18:00'de Beyoðlu Mis sokakta toplanan ve buradan meþalelerle Taksim meydanýna yürümek isteyen Filistin Halkýyla Dayanýþma Derneði ve Üniversite öðrencileri, polisin engeliyle karþýlaþtý. DSG'nin de örgütleyicisi olduðu kampanyanýn gerçekleþtirilen son eyleminin meþruluðunu savunan öðrenciler, pankartlarýný kapatarak, Taksim meydanýna yürüdüler. Burada yapýlan basýn açýklamasýnda polisin engelci tutumlarý deþifre edildi. Bütün engellemelere raðmen Filistin Halkýyla 4 dayanýþmanýn süreceðine yer verildi. Okunan basýn metninde yapýlan yardým kampanyasý çalýþmasý hakkýnda bilgi verildi. Bu çalýþmanýn da engellemelere maruz kaldýðýna, üniversite lerde rektörlerin öðrencilere bir çok sorun çýkardýðýna, faþistlerin çalýþmaya engel olmaya çalýþtýklarýna yer verildi. Toplanýlan yardýmlarýn kýsa süre içinde Filistin'e gönderileceði ve Filistin Halkýyla dayanýþmanýn baþka kampanyalarla süreceði belirtildi. "Tanklara Karþý Taþ, Tanklara Karþý Taþ Özgür Filistin Kazanacak", "Katil Ýsrail Filistin'den Defol" ve atýlan Arapça sloganlarla eyleme son verildi. Halk Kültür Merkezi DERNEÐÝ Tel: 0212 244 01 91 e-mail: kmaltepehkm@hotmail.com

Alp Ata Omuzbaþýmýzda Alp Ata Akçayöz Yoldaþ, ölümsüzleþmesinin 6. yýlýnda mezarý baþýnda gerçekleþtirilen törenle anýldý. 19 Aralýk 2000 Hayata Dönüþ (!) Operasyonu sýrasýnda yaþamýný yitirerek güneþe gömülen, Devrimci Kurtuluþ mücadelemizde bayraklaþýp yol gösteren Alp Ata Akçayöz Yoldaþ, 24 Aralýk 2006 Pazar günü Büyük Bakkalköy'deki mezarý baþýnda, saat 13.00'de gerçekleþtirilen törenle, yoldaþlarý, annesi, eþi, akrabalarý tarafýndan anýldý. "Alp Ata Akçayöz Devrimci Kurtuluþ Mücadelemizde Yaþýyor/Halk Kültür Merkezleri" pankartýnýn açýldýðý anmada, "Alp Ata Akçayöz Yaþýyor Yaþanacak", "Alt Ata Akçayöz Ölümsüzdür", "Devrim Þehitleri Ölümsüzdür", "Yaþasýn Devrimci Kurtuluþ Mücadelemiz", "Mahir, Hüseyin, Ulaþ, Kurtuluþa Kadar Savaþ", "Ya Özgür Vatan Ya Ölüm" sloganlarý atýldý. Okunan basýn metninde; "Bir yürüyüþ bu. Bu yürüyüþte Ata Yoldaþ, gülen gözleriyle bizlerle birlikte yürümeye devam ediyor. Ve o büyük gün geldiðinde zafer halayýmýzda, tüm yitirdiklerimiz gibi bir sevdalý bulut olarak omuz baþýmýzda halaya duracak." denildi. Cephe marþýnýn okunmasýnýn ardýndan anma, sloganlarla sonlandýrýldý. MALTEPE Halk Kültür Merkezi Tel: 0216 441 75 44 e-mail: cukurovahkm@hotmail.com 5 Yüreðim bu kavganýn içinde Kazanacak halkým Bütün halklar kazanacak bir bir. Bu acýlar, ýslak bir mendil gibi Kumlar arasýndan Þehit duraklarýndan. Süzülüp ortaya çýkaracak her þeyi, Þanlý günler yakýndýr çünkü Kinler susacak bir an Ceza veren eller titremesin diye, Günler tam dolsun diye, Halk caddelerde. Bir güzel, bir güçlü Yerini alsýn diye! Ýþte benim günüm bu Ýþte hoþgörürlüðüm Baþka sancaðým yok benim! PABLO NERUDA sosyalist barikat 29

sosyalist barikat 30 Erken ya da Geç Seçimle Neyi Çözecekler Ýþbirlikçiler cephesinde sýkýntýlý bir yýlýn baþlangýcýndayýz. Ortalýk toz duman! Her kafadan bir ses çýkýyor, herkes farklý hesaplar peþinde. Emekçi halkýn, iþçi sýnýfýnýn dertlerini hiçbir zaman kendilerine dert edinmeyenler pek yakýnda meydanlara çýkýp türlü çeþitli vaatlerle takla üstüne takla atacaklar. Þimdilerde ise seçimler erken mi olsun normal zamanýnda mý olsun tartýþmasý ortalýðý kaplamýþ durumda. Nisan'la Kasým arasýnda ne fark olduðunu kimse bilmiyor aslýnda ama iþin ucunda cumhurbaþkanlýðý meselesi var ve asýl fýrtýna o noktada kopuyor. Bir yanda güç sahibi olmanýn þýmarýklýðýyla büyük oynama hevesine düþmüþ hükümet kanadý var, diðer tarafta ise emperyalizme ve tekellere hizmet etmekte hiçbir tereddüt göstermeyen bir baþka kesim "vataný milleti korumaya" ant içmiþ durumda. Bir adým ileri iki adým geri Halkýn zihnini bulandýrýp þaþkýna çevirmekte üstlerine yok! Erken olsun-geç olsun derken büyük bir karmaþa yaratýyorlar ve bu arada tümünün de kime hizmet ettikleri sorusu arada kaynayýp gidiyor. Türk siyasi tarihinin en sefil, en çaresiz tablosu ve en yeteneksiz aktörleri 2007 baþýnda kafamýza üþüþüyorlar. Bir yanda Amerikan emperyalizmine hizmette kusur etmeyen, IMF ne emrederse ikiletmeden uygulayan ve bir yandan da Washington'a "beni kullanýn" diye haber üstüne haber gönderen Tayyip ve partisi var. Diðer yanda, bütün hayatý boyunca gerçekten de "iki koyunu" güdememiþ, güttüðünde de koyun sayýsýný mutlaka azaltmýþ, yarýsýný yolda telef etmiþ yeteneksizler yeteneksizi bir CHP kadrosu, son çareyi ýrkçý-faþizan çýðýrtkanlýkta görüyor. Öte yanda ise kendisini ABD'nin hizmetine sunmuþ ve bekleme odasýnda dilekçesinin kabulünü bekleyen eski kontr-gerilla þefi Aðar, sýrasýný bekliyor. Ve arkalarýnda ölü partilerin kabuklarýný sýrtýnda taþýyan baþkalarý Ýsrail'le yaptýðý anlaþmalarý unutup meydanlarda Filistin ticareti yapan Erbakan, kendine hayrý olmayan bir kuþ cinsini diriltmek isteyen DSP fanatikleri ve sýrf gençliðime bakýp acaba beni severler mi diye heveslenen ANAP kýrýntýlarý, þovenizm üzerinden dirilmeye çalýþan MHP Artýk iþi iyice komedyenliðe vurmuþ Uzan çetesini saymýyoruz bile Bu tablodan ne çýkacak? Ne çýkabilir? Nisan ya da Kasým, buradan halk için hayýrlý bir þey çýkar mý? Bunlar içersinde sýnýrlarý birazcýk olsun zorlayabilecek tek bir aktör var mý? Bunlardan herhangi biri bir defalýðýna bile olsa emperyalist efendilerin ve onlarýn yerli ortaklarý olan parababalarýnýn sözünden çýkabilir mi? Nisan'da ya da Kasým'da, fark etmez, yine yollara düþecekler ve gelip bizden oy isteyecekler. Ne yapmak için? Hayatýmýzla ilgili ne sunuyorlar bize? Torbalarýnda yeni olan ne var? Örneðin dünyanýn öteki ucunda, Venezuella'da Chavez diye bir adam, ortaya çýkýp emperyalistlere "ben sizin düzeninizi tanýmýyorum" diyor. Yine bir baþkasý, Küba, onyýllardýr onurlu bir direniþi sürdürüyor. Peki bunlar neci? Bunlardan 6 AVCILAR HALK KÜLTÜR MERKEZÝ Tel: 0212 590 75 31 e-mail: avcilarhkm@hotmail.com?

bir tanesi böyle bir onurlu davranýþý aklýnýn ucundan geçirebilir mi? Tek tek soralým, yeniden ve yeniden tümüne birden soralým: Ortadoðu halklarýna saldýrýnýn, kadýnlarýn çocuklarýn katledilmesinin utancýna bizi bulaþtýran Ýncirlik Üssü'nü ne yapmayý düþünüyorsunuz? Vahþi emperyalist düzeni korumakla görevli NATO'dan çýkmayý bir an olsun aklýnýzdan geçiriyor musunuz? Gazze sokaklarýný her gün kana bulayan Siyonist Ýsrail'le bütün iliþkileri derhal kesmeyi ve bütün anlaþmalarý feshetmeyi düþünüyor musunuz? Emperyalistlerin soygun çetesi olan IMF heyetlerinin vizesini iptal etmeyi ve bir daha Türkiye'ye giriþlerini yasaklamayý bir an olsun aklýnýzdan geçirebilir misiniz? Emperyalistlerin tuzaðý olan borçlarýn tümünü birden yok saymayý ve meydana çýkýp "bir kuruþ bile ödemiyorum" demeyi göze alabilir misiniz? Patronlara "iç borç" adý altýnda aktardýðýnýz milyarlarca dolarý ve savunmaya, polise, komplo örgütlerine ayýrdýðýnýz ödenekleri kesip bütün kaynaklarý saðlýk ve eðitime kaydýrmayý hayal edebilir misiniz? Kamu iþletmelerini yerli ve yabancý tekellere peþkeþ çeken bütün özelleþtirme yasalarýný ve sözleþmelerini iptal ettim ve artýk bu yaðma devri bitti demek sizin kitabýnýzda yazar mý? Bütün özel okullar ve özel hastanelerin kapýsýna kilit vurup herkese açýk, eþit, parasýz iþleyecek bir eðitim ve saðlýk düzenini kuracaðým diyebilir misiniz? Bugüne kadar IMF ve Dünya Bankasý'nýn emirleriyle çýkarýlan bütün tarým yasalarýný yürürlükten kaldýrmayý ve tarýmý çökerten bütün uygulamalarý yok etmeyi düþünüyor musunuz? Cunta anayasasýný ve onun baský yasalarýný deðiþtirip bütün özgürlüklerin kapýsýný gerçekten açmak niyetinde misiniz? Türkiye siyasal hayatýnda bir "ilk" olarak, þu Kürt meselesini gerçek sahiplerine, yani bizzat Kürt halkýna sormayý, onlara dönüp "siz nasýl yaþamayý istiyorsunuz" sorusunu gerçekten yöneltmeyi akýl edebilir misiniz? YÖK denilen þu çeteyi ortadan kaldýrmak ve polisi kesinlikle üniversitenin dýþýna çýkarýp atmak elinizden gelir mi? Vesaire, vesaire Yani bu partilere oy vermemiz için bize bir tek geçerli sebep var mý? Bir tek sebep yeter, onu söyleyin! Hiçbiri söyleyemez! Çünkü yok! Çünkü hepsi de önceden çizilmiþ bir oyunun sýnýrlarý içinde komiklik yapan zavallý figüranlardýr. Bunlarý sorduðunuzda kem küm ederler, kimi "cumhuriyeti korumak"tan dem vurur, kimi "inanç özgürlüðü"nden; bir sürü boþ lafý ardý ardýna sýralarlar ama asýl meseleye, yani bu sorulara bir türlü gelemezler! Lafý aðýzlarýnda geveleyip dururlar ama sonuçta bu sorulardan bir tekine bile dürüstçe, gözümüzün içine bakarak cevap veremezler! Peki o zaman seçimlerin erken ya da geç olmasýnýn anlamý ne? Bütün bu laf kalabalýklarýnýn, karþýlýklý efelenmelerin anlamý ne? Artýk þunu anlamak zorundayýz: Onlarýn bize verebilecekleri hiçbir þey yok; yeniden yeniden onlarýn peþinden sürüklenmemiz için tek bir mantýklý sebep yok! Artýk þunu anlamak zorundayýz: Bizim tek bir þansýmýz var, kendi kaderimizi elimize almak için mücadele etmek!ve bir tek güvenebileceðimiz güç var: Kendi ellerimiz! Biz emekçilerin kendine olan güvensizliði, en büyük düþmanýmýzdýr. On yýllardýr hep bunun için uðraþýyorlar, biz kör cahil, örgütsüz, paramparça kalalým diye. Düzenleri böyle sürüyor çünkü; bizim sessizliðimiz yüzünden onlarýn sesi çok fazla çýkýyor. Milyonlarca emekçinin sesi bir araya geldiðinde ise bütün bu þarlatanlarýn adý bile unutulacak! Býrakalým seçimlerini erken ya da geç yapsýnlar; kendi bilecekleri iþ. Biz kendi yolumuzda yürüyelim; bir araya gelelim, örgütlenelim ve gücümüzü birleþtirelim, ayaða kalkýp kendi sesimizi yükseltelim. Baþka bir þansýmýz yok! Baþka bir umudumuz yok! Siz, baþka bir yol biliyor musunuz? AVCILAR KÜLTÜR MERKEZÝ Tel:Tel: 0212 244 01 91 e-mail: mhkm7@hotmail.com 7 sosyalist barikat 31

Seçimler Yaklaþýrken Hükümet Vicdan Avcýlýðýna Soyundu Çocuklarýmýzýn Yakasýndan Düþün! sosyalist barikat 32 Bugünlerde baþbakan Tayyip ve medya tekellerinde yeni bir heves fýrtýnasý esiyor. Gazeteler, televizyonlar her gün mutlaka bir çocuk pornosu haberi veriyor, Tayyip ise Konya meydanlarýnda internet kafelerin baþýný ezmekten dem vurarak esip gürlüyor. Meðer ne kadar ahlak düþkünüymüþ hepsi de? Meðer toplumun sorunlarýna ne kadar duyarlýymýþlar? Yeni yasa tasarýlarý, yeni polis birimleri Ne oluyor peki? Nereden çýktý bu çocuk pornosu tehlikesi? Önceden yok muydu? Yeni mi keþfettiler? Bütün dünyayý kasýp kavuran bu iðrenç dalga Türkiye nin kýyýlarýna yeni mi gelip çarptý? Belki de bütün bunlardan önce bir baþka soru sorulmalý: Neden Konya? Seçimler mi yaklaþýyor yoksa? Seçimler yaklaþýrken halký yoksullaþtýran ve toplumsal ortamý yozlaþtýrýp çürüten politikalarla zaten önemli ölçüde puan kaybeden AKP, kendisinden daha ahlakçý ve Müslüman görünen partilerin güçlenmesinden mi çekiniyor da birdenbire ahlaký bozan sanal dünyaya karþý cihad ilan ediyor? Ne oluyor peki? Birdenbire çocuklarý sevmeye mi baþladýlar? Metropol kentlerin sokaklarýnda kaynaþan on binlerce göç çocuðu, birden ilgilerini mi çekti? Kendilerine baðlý yetiþtirme yurtlarýnda bin türlü eza cefaya uðrayan çocuklar yetmedi de þimdi sokaklardaki çocuklara mý diktiler gözlerini? Tam bir yalan rüzgarý! Tam bir Coðrafyamýzdan Çocuk Manzaralarý Ýþkence Nasýl Özelleþtirilir: Cevahir Holding Son bir ay içinde merdivenlerinden düþüp ölen çocuklar için "burasý bir sirk deðil" gibi çok ciddi bir açýklama yapan Cevahir Ýþ Merkezi'nin yöneticileri, son süreçteki "özelleþtirme" furyasýnýn en önemli adýmýný atmýþ görünüyor. Merkez'in güvenlik görevlilerinin soyunma odalarýnda bir "iþkencehane" kurduklarý ve 8 yaþýnda çocuklara ciddi ciddi "sorgu" yaptýklarý geçenlerde açýða çýktý. Muhtemelen kendisi de gerçek ve resmi "iþkencehane"den gelmiþ olan güvenlik þefleri, görüntülerde gayet soðukkanlý, "sanýðý"(!) çapraz sorguda terletiyorlar ve bir yandan da dövüyorlar. Çocuðun yalvarmalarý da iþe yaramýyor; bütün gerçek iþkenceciler gibi "þef" de bir yandan kulak asmýyor, bir yandan da yalvarmalar aslýnda pek hoþuna gidiyor. Çocuk adamýn sekizde biri gibi görünüyor ama rezillikte sýnýr olmaz! Daha sonra da medya birden çocuðun hýrsýzlýk sabýkalarýný keþfediyor; sanki hýrsýzlar dövülebilirmiþ gibi! Yine ayný þey: Soruþturma ve unutma Kapitalist düzen, çocuklarý "korumaya" ve "esirgemeye" devam ediyor! 8 sahte ahlakçýlýk! Sözcüðün tam anlamýyla pis bir seçim oyunu! E- mekçi kitlelerin ve çocuklarýmýzýn hayatlarýný ne hale getirdiklerini en iyi, (bizde de daha iyi!) onlar biliyorlar ve halkýn bu konudaki derin acýsýnýn üzerine oynamayý akýllýca sanýyorlar. Nedir gerçek? Gerçek son derece açýk ve yalnýzca Türkiye yle de ilgili deðil. Tarihin tanýk olduðu en vahþi kapitalist dünya düzeni, bugün BM Çocuk Fonu UNICEF in resmi rakamlarýna göre 2 milyon çocuðu fuhuþ kölesi haline getirmiþtir. 2 milyon çocuk, çoðu Güney-Doðu Asya da 2 milyon yetiþkin olmayan beden, her gün doðrudan doðruya tecavüze uðruyor ve bu rakam her geçen gün daha da artýyor. Sri Lanka sahillerinde 15 binin üzerinde erkek çocuk sadece ve sadece ya- ÇOCUKLARIMIZIN GELECEÐÝNÝN ÇALINMASINA ÝZÝN VERMYECEÐÝZ

bancý turistlerin sapkýn keyfi için satýlýyor. Öte yandan yýlda 1 milyon 200 bin çocuk düpedüz kaçýrýlýp satýlýyor ve bütün bunlar daha çok emperyalizmin soyup soðana çevirdiði ülkelerde oluyor. Ama hepsi bu kadar deðil! Pek ahlakçý beyler ve bayanlar iþin yalnýzca bu bölümünü ahlaksýzca buluyorlar ve iþin emek sömürüsü bölümünü unutuyorlar. Oysa yine ayný rakamlara göre þu anda dünyada 246 milyon çocuk, yani Türkiye nüfusunun üç katýndan fazlasý köle gibi çalýþtýrýlýyor. 2000 lerin kirli kapitalist dünyasýnýn gerçekleri bunlardýr. Türkiye ise bu sýralamada en dipte olan ülkelerden biridir. Resmi raporlara göre bu topraklarda yaþayan her on çocuktan biri bir biçimde tacize uðruyor ve bunlarýn yüzde 70 i 2 ile 10 yaþ arasýndadýr. Bugün metropol kentlerin sokaklarýnda yaþayan çoðu madde baðýmlýsý çocuklarýn yarýdan fazlasý tecavüze uðruyor. Devletin güvencesi altýnda olan yetiþtirme yurtlarýnýn hali ise ortada; bu yurtlardan yetiþip de bedeni ya da ruhu örselenmemiþ tek bir çocuða rastlamak mümkün deðildir. Öyle ki bu ülkede herhangi bir sabah açýp gazete okuyan insanlarýn hiçbiri bir yetiþtirme yurdu rezaleti haberiyle karþýlaþýnca hiç þaþýrmýyor. Aile için tacizleri, vs. bir yana býrakýp sadece fuhuþ a- lanýný ele aldýðýmýzda bile Türkiye deki çocuk pornosu pazarý olaðanüstü büyüklüktedir ve bu yeni deðildir. Sokaklarýnda bu kadar çok yoksul ve sahipsiz çocuðun dolandýðý bir kentte, Ýstanbul da, son derece yaygýn bir pazardýr. Bütün bunlar ortadayken yeni yasalar peþinde olan hükümetin neyi önlemek istediði ise Ýçiþleri Bakaný nýn söylediklerinden anlaþýlýyor. Bütün bu rezaletin ortasýnda Bakan, terör örgütlerinin internetten yararlandýðýný söyleyip asýl dertlerinin ne olduðunu ortaya koyuyor. Bu arada geçtiðimiz yýl internet kafe deðil kütüphane istiyoruz diye eylem yapan devrimcilerle geri zekalý teknoloji karþýtlarý diye dalga geçen medya þaklabanlarý ise þimdi bu iþlere bir düzen getirilsin diye sahte manþetler atýyorlar. Oysa ne Bakan, ne de þakþakçýlarý, çocuða tecavüzde zor kullanýlmasý þartýný koþan yeni TCK nýn maddesini deðiþtirmeyi bile düþünmüyorlar; çünkü çocuða yönelik her cinsel eylemin kendiliðinden bir þiddet olduðunu anlayamayacak kadar zeka yoksunudurlar. Ve yine ayný þaklabanlar, bir cenaze törenine katýldýlar diye Diyarbakýr sokaklarýnda niþan alýnarak katledilen çocuklardan hiç söz etmiyorlar. Dünya Saðlýk Örgütü, çocuk istismarýný çocuðun saðlýðýný, fiziksel ve psikososyal geliþimini olumsuz etkileyen, bir yetiþkin, toplum ya da devlet tarafýndan bilerek ya da bilmeyerek yapýlan tüm davranýþlar diye tanýmlýyor ama onlar kendi devletlerinin daha üç gün önce çoban çocuklarýn üstüne ateþ açmasýný, daha geçen yýl Kýzýltepe de Uður Kaymaz ýn babasýyla birlikte katledilmesini unutup sadece üç tane internet kafenin üzerine yükleniyorlar. Asýl mesele çocuða nasýl bakýldýðýdýr. Daha doðrusu asýl mesele bütün politikalarýný patronlarýn kârýnýn nasýl yükseltileceði, IMF nin emirlerinin nasýl yerine getirileceði ü- zerine kuranlarýn sokaklardaki yoksulluk ve yozlaþmaya nasýl baktýðýdýr. Tam bir yalan rüzgarý! Tam bir sahte ahlak gösterisi! Çocuða doðduðu andan itibaren insanca bir yaþam sürdürmesi gereken bir varlýk olarak bakarsanýz mesele biter! O zaman, bütün kaynaklarý sonsuz ve sýnýrsýz bir þekilde onlarýn mutluluðu ve geliþimi için harcarsýnýz. Kentler birdenbire kocaman çocuk evleriyle ve eðitim alanlarýyla dolar. Yok, patronlarýn kasasýný doldurmak için nereden tasarruf (!) ederim diye bakarsanýz, elbette ilk aklýnýza gelecek olan sosyal kurumlarýn çökertilmesi ve emekçi çocuklarýnýn kaderine terk edilmesi olur. Bu arada, zaman zaman bir seçim ataðý ve heves gösterirsiniz; sonra onlarý unutup gidersiniz. Biz, birincisini yapacaðýz. Ve çok açýk söylüyoruz: Bu ülkede doðan her çocuðu saðlýklý bir bütünlük içinde yetiþtirmek için gereken kaynak vardýr. Tekelci-hortumcularýn bütün servetlerine el konulduðunda ortaya çýkacak kaynaklarýn yüzde biri bile bu iþ için UYUÞTURUCU VE ÇETELERE KARÞI MÜCADELE 9 Coðrafyamýzdan Çocuk Manzaralarý Karakol Bahçesinde Kalp Krizi Bu topraklarda çocuklarýn yalnýzca ahlakýnýn korunmasý yetmiyor. Onlarýn can güvenliðinin de, özellikle devlete karþý korunmasý gerekiyor. Geçtiðimiz ay, Diyarbakýr'ýn Pirinçlik köyünde ilköðretim öðrenciszi Þemsettin Yavuzkaplan'ýn baþýna gelenler bunu bir kez daha kanýtladý. "Telefon kablosu çaldýðý" gerekçesiyle jandarma tarafýndan kovalanan ve arkasýndan ateþ açýlan Þemsettin, karakol bahçesinde "kalp krizi" geçirerek öldü. ÝHD raporuna göre önce arkasýndan ateþ açýlan ve kovalanan Þemsettin daha sonra da arkadaþlarýyla birlikte dövüldü ve kalp krizi geçirmeye baþladýðýnda da karakol bahçesinde yine dövüldü. Olaya tanýklýk eden amcasýnýn oðlu M.Selim Yavuzkaplan'ýn ifadesiyle, "Ýlerde telefon kablolarý koptuðu için bazý çocuklar oraya gitmiþti. Aniden kayalýklarýn arasýndan askerler çýkýp havaya ateþ açtý. Çocuklar kaçmak istedi ancak askerler etraflarýný sardý. Þemsettin bu sýrada yere yýðýldý.'' Ýþte bu kadar Biraz soruþturma, biraz "terör örgütü olayý istismar ediyor" edebiyatý ve sonra Þemsettin, bir çocuk, unutulup gidecek Devletimiz, çocuklarý "korumaya" ve "esirgemeye" devam ediyor! yeterlidir. Siz çocuklarýmýzýn yakasýndan ellerinizi çekin yeter! sosyalist barikat 33

sosyalist barikat 34 Faþist Saldýrýlar Bizi Yýldýramaz! 19 Aralýk 2006 saat 13.30 da Mersin Üniversitesi nde meslek yüksek okul derslik binasýnýn önünde bildiri daðýtan yurtsever arkadaþlara ülkücü faþistler sopa, býçak ve taþlarla saldýrdý. Biri fakültede, ikisi otobüste dövülen arkadaþlar hastaneye kaldýrýldý. Arkadaþlarýn durumlarýnýn iyi olduðu açýklandý. Bundan üç hafta önce de ayný saldýrýyý yaþayan üniversite öðrencileri okulda ve ÝHD de bir basýn açýklamasý yaparak cevapsýz kalmayacaðýný belirttiler. Daha önceki saldýrýda gerekli iþlemleri yapacaðýný söyleyen üniversite yönetimi bu sefer de eli kanlý býçaklý ülkücü faþistleri okuldan polis aracýlýðýyla güvenli çýkýþýný saðladý. Üniversite yönetimi devrimci demokrat yurtsever öðrencilere karþý faþistlerle birlikte polis ve ÖGB güçlerini kullandý. Ýnsan Haklarý Derneði nde öðrenciler tarafýndan yapýlan açýklamada Mersin Üniversitesi nde faþizme karþý mücadelenin sürdürüleceði ve bu saldýrýlarýn cevapsýz býrakýlmayacaðý vurgulandý. FAÞÝZME KARÞI OMUZ OMUZA YÖK POLÝS MEDYA BU ABLUKA DAÐITILACAK YAÞASIN HALKLARIN KARDEÞLÝÐÝ Mersin de Tutuklama Mersin Üniversitesi nde yaþanan faþist saldýrýlar üzerine devrimci öðrencilerin yaptýklarý eyleme saldýran polis, 71 kiþiyi gözaltýna aldý. Gözaltýna alýnanlardan 65 i adliyeye sevk edildi. Bu sýrada gözaltýna alýnan öðrencilerin aileleri ve arkadaþlarýnýn adliye önündeki bekleyiþleri de baþlamýþtý. 22 Aralýk günü sabahýndan itibaren giderek büyüyen kitle, Faþizme Karþý Omuz O- muza, Mersin Faþizme Mezar Olacak, YÖK Kalkacak, Polis Gidecek, Üniversiteler Bizimle Özgürleþecek, Yaþasýn Devrimci Dayanýþma, Gözaltýlar Serbest Býrakýlsýn, Yaþasýn Halklarýn Kardeþliði, Býji Býratiye Gelan sloganlarý ile gözaltýndakilere destek verdi. Öðrenciler, öðleden sonra savcýlýða çýkarýlmaya baþlandý. Adliyenin bahçesindeki polis midibüslerinden alýnýp savcýlýða çýkarýlan her öðrenci, adliyenin karþýsýndaki yeþil alanda birikmiþ olan kitlenin yoðun alkýþ ve sloganlarýyla selamlanýyordu. Bu biçimde akþama kadar, yer yer halaylarla, türkülerle marþlarla bekleyiþ sürdü. Yaklaþýk saat 20.00 cývarýnda tutuklanmasý talep edilmeyenler býrakýldý ve ardýndan da geriye kalan 12 kiþinin tutuklandýðý haberi geldi. Açýklanan karar Gözaltýlar, Tutuklamalar, Baskýlar Bizi Yýldýramaz sloganýyla protesto edildi. Kararý içine sindiremeyen bir ana, protesto haykýrýþlarýyla polis barikatýndan sýyrýlarak adliye binasýna doðru yöneldi. Adliye bahçesinin içinde polis tarafýndan engellenen a- na, diðer ailelerin de öfkesini tetikledi. Gerilimi hisseden polis, tutuklanan öðrencilerin aileleri ile görüþmelerine izin vermek zorunda kaldý. Evlatlarýný gören ailelerin dönüþünün ardýndan kitle Mersin ÝHD de toplanmak üzere geç saatlerde adliyenin önündeki bekleyiþini sonlandýrdý. 10 Tutuklu Arkadaþlarýmýz Serbest Býrakýlsýn! Müzik Grubumuzun Solisti Kahraman Ay'ýn da bulunduðu 12 kiþi Mersin de tutuklandý. Tutuklama gerekçesi "kamu malýna zarar vermek, polise mukavemet etmek ve ders iþlenmesini engellemek" olarak açýklandý. Olayýn aslý ise þöyledir; 19 Aralýk 2006 günü faþistler 3 öðrenciyi döverek hastanelik etmiþtir. Bu olay bu ay içerisinde yaþanan 3. olaydýr. Bunun üzerine 20 Aralýk'ta devrimci demokrat öðrenciler toplanarak ÝHD binasýnda basýn açýklamasý yapmýþ ardýndan saldýrýya karýþtýðý açýklanan bir faþisti döverek cezalandýrmýþlardýr. Öðrenciler, cebinde "rambo" býçaðý adý verilen bir býçakla yakalanan faþisti, polis yetkililerine teslim ederek "bu öðrenci okula bu býçakla nasýl giriyor" sorusunu sormuþlardýr. Öðrencinin okuldan atýlmasý istemi ile rektörlüðe giden öðrencilere polis saldýrmýþ ve 70'e yakýn öðrenci göz altýna almýþtýr. Mersinde devrimci sosyalist gençlik çalýþmasý yürüten ayný zamanda müzik grubumuz Grup Diyar'ýn çalýþmalarýna katýlan arkadaþlarýmýzdan 4 kiþi göz altýna alýnmýþtýr. 22 Aralýk günü mahkemeye çýkarýlan arkadaþlarýmýzdan 3'ü serbest býrakýlmýþ, solistimiz Kahraman Ay ise 11 kiþi ile beraber tutuklu yargýlanmak üzere Mersin Cezaevi'ne götürülmüþtür... Bizler Grup Diyar olarak bu tutuklamayý kýnýyor ve faþist baskýlarýn, zorbalýklarýn, gözaltý ve tutuklamalarýn devrimci sosyalist mücadelemizi engellemeyeceðini ilan ediyoruz. Devrimci Sanat Susturulamaz! Devrimci Mücadele Engellenemez! Tutuklu Arkadaþlarýmýz Serbest Býrakýlsýn! 22 Aralýk 2006 Grup Diyar HALK KÜLTÜR MERKEZLERÝ BASKILAR, TUTUKLAMALAR BÝZÝ YILDIRAMAZ!

Faþizme Karþý Tek Yumruk Tek Barikat! Halk Kültür Merkezleri, Devrimci Sosyalist Gençlik ve Grup Diyar, 30 Aralýk 2006 Cumartesi günü, Ýstanbul Taksim'de bir basýn açýklamasý yaparak, Mersin'deki faþist saldýrýlarý ve 12 devrimcinin tutuklanmasýný protesto etti. Saat 12.00'da, Taksim Tramvay Duraðý'nda yapýlan basýn açýklamasýnda "Tutuklananlar Serbest Býrakýlsýn-Faþizme Karþý Tek Yumruk Tek Barikat/ Halk Kültür Merkezleri, Devrimci Sosyalist Gençlik, Grup Diyar" pankartý açýldý. "Faþizme Karþý Omuz Omuza", "Faþizme Karþý Tek Yumruk, Tek Barikat", "Yaþasýn Devrimci Kurtuluþ Mücadelemiz", "Yaþasýn Devrimci Dayanýþma", "Gözaltýlar, Tutuklamalar, Baskýlar Bizi Yýldýramaz" sloganlarý eþliðinde okunan basýn açýklamasýnda þunlara deðinildi; "Bilindiði gibi iki hafta önce 19 Aralýk günü, biri Yüksek Okulun önünde ikisi otobüste olmak üzere Mersin'de okuyan üç devrimci öðrenci saldýrýya uðramýþ ve aðýr þekilde yaralanmýþlardýr. 20 Aralýk günü ise, üniversite önünde Cumhuriyet Meydaný'nda toplanan öðrenciler yaþanan saldýrýlarý protesto etmiþler ve televizyon görüntülerinde de gördüðümüz gibi rektörden okulda öðrencilerin güvenliðini saðlamasýný istemiþlerdi. Fakat rektör, öðrencilerinden sorumlu bir öðretim üyesi gibi deðil, kolluk güçlerinin amiri gibi davranmýþ ve polisin üniversite içine girerek öðrencilere saldýrmasýný saðlamýþtýr. Tasmalarýný tuttuklarý faþist çetelerin yarým kalan iþini tamamlamak isteyen kolluk güçleri fakülte içlerine kadar girmiþ ve 65 öðrenci bu saldýrýda gözaltýna alýnmýþtýr. Gözaltýna alýnan arkadaþlarýmýzýn birçoðu kolluk güçlerinin saldýrýsýnda çeþitli yerlerinden yaralanmýþlardýr. Psikolojik ve fiziki baský, iþkence gözaltý sýrasýnda da devam etmiþtir. Daha sonra savcýlýða çýkarýlan öðrencilerden on ikisi tutuklanmýþtýr. ( ) Tekrar belirtiyoruz mahallelerimizde olduðu gibi üniversitelerde de faþist saldýrýlar yoðunlaþmýþ ve birçok arkadaþýmýz yaralanmýþtýr. En son Mersin Üniversitesi'nde gerçekleþen ilk saldýrýda üç arkadaþýmýz yaralanmýþ, ikinci saldýrýda ise 65 öðrenci gözaltýna alýnýp, Erhan Ekinci, Kahraman Ay, Burkay Savaþçý, Orhan Atýcý, Baran Bozkurt, Serkan Saðýr, Ali Osman Adýgüzel, Uður Karadana, Mehmet Dahaoðlu, Tarýk Güler, Volkan Gültekin ve Sami Atýcý adlý 12 öðrenci tutuklanmýþtýr. Saldýrýya uðrayan ve demokratik hakkýný kullanarak saldýrýlarý protesto eden öðrencilerin tutuklanmasý kabul edilemez. Tutuklanan öðrenciler derhal serbest býrakýlmalýdýr. Tutuklananlar arasýnda basýn açýklamasýna destek vermeye gelen Grup Diyar'ýn solisti Kahraman Ay da bulunmaktadýr. Son olarak þunu belirtmek isteriz ki, Karanlýðýn bekçileri güneþin doðuþunu engelleyemez Eþit, parasýz, bilimsel anadilde eðitim mücadelemiz engellenemez Özgür ülke insan yaþan mücadelemiz engellenemez Soruþturmalar, tutuklamalar baskýlar bizi yýldýramaz" Basýn açýklamasýna, EHP, ESP, HÖC, Kaldýraç, BDSP, Devrimci Hareket de katýlarak destek verdi. HALK KÜLTÜR MERKEZLERÝ FAÞÝZME KARÞI OMUZ OMUZA 11 ADANA'DA TMY 301 PROTESTOSU TMY ve 301 maddeleri protesto etmek amacýyla her hafta cumartesi günü biraraya gelen Adana'daki çeþitli demokratik kurumlar 9 Aralýk 2006 günü saat 13.00'te, Çakmak Caddesi Kültür Sokak giriþinde biraraya geldiler. "Devrimci Tutsaklar Onurumuzdur", "Toplumla Mücadele Yasasý Ýptal Edilsin", "Tecriti Kaldýrýn Ölümleri Durdurun", "Söz, Eylem, Örgütlenme Hakkýmýz Engellenemez", "Tecrit Zulmünü Yeneceðiz", "Yaþasýn Devrimci Dayanýþma", "Bize Gücünüz Yetmez Biz Kazanacaðýz" sloganlarýnýn atýldýðý eylemde okunan basýn açýklamasýnda F Tiplerinde her geçen gün aðýrlaþtýrýlan tecrite ve buna karþý yürütülen ölüm oruçlarýna deðinildi. Ýstanbul'da Haklar ve Özgürlükler Cephesine baðlý çeþitli kurumlara yapýlan baskýnlar ve gözaltýlar da protesto edildi. Daha sonrasýnda eylemde 5 dakikalýk oturma eylemi gerçekleþtirildi. *** TMY ve 301 protestolarýnýn sonuncusu ise 30 Aralýk 2006 günü saat 13.00'te yapýldý. Çakmak Caddesi Kültür Sokak önünde biraraya gelen kitle, son günlerde yoðunlaþan faþist saldýrýlarý, devrimci kurumlara yönelik baskýlarý, Dersim'deki okullarda yaþanan baskýlarý ve genel olarak faþizmin baský ve terörünü protesto ettikten sonra 2007 yýlýnda da mücadelenin boyutlanacaðý bir yýl olmasý dileyerek basýn açýklamasý bitirildi. sosyalist barikat 35

sistemin karanlýk yüzü sosyalist barikat 36 Milyonlarca Ýnsanýn Hayatý Ýlaç Þirketlerinin Elinde Çaðýn Kara Vebasý AIDS Aylardýr bu köþede kapitalizmin hayatýmýza bulaþtýrdýðý pislikleri yazmaya devam ediyoruz. Aslýnda bu sayfayý hazýrlarken konu sýkýntýsý çekmeyeceðimizi biliyorduk. Bunun sebebi çok basitti; çünkü, içinde yaþadýðýmýz kapitalist sistem, bütün bu sorunlarý kendiliðinden üretiyordu. Türkçe çevirisiyle Edinilmiþ Yetersiz Baðýþýklýk Sistemi Sendromu ama bütün dünyanýn bildiði isimle AIDS hastalýðý, belki ilk bakýþta sisteme iliþkin bir sorun deðilmiþ gibi görünüyor ama öyle deðil. Her þeyden önce AIDS, temel özellikleri itibarýyla farklý bir hastalýk ve bir tür veba gibi toplu kýyýma yol açmaktadýr. Birçok sýradan insanýn tahmin bile edemeyeceði kadar çok can alan bu hastalýk tam bir insanlýk dramý olarak yayýlýrken, aslýnda bütün dünyada zenginlerle yoksullar arasýndaki derin uçurumu da gözler önüne sermektedir. Kapitalizmin kâr hýrsý ve ilaç tekellerinin açgözlülüðü en çok bu hastalýkta ortaya çýkmaktadýr. AIDS Nedir? AIDS, vücut baðýþýklýk sistemi ile ilgili bir hastalýktýr. Bu hastalýða sebep olan virüs ise, Human Immune Deficiency dir (HIV). HIV, insan vücudunun hastalýklara karþý direncini saðlayan baðýþýklýk sistemini etkisiz hale getirir. Bunun anlamý ise virüsten önce çeþitli hastalýklarla þu ya da bu biçimde baþa çýkabilen insan vücudunun savunma sisteminin çökmesi, böylece en küçük bir mikrop kapmanýn bile kesin ölümle sonuçlanmasýdýr. HIV bulaþtýktan sonra, AIDS hastalýðý belirtileri kiþinin yaþam koþullarýna ve vücut direncine göre, 3-15 yýl, hatta bazen daha uzun bir süre sonra ortaya çýkar. HIV bulaþtýðý vücutta çeþitli hücrelere, özellikle bazý kan hücrelerine yerleþerek çoðalýr. Bu kan hücreleri giderek azalýr ve vücudun baðýþýklýk sistemi yýkýma uðrar. Vücut direnci zayýflar, en hafif hastalýklar bile yýkýcý hale gelir. Ayrýca lenf bezlerinde büyümeler, a- ðýz ve deride tekrarlanan uçuk, pamukçuk, yara ve lekeler, nedeni bilinmeyen uzun süreli ateþ, gece terlemeleri, kilo kaybý, ishal, öksürük, tüberküloz, akciðer hastalýklarý gibi belirtiler ortaya çýkar. Bu gibi durumlarda kesin taný için anti-hiv testi yapýlýr. Virüsün tam olarak ne zaman ortaya çýktýðý konusu tartýþmalýdýr; ancak ilk kez 1981 de görüldüðü bilinen hastalýðýn büyük bir hýzla yayýlmasý, bir biyolojik silah denemesinin sonucu olduðu iddiasýný da kuvvetlendirmektedir. Öte yandan AIDS, çoðu kez bir tür eþcinsel hastalýðý gibi gösterilir ve hatta dinci çevrelerde bunun onlara tanrýsal bir ceza olduðu ima edilir; oysa bu tümüyle yanlýþtýr. Ortaya çýktýðý günden bu yana bu hastalýk yüzünden can veren yaklaþýk 25 milyon kiþinin eþcinsel olduðu da söylenemez. Esas olarak kan ve cinsel yolla bulaþan bir hastalýk belki batý ülkelerinde toplu yaþayan marjinal gruplar, uyuþturucu enjektörleri ve fuhuþ yolundan yayýlmaktadýr ama asýl milyonlarýn tehdit altýnda olduðu Afrika da sorun tümüyle yoksulluk ve kötü yaþam koþullarý ile ilgilidir. Yoksulluk ve açlýðýn pençesinde kývranan Afrika ülkelerinde dalga dalga yayýlan hastalýk ancak emperyalist metropollere sýçradýðýnda ticarileþtirilmiþ saðlýk sisteminin ilgi a- lanýna girmiþ ve araþtýrmalara hýz verilmiþtir. Ancak bu çalýþmalar da olaðanüstü pahalý aþý ve tedavi yöntemlerini ortaya çýkarmaktadýr; yani yine yoksullar eþitsiz dünya sisteminin faturasýný ödemektedirler. HIV den Daha Tehlikeli Virüs; Kapitalizm Böylece hastalýk hakkýnda kýsaca týbbi bilgi verdikten sonra, asýl bilançoya bakabiliriz. AIDS, 1981 yýlýnda ilk kez Amerika da görülmüþtür ve o yýl 316 kiþinin AIDS olduðu tespit edilmiþtir. HALK KÜLTÜR MERKEZLERÝ EMPERYALÝST ÝLAÇ TEKELLERÝNE HAYIR Bu rakam beþ yýl sonra 23.000 dir. 12

1990 lý yýllara gelindiðinde ise ABD de 60.000 üzerinde kiþi için AIDS tanýsý konulmuþtur. 2000 lerde ise tablo artýk tam anlamýyla felakettir. Baþlangýçtan bugüne yaklaþýk 25 milyon can alan hastalýk, bir insanlýk faciasý haline gelmiþtir. Dünyada her gün yaklaþýk 14 bin kiþiye A- IDS bulaþmaktadýr ve bunlardan 2 bin kadarý da 15 yaþýn altýndaki çocuklardýr. Ve en önemlisi, hastalýktan ölümlerin neredeyse yüzde 90 ýnýn Afrika nýn güneyinde meydana gelmesidir. Yani hastalýðýn Avrupa ve ABD boyutu, ölümler bakýmýndan yalnýzca yüzde 10 dur ve asýl felaket yoksul Afrika da yaþanmaktadýr. Bu kadar hýzlý yayýlan bir hastalýðýn kapitalist ilaç tekelleri açýsýndan anlamý ise gayet basittir: Olaðanüstü bir pazar ve yüksek kâr saðlama olanaðý. Fiyatlarý son derece yüksek olan AIDS tedavi ilaçlarý ve aþýlarýný üreten ilaç tekellerinden Glaxo Wellcome bu iþten þimdiye dek 4.43 milyar dolar; Bristol-Myers Squibb 3.64 milyar dolar ve Pfizer : 3.35 milyar dolar kâr elde etmiþtir. Üstelik, patent haklarýna sahip olduklarý için bu tekeller ayný ilaçlarýn baþka ülkeler tarafýndan üretilmesini de engelleme yetkisine sahiptir. Nitekim son yýllarda Küba, Hindistan ve Brezilya gibi bazý ülkelerin geliþtirdiði jenerik ilaç uygulamasý ilaç þirketlerinin tepkilerine ve dava açmalarýna neden olmuþtur. Bir ilacýn temel etkin maddelerini kullanarak onu yeniden üretmek anlamýna gelen jenerik ilaç yapýmý sonucunda son derece ucuz fiyata ilaç yapýlmaktadýr. Örneðin ABD de AIDS için hasta baþýna yýllýk kombine ilaç tedavisinin maliyeti 10-15 bin dolar, hastalýðýn ileri evresinde ise kiþi baþý yýllýk hastane tedavi maliyeti 100 bin dolardýr. Bu, herhangi bir Afrikalýnýn 30 yýllýk gelirine denk düþmektedir. Ayný ilaçlarý Hindistan, Brezilya gibi ülkeler yeniden ürettiðinde ise maliyet 347 dolara kadar düþmektedir. Bu yüzdendir ki, büyük ilaç þirketleri patent haklarý için yüksek tazminat davalarýyla bu ülkeleri tehdit etmektedir. Yani tablo son derece açýk bir biçimde soygun tablosudur! Büyük ilaç tekellerinin kâr miktarlarý ilacýn maliyetinin neredeyse 40 katýna dek ulaþmaktadýr. Þu anda dünyada yaklaþýk 40 milyon AIDS hastasýnýn bulunduðu düþünülürse bu kâr oranlarýnýn nasýl bir cinayet anlamýna geldiði daha iyi anlaþýlýr. Öyle ki, AIDS ten ölümlerin % 90 ýnýn yaþandýðý Afrika nýn güney ülkelerine HIV virüsü aþýsýnýn sadece % 1 i ulaþmaktadýr! Felaketin büyüklüðünün daha iyi anlaþýlmasý için bazý rakamlarý orta koymak gerekiyor: * 1981 yýlýndan bu yana 25 milyondan fazla kiþi AIDS ten ölmüþtür ve 2005 yýlýnda toplam 40.3 milyon kiþi AIDS hastasýdýr. * Bu hastalarýn 38 milyonunu 15 ila 49 yaþ arasý nüfus oluþturmaktadýr; geri kalan 2.3 milyon hasta ise 15 yaþýndan küçük çocuklardýr. * Yalnýzca 2005 yýlýnda Afrika da 3.2 milyon kiþi AIDS kapmýþ, bunlarýn 2.4 milyonu hayatýný kaybetmiþtir. Türkiye: Bize Bir Þey Olmaz mý? Türkiye de de durum pek parlak deðildir. Ýlk zamanlarda gerici hurafeler ve kör milliyetçilikten hareketle hastalýðý küçümseyen yöneticiler, sonunda durumun ciddiyetini anlamaya baþlamýþlardýr. Doðal olarak jenerik ilaç yapýmýný akýllarýndan bile geçirmeyen iþbirlikçiler, bu konuda uluslararasý þirketlere baðýmlýlýðý sürdürmektedirler. AIDS le ilk kez 1985 yýlýnýn Kasým ayýnda resmen tanýþan Türkiye de o günden bugüne dek toplam 1067 olay tespit edilmiþtir. Hastalýk en çok Ýstanbul da görülmekte, onu Ankara, Ýzmir, Adana ve Bursa takip etmektedir. Türkiye deki AIDS li hastalarýn büyük bölümünü 20-50 yaþ grubundaki erkekler oluþturuyor. Ne Olacak Bu Kapitalizmin Hali? Hayatý anlamak, onu derinliðine kavramak, biraz da bizim dünyaya nereden ve nasýl baktýðýmýzla ilgilidir. AIDS meselesi de böyledir. Eðer dünyaya pembe gözlüklerle bakýyorsanýz, bir tek þirket sahibinin servetinin dört-beþ Afrika ülkesinin devlet bütçesinden fazla olduðu bu korkunç adaletsizlik ortamýnýn gerçeklerini göremezsiniz. Bu yüzdendir ki, 25 yýlda toplam 25 milyon kiþinin tek bir hastalýktan öldüðü gerçeði önce hepimizi irkiltir. Bu, günde yaklaþýk 3 bin ö- lüm demektir ki, bu kadar yoðun ölüm Ortaçað ýn büyük veba salgýnlarýnda bile görülmemiþtir. Böyle bir noktada, bu kadar çok insanýn kaderi ilaç þirketlerinin dalaverelerine kalmýþsa e- ðer, týp artýk yalnýzca týp deðildir; o ayný zamanda politik-sýnýfsal bir olgudur. Böyle bir dünya sistemi deðiþtirilmeden insanlýk hiçbir biçimde yarýnýndan emin olamaz. AIDS biter, yeni bir salgýn çýkar ortaya ve sonra bir yenisi Emekçiler kendi kaderlerine sahip çýkana dek bu böyle devam eder. Yani, ne olacak bu kapitalizmin hali sorusunun cevabý oldukça nettir; daha saðlýklý, daha yaþanýlabilir bir dünya için kapitalizmin olmadýðý bir hayatý örgütlemek Halk Kültür MerkezLERÝ YA BARBARLIK YA SOSYALÝZM 13 37 sosyalist barikat

sosyalist barikat 38 Raul Castro: Özgür Küba Çok Yaþa Raul Castro'nun, Küba Devrimi'nin 50'nci yýldönümü ve Fidel Castro'nun 80'inci doðum günü dolayýsýyla yaptýðý konuþmayý (sendika.org çevirisiyle) günümüze kattýðý anlam itibariyle, yerimizin darlýðýndan dolayý kýsaltarak yayýnlýyoruz. Birçok kiþi sosyalist blokun parçalanmasý ve Sovyetler Birliði'nin çöküþünün uluslararasý devrimci hareketlerin sonunu getireceðini düþündü. Hatta bazýlarý bizim, Kübalýlarýn nesiller boyu yaþamlarýný adadýklarý ideallerimizden vazgeçmemizi önerdi. Son yýllarda ABD hükümeti, her fýrsattan yararlanma alýþkanlýðý ile, Küba'ya karþý düþmanlýk ve saldýrýlarýný önceden görülmemiþ biçimde arttýrdý. Ýstedikleri, yýkýcý giriþimleriyle Küba'yý ekonomik olarak boðmak ve devrimini sona erdirmekti. Son dört aydýr halkýmýzýn gösterdiði azim, soðukkanlýlýk, olgunluk ve özgüven düþmanlarýmýzý þaþkýnlýða ve düþ kýrýklýðýna uðrattý ama daha çok dünyanýn ezilen halklarýnýn hayranlýðýný kazandý. ABD ve müttefiklerinin çevirdiði bütün dolaplara ve baskýlara raðmen dünyada Küba'nýn saygýnlýðý arttý. Bunun bir örneði baþkentimizde geçen eylül baþarýyla toplanan 14. Baðlantýsýz Ülkeler Zirvesi ve daha yakýnlarda Birleþmiþ Milletler Genel Kurulu nda ABD ambargosunu kýnayan önergeye daha önceden görülmemiþ derecede verilen destek idi. Latin Amerika'da, ABD ve dostlarýnýn zorladýðý neo-liberal formüllerin uygulanmasý sonucu, kýtada yabancý sermaye ile yakýn iliþkisi olan oligarþinin varsýllýðý çoðunluðun yoksulluðu, cahilliði ve saðlýksýz þartlarý ile karþýlaþtýrýlýnca aþaðýlayýcý ve iðrenç bir durum oluþtuðu görülüyor. Son yýllarda Latin Amerika halklarý geleneksel hükümetler ve partilerin haince ve itaatkar politikalarýna karþý duyduklarý kýzgýnlýk ve direniþ seslerini daha çok duyurmaya baþladý. Devrimci halk hareketleri gittikçe daha kuvvetleniyor. Washington'un mil yonlarca dolarlýk yalan haber yayma kampanyalarý, þantaj ve küstahça engellemesine raðmen, yeni ve deneyimli liderler ülkelerinde liderliði ele geçiriyor. ABD'nin FTAA (Amerikalar Serbest Ticaret Anlaþmasý) yoluyla Latin Amerika'yý ekonomik baðýmlý yapma çabalarý engellendi. Yerini kardeþ Baþkan Hugo Chavez'in önerdiði, dýþlanmýþ yýðýnlarýn yararýna olan ALBA (Amerikalar için Bolivarcý Seçenek) alýyor. (...) Ne olursa olsun, 25 yýl önce planladýðýmýz ve uygulamaya koyduðumuz Tüm Halkýn Savaþý stratejimizde devam ederek askeri yenilmezliðimizi güçlendirmeye devam edeceðiz. Böylesi bir halk savaþý, modern tarihin defalarca kanýtladýðý gibi, yenilmezdir. Görevli askerlerin ve yedeklerin, milis kuvvetlerin, bütün parti, eyalet ve ülke düzeyinde karasal üretim ve savunma taburlarýnýn arasýnda birlikte çalýþmalarýný düzenlemeye ve hazýrlýðýmýz geliþtirmeðe devam edeceðiz. Ýletiþimi geliþtireceðiz ve savaþ araçlarýný yenileþtirip savaþ becerimizi geliþtireceðiz ve bir saldýrý durumunda becerilerimizi nasýl uygulayacaðýmýza karar vererek askeri harekat alanlarýný hazýrlamaða devam edeceðiz. Ayný zamanda, Ýçiþleri Bakanlýðý nýn kendini bu iþe adamýþ savaþçýlarýnýn bütün cephelerde deðerli çalýþmalarýný güçlendirmeye devam edeceðiz. Küba halkýnýn özgürlüðünü ve anavatanýn baðýmsýzlýðýný ne pahasýna olursa olsun korumaya azimliyiz. Yüzyýllar boyunca devam eden mücadelemiz ve asil ve kahraman halkýmýzýn özelliði olan vatansever enerji ile sesimizi yükseltelim ve hep beraber seslenelim: Fidel Çok Yaþa! Özgür Küba Çok Yaþa! Ekvador lideri Correa: "Neoliberalizm Öldü!" Yüksek Mahkeme'de dün düzenlenen törende konuþan Ekvador un yeni baþkaný Rafael Correa, neoliberalizm öldü diyor. 15 Ocak'ta yemin ederek 4 yýl sürecek görevine resmi olarak atanacak olan Baþkan, iktidara geldiði günden itibaren Ekvador'un Arjantin, Brezilya, Bolivya, Þili ve Venezüella'nýn öncülüðünü yaptýðý entegrasyon dalgasýna katýlacaðýný belirtti. Törene katýlan yüzlerce destekçisine konuþan Correa, Latin Amerika'nýn dost, kardeþ ve egemen hükümetlerin olduðu bir bölge haline gelmesi haylinin gerçekleþmesi için gereken koþullarýn var olduðunu vurguladý. "Güney Amerika için uzun ve acý dolu neoliberal gece sona erdi" ifadesini kullanan müstakbel Baþkan, gerçekten halký temsil eden bir meclis oluþturulmasý ve 1998 Anayasasý'nýn deðiþtirilmesi için bir Kurucu Meclis toplanacaðýný ve bu konuda gereken mücadelenin verileceðini de sözlerine ekledi. Konuþmasýný 3,5 milyon seçmene teþekkür ederek noktalayan Correa, 26 Kasým'da düzenlenen seçimlerde hilecilerin kaybettiðini, demokrasinin kazandýðýný söyledi. 14 HALKLARINDAN... DÜNYA Hindistan da Neoliberalizm Ýntiharlarla Öldürüyor Genetik dokusuyla oynanmýþ tohumlara dayanan tarýmcýlýk Hindistan'da intiharlara yol açýyor. Tarým tekelleriyle baþa çýkamayan, bankalardan aldýklarý kredileri geri ödeyemeyen çiftçiler intihar ediyor. Tarým Bakanlýðý verilerine göre 1993-2003 yýllarý arasýnda 100 bin çiftçinin intihar ettiði Hindistan'da, 2003-2006 arasý dönemdeyse her sene fazladan 16 bin kiþi intihar etti. 1993-2006 arasýnda 150 bin civarýnda çiftçinin intihar ettiði ülkede bu onüç yýllýk dönemde gün baþýna 30 çiftçi intiharý düþüyor. HALK KÜLTÜR MERKEZLERÝ YAÞASIN DEVRÝM VE SOSYALÝZM

YAZAR: Sibel Özbudun-Temel Demirer YAYINEVÝ: Ütopya Yayýnevi Yeni insanýn yaratýlmasý mücadelesinde bir mihenk taþý YAÞAM YOLU Hayatýmýn yapýtý, bir eðitim destaný diyor Makarenko Yaþam Yolu adlý yapýtýna. Her devrim kendi insanýný ve kadrosunu yaratýr esprisine uygun olarak 1917 Bolþevik devriminden sonra kendi insanýný yaratmak için bir çabaya giriþir sosyalistler. Makar enko nun dediði gibi devrim, yeni bir eðitim dizgesi kurmak ve insanlarý yeniden eðitmek, yeni insanlarý yaratmak zorundadýr. Ama öncelikle kapitalizmin insanlarda yarattýðý çürümüþlüðü, bencilliði, çýkarcýlýðý ortadan kaldýrmak gerekmektedir. Makarenko, bu noktada iþe toplumun katil, hýrsýz vs. damgasý yapýþtýrdýðý bireylerden baþlar. Kusurlu olan insanlar deðil aralarýndaki ilintilerdir sözüyle durumu aslýnda çok iyi betimler ve kapitalizmin yarattýðý insanlar arasýndaki iliþkilere gönderme yapar. Eðer sorunun temeli insanlar arasýndaki iliþkilerse buradan baþlanmalýydý mücadeleye. Yaþamda söz hakký olmayan, tüketen yalnýzca kendi çýkarýný düþünen bireylerle Gorki Topluluðu nu kurar. Kurar ama bu iþ bu kadar basit deðildir. Çünkü çocuklar önceki sistemin hastalýklarýyla gelmiþlerdir topluluða. Buna karþý Makarenko bireyin toplumsallaþmasý na önem verir. Ýnsanýn daha iyi bir yaþam için savaþýný, bu savaþým sýrasýnda nasýl deðiþtiðini, bencilliðini nasýl yendiðini, yavaþ yavaþ kiþisel çýkarlarýnýn nasýl herkesin çýkarýyla karýþtýðýný anlatýr bize. Kitabýn en ilgi çekici yönlerinden biri; pratiðin öðreticiliðini iþlemesidir. Yaþamýn sadece teorilere býrakýlmayacaðý, bunun sorunlarý çözmede faydalý olmaktan uzak olduðunu sorunlarýn teorilerle deðil ancak pratikle birleþen teorik açýlýmlarla çözülebileceðini anlatýr. Teoriler masa baþýnda deðil yaþam alanlarýnda oluþturulur. Kitabýn en çarpýcý noktasý da budur. Yeni insan hakkýnda þunlarý aktarýyor kitap: Bedensel çalýþma ile beyinsel çalýþma bir a- rada yürütülmeliydi.(politeknik eðitim) Sadece ders ya da sadece iþ deðil hem ders hem iþ. Ve yeni insan donanýmlý olmalýydý. Bedensel geliþimine de zihinsel geliþimine de sanatsal aktivitelerde de kendini yetiþtirmeliydi. Hem çöp toplayacak, hem inþaat yapacak hem tarýmdan anlayacak hem de tiyatro oyunu sergileyebilecek niteliðe sahip bir insan... Eylemi yaparken sadece kendini deðil beraber yaþadýðý insanlarý da düþünmeli ve deðiþtirmeliydi. Makarenko nun öðrencilerine öðrettiði temel þeylerin baþýnda; kendi yaþamlarýyla ilgili noktalarda ortak karar alma, öz disiplin, özyönetim, özgüven, özdenetim, tehlikeden bedensel acýlardan korkmama, sorumluluk duyma, konumu ne olursa olsun hiç kimseye ayrýcalýklarýn tanýnmamasý, toplumsal bilinç, herkesin hem denetleyen hem denetlenen olmasýný saðlayan gerek toplu gerek bireysel etkinliklerde herkese yönetme olanaðý tanýma ve bireyin toplumsallaþmasý, topluluðu tek kiþi hareket edebilecek niteliðe getirme. Kitap özellikle devrim sonrasýyla ilgili bilgiler de aktarýyor. Aslýnda devrim sürecinin sadece iktidarý yýkma süreci deðil bir yeniden yapýlandýrma süreci olduðunu anlatýyor. Bu sürecin çok sancýlý olduðunu söylüyor okuyanlara. Köylülerle iliþkiler, köy sovyetini ellerinde bulunduranlarýn bu yetkilerini kendi çýkarlarý için kullanmalarý vs. gibi problemler ortaya konuluyor, yaþanan alan ve kiþilerle ilgili analizler yapýlarak sorunun temeline iniliyor. Sonuç olarak kitapta bireyci eðitime karþý politeknik eðitim, korku yerine cesaret, tüketicilik yerine üreticilik, bireysel çýkarlara karþý toplumsal çýkarlar öne çýkarýlýyor. Sürükleyici dili, yeniyi ifade etmesi ve genel ezberi bozmasý kitabý daha çekici kýlmakta, okuyan için farklý perspektifler sunmaktadýr. Bugünkü genel yozlaþma ortamýnda Makarenko okumanýn çok önemli olduðunu düþünüyor ve okurlarýmýza öneriyoruz. HALK KÜLTÜR MERKEZLERÝ DEVRÝMCÝ SANAT T VE KÜLTÜR ÝÇÝN HKM LERE ÖRGÜTLENMEYE 15 sosyalist barikat 39

dünden yarýna mektuplar... sosyalist barikat 40 Cellat yaþlanýnca melek olur mu? Yaþlanmak kötü þey deðil mi dostum? Öyle orta yaþlardan söz etmiyorum, tümüyle yaþlanmak, yani yolun sonuna gelmek Ölüme yaklaþmak, kaslarýn artýk komutlara tam uymamasý, algýlarýn zayýflamasý, bakýþlarýn donuklaþmasý Geçtiðimiz günlerde, Þili nin kanlý cunta þefi Pinochet in ölmeden önceki son anlarýný gördüm haberlerde, o zaman düþündüm bunlarý. Bir sürü bakýcýnýn arasýnda, zorlukla adým atabilen, ne dediði anlaþýlamayan ve çevresine boþ boþ bakan bir a- dam Bir zamanlar aktör Kadir Savun, ölüm döþeðinde insan eti dünyanýn en aðýr þeyidir diye çok derin bir laf etmiþti, onu hatýrladým. Ýnsanýn kendi kendisine yük olmasý gibi bir duyguydu herhalde bu. Peki ama ne yapmalý þimdi? Bu yorgun ve tükenmiþ adama karþý ne hissetmeliyiz? Son Nazi tutuklusu Rudolf Hess örneðin, 40 yýllýk hapislikten sonra hücresinde kendisini astýðýnda kederden ve yalnýzlýktan çoktan ölmüþtü herhalde. Ne yapmalý, ne düþünmeli insan böyle durumlarda? Bir yufka yürekliliðe teslim mi etmeliyiz kendimizi? Ya da aslýnda yapýmýzda hiç var olmayan bir gaddarlýðý mý þiþirip varmýþ gibi göstermeliyiz? Kuþkusuz ikincisi deðil; o bize çok uzak geliyor. En büyük ve en haklý öfkeleri kuþandýðýmýz anlarda bile biz, özel bir gaddarlýk peþinde olmayýz. Bu yüzden, durum ne olursa olsun, asla iþkence yapmamak gibi ilkeselliklere sahibizdir. Ama dostum, bu öyle salt mekanik bir þey de deðil. Yani sýnýf öfkesi denilen þey, sistemin kendisini hedef alsa da, bütün bu olup bitenlerin somut ifadesi olan kurum ve kiþileri dýþta býrakmaz. Emperyalizm denilen þey, soyut bir iktisat çizelgesi deðil ki; onun somut temsilcileri var, gerçek mermi kullanan gerçek askerlerden, gerçek elektriði gövdemizden geçiren gerçek sadist iþkencecilerden bahsediyoruz. Ýþbirlikçilik de sadece kasa hesap fiþleri deðil; ülkesini satan ve bunun için binlerce kiþinin kanýna giren gerçek uþaklardan ve onlarýn kan içici hizmetkârlarýndan söz ediyoruz. Yani bu basit bir intikam duygusu deðil; ama halka karþý suç iþlemek karþýlýksýz kalabilecek, bedeli olmayan bir fiil olamaz. Tecavüze uðramak, gerçek bir durumdur, bunu anlayabiliyor musun? Gece yarýsý kapýlarý kýrarak eve girenler bir oðulu sürükleyip götürdüklerinde ve o bir daha hiç geri gelmediðinde, arkada kalan büyük boþluk, yüzde yüz gerçektir. Ferhat Tepe yi hatýrlýyorum þimdi. Onu kaçýrmýþ olan kontr-gerilla katillerinin baba Ýshak Tepe yle yaptýðý telefon görüþmelerini okumuþtum bir kitapta. Bir babanýn belki de aslýnda çoktan öldürülmüþ bir oðul için bütün 16 bu acýyý çekmesi nasýl bir þeydir dostum? Bir de bir buçuk milyon insaný düþün, bir buçuk milyon insaný öldürmek kolay mýdýr öyle? Cezayir de bu oldu ve gerçekti! Küçücük bir Vietnam da bile 4 milyon insan öldürdü Amerikan iþgalcileri; bunlar basit þeyler mi? Peki ne olacak þimdi? Vietnam daki My Lai katliamýnda çoluk çocuk yüzlerce köylüyü katleden Teðmen William Calley þimdi kuyumculuk yapýyormuþ. Çoktan yaþlanmýþtýr o da. FHKC savaþçýlarý i- zin verseydi eðer, Filistinlileri temizlenmesi gereken böcekler gibi gören ýrkçý Siyonist Rehabam Ze evi de iyice yaþlanýp bahçesindeki çiçekleri sulayýp gününü gün edecekti! Güzel, ama onlar, daha üç yaþýndayken boðazlanan Vietnamlý çocuklar, hiç yaþlanamadýlar ki! Kana da Ýsrail roketleriyle parçalanan çocuklar artýk yok! Pinochet, dolu dolu madalyalarýný þýngýrdatarak ortalýkta gezinirken Victor Jara nýn kemikleri çürüdü topraðýn altýnda, bir kez daha dokunamadý gitarýnýn tellerine! Ne yapacaðýz peki? Ne düþüneceðiz þimdi? Yaþlanmak, bunak bir kuklaya dönüþmek ya da kendini ressam zannederek tonton dede þirinlikleri yapmak, bir af gerekçesi mi? Hem kim bu adamlar? Ne yapmýþlar? Bir ilaç mý keþfetmiþler? Atomun çekirdeðindeki bir sýrrý mý çözmüþler? Ýki tane notaya basýp bir þarký mý yapmýþlar? Ne yapmýþ bu adamlar, kan içmekten ve cinayetten baþka? Baþkanlýk Sarayý nda o büyük ahlak abidesi Salvador Allende nin cesedini çiðnerken ellerindeki silahlarý kimden almýþlar, ceplerindeki dolarlarý kim vermiþ? Cenaze sýrasýnda Pinochet nin bir yakýný kürsüden haykýrýyor: Onun büyük özgürlük bayraðýný dalgalandýracaðýz! Düþünsene dostum, bundan daha büyük bir yüzsüzlük gördün mü hayatýnda? Özgürlük bayraðýna bakýn: Halkýn kaný sýzýyor her yanýndan! Bana sorarsan dostum; merhamet dediðimiz duygu, hani þu çocuk kitaplarýnda okuduðumuz þey; yine de yüksek bir duygudur. Bence onu alçaltmamalýyýz. Ecel, bazen halkýn öfkesinin önüne geçerse, yapýlabilecek bir þey yok. Ama acýmak Dünyada þu anda iki milyon çocuk cinsel ticaretin nesnesiymiþ biliyor musun, BM açýkladý geçen gün. Acýmaktan ya da daha doðrusu acý duymaktan söz edeceksek eðer, geleceði çalýnmýþ bu çocuklarý düþün biraz. Kendine iyi bak, umudunu diri tut. Gelecek, sen nasýl istiyorsan öyle gelecek. Sosyalist BARÝKAT/Aylýk Sosyalist Dergi Sayý:46 /Aralýk 2006 Anka Yayýncýlýk Adýna Sahibi ve Sorumlu Yazýiþleri Müdürü:Evrim Opuz Yönetim Yeri: Çakýraða Mah. Abdüllatif Paþa Sk. No: 4/5 Aksaray/Ýstanbul Tel/Fax: 0212 632 23 19