Tarihsel olan toplumsaldýr. Toplumsal



Benzer belgeler
ÝÇ SAVAÞ VE TOPLUMUN SAFLAÞMASI

ULUSAL SORUNA LENİNİST BAKIŞ

ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

KÜRESEL ÝÇ SAVAÞ GÜÇLERÝNÝN DURUMU

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ

Merhaba, GENÇ YOLDAÞ IN 4. SAYISI ÇIKTI

KAPÝTALÝZM ÇAÐININ SONU

Sunu, MÜCADELE BÝRLÝÐÝ DAÐITIMCILARINA SÝLAHLI SALDIRI! BASINA VE KAMUOYUNA

BURJUVAZÝ DEVRÝMÝ HIZLANDIRIYOR!

ünite1 Sosyal Bilgiler

SINIF SAVAÞIMI SÝSTEMÝ HER NOKTASINDA SARSIYOR

Kapitalist toplum iþçi sýnýfýnýn emeðine dayanýyor

KAPÝTALÝZM SORUNLARINI ÇÖZEMEZ

Her þey gibi, iþçi sýnýfý da duraðan deðil, sürekli deðiþim

SINIF MÜCADELESÝ KAÇINILMAZ SONUCUNA DOÐRU ÝLERLÝYOR

YARINA BAKMAK. C. Daðlý

Merhaba, GENÇ YOLDAÞ IN 3. SAYISI ÇIKTI

Burjuvazi, devrimci iþçi sýnýfý hareketinin olduðu bir

BU KEZ GERÇEKTEN FARKLI

Merhaba, ESKÝÞEHÝR: Ýstiklal Mahallesi Dilekli Sokak No:4/17 Kat:2 ÝZMÝR: 853. Sokak No: 27 Bilen Ýþhaný Kat 6/606 Konak

17. Devlet ve devrim. Marksist Devlet Teorisi'nin yenilenmesi

Merhaba, 8 MART A ÇAÐRI LENÝNÝSTLERÝN ÖZGÜRLÜÐÜ BURJUVAZÝYÝ KORKUTUYOR

MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR;

Dünya iþçi sýnýfý hareketi için

EMEÐÝN YENÝDEN ÖRGÜTLENMESÝ

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

KAZANMAK ÝSTEYEN ÝÞÇÝ SINIFININ YAPACAKLARI

ÝLKER AKMAN MEVCUT DURUM VE DEVRÝMCÝ TAKTÝÐÝMÝZ ERÝÞ YAYINLARI

SINIF ÝLÝÞKÝLERÝNÝ DOÐRU KAVRAMAK

MERHABA GENÇ YOLDAÞLAR;

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!


Merhaba, YAZI ÝÞLERÝ MÜDÜRÜMÜZ ÖZGEN ÝÞ TUTUKLANDI. DÜZELTME ve ÖZÜR BASKILAR BÝZÝ YILDIRAMAZ! DEVRÝMCÝ SOSYALÝST BASIN SUSTURULAMAZ!

Merhaba, ESKÝÞEHÝR: Ýstiklal Mahallesi Dilekli Sokak No:4/17 Kat:2 ÝZMÝR: 853. Sokak No: 27 Bilen Ýþhaný Kat 6/606 Konak

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

H alk kitleleri üzerinde, burjuvazinin

Arkamdan yürüme, ben öncün olmayabilirim. Önümde yürüme, takipçin olmayabilirim. Yanýmda yürü, böylece ikimiz eþit oluruz. (Ute Kabilesi Atasözü) BÜRO

KOÞULLARI DEÐÝÞTÝRMEK

TEKELLER TÜM YERYÜZÜNÜ ÝSTÝYOR

Merhaba Genç Yoldaþlar

Merhaba Genç Yoldaþlar;

Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

ki bu, paylaşılacak bir postun kavgasıdır. Hayır! Bu, tek sözle postu kurtarma savaşıdır! Halkların öfkesinden kendini sıyırma savaşıdır!

Neden sendikalý olmalýyýz?

KOMÜNÝST PARTÝSÝNÝN PROLETER KARAKTERÝ

DEVLET VE DEVRÝM V. Ý. LENÝN

EMEÐÝN ARTAN BAÞKALDIRISI

BURJUVA TOPLUM ÜCRETLÝ-EMEÐE DAYANIYOR

DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý

Marks-Engels KOMÜNÝST PARTÝ MAN- ÝFESTOSU


Kitlelerin kurulu sosyal

Merhaba Dostlar, kültür / sanat / edebiyat

K apitalistler, onun sonsuzluðunu i-

Burjuvazi kendi çýkarýna olaný;

Evvel zaman içinde, eski zamanlarýn birinde, zengin bir ülkenin gösteriþ meraklýsý bir kralý varmýþ. Kralýn yaþadýðý saray çok büyükmüþ.

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

DÜNYA PROLETARYASI. kent ve kýr arasýnda bölünmeyi sürdürür.


Bir ayaklanmada etkin olmak için her

DEV RÝM CÝ SO NUÇ LAR

KURTULUÞ CEPHESÝ KURTULUÞ CEPHESÝ LAÝKLÝK VE ÞERÝATÇILIK ÜZERÝNE ERÝÞ YAYINLARI. Laiklik ve Þeriatçýlýk Üzerine

Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

Merhaba Genç Yoldaþlar; Ye ni bir sa yý mýz la yi ne si zin le yiz. Sý nýf mü ca de le si nin yük se li þe geç ti ði, bur - ju va sý ný fýn ken di i

Devrimci teori olmaksızın devrimci bir hareket olamaz. V. İ. Lenin, Ne Yapmalı?

BURJUVAZÝ NASIL AYAKTA KALABÝLDÝ

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,

Merhaba Genç Yoldaþlar;



. -DEK in. . Sağlıkta. . Toplu İş . -ULUSAL SORUN- . DEK in. . Yapıya Karşı. . Sosyal. ÇEK-AL 657 Değerlendirmesi. Görüşmesi. Emekçilere Çağrısı

V. Ý. LENÝN DEMOKRATÝK DEVRÝMDE SOSYAL-DEMOKRASÝNÝN ÝKÝ TAKTÝÐÝ ERÝÞ YAYINLARI. V. Ý. Lenin Ýki Taktik

MAO ÇE-TUNG ASKERÝ YAZILAR ERÝÞ YAYINLARI. Mao Çe-tung Askeri Yazýlar

17 ÞUBAT kontrol

Merhaba Genç Yoldaþlar;

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

DEVRÝME SOMUT YAKLAÞIM

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

Mantýk Kümeler I. MANTIK. rnek rnek rnek rnek rnek... 5 A. TANIM B. ÖNERME. 9. Sýnýf / Sayý.. 01

kültür / sanat / edebiyat

SOSYAL- DEVLETE DAÝR

KURTULUÞ CEPHESÝ. Mevcut Durum ve Devrimci Görevler

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

KURTULUÞ CEPHESÝ. Tehdit Altýnda Türkiye. Ýç Pazarýn Yeniden Paylaþýmý. Türkiye Laik Kalacak Ama Nasýl? Laikliðin Tarihsel Evrimi ve Þeriatçýlýk

Merhaba, AKYA A ÞUBEMÝZ AÇILDI!.. ANTAKY. ADRES: Hürriyet Cad. Ziverpaþa Ýþhaný Kat 2 Daire 10 ANTAKYA TELEFON:


'Ýnsan doðasý'nýn dönüþüme uðratýlmasý

KURTULUÞ CEPHESÝ. Ölüm Cezasý Karl Marks. Ulusal Sorun Üzerine Tezler Lenin. Kültürde Ulusal Özerklik Lenin

BÝRÝNCÝ BASAMAK SAÐLIK HÝZMETLERÝ: Sorun mu? Çözüm mü?

SSCB Ekonomi Enstitüsü Bilimler Akademisi DERS KÝTABI. ÝNTER YAYINLARI Ankara Cd. 31. No: 31 Kat: 4/51 Caðaloðlu - ÝSTANBUL Tel: (0212)

THKP-C/HDÖ OLÝGARÞÝ NEDÝR? ERÝÞ YAYINLARI THKP-C/HDÖ. Oligarþi Nedir?

Savaþýn Muhatabý Barýþýn da Muhatabýdýr

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

Transkript:

PROLETER ÝÇ SAVAÞ HALK KÝTLELERÝNÝ BÝRLEÞTÝRÝR Tarihsel olan toplumsaldýr. Toplumsal olan sürekli bir geliþim ve dönüþüm içindedir. Her toplumun geliþimini etkileyen, ona egemen olan yasalar farklýdýr. Her toplum ancak ayrý ve somut olarak çözümlenebilir. Soyutlama gerçekliði bile ancak somut tahlil temeline dayandýrýlmalýdýr. Diyalektik çözümleme yöntemi bunu gerektirir. Burjuva toplum, sýnýflý bir toplum o- larak, karþýtlýklar temelinde ilerleyen bir toplumdur. Burjuva toplumun geliþimiyle birlikte, temelindeki karþýtlýklar ve uzlaþmazlýklar da geliþir. Bu toplumun geliþimiyle, yapýsýnda taþýdýðý çeliþkileri öyle bir noktaya ulaþýr ki, burjuva toplum sonunda daðýlmaya baþlar. Burjuva toplum, daðýlmasýna yol açacak öðeleri daha en baþýndan itibaren, içinde taþýr. Burjuva toplum, öyle bir toplum ki, ancak maddi koþullarý sonuna dek geliþtirerek ilerleyebilir. Maddi koþullarýn geliþmesi, burjuva toplumu karþýtýna dönüþtürür. Burjuva toplumun zorunlu olarak yadsýnmasýna doðru gitmesi, kendi kendini yok etmesi, yapýsýna egemen olan yasalarýn geliþiminin kaçýnýlmaz sonucudur. Burjuva toplum, geliþimiyle birlikte çözülüp, daðýlýrken; buna karþýn, kapitalizmin sömürüp, ezdiði emekçi kitleler birleþip, kaynaþýr ve dayanýþýrlar. Ezilen ve sömürülen emekçi sýnýflar ayný sefalet içindeki yaþam koþullarý nedeniyle, kendi içinde zorunlu olarak birleþmeye ve dayanýþmaya giderler. Kapitalist toplumun geliþimi, emekçi hareketin birleþmesinin þartlarýný hazýrlar ve hýzlandýrýr. Sermaye birikiminin tarihsel hareketi, üretim araçlarýnýn toplulaþmasýný getirir. Üretim araçlarýnýn toplulaþmasý da, ücretli emekçiler 51. Sayý / 28 Eylül-12 Ekim 2005 sýnýfýnýn toplulaþmasýný getirir. Birleþen, örgütlenen ve harekete geçen emekçi yýðýnlarýn bu birliði ve dayanýþmasý öyle bir noktaya ulaþýr ki, kaçýnýlmaz bir devrim yoluyla yeni bir topluma varýr. Uzlaþmaz sýnýf karþýtlýklarýna dayanan burjuva toplum; yerini, uzlaþmaz karþýtlýklarýn dýþta kaldýðý topluma býrakýr. Burjuva toplumu baþtan baþa, toplumsal çatýþma alaný yapan, maddi yaþamdaki çatýþmadýr. Toplumsal emeðin ürünleri, her gün emeðe yabancýlaþýrken; ortak emeðin tüm bu sonuçlarý, kapitalist sýnýfýn zenginliðinin, refahýnýn ve kültürünün temelini oluþturuyor. Yani üretim araçlarýnýn özel mülkiyetini elinde bulunduran bir grup insan, üretilen zenginlikleri kendine mâlederken; tüm bu maddi zenginliklerin yaratýcýsý olan emekçi sýnýflar; toplumsal zenginlikleri ürettikçe, yoksullaþýyor. Kapitalizm geliþtikçe, burjuva toplum ilerledikçe, sýnýf farklýlýðý ve toplumsal uçurum daha bir derinleþir. Burjuva toplumda, bu tabloyu deðiþtirmenin olanaðý yoktur; burjuva toplum, sýnýflý bir toplum olarak iki kutuplu bir toplumdur; zorunlu olarak iki kutuplu olarak kalýr. Toplumsal kutuplar arasýndaki savaþým, ekonomik temele baðlý olarak zorunlu bir savaþýmdýr. Kapitalizmin ilerlemesiyle, maddi yaþamdaki çatýþma yoðunlaþýr, þiddetlenir. Toplumun bir grubuyla, diðer grubu arasýndaki bu çatýþmada, burjuva dünyasýnýn güçleri kendini tüketip, daðýtýrken; emek güçleri ise her geçen gün biraz daha yakýnlaþýr ve ortak hareket etme eðilimini güçlendirir. Ekonomik temeldeki çatýþma gitgide toplumsal yaþamýn tüm alanýný etkisi altýna alýr. Tarihin itici gücü toplumsal karþýt güçlerin çatýþmasýdýr. Bu tarihi karþýlaþmada, sermaye sýnýfý, toplum üzerinde her geçen gün daha aðýr bir baský uygular. Daha az sayýda kapitalist, daha fazla miktarda ekonomik ve politik güce kumanda eder. Sermayenin daha büyük bir güç olmasý, daha büyük bir baský ve ezme gücü olmasý demektir. Sermaye, burjuva toplumun geliþimiyle beraber, yalnýz etkin bir baský gücü olmakla kalmaz, her tür özgürlüðü de ortadan kaldýrýr; egemenliðini her tarafa yayar. Bu açýdan bakýldýðýnda kapitalizm bir yýkýmdan baþka bir þey deðildir ve bir yýkým içinde ilerler. Ama öte yandan baþka bir yol, toplumsal kurtuluþ yolu, özgürlük yolu, emekçi sýnýflarýn savaþýmýndan doðup, açýlýr. Proletarya toplumsal konumu gereði, kapitalizme karþý, özgürlük mücadelesine önderlik edebilecek ve sonuna kadar götürecek biricik devrimci sýnýftýr. Tüm emekçi kitleleri, kendi etrafýnda birleþtirme yeteneðine sahiptir. Sýnýf savaþýmýnýn geliþimi, halkýn birliðini saðlayacak bir süreci de birlikte getirir. Karþýt kamplarda yer alan sosyal sýnýflar, iç savaþta þiddetli bir çatýþmaya tutuþur. Emekçi halk kitlelerine karþý yürütülen burjuva iç savaþ, toplumun çözülüp, daðýlmasýný hýzlandýrýrken; burjuva sýnýfa karþý verilen proleter iç savaþ, emekçi halk yýðýnlarýný birleþtirir Proleter iç savaþýn ilk güçlü örneði Paris Komünü dür. Komün ün iç savaþ dersleri, sonraki yüzyýlda da uluslararasý iþçi hareketi tarafýndan yakýndan incelendi. I. Emperyalist savaþ öncesi Basel de toplanan II. Enternasyonal temsilcileri, proletaryaya savaþýn getireceði ortamdan iktidara gelmek için sonuna kadar yararlanmayý salýk verir ve Paris Komünü nün derslerini örnek gösterir. Ýç savaþ temelinde geliþen Komün, emekçilerin birliðini yeni bir temelde gerçekleþtirir. Paris Komünü Fransýz ulusunun birliðini saðlama yolunda yapýlmýþ ciddi bir giriþimdi. Toplumun yeniden örgütlenmesini, iç savaþ sürecinden geçen proletarya gerçekleþtirilebilir. Paris Komünü nün derslerini en geniþ biçimde ve ciddi olarak ele alan; Komün ün büyük davasýný zafere ulaþtýran ilk görkemli örnek Ekim Devrimi dir. E- kim Devrimi ne gelene dek, Rus proletaryasý defalarca iç savaþ aþamalarýndan geçer. Birinci Rus Devrimi, Ýkinci Rus Devrimi birer iç savaþ örneðidir. Ekim Devrimi de, bir iç savaþ sürecinde gerçekleþir. Ýç savaþ Rus Proletaryasýný ve emekçi 3

halk kitlelerini otokrasiye ve burjuvaziye karþý birleþtirir. Ekim Devrimi, birleþmiþ ve kaynaþmýþ bir halk tarafýndan yapýlýr. Halk kitlelerinin kaynaþmasý bir devrimin ön koþuludur. Halk birliðinin saðlanamadýðý alanlarda birlik, Ekim Devrimi sonrasý iç savaþ yýllarý nda yaþama geçer. Mülk sahipleriyle henüz ayrýþamayan yoksul köylüler, iç savaþýn ateþi içinde ayrýþýrlar. Ýç savaþta, devrimci iþçi sýnýfý, mülk sahiplerini yenmesinde, köylülere yardým eder. Böylece proletarya ile yoksul köylülüðün birliði -Sovyetlerdeki birliðiiç savaþ yýllarýnda yaþam bulur. Ýç savaþ yýllarý ayný zamanda Rus halký ile diðer tüm halklarýn yeni bir temelde birliðinin yolunu da açar. Böylece yeni bir toplum, iç savaþ, ayaklanma, toplumsal devrim sürecinde biçimlenir. Türkiye ve K. Kürdistan ýn yakýn tarihi ya iç savaþ, yada iç savaþa yakýn bir sertlikte geçti. Bu yýllar boyunca tüm toplum, dolaylý ya da dolaysýz biçimde iç savaþta yer aldý. Saflaþma herkesi etkiledi, insanlar savaþýn bu ya da þu tarafýnda yer aldýlar. Politik mücadele, sosyal hareket, bilinç ve kültürün tüm alanlarý iç savaþýn etkisini yansýtýr. Bugün toplumda etkin o- lan kuþaklar, iç savaþýn ateþ çemberinden geçmiþtir. Toplumun karþýt kamplarýnda yer alan bireyler, birbirini çok iyi biliyorlar. Yýllarca süren mücadelenin sonucunun, iç savaþýn nasýl sonuçlanacaðýyla baðý olduðunu da iyi bilirler. Sýnýf mücadelesinin iç savaþ düzeyine çýkmasý, toplumda eski dönemin kapanmasý ve yeni bir dönemin baþlamasý demektir. Yeni bir geleceðin tüm öðeleri bu süreçte yeterince birikmiþtir. Türkiye nin iþbirlikçi tekelci sermayesinin, emperyalizmin de desteðiyle, e- mekçi halklara karþý yürüttüðü burjuva iç savaþ, toplumdaki iç kapýþmayý derinleþtirdi, ayrýþmayý hýzlandýrdý, toplumun daðýlmasýna güçlü bir itiþ verdi. Proleter iç savaþ ise, burjuvaziye karþý mücadelede e- mekçi kitleleri yakýnlaþtýrdý, kaynaþtýrdý ve birleþtirdi. Bu birleþmenin hangi noktaya geldiðini anlamak için, her ciddi politik olayda halk yýðýnlarýnýn hemen harekete geçmesine ve ortak davranmasýna bakmak yeterlidir. Reformistlerin ve oportünistlerin, toplumu (sýnýflarý) uzlaþtýrma çabalarýna karþýn, toplumun ekonomik konumuna denk biçimde saflaþmasý, karþýt kamplarda yer almasý devrim için bir kazanýmdýr. Sýnýflar mücadelesi, bu noktaya gelmeden, bir devrim olanaksýzdýr. Tarihin motoru, toplumu oluþturanlarýn karþýt toplumsal güçlerin mücadelesidir. Karþýtlýk ne denli belirgin, toplumsal ayrýþma ne kadar derin ve çatýþma ne derece yaygýnsa, yeni toplumun doðuþu da o kadar çabuk olacaktýr. Oportünist ve reformist harekette, tüm toplumu sarsan olaylar ve olgular, e- konomik ve toplumsal iliþkilerin derinliklerinden deðil de sanki sadece zihinlerde oluþuyormuþ gibi tuhaf bir anlayýþ var. Oysaki zihinlere yansýyan, dýþýmýzdaki gerçekliktir. O halde, zihinlere yansýyaný anlamak için toplumsal gerçeklerin peþine düþmek gerekir. Görüntü ile görünen þeyleri birbirine karýþtýrmamak lazým. Ýdeoloji, sanat, estetik vb. alana yansýyan çatýþmalar, ekonomik alanlardaki sýnýf çatýþmasýndan baþka bir þey deðildir. Emeksermaye çatýþmasý, maddi yaþamdaki çatýþmanýn ulaþtýðý boyutu -iç savaþ boyutunu- gösterir ve bu þiddetli çatýþmanýn, taraflardan birinin yengisi kesinleþene kadar süreceði toplumsal bir olguya iþaret eder. Toplumsal olgular yok sayýlmakla, yok olmuþ olmuyorlar. Dýþýmýzdaki olgularý yok saymakla, olsa olsa bir algýlama problemi içinde olduðumuzu kanýtlamýþ oluruz. Ancak, yaþamýn gerçekleri, kendi gerçekliðini, algýlama sorunu olmayan herkese kabul ettirir. Güncel geliþmeleri ve olaylarý tüm karmaþýklýðý ve bütünlüðü içinde ve derinlikli olarak kavramalýyýz. Her gün sayýsýz olay yaþanýyor, sayýsýz eylem oluyor ve yeni geliþmelere tanýk oluyoruz. Çoðu kez olanlarýn farkýnda bile olmuyoruz. Ya da olup-bitenlerin sýnýf savaþýmýndaki anlamýný deðerlendiremiyoruz. Somutlarsak, haftalara, günlere sayýsýz, çatýþma, iþçi-emekçi eylemleri, miting, yürüyüþ, toplantý vb. sýðýyor. Ama, bunun devrimci anlamýný hiç düþünmeden geçip, gidiyoruz. Bu denli sayýsýz olay, eylem bu dönemde oluyor da, daha önce neden bu denli yoðun deðildi diye düþünmüyoruz bile. Bunca o- layýn, ayný dönemde olmasý bir rastlantý o- labilir, fakat rastlantý denen þeyler, aslýnda, bir zorunluluktan, ekonomik bir zorunluluktan baþka bir þey deðildir. Buradaki zorunluluk, eski toplumun içinde geliþip, olgunlaþan yeni topluma geçme zorunluluðudur. Proletarya ile burjuvazi arasýndaki iç savaþýn temelinde tartýþmasýz bu zorunluluk var. Ýç savaþ, saflaþma, toplumsal kutuplaþma kendi ilk sonuçlarýný yaratmýþtýr. Devrimci hareketi sürekli besleyen kaynak buradan geliyor. Bu kaynak devrim yolunda yürüyen halktýr. Halkýn tüm karþý-devrim güçleri karþýsýnda saflaþmasý bir kazanýmdýr. Bu kazaným, devrimin kazanýmýdýr. Ýç savaþý yadsýyanlar bile, bu savaþýn kazanýmlarý üzerine oturuyor. Bugün hangi kentte ilerici, devrimci bir sanat etkinliði olsa, binlerce insan katýlýyor. Emek hareketiyle, devrimci hareketle bir dayanýþma eylemi olsa yine binler yer alýyor. Halkýn istediðini dile getiren her politik hareket halkýn açýk desteðine sahip oluyor. Bugün devrimci mücadelenin temelinde, safýný belirlemiþ ve savaþan bir halk var. Geleceðe yönelik tüm hedefimizde yine savaþan bir halk var. Proleter iç savaþ sosyalizmin bir kazanýmýdýr. Kürt halkýnýn durumunu ele alalým. Halk yýllarca dünyanýn en þiddetli iç savaþlarýndan birinden geçti. Devrimci iç savaþ sayesinde bilinçlendi, örgütlendi ve yenilmez bir güç oldu. Bugün, halk bir çaðrýyla harekete geçiyor, yine bir çaðrýyla geri çekilebiliyor. Tamamen bir ordu gibi hareket ediyor. Bu kadar örgütlü bir halk hareketi devrim için bir kazaným deðil midir? Devrimci iç savaþ Kürt halkýný bölge çapýnda bir güç haline getirdi. Kürt halký ayný zamanda birleþik devrimin etkin bir devrimci gücüdür. Proleter iç savaþ halk kitlelerini birleþtirdi, devrimcileþtirdi, iktidar yoluna yöneltti. Yýllarca süren devrimci mücadele içinde yer almýþ milyonlarca kitle var. Bu, devrimi gerçekleþtirecek büyük bir kitlenin daha þimdiden hazýr olmasý demektir. Devrimin öznel koþullarýnýn henüz hazýr olmadýðýný söyleyenler bu olguyu göz ö- nünde tutuyorlar mý? Çok açýktýr ki, kapitalizm koþullarýnda tüm ezilen ve sömürülen yýðýnlarýn burjuvaziden umudunu kesmesi ve baðlarýný koparmasý beklenemez. Sosyalizm altýnda bile, burjuvaziyle baðlarýný koparmayan insanlar olacaktýr. Böyleleri emekçiler arasýnda da olacaktýr. Fakat kapitalizmde, burjuva toplumun ilerlemesiyle, emekçi halk kitlelerinin daha geniþ bir kesimi devrime yönelecektir. Burada kapitalizme karþý belirleyici mücadele devrimci iþçi sýnýfýndan, devrimci halk kitlelerinden gelecektir. Bugün azýmsanmayacak sayýda devrimci kitle var. Tarihi yapacak olan devrimci sýnýflardýr, devrimci halk kitleleridir -her yerde burjuvaziyle çatýþan da bu kitlelerdir. C. DAÐLI 4 51. Sayý / 28 Eylül-12 Ekim 2005

BURJUVAZÝ BÜYÜK HESAPLAÞMAYI BAÞLATTI Taþlarý baðlayýp köpekleri saldýlar. Gözü dönmüþ, kendinden geçmiþ aðzý salyalý bir sürü, i- çinde bir avuç insanýn bulunduðu otobüsleri defalarca ateþe verdiler, saatlerce taþladýlar, 80 lik ihtiyarlarý öldüresiye dövdüler. Bozüyük kaymakamý ve belediye baþkaný, görevlerini hassasiyetle yerine getirdikleri için gözü dönmüþ kalabalýða teþekkür etti. Sermaye ve onun devleti hep bir aðýzdan, 80 lik ihtiyarlarý linç edecek kadar hasta ruhlu bu tosuncuklarýna aferin çekti. Yaþanan vahþetin hayvanlýðý içimizi öfkeyle doldursa da, biz de sermayeye bir teþekkür borçluyuz: Sonucu tayin edecek olan büyük meydan muharebesini baþlattýðý için. Tekelci Burjuvazi Büyük Düþünüyor 30 Aðustos resepsiyonunda M.Ali Birand ýn dile getirdiði ve TSK nýn da paylaþtýðý düþünceyi yeniden hatýrlayalým. Birand orada özetle, artýk mücadelenin bir takým haklarla kontrol edilebilecek noktayý çoktan aþtýðýný, bu yüzden de büyük düþünmek gerektiðini söylüyordu. Devrimin her yönden tehdidi altýnda kývranan tekelci burjuvazi için büyük düþünmek, e- 51. Sayý / 28 Eylül-12 Ekim 2005 lindeki bütün kozlarý ve silahlarý sahaya sürmek ve kesin bir zafer için her türlü hazýrlýðý yapmak demekti. Tekelci kapitalist düzen, devrimin darbelerinden korunabilmek için hemen çevresine ordu-polis ve faþist yasalarla koruma duvarý oluþturdu. Bu da yetmedi, karþý-devrimin tüm kitle tabanýndan da bir baþka koruma duvarý örüldü. Bu denli kalýn bir duvar arkasýna gizlenen tekelci burjuvazinin üretebileceði tek bir politika olabilirdi: Þovenizm. Tekelci faþist egemenliðin büyük düþünmesine ve elindeki tek etkin silah olan þovenizmi sahaya sürmesine neden olan o- laylar ardý ardýna geldi: Önce iþçiler; üstelik keskin bir politik tutum deðiþimi göstererek, sermayenin karþýsýna çýktýlar. Daha düne kadar en gerici, en þoven burjuva sendikacýlýðýn prangasýndaki SEKA, Seydiþehir, Erdemir gibi büyük fabrikalarýn iþçileri, polis ve jandarmayla çatýþa çatýþa eylemlerini sürdürdüler. Hemen ardýndan yaygýn olarak baþlatýlan gecekondu yýkýmlarý, devrimin ateþini, örgütlenmelerini tüm emekçi semtlere taþýdý. Ve nihayet Batman da baþlayan Kürt halkýnýn serhýldanlar zinciri, tekelci faþist egemenliði, nihai hesaplaþmayý baþlatmaya zorladý. Kapitalist sistem artýk tüm gücüyle çýkýyor devrimin karþýsýna; askeri, polisi, adliyesi ve toplumsal tabanýyla. Karþý-devrimin toplumsal tabanýný harekete geçirmek için, tekelci faþist basýn çok özel bir çaba sarf ediyor, adeta çýrpýnýyor; yalan ü- zerine yalan, rezilce bir kampanyayla yürütülen bu çaba, esasýnda tekelci burjuvazinin ne denli güçsüz olduðunu da açýða çýkarýyor. Bütün baþka politik araçlar denenmiþ, ama devrim karþýsýnda bir sonuç alýnamamýþtýr. Elde kalan tek politik silahýn, þovenizmin çok sýký kampanyalarla, etkinleþtirilmesi, burjuvazinin toplumda yitirdiði prestiji yeniden kurabilme çabasýdýr. Fakat, þovenizm silahýný böylesine etkin kullanmaya kalkan burjuvazi için geri dönüþ yoktur. Çünkü artýk iç-savaþa büyük kitlelerin doðrudan sokulmasýyla, iç-savaþýn yönetim ve denetimi de burjuvazinin elinden kaçar. Kitlelerin büyük kavgasý, sistemin büyük sarsýntýlar geçirmesi demektir. Bu sarsýntýlardan artýk devlet organlarý da kendisini koruyamaz. 90 lý yýllarda devlet, bir çok nedenin yanýnda, karþý-devrimin faþist kitlelerini - Sivas katliamýný saymazsak- hiç bu kadar etkin kullanmamýþtý. Devlet kurumlarýna özgü disiplin, örgütlenme alýþkanlýðý, merkezilik gibi üstünlüklerden sonuna dek yararlandý. Çatýþmalar devlet güçleriyle devrim güçleri arasýnda sürdüðü müddetçe, bu üstünlükler onun iþine yarýyordu. Þimdiyse, çatýþmalar toplumun tümüne yayýlýyor. Burada artýk sonucu belirleyecek o- lan, devrim ve karþý-devrimin kitlelerindeki örgütlenme, disiplin, merkezilik ve moral üstünlüklerdir. Kavganýn seyri hangi tarafýn kendi üstünlüklerini etkin olarak kullanacaðýna baðlýdýr. Burjuvazi, devlet kurumlarýyla kontrolüne aldýðý iç savaþýn denetimini, zamanla kaybedeceði bir sürece girmiþtir. Sokaktaki büyük kavganýn her sonucuna katlanmak kaderi, burjuvazinin boynundadýr. Halklarýn Mücadele Birliði Ýçin Özel Çaba Bozüyük vahþeti, Kürt halký için çok önemli, çok ciddi bir olaydýr. Ezilen bir u- lus, tarihini asla unutulmamasý gereken trajik olaylardan örer. Bozüyük böyle bir olaydý. Kürt halký, tam da böylesi trajik dönemlerde dostlarýný sýnar, bu onlarda gösterilen dostluðu da, düþmanlýðý da u- nutmaz. Kürt halký, iç savaþýn en kanlý günlerinde dahi, halklarýn kardeþliðini unutmadý. Biz, her ne kadar bu sloganýn içeriðini eleþtiriyorsak da, bu slogana Kürt halkýnýn sahip çýkmasýnýn bir anlamý vardý: Kürt halký ezen ulusun emekçilerine karþý öfke duymadýðýný bu sloganla ifade ediyordu. Ancak þimdi, Bozüyükle birlikte, Kürt 5

halkýnýn bu duygularýna darbe indi. DÝSK in Kürt halkýný ve eylemlerini suçlayan açýklamalarý, bu darbeye tuz-biber ekti. Bu, tamiri olanaksýz bir darbe deðil; ama devrimcilerin artýk bu uðurda özel çabalarýný gerektiriyor. Nasýl olsa mücadelenin halklarý bir araya getireceðine, her iki u- lustan emekçilerin ayný sermaye düzenine karþý savaþtýðýna olan i- nanç, mücadele birliði için özel bir çaba gerektiren bu dönemde, elimizi-kolumuzu baðlamamalýdýr. Halklarýn mücadele birliðine vurulan bu darbenin onarýlmasý, Türkiye iþçi sýnýfýna ve onun enternasyonalist öncülerine düþer. Bozüyük vahþetinden sonra bir çok sol grup bir araya gelip, Türk-Kürt çatýþmasý istemediklerini, iç savaþ istemediklerini belirttiler. Bu türden açýklamalar hiçbir i- þe yaramaz, Kürt halkýna da yardýmcý olmaz. Böyle bir çatýþma ve iç savaþ yýllardýr var. Bir yanda ulusal özlemleri ve devrimci eylemleriyle Kürt halký, öbür yanda tekellerin iktidarýnýn devamý için þovenizmle kuþanmýþ faþist kitle. Böyle bir iç savaþta proletaryanýn tavrý savaþý istememek olamaz ya da barýþ-kardeþlik çaðrýlarý da deðil, böyle bir anda proletaryanýn tavrý kesin, net olur: Kürt halkýnýn yanýnda olmak. Bu iç savaþ, tekellerle, emekçi halklarýn savaþýdýr. Kürt halký ile emekçi kitlelerden oluþan devrimin toplumsal ordusuyla karþý devrimin kitle temelini karþý karþýya getiren bu iç savaþ, evet, belki de iç savaþlarýn en kanlýsý olacaktýr ama burjuvazi iç savaþý bu temel üzerinde kurdu diye, iç savaþý reddedemeyiz. Devrimci proletarya Kürt halkýnýn yanýnda olmalýdýr. Kürt halký, proletaryanýn devrim ittifakýdýr. Sosyal-þovenizmin zihinlerini bulandýrdýðý kimi çevrelerde, Türk þovenizminin bu derece azmasýnýn asýl suçunu, Kürt halk hareketinin milliyetçiliði nde olduðunu söyleyip durdular bugüne dek. Sanki Kürt halkýnýn mücadelesinin olmadýðý dönemlerde, Türk þovenizmi hiç yokmuþ gibi. 50 yýl önceki 6-7 Eylül olaylarýný hatýrlamak yeterli. O dönemde Kürt halký neredeyse ölüm uykusundaydý, ama Türk þovenizmi her zamankinden güçlüydü. Kürt halkýnýn ulusal özlemlerle ayaða kalkmasýný, doðrudan ya da dolaylý þekilde þovenizmin asýl sorumlusu olarak görmek, sosyal-þovenizmin dik âlâsýdýr. Bugün DÝSK in içine düþtüðü alçaltýcý, rezil tutumdan bir farký yoktur. Burjuvazinin Sýðýndýðý Son Kaleyi Yýkalým Bozüyük, Seferihisar, Ayvalýk gibi yerlerde örgütlü faþist gruplar ve devlet kurumlarý tarafýndan azdýrýlan þovenizm girdabýna bir çok emekçinin kapýlýp gitmesini, onlarýn cehaleti ve aldanmýþlýklarýyla açýklamak yetmez. Bu, sonucu nedenin yerine koymaktan öte bir anlam ifade etmez. Ekonomik kriz, yýkým ve iþsizlik gibi, bu aldanmýþlýðýn alt yapýsýný besleyen nedenler var. Büyük kentlerde deðil a- ma, küçük kasaba ve kentlerde oldukça daðýnýk, örgütsüz ve sýnýflar savaþýnýn yýllardýr kenarýnda-köþesinde kalan bu kesimler, ekonomik yýkýmýn getirdiði mülksüzleþme ve iþsizlik tehdidiyle, kendilerini toplumun dýþýna sürülmüþ hissediyorlar. Ve faþist demagoji, bu daðýnýk kitlelerin i- çinde bulunduklarý bu öfkeli dýþlanmýþlýk duygusunu ustaca kullanmasýný biliyor. Faþist demagojinin ustaca kullanmasýný bildiði bu öfkeli ruh hali, ayný zamanda karþý-devrim cephesinin zayýf karnýný o- luþturuyor. Bugün þovenizm etrafýnda bir araya getirilebilen bu kitle, tekeller tarafýndan ezilmekte, yýkýmla tehdit edilmekte. Bu kitlenin ekonomik yýkýmý en yakýcý þekliyle yaþadýðý durumlarda, sermayeye karþý nasýl öfke dolu olabildiðini 2001 Nisan ýnda görmüþtük. 2001 yýlýnda, þovenizmin en güçlü olduðu bölgelerde, emekçilerin aðzýndan düþmeyen bir söz vardý: Biz yýllarca devlete baðlý kaldýk, karþýlýðý bu mu olacaktý? diyorlardý. 2001 krizi, þovenizmin bayraktarlýðýný yapan MHP-DSP gibi partileri seçimlerde bir paçavraya dönüþtürmüþtü. Benzer bir ekonomik yýkým dalgasý kapýda. Þovenizmin belini kýracak bir geliþmedir bu. Devrimci proletarya, bir yandan Kürt halkýnýn yanýnda olduðunu pratikte gösterirken, öbür yandan þovenizmin kitle tabanýný güçten düþürmek için her türlü fýrsatý deðerlendirebilmelidir. Þimdiden öncü þoklarýný yaþayan büyük yýkýmýn hedefinde olan küçük-üreticiler, çalýþanlar ve diðer emekçi kitleler arasýnda yapýlan her devrimci çalýþma, ayný kitle üzerinde oynayan karþýdevrimi zayýflatacaktýr. Bu bir iç savaþ, karþý-devrimin toplumsal tabanýný tümüyle yanýmýza çekmek, bir hayal olur. Devrimin zaferinden sonra bile, geniþ bir karþý-devrim cephesiyle savaþmayý sürdüreceðiz. Karþý-devrimin, þovenizmin toplumsal tabanýný, yalnýzca örgütlenme ve propaganda yöntemiyle zayýflataklarýný düþünenler, bugüne kadar kafalarýný çok kez duvara vurdular. Karþý-devrimin, þovenizmin kan emici yüzünü teþhir etmek yetmez, onlarý kan içinde boðmak da gerekir. Faþizmin kitle tabanýný geniþletmesini önlemek için, onlarý bulunduklarý her alandan söküp atmak gerekir, devrimci eylem, zor araçlarý gerekir. Burjuvazi, ne yaptýysa devrimi alt e- demedi, güçlenmesini önleyemedi. Þimdi, duvarlarýný þovenizm harcýyla ördüðü son kalesine doðru geri çekildi. Ayakta kalan bu tek kalesine geri çekilmekle, nihai sonucu belli edecek bir savaþýn fitilini de a- teþlemiþ oldu. Kalenin surlarý ne kadar saðlam, yüksek, toplarý ne denli güçlü görünse de, kalenin içinde burjuvalarýn kendi iç kavgalarý var, orada iþsiz ve aç kitleler var. Devrimin kuþatmasý altýndaki bu kalenin fethi, þimdi kuþatmayý tek karargahtan yönetmeye, surlarda açýlacak gediklere ve kuþatmanýn moral üstünlüðünü sürekli yüksekte tutmaya baðlýdýr. Burjuvazi savunmaya çekildi. Devrim, tüm gücüyle saldýrmaya cüret edecek mi? Þimdi sorun budur. 6 51. Sayý / 28 Eylül-12 Ekim 2005

ÝÇ SAVAÞIN SAFLAÞTIRICI GÜCÜ 51. Sayý / 28 Eylül-12 Ekim 2005 Olaylarla dolu devrim yýllarýnýn en önemli özelliklerinden biri, kiþilerin, siyasal örgüt ve partilerin gizli kalmýþ, görülmeyen, gözlerden uzak derinliklerde kalan özelliklerinin hepsini a- çýða çýkarmasýdýr. Böyle dönemlerde herkes, her kurum gerçek çehresiyle toplumun karþýsýna çýkmak zorunda kalýr. Her parti ya da örgüt böylesi dönemlerde kendi gerçek sýnýf karakterini ortaya koyar. Daha doðrusu, olaylar onu bunu yapmaya zorlar. Ýçinden geçtiðimiz süreç iþte bu özelliklere sahip olduðunu çeþitli parti ve örgütlerin açýklamalarýyla kanýtlýyor. Her parti ve örgüt daha önce hangi kavramlarýn ardýna saklanmýþ olursa olsun þimdi, olaylar karþýsýnda kendi gerçek sýnýf karakterini ele veren açýklamalar yapmak zorunda kalýyor. Türkiye ve Kürdistanda, karþý devrim ile devrimin birbirlerine diþ gösterdikleri Eylül ayýnýn o olaylar dizisi olmasaydý, örneðin DÝSK, burjuva iþbirlikçi yüzünü açýða çýkaran o açýklamalarý yapar mýydý? DÝSK yönetiminin sosyal þoven karakterini o açýklamalardan daha iyi kim ortaya koyabilirdi? Ama DÝSK o açýklamalarý kendi rýzasýyla yapmýþ deðil. Sýnýf savaþýnýn geliþim diyalektiði iþleri öyle bir noktaya getirdi ki, DÝSK e kendi gerçek karakterini açýða çýkaran o açýklamalarý yapmaktan baþka çare býrakmadý. Öyleyse þimdi soruna öteki uçtan bakarak þöyle de diyebiliriz: Çeþitli örgüt ve partilerin kendi gerçek siyasal ve sýnýfsal karakterlerini açýða çýkaran açýklamalar yapmak zorunda kalmalarý bile devrimci bir dönemden geçtiðimizin baþlý baþýna bir kanýtýdýr. Bunlar devrimin geliþimi açýsýndan son derece yararlý ve ö- nemli geliþmelerdir. Emekçi yýðýnlarýn, ezilen halklarýn bütün siyasi parti ve örgütlerin gerçek sýnýf ve siyasal karakterini tanýmasý devrimin geliþimi açýsýndan muazzam önemdedir. Bu nedenle, denilebilir ki, komünist hareketin tarihi bu örgüt ve partileri kitlelerin gözünde teþhir etme mücadelesinin tarihidir. Devrimin toplumsal ordusu olarak geniþ emekçi kitleler küçük burjuva örgüt ve partilerin politik etkisinden, onlarýn yarattýðý yanýlsamalardan kurtulmadýkça bir proleter devrim olanaksýzdýr. Sosyal reformist parti ve örgütlerin yaydýðý burjuvazi ile iþbirliði ve küçük burjuva hayalleri yýkmak, normal koþullarda bir ülkenin proleter devrimci hareketinin uzun yýllarýný alabilir. Sürenin uzunluðu ya da kýsalýðý sýnýf mücadelesinin geliþim hýzýna baðlýdýr. Devrim yýllarý bu süreyi olaðanüstü kýsaltarak birkaç ay içinde kitlelerin kafasýnda bulunan burjuvaziyle iþbirliði ve diðer küçük burjuva hayalleri yerle bir eder. Sonuçta süre kýsa yada u- zun olsun, emekçi kitlelerin kafasýndaki bu hayaller yýkýlmadýkça burjuvaziyi devirmek ve iktidarý ele geçirmek mümkün deðildir. Konunun önemi burdan geliyor. Dolayýsýyla, burjuvazinin devrilmesi ve iktidarýn fethedilmesi mücadelesi, sosyal reformist partilerin teþhir ve kitlelerden tecrit edilmesiyle birleþtirilmezse bir ayaðý sakat bir mücadeleye dönüþür. Baþka bir ifadeyle, sosyal reformizme karþý mücadeleyle tamamlanmayan, onunla birleþtirilmeyen bir devrim mücadelesi boþ ve baþarýsýzlýða mahkum bir mücadele olur. Biçim ve alan bakýmýndan birbirinden farklý olan bu iki mücadele birbirine sýký sýkýya baðlýdýr ve birbirini tamamlar. Al Birini Vur Ötekine Bu adamlar, kendi düþünce ve konumlarýna uygun kavramlarla kendilerini ifade etmekten özenle kaçýnýrlar. Bunun yerine gerçekleþmesini hiç de istemedikleri, geliþmesinden korktuklarý devrimin kavramlarýný kullanmayý tercih ederler.böyle yapmakla, kitleleri kendi gerçek konum, düþünce ve toplumsal rolleri hakkýnda yanýltmaya çalýþtýklarý açýk.biliyorlar ki, devrimci kavramlar ve sloganlar kullanmadan kitleleri aldatmak, onlarý etkilemek mümkün deðildir. Devrimle uzaktan yakýndan ilgisi olmayan ödlekler ve dönekler partisi,ödp nin tek yol devrim sloganýný kullanmasý bunun kanýtýdýr. Sosyal reformistlerin genel hal almýþ bu davranýþ biçimi bir baþka olguyu kanýtlar: Türkiye ve Kürdistan topraklarý devrimcidir ve bu yüzden devrim kaçkýný, uzlaþmacýlar bile sosyalizm kavramlarýna, devrim kavramlarýna sarýlmak zorunda kalýyorlar. Kendi toplumsal rollerini oynamak için buna mecburlar. Elbete, ÖDP bu yolda tek deðildir. Onun için Vurun abalýya yapmanýn kimseye yararý yok. ÖDP nin özelliði þu ki, o mahallenin adý çýkmýþ partisidir. Gerçekte ondan geri kalmayan baþkalarý da var ve onlarýn gerçek politik kimlikleriyle teþhir edilmeleri günün görevidir. Vereceðimiz iki örnek, gerçekte diðerlerinin ÖDP den hiç de farklý olmadýklarýný, hepsinin de ayný top kumaþtan kesme olduðunu göstermeye yetecektir. Ýlk örneðimiz EMEP in görüþlerine yakýnlýðýyla bilinen Evrensel Gazetesi ne ait ve þöyle: Beyler, ülkeyi yönetme sorumluluðundaki beyefendiler, muhterem zevat! Bu, sivillerin terörizmle mücadele ye katýlmasý yolu, ilk bakýþta size pek hoþ gelebilir. Ama bu tehlikeli bir yoldur ve Türkiye yi gerçek bir bölünmeye götüren yoldur bu. (abç, Evrensel, 6 Eylül) Ýkinci örneðimiz SDP ye ait. Eylül ayýndaki faþist saldýrýlar karþýsýnda tam bir panik havasýna giren SDP, yüzündeki sosyalist maskesini parçalamak pahasýna iç savaþtan duyduðu korkuyu açýða vuruyor; iç savaþý önleme görevini omuzluyor ve o da týpký kardeþ EMEP çevresi gibi yetkilileri yaklaþan bir felaket konusunda uyararak, Türkiye yi yaklaþan felaket ten kurtarma önerilerini sýralýyor. SDP de iç savaþtan duyulan korku, panik havasýna dönüþtüðü için, genel baþkanlarý iþi hükümetin fahri danýþmanlýðýna kadar götürüyor. Þu sözler SDP genelbaþkaný na ait: Eðer hükümet demokratik açýlýmlardan geri adým atýlmayacak derken samimiyse, herþeyden önce, yarýn sona erecek eylemsizlik durumunun sürdürülmesi yönünde teþvik edici bir tutum takýnmalýdýr. Çünkü, askeri operasyonlarýn sürdüðü koþullarda, bu operasyonlara karþý Kürt tarafýnýn bir aylýk eylemsizlik konumundan savaþ durumuna geçerek vereceði silahlý yanýtlar, hükümeti za- 7

ten sýnýrlý olan demokratik açýlýmlardan anti demokratik yönelimlere doðru sürükleyecek, bu ise onun toplumsal temelini zayýflatarak, politik krizlere, giderek ekonomik krizlere kapýyý açacaktýr. Biz, bu sözlerin içeriðini eleþtirecek deðiliz. Deðmez. Kapitalizmin ekonomik krizlerinden, politik krizlerinden, hükümetin toplumsal temelinin zayýflamasýndan duyulan kaygýyý ifade eden sözleri biz, Sabancýlardan, Koçlardan, Hükümet ve Cumhurbaþkaný danýþmanlarýndan duymaya alýþmýþýz. Þu kadarýný söyleyelim: Adýnda Sosyalist kavramý bulunan bir parti için -bu parti sosyal refomist bile olsa- bunlar utanýlacak sözlerdir. Ýçinde Sosyalist kavramý bulunan bir tabelanýn altýnda bu sözleri söylemek için kiþinin utanma duygusunu çoktan yitirmiþ olmasý lazým. Sýnýf bilinçli iþçiler ve emekçi kitleler burjuva bir hükümetin toplumsal temeli nin zayýflamasýndan, bunun politik krizlere, giderek ekonomik krizlere kapýyý açmasý ndan korkuya kapýlan, bunun tedirginliðini yaþýyan bir partinin kaç ayar sosyalist olduðunu ölçmeyi bileceklerdir. Þimdi bu iki partinin ÖDP yle aynýlýðýný gösteren sözleri aktaralým. Ýþte ÖDP nin sözleri: Bu yaklaþýmlar (devletin yaklaþýmlarý kastediliyor, bn.) Türkiye nýn geleceði açýsýndan doðru deðildir ve bundan vazgeçilmelidir. (Gündem, 16 Eylül). Görülüyor, sosyal-reformist partilerin biri Türkiye nin bölünmesi nden, diðeri Hükümetin toplumsal temelinin zayýflamasý ndan, bir öteki Türkiye nin geleceði nden kaygý duyuyor. Hazretler, birer parti deðiller de hükümetin ve Türkiye nin geleceðini kurtarma vakfý gibi çalýþýyorlar. Üstelik ücretsiz ve sosyalizm adýna! Burjuvazi adýna bundan iyisi daha ne olabilir! Ýç savaþýn sertleþmesi sosyal reformist partileri iþte böyle bir bulamaç halinde aynýlaþtýrýyor ve gerçek yüzlerini açýða çýkaran açýklamalar yapmaya zorluyor. Emekçi kitleler için artýk bunlar arasýndaki farký anlamak diye bir sorun kalmamýþtýr: Al birini vur ötekine. Ýç Savaþ Korkusu Bizim bu üç örneði seçmemiz sosyal reformist parti ve örgütlerin bunlardan ibaret olduðu þeklinde anlaþýlmamalý. Aksine bu cenah oldukça geniþtir ve çok deðiþik kavramlar, isimler ya da kýlýflarla karþýmýza çýkmaktadýr. Ancak, hangi kýlýfla çýkarlarsa çýksýnlar hepsini ele veren ortak noktalar vardýr ve bundan kaçýnmalarý mümkün deðildir. Bu ortak noktalardan biri iç savaþ karþýsýndaki konumlarýdýr. Sýnýf savaþýnýn bu en sert ve keskin biçimi karþýsýnda sosyal reformistler tüm kaçamak yollarý týkanmýþ biçimde ayný hizaya, ayný ortak davranýþa geçerler. Ortak davranýþlarýnýn temel çizgisi iç savaþtan duyduklarý korkudur. Onlar, kendi korkularýný halkýn korkusu gibi yansýtarak, emekçi yýðýnlarýn en geri duygularýna seslenerek ellerinikollarýný baðlamaya çalýþýyorlar. Ýç savaþ acý ve yýkým; kan ve gözyaþý demektir, öyleyse ondan kaçýnmak, mümkünse önlemek gerekir. Bütün düþüncelerinin özü ve özeti bundan ibarettir. Ýç savaþ kapitalizmin çeliþkilerinin üst üste yýðýlmasýnýn, kesiþmesinin, birikmesinin, toplumsal patlayýcýlarýn olaðanüstü artmasýnýn sonucudur. Ýç savaþ, sýnýf savaþýnýn bir devamý, bir aþamasý olarak bütün bir toplumsal geliþme tarafýndan hazýrlanýr. Onun için bir ülkede sýnýf savaþý iç savaþ düzeyine gelmiþse, bütün aðlama-sýzlamalar, yalvarýp yakarmalar onu ortadan kaldýrmaya yetmez. Bu anlamda sosyal reformistlerin iç savaþ karþýsýndaki durumlarý sadece umutsuzluk ve çaresizlikle ifade edilebilir. 8 51. Sayý / 28 Eylül-12 Ekim 2005 Kendilerini iç savaþýn getirdiði ve getireceði büyük acý ve yýkýmlarýn korkusuna kaptýrmýþ olan bu çevreler biraz düþünebilselerdi, biraz düþünme yeteneðinde olsalardý þu iki basit gerçeði anlarlardý: Birincisi, iç savaþ birilerinin isteði sonucu doðmayacaðý gibi birilerinin isteðiyle de sona ermez. Ýç savaþ kapitalizmin çeliþkilerinin üst üste yýðýlmasýnýn, kesiþmesinin, birikmesinin, toplumsal patlayýcýlarýn olaðanüstü artmasýnýn sonucudur. Ýç savaþ, sýnýf savaþýnýn bir devamý, bir aþamasý olarak bütün bir toplumsal geliþme tarafýndan hazýrlanýr. O- nun için bir ülkede sýnýf savaþý iç savaþ düzeyine gelmiþse, bütün aðlama-sýzlamalar, yalvarýp yakarmalar onu ortadan kaldýrmaya yetmez. Bu anlamda sosyal reformistlerin iç savaþ karþýsýndaki durumlarý sadece umutsuzluk ve çaresizlikle ifade edilebilir. Ýkincisi, marksist olma iddiasýný taþýyýp da düþünme yeteneðini yitirmemiþ olanlar, iç savaþ olmadan kapitalizmden sosyalizme geçiþin mümkün olamayacaðýný; iç savaþ olmadan tarihte hiç bir büyük devrimin gerçekleþmedigini bilirler. Ýç savaþ, her savaþ gibi, acý, yýkým, kan ve gözyaþý, u- mutsuz karýþýklýk demektir. Ama bunlar olmadan kapitalizmin, burjuva egemenliðin yýkýldýðý nerede ve ne zaman görülmüþ! Tam da bu nedenle, iç savaþ sosyalist devrimin kaçýnýlmaz koþulu ve ayrýlmaz parçasýdýr. Onun için bir marksistin iç savaþ konusundaki tutumu, e- mekçi yýðýnlarý savaþ hakkýnda aydýnlatmak, savaþý kazanacak þekilde örgütlemek ve yönetmektir. SDP ve diðerleri bunu yapacaklarýna, iç savaþ sanki umutsuz bir karýþýklýðý kapitalizmin mekanizmasýnda, burjuva toplumun temellerinde deðil de kendi partilerinde çýkaracakmýþ gibi -doðrusu pek de haksýz sayýlmazlar- derin bir korkuya kapýlmýþlardýr. Ýþte SDP nýn iç savaþla ilgili görüþlerini aktaran gazete haberi: SDP Genel Baþkaný Filiz Koçali, hükümetin inisiyatifi elden kaçýrdýðýný belirterek, iç savaþ tehlikesiyle yüzyüze olunduðunu söyledi. Linç olaylarý için Felaket yaklaþýyor diyen Koçali, Bir iç savaþ tehlikesiyle yüzyüzeyiz. Ordunun ve CHP nin baskýsý karþýsýnda hükümet demokratik açýlým inisiyatifini kaybetti. AB müzakere süreci ile ilgili kriz sokaklarda masum insanlarýn linç edilmesiyle birleþince, hükümet krizine gebe bir ortam yarattý dedi. CHP ve kimi sorumsuz ordu mensuplarýnýn, faþist merkezlerce yönlendirilen linç güruhunu cesaretlendirdiðine dikkat çeken SDP Genel Baþkaný Koçali, ABD yi PKK ye karþý yardýma çaðýrdýkça, daha fazla ABD emellerine alet oluyorlar dedi. Artýk çok açýk, bütün sosyal reformistlerin temel düþünceleri, temel kaygýlarý emekçi sýnýflarýn tam kurtuluþu, sosyalizm deðil kapitalist Türkiye nin geleceðidir. Onun için hepsi de yurtsever dir, hepsi de burjuvazinin önünde yerlere kadar eðilmeye hazýrlar. Hükümetin toplumsal temelinin zayýflamasýndan kaygýlanacak kadar burjuva muhalefetin bile gerisine düþmüþlerdir. Ýç savaþ iþte böyle saflaþtýrýcý ve ayrýþtýrýcýdýr.

KÜRT HALKI YALNIZ DEÐÝLDÝR Mücadele Birliði Platformu, 18 Eylül günü sarý-kýrmýzý-yeþil renklerdeki Kürt Halký Yalnýz Deðildir, Mücadele Birliði Platformu pankartý açarak Taksim Meydaný nda bir basýn açýklamasý yaptý. Kýzýl bayraklarýyla ve Yaþasýn Kürt Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði, Kürt Halký Devrimle Özgürleþecek, Kürt Halký Yalnýz Deðildir, Kürt Halkýna Kalkan Eller Kýrýlacak, Kürt Halkýna Kendi Kaderini Tayin Hakký yazýlý kuþlamalarýyla alaný zapteden eylemciler, Mücadele Birliði Platformu adýna okuduklarý açýklamada: Kürt Ulusunun Kendi Kaderini Tayin Hakkýna ancak kendi sýnýfsal çýkarlarýnýn nerede olduðunu bilmeyecek denli þovenizmle zehirlenmiþ olanlar karþý çýkabilir. Bugün Kürt halkýna saldýrýp onlarý linç etmeye çalýþanlar, devletin yönlendirdiði bir avuç faþisttir. Ve ne kadar çok saldýrýrlarsa, Kürt halkýnýn savaþma azmini o kadar çok artýrmaktadýrlar. Özgürlüðü için ayaða kalkan bir halký hiçbir güç durduramaz. Ýþçi sýnýfý, e- mekçiler ve bütün halklar, Kürt halkýnýn bu mücadelesine sahip çýkmalýdýr. Halklar arasýndaki sarsýlmaz güven ve kardeþlik baðlarý, ancak böyle kurulacaktýr ( ) Kürt halkýna karþý giriþilen linç saldýrýlarý karþýsýnda her zaman onlarýn yanýnda olacaðýz. Devrim, halklarýmýzýn mücadele birliðinin saðlanmasýyla ete kemiðe bürünecektir. Burjuvazinin hiçbir saldýrýsý, devrimin geliþimini engelleyemeyecektir. Buradan bir kez daha haykýrýyoruz: Kürt Halký Yalnýz Deðildir! denildi. Ýþçi ve emekçi halklara topyekün savaþ ilan eden sermaye sýnýfýnýn Kürt halkýna yönelik saldýrýlarýný protesto ettiler. Fabrikalarý kapatanlarla linç giriþimlerini örgütleyenlerin ayný olduklarýný belirten Mücadele Birliði Platformu, üzerine kurþunlarla, tank ve topla, linç saldýrýlarýyla gidilen Kürt halkýnýn, sinmek, korkmak þöyle dursun, daha bir öfke ve kinle dolduðunu ve savaþma azmi kazandýðýný belirterek, Kürt halký nýn devletin bu saldýrýlarýna serhýldanlarla karþýlýk verdiðini; ve yýllardýr sömürülen, aþaðýlanan, baský ve zulmün her türlüsüne maruz kalan Kürt halkýnýn içinde biriktirdiði öfkeyi sokaklara taþýdýðýný dile getirdiler. Atýlan Yaþasýn Kürt Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði, An Þoreþ An Mýrýn, Ya Devrim Ya Ölüm, Kürt Halký Devrimle Özgürleþecek, Kürt Halký Yalnýz Deðildir sloganlarýnýn ardýndan, çekilen zýlgýtla basýn açýklamasý sona erdi. Bu sýrada eylem alanýnda bulunan Leninist bir iþçi, söylemek istediði þeylerin olduðunu belirterek söz aldý ve; Türkiyeli iþçi ve emekçiler olarak, sosyalistler olarak þunu söylüyoruz, Kürt halkýnýn güvenini kaybetmektense, kellemizi kaybetmeyi göze alýrýz. Eðer Kürt halkýný kaybedersek, asla devrim yüzü göremeyiz. Gerçek barýþý, ancak iki halkýn ortak mücadelesi saðlayacaktýr diyerek halklarýn mücadele birliðine vurgu yaptý. Daha sonra eylemciler, Ýstiklal Caddesi ne doðru kuþlama yaparak eylemlerini bitirdiler. Taksim'de Özgür Gündem Gazetesi Daðýtýmý Kürt halkýna ve kürt basýnýna yönelik baskýlarýn arttýðý bir dönemden geçiyoruz. Bizde Mücadele Birliði okurlarý olarak Kürt Halkýna destek olmak amacýyla Gündem gazetesi daðýtýmý yapmaya karar verdik. Gündem Gazetesinin bürosuna uðrayarak belli bir miktar gazete aldýk. Aldýðýmýz gazeteleri saat 14.00 da Ýstiklal Caddesi nde daðýtmaya baþladýk. Yaptýðýmýz daðýtýma caddeden geçin halk yoðun ilgi gösterdi ve bizden Gündem Gazetesi alan birçok kiþi bizlere destek olduklarýný açýkladýlar. Daðýtým yaparken sýk sýk Gündem Gazetesi nin manþeti olan 12 Eylül Kurumsallaþtý baþlýðýný öne çýkardýk. Bunun yaný sýra, Kürt Halký Yalnýz Deðildir, Gündemi 51. Sayý / 28 Eylül-12 Ekim 2005 Özgür Gündem den Takip Edin, Yaþasýn Kürt Ve Türk Halklarýnýn Mücadele Birliði, 12 Eylül Faþist Darbesinin Yarýn 25. Yýlý, Geliþmeleri Takip Etmek Ýçin Ezilen Halklarýn Özgür Sesi Ülkede Özgür Gündem Okuyun þeklinde sesli ajitasyon yaptýk. Gazete daðýtýmýna gösterilen yoðun ilgi sayesinde aldýðýmýz gazetelerin hepsini birkaç saatlik süre içerisinde daðýttýk. Gazete daðýtýmý yaparken bir kez daha gördük ki, sermaye sýnýfýnýn ve onun sözcüsü olan burjuva medyanýn Kürt-Türk halklarýný karþý karþýya getirme çabasý boþunadýr. Halklarýn içinde güçlü bir mücadele birliði ruhu var. Bize düþen bu ruhu geliþtirmek ve Kürt ve Türk hallarýnýn mücadele birliðini örmektir. KÜRT HALKI YALNIZ DEÐÝLDÝR! YAÞASIN KÜRT-TÜRK HALKLARININ MÜCADELE BÝRLÝÐÝ! 9

ÖZGÜR GÜNDEM E AÇIK MEKTUP Deðerli dostlar, Yiðit Kürt halký, Sözlerimize Kürt Halký Yalnýz Deðildir diyerek baþlamak istiyoruz Bu bugünün en temel, en güçlü haykýrýlmasý gereken þiarý, olmalýdýr.. Bu þiarý yaygýnlaþtýrmak, mazlum Kürt halkýna karþý tarihsel, sýnýfsal, insani ve ahlaki sorumluluðumuzdur. Nasýl ki Türkiye iþçi sýnýfý, emekçi halklarý sýnýfsýz, sömürüsüz bir dünya için en yiðit evlatlarýný feda ediyorsa ve büyük bedeller ö- düyorsa, mazlum Kürt halký da Kürdistan ýn özgürlüðü ve halklarýn kardeþliði için on yýllardýr sürdürdüðü savaþýmda büyük bedeller ö- dedi, ödemeye devam ediyor. Bu nedenle rahatlýkla söyleyebiliriz ki Kürt halký yiðit bir halktýr ve ulusal-sýnýfsal mücadele, kendi geleceðini özgürce belirlemek, onurlu, özgür ve mutlu bir gelecek kurmak onun da hakkýdýr ve bu hakký mutlaka kazanacaktýr. Deðerli dostlar, Yiðit Kürt Halký, Türkiye ve K. Kürdistan da kapitalizmin tarihsel geliþiminin bir sonucu olarak bir özgünlük oluþtu. Esas olarak burjuva devrimlerin bir sorunu olan ulusal sorunun çözümü iþte bu özgünlükten ö- türü ulusal sorunun köklü çözümü artýk proleter bir devrimle mümkün olabilir, kazanýlabilir Bunun için iki halkýn birleþik mücadelesi, birleþik devrimi gerçekleþmeden ne iþçi sýnýfý kurtulabilir nede halklarýmýz özgür olabilir Deðerli dostlar, Yiðit Kürt Halký, Bizler deðiþik iþ kollarýndan, deðiþik milliyetlerden iþçiler olarak, Fabrikalarda birlikte çalýþýyor, hayatý birlikte üretiyoruz Tüm zenginliklerin ve güzelliklerin yaratýcýsý ve gerçek sahibi biziz, biziz Kürt ü, Türk ü, Arap ý, Laz ý, Çerkez iyle, kadýný, erkeðiyle, yaþlýsý genciyle hayatý var eden Yüreðimizin yarýsý Kürt Yüzümüzün diðer yanaðý Kürt Kürt gibi bakar, Kürt gibi görür bir gözümüz, ÖZGÜR POLÝTÝKA SUSTURULAMAZ Eylül ayý baþýnda Avrupa da yayýn yapan Özgür Politika gazetesi ile MIR müziðin emperyalist Alman devleti tarafýndan kapatýlmasýna yönelik eylemler devam ediyor. Ýçinde Reutlingen Emek Kültür Merkezi nin de yer aldýðý Stuttgart Ve Çevresi Demokratik Kurumlar Platformu Kürt kurumlarýnýn kapatýlmasýný ve Kürt halkýna yönelik saldýrýlarý protesto etmek için 17 Eylül Cumartesi günü Stuttgart ta bir yürüyüþ ve miting düzenledi. Üçyüzün üzerinde kiþinin katýldýðý eylemin en önlerinde Almanca olarak hazýrlanmýþ ve Platform imzalý Özgür Politika Gazetesinin Kapatýlmasýný Lanetliyoruz, Kürt Halkýna Yapýlan Saldýrýlarý Protesto Ediyoruz pankartlarý yer aldý. Stuttgart ýn iþlek caddelerinden geçen kitle son dönemlerdeki gösterilerde Kürt gibi duyar diðer kulaðýmýz, Ayaðýmýzýn biri Kürt tür, yurdumuz ayný zamanda Kürdistan dýr da Çünkü biz Yurdumuz bütün cihandýr bizim diyenlerdeniz Tüm tehditlere raðmen 1 Eylül Dünya Barýþ vesilesiyle Gemlik e yürüyenlerin geri dönüþte uðradýðý saldýrýlarda bizim de canýmýz yandý, Gemlikte, Sakarya da, Trabzon da Yaþanan LÝNÇ GÝRÝÞÝMLERÝNDE bir yanaðýmýz acýdýysa, diðeri kýzardý utançtan Biz öldük, biz öldürüldük aslýnda Esas olan, çok yaþamak deðil onurlu, erdemli yaþayabilmektir. Söylemeye de dilimiz varmýyor ama kabahatin çoðu bizde, biz iþçi sýnýfýnda canýmýz kardeþlerimiz Baðýþlayýn Henüz gücümüzün farkýna varamadýk daha Yeterince birleþip, yeterince örgütlenip, yeterince kavgaya katamadýk daha sýnýfý Deðerli dostlar, Yiðit Kürt Halký, Biliyoruz ki Baþka bir ulusu ezen bir ulus asla özgür olamaz. Ezen ulusun proleterleri olarak biz de özgür deðiliz. Ama özgürlük kendi ellerimizdedir Yaþamý üreten hayatý var eden, tüm zenginliklerin ve güzelliklerin yaratýcýsý, üreticisi ve gerçek sahibi biziz; ama açlýða mahkum edilen, sosyal yýkýma uðratýlan iliklerine kadar sömürülen ve yaþamdan kovulan da bizleriz Emperyalist ve onlarýn iþbirlikçileri tekelci kapitalistlerin geleceðimizi karartmasýna, ülkelerimizin yaðmalanmasýna, yakýlýp yýkýlmasýna, halklarýmýzýn aþaðýlanmasýna, kýyýma uðratýlmasýna izin vermeyelim. Artýk bu gidiþe dur demek, kendi geleceðimizi kendi ellerimize almak için devrimci iþçi komitelerinde örgütlenelim, birleþelim, birleþik mücadeleyle birleþik devrimimizi gerçekleþtirelim KÜRT HALKI YALNIZ DEÐÝLDÝR! YAÞASIN HALKLARIN MÜCADELE BÝRLÝÐÝ! YAÞASIN ÝÞÇÝLERÝN MÜCADELE BÝRLÝÐÝ! (DÝK) Devrimci Ýþçi Komiteleri/ ÝSTANBUL olduðu gibi diri ve tepkiliydi. Platform tarafýndan daha önce ortak olarak belirlenen sloganlar yürüyüþ boyunca sokaklarda yankýlandý: Özgür Basýn Susturulamaz, Özgür Politika Susturulamaz, Kahrolsun Faþizm Yaþasýn Mücadelemiz, Kürdistan Faþizme Mezar Olacak, Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük... Bu sloganlarýn Almancasý da sýk sýk atýldý. Biz, EKM imzalý Almanca ve Türkçe olarak hazýrlanmýþ dövizlerimizle yürüyüþteki yerimizi aldýk. Bir saatlik yürüyüþün ardýndan miting alanýna ulaþtýk. Burada 12 Eylül Faþizmini teshir eden ve zindanlardaki saldýrýlara da dikkat çeken çeþitli metinler okundu. Kürt halký ve Türkiyeli emekçiler saldýrýlara karþý sokaklarda, eylemlerde birleþtiler. Önümüzdeki dönemde mücadele birliðini pekiþtiren eylemlilikler devam edecektir. Geliþmeler bize bunu iþaret ediyor. YASASIN KÜRT VE TÜRK HALK- LARININ MÜCADELE BÝRLÝÐÝ Y.E. Mücadele Birliði Okurlarý/ Almanya 10 51. Sayý / 28 Eylül-12 Ekim 2005

KÜRT ULUSUNA KENDÝ KADERÝNÝ TAYÝN HAKKI 51. Sayý / 28 Eylül-12 Ekim 2005 Son süreçte yaþanan geliþmeler ulusal sorunu yeniden tartýþma gündemine taþýdý. Bir devrim olmadan ulusal sorunun çözülebileceðine dair düþünceler, Baþbakanýn Diyarbakýr gezisinde söylediði Kürt sorunu benim sorunumdur sözünden sonra daha sýklýkla dillendirilir oldu. Bunun nasýl büyük bir yanýlsama olduðu, TC devletinin þu birkaç aylýk süre içinde Kürt halkýna karþý giriþtiði çok yönlü saldýrýlardan kolayca anlaþýlabilir. Ancak burada konunun baþka yönlerinin de açýlmasý gerekiyor. Ulusal Kurtuluþ Hareketi, þu tezi sýk sýk yineliyor: Ulusal sorunu yaratan biz deðiliz, aksine bizi yaratan ulusal sorundur. Ulusal sorun çözülürse onun sonuçlarý ortadan kalkar. Bu tespitte gerçeklik payý var. Fakat gerçekliðe sonuna kadar baðlý kalmak gerekir. Ulusal hareket devletle barýþ yapsa bile, ulusal sorun çözülmüþ olmayacaðý için kendi sonuçlarýný oluþturmaya devam edecektir. Bir devrimi yaratan koþullar ortadan kalkmadýðý sürece o devrim ortamý kendi sonuçlarýný mutlaka yaratýr. Bu ezilen ulusun özgürlük hareketleri için de geçerlidir. Þunu bugüne kadarki tarih bize öðretmiþtir: TC devletinin sorunu ve çözme isteði ve yeteneði yoktur. Ulusal sorunu ezilen ulusun kendisi çözecektir. Egemen ulusun deðiþmez politikasý Kürdistan ýn ilhaký ve Kürt ulusunun ezilen ulus durumunda tutulmasýdýr. Ezilen ulusun temel politikasý da özgürlüðü kazanmaktýr. Dolayýsýyla iki politika karþýttýr, ancak birbirini dýþtalayarak sonuçlanabilir. Bugün burjuvazinin Kürt sorunu ndan bahsediyor oluþu bu gerçekliði deðiþtirmiyor. Burjuvazinin buradan anladýðý Kürtlerin bireysel insan haklarýdýr. Oysa, Kürt sorunu özünde, ulusal bir sorundur. Baðýmsýz devlet kurma hakký dahil kendi geleceðini kendisinin belirleme hakkýdýr. Yani kendi üzerindeki her tür politik tasarruf hakkýný kendisinin kullanmasýdýr. Burjuvazi uluslarýn kendi kaderini tayin hakký ný yok saymak için bu tezini öne sürüyor. bugün Kürt sorunu nun varlýðýný kabul etmesi ise tamamen Kürt halkýnýn devrimci yürüyüþünü önlemek içindir. Kürt ulusuna kültürel haklarýn tanýnmasý uluslarýn kendi kaderini tayin hakký nýn tanýnmýþ olmasý deðildir. Tersine bu haklarýn önlenmesine yöneliktir. Böylece ezilen ulus kültürel haklar vb. ni kabul ederek ezen ulus konumunu ve bu konumun devamýný kabul etmiþ olur. Çünkü ezen ulusun, kendi kaderini tayin hakký anlamýndaki hakký dýþýndaki her þey egemen ulusun egemenliðini güvenceye alýr ve kalýcýlaþtýrýr. Bugüne kadar yaþananlar ve verili durum ulusal çeliþkilerinin çözümünün, sosyal çeliþkilerin çözümüne baðlý olduðunu gösteriyor. Ancak ezilen ulusun kendi geleceðini belirleme hakkýnýn gerçekleþmesi, halklarýn ortak kurtuluþundan önce olmasý zayýf bir olasýlýk da olsa, savunulmalý ve desteklenmelidir. Çünkü ezilen ulusun kurtuluþu, ezen ulusun halkýnýn da kurtuluþunu getirecektir. K. Kürdistan da ulusal, sýnýfsal kurtuluþ iç içedir. Kürdistan daki yakýn tarihteki politik mücadele de bunu doðrulamýþtýr. Kürt halkýnýn özgürlüðünün önünde olduðu gibi Türk halkýnýn özgürlüðünün önündeki engel de aynýdýr. Düþman tek ve ortaktýr. Halklarýn kurtuluþu da birlikte olacaktýr. Bu anlamda Ulusal Kurtuluþ Hareketi nin Türkiye yöneliþi i iþçilerin en sýký birliði ve halklarýn mücadele birliðinin güçlenmesini saðlayacaktýr. Zaten bunun maddi, ekonomik temeli var. Fakat halklarýn mücadele birliði öznel olarak da örülmüþ o- lacak. Ulusal sorunun çözümüne yönelik her adým ya da yöneliþ, sýnýfsal kurtuluþ mücadelesini ön plana çýkarýr. Ulusal Kurtuluþ Hareketi nin yeni yöneliþinin nesnel sonuçlarý bunu hýzlandýracaktýr. Fakat burada bir þeyin altýný önemle çizmek gerekiyor, o da Ulusal Kurtuluþ Hareketi nin sosyal reformist hareketler karþýsýndaki hoþgörülü tutumudur. Öyle ki, bazen kapsayýcý olmak adýna onlarla güç ve eylem birliktelikleri yapýlmaktadýr. Oysa reformistler, burjuvazinin baþlattýðý Kürt sorunu kampanyasýna baþka bir biçimde destek olmak için ulusal sorun illa ki baðýmsýz devlet kurmak deðildir diyerek aslýnda uluslarýn kendi kaderini tayin hakkýnýn özü olan ayrýlma yani baðýmsýz devlet kurma hakkýný açýkça yadsýmýþlardýr. Gerçek anlamda Türk solu durumunda olan reformist ve oportünist hareket ulusal sorunda, lafta uluslarýn kendi kaderini tayin hakkýný savunsa da pratikte ve özde sosyal-þovendir. Bütün savunusunu ve taktiklerini Kürt ulusunun ayrýlmamasý, Türk ulusu ile birlikte kalmasý üzerine inþaa ediyor. Böylece pratikte uluslarýn kendi kaderini tayin hakkýný yadsýmýþ oluyor. Þimdi bizim bunlardan baðýmsýz olarak þu soruyu sormamýz gerekiyor: Ulusal Kurtuluþ Hareketi karþýsýnda Türkiye proletaryasýnýn ve onun devrimci hareketinin ilkesel tavrý ne olmalýdýr? Bu ilkesel tavýr, Ulusal Hareket demokratik ve devrimci yoldan yürüdükçe desteklenmesi biçiminde olacaktýr. Marksistler halklarýn ortak ve merkezi birliðinden yanadýrlar. Çünkü güçlü merkezi yapý, halklarýn ekonomik kurtuluþunun güçlü bir kaldýracý olacaktýr. Ve açýk ki, ulusal-sýnýfsal kurtuluþa Kürt proletaryasý ve komünist partisi önderlik edecektir. Yaþananlar da bunu doðruluyor. Leninist Parti enternasyonalist bir partidir. Geçmiþ geliþim sürecinden bu yana yalnýzca Türkiye proletaryasýný deðil, Kürdistan proletaryasýný da teorisinde, politikasýnda, örgütsel yapýsýnda temsil etmiþtir. Leninist Parti Uluslarýn Kendi Kaderini Tayin Hakký ilkesinin en sadýk savunucusudur. Tüm tarihi bunun kanýtýdýr. Þimdi yapýlmasý gereken Leninist Parti nin ulusal sorun konusundaki çizgisini herkesin görebileceði þekilde pratik olarak ortaya koymaktýr. YAÞASIN KÜRT-TÜRK HALKLARININ MÜCADELE BÝRLÝÐÝ! 11

güçlenmesini bekledi. Ve koþullar kendisi için en uygun olan zamanda saldýrarak eylemi bitirdi. Çok daha öncesinde Paþabahçe de yaptýðý ve þimdi Seydiþehir ve Erdemir de yapmaya çalýþtýðý þey bu. Þunun çok açýklýkla bilinmesi gerekiyor. Bu u- luslararasý sermayenin bir eðilimidir; ö- zelleþtirmeler sermaye sýnýfý için olmazsa olmazdýr. Sermaye ile emek arasýndaki çeliþkilerin kristalize olduðu politikalardan birisidir bu. Ve açýk ki, burada burjuvazinin yararýna olanýn proletaryanýn yararýna olmasý mümkün deðildir. Çeliþkinin uzlaþmaz oluþu, çatýþmalarý zorunlu kýlýyor. Burjuvazi bunu bildiði için zamaný uzatarak, kendi lehine sonuç almaya çalýþýyor. Ayný þey Ölüm Orucu Eylemi için de geçerlidir. Eylemin bu kadar uzun sürmesinin nedeni, burjuvazinin devrimci bir örnek yaratýlmasýný istememesidir. Burjuvazi biliyor ki, bu eylem devrimci tutsaklarýn istemlerinin kabul edilmesiyle sonuçlanacak olursa, çok önemli bir örnek teþkil edecektir. SEKA eylemi bir örnek oluþturmuþtu ve bu, hýzla yaygýnlýk kazanýyordu; burjuvazi bunu engellemek için saldýrdý SEKA ya Bütün bu olay ve olgular, iþçi sýnýfý ve emekçilerde biriken patlamaya hazýr öfkenin kendisini bir yerde açýða çýkaracaðýný gösteriyor. Bunun potansiyel halde uzun süre durmasý mümkün deðildir. Halkýn a- rasýndaki deyimiyle bunun kuvveden fiile çýkmasý kaçýnýlmazdýr. Olaylar bir sýçrama noktasýna doðru hýzla ilerliyor. Seydiþehir iþçilerinin eylemlerinin zor öðesini giderek daha fazla içeriyor oluþu bunun bir göstergesi. Gecekondu yýkýmlarýna karþý halkýn silahlara baþvurmaya baþlamasý bir baþka örnek. Kürt halkýnýn gerilla cenazelerini her gün daha kitlesel kaldýrmasý ve linç eylemleri karþýsýnda serhýldanlara yönelmesi bir baþka örnek. Artýk halk devletin yasalarýný hiçe sayarak kendi yasalarýný uygulamaya baþlamýþtýr. Dersim de yapýlmasý devletçe yasaklanan festivalin fiili olarak yapýlmasý bunun en iyi örneðidir. Ýþçi sýnýfý ve emekçiler, Türkiye ve K.Kürdistan ýn her yerinde sisteme duyduklarý öfkeyi açýkça göstermeye baþladýlar. Eleþtiri silahý yerini, silahlý e- leþtiriye býrakmaya baþladý. Bu, proleter iç savaþ sürecinin yükselmekte olduðunu gösteriyor. Baþta Ýstanbul, Adana gibi iller olmak üzere birçok metropolde birbiri ardýna ayaklanmalarýn olmasý iþten bile deðildir. Bunu, Paris Komünü öncesi Fransa da oluþan ortama benzetebiliriz. Orada da baldýrý çýplaklar ýn sisteme duyduðu öfke, vuracak bir nokta arýyordu ve buldu. Bütün devrimler, bir kez devrimci durum oluþtu mu, ayaklanmayý ateþleyecek bir genel bahane ye ihtiyaç duyar. Bunun bugün Türkiye ve K. Kürdistan da ne olacaðýný önceden kestirmek zor, ama olaylarýn geliþim doðrultusu, kitlelerin eðilimi bu yönde. Þimdi tam da Lenin in dediði gibi devrimci sorular sorma zamaný. Herhalde sorulmasý gereken ilk ve temel sorulardan biri þu olmalýdýr: Birbirinden ayrý yürüyen iþçi eylemlerini, iþçi eylemleri ile emekçi eylemlerini ve bunlarla yoksul Kürt halkýnýn ulusal-sýnýfsal mücadelesini nasýl birlikte yürütebilir, bunlar a- rasýndaki mücadele birliðini nasýl saðlayabiliriz? Ýkincisi, burjuvazinin zaman kazanma, eylemleri zamana yayarak güçten düþürme taktiðine karþý, biz nasýl bir taktik izleyebilir ve hangi mücadele araç ve yöntemlerini etkin kýlabiliriz. Devrimin Yaratýcý Katkýsý Bu sorulara cevap aramadan önce þunu belirtmeliyiz ki, her somut durumun kendi içinde deðerlendirmesini yapmalý ve mutlaka somut sonuçlar çýkarmalýyýz. Bu konuda devrimci geliþimin diyalektiðini takip etmeliyiz. Devrim her adýmýnda önümüze yeni fýrsatlar ve olanaklar çýkaracaktýr. Ayrý ayrý geliþen eylemlerin mücadele birliðini oluþturabilmek için, bunlar a- rasýnda volan kayýþlarýnýn saðlam baðlanmasý gerekiyor. Bu da tamamen Leninistlerin etkinliðine ve yaratýcý çalýþmalarýna baðlýdýr. Bütün bu olaylarýn belirli bir tarihsel kesitte bir arada ortaya çýkmýþ olmasýnýn asýl nedenini doðru bir þekilde tespit ettiðimize göre proletaryanýn devrimci sýnýf partisinin, proletaryanýn baðýmsýz sýnýf çizgisini daha çok öne çýkaran eylemlere yönelmesi gerekiyor. Bunun yaný sýra, iþçi sýnýfý ve emekçilerin eylemlerine iktidarý hedefleyen sloganlar daha fazla götürülmeli, iþçi sýnýfý ve emekçileri Devrimci Ýþçi Komiteleri ve Devrimci E- mekçi Komiteleri nde örgütlenmeye çaðýran canlý ajitasyonlar yapýlmalýdýr. Yazýlý ve sözlü propaganda kesintisiz sürmelidir ama özellikle bu dönem kitlelerin arasýnda 51. Sayý / 28 Eylül-12 Ekim 2005 sesini duyurabilecek güçlü ajitatörlere ihtiyacýmýz var. Kitlelere iktidar dýþýnda her þeyin hiçbir þey olduðunu canlý bir dille anlatacak Leninist ajitatörler Gecekondu halkýnýn içinde örgütlenme çalýþmasýna aðýrlýk vermek, onlarý büyük savaþlara pratik olarak hazýrlamak gerekiyor. Yýkýmlara karþý gecekondu halkýnýn mücadele birliðini mahalle komitelerinde saðlamalýyýz. Onlarý silahlandýrmalý ve kendi içinde örgütlü hale getirmeliyiz. Kürt halklýyla devrimci eylemler i- çinde hareket birliðimizi güçlendirmeliyiz. Onlarýn eylemlerine devrimci olduðu sürece katýlmalý ve halklarýn mücadele birliðini propaganda etmeliyiz. Kürt Ulusuna Kendi Kaderini Tayin Hakký istediðimizi, bunun devrimle ve geçici devrim hükümetiyle saðlanacaðýný durup dinlenmeden anlatmalýyýz. Ve zindanlarýn yýkýlýp tutsaklarýn özgürleþtirilmesi için iþçi sýnýfý ve emekçileri, devrimci eylemlere çaðýrmalý, her an devrimci tutsaklarýn yanýnda olduðumuzu devrimci eylemlerle göstermeliyiz. Ancak devrimin bu ana sorunlarýna yoðunlaþýrsak, bunlarýn her birini baþarýyla yerine getirebilirsek, bunun için bitmek bilmeyen bir enerjiyle çalýþýr, proletaryanýn devrimci sýnýf partisini kitlelerin gözünde takip edilmesi gereken bir güç olarak öne çýkarýrsak istediðimiz volan kayýþlarýný sýký bir þekilde baðlayabilir, ayný zaman dilimi içinde farklý alanlarda yükselen mücadeleyi tek bir kanal içinde iktidar mücadelesine sevk edebiliriz. Yoðun devrimci bir döneme giriyoruz. Proleter iç savaþ daha da yükselecek, þimdi tüm iþçi ve emekçilerin ve onlara önderlik edecek olan Leninistlerin devrimin canlý geliþimine uygun hareket etmeleri ve örgütlenmeleri, yeni örgütlülükler yaratmalarý bir zorunluluk halini almýþ bulunuyor. 13

PROLETER ÝÇ SAVAÞIN YÜKSELÝÞÝ Bütün bu olay ve olgular, iþçi sýnýfý ve emekçilerde biriken patlamaya hazýr öfkenin kendisini bir yerde açýða çýkaracaðýný gösteriyor. Bunun potansiyel halde uzun süre durmasý mümkün deðildir. Halkýn arasýndaki deyimiyle bunun kuvveden fiile çýkmasý kaçýnýlmazdýr. Olaylar bir sýçrama noktasýna doðru hýzla ilerliyor. Seydiþehir iþçilerinin eylemlerinin zor öðesini giderek daha fazla içeriyor oluþu bunun bir göstergesi. Gecekondu yýkýmlarýna karþý halkýn silahlara baþvurmaya baþlamasý bir baþka örnek. Kürt halkýnýn gerilla cenazelerini her gün daha kitlesel kaldýrmasý ve linç eylemleri karþýsýnda serhýldanlara yönelmesi bir baþka örnek. Artýk halk devletin yasalarýný hiçe sayarak kendi yasalarýný uygulamaya baþlamýþtýr. Dersim de yapýlmasý devletçe yasaklanan festivalin fiili olarak yapýlmasý bunun en iyi örneðidir. Ýþçi sýnýfý ve emekçiler, Türkiye ve K. Kürdistan ýn her yerinde sisteme duyduklarý öfkeyi açýkça göstermeye baþladýlar. Eleþtiri silahý yerini, silahlý eleþtiriye býrakmaya baþladý. Bu, proleter iç savaþ sürecinin yükselmekte olduðunu gösteriyor. Baþta Ýstanbul, Adana gibi iller olmak üzere birçok metropolde birbiri ardýna ayaklanmalarýn olmasý iþten bile deðildir. Bunu, Paris Komünü öncesi Fransa da ortama benzetebiliriz. Orada da baldýrý çýplaklar ýn sisteme duyduðu öfke, vuracak bir nokta arýyordu ve buldu. Türkiye ve K. Kürdistan, patlamaya hazýr saatli bomba gibi ve giderek saatin tik-taklarý daha net ve sýk aralýklarla duyuluyor. Olaylarýn geliþim hýzý baþ döndürücü. Daha büyük geliþmelerin ise eli kulaðýnda. Sanki her þey bir mýknatýsýn etrafýndaki demir parçalarýný çekmesi gibi belirli bir noktaya doðru odaklanýyor. Bu sýkýþma bir sýçrama ile karþýtýna dönecektir. Tekelci kapitalist sistem iþçi sýnýfý ve emekçiler için durmaksýzýn yýkým üretiyor. Sistemden kaynaklý sorunlar biriktikçe birikiyor. Ýnsanlar bir sonraki günün kendilerine ne getireceðini bilmiyorlar. Duyduklarý yaþam kaygýsý, yaþadýklarý geçim sýkýntýsý günden güne artýyor. Çalýþmak isteseler bile iþ bulamýyorlar. Bu iþsizlikte varsayalým ki iþ bulabildiler, hiçbir sigorta vb. olmadan, aylarca ücretlerini alamadan, öldüresiye çalýþtýrýlýyorlar. Ve baþlarýnýn üzerinde iþsizlik keskin bir kýlýç gibi sallanmaya devam ediyor. Her an fabrikalarý kapanabilir ve sokaða atýlabilirler. Her an iþyerleri özelleþtirilebilir ve iþten çýkarýlan onbinlerce insandan biri olabilirler. Açlýk, kemirgen diþleriyle kapýnýn ardýnda bekliyor. Belki eskiden o kapýdan çýkýnca baþka bir kapýya gidebilir, baþka bir iþ bulabilirlerdi; artýk günümüzde bu neredeyse imkansýz hale geldi. Emperyalist-kapitalist sistemin tüm dünya ü- zerinde yaþadýðý kriz, üzerinde yaþadýðýmýz topraklarda daha derinden hissedilir oldu. Deyim yerindeyse býçak kemiðe dayandý. Ýþsizliðin üzerine bir de evlerinin yýkýmý eklendi. Kentsel Dönüþüm Projesi adý altýnda lüks villalara, saraylara yer açabilmek için derme-çatma gecekondulara, kulübelere savaþ açýldý. Devlet, ordusuyla, polisiyle, tanký, topu ve panzeriyle emekçi semtlerindeki gecekondularý yýkmaya baþladý. Karþý koyanlara saldýrdý, sermayenin zor aracý olduðunu bir kez daha gösterdi. Son süreçte yoksul Kürt halkýna saldýrýlar da yoðunlaþtý. Devlet eliyle Kürt halkýna yönelik linç saldýrýlarý bir histeriye dönüþtü. Devlet, þovenizmi körükleyerek özgürlüðü için ayaða kalkmýþ olan Kürt halkýný sindirmeye çalýþtý. Ayný þekilde zindanlarda süren Ölüm Orucu Eylemi için dýþarýda yapýlan eylemlere de saldýran devlet, bir süre sonra bu iþi, MHP li faþistlere havale etti. Ve artýk nerede bir devrimci eylem ya da basýn açýklamasý vb. olsa faþizmin kitle tabaný harekete geçirildi ve oraya saldýrtýldý. Bütün bu saldýrýlar bir burjuva iç savaþýn göstergeleri olarak zaten uzun yýllardýr devam ediyordu. Burjuvazi kimi zaman asker ve polisiyle, kimi zaman harekete geçirebildiði sivil faþistler eliyle bu saldýrýlarý yürütüyordu. Amacý devrimin geliþimini engellemek, içinde bulunduðu bunalýmýn sistemi yýkýlýþa götürmesini durdurabilmekti. Ama devrimi ortaya çýkaran güçlü nesnel temeller vardý ve bu þekilde bu nesnel nedenleri yok etmiþ olmuyordu. En fazla, devrimin kararsýz unsurlarýnýn dökülmesine neden oluyordu ki, bu da devrimi zayýflatmak þöyle dursun, daha güçlü bir geliþimin önünü açýyordu. Devrimin geçici yol arkadaþlarý saflardan temizlendikçe, devrim kendi yolunda daha güçlü bir þekilde ilerliyordu. Burjuvazinin saldýrýlarý karþýsýnda proletaryanýn sessiz kalmasý beklenemezdi. Bütün bu yýllar boyunca içinde büyük bir öfke biriktiren iþçi sýnýfý ve emekçiler, nihayetinde ayaða kalktýlar ve burjuvaziye duyduklarý öfkeyi eylemleriyle dile getirmeye baþladýlar. SEKA örneði, burjuvaziyi korkuya sevk etti. Ve devlet, geliþip sýçrama yapmasýndan korktuðu tüm eylemlerde yaptýðý gibi, herhangi bir tutum geliþtirmeden eylemi zamana býraktý. Zamanla güçten düþmesini, iç zayýflýklarýnýn 12 51. Sayý / 28 Eylül-12 Ekim 2005

Onlar Nehirler Gibi Aka Aka susuz topraklara baharýn gülüþünü armaðan etmek için çýktýlar yola. Nehirler gibi türkü söyleyerek, nehirler gibi korkusuz, dur-durak bilmeden Þarký söyleyen yarýnlarý hazýrlamak için. Bütün çiçekler soldurulsa da, baharýn geliþini hiçbir gücün engelleyemeyeceðini göstermek için, cesaret ve umutla, umudu bilinçli eylemle yaratarak yürüyorlar Fidan Kalþen Ölüm Orucu Ekibi nden (12. Ekip) Serdar Demirel ve Fatma Koyupýnar, bugün eylemlerinin 143. günündeler. Serpilimiz ise 95. gününde. Zindanlarý Yýkacak ZAFERÝ BÝZ KAZANACAÐIZ! ÖLÜM ORUCU SÜRÜYOR Serpil Cabadan Ölüm Orucu Eyleminin 95. Gününde Ölüm Orucu Savaþçýlarý, eriyen bedenlerinde devrimi büyütüyorlar. Her günü, her aný savaþ olan bu eylemde zafere olan inançlarýyla yürümeye devam ediyorlar. Onlarýn kararlýlýðý, cesareti ve azmi iþçi sýnýfý ve emekçilere güç veriyor. Þimdi artýk iþçi sýnýfý ve emekçilerin de onlara güç vermesi gerekiyor. Devrimin güçlü ayak seslerinin, Uyanan makasçýlarýn uðultularýnýn burjuvalarýn uykularýný karabasana çevirmesi, ayaklanma ve devrimle zindanlardaki devrimci tutsaklarýn özgürleþtirilmesi gerekiyor. Ölüm Orucu Eylemi nde zafer, onun için savaþanlarýn olacaktýr. Devrim Sende Yoldaþ Ýçimdeki bütün çýðlýklarý yüreðindeki insan kokusuyla besleyen Öfkemi duruþuyla kavurup her zaafýmý tek tek yok eden Gülüþünü sakladýðým. Ve insanlýðý iliklerime kadar hissetmenin ne demek olduðunu gösteren yoldaþým. Biliyorum ki yeterli olmayacak elinden tutma, sýkýca sarýlma isteðim. Ama bilincimiz, parlak yüreðinin soluduðu havayý soluyor bilesin. Ýnan sözcükleri bile hapsettikleri yerde o kadar güzel anlatýyorsun ki devrimi. Devrim sende yoldaþ, sen bizdesin. Haberin olsun, güneþ bugün çabuk sakladý yüzünü. Küs olduðundan deðil. Yarýn daha bir coþkuyla çýkacak karþýmýza Ayrýca o yokken Ayýþýðýmýz bir uçtan bir uca taþýyor bizleri. Ve hissediyorum aydýnlýk bakýþlarýndaki umudun, can çekiþen barbarlýðý yok oluþa götüreceðini Sevgi ve baðlýlýkla Daima! Seninleyiz Ýzmir den Bir Leninist Ölüm Orucu Savaþçýlarýna ADIMLAMAK... Adýmlamak, sessiz ve sarsan adýmlarla... Hergün içine yeni okyanuslar sýðdýrýrken, sevdayý damla damla akýtmak yeni güne... Tezat düþler kurmak birbirine... Bir yandan asi gelincik tarlalarýnda avazýn çýktýðý kadar baðýrarak, türkülere renk vermek, Bir yandan topraðýn kokusunu özlemek. Kýmltýsýz bir ormanda yol alýrken, yaþamýn köklerindeki devingenlikle ve ayný dilde þiirler okumak birbirine Adýmlamak sessiz ve sarsan adýmlarla... Sevmek, inanmak, baðlanmak... insana, hayata, sevdaya... Çoðul düþlerle yol almak nehrin yataðýnda serüvenlerce çarparken kayalara, gözlerine okyanuslar sýðdýrabilmek Kucaklamak güneþleri, alnýnda ter damlalarýyla gülümsemek... Adýmlamak, sessiz ve sarsan adýmlarla bir türkü tutturmak yollar boyu sürecek Her durakta gözlerinden süzülenlerde, sesi yükseltmek yalnýzca Gözler yarýna kilitliyken ölümüne, dünde filizlenen geleceðe sadýk, bügün olabilmek. Adýmlamak sessiz ve sarsan adýmlarla... Ýçinde Adiloþ bebe nin üç gün sonras? saldýrdýðý gibi memeye, kana kana içmek tutkusu, yaþamýn tüm renklerini; Kök olmak kýrmýzýya, kök olmak yeþile, maviye, sarýya... Adýmlamak sessiz ve sarsan adýmlarla Yürümek Yürümek, ileriye... A. Akyüz 14 51. Sayý / 28 Eylül-12 Ekim 2005

26 EYLÜL 1999 ULUCANLAR KATLÝAMI ÖLÜRÜZ AMA TESLÝM OLMAYIZ Ankara nýn þehir içinde kalan gecekondularý, bir gece yarýsý silah sesleriyle uyandý uykularýndan. Bir þehrin göbeðinde, bir gece vakti cellatlar sürüsü, makineli tüfekleri, gaz bombalarý, kalkanlarý, kasklarý, kasaturalarý ve bütün teçhizatlarý içinde büyük korkularýyla devrimci tutsaklarýn baþýna üþüþtüler. Bu katliamý aylardýr planlýyorlardý. Ve aslýnda sadece Ulucanlar Cezaevi deðildi hedefleri. Daha sonra 19 Aralýk Katliamýný yaptýklarýnda bunu itiraf etmiþlerdi. Ulucanlar Katliamý, 19 Aralýk Katliamý nýn provasý olmuþtu. O zaman düþmaný sadece Ulucanlar da tutan, devrimci tutsaklarýn destansý direniþi olmuþtu. Sadece Ulucanlar daki deðil tüm cezaevlerindeki devrimci tutsaklar harekete geçmiþ, ölmeye ve öldürmeye hazýr olduklarýný tüm dünyaya duyurmuþlardý. Öyle ki, artýk yükselen barikatlar, devrimci tutsaklarý düþman saldýrýsýndan deðil, düþmaný devrimci tutsaklarýn saldýrýndan korur olmuþlardý. Ve nihayetinde baþta Ulucanlar olmak üzere, pek çok cezaevinde barikatlar kaldýrýlarak düþmana saldýrýlmýþtýr. Ýþte bu kahramanca savaþma azmidir ki, düþmaný duraksatmýþtýr. Nasýl Stalingrad Direniþi Nazi ordularýný bozguna uðratmýþsa, Ulucanlar Zindaný ndaki ve katliamý haber aldýklarýnda harekete geçen diðer zindanlardaki devrimci tutsaklarýn kahramanca direniþi, düþmaný geri çekilmek zorunda býrakmýþtýr. Ulucanlar katliamý, tüm dünyadaki zindanlarda yapýlan katliamlarýn en vahþilerinden birisidir. 10 devrimci tutsak en aðýr iþkencelerden geçirilerek katledilmiþ, yüzlercesi Nazilerin gaz odalarýný aratmayacak yerlerde iþkenceden geçirilmiþ, aðýr yaralanmýþtýr. Burjuvaziyi böylesine gözü dönmüþçesine saldýrtan þey, her þeyden önce kapitalist sistemin içinde bulunduðu aðýr bunalýmdý. Ecevit hükümeti ABD den para dilenmeye gidiyordu ve yanlarýnda götürecekleri her damla devrimci kaný için onlardan daha fazla para alacaklarýný biliyorlardý. Bir diðer neden, zindanlardaki devrimci tutsaklarý katletmeden dýþarýyý kontrol altýna alamayacaklarýný düþünmeleriydi, çünkü zindanlardaki devrimci tutsaklarýn yaratmýþ olduðu devrimci örnek, dýþarýsý için moral kaynaðý oluyordu. Devrimci tutsaklarýn yýllardýr sürdürdüðü mücadele ile elde ettiði mevziler, burjuvaziyi korkutuyordu. 96 Ölüm Orucu nda görülen þey, devrimci tutsaklarýn kitlesel kahramanlýðýydý. Cellatlar sürüsü daha Ulucanlar ý yeni kuþattýklarýnda ilk aldýklarý cevap: Ölürüz Ama Teslim Olmayýz olmuþtu. Burjuvaziyi bu denli korkutan ve saldýrganlaþtýran þey, iþte bu kararlýlýk olmuþtur. Devlet, karþýsýnda devrimin gücünü somutlaþmýþ olarak görüyordu. Ulucanlar Katliamý ve hemen arkasýnda gelen Burdur Cezaevine saldýrýnýn bir amacý da, toplumda korku ve panik yaratmaktý. Vahþice saldýrarak hem devrimci tutsaklara hem de iþçi sýnýfý ve e- mekçi halklara gözdaðý vermek istediler; ama bunu baþaramadýklarýnýn göstergesi aradan 1 yýl geçtikten sonra, bu kez ayný þeyi onlarca zindanda yapmalarý olmuþtur. Ve devrimci tutsaklardan yine ayný cevabý almýþlardýr. Zindanlarda yapýlan katliamlardan hiçbirisi devrimin geliþimini engelleyememiþtir. Devrimin türküsü zindanlarda söylenmeye devam ediyor. Bir gün zaferin türküsünün söyleneceði günler de elbette gelecektir. Selam Olsun Proletaryanýn Devrimci Sýnýf Partisinin 16. MÜCADELE YILINA! Merhaba Yoldaþlar; Ben size ilk defa yazýyorum. Yirmi yaþýnda bir iþçiyim. Gýda daðýtýmý yapan bir fabrikada yani emeðimizi satmak zorunda kaldýðýmýz, sömürüldüðümüz bir yerde çalýþýyorum. Ýþe baþlama saatinin belli, iþ bitiþinin ise belli olmadýðý, mesai ücretinin verilmediði, insan ayrýmýnýn yapýldýðý bir ortamda çalýþýyorum. Bu söylediklerim size tanýdýk gelmiþtir. Çünkü, hepimiz böyle sömürüldüðümüz bir kapitalist sistemde çalýþýyoruz. Bizlere bu iþkenceyi yaparak bizi devrimden uzaklaþtýrmaya Bir avuç komünist-devrimci insan... Güneþin ve ateþin çocuklarý... Ateþ geçitlerinden yürüyüp, insanlýk tarihinin yüreðine-beynine ilmek ilmek iþlenmiþ, ilkeli, tutarlý, proleter devrimci uzlaþmazlýkla, yeni insan kültürüyle, çelik disiplinle yaratýlmýþ 16. mücadele yýlý... Marx-Engels in yürekli, çalýþkan öðrencileri insanlýðýn yarattýðý tüm birikimleri beyninde ve yüreðinde toplayan proleter devrimler çaðýný baþlatan Lenin Yoldaþ ýn savaþçýlarý, Deniz lerin baþ eðmez yoldaþlarý, Komutan Che nin Yeni Ýnsan larý, Agit in, Murat ýn, Sibel in, Aysun un yoldaþlarý... Umudun çocuklarý, devrimin ordusu Leninistler... Ve her bir Leninist in tek tek ama kolektif bir bilinçle, disiplinle, özveriyle, sorumlulukla, cüretle oluþturduðu, tüm komünist deðerleri tek bir yerde topladýðý, orak-çekiçli kýzýl bayraðýný Fabrikalar Tarlalar Siyasi Ýktidar Her Þey Emeðin Olacak! þiarýyla dalgalandýrdýðý Leninist Parti... Ýnsanlýðýn en güzel türküsünü tüm insanlýkla, tek bir yürek ve tek bir ses gibi söyleyen, umudun ordusu... Ve yürüyor umudun ordusu yürekten, gülerekten, düþmana korku, ezilenlere coþku vererek; yürüyor umudun çocuklarý devrimin ordusu olmak için... Ve haykýrýyorlar tek bir aðýz, tek bir yürek gibi: DEVRÝM BÝZÝZ BÝZ DEVRÝMÝZ! Ýzmir den Bir Leninist Her Þeyin Emeðin Olacaðý Bir Devrim için! 51. Sayý / 28 Eylül-12 Ekim 2005 çalýþýyorlar. Kendileri de biliyorlar ki bir iþçinin isyaný, bir insanýn açlýktan ölmesi, dünyanýn neresinde olursa olsun bir emekçinin köle gibi kullanýlmasý devrimi tetikliyor. Þu an da bir devrim sürecindeyiz, bu süreci hýzlandýrdýklarýný biliyorlar ve önüne geçemezler. Bu süreçte her þeyin emeðin olacaðý bir devrim için hep birlikte yürümeliyiz. YAÞASIN ÝÞÇÝLERÝN, EMEKÇÝLERÝN MÜCADELE BÝRLÝGÝ! Y.E. Mücadele Birliði Okuru/Ýzmir 15

11 EYLÜL Yalanlarýn Arkasýna Gizlenemeyen Gerçek Bundan dört yýl önce, tarihe 11 Eylül olaylarý olarak geçen, tarihin en büyük provokasyonu nda, ABD halklarý binlerce kurban verdiler. Ölenler gerçekten de kurban dý. Ýkiz Kulelerin dumaný henüz tütüyorken, Leninist Parti, bu olayýn, 3. Dünya Savaþý ný baþlatmak için ABD nin baþvurduðu bir provokasyon olduðunu duyurdu. O günlerde, yalnýzca bir dizi politik gerekçe ve geliþmelere dayandýrýlan bu iddia, zamanla ortaya çýkan yüzlerce kanýtla daha güçlendi. 11 Eylül saldýrýlarýnda oðlunu kaybeden emekli öðretmen Bob McÝlvane nin sözlerini, 21 Eylül 2005 tarihli Evrensel gazetesinden okuyalým: Ýnsanlar bana, nasýl olur da hükümetin 11 Eylül saldýrýlarýna karýþtýðýna inanabilirsin dediðinde, onlara neden inanmam gerektiðini soruyorum. Meksika savaþýna kadar gidebilirsiniz, hükümetlerin gizli gündemlerini yürütmek için provokasyonlar yarattýðýný da görürsünüz. Ýlk olarak Leninist Partinin ortaya çýkarýp duyurduðu bu provokasyon gerçeði, zamanla ortaya konan kanýt ve iddialarýn güçlü desteðiyle, artýk yavaþ yavaþ genel kabul görüyor. Ýstanbul da toplanan Irak Dünya Mahkemesi baþkaný Richard Falk, ayný iddialarý, yaptýðý açýlýþ konuþmasýnda dile getirmiþti. Emekli öðretmen Bob gibi, biz de soralým: 11 Eylül de ABD nin parmaðý olduðuna inanmamak için saðlam bir gerekçe var mýdýr? 11 Eylül ün El-Kaide ya da buna benzer bir oluþum tarafýndan yapýldýðýna halen daha inananlarýn, genellikle dile getirmekten kaçýndýklarý temel düþünce þudur: Onlara göre, emperyalist ülkelerde burjuvazi kendi halký üzerinde her bakýmdan egemendir. Tekeller, bu ülkelerde emekçileri kendi politikalarýna rahatça uydurabilir, onlarý satýn alabilir. Bu yüzden de provokasyonlara ihtiyaç duymaz, vs. vs. Oysa görüyoruz ki, emperyalist ülkeler, bizzat kendi emekçilerinin kitlesel eylemleriyle politik krizlere sürükleniyorlar. Buna ABD, özellikle dahildir. Immanuel Wallerstein, yakýn zamanda yayýmlanan bir yazýsýnda, ABD de toplumu iki kutba bölen bir iç savaþ iklimi yaþandýðýný belirtiyordu. Burjuvazinin, toplumun ancak bir bölümüne egemen olduðu ülkelerde iç savaþlar kaçýnýlmazdýr; provokasyonlar da Dört yýldan bu yana her fýrsatta dile getirdiðimiz ve her geliþen o- layda bir kez daha kanýtlanan saðlam politik gerekçeleri, yeniden sýralamak gereksiz. Ama, 11 Eylül katliamýný bizzat ABD nin tezgahladýðýna iþaret eden kimi gerçekleri burada kýsaca hatýrlatalým. Olur ya, politik nedenleri kavrayamayanlar, belki bu gerekçelerle biraz olsun uyanýrlar. 1) 11 Eylül 2001 den birkaç hafta önce, havayolu þirketlerinin New York borsasýndaki hisse senetlerinde olaðanüstü hareketlilik yaþandýðý ortaya çýktý. Özel bir opsiyon iþlemiyle çok sayýda havayolu hissesi alýnýp satýlmýþtý. Bu özel iþlem þöyleydi: Alýcý, borsadan istediði kadar hisseyi para ödemeden alýyor ve ayný gün satýyor. Borcunu ise bir ay sonraki ayný hisselerin fiyatlarý üzerinden geri ödüyor. Bu opsiyon iþleminin kazancý, fiyatý gelecekte düþecek kaðýtlarý tahmin etmeye dayanýyor. 11 Eylül den hemen önce borsada bu özel iþlemi yapan birkaç þirket var ve hepsinin yöneticisi ayný isime çýkýyor. Emekli bir CIA þefi. 2) 11 Eylül 2001 günü, uçaklarýn ikiz kulelere çarptýðý aný ve sonrasýný canlý yayýnda izleyenler, sonraki günlerde bir çok görüntüyü bir kez daha göremediler. Dünyaya hakim büyük medya tekellerince, bir çok görüntü, sonraki yayýnlarda hiç ama hiç yer almadý. Bu çýkan görüntülerde neler mi vardý? Ýkiz kulelere çarpan ikinci uçaðýn yakýn plan görüntüsü ve yýkýlmadan hemen önce kulelerin içinde ardý ardýna meydana gelen büyük patlamalarýn görüntüleri. Çünkü, yakýn çekime takýlan ikinci uçak bir yolcu uçaðý deðil, ABD ordusunun havada yakýt ikmali yapmak için kullandýðý tanker uçaklardan biriydi. Ve ilk görüntüleri izleyenlerin çok net görüp duyduðu patlamalar ise, kulelerin kontrollü biçimde yýkýlmasýný saðlamak için binanýn içine önceden döþeli patlayýcýlardý. 3) Pentagon a çarpan uçaða dair tek bir görüntü bile yok. Oysa Pentagon, 5 km ötedeki havaalanýndan kalkan bütün uçaklarýn rotasýný bilgisayar aracýlýðýyla denetlemekle kalmýyor, her uçaðý Pentagon savunma alanýna (3 km uzunluðunda) yerleþtirilen onlarca kamerayla izliyordu. Bu uçaklardan birinin rotasýnda en küçük bir deðiþiklik olduðunda bilgisayar alarm veriyor, tüm kameralarý ve elbette uçaksavar bataryalarýný söz konusu rota deðiþtiren uçaða doðru yöneltiyordu. 11 Eylül günü, rotasýndan saptýktan sonra, 10 km kavis çizip Pentagon a saplanan uçaða dair tek bir görüntü yok. Pentagon un yýkýntý halini inceleyen herhangi bir kiþi çok rahatlýkla görecektir ki, ortada ne bir uçak kalýntýsý var, ne de içeride yangýn çýktýðýna dair bir iz. Aksine, Pentagon u havaya uçuran, patlayan benzin deposu deðil, basýnç etkili bombadýr. 4) Beyaz Saray a doðru uçtuðu sýrada, Pensilvanya da düþtüðü söylenen dördüncü uçaða ait herhangi bir görüntü, aradan geçen 4 yýla raðmen ortaya çýkmýþ deðil. 5) Ýkiz Kulelerin cehennemi andýran yýkýntýlarý arasýnda, her nasýlsa iki günde sapasaðlam þekilde bulunan bir pasaportla eylemin sorumlusu ilan edilen Muhammed Atta nýn, Miami merkezli, Küba karþýtý CIA beslemesi çetelerin arasýnda barýndýðý, bu CIA çetelerinin yöneticilerinden birine ait kursta eðitim gördüðü, bizzat Fidel Castro tarafýndan açýklandý. Burada sadece küçük bir kýsmýna yer verdiðimiz benzeri yüzlerce kanýtý, konuyla yakýndan ilgilenen herkes, 11 Eylül üzerine yazýlmýþ kitap ve makalelerden rahatlýkla izleyebilir. ABD nin, bütün kaynaklarýný zorlayarak girdiði 3.Dünya Savaþý na, kendi halkýný ikna edebilmesi mümkün deðildi. Dahasý, 99 yýlýnda Seattle da baþlayan anti-kapitalist kitle hareketi, emperyalist tekellere bu konuda hareket alaný býrakmýyordu. 11 Eylül provokasyonunun hedeflerinden biri, ABD halkýný savaþ yanlýsý politikalardan tarafa çekmekti. Aradan geçen 4 yýlda, 11 Eylül, yarattýðý etkiyi yitirdi. ABD halkýnýn savaþa desteði %30 lara kadar geriledi. Oysa ABD, baþlattýðý 3. Dünya Savaþý nda ulaþmaya çalýþtýðý hedefe alabildiðince uzak. Çok daha güçlü askeri iþgallere, nükleer bombalarýn geniþ çaplý kullanýlacaðý savaþlara ihtiyaç duyuyor. Bu nedenle, 11 Eylül ün yanýnda devede kulak gibi kalacaðý çok daha kanlý provokasyonlarýn gerçekleþme ihtimalini þimdiden hesaba katabiliriz. 16 51. Sayý / 28 Eylül-12 Ekim 2005

Yaþanýlabilir Bir Gelecek Ýçin Kapitalizme Karþý Mücadele Edelim Tutsaklarý Özgürleþtirelim Kapitalist sistem bir devrime gebedir. Sermaye iktidarý, iþçileri e- mekçileri baský altýnda tutarak kontrol etmeye çalýþýyor; çünkü iþçi sýnýfý ile burjuvazi arasýnda uzlaþmayacak bir çeliþki vardýr. Ýþçiler devamlý ü- retirler. Üretenler halkýn çoðunluðunu oluþturmakta. Bu çoðunluðun üzerinden kar elde etmek isteyen küçük bir azýnlýk ise iþçiler hakkýný aramasýnlar, kendi aralarýnda örgütlenip bu azýnlýða karþý baþkaldýrmasýnlar diye elinden geleni yapýyor. Ýþçiyi iþçiye düþürmeye çalýþarak iþçiler arasýnda güvensizlik yaratmak istiyor.sermaye sahipleri bu döneme kadar bunda kýsmen baþarýlýda oldular.fakat son yýllarda bu tür çabalarý iþçiler üzerinde çok fazla etkili olmuyor.ýþçiler kapitalizmin nasýl iþlediðini son dönemlerde daha iyi görebiliyor. SEKA nýn, Telekom un, Mersin limanýn özelleþtirilmesi, F tipi hücrelerinde yapýlan baský ve iþkencelerin yeni çýkan yasalarla yasallaþtýrýlmasý, emekçi,iþçi semtlerindeki yýkýmlar vb. politikalarýyla saldýrýlarýna devam eden kapitalist sisteme karþý iþçilerin eylemleri giderek büyüyor.faþist devlet buna raðmen saldýrýlarýndan geri durmuyor aksine daha da arttýrýyor. Peki bu durumda iþçilerin gerçekleþtireceði eylemler yeterli olabiliyor mu? Ýþçilerin baþlattýðý eylemler tek baþýna yeterli deðil. Ýþçiler birlikte mücadele edemiyor. Ýþçiler kendilerine zarar gelmediði sürece zarar gören iþçilere destek vermeye çekiniyorlar. Ýþlerini kaybetme korkusu var. Ýþçilerin birbirine destek vermemesi, iþini kaybetmemesinin yalnýzca süresini biraz uzatýr. Ama sýra kendine de mutlaka gelecektir. Bunu görmek gerekir. Türkiye ve Kürdistan daki iþçiler, emekçiler ancak birleþerek, baskýlara ve saldýrýlara göðüs gerebilirler ve kazanýrlar. Her þeyi üreten iþçilerin hep birlikte bir saatlik bir greve gitmesinin bile sonuçlarý düþünüldüðünde iþçi sýnýfýnýn gücünün farkýna varabiliriz. O zaman ne fabrikalardan, atölyelerden sesler gelir, ne gemi, ne tren, ne otobüs i- lerleyebilir, ne elektrik olur ne de su. Bunu daha canlý görebilmek için de dünya iþçi hareketinin deneyimlerine bakabiliriz. Faþist sisteme karþý birleþik halk cephesini oluþturmalýyýz ve her türlü saldýrý karþýsýnda tek vücut olmalýyýz. Ya kapitalizmde çocuklarýmýz açlýktan ölecek, iþsiz kalýp sefalet içinde yaþayacaðýz, yani yaþanýlabilir bir dünyada zindaný yaþayacaðýz ya da tüm sorunlarýmýzýn kaynaðý olan kapitalizmi yýkýp yerine iþçilerin sömürülmediði, eðitimin, saðlýðýn,ulaþýmýn, barýnmanýn yani yaþamsal ihtiyaçlarýn ücretsiz saðlandýðý sosyalizm için mücadele edeceðiz. Sosyalist Küba ya bir bakalým. Ýnsanlarýn mutlu bir þekilde yaþadýðý, eðitim saðlýk vb. ihtiyaçlarýn ücretsiz karþýlandýðý, iþçilerin sömürülmediði, paranýn deðil de insanýn temel alýndýðý bir sistem 46 yýldan beri cinayet iþlemeyen, Amerika nýn ve diðer emperyalist güçlerin ambargosuna karþý kararlý bir þekilde mücadele eden küçük bir ada. Ýþsizlik ordusunun olmadýðý, insanlarýn insanca, ayrým yapýlmadan yaþayacaðý sosyalist sistem için Küba yý örnek göstermemiz, bu da yetmez; O nu savunmamýz ve Küba devrimiyle dayanýþma amacýyla kendi ülkelerimizdeki devrimi yükseltmemiz gerekir. Bu insanca yaþayabilmek için bir zorunluluktur. Ýþçiler, emekçiler, üreten, yaratan, ve hizmet sunan insanlar hep beraber kapitalizmi tarihin derinliklerine atýp sosyalizmi kurmak için gelin güçlerimizi birleþtirelim. Ayaklanma ve devrim için seferber olalým. DÜNYA EMEÐÝN OLACAK! Antep ten DÝK li Bir Ýþçi Dinci, gerici, faþist AKP li belediyenin Sarýgazi de düzenlediði festivalin boykot edilmesinden sonra tutuklanan 9 kiþiye ve ailelerine destek olmak ve tutuklananlarýn serbest býrakýlmasý için Mücadele Birliði olarak eylem yaptýk. Önce, direniþinin 123. gününde olan Sarýgazi Ekin Sanat Merkezi nin önünde, her hafta olduðu gibi etkinlik düzenlendi. Tutuklanan 9 kiþi ve ailesine destek olmak için bu kez erken bitirilen etkinlik saat 19.00 da baþladý. Kýsa bir konuþmadan sonra hep beraber þarkýlar söylendi halaylar çekildi. Daha sonra Grup Emeðe Ezgi nin söylediði þarký ve marþlardan sonra yapýlacak eylem i- çin çalýþmaya baþlandý. Ve halk akþam saat sekizde baþlayacak, tutuklanan 9 kiþiye destek için eyleme çaðrýlarak meydana kadar yüründü. Saatin sekiz olmasýyla birlikte Tutuklanan 9 Kiþi Sarýgazi Halkýdýr Tutsaklarý Özgürleþtirelim Mücadele Birliði yazýlý pankart açýldý ve meþalelerin yakýlmasýyla eylem baþladý. Gerçekleþtirilen eyleme Sarýgazi halkýnýn gösterdiði yoðun ilgi ve yol kenarýndaki halkýn alkýþla destek vermesi gözlerden kaçmadý. Düzenlenen eylem boyunca, Tutuklanan Halktýr, Halk Burada, Zindanlar Yýkýlsýn Tutsaklara Özgürlük, Yaþasýn Halklarýn Mücadele Birliði, Kürt Halkýna Uzanan Elleri Kýrdýk Kýracaðýz, 16.Yýlýnda Leninist Saflara þeklinde sloganlar atýldý. Daha sonra tutuklanan 9 kiþiden ikisinin ailesi ziyaret edilerek, tutuklanan 9 kiþinin Sarýgazi halký olduðu vurgulandý. Her zaman yanlarýnda olacaðýmýz söylendi. Ziyaret e- dilen aileler de yapýlan ziyaretten dolayý memnun olduklarýný söyleyerek destek veren tüm duyarlý devrimcilere teþekkür ettiler. 51. Sayý / 28 Eylül-12 Ekim 2005 17

Düþmana inanýlmayacak kadar uzak yepyeni bir insan boyu uzaktý Moskova dan / Nazým II. Dünya Savaþýnýn Dönüm Noktasý: STALÝNGRAD DÝRENÝÞÝ Nazi ordularý 22 Haziran 1941 de Sovyetler Birliði ne saldýrdýktan sonra Sovyetler Birliði içlerine kadar ilerlemiþ ve hatta Moskova nýn 30 km. yakýnýna kadar sokulmuþlardý. Tüm dünyanýn gözü-kulaðý Sovyetler Birliði ndeydi. Sosyalist bir ülke bütün bir insanlýðýn kaderini tayin edecek bir savaþ veriyordu. Kýzýlordu önderliðinde yapýlan Sosyalist Anayurt Savunmasý, aslýnda tüm dünyanýn faþizme karþý yürüttüðü bir savaþýmdý. Ýnsanlýðýn yüreði orada atýyordu. Ve Baþkomutan Stalin her konuþmasýný Pobet Budet Naþa (Zafer Bizim Olacak) diye bitiriyordu. Bu hem Sovyet halklarýna da hem de faþizmin saldýrýsý altýnda olan bütün ülkelere büyük bir güven veriyordu. Sovyet halklarý, bir bütün olarak karþý koyuyordu faþizme. Hepsi tek bir yumruk halinde Moskova nýn etrafýnda birleþmiþlerdi. Stalingrad Direniþi, faþizme karþý halklarýn duyduðu ortak nefretin odaklandýðý yer olmuþtu. Herkes Sovyetlerin kazanmasýný istiyor, bekliyordu. Elbette emperyalistler hariç. Onlar Hitler in kazanmasýný, sosyalizmi ezmesini caný gönülden istiyor, sosyalizm belasý ndan kurtulmak için can atýyorlardý. Sovyet halkýnýn kahramanlýðý onlarýn hayallerini suya düþürdü; Nazi faþizminin de. Yenilmez sanýlan, dünyanýn en donanýmlý ordusu sayýlan Nazi ordusu, Stalingrad da önce durduruldu ve 200 gün süren bir GAZÝ DE DÖB EYLEMÝ savaþýn ardýndan da aðýr bir yenilgiye uðratýldý. 17 Temmuz 1942 de baþlayan Stalingrad Direniþi, 2 Þubat 1943 te Kýzýlordu nun zaferiyle sonuçlandý. Sovyetler tüm savaþ boyunca kaybettikleri 27 milyon insanýn, 1 milyona yakýnýný burada kaybetmiþtir ama Stalingrad Direniþi savaþýn kaderini tayin etmiþtir. Eðer Hitler faþizmi burada durdurulmamýþ olsaydý, emperyalist devletlerin Normandiya Çýkarmasý safsatasý dahi olmazdý. Tüm dünya bilmektedir ki, Nazi faþizmi Normandiya Çýkarmasý ile deðil, Stalingrad Direniþi sonucu yenilmiþtir. Bundan sonra Kýzýlordu, Hitler ordularýný kovalamaya baþlamýþ ve inine kadar gidip orada baþýný ezmiþtir. Hitler i intihara götüren süreç Stalingrad da baþlamýþtýr. Bugün Stalingrad Direniþi, Irak tan Filistin e, Türkiye den Latin Amerika ya emperyalist-kapitalist sisteme, tekellerin faþist devleti ABD ye karþý savaþ yürüten herkes için örnek olmaya devam ediyor. Gazi Mahallesi nde Devrimci Öðrenci Birliði (DÖB), sermaye sýnýfýnýn okullarý ticarethaneye çevirmesine karþý ve öðrencilerin parasýz, bilimsel, anadilde eðitimi için eylem yaptý. Yapýlan eylem, Gazi Ýlköðretim Okulu nun önünde saat 17.00 de Parasýz Bilimsel Anadilde Eðitim Devrimle Gelecek/Devrimci Öðrenci Birliði yazýlý pankartýn açýlmasýyla baþlandý. Eyleme, halkýn ve öðrencilerin ilgisi yoðundu. Dörtyola doðru yürüyen kitle, Parasýz Bilimsel Eðitim Ýçin Mücadeleye, Deniz Yusuf Ýnan Savaþa Devam, Anadilde Eðitim Devrimle Kazanýlacak, Yaþasýn Devrimci Öðrenci Birliði, Gençlik Gelecek Gelecek Sosyalizm þeklinde sloganlar attýlar. Daha sonra yol trafiðe kapatýldý ve Merkez Dörtyol da basýn açýklamasý okundu. Okunan basýn açýklamasýnda sermaye sýnýfý bizlere topyekün bir saldýrý baþlatmýþ durumda. Özelleþtirmeler yoluyla iþçileri ve emekçileri yaþamdan kovarken, bir yandan da paralý eðitim sistemi ile gençliðin geleceðini karanlýða itmek istiyor. Bir yandan iyi eðitim demagojileri yaparken, diðer taraftan da daha çocuk yaþta bizleri kötü koþullarda çalýþmaya zorluyor ve hiç utanmadan baðýrýyorlar eðitimde fýrsat eþitliði var diye. Hayýr! Eðitimde fýrsat eþitliði yok. Paralý eðitim sistemi bunun en iyi kanýtý. Parasý olan iyi koþullarda, iyi eðitim alýrken, parasý olmayan kayýt dahi yaptýramýyor; yaptýrsa bile en kötü sýnýflara gönderiliyor. Bu, sýnýf farklýlýðýnýn bir baþka biçimidir. Burjuvalarýn çocuklarýn bir yere, iþçi ve emekçilerin çocuklarý bir yere dendi. Ve okullarda aldýðýmýz kapitalist eðitim kapitalist sistemin bir parçasýdýr. Yani kapitalizmin zorunlu bir sonucudur. Bu nedenle, bu kapitalist eðitim sistemine karþý verilecek olan mücadeleyi içinde yaþadýðýmýz kapitalist sistemden baðýmsýz düþünemeyiz; çünkü kapitalist eðitim sistemi e- mek-sermaye çeliþkisinin ta kendisidir þeklinde vurgulamalar yapýldý. Ve çözümün kapitalist sistemin yýkýp onun yerine insanýn özgür geliþiminin bütün koþullarýnýn var olduðu sosyalizmi kurmak olduðu belirtildi. Basýn açýklamasýnýn okunmasýndan sonra eylem baþarýyla sona erdirildi. 18 51. Sayý / 28 Eylül-12 Ekim 2005

dý. de sadece 4 saat eðitim a- labildikleri bölgede öðrenim yýlýnýn baþýndan bu yana süren boykot, 8.200 öðrencilerin bodrum katlarýndaki dersliklerde gün- Tek bir derslikte 50 öðrencinin bulunduðu ve örgütlü Veli Birliklerinin, okullardaki eðitim koþullarý nedeniyle baþlattýðý boykot, giderek yayýlýyor. Ýsrail de Doðu Kudüs te bulunan 10 okulda Doðu Kudüs te 8.200 Öðrenci Boykotta Halkýn Esenboða yolu Son Durak mevkiinde yolu kapatmasý ü- zerine kilometrelerce araç kuyruðu oluþtu. Bunun üzerine olay yerine çok sayýda çevik kuvvet ekibi sevk edildi. Güvenlik Þube Müdürlüðü ekiplerinin eylemcileri ikna etmesi üzerine yol trafiðe açýl- Halk Havaalaný Yolunu Kesti Büyükþehir Belediyesi nin kentsel dönüþüm projesi çerçevesinde gecekondularýn yýkýlacaðý Altýndað Hasköy Mahallesi sakinleri, 15 Eylül günü bir eylem yaptý. kiþilik bir katýlýma ulaþtý. Ankara da zýlý pankart a- çarak, sloganlar attýlar. lan Ýþçiler Geri Alýnsýn ya- ca Cola Direniþimiz, Atý- mi baþlattýlar. Yaþasýn Co- zi önünde bir oturma eyle- nadolu Grup Genel Merke- olan Anadolu Grup yetkililerinin kendileriyle görüþmeyi kabul edene kadar, A- Coca-Cola Ýþçisi Oturma Eylemi Baþlattý 17 Eylül günü Coca Cola iþçileri, Coca Cola nýn Türkiye ortaðý lu nu Bolu Daðý kesiminde, iki þeritli olarak trafiðe kapadýlar. Yaklaþýk 1.000 kiþilik bir iþçi grubu, iki saat süren eylemin ardýndan yolu trafiðe açtý. Eylem sürerken, Ýstanbul-Ankara yolunun Bolu Daðý kesiminde 5 kilometrelik bir araç kuyruðu oluþtu. Ýþçiler Ýstanbul-Ankara Yolunu Kesti 16 Eylül günü, Erdemir iþçileri, Ýstanbul-Ankara TEM Otoyo- rýmca Petro- Kimya tesislerinde çalýþan Petrol-Ýþ üyesi kurulu 4 rafinerisi ile Ya- Tüpraþ ýn Aliaða, Kýrýkkale, Kocaeli ve Batman da Tüpraþ ýn satýþ ihalesi, artýrma bölümünde gerçekleþen ihaleyi Koç-Shell Ortak Giriþim Grubu kazandý. Ýzmir de PTT Çalýþanlarý Ýþ Býraktý Ýþçiler, talepleri yerine getirilinceye kadar her gün Bakýrköy Özgürlük Meydaný nda eylem yapacaklarýný bildirmelerinin ardýndan sloganlar eþliðinde eylemlerine son verdiler. Baþkaný ve Belediye Meclis üyeleri imzalarýna sahip çýkmalýdýr çünkü bizler imzamýzýn arkasýndayýz dedi. bir ödeme programý çýkarýlmasýný talep ediyoruz. Talebimiz dikkate alýnmazsa mücadelemizi büyüterek kesintisiz yürüteceðiz. Belediye açýklamasý yapýldý. Açýklamada söz alan Tüm Bel Sen 1 No lu Þube Baþkaný, Ýmzalamýþ olduðumuz her iki sözleþmeden kaynaklý, kiþi baþýna yaklaþýk 8 bin 500 YTL yi bulan alacaðýmýza karþýlýk anlaþabileceðimiz Emekçilerden Bakýrköy Belediyesi ne Protesto Tüm-Bel-Sen 1 No lu Þube üyeleri tarafýndan, toplu sözleþmeleri uygulamayan Bakýrköy Belediyesi ni protesto etmek amacýyla 20 Eylül günü saat 12.30 da Bakýrköy Özgürlük Meydaný nda basýn Taþeronlaþmaya Hayýr, Ekmeðimizi Ýstiyoruz, Belediye Ýþçisi Yalnýz Deðildir Tazminatsýz Ýþten Atýldým, dövizlerini taþýyan iþçiler, Bornova Belediyesi nde Çalýþan Ýþçiler Neden Haklýdýr baþlýklý bir bildiri okudular. 10:00 da Bornova Belediyesi önünde toplanan Belediye-Ýþ Sendikasý 251 iþçi ve aileleri basýn açýklamasý yaptýlar. 12 Eylül Pazartesi günü iþten atýlan Bornova Belediyesi ne baðlý 251 temizlik iþçisi, eylemlerine devam ediyor. 20 Eylül günü saat Ýþten Atýlan Bornova Belediyesi Ýþçileri Eylemlerini Sürdürüyor kiþilik bir kitle, Özelleþtirme Ýdaresi önünde bir eylem yaparak Tüpraþ ýn satýþýný protesto ettiler. Ankara da da 12 Eylül günü siyasi partiler, sendikalar, demokratik kitle örgütleri ve TÜPRAÞ iþçilerinden oluþan yaklaþýk 1.000 Petkim çalýþaný Petrol-Ýþ üyesi iþçiler de Tüpraþ çalýþanlarýna destek vererek tam gün iþ býraktýlar. iþçiler tarafýndan tam gün iþ býrakma eylemleriyle protesto edildi. Tüpraþ Satýldý Ýþçiler Mücadeleyi Sürdürüyor Tüpraþ ýn Ankara Bilkent Otel de yapýlan satýþ ihalesinin açýk mud ve Jabel Muqabar bölgelerinde yaþayan 8.200 öðrenci, 3 Eylül den bu yana okula gitmiyor. Boykot, önümüzdeki günlerde Doðu Kudüs teki diðer okullarý da kapsayacak gibi görünüyor. Boykotu baþlatan Veli Birlikleri temsilcilerine göre Kudüs belediyesi ve Ýsrail Eðitim Bakanlýðý nýn, Filistinlilerin yaþadýðý bu bölgedeki okullardaki eðitim koþullarýný düzeltmemesinin sebebinin politik ayrýmcýlýk olduðunu dile getiriyor. Kentin Silvan, Ras el A- DEVRÝMÝN AYAK SESLERÝ DÜNYAYI SARSIYOR Ýzmir Posta Ýþletme Merkezi Müdürlüðü nde çalýþan bir iþçinin, 51. Sayý / 28 Eylül-12 Ekim 2005 19

rarasý delege de engellendi. Delegeler, Cakarta Hükümeti nin tarým lisanslarýný geri almasýnýn ardýndan yaþam alanlarýný savunan köylülere yönelik insan haklarý ihlallerini araþtýrmakla görevliydiler. Gelen bu delegeleri karþýlamak üzere bölgede bekleyen yaklaþýk 1.000 köylü de polisin saldýrýsýna maruz kaldý. Polisin kitlenin üzerine açtýðý ateþ sonucu yaralanan 37 köylüden bazýlarýnýn durumu aðýr. çalýþma koþullarýnýn aðýrlýðýna dayanamayarak intihara teþebbüs etmesi üzerine PTT çalýþanlarý 20 Eylül günü iþ býraktý. Yaklaþýk 200 PTT çalýþaný, intihara teþebbüs eden iþçinin kaldýrýldýðý hastaneye kadar yürüyüþ düzenleyerek bir günlük iþ býraktý. Diyarbakýr Akyýl Tekstil Ýþçileri Eylemi 1. Haftasýnda Diyarbakýr da Akyýl Tekstil Fabrikasý nda 7 aydýr maaþ alamayan 600 iþçi, 13 Eylül de iþ býraktý. Ýþçiler, iþe geri dönmek ve sigorta primlerinin tam yatýrýlmasý için Diyarbakýr Valiliði, SSK ve Çalýþma Bölge Müdürlüðü ne dilekçeyle baþvuruda bulunacak. Fabrika önünde oturma eylemi yapan yaklaþýk 600 iþçi, eylemlerini haklarýný alýncaya kadar sürdüreceklerini, bu konuda asla taviz vermeyeceklerini dile getirdi. Hollanda Liman Ýþçileri Kararlý Hollanda da Çalýþma ve Sosyal Ýþler Bakaný Aart Jan de Geus in önerdiði ve hükümet tarafýndan da benimsenen ILO Sözleþmesi nin rafa kaldýrýlmasý planlarýna, liman iþçilerinin tepkisi sert oldu. Rotterdam limanlarýndan gelen 1.500 ü aþkýn iþçi, önce Maliveld de bir mitingle hükümeti uyardý. Ardýndan parlamento önüne gelen iþçiler, parlamentoya giden sendikacýlar ve bir grup iþçinin yaptýðý görüþmeleri beklerken, dýþarýda protestolarýný sürdürdü. Ýþ elbiseleri ve miðferleri ile alanda, hükümeti protesto eden limancýlar, ILO Sözleþmesi nin 137. maddesinin iptal edilmesinin derhal durdurulmasýný istediler. 4 Eylül günü tüm gün sürdürdükleri grev i- le partileri doðru tutum almaya çaðýran iþçiler, eylemlerinin sonuna doðru Den Haag ýn giriþ yollarýndan birini trafiðe kapattýlar. Burada polisler ile iþçiler arasýnda çatýþma çýktý. Çatýþmada 13 iþçi gözaltýna alýnýrken, iki polis yaralandý. Nikaragua lý Köylüler Cafta ya Karþý Yürüdü 30 binden fazla Nikaragualý, Amerika ile Güney Amerika ülkeleri arasýnda imzalanmak istenen Serbest Ticaret Anlaþmasýna (CAFTA) karþý Managua kentinde gösteri yürüyüþü yaptýlar. Aralarýnda sendikalarýn, sosyal gruplarýn, öðrencilerin bulunduðu 70 den fazla kuruluþ Ulusal Amaç Birliði Organizasyonunu oluþturarak birlikte mücadele etmeye karar vermiþti. Prensa Latina ya bir açýklamada bulunan Organizasyon, CAFTA nýn 3 milyondan fazla insana zarar vereceðini, özellikle de çiftçi ailelerinin çok olumsuz etkileneceðini, ülkedeki iþsizliðin açlýðýn ve yoksulluðun artacaðýný belirtti. Onbinlerce Çiftçi Manisa da Buluþtu Hükümetin uyguladýðý IMF politikalarý sonucu çiftçilerin yok olma noktasýna geldiðini belirten on binlerce tarým üreticisi, 22 Eylül günü, çiftçi alanlara iniyor mitinginde buluþtu. Türkiye Ziraat Odalarý Birliði tarafýndan organize edilen miting, Manisa Laleli Meydaný nda gerçekleþtirildi. Ülke genelinden yoðun katýlýmýn olduðu mitingde Mersin, Adana, Konya, Kastamonu, Tokat ve Muþ tan 50 bin çiftçi bir araya geldi. Hükümet karþýtý protestoya dönüþen çiftçi mitinginde Hükümet Ýstifa, Ankara ya Meclis e Gidelim þeklinde sloganlar atýldý. Mitingde konuþma yapan Türkiye Ziraat Odalarý Birliði Genel Baþkaný, IMF nin istediði ve desteksiz olarak deðerlendirdikleri tarým reformunun kaldýrýlmasýný istedi. Kocaeli Halký Eðitim Hakký Ýçin Yürüdü Eðitimi, Saðlýðý, Limanýmýzý, Tüpraþýmýzý; IMF den, Sermayeden, Ýktidardan, Korumak Ýçin Kocaeli Halký Yürüyor sloganýyla kurulan Kocaeli Halký Yürüyor Platformu, 21 Eylül günü ilk yürüyüþünü gerçekleþtirdi. Parasýz Eðitim diyen platform; 22 Eylül günü Parasýz Saðlýk Ýçin ; 23 Eylül günü Derince Limaný na limanlarýn özelleþtirilmesine karþý; 24 Eylül günü de Tüpraþ a, Tüpraþ ýn satýlmasýna karþý yürüyeceklerini açýkladý. Binlerce Genç Putin i Protesto Etti Rusya nýn baþkenti Moskova nýn Slaviaskaj Meydaný nda binlerce genç, polisin geniþ güvenlik önlemleri altýnda eylem yaptý. Devlet baþkaný Putin in politikalarýný sert þekilde eleþtiren eylemciler, taþýdýklarý dövizlerle asgari ücretin artmasýný, saðlýk ve eðitimin parasýz olmasýný talep ettiler. Birçok komünist örgütün destek verdiði eylemde, gençler günlük ihtiyaçlarýný karþýlayamadýklarýný belirterek kötü gidiþata son verilmesini istediler. Sýk sýk Kapitalizme ölüm, Babamýz SSCB dir sloganlarýnýn atýldýðý eylem, olaysýz bir þekilde sona erdi. Uþak Köylülerine Jandarma Saldýrýsý Bölgelerinde siyanürlü altýn madeni iþletilmesine karþý çýkan U- þak ýn Ýnay Köyü sakinleri, madenci firma TÜPRAG ýn þantiye kurma ve boru hattý döþeme çalýþmalarýný durdurmak için eylem yaptý. Madene 3 km. kala toplanan köylüler yolu kapatarak çalýþan dozeri taþlayarak camlarýný kýrdýlar. Bunun üzerine köylülere saldýran jandarma, 11 kiþiyi yaraladý ve 12 kiþiyi de gözaltýna aldý. TÜPRAG þirketi, yýlbaþýnda siyanür kullanarak altýn arama fa- Endonezya: Polis Köylülere Ateþ Açtý 37 Köylü Yaralandý Uluslararasý çiftçi örgütü Via Campesina nýn 18 Eylül de Endonezya nýn Bali yakýnlarýndaki Lombok adasýnda 22 Eylül de düzenlediði toplantýya polisin ateþ ederek saldýrmasý sonucu 37 köylü yaralandý. Toplantýya katýlmak üzere Endonezya ya gelen 15 ulusla- 20 51. Sayý / 28 Eylül-