istanbul TiCARET ODASI GÜNCEL SORUNLAR RAPORU AVRUPA BiRLiGi REKABET HUKUKU VE. DEGiŞEN REKABET KURALLARI ÇERÇEVESiNDE TÜRKiYE EKONOMiSi Etüt ve Araştirma Şubesi Seri No: 95-17 A.i. 3.5.1995
AVRUPA BİRLİGİ REKABET HUKUKUNUN ESASLARI Avrupa Birliği veya önceki adıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu kuruluş akdi olan 1957 Roma Andıaşması'na istinaden dört ana serbesti doğrultusunda inşa edilmektedir. Bunlar kişilerin, malların, dolaşımı hizmetlerin ve ilkeleridir. Bu serbestilerin sermayenın gerçekleşeceği serbest pıyasa zemini olarak "ADİL REKABET ORTAMI" esas alınmıştır. Avrupa Birliği Rekabet Hukuku bir üyenin kendi yurttaşlarına diğer üye ülke yurttaşlarına tanıdığı kurallardan daha avantajlı koşullar tanımasını engellerneyi esas alır. Bu "ayırımcılık gözetmeme" ilkesi Avrupa Birliği Rekabet Politikası'nın temelini oluşturur. Rekabeti bozucu etkenlerin neler olduğu esas itibariyle Roma Andıaşması'nın 85. ve 86. maddelerinde belirtilmiştir. Bu çerçevede Avrupa Rekabet Hukuku'nun iki temel dayanağı; "İç Pazar rekabetini bozacak veya üye devletler arasındaki ticareti etkileyecek şirketlerarası anlaşmaları", yasaklamak (Kartel yasağı, Madde 85), - "İç Pazara hakim durumdaki şirket veya kurumların bu konumlarını kötüye kullanmalarını engellemek" (Madde 86), şeklinde açıklanabilir. Kamu mülkiyetinde olan kuruluşlar da 85. ve 86. maddelerde belirtilen bu rekabet kurallarına tabidir (Madde 90). Böylece rekabet hukuku açısından rekabet kurallarına eşit şekilde uyum sağladığı sürece şirket ve kurumların mülkiyetinin kamuya veya özel kesime ait olması bakımından herhangi bir ayırım veya kısıtlama getirilmemiştir. Avrupa Tek Pazarı içinde üye devletlerin devletleştirme
suretiyle veya kamu tekeli oluşturarak rekabet kurallarını uygulamaktan kaçınmaları imkanı ortadan kaldırılmıştır. Değişen ekonomik koşullar içinde 85. ve 86. maddelerde tanımlanan bu kavramların nasıl uygulanacağı Avrupa Birliği Konseyi'nce kabul edilen tüzük ve yönergeler ile Avrupa Topluluğu Adalet Divanı kararlarından oluşan bir içtihat çerçevesinde belirtilmiştir. Geniş anlamda Roma Andıaşması'nın 91. Maddesine istinat eden anti-damping uygulamalarını ve 92, 93, 94. maddelerinde yeralan devlet yardımlarının rekabeti bozmayacak biçimde kullanılması prensiplerinin de Avrupa Rekabet Politikası kapsamında ele alınması gerekir. ' Bu geniş çerçeve içinde özetlersek Avrupa Birliği Rekabet Hukuku; Şirketlerin, damping, fiyat anlaşmaları, hakim durumun kötüye kullanılması engelleyen, gibi rekabeti bozucu girişimlerini sınır Avrupa Birliği düzeyinde şirketlerin tekelleşmesine getiren, - Rekabeti bozucu kamu müdahalelerini yasaklayan, - İç pazarda rekabeti bozucu vergilendirmeyi engelleyen, bir kararlar ve içtihat bütünü şeklinde tarif edilebilir. 2
TÜRKİYE'NİN GÜMRÜK BİRLİGİ ÇERÇEVESiNDE AVRUPA BİRLİGİ REKABET HUKUKU'NA UYUMU ı. 1993 yılında yürürlüğe gıren Katma Protokol'ün 43. maddesinde Avrupa Birliği Andıaşması'nın 85, 86, 90, ve 92. maddelerinde belirtilen Rekabet Hukuku ile ilgili ilkelerin uygulama şartlarının ve usullerinin 6 yıllık bir süre içinde tespit edirnesi öngörülmüştür. Geçiş döneminde yerine getirilmemiş olan bu hususa Türkiye'nin Gümrük Birliği'ne giriş şartlarını düzenleyen 6 Mart 1995 tarihli Türkiye-Avrupa Birliği Ortaklık Konseyi Kararında geniş şekilde yerverildiği' görülmektedir. arasındaki Bu Karar'ın 30. maddesinde: Toplulukla Türkiye ticareti etkiledikleri ölçüde, Gümrük Birliği' nin düzgün işleyişi ile uyumlu olmayan, amaçları ve etkileri rekabetin engellenmesi, kı sı tl anınası veya bozulmasına yönelik tüm kuruluşlararası anlaşmalar ve ortak uygulamalar yasaklanmıştır. Bu çerçevede bilhassa aşağıdaki anlaşmalar ve ortak uygulamalar dikkate alınmıştır: fiyatlarını belirlenmesi, Doğrudan veya veya dalaylı herhangi bir olarak alış veya satış diğer ticaret koşulunun - Üretimi, Pazarları, Teknik ilerlemeyi ve Yatırımları sınırlama veya denetim altına alma, - Pazarları veya kaynakları paylaşmaya yönelik olanlar, Ticaret ortaklarıyla yapılan anlaşmalarda farklı koşullar uygulayarak aynı bir kısma nitelikteki avantaj sağlanması, 3
Ticari akitlerin yapılmasını anlaşmanın konusu ile ilgili olmayan ek yükümlülüklerin kabul edilmesine bağlama. Bu madde kapsamına giren bütün anlaşmalar ve kararlar aşağıdaki istisnalar dışında kendiliğinden geçersiz olacaktır. - Mallarin üretiminin veya dağıtımının geliştirilmesine ya da teknik veya ekonomik ilerlemeye yönelik olup, aynı zamanda tüketicilere de, bu şekilde ortaya çıkan faydanın adil bir bölümünü sunan ve, İlgili kuruluşlara bu amaca ulaşmak ıçın şart olanların dışında kısıtlamalar getirmeyen, Bu kuruluşlara sözkonusu ürünlerin önemli bir bölümünün ticaretinde rekabetten kaçınma olanağı sağlamayan. 2. Topluluk ve/veya Türkiye topraklarının tümünde veya önemli bir bölümünde bir veya daha çok kuruluşun sahip olduğu durumu kötüye kullanması, Toplulukla Türkiye arasındaki ticareti olumsuz yönde etkilediği sürece, Gümrük Birliği' nin düzgün işleyişi ile uyumlu olmadığı gerekçesiyle yasaklanmıştır (Madde 31). Bu çerçevede kötüye kullanmanın özellikle aşağıda belirtilen hususları içerebileceği belirtilmiştir. Doğrudan veya dolaylı olarak haksız alış veya satış fiyatları veya diğer haksız ticari koşulları dayatmak, Üretimi, pazarları veya teknik gelişmeyi, tüketicilerin zararına olacak biçimde sınırlamak, Ticaret ortaklarıyla yapılan eşdeğer nitelikteki sözleşmelere farklı koşullar uygulayarak rekabet güçlerini azaltmak, 4
Sözleşmenin niteliği veya ticari teamüllere aykırı olarak, sözleşmenin diğer tarafın sözleşmenin konusuyla ilgili olmayan ek yükümlülükleri kabul etmesi şartına tabi tutmak. 3. Avrupa Birliği üyesi ülkelerin veya Türkiye'nin belli kuruluşları kayırarak veya belli ürünlerin üretimini özendirmek suretiyle rekabeti bozan veya bozma tehdidi oluşturan ve devlet kaynaklarından yaptıkları her türlü yardım Toplulukla Türkiye arasındaki ticareti etkilediği ölçüde, bu Karar'ın 32. maddesine göre Gümrük Birliği'nin düzgün işleyişi ile uyumlu bulunmamaktadır. Aşağıdaki hususlar bu kapsarnın dışında tutulmuştur: - Sosyal nitelik taşıyan, münferit olarak tüketicilere verilen ve ürünlerin menşei bakımından ayırım gözetilmeksizin verilen yardımlar, Doğal afetler ve istisnai olaylar nedeniyle ortaya çıkan hasarı gidermek için verilen yardımlar, Bu Karar'ın yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık bir süre içinde Türkiye' nin az gelişmiş bölgelerinin ekonomik gelişmesine katkıda bulunmak üzere, (Türkiye ile Topluluk ticaretini olumsuz etkilernemesi şartıyla) verilen yardımlar (Almanya' nın Doğu Bölgeleri' ne verilen yardımlar süresiz olarak hariç tutulmuştur). Diğer bir dizi devlet yardımlarının Gümrük Birliği' ne uygunluğu ise takdir çerçevesinde esnek bırakılmıştır. Bunlar yaşam standartlarının çok düşük ve işsizliğin çok yüksek olduğu, ekonomik gelişmesi hızlandırılmak istenen belirli bölgelere veya kültür mirasının korunması amacıyla ya da Avrupa Birliği çıkarlarına hizmet eden önemli bir proje için yapılacak yardımlardır. Ayrıca bir Avrupa Birliği üyesi ülke veya Türkiye ekonomisinde ortaya çıkabilecek sorunları 5
giderıneye yönelik yardımlar da yapılabilirlik kapsamına alınmıştır. 4. 6 Mart Ortaklık Konseyi Kararı'nın rekabet hukukuyla ilgili, balıiskonusu 30, 31 ve 32. maddeleri hükümlerine aykırı ihtilaflar, Avrupa Topluluğu Andıaşması'nın 85, 86 ve 92. maddeleri ile ilgili içtihatları çerçevesinde değerlendirilecektir (Madde 33). 5. Ortaklık Konseyi Gümrük Birliği' nin yürürlüğe girmesinden itibaren 2 yıl içinde yukarıda bahsedilen 30, 31, 32 ve 33. maddelerle ilgili kuralları Topluluğun bu konulardaki mevcut kurallarını esas alarak belirleyecektir. Bu çerçevede rekabetle ilgili Kururnların görevleri de belirlenecektir (Madde 35). Balıiskonusu kurallar belirlenineeye kadar Topluluk ve Türkiye' deki yetkili makamlar kartel anlaşmaları, ortak veya uyumlu davranışlar, hakim dururnun kötüye kullanılması konularında 6 Mart ı995 Ortaklık Konseyi'nin anılan 30 ve 3ı. maddelerine göre işlem yapacaklardır. REKABET HUKUKU İLE İLGİLİ MEVZUATTA UYUM YÜKÜMLÜLÜGÜ VE AVRUPA TOPLULUGU MEVZUATINA YAKLAŞTIRILMASI İÇİN KABUL EDİLMİŞ OLAN TAKVİM ı. Türkiye rekabet kurallarıyla ilgili mevzuatının Avrupa Topluluğu mevzuatına uyumlu hale getirilmesini ve etkin bir şekilde uygulanmasını kabul etmiştir. 2. Türkiye Gümrük Birliği'nin yürürlüğe girmesinden önce Avrupa Birliği Andıaşması'nın 85 ve 86. maddelerine uyumlu bir rekabet yasasını yürürlüğe koyacaktır. Ayrıca Gümrük Birliği'ne girilmesinden sonraki ı yıl içinde 6
Toplulukta yürürlükte bulunan ilgili yönetmeliklerin ve içtihat hukukunda yeralan ilkelerin Türkiye' de uygulanmasını sağlayacaktır. 3. Gümrük Birliği'nin yürürlüğe girmesinden önce bu kuralları uygulayacak bir rekabet kurulu oluşturulacaktır. 4. Verilen yardımların Topluluk Andlaşması 'nın 92 ve 93. Maddelerinde belirlenen Topluluk uygulamasına, Tekstil ve hazır girilmesinden önce, giyim sektöründe Gümrük Birliği' ne itibaren iki yıl Diğer sektörlerde Gümrük' Birliği'nin başlamasından içinde, uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. 5. Türkiye Gümrük Birliği' ne girilmesinden itibaren ı yıl içinde kamu teşebbüslerine veya diğer teşebbüslere verilen özel ve münhasır yetkiler ile ilgili kurallarını Topluluk mevzuatına uygun hale getirecektir (Madde 39). İkinci yılın sonunda ise ticari karakterli devlet tekellerinin üye devletler ve Türkiye vatandaşları arasında üretim ve pazarlama koşulları bakımından ayrıcalık yaratmamasını sağlayacaktır. TÜRKİYE'NİN AVRUPA BİRLİGİ REKABET HUKUKUNA UYMASININ DEGERLENDİRİLMESİ ı. Avrupa Topluluğu ile Gümrük Birliği' ne girilmesi Rekabet Hukuku bakımından Avrupa'nın uyguladığı prensipleri kabul etmemizi gerektirmektedir. Piyasalarımızı birleştirmek istediğimize göre oyunu aynı kurallar çerçevesinde oynamamız zorunluluğu tabii karşılanmalıdır. 7
2. Uymak zorunda olduğumuz Avrupa Birliği rekabet hukuku esas itibariyle serbest rekabet pıyasasının bir gereğidir. Dolayısıyla Gümrük Birliği'ne girmemiz sözkonusu olmasa ve dışardan bize böyle bir dayatma yapılmasa dahi Türkiye'de piyasa ekonomisinin işlerlik kazanabilmesi için bu gibi kuralları kendi insiyatifimizle gilndeme getirmemiz gerekirdi. Nitekim Odamızın Kartel Kanunu konusundaki çalışmaları 70'li yıllara kadar inmektedir. 3. Nihayet Aralık 1994 'te kabul edilmiş olan Rekabet Kanunu da Kartel Anlaşmaları ve Piyasa Hakimiyetinin kötüye kullanılması bakımlarından şimdiden Topluluk hukukuna büyük ölçüde uyum sağlamıştır. 4. Bu çerçevede Türkiye ekonomisi açısından muhtemel olumsuz etkileri bakımından ele alınması gereken iki önemli husus vardır. - Piyasa hakimiyetinde ölçek kriteri, - Devlet desteğinin kaldırılması. 5. Piyasa hakimiyetine ölçek kriteri olarak yalnız Türkiye piyasası esas alındığı takdirde birçok Türk firmasının bu pozisyonda görülmesi kaçınılmaz olacaktır. Çünkü: - Türkiye sanayi si henüz gelişme aşamasındadır. Birçok sahada yapılan sanayi yatırımı ilgili firmayı kendiliğinden o malın üretiminde tek veya hakim pozisyona sokmaktadır. Türkiye ekonomisi Avrupa Birliği ölçeklerine göre henüz nispeten küçük boyutlardadır. Avrupa piyasasında rekabet için gereken boyutlara ulaşmak isteyecek bir firma Türkiye piyasasında çok büyük gibi görünebilmektedir. Birçok sahada kullanılması gereken teknolojinin ve verimli çalışmanın kaçınılmaz şartı olarak seçilmesi gereken 8
firma zorlanmasını büyüklüğü Türkiye pıyasası bazında imkanların dahi gerektirecek ölçekleri gerekli kılmaktadır. Bu gibi durumlar firma birleşmelerini veya pazarlamada uyumlu davranışları gerekli kılabilmektedir. Bütün bu hususlar ile Türkiye' nin Avrupc Eirliği ile Gümrük Birliği'ne girdiği ve malların serbest dolaşımının sözkonusu olduğu dikkate alınarak tekel ve piyasa hakimiyeti kıstaslarının uygulanmasında tüm Gümrük Birliği piyasası esas alınmalıdır. Kanaatimizce de uygulama esasen böyle olacaktır. 6. Devlet Yardımlarının genel bir ifadeyle rekabeti saptırdığı ve bu nedenle engellenmesi gerektiği kabul edilebilir. Ancak ülkemizde ger ı kalmış yöreler in veya sektörlerin teşviki dışında dahi, uygulanan devlet desteği genellikle ekonomi politikalarından ve ekonominin yapısal sorunlarından kaynaklanan yüklerin telafisinde kullanılmakta veya bu gibi ilave yüklerin telafisine yardımcı olmaktadır. oluşan Bu nedenle kamu desteği, kamu müdahaleleri sonucu ilave maliyetler ile birlikte incelenmelidir. Destek kaldırılırken faiz, kur, hammadde, ulaşım ve enerji maliyetlerinin de yeni rekabet şartlarına uygun hale getirilmesi lazımdır. 7. Devlet desteğinin kaldırılmasında dikkat edilmesi gereken diğer bir husus da desteğin türüdür. Avrupa Birliği'nde de oradaki oyun kurallarına göre kullanılabilen yaygın ve etkili bir devlet desteği sözkonusudur. Bu nedenle rekabetin serbestliği çerçevesinde kamu desteği kaldırılırken belki de esas yapılması gereken, kamu desteğinin Avrupa Topluluğu rekabet kurallarına uygun olarak verilebilmesidir. Birliği 8. Avrupa Birliği rekabet kurallarına uyum Gümrük ile beraber piyasada kalite ve verimlilik kıstaslarını daha fazla ön plana çıkaracaktır. Bu etkisi ile uzun vadeli 9
bakarsak yenı rekabet politikası çarpık, içe dönük ve verimsiz sanayileşmeyi önleyecek esasen kıt olan mevcut sermaye kaynaklarının daha verimli kullanılmasını teşvik edecektir. lo