DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÖĞRENME VE ÖĞRENME TEORİLERİ

Benzer belgeler
KENDİNİ GELİŞTİRME ve KENDİ KENDİNE (ÖZ) YÖNETİM

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme

ÖĞRENME. Temel Kavramlar

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

ÖĞRENME KLASİK VE EDİMSEL KOŞULLAMA

ÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram

EDİMSEL KOŞULLANMA. Doç. Dr. Tülin ŞENER

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii

EĞİTİM-ÖĞRENME-ÖĞRETİM İLİŞKİSİ VE TEMEL KAVRAMLAR

ÖĞRENME. Temel Kavramlar. Doç.Dr.Hacer HARLAK

Eğitimin Psikolojik Temelleri

Değerlendirme. Psikolojiye Giriş. Haftalık okuma raporları. Arasınav (%30) Final (%35) Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20)

Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ. Doç.Dr.Hacer HARLAK

Dr. Halise Kader ZENGİN

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III

Program Geliştirme ve Öğretim. Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN

MODELLERDEN ÖĞRENME Enver CANER

Özet İçerik. Sözlük 517. Kaynakça 530. Yazar Adları Dizini 566. Dizin 573

İNSAN NASIL ÖĞRENİR?

BİLGİSAYAR DESTEKLİ ÖĞRETİM. TemplatesWise.com

4 GİRİŞ BİLİŞ NEDİR?

İçindekiler KISIM 1 BÖLÜM 1 KISIM 2 BÖLÜM 3 BÖLÜM 2

Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma. Öğrenme: Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında meydana gelen değişmeye denir.

1.Giriş İÇİNDEKİLER. Önsöz... xxv Teşekkür... xxvii Çeviri Eser İçin Önsöz... xxix İkinci Baskı İçin Önsöz... xxx.

Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşım

ĠNSAN NASIL ÖĞRENĠR?

Psikoloji biliminin konusu gözlenebilir davranışlardır.

Öğrenme İle İlgili Kavramlar ABDÜLKADİR UÇAR

ÜNİTE DAVRANIŞ BİLİMLERİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER ÖĞRENME VE ÖĞRENME KURAMLARI. Doç.Dr.Hasan TUTAR

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre

Eğitim Bilimlerine Giriş

ADIM ADIM YGS LYS Adım DAVRANIŞ 2

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15

ÖĞRENMENIN DOĞASI Gülay ÇENGEL

BİLİŞSEL NÖROBİLİM BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

Örnek öğrenmeler söyleyin? Niçin?

30 GÜNDE EĞİTİM BİLİMLERİ

O Psiko-motor gelişim farklı değişikliklere uğrasa da bireyin tüm yaşamı boyunca devam eden bir süreçtir.

Beyin Temelli ve Basamaklı Öğrenme S

Birey ve Çevre (1-Genel)

ALGI VE ALGISAL ÖRGÜTLEME YASALARI

REHBERLİK VE İLETİŞİM 2

BİTİŞİKLİK KURAMI. Hzl: ELİF ŞİRİNGÜL ASLIHAN AKBAĞ

ZİHİN ENGELLİLER VE EĞİTİMİ ÖZELLİKLERİ

Eğitim bilimlerinde birbiri ile karışan kavramlar.

Öğrenme Alanları Bilişsel, Duyuşsal ve Devinişsel (Davranışsal) Öğrenme 1/61

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN

Kavram ortak özelliklere sahip birbirine benzeyen nesneleri ya da olayları bir araya getirerek bir ad altına toplamaktır.kavram;

EĞİTİMİN PSİKOLOJİK TEMELLERİ

EDIMSEL KOŞULLANMA ELİF GÖKALP TAŞ EMEL DOKUR MERMERDAŞ

ÖĞRENMEDE DAVRANIŞSAL YAKLAŞIMLAR Sevim Çiftçi

İÇİNDEKİLER. BÖLÜM 1 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ: ÖĞRETİM İÇİN YAPILANMA Prof. Dr. Ayşen Bakioğlu - Dilek Pekince EĞİTİM ve PSİKOLOJİ... 3 İYİ ÖĞRETMEN...

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA nın Kökenleri

ALGI BİLGİ İŞLEME SÜREÇ VE YAKLAŞIMLARI

Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler

BİLGİYİ İŞLEME KURAMI

ĠNSAN NASIL ÖĞRENĠR? Ne biliyoruz? DüĢünelim TartıĢalım! Ġnsan öğrenir! Ġnsan vs Hayvan ÖĞRENME TEORĠLERĠ SOSYAL

Hedef Davranışlar. Eğitim Programının birinci boyutudur. Öğrencilere kazandırılması planlanan niteliklerdir (davranışlar).

Uzaktan Eğitim. Doç.Dr. Ali Haydar ŞAR

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS

ÖZEL ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ II

Öğrenme (Learning) Prof. Dr. Güler Bahadır Dr.Nilüfer Alçalar İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı

BİLİŞSEL AÇIDAN ÇOCUK GELİŞİMİNİN BASAMAKLARI

SOSYAL ÖĞRENME KURAMI

Temel Kavramlar Bilgi :

DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER

DERS ÖĞRETİM PLANI TÜRKÇE. 1 Dersin Adı: Psikolojiye Giriş. 2 Dersin Kodu: PSİ Dersin Türü: Zorunlu. 4 Dersin Seviyesi: Lisans

Tepki Örüntüleri Olarak Duygular Duyguların İletişimi Duyguların Hissedilmesi

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ GİRİŞ BÖLÜM I TEMEL KAVRAMLAR 1-10 Kaynakça. 7 OKUMA PARÇASI (Baba Emzirmesi). 8

Gelişim Psikolojisi Ders Notları

SINIF REHBERLĠĞĠ PROGRAMI. Prof. Dr. Serap NAZLI

Hatırlama ve Unutma. Doç.Dr.Hacer HARLAK-PSİ154-PSİ162

TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI SORU VE CEVAPLARI

Ders İzlencesi Eğitim Yılı ve Güz Dönemi Program adı: ÇOCUK GELİŞİMİ PROGRAMI

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI PSİKOLOJİ DERSİ 10. SINIFLAR I. DÖNEM II. ORTAK YAZILI SINAVI

Psikoloji sağlıklı insanın bilincini ögelerine analiz eden bilim dalıdır.

KONUNUN ANA HATLARI ÖĞRETİM KURAMLARI PIAGET ÖĞRENME KURAMI

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ

GELİŞTİRMENİN KURAMSAL TEMELLERİ PROGRAM GELİŞTİRMENİN PSİKOLOJİK TEMELLERİ. Temel Kavramlar. Temel Kavramlar. Program Geliştirme ve Psikoloji

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ TARAMA-1 (UĞUR YILMAZER)

DERS ÖĞRETİM PLANI TÜRKÇE. 1 Dersin Adı: Psikolojiye Giriş I. 2 Dersin Kodu: PSY Dersin Türü: Zorunlu. 4 Dersin Seviyesi: Lisans

ZEKA ATÖLYESİ AKIL OYUNLAR

İnsan beyni, birbiri ile karmaşık ilişkiler içinde bulunan nöron hücreleri kitlesidir. Tüm aktivitelerimizi kontrol eder, yaradılışın en görkemli ve

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ. soru KPSS 2017 EĞİTİM BİLİMLERİ. önce biz sorduk. Eğitimde

İÇİNDEKİLER. GİRİŞ GELİŞİM PSİKOLOJİSİNE DAİR Prof. Dr. İrfan ERDOĞAN. I. Gelişim Psikolojisine Kuramsal Bakış...1

BELLEK. 1- KISA SÜRELİ BELLEK: Kısa süreli bellek de iki aşamalıdır. -Duyumlarla elde edilen bilgilerin - Çok kısa süreli bellekten gelen

Sosyal Öğrenme. Sosyal Öğrenme

MOTOR ÖĞRENMENİN FİZYOLOJİK BOYUTLARI

boarding school lunchtime Dr. Abdullah ATLİ

Web adresi. Psikolojiye Giriş. Bu Senin Beynin! Ders 2. Değerlendirme. Diğer şeyler. Bağlantıya geçme. Nasıl iyi yapılır. Arasınav (%30) Final (%35)

Araç Sürüş Kabiliyetinizin Psikolojik Temelleri Nelerdir ve Nasıl Ölçülür? - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ. kpss SORU. Önce biz sorduk. Güncellenmiş Yeni Baskı. Eğitim Bilimleri. 80 Soruda 64

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III

Prof. Dr. Acar Baltas, Psikolog

Öğrenme ve Öğretim İlkeleri

EĞİTİM (PEDAGOJİK) TEMELLERİ

GESTALT KURAMI Gestalt kuramcılarına göre bütün, parçaların toplamından daha anlamlıdır ve farklıdır. Birey herşeyi bir bütün olarak algılama

Transkript:

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÖĞRENME VE ÖĞRENME TEORİLERİ Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT

* Öğrenme Kuramı : Bir çok kapsamlı araştırma sonucuna dayalı olarak insanların NASIL ÖĞRENDİĞİNİ açıklamak üzere oluşturulmuş çeşitli genellemeleri ve ilkeleri içeren bir model ya da sistemdir. *Öğrenme tekrar veya yaşantı sonucunda davranışta kalıcı değişiklikler yaparak çevreye uyum sağlama sürecidir. *Bu bakımdan öğrenme; ihtiyaçları daha iyi karşılayabilmek için, davranışları düzene koyma veya yeni bir durum karşısında bunları yeniden örgütleme anlamına gelir. *Davranışlarda öğrenme sonucu meydana gelen bilinçli değişmeleri, olgunlaşmayla kazanılan etkilerden ve geçici fizyolojik değişmelerden ayrı tutmak 2 gerekir.

Bir zihinsel etkinliğin öğrenme sayılabilmesi için şu koşulların bulunması gerekir: *Her öğrenme tekrar veya yaşantı sonucu meydana gelir ve davranışta değişikliğe yol açar. *Davranışlarda meydana gelen herhangi bir değişikliğin öğrenme sayılabilmesi için değişikliğin sürekli veya kalıcı olması gerekir. *Öğrenme süreci sonucunda öğrenilmiş veya kazanılmış davranışların başkasına transfer edilmesi mümkündür. *Öğrenme doğrudan gözlenemez. Öğrenilmiş bir faaliyeti gözlerken, gözlemlediğimiz şey öğrenme değil performanstır. * Öğrenme sonucu meydana gelen değişimler, doğrudan ya da dolaylı deneyimlerin sonucudur. *Öğrenme insan içindir; insanın dışında diğer canlılar öğrenemez. 3

* Yaşantı ürünü değişmedir DEĞİŞEN NEDİR? Cevap öğrenme kuramlarına göre değişir. 4

*Öğrenme sonucunda kazanılan yeni yetkinlikler ve beceriler sayesinde insanlar daha sonra karşılaşacağı durumlara farklı yaklaşım gösterebilirler. *Öğrenme, davranışın referans çerçevesindeki işaret ve ipuçlarında değişmeye yol açar. *Öğrenilmiş davranış ile doğuştan getirilen davranış farklıdır. Doğuştan getirdiğimiz davranışlara refleks denir. *Refleks, bir uyarıcıya karşı meydana gelen istem dışı tepkidir. İnsan omuriliğinde farklı refleks merkezleri vardır. *Uyarıcı; öğretimle sunulan içerik, tepki ise kişinin 5 gösterdiği gözlemlenebilen davranıştır.

*Öğrenme, yaşantı ürünü nispeten kalıcı izli davranış değişmesidir. *Öğrenme, uyarıcı tepki bağı kurulduğunda oluşur. 6

*Öğrenme bilgi edinme ve yeni davranış biçimleri kazanma sürecidir. Bilgi, bireyin dış dünyadaki olayları algılama, işleme, değerlendirme, muhakeme etme sonucunda zihninde ürettiği anlamlardır. Bu tanıma göre, bilginin oluşabilmesi için en az dört unsurun varlığı gerekir. Bunlar; *Birey, *Nesne, olgu veya olay, *Birey ile nesne, olgu veya olay arasında etkileşim *Bireyin söz konusu nesne, olgu veya olaya yüklediği kişisel anlamdır. *Bu anlamların sonucunda insan yeni bir şey öğrenmiş sayılır. Öğrenmenin olabilmesi için, bireyin yeni olayları veya olguları zihninde daha önce öğrendikleri ile 7 ilişkilendirmesi gerekir.

DAVRANIŞ Doğuştan gelen davranışlar İçgüdüsel davranışlar Refleksif davranışlar Sonradan kazanılan davranışlar (Öğrenme ürünü davranışlar) Geçici davranışlar Alkol, ilaç, hastalık vb. etkisi ile oluşan davranışlar İstendik davranışlar İstenmedik davranışlar Planlı eğitim ürünü davranışlar Olumsuz kültürel koşullar altında kazanılan davranışlar Plansız eğitim ürünü davranışlar 8 Eğitimin hatalı yan ürünü olan davranışlar

*Öğrenmenin farklı türleri vardır: *Algılama yoluyla öğrenme: Bir bireyin dış dünyadaki nesneler hakkında duyu organları (görme, işitme, dokunma, koklama ve tat alma) yoluyla edindiği mesajların beyinde yorumlanması ve anlam kazandırılması sonucunda gerçekleşir. *Gözlem ve taklit yoluyla öğrenme: Basit olarak bireyin çevresinde gelişen bir olayı veya davranışı gözlemesi ve onu olduğu gibi taklit etmesi ile oluşur. *Model alma yoluyla öğrenme: Bu öğrenmede, bireyin kendi çevresinde değer bulan bir tutumu veya davranışı örnek alarak sergilemesi söz konusudur. 9

*Öğrenme aktif bir eylemdir. *Öğrenme, kavramsal bir değişmeyi içerir. *Öğrenme, özneldir. *Öğrenme, durumsaldır. *Öğrenme sosyaldir. *Öğrenme, duygusaldır. 10

ÖĞRENME Çağrışımlı Öğrenme Bilişsel öğrenme Klasik koşullama Sosyal öğrenme Edimsel koşullama Nörofızyolojik öğrenme Duyuşsal öğrenme 11

*Öğrenmenin doğasına ışık tutmaya çalışan çeşitli öğrenme kuramları geliştirilmiştir. *Bu kuramlar, öğrenmeyi daha çok davranışçı bir temele oturtan; klâsik koşullanma, edimsel koşullanma ve sosyal öğrenme kuramları ile *öğrenmeyi zihinsel bir süreç olarak açıklayan bilişsel kuramlar ile duyuşsal ve beyin temelli öğrenme kuramları şeklinde gruplandırılabilir. 12

KOŞULLAMADAN ÖNCE Koşullu Uyarıcı (Işık) Doğal (Koşulsuz) Uyarıcı (Et) KOŞULLAMA SÜRECİNDE Koşullu Uyarıcı (Işık) Doğal (Koşulsuz) Uyarıcı (Et) KOŞULLAMADAN SONRA Koşullu Uyarıcı (Işık) 13 Tepki yok Doğal Tepki (Salya akıtma) Doğal Tepki (Salya akıtma) Doğal Tepki (Salya akıtma)

*Koşulsuz Uyarıcı: Varlığı, bir organizmanın değişmez olarak belirli bir şekilde tepki vermesine neden olan uyarıcıdır. Yani, hiçbir koşula bağlı olmadan tek başına verildiğinde organizmada bilinen bir tepkiye yol açan uyarıcıdır. Bu uyarıcıya doğal uyarıcı da denir. Pavlovun deneyinde salyaya yol açan et,kaygıya yol açan başarısızlık, korkuya yol açan yüksek ses gibi uyarıcılar koşulsuz uyarıcıdır. *Koşulsuz Tepki: Bir koşulsuz uyarıcının her ortaya çıkışında organizmanın verdiği tepkidir. Pavlov un deneyinde etten sonra oluşan salya, başarısızlık sonucu oluşan kaygı, yüksek ses sonrası korku birer koşullu tepkidir. 14

*Nötr Uyarıcı: Canlıda bilinen herhangi bir tepkiye yol açmayan uyarıcıdır. (Başlangıçta köpekte hiçbir tepkiye yol açmayan ışık, okula gitmeyen çocuk için hiçbir tepki oluşturmayan matematik dersi, hiçbir tepkiye yol açmayan oyuncak tavşan). *Koşullu Uyarıcı: Başlangıçta nötr olduğu halde, bir koşulsuz uyarıcıyla eşleştirilen ve bunun sonucunda tek başına sunulduğu zaman organizmada istenilen tepkiyi ortaya çıkartma gücünü kazanan uyarıcıdır. (köpeğe salya salgılatan ışık, çocuğa kaygı yaşatan matematik dersi). *Koşullu Tepki: Koşullama gerçekleştikten sonra organizmanın sadece koşullu uyarıcıya gösterdiği tepkidir. (Işığı gören hayvanın salya salgılaması, matematiğe karşı kaygı). 15

*Genelleme: Belli bir problem duyumu karşısında başvurulan herhangi bir davranış, istenilen başarılı sonucu verirse, çeşitli benzer hallerde tekrarlanır. Örneğin, evindeki kedi ile oynayarak buna kedi dendiğini öğrenen çocuk, bütün hayvanlara kedi diyebilir. *Geçiş: Genellemeye çok yakın bir kavramdır. Belli bir alanda kazanılan bilgilerden diğer alanlarda da faydalanılacak olursa, buna geçiş yoluyla öğrenme denir. İnsanlar, genelleme ve geçiş yollarıyla edindikleri bilgilerden çeşitli alanlarda yararlanırlar. İki durum arasında benzer öğe ve ilkeler ne kadar çoksa geçiş o kadar kolay olur. Örneğin, otomobil kullanmayı bilen bir kimse traktör kullanmasını kolay öğrenir. 16

*Bitişiklik-Yakınlık: Nötr uyarıcı ile koşulsuz uyarıcının birbirine çok yakın aralıklarla sunulmasıdır. Klasik koşullama ile öğrenmenin en uygun düzeyde gerçekleşebilmesi için bu iki uyarıcı arasındaki aralığın bir ya da yarım saniye olması gerekmektedir. İki uyarıcı arasındaki süre daha uzun olduğunda öğrenme istenildiği gibi gerçekleşmemektedir. (Işık ile et arasındaki zamanın kısa olması) *Habercilik: Klasik koşullama ile öğrenmenin gerçekleşebilmesi için koşullu uyarıcının esas tepkiye yol açan koşulsuz uyarıcıdan önce verilmesidir. (Işığın etten önce verilmesi sonucu hayvanın etin haber vericisi koşuluyla ışığı görünce de salya tepkisi göstermesi) *Pekiştirme: Tüm davranışçı yaklaşımlarda olduğu gibi klasik koşullama yoluyla öğrenmede de davranışın öğrenilmesi için pekiştirme önemlidir. 17

*Genelleme: Öğrenme sonucu belirli bir uyarana verilen tepkinin, koşullama olmadan bu uyarana benzer uyaranlara da verilmesidir. (Işığa karşı salya tepkisi veren hayvanın ışığa benzer diğer uyarıcılara da salya tepkisi; çocuğun babasına benzeyen diğer erkeklere de olumlu tepkiler vermesi). *Ayırtetme: Koşullu uyarıcıyı, koşullanmamış benzer diğer uyarıcılardan ayırt etmeyi öğrenmektir. (Matematik dersinde başarısızlık yaşayan çocuğun yaşadığı kaygıyı matematiğe benzer istatistik dersine de genellemesi) 18

*Sönme: Bir davranış bir kez koşullandıktan sonra koşullu uyaranın uzun süre tek başına verilmesi, pekiştirecin verilmemesi durumunda canlının koşullu uyarana artık tepki vermemesidir. (Uzun süre et olmadan ışığın verilmesi durumunda hayvanın ışığa salya salgılamaması) *Kendiliğinden geri gelme: Sönme meydana geldikten sonra belirli bir ara verildiğinde pekiştirme olmadan canlının koşullu uyarana tekrar tepki vermesidir. (Hayvanın ışığa salya tepkisi vermemesinden bir süre sonra tekrar ışık gördüğünde salya salgılaması) 19

*Edimsel veya araçsal koşullanmada, birçok öğrenme durumu, klâsik koşullanmadan ayrılabilmektedir. *Deneysel çalışmalarla herhangi bir davranışın öğrenilmesinde her zaman uyarıcının tepki yaratmadığı, çoğu zaman kendiliğinden yapılan davranışlar olduğu ve bu deneme-yanılma türündeki davranışlar sonucunda tekrarlamaların yapıldığı belirtilmiştir. *Bu tür koşullanmaya edimsel (çevre üzerindeki etkisi nedeniyle) veya araçsal koşullanma denilmiştir. 20

*Klasik koşullamadaki tepkisel davranışın tersine, edimsel davranış insanın çevresindeki olaylara verdiği duygusal tepkiler değildir. *Edimsel davranışta, birey ihtiyacını karşılamak için çevredeki olanakları kullanır. (Bisiklete binme, tiyatroya gitme, resim yapma, arkadaşını ziyaret etme vb edimsel davranış örnekleridir.) *Klasik koşullanma otonom sinir sistemi tarafından yönetilen davranışlarla; edimsel koşullanma istemli kaslarla yapılan bilinçli ve istekli davranışlarla ilgilidir. 21

Edim (Operant) Tepki Davranış Organizmanın gelişi güzel, hangi uyarıcıya dönük olduğunu belirleyemediğimiz tepkisi Ödül Ceza 22

Etki Yasası Davranışlar sonuçlarından etkilenir. Olumlu Pekiştirme (Olumlu davranış-olumlu uyarıcı) Olumsuz Pekiştirme (Olumsuz durumu ortadan kaldıran davranış-olumlu uyarıcı) Ceza 1. Tip (Olumsuz davranış-olumsuz uyarıcı) 2. Tip (Olumsuz davranış-olumlu uyarıcının ortamdan çekilmesi) 23

*Edimsel koşullanma kuramının daha iyi anlaşılması için bu kavramların açıklanması gerekir: *Pekiştirme: Edimsel koşullamada, istenen davranışın ortaya çıkma sayısını arttıran her uyarıcıya pekiştirme adı verilmiştir. Olumlu ve olumsuz olmak üzere iki tür pekiştirme vardır. Olumlu pekiştirmede, belli bir davranış kendiliğinden meydana geldiği zaman bunu ileride davranışın tekrarlanması olasılığını artıran haz verici bir olay izler. Buna günlük dilde ödül teknik terim olarak olumlu pekiştireç denir. Olumsuz pekiştirmede, belli bir davranış, kişiyi üzen rahatsız edici bir durumun ortadan kalkması izlerse, o zaman gene bu davranışın tekrarlanması olasılığı artar. 24

*Operant (edimsel) şartlanma: Tepkiler belirli çevresel uyarıcılara karşılık yapılan hareketlerdir. Edimler ise, gözlenebilir çevresel uyarıcılardan bağımsız, içten gelerek kendiliğinden yapılan hareketlerdir. *Motor öğrenme: Motor öğrenmede söz konusu olan, bir şeyin nasıl daha iyi yapılacağının öğrenilmesidir. Basit edimsel öğrenme, belli bir amaca varmak için ne yapılması gerektiğinin öğrenilmesidir. Bazen psikomotor öğrenme de denen motor öğrenmede söz konusu olan, bir şeyin nasıl daha iyi yapılacağıdır. Gündelik hayat, motor öğrenme gerektiren faaliyetlerle doludur. Bunlar arasında çatalkaşıkla yemek yemeyi, konuşmayı, yazı yazmayı, araba kullanmayı, topu hedefe atmayı, bir müzik âletini çalmayı sayabiliriz. 25

*Kaçınma koşullanması: Kaçınma koşullanması sönmeye son derece dirençlidir. Bazı hayvanlarda ve durumlarda binlerce tekrardan sonra bile sönmeyebilir. Bu durum, örneğin, zil sesini duyunca bir bölmenin üzerinden atlamayı öğrenen köpeklerde gözlenmiştir. *Şekillendirme: Pekiştireçle öğrenilecek davranış, hem klâsik, hem de edimsel koşullanmada temel bir gerekliliktir. Şekillendirme tekniği evcil hayvanlara ve çocuklara bazı şeylerin öğretilmesinde de çok etkilidir. Bir köpeğe iki ayağı üzerinde durmasını öğretmek için, eğitici, hayvanın sadece yaklaşmasını ödüllendirmekle işe başlayabilir; daha sonra sırasıyla, sakin durmasını, havadaki yiyeceğe doğru uzanmasını, bir anlık kalkışlarını ve son olarak da istenen pozisyonda daha uzunca bir süre kalmasını ödüllendirir. 26

*Söndürme: Söndürme bir işlemdir. İşlemin kritik öğesi, söndürmek istediğimiz davranışı artık pekiştirmemektir. Söndürmenin sonucu, öğrenilmiş davranımın zayıflamasıdır. Öğrenme konusundaki çalışmalar sadece davranımları öğrenilmesi ve kazanılması ile değil, daha önce öğrenilmiş davranmaların zayıflaması ile de ilgilidir. Bu, oldukça önemli bir konudur; çünkü gündelik hayatta, öğrenilmiş davranmaların zamanla zayıfladıkları çok sık görülen bir olaydır. *Bastırma: Bir davranımı zayıflatmanın diğer bir yolu bastırma dır. Bu işlem yolunda daha önce öğrenilmiş bir davranımın her yapılışında ceza uygulanır. Bastırma aslında, daha önce koşullanmış davranımı zayıflatan bir edilgen kaçınma öğrenmesidir. Genellikle ceza, davranımı geçici olarak bastırır, fakat sürekli olarak ortadan kaldırmaz. 27

*Sosyal öğrenme, başkalarını gözlemleyerek çevreden öğrenme olarak tanımlanabilir. İnsanlar sadece kendi deneyimlerinden öğrenmezler, başkalarının yaptıklarını gözlemleyerek de öğrenirler. Bu şekilde öğrenmeye model alma ya da gözlem yoluyla öğrenme denilmektedir. *Sosyal öğrenme kuramı öğrenmeyi, uyarıcı olaylar ve insanların bu olaylara verdiği tepkiler ya da bu tepkilerin gözlenmesi sonucunda oluşan düşünce ve zihinsel süreçlerle açıklamaktadır. *Model ile gözlemleyen arasındaki etkileşimde bazı temel özellikler: *Yaş *Karakter *Statü *Cinsiyet *Benzerlik 28

*Sosyal öğrenme kuramı, insanın pek çok davranışım çevresinde bulunan insanların yaptığı davranışları öykünerek öğrendiğini savunur. *Öykünme, örnek alman bir insanın davranışlarının olduğu gibi veya benzerlerinin yapılmasıdır. İnsanın öykünerek yaptığı davranış bir ihtiyacın doyurduğu ve çevresiyle beğenildiğinde ödüllendirilmiş olur. *Ödüllendirme öykünülen davranışa insanı koşullandırır. İnsan koşullandığı bu davranışı yeri ve zamanı geldiğinde yineler. *Bu yüzden öykünme bir koşullanmadır. 29

*Bilişsel öğrenme, öğrenmenin zihinsel süreçler sonucunda öğrenildiğini ileri sürmektedir. *Duyuşsal öğrenme ve nörofizyolojik öğrenme bilişsel öğrenme kuramlarını oluşturmaktadır. *Davranışsal ve bilişsel kuramları arasında önemli fark, davranışçıların öğrenmenin bir takım ön şartlarının sonucu mekanik olarak meydana geldiğini ileri sürmeleridir. *Bilişsel (zihinsel) kuramlar ise öğrenmenin amaçlı ve dinamik bir süreç olduğunu ileri sürmektedir. Bu psikologlar, öğrenmeyi, organizmada homeo statik denge durumu bozulduğunda, eksikleri karşılamak ve amaca ulaşmak için en uygun edimleri 30 bulma çabası olarak nitelemişlerdir.

*Duyuşsal kuram, öğrenmenin nasıl gerçekleştiği ve doğasının nasıl olduğundan çok, onun sonuçlarıyla ilgilidir. Bu kuram, kişinin sağlıklı benlik algısı ve ahlâkî gelişimi gibi duyuşsal sonuçlarıyla ilgilenir. Bu nedenle öğrenmenin zihinsel, duyuşsal ve davranışsal sonuçlarının birbirinden ayrılmasının mümkün olmadığını ileri sürer. Kurama göre kişi çevresinden sürekli olarak kendisine ulaşan duyu uyaranlarını değerlendirir ve düşünsel, duyuşsal veya davranışsal tepkide bulunur. Bu kurama göre öğrenme, davranışçıların belirttiği gibi, yalın anlamda bir uyarıcıtepki ilişkisi değildir; tepkide bulunma sürecinde organizmanın yani beynin bilgi işleme fonksiyonu devreye girer. Bilgiyi işleme kuramında bilgiler öncelikle duyusal belleye duyusal kayıt yoluyla 31 kaydedilir.

*Kısa süreli bellek, sınırlı miktardaki bilgiyi, yine sınırlı bir zaman diliminde depolayan bellektir. Kısa süreli belleyin diğer bir işlevi de, depolanmış bilgilerle zihinsel işlemleri gerçekleştirmektir. Bu işlemlerden biri de bilginin yeniden organize edilerek ve uygun şekilde kodlanarak uzun süreli belleğe gönderilmesidir. Uzun süreli bellek, öğrenilmiş ve özümsenmiş bilginin uzun süreli olarak depolandığı bellektir. Kısa süreli bellekte bilginin korunması, zihinsel tekrar yapılmasına bağlıdır. Kısa süreli bellekte duyusal uyarıcılar nöronları uyardığı sürece bilgi korunur. Uyarıcıların nöronları uyarımı sona erdiğinde bilgi kaybolur. Bilginin, uzun süreli bellekte korunması ise, nöronlar arasındaki bağlantılarda (sinapslarda) morfolojik (yapısal) değişme olarak 32 saklanır.

*Duyuşsal kurama göre öğrenmeyi sağlayan süreçler şu şekilde işler: *Çevredeki uyarıcıların alıcılar (duyu organları) yoluyla duyumsanması, *Bilginin işlenerek duyusal kayıt altına alınması, *Duyusal kayda alman uyaranların dikkat ve seçici algı yoluyla kısa süreli belleğe geçirilmesi, *Bilginin kısa süreli belleye kaydedilmesi, *Bilginin tekrarlar yapılma yoluyla uzun süreli bellekte depolanması, *Bilginin uzun süreli bellekten işleyen belleğe çağrılması veya hatırlanması, *Bir davranışta bulunmak için bilginin işleyen bellekten tepki üreticisi olan kaslara gönderilmesi. 33

*Duyuşsal öğrenme aşağıdaki süreci izler: *Algılama: Belirli bir fikir, olay ya da uyarıcıya dikkat etme, bunlara karşı hoşgörülü olma ve belirli uyarıcıları diğerlerinden ayırarak seçme anlamına gelir. *Tepkide bulunma: Uyarıcılarla ilgilenme, onlara tepkide bulunmayı kapsar *Değer verme: Bir davranış, olay ya da olguya önem verme; bir değeri diğerlerine tercih etme ve bir değere kendini adama. *Örgütleme: Farklı değerleri tutarlı bir değerler sistemi oluşturacak şekilde örgütleme. *Bütünleştirme: Özümsenen değerlerle tutarlı bir yaşam felsefesi ya da dünya görüşü geliştirmedir. 34

*Kurama göre çocuk karmaşık bir nöron ağı donanımı dünyaya gelir. Nöron ağları, duyusal yaşantılar yoluyla organize olur. Çevre ile etkileşim sırasında, nöronlar arasında rastgele bağlantılardan oluşan ağ şekillenerek, ağ sistemine yeni bağlantılar eklenir. Nörofizyolojik kurama göre, öğrenme beyinde limbik sistem adı verilen bölgede gerçekleşir. Beyin temelli öğrenme beyinde meydana gelir; dolayısıyla beynin genel yapısını ve öğrenme tarzını kavramak gerekir. Beyin sağ ve sol yarı kürelerden oluşur. Bu yarı kürelerin görevleri aynı değildir. Farklı işlevler görürler; ancak bunlardan birinin diğerinden bir üstünlüğü yoktur. Beyin işlerken her iki yarı küre bir- biriyle etkileşim halindedir. Örneğin bir konuşma etkinliğinde dil için sol yarım küre, anlamak için de sağ yarım küre önem taşır. 35

*Nörofızyolojik kuramın öğrenme ilkeleri aşağıdaki gibi sıralanabilir; *Beyin paralel bir işlemcidir. İnsan beyni düşünce, duygu ve imgeleme gibi farklı işlevleri eş zamanlı olarak işleme sokabilir. *Öğrenme fizyolojik bir olaydır. Kalp, akciğer, mide veya böbrek gibi beyin de fizyolojik kurallara göre çalışır. Öğrenme nefes alıp-verme kadar doğal bir işlevdir ve onu engellemek veya kolaylaştırmak mümkündür. Etkin bir öğrenmenin sağlanabilmesi için, beynin yenilik keşif, problem çözme gibi alıştırmalarla zorlanması gerekir. *Anlam yükleme, örüntüleme ile olur. Örüntüleme, elde edilen duyu verilerinden yararlanarak bilginin anlamlı biçimde organize edilmesidir. *Duygular örüntülemede önemli yer tutar. Öğrenme; beklenti, ön yargı, ilgi, öz saygı, eğilim, iletişim ve sosyal etkileşim ihtiyacı gibi duygulardan etkilenir. 36

*Beyin parça ve bütünü aynı anda algılar. Sağlıklı bir insanın matematik, müzik veya sanat öğretiminde beynin her iki yarı küresi, etkileşim halindedir. Bir konunun öğretilmesinde konunun parçaları ve bütünü karşılıklı etkileşimde bulunur. *Öğrenme amaçlı ve amaçsız süreçlerden oluşur. Öğrenme ortamında kişi bilinçli olarak ve farkında olduğu şeylerden daha fazlasını öğrenir. Uyarıcılardan aldığı sinyallerin çoğu beyne farkında olmadan girer ve bilinçaltında yeni örüntüler kurarak öğrenmeyi başlatır. *Öğrenme yeteneği zihni zorlayan faaliyetlerle artar, tehditle ketlenir. Beyin uygun düzeyde zorlandığında öğrenme de en uygun düzeye (optimum) ulaşır. *Hiçbir beyin öğrenmesi diğerine benzemez. Öğretim, farklı beyin yapılarına hitap etmelidir. 37

38